• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE TURİZMİNİN TANITIMINA FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİN ETKİLERİ: İSTANBUL PARK PİSTİNE FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİ İZLEMEYE GELEN YABANCI TURİSTLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRKİYE TURİZMİNİN TANITIMINA FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİN ETKİLERİ: İSTANBUL PARK PİSTİNE FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİ İZLEMEYE GELEN YABANCI TURİSTLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA"

Copied!
146
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

TÜRKİYE TURİZMİNİN TANITIMINA FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİN ETKİLERİ: İSTANBUL PARK PİSTİNE FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİ İZLEMEYE GELEN YABANCI TURİSTLER ÜZERİNE BİR

ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan MEHTAP AKNAR

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

TÜRKİYE TURİZMİNİN TANITIMINA FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİN ETKİLERİ: İSTANBUL PARK PİSTİNE FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİ İZLEMEYE GELEN YABANCI TURİSTLER ÜZERİNE BİR

ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan MEHTAP AKNAR

Danışman

Yrd. Doç. Dr. BURHAN ŞENER

(3)
(4)

ÖNSÖZ

Araştırmanın sürecinde bilgi ve yardımları ile katkı sağlayan danışmanım Yrd. Doç. Dr. Burhan ŞENER’e, araştırmanın her aşamasında en önemli katkıyı sağlayan değerli hocam Yrd. Doç. Dr. R. Pars ŞAHBAZ’a, destek ve katkılarından dolayı Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK’e ve Arş. Gör. Hakan KOÇ’a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca anketin uygulama aşamasında yardımlarını esirgemeyen müstakbel eşim Ahmet AKNAR’a ve her zaman yanımda olan aileme teşekkürlerimi sunarım. Araştırmanın uygulama kısmının gerçekleşmesinde verdikleri yasal izinden dolayı Formula 1 organizasyon yetkililerine ve çalışanlarına teşekkür ederim.

(5)

ÖZET

TÜRKİYE TURİZMİNİN TANITIMINA FORMULA 1 TÜRKİYE GRAND PRİXİNİN ETKİLERİ İSTANBUL PARK PİSTİNE FORMULA 1 TÜRKİYE

GRAND PRİXİNİ İZLEMEYE GELEN YABANCI TURİSTLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

AKNAR, Mehtap

Yüksek Lisans, Turizm İşletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Burhan ŞENER

Aralık–2009

Motor sporları, dünya ve Türkiye geneline baktığımızda, dünyada uzun yıllardan beri aşırı rağbet gören ve Türkiye’de henüz son yıllarda ilgi duyulan bir alandır. Motor Sporları sadece seyirci toplayan bir organizasyon değildir. Bu sporlara bizzat katılan kişiler de bulunmaktadır. Zira bu sebeple yapılan çeşitli yarışmalar vardır ve insanlar gruplar halinde veya bireysel olarak bu organizasyonlara katılmaktadır. Motor yarışlarından en çok ilgi gören Formula 1 yarışlarıdır. Türkiye’de 2005 yılından itibaren düzenlenen Formula 1 yarışlarının Türkiye turizmine ve Türkiye’nin tanıtımına büyük katkılar getirdiği bilinmektedir. Bu noktadan hareketle Formula 1 Türkiye Grand Prix’nin Türkiye turizminin tanıtımına etkilerinin neler olduğunu ve bu etkileri Formula 1 organizasyonun gerçekleştirildiği İstanbul pistine gelen yabancı ziyaretçilere yapılacak anketlerle ortaya koymak araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Araştırma evrenini, 2008 Formula 1 Türkiye Grand Prix’ni izlemeye gelen yabancı turistler oluşturmaktadır. 2008 Türkiye GP’sini izlemek için gelen seyircilerin çoğunluğunun yabancı turistlerden oluştuğu göz önünde bulundurularak araştırmaya konu olan evren sayısı 30.000 alınmıştır. Ryan’ın geliştirdiği örneklem formülü kullanılarak örneklem sayısı 382 olarak bulunmuştur. Toplam 412 ziyaretçiye ulaşılarak örneklem sayısının üzerinde bir sayı elde edilmiştir. Araştırma sonuçları SPSS 11.5 programı kullanılarak analiz edilmiştir.

Araştırma sonucunda, yabancı turistlere uygulanan anket verilerine göre Formula 1 yarışlarının Türkiye turizm tanıtımına olumlu etkilerde bulunduğu gözlenmiş ve tanıtımın daha etkili yapılabilmesine ilişkin önerilere yer verilmiştir.

(6)

ABSTRACT

THE EFFECTS OF FORMULA 1 TURKEY GRAND PRIX FOR TOURISM INFORMATION OF TURKEY,

A RESEARCH ON FOREIGNER TOURISTS, COMING ISTANBUL PARK RACING CIRCUIT TO WATCH FORMULA 1 TURKEY GRAND PRIX

AKNAR, Mehtap

M.S., Department of Tourism Management Education Thesis Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Burhan ŞENER

December–2009

Motor-Sports, considering world and our country in general, is a field of sports that is desired extremely in the world for years and that is being interested in our country just for the last years. Motor-sports are not only an organization that collects audiences. The most interested sport among motor-races is Formula 1 Races. Formula 1 Races, which have been arranged since 2005 in our country, are envisaged as it has significant improvements for tourism and information of Turkey. From that point of view, the research’s aim is to exhibit what are the effects of Formula 1 Grand Prix for tourism information of Turkey and its aim is to exhibit those effects with the help of questionnaires that will be done with foreigner visitors coming Istanbul Racing Circuit on which Formula 1 Races is realized.

The research population is composed of foreigner tourists who come to watch Formula 1 Turkey Grand Prix 2008. Based on the fact that more of the audiences of Turkey Grand Prix 2008 is the foreigner tourists, 30.000 population is taken for the research. Sample is found as 382 by using Ryan’s sample formula. More of the sample is reached by the contact of 412 visitors. Research outcomes are analyzed by using SPSS 11.5.

In the research outcomes, according to the questionnaire that is filled by foreigner tourists, it is seen that, Formula 1 Races have positive effects for tourism information of Turkey and proposals for the advertisement and information more effectively is placed in the research outcome.

(7)

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI………....i

ÖNSÖZ ………..ii

ÖZET ………iii

ABSTRACT ………...iv

İÇİNDEKİLER ……….…v

KISALTMALAR CETVELİ ………viii

TABLOLAR LİSTESİ ………....ix

ŞEKİLLER LİSTESİ………...xi I. BÖLÜM GİRİŞ ………1 1.1. Arastırmanın Amacı ………6 1.2. Arastırmanın Önemi ………7 1.3. Arastırmanın Sınırlılıkları ………...9 1.4. Araştırmanın Varsayımları ………..9 1.5. Tanımlar/Terimler ……….10

1.6. Araştırmaya Konu Olan Formula 1 Yarışlarıyla İlgili Genel Bilgiler………...11

1.6.1. Formula 1’in Tarihi………...12

1.6.2. Formula 1’de TV Yayın Hakkı Ücretleri………..21

1.6.3. Formula 1’in Avantajları………...22

1.6.4. Formula 1’in Dezavantajları………..24

1.6.5. Formula 1 İstanbul Park Pisti Mevcut Durumu……….…25

II. BÖLÜM SPOR TURİZMİ………..27

2.1. Turizm ………27

2.1.1. Eğlence Amaçlı Seyahatler………..………..28

2.1.2. Mesleki Amaçlı Seyahatler………..………..28

(8)

2.2.1. Spor – Turizm Etkileşimi………...29

2.2.2. Turizm Endüstrisi Ve Sporun Etkisi………..32

2.2.3. Spor Turizmi Kavramı Ve Türleri……….35

2.2.3.1. Aktif Spor Turizmi………...37

2.2.3.2. Spor Olayı Turizmi………...38

2.2.3.3. Nostaljik Spor Turizmi……….39

2.2.4. Spor Turizminin Etkileri………....40

2.2.5. Spor Turizminin Bugünü Ve Geleceği………..42

2.2.6. Spor Turistinin Profili………....45

2.2.7. Sporun Turizme Katkısı………...46

III. BÖLÜM TURİZMDE TANITIM……….48

3.1. Tanıtım Kavramı………48

3.1.1. Tanıtımın Amacı ve Önemi………..50

3.1.2. Tanıtımın Boyutları………...52

3.1.3. Tanıtma Türleri……….53

3.1.3.1. Siyasi Tanıtım……….53

3.1.3.2. Ekonomik Tanıtım………..54

3.1.3.3. Sosyo – Kültürel Tanıtım………55

3.1.3.4. Turistik Tanıtım………..56

3.2. Turizm Tanıtımı……….57

3.2.1. Turizmde Tanıtımın Önkoşulları………..61

3.2.1.1 Turizmde Toplumsal Bilinç ve İnanç Olmalı………...61

3.2.1.2. Turizmde Altyapı ve Üstyapı Eksiksiz Olmalı………61

3.2.1.3. Turizm Eğitimi Verilmeli………62

3.2.1.4. Dış Turistik İstemin Özellikleri Bilinmeli………...62

3.2.1.5. Turistik Tanıtmada Örgütlenme ve Eşgüdüm Olmalı…………..…63

3.2.2. Turizmde Tanıtım Yöntem ve Teknikleri………...63

3.2.2.1. İletişim……….…64

3.2.2.2. Enformasyon………....65

3.2.2.3. Halkla İlişkiler……….…66

(9)

3.2.2.3.2. Basınla İlişkiler………...68

3.2.2.3.3. Özel Etkinlikler………..69

3.2.2.3.4. Kulaktan Kulağa Duyurum………70

3.2.2.3.5. Satış Geliştirme (Promosyon)………71

3.2.2.4.Reklam……….72

3.2.2.5.Propaganda………..74

3.2.2.6.Lobicilik………...76

3.3. Formula 1’in Turizm Tanıtımına Etkileri……….79

IV. BÖLÜM ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ………..………,.….82

4.1. Araştırma Modeli………..82

4.2. Evren ve Örneklem………...82

4.3. Veri Toplama Tekniği……….………..84

4.4. Verilerin Analizi………....……84

V. BÖLÜM BULGULAR VE YORUMLAR………....85

5.1. Araştırmaya Katılanların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgu ve Yorumlar………..85

5.2. Araştırmaya Katılanların Formula 1 Organizasyonu Hakkındaki Görüşlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar………87

5.3. Hipotezlerin Test Edilmesiyle Elde Edilen Bulgu ve Yorumlar…………...…98

SONUÇ VE ÖNERİLER………...104

Kaynakça…..………...113

(10)

KISALTMALAR CETVELİ

DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü F1 : Formula 1

GP : Grand Prix

İBB : İstanbul Büyükşehir Belediyesi İTO : İstanbul Ticaret Odası

SPSS : Statistical Packages For Social Sciences – Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi

TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TÜRSAB : Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. : Tahmini TV yayın hakkı ücretleri………..….…21

Tablo 2. : Yaz Olimpiyatları – Katılımcı Sayısı..………....43

Tablo 3. : Ankete katılanların cinsiyetine ilişkin dağılım………....85

Tablo 4. : Ankete katılanların yaşlarına ilişkin dağılımı……….85

Tablo 5. : Ankete katılanların eğitim düzeyine ilişkin dağılım……...………86

Tablo 6. : Ankete katılanların gelmiş olduğu ülkelere ilişkin dağılımı…………...86

Tablo 7. : Ankete katılanların aylık gelirlerine ilişkin dağılımı………..87

Tablo 8. : Ülkemizde gerçekleştirilmiş olan ilk Formula 1 organizasyonu (2005) öncesinde de herhangi bir nedenle Türkiye’yi ziyaret edip etmeme durumu……….………88

Tablo 9. : Ülkemizde gerçekleştirilmiş olan ilk F1 organizasyonu öncesinde Türkiye’yi ziyaret edenlerin ziyaret etme nedenlerine ilişkin dağılım………..88

Tablo 10. : Ankete katılanların F1 yarışlarını izlemek için organizasyonun gerçekleştirildiği diğer ülkelere de gitme durumu ………..…….89

Tablo 11. : Önceki yıllarda ülkemizde gerçekleştirilen F1 organizasyonlarına katılma durumu………..…...89

Tablo 12. : 2005 – 2006 ve 2007 yarışları sonrasında ülkemizi F1 organizasyonuna katılmak amacı dışında alışveriş, tatil vb. amaçlarla ziyaret edip etmeme durumu ………90

Tablo 13. : Formula 1 organizasyonuna katılmak için ülkemizi tercih etme nedenlerine ilişkin dağılım ……….91

Tablo 14. : Ülkemize yapmış oldukları bu ziyaretin kaç gün süreceğine ilişkin dağılım ………....92

Tablo 15. : Türkiye GP’sinin başarılı – başarısız bir organizasyon olduğunu düşünme durumu………..…...93

Tablo 16. : 2009 ve sonrası yıllardaki Formula 1 Türkiye Grand Prix’sini izlemek amacıyla ülkemize tekrar gelip gelmemeyi düşünme durumu………....93

(12)

Tablo 18. : Ülkenize dönerken kendinize / dostlarınıza veya akrabalarınıza Türkiye’ye ait hediyeler alıp almamayı düşünme durumu …..…………94 Tablo 19. : Ülkenize döndüğünüzde dostlarınıza, ülkemizi gezip görmeleri

konusunda tavsiyede bulunup bulunmama durumu ……….95 Tablo 20. : Katılmış olduğunuz Formula 1 organizasyonu sayesinde Türkiye’yi daha yakından tanıma fırsatı bulup bulmama durumu..………95 Tablo 21. : F1 için Türkiye’ye gelmeden önce zihninizde varolan Türkiye imajı ile

şu anki imaj arasında farklılık olup olmadığına ilişkin dağılım ………..96 Tablo 22. : F1 Türkiye’de düzenlenmeye başlamadan önce Türkiye ile ilgili bilgi

sahibi olup olmamalarına ilişkin dağılım ….………96 Tablo 23. : Türkiye’ye gelmeden önce ülke hakkında bilgi toplama ihtiyacı hissetme durumu ………..………...97 Tablo 24. : Türkiye hakkında bilgi toplarken kullandıkları kaynaklara ilişkin

dağılım …….………...97 Tablo 25 : Araştırmaya katılanların gelirleri ile kalış süreleri arasındaki ilişki…..98 Tablo 26. : Araştırmaya katılanların geldikleri ülke ile Formula 1 yarışlarının düzenlendiği diğer ülkelere gitme durumu arasındaki ilişki………..99 Tablo 27 : Araştırmaya katılanların geldikleri ülke ile Türkiye hakkında bilgi toplama ihtiyacı arasındaki ilişki………..…………100 Tablo 28 : Araştırmaya katılanların geldikleri ülke ile Türkiye hakkında bilgi topladıkları bilgi kaynakları arasındaki ilişki………...101 Tablo 29 : Araştırmaya katılanların eğitim seviyeleri ile Türkiye’yi beğenme durumu arasındaki ilişki…...……….………102 Tablo 30 : 2005-2006-2007 yıllarında düzenlenen Formula 1 organizasyonlarından herhangi birine katılanlar ile aynı yıllarda Türkiye’yi tatil, alışveriş, spor vb. amaçlarla ziyaret edenler arasındaki ilişki…….………..103

(13)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. : Turizm ve Spor İlişkisi………...………...34

Şekil 2 . : Spor ve Turizmin Sınıflandırılması ………..36

Şekil 3. : İletişimin Geri Bildirim Özelliği………...64

Şekil 4. : Turizm Reklam Etkisi Modeli………...74

Şekil 5. : Lobiciliğin Uygulama Tarzları ve Amaçları……….78

(14)

I. BÖLÜM GİRİŞ

Turizm, dünyanın en hızlı büyüyen endüstrilerinden biri olup, bu büyümenin 21. yüzyılda da devam edeceği tahmin edilmektedir. Turizmin ekonomik etkisi hemen hemen tüm ülkeler tarafından bilinmekte, politika ve stratejiler bu çerçevede oluşturulmaktadır. Turizm bu gelişim ile birlikte daha karmaşık bir hal almış ve yeni formların pazarlanmasını da kapsamaya başlamıştır. Turizm endüstrisinin en hızlı büyüyen segmentlerinden biri de spora veya fiziksel aktiviteye dayalı seyahattir. Marriott International tarafından yürütülen bir çalışmaya göre, geleneksel deniz ve gezip – görme tatili baskın olmayı sürdürürken, bu yerlerde tatil yapanların %22’si bir tatil yeri seçiminde sporun önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Spor turizminin 1997 yılı itibariyle 45 milyar dolarlık bir endüstri olduğu tahmin edilmektedir (Argan, 2004: 158). TURSAB’ın 2002 yılında yapmış olduğu araştırmaya göre; dünyanın önde gelen turizm ve spor örgütleri dünya turizm gelirlerinin yüzde 32’sinin spor turizminden kaynaklandığı görüşünde birleştiği ve spor turizminin 150 milyar dolarlık bir pazar olduğu ortaya konulmuştur (www.tursab.org.tr).

Spor, toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlayan, insanların ve farklı kültürlerin birbirlerini daha iyi tanımalarına olanak veren bir unsurdur. Sporun evrensel değerlerinde, toplumlarda insanları gruplara ayıran ırk, milliyet, din, mezhep, sosyal konum, eğitim, kültür ve ekonomik farklılıklar, vb. özellikleri göz ardı eden bir yaklaşımla herkese eşit bir tutum ortaya konulmaktadır. Günümüzde turizm ürünleri artık güneş, deniz, kum paketlerinin ötesine gitmiş, farklı bir boyut kazanmış olup geleceğin başarılı turizm ürünlerini yaratmak için iyi bir pazar araştırması yapılması ve pazarın bileşenlerinin iyi bir şekilde etüt edilerek müşterilerin isteklerine göre düzenlenebilen modüler ürünlere geçilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu boyutta gelişen ve değişen turizm eğilimleri arasında "spor turizmi" olarak anılan turizm çeşidi son yıllarda sadece ülkemizde değil tüm dünyada ön plana çıkmakta ve modern toplumların yaşamının önemli bir parçası haline gelmektedir (www.turizmdebusabah.com).

(15)

Dünya üzerinde kabul görmüş otoritelerce, çeşitli sporları yapan, spora ilgi duyan ve sporla ilişkisi bulunan kişilerin; sportif karşılaşmalara, olimpiyatlara ve benzeri olaylara bizzat katılmak veya bunları izlemek amacıyla oluşturdukları turizm hareketi spor turizmi olarak adlandırılmaktadır. Genel turizm tariflerinden hareketle, spor turizmi kavramı için, spora ilgi duyan kişilerle, aktif olarak spor yapan kişi, grup ya da takımlar ile bunların idarecileri ve seyircilerinin turizme katılmalarından ortaya çıkan ilişkiler bütünü şeklinde bir yaklaşımda bulunmak mümkündür.

Spor endüstrisi ve turizmi, satılan araç gereçleri, yapılan tesisler ve bunların işletim maliyetleri, organize edilen etkinlikler ve bu etkinliklerin ekonomik girdileri (gişe-büfe gelirleri, katılım –hakem ücretleri, vb.) açısından incelendiğinde, özellikle gelişmiş ülkelerin ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin spor endüstrisinin ABD'de; savunma sanayinden sonra ülke ekonomisinin 2. büyük gücü olduğu farklı ekonomik otoriteler tarafından ifade edilmektedir (www.turizmdebusabah.com).

Kanada'nın Ottowa Üniversitesi'nden Jean Harvey and Francois Houle'nin "Sociology of Sport Journal" dergisindeki Sport, World Economy, Globai Culture, and New Social Movements başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi büyük spor organizasyonları (Olimpiyatlar, Dünya Kupası, Tenis Turnuvaları, Formula Yarışları vb.) uluslararası firmaların dünya market stratejilerinde homojen ve uluslar üstü bir kültür olarak piyasaya girme çabalarında çok önemli bir yer tutmaktadırlar.

Keimyung Üniversitesi'nin (Kore), "Effective Tourism Marketing Approaches to Sporting Events: Lessons from the 2002 World Cup" başlıklı sunusunda büyük spor organizasyonlarının ev sahibi ülkeye ve şehre çok önemli TV tanıtım imkanları yarattığı dile getirilmiştir. Bu kısa süreli TV yayını sayesinde ev sahibi şehir turizm için cazip bir dünya şehri olduğu imajı yaratabilmektedir. Örneğin

(16)

uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır. Burada, televizyon ve internet üzerinden organizasyonu seyredenlerin nasıl gerçek turizm içine çekilebileceği önemli bir konu olarak ortaya çıkmakta ve bu doğrultuda pazarlama stratejileri uygulanmaktadır.

Dünya'da spor turizmi ile anılan şehirlerin başında Seul, Sydney, Lozan gibi yerler bulunmaktadır. 1988 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan Seul'a o yıl gelen turist sayısı yüzde 10,4 oranında artmıştır. Ayrıca Güney Kore endüstri malları ihracatı bir önceki yıla oranla %28.3lük artış göstererek 60.67 milyar dolara ulaşmıştır. 1986 yılında 2,321 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 1988'de 3,728 dolara; yine 1986 yılında 953 milyon dolar olan gayrisafi milli hasılatı, 1988 yılında 1 milyar 561 milyon dolara yükselmiştir. Olimpiyat Oyunları organize etmek için dört kez aday olup kaybetmesine rağmen yılmayan ve beşinci adaylığı olan 1992 Olimpiyat Oyunlarıyla bu şansı elde eden İspanya'nın Barcelona kenti 1991 yılının ortalarına gelindiğinde Barcelona Avrupa'daki en gelişmiş ve yaşanabilir kentler arasında sekizinci sıraya yükselmiştir. Ayrıca Olimpiyat Oyunları süreci ve bu süreçten sonra 326,301 kişilik ek istihdam olanağı ortaya çıkmış ve bu da ülkede işsizlik oranının büyük bir düşüş göstermesine yol açmıştır (www.turizmdebusabah.com).

2000 yılında Sydney Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan Avustralya'ya da o yıl gelen turist sayısında yüzde 10'a yakın bir artış kaydedilmiştir. Ayrıca 1994 – 2004 yılları arasında Avustralya'nın gayri safi milli hasılatına 7,3 milyar Avustralya doları eklenmiş ve oyunlar 150,000 kişilik ek iş istihdamı yaratmıştır (www.turizmdebusabah.com).

Avustralya'nın Perth kenti 1 yıl içinde 20 adet uluslararası spor organizasyonuna sahne olmayı başaran nadir kentlerden biri olarak tarihe geçmiştir. ABD'nin Lake Placid kenti iki kez Dünya Kış Olimpiyatı'na ev sahipliği yapmıştır; kent hala, girişindeki büyük bir pankartla bu özelliğini gelenlere yansıtmaktadır. Olimpiyatların başkenti olarak kendini tanıtan Lozan, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne ev sahipliği yapmakta ve spor turizmi açısından çok önemli bir cazibe

(17)

merkezi konumundaki Modern Olimpiyat Müzesi'ni bünyesinde barındırmaktadır.

Son yıllarda turizmle ilişkisi gittikçe artan sportif aktiviteler, Türkiye'nin turizmde gelişme potansiyeli olan alanlardan biri olarak ortaya çıkmakta ve uygun değerlendirilebilirse Türkiye turizmi açısından önemli bir kaynak olarak ele alınmaktadır.

Türkiye, gerek sosyal, kültürel ve tarihi altyapısıyla ve gerekse de genç nüfusun dinamizmi ile spor turizmi açısından son derece önemli bir potansiyele sahiptir.

Spor turizmi için spor altyapısı tamamlanmış tesisler büyük önem arz etmektedir. Bu altyapı sporun branşına göre değişiklikler gösterebilmekte ve buna bağlı olarak kapasiteleri ile izleyici potansiyelleri de değişiklikler arz etmektedir.

Türkiyenin spor turizmine uygun tesisleri özellikle İstanbul ve Antalya illerinde yoğunlaşmıştır. Marmara Bölgesi'ndeki profesyonel takımların fazlalığı ve bu takımlar için hazırlık kampı yeri ihtiyacı dikkate alındığında, doğal olarak ulaşım kolaylığı, yakınlığı, ikliminin yumuşaklığı gibi avantajlarıyla Sakarya İli, gelecekte iyi bir alternatif oluşturabilecek potansiyele sahiptir. Mevcut spor tesislerinin kalitesinin ve yeterliliğinin geliştirilmesi, mevcut ve yeni yapılacak konaklama tesislerine spor komplekslerinin de planlanması, iyi bir pazarlama ve tanıtım programıyla sadece Akdeniz ve Marmara Bölgesi değil, yurdumuzun tüm bölgeleri ve hatta yurt dışındaki spor takımlarının da dikkatleri çekilecek ve dış turizm faaliyetleri için ilk adımlar böylece atılmış olacaktır. Bu bağlamda bölgelerinde sportif turizm olanakları ile turizmi geliştirme potansiyelini gören Alanya, Erzincan gibi bazı il ve ilçelerimiz kendilerini sportif turizmle özdeşleştirme çabasında büyük başarılar kaydetmişlerdir. Ayrıca Ankara, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, İzmir, Gaziantep, Muğla ve Samsun illerimiz de sahip oldukları altyapı ve bulundurdukları potansiyel ile spor turizmi açısından ön plana çıkan şehirlerdir

(18)

Tüm bu gelişmeler, 1997 yılında 1. Dünya Hava Oyunları'nın Türkiye'de gerçekleştirilmesi ve ardından 1999 yılında da Avrupa Yüzme Şampiyonası'nın ülkemizde yapılması ile hız kazanmış Türkiye 2000, 2004 ve 2008 Olimpiyatlarına talip olacak kadar bu alanda kendini güven hissetmeye başlamıştır. Şimdiye kadar olimpiyatları elde etmede başarısız olsa dahi bu sayede İstanbul'a çok modern tesisler kazandırılmıştır. 2005 yılından itibaren Türkiye Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapmıştır, ayrıca Türkiye 2003, 2004, 2005 ve 2006 Dünya Ralli Şampiyonası etaplarına da ev sahipliği yapmıştır; 2007 yılında takvimden çıkarılmış; fakat 2008 yılı için tekrar takvime dahil edilmiştir. Bununla beraber Türkiye özellikle son yıllarda yabancı futbol kulüplerinin ara devre ve yaz dönemlerindeki antrenman kampları için cazip bir merkez haline gelmektedir (Demir, 2009).

Dört yılda bir yapılan olimpiyatlar gibi, Dünya Futbol Kupası, Avrupa Futbol ya da Voleybol Şampiyonası vb. gibi büyük spor karşılaşmaları her zaman her ülkede, geniş toplum kesimlerinde heyecan yaratmakta ve ilgi çekmektedir. Bunun nedeni şüphesiz söz konusu sporların diğerlerine göre daha kitlesel ve daha geniş kesimleri ilgilendirmesidir (Demir, 2009).

Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Francesco Frangialli, tüm ülkelerin turizm sektörlerine bu konuda önemli bir uyarı yapmıştır. Frangialli (www.turizmdebusabah.com): "Toplumların globalleşme süreçleri içerisinde turizm ve spor, insanları bir araya getiriyor. Spor turizminin önemini fark eden ülkeler, hem parasal, hem de sosyo-kültürel kazanımlar bakımdan kârlı çıkmaya başladılar. Spor turizmi için önlemini alan, altyapısını güçlendiren ülke, bunun meyvelerini toplar." demiştir.

Spor turizmi yoluyla ülkelerin tanıtım faaliyetlerinin daha etkin ve başarılı gerçekleştiğinin görülmesi, spor turizmini geliştirirken üzerinde durulan faktörlerin daha geniş bir perspektifle ele alınması gerektiğini açığa çıkarmıştır. 2000 yılında Galatasaray’ın UEFA Kupasını alması, 2001 yılındaki Avrupa Basketbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmamız, 2002 Dünya Kupası’nda Türk futbol

(19)

takımının dünya üçüncüsü olması, milli atlet Süreyya Ayhan’ın başarılı dereceleri ile “Avrupa’nın En İyi Atleti” seçilmesi gibi olaylar Türkiye’yi spor yoluyla tanıtma açısından eşsiz fırsatlar yaratmıştır. Turizm Bakanlığının açıklamasına göre, Türk milli takımı dünya üçüncüsü olarak yaptığı tanıtım, 20 milyon dolarlık bir tanıtıma eşittir. Yani Türk milli takımı, yaptığı müsabakalar sonucu aldığı derece ile Turizm Bakanlığını 20 milyon dolarlık bir masraftan kurtarmıştır. Bu da yadsınamayacak kadar büyük bir katkıdır (Zorba, 2005: 102–103). Ayrıca Türkiye’nin bugüne dek yaptığı en kapsamlı spor organizasyonu olan “İzmir Universiade 2005” yine ülke tanıtımında çok etkili olmuştur. Yine aynı yıl gerçekleştirilen 2005 İstanbul Grand Prix ülkemize çok sayıda yarış sever akın etmiştir.

Feyzi Açıkalın’ın yazmış olduğu bir makalede sporun turizme kazandırdığı tanıtımın boyutunu şöyle açıklamaktadır: “Çok yıllar önce Rotterdam şehrinde gerçekleştirilen, "Sports and the city" isimli sempozyumun duyurusunu almıştım. Akademik ölçüde sunulan bildirilerde, spor organizasyonlarının şehirlere getirileri ve bunun içi yapılması gerekenler tartışılmıştı. Anımsadığım kadarıyla, "Eşgüdümü tek merkezden sağlanan, modern spor algılaması gelişmiş kişilerce önceden ve titizlikle planlanmış, yerel gönüllülerin katılımının sağlandığı, duyurusu iyi yapılmış, doğru medyayla yapım ve yayınlanması sağlanmış bir yarışmanın istenilen tanıtımı mutlaka sağlayacağı ana fikir olarak işlenmişti”(Açıkalın, 2008).

1.1. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı; Formula 1 Türkiye Grand Prix’nin Türkiye turizminin tanıtımına etkilerinin neler olduğunu ve bu etkileri Formula 1 organizasyonun gerçekleştirildiği İstanbul pistine gelen yabancı ziyaretçilere yapılacak anketlerle ortaya koymaktır.

Formula 1 organizasyonunun düzenlendiği ülkelere olumlu yönde birçok katkı sağladığı tüm otoriteler tarafından kabul edilen bir gerçektir. Birçok ülke bu

(20)

bu organizasyonun düzenlendiğini görebilmek çok mümkün. Özellikle Yunanistan, Formula 1’in yüksek maddi getirisi ve ülke tanıtımına yaptığı katkıları düşünerek somut adımlar atmaya başlamıştır. Birçok ülkenin Formula 1 yarış takvimine girebilmek için yarıştığı durumda, Türkiye bu büyük pastadan payını 2005 yılından bu yana almaktadır. Bu araştırmada, F1 pastasından alınan bu payın ülke tanıtımına yapmış olduğu etkiyi sayısal verilere dayanarak ortaya koyabilmek amaçlanmıştır.

Araştırmanın genel amacı ifade edildiği gibi, çalışmanın daha net bir şekilde ortaya konulabilmesi için alt hipotezlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alt hipotezler uygulama alanı olan Formula 1 2008 Türkiye Grand Prix’si için aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

“Araştırmaya katılanların sahip oldukları gelir ile ülkede kalış süresi arasında anlamlı bir ilişki vardır.”

“Araştırmaya katılanların geldikleri ülke ile Formula 1 yarışlarının düzenlendiği diğer ülkelere gitme durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.”

“Araştırmaya katılanların geldikleri ülke ile Türkiye hakkında bilgi toplama ihtiyacı duymaları arasında anlamlı bir ilişki vardır.”

“Araştırmaya katılanların geldikleri ülke ile Türkiye hakkında bilgi topladıkları bilgi kaynakları arasında anlamlı bir ilişki vardır.”

“Araştırmaya katılanların sahip oldukları eğitim seviyeleri ile Türkiye’yi beğenme durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.”

“2005-2006-2007 yıllarında düzenlenen Formula 1 organizasyonlarından herhangi birine katılanlar ile aynı yıllarda Türkiye’yi tatil, alışveriş, spor vb. amaçlarla ziyaret edenler arasında anlamlı bir ilişki vardır.”

1.2. Araştırmanın Önemi

Dünya kamuoyunda geniş yankı uyandıran Formula 1 yarışlarının, olimpiyatlardan sonra en çok izlenen ve takip edilen organizasyon olduğunu belirten Otomotiv Distribütörleri Derneği Genel Koordinatörü Işık Dikmen, Formula 1 yarışlarını dünyada yaklaşık 2 milyar kişinin ekranları başında izlediğini vurgulamaktadır. Dikmen, Türkiye’ye hem yatırım, hem tanıtım, hem de turizm

(21)

açısından yüksek faydası olan bu tür organizasyonların devamını dilediklerini ifade ederek, "İnsanların 21 Ağustos 2005 tarihinden itibaren Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapacak olan F1 İstanbul Park Yarış Pistinde gerçekleşecek olan Türkiye Grand Prix’si sırasında Türkiye’yi izleyeceği düşünülürse, ülke tanıtımına milyarca Euro katkıda bulunacağı açıkça görülüyor. Formula 1’i izlemek için İstanbul’a gelecek turistlerin, ortalama bir hafta kalacağını düşünürsek, İstanbul ve Türkiye turizmine katkısı da büyük olacaktır. Bu tür organizasyonlar sayesinde ülke tanıtımında da yol kat edebileceğiz." diye konuşmuştur (www.referansgazetesi.com).

Tüm dünyada 2 milyar 200 milyon insanın nefeslerini tutarak izlediği Formula 1, düzenlendiği ülkelerde yarattığı ekonomik hareketlilik ile dikkat çekiyor. Günümüzde futboldan bile popüler bir spor haline gelen 4 milyar dolarlık Formula 1 pastasından Türkiye’nin yıllık 80 – 120 milyon dolar arasında pay alması beklenmektedir. Özellikle 1980’lerden sonra başlayan Bernie Ecclestone (FIA Başkanı) döneminde televizyon yayınlarının da müthiş katkısıyla giderek büyüyen Formula 1, artık sadece yarış olmaktan çok mükemmel pazarlanan bir sportif ticaret mucizesidir. Senede 300 – 500 milyon dolar harcayan takımların pistteki güç gösterisini, tribünlere koşan yüz binler ve 200’ü aşkın ülkede de milyarlarca insan izlemekte, hal böyle olunca da F1 pastasının büyüklüğü 4 milyar dolara yaklaşmaktadır.

Formula 1’in getirisini daha iyi anlayabilmek için bir örnek vermek gerekirse; Türkiye, dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan Formula 1’deki ilk sınavını başarı ile verirken, spor karşılaşmalarından elde edilen gelirde de uluslararası standartlarla tanışmıştır. İstanbul Park pistinde, 3 gün boyunca gerçekleşen Formula 1 yarışmasında elde edilen 20 milyon YTL / 14.5 milyon dolar tribün geliri, 2004–2005 sezonunda Süper Lig’de 36 haftada oynanan toplam 612 futbol karşılaşmasında elde edilen tribün gelirine eşittir. Ayrıca Formula 1’den elde edilen tribün gelirinin elde edilebilmesi için 2 şampiyonlar ligi finali gerçekleştirmek gerekmektedir.

(22)

İstanbul Park pistinin yapımı ile birlikte bölgede birçok yönde çalışma yapılmıştır. Alt ve üst yapı çalışmaları yapılarak bölge eskisinden daha iyi bir duruma getirilmiştir. Bu çalışmalar tamamen Formula 1 organizasyonuna yönelik olmasına rağmen en büyük yararı bölge sakinleri görmüştür. Çünkü daha önceden dar ve bozuk olan karayolları artık daha geniş ve düzgün bir hale getirilmiştir. Park ve bahçelerde yapılan düzenlemeler ile bölge daha güzel bir görünüme kavuşmuş ve bölge sakinleri için yeni dinlenme alanları ortaya çıkmıştır.

Bölgede yapılacak olan yeni turistik yatırımlar neticesinde, bölge daha da gelişecek ve alt ve üst yapı daha da iyileştirilecektir. Ayrıca yeni yapılacak bu yatırımlar için gerekli iş gücü bu bölgedeki kişiler tarafından karşılandığında bölgede ekonomik bir hareketlilik olacak ve insanlar için yeni kazanç yolları açılmış olacaktır. Bu da dolaylı olarak kişilerin eğlenme, dinlenme gibi sosyal olaylara daha fazla katılabilmelerini sağlayacaktır.

1.3. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu çalışma ile ilgili olarak aşağıdaki sınırlılıklar dikkate alınmaktadır.

1. Formula 1 organizasyonu 9 Mayıs Antrenman Turları, 10 Mayıs Antrenman Turları ve Sıralama Turları, 11 Mayıs Yarışın düzenlediği üç günden oluşmaktadır. Dolayısıyla araştırma çerçevesinde yapılacak anket uygulaması sadece üç günle sınırlı tutulacaktır.

2. Araştırma, 9 – 10 – 11 Mayıs 2008 tarihinde İstanbul Park pistine Formula 1 Türkiye Grand Prix’ni izlemeye gelen yabancı ziyaretçilerle sınırlandırılarak, yerli ziyaretçiler kapsam dışında tutulacaktır.

3. Araştırmaya katılacak deneklerin kimlikleri gizli tutulacaktır. 4. Literatür taraması, yerli ve yabancı kaynaklarla sınırlandırılacaktır.

1.4. Araştırmanın Varsayımları

(23)

1. Araştırmanın uygulanacağı yerdeki denekler araştırma konusuna ilgi duyacaktır.

2. Araştırma kapsamında anketi yanıtlayan denekler düşüncelerini samimi ve doğru olarak ifade edecektir.

3. Ankette yer alan sorular ve konular, Formula 1 İstanbul Grand Prix’ni izlemeye yabancı ziyaretçilerin görüşlerini önemli ölçüde yansıtacaktır.

1.5. Tanımlar / Terimler

Çalışmanın bu bölümünde çalışma sırasında sıklıkla kullanılan, bazı kavramların (Formula 1, FIA, Grand Prix) ne anlamda kullanıldığı üzerinde durulmuştur.

Formula 1: FIA tarafından her yıl açıklanan tek sürücülü otomobiller için bir dizi teknik kuraldır. Bu kurallarda azami ve asgari boyutlar, motor kapasitesi, teknik olarak izin verilen ve verilmeyen hususlar ve belki en önemlisi pilotu korumak açısından araçta bulunması gereken güvenlik önlemleri yer almaktadır. Bu kurallara göre yapılan otomobil ise bir Formula 1 otomobilidir.

FIA: Motor sporlarının dünyadaki yönetim organı olup, Formula 1 Dünya Şampiyonalarını ve diğer uluslararası motor sporları faaliyetlerini yönetir.

Grand Prix: Formula 1 yarışlarında sıkça duyulan “Grand Prix” terimi önceleri büyük pistlerde yapılan yarışlara verilen isimdi. Ancak birçok otomobil yarışında da bu isim kullanılıyordu. FIA bu duruma karşı çıkarak “Grand Prix” isminin sadece Formula 1 dünya şampiyonalarındaki yarışlarda kullanılmasını istemiş, böylece Grand Prix isminin şampiyona olmayan bir olayda kullanılması yasaklanmıştır. Sadece tarihsel önemi olan nadir yarışlarda kullanılmasına izin verilmiştir.

(24)

1.6. Araştırmaya Konu Olan Formula 1 Yarışlarıyla İlgili Genel Bilgiler

Formula 1, motor sporlarının doruk noktası olarak kabul edilebilir. Her sezon dünyanın dört kıtasını dolaşan bu yarış serisi tüm dünyada yüz milyonlarca kişiyi ekran başına çekmektedir. Formula 1 sadece en iyi sürücüleri değil, aynı zamanda en iyi mühendisleri ve tasarımcıları da takımların bünyesinde toplamaktadır. Genellikle takımların arkasında bulunan motor üreticileri inanılmaz yüksek bütçelerle en son teknolojiyi kullanarak rakiplerinin bir adım önüne geçmeye çalışmaktadır. Tüm bu çabalar ise genellikle ancak saniyenin yüzde biriyle ölçülen farklar için verilmektedir.

Formula 1’in kökleri İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemdeki Grand Prix yarışlarına dayanmaktadır. O zamanlarda Mercedes, Maserati ve Alfa Romeo liderlik için kıyasıya rekabet halindedir. 1950 yılında, dönemin önemli yarışları birleştirilerek Formula One Dünya Şampiyonası kurulmuştur. O yıllarda yedi yarıştan oluşan -ki bugün en az on altı yarıştır– şampiyona, İngiltere, Monaco, İsviçre, Belçika, Fransa, İtalya ve ABD’deki ünlü Indianapolis 500 yarışından oluşuyordu. İtalyan Nino Farina Formula 1’in ilk şampiyonudur (www.istanbulparkcircuit.com).

“Formula” terimi genel olarak araç üreticileri tarafından izlenmesi gereken kurallar bütününe verilen isimdir. Bu kurallar maksimum motor kapasitesini 4,5 litre (araçta ‘supercharger’ varsa 1,5 litre) ile sınırlamaktadır. “1” sayısı ise FIA’nın (Dünya Otomobil Federasyonu) tanıdığı motor sporları arasında bu turnuvanın en önemlisi olduğunu gösteren bir ibaredir.

İlerleyen yirmi yılda Formula 1, ilk zamanlardaki yarışçı zengin beyefendilerin vakit geçirme meşgalesi olan kimliğinden çıkıp daha ciddi bir hale bürünmüştür. 1970’lerde ise hızlı bir evrim sürecine girerek uluslararası boyut kazanmış ve bizim şu an bildiğimiz anlamda büyük sponsorlar tarafından desteklenen profesyonel takımlar ortaya çıkmıştır. En iyi pilotlar artık sadece sıkı takipçilerin bildiği değil, herkesin giderek aşina olduğu isimler olmaya başlamıştır.

(25)

70’lerde Niki Lauda ve James Hunt, 80’lerde ise Alain Prost ve Ayrton Senna kült sürücüler arasındaydı. Yüzyılın sonuna gelindiğinde F1’in popülaritesine ancak Olimpiyatlar ve Dünya Kupası’nın yetişebildiği görülüyor ki bu iki organizasyon da ancak dört yılda bir yapılmaktadır (www.istanbulparkcircuit.com).

1.6.1. Formula 1’in Tarihi

Formula 1 Dünya Şampiyonası, 1950 yılında İngiltere’nin Silverstone pistinde start almıştır. 1950 yılından günümüze kadar düzenlenen en büyük organizasyonlardan biridir. Hem katılımcı hem de seyirci sayılarında sürekli artışlar görmüştür. Teknolojinin ilerlemesi ile yarışan araçlardan yarış pistlerine hatta yarış kurallarına kadar birçok yenilik Formula 1’i en cazip motor sporları organizasyonu haline getirmiştir.

Formula 1 yarışlarına ilk sezonunda (1950) 6 ülke evsahipliği yapmıştır. İlk yarış İngiltere’nin Silverstone pistinde yapılmıştır. İngiliz Kraliyet ailesinin de izlediği yarışta 21 araba start almıştır. Bu yarışı Monako, İndianapolis 500, İsviçre- Bremgarten, Belçika, Fransa GP’leri takip etmiş ve sezonun son yarışı olarak İtalya GP’si yapılmıştır.

1950 – 2008 yılları arasında Formula 1 organizasyonun düzenlendiği ülkeler aşağıdaki gibidir (www.sanalhabermerkezi.com):

¾ 1951 sezonunda Almanya ve İspanya iki yeni ev sahibi olarak yarış takvimine eklenmiş ve 8 zorlu GP’nin yapılacağı sezon İsviçre’nin Bremgarten pistinde start almıştır. Bu yarışı sırasıyla İndianapolis 500, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya GP’leri takip etmiş ve sezonun son yarışı İspanya’da yapılmıştır.

¾ 1952 sezonunda Hollanda da yarış takvimine alınmıştır. Sezon yine İsviçre’de start almış, İndianapolis 500, Belçika, Fransa, İngiltere,

(26)

¾ 1953 sezonu Arjantin’de start aldı. Ancak sezon hiç beklenmedik büyük bir kaza ile başlamıştır. Farina’nın, aracıyla kalabalığın arasına girmesi ve 10 kişinin ölümü ile Formula 1 dünyası ilk büyük şoku yaşanmıştır. Ancak bu durum bile yarışın yapılmasına engel olmamıştır. Arjantin GP’si ile başlayan sezon İndianapolis, Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, İsviçre GP’lerinden sonra İtalya GP’si ile sona ermiştir.

¾ 1954 sezonu Arjantin’in Buenos Aires kentinde start almıştır. Dokuz zorlu GP’nin yapılacağı sezon Arjantin GP’si ile başlamış bu yarışı İndianapolis 500, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, İsviçre, İtalya ve İspanya GP’leri takip etmiştir.

¾ 1955 sezonunda Almanya, İsviçre, Fransa ve İspanya yarış takviminden çıkarılırken, Monako ve Hollanda yarış takvimine eklenmiş ve yeni sezonda GP sayısı 7’ye düşmüştür. Arjantin, Monako, İndianapolis, Belçika, Hollanda, İngiltere ve İtalya bu sezonda yarış takvimini oluşturan ülkeler olmuştur.

¾ 1956 sezonunda Hollanda yarış takviminden çıkarılırken Fransa ve Almanya tekrar yarış takvimine eklenmiş, Arjantin GP’si ile başlayan sezon Monako, İndianapolis 500, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya GP’leri ile devam etmiştir.

¾ 1957 sezonunda Belçika yarış takviminden çıkarılırken Pescara yarış takvimine eklenmiştir. Sezon Arjantin’de başlamış, Monako, İndianapolis, Fransa, İngiltere, Almanya, Pescara GP’lerinden sonra İtalya’da sona ermiştir.

¾ 1958 sezonu için kurallarda yapılan değişiklikler hemen etkisini göstermiştir. Katılan takım sayısında gözle görülür artış olmuştur. İngilizler, İtalyan egemenliğini kırmak için yeni takımlarla GP’lerde yer almıştır. Bir başka değişiklik de Fas, Portekiz gibi yeni ülkelerin şampiyona takvimine eklenmesiyle yaşanmıştır. Hollanda ve Belçika’nın da yarış takvimine yeniden dahil edilmesiyle GP sayısı 11’e çıkmıştır. Arjantin’de başlayan sezon, Monako, Hollanda, İndianapolis, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, Portekiz, İtalya GP’lerinden sonra Fas’ta sona

(27)

ermiştir. 1958 yılından itibaren takımlar şampiyonluğu ayrıca değerlendirilmeye başlanmıştır.

¾ 1959 sezonunda Arjantin, Belçika ve Fas yarış takviminden çıkarılırken, ABD yarış takvimine eklenmiştir. Monako’da başlayan sezon İndianapolis, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, Portekiz, İtalya GP’lerinden sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1960 sezonunda Almanya yarış takviminden çıkarılırken, Arjantin ve Belçika tekrar yarış takvimine eklenmiştir ve şampiyona takvimindeki GP sayısı 10’a çıkmıştır. Arjantin’de başlayan sezon, Monako, İndianapolis, Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, Portekiz, İtalya’dan sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1961 sezonunda Arjantin, Portekiz ve İndianapolis yarış takviminden çıkarılırken, Almanya tekrar yarış takvimine eklendi ve şampiyona takvimindeki GP sayısı 8’e düşmüştür. Monako’da başlayan sezon Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya’dan sonra Amerika’da sona ermiştir.

¾ 1962 sezonunda Güney Afrika yarış takvimine eklenmiş ve şampiyona takvimindeki yarış sayısı 9’a çıkmıştır. Hollanda’da başlayan sezon Monako, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve ABD’den sonra Formula 1’e ilk defa ev sahipliği yapan Güney Afrika’da sona ermiştir. ¾ 1963 sezonunda Meksika yeni ev sahibi olarak şampiyona takvimine

eklenmiştir. Monako’da başlayan sezon Belçika, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, ABD, Meksika’dan sonra Güney Afrika’da sona ermiştir.

¾ 1964 sezonunda Güney Afrika yarış takviminden çıkarılırken, Avusturya GP’si takvimine alınmıştır. Monako’da başlayan sezon, Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya, ABD’den sonra Meksika’da sona ermiştir.

¾ 1965 sezonunda Avusturya yarış takviminden çıkarılırken, Güney Afrika tekrar yarış takvimine eklenmiştir. Afrika kıtasında başlayan sezon,

(28)

¾ 1966 sezonunda Güney Afrika yarış takviminden çıkarılırken şampiyona takvimindeki yarış sayısı 9’a inmiştir. Monako’da başlayan sezon Belçika, Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya, İtalya, ABD’den sonra Meksika’da sona ermiştir.

¾ 1967 sezonunda Kanada ve Güney Afrika’nın yarış takvimine eklenmesiyle GP takvimindeki yarış sayısı 11’e çıkmış, Güney Afrika’da başlayan sezon, Monako, Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, Kanada, İtalya, ABD GP’lerinden sonra Meksika’da sona ermiştir.

¾ 1968 sezonunda İspanya’nın da yarış takvimine eklenmesi ile şampiyona takvimindeki yarış sayısı 12’ye çıkmış, Güney Afrika’da başlayan sezon, İspanya, Monako, Belçika, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada, ABD’den sonra Meksika’da sona ermiştir.

¾ 1969 sezonunda Belçika yarış takviminden çıkarılmış ve şampiyona takvimindeki GP sayısı 11’e inmiştir. Güney Afrika’da başlayan sezon, İspanya, Monako, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada, ABD’den sonra Meksika’da sona ermiştir.

¾ 1970 sezonunda Belçika, Avusturya ve Kanada’nın eklenmesiyle şampiyona takviminde yarış sayısı 13’e çıkmış. Güney Afrika’da başlayan sezon İspanya, Monako, Belçika, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya, Kanada, ABD’den sonra Meksika’da sona ermiştir.

¾ 1971 sezonunda Belçika ve Meksika yarış takviminden çıkarılmış ve yarış takvimindeki GP sayısı 11’e inmiştir. Güney Afrika’da başlayan sezon, İspanya, Monako, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya, Kanada’dan sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1972 sezonunda Belçika ve Arjantin tekrar yarış takvimine eklenirken, Hollanda yarış takviminden çıkarılmış, şampiyona takvimini oluşturan GP sayısı 12’ye çıkmıştır.. Arjantin’de başlayan sezon, Güney Afrika, İspanya, Monako, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya, Kanada’dan sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1973 sezonunda Brezilya, İsveç ve Hollanda’nın yarış takvimine eklenmesiyle şampiyona takvimindeki yarış sayısı ilk kez 15’e çıkmıştır.

(29)

Arjantin’de başlayan sezon, Brezilya, Güney Afrika, İspanya, Belçika, Monako, İsveç, Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya, Avusturya, İtalya, Kanada’dan sonra ABD’de son bulmuştur.

¾ 1974 sezonu Arjantin GP’si ile start almış ve Brezilya, Güney Afrika, İspanya, Belçika, Monako, İsveç, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya, Kanada’dan sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1975 sezonunda Kanada yarış takviminden çıkarılmış ve şampiyona takvimindeki GP sayısı 14’e inmiştir. Arjantin’de başlayan sezon, Brezilya, Güney Afrika, İspanya, Monako, Belçika, İsveç, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya’dan sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1976 sezonunda Arjantin yarış takviminden çıkarılırken, Batı ABD ve Japonya’nın takvime eklenmesiyle şampiyona takvimindeki yarış sayısı 16’ya çıkmıştır. Brezilya’da başlayan sezon, Güney Afrika, Batı ABD, İspanya, Belçika, Monako, İsveç, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, Kanada, ABD’den sonra Japonya’da sona ermiştir. ¾ 1977 sezonunda Arjantin yeniden yarış takvimine eklenmiş ve şampiyona

takvimindeki yarış sayısı 17’ye çıkarılmış, Arjantin’de başlayan sezon, Brezilya, Güney Afrika, Batı ABD, İspanya, Monako, Belçika, İsveç, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, ABD, Kanada’dan sonra Japonya’da sona ermiştir.

¾ 1978 sezonunda Japonya yarış takviminden çıkarılırken şampiyona takvimindeki yarış sayısı 16’ya inmiş, Arjantin’de başlayan sezon, Brezilya, Güney Afrika, Batı ABD, Monako, Belçika, İspanya, İsveç, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, ABD GP’lerinden sonra Kanada’da sona ermiştir.

¾ 1979 sezonunda İsveç şampiyona takviminden çıkarılırken, şampiyona takvimindeki GP sayısı 15’e inmiş, Arjantin’de başlayan sezon, Brezilya, Güney Afrika, Batı ABD, İspanya, Belçika, Monako, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, Kanada GP’lerinden sonra

(30)

¾ 1980 sezonunda İspanya şampiyona takviminden çıkarılırken, GP sayısı 14’e inmiş, Arjantin’de başlayan sezon, Brezilya, Güney Afrika, Batı ABD, Belçika, Monako, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, Kanada’da GP’lerinden sonra ABD’de sona ermiştir. ¾ 1981 sezonunda İspanya yarış takvimine eklenirken Batı ABD şampiyona

takviminden çıkarılmış, 14 GP’den oluşan 1981 sezonu Arjantin’de başladı, Brezilya, Güney Afrika, İspanya, Monako, Belçika, İsveç, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya ve İtalya GP’lerinden sonra ABD’de sona ermiştir.

¾ 1982 sezonunda Arjantin, İspanya, İsveç, ABD yarış takviminden çıkarılırken, Batı ABD, San Marino, Detroit, Kanada, İsviçre, Las Vegas GP’leri yarış takvimine eklenmiştir..16 GP’den oluşan sezon Güney Afrika’da start aldı, Brezilya, Batı ABD, San Marino, Belçika, Monako, Detroit, Kanada, Hollanda, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya GP’lerinden sonra Las Vegas GP’si ile sona ermiştir.

¾ 1983 sezonunda İsviçre, GP takviminden çıkarılırken, Avrupa GP’si yarış takvimine eklenmiş, Brezilya’da başlayan sezon, Batı ABD, Fransa, San Marino, Monako, Belçika, Detroit, Kanada, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, Avrupa GP’lerinden sonra Güney Afrika’da sona ermiştir.

¾ 1984 sezonunda Batı ABD yarış takviminden çıkarılırken, Portekiz ve Dallas GP’lerinin eklenmesiyle şampiyona takvimindeki GP sayısı 16’ya çıkmıştır. Brezilya’da başlayan sezon, Güney Afrika, Belçika, San Marino, Fransa, Monako, Kanada, Detroit, Dallas, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, Avrupa GP’lerinden sonra Portekiz’de sona ermiştir.

¾ 1985 sezonunda Dallas GP’si yarış takviminden çıkarılırken Avustralya yarış takvimine eklenmiştir. 16 GP’den oluşan sezon Brezilya’da start almış ve Portekiz, San Marino, Monako, Kanada, Detroit, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda, İtalya, Belçika, Avrupa, Güney Afrika GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

(31)

¾ 1986 sezonunda Hollanda, Avrupa ve Güney Afrika GP’leri yarış takviminden çıkarılırken, İspanya, Macaristan ve Meksika yeni ev sahipleri olarak GP takvimine eklenmiştir. Brezilya’da başlayan sezon, İspanya, San Marino, Monako, Belçika, Kanada, Detroit, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Avusturya, İtalya, Portekiz, Meksika GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir..

¾ 1987 sezonunda Kanada yarış takviminden çıkarılırken, Japonya yarış takvimine eklenmiştir. 16 GP’den oluşan sezon Brezilya’da başlamış, San Marino, Belçika, Monako, Detroit, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Avusturya, İtalya, Portekiz, İspanya, Meksika, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

¾ 1988 sezonunda Avusturya yarış takviminden çıkarılırken, Kanada tekrar yarış takvimine eklenmiş, 16 GP’den oluşan sezon Brezilya’da start almış, San Marino, Monako, Meksika, Kanada, Detroit, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, İspanya, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

¾ 1989 sezonunda Detroit, yarış takviminden çıkarılırken, ADB GP’si yarış takvimine eklendi. 16 GP’den oluşan sezon Brezilya’da start almış ve San Marino, Monako, Meksika, ABD, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, İspanya, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

¾ 1990 sezonunda da 1989 sezonundaki yarış takvimi aynen kabul edilmiştir. ABD’de başlayan sezon Brezilya, San Marino, Monako, Kanada, Meksika, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, İspanya, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

¾ 1991 sezonunda da 1990 sezonundaki yarış takvimi kabul edilmiş, ABD’de başlayan sezon, Brezilya, San Marino, Monako, Kanada, Meksika, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, İspanya, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona

(32)

¾ 1992 sezonunda ABD yarış takviminden çıkarılırken, Güney Afrika yedi yıl aradan sonra tekrar yarış takvimine eklenmiş, Güney Afrika’da başlayan sezon, Meksika, Brezilya, İspanya, San Marino, Monako, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

¾ 1993 sezonunda Meksika, şampiyona takviminden çıkarılırken, Avrupa GP’si adıyla bir GP yarış takvimine eklenmiştir. Güney Afrika’da başlayan sezon, Brezilya, Avrupa, San Marino, İspanya, Monako, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya GP’si ile sona ermiştir.

¾ 1994 sezonunda Güney Afrika şampiyona takviminden çıkarılırken, Pasifik GP’si şampiyona takvimine eklenmiş, Brezilya GP’si ile başlayan sezon, Pasifik, San Marino, Monako, İspanya, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, Avrupa, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya GP’si ile sona ermiştir.

¾ 1995 sezonunda Arjantin’in yarış takvimine eklenmesiyle şampiyona takvimindeki yarış sayısı 17’ye çıkmıştır. Brezilya’da başlayan sezon, Arjantin, San Marino, İspanya, Monako, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz, Avrupa, Pasifik, Japonya GP’lerinden sonra Avustralya’da sona ermiştir.

¾ 1996 sezonunda Pasifik GP’si şampiyona takviminden çıkarılmıştır. Avustralya’da başlayan sezon, Brezilya, Arjantin, Avrupa, San Marino, Monako, İspanya, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Portekiz GP’lerinden sonra Japonya’da sona ermiştir. ¾ 1997 sezonunda Portekiz GP’si şampiyona takviminden çıkarılırken,

Avusturya ve Lüksemburg GP’leri şampiyona takvimine eklenmiştir. Avustralya’da başlayan sezon, Brezilya, Arjantin, San Marino, Monako, İspanya, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Avusturya, Lüksemburg, Japonya GP’lerinden sonra Avrupa’da sona ermiştir.

¾ 1998 sezonunda Jerez’de yapılan Avrupa GP’si şampiyona takviminden çıkarılırken şampiyona takvimindeki GP sayısı 16’ya inmiştir.

(33)

Avustralya’da başlayan sezon, Brezilya, Arjantin, San Marino, İspanya, Monako, Kanada, Fransa, İngiltere, Avusturya, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Lüksemburg GP’lerinden sonra Japonya’da sona ermiştir. ¾ 1999 sezonunda Arjantin ve Lüksemburg yarış takviminden çıkarılırken,

Malezya ve Avrupa GP’leri yarış takvimine eklenmiştir. Avustralya’da başlayan sezon, Brezilya, San Marino, Monako, İspanya, Kanada, Fransa, İngiltere, Avusturya, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Avrupa, Malezya GP’lerinden sonra Japonya’da sona ermiştir.

¾ 2000 sezonunda yarış sayısı 17’dir. Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Avrupa, Fransa, Almanya, İngiltere, Macaristan, İndianapolis, İtalya, Japonya, Malezya, Monako, San Marino ve İspanya Gp’leri yapılmıştır.

¾ 2001 sezonunda yarış sayısı, 2000 sezonundaki gibi 17’de kalmıştır. İtalya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Avrupa, Fransa, Almanya, İngiltere, Macaristan, İndianapolis, Japonya, Malezya, Monako, San Marino ve İspanya GP’leri yapılmıştır.

¾ 2002 sezonunda yarış sayısı yine 17’dir. Avustralya’ da başlayan sezon Malezya, Brezilya, San Marino, İspanya, Avusturya, Monako, Kanada, Avrupa, İngiltere, Fransa, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, ABD GP’leri ile devam etti ve Japonya’ da sona ermiştir.

¾ 2003 sezonunda yarış sayısı 16’ya düşmüş ve sezon Avustralya ile başlamıştır. Malezya, Brezilya, San Marino, İspanya, Avusturya, Monako, Kanada, Avrupa, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, İtalya, ABD GP’lerinden sonra Japonya’da sona ermiştir.

¾ 2004 sezonunda artık Bahreyn ve Çin pisti de vardı ve yarış sayısı 18 olmuştur. Yine Avustralya’da başlayan sezon Malezya, Bahreyn, San Marino, İspanya, Monako, Avrupa, Kanada, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Belçika, İtalya, Çin ve Japonya GP’leri ile devam etmiş ve Brezilya’ da sona ermiştir.

(34)

Avrupa, Kanada, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Türkiye, İtalya, Belçika, Brezilya ve Japonya GP’lerinden sonra Çin GP’si ile sona ermiştir.

¾ 2006 sezonunda ilk yarış Bahreyn’de yapılmış, Malezya, Avustralya, San Marino, Avrupa, İspanya, Monako, İngiltere, Kanada, ABD, Fransa, Almanya, Macaristan, Türkiye, İtalya, Çin, Japonya ve Brezilya GP’si ile sona ermiştir. 2006 sezonunda Belçika Grand Prix’i yarış takviminden çıkarılarak, yarış sayısı 18’e düşürülmüştür.

¾ 2007 sezonunda yarışlar Avustralya GP’si ile başlamış, Malezya, Bahren, İspanya, Monako, Kanada, ABD, Fransa, İngiltere, Avrupa, Macaristan, Türkiye, İtalya, Belçika, Japonya, Çin, Brezilya GP’si ile sona ermiştir. 2007 sezonunda San Marino, Almanya GP’leri takvimden çıkarılmış, bir yıl aradan sonra Belçika GP’si yarış takvimine dahil edilmiştir.

¾ 2008 sezonunda Formula 1’de yine büyük bir atılım yapılarak gece yarışları gerçekleştirilmeye başlanmıştır. İlk gece yarışı olan Singapur GP’si 2008’de yarış takvimine eklenerek bu sezonda 18 yarış gerçekleştirilmiştir. Önceki yıllarda Türkiye GP’si Ağustos ayında koşulurken, araştırmaya konu olan Türkiye GP’si bu sezonda 11 Mayıs tarihinde koşulmuştur. Sezon Avustralya GP’si ile başlamış, Malezya, Bahreyn, İspanya, Türkiye, Monako, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Avrupa, Belçika, İtalya, Singapur, Japonya, Çin ve Brezilya GP’si ile sona ermiştir.

1.6.2. Formula 1’de TV Yayın Hakkı Ücretleri

Formula 1 yarışlarını yayınlayabilmek için TV kanalları yüksek ücretler ödemekteler. Bu organizasyonda mücadele eden takımlar, bütçelerinin büyük kısmını sponsorlardan karşılamaktadır. Ancak TV yayın hakkı ücretlerinin de bu takımlara katkısı bulunmaktadır. Formula 1 yarışlarını ülkelerinde yayınlayabilmek için TV kanalları arasında da çok büyük bir yarış var ve bu yarışta çok büyük paralar

(35)

dönmektedir. F1 Racing Dergisi ve Sportal.com’ un birlikte yürüttüğü tahminlere bakıldığında hangi kanalın yıllık ne kadar (USD bazında) ücret ödediği görülebilir.

Tablo 1. : Tahmini TV yayın hakkı ücretleri

Kaynak: F1 Racing Dergisi, Nisan 2006, s.16

90’lı yıllardan sonra Formula 1 pastası, izleyici sayısına paralel olarak büyük bir artış göstermiştir. 1990’da yıllık toplam izleyici 17.5 milyar kişiyken bu rakam günümüzde 60 milyarı bulmaktadır. Özellikle Asya ülkelerinde bu spora olan ilginin artması, kadın seyircilerin oranının % 20’lerden 38’e çıkması Formula 1’in popülaritesini arttırmıştır. Her yarışta ev sahibi ülkeye en az 100 milyon $ kaldığı varsayıldığından pek çok ülke Formula 1’e ev sahipliği yapmak için sıraya girmiştir (www.mad4f1.com).

1.6.3. Formula 1’in Avantajları

¾ Formula 1 mekanik bir spor, bir teknoloji sporu olması nedeniyle pistin yapımında ve işletmesinde çalışacak olan mühendislerimiz, teknikerler önemli tecrübeler kazanacaklar.

KANAL ÜLKE ÖDEDİĞİ ÜCRET ( $ ) RTL Almanya 102.000.000 ITV İngiltere 51.000.000 RAI İtalya 48.000.000 TF1 Fransa 36.000.000 TELECINCO İspanya 24.000.000 FUJI TV Japonya 23.000.000 TV GLOBO Brezilya 20.000.000

ART Orta Doğu 7.500.000

MYV3 Finlandiya 6.000.000

(36)

¾ Pistte düzenlenecek olan, dünya şampiyonası seviyesindeki diğer motor spor yarışları gençlerimiz için mükemmel kapılar açacak. Motor sporlarına meraklı gençler için eşsiz bir eğitim ortamı olacak.

¾ Her yıl gelecek olan misafirleri ağırlamak için Habitat zirvesinde olduğu gibi üniversite öğrencileri 10–15 günlük iş fırsatına sahip olacak.

¾ Pist yakınındaki hava alanı, alış veriş merkezleri, çevre yolları büyük işlerlik kazanacak.

¾ Formula 1’in yarattığı ekonomik hareket, diğer sporlardan farklı olarak, sadece o sporla ilgili derneklere, kulüplere ve sporculara değil, ülkenin genel ekonomisine yansıyacak.

¾ Hava trafiği az olduğu için işlevsiz olan Sabiha Gökçen Havaalanı hayat bulacak. (2005 İstanbul GP’si ile görülmüştür)

¾ Yarışlara gelecek olan turistlerden kazanç elde etme çabasında olan belediyeler alt ve üst yapı çalışmalarına daha çok önem verecekler ve bu durum doğal olarak yerel halkın işine yarayacak. (Bu kapsamda pistin yer aldığı Akfırat Belediyesi 10 milyon dolarlık bir bütçeyle piste giden yollarda genişletme yaptı. Tuzla Belediyesi de yine bu kapsamda Tuzla Gölü ve Kuş Cenneti ile Tuzla evlerinde ıslah çalışmaları yapmıştır.)

¾ Formula 1 yarışının en önemli yararı ülke tanıtımına katkısıdır. Çünkü Formula 1 yarışları ile ortalama 2 milyar kişiye ülke tanıtımı yapılmaktadır. Yapılan istatistikî çalışmalara göre de bu rakamın binde 2’si tanıdığı ülkeye gitmek istemektedir. Bu da Türkiye’ye gelmek isteyen potansiyel turist sayısının 4 milyon olduğunu ortaya koymaktadır.

¾ Biletlerin pahalı olmasından dolayı belli bir gelir seviyesinin üzerindeki insanların çıplak gözle takip edebildiği F1 yarışları için gelen turistler, ziyaret ettikleri şehre yüklü miktarda döviz bırakmaktadır.

¾ Formula 1, diğer motor sporlarına da gelişme yolunu açmaktadır.

¾ Formula 1 tesisinde sadece bu yarış değil farklı farklı birçok yarış yapılacaktır. (Formula 1 tesislerinde kartingden motosiklete kadar

(37)

birçok branşta ulusal ve uluslararası organizasyonlar yapılması mümkündür.)

¾ Tesislerde her türlü hava koşullarında emniyetli sürüş teknikleri öğretilebilecek ve pistte hızlı araç kullanma eğitimleri verilebilecektir. ¾ Formula 1’in getireceği otomobil kullanma kültürü, hızın yollarda değil

pistte yapılmasını sağlayacak, Türkiye’nin trafik probleminin çözülmesine de yardımcı olacaktır.

¾ Uluslararası ticaret arenasında firmaların ve ürünlerinin tanıtımında güçlü ve modern bir imaj oluşturulmasına katkıda bulunacaktır.

¾ Uluslararası firmaların ülkeye yönelik teknolojik ve ekonomik yatırımları açısından Formula 1 gibi projelerin Türkiye’de gerçekleştirilebilmesi ülke için etkili bir referans oluşturacaktır.

¾ Formula 1’in yarattığı turist trafiği, yarışın yapıldığı alandaki işletmelerin de maksimum potansiyelle çalışmalarına ve normal seviyelerin üzerinde kâr etmelerine yol açmaktadır.

¾ Yarış döneminde işletmeler talep fazlası nedeniyle ek işçi çalıştırmak durumunda kalmaktadır.

¾ Sezonluk işçi ihtiyacı bulunduğundan, genel ekonomik hareketlilik gözle görülür derecede artmaktadır.

¾ Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapan ülkelerde, tanıtımın da yaptığı katkı ile kongre turizminin artış gösterdiği gözlenmektedir (www.f1turkey.com).

1.6.4. Formula 1’in Dezavantajları

¾ Formula 1 nedeni ile bir bölgede aşırı derecede gelişen yöreye nazaran diğer yöreler göz ardı edilebilir.

¾ Bu organizasyon için ülkemize gelen turistler nedeni ile o bölgedeki yöre halkı etkilenebilir ve kültür yozlaşması olabilir.

(38)

¾ Şayet alt ve üst yapı çalışmaları yetersiz kalırsa yarışın yapıldığı dönemde bölge, gelen turistleri yeteri derecede ağırlayamaz ve buda turist kaybına yol açar.

¾ Yarışların etkisi ile bölgedeki tüketim maddeleri ve gayrimenkullerde gözle görülür bir artış olur ve buda bölgedeki düşük gelirli kişileri olumsuz yönde etkiler.

¾ Sadece Formula 1 yarışlarına endekslenmiş bir bölge diğer turistik yatırımlara önem vermezse bölgede mevsimlik ekonomik dalgalanmalar üst seviyelere çıkar. Mevsimlik kazançlar ortaya çıkar. Bu durumda bölgede ekonomiyi sürekli etkili kılmak gereklidir (www.f1turkey.com).

1.6.5. Formula 1 İstanbul Park Pisti Mevcut Durumu

İstanbul Park pisti motor sporlarının zirvesi olan Formula 1 yarışlarının Türkiye’de yapılması için inşa edilen hemen hemen dünyanın en modern pistidir. Bu pist Tuzla Tepeören Mevkiinde bulunmakta ve toplam 2.215.000 m2’ lik bir alanı

kaplamaktadır (www.wikipedia.org). Formula 1 İstanbul Pistinin mimarı Herman Tilke, pisti 5.333 km uzunluğunda, 14.5-21.0 m genişliğinde ve saat yönünün tersine koşulacak şekilde tasarlamıştır. Pistte toplam viraj sayısı sağ 6 , sol 8 olmak üzere 14 adet olup, maksimum hız ise 320.58 km/h’ dir. İnişli çıkışlı bir yapıya sahip olan pistteki en yüksek boyuna eğim %8.145’ tir.

Daha önceleri pistin adı konusunda yaşanılan birtakım tartışmalar vardı. Ortaya ilk atılan isimler Speed Park ve Otodrom Pisti gibi yabancı isimlerdir. Daha sonraları böyle bir organizasyona ev sahipliği yapacak olan pistin adının Türkçe olması yolundaki görüşler artış göstermiş ve yapılan baskılar sonucu pistin adı “İstanbul Park” olarak tescil edilmiştir.

İstanbul Park pistinin yapımı tamamlandıktan sonraki mevcut durumu hakkında önemli başlıklar aşağıdaki gibidir. Daha detaylı bilgiler ise Tablo 3’de gösterilmektedir.

(39)

¾ İstanbul Park pisti, altyapı ve çevre yollarıyla birlikte toplam 300 milyon YTL’ ye mal olmuştur.

¾ İstanbul Park için 22 kilometre yeni yol yapılmıştır.

¾ İstanbul Park pistinin uzunluğu 5 bin 378 metre. Pistin en dar yeri 14, en geniş yeri ise 21.5 metre.

¾ Pistin start-finiş düzlüğü 655 metre uzunluğunda. Pilotlar bu düzlükte saatte 320 kilometrelik hıza kadar çıkacaktır.

¾ Toplam 58 turdan oluşacak olan Türkiye GP’si saat yönünün tersine olan bir yarıştır.

(40)

II. BÖLÜM SPOR TURİZMİ

2.1.TURİZM

Turizm kavramının evrensel bir tanımı yoktur. İngilizcede "yolculuk", Fransızcada ise "hareket başlanan noktadan uzaklaşarak tekrar başlangıç noktasına dönme" anlamına gelen "tour" sözcüğünden türemiştir. Turizmin temelinde seyahat vardır. Ancak bu iki sözcük eş anlamı değildir. Seyahat yeryüzü var olduğundan beri süregelen bir olgu iken, turizm oldukça çağdaş bir kavramdır. "Turizm" sözcüğü ilk olarak 1811 yılında, Oxford İngilizce Sözlük tarafından ortaya atılmış, 1937 yılında Uluslar Birliği (League of Nations) tarafından "herhangi birinin yaşadığı yer dışında bir yere, en az 24 saat süre ile yaptığı ziyaret" olarak tanımlanmıştır. Uluslararası Turizm Uzmanları Derneği (AIEST) ise turizmi "yaşanan çevre dışında, istek doğrultusunda seçilen özel aktiviteler" olarak ifade ederken en az bir gece konaklamanın şart olmadığını ileri sürmüştür. Diğer bir özellik ise turizmde yaşanılan yerden uzaklaşmanın geçici bir süre için olmasıdır. Temel olarak turizm dairesel bir seyahattir. Üçüncü özellik ise seyahatin amacı ile ilgili beklentilerdir. Seyahat edenlerin gündelik yaşamlarından farklı bir deneyimi tecrübe etmeleri gerekmektedir. Türk Dil Kurumu turizmi; "bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü" olarak tanımlamıştır (Zorba vd., 2005: 69-70).

Yukarıdaki tanımların ortak unsurlarına ve insanları turistik aktivitelere yönelten iç ve dış faktörlere göre turizm; "insanların yaşamlarını sürdürdükleri yer dışında, tatil, iş, dini inançlar, gezi, sağlık, arkadaş veya akraba ziyareti, eğitim, spor ve rekreasyon aktiviteleri amacıyla tek veya gruplar halinde yaptıkları bir gün veya daha uzun süreli tüm seyahatler" olarak tanımlanabilir.

Dünya Turizm Örgütü, turizme konu olan seyahatlerin nedenini üç ana bölümde belirlemiştir;

(41)

2.1.1. Eğlence Amaçlı Seyahatler

* Tatil, gemi yolculuğu (göl, ırmak, açık denizler vb.), kentsel ve kırsal (dağ, kasaba, termal merkezlere yapılan) turlar,

* Kültürel, sanatsal, dinsel, bilimsel toplantı ve kongreler,

* Deniz, kış sporları, avcılık, balıkçılık ve bu tür başka sportif etkinlikler, * Akraba ve arkadaşları ziyaret,

* Balayı, alışveriş, birine eşlik etme, gazino ve kumarhane vb.

2.1.2. Mesleki Amaçlı Seyahatler * Konferans, kongre gibi toplantılar,

* Özel ya da resmi kurum ve kuruluşlarda yer alan girişimcilerin görevleri gereği yapılan iş gezileri,

* Her alanda insanların bir yerden bir yere gitmelerini gerektirecek etkinlikler.

2.1.3. Diğer Seyahatler

* Öğrenim amaçlı çalışmalar, kurslar, inceleme, bilgi arttırma amaçlı geziler, * Sağlık amaçlı tedaviler, kürler,

* Transit geçişler (kara).

Turizm olgusu pek çok akademik disiplin ile ilişki halindedir. Turizmin yakın ilişki halinde olduğu alanlardan biri de spordur. Turizm ve spor alanlarının pek çok yönden kesiştiğini görmek mümkündür. Kesişen bu ortak alanlar spor turizmi kavramının ortaya çıkmasını beraberinde getirmiştir. Bu ortak ilişki, farklı ve kendine özgü özellikleri bulunan bir turizm türünün akademik alana taşınmasına neden olmuştur.

Son yıllarda çeşitli özel turizm türlerine olan ilgi artmıştır. Özel ilgi gören turizm türlerinden biri spora dayalı seyahat veya spor turizmidir. Spor turizmi

Şekil

Tablo 1. : Tahmini TV yayın hakkı ücretleri
Şekil 1. Turizm ve Spor İlişkisi
Şekil 2. Spor ve Turizmin Sınıflandırılması
Şekil 3. İletişimin Geri Bildirim Özelliği
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Not: Sıcak hava kurutucu standart tipi 120°C, toplama mıknatıs ve filtre

Tera Yatırım tarafından hazırlanan 1 Aralık 2021 tarihli fiyat tespit raporunda Pazar Yaklaşımı dikkate alındığı belirtilse de Şirket’in hali hazırda devam

Mega etkinlik literatüründe etkinliğin düzenlendiği mekana kent içinden gelenler yerel izleyici, kent dışından ancak aynı ülkeden gelenler yerli turist, ülke dışından

Çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte ele alan ve bu süreçte doğal kaynakların etkin, sorumlu ve limitli kullanımını sağlayan bir model olan

Motor sporlarına ilgi duyanların arasında çevreye duyarlı olanların önemli bir yer tuttuğunu düşünen Hardenbroek ve Rietveld araçlar ın hidrojenle

Asl›nda, yar›fl s›ras›nda arabayla ilgili birçok veriyi pit alan›na aktaran telemetre ve elektronik aksam sayesinde, motor ve.. DaimlerChrysler’in

MTX uygulamasını takiben 1 hafta sonra β-hCG değeri 2044 mIU/ml ölçülmüş olup başlangıç değerine göre yükselme göstermesi ve servikal yerleşimli gebelik

aynı zamanda, eIDHR (avrupa De- mokrasi ve İnsan Hakları aracı) ve Devlet-Dışı ak- törler/yerel mercilerin Gelişimi programıyla des- tekleniyor. kırgızistan ve