• Sonuç bulunamadı

Kağıthane

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kağıthane"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D E S T A N I : 5

Haliç’in bitim noktasında, Alibey köyü deresi ile, adını taşıyan de­ renin birleştiği yerde bir köy vardır. Bugün çeşitli fabrikaların doldurup pislettiği bu köy lalettayin bir köy değildir. Burası Türk tarihinin en şâşaalı zevk, safa ve tarab devrine sahne olmuş ve yüzyıllar boyu bir mücevher gibi ışıldamış bir yerdir. Ve Kâğıthane adını taşır.

Kanunî Sultan Süleyman devrinde bu güzel mesire yerine karşı başla­ yan ilgi II. Selim zamanında da de­ vam etmiş ve III. Ahmet devrinde en şâşaalı günlerine erişmişti. berenin mecrası değiştirilip kıyıla­ rına mermer rıhtımlar yaptırılan ve SADABAD adı verilen KÂĞITHANE kasırlarla süslenmeye başlamış; çeş­ meler, köprüler ve bahçelerle bir cennet köşesi halini almıştı. Yirmi- sekiz Çelebi Mehmet Efendi'nin Pa­ ris'ten getirttiği Versailles köşk ve bahçelerine ait plânlara göre buraya 60 kadar kasır ilâve edilmiş, bu arada III. Ahmed için yaptırılan muh­ teşem kasrın tarihini de, buranın imâr ve ihtişamında en büyük rolü oynayan Sadrazam Damat Nevşe­ hirli İbrahim Paşa tarafından şu sa­ tırla düşürülmüştü:

«Mübarek olsun Sultan Ahmed'e, devletle Sâdabâd»

Bu şahane kasrın önündeki havuz ve çağlayanlar da emsalsiz bir gü­ zellik arzetmekteydi.

Kâğıthane deresinde ve Haliç kıyı­ larında sâzende ve hânendelerle do­ lu kayıklarla yapılan seyranlar, köşk ve kasırların o güzelim lâle ve bin­ lerce kokulu çiçeklerle bezenmiş

Yazan: İSTANBULLU Kâğıthane kasrı yanında...

bahçelerindeki âlemler devrin en bü­ yük eğlence, lüks ve ihtişamı ol­ muştu.

Bu eğlence ve zevk-ü safa devrin­ de ortaya çıkan, Divan edebiyatımı­ zın büyük şairi Nedim de ölmez eserleriyle bu ihtişam dolu günlere ayrı bir renk katıyor ve onu ölüm­ süz mısralarıyla dile getiriyordu:

Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i nâşade. Gidelim serv-i revanim, yürü

Sâdabâd'e. işte üç çifte kayık iskelede âmâde. Gidelim serv-i revânım, yürü

Sâdabâd'e

Gâh varup havz kenarından hırâman olalım, Gâh gelüp kasr-ı cinân seyrine

hayran olalım Gâh şarkı okuyup, gâh gazelhan

olalım Gidelim serv-i revânım, yürü

Sâdabâd'e

Sadâbâd kasrından pek hoşlanan III. Ahmet, bahar ve yaz aylarını sadrazamı ve damadı Nevşehirli İb­ rahim Paşa ile birlikte burada ge­ çirmeye başlamış ve Kâğıthane bir zevk-ü safa ummanı olmuştu. Mamafih az evvel de söylediğimiz gibi Kâğıthane, 18'nci yüzyıldan ön­ ce de meşhur bir mesire yeriydi. Evliya Çelebi buradaki Lâlezâr me­ siresinde «Kâğıthane lâlesi» ismiyle meşhur olan «Lâle-i günâgûn»dan

bahsederken, «Lâle vakti burayı gö­ renin aklı perişân olur» demektedir. Yine Evliya Çelebi'nin anlattığına gö­ re, «Kâğıthane deresinin iki kenarı çınar ve kavak ağaçlarıyla müzey­ yendir. Tatil günleri premeye süvar olmuş nice bin pir ve civân ile âşı- kan-ü seyrân bu çây-ı meserrette gelüp eğlenirler. Bâzı canlar nehire girüp şinâverlik ederler, amma iki tarafta olan ağaçların kökleri su için­ de balık ağına dönmüştür. Bâzı can­ ların ayağına takılıp o kökler ge­ çer; hey beni deniz melikesi tuttu, diye feryâd ve figan edüp korkuya garkolurlar. Gül pembe misâl vücut nâzeninler de ibrişim futalara sarı­ lıp mâhiler gibi gavvaslık ederler. Sazın da, sözün de haddi pâyanı yoktur burada...»

KÂĞITHANE'NİN YAĞ M ASI

Devrin aşırı eğlence, lüks ve israfı bazı çevrelerde ağır tepkilere yol açmaktaydı. Halk arasında burada yapılan eğlencelere ait dedikodu­ lar da alıp yürümüştü. Nevşehirli İbrahim Paşa’nın kayık seyranların­ da hanımların kayıklarına avuç do­ lusu altınlar atmak suretiyle sataş­ tığı ve bir lâle sovanının 1 altına sa­ tılması halkı bilhassa meşgul eden konular arasındaydı. Bunun netice­ si olarak Lâle Devri ne karşı baş- gösteren iğbirâr, 1730 yılında, Pat­ rona Halil isyanı adıyla tarihimize geçen ayaklanma ile sonuçlandı. Üçüncü Ahmed'i tahttan indiren âsi­ ler Nevşehirli İbrahim Paşa'yı da katletmişlerdi. Tahta çıkarılan I. Mahmut, âsilerin ağır baskısı kar­ şısında Sadabâd'ın yerle bir edil­ mesi için ferman çıkarmak zorunda 4

Referanslar

Benzer Belgeler

航向未來~北醫大98學年度畢業典禮

肯氏蒲桃果實及山竹果皮之鞣質與相關化合物之研究 中文摘要

Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Antalya, 2000 (Tez Danışmanı: Doç. Ferda Erdem). Çalışanların Örgütsel

In conclusion, endovascular splenic ar- tery embolization is an effective treatment for diseases of the spleen, and this experi- mental study showed that ABS is a safe and

Horse upsets the obstacle with hind legs ..—2 Faults. Horse or Rider falls

Bu konuyla ilgili olarak görüş­ lerine başvurduğumuz bilim adam­ ları, Mimar Sinan Yılı’nda, büyük mimarımızla ilgili çalışmaların ye­ tersiz

Özal ailesinin avukatı Bilgin Yazıcıoğlu, bankaya yatırılan paranın 2.5 milyon lira eksik olması nedeniyle Demirel’in avukatı Yaşar Topçu’nun uyarılması