• Sonuç bulunamadı

İnkılap tarihimizde Sabahattin Bey:Memleket mukadderatını tayin için bir kongre hazırlanıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnkılap tarihimizde Sabahattin Bey:Memleket mukadderatını tayin için bir kongre hazırlanıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İNKILÂP T A R İ H İ H İ Z D f C g ^

njo^m

t'BeA&oi

Memleket mukadderatını tayin

için bir kongre hazırlanıyor

— 8 —

u mektup Jön Türklerin bilhassa malî durumunu mükemmelen aydınlatmaktadır. Bu fedakârların ne kadar büyük mahrumiyetlere göğüs gerdikleri ve fakat vatan endişesi ve cemiye­ tin hayatını temin gayesile izzeti nefislerini rencide edecek memu­ riyetler kabulüne rıza gösterdik­ leri anlaşılmaktadır. Mektupta

«Necabetlû diye anılan zat, Mısır­ lı Prens Mehmet A li Paşa Halim­ dir. Kongre için onun riyaseti ta­ karrür etmişti. «Mahut» tâbiri el bombasına aittir. Yunus Bekir Be­ yin suikast için İstanbula gönderil­ diği anlatılmak İsteniyor. Mektup­ ta ismi geçen A li Fehmi Bey M ül­ kiye mezunu bir Türktür. Varna da «Muvazene» gazetesini neşredi­ yordu. Evvelce bahsi geçmişti.

Münif Efendi bilâhare vali o- lan Tarsusî Zade A li Münif Bey­ dir, Kendisi o sıralarda Kahirede «H akikat» ve «Y ıld ız » gazeteleri- » i çıkarıyordu. Lâkin Cenevrede bulunan Jön Türklerle görüşmek tizere seyahate çıkacağı bir sırada H ıd iv Abbas H ilm i Paşa uydurma bir dolandırıcılık vesilesiyle ken­ disinin tevkifini emir ve tahtelhıfs İstanbula göndermeğe teşebbüs ttmişti. Jön Türklerin müdahale ve gayretiyle meseleye İngilizler el koymuş ve zavallıyı acı bir a- kıbetten kurtarmışlardır.

Fakat H idiv Abbas Hilmi Paşa­ nın bu yoldaki hareketleri ve Sul­ tan Abdülhamide yaranmak mak- ladiyle gösterdiği faaliyet bu hâ­ diseye münhasır kalmamıştır.

O sıralarda Jön Türkleri ya ikna veya cebir ve şiddet göstermek su­ retiyle ¡İstanbula iadeye çalışmak Abbas Hilmi Paşa için itiyat hali­ ne gelmişti. Buna rağmen Jön Türklerin mali durumları çok fe­ na olduğu halde Abbas H ilm i Pa­ şa yine arzusuna muvaffak ola­ mamıştır. Mahrumiyet içinde çır­ pınan ve birbirleriyle didişen bu inkılâpçılar her türlü teşvik ve vaadlere rağmen mücadelelerine devamdan bir türlü vaz geçirileme inişlerdir. Hattâ Dr. Abdullah Cev- det Bey bile daha sonraları 9 e- kim 1899 tarihinde Avrupadan M ı­ sıra yazdığı bir mektupta:

«Mısırdakilerin perişanlığından ziyade biz burada gazete devanı etsin (1) diye karnımızı doğru dü­ rüst doyuramıyoruz. Bu halde iki ay daha devam etmeğe çalışacağız. İdame için de tarik taharri ediyo­ ruz.» demekte ve zaruret içinde bulunduklarım itiraftan çekinme­ mektedir.

Mektupların münderecatından anlaşılacağı veçhile Kahire merke zi, Cenevre merkezi ile bozuşmuş ve kendisine müstakil bir durum vermek hevesine kapılmıştı. Halbu ki o sıralarda «Jön Türk» lerin en mühim merkezi ve umumi temsil kabiliyeti Cenevrede idi. Ahmet Rıza Bey cemiyetten ayrılmış ad­ dediliyor ve kendisi de cemiyet iş­ lerine alâka göstermekten ziyade «Meşveret» in neşrine hasrı mesai etmiş bulunuyordu. Bu mektupla­ rın bize verdiği kanaatelre göre de Cemiyet efradı arasında umumi bir ittihadın olmaması ve hepsi­ nin mahrumiyet içinde bulunduk­ larının anlaşılmasıdır. Bununla beraber Tunalı Hilmi Bey Bren- dizide bir kongre akdini gaye e- dinmiş bulunduğundan durup din

Mısırdaki İttihat ve Terakki şubesi, kongreye takdim ettiği

bir muhtırada, «Yeni Osmanlılar» adı altında bir cemiyet

kurmak, ve ihtilâle başlangıç olmak üzere, hükümet daire­

lerini dinamitlemek, muzır eşhası öldürtmek tavsiye ediyor

(1) Burada telmih edilen gazete Cenevrede çıkan «OsmanlI» gazete­ sidir.

lenmeden bu maksat etrafında fa­ aliyet gösteriyor ve her tarafa be- yanhameler gönderiyordu.

Kongre davetiyelerine ait beyan namenin bir suretini buraya alıyo­ rum. A y n i zamanda beyanname gönderilen dahildeki adreslerden bazılarını kayıt dahil ve hariçten gelen cevaplardan bir kaçını bu satırlara ilâve ediyorum.

Kongre davetiyelerinin

muhteviyatı

15 Eylül 1899 tarihli daveti • yeler şu esasları ihtiva ediyordu:

1 — Efrenci Teşrinievvel (Ekim) ayının yirminci günü Brindizide «Y en i OsmanlI kongresi» yapıla­ cak ve üç gün sürecektir.

2

Kongreye ancak meslek ve ahlâkları malûm zevat kabul olu­ nacak;

3 — Reisi umumî ve âza intiha­ bı ve nizamname tanzimi yapıla­ cak;

4 — Dâvete icabet veya ademi icabet cevaplarına göre teşebbüs kat’iyet kesbedecek ve gelecek ze­ vata Teşrinievvel ayının altısında telgraf çekilecek;

5 — Dâvetnameyi alacak zeva­ tın behemehal cevap vermeleri lâ­ zımdır.

Dâvetiyeler yalnız hariçte bu- lunan Türklere değil, fakat Türki- yede-bulunan bir çok şahsiyetlere ve o zamanın tanınmış bütün mü­ nevverlerine gönderilmişti. Bun­ lar arasında İsmail Kem al Bey, Recai Zade Ekrem Bey, Amiral Mehmet, K âm il Paşa, Recep Paşa, Sami Paşa Zade Sezai Bey, A m i­ ral Sami, avukat Abdurrahman A d il Bey, Şemsettin Sami Bey, Haşan Fehmi Paşa, Cevdet Paşa, Ebüzziya T evfik Bey, İsmail Safa Bey, Murat Bey, Abdülhak Hâmit Bey, Nazım Paşa, Hüseyin Cahit Bey, T ev fik Paşa, Tevfik Fikret Bey ve daha bir çok kimseler var­ dır.

Fakat Fransız postanesi vasıta- silc giden dâvetiyeler bazı alâka­ darlar tarafından kabul edilmediği için gönderene iade kılınmıştır. Görülüyor ki yukarıda isimleri ge çen kimseler arasında sonradan Avrupaya kaçmış hürriyetseverler de vardır. Bununla beraber bir çoklan tarafından davetnamelerin alındığı da muhakkaktır. Nitekim Suriyeli Antâki Zade Emin Bey 27 Ekim 1899 tarihinde yazdığı bir rhektupta aynen şöyle diyor:

«... Her taraf kongre meselesiyle meşgul görünüyor. Bu hafta bir çok yerlerden uzun ve ümitvar mektuplar aldım. Hep kongreden bahsediyorlar. Bir kaçının mühim parçalarını yazayım:

Îstanbuldan aldıklarımdan birin de: «Brindizide verilecek kongre­ nin yalnız kulaktan kulağa fısıl­ danması bile kalpleri ümidi halâs ile dolduruyor. Gözlerde bedihi bir nuru meserret parlatıyor... Şu gün kongre başlıyor; sözünü bir ga­ zetede gördüğüm anda soluğu Brin­

dizide alacağım.»

Halep ten aldığım bir mektupta: «Ah Brindizi kongresi! Cihanı hür­ riyette bugüne kadar böyle âli, semeredar bir adım atılmadı. L â ­ yiha yazmak, bizzat kongreye git­

mek, bunların hiç birini yapamı- yacağım ... Buradan muhibbi hür riyet zevattan bir kaç kişinin mü cerret bu maksadı mukaddes için Brindiziye gidebileceklerini ümit ediyorum.

Beyruttan aldığım bir mektupta; «Kongre dâvetnamesini aldım. Bu emeli hayra pek sevindim ... Ge­ çen gün Şama gitmiştim. Orada Nâzım Paşa ile görüştüm. Çok şey! Kongreye dair benim kadar ma­ lûmatı var gibi görünüyor.» (1)

«Ittihad ve Terakki Cemiyeti sekizinci Arnavutluk şubesi» nden de bir mektup gelmiştir. Bunda Kongreden memnuniyetle bahse­ dilmekte ve fakat V ali ve kuman­ dan Müşir Kâzım Paşanın müma­ naatı dolayısile kongreye murah­ has göndermek imkânı bulunma­ dığı ileri sürülmektedir.

Bingaziden Ahmet Tahir imza- siyle gelen bir mektupta m uvaffa­ kiyet temenni olunmaktadır.

Anlaşılıyor ki kongre akdi her tarafta memnuniyetle karşılanmış ve alâka uyandırmıştır.

M ısır şubesinin muhtırası

Hariçte mevcut «İttihad ve T e­ rakki» şubeleri de kongreye tak­ dim edilmek üzere birer şıuhtıra hazırlamışlar ve müteşebbislere göndermişlerdir. Fakat bütün bu temenni ve hazırlıklara rağmen toplantı yapılamamış, bütün teşeb büsler akamete uğramıştır. Bunun la beraber bu kongre hazırlıkları ve bunlarla alâkadar hâdiseler üze­ rinde biraz durmak faydalı olacak­ tır. Evvelâ Mısırdaki hazırlıkları gözden geçirelim. Mısır şubesinin oybirliğiyle kabul ve kongreye sun­ duğu dilek sureti şöyledir:

1 — Yalnız neşriyatla bir netice istihsali mümkün olmadığından «Yeni OsmanlIlar» namı altında bir cemiyet tesis eylemek ve ihti­ lâl mukaddeman olmak üzere hü­ kümet dairelerine dinamit attır­ mak, muzır eşhası öldürtmek, ze­ hirlemek, vükelânın evlerini ve arabalarile kendilerini havaya u- çurtmak;

2 — «Y en i Osmanlılar» cemiye­ tinin reis ve âzalarının ihtilâl ta­ raftarı olmaları, heyeti idarenin İs- viçrede ikamet eylemesi ve İstan- bulda bir kuvvei icraiye bulundur­

ması;

3 — «Y en i Osmanlılar» cemiyeti neşriyatının son derece ihtilâlcû- yane olması;

4 — Cemiyetin, resmî ve nim resmi yazılar haricindeki neşriyat­ tan mesul tutulmaması;

5 — Yabancı memleketlerde neş­ redilecek gazetelerin mahallî şube­ ler tarafından idare edilmesi;

6 — Varidatı umumiyeyi yük­ sek göstermek için sermaye mev­ cudunun, ihtiyat akçesi namiyle, yirmi beş bin lira fazlasiyle ilânı;

7 — Her şubenin üç anahtarlı bir kasası bulunması;

8 — «Yen i Osmanlılar Cemiyeti» efradına ve vefatları halinde ev­ lât ve ayallerine madamelhayat maaş tahsisi;

9 — Mahkûmini siyasiyeden ih­ tiyacı bulunanlara yardım olunma­ sı;

10 — Cemiyete hiyanet edenle­ rin öldürülmesi; (Devamı var)

(1) Suriye valisi Nâzım...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mâtürîdî, Seneviyye’nin inancına göre âlemin sonradan zulmet ile nurun karışmasıyla oluştuğunu ve her ikisi ayrı iken “âlem” diye anılmadıkları

sensorineural hearing loss is presented. A heterogeneous solid mass destructing left mastoid bone and narrowing the external auditory meatus was found in the CT

Cumhuriyet Gazetesi'nin kurucusu Yunus Nadi'nin oğlu Nadir Nadi'nin eşi olan Berin Nadi, dün gece saat 23.05'te uzun süredir rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü

Gelecek ayın başında sabah gökyü- züne geçecek ve Ekim ayından iti- baren gündoğumundan önce doğu- güneydoğu yönünde görülebilecek.. Jüpiter ayın başlarında, hava

Eğer yıldızın etrafında dolanan bir gezegen varsa ve gezegen yörünge hareketi sırasında Dünya ile kendi yıldızının arasından geçiyorsa belirli aralıklarla

Belli bir ivmeye ulaşmak için gereken ilk enerji bir sorun, ancak o ivmeyi yolculuk boyunca sabit tutmaya yetecek kadar enerjiyi depolamak daha büyük bir sorun.. Öyle görünüyor

Tuğrul Acar törende yaptığı konuşmada, her geçen gün azalan yeşil ve mavinin korun­ masına daha çok özen göste­ rilmesini isteyerek “Cevat Şa­. kir bunun

Şim­ diye kadar kulakları yalnız on kişi­ nin sesine alışmış bulunan öğretmen, otuz beş çocuğun hep birden çıkara­ cağı sesin şu küçük odaya