Stardı
i Geçmiş Zaman Olur ki..
Kurtuluş Savaşı’mn yokluk ordusu.. Üstte başta yok.. Silahlar kullanıla kullanıla hassas ölçülerini kaybetmiş.. Ankara diplomasi ile ayakta kalmaya, bu orduyu savaşacak hale getirmeye çalışıyor.. Ankara diplomasisi ise casuslarından güç alıyor..
janlann Pera ve Gala- t a ’da c irit a ttığ ı dö
nem... Kimin kim den
yana olduğunu ve han gi saflarda yer aldığını
___ kestirmek de mümkün
değil. Çift taraflı değil, üç taraflı
çalışan ajanların “fazla m esai” yapmak zorunda kaldığı “müta- reke”de bakkalından hayat ka
dınına, diplomatından katibine
kadar herkes bu yeni sektörde
hizmet veriyordu.
Milli mücadelede casusluk faaliyetlerinde adı en çok geçen
ve ta rtış ıla n isim le rd e n biri
Pandikyan Efendi’dir. Bu ajan hakkında eski “Karakol”cula-
t m yani teşk ilat adam larının bazı iddiaları vardır. Dönemin bazı yetkilileri onun “iki taraflı casus” olduğunu belirtm ekte dir. Biz, bu görüşü reddetmiyor ama Pandikyan’ın aym zaman da bir Türk casusu olduğunu ve
Milli Mücadele’ye büyük katkı da bulunduğunu ifade etm ek istiyoruz. (Kurtuluş Savaşı’nda Casusluk Örgütleri, Ergun Hiç- yılmaz, Yüce Yayınlan 1981)
Milli mücadelede Atatürk’ün İstanbul İstihbarat Ş efliği’ni
yapan gizli teşkilat lideri Aziz Hüdai Akdemir diyor ki:
“İstanbul Intelligence Ser- vice’in şeflerinden biri de Pan- dikyan’dı. İstihbarat ajanları içinde özü anlaşılmayan, çözül KiM-L cuto. Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri tarafından yurdun dört yanına gönderilen çağrılardan birinin orjinal metni.. Çağrıda tüm kaynakların vatan için seferber edilmesi isteniyor.
ta ’da idi ve İstavropulus Ha- n ı’nın birinci katında faaliyet gösteriyordu. Pandikyan, sade ce deniz işlerine ve Galata bölü m üne bakmıyor, Trakya, Bul garistan ve İstanbul masalarını da yönetiyordu. Akdemir görü şünü şöyle sürdürmektedir:
“Pandikyan işgalin ilk dö neminden, bitişe kadar candan bir İngiliz ajanı olarak ça lış mıştır. Çünkü listeyi yapan ve onları In telligen ce S ervice’e veren P an d ik y a n ’dı. A nado lu’ya ilk defa silah ve cephane götüren Smit vapurunu Kızku- lesi’nde yakalattıran, bu örgüt lere korku veren de oydu. Em rinde çeşitli din ve milliyetler den 80 kişi çalışıyordu. Terzi M ehm et, Çerkeş Ragıp, Tay yar, Hafız Cemal, Binbaşı Hey, Yüzbaşı Gordon ve Bennet en önde gelen ajanlarıydı.”
Britanyalılar neyse de, gö
rüyor m usunuz bizim “sa tıl-
mış”lan, namussuzları?
PANDİKYAN’IN HİZMETİ
Pandikyan bunları yapmış tır cima yaptığı başka işlerde var dır. Anadolu işleriyle görevli
Yarbay Muğlalı Mustafa (Son radan ü n lü general) Em inö-
n ü ’nde H im m et oğlu H üsnü Bey’in deposuna (Türkiye Am barı) 8 sandık mavzer yollamıştı. Silahlar ambar vasıtasıyla Ana dolu’ya gönderilecekti. Pandik yan buraya bir gece aniden gel miş ve “Her şeyden haberim var. Yapacaksanız belli etm e den yapın” demiş ve çekip git mişti. Pandikyan bunu bizim
Ankara Hükümeti’nin emrinde ki bir kişi olarak mı söylemiş, yoksa İngiltere’nin bilgisi dahi linde mi hareket etmiştir?
Anadolu’ya silah gönderen
Galata’daki “La Farnasaise
Şir-:T';
t " ‘ Ö
^
■
k e t i ” n d e n i -* Vvr'-'rv*‘ ~ -
.-Kalçi ile Ro- <• v y V v , J VKric
zait Efendi- >- ler’e gerekli
kol ayl ı kl arı sa ğl a ya n da yine Pandik- yan’dı. Milli mü c a d e l e n i n bu aşa m a sında Anka ra Hüküme t i ’nin yok luk ve acizlik içinde oldu ğu san ılm a sın. Bizim ta rih kitaplarına göre A tatü rk
köhne bir vapura, bil-H
mem kaç kişiyle binmiş ve Sam- Savaş ekonomisi yapmadan,
sun’a çıkarak milli mücadeleyi “G izli örgü t”ünü kurm adan,! başlatmıştır. El insaf yahu. Bu bunca savaş görmüş bir kuman-
kadar da basit mi bu iş? ^ p- p
j
■ :C, İ
mesi güç tiplerden biridir. Ca sus muydu, bir yurtsever miy di? Ben hüküm verem eyece ğim. Doğru kaynaklardan aldı ğım bilgilere göre, Pandikyan büyük harpte Ingiliz ajanı ola rak Bulgaristan’da ve Türk sı nırları yakınlarında dolaşmış, bir aralık Bulgarlar tarafın dan hapse atılmış, fakat İngi- lizler’in yardım ı ile ku rtu l muştu. Ondan sonra da Bulgar ajanı gibi çalışmıştı. O sıralar da M alin of ik tid a r d a y d ı ve onunla içli dışlıydı. Ama Ingi liz hizmetinden çekilmemiş ol duğuna göre Intelligence hesa bına çalışıyordu.”
Aziz Hüdai Akdemir, Pan- d ik yan ’m işgalde İsta n b u l’a
geldiğini ve Intelligence Servi-
ce’de, Gizli Deniz İstihbaratı
Şefliği’ne atandığım belirtmek tedir.
Pandikyan’ın örgütü Gala
P a n d ik ya n
büyük harpteİngiliz ajanı olarak Bulgaristan'da ve Türk sınırları yakınlarında dolaşmış, bir aralık Bulgarlar tarafından hapse atılmış, fakat İngilizler'in yardımı ile kurtulmuştu. Ondan sonra da Bulgar ajanı gibi çalışmıştı. Türkler'e hizmet vermesi daha da sonra..
İngiliz Gizli Servisi
içinde Türkler’e hizmet
veren gözükara casus
Kurtuluş Savaşı’nda
Atatürk’e hizmet veren
İstanbul Intelligence
Service’in şeflerinden biri
de Pandikyan’dı. İstihbarat
ajanları içinde özü
anlaşılmayan, çözülmesi
güç tiplerden biriydi. Bir
maceracı casus muydu, bir
yurtsever miydi? Tam
anlaşılamadı.. Ama
Türklere büyük hizmet
verdiği muhakkak..
İşgalden sonra yakalanan iki kadın ajan..
İstanbul'dan İngiltere'ye haber akışını sağlayan kadın, erkek pekçok ajandan ikisi.. Tesbit edilip ortaya çıkarılmış.. Bunlar gibi pekçok Ingiliz ajanının yakalanmasında örgüt içinde görev yapan ve Türklere haber sızdıran Pandikyan Efendi'nin hizmetleri büyük olmuş..
► ► ►
dan bu sorumluluğu üstlenir mi?
Atatürk’ün hem Osmanlı sara yında hem de işgalcilerin içinde ajanları olmasa, ne olup bittiği nasıl öğrenecek ve m ücadele stratejisini nasıl çizecekti? Mini
cilerin bırakın Ruslar’ı, hem İtal- y a n la r’dan hem de Fransız-
lar’dan yardım almadığını söyle yecek biri varsa ortaya çıksın da görelim bakalım.
Mustafa Kemal, Çerkez Et- hem ’in ağabeylerinden birine mebusluk diğerine kumandan lık vermişti, vermişti ama “müte- yakkız”dı ve vaziyeti kontrol al tında tutuyordu. Yoksa Tevfik Bey’in Trakya vakası sırasında
Teşkilatı Mahsusa lideri Eşref Sencer’in bilgisi tahtında, Türk-
ler’den söz ederken “Pis” ve “Do muz” dediğini bilmiyor muydu?
Yukanda iki gayrimüslümün daha adı geçiyor. İkisi de ticaret erbabıdır. Bay Kalçi ile Bay Ro- zalt... Onlar da Pandikyan gibi
Anadolu’ya silah şevkinde önem li roller oynamıştır. Ama bütün bunların bila ücretsiz “vatan mil let” için yapıldığına aklınız yatar mı efendim?
Şu vaka da beni çok düşün dürür:
Topçu Yarbay Kemal, Topçu Yüzbaşı Eyüp ile Hürrem ve Mu zaffer Beyler’den kurulu Anado lu’ya Silah Gönderme
Komisyo-nu’nun aldığı kararların hemen ardından Pandikyan önemli bir haber göndermiş ve “Dikkat ko misyonun aldığı tüm karar ve verdiği emirler Intelligence Ser vice tarafından biliniyor” demiş ti. Pandikyan belgelerin kopyala rım göstererek, asıllarmın para karşılığında geri alınabileceğini
Cephelerden geride kalan bir
fotoğraf daha.. Bir kadın
mücahit cephede.. Yüreğini,
varlığını vatan uğruna ölümcül
yola koymuş.. Kimbilir..
Torunları bile belki adını
hatırlamıyordur.. Bu fotoğraf
da Türk basınında ilk kez
v
STAR’da yayınlanıyor..
TÂ-; \
söylüyordu. Belgeler, İngiliz-
ler’in eline nasıl geçmiş ve daha sonra Pandikyan tarafından nasıl temin edilmişti? Yoksa Pandik yan bu belgeleri bizdeki “Köste-
bek”lerden alıp, tekrar bize mi pazarlamıştı? işte hala esrarını muhafaza eden bir vaka....
Pandikyan İngiliz, İran ve Türk pasaportu taşıyordu. Bizim istihbarata göre; Edirne’de doğan
Pandikyan, mütarekeden sonra bir hizmet daha vermiş ve işbir likçilerin yazdığı raporları, bizim yetkililere vermişti. İşte bu bilgi lerin ışığında Gizli Teşkilat esas lı bir “budam a”ya girişecekti. Böylesine enteresan bir ajan olan
Pandikyan, 12.2.1928 tarihinde
Bulgaristan’a gidecek ve bir da ha dönmeyecekti.
Aziz Hüdai Akdemir, görüşü ne şöyle bir nokta koyar:
“Pandikyan, iki taraflı bir casustur. Pandikyan ne suç işle di ki yurda giremedi, bilemiyo rum. Ben, Pandikyan’m kötüleri az, iyileri çok olan hizmetlerini hatırlıyorum. Pandikyan, bize hizm etlerini hiçbir zaman pa rayla yapmamıştır.”
Eski Bergama noterlerinden istihbaratçı Ihsan İdikut yaşa dık ların a dayanarak yazdığı
“Türk Lavrens’leri” kitabında şon görüşü savunanlardandır.
İdikut, Pandikyan konusunda şöyle demektedir:
“Pandikyan yaman bir ca sustu. Koca İstanbul’u avucu nun içine almış gibi bilirdi. Ne kadar subay varsa, isimlerinden oturdukları yere kadar bilirdi.”
Pandikyan’m Ankara hükü metine yaptığı yardımları şöyle sıralayabiliriz:
1- Milliciler tarafından tahliye si istenenleri çeşitli sebeplerle sa lıvermek.
2- Tevkif edilmeleri kesinle- şenlere haber ulaştırıp kaçmaları nı sağlamak.
3- Ingiliz Servisi’nin eline ge çen ve Milliciler aleyhine kullanı lacak belgeleri, geri vermek veya ortadan kaldırmak.
4- Cephane ve diğer askeri malzemenin kaçırılmasına göz yummak, yardımcı olmak.
Pandikyan’m sıradan-bir ca sus olmadığım belirten İdikut,
onun Mustafa Sagir gibi İngiliz- Ier tarafından özenle yetiştirilmiş bir casus olduğunu ifade etmek tir. Söylediği başka şeyler de var dır:
1- Çok merhametsiz, çok zeki ve mükemmel bir casusdu. Böyle bir şahsın İngilizler’e, hem de maddi menfaat temin etmeden ihanet etmesi mümkün değildir.
2- Pandikyan’a para verilme diği ve onun da bu yardımları pa ra mukabilinde yapmadığı yetkili şahısların yayınladığı eserler ve ısrarlı ifadelerden anlaşılmakta dır. İngilizlerin bilgisi dışında yapmış olsaydı casusluk rayicine göre milyoner olması gerekirdi.
3- İngilizler, önceleri Türklere önem vermemiş olabilirler. Fakat daha sonra, en usta casuslarını, en değerli elem anlarını İstan bul’a gönderdikleri muhakkaktır. Bunların Pandikyan’m uzun
sü-ren ihanetini sezmemeleri müm kün değildir.
4- Pandikyan vazifesini yap- pnş bir insan olarak emniyetle İngiltere’ye gitmiş ve yine İngiliz- ler’e hizmet etmiştir.
5- Sayın Kemal Koçer (M.M. Grubu B aşkanı Albay Kemal) eserinde Pandikyan’ın ve bazı Er- menilerin bu yardımları sırf in sanlık mefkuresi uğruna yaptık ları yazılıdır..
Idikut’un bu iddialarını gör dükten sonra, kendisine Kadıköy Noterliği’nden verilen 6124 sayılı ve 18/8/1953 tarihini taşıyan bel geyi sunmak yorumlara açıklık getirecektir. Belgeyi, noter kana lıyla onavlavar^Sevkçt Galata ve - Kemal Koçer, Bergama Noteri İdikut’un kendileriyle konuştu ğunu kabul etmektedirler. Şev;
ket G alata^ K üçük bazı ifade farklarına rağmen eser metinle re ve hadiselere uygundur. Bu ciheti tasdik ederim” demekte dir. Emekli general Kemal Koçer
ise, “Fransız ve İngilizlerin siya set değişikliği konusu dışındaki diğer konuların doğruluğuna ben de katılırım” ifadesini kul lanmıştır.
Noterden verilen belge daha sonra şöyle bitmektedir:
“Bu şehadet altındaki imza ların şahıs ve hüviyetleri daire mizce tanınm ış ve marufumuz olan emekli general Kemal Ko- çer’le albay Şevket Galata’nın olduğunu ve önümde imza ettik lerini imza ve ikrarların kendi
lerine ait olduğunu tasdik ede rim.” 18/8/953 Kadıköy Noterliği reisi H. Burhan. N.
H üsam ettin Ertürk, bu ko nuda hayli bilgiye sahiptir.. Dü şüncelerine bir bakalım:
“Her memlekette düşman is tila sın a karşı kurulm uş olan mukavemet teşkilatı, her şeyden evvel iyi bir istihbarata muhtaç tır. Biz de İstanbul’un semt ve mahallelerinde milli teşkilat ku rarken, bu ihtiyacı göz önünde tutmuş, değerli ve becerikli ar kadaşlarımızı işgal kuvvetleri nin içine, bürolarına, en mah rem köşelerine kadar gönder m iştik. Bu vatanperverler, bir gün ufak bir şüphe üzerine ha yata veda edeceklerini pekiyi bi liyorlardı. Bunların içinde hris- tiyanlar da vardır. Onlar din far kına bakmadan, ekmek yedikle ri bu toprak için çalışmışlardır. Hepsinin isim lerini bugün, öl müşlerse rahmetle, yaşıyorlarsa selam etle anmak vazifemizdir. İstanbul basınında (M. Sıfır) im zasıyla İstiklal Savaşı’ndan son ra yazı yazan ve anılarını yayın lam ış olan (Razi Yalkın) Bey, birçok mühim hizmetler ifa et miş bir vatanseverdir. Daha Bal kan Harbi sırasında rütbesi pi yade yüzbaşısı olan Razi Bey’i, o zaman ki Beyoğlu İnzibat Kara kol Kumandanı Yüzbaşı Kalkan- delenli Haşan Tahsin, Beyoğlu İnzibat Karakolu’na tayin etmiş ti. İngilizler de, İstanbul Hükü- meti’ne sadık bir subay sandık
ları bu zatı, kendi istihbaratla rına sokmuşlardı. Çok milliyet perver olan bu zat, İn giliz- le r ’den ö ğ ren d ik lerin i gidip Sadrazam ve Harbiye N azırı Müşir İzzet Paşa’mn biraderi ve o tarihte Süvari Binicilik Mek tebi Müdürü olan Süvari Mira layı Esad Bey’e haber veriyordu. Esad Bey de, Teşkilat-ı Mahsu- sa’ya vaktiyle kayıtlı bulunduğu için, elde ettiği malumatı günü gününe bize bildiriyordu. İngiliz Istihbaratı’na kayıtlı adamları mızdan bir de Ermeni bir vatan daşımız vardı. Milli cephe hesa bına yaptığı kıymetli istihbarat ile Ankara’ya kadar gitmiş, son ra da islam iyeti kabul ederek Necati adını almış ve İstanbul- da’ki gizli gruplarda çalışmaya b a şla m ıştı. G izli istih b a r a t ajanlarımızdan biri genç bir va tanperver olan Efdal Bey, bir di ğeri de aslen BulgaristanlI olup Ermeni m illetin d en (Pandik- yan) Efendi idi. Onun arzusu, Türkiye’nin, İngiltere himaye sinde bir devlet kalması idi. Fa kat İngilizler’in elindeki silah ve cephane miktarı ile yerlerini o bize haber vermiş ve İngiliz ler’in kendisini öğrenm em esi için azami dikkat sarfedilmesi- ni bizden rica etmişti. Biz, bun ları bugüne kadar bir sır olarak m uhafaza e ttik , P andikyan Efendi ise zaferden sonra Bul
garistan’a gidip gelmek zorun da idi. Bir serbest pasaport iste miş, fakat kendisinin memleke te girmesine de müsaade veril mediğinden bu hal onu çok üz müş ve kahrından öldürmüştü. Halbuki Mösyö Pandikyan, İngi lizler’in elindeki bütün gizli am barları, sila h ve cep h an en in miktarını bize haber verdiği gi bi vapurlarla nerelere sevkedil- diğini de bildirm iş, em salsiz hizmetler ifa etmişti.”
Gördüğünüz gibi Hüsam et tin Bey de aynı görüşte. Anlaşılı yor ki, Pandikyan Efendi sınırdı- şı edilirken boşuboşuna “Beni Toprağıma Gömün...” diye ağla- mamıştır.
Bazı “Az”ınlıkların, “çoğun-
luk”lardan çok daha yurtsever olabildiğini çeşitli vesilelerle gör müşüzdür. İstanbul “Az”ınhkla- nnın bu minvaldeki hattı hareke tine ve hayatına etraflıca bakmak luzumu vardır. Osmanlı tiyatro kum panyalarından, P eralı ve
Adalı hatunlara, Osmanlı, Rum, Erm eni ve Y ah u d iler’inden
Cumhuriyet azın lıklarına kadar şöyle tarih i ve
“kitabi” bir gezi ye çıksam, katılır mısınız bana?
Ü stelik Ko nut Fonu da al mıyoruz.