• Sonuç bulunamadı

Türk kadınlığı için çağdaş bir adım: Kadın gazetesi (1947-1951)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk kadınlığı için çağdaş bir adım: Kadın gazetesi (1947-1951)"

Copied!
199
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANABĠLĠM DALI

ATATÜRK ĠLKELERĠ VE ĠNKILÂP TARĠHĠ BĠLĠM DALI

TÜRK KADINLIĞI ĠÇĠN ÇAĞDAġ BĠR

ADIM: KADIN GAZETESĠ (1947 - 1951)

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Doç. Dr. YaĢar SEMĠZ

Hazırlayan

Birsen ÜNAL

084202051008

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü

Müdürlüğü

Öğr

enc

ini

n Adı Soyadı Birsen ÜNAL Numarası 084202051008

Ana Bilim /

Bilim Dalı Tarih / Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi

Danışmanı Doç. Dr. Yaşar SEMİZ

Tezin Adı Türk Kadınlığı İçin Çağdaş Bir Adım: Kadın Gazetesi

(1947 – 1951)

ÖZET

Sosyal ve Siyasi bir gazete olarak yayın hayatına başlayan Kadın Gazetesi, bizim araştırma konumuzdur. 1947 – 1979 yılları arasında Türk kadınlığına 33 yıl hizmet vermiştir.

Çağdaşlaşma yolundaki Türkiye’de çağdaş yaşamı evlerimize getiren bir gazete olması dolayısıyla Kadın Gazetesi bütün içeriği ile incelenmiştir. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Konumuza ışık tutması açısından birinci bölümde Osmanlı’nın Son Dönemi ve Cumhuriyet Döneminde kadının toplum hayatındaki yerine ve meslek hayatındaki durumuna genel olarak değinilmiştir. İkinci bölümde gazetenin kuruluşu, amacı, kimlik ve ücret bilgileri, teknik yönü ve yazı kadrosunu incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise gazetenin yayın politikası ve içerik bilgileri incelenmiştir. İçerik olarak, gazetede yer alan her konu başlığına yer verilmiştir. Sosyal hayat, tarih, spor gibi konular ayrı başlıklar altında değerlendirilmiştir.

Türkiye Devleti’nin genç ve dinamik yapısına uygun girişimleri, iç ve dış etkenlerin şartlarından dolayı farklılık göstermiştir. Bunlar, ya istenilen şekilde yapılabilmiş ya da aksayabilmiştir. Kadın Gazetesi, Atatürk’ün çağdaşlaşma yolunda açtığı yolda karşılaşılan bu zorlukları aşmak ve bunu kadınlık gözüyle yapmak için kurulmuştur. Kadınların neyi, nasıl ve niçin yapması gerektiği konusunda kadın okurlar bilgilendirilmiştir. Hayır işleri, moda, yemek, cilt bakımı, pratik bilgiler, sağlık gibi konular gazeteyi içerik olarak zenginleştiren diğer konular olmuştur.

Biz bu çalışmamızda Kadın Gazetesi’nin, sessiz çoğunluk olan kadınların çağdaşlaşma yolunda nasıl sesi olduğunu incelemiş bulunmaktayız.

(3)

Öğr

enc

ini

n Adı Soyadı Birsen ÜNAL Numarası 084202051008

Ana Bilim /

Bilim Dalı Tarih / Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi

Danışmanı Doç. Dr. Yaşar SEMİZ

Tezin İngilizce Adı A Contemporary Step For Turkish Feminity: The Woman Newspaper ( 1947 – 1951)

SUMMARY

The Woman Newspaper, which starts to its broadcast life as a social and political newspaper, is our research topic. It had served for thirty-three years in 1947-1979.

The Woman Newspaper has been investigated with its all content because of being a newspaper in the modernization way in Turkey, which brings modern life to our houses. This study consists of three parts. In the terms of illuminating our topic, in the first part, the last period of Ottoman and the woman’s place in the community life in the Republic period and the situation in the profession life have been mentioned. In the second part, the newspaper’s organization, aim, identity, and pay information, technical aspect and editorial staff have been investigated. In the third part, the newspaper’s broadcast policy and content information have been examined. As the content, each subject title, which is taken place in the newspaper, has been given place. The social life, history, sport have been evaluated under the different headings.

The enterprises, which are suitable for the young and the dynamic structure of Turkey, have been done as wished or have been hindered. The Woman Newspaper has been established for overcoming these encountered difficulties in the way of modernization; which Ataturk opened, and for doing this by the aspect of womanhood. The woman readers have been informed in the topics of what they should do, how they should do, why they should. The topics; such as, charitable works, fashion, food, skin care, practical knowledge and health have been the other topics enriching the newspaper as the content.

In this study, we have examined how the Woman Newspaper has been the voice of women, which are the silent majority in the way of modernization.

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(4)

1

ĠÇĠNDEKĠLER

GĠRĠġ ... 5

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ... 6

OSMANLI’NIN SON DÖNEMĠ VE CUMHURĠYET DÖNEMĠNDE KADIN .. 6

I. OSMANLI DEVLETĠ’NĠN SON DÖNEMĠNDE KADIN ... 6

A. KADINLARIN TOPLUMDAKİ YERİ ... 6

B. KADINLARIN MESLEK HAYATINDAKİ YERİ ... 9

C. KADINLAR İÇİN ÇIKARILAN MECMUALAR ... 12

1. Terakki ... 12

2. Terakki-i Muhadderat ... 12

3. Kevkeb-i Şark ... 13

4. Vakit ya da Mürebbi-i Muhadderat ... 13

5. Ayine ... 13 6. Aile ... 13 7. İnsaniyet ... 13 8. Hanımlar ... 14 9. Şükûfezar ... 14 10. Mürüvvet ... 14 11. Parça Bohçası ... 15

12. Hanımlara Mahsus Gazete ... 15

13. Hanımlara Mahsus Malumat ... 16

14. Takvim-i Nisa ... 16 15. Âlem-i Nisvan ... 16 16. Demet ... 16 17. Metin ... 16 18. Mehasin ... 17 19. Kadın ... 17 20. Musavver Kadın ... 18 21. Hanımlar Âlemi ... 18 22. Kadınlar Dünyası ... 18 23. Erkekler Dünyası ... 19 24. Seyyale ... 20 25. Kadın Âlemi ... 20 26. Siyanet ... 20 27. Kadınlık Hayatı ... 21 28. Kadınlık ... 21

29. Bilgi Yurdu Işığı ... 21

(5)

2 31. Türk Kadını ... 22 32. İnci ... 22 33. Kadınlar Saltanatı ... 23 34. Hanım ... 23 35. Diğerleri ... 23

II. CUMHURĠYET DÖNEMĠ’NDE KADIN ... 24

A. KADINLARIN TOPLUMDAKİ YERİ ... 24

B. KADINLARIN MESLEK HAYATINDAKİ YERİ ... 28

C. KADINLAR İÇİN ÇIKARILAN MECMUALAR ... 31

1. Ev Hocası ... 31 2. Süs ... 31 3. Yıldız ... 32 4. Resimli Ay ... 32 5. Kadın Yolu ... 32 6. Kadın Yazıları ... 32 7. Çiçek ... 33 8. Yeni Kitap ... 33 9. Cumhuriyet Kadını ... 33 10. Model ... 33 11. Moda Albümü ... 34 12. Ev- İş ... 34 13. Ev- Kadın ... 34 14. Aile ... 34 15. Diğerleri ... 34 ĠKĠNCĠ BÖLÜM ... 37

KADIN GAZETESĠNĠN TEMELLERĠ ... 37

I. KADIN GAZETESĠ’NĠN KURULUġU VE AMACI... 37

A. KURULUŞU ... 37

B. AMACI ... 37

II. KADIN GAZETESĠ’NĠN KĠMLĠK BĠLGĠLERĠ ... 39

A. GAZETENİN İSMİ ... 39

B. GAZETENİN SAHİBİ ... 40

C. YAZI KADROSU ... 41

1. Baş Yazarlar ve Bazı Yazarlar ... 41

a. İffet Halim Oruz ... 41

b. Münevver Ayaşlı ... 42

c. Halide Nusret Zorlutuna ... 42

d. Hasene Ilgaz ... 43

e. Perihan Çambel ... 43

(6)

3

g. Melahat Özgü ... 45

h. Cahit Uçuk (Cahide Üçok) ... 45

ı. Aziz Haydar Omur ... 46

i. Şükûfe Nihal Başar ... 46

j. Mualla Anıl ... 47

k. Afet İnan ... 47

l. Makbule Diblan ... 48

m. Süreyya Ağaoğlu ... 48

2. Diğer Yazarlar ve Misafir Yazarlar ... 49

D. ÜCRET BİLGİLERİ VE ABONELİK SİSTEMİ ... 52

E. BASIM YERİ VE İDAREHANESİ ... 54

F. TİRAJI VE GELİR KAYNAKLARI ... 55

G. TEKNİK YÖNÜ ... 56

1. Sayfa ve Sütun Düzeni ... 56

2. Sayfa Düzenlemesi ... 57

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 61

KADIN GAZETESĠ’NĠN YAYIN POLĠTĠKASI VE ĠÇERĠĞĠ ... 61

I. YAYIN POLĠTĠKASI ... 61

II. ĠÇERĠĞĠ ... 62

A. İÇ HABERLER ... 62

1. Sosyal Hayat ve Kadın Gazetesi ... 62

a. Sosyal Yardımlaşma ve Dernekler ... 65

b. Çalışma Hayatında Kadın ... 67

c. Modernleşmede Yapılan Hatalar ... 71

d. Çocuklar İçin Yapılan Girişimler ... 72

e. Yurt Yazıları ... 74

f. Göçmen Meselesi ... 77

g. Köylerimiz ve Köylü Kadın ... 78

h. Sosyal Faaliyetler ... 80

ı. Anket Çalışmaları ... 83

2. Yazı Dizileri ... 84

3. Siyasi Hayat ve Kadın Gazetesi ... 92

a. Sovyet Delegesinin Demecine Tepki ... 94

b. Kıbrıs Meselesine Bakışı ... 95

c. Pakistan’la İlişkiler ... 96

d. Seçimlerde Kadın Faaliyetleri ... 98

e. Af Kanunu ve İşsizlik Meselesi ... 102

f. Kore’ye Yardım Meselesi ... 103

4. Ekonomi ve Kadın Gazetesi ... 104

5. Sağlık ve Kadın Gazetesi ... 110

(7)

4

7. Çocuk, Gençlik ve Kadın Gazetesi ... 121

8. Eğitim ve Kadın Gazetesi ... 124

9. Tarih ve Kadın Gazetesi ... 128

10. Din ve Kadın Gazetesi ... 133

11. Moda, Ev İdaresi ve Kadın Gazetesi ... 137

12. Kültür- Sanat ve Kadın Gazetesi ... 140

13. Spor ve Kadın Gazetesi ... 143

14. Reklam- İlan ve Kadın Gazetesi ... 146

B. DIŞ HABERLER ... 148

1. Dünyadaki Gelişmeler ... 148

2. Dünyadaki Gelişmelerin Türk Kadınına Tesiri ... 151

DEĞERLENDĠRME ve SONUÇ ... 153

EKLER ... 158

(8)

5

GĠRĠġ

Ülkemizde kadının siyasi, sosyal ve kültürel hayattaki yeri sürekli tartışılan ve güncelliğini koruyan bir konu olmuştur. Kadınlar çeşitli yollar ile sahip olması gereken haklarını, hayattaki yerlerini elde edebilmeye çalışmışlardır. Bu yollardan biri de basın yayın yolu ile seslerini duyurabilmektir. Bu bağlamda Kadın Gazetesi, Türk kadınının siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayattaki yeri açısından üzerinde durulması gereken önemli bir basın yayın organıdır.

Modern hayatta her işte, her yerde olan sadece erkekler değildir. Kadınlar da pek çok yerde erkeklerin yanında yer alabilmektedir. Ülkemizde inkılâplarla kadın erkek hakları paylaştırılmıştır. Ancak kadınlar, yüzyıllar boyu toplumsal ve siyasi yaşamda geri planda tutuldukları için bekledikleri, istedikleri sürece hızla ayak uyduramamışlardır. Kadın Gazetesi bu süreci hızlandıran bir etken olmuştur.

1947’li yılların öncesinde ve sonrasında kadınlar için çıkartılan dergi ve gazetelerde kadınlara ve onların davalarına ışık tutulmaya çalışılmıştır. Ancak bu yayınların erkekler tarafından kurulmuş ve yönetiliyor olması, bazı yazarları kadın olsa da kadınlar âlemine belli çerçevelerde yaklaşmalarına neden olmuştur. Kadına bakış açıları kadınların tam olarak istedikleri nitelikte olamamıştır. Bu noktada Kadın Gazetesi’nin en önemli özelliği, kadınlar tarafından çıkartılmış olan ilk gazete olmasıdır. Sahibi kadındır ve yazar kadrosu tamamen kadınlardan oluşturulmuştur. Bu özelliğiyle yayın hayatına başlayan Kadın Gazetesi 33 yıl gibi uzun bir süre bu misyonunu devam ettirmiştir. Bu gazetede kadınların penceresine kadın gözüyle bakılmıştır. Kadınların ruhuna inilebilmiştir ve kadınların her tür ihtiyacına cevap verilebilmiştir. Bu nedenle 1979 yılında yayın hayatının sona ermesi kadınların siyasi ve sosyal davalarının yürütülmesi adına bir sekte oluşturmuştur.

Biz bu önemli gazetenin hangi şartlar ve koşullarda yayın hayatına başladığını inceleme adına kuruluş yılı olan 1947 ile 1951 yılları arasını ele almış ve Türk kadınlığına hizmet etme davasını nasıl işlediğini incelemiş bulunmaktayız.

(9)

6

BİRİNCİ BÖLÜM

OSMANLI’NIN SON DÖNEMİ VE CUMHURİYET

DÖNEMİNDE KADIN

I. OSMANLI DEVLETİ’NİN SON DÖNEMİNDE KADIN

A. KADINLARIN TOPLUMDAKĠ YERĠ

Klasik dönem Osmanlı toplum yapısında; Kadının ve erkeğin evleri dışında aynı yerlerde yaşayamaması, kadının sokağa belli zamanlarda çıkabilmesi, toplu kullanılan yerlerin erkeklere ait olması1

, kızların eğitimden genel olarak yoksun olması, kadınların komşuluklar sayesinde eğlence ve gezinti yapabilmeleri, çok kadınla evlilik ve boşanma hakkının erkekte olması gibi toplumsal yaşam şekli 19. yüzyılda büyük bir değişime uğramıştır. Osmanlı Devleti’nde ülkenin geri kalmışlığıyla kadının geri kalmışlığı arasında kurulan paralellik ve bunu giderme çabaları kadını yeniden biçimlendirmiş, görevlerini yeniden belirlemişti2

. Teknolojinin ilerlemesi, batının yaşam şeklinin yakından takip edilmesi, dergi, gazete gibi kitle iletişim araçlarının yayınlanması ve bu sayede her türlü bilginin daha hızlı toplum içinde yayılması, posta ve telgraf gibi haberleşme araçlarının insanların birbiriyle ilişki kurmasını sağlaması bu yüzyılda toplumsal yapının hızla gelişmesinde önemli etkenler olmuşlardır.

Gelişen Osmanlı toplum yapısında kadın- erkek ilişkileri kayda değer bir şekilde değişmiştir. Kadının anne olması, eş olması gibi değerlerinin yanında sahip olduğu ve bu döneme kadar gizli kalan yüksek değerleri gün yüzüne çıkarılmaya başlanmıştır. Artık kadın toplum içinde pasif olan rolünü aktif bir şekilde oynamaya

1

Örneğin; Gülhane Parkı’nın açılış gününde kadınlar ve erkekler bir arada bulunmuşlar. Bu durum Harbiye Nazırının hoşuna gitmemiş ve kadınların parka girmesi yasaklanıştır. Bu karara karşı gelinmesi üzerine kadınların parkta dolaşabilmeleri için ayrı günler belirlenmiştir. Bkz. A.Afet İnan, Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1975, s. 98.

2 Zehra Toska, ‘Cumhuriyet’in Kadın İdeali: Eşiği Aşanlar ve Aşamayanlar’, 75 Yılda

Kadınlar ve Erkekler, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul

(10)

7

başlayacaktır. Bunu sağlayabilmek için önce kadının eğitim mevzusu ele alınmıştır. Kadınların okuma yazma oranının düşük olması onların yapmak istedikleri girişimlerde yetersiz kalmalarına sebep olmuştur. 19. yüzyıl, kadınların eğitimi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Önceleri özel derslerle alınabilen eğitim (ki bunu zengin ailelerin kızları yapabilmektedir) 1913 yılında ilk defa kızların da gidebildiği liselerin kurulması3

ile orta öğretim her genç kız için mümkün hale gelmiştir. Hatta 1915 yılında kızlar için İnas Darülfünunu4

adında üniversite şubesi de açılmıştır. 1918 yılından itibaren ise kızların ve erkeklerin bir arada eğitim alabilmeleri uygun görülmüştür.

Kızlar, bu dönemde eğitimden yararlanmaları sayesinde yabancı dil öğreniminden de faydalanmışlardır. Birçok dil öğrenimi verilmekle birlikte kızlar en çok Fransızca dil öğrenimini tercih etmişlerdir. Avrupa modasına göre kılık kıyafet düzenlenmeye başlanmıştır. Tesettürün Avrupa modasına benzetilerek uygulanabileceği görüşü doğrultusunda İslami yapı bozulmadan moda yakından takip edilmiştir5. (Ancak İslami yapı ve moda dengesinin korunamadığı pek çok zaman da olmuştur.) Daha sonraları modayı takip etmek adına kılık kıyafette yapılan değişiklikler erkekler tarafından tepkiyle karşılansa da kadınlar yaptıkları şeylerin ve girişimlerinin haklılıklarını savunmuşlar ve bu doğrultuda mücadele etmişlerdir6

.

Kadınların okuma - yazma oranının artması kadınların haklarını savunmalarında etkili olmuştur. Bu dönemde batıdaki kadın hareketleri örnek alınarak kadınlar sahip olmaları gereken hakları için mücadeleye girmişlerdir. Bunu

3 Burhan Göksel, Çağlar Boyunca Türk Kadını ve Atatürk, Kültür Bakanlığı Yayınları,

Ankara 1993, s. 137.

4 Ayrıntılı bilgi için bkz. Türker Alkan, Kadın- Erkek Eşitsizliği Sorunu, Ankara

Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara 1981, s. 14; İnan, s. 95- 96.

5 Leyla Kaplan, Cemiyetlerde ve Siyasi Teşkilatlarda Türk Kadını(1908- 1960), Atatürk

Araştırma Merkezi, Ankara 1998, s. 24.

6 Bernard Caporal, Kemalizmde ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını, Türkiye İş Bankası

(11)

8

en etkili bir şekilde; kadınlar için açılan dergi ve gazeteler7

, yine kadınlar tarafından kurulan cemiyet ve dernekler8 aracılığı ile gerçekleştirmişlerdir. Şunu belirtmek gerekir ki bu dergi, gazete, cemiyet ve dernekler sadece kadınların kendi hakları için mücadele etmemişlerdir. Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu buhrandan kurtulması için de faaliyet göstermişlerdir. Basın yayın organları ve dernekleri Türk kadınlarını bilinçlendirme ve onları harekete geçirme aracı olarak kullanılmışlardır. Ayrıca yine Milli Mücadele döneminde düşmanların yaptıkları işgallere tepki göstermek ve kadınların Milli Mücadeleye katılmasını teşvik etmek için bu basın yayın organlarının çalışmaları ile mitingler düzenlenilmiştir9

. Bu sayede cephede savaşan erkeklere cephe gerisindeki hizmet kadınlardan gelmiştir. Hemşirelik, silah taşıma, giysi dikme, yiyecek hazırlama gibi önemli geri hizmetlerini kadınlarımız üstlenmiştir. Savaş sırasında üzerinde onu sıcak tutacak giysi olmadan cephane taşıyan kadına Ali Fuat (Cebesoy) Paşa: ‘‘üşümüyor musun Bacı? Hava soğuk

arkana bir şey al’’ şeklindeki konuşmasına köylü kadınımız şöyle cevap vermiştir: ‘‘Aman Paşam, düşman toprağımıza ayak bastığından beri yanıyorum, ne

üşümesi…10’’ işte bunlar gibi nice isimsiz kadın kahramanımız bu vatan toprakları

için gönülden mücadele etmiş ve Milli mücadelemizin zaferle sonuçlanmasında etkili olmuşlardır.

Meşrutiyet dönemiyle birlikte kadınlarımız kanun önünde haklarını elde etmeye başlamışlardır. 1917 yılında İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak ‘‘aile hukuku kararnamesi’’ ile kadınlar bazı durumlarda boşanma hakkını elde edeceklerdi. Ancak bu kararname 1918 yılında kaldırılmıştır11

.

7 Osmanlı’nın son döneminde yayımlanan dergi ve gazeteler hakkında özet bilgi

araştırmamızın ‘Osmanlı Son Dönem’inde Kadınlar İçin Çıkarılan Mecmualar’ bölümünde vardır.

8

Ayrıntılı bilgi için bkz. Kaplan, s. 38- 43, 87- 90, 113- 133; Müjgan Cunbur, ‘Milli

Mücadelede Kadın Dernekleri’, Milli Mücadelede Türk Kadınları, Feryal Matbaacılık,

Ankara 1983, s. 33- 44.

9 Ayrıntılı bilgi için bkz. İnan, s.104- 120. 10

Nevin Korucuoğlu, ‘Kurtuluş Savaşındaki Kadın Kahramanlarımız’, Milli Kültür, S. 78, Kasım 1990, s. 53.

(12)

9

Osmanlı Devletinde kurulan kadın teşekkülleri kadınların bütün haklarını elde etmelerinde sosyalleşip ilmi, edebi, siyasi, ekonomik hayata girmelerinde tam olarak istenen neticeyi verememişlerdir. Bu konuda İffet Halim’in ‘‘Meşrutiyetten

sonra bile, Türk seciyesinin en yüksek bir varlığı olan, hamiyet duygusuyla kucaklanan hayır cemiyetleri ayrılırsa, diğer içtimai kadın teşekkülleri uzun

seneler, bizde atılan diğer adımlar gibi, sendeleme vaziyeti geçirmiştir’’ 12sözü

manidardır. Ancak şunu da söylemek gerekir ki bu sendeleme halinde atılan adımlar Türkiye Cumhuriyeti’nin hızla ilerlemesi ve çağdaşlaşmasında temeli nitelikte olacaktır.

B. KADINLARIN MESLEK HAYATINDAKĠ YERĠ

Tarihsel sürece bakıldığında Türk kadını ekonomik hayata aktif bir şekilde katılmıştır. Bu, ya tarlada çalışarak, ya işyeri çalıştırarak, ya eşine işinde yardım ederek, ya da evinin bakımını yaparak olmuştur. Bunlara daha başkalarını da eklemek mümkündür. Osmanlı Devleti’nde kırsal alanda yaşayan kadınlar daha özgür ve hâkim güce sahipken kentlerde yaşayan kadınlar toplumdan çalışma hayatından soyutlanmış ve ‘evinin kadını’ sıfatına büründürülmüştür13

. Genel olarak kadının geleneksel yapıdaki temel ekonomik görevi, evinin ve ailesinin bakımı olmuştur. Bu geleneksel yapıdan dolayı kızların okutulmaması meselesi ortaya çıkmıştır. Bu durum da kadının yüksek görevlerde bulunmasının önüne geçmiştir. Bu nedenle kadınlar genel olarak okuma yazma bilmez bir halde yaşam mücadelesinde yerlerini almışlardır.

Osmanlı Devletinde çalışma hayatı erkeklerin hâkimiyetinde idi. Kadın eşine yardımcı olabilecekse onun yanında çalışabilmiştir. Anadolu’da dokuma, halıcılık gibi çeşitli zanaat dallarında kadınlar çalışmıştır. Bunun dışında kadınlar aile geçimine evinde yaptığı tutumlu harcamaları ile katkıda bulunabilmiştir. Yüzyıllar içinde bu durumun istisnaları da yaşanmıştır. Ticarethanesi olan

12 İffet Halim, Yeni Türkiye’de Kadın, Ankara 1933, s.13.

13 Bihrettin Vural Dinçkol, ‘Kadının Hukuksal Statüsünün Tarihsel Gelişimi’, 20. Yüzyılın

Sonunda Kadınlar ve Gelecek Konferansı Bildirileri, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi

(13)

10

kadınlardan köle ticareti yapan kadınlara kadar çeşitli alanlarda çalışan kadınlar da mevcut olmuştur14

.

Osmanlı devletinin son döneminde içinde bulunduğu kötü durum ve girdiği savaşlar ekonomik yapısını iyiden iyiye sarsmıştır. Erkeklerin savaşa gitmeleri ve çoğunun geri dönememesi çalışma hayatını büyük ölçüde alt üst etmiştir. İffet Halim bu durumu şu cümleleriyle ifade etmiştir:

‘‘Cepheleri dolduran insanlar arkalarında fabrikalar, ticaret evleri, tarlalar ve sokak süpürücülüğüne varıncaya kadar başlı başına bir âlemi bomboş bırakmışlardı, ayrıca aile de başını kaybetmiş bulunuyordu. Daha sonra geride cepheyi takviye için lüzumu olan makine de hızını eksiltmişti. Kadın bu vaziyeti

dolduracak yeni bir unsurdu…’’15

Savaşların, özellikle de I. Dünya savaşının

tesiriyle boşalan memuriyet ve iş alanlarını kadınlar doldurmaya başlamıştır.

Kadınlar cephe gerisinde, idari kurumlarda, evinde, köyünde aktif bir çalışma hayatına girmişlerdir16

. İdari kurumlarda ilk memuriyet açığı posta teşkilatında yaşanmıştır17

. Bunun içindir ki ilk kadın memur alımları buraya yapılmıştır. İlk kadın memurlarımızın fotoğrafı Kadın Gazetesinin 1 Mart 1948 tarihli sayısında resmedilmiştir. 1914 yılında ilk defa telefon idarehanesinde memur olmaya hak kazanan kadınlarımız şunlardır: Hamiyet Derviş, Bedia Şekip, Mediha Enver, Refika Mustafa, Bedra Osman, Semiha Hikmet, Nezihe Mustafa, Msr. Minter.

Bundan sonra telgrafa, maliyeye memur ihtiyacı yine kadınlardan sağlanmıştır. Kadınlar sadece buralarda değil fabrikalardan atölyeye, yol yapımından temizlik işçiliğine kadar her alanda istihdam edilmişlerdir. İşverenler artık kadın çalışanı daha fazla bünyelerine almaya başlamışlardır. Çünkü kadınların erkeklerle aynı sebeplerden dolayı işe ihtiyaç duymalarının yanında daha farklı 14 Caporal, s. 135. 15 Halim, s. 45. 16 İnan, s. 98. 17 Caporal, s. 140.

(14)

11

sebeplerden dolayı da işe ihtiyaçları olduğundan işverenler onların işçi hareketlerine katılmayacaklarına inanmışlardır18. Kadınlar, kendileri için açılan kurslarla aldıkları eğitimin ardından geçimlerini sağlayacak işler de yapmışlardır. Dokuduklarını ya da ördükleri yünlerini satarak işportacılık yapanlardan, konfeksiyon atölyelerinde çalışanlara kadar aldıkları eğitimle iş yapan kadınlar da vardır. Bu kursları, açılan kadın dernekleri tertip etmiştir. Örneğin; Kadın dergilerinden biri olan Bilgi Yurdu Işığı dergisi Bilgi Yurdu Derneği çatısında kadınlara biçki dikiş kursları vermişlerdir19

.

Kadınların öğrenim düzeylerinin artması ile kadınlar, daha çok öğretmen olarak meslek hayatında yer almışlardır. Osmanlı Devletinin son döneminde de yönetimde kadınların öğretmen olarak çalışmaları tercih edilmiştir. Bazı ilkokulların ve hatta liselerin müdürlüklerine kadınlar getirilmiştir. Kadın müfettişler dahi atanmıştır20

. Kadınları edebiyatçı, şair, yazar, gazeteci, doktor, ressam vs. olarak da bu dönemde görmekteyiz. Örneğin Şair olarak Nigar-ı Binti Osman, Yaşar Nezihe Bükülmez, yazar olarak Afet İnan, edebiyatçı olarak Halide Edip Adıvar, gazeteci olarak Fatma Aliye, Hayriye Hanım dönemin ünlü kadınlarıdır. Kadınlık hareketlerinin de etkili olması ile kadınlar, toplum içerisinde olmaları gereken konuma gelmeye başlamışlardır. Yeterli düzeyde olmasa dahi gelecek yüzyıl ve Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal yaşamı için önemli adımlar atılmıştır.

Mehmet Ali Gürol’un şu sözleri kadınların meslek hayatlarına ilişkin durumunu özetlemektedir:

‘‘Tarihi dokümanlarda mevcut kayıtlardan elde edilen verilerin ışığında değerlendirildiğinde, Osmanlı’nın ekonomik yaşamında kadının, belli sektörlerde diğerlerine oranla ağırlıklı olmak kaydıyla, gerek çalışma yaşamında, gerekse

18 Ahmet Makal, Osmanlı İmparatorluğu’nda Çalışma İlişkileri: 1850- 1920 Türkiye

Çalışma İlişkileri, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara 1997, s. 196, 197.

19

Şefika Kurnaz, Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını(1839- 1923), T.C Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları, Ankara 1991, s. 92.

(15)

12

kendi kendisinin işvereni olarak bir girişimci niteliğinde üstlendiği- ve üstlenmeye çaba gösterdiği- rolün, biline gelenin, tahmin edilenin çok üzerinde olduğu

anlaşılmaktadır’’21

.

C. KADINLAR ĠÇĠN ÇIKARILAN MECMUALAR 1. Terakki

1868 yılında yayın hayatına başlayan gazetedir. Haftada bir kadınlara mahsus sayı çıkarılmıştır22

. Sahibi Ali Raşit ve Filip Efendi’dir23. Kadın mektuplarına yer verilmiştir. Bu mektuplar kadınların kendi sorunlarını gündeme getirmeleri açısından önemlidir. Bu mektuplarda okuma yazma bilmeyen kadınlar dahi başkasına yazdırarak sorunlarını kaleme alabilmişlerdir. Erkeklerle aynı parayı ödemelerine rağmen vapurda kadınlara ayrılan yerin kötülüğünü dile getiren kadınlardan, çok kadınla evliliği sorgulayan kadınlara kadar her türlü mesele gündeme getirilmiştir.

2. Terakki-i Muhadderat

Terakki gazetesi tarafından 1869 yılında yayınlanan dergidir. 48 sayıdan oluşmuştur. Dönemi ve kadının konumunu eleştiren çoğu başlıksız mektuplara yer verilmiştir. Mektuplar rumuz isimlerle gönderilmiş ya da ‘Bir Hanım’ adıyla gönderilmiştir. Mektupların çoğu eğitimin kadınlar için gerekliliği ile ilgilidir. Dergide ayrıca batıda yaşanan feminist hareketler hakkında da bilgi verilmiştir24

.

21 Mehmet Ali Gürol, Türkiye’de Kadın Girişimci ve Küçük İşletmesi: Fırsatlar, Sorunlar,

Beklentiler ve Öneriler, Atılım Üniversitesi Yayını, Ankara 2000, s. 257.

22 Enver Behnan Şapolyo, Türk Gazeteciliği Tarihi: Her Yönüyle Basın, Güven Matbaası,

Ankara 1971, s. 152.

23 Hatice Özen, ‘Tarihsel Süreç İçinde Türk Kadın Gazete ve Dergileri(1868- 1990)’,

(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1990, s. 15.

(16)

13

3. Kevkeb-i ġark

1869 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Kadınlara mahsus olarak çıkmıştır. Renkli kâğıtlara basılmıştır25.

4. Vakit ya da Mürebbi-i Muhadderat

1875 yılında yayın hayatına başlayan dergidir. Sahibi Filip, İmtiyaz sahibi vekili Lütfü’dür. Haftada bir yayınlanmaktadır26

. 8 sayı çıkmıştır. Gazetenin yayın ilkesi ‘‘Kadınlığa nafi şeylerden bahseder’’ ibaresiyle açıklanmıştır. Evlilikte ilişkiler, çocuk terbiyesi gibi konular işlenmiştir27

.

5. Ayine

1875 yılında çıkarılan dergidir. Sahibi Mustafa, imtiyaz sahibi vekili Mahmud Hamdi’dir. 30 sayı çıkmıştır. Hedef kitle kadınlar ve çocuklardır. Eşlerin tutum ve görevleri, çocuk terbiyesi ve sağlığı gibi konular işlenmiştir.

6. Aile

1880’de çıkarılan dergidir. Sahibi Mihran’dır28

. ‘‘Aileye, yani kadınlara

çocuklara ve ev işlerine müteallik mebahis-i mütenevviayı cami mecmuadır’’

ibaresiyle yayınlanmıştır. Kadınları pek çok konuda bilgilendirmeye çalışmıştır.29

7. Ġnsaniyet

1883 yılında kadınlar için çıkarılan aylık dergidir. Sahibi Mahmud Celaleddin’dir. 2 sayısı bulunmaktadır. Kadın haklarını korumak ve onlara saygı gösterilmesini sağlamaya yönelik yazılar yayınlanıştır30

. 25 Şapolyo, s. 152. 26 Kurnaz, s. 40. 27 Çakır, s.25. 28 Kurnaz, s. 43. 29 Çakır, s. 25. 30 Kurnaz, s.40

(17)

14

8. Hanımlar

1883 yılında aylık çıkarılan dergidir. Dergide ev idaresi, edebi yazılar, tarih, takvim sistemleri gibi bilgiler yanında yabancı dil öğrenmenin kadın için önemine dikkat çekilmiştir. Bu dergide kadınlar tarafından gönderilen mektup sayılarında artış olmuş hatta yaşlı kadınlar dahi ‘Bir Kocakarı’ adıyla mektuplar göndermişlerdir31

.

9. ġükûfezar

1883 yılında 15 günde bir yayınlanmaya başlayan dergidir. İmtiyaz sahibi Arife Hanım’dır. Türk basınında kadın olarak ilk dergi sahibi Arife Hanım’dır. İnsanların yükselmelerine hizmet etmek hususunda erkekle kadın arasında fark bulunmadığını belirterek sözlerini şöyle devam etmiştir:

‘‘Biz ki, saçı uzun, aklı kısa diye erkeklerin hande-i istihzalarına hedef olmuş bir taifeyiz. Bunun aksini ispat etmeye çalışacağız. Erkekliği kadınlığa, kadınlığı erkekliğe tercih etmeyerek çalışma ve iş görme yolunda sebatla

adımlarımızı atacağız…’’32

Bu derginin yazı kadrosu tamamen kadınlardan oluşmuştur. Fatma Nevber, Fatma Nigar, Münire gibi yazarları görmekteyiz.

10. Mürüvvet

1888 yılında yayınlanmaya başlayan dergidir. Sahibi Mehmed Ziyaeddin’dir. Yazıları edebiyat, haftalık politika haberleri, terbiye ve ahlak gibi konu başlılarına ayırarak yayınlayan ilk dergidir. Bu dergi, II. Abdülhamit’in desteğini ve teşvikini almıştır. Kadınlar için olan nüshası ilave olarak yayınlanmıştır. Kadınların kültür düzeyini yükseltmeyi amaçlamış ve onları dünya

31

Çakır, s. 26.

32 Münir Süleyman Çapanoğlu, Basın Tarihine Dair Bilgiler ve Hatıralar, Hür Türkiye

(18)

15

kadınlarından haberdar etmiştir. Nigar Binti Osman, Leyla Saz gibi edebiyatçılara ilk kez bu dergide rastlanmıştır33.

11. Parça Bohçası

1889 yılında yayınlanan tek sayılık dergidir. Hatice Semiha ve Rabia Kamile adlı kadınlar tarafından çıkarılmıştır. Ev işleri, ev düzeni, çocuk bakımı ile ilgili konulara yer verilmiştir34

.

12. Hanımlara Mahsus Gazete

1895 yılında başyazarı ve yazı kadrosunun tamamına yakını kadın olmak üzere yayınlanmaya başlayan dergidir. Derginin sahibi Tarik gazetesi başmuharriri İbnül Hakkı Mehmed Tahir’dir. Başyazarları Makbule Leman, Nigar Osman, Fatma Şadiye, Mustafa Asım, Faik Ali, Talat Ali ve Gülistan İsmet’tir. 1908 yılına kadar toplam 604 sayı olarak çıkan en uzun süreli kadın dergisidir. Kadınların geliştirilmesi, yükseltilmesi vurgulanmış, kadını içinde bulunduğu durumla toplum arasında bağlantı kurulmuştur. Kadınların sorunları, aile, toplum ve iş yaşamları, eğitim, sağlık, moda, giyim konularına yer verilmiştir. Kadınlar için moda yakından takip edilmiş hatta gazete tarafından moda elbiselerin patronları verilmiştir35

. Ayrıca batıdaki kadın hareketleri ile ilgili bilgiler de verilmiştir. Dergide genç kızlar için yazarlığını Hatice ve Semiha hanımların üstlendiği ‘Hanım Kızlara Mahsus’ adıyla bir ek çıkarılmıştır.

Gazete 8 sayfa halinde iki gün (Pazartesi- Perşembe) yayınlanmıştır. Genç kızlar için yayınlanan ek de 15 günde bir yayınlanmıştır36

.

33 Çakır, s. 27.

34 Çakır, s.27. 35

Fuat Süreyya Oral, Türk Basın Tarihi: 1728- 1922 I. Kitap Osmanlı İmparatorluğu

Dönemi, Yeni Adım Matbaası, s. 157.

(19)

16

13. Hanımlara Mahsus Malumat

1895 yılında Malumat Mecmuasının eki olarak yayınlanmıştır. Derginin müdürü Mehmet Tahir’dir. Edebiyat, ahlak gibi konulardan bahsedilen dergide mektuplara da yer verilmiştir37

.

14. Takvim-i Nisa

1899 yılında Ebuzziya Tevfik tarafından yayınlanmıştır. Kadınlar için çıkarılan bir takvimdir. Anneler için çeşitli önerilerde bulunulmuş ve okumanın gerekliliğinden bahsedilmiştir38

.

15. Âlem-i Nisvan

1906 yılında İsmail Gasprenski tarafından Kırım’da yayınlanan Tercüman gazetesinin bir eki olarak çıkarılmıştır. Kafkasya’daki Müslüman kadınlar için çıkarılmıştır. Kadınların sorunları ile ilgili konulara yer verilmiştir39

.

16. Demet

1908 yılında haftalık olarak yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Celal Sahir’dir. Yazarlarının çoğu kadındı40

. Dergide ilmi, edebi ve siyasi konulara yer verilmiştir. Kadınların siyasi konularına eğilimini artıran bir dergi oluştur. Yaklaşık iki ay yayınlanmıştır41

.

17. Metin

1908 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Günlük yayınlanan gazeteler içerisinde kurucusun kadın olduğu ilk gazetedir. Kurucuları; Hayriye Hanım,

37 Kurnaz, s. 42. 38 Kurnaz, s. 43. 39 Çakır, s. 32. 40 Çapanoğlu, s. 32.

41 Sezen Çoğun, ‘Türk Basınında Kadın Gazetesi(1947- 1962)’, (Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, 9 Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, İzmir 2003, s. 13, 14.

(20)

17

Akyiğitzade Musa, Halil Efendi’dir. Gazete iki buçuk aylık bir yayın hayatından sonra Feyz-i Hürriyet ve Tasvir-i Hayal gazeteleriyle birleşerek yayın hayatına biraz daha devam etmiştir42

.

18. Mehasin

1908 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Asaf Muammer’dir. Renkli ve resimlerle yayınlanan ilk kadın dergisidir43

. Aylık dergidir. 12 sayı çıkmıştır. Kadınlar için düzenlenen konferanslara ve kadınlar ile ilgili diğer mevzulara yer verilmiştir. Biraz sert hak arayan kadın yazılarının yanında geri adım atan çekimser yazılar da yer almıştır44

.

Dergiyi diğer dergi ve gazetelerden ayıran bir özellik okuyucu sayısının düşmemesi için çeşitli uygulamalara gitmesidir. ‘Yazı müsabakası’, ‘elişi müsabakası’, çocukların güzellik yarışması için ‘yavru müsabakası’ gibi müsabakalar yapmış, elmas hediyeli piyango çekilişleri yapmıştır45

. Bu sayede okuyucu kitlesinin devamlı olmasını sağlamıştır.

19. Kadın

3 tane kadın dergisi görmekteyiz.

Birincisi; 1908 yılında Sahibi Mustafa İbrahim olan dergidir. Şiirler, hikâyeler, kadınlardan gelen mektuplar derginin konusu olmuştur. Bu dergi Selanik’te çıkarılmıştır46

. 30 sayı olarak yayınlanmıştır47.

42 Çapanoğlu, s. 5- 6.

43 Hasan Duman, İstanbul Kütüphaneleri Arap Harfli Süreli Yayınlar Toplu Kataloğu (1828-

1928), İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi, İstanbul, 1986, s. 226.

44 Tezer Taşkıran, Cumhuriyet’in 50. Yılında Türk Kadın Hakları, Başbakanlık Basımevi,

Ankara 1973, s. 51.

45

Çakır, s.35, 36.

46 Çoğun, s. 13. 47 Çakır, s.36.

(21)

18

İkincisi; 1910 yılında İstanbul’da çıkarılmıştır. Sahibi Nizameddin Hasib’dir. Haftalık dergi olarak yayınlanmıştır. İlmi edebi ve siyasi konulara yer verilmiştir48

.

Üçüncüsü; 1911 yılında Şair Süleyman Bahri tarafından çıkarılan dergidir49

.

20. Musavver Kadın

1911 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Mesulleri Nizameddin Hasib ve Adil Süleyman’dır50

. Önce haftalık olarak, sonra 15 günde bir ve en sonunda ayda bir yayınlanmaya devam etmiştir. Dergi kendisini ‘Osmanlı Hanımlarına Mahsus

Gazete’ olarak tanımlanmıştır. Moda bölümünde resim çokça kullanılmıştır. İslami

anlayışa ters düşmeyecek şekilde batı modelleriyle tesettürü sentezlemeye çalışmışlardır51

.

21. Hanımlar Âlemi

1913 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Mehmet Asaf, Hüseyin Kazım’dır. Haftalık yayınlanan resimli kadın dergisidir. 30 sayı çıkmıştır. Kadınların ilerlemeleri için okumanın gerekliliği üzerinde durulmuş ve modaya geniş yer verilmiştir. Kadınların batı dünyasındaki gibi çağdaş olabilmeleri için batıdan resimler ve haberler yayınlanıştır52

.

22. Kadınlar Dünyası

1913 yılında yayınlanmaya başlamıştır. İmtiyaz sahibi Nuriye Ulviye (Mevlan)’dir. Önceleri günlük olarak çıkarılmışsa da üç ay sonra haftalık olarak

48 Kurnaz, s. 87. 49 Çapanoğlu, s. 32. 50 Kurnaz, s. 88. 51 Çoğun, s. 18. 52 Kurnaz, s. 90.

(22)

19

yayınlanmaya başlamıştır. Türk kadınının fotoğrafı ilk kez bu dergide yayınlanmıştır53

.

Batılı kadınların yolundan yürümeği kendisine ilke edinen bu dergi kadınların haklarını korumayı ve bu uğurda mücadele etmeyi seçmiştir. Sahibi Ulviye Mevlan’ın Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyetinin kurucusu olması derginin bu amacını gerçekleştirmede yardımcı olmuştur. Cemiyetin; kadınların okutulması, iş hayatına atılması ve dış kıyafetin düzenlenmesi fikrinin ilk tohumları bu dergide atılmıştır54

. Derginin ilk sayısında ‘‘Erkeklerden ziyade Münir

olduğumuzun isbatı lazımdır’’55

denilerek ilk yayından itibaren hedeflerini

belirlemişler ve diğer yayınlarını bu doğrultuda yapmışlardır.

Dergide, yalnızca kadınların yazılarına yer verileceği ilkesi benimsenmiştir. Bu doğrultuda derginin yazı kadrosu kadınlardan oluştuğu gibi dergiye gelen yazılar da kadınlara ait olmuştur. Ayrıca derginin adını taşıyan Kadınlar Dünyası matbaasının da çalışanları tamamıyla kadındır. Yazarlarıyla çalışanlarıyla sadece kadınların yer aldığı bu dergi yapısı Osmanlı kadınının sesini dile getiren ilk yayın olmuştur56.

Sosyal ve kültürel olaylar derginin konusu olmuştur. Batılı kadın hareketlerinden müzik, tiyatro haberlerine kadar her türlü konuyu kaleme almaya çalışmışlardır57

.

23. Erkekler Dünyası

1914 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Nuriye Ulviye Mevlan’ın eşi Rıfat Mevlan’dır. Yayın amacı ilk sayısında şöyle belirtilmiştir:

53 Çakır, s. 80, 81. 54 Taşkıran, s. 52. 55 Kurnaz, s. 89. 56 Çakır, s. 82. 57 Kurnaz, s. 89.

(23)

20

‘‘Biz dünyada bir ‘İnsanlar Dünyası’ görmek isteriz. Bunun için de kadın, erkek bir seviyede olması, her bir umur ve hususta müşterek bulunması iktiza eder. İşte bu maksadın temini için bütün kuvvetimizle çalışacağız. Ümid ederiz ki tabaka-i

münevvere; gençlik bize daima müzahir bulunacaktır’’58

.

Kadınların ilim ve fende erkeklerden geri kalamayacağını kaleme alarak kadın hareketlerini desteklemiştir. Dergide demokratik bir anlayışın olduğu görülmektedir.

24. Seyyale

1914 yılında yayınlanmıştır. İmtiyaz sahibi Adile Necati’dir. İlmi, edebi, ahlaki, felsefi bir dergi olarak çıkmıştır. Genç kızlara da hitap edilmiştir59

.

25. Kadın Âlemi

1914 yılında yayınlanmaya başlamıştır. İmtiyaz sahibi Naci’dir. Haftalık yayınlanmıştır. İçtimai, resimli, edebi haber gazetesi olarak çıkmıştır. Önceleri ismi Kadın Âlemi iken 4. sayıdan itibaren Osmanlı Kadınlar Âlemi olarak değiştirilmiştir60

.

Diğer dergilerden farklı olarak kadın hareketleri pekiştirmeyi değil de kadının ev yapısını irdelemeye çalışmıştır. Bu nedenle daha çok ‘ev’ gazetesi niteliğindedir61

.

26. Siyanet

1914 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Malumat-ı Dâhiliye İstihlakı Kadınlar Cemiyet-i Hayriyesi tarafından çıkarılmıştır. Haftalık olarak yayınlanmıştır. İlmi, edebi, sosyal kadın ve aile gazetesidir62

. 58 Çakır, s. 38. 59 Kurnaz, s. 91. 60 Duman. s. 197.

61 Cengiz Yurdanur, ‘Kadınlar Âlemi’, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergah

(24)

21

27. Kadınlık Hayatı

1915 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Emine Seher Ali’dir. Aylık olarak yayınlanmıştır63

.

28. Kadınlık

1915 yılında yayınlanmaya başlamıştır. İmtiyaz Sahibi Hacı Cemal’dir. Haftalık olarak çıkmıştır. Kadının toplumdaki yerinden ve varlığından bahsedilmiştir. Kadınların üstün meziyetleri üzerinde durulmuştur 64

.

29. Bilgi Yurdu IĢığı

1916 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Ahmet Edip Bey’dir. Bilgi Yurdu Müessesesindeki çalışmalarından kadınların faydalanmasını sağlamak ve bu çalışmaları geniş alana yaymak için yayınlanmıştır. Aylık dergidir. Dergide diğer dergi ve gazetelerden farklı olarak bir yarışma düzenlenmiştir. Kadınların hangi mesleği daha çok tercih ettiklerini bulabilmek için kadınlara hangi mesleğe girmek istediklerini yazmalarını sağlayan bir yarışmadır. En çok tercih edilen mesleği yazanlar arasında yapılan çekilişte birinciye ödül verilmiştir65

.

30. Genç Kadın

İki adet Genç Kadın dergisi vardır.

Birincisi; 1919 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Seyyid Tahir’dir. 15 günde bir çıkmıştır66

.

İkincisi; 1920 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Muallim Fuad Şükrü’dür. 15 günde bir yayınlanmıştır. Bu dergi feminizm hareketlerine Batı 62 Kurnaz, s. 91. 63 Duman, s. 197. 64 Kurnaz, s. 91. 65 Kurnaz, s. 92. 66 Duman, s. 116.

(25)

22 kökenli olduğu için karşı çıkmıştır67

. Taklitle iş görmeye çalışmanın kadınlıkla ilgili meselelerde ilerlemeğe değil gerilemeğe yol açacağı belirtilmiştir. Genç kadınların seviyesinin yükseltilmesi için çıkarılan bir dergidir. Ancak derginin genelinde hikâye, şiir gibi edebi yazılar yayınlandığı için dergi bu hedefine ulaşamamıştır68

.

31. Türk Kadını

1918 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Muallim Ahmet Hilmi’dir. 15 günde bir yayınlanmıştır. 21 sayıdan oluşmuştur69

.

Dergide yer alan bütün konusu kadındır. Edebiyat, pratik bilgiler, hikâyeler, eğitime dair yazılar vs. hep kadın çerçevesinden işlenmiştir. Ayrıca dergi Türkçülük akımı için de faaliyet göstermiştir. Bir de dergiye bağlı olarak ‘Türk Kadın Dershanesi’ açılmıştır70

.

32. Ġnci

1919 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Sedat Simavi’dir. Aylık olarak yayınlanan resimli kadın dergisidir71

. Erkeklerin kadınlara ait düşünceleri anlatılmıştır. Fazla feminist olmayan, magazin ağırlıklı bir dergidir. Avrupai kaın – magazin dergilerine benzetilerek çıkarılmıştır72

. Kadının annelik ve ev hanımlığı vazifelerinde en iyisi olmaları için görüşlerini bildirilmiştir. Bu dergi daha sonra ‘Yeni İnci’ olarak yaptığı isim değişikliğiyle yayın hayatına devam etmiştir. Bir müddet sonra edebiyat dergisi haline gelmiştir73

.

67 Çakır, s. 38.

68 Fevziye Abdullah Tansel, ‘Gençler İçin İlk Dernek ve Gazeteler’, Belleten, C. LI, S. 199,

Nisan 1987, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1987, s. 300 – 301.

69 Duman, s. 424. 70 Kurnaz, s. 93. 71 Duman, s. 176. 72

Yıldız Akpolat Davut, ‘Cumhuriyetin İlk Yılında Bir Kadın – Magazin Dergisi: Süs’,

Tarih ve Toplum Dergisi, C. 26, S. 152, Ağustos 1996, s. 34.

(26)

23

33. Kadınlar Saltanatı

1920 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Dergiyi çıkaran Sedat Simavi’dir74

.

34. Hanım

1921 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Sedat Simavi’dir. Aylık olarak yayınlanmıştır. Dergide erkek aydınlardan kadınların hakları serbestçe hareket etmeleri konularında görüşleri istenmiştir. Moda haberlerine çokça yer verilmiştir75

.

35. Diğerleri

İsmine ulaşabildiğimiz ancak hakkında bilgiye ulaşamadığımız diğer dergi ve gazeteleri de belirtecek olursak:

Kadın Bahçesi, Kadın Dünyası, Kadın Kalbi, Kadın Duygusu, Güzel Prenses, Diyane, Firuze,76 Bunlar dışında kadın yazarların yazıları Ġkdam, Tanin, Servet-i Fünun, Sabah, Millet gibi günlük gazetelerde de yayınlanmıştır77.

Osmanlı Devletinde kadınlar için yayınlanan çoğu dergi ve gazete kadınlar tarafından kurulmamış olsalar da bütün dergi ve gazeteler kadınların fikirlerine önem vermiştir. Kadınlardan gelen her türlü yazıyı değerlendirmiş ve yayınlamışlardır. Hepsinin kadınlara ait mektup köşesi olmuştur. Bu köşelerde kadınlar istek ve fikirlerini kaleme almışlardır. Hatta bazı kadınlar okuma yazma bilmediklerinden okuma yazma bilen birisine yazdırarak mektuplarını gönderebilmişlerdir. Genç- yaşlı her kadın mektubunu özgürce gönderebilmiştir. Bu mektuplarda eğitim ihtiyacı, kadın- erkek eşitlik isteği, toplumda ikili uygulamaların kaldırılması, kullanılan mekânlarda kadın erkek yerlerinin aynı düzende olması, evlilik hayatına dair konular, şiirler, hikâyeler vs. yer almıştır.

74

Duman, s. 197.

75

Kurnaz, s 94.

76 Caporal, s.77; Çakır, s. 37; Göksel, s.137. 77 Çakır, s. 35.

(27)

24

Bu dönemde 50’ye yakın dergi ve gazetenin yayınlandığını görmekteyiz. Dergi veya gazetelerin sahiplerine baktığımızda çok az sayıda kadın olmasına rağmen bunların yazar kadrosunda çoğunluğu kadınlar teşkil etmiştir. Kadınlığın sesini duyurmak için gayret göstermişlerdir. Bu çalışmalar az sayıda olmuş olsalar bile kadınların fikir ve isteklerini duyurmada ilk adımları teşkil etmişlerdir. Bu açıdan Osmanlı Devletinin son döneminde çıkan bu yayınlar Türk kadınlığının gelecek zamanda daha sosyal daha çağdaş olmasını sağlayacaktır.

II. CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE KADIN

A. KADINLARIN TOPLUMDAKĠ YERĠ

‘‘Milletimizin hedefi tam manası ile medeni bir heyet-i içtimaiye

olmaktır’’78

.

Toplumun, kadını erkeği ile medeni bir hale gelmesinin milletimiz için bir hedef olduğunu belirten Atatürk milli mücadele döneminden itibaren bu sözleri doğrultusunda girişimlerine hiç gecikmeden başlamıştır.

Milli Mücadele yıllarında ülke ve milletin buhranlı bir dönem yaşadığı sırada Atatürk, ülkedeki öğretmen kuruluşlarının temsilcilerini Ankara’ya çağırır. Bugünkü ‘Milli Eğitim Şurası’ anlamına gelen ‘Türkiye Muallimler Kongresi’ni toplar. Tarih 16 Temmuz 1921’dir. Toplantıda, geleceğin Türkiye’sinin kız ve erkek çocuklarının, kadın ve erkek Türk insanına verilecek eğitim ve öğretimin esasları tespit edilir. Böylece ilk kez bu toplantı ile Atatürk, kadınların gelecekteki durumunu eğitime dayandırarak tanımlamıştır79. Osmanlı Devletinin son döneminde her ne kadar ülkede liseler, üniversiteler açılarak kadınlara okuma yazma imkânı sunulmaya çalışılmışsa da içinde bulunulan savaş ortamı, ekonomik yetersizlikler, geleneksel tutumlar bu girişimlerin yetersiz kalmasına sebep olmuştur.

Görülüyor ki, Cumhuriyet ilan edildikten sonra ulusal bir kimlik oluşturmak, çağdaş devletlerarasında bir siyasi yapı belirlemek ve modernleşme yolundaki

78 Kaplan, s. 171. 79 Göksel, s. 143.

(28)

25

adımları hızlandırmak için yapılacak çalışmaların temeli, milli mücadele döneminde eğitime dayandırılmıştır. En zor şartlar altında bile çağdaşlaşma yolunda atılan bu adımda kadın ve erkek yan yana tutulmuştur.

Atatürk, ‘‘Kadınlarımızın her millette olduğu gibi bizim milletimiz içinde ne

kadar yüksek bir önemi olduğunu söylemeye gerek yoktur. Bizim milletimizde kadın eskiden bu önemi en yüksek derecede kazanmıştır. Büyük atalarımız ve onların anaları, tarihin, olayların tanıklığıyla anlaşılmıştır ki, gerçekten yüksek faziletler

göstermişlerdir’’80

. sözleriyle Türk kadınının yüceliğini dile getirmiştir. Ve ‘‘Siyasi ve Sosyal hakların kadın tarafından kullanılmasının beşeriyetin saadeti ve prestij

açısından gerekli olduğuna eminim’’81

. sözleriyle kadınlarımızın her türlü hakka

sahip olabilecek ve hatta sahip olmalarıyla ülkemizin nasıl medeni hale gelebileceğini vurgulamıştır. Düşman memleketten kovulur kovulmaz hatta Lozan’ın imzası bile beklenmeden kadının serbestliği lehinde mücadeleye girişmiştir82

.

Atatürk’ün Cumhuriyet’i ilanıyla Türkiye, hedeflediği çağdaş siyasi yapıya kavuşurken çağdaş sosyal, ekonomik, kültürel yapıya da kavuşmak için inkılâplar sürecine girecektir. Bu süreçte kadın, sahip olduğu geleneksel kimliğinden çıkartılarak sahip olması gereken haklarıyla donatılacaktır. Kadın Gazetesi’nin önemli şairi ve yazarlarından birisi olan Şükûfe Nihal bu durumu şöyle ifade etmiştir:

80 Türkan Arıkan, Atatürk’ün Türk Kadını Hakkındaki Görüşlerinden Bir Demet, Ankara,

1984, s. 25.

81

Emel Doğramacı, Türkiye’de Kadının Dünü ve Bugünü, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1997, s. 156.

(29)

26

‘‘Cumhuriyet, bize, yüzyıllar süren boğucu bir geceden sonra erişilmiş ışıklı

bir sabahın neşe dolu heyecanını verdi…’’83

Atatürk, Türk kadınına elini uzatarak onlara; ‘‘Beraber oku.. beraber çalış..

beraber kazan.. aile içinde ortada olan durumda aynı hürmeti göreceksin… kanun

nazarında farkın yoktur’’84

demiştir.

Kadınlara verilen bazı hakları örnek verecek olursak;

1923 yılında ‘Kadınlar Halk Fırkası’ kurulmuş,1924 yılında Türk Kadınlar Birliği derneği kurulmuştur.

1924 yılında Tevhid- i Tedrisat ile eğitim öğretim birleştirilmiş, kız ve erkek çocukları eşit eğitim haklarını elde etmiştir.

1926 yılında Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girmiş ve böylece sosyal alanda kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.

1933 yılında belediye seçimlerinde oy verme ve alma hakkını kullanmışlar ve 1935 de milletvekili seçilme hakkını elde etmişlerdir. 1935 yılı seçimlerinde mecliste 18 kadın milletvekili seçilmiştir85

.

1933 yılında kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü oluşturulmuştur.

1936 yılında kadınların çalışma hayatını düzenleyen İş Kanunu yürürlüğe girmiştir86

.

83

Şükûfe Nihal Başar, ‘Cumhuriyette Kadın’, Kadın Gazetesi, S. 34, Yıl 1, 27 Ekim 1947, s. 1.

84 Nezihe Muhittin, Türk Kadını, İstanbul Nümune Matbaası, İstanbul 1931, s. 70.

85 Banu Terkan, Danışman,‘Kadının Toplumsallaşmasında Yazılı Basının Rolü ve Yazılı

Basında Kadın İmajı’( Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 1999, s. 124.

86 Cemal Avcı, ‘Cumhuriyetin Ülkemize ve Bireylere Özellikle Türk Kadınına

(30)

27

İşte bunlar gibi inkılâplar sayesinde kadınlar devlette ve toplumda sahip olduğu ama ulaşamadığı haklarına kavuşabilmiştir. Bu tarihsel dönüşüm ülkenin her yanında, tüm kadınlar için eş zamanlı bir süreç olarak yaşanmamıştır. Bölgesel, kültürel, etnik, yaşamsal farklılıklara göre kadınlar bu süreçten etkilenmiştir87

. Bu haklar bütün kadınlar tarafından eşit düzeyde kullanılamasa da, birçok kadın eğitim, siyasal katılım ve istihdam fırsatı elde etmiş, gelişmiş ülke kadınlarınkine benzer hatta daha fazla haklar kazanmıştır88

. Bu dönemde çağdaş devletlerde dahi kadınlara bu kadar hak verilmezken Atatürk’ün kadınlara olan güveni sayesinde kadınlar, erkeklerin yanında aynı statüde olabilmiştir. Kadın, erkeğinin yanında en yakın iş arkadaşı olmuştur89

. Atatürk Türk kadınına olan güvenini daha 1923 yılında söylediği şu sözlerle ifade etmiştir: ‘‘Ben, muhterem hanımlarımızın Avrupa

kadınlarının aşağısında kalmayarak, aksine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak nur ve irfanla donanacaklarına asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin

olanlardanım’’90

. Türk kadını, en azimli ve güçlü desteği Atatürk’ten almıştır. Ve

yine Cumhuriyet döneminde gelinen durum kadınların bu güvene ve desteğe ne kadar layık olduğunu göstermektedir.

Kadın Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı olan İffet Halim Oruz’un

‘Cumhuriyet Kadını’ başlıklı yazısında kadınlar için yapılan inkılâplarla ilgili

şunları yazdığını görüyoruz; ‘‘… Evet, bunların hepsi oldu. Ancak göz önünde

bulundurmak gerektir ki bu içtimai veya hukuki hükümler bir( Hotanto) kabilesinin ortasına gökten yağmadı ve bundan dolayı hayat bulmadı; zemin ve zaman iyi ölçüldü, cemiyetine göre iyi kararlar ele alındı ve iyi yürütüldü. Yoksa inkılâp ve

inkılâpçılığın manası ne?’’91

diyerek Atatürk’ün attığı adımların ne denli yerinde ve

doğru olduğunu vurgulamıştır. Kadınları ilgilendiren tarafıyla söyleyecek olursak

87

Dilek Direnç, ‘Bir Yazar Geçmişe Bakarken Kuşaktan Kuşağa Kadınlar’, Tarih ve Toplum

Dergisi, C. 35, S. 207, Mart 2001, s. 13.

88 Zehra F. Arat, ‘Kemalizm ve Türk Kadını’, 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler, Türkiye

Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul 1998, s. 51.

89 ‘Cumhuriyette Kadın’, Vakit – Yeni Gazete, s. 3. 90

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri (Bugünkü Dille), Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2006, s. 544.

(31)

28

inkılâpların toplumsal çözülmenin önüne geçerek kadınları ve erkekleri memnun eden şekilde uygulamıştır.

1947 yılında Ankara Milletvekili olarak görev yapan Mebrure Aksoley, Cumhuriyet Döneminde kadınlara verilen hakları anlatırken şöyle söylemiştir:

‘‘İşte bugün Türk kadını eşit haklara sahip bulunuyor. Kanuni şartları haiz bulunan her şahıs gibi o da medeni ve siyasi haklarını kullanabiliyor.

Cumhuriyet rejimi nüfusumuzun yarısını teşkil eden Türk kadınını, bütün eski ve geri kayıtlardan kurtararak, Türk cemiyetinin hür ve müstakil bir yeni kütlesi olarak meydana çıkarmış ve aydın bir hayata kavuşturmuş bulunuyor. Dünü bir an için hatırlayınca, Türk kadını Cumhuriyet rejimine nasıl minnettar

olmasın’’92

. İşte kavuşulan böyle hür bir ortam içerisinde oluşan toplumsal

birliktelik yine toplumsal gelişimi ve böylece de devletin sağlam temeller üzerinde muasır devlet olmasını sağlamıştır.

B. KADINLARIN MESLEK HAYATINDAKĠ YERĠ

Cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından kısa sürede çıkarılan kanunlar, kadınlara çeşitli alanlarda verilen haklar, dünya devletleriyle kurulan iyi ilişkiler, kadınların modern hayatı öğrenip yakından takip etmesini hızlandırmıştır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi Osmanlı Devletinin son döneminde kızların okula gönderilmesiyle, onlar için okulların açılması ile kısmen de olsa eğitimli bir genç kız nesli ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet dönemi, kızlara ve kadınlara bu hakkı daha fazla sağlamıştır. İşte bu sayede cumhuriyet kadını meslek hayatındaki yerini yüksek mertebelere taşımıştır. Bu doğrultuda Atatürk’ün şu sözleri Türk kadınının çalışma hayatında kazanacağı yeri göstermektedir:

92 Mebrure Aksoley, ‘Türk Kadının Cumhuriyet Rejiminden Evvel ve Sonra Medeni Hali’,

(32)

29

‘‘Türk kadınlarını işimize, çalışmamıza ortak ederek hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmî, ahlakî, sosyal, ekonomik hayatta şeriki

muavin ve muzahiri yapmak yoludur’’93

Kadınların çalışma hayatına aktif bir şekilde katılmaları gelenekten gelen toplum düzeninin değişmesine sebep olmuştur. Kadının sosyalleşmesini, çalışmasını istemeyen erkekler olduğu gibi kadının meslek hayatına girmesini isteyen erekler de olmuştur94

. Kadınları meslek hayatlarında çalıştıkları yerlere göre sınıflandıracak olursak;

1. Aile işçisi

Genel olarak meslek dalına girmese de bütün kadınlarımızın içinde bulunduğu çalışma ortamıdır. Evli değil ise bir kız çocuğu olarak annesine yardım eden, evli ise eş – anne olarak ev işlerini yapan ve erkelerden daha fazla mesaide çalışan kadınlarımızın istihdam olduğu yerlerdir95. Aybaşında eve para getirmiyor

olsalar bile evdeki tasarruflu ya da savurgan tutumlarıyla aile ekonomisini etkileyen ve bu sayede ülke ekonomisini etkileyen kadınlarımızın yer aldığı çalışma ortamıdır.

2. Ziraat

Ülkemizde kadınların en çok istihdam olduğu yerdir. Okumamış, köylerde yaşayan kadınların tarlada çalışmalarıdır. Genel olarak ücretsiz iş gücü vardır.

3. Endüstri

93 Kaplan, s. 172.

94 Bu konu ile ilgili meselelere Kadın Gazetesi’nin sayfalarında çeşitli zamanlarda

değinilmiştir. Tartışma konusu olarak incelenmiştir.

95 Türkel Minibaş, ‘Ekonomik Alanda Kadın ve İstihdam Sorunları’, I. Ulusal Kadın

Kongresi ‘Gelişen Türkiye’de Kadının Rolü ve Etkinliği’, 6 – 7 Kasım 1991, İstanbul, s.

(33)

30

Fabrika, atölye gibi yerlerde ağır iş gücüne sahip yerlerdir. Gece işçiliği de mevcuttur. Okumamış ama çalışmak zorunda olan kadınların tercih etmek zorunda kaldıkları yerlerdir. Ev- iş dengesi istenildiği gibi sağlanamamaktadır.

4. Memur

Okuyan kadınların genel olarak en çok tercih ettikleri yerdir. Ev- iş dengesinin daha iyi sağlandığı meslektir. Kadınların resmi anlamda meslek hayatına ilk adımları öğretmenlikle olmuştur96

. 5. Büro Çalışanı

Şirketlerin çatısı altında iş gücünün olduğu yerdir. Genel olarak bu meslekte çalışan kadınların çalışma hayatı kısa olmaktadır.

6. Prestijli Mesleklere Sahip Kadın

Okuyan kadınlara okudukları bölümlere bağlı belli konum, otorite sağlayan meslektir. Örneğin; Alanında Profesör olmak, Genel Müdür ya da yardımcısı olmak, yazar, gazeteci olmak… vs.

Uzun yıllar boyunca ‘görünmez olan’ kadın artık kamu yaşamının her alanına katılmış ve daha etkin roller istemiştir ve istemektedir97

. Toplumun ataerkil yapısı içerisinde haklarını, bilgisini, eğitimini, becerisini, çalışma gücünü kullanarak kadın – erkek eşitliği çerçevesinde kamusal alanda yer almaya başlamıştır. Bu durumu İffet Halim Oruz şu sözleriyle ifade etmiştir: ‘‘ Görülüyor

ki Hanımefendiler, elimizi hangi tarafa uzatsak bize yapacak ve başarılacak bir iş

çıkacaktır.98’’

Okuma yazma oranı arttıkça Türk kadınının çalıştığı işyerlerinin çeşitliliği ve kapsamı da artmıştır. Artık üniversite mezunu olan kadın doktorlarımız,

96

Muhittin, s. 30.

97 Meryem Koray, Türkiye’de Kadınlar, Yeni Yüzyıl Kitaplığı, s. 69. 98 İffet Halim Oruz, Arkadaşlar, İstanbul 1936, s. 7.

(34)

31

öğretmenlerimiz, mühendislerimiz vs. vardır99. Bu dönemde üniversite mezunu

kızlarımız genellikle öğretmenlik mesleğini tercih etmişlerdir. Bu döneme dair yapılan istatistikî araştırmalarda kadınların daha çok öğretmenlik mesleğinde görev aldıkları tespit edilmiştir. Hatta kadın öğretmen sayısının erkek öğretmen sayısından yıllar geçtikçe daha fazla olduğu belirlenmiştir100

.

Yeni Türkiye’de pek çok kadın güzel sanatlar, sinema, tiyatro, yazarlık gibi meslek dallarında da yer almışlardır. Yazarlığı mesleği olarak benimseyen kadınlar bilimin ve bilginin değişik alanlarında çalışmalarının ve araştırmalarının sonuçlarını yayınlamışlardır101. Bu doğrultuda Yeni Türkiye’de çıkarılan gazete ve dergiler

kadınların çalışmalarına genişçe yer vermişlerdir.

C. KADINLAR ĠÇĠN ÇIKARILAN MECMUALAR 1. Ev Hocası

1923 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Ahmet Edip’tir. Aileye ve ev hanımlarına mahsus mecmua olarak çıkarılmıştır102

.

2. Süs

1923 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Mehmet Rauf’tur103

. Önceleri haftalık olarak yayınlanmış ancak sonraları aylık olarak yayınlanmıştır. Derginin kapağında ‘‘ Haftalık Edebi Hanım Mecmuası’’ ibaresi bulunmaktadır. Peyami Safa, Abdülhak Hamit gibi şair ve yazarların eserlerine yer verilmiştir. Kadın güzelliği ve mizah da derginin konuları arasında olmuştur104

. Dergide oldukça romantik şiirler, öyküler ve romanlar yer almıştır. Derginin hitap ettiği okur kitlesi

99 Bkz. Ekler, Ek – 1.

100 Ayrıntılı bilgi için bkz. Doğramacı, s. 113- 115; Caporal, s. 787- 791. 101

Caporal, s. 625.

102

Duman, s. 104.

103 Hıfzı Topuz, 100 Soruda Türk Basın Tarihi, İstanbul 1973, s.250. 104 Özen, s. 35.

(35)

32

İstanbullu genç kızlardır105. Dergi yazıları ve yayın şekli ille dikkat çekicidir.

Kadınlar için yaptıkları ankette sadece erkekleri muhatap almışlardır106

.

3. Yıldız

1924 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Talat Mithat ve Sedad’dır. Resimli aile ve salon mecmuasıdır. Aylık yayınlanmıştır. İçeriğinde her şeyden bahsedilmiştir107

.

4. Resimli Ay

1924 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Zekeriya Sertel’dir. Toplum içinde kadının yeri, evlilik sorunları, kadın erkek ilişkileri ve edebiyat konularına yer verilmiştir108.

5. Kadın Yolu

1926 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Türk Kadın Birliği’nin yayın organı olarak yayınlanmıştır. Sahibi Nezihe Muhittin’dir. Haftalık resimli dergidir. 4. sayısından itibaren ‘Türk Kadın Yolu’ olarak çıkmaya başlamıştır109

. Cumhuriyet rejiminin inkılâplarını ve kadına yönelik düzenlemelerini savunmuştur. Kadın ve erkeğin dayanışması gerektiğini öngörmektedir110

.

6. Kadın Yazıları

1926 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Fevziye Abdürreşid’dir. Aylık resimli dergidir. Derginin 1 – 20. sayıları ‘Asar- ı Nisvan’ adı ile

105 Akpolat Davut, s. 35. 106 Çakır, s. 40. 107 Duman, s. 468. 108 Özen, s. 35. 109 Duman, s. 196. 110 Çoğun, s.25.

(36)

33 yayınlanmıştır111

. Kadının aile içindeki işlevini ve önemini vurgulayan yazılar yazılmıştır. Eğitim için yurt dışına giden gençlerin ahlak anlayışlarının olumsuz etkilendiğini savunmuş ve bundan dolayı Avrupa’da eğitime karşı çıkmıştır112

.

7. Çiçek

1926 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Ruhi’dir. Onbeş günde bir çıkan resimli dergidir. Gençlik ve aile dergisi olarak çıkmıştır.

8. Yeni Kitap

1927 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Sedat Simavi’dir. Kitap boyutunda çok sayfalı bir dergidir. Eski yazı ve yeni yazı ile yazılmıştır. Kadınlar için magazin dergisi olarak çıkarılmıştır113

.

9. Cumhuriyet Kadını

1934 yılında yayınlanmaya başlamıştır. 15 günde bir çıkmıştır. Türk kadınının çok işlevli yapısı üzerinde durulmuştur. Kadının her alanda uğraş verdiği üzerinde durulsa da analık ve ev işleri yönü esas alınmıştır114

.

10. Model

1936 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Sahibi Sedat Simavi’dir. Aylık olarak çıkmıştır. Adından da anlaşılacağı üzere giyim- kuşam, moda ile ilgili haberleri konu edinmiştir115

. 111 Duman, s. 196. 112 Özen, s. 36. 113 Özen s. 37. 114 Çoğun s. 26. 115 Özen, s. 38.

Referanslar

Benzer Belgeler

He was appointed as Assistant Professor from 1982 to1987, at Institute for Medical Electronics, Graduate School of Medicine, University of Tokyo.. During this period, he

Scanned with CamScanner... Scanned

Yak›t pilleri yaln›zca elektrik üretimi için de¤il ayn› zamanda otomobillerimizi ve di¤er ta- fl›tlar›m›z› çal›flt›rmak için de alternatif bir

Varyans analizi sonuçlarına (Çizelge 4.8) göre; istatistiki olarak önemli bulunan ham ve çimlendirilmiş tanelerin, toplam fenolik madde miktarı değerleri üzerine etkili

söylem işim dir!” Fotoğrafı gazetede yayınlandıktan sonra birçok kişinin söylediği bir şey daha vardı: “Madem vücudu bu k ad ar güzelmiş, neden sakladı bunca

Kaynaklara göre 3.000 yıllık bir geçmişe sahip olan trakeostomi uygulaması, günümüzde sadece üst solunum yolu obstrüksiyonları için değil, uzamış in- vaziv

1) Gruplara dönemin başında Compton olayı ile ilgili olarak açık uçlu sorulardan oluşan bir öntest uygulanmıştır. 2) Araştırmanın her bir açık uçlu sorusunun doğru

Bu derlemede belirtilen tanı ve tedavi algoritmasında, yüksek başarı oranları, kolay uygulanabilmesi ve literatürde en yaygın kullanılanlar olması nedenleriyle kanalit