• Sonuç bulunamadı

AİLE İÇİ ŞİDDET VE YAŞLILAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AİLE İÇİ ŞİDDET VE YAŞLILAR"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AİLE İÇİ ŞİDDET VE YAŞLILAR

Doç.Dr.Sibel Erkal

ÖZET

İnsanlık tarihi boyunca var olduğu düşünülen aile içi şiddet, içinde yaşadığımız yüzyılda üzerinde durulan toplumsal sorunlardan biridir. Toplumu oluşturan bütün bireyleri etkilemekle birlikte şiddet açısından incinebilirliği daha fazla olan bazı gruplar tanımlanmıştır. Bu gruplardan birisi de yaşlılardır. Beklenen yaşam süresinin uzaması ve doğurganlığın azalması gibi nedenlerle yaşlı nüfus tüm dünyada toplam nüfus içindeki payı yönünden artmaktadır. Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi toplamda 2006 yılı için toplamda 71.5 yıldır. Şiddet sonucu meydana gelen fiziksel ve psikolojik hasar, şiddete maruz kalan kişilerin yaşadıkları şiddetin sadece görünen sonuçlarını oluşturur. Bunların yanı sıra şiddete maruz kalan kadınların sosyal ilişkileri bozulmakta, sosyal ve ekonomik yaşama katılımları, haklarını talep etme ve karar mekanizmalarında yer alma kapasiteleri zarar görmekte, toplumsal ve ekonomik yaşama katılımları büyük oranda düşmektedir. Sonuç olarak; şiddet ve istismarı önlemede toplumsal yaklaşım önemlidir. Her toplum şiddet olaylarına karşı hükümet programları, yasal düzenlemeler, medya, resmi ve gönüllü kuruluşlar, eğitim kurumları vb aracılığıyla çalışmalar yapmalıdır.

Anahtar kelimeler: Aile içi şiddet, Yaşlı, Şiddet, Yaşlı istismarı,

ABSTRACT

Domestic violence is thought to have existed throughout human history and it stands as one of the social problems positioned within present century. Although violence affects all individuals of society, some groups that are more vulnerable to violence are identified. The elderly constitute one of these groups. Due to the reasons of a long of life span, the decrease in the fertility rates the population of the elderly is increasing in terms of the share in the world population. Life expectancy at birth in Turkey is reported in 2006 while the average expectation was 71.5 years. Physical and psychological damage and abuse resulting from violence constitute visible effects of violence on its victims. Furthermore; social relations of those suffering from violence degrade their participation in social and economic life and their capacity of demanding their rights and taking part in decision-making mechanisms are weakened and eventually the level of their participation in social and economic life drastically decreases. As a consequence; the community approach is important in preventing violence and abuse. To combat against violence all societies must prepare governmental programs, policies, legal arrangements and implement studies by means of the media, government, non- profit organizations and education institutions.

(2)

GİRİŞ

İnsanlık tarihi boyunca var olduğu düşünülen aile içi şiddet, sağlığı tehdit eden, bozan durumlar içinde en önemlilerinden biri olup, içinde yaşadığımız yüzyılda üzerinde durulan toplumsal sorunlardan biridir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından şiddet: yaralanma, ölüm, psikolojik zarar veya kayıp ile sonuçlanan veya bunlarla sonuçlanması muhtemel olan, kişinin kendisine, başka bir kişiye bir gruba veya topluluğa karşı fiziksel şiddet ve gücün tehdit veya fiili olarak kasıtlı kullanımı şeklinde tanımlanmıştır (1). Aile içinde yaşanan şiddet ise geniş bir tanımlamayla bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine veya duygusal baskı altına alınmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya muamele olarak ele alınabilir (2). Bireyin sağlıklı yaşaması, temel haklarından biridir. Bu hak Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” şeklinde belirtilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından, 49. Dünya Sağlık Asamblesinde de“şiddetin önlenmesi, halk sağlığı önceliklerinden biri” olarak kabul edilmiştir (1). Şiddet sonucunda fiziksel ve psikolojik sağlık problemleri, yaralanma ve intihar nedenli ölümler de artmaktadır (3). Aile içi şiddet, istismar ve ihmal olarak da iki alt gruba ayrılmaktadır. İstismarda şiddeti uygulayan kişi aktif bir tutum içerisindedir. İhmalde ise, şiddet uygulayan kişi, daha çok pasif bir tutum içerisindedir (4). “Herkese Sağlık Türkiye Hedefleri’ne” göre 2020 yılında aile içi, cinsiyetle ilgili ve organize şiddete bağlı yaralanma, sakatlık ve ölümlerin en az % 25 azaltılması planlanmıştır (5).

Günümüzde aile içi şiddet, ailede etkilenen kişiye bağlı olarak eşler arası, çocuğa yönelik ve yaşlıya yönelik şiddet olmak üzere üç grupta sınıflandırılmaktadır (4).

YAŞLI VE ŞİDDET

Şiddet, toplumu oluşturan bütün bireyleri etkilemekle birlikte incinebilirliği daha fazla olan bazı gruplar tanımlanmıştır. Bu gruplardan birisi de yaşlılardır (6). DSÖ’nün 1998 yılı

(3)

Dünya Sağlık Raporu’nda yaşlanma; özürlülüklerin artması ve başkalarına daha fazla bağımlılaşma şeklinde tanımlanmaktadır (7). Beklenen yaşam süresinin uzaması ve doğurganlığın azalması gibi nedenlerle yaşlı nüfus tüm dünyada toplam nüfus içindeki payı yönünden artmaktadır (8). Dünyada doğuşta beklenen yaşam süresi 1955 yılında 48 iken, 17 yıllık bir artış göstererek 1995 yılında 65’e çıkmıştır (7). Türkiye’de 2000 yılı için beklenen yaşam süresi ortalama 70.4 yıl, 2003 yılı için 70.9, 2005 yılı için 71.3 ve 2006 yılı için erkeklerde 69.1, kadınlarda 74.0, ortalama 71.5 yıldır. 2010-2050 yılları için beklenen yaşam süresi tahminlerine bakıldığında ise 2010 yılı için ortalama 72.0, 2050 yılı için 77.3 yıl olarak gösterilmiştir (9). 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de 65 ve üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki payı % 7’dir (10).

Yaşlı nüfusundaki bu artış nedeniyle gün geçtikçe yaşlılıkla ilgili sorunlarla daha sık karşılaşılması da kaçınılmazdır (11). Yaşlıya yönelik şiddet, genel olarak ileri yaşlarda (75 ve üzeri) rastlanan bir şiddet türüdür. Yaşlılık dönemi; bireylerin bağımlılık ve kaza riskinin arttığı, fiziksel yeteneklerinin azaldığı, pek çok kronik hastalığın yaşandığı bir dönemdir (12). Bu yaşlarda kişi, artık diğer aile bireylerine daha bağımlı hale gelmektedir. Bu sebeple, hem direkt olarak kendisinin şiddete direnebilmesi, hem de tavır alabilmesi daha güç

bir hale gelmektedir(4). Yaşlı istismarı da özellikle son on yıl içerisinde üzerinde durulan bir aile içi şiddettir (12). Her toplumda, her kültürde ve her ekonomik düzeyde görülebilen istismar sadece aile içinde veya genel nüfusta değil, sağlık ve sosyal hizmetlerin verildiği kurumlarda da görülen fiziksel ve psikolojik olarak yaşlıya zarar verme ve ondan faydalanma şeklinde kendini gösteren ciddi toplumsal bir sorundur (13). Yaşlı bireyin fiziksel kısıtlılığı ve kendi kendine bakım yapmakta yaşadığı yetersizlikler, diğer aile üyelerine özellikle de bakım veren bireye ciddi sıkıntılar yaşatabilmektedir. Bakım kurumlarının yetmediği, yaşlı bireyin kendi çevresinde ailesinin desteğiyle bakılmasının önerildiği ve yaşlının evde bakımı kavramının gündeme geldiği günümüzde konunun ele alınması çok önemlidir. Çünkü yaşlı

(4)

bireyin bakımı çoğu zaman zorunlu ve gönüllü olmayan bir hizmet olabilmektedir. Bakım ilişkisinde her iki tarafında desteğe ihtiyacı vardır. Bu destek zamanında ve yeterince karşılanmadığında yaşlı istismarı ve ihmali gündeme gelmektedir (12).

YAŞLI İSTİSMARI VE İHMALİ

Yaşlıların istismarı yaralanma, tıbbi sorunların göz ardı edilmesi, kötü hijyen, yetersiz beslenme ve sıvı alımı, uygun olmayan konut koşulları, zorla eve hapsetme, gelirine el koyma gibi çok değişik şekillerde ortaya çıkabilir (6). Genel olarak yaşlı istismarı, yaşlıda maddi ve manevi acı ve yaralanmalara neden olan; ihmalin doğmasını sağlayan fiziksel ve psikolojik davranışların bütünü olarak tanımlanmaktadır (4).

Yaşlı istismarı ve ihmali genel olarak 6 şekilde görülmektedir (11) -Fiziksel istismar

-Ekonomik istismar -İhmal

-Kendi kendini ihmal -Duygusal istismar -Terk etme

Fiziksel istismar: Yaşlı bireye bakan veya yaşlının güvendiği bir konumda olan kişi

tarafından yaşlıya kasıtlı olarak ağrı, acı verici her türlü bedensel uygulama fiziksel istismar olarak kabul edilir. Kişilere karşı yapılan dövme, çarpma, tokat atma, tekmelemek, eşya fırlatmak, ısırmak gibi her tür fizik eylem bu sınıflama içerisindedir (4,11,15).

Duygusal/Psikolojik istismar: Yaşlının güvendiği konumda olan birisi tarafından kasıtlı

olarak ruhsal açıdan acı verme psikolojik/ duygusal istismar olarak kabul edilir. Sevgi, şefkat, ilgi, onay, destek gibi duygu ve duygusal ihtiyaçların göz ardı edilmesi, küçümsenmesi, inkar edilmesini içermektedir (11,15)

(5)

Ekonomik istismar: Güvendiği konumda olan birisi tarafından yaşlı bireyin para veya

malının kötüye kullanılması veya çalınması ekonomik istismar olarak kabul edilir.

İhmal: Yiyecek ve günlük hizmetlerde bakım sorumluluğunu yerine getirmede yetersizliktir. Terk Edilme. Yaşlı bireyin bakımından sorumlu olan kişi tarafından terk edilmesidir.

Kendi kendini ihmal: Yaşlının kendi kendine dikkat ve özeni sağlamada yetersiz olmasıdır

(11).

Yaşlı istismarı ve ihmalinde hem yaşlı hem de bakım veren açısından bazı risk faktörleri de bulunmaktadır (12,16, 17).

Yaşlı Bireyden Kaynaklanan Durumlar

 Bağımlılık ve yetersizlik hali (sağlık sorunları, ekonomik nedenler vb)

 Kalabalık aile ortamı içerisinde yaşaması, statü ve güç kaybına uğraması

 Dul veya boşanmış olması

 Yalnız yaşaması

 Cazip maddi kaynağının olması

 Mental yetersizliğinin ve özürlülüğünün olması

 İleri yaşlarda olması (70- 75 ve üzeri)

İstismar Eden Kişiden Kaynaklanan Durumlar

 Üstlendiği bakım rolünü benimsememesi ve zorunlu yapması

 Bakım verdiği kişiyle zıt olması ve kırgın roller üstlenmesi

 Kişilik problemleri (düşünce ve davranışlarını kontrol edememe)

 Parasal ve tıbbi problem,

 Evlilik çatışması

 İşsizlik

(6)

ABD ve Kanada yaşlıya kötü muameleyi ilk tanımlayan ülkeler olarak çok önceden bu gelişmeyi yaşamış ve önlemlerini almış olan toplumlardır (14). Yaşlılara yönelik şiddetin ya da yaşlının istismarının görünür hale gelmesi 1970’lerin sonlarında ABD’de yaşlı istismarının önlenmesine yönelik bir yasal düzenlemenin yapılması ile olmuştur (6). Günümüzde yaşlı istismarını aile yapısındaki çözülme nedeniyle gelişmiş ülkelerin bir sorunu olarak görme eğilimi vardır. Ancak dünyadaki bütün ülkelerde yaşlı nüfusun artışı ile birlikte yaşlıların yakınları ya da bakımlarını üstlenen kişiler tarafından daha fazla istismar edildikleri görülmektedir (6). Türkiye’de yaşlıya karşı uygulanan ihmal, istismar ve şiddet; polislerin ve araştırmacıların dikkatini çekecek boyutlara ulaşmaya başlamıştır (14).

Değişen yaşam şartları yaşlıları yalnızlaştırmaktadır. Köyden kente göçün fazla olduğu bölgelerde bu durum daha da hissedilir boyutlardadır. Kırsal kesimde geleneksel aile yapısı içerisinde, aile, yakın çevre, komşu ve diğerlerinden ilgi görerek hayatını sürdüren yaşlılar büyük kentlerde, bu desteklerin bir kısmını ve bazen de hepsini kaybetmektedirler. Geçim sıkıntısı, çalışma yaşındaki aile bireylerinin ev dışında iş yapma durumunda olmaları, ailelerin en yaşlı bireylerinin geleneksel olarak aile içinde görmekte oldukları ilgiyi azaltmış ve bazen de bitirmiştir (13). Gelişmiş ülkelerde, yaşlılar çoğunlukla aile üyelerinden dolayı risk altındadır. Nitekim Amerika’da 1996 yılında yapılan Ulusal yaşlı istismarı çalışmasında da yaşlılara şiddet uygulayanların üçte ikisinin yetişkin çocukları ve eşleri olduğu belirtilmiştir (18).

Konuyla ilgili yapılmış bazı araştırmalar incelendiğinde benzer sonuçlar bulunmuştur. Nitekim Keskinoğlu ve arkadaşlarının (2004) İzmir’de İnönü Sağlık Ocağı bölgesinde 65 yaş ve üzeri yaşlılarda fiziksel, finansal örselenme ve ihmal’i inceledikleri araştırmada da; yaşlıların % 1.5 ‘inin fiziksel örselenme ile karşılaştığı, örseleyen kişinin ise oğlu ve kocası olduğu saptanmıştır. Yaşlıların % 2.5’i kendi izni olmadan zorla gelirinin harcandığını, % 7’si

(7)

ise gelirinden yarar sağlamaya çalışan kişi olduğunu belirtmiştir. Çalışmada yaşlıların % 3.5’inde kesin ihmal bulgusu, % 28.9 ‘unda olası ihmal bulgusu belirtilmiştir (19).

De Sauza ve arkadaşları tarafından (2007) Brezilya’nın Fortaleza şehrindeki yaşlılara karşı uygulanan şiddete ilişkin kayıtların analiz edildiği bir çalışmada; 424 kayıttan, 284’ünde (% 67) yaşlıların terk edildiği belirtilmiştir. Şiddet biçimleri arasında % 38 ile umursamazlık, % 19 ile sözlü saldırı, % 16 ile fiziksel saldırı bulunmaktadır (20).

Sethi ve arkadaşları tarafından (2004) İngiltere’de yaşları 18-80 arasında 198 kadının katıldığı çalışmada 50 yaş üzeri bireylerin % 35.1’inin şiddete maruz kaldığı belirlenmiştir (21).

Bachman ve arkadaşlarının (1998) Amerika’da 1992-1994 yıllarını kapsayan yaşlı bireyler üzerinde yaptıkları bir araştırmada özellikle yaşlı kadınların şiddet sonucunda daha fazla yaralanmaya maruz kaldığı ve tıbbi bakıma gereksinimleri olduğu belirtilmiştir (22).

Genellikle yaşlılar, istismar veya ihmale uğradıklarını bildirmezler. Çünkü bunu söyledikleri zaman; tekrar şiddete maruz kalacaklarını, aile üyeleriyle bağlarının kopacağını ve yakınmanın verdiği suçluluk duygusuyla baş edemeyeceklerini düşünürler (13).

SONUÇ ve ÖNERİLER

Sonuç olarak; Tüm Dünyada ekonomik ve sosyo-kültürel yapıya bağlı olarak artan şiddet olaylarından, yaşlılar da etkilenmektedir. Şiddet önlenebilir bir durumdur. Şiddet ve istismarı önlemede toplumsal yaklaşım önemlidir. Şiddeti önlemede her toplum şiddet olaylarına karşı hükümet programları, yasal düzenlemeler, medya, resmi ve gönüllü kuruluşlar, eğitim kurumları vb aracılığıyla çalışmalar yapmalıdır.

Yaşlılara yönelik şiddeti önlemede eğitim çok önemlidir. Tüm aile bireylerini kapsayan şiddeti önlemeye yönelik aile eğitim programları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Şiddet konusunda özellikle küçük yaşlarda başlanan eğitimle kişiler hem şiddet olaylarının

(8)

farkına varabilecek, hem de alınabilecek önlemler konusunda bilgi sahibi olacaktır. Yaşlılara evde bakımın temin edilebilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması, bu konuda ailelerin ekonomik açıdan desteklenmesi, konuyla ilgili geniş çaplı araştırmaların yapılması, bu verilere dayalı olarak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, ayrıca şiddet ve istismara maruz kalmış kişilerin bildirimde bulunabileceği ve yardım alabileceği (sığınma evi, bakım yurtları vb) kuruluşların artırılması önerilebilir.

(9)

KAYNAKLAR

1. World Report on Violence and Health. Abuse of the Elderly. Chapter 5. World Health Organization, Geneva, 2002.

http://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/world_report/en/full_ en.pdf.

2. Sayıl I, vd. Aile İçi İlişkiler ve Sorunlar. 2001 Yılı Aile Raporu (Hazırlayan: Çayboylu İ.) TC Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları Yayın no: 120, Ankara, 2002.

3. Jewkes R. Preventing Domestic Health. BMJ. 2002; 324: 253-254.

4. Alkan N, Fincancı ŞK. Aile İçi Şiddette Adli Tıbbın İşlevi. I. Ulusal Aile Hizmetleri Sempozyumu.TC Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Bilim Serisi: 117, Ankara. 2001:149-153.

5. Subaşı N, Akın A. Kadına Yönelik Şiddet; Nedenleri ve Sonuçları. Toplumsal Cinsiyet, Sağlık ve Kadın (Ed.Akın A) Hacetepe Üniversitesi Yayınları, HÜKSAM, Ankara, 2003.

6. Bilir N, Paksoy N. Değişen Dünyada ve Türkiye’de Yaşlılık Kavramı. Temel Geriatri (Ed: Kutsal YG, Ed Yrd: Aslan D) Güneş Kitabevleri, Ankara, 2007. 7. Dünya Sağlık Raporu. 21. Yüzyılda Yaşam: Herkes İçin Bir Vizyon. (Çev Ed:

Metin B, Akın A, Güngör İ). TC Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Müdürlüğü, Ankara, 1998.

8. UNFPA. Turkey and South Caucasus. http:// tsc.unfpa.org/ turkey/data_ Turkey. htm. (Erişim tarihi: 18.02.2008).

9. Türkiye’de Sağlığa Bakış 2007. (Ed: Mollahaliloğlu S vd) T.C. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 710. Bölük Ofset Matbaacılık Ltd Şti, Ankara, 2007.

(10)

10. TNSA.Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2.Baskı, H.Ü Hastaneleri Basımevi, Ankara,2005. 11. Uysal A. Dünyada Yaygın Bir Sorun; Yaşlı İstismarı ve İhmali. Aile ve

Toplum Dergisi 2002; 5(2): 43-49.

12. Koştu N. Yaşlı İstismarı ve İhmalinin Önlenmesinde Halk Sağlığı Hemşiresinin Rolü. Özveri Dergisi. 2005;2 (2):527-534.

13. Turla A, Yılmaz EM. Yaşlılıkta İstismar ve İhmal. Adli Psikiyatri Dergisi. 2007; 4 (4): 27-35.

14. İnce H, Aliustaoğlu S, Yazıcı N, İnce N: İstanbul’da Adli Tıp Bakışı İle Yaşlı Ölümleri ve Özellikleri. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi, 2007; 70(2): 34-38.

15. Demir Ü, Özkan A. Kadın İstismarı. I. Ulusal Aile Hizmetleri Sempozyumu. TC Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Bilim Serisi:117, Ankara.2001:280- 285.

16. Jones JS, Holstege C, Holstege H. Elder Abuse and Neglect: Understanding the Causes and Potential Risk Factors. American J. of. Emergency Medicine. 1997;15 (6): 579-83.

17. Lanch M, Pillemer K. Elder Abuse. Lancet 2004: 364 (2); 1263-72.

18. Nelson D. Violence Against Elderly People; a Neglected Problem. The Lancet 2002; 360 (5): 1094.

19. Keskinoğlu P, Giray H, Pıçakçıefe M, vd. Yaşlıda Fiziksel, Finansal Örselenme ve İhmal Edilme. Türk Geriatri Dergisi 2004 ;7 (2): 57-61.

20. De Souza JA, de Freitas MC, de Queiroz TA. Violence Against The Aged: Documental Analysisi. Rev Bras Enferm. 2007; 60(3): 268-72.

(11)

21. Sethi D, Watts S, Zwi A et al. Experience of Domestic Violence by Women Attending an Innercity Accident and Emergency Department. Emerg Med J. 2004; 21:180-184.

22. Bachman R, Dillaway H, Lachs MS. Violence Against Elderly. Research on Aging. 1998; 20 (2):183-198.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu uygulama aile dışında toplum içindeki diğer sosyal destek sistemlerinin yardımı ile gerçekleşir... Bazen bir tek el bile senin hayata sıkı sıkı

bilmekteyiz: yoksul ülkeler ile zengin ülkeler arasındaki en bariz farklılardan biri de ilkinde sağlık çıktılarının ikincisine göre kötü durumda olması veya

● Kumandanın saat ayarı yapıldıktan sonra, ünitenin çalışması veya kapanması istenilen saat girilerek ünitenin otomatik olarak açılması ya da kapanması kontrol

---談玫瑰糠疹 ◎北醫附醫 皮膚科王國憲主任 ◎ 「媽,我皮膚上為什麼長了一顆一顆橢圓形

7. Mete Han, ordusunu Onluk Sistem adı veriler sisteme göre düzenlemiştir. Bu sistemle orduyu onluk, yüzlük, binlik, on binlik bölümlere ayırmış ve her bölüme

Ayrıca gen amplifikasyonu olduğu hâlde immün- histokimyasal boyamada inkomplet, bazolateral/U şeklinde boyanmanın gözlendiği mikropapiller karsi- nom benzeri bazı ender

Özellikle sosyal çevrenin, sosyal destek ve sosyal ağlar, sosyo-ekonomik konum, ayrımcılık, mahalle etmenleri, toplumsal birlik ve sosyal sermaye gibi çeşitli

Proposed System: In the prediction process, machine learning plays a key role, and paper research and the classific ations of models used in thyroid disease are based on