• Sonuç bulunamadı

Halk Edebiyatının Geleceği Prof. Dr. Saim Sakaoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halk Edebiyatının Geleceği Prof. Dr. Saim Sakaoğlu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Halk Edebiyatının Geleceği*

Prof. Dr. Saim SAKAOGLU

Her şeyin, şairin dediği gibi «bir­ denbire» değiştiği günümüzde, elbette halk edebiyatında da değişmeler ola­ caktı... Oluyor da. Zaten halk edebi­ yatı bugüne gelinceye kadar hep de­ ğişerek gelmemiş midir? Hiç öyle ol­ masaydı Divanü Lügati’t-Türk’teki atar sözleri günümüze gelinceye kadar bunca değişikliğe uğrar mıydı? O hal­ de bir değişiklik kaçınılmazdı.

Bu değişmenin sınırlan ne olacak­ tı? Bakınız, bu konuda şimdiye kadar neler yapılmış, bir göz atalım. Hiç bir şey. Elbette ses dalgalan ile küçük meclislerde kesilen ahkâmları sayma­ yacağız; onlar ebede kadar var ola- gelecektir.

Ilhan Başgöz ile Andreas Tietze’ nin birlikte hazırladıkları ve 1973’te Amerika Birleşik Devletleri’nde ya­ yımlanan bir kitap var; Bilmece : A Coorpus of Turkish Riddles. Sayfa sa­ yısı 1100’e yaklaşan bu dev eseri «gö­ ren» değil de «bilen»lerin sayısı kaç­ tır, merak ediyorum. Neyse, konumu­ za gelelim. Bu kitapta öyle bilmece­ ler var ki, o tarihe kadar gözden ge­ çirilen kaynaklarla özel arşivdeki var­ yanttan 10 . 20 değil 30’dan bile fazla­ dır. işte, Başgöz - Tietze’ye göre, ce­ vabı / medlulü «kar» olan bilmece­ miz :

«Bir yorganım var / dünyayı kap­ lar / denizi kaplamaz»

* «Halk Edebiyatı» terimi,, sadece ano­ nim olan ürünler için kullanılmış olup âşık edebiyatı ile tasavvuf! halk edebiyatı (Tekke edebiyatı) haklı olarak bunun dışında tutul­ muştur.

Bu bilmecemiz, yurdumuzun deği­ şik bölgelerinde pek çok değişik şekil­ leriyle tesbit edilmiştir. Bu değişiklik­ ler, ,bazan son derece küçük olmakla birlikte, bazan da oldukça dikkati çe­ kici bir şekil göstermektedir, işte tes­ bit edilen 52 şekilden bazılan;

a. Benim bir yorganım var / dün­ yayı kaplar

b. Benim bir yorganım var / dün­ yayı kaplar / denizi kaplaya- maz

c. Benim bir çarşafım var / dün­ yayı kaplar / denizi kaplamaz ç. Benim bir sangım var / dün­ yayı bürür / Asi’yi bürümez d. Bir çadınm var / bütün dünya­

yı tutar / suyun yüzünü tutmaz e. Bir çarşafım var / dağı taşı

kaplar / deryalan kaplamaz f. Bir yorganım var / dünyayı sa­

rar / su üstünde kılmaz karar g. Benim bir halım var / bütün

dünyayı kaplar / denizi kapla­ maz

ğ. Dünyayı kaplar / denizi kaplı- yamaz

h. Her yeri örter / bir yeri örtmez (Başgöz - Tietze, 688-690; nr. 694. 33)

(Yeri gelmişken ifade edelim; ce­ vabı «kar» olan bilmecemizin, sorulan farklı olmak üzere 35 ayn şekli vardır. Bu sayı, cevabı «yumurta» olan bilme cemizde tam 61’dir.)

Yukarıdaki örnekler dikkatlice in­ celenirse, çeşitli sebeplere bağlı olarak bazı değişikliklerin olduğu görülecek­ tir.. Üç bölümden meydana gelen bil­ mecemiz, bazılarında iki bölümlüdür

(a, ğ, h ). Ancak eksik olan bölüm hep­ sinde aynı değildir, a’da üçüncü, ğ ve

(2)

h”de birinci bölüm eksiktir. İlk dört örnekle g ’de ise birinci bölümün başı­ na «Benim» kelimesi eklenmiştir. Dün­ yayı kaplayacak nesne sırasıyla; yor­ gan, çarşaf, sank, çadır ve halıdır. Bu eşyanın yerine getireceği fiil ise, kap­ lamak, bürümek, tutmak, karar kıl­ mak ve örtmek’tir; örtülebilen ve örtü- lomeyen yerleri şöyle gösterebiliriz : dünya - deniz, dünya - Asi nehri, dün­ ya - suyun yüzü, dağ taş . derya, dün­ ya - su, her yer - bir yer.

Bu bilmece, bir yerde ise uzun bir ek bölümüyle birlikte şu şekildedir : Kaydım kaydım kaymaca / elimden kaydırmaca / bir beyaz çarşafım var / denizi kaplıyamaz / dünyayı kaplar. (Salih San tarafından Malatya’da, 1947’ de derlenmiştir.)

Bu değişiklikler yapılmaya devam edilecektir; ama, acaba değişikliği ya­ pacak meraklısı kaldı mı ki? Her yıl üniversiteye yeni gelen Türk Dili ve Edebiyatı / Eğitimi Bölümü öğrencile­ rini dersimiz açısından yoklarım; aldı­ ğım sonuç pek iç açıcı olmaz. Onla­ rın masal ile efsaneyi karıştırmalarını tabii karşılıyorum; ancak, lise ders ki­ taplarının yer verdiği birkaç maninin dışında verilen mani örneği son derece azdır. Bu örnekleri de hepsinin verdiği sanılmasın.. Ninni, bilmece gibi türle­ re ise örnek verenler yok denecek ka­ dar azdır. Belki, soğuk Amerikan fık­ ralarının kardeşi olan acaip b'lmecele- ri bilenlerin sayısı daha fazladır.

Bilen azalınca değişiklik de az ola­ caktır; belki bütün bütün unutulup gi­ decektir.

«Masal» diye anlattıkları bazan son derece güzel örnekler oluyor, ancak masallıkla hiç ilgisi olmayan şeyler de dosyalarda yerini almaktan geri kalmıyor. Bunlar, başka anlatmaların

«masal» sanılıp anlatılmasından başka bir şey değildir. Okuma ve dinleme tembeli olan insanımız, seyretme has­ tacı olduğu için, televizyon ve video filmlerini kolaylıkla değiştirebilmekte, onlardan kendince birer masal çıkar­ tabilmektedir. Bilmeyen kalemlerce «güzel» olarak kabul edilen bu masal­ lar, elbette bilenlere© ayrı bir dosyaya konulacaktır.

Sonuç olarak şunları söyleyebili­ riz : Divan edebiyatı «miadını doldur­ du» ve tatlı bir hatıra olarak okunup İncelenmektedir. Âşık edebiyatı ise, son temsilcileriyle yaşamaya devam et­ mektedir. Tasavvufi halk edebiyatı (Tekke edebiyatı) bu konuda âşık ede­ biyatı kadar şanslı değildir. Tanzimat- tan sonraki akımlar da tarihteki yer­ lerini aldılar. Hatta 1940’lardan sonra ortaya çıkan çeşitli akımlar da fonk­ siyonlarını tamamlayıp yerlerini yeni­ lerine bıraktılar. O halde, halk ede­ biyatının sonu da bunlarmkine benze­ yecektir. Ama hangisine? Bence hiç bi­ rine değil. Çünkü o, Türk insanı var olduğu müddetçe, örnekleri değişmiş ve bozulmuş bile olsa yaşamaya de­ vam edecektir. Fıkralarla atasözü ve deyimler günlük hayattaki yerleri ko­ lay kolay bırakacağa benzememekte­ dir; onlar her an tazedir ve devamlı olarak kullanılmaktadır. Üstelik bazı­ larını kullanmak için özel olarak dü­ şünüp taşınmaya da gerek yoktur; he­ men. konuşmamızın bir parçası olarak söyleyivermekte veya yazıvermekteyiz. Ben, halk edebiyatımızın geleceğinden endişe etmiyorum; ancak onun emin ellerde devam etmesini istiyorsak sev­ direlim ve yayalım; canlı örneklerini derleyip yaşatmaya çalışalım. Gelecek yazımızda da bu konuya eğileceğimi şimdiden hatırlatmak isterim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Suriye’deki durumun her geçen gün daha da belirsiz hale gelmesi, alt yapısı çökmüş bir ülkeye dönmenin yaratacağı zorluklar, Türkiye’de kurulan yeni hayatlar gibi

Hindistan’daki gayrimüslim şairlerin kaleme aldıkları naatlar dikkatle incelendiğinde bunların tıpkı Müslüman şairler gibi Kur’anî ve hadise dayanan

Günümüz dilbiliminde bu konuların üzerinde önemle durulmakta ve dilin her şeyden önce bir iletişim aracı olduğu, dil öğretiminde bu aracın dilbilgisi (gramer) boyutunun

Bu düşüncelerden hareketle ma- kalede, inanma ve anlamlandırma ihtiyacından hareketle modern dönem Amerikan miti olarak adlandırılacak olan ‘rodeo’ ve rodeonun baş

Yapı bilgi modelleme (YBM) araçlarındaki gelişmeler ile günümüzde yapı projeleri için standart bir sayısal temsil sağlanabilmektedir. Ancak yapı yönetmeliklerinin

Bu çalışmada, Aksaray Altınkaya kasabasında bulunan ilköğretim okulu binasında gelişen çatlakların neden oluştuğunu ortaya koymak ve olası bir deprem etkisinde

of Independence” (1776), he assuredly had the citizens of the world in mind as well: “The time has come to reaffirm our enduring spirit; to choose our better his- tory; to

Halk anlatılarını da bir erginlenme macerası olarak okuduğumuzda anlatı kahramanının sınavları aşarak ergin- lenmesi ve dönüşüme uğraması bir “sim-