• Sonuç bulunamadı

Keban Baraj Gölü'nü etkileyen noktasal kirletici kaynaklarının belirlenmesi / Determination of pollutant sources affected Keban Dam Lake

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Keban Baraj Gölü'nü etkileyen noktasal kirletici kaynaklarının belirlenmesi / Determination of pollutant sources affected Keban Dam Lake"

Copied!
127
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KEBAN BARAJ GÖLÜ’NÜ ETKĠLEYEN NOKTASAL KĠRLETĠCĠ KAYNAKLARININ BELĠRLENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Demet ASLAN

Anabilim Dalı: Çevre Mühendisliği Programı: Çevre Bilimleri DanıĢmanı: Prof. Dr. Ubeyde ĠPEK

(2)

II T.C.

FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KEBAN BARAJ GÖLÜ’NÜ ETKĠLEYEN

NOKTASAL KĠRLETĠCĠ KAYNAKLARININ BELĠRLENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Demet ASLAN

Anabilim Dalı: Çevre Mühendisliği Programı: Çevre Bilimleri

DanıĢmanı: Prof. Dr. Ubeyde ĠPEK

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih:

(3)

III T.C.

FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KEBAN BARAJ GÖLÜ’NÜ ETKĠLEYEN

NOKTASAL KĠRLETĠCĠ KAYNAKLARININ BELĠRLENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Demet ASLAN

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih: 15.07.2014 Tezin Savunulduğu Tarih: 01.08.2014

TEMMUZ-2014

Tez DanıĢmanı. Prof. Dr. Ubeyde ĠPEK (F.Ü) Diğer Jüri Üyeleri. Doç. Dr. Nihat KAYA (F.Ü)

(4)

I ÖNSÖZ

Yüksek lisans öğrenimim ve tez çalıĢmalarımda gösterdiği destek ve yardımlarından dolayı değerli danıĢman hocam Sn. Prof. Dr. Ubeyde Ġpek‟e, saygıdeğer ArĢ.Gör. Deniz Demirbilek‟e ve hayatım boyunca moral, motivasyon ve desteğini esirgemeyen, her zaman yanımda olan kıymetlim canım anneme çok teĢekkür ederim.

Demet ASLAN ELAZIĞ-2014

(5)

II ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ ... I ĠÇĠNDEKĠLER ... II ÖZET ... V SUMMARY ... VI ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... VII TABLOLAR LĠSTESĠ ... X KISALTMALAR ... XI 1. GĠRĠġ ... 1 2. GENEL BĠLGĠLER ... 3 2.1. Havza Tanımı ... 3 2.2. AĢağı Havza ... 3 2.3. Yukarı Havza ... 3

2.4. Kapalı ve Açık Havza ... 3

2.5. Alt Havza ... 5

2.6. Mikro Havza ... 5

2.7. Su Ayrım Çizgisi (Hattı) ... 5

2.8. Havza Koruma Eylem Planı ... 5

2.9. Havza Yönetimi ... 5

2.10. Entegre Havza Yönetimi ... 6

2.10.1. Entegre Havza Yönetiminin Özellikleri ... 6

3. SU HAVZALARI VE SU KĠRLĠLĠĞĠ ... 7

3.1 Ulusal Havza Yönetim Stratejisi ve Eylem Planının Amacı ve Kapsamı... 7

3.2 Ulusal Havza Yönetim Stratejisinin Dayanakları ... 8

3.3 Ulusal Havza Yönetim Stratejisi ve Eylem Planının Hazırlanması Süreci ... 9

4. HAVZA YÖNETĠMĠNĠN MEVCUT DURUMU ... 10

4.1 Türkiye‟de Havzaların Mevcut Durumu ... 10

4.2 Havza Yönetimi Ġle Ġlgili PaydaĢlar ... 15

4.2.1 Kamu Kurum ve KuruluĢları... 15

4.2.2. Diğer PaydaĢlar ... 16

4.2.3. Meslek KuruluĢları, Odalar ... 16

(6)

III

4.2.3.2. Havzalarda YaĢayan Kırsal Topluluklar ... 16

4.2.4. Kentsel topluluklar ... 16

4.3. Su Çerçeve Direktifi ... 17

4.3.1. Arka Plan ... 17

4.3.2. Hedefler ... 18

4.3.3. Nehir Havzası Yönetimi ... 19

4.3.4. YaklaĢım ... 19

4.3.5. Su Çerçeve Direktifinin Ulusal Düzeyde Uygulanma Olanakları ... 20

4.3.5.1. Yasal Çerçeve ... 20

4.3.5.2. Kurumsal Çerçeve ... 21

4.3.5.3. Bölgesel YaklaĢım ve Türkiye Nehir Havzaları ... 22

4.3.5.4. Örnek Uygulamalar ... 23

4.3.5.5. Sonuç ... 25

4.4.6. AB Su Çerçeve Direktifi ve Türkiye‟de Su Kaynakları Yönetimine Etkisi ... 26

4.4.6.1. Direktif Ġle UlaĢılmak Ġstenen Hedefler ... 27

5. MATERYAL VE YÖNTEM ... 28

6. FIRAT HAVZASI VE HAVZA KORUMA ĠLE ĠLGĠLĠ YAPILAN ÇALIġMALAR ... 32

6.1. Elazığ ... 32

6.1.1. Atıksu ... 32

6.1.1.1. Elazığ (Merkez)... 32

6.1.1.2. Elazığ Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 36

6.1.2. Katı Atık ... 41

6.1.2.1. Elazığ (Merkez)... 41

6.1.2.2. Elazığ Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 45

6.2. Tunceli ... 50

6.2.1. Atıksu ... 51

6.2.1.1 Tunceli (Merkez) Atıksu ... 51

6.2.1.2 Tunceli Ġli Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 52

6.2.2. Katı Atık ... 57

6.2.2.1. Tunceli (Merkez)... 57

6.2.2.2. Tunceli Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 61

(7)

IV

6.3. Erzincan ... 76

6.3.1. Merkez ... 76

6.3.1.1. Atık Su ... 76

6.3.1.2. Katı Atık ... 77

6.3.2. Merkeze Bağlı Beldeler ... 79

6.3.3. Erzincan Ġlinde Faaliyet Gösteren Kum Ocaklarının Atıksuları ... 93

6.4. Bingöl ... 96

6.4.1. Atıksu ... 96

6.4.1.1. Bingöl (Merkez) ... 96

6.4.1.2. Bingöl Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 97

6.4.2. Katı Atık ... 100

6.4.2.1. Bingöl (Merkez) ... 100

6.4.2.2. Bingöl Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 100

6.5. MuĢ ... 102

6.5.1. Atıksu ... 102

6.5.1.1. MuĢ (Merkez) ... 102

6.5.1.2. MuĢ Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 103

6.5.2. Katı Atık ... 105

6.5.2.1. MuĢ (Merkez) ... 105

6.5.2.2. Varto Ġlçe ve Belde Belediyeleri ... 106

7. SONUÇLAR ... 108

KAYNAKLAR ... 110

(8)

V ÖZET

Su kaynağının ihtiyaç duyulan amaç için kullanılabilmesinde o kaynağın potansiyelinin yanı sıra kalitesinin bu amaca uygunluğu da çok önemlidir. Tüm geliĢmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizdeki su kaynakları da gün geçtikçe artan bir kirlilik baskısı altındadır. Türkiye‟nin su kaynaklarının kalitesinin bozulmasının baĢlıca nedenleri arasında; tabii kaynakların aĢırı kullanımı, sanayileĢme faaliyetlerinin ve kentleĢmenin denetimsiz ve düzensiz oluĢu evsel, sanayi ve tarımsal kaynaklı faaliyetler yer almaktadır. Kaynaklar kirlendikten sonra alınacak önlemler daha zor ve pahalı olmaktadır.

Dünyanın ve Türkiye‟nin sayılı büyük barajlarından biri olan Keban Barajı, Doğu Anadolu‟nun Yukarı Fırat Havzası‟nda yer alır. Fırat Nehri su gücü enerji üretimi bakımından Türkiye‟nin en büyük kaynağı durumundadır. Keban Baraj Gölü‟nü etkileyen noktasal kirletici kaynakların belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için su ortamında fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin periyodik olarak araĢtırılması gerekir.

Bu çalıĢma ile Keban Baraj Gölü'nün kirlenmesine neden olan düzenli veya düzensiz evsel ve endüstriyel alt yapı tesisleri, katı atık depolama sahalarının konumları, kirlenmeye katkı düzeyleri ve sıcak noktalar belirlenerek havza yönetimine katkı sağlanması, havza düzeyinde akademik altyapı oluĢturulması amaçlanmaktadır. Bu çalıĢma, Yukarı Fırat Havzası‟nda yer alan Elazığ, Tunceli, Erzincan, Bingöl ve MuĢ il merkezi ve taĢrasını kapsamıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Havza, Su Kalitesi, Fırat, Keban Baraj Gölü

(9)

VI SUMMARY

DETERMINATION OF POLLUTANT SOURCES AFFECTED KEBAN DAM LAKE

In the use of a water source for a purpose, it is also important whether its quality is suitable for the purpose beside the potential. Water sources are under the increasing danger of pollution in Turkey like the other developing countries. The common reasons for the deterioration in water quality are excessive use of the natural sources, uncontrolled and unplanned urbanization, industrial, municipal and agricultural activities. After pollution, wastewater management is a more difficult and expensive process.

The Keban Dam, which is one of the biggest dams both in Turkey and the World, is located in The Upper Euphrates Basin in the East Anatolia Region. The River Euphrates is the biggest hydro energy source for Turkey. To determine the local pollutants and take the necessary precautions, physical, chemical and biological factors should be investigated periodically in aquatic environment.

In this study, it is aimed to determine the regular and irregular municipal and industrial infrastructures, the locations of landfills, their effects on pollution and hotpoints and thus contributing basin management and to form an academic base for the basin. This study covers the countryside and city centers of Elazig, Tunceli, Erzincan, Bingöl and Mus located in the upper Ephratus Basin.

(10)

VII

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 2.1. Nehir Havzalarından Görünüm ... 3

ġekil 2.2. Kapalı Havza (Tuz Gölü) ... 4

ġekil 2.3. Açık Havza (YeĢilırmak) ... 4

ġekil: 4.1 Türkiye Nehir Havzaları Haritası ... 10

ġekil 4.2. SÇD Doğrultusunda Su Yönetimi Kavramının Temel ġeması ... 20

ġekil 4.3. Su Yönetimi Konusunda Yasal Çerçeve Taslağı ... 22

ġekil 4.4. Türkiye‟nin Nehir Havzaları ve Nehir Havza Bölgeleri ... 23

ġekil 6.6. Elazığ Ġli Lokasyon Haritası ... 32

ġekil 6.7. Hankendi Belediyesi Fosseptiği ... 33

ġekil 6.8. Kehli Deresi ... 34

ġekil 6.9. Keban Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 37

ġekil 6.10. Palu Atıksu DeĢarj Noktası ... 37

ġekil 6.11. ÇakırkaĢ Belediyesi Atıksu DeĢarj Noktası ... 38

ġekil 6.12. Arıcak-Üçocak Fosseptiği ... 38

ġekil 6.13. Gezin Beldesi Atıksu Arıtma Tesisi ... 39

ġekil 6.14. Maden Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 40

ġekil 6.15. Karakoçan Ġlçesi Atıksu DeĢarj Noktası ... 40

ġekil: 6.16. Elazığ Tıbbi Atık Sterilizasyon Ünitesi ... 41

ġekil 6.17. YurtbaĢı Belediyesi Katı Atık Depo Sahası ... 42

ġekil 6.18. Yazıkonak Belediyesi Katı Atık Depolama Sahası ... 43

ġekil 6.19. Mollakendi Belediyesi Katı Atık Depolama Sahası ... 44

ġekil 6.20. Elazığ Merkez Katı Atık Depolama Sahası ... 44

ġekil 6.21. Keban Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 45

ġekil 6.22. Sivrice Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 46

ġekil 6.23. Palu Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 46

ġekil 6.24. Kovancılar Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 47

ġekil 6.25. Karakoçan (Yarımca) Beldesi Katı Atık Depolama Sahası ... 47

ġekil 6.26. Maden Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 48

ġekil 6.27. Karakoçan Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 49

ġekil 6.28. Karakoçan (Sarıcan) Beldesi Katı Atık Depolama Sahası ... 49

(11)

VIII

ġekil 6.30. Tunceli Merkez Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 51

ġekil 6.31. Nizamiye Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 53

ġekil 6.32. Pülümür Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 53

ġekil 6.33. Hozat Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 54

ġekil 6.34. Pertek Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 54

ġekil 6.35. ÇemiĢgezek Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 55

ġekil 6.36. Mazgirt-Darıkent Beldesi Atıksu DeĢarj Noktası ... 56

ġekil 6.37. Ovacık Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 57

ġekil 6.38. Tunceli Ġli Düzensiz Katı Atık Depolama Sahasından Kaynaklanan Katı Atık Sızıntı Suları ... 58

ġekil 6.38. Tunceli Merkez Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 59

ġekil 6.39. Pülümür Ġlçesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 60

ġekil 6.40. Mazgirt-Akpazar Beldesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 62

ġekil 6.41. Mazgirt-Darıkent Beldesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 63

ġekil 6.42. Pertek Ġlçesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 64

ġekil 6.43. Pülümür Ġlçesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 66

ġekil 6.44. Ovacık Ġlçesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 67

ġekil 6.45. Hozat Ġlçesi Düzensiz Katı Atık Depolama Sahası ... 69

ġekil 6.46. Yıkama ĠĢlemleri Sonrasında Açığa Çıkan Atıksuyun Verildiği Toprak Kanal ... 72

ġekil 6.47. Yıkama Sonrası Açığa Çıkan Atıksuların Verildiği Toprak Kanal ... 72

ġekil 6.48. Zel Beton Çöktürme Havuzu ... 73

ġekil 6.49. Kılınçoğlu Nak. ĠnĢ. Çökeltme Kanalı ... 75

ġekil 6.50. Erzincan Ġli Lokasyon Haritası ... 76

ġekil 6.51. Erzincan Atıksu Arıtma Tesisi Son Çökeltme Havuzu ... 77

ġekil 6.52. Erzincan Ġli Düzenli Katı Atık Depolama Sahası ... 78

ġekil 6.53. Ulalar Beldesi Katı Atık Depolama Sahası ... 79

ġekil 6.54. Çadırkaya Beldesi Doğal Arıtım Alanı ... 83

ġekil 6.55. Çadırkaya Beldesi Katı Atık Depolama Sahası ... 84

ġekil 6.56. Mercan Beldesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 84

ġekil 6.57. Mercan Beldesi Katı Atık Depolama Sahası ... 85

ġekil 6.58. Refahiye Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 87

(12)

IX

ġekil 6.60. Kemah Ġlçesi Paket Arıtma Ünitesi ... 89

ġekil 6.61. Kemah Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 89

ġekil 6.62. Kemah Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 90

ġekil 6.63. Ġliç Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 90

ġekil 6.64. Ġliç Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 91

ġekil 6.65. Kemaliye Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 91

ġekil 6.66. Kemaliye Ġlçesi Katı Atık Depolama Sahası ... 92

ġekil 6. 67. Erzincan Teknik Hazır Beton Santrali Çökeltme Havuzu ... 94

ġekil 6.68. Bingöl Ġli Lokasyon Haritası ... 96

ġekil 6.69. Bingöl Atıksu Arıtma Tesisi ... 97

ġekil 6.70. Adaklı Ġlçesi Evsel Atıksu DeĢarj Noktası ... 98

ġekil 6.71. Kerek Deresi Atıksu DeĢarj Noktası ... 98

ġekil 6.72. Yapımı Tamamlanan Bingöl Düzenli Katı Atık Depolama Sahası ... 100

ġekil 6.73. MuĢ ili lokasyon haritası ... 102

ġekil 6.74. Karasu Nehri Atıksu DeĢarj Noktası ... 103

ġekil 6.75. HoĢan Çayı Atıksu DeĢarj Noktası ... 104

ġekil 6.76. MuĢ Ġli Katı Atık Depolama Sahası ... 106

ġekil 6.77. YeĢilova Beldesi Katı Atık Döküm Sahası ... 106

(13)

X

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 6.1 Elazığ ili 2013 TÜĠK verileri ... 32

Tablo 6.2. Tunceli ili 2013 TÜĠK verileri ... 50

Tablo 6.3. Erzincan ili 2013 TÜĠK verileri ... 76

Tablo 6.4. Bingöl ili 2013 TÜĠK verileri ... 96

(14)

XI KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği

ARGE : AraĢtırma, GeliĢtirme

BĠD : Bilgi ĠĢlem Dairesi BaĢkanlığı

BĠNÇEVĠR : Bingöl Yerel Yönetimleri Çevre Hizmetleri Birliği BÜGEM : Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

BSÜGM : Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü CBS : Coğrafi Bilgi Sistemi

ÇEM : ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü DKMPGM : Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü DSĠ : Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü

HB : Havza Birlikleri

HES : Hidroelektrik Santral

KB : Kalkınma Bakanlığı

MGM : Meteoroloji Genel Müdürlüğü NHYP : Nehir Havzası Yönetim Planı

OGM : Orman Genel Müdürlüğü

OSĠB : Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı

OSĠB ÇEM : Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele ÖĠKR : Kalkınma Planı Özel Ġhtisas Komisyonu Raporu

PETDER : Petrol Sanayi Derneği SÇD : Su Çerçeve Direktifi

SGB : Strateji GeliĢtirme BaĢkanlığı STK : Sivil Toplum KuruluĢları SUEN : Türkiye Su Enstitüsü

SYGM : Su Yönetimi Genel Müdürlüğü SYKK : Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu

(15)

XII

TAGEM : Tarımsal AraĢtırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

TK : Teknik Komite

TÜBĠTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraĢtırma Kurumu TRGM : Tarım Reformu Genel Müdürlüğü

UHYKK : Ulusal Havza Yönetimi Koordinasyon Kurulu UHYS : Ulusal Havza Yönetim Stratejisi

UHYS-EP : Ulusal Havza Yönetim Stratejisi Eylem Planı UHYS-TK : Ulusal Havza Yönetim Stratejisi Teknik Komitesi UHYS-YK : Ulusal Havza Yönetim Stratejisi Yönlendirme Komitesi YPK : Yüksek Planlama Kurulu

YY : Yerel Yönetimler

(16)

1. GĠRĠġ

Su, yeryüzünde yaĢayan insanların geçici olarak sahip oldukları, kendi yaĢamları için olduğu kadar gelecek neslin yaĢamı için de korumak ve geliĢtirmek zorunda oldukları kıt bir kaynaktır. Suyun gelecek nesillere zarar görmeden aktarılması hem bir gereklilik hem de gelecek nesillerin temel hakkıdır. Bu yüzden su kaynaklarının geliĢtirilmesinde temel yaklaĢım çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik esaslarına dayanmalıdır.

Yeryüzündeki su kaynakları ve bunların potansiyelleri sabittir. Denizden tatlı su elde etme gibi oldukça pahalı yollar düĢünülmediği takdirde miktarlarının arttırılması ekonomik yollarla mümkün değildir. Ancak iyi planlamayla en uygun Ģekilde kullanılmaları, bu kaynakların ileriki nesiller tarafından da yararlı Ģekilde kullanılmalarına olanak sağlayabilir. Bu durum Türkiye‟de de farklı değildir. O halde su kaynaklarımızı en etkili bir Ģekilde değerlendirmek ve gelecek nesillere de aynı miktar ve kalitede bırakmak en önemli görevimizdir. Su kaynaklarının geliĢtirilmesi kadar bu kaynakların korunması ve bu kaynaklar üzerinde yapılan yapıların da doğru kullanılarak korunması, bunların gelecek nesillerin de istifadesine sunulabilmesi açısından önemlidir. Bu nedenle tüm seviyedeki kullanıcıların su kaynaklarının korunması, kirletilmemesi, tasarruflu kullanılması ve bu kaynaklar üzerinde geliĢtirilen projelerin önemi, doğru kullanılması ve korunması konularında eğitilmesi büyük önem arz etmektedir.

Türkiye 25 hidrolojik havzaya bölünmüĢ olup, bu havzalardan toplam ortalama yıllık akıĢ 186 milyar m3

olarak kabul edilmektedir. DSĠ verilerine göre bunun yaklaĢık üçte biri, ülkenin doğusunda yer alan Fırat-Dicle Havzası‟na aittir.

Dünyanın ve Türkiye‟nin sayılı büyük barajlarından biri olan Keban Barajı, Doğu Anadolu‟nun Yukarı Fırat Havzası‟nda, Elazığ‟ın 40 km kuzey batısında, Malatya‟nın 65 km kuzey doğusunda olup, Karasu ve Murat Nehri‟nin birleĢtiği yerden 10 km daha aĢağıda nehrin aktığı en dar boğazlarından birindedir. Karasu ile Murat nehirlerinin birleĢmeleri ile meydana gelen Fırat Nehri‟nin bu birleĢme noktasından itibaren ilk uygun baraj yeridir. Permo-Karbonifer yaslı kalk Ģistler ile mermerlerin kontağı üzerine inĢa edilmiĢtir. Uluslararası nehirlerden olan Fırat Nehri 2935 km uzunluğunda olup, bunun 1170 km‟si Türkiye topraklarında 1765 km‟si Suriye ve Irak topraklarındadır. Havzası 120917 km2, ortalama akımı 33480m3/s„dir. Fırat Nehri üzerine kurulmuĢ olan Keban, Karakaya, Atatürk ve Birecik ve KarkamıĢ gibi bir dizi büyük baraj yapılmıĢ ve yenileri yapılmaktadır. Bu barajların ilki olan Keban Barajı ülkemizde daha sonra yapılacak olan

(17)

2

barajlar için öğrenme, tecrübe ve bilgi birikimi sağlamıĢ, teknik elamanların yetiĢmesi için adeta bir üniversite olmuĢtur. Baraj inĢaatına 1964 yılında baĢlanmıĢ ve ilk dört ünitesi 1974 yılında, diğer dört ünite ise 1981 yılında faaliyete geçmiĢtir (Özgen, 2000).

Fırat Nehri su gücü enerji üretimi bakımından Türkiye‟nin en büyük kaynağı durumundadır. Keban Barajı bu amaçla Fırat üzerinde kurulmakta olan dev barajlar serisinin kilit noktasında bulunan ilk ana barajdır. Türkiye akarsularının ekonomik olarak 111,5 milyar Kwh enerji üretilmesinin mümkün olduğu son çalıĢmalar ortaya koymuĢtur. Bu enerjinin 35,98 milyar Kwh Fırat havzası üzerinde yer almıĢ bulunmaktadır. Havza üzerinde ilk gerçekleĢtirilen Keban projesi toplam havza gücünün % 15,2’si ortalama üretim olarak ise havzanın % 17,7 Türkiye Hidroelektrik üretim potansiyelinin % 4,2’sini teĢkil etmektedir. ġu anda Türkiye Hidroelektrik potansiyelinin yaklaĢık %l4‟ü kullanılmaktadır (Özdemir, 2000).

Bu çalıĢma ile Keban Baraj Gölü'nün kirlenmesine neden olan düzenli veya düzensiz evsel ve endüstriyel alt yapı tesisleri, katı atık depolama sahalarının konumları, kirlenmeye katkı düzeyleri ve sıcak noktalar belirlenerek havza yönetimine katkı sağlanması, havza düzeyinde akademik altyapı oluĢturulması amaçlanmaktadır. Bu çalıĢma, Yukarı Fırat Havzası‟nda yer alan Erzincan, Bingöl, Tunceli, MuĢ ve Elazığ il merkezi ve taĢrasını kapsamaktadır. Bu illerdeki yerleĢim yerlerine gidilerek, herbir yerleĢim yerinin atıksu kaynakları, atıksu debisi ve koordinatları belirlenmiĢ, fotoğrafları çekilmiĢ, katı atık depolama sahalarına gidilmiĢ onların da koordinatları alınmıĢ ve fotoğrafları çekilmiĢtir.

(18)

3 2. GENEL BĠLGĠLER

2.1. Havza Tanımı

Doğal sınırları içinde, iklim, jeoloji, topoğrafya, toprak, flora ve faunanın sular ile etkileĢim içinde olduğu, suyun ayrım çizgisinden denize aktığı noktaya, kapalı havzalarda ise suyun toplandığı nihai noktaya göre suyun toplanma alanıdır (ġekil 2.1) (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

ġekil 2.1. Nehir Havzalarından Görünüm

2.2. AĢağı Havza

Akarsu havzasında ana nehrin deniz veya göle döküldüğü alt bölümüdür (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.3. Yukarı Havza

Yukarı Havza bir akarsu havzasının üst bölümü ve su toplama alanıdır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.4. Kapalı ve Açık Havza

Kapalı havzalar; sularını denizlere kadar ulaĢtıramayıp kuruyan veya göle dökülüp kalan akarsulardır. Kapalı havzalar genellikle iç kesimlerde, kurak iklim bölgelerinde görülür. Kapalı havzaların oluĢmasında; yer Ģekillerinin oluĢumu ve iklim etkilidir. Kapalı

(19)

4

havzalar genellikle iç kesimlerde, kurak iklim bölgelerinde görülür (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014). Örnek: Van Gölü Kapalı Havzası, Tuz Gölü Kapalı Havzası, Konya Ovası, Akarçay Kapalı Havzası. (ġekil 2.2)‟de Tuz Gölü kapalı havzası gösterilmektedir.

Açık havzalar ise; Sularını denize ulaĢtırabilen havzalardır. Açık havzalar kıyı kesimlerde ve nemli iklim bölgelerinde görülür (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014). Örneğin; Kızılırmak ve YeĢilırmak havzaları. (ġekil 2.3)‟te YeĢilırmak açık havzası gösterilmektedir.

ġekil 2.2. Kapalı Havza (Tuz Gölü)

(20)

5 2.5. Alt Havza

Havzanın sularını denize boĢaltan ana akarsuya bağlı, daha küçük akarsular veya göller için su toplama alanıdır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.6. Mikro Havza

Yüzey veya yüzey-altı akıĢlarla belirli bir drenaj sistemini (ırmak, nehir veya göl) besleyen en küçük hidrolojik birimdir (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.7. Su Ayrım Çizgisi (Hattı)

Ġki komĢu havzayı birbirinden ayıran çizgiye su ayrım çizgisi (hattı) denir. Bu çizgi dağların en yüksek kesiminden geçer. Genellikle doruk hattı ile aynı gibidir, ancak su ayrım çizgisi doruklar arasındaki çukurları da kat ettiği için bu iki kavram birbirinden ayrıdır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.8. Havza Koruma Eylem Planı

Su kaynakları potansiyelinin her türlü kullanım amacıyla korunması, kullanımının sağlanması, kirlenmesinin önlenmesi ve kirlenmiĢ olan su kaynaklarının su kalitesinin iyileĢtirilmesi maksadıyla hazırlanan plandır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.9. Havza Yönetimi

Havzaların sağladığı hidrolojik hizmetlerin muhafaza edilmesi, havzadaki toprak, su, biyolojik çeĢitlilik ve diğer doğal kaynakların toplumun yararına sürdürülebilir olarak kullanımıdır. Diğer bir ifade ile havza yönetimi; bir havza sınırı içerisinde kalan toprak, su, bitki örtüsü varlığı ile bunları etkileyen bir faktör olarak da insan faaliyetlerinin birlikte ele alındığı bir doğal kaynak yönetimidir. Ġlgili yönetimin planını oluĢturacak ve iĢletecek anahtar ise havza yönetim ilkeleridir. Bunları genel ve özel yönetim ilkeleri olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür: Ġlk gruptakiler; havzalara ve amaçlara göre değiĢmeyen diğer bir anlatımla sabit olan ilkelerdir. Örneğin; havzaların korunmaları ve bir bütün olarak algılanmaları ve havzalardaki biyolojik çeĢitliliğin sürekliliğinin sağlanması.

Ġkinci gruptaki ilkeler ise; havzaların iklim, jeoloji, topografya, toprak, bitki örtüsü, arazi kullanma Ģekilleri ve sosyoekonomik yapı gibi yetiĢme ortamı koĢulları ile bunlar arasındaki iliĢkilere göre değiĢen ilkelerdir. Örneğin; bir tanesi iyi, diğeri de bozuk bir orman örtüsüyle kaplı ve erozyona uğramıĢ iki havzanın su üretimi amacıyla

(21)

6

kullanılacaklarını düĢünelim. Ġlk havzada özel yönetim ilkesi; plânlı bir müdahale ile orman örtüsünün yoğunluğunu azaltmak, ikincisinde ise erozyonu önlemek ve bitki örtüsünün iyileĢtirilmesidir. Ġlk havzada amaç odun hammaddesi üretimi ise, bu takdirde plânlı bir müdahale ile orman örtüsünün yoğunluğunun artırılması özel yönetim ilkesi olmaktadır. Bu açıklamalar özel yönetim ilkelerinin amaçlara göre de değiĢebileceğini göstermektedir (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.10. Entegre Havza Yönetimi

Entegre havza yönetimi; su kaynaklarının, ilgili grupların katılımıyla, havza ölçeğinde ele alındığı bir planlama anlayıĢıdır. Ülkemizde, kısıtlı su kaynaklarının akılcı kullanımı için bu yaklaĢımın benimsenmesi önemlidir. Entegre havza yönetimini günümüzde tüm dünyada su kaynaklarının planlanması ve yönetiminde yeni bir yaklaĢım olarak ele alabiliriz. Bu yaklaĢımda, tüm kesimlerin görüĢ, beklenti ve amaçlarını dengeleyecek bir planlama, organizasyon ve kontrol mekanizması uygulanması esas alınır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

2.10.1. Entegre Havza Yönetiminin Özellikleri

 Havzada yaĢanan çok çeĢitli problemleri ve bunların iliĢkilerini ele alır.

 Sadece su temini ve taĢkın kontrolü gibi problemlerle ilgilenmez, su miktarı ve kalitesini de dikkate alır.

 Toplumun her kesimi ile birlikte tüm ekosisteme hitap eder.

 Uzun vadede sürdürülebilir kalkınmayı amaçlar, gelecekteki problem ve beklentiler üzerine çalıĢmalar yapar.

 Entegre havza yönetiminin sosyal bütünlüğü ele alıĢı çok geniĢtir. Toplumun bu Ģekilde eğitilmesini hedefler.

 Devletin tüm kuruluĢları arasında koordinasyonun sağlanmasını amaçlar (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

(22)

7 3. SU HAVZALARI VE SU KĠRLĠLĠĞĠ

Ġnsanın yaĢam sürecinin her döneminde beslenme, dolaĢım, solunum, boĢaltım, üreme gibi hayatsal faaliyetlerin gerçekleĢebilmesi için su, gerekli bir maddedir. Öte yandan su, yaĢam ortamının oluĢmasında temel öğelerden biri olduğu gibi aynı zamanda kendisi bir yaĢam ortamıdır (Akın ve Akın, 2007).

Topoğrafik su havzalarının hem su potansiyellerinde hem de yağıĢın mevsimlere göre dağılımında farklılıklar görülür. Türkiye, kiĢi baĢına yıllık 1555 su tüketimiyle su azlığı çeken bir ülke konumundadır. Ülkemizde nüfusun hızlı artıĢı, sanayileĢmenin büyümesi, tarımda gübre ve ilaç kullanımının yaygınlaĢması ve çevre bilincinin yeterince yerleĢememesi gibi nedenlerle mevcut yüzey ve yeraltı sularının bazılarında aĢırı kirlenmeler saptanmıĢtır. Öyle ki bazı havzaların yüzey sularında 4. dereceden kirlenmiĢ sular bulunmaktadır. Bunlardan, Meriç-Ergene, Marmara, Sakarya, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Burdur ve Akarçay (Afyon) havzalarında bulunan çay, nehir ve göllerde aĢırı kirlenmeler tespit edilmiĢtir. Kirlenmeler azot, fosfor, kalsiyum, organik maddeler, kurĢun, çinko, krom gibi kirleticiler tarafından meydana gelmektedir. Bazı su havzalarında, aĢırı ağır metal kirlenmelerine bile rastlanmaktadır. Su azlığı çeken bir ülke konumunda olan Türkiye‟nin yüzey ve yeraltı sularında günümüzde gözlenen kirlenmeler, sağlık için büyük sorunlar yarattığı gibi, suyun oluĢturduğu yaĢam alanlarında yaĢamı olanaksız hale getirmektedir. Ülkemizdeki suların kirlenmesi bu Ģekilde devam ederse, 25-30 yıl sonra yarattığı sorunların geri dönüĢümünün olanaksız duruma dönüĢeceği hesaplanmaktadır. Ġnsanlığın ve canlılığın devamı için bugünden baĢlayarak su kirlenmelerine karĢı gerekli önlemleri almak ve çözüm yolları üretmek için hepimizin var gücüyle çalıĢması gerektiğinin bilincinde olmalıyız (Akın ve Akın, 2007).

3.1 Ulusal Havza Yönetim Stratejisi ve Eylem Planının Amacı ve Kapsamı

25 nehir havzamız ve onun alt havzalarından oluĢan havzalar sisteminin sürdürülebilir yönetimi ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının önemli bileĢenlerinden birini oluĢturmaktadır. Havza yönetimi, coğrafi olarak ayrık bir drenaj alanındaki hidrolojik hizmetlerin sürdürülebilirliğini, toprağın, bitki örtüsünün ve su ve diğer doğal kaynakların ve varlıkların havza alanlarında yaĢayanların yararına entegre korunması, geliĢtirilmesi ve yararlanılması ve bu suretle ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkı

(23)

8

sağlamayı amaçlamaktadır. Sürdürülebilir havza yönetiminin temelini; mevcut arazi ve su kullanımı, bu kullanımın ekoloji ve biyoçeĢitliliğe nasıl bir tesiri olduğu, sosyoekonomik ve çevresel etkilerin ve bu etkilerde değiĢimin nasıl sonuçlar doğurabileceğinin anlaĢılması oluĢturmaktadır. Havza yönetimi genel anlamda nehir havzası, alt havza ya da mikro havza seviyesinde bir yönetim anlamına gelebilmektedir. Kazanılan deneyimler ıĢığında havza yönetimi açısından ülkemizde geliĢen ve benimsenen yaklaĢım, havza bazında tüm doğal kaynakların „„bütüncül (entegre)” biçimde, ilgili kurumların eĢ-güdümlü çalıĢmaları ve paydaĢların katılımıyla yönetimidir. Enerji, tarım, sağlık ve çevre gibi sosyoekonomik kalkınmanın baĢlıca sektörleri için itici güç olan su kaynaklarının, çevreyle uyumlu, entegre yönetimi, sürdürülebilir kalkınmanın temel bileĢenlerinden biridir. Su kaynaklarının verimli kullanılabilmesi kadar, doğal yenilenme süreci temel alınarak gelecek nesillerin ihtiyacının da dikkate alınması büyük önem taĢımaktadır. Özellikle havza bazında koruma planları yapılırken tüm geliĢmelere ve kullanımlara kontrollü bir Ģekilde yön verilmesi gerekmektedir. Bu strateji belgesi ile yukarıda yapılan değerlendirmeler ıĢığında, ülkemiz havzalarının sürdürülebilir yönetimi için, sonuç odaklı ve somut hedeflerle desteklenmiĢ bir politika seti belirlenmesi ve amaçlara ulaĢmak için hedeflerin, sorumlu kuruluĢlarla birlikte tanımlanması; kamu kesimi, özel sektör, sivil toplum kuruluĢları ve bilim kuruluĢlarının eĢgüdümlü ve katılımcı bir yaklaĢımla hareket etmesinin teĢviki ve desteklenmesi amaçlanmıĢtır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014). 3.2 Ulusal Havza Yönetim Stratejisinin Dayanakları

 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Kamu Ġdarelerinde Stratejik Planlamaya ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik.

 Havza yönetimini ilgilendiren mevzuat.

 Ulusal Kalkınma Planı, ilgili özel ihtisas komisyonu raporları (ÖĠKR) (8. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Su Havzaları Kullanımı ve Yönetimi ÖĠKR, 9. Kalkınma Planı Toprak ve Su Kaynaklarının Kullanımı ÖĠKR, Tarım ÖĠKR, Ormancılık ÖĠKR, Çevre ÖĠKR, Ġklim DeğiĢikliği ÖĠKR, v.b).

 Diğer sektörlerdeki ulusal strateji ve eylem planları (Ġklim DeğiĢikliği Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı, Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi, Ulusal Biyolojik ÇeĢitlik Stratejisi ve Eylem Planı, ÇölleĢme ile Mücadele Eylem Planı, Dağlık Alan Yönetim Stratejisi, Tarım Strateji Belgesi, Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı, v.b.).

(24)

9

 Ġlgili kamu kurum ve kuruluĢlarının stratejik planları (Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Stratejik Planları, Ağaçlandırma Ulusal Eylem Planı, v.b.) .

 Havza Koruma Eylem Planları çıktıları (Marmara, Susurluk, Kuzey Ege, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Burdur, Konya, Ceyhan, Seyhan, Kızılırmak, YeĢilırmak).

 Büyük Menderes Nehir Havza Yönetim Planı proje dokümanları.  Ġçme suyu Havzaları Özel Hüküm belirleme çalıĢmaları dokümanları.

 Doğu Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi, Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi, Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi dokümanları.  UHYS (Ulusal Havza Yönetim Stratejisi) taslak belgeleri üzerinde ilgili çok sayıda

kurum, kuruluĢ ve paydaĢtan alınan değerlendirmeler, görüĢ ve öneriler (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

3.3 Ulusal Havza Yönetim Stratejisi ve Eylem Planının Hazırlanması Süreci

UHYS belgesinin hazırlanması aĢağıdaki süreç çerçevesinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Sürecin koordinasyonu ve sekretarya görevi OSĠB ÇEM (Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele) Genel Müdürlüğü‟nce yürütülmüĢtür. UHYS belgesinin yazımı ilgili kurum ve kuruluĢların seçkin uzman elemanlarından oluĢan Teknik Komite (TK) tarafından Ģu kaynaklardan yararlanılarak gerçekleĢtirilmiĢtir: (i) havza yönetimi ile alakalı mevcut önemli raporlar ve dokümanlar; süreç çerçevesinde düzenlenen dört çalıĢtay; (ii) kurum ve kuruluĢ ziyaretleri ve toplantıları; (iii) çok sayıda paydaĢ kurum ve kuruluĢlar (kamu kuruluĢları, STK‟lar, meslek kuruluĢları, üniversiteler, valilikler, belediyeler, özel sektör, vb.) tarafından (taslak belgenin Web sayfasında yayınlanması ve yaklaĢık 180 civarında kuruluĢa yazı yazmak suretiyle) elde edilen görüĢler ve öneriler. Belgenin geliĢtirilmesi ile ilgili üst düzeyde değerlendirmeler ve kritik konularda kararları, ilgili kuruluĢların üst düzey yöneticilerinden oluĢan Yönlendirme Kurulu (YK) tarafından alınmıĢtır. Kalkınma Bakanlığı‟nın (KB) tüm süreç boyunca görüĢ ve desteklerini sağlamıĢtır. OSĠB tarafından sunulan UHYS belgesi son taslağına son Ģeklinin verilmesi ve Yüksek Planlama Kurulu‟na (YPK) sunulması KB tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. UHYS belgesi 2012 yılında Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiĢtir (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

(25)

10

4. HAVZA YÖNETĠMĠNĠN MEVCUT DURUMU

4.1 Türkiye’de Havzaların Mevcut Durumu

Türkiye 25 hidrolojik havzaya bölünmüĢ olup bu havzalardan toplam ortalama yıllık akıĢ 186 milyar ‟tür. DSĠ verilerine göre bunun yaklaĢık üçte biri, ülkenin doğusunda yer alan Fırat-Dicle Havzasına aittir (Burak ve ark. 1997:75) (ġekil 4.1).

ġekil: 4.1 Türkiye Nehir Havzaları Haritası (DSĠ,2012)

Alansal büyüklük olarak bunu Kızılırmak ve Sakarya havzaları izlerken, ortalama yıllık akıĢ miktarı olarak Fırat-Dicle Havzasından sonra Doğu Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Antalya Havzaları gelmektedir (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

Havzaların ekolojik, sosyal ve demografik koĢulları ve havza kaynaklarının kullanımı bulunduğu bölgeye göre ve havza alanlarının yatay ve dikey dağılımına bağlı olarak farklı havza yörelerinde önemli farklılıklar gösterebilmektedir. Yukarı havzalarda ve doğu bölgelerinde nüfus oranı genel olarak düĢükken aĢağı havzalarda ve batı bölgelerindeki havza alanlarında nüfus yoğunluğu yükselmektedir. Kırsal yoksulluk ve geçim için doğal kaynaklara bağımlılık yukarı havza yöreleri ile doğu ve güneydoğu bölgelerinde, aĢağı havza alanlarına ve diğer bölgelere göre daha yaygındır. Yukarı havzalar daha çok hayvancılık, küçük ölçekli tarım ve ormancılık amaçlı kullanılırken, aĢağı havzalarda geniĢ alanlarda tarımsal faaliyetler uygulanmaktadır. Tarımda aĢırı kimyasal gübre ve ilaç kullanımından kaynaklanan toprak ve su kirlenmesi aĢağı

(26)

11

havzalarda ve batı ve güneydeki havza yörelerinde giderek artmakta, buna karĢın yukarı havza yörelerinde tarım çoğunlukla organik tarıma yakın koĢullarda sürdürülmektedir. Mera alanlarının önemli bölümü aĢırı ve düzensiz otlatmalar, orman alanlarının yarıya yakın kısmı ise geçmiĢ yıllardaki düzensiz yararlanmalar nedeniyle bozuk durumda olup birçok alanda ekosistemlerin parçalanması görülmektedir. Eğime uygun olmayan Ģekilde yol inĢaatları da bozulum ve erozyona neden olmaktadır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

Ülkemizin batı bölgelerinde ve aĢağı havzalarda kentsel nüfus ve sanayi kuruluĢları yoğunlaĢmıĢ olup, buna bağlı olarak yerleĢim alanları, su ve enerji talepleri artmıĢtır. Bu bağlamda çevre kirliliği ile çarpık kentleĢme ve plansız sanayileĢme verimli toprak, su, orman ve mera gibi doğal kaynakları ve varlıkları her geçen gün daha fazla tehdit etmektedir. Batı bölgelerinde ve kentsel yörelerdeki havza alanlarında sanayi ve hizmet sektörleri ana istihdam ve geçim kaynaklarını oluĢturmakta, tarıma bağımlılık ve istihdam azalmaktadır. Mevcut 112 milyar kullanılabilir su kaynağından halen yararlanma oranı % 36 civarında olup, 32 milyar ‟ü sulamada, 7 milyar ‟ü içme ve kullanmada, 5 milyar ‟ü sanayide kullanılmaktadır. Bu durumda ülkemiz su kaynaklarının yaklaĢık % 74‟ü sulama, %11‟i sanayi, %15‟i kentsel tüketim için kullanılmakta iken bu oranlar dünyada %70, %22, %8, Avrupa‟da ise %33, %51 ve %16‟dır. Son yıllarda bilim kurumları ve STK‟ların da katkısı ile toplumda havzaların doğal kaynaklarının ve varlıklarının sürdürülebilir yönetiminin sağladığı değerlerin (toprak muhafaza, su miktarı ve kalitesi, karbon tutumu, biyolojik çeĢitliliğin korunması vb.) önemi hakkında farkındalık ve destek artmıĢ olup, buna paralel olarak bozuk alanların rehabilitasyonu ağaçlandırma, toprak muhafaza ve biyolojik çeĢitliliğin korunmasına yönelik programlar ve uygulamalarda ciddi artıĢlar sağlanmıĢtır. Havzalarımızda yer alan orman ve mera alanlarının önemli bölümünün hala bozuk durumda olması, tarım alanlarından kaynaklanan toprak ve su kayıplarının boyutu, sedimantasyon ve doğal afet tehditlerinin yarattığı zararların büyüklüğü dikkate alındığında havzalarımızda toprak muhafaza, doğal kaynakların rehabilitasyonu ve doğal afet sahalarında uygun önlemlerin alınması çalıĢmalarının boyut ve etkinliğinin geliĢtirilmesi konusunun UHYS içinde özel yere sahip olması gerekliliği açıkça görülmektedir. Havzalara temel teĢkil eden suyun, ne kadar hayati ve toplumsal öneme sahip bir kaynak olduğu artık çok daha yüksek sesle dile getirilen bir gerçektir. Su açısından dünyanın yarı-kurak bir bölgesinde bulunan Türkiye'nin yağıĢ rejimi, mevsimlere ve bölgelere göre büyük farklılıklar göstermektedir Bazı akarsu

(27)

12

havzalarında su ihtiyaçlarının, kaynakların potansiyelini aĢmıĢ durumda olduğu görülmektedir. Kantitatif dağılımın yanı sıra, su kalitesinde de ülke genelinde büyük farklılıklar gözlenmektedir. Hızlı nüfus artıĢına bağlı olarak artan su ihtiyacına karĢın, uygun kaynak varlığının azlığı ve gün geçtikçe geliĢen sanayi ve tarımsal faaliyetlere paralel olarak ortaya çıkan ve aĢırı kullanım, yer altı su rezervlerindeki düĢüĢler ve kirlilik oluĢumu nedenleriyle yaĢanan sorunlar, havza bazında su kaynakları yönetiminin önemini bir kat daha arttırmıĢtır. Buna paralel olarak sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için sosyoekonomik geliĢmeyle birlikte suyun yönetimine yönelik çalıĢmalarda kayda değer mesafeler alınmıĢtır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

Avrupa Birliği'ne aday bir ülke olarak Türkiye, kendi mevzuatını Avrupa Birliği mevzuatı ile uyumlaĢtırma çalıĢmalarına baĢlamıĢtır. Su kaynakları üzerindeki baskı unsurlarının çeĢitlenerek artması, nehir havzalarının entegre bir yaklaĢımla yönetilmesini gerekli kılmıĢtır. GeçmiĢte nerede, ne kadar su bulunduğu sorusuna cevap aranırken, günümüzde suyun miktarı ve su kalitesinin ortak ele alınması gerekliliği ortaya çıkmıĢtır. Bu iki unsura etki eden tüm faktörlerin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıĢtır. Bu hususları göz önünde bulundurarak, Türkiye kendi ihtiyaçları ve uluslararası standartları da dikkate alarak su yönetim politikasını yeniden geliĢtirmektedir. YaĢam için elzem olan su kaynakları her geçen gün azaldığından ve kirlilik tehlikesiyle karĢı karĢıya olduğundan dolayı, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleĢtirilmesinde su kaynaklarının etkin yönetimi esastır. Su kaynaklarının farklı özelliklere sahip birçok etkeni kapsaması nedeniyle, sadece yerel düzeyde gösterilen çabalar bu kaynakların korunması için yeterli olmayacaktır. Su kaynaklarının değerlendirilmesi ve ancak havza bazında yönetimleri gerçekleĢtirildiği takdirde etkili bir Ģekilde korunabildikleri bilimsel olarak kanıtlanmıĢtır. Bu kapsamda Su Çerçeve Direktifi‟ne uygun olarak Nehir Havza Yönetim Planları 2013 yılından itibaren hazırlanıp uygulanmaya geçmiĢtir. Uluslararası standartlara göre, Ģu andaki teknik ve ekonomik kullanılabilir yenilenebilir su miktarı kiĢi baĢına yıllık 1.500-1.700 ile Türkiye “su stresi” yaĢayan bir ülke olarak değerlendirilmektedir. Türkiye topraklarının büyük bir bölümü yarı kurak iklim kuĢağında yer almakta, bazı bölgelerde yağıĢ yılda beĢ veya altı ay ile sınırlı kalmaktadır. Ġklim değiĢikliğinin de etkisiyle, su yönetimi Türkiye için büyük önem taĢıyan bir konudur (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

Ülkemizde su toplama havzaları üzerinde son 55 yıl içerisinde, sadece DSĠ tarafından 706 adet baraj ve gölet inĢası, 3,2 milyon hektar tarım alanının sulanması, 1,4

(28)

13

milyon hektar araziyi taĢkından koruyan 5930 taĢkın koruma tesis inĢası ve 3,31 milyar içme, kullanma ve sanayi suyu temin hizmetleri gerçekleĢtirilmiĢtir. 1970‟lerde 2,3 milyon hektar olan brüt sulanan alan 40 yıllık bir dönemde 2,4 kat artıĢla 2011 yılı sonu itibariyle 5,5 milyon hektara ulaĢmıĢtır. DSĠ verilerine göre toplam 8,5 milyon hektarlık bir arazi teknik ve ekonomik açıdan sulanabilir olup, 2011 sonuna kadar bu alanın yaklaĢık %65‟i sulamaya açılmıĢtır. Genel olarak, sulamanın %85‟i yüzey sularından ve bunun da yaklaĢık yarısı çok amaçlı barajlardan sağlanmaktadır. Ayrıca, cazibeli kanal sulaması hala hakim teknoloji olmakla birlikte, su tasarrufu sağlayan basınçlı yağmurlama ve damla sulama sistemleri de hızla uygulamaya konulmaktadır. Tarımsal iklim koĢulları (kuraklık ve sınırlı yağıĢ), birçok havza alanında geleneksel tarım (toprak iĢleme, sulama, hasat, vb.) uygulamalarının devam etmesi ve tarımsal kimyasalların aĢırı kullanımı, tarımsal üretim planlamasının sınırlı su kaynakları dikkate alınarak yapılması gerekliliği, orman kaynaklarının yönetim amaçlarının ve ormancılık tekniklerinin seçiminde hidrolojik etki ve ihtiyaçlara verilen önemin artırılması, havzalarda özel öneme sahip ve/veya tehdit altındaki sahalarda korunan alanların tesisi, arazi kullanım planlarında sanayi bölgelerinin ve yerleĢim alanlarının belirlenmesinde su kaynaklarını da dikkate alan bir stratejinin izlenmesi havza yönetiminin odaklanması gereken alanlar arasında yer almaktadır. Hidroelektrik santraller (HES) son yıllarda hızla büyüyen özel sektör yatırım bileĢeni ile enerji potansiyelinin değerlendirilmesine ciddi katkılar (290 HES‟ten yılda 61 milyar kilovat saat elektrik üretimi) sağlamaktadır. Bazı yörelerde HES‟lerin yarattığı olumsuz ekolojik ve sosyal etkiler ve bilgilendirmedeki eksikler nedeniyle yaĢanmakta olan sorunların ve ihtilafların giderilmesi için kümülatif etkilerin değerlendirilmesi ile ilgili standartların ve kurumsal kapasitelerin geliĢtirilmesi yanında Ģeffaflık ve katılımcılığın geliĢtirilmesi de önem taĢımaktadır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

Bir havzanın su potansiyelinin öncelikle havzası içerisinde değerlendirilmesi esastır. Ancak, ülkemizde yağıĢ miktarı ve zamanı bölgelere göre farklılık göstermekte, Doğu Karadeniz Bölgemizde yılda 2500 mm yağıĢ düĢerken, Ġç Anadolu Bölgemize özellikle de Konya civarına yılda 320 mm yağıĢ düĢmektedir. YağıĢın az olması ve beraberinde ortaya çıkan kuraklık, hemen hemen her sektörü etkilemekte, bölgesel büyümede yavaĢlama, çiftçi gelirlerinde azalma, temel besin maddelerinin temininde sıkıntı yaĢanması, tarımsal üretimin direkt bağlı olduğu endüstrilerde ciddi kayıpların meydana gelmesi, üretim azalması sebebiyle beraberinde iĢsizlik gibi neticelerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu gibi istenmeyen neticelerin ortadan kaldırılması su kaynaklarına yatırımı, var olan

(29)

14

kaynakların dikkatli kullanımını ve ancak zorunlu durumlarda havzalar arası su transferini gerekli kılmaktadır. BaĢka havzalardan su transferi kararından önce mutlaka o havzada: (i) su talebinin azaltılması; (ii) atık suyun geri dönüĢtürülmesi; (iii) su arzının yerelden karĢılanması yönünde alternatiflerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Havzalar arası su transferi yapılırken havza yönetim planları dikkate alınır. Ülkemizde su havzalarının ve kaynaklarının korunması ve kullanılmasında çok sayıda kuruluĢ görev ve sorumluluk yüklenmiĢ olup havzalarda kendi ilgi ve sorumluluk alanlarında çalıĢmaları gerçekleĢtirmektedir. Ancak farklı kurumlarca havzaların farklı alanlarında (yukarı ve aĢağı havzalarda) ve konularında uygulanan programlar, projeler ve yürütülen çalıĢmalar (ormanların rehabilitasyonu, ağaçlandırma, toprak muhafaza, mera ıslahı, baraj ve gölet yapımı, tarımsal sulama, enerji üretimi, içme, kullanma, sanayi su ihtiyaçlarının karĢılanması, biyolojik çeĢitlilik kaynaklarının korunması ve ıslahı, kırsal kalkınma, vb.) arasında eĢgüdüm ve bütünsellik ile paydaĢların katılımı ve sahiplenmesi yetersiz olup bu durum kaynak israfı yanında yatırımların tamamlayıcılık, etkinlik ve sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak havza yönetiminin geliĢtirilmesi için eĢgüdüm, bütünleĢiklik ve katılımcılığın geliĢtirilmesinin en öncelikli ihtiyaç olduğu konusunda genel uzlaĢı sağlanmıĢ olup bu amaçla kurumsal ve mevzuat düzenlemeleri, bütünleĢik projeler ve uygulamalarının güçlendirilmesine yönelik çalıĢmalar yürütülmektedir. Su kaynaklarının bütüncül havza yönetimi anlayıĢı çerçevesinde korunması için gereken tedbirleri belirlemek, etkili bir su yönetimi için sektörler arası koordinasyonu, iĢbirliğini ve su yatırımlarının hızlandırılmasını sağlamak amacıyla son dönemde Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu (SYKK) ve Türkiye Su Enstitüsü‟nün (SUEN) kurulması dâhil bazı yeni kurumsal düzenlemeler gerçekleĢtirilmiĢtir (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014). Havzaların ve havza kaynaklarının yönetimi ile doğrudan iliĢkili temel planlar arasında ”havza koruma eylem planları”, “havza yönetim planları”, ”havza master planları” yer alırken, “çevre düzeni planları, ”arazi kullanım planları”, “korunan alan planları” da havza yönetimi ve özellikle havzalarda hatalı arazi kullanımlarını önleme açısından önem taĢıyan planlardır. Arazi kullanımındaki değiĢiklikler ve arazi bozunumu aynı zamanda sera gazı emisyonlarını arttırmakta ve yerel iklim koĢullarını etkilemektedir. Türkiye‟nin arazi kullanımından ve arazi kullanımı değiĢikliğinden kaynaklanan net emisyonlar çok büyük olmamasına karĢın, arazi kullanımı değiĢiklikleri toprak üstü ve toprak karbonunu azaltmakta, organik maddedeki bu azalma, toprak verimliliğini, biyolojik çeĢitliliği ve ekolojik fonksiyonları olumsuz etkileyen fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkilere yol

(30)

15

açmaktadır. Ġklim değiĢikliğinin havzalardaki söz konusu olumsuz etkileri yanında olası olumlu etkilerinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.

Havza yönetimi küresel olarak iklim değiĢikliğine uyum için çok önemli “her koĢulda uygulamaya değer” bir yaklaĢım olarak kabul edilmektedir. Havza yönetimi hidrolojik rejim üzerindeki potansiyel iklim değiĢikliği etkileri ile kaynakların çeĢitli kullanımları arasında bir bağlantı kurarak, planlayıcıların ve karar vericilerin yatırımlarını olası iklim etkilerine dayanıklı hale gelecek Ģekilde belirlemelerine yardımcı olacaktır (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

4.2 Havza yönetimi ile ilgili paydaĢlar

Ülkemiz havzalarının yönetimi ile ilgili baĢlıca kamu kuruluĢları (bakanlıklar ve bunların havza ile ilgili öncelikli birimleri) ile diğer ana paydaĢlar Ģunlardır: (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

4.2.1 Kamu Kurum ve KuruluĢları

4.2.1.1. Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı (OSĠB):

ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü (ÇEM), Orman Genel Müdürlüğü (OGM), Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü (DSĠ), Su Yönetimi Genel Müdürlüğü (SYGM), Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP); Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Bilgi ĠĢlem Dairesi BaĢkanlığı (BĠD); Strateji GeliĢtirme BaĢkanlığı (SGB), Türkiye Su Enstitüsü (SUEN) (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

4.2.1.2.Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı:

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü (TRGM), Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM), Tarımsal AraĢtırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü (BSÜGM), Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi BaĢkanlığı, CBS Daire BaĢkanlığı (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

(31)

16 4.2.1.3.Çevre ve ġehircilik Bakanlığı:

Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü, Çevresel Etki Değerlendirmesi Ġzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Ġller Bankası Genel Müdürlüğü, Altyapı Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

4.2.1.4.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı: Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü (MĠGEM )

4.2.1.5.Kültür ve Turizm, ĠçiĢleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları

4.2.1.6.BaĢbakanlık: Hazine MüsteĢarlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi BaĢkanlığı 4.2.1.7.Kalkınma Bakanlığı

4.2.1.8.ĠçiĢleri Bakanlığı: Mahalli Ġdareler Genel Müdürlüğü

4.2.1.9.Yerel Ġdareler: Valilikler, Kaymakamlıklar, Ġl Özel Ġdareleri, Belediyeler, diğer birimler

4.2.2.Diğer PaydaĢlar: Sivil Toplum KuruluĢları (toprak ve su kaynakları, biyolojik çeĢitlilikle ve kırsal kalkınma ile ilgili STK‟lar, dernekler v.b.) (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

4.2.3.Meslek KuruluĢları, Odalar 4.2.3.1.Havza Birlikleri (HB)

4.2.3.2.Havzalarda YaĢayan Kırsal Topluluklar

4.2.4.Kentsel topluluklar: Bilim, ve eğitim kuruluĢları (TÜBĠTAK, Üniversiteler, AraĢtırma Enstitüleri, vb.) ilgili özel sektör kurum ve kuruluĢları.

Havzaların ekonomik, ekolojik, sosyal ve kültürel çok yönlü ürün ve hizmetlerinden farklı paydaĢların beklentileri ve bununla iliĢkili olarak havza yönetiminden talepleri arasında ve bunların önceliklerinde önemli farklılıklar vardır (enerji üretimi, içme, kullanma, tarımsal sulama, sanayi su ihtiyacının karĢılanması, orman ve meralardan faydalanma, tarım alanlarında verimliğin artırılması, havza kaynaklarından gelir ve geçim temini, biyolojik çeĢitliliğin korunması, hava kirliliğinin önlenmesi, rekreasyon, doğal peyzaj, ekoturizm, avcılık, havza yörelerinin kültürünün korunması, milli gelir ve kurum bütçelerine gelir sağlama, özel sektörün kazanç sağlaması, vb.). Ayrıca hızla kentleĢmekte ve demografik değiĢimler göstermekte olan toplumumuzun havzalardan ve havza yönetiminden olan beklentilerinde zaman içinde de önemli değiĢiklikler meydana

(32)

17

gelmektedir. UHYS sürecinde tüm bu hususlar göz önünde bulundurulmuĢtur (Resmi Gazete, 29050, 04.07.2014).

4.3. Su Çerçeve Direktifi 4.3.1. Arka Plan

Avrupa Birliği‟nde SÇD‟nin geliĢim süreci 10 yılı aĢkın bir süreden beri devam etmektedir. ġubat 1996‟da, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler, AB su politikası ile ilgili görüĢ birliğine varmıĢ ve su kaynaklarının yönetiminde entegre bir yaklaĢımın uygulanması gerektiği konusunda anlaĢmıĢlardır. Bu çerçevede AB‟deki tüm su ile ilgili direktifleri birleĢtirerek tek bir yönetmelik altında toplamak yoluna gidilmiĢ ve böylelikle Su Çerçeve Direktifi (SÇD) oluĢmuĢtur. SÇD, Avrupa çapında entegre su yönetimine bir çerçeve oluĢturmak amacı ile 22 Kasım 2000 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Varolan diğer direktiflerin birleĢtirilmesi ile birlikte SÇD, su yönetimine yeni unsurlar da getirmiĢtir. En önemli yeni unsur, akarsu havzası yönetimi yaklaĢımıdır. Bu yaklaĢım, akarsu havzası yönetimi için ve akarsu alt havzaları bazında alınması gereken önlemleri içeren adım adım uygulanması gereken bir metodolojiyi içermektedir. Buradaki temel düĢünce, akarsu havzası sınırlarının genellikle idari sınırlardan farklı olması ve havza yönetiminin farklı bölge, il ve ülkeler arasında iĢbirliği gerektirmesidir. Esas olarak SÇD, havza yönetiminde bir rehber niteliği taĢımakta ve uygulamada yerel durumların dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. SÇD‟de akarsu havzalarındaki yüzeysel sular, yeraltı suları ve koruma alanları için çevresel hedefler belirlenmiĢtir (EC, 2000).

Halihazırda Avrupa‟da her ülke, SÇD detaylarını yeni yeni öğrenmekte ve pilot çalıĢmalarını sürdürmektedirler. 2015 yılına kadar tüm üye ülkelerin SÇD‟de belirlenen hedeflere ulaĢmaları öngörülmektedir. Dolayısıyla, SÇD‟nin 1996‟da baĢlayan geliĢim süreci 2015, nihai olarak da 2027 yılına kadar devam edecektir. Bu planlamada, 2000 yılında yürürlüğe giren SÇD‟nin 2003 yılında uygulama süreci baĢlamıĢ olup, üye ülkelerin 2004 yılında AB‟ye akarsu havzalarının karakterizasyonu, antropojenik etkiler, ekonomik analiz ve koruma alanlarının belirlenmesi konusunda raporlama yapmaları öngörülmüĢtür. 2006 yılında operasyonel izleme sistemlerinin oluĢturulması ve 2009 yılında da akarsu havzası yönetim planlarının tamamlanması planlanmıĢtır. 2009-2015 yılları arasında da havza yönetim planlarının uygulanması, değerlendirilmesi ve güncellenmesi için 6 yıllık bir süre düĢünülmüĢtür. Aday ülkelerin ise, katılım sürecinde SÇD gerekliliklerini yerine getirmeleri beklenmektedir. Esas olarak ülkemizde su

(33)

18

yönetimini düzenleyen yasaların pek çoğu eski tarihli olup, çeĢitli kanunlar içerisinde dağınık Ģekilde yer almaktadır. BaĢka bir deyiĢle, ülkemizde bütünleyici bir su yasası mevcut değildir ve bu eksiklik üzerine son yıllarda çeĢitli çalıĢmalar yapılmıĢ ancak sonuçlandırılamamıĢtır (Baran ve Özkul, 2003). AB‟ye katılım sürecinde ise Çerçeve Su Yasası‟nın SÇD‟ye uyum sağlanarak çıkarılması öngörülmektedir. Ancak halihazırda, çevre konusunda uyum çalıĢmalarından sorumlu olan kuruluĢlar, SÇD‟nin adım adım nasıl uygulanacağı ve havza yönetimi planlarının nasıl yapılacağı konusunda kapsamlı bir pilot çalıĢma gerçekleĢtirmemiĢlerdir (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008). 2012 yılında Su Kanunu Taslağı hazırlanmıĢtır (Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı, 2012).

4.3.2. Hedefler

Su Çerçeve Direktifi (SÇD) Aralık 2000‟de yürürlüğe girmiĢ olup, tüm Avrupa‟da entegre su yönetimi için bir çerçeve oluĢturmaktadır (EC, 2000). SÇD‟nin ana hedefi, nehir havzası bazında yönetim kavramını yaygınlaĢtırmaktır. Suyun, korunması ve savunulması gereken bir kamu kaynağı olduğu düĢüncesi temel alınarak, SÇD‟nin hedefleri, yüzey suları, yeraltı suları ve koruma alanları için ayrı ayrı Ģu Ģekilde gibi tanımlanmıĢtır: (1) Sucul ekosistemler ve bunlara bağlı diğer ekosistemlerin daha fazla tahribatını önlemek; (2) Sucul çevrenin iyileĢtirilmesi: emisyonların azaltılması gibi; (3) Su kaynaklarının uzun vadeli korunması için sürdürülebilir kullanımı teĢvik etmek; (4) Yeraltı suyu kirliliğini azaltmak. Yüzey suları için çevresel hedefler iki parçadan oluĢmaktadır: (1) “iyi ekolojik duruma” ulaĢmak; bu hedef tüm yüzey suyu kütleleri için geçerlidir; (2) “iyi kimyasal durum”, bu hedef havzadaki tüm yüzey suları ve kıyıdan 12 millik alanda deniz için geçerlidir. Hedef, öncelikli maddeler, varolan Avrupa yönetmeliklerinde çevresel kalite standartları ile belirlenen maddeleri içermektedir. SÇD yeraltı suları için iki hedef belirlemiĢtir: (1) yeraltı su kütlelerinin korunması, iyileĢtirilmesi, restorasyonu ve yeraltı suyu çekimi ile beslenme dengesinin kurulması; (2) yeraltı su kirliliğinin azaltılması. “Koruma alanları” ile SÇD, varolan komisyon yasaları ile korunan alanları kastetmektedir. Bunlar; insan kullanımı için günde 10 ‟den fazla su çekildiği için korunması gereken yerler; kabuklu sucul hayvanların yaĢadıkları sular, yüzme amaçlı bölgeler, besine hassas alanlar ve korumanın özellikle su durumunu koruma ve geliĢtirmeye dayandığı KuĢ ve Habitat Direktifine bağlı alanlar. Koruma alanları için iki hedef vardır: (1) parçası bulunduğu su kütlesi/kütlelerinin hedefleri, (2) koruma altında bulundukları kanunların gerektirdiği ek hedefler (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

(34)

19 4.3.3. Nehir Havzası Yönetimi

SÇD‟nin önemli bir kavramı olan entegre nehir havzası yönetimi yaklaĢımı Ģu özellikleri taĢımaktadır: (1) yönetimin havza bazında yapılması, (2) farklı tip ve formdaki suların bütünleĢik değerlendirilmesi, (3) arazi ve su kaynakları iliĢkisinin dikkate alınması,(4) doğal kısıtların, sosyal ve ekonomik ihtiyaçların, politik ve idari süreçlerin entegrasyonu, (5) nehirlerin ve havzalarının Ģimdiki ve gelecek kuĢaklar için çok yönlü kullanımının devam ettirilmesi (sürdürülebilirlik). SÇD, herbir nehir havzası için bir Nehir Havzası Yönetim Planı (NHYP) oluĢturulmasını gerektirmektedir. Bu NHYP birçok analiz sonucunda ortaya çıkmakta ve 2015‟de iyi duruma ulaĢmak için alınması gereken önlemleri kapsamaktadır. Nehir havzası yönetimi yaklaĢımında önemli bir unsur, havza sınırları ile idari sınırların genellikle çakıĢmamasıdır. Bu durum idari açıdan önemli kısıtlara yol açabilmektedir, Ayrıca su yönetimi ile ilgili yetkiler çoğunlukla pek çok kuruluĢ arasında paylaĢılmıĢ durumdadır. Bu durum, söz konusu kuruluĢlar arasında, iĢbirliği ve koordinasyon mekanizmalarının geliĢmesini gerektirmektedir (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

4.3.4.YaklaĢım

SÇD‟nin nihai hedefi tüm Avrupa‟daki suların iyi ekolojik ve kimyasal duruma gelmesidir. Bu duruma birçok aĢama ile gelinecektir. Direktif, nehir havza planlarının ve önlemlerinin nehir havzası ve/veya alt havzalar bazında oluĢturulması için adım adım uygulanması gereken bir yaklaĢım tanımlamaktadır. Bu yaklaĢımdaki temel adımlar Ģunlardır: 1. Nehir Havza Bölgelerinin karakterizasyonu, 2. Ġnsan aktivitelerinin önemli baskı ve etkileri, 3. Koruma alanlarının belirlenmesi ve haritalanması, 4. Ġzleme ağının haritalanması, 5. Çevresel hedeflerin listelenmesi, 6. Ekonomik analiz, 7. Önlemler Programının oluĢturulması, 8. Özetin de içinde olduğu çok daha detaylı planların hazırlanması, 9. Kamuoyu bilgilendirme ve danıĢma önlemlerinin özetlenmesi, 10. Havza yönetiminde yetkili otoritelerin listelenmesi, 11. Kamuoyundan bilgi ve yorum alabilmek için iletiĢim noktaları ve iletiĢim prosedürünün belirlenmesi. Bu adımlarla SÇD‟de, sucul ortamların ve bunlara bağlı diğer alanların daha fazla bozulmalarının engellenmesi ve iyileĢtirilmeleri, sonuçta da mevcut su kaynaklarının uzun vadeli korunarak sürdürülebilir kullanımlarının sağlanması hedeflenmektedir. YaklaĢımın önemli unsurlarından biri de boĢluk analizidir (ġekil 4.2). Bu analiz, hedefler (referans durumlardan elde edilen) ve 2015‟deki beklenen farklılığın (ya da boĢluk) analizidir. Bu analiz önlemler programı için

(35)

20

temel oluĢturmaktadır. Ġlk adımda (karakterizasyon) su kütleleri tiplere ayrılmaktadır. Herbir tip için referans durumların belirlenmesi gerekmektedir. Su kütlesinin beklenen durumu, izleme ile belirlenecek Ģu anki durum üzerinden gelecekteki durumunun tahmini olarak tanımlanmaktadır. “Hiçbir Ģey değiĢmezse senaryosu”, varolan eğilim ve yaklaĢımlar ile su sistemi üzerindeki insan etkisinin nasıl geliĢeceğinin analizidir. Su sistemi üzerindeki etkilerin tayini ile beklenen durum tahmini yapılabilir. Ġnsan aktivitelerinin etki analizinin amacı su sistemi üzerindeki en önemli baskıların ortaya çıkartılmasıdır. Bu anlayıĢ, önlemlerin mali uygunluğunun değerlendirmesi ile beraber güvenilir ve savunulabilir önlemler programı oluĢturulmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Tüm bu adımlardan sonra hangi önlemlerin alınması gerektiği netleĢecek; maliyeti en uygun ve etkili önlemlerin uygulanması, suların daha temiz ve güvenli olmasını sağlayacaktır (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

ġekil 4.2. SÇD Doğrultusunda Su Yönetimi Kavramının Temel ġeması

4.3.5. Su Çerçeve Direktifinin Ulusal Düzeyde Uygulanma Olanakları 4.3.5.1. Yasal Çerçeve

Türkiye‟nin, su yönetimi konusunda AB hedefleri ve gerekliliklerini yerine getirebilmesi için öncelikle, kurumsal ve yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Entegre su yönetimi, herĢeyden önce kurumlar arası iĢbirliğini zorunlu kılmaktadır. Entegre su yönetimi ve SÇD‟nin Türkiye‟de uygulanması konusunda, Hollanda Hükümeti, Türk Hükümeti‟ne destek sağlamıĢtır. Grontmij Consulting Engineers liderliğindeki konsorsiyum, Ocak 2002-Kasım 2003 tarihleri arasında SÇD‟nin Türkiye‟de uygulanması

(36)

21

projesini yürütmüĢtür. Proje, Avrupa Birliği‟ne aday ülkelerin Avrupa Birliği Müktesebatı‟nın uyumlulaĢtırılmasına yönelik olarak ilgili ülkelere destek sağlamanın yanında Hollanda ve destek alan ülke (devlet kurumları) arasında iliĢki kurulmasını amaçlayan MATRA katılım öncesi (Pre-Accession) Programı‟nca desteklenmiĢtir (Grontmij, 2004). Ülkemizde SÇD‟nin uygulanması sürecini baĢlatma hedefini güden MATRA projesinde, SÇD metodolojisi incelenmiĢ ve ilerideki uygulamalar için bir yol haritasının oluĢturulmasına çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada, Türkiye‟nin su yönetimi konusunda yasal ve kurumsal çerçevede AB gereklerini karĢılamasını sağlayacak önemli düzenlemeler ve değiĢikliklere yer verilmiĢtir. Gerekli düzenlemeler için Ģu konular belirlenmiĢtir: 1. Devlet kurumları arasında koordinasyon ve iĢbirliği, 2. Yetki ve sorumlulukların bölge düzeyine aktarımı (Nehir Havza Bölgeleri), 3. Su kütleleri ve kullanıcılarına odaklı entegre su yönetimi yaklaĢımı; 4. Bilgi paylaĢımı ve dağıtımı, 5. Kamuoyu danıĢmanlığı ve paydaĢ katılımı, 6. Ekonomik teĢvik ve önlemler (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

MATRA projesinde belirtildiği üzere, Türk Su mevzuatı ve AB gereklerini karĢılaĢtıran tam bir yasal boĢluk analizi Carlbro tarafından 2001 yılında yapılmıĢtır. AB direktiflerinin Türkiye‟ye nasıl adapte edileceği konusundaki çalıĢmalar sonucunda, yeni bir su yasasının gerekliliği açıkça ortaya konmuĢ ve ġekil 4.3‟de özetlenen bir yasal çerçeve taslağı oluĢturulmuĢtur (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

4.3.5.2. Kurumsal Çerçeve

Türkiye‟de su yönetiminin ana problemlerinden biri, kurumlar arası iĢbirliği ve koordinasyon eksikliğidir. Bu eksikliği gidermek amacı ile MATRA projesinde bir Su Yönetimi Ulusal Platformu‟nun kurulması öngörülmüĢ ve bu platformun Ģu kuruluĢlardan oluĢması öngörülmüĢtür: Devlet Su ĠĢleri (DSĠ), Çevre ve Orman Bakanlığı; Tarım ve Köy Hizmetleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Devlet Planlama TeĢkilatı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ve Ulusal Platformun çalıĢması sırasında belirlenecek diğer devlet kurumları (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

(37)

22

ġekil 4.3. Su Yönetimi Konusunda Yasal Çerçeve Taslağı

4.3.5.3. Bölgesel YaklaĢım ve Türkiye Nehir Havzaları

Etkili bir entegre su yönetiminin uygulanması için gerekli geliĢmelerden bir tanesi de görev ve yetkilerin bölge düzeyine aktarılmasıdır. SÇD, nehir havzalarını teknik olarak, yüzeydeki bütün akıntıların su güzergahındaki belli bir noktadan yüzeysel sular, nehirler ve göller aracılığıyla tek bir nehir ağzı, haliç ya da deltadan denize aktığı bir yüzey alanı olarak tanımlamaktadır. Nehir Havza Bölgesi ise nehir havzaları yönetimi için ana ünite olarak tanımlanan, bir ya da daha fazla komĢu nehir havzasının ilgili yer altı suları ve kıyı suları ile birlikte oluĢturduğu kara ve deniz alanıdır. Bu yüzden nehir havzalarının nehir havza bölgeleri olarak tayin edilmesi çok önemlidir. Çünkü kararların hangi düzeyde verileceği ve entegre su yönetiminin kurumsal yapısı bu tanıma bağlıdır. Grontmij‟e göre, (Grontmij, 2004) halihazırda bölgesel teĢkilatlar varolduğu ve iyi bir Ģekilde çalıĢtıkları için, bölgesel platformlar ya da nehir havza çalıĢma grupları ile çalıĢmalara devam etmenin, kurumlar arasında bölgesel koordinasyon ve iĢbirliği geliĢtirmenin en iyi yolu olacağı düĢünülmektedir. Bu etkili bir bölgesel ve/veya nehir havza bölgesi su yönetimini sağlayacaktır. MATRA projesinde Türkiye‟nin 26 nehir havzası, 6 tane nehir havza bölgesi olarak gruplandırılmıĢtır (ġekil 4.3) (Dalkılıç ve Harmancıoğlu, 2008).

Referanslar

Benzer Belgeler

Does an association between angiotensin I converting enzyme gene polymorphism and the prevalence of diabetic nephropathy in patients with diabetes type II exist. Pol Arch Med

● Gabapentin ve LEV’in nöropatik ağrı üzerine etkileri karşılaştırıldığında; yüksek doz (100 mg⁄kg) gabapentin uygulanan grupta ağrı eşiğinin,

Satış elemanlarının daha önce almış oldukları eğitimlerle, müşterilerle iletişim ve satış becerileri ölçeğinde yer alan değişkenler arasındaki ilişki t testi ile

Aus dem gegebenen Beispielsatz geht hervor, dass die Metapher auch im Türkischen über dieselbe Bedeutung wie im Deutschen verfügt, obwohl die Metaphorisierung

Regüler ve singüler S-L operatörleri için sınır değer problemlerini tanımladık ve bunlar için Sturm karşılaştırma teoremleri, Osilasyon (salınım) teoremi,

Parents who want their students to have an education in better schools ask for high scores from the teachers of the Visual Arts training; again, on the pretext that is a

Yazılan kontrol programında hesaplanan eklem değişkenlerinin değerleri ve uç işlevcinin koordinatları, Matlab’ de yazılan ileri ve ters kinematik döngülerinde elde

While still based on technological progress, the image of the future loses its predictability, becomes more contradictory, loaded with dangers and the threat of a major