• Sonuç bulunamadı

Doğu Türkistan'da Sufî Hocalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğu Türkistan'da Sufî Hocalar"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DOĞU TÜRKİSTAN'DA SÛFÎ HOCALAR

ER K İN EKREM *

I- D OĞ U TÜ R K İSTA N 'IN İSLÂ M LA ŞM A SI

Araplar 674 yılında B uhara ve Sem erkant gibi şehirleri işgal ettikten sonra İslâm dini O rta A sya'da yayılm aya başlam ıştır. D oğuya yönelik bu hareket Talaş Savaşından sonra İslâm iyet Doğu ve Batı Türkistan'ın sınırında durm uştur.' Fakat M üslüm an A raplar daha İslâm iyetin ilk zam an­ larında yani 650-655 yıllarında Çin'in T'ang sülalesiyle (618 - 906) tem asda bulunm uşlardır.2 713 yılında Arap elçisi ve T'ang im paratoru arasındaki anlaşm azlıkların ortaya çıkm asıyla bu tem aslar bir dönem kopm uştur.3 B una

* Hacettepe Üniversitesi, Tarih Bölümü, Doktora Öğrencisi.

1 751 yılının Talaş Savaşında esir düşmüş olan Çinli Tu-huan, 762 yılında Arap tüccarlarının gemisi ile Çin'in güney şehri Kuang-Chou'dan geçerek memleketine dönmüş ve bu on bir senede gördüklerini seyahatname halinde yazmıştır (Wang Kuo wei, Wang-Kuan- t'ang'ın Araştırmaları, Wen-huan kitabevi, Taiwan, 1968: 5619-22). Seyahatnamesinde Abbas memleketini anlatırken İslâmiyeti anlatıyor ve Çin kaynaklarında Müslümanlığı anla­ tan ilk kaynak olarak kabul edilmektedir.

İslâm'ın Çin ve Kore'ye kadar yayılması için Bak. Hee-Soo-Lee'nin "İslâm ve Türk Kültürünün Uzak Doğu'ya yayılması," Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1988.

O

Hsin T'ang-Shu adlı kitaba göre, T'ang sülalesinin (618-906) Yun-Hui döneminde (650-655), Araplar ilk defa T'ang imparatorluğunu ziyaret etmiş ve İslâmiyeti ilk defa Çin'de tanıtmıştır. 0-Yaııg-H siu, Yeni T'ang Sülalesi Tarihi, Chung-Hua Kitabevi, Pekin, 1975: 6262.

3 Bak. Dipnot 2, aynı kitap aynı sayfa. T'ang sülalesi Şüen T's'ung İm paratorluğu döneminin (713-741) başında, Arapların elçisi T'ang İm paratoruna diz çökmemiştir. (Çin'in adetinde İmparatora diz çöküp saygı gösterecek.) T'ang sülalesinin veziri bu durum a çok kızmış, fakat Arap elçisinin iddiasına göre, tek Allah'a saygı göstereceğini ifade etmiştir.

(2)

rağmen sonraki zam anlarda bu tür ilişkiler tekrar kurulm uş ve daha da artm ıştır.4 994 yılından sonra A raplar deniz yolunu tercih etm iş5 ve Çin'in güney şehri olan Ch'üan -chou’da ilk camii yapılm ıştır.6 Yalnız, A raplar7 Türkistan'ın ipek yolu ile Ç in'e giderken Doğu T ürkistan'da hiç iz bırakm am ıştır.

M evcut olan kaynaklara göre Doğu Türkistan'ın İslâm laşm ası Karahan- lılar dönem inde başlam ıştır. XIII. yüzyıllarda yaşam ış tarihçi Karşılı C em al'in K aşgar Tarihi'ndeki bilgilere göre, Satuk B uğra Han çocukluğunda

4

Çin kaynak kitaplarda Arap ve Çin arasında 30 defadan fazla ticaret ve siyasi ilişki olm uştur (Tu-yu, "Tung-Tien," Shang Wu kitap basımevi, Shanghai, 1935: 1044). 918 yılında Arap elçisinin yardımcısının zenci olmasına Çinlilerin hayret ettiği Çin Kaynağında yazılm aktadır (M a-Tuan-Ling "W eng-Hsien-Tung Kao," Shang Wu kitap basımevi Shang­ hai, 1936: 2663-4).

5 994 yılından önceki yıllarda Çin güçlü bir memleket idi. Fakat Çin'in Kuzey Doğusundaki Chingliler, Kuzeydeki Moğollar, Kuzey Batısındaki Hsi-Hsialiler, Batısındaki Uygurlar, Güneybatısındaki Tibetler gibi ulusların baş kaldırması ve Hsi-Hsialilerin Arap tüccarlardan yol vergisini alması gibi sebeplerle Arap tüccarlar kara yolundan vazgeçip deniz yolu ile Çinlilerle ilişki kurmuştur. (Li-T'ao, "Hsü-Zi-Chi Tong-Chien-Ch'ang-P'ien," Dünya Kitap Basımevi, Tai Pei 1964, 994. yıl mad. Ayrıca bak., Chiang-T'ian Chien, "Kuzey Sung döneminde (960-1022) Doğu ve Batı Ticaret İlişkileri," Çin Tarih Kurumu Dergisi, Say. 18. Tai Pei, 1986: 28).

6 Bu caminin yapıldığı zaman hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. M ezar taş yazısına bakılırsa X. yüzyıla ait olması lazım. Ayrıca bak. Hee-Soo-Lee, 1988: 45.

7 "Arap" kelimesi Çin kaynaklarda "Ta-Shih" olarak geçmektedir. Emevi devletini (661-750), "Beyaz Ta-Shih" (Beyaz elbiseli Araplar) diyorlar, Abbasî devletine (750-1258) ise Siyah Ta-Shih (Siyah elbiseli Araplar) diyorlardı. Fakat Ta-Shih'in hiç bir anlamı yoktur. Ta, büyük, Shih yemektir. Çin’in Türk tarihi araştırmacısı Hung-Chün'ün dediğine göre Ta- Shih Tajik kelimesinden kaynaklanıyor (Hung-Chün, Yuan sülalesi Tarihi Hakkındaki Araştırmalar, Kuang-W en Kitabevi, Pekin, 1903: 4785). Diğer kaynaklarda Arapların ilk lide­ rinin adı Ta-Shih olduğu için verilen bir isim dir diye yazmaktadır. (Yeni Tang sülalesi tarihi, 1975: 6262).

(3)

623

ihtilas yolunu açm ış8 ve büyüyünce İslâm iyeti kabul etm iştir (930-950).9 M ehm et Em in B uğra’nın Doğu Türkistan Tarihi adlı eserine göre, Satuk B uğra Han İslâm iyeti kabul etm eden önce Balasağun ve K aşgar gibi şehirlerde M üslüm an halklar yaşam aktadırlar.10 Arslan B uğra Han dönem in­ de tüm K arahanlılar İslâm iyeti kabul etm iştir.11 1001 yılının öncesinde, K arahanlılar henüz Budist olan Doğu Türkistan'daki Hotan m em leketine12 savaş açmış ve yirmi dört yıl kuşatm a altına alarak nihayet Hotan'ı İslâm laştırm ıştır.13 Doğu Türkistan'ın güney tarafı, Kaşgar, Aksu, Hotan, Y arkent gibi şehirler Karahanlıların işgali altında kalm ış, böylece Doğu Türkistan'ın güneyi de ilk olarak İslâm dinini kabul etm iştir.14

8 Bak. V.V. Barthold M oğol İstilasına Kadar Türkistan. Kervan Y ayınlan, İstanbul, 1981:26. Emel Esin, İslâmiyetten Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslâmla Giriş, Î.Ü. Edebiyat Fakültesi M atbaası, İstanbul 1978:163.

9 L. Ligeti Bilinmeyen İç A sy: s. 129 (TTK Ankara 1986). Erdoğan Merçil M üslüman Türk Devletleri Tarihi (s. 19 TTK Ankara 1991). Laselo Rasonyi: Tarihte Türklük s. 161 (Ayyıldız Matbaası A.Ş. Ankara 1971). V.V. Barthold Moğol İstilasına Kadar Türkistan, 1981:322; Zeki Velidi Toğan: Umumi Türk Tarihine Giriş, s. 72 (Enderun Kitabevi İstanbul 1981); T.W. Arnold, İııtizar-ı İslâm Tarihi, s. 306-307 (Akdağ Kitabevi Ankara 1971).

10 M. E. Buğra, Şarki Türkistan, Ofset Reprodüksiyon Matbaacılık, Ankara (1981:181-2). E. Esin, 1978: 163.

11 Erdoğan Merçil 1981: 20

12 Chin İmparatorluğu döneminde (931-946), Şatou Türk soylu imparatoru elçi Kao Chü Hui’yi Hotan'a göndermiştir. 945 yılında döndükten sonra bir seyahat raporu hazırlamıştır. Bu seyahatnamesinde "Hotan hanı, hem cin hem Şeytan'la uğraşıyor. Etrafında dizilm iş olan lacivert elbise giyen 50 Budist rahip vardır" diye yazmaktadır. (M a-tuan ling, Wen hsien twun k'ao, 1936: 2643-4).

Wang K uo-W ei’nin araştırmasına göre, Hotan’da Budist'ten başka Mani dini de var, Çünkü 963 yılında Hotan hanlığı tarafından Çin'e gönderilmiş olan elçi vekili M ani Hoca imi ve Çin imparatoruna cam şişeyi hediye olarak vermiştir. (Wang, 1968: 984-5).

13 Doğu Türkistan'ın Kısa Tarihi, 1980: 162. Urumci Halk Neşriyatı. (Grup Çalışması) 14 Erdoğan Merçil'in görüşüne göre Karahanlılar 1018 yılında Turfan U ygur m em leke­ tini 3 ay müddetle takip etmişti, (1981:21). Bu kaynak belki Satuk Buğra Han menkıbesinden alınmıştır. Bak. Osman Turan, Selçuklar ve İslâmiyet, Nakışlar Yayınevi; İstanbul 1981 s. 248.

(4)

K arahanlılar Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldıktan sonra (XI. yüzyılda) Doğu K arahanlılar Doğu tarafına, yani Çin bölgesine gitm em iş, hep Batı K arahanlılar ve Batı Türkistan'daki m em leketlerle uğraşm ıştır.

1140 yılına gelince Kara K ıtaylar Doğu K arahanlıları işgal etm iştir. A slında tüm Doğu Türkistan Kara K ıtayların işgali altında idi. Kara Kıtayların egem enliği altında kalan Doğu Türkistan'da, İslâm , Budist ve M ani dinleri m evcut idi. Kara K ıtaylar ise Budist dinine inanıyorlardı, fakat Doğu K arahanlı topraklarındaki halklardan İslâm dinine inananlar çoğunluktaydı. Bu dönem çeşitli dinler beraber ve sakin bir dönem geçirm ekte idiler.1’’ 1157 yılında Doğu T ürkistan’ın G ulca civarında kuvvetli bir şekilde îslâm hareketi gelişm ekteydi.16

1177 yılında Kara K ıtayların içinde çıkan kargaşalıktan sonra, Kara K ıtaylar ile M üslüm anlar arasında anlaşm azlık çıkm ıştı, ardından Doğu T ürkistan'da Kara K ıtaylara karşı isyan yapılm ıştır. Kara K ıtaylar K arlukların önderi Arslan H an'a em ir vererek H otan'daki İslâm cıların isyanını bastırm ışlardır.17 1212 yılında Cengiz Han'ın akınından Kara

Lin Kan'in "Göktürk ve Uygur Tarihi Hakkındaki Tezler"de bu senede Karahanlılar Hotan'a sefer etmiş diye yazmaktadır (Chung hua kitabevi, Pekin 1987:210).

L. Ligeti'nin Bilinmeyen İç Asya kitabında kaydettiğine göre bu dönemde bir Müslüman coğrafyacı Hudud-ul Alem'in hatırasında "Turfanlılar Kuça şehrine akın yapıyorlar" diye bahsetmektedir (Ligeti, 1986:131).

Emel Esin'e göre, Turfan'daki Uygurlar ancak 1473 sıralarında İslâmî benim seyecekler­ di (Esin, 1978: 165). "Doğu Türkistan Kısa Tarihi"nde Karahanlıların Turfan'a kadar gittiğinden bahsetmem ektedir (1980:155-158).

Turfan Uygur memleketi, X.-XIII. yüzyıllarda en parlak döneminde idiler. Geçmişteki Uygur tarihinin en kültürlü bir dönemi olup aynı zamanda Budist, Mani dinlerinin beraber yaşadığı bir dönemdir. Eğer 1018 yılında Turfan Karahanlıların egemenliği altında kalmış ise bugünkü Budizm kültüründen kalan medeniyetin de yok olması gerekir.

15 Doğu Türkistan'ın Kısa Tarihi: 1980:172.

16 Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Ankara, 1984:74"

(5)

625

K ıtaylara kaçan Naym an Prensi Güçlük, Kara Kıtay İm paratoru'nun ava çıktığı fırsattan faydalanıp Kara Kıtaylar'ın im paratorluk koltuğuna çıkm ış ve m üslüm anlann B udizm e ihtidaya m ecbur etmiştir. Kara K ıtaylar, Kaşgar, Hotan, Aksu, G ulca gibi şehirlerde yaşayan M üslüm an isyancıları ceza­ landırm ak için son baharda askerlerini gönderip tüm m allarını kaçırm ış ve m üslüm anların nam az kılması ile Kur'an okum asını yasaklayarak m üslüm anlığa engel olmuştur. Üstelik m üslüm anları öldürm eye başlam ış­ tır. 1!l 1218 yılında M oğol general C he-B ie Doğu Türkistan'a akın yapm ış ve dini serbest bırakm ıştır. B öylece yerli m üslüm anlar M oğollar ile birlikte Kara K ıtaylara karşı savaş açmıştır. M oğol General Oğuz M eli (Uygur) K aşgar'da G üçlük'ü öldürm üştür.19

Bu dönem e ait Doğu Türkistan'daki İslâm iyetle ilgili kaynaklar pek yoktur.

1221 yılında Chin İm paratoru (1115-1134) M oğollar ile barış anlaşm ası yapm ak için Sem erkant'a elçi W u-K u-Sung-Tw an'ı gönderm iş. Elçinin kale­ me aldığı seyahatnam esinde "Turfan Uygurlar, m üslüm an U ygurlar'a benze­ m iyor, bir kısm ının karakteri vahşi, bir kısmı da sam im idir" diye kaydediyordu.20

Aynı zam anda C engiz H an’ın daveti ile Taoizm rahibi Ch'ang-Ch'un- Cheng-Jen Türkistan'a geliyor ve seyahatnam esinde "Alm alık şehri'ne vasil olduk, m üslüm an hüküm darı bizi karşılam aya çıktı" diye yazm aktadır.21 Aynı seyahatnam ede "Sayram Şehrine ulaştık, şehrin içinde küçük bir cami vardır. U ygur olan hüküm darı bizi karşıladı" diye yazm aktadır.22

1 R

Aynı Eser, s. 174 19 Aynı Eser, s. 179

Ayrıca. Yuan Sülalesi: (Moğollar) Tarihi, Osman Ali Tezkiresi bakınız. Chung Hua Kitabevi, Pekin, 1976:2969-2972.

20 W an g K u eW ei, 1968:5692.

-l Li-Chi-Ch'ang, Ch'ang Ch'ün'iin Batı Seyahatnamesi, Chung Hua Kitabevi, Tai Pei, 1966:1, 1 la

->2

(6)

1263 yılında M ongehan tarafından Hulagu Han'ı ziyaret etm ek için gönderilen elçinin seyahatnam esinde "Sayram şehrinde cami vardır. U ygurlar burada nam az kılıyorlar" diye kaydetm ektedir.23

Çağatay önderliğindeki Türkistanlı M üslüm anların yaşantısı pek iyi değildir.24 Fakat M üslüm anların M oğollara verdiği tesir ise büyüktür.25

C engizhan'dan sonra, M oğollar'ın arasında M ongehan ve Oktayhan'ın Koltuk kavgası olm uştur. Bu esnada, M ongehan M üslüm anlara im kan verdiği gerekçesiyle, K ao-Ch'ang U ygur m em leketinin hüküm darı İdikut Salendi O ktayhan'a destek verm ekle Turfan'daki M üslüm anları öldürm eye başlam ıştır.26 Buna rağm en halk içinde İslâm iyetin tesiri vardı.27 Çağatay dönem inin ilk çağlarında Doğu Türkistan'da İslâm iyet, M anihizm , B udizm , H ristiyanlık ve Şam anlık gibi çeşitli inançlar vardı, bunlarda İslâm dini güçlü ve geniş halde Doğu bölgelere yayılm aya başlam ış, Güney yolundan Lob N ur'a, Kuzey yolundan da Kuçar, Turfan ve B eşbalık şehirlerine ulaşm ıştır.28

Türkleşm iş ve İslâm laşm ış Doğu Çağatay Hanlar'ı İslâm iyetin Doğu T ürkistan'da genişçe yayılm asına sebep olm uştur. Tuğluk Tim urhan dönem inde (1346-1363) bir defada 160 bin kişiyi İslâm 'a inandırm ıştı,29 oğlu

23 Wang Kou Wei, s. 5685.

24 v/

Çağatay’ın Islâma karşı siyaseti ve Güyyük H an’ın Islâma düşmanlığı için bakınız. V.V. Barthlod, s. 577 ve 596. Ayrıca, M oğollara İslâmiyetin yayılması için bakınız. T.W. Aınold, 1971:311-350).

' 5 M oğollar ilk çağda takvimi kullanmasını bilmiyorlardı. Cengiz Han Türkistan sefe­ rinde İslâm takvimi kullanmış ve Mongehan dönemine (1251-1260) kadar kullanmışlar (Wang Kuo VVei, 1968: 3747).

Doğ» Türkistan Kısa Tarihi, 1980:154.

27

Z.V. Togan’a göre. Turfan Uygurları "Cuma günü bayram eder ve ibadetlerinden önce abdest alırlardı." Togan, 1981:100.

~8 D oğu Türkistan K ısa Tarihi, 1980:193. 29 Aynı Eser, s. 199

(7)

627 H aydar H oca hüküm darlığı dönem inde (1383-1399) ise, tüm Turfan m em le­ ketindeki halkı İslâm dinini kabul etm iştir.30

Böylece Doğu Türkistan'ın Doğu tarafları da İslâm laşm ıştır. Vais Han dönem inde (1418-1428) ve oğulları, İşan, B uhar ve Yünüs (Yünüs Han İran, Irak ve A rabistan'da dinî eğitim görm üştü.) dönem lerinde, Doğu Türkistan'ın Kuzey tarafında İslâm laşm ış ve Çağatay M oğolların hepsi de İslâm iyeti kabul etm iştir (1533).31

B öylece R eşidhan dönem inde (1530-1570) Doğu Türkistan tüm üyle İslâm laşm ıştı ve N akşibendî tarikatının bir kolu olan sûfi hocalar gelm eye başlam ıştır.

2. H O C A LA R D OĞ U TÜ R K İSTA N 'A G İR M ED EN Ö N C EK İ SİYASİ DURUM :

Cengizhan'ın Batı seferinden m eydana gelen Çağatay m em leketi XIV. yüzyılın başında batı kısmı (Batı Türkistan) Türkleşm e, İslâm laşm a ve şehirleşm eye başlam ıştır. Doğu kısmı (Doğu Türkistan) ise Esen B uhar Bey'in önderliğindeki halklar henüz göçebe hayat ve kendi ö rf adetlerini sürdürm ektedir. Bunları Batı Çağatay m em leketini "Kara Veyna" (aşağılam ak için kullanılan bir kelim e, anlamı "kanı bozuk") diyerek karşı çıkm ıştır. Batı Çağatay m em leketindekiler ise, Doğu Ç ağataylıları "çaha" (A şağılam ak için kullanılan bir kelim e, anlamı soyguncu) diyerek aynı yanıtı verm işlerdir. Böylece Çağatay m em leketi kavga ve aralarında olan savaşlarla ikiye bölünm üştür. (1370 yılında Batı Çağatay m em leketi Tim ur H anlığı'na tabi olm uştu).32 Tarih-i Reşidüddin adlı kitapta "M oğolistan" diye

30 Aynı Eser, s. 201

'' Aynı Eser, S. 202-204. Ayrıca bak., Keng-Shih-Ming'in Uygurların Eski Kültürü ve Kaynakları Hakkınclaki Araştırmalar, Doğu Türkistan Halk Naşıryatlı, Urumçi, 1983:45-6.

Doğu Türkistan Kısa Tarihi, 1980: 198

Çağatay dönemindeki siyasî durumu hakkında, Henry Howorth'un H istory o f tlıe Moııgols (Part II Division II. New York, 1968) ve Dughlat'in A History’ o f tlıe M ongols o f Central Asia, (Tarih-i Reşidüddin, Londra, 1972) adlı iki kitapta derin araştırmışlar. "Doğu Türkistan Kısa Tarihi" yukardaki kitaplar ve Doğu Türkistan'daki Çağatay el yazılarını kulla­ narak yazıldığı için "Doğu Türkistan Kısa Tarihi" adlı kitabı tercih ettik.

(8)

geçen bu Doğu Çağatay m em leketi, B eşbalık şehrini başkent yapm ıştır. Esen Buhar ise birinci han olmuştur. Bu han 1330 yılında öldükten sonra, Esen Buhar yerine lâyık bir han olam adığı için m em leket bir kargaşalık içinde kalm ıştır.33

Doğu Türkistan Aksu şehrinde yaşayan M oğolların Tuğlat soyundan olan M oğol beyi Buraj, Doğu Türkistan'ın Gulca şehirinde yaşam akta olan Tuğluk Tim ur'u A ksu'ya çağırm ış ve Esen Buhar'ın oğlu olduğunu ilan ederek bu m em leketin ikinci hanı yapm ıştır.34

Tuğluk Tim ur bu dönem de İslâm iyeti kabul etm iştir. Tuğluk Tim ur Doğu Çağatay m em leketinin ilk İslâm iyeti kabul eden M oğol hanı olup 1363 yılında, Batı (Tim ur hanlığı) ve Doğu Çağatay m em leketinin bir çok savaşlarından sonra, Tuğluk Tim urhan'ın oğlu H aydar H oca tahta çıkm ıştır. Bu dönem de Çin'deki M oğolların kurduğu Yüan Sülalesi ise, Ç inliler tarafından yok edilm işti.

Batı Türkistan'daki Tim ur, M oğol soyundan olm asına rağm en, Türkleşm iş olan ünlü han idi. O defalarca Doğu Ç ağatay'a savaş açm ıştı, sonuçta Çağatay M oğolları zayıflaştırılm ıştır.35

H aydar H oca kendi hanlığının sağlam kalm asını düşünerek, Yüan Sülalesini yok etm iş olan M ing Sülalesi (1368-1644) ile anlaşm a yapm ıştır.

Fakat kuzeydeki O yrat'lar M ing İm paratorluğu tarafından destek alarak defalarca G üney'deki H aydar H oca'lara saldırm ışlardı.36 H aydar H oca ölüp (1399), oğlu Şarnir Çağan ölünceye kadar (1408) bu savaşlar devam etm iştir. Şam ir Çağan'ın yerine oğlu M uham m ed Han geçm iştir. M uham m ed Han M ing sülalesine tabi olup, İslâm dininin daha yaygın olm asını iste­ miştir. O çok sert tavrıyla Doğu Türkistan'daki tüm M oğolları İslâm dinine

Doğu Türkistan Kısa Tarihi, s. 198. 34 Aynı Eser, s. 199

33 Aynı Eser, s. 201 36 Aynı Eser, s. 201

(9)

629

inandırm ıştır.'7 M uham m ed Han'ın yerine Uvayis Han geçm iştir (1418). Fakat O yratlılar'ın defalarca saldırm ası ile Beşbalık'tan G ulca tarafına göç etm işlerdir.’8 U vayis Han öldükten sonra (1428) oğlu Esen B uhar ve Y ünüs'ların hukuk kavgası nedeniyle Doğu T ürkistan'da belli bir dönem e kadar (1462) kargaşalık yaşanmıştır.

Bu dönem de tüm Doğu Türkistan'da, her şehirde bir hüküm darlık olup, Doğu Ç ağatay hüküm darı aslında bir kukla haline gelm iştir.39

Altın O rdu'nun Akordu hüküm darı A buleher Han (1413-1489), Sibirya'dan Batı Türkistan'a kadar yayılm ış olan O yratlarla Sır D erya'da savaşm ış ve m ağlup olmuştur. Zalim ce devletini yöneten A buleher Han, halkları zulüm e sokunca bir kısım göçebe halk Kere ve Zaribek adlı iki kişinin önderliğinde Doğu Türkistan'ın K uzeybatısına kaçıp gelm işlerdir. Doğu Çağatay hanı Esen Buhar'ın izni ile günüm üzdeki K azakistan'ın Kuzeydoğusu ve Doğu Türkistan'ın Altay bölgelerinde yerleşen göçebe halklar, bu günkü Kazak halkının atalarıdır.40

Esen B uhar öldükten sonra (1462), yerine Yûnus Han geçti. Yûnus Han Doğu Çağatay hanedanlığını tekrar güçlendirm ek için Ç inliler ve yerli küçük hanlıklarla savaş yapmıştır.

Yûnus Han'ın oğlu Ahm ed Han ise babası öldükten sonra (1487) hüküm darlığını devam ettirm iştir.41

A hm ed Han'ın oğlu Seyid'in dönem inde (1514-1533), kendi hüküm etini K aşgar şehrine taşım ıştır. Bu hanedanlık tarihte Kaşgar- H anedanlığı diye geçm ektedir. Sonra da Y arkent şehrine taşım ıştır. Bu hanedanlık tarihte Y arkent H anedanlığı diye geçm ektedir. "Tarih-i Reşidî" adlı tarihi eserin yazarı M irza Haydar, Seyidi Han'ın akrabası olup yanında m üşavirlik

37 Aynı Eser, s. 202 3S Aynı Eser, s. 204 39 Aynı Eser, s. 204 40 Aynı Eser, s. 205-206 41 Aynı Eser, s. 206

(10)

630

yapm ıştır. M irza H aydar'ın dediği gibi Doğu Türkistan 20 yıllık barış ve sakin bir dönem yaşamıştır, her insanın K um ul'dan (Doğu Türkistan'ın doğu tarafındaki şehirdir) A ndican'a (Ö zbekistan'ın doğu tarafındaki şehirdir) giderken, vergisiz yem ek taşım adan, her akşam kaldığı yerde hiç bir endişesi olm adan ve m isafir gibi ağırlanarak yolculuk yapabildiği bir dönem olm uştur.42

Seyid Han'ın yerine oğlu Reşidi Han geçm iş (1533), fakat bu dönem de D oğu T ürkistan'da çok kargaşıklıklar m eydana gelm iştir.

Reşidi Han'ın dönem inde (1533-1570) O rta Asya'dan B ahaüd'din N akşibendî tarikatından olan İslâm dini adam larının K aşgar şehrine geçm e­ siyle Doğu T ürkistan'da "Hocalar Devri" m eydana gelm iştir.43

3. H O C A LA R IN M ENŞEİ: A. HO C A A H M ET YESEVÎ:

H oca A hm et Y esevî Türkistan'ın Sayram adlı yerinde doğm uş.44 Yedi yaşında da babasından yetim kalm ıştır. Sonra bilm ediğim iz sebeple Y esi'ye

4‘ Aynı Eser, s. 211 43 Aynı Eser, s. 219

44 Fuad Köprülü'ye göre Hoca Ahmet Yesevî Doğu Türkistan’ın Aksu Şehrinin Sayram kasabasında doğmuştur. Nedenini de bazı belgelere dayanarak tesbit etmiştir. (F. Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. Ankara 1984: 61, not 11; 140, not. 29). Fakat Molla M usa Sayram (1836-1917) kalem e aldığı "Tarih-i Hamidî" adlı eserindeki söyleyişine göre, "Eskiden Kontaici’nin önderliğindeki Kalmuklar Batı Türkistan'a ettiği istilasında Sayram Şehrinden zorla 60 ailelik halkı Doğu Türkistan'ın Aksu şehrinin Sayram kasabasına göç ettirilmiştir. Yerli halklar bunlara "Sayramlılar" demişler ve bunların yerleştiği bölgeye "Sayram" diye ad verm iştir (M. M. Sayrami, Tarih-i Hamidî. Milletler Neşriyatı. Pekin, 1986: 590-597). Yani Doğu Türkistan'daki Sayram XVII. yüzyılında ortaya çıkmıştır. Kontaici, Kalmuklarm ünlü önderidir. Tarihte Batur Kontaici (ölm. 1665) diye adlandırılan bu şahıs 1643 yılında Doğu Türkistan'a yaptığı istilasında bu bölgeyi işgal etmiştir. Fakat Batı Türkistan'a gücü yetm e­ miştir (Doğu Türkistan'ın Kısa Tarihi, 1980:227). Buna göre, M.M. Sayramî'nin dedikleri yanlış olabilir. Doğu Türkistan'daki "Sayram"ın ortaya çıkış tarihi belli değil.

(11)

631

taşınan Ahm et Y esevî m anevi bir babadan terbiye görm üştür. H azret-i Peygam berin m anevi işaretiyle ashaptan Şeyh B aba Arslan ile Sayram 'a gelerek onu irşad etmişti. H oca A hm et Y esevî ilk tahsilini A rslan Baba'dan almış, sonra tahsilini tam am lam ak için büyük bir İslâm m erkezi olan B uhara'ya gelm iştir.45

XII. yüzyılda K arahanlıların siyasi hakim iyeti altında bulunan B uhara şehrinde H oca Ahm et Y esevî devrinin ileri gelen âlim i ve m uta­ savvıflarından Şeyh Y usuf H em edanî'ye intisab ederek şahsiyeti onun nüfu­ zu altında teşekkül etm iş ve onunla beraber bir çok yerler gezm iştir. Şeyhin büyük olan H oca A hm et Y esevî ilk iki halifeden sonra Y esi'ye (Türkistan şehri) döndü ve 1166 yılına (vefat olduğu yılı) kadar bu şehirde kuvvetli bir tasavvuf propagandası yapm ıştır.46

İslâm Asya'sının her tarafında tarikatların kuvvetlendiği her köşede tekrar yükseldiği bu esnada Doğu Türkistan'ın G ulca civarında, Yedi Su havalisinde yeni ve kuvvetli bir İslâm laşm a ceryanı da inkişaf etm iştir. İşte

Batı Türkistan'daki Sayram şehri hakkında, Sayram ismiyle ortaya çıkış tarihi 1221 yılındadır. 1221 yılındaki Ch'ang-Ch'un'un ve Kara Hulagu'nun peşinden giden liu-Yü'nun seyahatnamesine göre, "Sayram Şehri Talaş Şehrinin batısında olup 4 günlük yoldur. Bu şehirin hükümdarı Uygur'dur. Şehirde bir küçük cami vardır ve Uygurlar camide namaz kılıyorlar" diye kaydetm ektedir (W ang-Kuo-W ei, 1968: 5349-5696).

Hong-Chün'ün Yuan Sülalesi (1206-1368) Hakkındaki Araştırmaları (1903:4933), W ang-Kou-W ei'nin Araştırmaları (1968:5349) ve Bahaeddin Ö gel’in Türk Kültür Tarihi (TTK, Ankara, 1988: 341) gibi tarihçilerin araştırmalarına göre, Batı Türkistan'daki Sayram Şehri Gök Türkler'in döneminden başlayarak Türklerin şehri olmuştur. Kaşgarlı M ahmud'un eserine göre, Sayram bir Türkçe ad olup "İsficab dahi denen beyaz şehrinin adı. Bu şehire Sayram dahi denir" diye yazmaktadır. (Besim Atalay, Divanü Lügat-it-Türk Tercümesi, TDK. Ankara, III, 1992: 176). Buna göre, Batı Türkistan'ın Sayram Şehrinin adı Hoca Ahmet Yesevî'den öncelerde mevcuttur. Hoca Ahmet Yesevî'nin hangi Sayram şehrinde doğmuş olduğuna açıklık getirmek şu anda güçtür.

45 Fuad Köprülü, İlk Mutasavvıflar, 1984:27-28. 46 Aynı Eser 1984:64-65

(12)

Hoca A hm et Y esevî bu m üsait şartlar içinde Sırderya havalisinde, Taşkent ve m ülhakatında Seyhun ötesindeki bozkırlarda büyük bir nüfuz kazanm ıştır.47

H oca A hm et Yesevî'nin doğum tarihi bilinm ediğinden kaç yıl yaşadığı hususunda kesin bir şey söylem ek m üm kün değildir. R ivayetlere göre yüz yirmi beş veya yüz otuz üç yıl yaşam ıştır.48 Hoca Ahm et Y esevî altm ış üç yaşm a kadar olan hayatını hikm etlerinden ana hatlan ile anlatıyor.49

H oca A hm et Y esevî'nin İbrahim adında bir oğlu olm uşsa da H oca hayatta iken vefat etm iştir. Ayrıca G evher Şehnaz ve G evher Hoşnaz adlarında iki kızı daha dünyaya gelm iştir. Soyu G evher Şehnaz adlı kızından yürüm üştür.M> T ürkistan'da büyük bir şöhreti ve nüfuzu olan H oca A hm et Yesevî, rivayete göre her tarafa yayılan doksandokuzbin m üridi, onikibin kam il ehl-i suffesi ve an'aneye uygun olarak hayatta iken tayin ettiği pek çok halifeleri bulunm uştur. İlk halifesi Arslan Baba'nın oğlu M ansur A ta idi. M ansur A ta 1197 yılında vefat edince yerine oğlu A bdul M elik A ta geçm iştir. Abdul M elik Ata'nın vefatından sonra yerine sırasıyla oğlu Tac Hâce, daha sonra da onun oğlu Zengi Ata irşad m evkiine geçti. İkinci halife­ si 1218 yılında vefat eden Harezm eli Said Ata'dır. A hm et Yesevî'nin üçüncü halifesi, Y esevî tarzındaki hikm etleri ve m erkibeleri ile Türkler arasında büyük bir şöhret ve nüfuzu olan Süleym an Han H akîm Ata'dır. H akîm A ta'nın en m eşhur m üridi Zengi A ta idi. Zengi A ta'nın başlıca m üridleri ise uzun Haşan Ata, Seyid Ata, Sadr A ta ve B edr A ta'dır.51

47 Fuad Köprülü, İ. A. "Ahmet Yesevî" Mad. s. 210.-211. Ayrıca Alevîlerin tesirinde olan Karahanlılar'ın hükümdarı Haşan Buğra (Satuk Buğra Han menkibesine göre) Doğu Türkistan'ın Yarkent ve Hotan şehrinin kafirlerini yok ettikten sonra Batı Türkistan'a geldiğinde Hoca Ahmet Yesevî'nin türbesinde tören yapmıştır (Osman Turan, Selçuklar ve İslâm iyet 1980:252). Bu kaynakta tarih yanlışlığı olduğu için kullanmadık.

48 Kemal Eraslan, D in-i Hikmet'ten Seçmeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1983:2.

49 Kemal Eraslan 1983: 21-22. 50 Fuad Köprülü 1984: 76-78.

51 Aynı Eser 1984: 87-97. Ayrıca Yesevîyelik sülalesi hakkında bak. Fuad Köprülü 1984: 96-97.

(13)

633

Sülük silsilesi bakım ından H oca Ahm et Y esevî'ye m ensup bulunan tari­ katlar başlıca ikidir: N akşibendîye ve Bektaşiye. B unlardan başka m esela İkaniye gibi birkaç tane küçük şube daha Ahm et Yesevî'den gelm ektedir.52

A hm et Y esevî bilhassa Sirderya ve Taşkent çevresinde bozkırlarda yaşayan göçebe Türkler arasında yayılan tarikatı ile İslâm im anının yerleşip genişlem esini sağlayan bir din ve tasavvuf yayıcısıdır.

M üslüm an Arap ordusunun savaş yolu ile yapm aya çalıştıkları bu işi, Yesevî, tasavvuf yolu ile gerçekleştirdi. Tarikatının yayılm a sahası Acem kültürünün hüküm sürdüğü bir bölge olm asına rağm en, eski H int ve İran inançlarını İslâm iyet esasları ile uzlaştırm aya çalışan serbest düşünceli Acem m utasavvuflarının tesirinde kalm adı. Şeriat ve tarikatı kaynaştırarak dinin em irlerine karşı olan kayıtsızlığın tarikat adabı ile uyuşm ayacağını anlatm aya çalıştı. Bu sebeple çoğu defa bir İslâm sofisi olarak değil, m edre­ seli bir hoca gibi davrandı.

Şiirlerinde âyet ve hadislerden, İslâm 'ın esaslarından, günahlarından, sevaplarından, cennetten, cehennem den sade bir söyleyişle bahsetti. Bu sebeple şiirleri öğretici m ahiyette kaldı. Bu m anzum elere H ikm et adı veril­ miştir. Şiîrleri kısa zam anda büyük bir yaygınlık kazandı. Onun gibi şiir söylem ek O rta A sya sofileri arasında gelenek halini aldı. D aha sonra bu yolda şiir söyleyen derviş ve şeyhlerin şiirleri eserlerine im za koym am aları yüzünden A hm et Y esevî'ye atfedildi. Bu H ikm etlerin biraraya toplan­ m asından m eydana gelen eseri Divan-ı H ikm et A hm et Y esevî'nin tek ve önem li eseridir. Bu kitabın XII, XIII, XIV asırlarda yazılm ış eski nüshaları yoktur.33

B. H O C A B A H A Ü D D İN N A K ŞB EN D

H oca Bahaüddin N akşbend54 (1318-1389) N akşbendiye tarikatının ilk şeyhi olup, m uharrem 1318 yılında B uhâra civarında Kasr-i Arafan adı veri­ len bir köyde doğm uştur.

5~ Aynı Eser 1984:108.

53 Türk D ili ve Edebiyat Ansiklopedisi, Dergah Yayınevi, 1977, Cilt I. s. 78-79. 54 İslâm Ansiklopedisi, Nakşbend Mad. faydalanarak yazılmıştır.

(14)

634

H oca Bahaüddin daha üç günlük bir çocuk iken K asr-i A rafan'a gelen H oca M uham m ed Baba-yi Sam m asi tarafından manevi evlatlığa kabul edil­ miş ve tasavvufi terbiyesini bu sırada yanında bulunan Seyyid A m ir Kulal'e havale etm iştir.

B undan sonra 18 yaşına kadar H oca N akşbendin tahsil ve terbiye tarzına dair kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanm az. D edesi onu m uhte­ lif tasavvuf erbabına tanıtm ak ve sohbetlerinden faydalanm asını sağlam ak m aksadı ile Sem erkant’a kadar götürm üştür. Sem erkant'tan döndüğünde 18 yaşında iken evlendirilm iştir. Sonra da sırası ile Y esevî'ye tarikatı şeyhlerin­ den kuşam Şeyh ve Halil A ta ile tanışmıştır. Bir ara hüküm dar da olan Halil Ata'nın hizm etinde 6 yıl kalm ıştır (başka rivayete göre 12 yıl kalm ıştı). Bu hüküm dar Şeyh'in 1347'de bertaraf edilm esine son derece üzülen H oca Bahaüddin N akşbend dünya işlerinden nefret ederek B uhara köylerinden Z ivartun'a yerleşm iştir. Bundan sonraki hayatı m üstakilen tarikat faaliyetine başladığı da belli değildir.

H oca Bahaüddin Nakşbend, hayatında büyük bir taraftar kütlesi toplam ıştır. İki defa hacca gitmiştir. Bunlardan İkincisinde halifelerinden M uham m ed Parsa'yı, m üridleri ile N isabur'a gönderm iş Hoca'dan dönerken B ağdat'a uğram ış oradan da M erv'e gitmiştir. B urada bir m üddet kaldıktan sonra B uhara'ya dönm üştür. Tarikatını yaym a m aksadı ile çıkm ış olduğu kısa süreli seyahatlar hariç bir daha B uhara'dan ayrılm am ıştır.

Buhara'nm gerek tasavvuf gerekse diğer ilmi çevrelerine m ensup bilgin­ leri onun etrafında toplanm ışsa bir takım din adam larını kıskandırm ış ise de bunlar H oca N akşbend'in din ve tasavvuf sahasındaki geniş bilgisi karşısında susm ak zorunda kalm ışlardır.

1389 yılının 2 m art pazartesi günü 73 yaşındaki Bahaüddin Nakşbend Buhara'da vefat olm uştur. N akşbendiye H ind-Türk, Osm anlı ve Ö zbek im pa­ ratorlukları gibi Sünnî devletlerde him aye edilm iş, A frika hariç bütün Sünnî A sya M üslüm anları arasında itibar bulm uştur. B ir çok kola ayrılan N akşbendiliklerden Şeyh Ubeydullah el-A hrar b. M ahm ud-ı. Taşkendî'nin kurduğu A hrariye başta gelm ektedir. Ahrariye'den M ahm udi A 'zam Hâce Şem süddin Ahm et el Kasanî'nin (ölm. 1543/1549) kurduğu Kasaniye, Doğu Çağatay Reşid Han'ın dönem inde (1533-1570) Doğu Türkistan'ın K aşgar şehrine gelm iş ve onun evlatları N akşbendîye'yi genişçe yaym ışlardır.

(15)

C. H O C A M A H D U M İ A ZAM

H oca M ahdum i Azam 'ın hayatı hakkında şu anda yeterli bilgiye sahip değiliz."" H oca M ahdum i Azam 'ın tam adı Ahm et Binni Seyid C elaliddin Hocagı K asasam 'dir, N akşbendî tarikatının piri olduğu için ona "M ahdum i Azam " denm iştir.56 V eya M ahdum i A zam H oca Şem süddin A hm et el- Kasani de denilir.57 Dedesi Seyid K em alüddin M ecununi, asıl M ekke'li olduğu söylenm iştir.58

Doğu Ç ağatay soyundan, Y arkent hanedanlığının ikinci hanı R eşidhan dönem inde (1533-1570) Sam arkant'tan K aşgar şehrine gelm iştir.59

1542 yılında ise tekrar Sam arkant'a dönm üş.60 1549 yılına gelince 78 yaşında, Sem erkant yakınındaki Dahbid köyünde vefat etm iştir.61

N akşibendîlerin ikinci Pîri sayılabilen Ubeydullah A hrar'ın en önem li halifelerinden M evlana M uham m ed Kadi'nin müridi M ahdum i Azam , Doğu T ürkistan'da kendisine bir nüfuz kurm uştur.62

1696 yılında Farsçadan Uygurcaya tercüme edilen "Tercümeyi M ecum'e Al- makakayin" adlı kitapta, Hoca Mahmut Azam hakkında Tezkire yazılmıştır. (Ken-Shih-M in, Eski Uygurların kültür ve kaynakları, Doğu Türkistan Halk Neşriyat Urumçi 1983). Bu eser elimizde yoktur.

Ayrıca XVII yüzyılında M olla Evez'in yazdığı Tezkire-i M ahdumi Azam ve Hoca İslıak Veli kitabında Hoca Mahdumi Azam hakkında kaynaklar vardır. (Liu-Chih-Hsiao Uygurların tarihi milletler neşriyat. Pekin 1988: 809), Bu eserin tam nüshasını bulamadık.

56 Baymirza, Hayıt, Türkistan Rusya ile Çin Arasında, Otağ matbaası, 1975: 15. İstanbul.

57 Türk Ansiklopedisi, s. 87. 58 Bak. Dipnot 56.

5> Doğu Türkistan'ın kısa tarihi, 1980: 219-220.

60 Kırgızların Kısa Tarihi, 1985:71. Halk Nasıryatı. Urumci. 61 Bak. Dipnot 56.

6" Hamid A lgar "Nakşibendî Tarihinin Siyasi Boyutları" ilim Sanat D ergisi, Say. 33 s. 14 (Hakyol Vakfı 1993).

(16)

Doğu Türkistan'da çeşitli inanç ve tarikatlar m evcut olduğu için herkes kendini büyütm ek sebebi ile M ahdum i Azam 'ın K aşgar'a geldiği tarih ve gelip gelm ediği hakkındaki bilgiler çok karışıktır.

M uham m ed A rifin yazdığına göre, H oca M ahdum i Azam , Em ir Seyyid Ali Sülalesine bağlıdır. 1412-1413 yılında Buhara'dan K aşgara gelm iştir.63 Kuropatkin'in görüşü, XV. yüzyılın başında M ahdum i A zam K aşgar'a gelm iş.64 P.D 'de Thiersant'na göre yarkent hanı Raşid Han ancak 1534 yılında Sem erkant'tan gelen Günlü Şeyh M ahdum i Azam ile görüşm üştür.65 Bellew ise tarihi belirtm em esine rağmen Thiersant'ın görüşü ile aynıdır, ve Reşid Han dönem inde Sem erkant'ın büyük şeyhi M ahdum i A zam K aşgar şehrine geldiği zaman Sultan Reşid ona bir parça yeri hediye olarak verm iştir.66 Çin kaynaklarına göre hocaların Doğu Türkistan'a gelm esi daha geçtir.

M ukaddes Sefer N am esi'ne göre "peygam berim izin yirm i altıncı evladı M uham m ed Y usuftur (Silsilem izin yirmi altıncısı). M ing sülalesinin (1368- 1644) son zam anlarında kardeşler çeşitli m em leketlere gittiler, İslâm iyeti yaym ak am acıyla, M edine'den Pam irtepelerden geçerek K aşgar şehrine geldi, işte M uham m ed Y usuf Doğu Türkistan'a İslâm dinini yaym ış olan kişilerinden birincisidir."67

D oğu Türkistan N ehir Nam esi'nde, "Kaşgar'ın batısında M ekke ve M edine gibi şehirler vardır. Peygam ber (Hz. M uham m ed) İslâm dininin ilk şahsıdır. Yirmi beşinci göbek evlâdı olan M uham m ed Em in'in dört oğlu vardır, büyük oğlunun adı Kasım , İkincisinin adı M usa, Balhan (Balh)

63 M uhammed A tif Kaşgar Tarihi İstanbul 1882: 153.

64 A.N. Kurapatkin Kaşgaria s. 102, Calkutta 1882. Uygurcası 1984 yılında Hekime Erşiddin çevirmiş, Doğu Türkistan Halk Neşriyatı tarafından yayınlanmış, Urumci.

65 P.D. de Thiersant, Le Mahometisme en Clıine I, 261. Paris, 1878.

66 H.W. Bellevv: History o f Kaşgar, bak. TD. Forsyth Report o f a M ission to Yarkend in 1873. Calcutta 1873, 174.

67 M ukaddes Sefer Nâmesi, (Shen Wu Chi) yazan W ei-Yuan, 1842 yılında yayınlamıştır. Dördüncü bölüm 1962:1 lO Taipei.

(17)

637

m em leketine gitmiştir. Üçüncüsünün adı M üm in, eski yerinde kalm ıştır. D ördüncüsünün adı M uham m ed Y u su f dur, Kaşgar şehrine gelm iştir. K aşgar şehrinde İslâm dininin yayılm ası bundan başlıyor."68

M üslüm an B ölgelerinin Tarihinde (Doğu Türkistan Tarihi), "Doğu Türkistan'da ilk İslâm dinini yaym ış olan M ahm ut Em in'dir. M üslüm anlar ona Ulug peygam ber diyorlardı."69 Yukardaki kaynaklarda anlaşıldığı gibi, H oca M ahdum i Azam'ın Doğu Türkistan'a gelip gelm ediği konusunda şüpheli görüşler m evcuttur.

Fakat "Tazkira-i H ocagân"da açıkça şöyle yazm aktadır: "M ahmudi A zam i'nin karısı Bibi Çiya, Kaşgarlı'dır. Satuk B uğra Han'ın soyundandır. K aşgar M elikesi anlam ını taşıyan Ç iya Kaşgari, H oca Ishak Veli'nin annesi­ dir."70 B ununla aynı görüşte olan Bellevv, "M ahdum i A zam K aşgar şehrine geldiğinde halkın saygı ve sevgisini kazandı, Han ona mal ve m ülk hediye etti. Ve aynı zam anda K aşgar şehrinin m elikesi Bibi Ç iya ile evlendirdi. H oca İshak adında oğlu oldu"71 diye yazm aktadır. Forsyth, Bibi Ç iya hanım hakkında şöyle bahsediyor. "Doğu Türkistan'ı T a-Tan'lar (M oğollar) işgal ettikten sonra, K aşgar şehrinin son lideri K arvar Kor, kızını M ahdum i Azam ile evlendirdi."72 Yukardaki kaynaklar H oca M ahdum i A zam 'ın Doğu

<S Hsü-Sun, Doğu Türkistan Nehirlerin Nâmesi (Hsi Yü Shui Tao Chi) Pekin 1903 birinci bölüm s. 2b-3a. Bu eser 1816 yılında Hsü-Sun tarafından, Doğu Türkistan'ın göl ve nehir hakkında yazılmış olan önemli bir kitaptır. Doğu Türkistan’ın tarihi coğrafyası hakkında bir çok bilgileri vermektedir.

6J Müslüman Bölgelerinin Tarihi (Hui Chiang Chi) Cheng-W en neşriatı Tai-Pei 1968:45. Bu eser Doğu Türkistan'ın tarihi coğrafyası, dini örf adeti ve yerli mahsûlleri hakkındaki önemli bir kitaptır. İlk yayınlandığı tarihi 1772.

71 M uhammed Sadık Kaşgâri, Tazkira-i Hocagân (Tezkira-i Azizan) Doğu Türkistan Yarkent Hocaları hakkında yazılmış bir eserdir. Doğu Türkistan Hocalarının İslâm dinini yayması hakkındaki önemli bir kitaptır. Bu kitap elimizde yoktur. Bak. M. Hartmann, D er İslâmische Orient. Berlin 1905 s. 197.

' F. Köprülü, 1984:174. Ayrıca, P.D. de Thiersant Le Mahaometisme en Chine, Paris 1878 I: 261.

7" T.D. Forsyth: Trade Roııtes Between Northern Iııdia and Central Asia, (n.d. n.p.) s.4.

(18)

Türkistan'a gelm iş olduğunu açıkça ortaya koym aktadır. Doğu Türkistan'daki Kuçar, Aksu, Turfan gibi yerlerde bulunan H ocaların silsile­ sinde M ahdum i A zam 'ın adı geçm em ektedir, sadece K aşgar ve Y arkent H ocalarının silsilesinde m evcuttur.

4. D OĞ U TÜ R K İSTA N 'D A K İ H O C A LA RIN SİLSİLEN A M ELER İ İLE İLG İLİ M ESELELER

Ç ince kaynaklara göre73 Doğu Türkistan'a gelen H ocaların silsilesi şöyledir:

"Peygam ber, İslâm dininin atasıdır. Şeceresinin birincisi A bulkasım , Peygam berin büyük oğludur. İkincisi İbrahim , üçüncüsü Teyip'tir. Tayip Peygam berin dördüncü oğludur. Ali, Peygam ber'le aynı soyda olan (akraba) ağabeysi Abu Talib'in oğludur. Peygam ber'in dört oğlunun hepsi, öldü. Bu sebep ile kızını Ali ile evlendirm iştir ve [İslâm] dinini devam ettirm ek için m ürit olm uştur. İm am Hesen, Ali'nin büyük oğludur. İm am H üseyin Ali'nin ikinci oğludur. Ali Akber, İm am H üseyin'in büyük oğludur. Şeceresinin dördüncüsü Ali Asgar, İm am Hüseyin'in ikinci oğludur. İm am Zeynel Abidin, İm am Hüseyin'in üçüncü oğludur. İm am M ahm ut Bakir, İm am Zeynel A bidin'in oğludur, şeceresinin beşincisidir. İm am Cafer, im am M ahm ut Bakir'in oğludur. Şeceresinin akıncısı; İm am M usey Kasım, İm am C afer Sadık'ın oğludur. Şeceresinin yedincisi; İm am Ali M usey Rıza, İm am M usey Kasım 'ın oğludur, Şeceresinin Sekizincisi; Seyid Talib İm am Ali M usey R ıza'nın oğludur, Şeceresinin dokuzuncusu; Seyid A bdulla, Seyyid Talip'in oğludur, Şeceresinin onuncusu; Seyid Abzıl, Seyid Abdulla'nın oğludur, şeceresinin onbirincisidir. Abdulla, Seyid Abzıl'ın oğludur,

73

M ançur imparatoru Ch'ien-Lung tarafından yazdırılmış olan (1763 yılı) Batı Bölgelerinin Sözlüğü ve aynı im parator tarafından yazılmış olan (1782 yılı) Batı Bölgelerinin Genel Tarihi adlı iki kitapta Hocaların silsilesi hakkında ayrı bir bölüm koymuşlar. Fakat "Batı Bölgeleri" sözlüğü bugüne kadar en eski kaynak olduğu için bu kitaptaki kaynağı kullandık. Kullandığımız kitap 1962 yılının Japonya'daki tıpkı baskısıdır. Kitabın onbirinci bölüm ünde Hocaların silsilesi hakkında bilgiler kaydedilmiştir (s. 663-698).

(19)

639

şeceresinin onikincisidir; Seyid Ahm et, A bdulla’nın oğludur, şeceresinin onüçücüsüdür; Seyid M ahm ut, Seyid Ahm et'in oğludur, şeceresinin ondördüncüsüdür, Seyid, Seyid M ahm ud'un büyük oğludur, Şeceresinin onbeşincisidir, Şah Haşan, Seyid M ahm ud'un ikinci oğludur. Şah Hüseyin, Şah H asan'm oğludur, şeceresinin onaltıncısıdır; Seyid C elaleddin, Şah H üseyin'in oğludur, şeceresinin onyedincisidir; Abdulla, Seyid C elaleddin'in büyük oğludur, Şeceresinin onsekizincisidir; Seyid Kam alidin, Seyyid C elaleddin'in ikinci oğludur, M ahm ut C elaleddin'in üçüncü oğludur. Seyid Borhanidin, Seyid Kam alidin'in oğludur, şeceresinin ondokuzuncusudur; M ir D ivana, Seyid B orhanidin'in oğludur, şeceresinin yirm incisidir. Abzıl, M ir Divana'nın büyük oğludur. Şeceresinin yirm ibirincisidir; Seyid M ahm ud, M ir D ivana'nın ikinci oğludur. Seyid Kamal, Seyid M ahm ud'un büyük oğludur, şeceresinin yirm iikincisidir. Seyid B ahranidin, Seyid M ahm ud'un üçüncü oğludur. Seyid Celaleddin, Seyid Borhanidin'in oğludur, şeceresinin yirm iüçüncüsüdür; M ahm udu Azam, Seyid C elalidi'nin büyük oğludur, şeceresinin yirm idördüncüsüdür, M alek, Seyid C elalidin'in ikinci oğludur. M ahm ut, Seyid C elalidin'in üçüncü oğludur. M ahm ud İmin, M ahm udu A zam 'ın büyük oğludur. Şeceresinin yirm ibeşincisidir. Dosd Hoca, M ahm udu Azam 'ın ikinci oğludur. Bahaeddin'den A bdullah'a kadar on iki oğlunun hepsi B uhara ve H indistan'da kalıyor, onların şeceresi bilin­ m em ektedir. Abdul Halik, M ahm udu A zam 'ın dördüncü oğludur. M ahm ud, M ahm udu A zam 'ın beşinci oğludur. İbrahim , M ahm udu A zam 'ın altıncı oğludur. İsak, M ahm udu Azam 'ın yedinci oğludur. M ahm ud Ali, M ahm udu Azam 'ın sekizinci oğludur. Alahiddin, M ahm udu Azam 'ın dokuzuncu oğludur. M ahm ut, M ahm udu Azam 'ın onuncu oğludur. Sadık, M ahm udu A zam 'ın onbirinci oğludur. Haşan, M ahm udu A zam 'ın onikinci oğludur. Şeyh Hoca, M ahm udu A zam 'ın onüçüncü oğludur. A bdullah, M ahm udu A zam 'ın ondördüncü oğludur. Kasım, M ahm ud İm in'in büyük oğludur. Şeceresinin yirm i akıncısıdır. M usa'dan sonraki evlatları hepsi B uhara'ya taşınm ıştır, ve onların şeceresi bilinm em ektedir. M usa, M ahm ud İm in'in ikinci oğludur, ve evlatları Bilahar'a taşınm ıştır, Şeceresi bilinm em ektedir. M üm in, M ahm ut İmin'in üçüncü oğludur. M ahm ut, Yusuf, M ahm ut İm in'in dördüncü oğludur. M ustafa, Dosd H oca'nın oğludur. H idayetullah Hoca, M ahm ut Y u su fu n büyük oğludur, şeceresinin yirm iyedincisidir. Karam et

(20)

Hoca, M ahm ut Y u su f un ikinci oğludur. Han Hoca, M ahm ut Y u su f un üçüncü oğludur. Oş hoca, M ustafa'nın oğludur. Y ahya Hoca, H idayetullah H oca’nın büyük oğludur. Şeceresinin yirm isekizincisidir. Abdu semet, H idayetullah H oca'nın ikinci oğludur. M ahdi Hoca, H idayetullah H ocanın üçüncü oğludur. Evlatların hepsi H indistan'a taşındı ve onların şeceresi bilin­ m em ektedir. Haşan Hoca, H idayetullah H oca'nın dördüncü oğludur. B orhaniddin, H idayetullah H oca'nın beşinci oğludur. Abdul Halik, K aram et Hoca'nın büyük oğludur. M üm in, K aram et Hoca'nın ikinci oğludur. Haşan, karam et Hoca'nın üçüncü oğludur. Süleym an Oş H oca'nın oğludur. Hoca Han, Y ahya Hoca'nın büyük oğludur. Şeceresinin yirm idokuzuncusudur. M ahm ut, Y ahya Hoca'nın ikinci oğludur. M usa, M üm in'in büyük oğludur. Şah Hoca, M üm in'in ikinci oğludur. Ali Hoca, M ü'm in'in üçüncü oğludur. [M ançu im paratoru tarafından] Kungchüeh Üııvanı verilm iştir.74 A bdullah Han, Süleym an'ın oğludur. Boranidin M ahm ut'un büyük oğludur. (Doğu Türkistan'daki) M üslüm anlar ona "Çun Hocam " diyorlar, "çun," büyük dem ektir.7" "Hocam ," binim Hoca dem ektedir, şeceresinin otuzuncusudur. H oca Han, M ahm ut’un ikinci oğludur. (Doğu Türkistan'daki) M üslüm anlar "kiçik Hocam " diyorlar. "Kiçik," küçük anlam ındadır. M ahm ut, M usa'nın büyük oğludur. (M ançu im paratoru tarafından) C ha-sa-ke ünvanı76 veril­ miştir. M ahm ut Emin, M usa'nın ikinci oğludur. Aliebu, M usa'nın üçüncü oğludur. Turdi, Ali Hoca'nın oğludur. (M ançu im paratoru tarafından) Feu- Kuo-K ung ünvanı verilm iştir.77 Akbuta, Kasım Hoca, H üseyin'in oğludur. Abdullah Nasır, A budullam an'ın oğludur. Babahu Hoca, M ahm ut'un oğludur, şeceresinin otuzbirincisidir."

74 M ançur İmparatorluğu Doğu Türkistan’ı işgal ettikten sonra ilçe hükümdarlarına verdiği en büyük ünvandır.

75 Çon Uygurcada büyük demektir, kiçik ise küçük anlamındadır.

76 Cha-Sa-Ke, Moğolca "Chasa" Önder Hükümdar demektir. Mançurlar Ch'ing İm paratorluğunu (1644-1911) kurduktan sonra, Moğol Beylerine verilmiş olan bir ünvandır. M ançurlar Doğu Türkistan'ın Hanlar'ına, Hocalar’ına ve Beyler'ine aynı ünvanı vererek, Ch'ing İm paratorluğuna bağlamıştır (Bak. "Çin Milletler Sözlüğü 227.")

(21)

Silsilesine göre Doğu Türkistan hocalarının şeceresi hep kan bağı ile ilgilidir, ve kendilerinin Hz. Ali'nin soyundan geldiğini kaydediyorlardı^ Ayrıca, silsilede 3-8 inciye kadar bulunan şahıslar Şiîliğin İm am iye m ezhep­ lerini hatırlatıyor. Bu m ezhebin şeceresi şöyledir: Hz. Haşan, Hz. Hüseyin, Ali Zeyn A l-A bidin, M uham m ed el-Bekir, Ebu A bdullah C afer es-Sâdık, M usa el-K azım Ali er-Rıza, M uham m ed Takî, Ali Naki, Haşan Askeri ve M uham m ed M ehdî.

Fakat Doğu Türkistan Hocaları silsilesindeki im am lar İm am iye'lilerin silsilesi ile aynı değildir. İm am Hasan'ın Ali A kber ve Ali A sgar İki oğlunu saydığım ız halde, Doğu Türkistan hocalarının silsilesinde ancak sekiz im am m evcuttu. Ali er-R ıza'dan sonra M uham m ed el-Cevad, Ali el-H adı, Haşan el-A sker ve M uham m ed M ehdi dört im am eksiktir. Ve im am Hüseyin İm am iye (İsna-A şeriye) m ezhebinin müridi olm ayıp İm am Hasan'ın oğlu olm ası ilginçtir. Doğu Türkistan hocalarının silsilesi içindeki im am lar, ne İsna-aşeriye, ne İsm ailiye, ve ne Zeydilere benziyorlar.78 Doğu Türkistan hocalarının silsilesine göre, İm am Ali Rıza'dan sonra kendi itikatını değiştirm iştir, m ezhepleri hangi tarikata ait olduğunu da bilm iyoruz. "İmam Ali Rıza'nın oğlu seyidi Talip" olduğuna göre, D oğu Türkistan'ın im am ları Şiî İm am iyenin öbür bir kolu, yani "Talibiye" (diye bilir m iyiz?) koludur.

Satuk B uğra Han'ın m enkibesine göre,79 Karahan devletinin m eşhur hanı Satuk B uğra Han'ın üçüncü kızı, Seyyid Celaleddin B ağdadî'nin küçük oğlu ile evlenm iştir. Bundan H oca M ahm ut şerif, Baurci ve İşan H oca adında üç oğlu olm uştur. Satuk B uğra Han'ın küçük kızı H ediye Türkan, Seyyid C elaleddin'in büyük oğlu olan M ir Ziyaeddin ile evlenm iştir.

78 Şiîlerin İmamiye hakkında bak. İslâmda Siyasi ve İtikad, M ezhepler Yayınevi İst. 1920).

79 Karahanlı devletinin meşhur hanı Satuk Buğra Han menkıbesinde Seyid Talib hakkında bilgiler vardır. Bak. Osman Turan'ın Selçuklar ve İslâmiyet (Nakşlar Yayınevi İst. 1980) adlı kitabın "Satuk Buğra Han Menkibesi ve tarih." Ayrıca bak., Robert Barklay Shaw'ın Tiirkic Langııage as Spokeıı in Eastern Türkistan (Kaşgar and Yarkent). Kitabının sonunda 38 sayfalık Satuk Buğra Han M enkıbesinin orjinal kaynağı vardır (Lahore Hindia 1874).

(22)

ERKİN EKREM

Böylece Satuk B uğra Han ailesi ile birleşen bu C elaleddin B ağdadî, Şah Haşan adında bir Alevî'nin oğlu idi. Şah Haşan Şah H üseyin'in, bu da M uham m ed'in sırası ile Abdullah'ın Fadl'ın, Talib'in ve nihayet M ilâdi 813'de ölen sekizinci imam Ali M usa Rıza'nm oğlu idi. C elâleddin'in küçük oğlu Bahaeddin Taşkent seyidlerinin aslı olm uştur. B urada adı geçen şahıslar Doğu Türkistan H ocalarının silsilenam esinde bulunm aktadır, yalnız m enkibede bulunan Fadl Doğu Türkistan Hocalarının silsilenam esinde yoktur. Silsilenam ede bulunan Abzıl ve Ahm et adlı şahıslar m enkıbede m evcut değildir. M enkibeye göre, Seyid Talib'den Seyid C elaledin'e kadar olan şahıslar mezhebi A levîyye'den olduğunu görüyoruz, yani Doğu Türkistan Hocalarının silsilenam esindeki dokuzuncusundan on yedincisine kadar bulunan sekiz şahsın m ezhebi Alevî'dir.

Y ukarda araştırm am ıza göre, D oğu Türkistan H ocalarının silsilenam e­ sinde üçüncüsü ve sekizinciye kadar bulunan beş şahısın İm am iye'ye m ensup olduğunu ispat etm iştik. Enteresan olan Doğu Türkistan H ocalar silsilenam esi, önce İm am iye, sonra Şia'nın Alevîyye bir silsilenam ede bulun­ m asıdır. Fakat A levîyyelerin silsilenam esini incelerken, anlaşıldığı gibi A levîlerde İm am iye'nin yedi imamı kabul ediliyorm uş,80 ve Doğu Türkistan H ocaları silsilenam esinde yedi imam bulunm aktadır, on iki değildir. Bu nedenle Doğu Türkistan Hocalarının silsilenam esindeki üçüncü şahıstan onyedinciye kadarki H ocalar şüphesiz Şiî A levîyye'ye m ensuptur.

B urada bir soru daha var, Türk devletlerinden ilk M üslüm an olan K arahanlıların koruyucusu Satuk B uğra Han'ın kabul ettiği İslâm dininin alevi tarikatı olabilm e im kanı çoktur. Yani Satuk B uğra H an'a İslâm iyet etkisini veren Endican'dan K aşgar ve A rtuç'a gelen A bunasır Sam am 'nm bir alevi tarikatından, yani bir derviş olduğu anlaşılm aktadır.

Satuk B uğra Han'ın üçüncü kızı ile evlenm iş olan C elaleddin B ağ dadînin küçük oğlu Bahaeddin Taşkenti, seyitlerinin soyundan idi.81 Fakat seyidlerin şeceresi hakkında şu anda yeterli bilgim iz yoktur.

CA

Islâın Ansiklopedisi (Diyanet Vakfı Y ayınlan Cilt 2. S. 369)

Osman Turan, Selçuklar ve İslâmiyet s. 247 Satuk Buğra Han menkibesi ve tarih.

(23)

Aynı Satuk B uğra Han'ın m enkıbesinde, D oğu Türkistan hocalarından biri olan H idayetullah (ölm. 1693, silsilelerde 27. ncisi) hakkında sözet- m iştir.82

"H idayetullah Seyidlerinin ecdadıdır. Şecerede sıra ile babası H oca M uham m ed Yusuf, babası Seyyid Yusuf, Seyyid N urullah, babası Seyyidi Kasım Kalender, babası Yusuf, babası Haşım, babası Aledin'dir." Bu A leddin işte Seyyid Celaleddin Bağdadi'nin büyük oğludur, yani M ir Ziyaedin A laeddin'dir (Satuk B uğra Han'ın kızı ile evlenm iş). Fakat Doğu Türkistan hocalarının silsilenam esinde Celaleddin Bağdad'ı bulunurken oğlu M ir Ziyaeddin Alaeddin bulunm am aktadır. Y alnızca H idayetullah ve babası H oca M uham m ed Y usuf silsilenam esi bulunm aktadır. H idayetullah'ın dede­ sinden M ir Ziyaeddin A laeddin'e kadar altı şahıs ise yoktur. A yrıca A levî hocası K arahanlıların han soyundan biri ile evlenm iş olsa da, Karahan şeceresinde hiçbir yer alam amıştır. Fakat, H idayetullah'ın ailesinde kalen- derîlik olduğunu açıkça görüyoruz.

Y alnız bir gerçek var ki, H idayetullah'ın dedesinin babası, yani Doğu Türkistan H ocalarının şeceresinin 24. M ahm udu Azam , H idayetullah'ın baba soyunda m evcut değildir. Doğu Türkistan Y arkent hocaları silsilesinde, Hz. A li'den M ahdum i A zam 'a kadar ki şecerenam esi, Doğu Türkistan H ocalarının silsilenam esine benziyor, bundan sonraki şahıslar birbirine benzem iyor.

Satuk B uğra Han M enkıbesi'nde bulunan H idayetullah hakkındaki şecerenin, Doğu Türkistan hocalarının silsilesi ile olan benzerliği çok azdır.

Silsiledeki 18'incisi Seyyid K em aledin'den 23'üncüsü Seyyid Celaled- din'e kadar şahıslarla ilgili kaynaklar şu anda elim izde m evcut değil, bunları tesbit etm ek im kanım ız yoktur. Silsiledeki 24'üncü M ahm ud A zam 'dan başlayarak Doğu Türkistan'daki kaynaklar ve Çin kaynaklarında bulunuyor.

M ahdum Azam, N akşibendîyye'nin bir kolu A hrariye'den gelm iştir. Fakat, Doğu T ürkistan'da tanınm ış olan M ahdum Azam 'ın şeceresi, N akşibendîlerin şeceresi ile hiç benzem em ektedir. Tam tersi A levîlerin silsi­ lenam esine benziyor. B unun sebebi, herhalde Doğu Türkistan'a N akşibendîler girm eden önce A levîler gelm iş ve Doğu Türkistan'ın

(24)

de kendi tarikatını yaym ış o la b ilir .B ö y le c e , K arahanlılardan başlayarak, K aşgar ve civarında Hz. Ali'ye inanan İslâm tarikatları m evcut olm uştur. Sonrada Şiîlik ve Sünnilik arasında m ücadeleler de olmuştur.*'4 M ağlup olm uş olan Şiîler doğuya doğru, Doğu Türkistan'a sığınmış olabilir.83 Doğu T ürkistan'a gelm iş olan Nakşibendîlikler, A levî silsilesini kullanm asına göre. Doğu Türkistan'da A levîlikler güçlü bir nüfuza sahip olabilir. N akşibendîlikler Doğu T ürkistan'da kendi tarikatını yaym ak ve koruyabil­ mek için, yerleşm iş olan Alevîlerin silsilesini kullanarak Nakşibendîliği yaym aya çalışm ış olabilir. D aha sonra da Doğu Türkistan'ın siyasi hukuk ile dini birlikte ele geçirerek, N akşibendî sufiliğini genişçe yaym ış ve bu dönem de Doğu Türkistan'ı tam am en İslâm laştırm ışlar.

E ğer bu tahm inim iz doğru olursa, anlaşıldığı gibi, Doğu Türkistan'a ilk olarak şiî m ezhebi gelip yerleşm iştir. M ahdum A zam 'dan sonra N akşibendî M ezhebinin bir uzantısı A zam iye üstüne yerleşm esi bir gerçektir. Fakat N akşibendîlikler güçlendikten sonra neden N akşibendîye silsilenam esini kullanm adı? B ahaeddin N akşibendî'nin bir kolu olan Ubeydullah A hrar'ın bir uzantısı olan H oca M ahdum Azam A levî tarikatını Doğu Türkistan'da yaym ası pek m üm kün değildir. D olayısıyla bazı araştırm acılar Doğu Türkistan Hocaları silsilenam esinin bir sahte ve uyduruk şecere olduğunu

8^

Osman Turan, aynı eser, s. 250-251.

s4 Zeki Velidi Togaıı, Umumi Tiirk Tarihine Giriş, s. 77. Enderun kitabevi İstanbul 1981.

85 Türk Dünyası EI Kitabı, s. 305. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Ankara 1992. 2. Cilt. Öte yandan Cüveyni'nin (Tarihi Cihanguşai eserinin yazarı) dediğine göre XIII üncü asrın başlangıcında Doğu Türkistan halkı Sünnî ve Hanefi mezhebinde (Osman Turan 1981, s 278) olduğunu izah etmektedir. Ayrıca Fuad Köprülü'ye göre, gerek Karahanlılar gerekse Selçuklular saf M üslüman oldukları için âlimlere ve mutasavvuflara çok saygı gösteriyor­ lardı. Bu iki sülale m ensuplan da Sünnîlikte adeta mutaassıp denecek derecede müfrittiler. Bununla beraber daha Samaniler zamanında Horasan’da mevcudiyetin gösterdiği Şiîlik harekâtı aleyhine çalışıyorlardı. Maveraünnehir'de büyük bir Şiî hareketi 1044-1045 tarihinde vuku bulm uştur ki, Buğrahan İsmailileri katliam ettirmek suretiyle bunu tem izlemiştir (F. Köprülü, s. 72, not 28).

Aslında Sünnî ve Şiîlik mücadelesinin sonucu Şiîler yenilip Doğu Türkistan'a giderek yerleşmiş olabilir.

(25)

ortaya koym aktadırlar.86 Bunun cevabı şu olabilir: Doğu Türkistan hoca­ larının silsilenam esi bir politik am açdan ibarettir. Yani H oca M ahdum Azam ve onun varisleri Doğu Türkistan'da kendi m ezhebini yaym ak için yukarda sözedilen bazı nedenlerle Şiiliklerin şeceresini kabul ederek devam etm iştir.

Ayrıca, Doğu Türkistan H ocalar silsilenam esi bir gerçeği yani, İslâm i­ yet Doğu Türkistan'da nasıl yayılm ış olduğu çizgisini gösterm ektedir. Bu silsilenam e sahte ve uydurulm uş değil, tam tersi şunu anlatm ıştır: Türk dünyası ilk defa İslâm dinini devlet dini yapan Satuk B uğra Han'ın kabul ettiği İslâm m ezhebinin Şiî olduğunu, XVI. yüzyıldan sonra sünni m ezhebi­ nin Doğu Türkistan'a hakim olm aya başladığını açıkça gösterm ektedir. Fakat, Doğu Türkistan'ın İslâm tarihinde, Alevîlik ile Sünnîlik m ezheplerini birleştirebilm esi ve kavga olm adan devam ettirebilm esi büyük ihtim alle tasavvufçuların, derviş veya Kalenderîlerin m edreseli M üslüm anlara benze­ m eyen bir yöntem iyle gerçekleşm iş olabilir.

5. D O Ğ U TÜ R K İSTA N 'D A K İ H O C A LA RIN İSLÂM H A R EK ETLER İ H oca M ahdum î Azam , 1542 yılında Sem erkant'a döndükten sonra, Doğu Türkistan'daki Y arkent'e H oca M uham m ed Ş ilif P ir adlı din adamı gelm iştir. Doğu Çağatay Hanı Reşidhan (1533-1570) ona kendi hocası gibi saygı gösterm iş ve bu sebep ile Sünnilik hızlıca Y arkent Kuçar, Aksu gibi şehirlerde yayılm aya başlam ıştır.87

1601 yılında M ahdum i A 'zam 'ın yedinci oğlu H oca İshak Veli K aşgar şehrine gelm iştir. Ç ağatayca yazılm ış olan "Tezkire H oca İshak Veli" adlı kitaba göre, H oca İshak Veli K aşgar'da az zaman kaldıktan sonra, Tanrı D ağ'da yaşayan Kırgızların yanm a gitmiş ve orada 12 yıl hocalık yapm ıştır. H oca İshak Veli'nin Sufiliği yaym ası ile Kırgızların sosyal hayatı da değişm iştir. Eskiden K ırgızlar Sufiliğe karşı idi, H oca İshak V eli geldikten sonra K ırgızlar ona inanm ış ve onu ulu biri olarak görm üşlerdir. H oca İshak Veli bir taraftan din hocası olarak, bir taraftan da doktor olarak hizm et verdiği için Kırgızların arasında büyük bir şöhret kazanm ıştır.88

86 Henry Hovvarth, H istory o ftlıe Mongols, London, Cilt II, 1968: 870. 87 Kırgızların Kısa Tarihi 1985: 21 (Çince)

(26)

1615 yılında, H oca M ahdum Azam 'ın büyük oğlu H oca Kalan (M uham m ed Em in), Y arkent'e gelm iş ve Y arkent hanı Abdul L atif Han'ın (1614-1634) desteğiyle üvey kardeşi Hoca İshak V eli'ye karşı çıkm ıştır. H atta H oca îshak Veli'yi yok etm eye kalkışm ıştır. Böyle bir durum da sufili- ler ikiye ayrılm ıştır. Tarihte bunlara A kdağlılar ve K aradağlılar diye ad verilm iştir.89 H oca İshak Veli önderliğindeki K aradağlılar Yarkent'in Han A likşir adlı yeri m erkezleştirm iştir. Bu grubun özelliği siyah elbise ve takke giym eleri, Kur'an okurken sesli okum alarıym ış; H oca Kalan önderliğindeki A kdağlılar Artuş şehrinin kuzeyindeki Akdağ adlı yerde kalıyorlar, bunlar beyaz elbise ve takke giyiyorlar, Kur'an okurken sessiz okurlarm ış.90 İkisi de teşbih kullanırlarm ış.91 Aynı m ezhepten ayrılm ış olan iki grup, sadece görüş farklılığından dolayı bu kez resm en iki siyasi topluluk olarak m eydana çıkm ıştır. Bu iki örgüt uzun seneler m ücadelesini yapm ış ve en şiddetli m ücadele hareketleri XVII. yüzyıllarda olmuştur.

1624 yılında, H oca Kalan'ın büyük oğlu M uham m et Y usuf K aşgar'a gelm iş ve A kdağlılar'a destek vermiştir. Üstelik K aradağlılar'a destek veren Yarkent hanı M ahm ut H an'a karşı çıkm ıştır. Aynı zam anda H oca M uham m ed Y u su fu n (silsilenam ede 26'ncısı) adamları Kaşgar'ın K uzey­ doğu ve Tanrı Dağ'ın güneybatısında kalan, K aradağlılar'a destek veren K ırgızlara da saldırm aya başlam ıştır. N eticede Y arkent hanı M ahm ut Han H oca M uham m et Y u su f u Kaşgar'dan kovm uştur.92

1638 yılında Abdullah Y arkent hanlığının hüküm darı olm uştur. K aradağlılar taraftarı A bdullah Han kendi hanlığını ayakta tutm ak için K ırgızlarla ittifak anlaşm asını yapm ış ve A kdağlılar'a saldırm aya başlam ıştır. Bu başarılı hareketten dolayı Abdullah Han Kırgızları kendi idaresine alm ış ve Doğu Türkistan'ın çeşitli bölgelerine tayin eden bazı Kırgız Bekler'ine de ünvan vermiştir.

8> Kırgızların Tarihi 1985: 71. Liu, Uygurların tarihi, 1988:799 (Uygurca). Doğu Türkistan'ın Kısa Tarihi 1980:220 (Çince).

90

M illetler sözlüğü (Çin’deki milletlerin sözlüğü) 1987: 301 (Çince). Tz'u-Shu Naşıriyatı, Shang-hai. Kırgızların Kısa Tarihi 1985: 71.

(27)

647

M esela Kuysali Bey'i, Kaşgar'ın "Haşim Bek' (bey anlam ında)i" olarak tayin etm iştir; Olgatay Bey'i ise Aksu'nun Haşim Bek'i olarak tayin etm iştir; H oca Y ar Bey'i K uçar'ın Haşim Bek'i olarak tayin etm iştir; A lka Kurtka Beyi üç Turfan'ın Haşim Bek'i olarak tayin etm iştir; Çelikçi Bey'i Bügür'ün H aşim Bek'i olarak tayin etm iştir. A liyar bin Satim Bey'i Hoten'in Haşim Bey'i olarak tayin etmiştir. A yrıca K ırgızların önem li kişilerinin kendi ordu­ sunun asker kom utanı yapm ıştır.93

Abdullah Han tahta çıktığı zaman, M uham m ed Yusuf, 12 yaşındaki oğlu H idayetullah ile gizlice K aşgar'a gelm iştir. A kdağlılar'ı tekrar canlandırm ak için m ücadelesini devam ettirm iştir. 1667 yılında Hoca M uham m ed Yusuf, A bdullah Han'ın oğlu Yolbas Han ile anlaşm a yaparak A bdullah H an'a karşı isyan etm işler ve Abdullah Han'ı Y arkent'ten kovm uşlardır. A kdağlılara karşı Kırgızları da öldürm eye başlam ışlardır.94 1670 yılında Y arkent'teki K aradağlılar isyan etm işlerdir. Yolbas Han ve H oca M uham m ed Y usuf bu olay sırasında öldürülm üştür.95 Abdullah'ın kardeşi İsm ail Han tahta çıkm ıştır. H oca H idayetullah ise Batı Türkistan'a kaçm ıştır.96 1682 yılında H oca Hidayetullah Keşm ir yolu ile Tibet'e gitmiş ve beşinci Dalay Lam a'nın yardım cısı D iba Sancicasuo ile görüşerek97 ondan İsm ail H an'a karşı çıkm ak için yardım istem iştir. Tibet hüküm darı Kalm ukların (C ungarlılar) hanı G aldan'a m ektup yazarak H oca H idayetullah'a destek vermiştir. Hoca H idayetullah K alm ukların asker gücü

Çağatayca, "Tezkiri Hocağan," bak. Kırgızların Kısa Tarihi 1985: 72. J3 Çağatayca, Tarihi Hemidi bak. Kırgızların Kısa Tarihi 1985:72.

4 Kırgızların Kısa Tarihi 1985: 12.

95 Molla M usa Sayrami, "Tarihi Hemidi"de Hoca Muhammed Y usuf Kaşgar'da ölm üştür diye anlatmaktadır. 1986:132.

96 "M illetler Söz.lüğü"nde Hoca Hidayetulla'yı İsmail Han kovmuş diye kaydediyor. 1987: 732-633.

7 Dalay Lama bu zamanda ölmüştür. (1682) Yardımcısı Diba Sanci Casuo ölüm habe­ rini gizlice saklamış ve her işi kendisi yapıyordu. Hoca Hidayetullah ile görüşmüş olan Dalay Lam a değildir. M illetler Sözlüğü', 1987:958.

(28)

648

ile 1678 yılında İsmail Han'a savaş açmıştır. İsm ail Han ve ailesini esir alan H oca H idayetullah, tüm Doğu Türkistan'ın Padişahı olm ayı başarm ıştır.98 Hoca H idayetullah A ppak H oca adı ile Doğu Türkistan'da tanınm ıştır. Bu işgalden sonra, Appak Hoca'm n büyük oğlu Y ahya H oca K aşgar'a vali olarak gönderilm iştir. Appak Hoca padişah olduktan sonra yaptığı işlerin en önem lisi, Karadağlı hocaları ve onların taraftarlarını öldürerek iktidarını m uhaliflerin elinden alm ak olmuştur. İşte o zaman Karadağlı hocalardan iki kardeş Şuayup H oca ile Danyal H oca Keşm ir'e kaçm ıştır. A ppak H oca'm n Kalm uk askerleri ile beraber geldiği hakkındaki söylentiler m uhaliflerinin etkili bir propaganda m alzem esi olmuştur. A ppak H oca bu durum dan çok rahatsız olm uştur. Sonuçta "Tezkirecahan"daki ifadeye göre A ppak H oca bir m üddet padişahlık yapmış, fakat, hocalık ile padişahlık bir arada yürüm ediği için Turfan'dan İsmail Han'ın küçük kardeşi M ehm et Em in Han'ı getirip padişahlık tahtına oturtm uştur.99

M ehm et Han tahta çıktıktan sonra Kalm uklu, m em ur ve em irlerini Güney Doğu Türkistan'dan kovm aya başlam ış ve K alm uklar ile olan ilişkisini de kesm iştir. Bu gelişm e Appak H oca ve Akdağlılar'ın işine gelm e­ yince çok geçm eden M ehm et han suikast ile öldürtm üşlerdir. Böylece A ppak H oca tekrar tahta çıkm ış, K alm ukların gücü ile din hocası ve hüküm darlığını devam ettirm iştir. 1695 yılında, Y arkent'te bulunan K aradağlılar'ın lideri, Kürşad H oca'ya A ppak Hoca'yı öldürtm üştür. Kaş- gar'da valiliğini yapan Appak Hoca'm n oğlu Y ahya H oca A kdağlılar ile Y arkent'e savaş yapm ıştır. Artuş şehrinin kuzeyindeki K ırgızlar, Y uvaşlar, Teyitler, N aym anlar, K ıpçaklar ise K aradağlılara katılm ıştır. K aşgar ve Yarkent'teki savaş devam ederken Kaşgar'daki Kalm uk asker kom utanı Cahan Taş Y ahya Hoca'yı öldürm üştür.1(10

1697 yılında, Appak H oca tarafından Batı Türkistan'a kovulm uş olan K aradağlıların lideri Daniyal H oca Kaşgar'a dönm üştür.101 1698 yılında

8 Doğu Türkistan'ın Kısa Tarihi 1980: 234. }> Liu, Uygurların Tarihi 1988: 820.

100

Çağatayca "Tezkirei Hocagan," bak. Kırgızların Kısa Tarihi 1985: 73. 101 Kırgızların Kısa Tarihi 1985: 73-74

Referanslar

Benzer Belgeler

Biz, Şeyh Bedreddin hâdisesine ayırdığımız ve ilk broşürünü sunduğumuz seride, bu zarureti belirtmeğe ve meselenin doğru vazedilmesini sağlamağa

Jude Hastanesi tarafından geliştirilen bu kalp pili, tıbbi cihazlar için ayrılmış olan 402-405 MHz frekans aralığında çalışan düşük frekanslı bir radyo

Çin komünist partisi son yıllarda mil- yonlarca Doğu Türkistanlıyı toplama kamplarına hapsetmenin yanı sıra, Ko- münist parti üyesi çok sayıda Uygur memuru

Almatı, Taşkent ve Bişkek’te yerleşen bir kısım devrim şahitleri, Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra bütün imkanlarıyla milli devrim liderlerinden Ahmetcan

Muhaceretteki Doğu Türkistanlıların birliğini parçalamak amacını güden Milli- yetçi Çin, Hamza Uçar ve Delilhan Canaltay’ı Çin Halk Vekilleri Kurultayı’nın

The aim of this study is to reveal how to effect the usage of both boric acid and lithium carbonate, both of which are active flux, on sintering behaviour and microstructure of

Tasavvuf Cereyanı ve Manevî Hayat Üzerinde Nakşibendî Tesiri Ünlü bir Nakşibendî şeyhi olan Mahdûm-ı Âzam Hoca Ahmed Kâsânî’nin soyundan gelen hocalar, aynı

şeklinde olmuştur. İşte bu ve bana benzer soruların cevabı niteliğinde olması hasebiyle cemiyet başkanı İsa Yusuf Alptekin’in gayretleriyle kaleme alınan