• Sonuç bulunamadı

M.Ö. I. Bin Yıl Asur-Anadolu İlişkilerinde Kilikya Bölgesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "M.Ö. I. Bin Yıl Asur-Anadolu İlişkilerinde Kilikya Bölgesi"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK TARIH KURUMU

BELLETEN

Cilt:LXX

Nisan 2006

Say~: 257

M.Ö. I. B~N YIL ASUR-ANADOLU ILI~KILERINDE K~L~KYA

BÖLGESI

MEHMET KURT*

Kilikya; Akdeniz'e uzanan da~lar~, ovalar~, vadileri, nehirleri, geçitleri ve yüksek platolar~~ ile co~rafi bir çe~itlili~e sahiptir. Ayr~ca, bölgenin Anadolu ve Suriye aras~ nda bir köprü olu~turan konumu yan~nda, do~al zenginlik kaynaklar~~ da onun sosyal, ekonomik, kültürel, askeri ve siyasal geli~irnine yön vermi~tir. En eski ça~lardan itibaren, Anadolu-Mezopotamya ili~kilerinde belirleyici bir rol oynad~~~~ anla~~lan Kilikya, Asurlularm Anadolu politikalarm~ n belirlenmesi ve uygulanmas~nda da, vazgeçihnez bir yere sa-hip olmu~tur. ~~te bu çal~~mam~zda, M.Ö. I. bin y~ l Asur-Anadolu ili~kilerinde, Kilikya'n~n yerini ve önemini gözler önüne sermeye çal~~aca~~z. K~L~KYA'NIN JEOPOL~T~K KONUMU VE SOSYO-EKONOM~K DURUMUNA GENEL B~R BAKI~~

Kilikya, Anadolu kökenli bir isim olup, ilk defa M.Ö. XVI. yüzy~lda, yani Hitit ~n~paratorlu~u döneminde, Chalaka (Hilakku) ~eklinde ve Adaniya ile birlikte geçmektedir. Chalaka, Kilikia Tracheia (Da~l~ k Kilikya) 'y~~ kar~~larken; Adaniya, Cilicia Pedias (Oval~k Kilikya) yerine kullan~lm~~t~r'.

Antik kaynaklarda ise Coracesium (Alanya)'dan Suriye geçitlerine kadar olan ve kuzeyden Toros da~lar~~ ile s~n~rl~~ sahaya, Kilikya denildi~i anla~~lmaktad~ r2. Tarih boyunca Kilikya'n~n da~l~k ve oval~k bölümleri

* Dr. Mehmet KURT, Karaman Anadolu Lisesi Tarih Ö~retmeni / 70100 KARAMAN. Ruge 1921, 385; Hild-Hellenkemper 1990, 30.

2 Strabon, Antik Anadolu Co~rafyas~~ (Geographika: XII, XIII, XIV), Çeviren: A. Pekman, ~stanbul 1993, XII 1,4; XIV 5,2. Antik yazarlarda Kilikya'n~n kuzey s~n~r~~ konusunda bkz. Diodoros, Bibliotheka Historika, Ed. T. E. Page (LOEB), London 1947, XVIII 22; Ammianus Marcellinus, Rerum Gestarum Libri, Ed. J. C. Rolfe (LOEB), London 1963-1964, XIV 8,1.

(2)

aras~nda kültürel farkl~l~klar~n ve karma~~k ili~kilerin ya~anm~~~ oldu~u dik-kati çekmektedir. Hatta, Da~l~k Kilikya'n~n kendi içerisinde bile, k~y~~ kentleri ile onlar~ n hintedand~~ aras~ndaki kültürel, sosyo-ekonomik ve dini farkl~l~ klar bütün aç~ kl~~~~ ile görülebilmi~tir3. Bunun içindir ki, bölgenin çe~itli aç~lardan de~i~iklik arz eden bölümlerinin, tarihi geli~imleri ve devlet-ler aras~~ ili~kidevlet-lerdeki roldevlet-leri de farkl~l~klar göstermi~tir.

Kilikya, en eski devirlerden itibaren, ~ran, Mezopotamya, M~s~r, Ege, K~br~s, Do~u Akdeniz ve Anadolu dünyalar~n~~ yakla~t~ran stratejik konumu ile imparatorluklar~n ve kültürlerin kav~ak' olmu~tur'. Fakat, sadece bir geçi~~ bölgesi olmay~p, gerekli bir cazibe merkezi olu~turmu~, s~k s~k istilâlara u~ram~~~ ve de~i~ik milletlerin hakimiyetinde kalm~~t~r.

Gerçekten de, bölgenin M.Ö. XII. yüzy~ldan itibaren, özellikle ekonomik bak~ mdan, devletler aras~~ ili~kilerde önemli bir yere sahip oldu~u görülmektedir. Öyle ki, söz konusu yüzy~lda, Asurlular~n Que dedikleri Oval~ k Kilikya, M~s~r'a mobilya ihraç etmekte idi. Da~l~k Kilikya'n~n ise, onlar için önemli bir insan kayna~~~ oldu~u, buradan götürülen genç kölelerden anla~~lmaktad~r'.

Bat~~ ile do~u aras~nda en k~sa yolu olu~turan jeopolitik konumu yan~nda; do~al liman olanaklar~~ ve gemi yap~m~~ için zorunlu ormanlar~, bölgenin çok say~da yabanc~~ gücün ilgi oda~~~ haline gelmesi sonucunu do~urmu~ tur. Kilikya'n~ n ve özellikle de Amanos da~lar~n~n Anadolu içlerine geçit veren birkaç yerden biri olu~u, Mezopotamya halklar~n~~ bu yöreye sefer yapmaya itmi~tir. Asur krallar~n~n buraya yapt~klar~~ seferlerde, temel amaçlar~ndan birisinin sedir a~ac~~ kesmek oldu~u anla~~lmaktad~r. Gerçekten de, Sanherip'in hükümdarl~~~~ dönemine ait olup, Amanos bölgesinden bahseden çok say~da belgeden birisi ve en eskisi olan "Rakipsiz Saray" ba~l~kl~~ kitabede, ad~~ geçen kral, Amanos da~lar~ndan elde edilen da~~ servilerinden söz etmektedir7. Öyle anla~~l~yor ki, Asur krallar~, Mezopotam-ya'da tap~ nak yap~ m~~ için çok ihtiyaç duyduklar~~ keresteyi KilikMezopotam-ya'dan kar~~lama yoluna gitmi~lerdir.

3 Desideri 1990, 334; Lenski 2001, 417-424; Zoro~lu 2001, 425-428. 't Jean 2001, 5.

5 Hild-Hellenkemper 1990, 30.

(; Lemaire 1991, 270. Antik ça~larda da, devletler aras~~ ili~kilerde en önemli mücadele konular~ ndan birisini olu~turan bölge orman zenginlikleri konusunda bkz. Strabon XIV 5, 3-6; Jones 1971, 198.

(3)

ASUR-ANADOLU ILI~KILERINDE K~LIKYA BÖLGESI 3

Ön Asya'da kurulmu~~ devletlerin, dikkatlerini Toros da~lar~na çevirmelerinin bir ba~ka sebebi de, buradaki do~al maden kaynaklar~~ ol-mal~d~r. Kilikya demiri, M.Ö. VII. ve VI. yüzy~llarda, Babil'de çok tan~nm~~~ ve en tercih edilen maden olmu~tus. Kapadokya'daki Bolkarmaden bölgesi yer alt~~ zenginliklerinin, Kilikya kap~lar~~ yoluyla Tarsus üzerinden ihraç edilmesi, buraya ayr~~ bir önem kazand~r~yordu9. Ayr~ca, Soloi (Pompeiopolis-Vi-ran~ehir) isminin Hititçe'deki sulai (kur~un) ile ba~lant~l~~ olabilece~i ve "demir veya bir ba~ka maden y~~~n~" anlam~na gelebilece~i tespiti de, bölge maden zenginlikleri aç~s~ndan bir fikir vermektedir"). Yine, Adana çevresinde, k~sa zamanda keskinli~ini yitiren demir aletlerin yeniden ~s~t~l~p keskinle~tirildi~i çok say~da atölyenin bulunmas~, bu konuda büyük önem ta~~maktad~r'

Çukurova, ilk ça~lardan beri, Anadolu'nun deniz yoluyla Akdeniz ülkelerine ve kara yolu ile de do~u ülkeleri ile ba~lant~sm~~ sa~layan önemli bir kav~ak konumunda olmu~tur. Bu bak~mdan, Kilikya'ya stratejik ve jeopo-litik önem kazand~ran unsurlara, bölgenin Anadolu'yu Mezopotamya'ya ba~layan önemli karayolu geçitleri de eklenmelidir. Akdeniz sahillerini Su-riye-Mezopotamya'dan ay~ran Amanoslar ile Antitoroslar oldukça yüksek olup, çok az yerden geçit verirler. Eski ça~larda, Mezopotamya ve Kuzey Su-riye'den Anadolu'nun iç bölgelerine ileti~im, bu az say~daki geçider arac~l~~~~ ile sa~lanmakta idi'2. Bunlar, ticari ve kültürel al~~veri~~ için oldu~u kadar, sava~lar için de her zaman önem ta~~m~~t~r". Ayr~ca, Hatay ve ~ç Anadolu'-nun ba~lant~s~~ için hayati öneme sahip bu geçitler, tarih boyunca Kuzey Su-riye ile Anadolu'nun siyasal ili~kilerinin devaml~l~~~m da sa~lam~~lard~r.

Öte yandan, Adana ovalar~, tar~ma elveri~li çok geni~~ topraklar~, su-lar~n~n bollu~u ve ikliminin elveri~lili~i ile Anadolu'nun istisnai bölgelerinden birisini olu~turmu~tur. Bunun içindir ki, neolitik ça~dan bu yana çe~idi tar~m topluluklar~mn yerle~im alan~~ olmu~tu. Kilikya sahilleri bo-yunca ve buralar~n da~l~k hinterland~nda, Osmanl~lar taraf~ndan uygulanan

sioannes 1991, 263-264. Ramsay 2000, 35. l() Jean 2001, 5, dn. 3. " Çambel-Özyar 2002, 117. 12 ipek-Tosun-Teko~lu 1999, 174-175. 13 Çambel-Özyar 2002, 9.

(4)

yerle~ik, göçebe ve yar~~ göçebe k~rsal ekonomiler, bölgenin eski devirlerdeki tar~ma dayal~~ ekonomik faaliyetleri konusunda önemli ipuçlar~~ say~labilir".

M.Ö. I. B~N YIL BA~LARINDA K~L~KYA'NIN TAR~FI~~ CO~RAFYASI Asur belgelerinde, Kilikya'n~n Que ve Hilakku olmak üzere iki bölüme

ayr~ld~~~~ görülmektedir (Harita 1) 15. M.Ö. XV. yüzy~l M~s~ r kaynaklarmda

Qedi/Kedi olarak geçen Oval~k Kilikya, Asur kaynaklar~nda Que olarak ad-land~r~llyordu18. Ba~kentinin Adana oldu~u anla~~lan Que'nin s~n~rlar~n~n Amanoslara ve Antitoroslarm ilk uzant~larma kadar yay~ld~~~, gerek yerli yaz~tlardan ve gerekse Asur kaynaklar~ndan aç~kça anla~~lmaktad~r.

Çe~itli bak~mlardan önemli özelliklere sahip olan Kilikya'n~n, Asurlu-lar~n da dikkatlerinden kaçmad~~~~ anla~~lmaktad~ r. Asur krallar~, özellikle M.Ö. I. bin y~l ba~lar~nda, Anadolu'nun güneybat~sma ula~mak ve bölgenin zengin ormanlar~ndan faydalanmak için sefefier düzenlemi~lerdir. II. Asur-nasirpal'in buraya düzenledi~i bir seferden sonra, Amanos da~lar~na zaferini simgeleyen bir stel diktirmesiu, bölgenin Asur kin öneminin kan~ t~~ olarak dü~ünülmelidir.

Asurlular, M.Ö. IX. yüzy~ldan itibaren, Que'ye s~zmaya ba~lam~~lard~r. Q~~e'nin yasal krall~k statüsünde oldu~u M.Ö. VIII. yüzy~l ba~lar~na kadar Asur için temel amaç, burada Asur kontrolünü sa~lamak olmu~tur. Bu kont-rol ise Asur askeri gücü ve yerel liderlerin ortak çal~~malar~~ sonucu gerçekle~tirilmi~tir's. Muhtemelen, yerel güçlerin s~k s~k ç~karm~~~ olduklar~~ isyanlarm etkisiyle, M.Ö. 713-663 y~llar~~ aras~nda, bölgenin bir Asur eyaleti haline getirildi~i görülmektedir"'.

III. Salmanassar, Kilikya'n~n Asur gücünü art~raca~~n~~ büyük bir ileri görü~lülükle tespit etmi~ti. Çünkü bu fetih, politik olarak bat~ya yap~lacak yay~lmalar~~ belirleyecek ve ekonomik olarak Asur'u koruyacak, onlar~n Bul-

~ 'Yakar 2001. 38.

15 Erzen 1940, 63. Harita~~~~~~ haz~rlanmas~nda, Zoro~lu 1994a, 307'den faydalan~lm~sur. Albright 1950, 22; Jones 1971, 195; Hild-Hellenkemper 1990, 30.

17 Asur zaferleri sonucunda görülen an~t diktirme gelene~inin, Asur antlasmalarmda da oldu~u konusunda bkz. Weinfeld 1993, 137; Karau~uz 2002, 41. Ayr~ca, M.Ö. I. bin antlasmalar~ n~ n, Hitit antlasma gelene~inden gelistirildi~i ve bu antlasmalar~ n bir kars~lasur~lmas~~ konusunda bkz. Weinfeld 1987, 58-59.

18 Shaw 1990, 205; Zoro~lu 1994b, 441 vd. Erzen 1940, 63; Lemaire 1991, 265.

(5)

ASUR-ANADOLU ILI~KILERINDE K~L~KYA BÖLGESI 5

garmaden zenginliklerine geçi~ini emniyet alt~na alacaku20. Asur'un ba~ka yerlere yapaca~~~ seferlerin lojistik deste~i de, bu ~ekilde sa~lanabilecekti. Do~al olarak, bu tarihten sonra, Asur Devleti bölgeyi elinde tuttu~u sürece, yak~n do~unun en önemli ekonomik ve siyasi gücü olacakt~. O halde, M.Ö. IX. yüzy~ldan itibaren, Asurlular~n özellikle Çukurova bölgesini kontrol alt~nda tutma yolunda gösterdi~i çabalar, siyasi ve askeri amaçl~~ oldu~u ka-dar -belki de bunlardan daha fazla- ekonomik nedenlerden kaynak-lan~yordu21.

Ne yaz~k ki, Oval~ k Kilikya'n~n bat~s~nda bulundu~u anla~~lan22 ve Asur kaynaklar~nda Hilakku olarak adland~r~lan bölge ile ilgili belge konusunda, Que kadar ~ansl~~ de~iliz. Antik Kilikya'n~n, demir ça~~nda Hilakku olarak geçen bölgeyi ifade etti~i görü~ü, aksi ispat edilemedi~i için, halâ geçerlili~ini korumaktad~r23. Bununla birlikte, Que'nin kuzey ve kuzeybat~~ bölgesi için kullan~ld~~~~ kabul edilen Hilakku'nun kesin s~n~rlar~, bu dönem tarihi co~rafyas~mn tart~~mal~~ konular~ndan birisini olu~turmaya devam et-mektedir24.

Demir ça~~nda, bölgenin do~usunda geli~en olaylar, ister istemez bat~= da etkilemi~, Asurlular Que'mn bat~s~ndaki bu bölge ile de ilgilen-mek zorunda kalm~~lard~r. Öyle ki Hilakku, M.Ö. IX. ve VII, yüzy~llar aras~nda, Asur ordular~~ taraf~ndan bir çok defalar istilâ edilmi~tir. Fakat, özellikle arazi yap~s~n~n ve buna ba~l~~ olarak ula~~m güçlüklerinin etkisi so-nucu, bölgede uzun süreli ve tam bir Asur egemenli~inden söz etmek mümkün de~ildir. ~lkça~~n büyük bölümünde oldu~u gibi, Asurlular

20 Jasink 1991, 255.

21 MÖ. Il. bindeki Hitit gücünün bölgeye ilgisi, -Asuriulardan farkl~~ olarak- kültürel amaçlar ta~~d~~~~ halde, Mersin, Tarsus ve Adana çevresindeki rota, yine anahtar noktay~~ olu~turmu~tu. Bu konuda bkz. Jasink 1991, 253.

22 Erzen 1940, 55-58; Landsberger 1948, 15; Lemaire 1991, 265; Kurt 2001, 167. 23 Olmstead 1923, 284; Houwink ten Cate 1961, 19; Zoro~lu 1994b, 441.

24 Zoro~lu 1994a, 301-309. Hilakku ad~na ilk defa, III. Salmanassar'~n Que, Hilakku ve Hubi~na (Ere~li-Karahöyük) 'n~n olu~turdu~u koalisyona kar~~~ vermi~~ oldu~u mücadelelerin anlat~ld~~~~ anallerde rastlan~r. J. D. Bing, bu seferin anlat~ld~~~~ metnin yorumundan, Hilakku'nun Que ile Hubi~na aras~nda bulundu~u sonucunu ç~karm~~~ ve buradan Hilakku'nun, Toros da~lar~n~n bat~s~ ndaki Kilikya kap~lar~ nda olmas~~ gerekti~i sonucuna ula~m~~t~r (Bing 1987, 102). L. Zoro~lu ise, Hilakku'nun bat~~ s~n~r~n~n, Göksu (Kalykadnos) olmas~~ gerekti~ini ileri sürmü~tür. Ona göre; bu nehrin bat~s~, Yeni Babil kaynaklar~nda Pirundu olarak geçen bölgedir. Bu görü~ler için ayr~ca bkz. Zoro~lu 1994a, 301 vd.; 1994c, 9.

(6)

döneminde de, bu kontrolü güç da~l~k alan, yerel krallar ya da beyler eliyle yönetilen özerk bir bölge konumunda olmu~tur.

YEN~~ ASUR DEVLET~~ 'N~N ANADOLU POL~T~KALARINDA K~L~KYA Bilindi~i gibi Asur Devleti, öteden beri Anadolu'ya yönelik yay~ lmac~~ bir politika izlemi~tir. Asur'un, Anadolu'ya kar~~~ emperyalist bir politika izle-mesi, bu devletin siyasal, ekonomik ve co~rafi durumu ile yak~ndan ili~kili olmu~tur. Asur Devleti, co~rafi konumunun uzakl~~~~ sebebi ile Ön Asya'n~n büyük devletlerini ortadan kald~ran, Ege göçlerinin y~k~c~~ etkisinden kur-tulmu~tur. Bu elveri~li tablonun bir sonucu olarak hayata geçirdi~i ve daha sonra da geleneksel hale getirdi~i, Anadolu politikas~n~n nihai amac~, Ana-dolu'nun yer alt~~ ve yer üstü zenginliklerini sömürerek Akdeniz'e ula~makt~25. Kilikya, bulundu~u jeopolitik konum yan~nda, yeralt~~ ve yerüstii zenginlikleri nedeni ile de Asur'un M.Ö. I. bin y~l kuzey ve kuzeybat~~ politikalar~ nda, hep öncelikli bir yere sahip olmu~tur.

Asurlularm gelece~ini ülkenin bat~s~nda ve kuzeyinde güç kazanmas~nda gören III. Salmanassar (M.Ö. 858-824), Kilikya ile yak~ndan ilgilenen ilk Asur kral~d~r2". O, Siyah Obeliskinde, hakimiyetinin ilk y~llar~nda, F~rat'~~ geçerek kendisine kar~~~ koalisyon olu~turan Geç-Hitit ve Kuzey Suriye krall~klar~n~~ yendi~ini ve Amanos eteklerine bir zafer an~ t~~ diktirdi~ini an-latmaktad~r. Söz konusu koalisyon içerisinde, Hilakku'lu Pihirim ve Que'li Kate'nin de oldu~u anla~~lmaktad~r. Tabiatlyla, M.Ö. IX. yüzy~lda, Kilikya (Que) üzerine bilgilerimiz de, III. Salmanassar'~n M.Ö. 858'deki askeri faali-yetleri ile ba~lam~~t~ r. Bu sefer, Asur'un Anadolu içlerine yay~lma politi-kas~n~n uygulamaya geçirildi~ini göstermesi aç~s~ndan da önem ta~~maktad~r.

M.Ö. 858'de bölgeye yapt~~~~ bu ilk seferde, Que'nin ba~lang~c~~ ve so-nuna zafer kitabeleri diktirerek, bölgede Asur hakimiyetini ilan eden III. Salmanassar'~n, Amanoslar~~ a~uktan sonra, Hilakku ve Que ordularma ye-nildi~i san~lmaktad~r27. Ayr~ca, Sam'al kral~~ Kilamuwa'n~n Fenike alfabesi ile yaz~lm~~~ yaz~ undan, ad~~ geçen kral~ n, Que kral~~ Kate'nin vasali oldu~u da anla~~lmaktad~ r28. Bu durum, bölgede uygulanan ve yerel otonomiye daya-nan yönetim sisteminin de aç~k göstergesidir.

Kmal 1973, 13. 26 Shaw 1990, 205. 27 Bahar 1999, 8. 28 Lemaire 1991, 269.

(7)

ASUR-ANADOLU ILI~KILERINDE K~L~KYA BÖLGESI 7

III. Salmanassar'~n M.Ö. 855 ve onu izleyen iki y~lda bölgeye yeniden se-ferler düzenleme ihtiyac~, Asur'a kar~~~ yeni bir koalisyon olu~turulmas~~ ve Akdeniz ticaretini tehdit eder bir mahiyet kazanmas~n~n sonucu olmal~d~r. Söz konusu koalisyonu da~~ tmak için sefere ç~ kan Asur kral~, M.Ö. 852 y~l~ nda amac~ na ula~t~. Onun yüksek hakimiyetini tan~yan Geç-Hitit krall~klar~ndan birisinin de, Que oldu~u anla~~lmaktad~r29. Asur, bu giri~imi ile, ekonomik aç~dan büyük avantaj da elde etti. Çünkü bat~ya uzanan ticaret yollar~~ ile Toros maden yataklar~mn kontrolü, tamam~yla Asur'a geçmi~~ o luyo rdu3".

III. Salmanassar dönemi kartlar~ndan, kral~n M.Ö. 839 y~l~ nda, Ama-noslar~~ a~arak, Que'ye iki sefer yapmak suretiyle, bölgeyi ba~tan ba~a fet-iletti~i görülüyor. Sonunda bol miktarda ganimet elde edildi~i anla~~lan bu sefer s~ras~nda, Amanoslar~~ a~uktan sonra ald~~~~ Kisuatni31, Lusanda" ve Abarnani" ~ehirlerinin Que kral~~ Kate'ye ait oldu~u anla~~lmaktad~r.

Asur'un bu enerjik kral~na ait olan Siyah Obeliskten anla~~ld~~~na göre; kral, hakimiyetinin 22. y~l~nda (M.Ö. 837), Q~~e'yi geçmi~, kral~~ Kate'yi ma~lup ve esir ederek, ~ehirlerinden Timur3Pu ve Pahri"'yi y~km~~ur. Çünkü Karatepe yaz~ tlar~, III. Salmanassar taraf~ ndan y~ k~ lm~~~ Pahri ~ehrinin onar~ld~~~ ndan söz etmektedir:4". ~leri harekat~ n~~ sürdüren Asur kral~, Hi-lakku üzerinden Melid'i ve Timur tepesini geçmi~, 24 krall~ ktan olu~an Tabal (Kayseri çevresi) üzerine yürüyerek hediyelerini kabul etmi~tir. Buradan,

29 Delaporte 1923, 275; L,emaire 1991, 270.

3() Sevin 1991, 9.

31 O. Casabonne taraf~ ndan, Kastabala (Bodrum Kalesi)'ya lokalizesi konusunda bkz. Borgia-Casabonne-Egetmeyer 2002, 188.

32 M. Forla~~i~~i, Luhuzantiya (Elbistan-Karahöyük)'y~~ önerirken, P. H. J. Houwink ten Cate ve O. Casabonne, Kizzuwatna'daki Lawazantiya'ya lokalize etmi~lerdir. Bu lokalize çal~~mas~~ konusunda ayr~ nt~l~~ bilgi için bkz. Houwink ten Cate 1961, 19; Borgia-Casabonne-Egetmeyer 2002, 188.

33 Hitit metinlerinde geçen Puruna (Pyra mos-Ceyhan) Nehri üzerindeki Hemite 'ye e~itlenme çal~~malar~~ konusunda bkz. Borgia-Casabonne-Egetmeyer 2002, 190.

31 III. Salmanassar'~ n seferleri hakk~ nda bilgi veren kaynaklarda, Timur tepesini ast~~~~ ve

Timur ~ehrini ald~~~~ ifadeleri geçmektedir. Buna dayanarak, Que'ye ait bir ~ehir ve Tabal'da bir da~~ ad~~ olmak üzere iki adet Timur'un olmas~~ gerekti~i konusunda bkz. Bing 1987, 47, dn. 31; Borgia-Casabonne-Egetmeyer 2002, 187, dn. 85.

30 Karatepe çift dilli yaz~tlar~ nda Pahara ile e~itlenen yerle~im için, M. Forlali~~i Kastabala (Bodrum Kalesi)'y~~ önerirken; O. Casabonne, Pagrum-Düziçi olmas~~ gerekti~i görü~ündedir. Bu tart~~malar için bkz. Forlali~~i 2001, 557-560; Borgia-Casabonne-Egetmeyer 2002, 187.

(8)

Que'nin kuzeyine Mermer Da~~~ (Muli Tepesi) ve Gümü~~ Da~~~ (Tunni Te-pesi) 'na yani Porsuk ve Bulgarmaden yak~nlar~ndaki Toroslara ula~t~~~~ anla~~lmaktad~r". Asurlular, bu faaliyetleri sonucunda, Q~~e'yi ve Tabal'i ta-mamen egemenli~i alt~na alarak bat~ya uzanan ticaret yollar~~ ile Toroslarda bulunan gümü~~ ve mermer yataklar~n~~ kontrol alt~na alm~~~ oldular.

III. Salmanassar'~n M.Ö. 837 y~l~~ seferi sayesinde, Anadolu'nun bu dönem idari durumu ve etnik yap~s~~ hakk~nda baz~~ sonuçlara da ula~~labilmektedir. Her ~eyden önce, M.Ö. IX. yüzy~lda, Tabal'in en az 24 krall~ktan olu~an bir konfederasyonluk oldu~u anla~~lmaktad~r. Ancak, bu kral~n hakimiyet y~llar~nda Tabal Devletler Birli~i'ni olu~turan beyliklerin say~s~ n~ n ve s~n~rlar~ n~n zaman zaman de~i~ti~i de görülmektedir. Öte yandan, bu birli~e, uzun bir süre Tuwanuwa (Tyana-Ni~de) beyi Urballa'n~n önderlik etti~i san~l~yor".

M.Ö. 834 ve 833 y~llar~~ olaylar~n~~ anlatan anallerden anla~~ld~~~na göre III. Salmanassar, hakimiyetinin 25. y~l~nda Que Krall~~~'na sald~rm~~, çok say~da ~ehir ve köyünü yak~p y~km~~t~r. Bir y~l sonra ise Tulli'nin güçlü ~ehirlerini ele geçiren As~l~- kral~ , Tarsus'ta yeni bir Que kral~~ atam~~ur. III. Salmanassar, M.Ö. 834'te gerçekle~tirdi~i bu seferi ~u ~ekilde anlatmaktad~r:

"Hakinnyetimin 26. y~l~nda An~anos Da~~~ n~~ 7. defa a~t~m ve Que kral~~ Kate'nin ~ehirlerine 4. defa yürüdüm. Tulli'nin kraliyet ~ehri Tanakum'u ku~atum (...). Tanakum'dan hareket ettim ve Lamena'ya do~ru yöneldim (...). <Sonra> Tarzi'ye do~ru ilerledim. <Sakinleri> ayaklanma kapand~lar. Onlardan vergi olarak alt~n ve gümü~~ ald~m. Ba~lar~na Kate'nin o~lu Kirri'yi geçirdim""".

Salmanassar'~n M.Ö. 833 y~l~nda gerçekle~tirdi~i sefer, yorumu güç problemler ortaya koymas~~ aç~s~ndan, onun Que kral~na kar~~~ düzenlemi~~ oldu~u en önemli giri~im olarak de~erlendirilebilir. Her ~eyden önce, kralm Amanoslar~~ a~t~ ktan sonra, hangi geçitleri kulland~~~~ konusu hâlâ tart~~mal~d~r. Tulli'nin kraliyet ~eh~i Tanakum'dan sonra, Lamena ve Tarzi'-

37 Luckenbill 1926, I, 579; Çapar 1987, 50; Desideri-Jasink 1990, 114.

38 Co~kun 1989, 484. Urballa>n~n krall~~~, Que (Çukurova) ve Anadolu platosu aras~ nda geçit veren stratejik Gülek Bo~az~ n~n Anadolu ucunu gözetleyen bir konumda idi. Bu yüzden, Tyana Krall~~~'n~n, özellikle III. Tiglatpileser zaman~nda bir denge siyaseti izlemek durumunda kald~~~~ konusunda bkz. Yener 1985, 99.

(9)

ASUR-ANADOLU ~L~~K~LER~NDE K~L~KYA BÖLGES~~ 9

nin ele geçirildi~i ~eklindeki ifadeler, Kilikya geçitlerini kullanm~~~ olma olas~l~~~n~~ yükseltmektedir4°.

Öte yandan, söz konusu sefer s~ras~nda, Que'nin kral~~ Kate isyan etmi~, fakat güç kullan~larak kontrol alt~na al~nm~~t~r. Onun, k~z~n~~ Asur kral~na vermek suretiyle gösterdi~i ba~l~l~k, ayn~~ zamanda bütün yerel krallar~n ba~l~ l~~~n~n ifadesi idi. Kate'nin yerine o~lu Kirri'nin geçirilmesi, Asur'un as~l amac~ n~n fetih olmay~p, yerel krallar vas~ tas~~ ile, Que'yi Asur kon-uolünde tutmak oldu~unu da do~rulamaktad~r. Gerçekten de, III. Salma-nass ar'~n sava~u~~~ Tanakt~m'Iu Tulli, tüm Kilikya'n~n hükümdan de~il, Qu-e'nin gerçek kral~~ KatQu-e'nin vasalidir. O halde, Kilikya'n~n siyasi bir çoklu~a sahip oldu~u görülmektedir. Yerel gilçIerdeki bu çokluk ise Yeni Asur döneminin ba~~ndan beri mevcuttu".

Bilindi~i gibi, M.Ö. I. bin y~l~n en önemli siyasal ve askeri gücü olan Asur, M.Ö. IX. yüzy~lda h~zla geli~mi~, M.Ö. VIII. yüzy~l~n ilk yar~s~nda ise bir duraklama ya~am~~t~r. Ancak, M.Ö. 745 y~l~nda, III. Tiglatpileser (M.Ö. 745-727) 'in ba~a geçmesi ile birlikte, Asur Devleti'nin kötü giden talihi de~i~mi~~ ve Yak~n Do~u yeni bir döneme girmi~tir. Zira, ba~a geçen bu kral, Asur'u cihan devleti yapma yolunda bir fetih ve Asurlula~urma politikas~n~~ uygula-maya koymu~tu. Hatta, III. Tiglatpileser'den sonra gelen ve "Sargonidler Devri" denilen ça~~n büyüklü~ü, onun att~~~~ sa~lam temeller üzerine kurul-mas~n~n bir sonucu olmu~tur '2. Bu aç~dan M.Ö. VIII, yüzy~l ortalar~nda, Asur ülkesinde ya~anan olaylar, sadece Asurlularm tarihini etkilemekle kalmam~~, bütün Ön Asya tarihini de derinden etkilemi~tir.

Sistemli bir bat~~ siyasetine dönmü~~ olan III. Tiglatpileser, Kilikya ile yak~ndan ilgilenen ikinci Asur kral~d~r. III. Salmanassar'~n ölümünden, Tig-latpileser'in ba~a geçmesine kadar geçen zaman içerisinde, bölgedeki As~l~-hakimiyeti, Urartular lehine sars~lm~~~ olmal~d~r. Çünkü, sözü edilen süre içerisinde Asur taht~ nda bulunan krallar, Urartu krallar' ile boy ölçü~ebilecek yeterlilikte de~illerdi. Bu kral tahta geçti~i s~rada, Urartu kral~~

"I° Jasink 1991, 255.

l ~~ Kilikya'da, Yeni Asur imparatorlu~u döneminden Makedonya i~galine kadar, sadece yerel güçlerde bir çokluk de~il; ayn~~ zamanda, siyasi meselelerde de hiyerar~inin oldu~u bi,. sistem görülmektedir. Ayn~~ dönemde, Kapadokya (Tabal)'da da görülen bu yerel siyasi te~kilâtlanma, Yeni Asur kral~~ ile ast-üst ili~kisi içinde olan ve büyük kral~n hizmetinde bulunan yerli küçük krallara dayanmaktad~r. Bu konuda daha geni~~ bilgi için bkz. Casabonne 1999, 61.

(10)

Sarduri'nin ba~~n~~ çekti~i Tabal, Melid, Kummukh ve Que krall~klar~~ Ast~r'a kar~~~ bir koalisyon olu~turmu~lard~. ~~te Tiglatpileser, Orta Anadolu yaylas~~ ile Asur aras~ ndaki ticaret yolunu kesmi~~ bulunan Urartu çemberini parçalamak amac~yla harekete geçmi~tir.'3. M.Ö. 743'te, Halpa (Ad~yaman-Gölba~~) 'da yap~lan sava~ta koalisyonu da~~tt~~~~ anla~~l~yor. Bu kesin sont~çlu zaferin, Tabal ve Q~~e'de III. Salmanassar'dan sonra sars~lnu~~ bulunan Asur hakimiyetini büyük ölçüde yeniden yerle~tirdi~i görülmektedir'''.

Öte yandan, III.Tiglatpileser dönemi belgelerinde, onun M.Ö. 738 y~ l~nda düzenledi~i sefer sonucunda yendi~i ve vergiye ba~lad~~~~ bir çok krall~k aras~nda, Que kral~~ Urikki'nin ad~~ da geçmektedir O halde, III. Salmanassar'dan yakla~~k bir yüzy~ l sonra, Que Krall~~~~ Asur'a vergi vermeye devam etmektedir. Ayr~ca, bu kral zaman~nda, Asur Devleti'nin Orta Anado-lu'da siyasal bir nüfuz elde etti~i ve burada Asur hakimiyetinin sa~lanm~~~ oldu~u, Tabal, Tt~wanuwa, Atuna ve Hupi~na'n~n vergiye ba~lanmas~ ndan anla~~lmaktad~r. Bölgede Asur nüfuzuntm kültürel etkisi ise Geç-Hitit dev-rine ait ~vriz Kaya Kabartmas~ 'nda kendisini göstermektedir. Orta Anadolu' da bir Asur hakimiyetinin, ancak Kilikya'y~~ elde tutmakla sa~lanabilece~i aç~kt~r. O halde Que'nin, Asurlular'~n Anadolu faaliyetlerinde bir siper vazi-fesi gördü~ü sonucu ç~kar~ labilir.

Bu konuda, Adana ili Yüre~ir ilçesi Çine Köyü s~ n~rlar~~ içerisinde tespit edilmi~~ olan; iki bo~al~m çekti~i sava~~ arabas~, F~rt~ na tanr~s~~ Tarhunzas'~n heykeli ve üzerindeki çift dilli yaz~ t, büyük önem ta~~maktad~r''. Heykelin saç ve sakal biçimi yan~ nda yaz~ tlar~n karakterinden dolay~~ M.Ö. VIII, yüzy~ lda yap~lm~~~ oldu~u dü~ünülmekte ve Asur etkisi aç~ kça görülmektedir'''. Çineköy çift dilli yaz~ tm~ n, III. Tiglatpileser (M.Ö. 744-727) ve II. Sargon (M.Ö. 722-705) dönemi metinlerinde sözü edilen ve bölgenin M.Ö. VIII. yüzy~ l~n ikinci yar~s~ ndaki kral~~ ola.rak tan~ nm~~~ Awarikus/Urikki'ye ait oldu~u görülüyor. Urikki'nin, III. Tiglatpileser dönemine ait vergi listele-rinde Que kral~~ olarak geçmesine kar~~l~k, Nimrud'da ele geçirilip M.Ö. 710/9 tarihinde Que'li yöneticinin mektubunda ise bölge II. Sargon't~n ha-kimiyetindedir". Q~~e'de, Ast~r'lu bir yöneticinin ve Urikki'nin bir arada

13 Erzen 1992, 33.

Cavaignac 1950, 94.

11-101mstead 1923, 285; Erzen 1940, 59; Desideri-Jasink 1990, 121.

~ pek-Tosun-Teko~l~~~ 1999, 173-188; Teko~lu-Lemaire 2000, 961-1006.

17 ~pek-Tosun-Teko~l~~~ 1999, 176.

(11)

ASUR-ANADOLU ~L~$K~LER~NDE K~L~KYA BÖLGESI 11

ya~amas~, buran~n Asur ~mparatorlu~u'na kat~ld~~~~ ~eklinde de~erlendiril-mi~ti. ~~te II. Sargon dönemine tarihlendirilen bu son yaz~t (I 7-10), Asur ve Que aras~ nda bir ittifak~ n varl~~~n~~ ortaya koyarak bu duruma aç~ kl~ k getirmi~tir

Öte yandan, Karatepe ve Hasanbeyli yaz~ tlarmdan sonra Çineköy yaz~ n da M.Ö. VIII. yüzy~lda, Fenikece'nin Que Krall~~~'n~n resmi yaz~~ dili olarak, bölgede Luwi hiyeroglifi ile birlikte yakla~~k bir yüzy~l kullan~lmaya devam edildi~ini göstermi~tir50. Ayr~ca, Zincirli'de Kilamuwa yaz~n ve Toroslar~n di~er ucunda ~vri~~ yaz~ t~~ ile birlikte de~erlendirildi~inde, M.Ö. VIII. yüzy~ldan itibaren Frygia yönünde ve Luwi etki sahas~ n~~ olu~turan Güney Anadolu'da Fenike alfabesinin oldukça geni~~ yay~ l~ m alan~ na da ~~~ k tutmaktad~r5'.

SARGON~DLER DEVR~~ VE K~L~KYA'DA GREK KOLON~ZASYONU Sargonidler Devri'nde Anadolu'nun tarihi co~rafyas~, son derece karma~~k ve kafa kar~~ur~c~~ bir manzara arz etmektedir. Çünkü bu dönemde, belli bir yer ad~n~n kapsad~~~~ sabit s~n~rlar bulunmamakta ve bölgenin kontrolü sürekli el de~i~tirmektedir52. Asur Devleti'nin, Anadolu'nun büyük devletleri ile yapt~~~~ mücadelelerde, Kilikya'n~n sava~~ alan~~ haline gelmi~~

olmas~~ da halledilmeyi bekleyen çok say~da problemi beraberinde

ge-tirmi~tir.

Bu zamana kadar, gerek Asur ve gerekse Urartu krallar', a~~r vergiler ve hediyeler kar~~l~~~~ olarak, Geç-Hitit ~ehir Devletleri'nin siyasi varl~klarma dokt~nn~am~~, onlara yüksek hakimiyetlerini tan~tmakla yetinmi~lerdi. Fakat Asur tahuna ~i. Sargon (M.Ö. 722-705) 'un geçmesi ile, bu devletin izlemekte oldu~u politikada köklü de~i~ikliklere gidildi~i görülmektedir. Asur, bu yeni siyaseti ile Kuzey Mezopotamya, Anadolu, Suriye, Filistin ve M~s~r'~~ elde ede-

Teko~lu-Lemaire 2000, 1004.

50 Lemaire 2001, 188. Karatepe'deki hiyeroglifler ve bunlar~n Fenike versiyonlarma hem kuzey ve hem de güney kap~lar~nda rastlanmaktad~r. Buna kar~~l~k, kuzey kap~s~ndaki Fenikece kitabeler, tam ve proble~nsiz iken, güney kap~s~ ndakiler büyük ölçüde hasar görmü~~ ve yeniden toplanmak zorunda kal~nm~~ur. Restorasyondan sonra, mevcut parçalar~n tamarrundan, sadece kap~~ aslan~ na ait olan ve do~rudan ba~lant~ l~~ olmad~~~~ için yerine oturtulamayan iki tanesi kalm~~t~r. Karatepe-Aslanta~~ çift dilli yaz~ tlar~~ ve restorasyon çal~~malar~~ için bkz. Çambel 1999, 24 vd.; Çambel-Özyar 2002, 15 vd.

51 Teko~lu-Lemaire 2000, 1006. 52 Grayson 1987, 131.

(12)

rek, bütün Yak~ n Do~u' y~~~ tek bir imparatorluk bayra~~~ alt~nda toplamay~~ amaçl~yordu.

II. Sargon'un hiikiimdarl~~~~ s~ras~nda ortaya ç~kan problemlerin bir so-nucu olarak, imparatorluk içerisinde, Kilikya'n~n askeri ve siyasal fonksiyonu daha da önem kazand~. Güney Anadolu, çok say~da diplomatik entrikalar~ n ve askeri faaliyetlerin sahnelendi~i bir yer haline geldi. Asur, bu bölgede en güçlü iki siyasi muhalifi olan Mu~kilerin (Frygler) ve Urartularm büyük zor-lamalan ile kar~~~ kar~~ya kald~. Zira, bu krall~klar devaml~~ olarak siyasi entri-kalarla u~ra~makta ve bu bölgede pek çok krall~~~n üzerindeki Asur kont-rolünü k~rmak için, f~rsat buldukça gizli antla~malar yapmakta idi. O halde, Asur-Mu~ki ve Asur-Urartu miicadelelerinin arkas~nda, bölgenin stratejik ve sosyo-ekonomik durumu ile ilgili stratejiler yatmaktayd~ . Kilikya Ovas~ , Asurlularm güneydo~udaki ileti~imi aç~s~ndan, kilit konumda bir ba~lant~~ noktas~~ olup, Mu~kilerin ve Urartularm faaliyetlerine kar~~, bir denge unsuru olu~turuyordu.

Öyle anla~~l~yor ki, II. Sargon'un, Kuzey Suriye üzerine her y~ l sefer yapmas~ n~n en önemli nedenlerinden biri, bölgedeki As~l~- ç~karlar~n~~ balta-layan yeni bir gücün ortaya ç~ km~~~ olmas~d~r. Hiç ~üphesiz bu yeni güç, Urartularla birlikte hareket eden ve Güney Anadolu'da hakimiyet kurmaya çal~~an Mu~ki kral~~ Mita (Midas) 'd~r. Asur için önemli bir rakip haline gelen Mita'n~ n ve Urartularm k~~k~rtmalar~~ sonucu, Kargam~~~ kral~~ Pisiris isyan etmi~tir". Duruma an~ nda müdahale eden Sargon, M.Ö. 717 y~ l~ nda Kar-gam~~'~~ ele geçirerek, kral~ n~~ tahttan indirmi~~ ve Asur'a ba~l~~ hale getirmi~tir. Asur ülkesinden getirilen çok say~da halk~ n Karga~n~~'a yerle~tirilmesi, II. Sargon'un bölgede uygulamay~~ dü~ündü~ü hakimiyet anlay~~~m yans~ tmas~~ aç~s~ndan büyük önem ta~~ maktad~r.

Bu olaydan sonra, Asur kral~n~n Mu~ki kral~~ Mita ile Kilikya kap~lar~~ ve Pozant~~ çevresinde kar~~la~t~~~~ görülmektedir. Çünkü Mita, M.Ö. 717 y~l~nda, Kargam~~~ kral~~ Pisiris'in Asur'a kar~~~ ba~latm~~~ oldu~u harekatta, onun yan~nda yer ald~~~~ gibi, III. Salmanassar'dan beri Asur'a ba~l~~ olan Qu-e'deki baz~~ ~ehirleri de ele geçirmi~ti. Que'nin güneyinde ve do~usunda Geç-Hititlerle ba~lanuya geçen Mu~ki'nin, hem Gülek Bo~az~~ hem de Göksu

53 Bing 1987, 63.

r' Luckenbill 1926, II, 8; S~nite 1970, 54; Çilingiro~lu 1984, 24.

(13)

ASUR-ANADOLU ~ L~~K~LER~ NDE K~L~KYA BÖLGESI 13

Vadisi'nin do~usu ve Laranda (Karaman) yoluyla Akdeniz'e ula~may~~ denedi~i anla~~lmaktad~r".

II. Sargon, hakimiyetinin yedinci y~l~nda (M.Ö. 715), Mu~kili Mita'n~n bölgedeki faaliyetlerini engellemek ve onun ele geçirdi~i ~ehirleri geriye al-mak içi~~, sefere ç~kal-mak zorunda kalm~~ t~ r. Mita'dan Que'yi geriye alan Asur kral~ n~ r7; Usnani, Qumasi ve Göksu (Kalykadnos) üzerindeki Harura (Silifke)'y~~ da ele geçirdi~i görülüyor. Sargon, Mu~kileri Toroslarm gerisine piiskürtüp vergiye ba~lamak suretiyle, Q~~e ülkesinde bozulan düzeni yeni-den tesis etmi~tirr'7.

O halde, II. Sargon, Hilakku'ya bu ilk seferi ile, muhtemelen en fazla Harura olarak geçen, Silifke'ye kadar ula~abilmi~tir. Çünkü bu Asur kral~n~n y~ll~klar~ nda, Göksu (Kalykadnos) 'un daha bat~s~ ndaki bölge ve ~ehirler hakk~nda hiçbir bilgiye rastlandmam~~t~r58. Fakat, Asurlularm Göksu Vadisi' ne ula~malar~, onlar~n gelece~i aç~s~ndan son derece önemli olmal~d~r. Zira, bu ça~da vadideki demir ve kur~un madenleri ile sedir ba~ta olmak üzere di~er orman ürünleri, bu devletin mevcut gücünü devam ettirmesinde önemli ihtiyaç maddelerini olu~turmu~tur. Bütün bunlar~n sonucu olarak, özellikle II. Sargon zaman~nda Mu~kilere kar~~~ verilmi~~ olan mücadelelerin ekonomik boyutunun ön planda oldu~unu söylemek mümkün olmaktad~r.

Anla~~ld~~~~ kadar~yla, Mita'mn, çevredeki Geç-Hitit ~ehirleri ile ittifak sa~layarak, Kilikya geçitleri ve Göksu Havzas~~ yoluyla Akdeniz'e ula~ma çabalar~, II. Sargon taraf~ndan engellenmi~tir. Ancak, Toroslarm bat~~ ta-raf~nda, Hadim-Alanya aras~nda Payallar, Ermenek-Anamur aras~nda Do-muztepe, Bozk~r-Manavgat ba~lant~sm~~ sa~layan Merdivengedi~i ve Konya Ovas~ 'n~ n güneyindeki Dibekta~~~ yap~ lar~ndaki Fryg etkisi dikkat çek~nektedir. O halde, Que s~n~ r~n~~ a~t~~~~ halde, Asurlular taraf~ ndan geri püskürtülen Mu~kiler'in, denize ula~mak için bu kez de Bozk~r-Hadirn-Er-menek rotas~n~~ denemeye te~ebbüs ettikleri anla~~l~yor").

Bütün bunlara ra~men Kilikya Ovas~~ üzerinde en kal~c~~ kontrol i~aretleri, M.Ö. 715 ve 713 y~llar~ndan sonra görülür"'. Bu dönemde, Sargon,

54i Zoro~lu 1994a, 303.

57 Melli~~k 1965, 318; Desideri-Jasink 1990, 125. 58 Bing 1987, 74 vd.; Zoro~lu 1994c, 10, dr'. 24.

59 Zoro~lu 1993, 80.

(i() Zoro~lu 1994a, 302-303; Bahar 1999, 14 N'd.; Levha XLII, XLIII, XLIV: 1. Shaw 1990, 205 vd.

(14)

Que ve Hilakku'yu kesin olarak kendisine ba~lam~~ur. Hilakku'yu, km ile ev-lendirdi~i Tabal kral~~ Ambaris'e verdi~i, ancak Ambaris'in beklenmedik

iha-neti ile kar~~la~t~~~~ anla~~l~yor. Sargon'un, Hilakku'yu vasali olan Asnbaris'e

b~ rakmas~ nda, bölgenin kontrolünün güç olmas~n~n etkili oldu~u dü~ünülebilir.

Ambaris'in ihaneti, Sargon'un kuzeybat~~ eyaletleri ile ilgili politika-lar~nda komple de~i~ikliklere yol açm~~t~r. Bu politika de~i~ikli~inde, s~n~rlarda vergi veren ba~l~~ prensliklerin korunmas~n~~ esas alan, do~u dip-lomasisi de büyük rol oynam~~ur. Asur kral~ n~n, M.Ö. 713 y~l~ndan sonra, ba~~ms~z prenslerin say~s~n~~ azaltma konusundaki ~srarc~~ çabas~, bu bölgelere verilen önemi göstermektedir. Asurlular, Tabal ülkesine giri~tikleri seferler s~ras~nda bir üs olarak kulland~klar~~ Que'yi, Hilakku'dan daha önemli bir bölge olarak dü~ünmü~~ görünmektedirler. Que'nin Asurlular taraf~ndan hep önemli bir kale olarak dü~ünülmesi, Kilikya geçitlerine giden önemli ticaret yolunu gözetleyici konumundan kaynaklanm~~t~r.

Tabal ve Mu~kilerle olan anla~mazl~klar~n', askeri seferler ve diplomatik yollarla çözüme kavu~turan Sargon, M.Ö. 705 y~l~nda, Tabal ülkesinde Kim-merlerle yapt~~~~ sava~~ s~ras~nda ölmü~tür. Sargon'un hiikümdarl~~~n~ n so-nunda Anadolu'da ç~kan isyanlar, Asurlularm bölge üzerindeki kontrollerini kaybetmeye ba~lad~klarm~n da i~areti olmu~tur. Söz konusu isyanlardan bi-risi, Kilikya'n~n siyasi ba~~ms~zl~~~n~~ yeniden tesis etmeye karar veren Azita-wadda taraf~ndan ç~karulm~~ur. Asur'a vergi vermeye kar~~~ gelen AzitaAzita-wadda, kendisini Kilikya'n~n emniyetini sa~layacak, hakim korkular~~ giderecek ve Kilikya halk~n~n içerisindeki çe~itli gruplar~~ birle~tirecek kadar güçlü hissedi-yordu. Bunun için, halk~n kendisine ve kar~~l~kl~~ olarak birbirlerine giivenmesini sa~lamaya yönelik propaganda çal~~malar~na giri~ti. Karatepe yaz~ tlar~ ndan anla~~ld~~~na göre, Azitawadda, As~~r'a kar~~~ giri~ece~i mücadelede Luwilerden, Fenikelilerden ve Greklerden geni~~ çapl~~ bir halk deste~i arad~~~~ gibi, muhtemelen, Kilikya Ovas~'n~n kuzeyindeki da~l~ k bölgelerde hükümranl~k süren çok say~da yerel Hilakku halk~n~~ da yan~na almaya çal~~m~~t~r°.

Azitawadda'n~n as~l amac~, Kilikya'daki her türlü sosyal, siyasi ve ekono-mik gruplar~n emniyet ve refah~n~n kendisinin yönetiminde oldu~u bilincini

62 Houwink ten Cate 1961, 25.

(15)

AS UR-ANADOLU ILI~KILERINDE K~L~KYA BÖLGESI 15

a~~lamakur. O, bunun d~~~ nda, Kilikya üzerindeki liderli~ine me~ruiyet ka-zand~ rmay~~ da amaçlam~~~ olmal~d~ r. Bu sebepten dolay~d~r ki, Kilikya'da Asur hakimiyetini ça~r~~urabilecek olan Que'yi kullanmaktan ~iddetle kaçmm~~ur. Bunun yerine, birli~i sa~lamak amac~yla, Adana Ovas~'mn bütün sakinleri için, kökleri M.Ö. XIV. yüzy~la kadar uzanan "Danuna" ismini kul-lanmay~~ tercih etti~i anla~~lmaktad~ r". Kilikya sakinleri aras~ndaki sosyal ve siyasal birli~i göstermek için mükemmel bir seçim olan bu isim, Azitawad-da'n~n politik ve idari kabiliyetinin de aç~k göstergesi say~lmal~d~r.

Öte yandan bütün bu geli~melerde, Karatepe-Aslanta~'~n, stratejik ve jeopolitik konumu ile sosyo-ekonomik durumunun da önemli pay sahibi ol-mas~~ gerekir. Gerçekten de buras~~ Ceyhan Nehri taraf~ndan do~al bir ko-rumaya sahip olup, kuzeyden gelecek olas~~ hareketleri çok uzaklara kadar gözetleyebilecek bir konuma sahipti. Kara ve su yollar~n~~ denetim alt~ nda tuttu~u gibi, bu denetim kar~~s~nda önemli ölçüde geçi~~ ücreti ve vergi al~yor olmal~~ idi. Ayr~ca, sedir a~açlar~~ Akdeniz sahillerindeki gemi yap~ n~c~lar~~ ve Fenikeli sömürgeciler için büyük önem ta~~yordu.

Sargon'un ölümü üzerine Hilakku'da da isyanlar ç~ kt~. isyanc~lar~n bölge halk~n~~ toplayarak Kilikya geçitlerini kapatma giri~imleri, Asur için is-yanlarm önemini art~rd~'. Anallerin belirtti~i üzere; Sanherip, M.Ö. 703-702 y~ llar~nda, bölgeye gerçekle~tirdi~i sefer sonucunda isyanlar~~ basurm~~ur. Kral~n, Q~~e ve Hilakku halk~ndan Asur'a esirler götürdü~ü, Ninova'daki sa-ray~~ tan~ tan yaz~ tlarda, saray i~çileri olarak, Q~~e ve Hilakku isyanc~larm~n çal~~ur~lmas~~ ile do~rulanmaktad~ r"7. Yine, Sanherip'in bu seferden sonra, -Asur geleneklerine uygun olarak- Kilikya'da kazanm~~~ oldu~u zaferi simge-leyen bir an~ t diktirdi~i de bilinmektedir.

Hiç ~üphe yok ki, Sanherip dönemi Kilikya isyanlar~mn en önemlisi, Ki-rua isyan~~ olmu~tur. illubru"8'1u KiKi-rua'n~n bu isyan~na, Q~~e ile birlikte Hi-

6'1 Bing 1987. 91.

tr> Çambel 1999, 8; Çambel-Özyar 2002. 9.

(3(' Houwink ten Cate 1961, 25; Ko~ay 1968, 297.

Luckenbill 1926, II, 362; Bing 1987, 101.

(IS Muhtemelen Hititler dönemindeki Ellipra olup (Goetze 1940, 54; Garstang-Gurney

1959, 73), Tarsus'un kuzeybat~s~ ndaki Lampron-Namrun, bugünkü Çaml~yayla'ya lokalize edilmektedir. Bu lokalize denemeleri konusunda görü~~ ve tart~~malar için bkz. Houwink ten Cate 1961, 25; Bing1987, 101; Desicleri-Jasink 1990, 126, dn. 54; Kurt 2001, 177 d~~. 671; Borgia-Casaborme-Egetmeyer 2002, 190.

(16)

lakk~~ 'da yer alan Tarzi (Tarsus) ve ~ngirra<" ~ehirleri de kat~ l~nca, bütün bölge Asur'a ba~kald~rm~~~ oldu (M.Ö. 696)10.

Sanl~erip, Kilikya'daki Grek kolonile~mesinin de etkisiyle, hakimiyetinin dokuzuncu y~l~nda düzenledi~i seferi, anallerinde (Kolon IV. 62-87) ~öyle anlatmaktad~r:

'Kin~a, ~llubru'~nn~~ yöneticisi, bana tabi olan bir köle, onun terk etti~i, Hilakk~~ 'm~n adamlar~n~n isyan etmesine sebep olmu~~ ve sava~maya haz~rlanm~~t~r. ~ngirra ve Tarzi'de ikamet eden adamlar onun yard~m~na gelmi~ler ve trafi~i durdurarak Q~~e Yolu 'm~~ zapt etmi~lerdir. Okçulan, kalkanh ve m~zrakh adamlar~; iki tekerlekli sava~~ arabalar~n], atlar~, kraliyet evimi onlara kar~~~ gönderdim. Onun yard~m~na gelen adamlar, zorlu bir da~~n ortas~nda Hilakku adam-lar~n~n yenilmesh~e sebep oldular. ~ngirra ve Tarzi'yi ald~lar ve ya~malad~klan ~eyleri götürdüler. Birini ku~att~lar ve ~llubr~~'da onun kalesine sald~rd~lar ve onun kaçmasn~a engel oldular. Ku~atma terti-batl ar~~ ve 'büyük duvar kanatlann~n' (baz~~ ku~atma tertiterti-batlan) sald~r~s~yla akabinde gediklerde~~~ h~zl~~ bir ~ekilde geçerek (?) (ve) pi-yadeleri]] sald~r~s~yla (idareyi) devirmeyi ba~ard~lar ve ~ehri ald~lar. Yönetici Kirua, ~ehirlerinin ganimetleri ile birlikte yard~m~na gelen Hilaldu~~ halk~yla e~ekleri, s~~~rlar~~ ve davarlanyla Ninova'ya In~zuruma getirildiler. Kin~a'y~~ cezaland~rd~m. ~llubru'y~~~ yeniden restore

et-tim 71 ".

Kirua'n~ n isyan~, buralarda bölgesel bir gücün kurulmak istendi~inin aç~k göstergesi olmu~tur. Kazan~lan bu zaferden sonra, Sanherip'in ~ngirra ve Tarsus ile birlikte, ~llubru'yu da yeniden in~a etti~i anla~~lmaktad~r72. San-l~erip taraf~ndan, ~llubru'nun, Asur Devleti'nin bir ileri karakolu olarak ye-niden kurulu~u, bu devletin Kilikya kap~lar~n~n kontrolünü elinde tutma gayretlerinin sonucu olmal~d~ r. Bu bak~ mdan, M.Ö. 696 y~l~~ olaylar~~

Soloi-Viran~ehir'e lokalize edilmektedir (Forlali~~i 2001, 563). De~i~ik olarak, O. Casabonne taraf~ndan Yümüktepe'nin önerilmesi konusunda bkz. Borgia-Casabonne-Egetmeyer 2002, 190.

7() Erzen 1940, 61; Lemaire 1991, 274.

71 Alk~m 1965, 17.

7 2 Bing 1987, 102; Lemaire 1991, 274. Ayr~ca, Tarsus'taki in~aat i~leri için Asurlularin

(17)

ASUR-ANADOLU ~L~~K~ LER~ NDE K~ L~KYA BÖLGESI 17

hakk~ndaki bu belge, Amanoslarm askeri ve stratejik önemini bir kez daha gözler önüne sermi~tir.

Asurlular için Kirua isyan~n~ n en büyük etkisinin ekonomik oldu~u anla~~lmaktad~r. Q~~e Yolu (Girru "'"Que) ad~~ verilen ve Kilikya'da bir ana yol olman~n d~~~nda, Kilikya kap~lar~~ ve Silifke'ye kadar olan sahada bir çok tali ba~lant~ya sahip olan rota, Asurlular için Toros madenlerine ula~~lan tek yol olma özelli~ine sahipti. isyanc~lar~n bu yolun kontrolünü ele geçirmeleri, Toros da~lar~ndan Asur'a maden aktarnn~m engellemi~tir. isyan sonucu bu-ralarm denetimini ele geçiren Kilikyal~lar, art~k Toros da~lar~n~n de~erli madenlerini Asur'a sevk etmek yerine, ticaretlerini Akdeniz'e kayd~rman~n gayreti içerisinde olmu~lard~r". Özellikle demir madeni ak~~~ndaki azalma, bütün gücünü ordt~lar~ndan alan Asur Devletrne büyük bir darbe olmu~tur.

Sonuç olarak, Que ve Hilakku'da, M.Ö. 705 y~l~ nda ba~layan bu ba~kald~r~lar, Sanherip'in ilk on y~l~na mal olmu~tur. M.Ö. 699-696 y~llar~~ aras~nda meydana gelen ve bu isyanlar~n son halkasm~~ olu~turan Kirua is-yan~n~ n bast~r~lmas~~ sonucu, Kilikya'da Asur egemenli~i yeniden kurula-bilmi~tir.

M.Ö. 696 seferi, Kilikya'daki Asur-Grek mücadelesi aç~s~ndan da, büyük önem ta~~m~~t~r. M.Ö. IX. yüzy~l ortalar~nda Asur yay~lmac~l~~~na kar~~, Urar-tularm önderli~inde, Mu~kiler, Kilikyal~lar ve ~yonyal~lar~n olu~turdu~u iyi ili~kiler, M.Ö. VIII, yüzy~l~n ortalar~ nda, Kilikya sahillerinde koloniler ku-rulmas~~ ile sonuçlanm~~t~r". II. Sargon'un anallerinde, ~yonyal~lar~n ~amani ad~~ alt~nda bir çok yerde geçmeleri, bölgedeki faaliyetlerine, Sargon'dan önce ba~lad~klar~ n~~ göstermektedir". II. Sagon döneminde, Kilikya'da Grek faaliyetlerinde görülen art~~, onun Mu~kiler ve Urartularla yapt~~~~ sava~lar~n yaratt~~~~ bo~luktan kaynaklanm~~~ olmal~d~r.

Asurlular, bölgenin kendileri aç~s~ndan ta~~d~~~~ stratejik ve ekonomik önemden dolay~, Kilikya'da Grekleri çok yak~ndan izlemi~lerdir. Yeralt~~ ve yerüstü zenginlikleri nedeni ile Greklerin Kilikya ile yak~ndan ilgilenmeleri gayet do~ald~. Ancak maden sevkiyât~n~n yap~ld~~~~ Q~~e Yolu, buras~n~~ daha da cazip hale getiriyordu. Çünkü bölgenin maden zenginlikleri, Asur-Grek rekabetinin ba~l~ca sebebini olu~turmu~tur. Demir ve gümü~, Greklerin

73 Bing 1987, 98; Desideri-Jasink 1990, 127. 7.1 Turpan 1994, 408.

(18)

arad~~~~ mallard~. Özellikle demir, bütün gücünü ordusundan alan Asur için oldu~u kadar, o zamanki Grek dünyas~~ için de son derece önemli idi. Ayr~ca, bu maden, M.Ö. VII, yüzy~l ba~lar~nda, k~ta karas~~ Yunanistan'da devaml~~ bir kaynak bulun~n~caya kadar, Ege bölgesinde nadir bulunmakta idi. Grekler, demiri bir çe~it para olarak da kullanmaya ba~lam~~lard~7".

Kirua isyan~ nda Greklerin ç~karlar~~ gere~i, Kilikyal~lar~~ desteklemeleri gerekiyordu. Zira söz konusu isyan, onlara Asurl~dar taraf~ndan engellen-meksizin Kilikya kaynaklar~na ula~ma ~ans~~ tan~m~~t~. Her ne kadar Sanherip' in mevcut analleri, Greklerin Kirua ile birle~melerine yer vermemi~~ olsalar da bu kral~n Kilikya seferini konu alan sonraki Grek kaynaklar~ , Asur-Grek mücadelelerine geni~~ yer verirler". II. Sargon'un ve daha sonra da Sanherip' in bölgeye düzenlemi~~ olduklar~~ ba~ar~l~~ seferler, Suriye ve Anadolu'nun güney sahillerinde, Grek ve ~yon ticari faaliyetlerinin azalmas~~ sonucunu do~urmu~tur. As~l amaçlar~, tar~ma uygun olan Oval~k Kilikya'y~~ ele geçirmek olan Grekler, Sanherip taraf~ndan ma~lup edilmele~inden sonra, s~~~nacak yer aramaya zorland~lar. Ticari faaliyetleri zarara u~rayan bu top-lumlar, Göksu'nun bat~s~ na çekildiler ve ticaret art~ k bu k~y~larda yo~unla~t~78. M.Ö. V~~I. yüzy~ldan itibaren, Da~l~k Kilikya k~y~lar~nda Nagidus (Bozyaz~ ), Kelenderis (Ayd~nc~k), Aphrodisias, Holmoi (Ta~ucu) ve Soloi (Pompeiopolis-Viran~ehir) gibi kentler, Grek kolonileri olarak s~ ralan~n~~lar-d~r. Grekler ve ~yonlar, bu k~y~larda tutunabildiklerine göre Asur etkisi Göks~~'nun bat~s~nda hissedilmemi~~ olmal~d~r.

Asarhaddon (M.Ö. 680-669) da Que ve Kilikya kap~lar~n~n kontrolü esas~na dayanan ve ekonomik ç~ karlar~n ön planda tutuldu~u, geleneksel Asur politikas~n~~ devam ettirmi~tir. Bu bölgelere gelebilecek olas~~ bir tehdidi önlemeye yönelik Asur politikas~n~n bir di~er amac~~ da Akdeniz limanlar~n~n kontrolünü elde tutmak olmal~d~ r. Asarhaddon, bu amaç do~rultusunda, Que'yi tamamen ele geçirip bir üs olarak kullanmak suretiyle Hilakku'ya ula~t~~ (M.Ö. 679) 70. Asur ordusu, al~~~lmad~k bir vah~et örne~i sergileyerek, yollar~na ç~kan küçük kasabalarla birlikte 21 Hilakku ~ehrini tahrip etti80. Hilakku'nun isyana kar~~mayan bölgeleri bile bu vah~etten nasibini ald~.

76 Bing 1987, 120. 77 Bing 1987, 103.

78 Bing 1987, 189 vd.; Zoro~lu 1994a, 304 vd.; Durugönül 1999, 68. Erzen 1940, 62; Lemaire 1991, 274-275.

80

(19)

ASUR-ANADOLU ILI~KILERINDE K~ L~KYA BÖLGESI 19 Asarhaddon'un bu seferdeki en önemli amac~ ; demir, gümü~~ ve di~er madenlere sahip olan bölge üzerinde do~rudan kontrolü ele geçirerek, Hilakk~~'yu daha fazla sömiirmek olmal~d~r.

Asarhaddon'un bölgeye düzenledi~i bu sefer s~ras~nda, Hupi~na (Ere~li Karahöyük) yak~nlar~ nda, Kimmerleri yenilgiye u~ratt~~~~ görülmektedir"1. Zira Kimmerler, Tabal'in yak~n~ndaki Hilakku bölgesine egemen olduklar~~ sürece, bölgede Asur'a kar~~~ isyanlar eksik olmam~~t~r. Yine, böyle bir ba~kald~ r~~ s~ras~nda, Asur'un isyan~~ bast~rd~~ma ve Hilakku kral~~ Sandassar-me'nin Asur hakimiyetini tan~d~~~na ~ahit olmaktay~z.

Asarhaddon'un, M.Ö. 677'ye do~ru, Kilikya kap~lar~ ndan geçerek Hupi~na'y~~ almas~, K~~ndi (Anavarza) kral~~ Sanduarri ile Sizzü (Kozan) kral~~ Abdimilkutti'nin Asur'a kar~~~ isyan etmelerine sebep olmu~tur. Babil kroni~inden anla~~ld~~ma göre, Asarhaddon, bir y~l sonra, her iki asi kral~n da ba~~ n~~ al~nak suretiyle, isyan~~ ~iddetle basurm~~t~r82. Ayr~ca, bu dönemde Kilikya'n~n, sadece Que ve Hilakku'dan ibaret olmay~ p ba~ka yerel güçlerinde mevcut oldu~u, bölgede Luwi yerle~melerinin çoklu~u, Sandas kültiinün geni~~ yay~ lma sahas~~ ve anallerde geçen çok say~da kral isimlerin-den anla~~l~naktad~ r83.

K~L~KYA'DA ASUR EGEMENL~~~N~N SONU

Asarhaddon'clan sonra kral olan Asurbanipal döneminde (M.Ö. 668-626), Que ve Hilakku'nun büyük ölçüde kontrol alt~ na al~ nd~~~~ anla~~lmaktad~r. Bununla birlikte, Tabal kral~~ Mugallu zaman~ndaki Tabal-Hilakku sava~~ nda oldu~u gibi bölge devletleri aras~nda ufak boyutlu mücadeleler görülmü~tür. Bu iki güç aras~ndaki mücadelenin de temel se-bebi, muhtemelen Que topraklar~d~r. O halde Que, Orta Anadolu'ya geçi~i kontrol eden stratejik konumu ile bölge devletleri aras~nda anla~mazl~k ko-nusu olmay~~ siirdürmü~~ olmal~d~ r.

Anadolu, Ki~nmer tehlikesi alt~nda oldu~u için, Asurbanipal Hilakku'-n ~Hilakku'-n da içiHilakku'-nde buluHilakku'-ndu~u kuzeybat~~ eyaletleriHilakku'-niHilakku'-n güveHilakku'-nli~i hususuHilakku'-nda, ciddi kayg~ lar ta~~ makta idi. Nitekim, Frygleri ortadan kald~ ran Dugdamne

Kimmer-Tabal birle~ik kuvvetlerinin Kilikya'ya girmesi, Asur

81 Luckenbill 1926, II, 530, 531; Desideri-Jasink 1990, 130. 82 Bing 1987, 124; Lemaire 1991, 128.

(20)

kral~n~n endi~elerinde ne kadar hakl~~ oldu~unu ortaya koymu~tur. Sonuçta, M.Ö. 637-626 y~llar~~ aras~nda, Kilikya'daki Asur varl~~~~ için büyük tehdit olu~turan Kimmerler, burada sadece yenilmekle kalmam~~lar, sava~ta krallar~~ Dugdamne'yi de kaybetmi~lerdir".

Asurbaniparin ölümünden sonra, co~rafi yönden en geni~~ s~n~rlara ula~m~~~ bulunan imparatorluk h~zla çökü~~ sürecine girdi. Bu h~zl~~ çökü~ün ba~l~ca nedenleri, kuzeyde ~skit ve Kimmerlerin yaratt~klar~~ kar~~~kl~klar, Med kabilelerinin bir krall~k haline gelmesi ve Babylonia'daki ayaklanma olmu~tur85. Asurlular, bu kral~n ölümü sonucunda, uzak mesafedeki toprak-lar~n~~ kaybetmeye ba~lay~nca, Kilikya bölgesi de ba~~ms~zl~~~na kavu~mu~~ ol-mal~d~r. Ayr~ca, Asurbanipal'in son y~llar~ndaki olaylara ait belge yetersizli~i Tabal ve Kilikya'ya ait belirsizliklere neden olmu~tur. Söz konusu belirsizlik-ler ise, Herodot'un "Büyük Kilikya" tezi gibi, spekülatif teoribelirsizlik-lerin ortaya ç~kmas~na sebebiyet vermi~tir'.

SONUÇ

Kilikya, Anadolu, M~s~r, Do~u Akdeniz, K~br~s, Ege, ~ran ve Mezopo-tamya dünyalar~ n~ n merkezinde bulunan co~rafi ve stratejik konumu yan~ nda, do~al zenginlik kaynaklar~na da sahiptir. Bu sebeple bölge, özellikle Mezopotamya devletlerinin Anadolu'ya yönelik faaliyetlerinde bir cazibe merkezi olmu~tur. Asur imparatorlu~u politikalannda da hem da~l~k hem de oval~k Kilikya'n~n önemli bölgeler oldu~u anla~~lmaktad~r.

Her ~eyden önce, Kilikya'n~n jeopolitik konumu, bu bölgede Asur ha-kimiyetini zorunlu k~lm~~~ görünmektedir. Öyle ki, Kuzey Suriye ile Kilikya aras~ndaki ana yollar~~ birle~tiren Amanos geçitleri, büyük önem ta~~makta idi. Asurlular için, Kuzey Suriye'nin kontrolü, Kilikya'r elde tutmay~~ gerekti-riyordu. Fryglere ve Urartulara kar~~, Toros da~lar~n~n ekonomik kaynak-lar~n~n emniyeti bak~m~ndan, en önemli dayanak noktas~n~~ yine bu bölge olu~turuyordu. Gerçekten de, gümü~~ ve daha da önemlisi demir, Asur ~mparatorlu~u'nun askeri kurumlar~~ için hayati önem ta~~yan madenlerdi. Bu madenin her ikisi de Kilikya Toroslar~nda bulunmaktayd~. Bolkarda~~~

84 Cavaignac 1950, 342; Bing 1987, 144 vd.

85 Sevin 1991, 15.

Herodotos, Herodot Tarihi, Çeviren ~tekin ölunen, ~stanbul 1983. Herodotos'un, büyüklü~ü, konumu ile politik durumu konusunda tatmin edici bilgi vermedi~i bu tezi konusundaki görü~~ ve yorumlar konusunda bkz. Kurt 2001, 185 vd.

(21)

ASUR-ANADOLU ~ L~~K~LER~NDE K~ L~KYA BÖLGES~~ 21

madenlerine sahip Orta Anadolu ile hammaddesiz Mezopotamya aras~ndaki ekonomik ileti~im, bu bölge üzerinden gerçekle~tirilmekte idi.

Öte yandan, Kilikya Ovas~'mn verimlili~i, bölgeyi önemli ekonomik ve siyasal bir merkez durumuna getiriyordu. Ayr~ca, Kilikya'n~n Akdeniz'e olan sahil konumu da, buraya ticari aç~dan uluslararas~~ bir önem ka-zand~rmaktayd~.

Bütün bu özelliklerinin sonucudur ki, Kilikya bölgesi, As~~r ~mparatorlu~u'nun bat~da kar~~ la~t~~~~ hemen her çe~it problemin içerisinde yer alm~~t~ r. Ba~lang~çta, Asurlularm Kuzey Suriye'deki yay~l~mlar~n~~ dur-durmak için onlara kar~~~ olu~ turulmu~~ hemen her türlü koalisyona kat~ld~~ma ~ahit olunmaktad~r. Sargonidler Devri'nde ise Frygler'in ve Urar-tular'~n da kat~l~m~~ sonucu, büyük boyutlara ula~an sorunlarda en belirleyici rolü yine bu bölgenin oynad~~~~ görülmektedir.

KAYNAKLAR

ALBRIGHT, W. F. (1950), "Cilicia And Babylonia Under The Chaldaean Kings", BASOR, 120, 22-25.

ALKIM, U. B. (1965), "'The Road From Sam'al to Asitawandawa,

Contributi-ons to the Historical Geography of the A~nanus Region" Anadolu Ara~t~rmalar~, II/1-2, 1-45.

AMMIANUS MARCELLINUS, Rerum Gestarum Libri, Ed. J.C. Rolfe (LOEB), London 1963-1964.

ASLAN, N. (2001), "Kilikia Bölgesi'ndeki Grek Kolonizasyonu", OLBA, IV , 1-17.

BAHAR, H. (1995), "Konya Çevresi Tarih Ara~t~rmalar~~ 1: Hititlerden Ro-manlara Kadar ~sauria Bölgesi", S. Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, IX-X, 219-241.

BAHAR, H. (1999), Demirça~n~da Konya ve Çevresi, Konya.

BING, J. D. (1987), A History of Cilicia During The Assyrian Period, Michi-gan.

BORGIA, E.-0. CASABONNE-M. EGETMEYER (2002), "Notes Ciliciennes",

Anatolia Antiqua, X, 177-195.

CASABONNE, O. (1997), "Notes Ciliciennes 3-4", Anatolia Antiqua, V, 35- 43.

(22)

CASABONNE, O. (1999), "Local Powers And Persian Model In Achaemenid Cilicia: A Reassessment", OLBA, II, (Özel say~), Cilt I, 57-63.

CAVAIGNAC, E. (1950), Les Hittites, Paris.

CAVAIGNAC, E. (1956), "A Propos Du Document Nouveau B.M. 25124 Les Deux Rot~tes D'Asie Mineure",JA, CCXLIV, 341-348.

CO~KUN, Y. (1989), "Hitit Çivi Yaz~l~~ Belgelerin I~~~,-1 Alt~nda ~lk Ça~da Tt~-wanuwa", Belleten, LIII, 477-485.

ÇAMBEL, H. (1999), Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions Vol. II, Karatepe-Aslanta~, Berlin-New York.

ÇAMBEL, H.-A. ÖZYAR (2002), Karatepe-Aslanta~~ Azatiwataya, Die Bild-werke, Deutsches Archologisches Institut, Mainz Am Rhein.

ÇAPAR, Ö. (1987), "Prhygia ve Demir Devrinde Anadolu Kavi~r~ leri", A. Ü. Dil ve Tarih-Co~rafya Fakültesi Dergisi, Cilt XXXI, Say~~ 1-2, 43-74. Ç~L~NG~RO~LU, A. (1984), Urartt~~ ve Kuzey Suriye, Siyasal ve Kültürel

~li~kiler, ~zmir.

DALLEY, S. (1999), "Sennacherip And Tarsus", AS, 49, 73-80. DELAPORTE, L. (1923), La Mesopotamie, Paris.

DESIDERI, P. (1990), "Cilicia from Kizzuwatna", X. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, I, 327-335.

DESIDERI, P.-A. M. JASINK (1990), Cilicia. Dall'eta di Kizzuwatna alla Con-questa Macedona, Torino.

DIODOROS, Bibliotheka Histodka, Ed. T. E. Page (LOEB), Londo~~~ 1947. D~NÇOL, A. M. (1982), "Geç Hititler", Anadolu Uygarhklar~~ Ansiklopedisi,

Görsel Yay~nlar, ~stanbul.

DURUGÖNÜL, S. (1999), "Nagidos Üzerine Dü~ünceler", OLBA, II, (Özel Say~), I. Cilt, 69-78.

ERZEN, A. (1940), Kilikien bis z~~m Ende der Perserherrschaft, Leipzig. ERZEN, A. (1992), Do~u Anadolu ve Urartular, Eastern Anatolia and

Urar-dans, Ankara.

FORLANINI, M. (2001), "Quelques notes sur la geographie historiqt~e de la Cilicie", La Cilicie: Espaces et Povoirs Locaux (Table Ronde Inter-nationale, D'Istanbul, 2-5 Novembre 1999), Varia Anatolica XIII (Edites 1-ic JEAN, Ali M. D~NÇOL et Serra DURUGÖNC1L), Paris, 553-564.

(23)

ASUR-ANADOLU IL~SK~LER~NDE K~L~KYA BÖLGESI 23

GARSTANG, J.-O.R. GURNEY (1959), The Geography of Hittite Empire, London.

GOETZE, A. (1940), Kizzuwatna and The Problem of Hittite Geography, New Haven.

GRAYSON, A. K. (1987), Assyrian Expansion Into Anatolia In The Sargonid Age (744-650 B.C.)", XXX/V. Uluslararas~~ Assi~-iyoloji Kongresi, 6-10/VII/ 1987, 131-135.

HERODOTOS, Herodot Tarihi, Çeviren: Miimtekin Ökmen, ~stanbul 1983. HILD, F.-H. HELLENKEMPER (1990), Kilikien Und Isaurien, TIB, 5, Wien. HOUWINK TEN CATE, P. H. J. (1961), The Luwian Population Groups of

Lycia and Cilicia Aspera During the Hellenistic Period, Leiden. ~PEK, ~.- A. K. TOSUN- R. TEKO~LU (1999), "Adana Geç Hitit Heykeli

Kurtarma Kaz~s~~ 1997 Y~l~~ Çal~~mas~~ Sonuçlar~", IX. Müze Kurtarma Kaz~lar~~ Semineri (27-29 Nisan 1998 Antalya), Ankara, 173-188. JASINK, A. M. (1991), "Hittite and Assyrian Routes to Cilicia", Anatolia An-

tiqua, I, 253-259.

JEAN, (2001), "La Cilicie Pluralite et Unite", La Cilicie: Espaces et Pouvo- irs Locaux, (Table Ronde Internationale, D'Istanbul, 2-5 Novembre 1999), Varia Anatolica XIII (Edites .6-ic JEAN, Ali M. D~NÇOL et

Serra DURUGÖNÜL), Paris, 5-12.

JOANN, F. (1991), "L'Asie Mineure Meridionale D'Apres La Documenta-tion Cuneiforme D'poque No-Babylonienne", Anatolia Antiqua, I, 262-266.

JONES, A. H. M. (1971), The Cides of the Eastern Roman Provinces, Ox-ford.

KARAU~UZ, G. (2002), Bo~azköy ve Ugarit Çivi Yaz~l~~ Belgelerine Göre Hi-tit Devletinin Siyasi Antla~ma Metinleri, Konya.

KINAL, F. (1973), "Hitit Devletleri ~çin Kuzey Suriye'nin Önemi", Atatürk Konferanslan, IV, 1970'den Ayr~~ Bas~m, Ankara, 1-13.

KINAL, F. (1991), Eski Anadolu Tarihi, Ankara.

KOSAY, H. Z. (1968), "Kilikya Tarihi (Bibliyografya)", Belleten, XXXII, 297-299.

KURT, M. (2001), Eski ça~da Göksu (Kalykadnos) Havzas~, Yay~mlanmam~~~ Doktora Tezi, Konya.

(24)

LEMAIRE, A. (1991), "Rechreches De Topographie Historique Sur Le Pays

De Que siecle av. J.C.", Anatolia Andqua, I, 265-275.

LEMAIRE, A. (2001), "Les Langues Du Royaume De Sam'al Aux s.

av. J.-C. Et Let~rs Relations Avec Le Royaume De Que", La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, (Table Ronde Internationale, D'Ista~~-bul, 2-5 Novembre 1999), Varia Anatolica XIII (Edites ~'-icJEAN, Ali M. D~NÇOL et Serra DURUGÖNÜL), Paris, 185-194.

LENSK1, N. (2001), "Relations Between Coast And Hinterland In Rough Ci-licia", La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux (Table Ronde h~ terna-tionale D'Istanbul, 2-5 Novembre 1999), Varia Anatolica XIII (Edites

'ricJEAN, Ali M. DINÇOL et Serra DURUGÖNÜL), Paris, 417-424. LUCKENBILL, D. D. (1926), Ancient Records of Assyria And Babylonia, I-II,

New York.

MELLINK, M. J. (1965), "Mita, M~~shki And Phrygians", Anadolu Ara~t~rmalar~, Cilt II, Say~~ 1-2, 318-325.

MOSCA P. G.-J. RUSSEL (1987), "A Phoenician Inscription from Cebel Ires Da~~~ In Rough Cilicia", Epigraphica Anatolica, IX, 1-14.

OLMSTEAD, A. T. (1923), `The Assyrian In Asia Minor", AS Presented to Sir W. M. Ran~say (Edited by W. H. Buckler, W. M. Calder), 283-296. RUGE, W. (1921), "Kilikia", RE, XI/1, 385-390.

SE'V~N, V. (1991), "Yeni Ass~~r Sanat~~ Mimarl~k" I, Ankara.

SHAW, B. D. (1990), "Bandit Highlands And Lowland Peace: Tl~e Mounta-ins of Isauria-Cilicia",JESHO, XXXIII/3, 238-270.

SMITE, S. (1970), "The Assyrian Supremacy of Assyria", The Cambridge An-cient Histo~y II/3, (Edited by J.B. B~uy, S.A. Cook, F.E. Adcock), Cambridge, 32-58.

STRABON, Antik Anadolu Co~rafyas~~ (Geographika: XII, XIII„VV), Çeviren: A. Pekman, ~stanbul 1993.

TEKO~LU, R.-A. LEMAIRE (2000), "La Bilingue Royale Louvito-Phenicienne De Çineköy", CRAI, 961-1006.

TIRPAN, A. A. (1994), "Kilikya Tracheia'da Poligonal Ta~~ Örgülü Duvarlar", X.I. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, I, 405-424.

WEINFELD, M. (1987), "Covenant Making in Anatolia and Mesopotamia", X/V. Uluslararas~~ Assiriyoloji Kongresi, 6-10/VII/1987, 58-59.

(25)

ASUR-ANADOLU ~ L~~K~ LER~ NDE K~ L~KYA BÖLGESI 25

WEINFELD, M. (1993), "Covenant Making in Anatolia and Mesopotamia",

JANES, XXII, 135-139.

YAKAR, J. (2001), "The Socio-Economic Organization of The Rural Sector In Kizzuwatna, An Archaeological Assessement", La Cilicie: Espaces

et Pouvoirs Locaux (Table Ronde Internationle D'Istanbul, 2-5 No-vemb~-e 1999), Varia Ana tolica XIII (Edit's Eric JEAN, Ali M. D~NÇOL et Serra DURUGÖNÜL), Paris, 37-46.

YENER, A. (1985), "Bolkarda~, Alada~~ ve Keban Madenlerinde 1984 Y~l~~ incelemeleri", L Arkeometri Sonuçlar~~ Toplant~s~, Ankara, 93-106. ZORO~LU, L. (1993), "Göksu Kültürleri", Atlas Ayl~k Gezi Dergisi, Say~~ 8,

80-82.

ZORO~LU, L. (1994a), "Cilicia Tracheia in the Iron Ages: the Khilakku Problem", Anatolian I~-on Ages 3, BIA Monography 16 (Tl~e

Proce-eding of the Third Ana tolian Iron Ages Colloquium l~eld at Van, 6-12 august 1990), 301-306.

ZORO~LU, L. (1994b), "Kelenderis'in ~lkça~~ Tarihine Ait Notlar", X/. Türk

Tarih Kongresi Bildirileri, I, 437-448.

ZORO~LU, L. (1994c), Kelenderis I, Kaynaklar, Kal~nt~ lar, Buluntular, An-kara.

ZORO~LU, L. (2001), "Da~l~ k Kilikya-Oval~ k Kilikya", La Cilicie: Espaces et

Pouvoirs Locaux (Table Ronde h~ ternationale D'Istanbul, 2-5 No-vembre 1999), Varia Ana tolica XIII (Edit6 Eric JEAN, Ali M. D~NÇOL et Serra DURUGÖNÜL), Paris, 425-428.

(26)
(27)

Alch~nel Kurt Har ita I - Dem ir Ça ~ ~n da Güney Ana do lu NIN

(28)

Referanslar

Benzer Belgeler

Küresel iklim değişikliğinin; içilebilir su kaynakların­ da azalmayı, meteorolojik afetleri, tarıma bağlı ekono­ mik sorunları beraberinde getireceği

Hüsrev’in eyaletlerden haber almaya özel ilgi duydukları vurgulanmaktadır (Silverstein 2007, 28).. ve Eski Yunan kaynaklarının gösterdiği üzere Pers Akhaimenid

Beni bugüne dek, polise karşı, hü­ kümetlere karşı, öteki sınıflara karşı, benim sı­ nıfımdan olup da bana karşı olanlara karşı, be­ ni hep halk destekledi..

8 Orta Asur kral yazıtlarında ise aslan ve boğa gibi güçlü ve heybetli hayvanların heykellerinin saray ve tapınak gibi siyasi ve dini yapıların girişlerine

[r]

Öğretmenlerin okul müdürlerinin kullandıkları güç merkezi oluşturma oyunları ve alt boyutlarına ilişkin algıları kıdem değişkenine göre incelendiğinde; kıdemi

Romanlarında gerçekten daha gerçek bir dünyayı destansı bir anlatımla kurabilmesinde m i?. Hiç kuşku yok ki Yaşar Kemal, bu topraklarda yaşamış en büyük dengbej lerden

E) Would you agree that her early work is largely autobiographical but that she is now using more abstract themes... 83-85 soruları, aşağıdaki parçaya