• Sonuç bulunamadı

Okul yöneticilerinin bilgisayar kullanmadaki tutumları ve etkililikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okul yöneticilerinin bilgisayar kullanmadaki tutumları ve etkililikleri"

Copied!
57
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ

OKUL YÖNETİCİLERİNİN BİLGİSAYAR KULLANMADAKİ

TUTUMLARI VE ETKİLİLİKLERİ

İsmail KOCAYİĞİT

Danışman

(2)
(3)

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi İsmail KOCAYİĞİT tarafından hazırlanan "Okul Yöneticilerinin Bilgisayar Kullanmadaki Tutumları Ve Etkililikleri" başlıklı Tezsiz Yüksek Lisans Projesi tarafımdan okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından Tezsiz Yüksek Lisans Projesi olarak kabul edilmiştir.

Yrd. Doç. Dr. Ahmet KANMAZ Danışman

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun………….. tarih ve…………..sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Enstitü Müdürü

(4)

ETİK BEYANNAMESİ

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, tez yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında;

 Tez içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,

 Görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu,

 Başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu,

 Atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi,

 Kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, Bu tezin herhangi bir bölümünü bu üniversitede veya başka bir üniversitede başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim.

(5)

TEŞEKKÜR

Yüksek lisans çalışmalarım sırasında, kendilerinden ders aldığım bütün hocalarıma; yüksek lisans projemin hazırlanmasında göstermiş olduğu akademik danışmanlığından dolayı değerli hocam Yrd.Doç.Dr. Ahmet KANMAZ ve abstract bölümünün hazırlanmasında yardımcı olan kardeşim İbrahim KOCAYİĞİT'e teşekkür ederim.

(6)

ÖZET

OKUL YÖNETİCİLERİNİN BİLGİSAYAR KULLANMADAKİ

TUTUMLARI VE ETKİLİLİKLERİ

KOCAYİĞİT, İsmail

Yüksek Lisans Projesi, Eğitim Bilimleri Proje Yöneticisi: Yrd. Doç. Dr. Ahmet KANMAZ

Haziran

Bu araştırmada, okul yöneticilerinin bilgisayar kullanmadaki tutumları ve etkililiklerini belirlemek ve gerekli önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan okul idarecilerinin bilgisayar kullanmalarına dair okul yöneticisi görüşleriyle bilgisayar kullanımı tutum ölçeği kullanılmıştır.

Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma anketleri Denizli ili Kale ve Tavas ilçeleri sınırları içindeki milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda görev yapan 100 okul yöneticisine uygulanmıştır. Her anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde okul yöneticilerinin kişisel özelliklerini içeren sorular, ikinci bölümde ise bağımlı sorular bulunmaktadır. Anket formunda toplam 42 soru bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan okul idarecilerinin, bilgisayar kullanmadaki tutum ve etkililiklerinin cinsiyet, yaş, mesleki kıdem değişkenlerine göre farklılaşma gösterip göstermediği araştırılmıştır.

Yöneticilere uygulanan Bilgisayar Tutum Ölçeği ve Yönetici Kişisel Bilgi Formuna göre cinsiyet, branş, yaş, mesleki kıdem ve yöneticilikteki kıdem değişkenlerine göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık görülmediği anlaşılmıştır.

(7)

ABSTRACT SUMMARY

ATTITUDES AND EFFECTIVENESS OF SCHOOL ADMINISTRATORS ON USING COMPUTER

KOCAYİĞİT, İsmail

Graduate Project, Educational Sciences Project Manager: Asis. Prof. Ahmet KANMAZ

June

This study was conducted to determine the attitudes and activities of school managers in the use of the computer and to make the necessary proposals. In this study, attitude scale on using computer was used to evaluate the computer usage of school administrators who work in the schools affiliated to the ministry of education.

Screening model used in this study. Survey questionnaires were administered to 100 school administrators who work in the schools affiliated to the ministry of education in the district of Tavas and Kale, Denizli. Each survey consists of two parts. There are questions in the first section containing the personal characteristics of school administrators and the second section contains the dependent questions. There are 42 questions in the survey. In the school administrators working in the schools affiliated to the Ministry of Education, the differences between the attitudes and opinions of the effectiveness of the use of computers, sex, age, has investigated whether occupational differentiation according to seniority.

According to Computer Attitude Scale and Administrators Personal Information Form; no significant differences were found statistically for sex, speciality, age, professional seniority and seniority in management.

(8)

İÇİNDEKİLER

YÜKSEK LİSANS TEZ ONAY FORMU ... iii

ETİK BEYANNAMESİ... iv TEŞEKKÜR ...v ÖZET ...vi ABSTRACT ...vii İÇİNDEKİLER ...viii TABLOLAR LİSTESİ ...x ŞEKİLLER LİSTESİ…...………...xi KISALTMALAR LİSTESİ...xii BİRİNCİ BÖLÜM:GİRİŞ 1.GİRİŞ………...1 1.1. Problem Durumu………...1 1.2. Problem Cümlesi………...3 1.3. Alt Problemler………...3 1.4. Sayıtlılar ………...3 1.5. Araştırmanın Amacı………...4 1.6. Araştırmanın Önemi………...5 1.7. Sınırlılıklar………...5 1.8. Tanımlar………...5 İKİNCİ BÖLÜM:KURAMSAL BİLGİLER 2. KURAMSAL BİLGİLER………...7 2.1. EĞİTİM VE TEKNOLOJİ İLİŞKİSİ………...7

2.1.1Eğitimde Teknoloji Kullanımı Gerekliliği ve Önemi …..……....………...7

2.1.2. Eğitim Teknolojisi………...10

2.1.3. Eğitim Teknolojisi Temel İlkeleri………...10

2.2. EĞİTİM VE BİLGİSAYAR….………...11

2.2.1. Eğitimde Bilgisayar Kullanımı Gerekliliği...12

2.2.2. Eğitimde Bilgisayar Kullanımı...…………...12

2.2.3.Eğitimde Bilgisayar Kullanılmasının Yararları…………....…………...12

2.2.4. Eğitim Yöneticilerinin Bilgisayarları Kullanım Alanları ……...13

2.2.5. Eğitimde Bilgisayar Kullanımında Türkiye’deki Durum...15

(9)

2.3.BİLGİSAYAR TUTUMLARI

2.3.1.Tutum Kavramı ………...17

2.3.2.Bilgisayar Tutumları Kavramı ………...18

2.3.3.Çeşitli Değişkenlere Göre Bilgisayar Tutumları………...19

2.3.4.Bilgisayar Kaygısı ve Korkusu………...19

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:YÖNTEM 3. YÖNTEM………... 22

3.1. Araştırmanın Yöntemi………...22

3.2. Evren ve Örneklem………...22

3.3. Veri Toplama Araçları ………...22

3.3.1. Kişisel Demografik Özellikler...23

3.3.2. Bilgisayar Tutum Ölçeği...23

3.4. Verilerin Analizi………...23

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: BULGULAR 4. BULGULAR………...25

4.1. Yöneticilerin Kişisel Bilgilerine İlişkin Bulgular...25

4.2. Okul Yöneticilerinin Cinsiyet Değişkenine İlişkin Bulgular...30

4.3. Okul Yöneticilerinin Yaş Değişkenine İlişkin Bulgular …………...30

4.4. Okul Yöneticilerinin Kıdem Değişkenine İlişkin Bulgular ………...31

4.5. Okul yöneticilerinin Branş Değişkenine İlişkin Bulgular...33

BEŞİNCİ BÖLÜM: SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER 5.1 Sonuçlar………...34

5.1.1 Okul Yöneticilerinin Kişisel Bilgilerine İlişkin Sonuçlar …………...34

5.1.2 Okul Yöneticilerinin Cinsiyet Değişkenine İlişkin Sonuçlar ………...34

5.1.3 Okul Yöneticilerinin Branş Değişkenine İlişkin Sonuçlar ………...34

5.1.4 Okul Yöneticilerinin Yaş Değişkenine İlişkin Sonuçlar...34

5.1.5 Okul Yöneticilerin Mesleki Kıdem Değişkenine İlişkin Sonuçlar...35

5.2 Tartışma...35

5.3 Öneriler………...37

KAYNAKÇA...38

EKLER………...41

Ek 1: Kişisel Bilgi Formu ...41

Ek 2:Bilgisayar Tutum Ölçeği...42

(10)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 4.1 Yöneticilerin Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı...25

Tablo 4. 2 Yöneticilerin Yaş Değişkenine Göre Dağılımı...25

Tablo 4.3 Alan Değişkenine Göre Okul Yöneticilerinin Dağılımı ...26

Tablo 4.4 Okul İdarecilerinin Bilgisayar ve Teknolojiyi Kullanmadaki

Tutum ve Etkililikleri İlişkin Betimsel İstatistikler...26

Tablo 4.5 Cinsiyetlerine Göre İdarecilerin Bilgisayar ve Teknolojiyi Kullanmadaki Tutum Ve Etkililikleri T Testi Sonuçları...30

Tablo 4.6 Yöneticilerin Yaş Değişkenine Göre, Okullarında Bilgisayar Ve Teknolojiyi Kullanmadaki Tutum Ve Etkililiklerine İlişkin One-Way Anova Testi Karşılaştırmasını Gösteren Dağılım...30

Tablo 4.7 Kıdem Değişkenine Göre Yöneticilerin Okullarında Bilgisayar Ve Teknolojiyi Kullanmadaki Tutum Ve Etkililiklerine İlişkin One-Way Anova Testi Karşılaştırmasını Gösteren Dağılım...31

Tablo 4.8 Yöneticilerin Yaş Değişkenine Göre Okullarında Bilgisayar Ve Teknolojiyi Kullanmadaki Tutum Ve Etkililiklerine İlişkin Tukey Testi Karşılaştırmasını Gösteren Dağılım ...32

Tablo 4.9 Alan değişkenine göre yöneticilerin okullarında bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililiklerine ilişkin One-Way Anova testi karşılaştırmasını gösteren dağılım...33

(11)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 2.1 Okul Yöneticilerinin Bilgisayar Kullanma Alanları...14

(12)

KISALTMALAR DİZİNİ

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

N : Frekans X : Ortalama s : Sayfa Ss : Standart Sapma P : Anlamlılık Derecesi F : Varyans

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Geçtiğimiz yüzyıl içinde, dünyada toplumsal, teknolojik ve kültürel alanlarda büyük değişiklikler meydana geldi. Bu değişimler içinde bulunduğumuz yirmi birinci yüzyılda da gelişmeye devam edecektir. Her iki yüzyıl içinde meydana gelen değişimler, insanın eğitim, ekonomi ve iletişim sistemlerini yeniden yapılandırdı. Bu önemli yapılanmalar sonucunda toplumsal yapılar büyük ölçüde eski sisteme göre değişmeye başladı. Bu değişiklikler, dünya toplumları içinde hemen hemen her alanda (ekonomi, eğitim, kültürel ve yaşantı biçimleri) küresel bir yapıyı ortaya çıkarmaya başladı. Eğitim ve teknoloji, bireylerin yaşamlarını ulusların arasındaki siyasal-ekonomik-kültürel ilişkileri ve toplumların sosyal refah düzeylerini belirlemede en önemli faktörler arasındadır. Özellikle teknolojide yaşanan değişim ve gelişmeler eğitimi, bağlı olarak da toplumu etkilemektedir. Bu nedenle teknoloji ve eğitim birbirleriyle ilintili kavramlardır (Özkul ve Girginer, 2001; İşman, 2002)

Okul yöneticileri daha çok öğrenciye, daha az zamanda, daha fazla bilgi öğrenme ortamı sağlamak zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle, öğretimde verimliliği ve etkililiği sağlayacak yeni öğretim yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca konuların daha kalıcı ve daha kolay öğrenilmesini sağlamak için yeni araç ve gereçlerin, yöntemlerin sürekli olarak araştırılıp geliştirilmesi gerekmektedir. Okul yöneticilerinin gereksinim duydukları bilgiye ulaşma ve bu bilgileri kullanma yeteneklerini geliştirmeleri konusunda bilinçli bir şekilde yapılacak olan teknoloji eğitimleri duyarlı seçimler yapmalarına yardımcı olacaktır ( Çelikten, 2002)

(14)

Okullarımız teknolojik yenilikleri en hızlı uygulamaya çalışan kurumlardır. Bunun içindir ki, eğitim kurumlarında meydana gelen yeni bir uygulamadan özellikle okul yöneticileri bilgilendirilmelidir. Bu teknolojik yenilikler ağırlıklı olarak bilgi iletişim teknolojilerini diğer bir ifadeyle bilgisayarları içermektedir.

Eğitim hizmetlerinin yönetiminde bilgisayar kullanılması ile eğitim kurumları yöneticilerinin alacakları kararların sağlıklı verilere dayanması, kurumun daha akılcı ve verimli bir biçimde yönetilmesini sağlamıştır. Eğitim kurumlarında bilgisayarlardan; öğrenci kayıtlarının yapılması, ders dağılım çizelgelerinin hazırlanması, sınavların düzenlenmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi, öğretmenler arasında görev dağılımının yapılması, ders planlarının hazırlanması, derslik ve laboratuarlarının düzenlenmesi amacıyla yararlanılmaktadır. Bunun yanında personele ilişkin kimlik, değerlendirme, hizmet, kadro, plan, bütçe, ayniyat, muhasebe, bordro işlemleri, kuruma ilişkin araç gereç kayıtların tutulması gibi işler daha kısa sürede doğru ve eksiksiz olarak gerçekleştirilebilmektedir ( Hızal, 1989 ). Özellikle günümüzde tüm eğitim – öğretim ve yönetim işlerinin e-okul sistemi üzerinden yapılıyor olması eğitim yöneticilerinin sadece bilgisayar okur yazarlığı dışında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve süreç içinde ihtiyaca göre geliştirilecek olan, internet ara yüzü üzerinden çalışan e-okul sistemini etkin bir şekilde kullanabilmesi gerekmektedir. Bu da göstermektedir ki eğitim sistemde yönetim iş ve işleyişinin sağlıklı yürüyebilmesi için özellikle bilgisayar kullanımı etkinliğini artırmıştır. Bu bize şu sonucu verir kurum yöneticileri bilgisayar kullanımını geçmişe nazaran daha iyi bilmek zorundadır. Bilgisayarların okullarda hak ettiği yeri alması ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi için öncelikle bilgisayarlara karşı tutumların bilinmesi gerekmektedir. Çünkü herhangi bir yeniliğin okullarda kullanılmasına yönelik en önemli engeller arasında, öğretmen ve öğrenci gibi kullanıcıların ya da karar verme işlevi gören yöneticilerin olumsuz tutumları yer almaktadır. Bilgisayarların eğitim kurumlarına girmesi ve kullanılması pek çok kolaylık sağlayacaktır. Bu konuda, öncelikle eğitim kurumlarında bulunan yöneticilerinin tutum ve çabaları önemlidir. Okul yöneticilerinin bilgisayarlardan yararlanmalarının iki nedenden dolayı önem kazandığı söylenebilir. Birincisi; bilgisayarlar yönetsel işlevleri kolaylaştırmaktadır, ikincisi ise; bilgisayarların eğitime entegre edilmesi sürecinde yöneticilere, özellikle bilgi ve tutumları ile öğretmenlere rehberlik etme imkânını sağlamaktadır (Deniz, 1994; Altun, 2003; Yılmaz, 2005)

Bilgisayarın okul idarecilerince algılanışı, bilgisayarın kullanımına dair düşünceleri bilgisayar destekli öğretimdeki ilerlemeyi tahmin etmek açısından önemli

(15)

olacaktır. Bilgisayarların yönetim işlerinde ve eğitim ortamlarında etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi için, bilgisayar kullanımları ile ilgili tutumların bilinmesi gerekmektedir. Milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda idarecilerin bilgisayar kullanımları ile ilgili tutumların saptanması, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki okullarımızda sistemimizin geliştirilmesine katkıda bulunacak ve bilgisayar teknolojisindeki değişimlere daha kolay adapte olmamızı sağlayacaktır.

Sonuç olarak; milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda okul idarecilerinin bilgisayar tutumlarının bilinmemesi bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

1.2. Problem Cümlesi

Milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda okul yöneticilerinin bilgisayar kullanmadaki tutum ve etkililikleri nedir?

1.3. Alt Problemler

1. Okul yöneticilerinin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri gösterme düzeyi nedir?

2. Okul yöneticilerinin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri öğretmenlerin cinsiyetlerine göre farklılıklaşmakta mıdır?

3. Okul yöneticilerinin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri öğretmenlerin yaşına göre farklılıklaşmakta mıdır?

4. Okul yöneticilerinin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri mesleki kıdemlerine göre farklılıklaşmakta mıdır?

5. Okul yöneticilerinin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri öğretmenlerin branşlarına göre farklılıklaşmakta mıdır?

1.4. Sayıltılar

(16)

2. Anketler kapsamı yönünden bu araştırma için gerekli bilgileri elde edebilecek yeterlikte görülmüştür.

3. Ankette sorulan soruları, araştırma kapsamına giren okul yöneticileri, doğru ve objektif olarak cevaplamışlardır.

1.5. Araştırmanın Amacı

Sürekli değişen ve gelişen çağımızda bilgi toplumunun bireyleri olma yolunda ilerleyen öğrencilerimize ve öğretmenlerimize önderlik eden okul yöneticileri, kapsama alanı gün geçtikçe genişlemekte olan bilgisayar dünyasını ve fonksiyonlarını iyi bilmek zorunluluğundadır.

Okul yöneticilerinin bilgisayar eğitimini almış olmaları, ilerleyen dönemlerde idari işlerin hızlı ve etkili yürüyebilmesi için her aşamasında onları bilgisayarla çalışmaya hazır ve istekli duruma getirecektir.

Eğitim hizmetlerinin yönetiminde bilgisayar kullanılması ile eğitim kurumları yöneticilerinin alacakları kararların sağlıklı verilere dayanması, kurumun daha akılcı ve verimli bir biçimde yönetilmesini sağlamıştır. Öğrenci işleri, personel işleri ve okula ait bilgilerin tutulması gibi işler bilgisayar sayesinde daha kısa sürede doğru ve eksiksiz olarak gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle günümüzde tüm eğitim – öğretim ve yönetim işlerinin e-okul mebbis sistemi üzerinden yapılıyor olması eğitim yöneticilerinin sadece bilgisayar dışında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve süreç içinde ihtiyaca göre geliştirilecek olan, internet arayüzü üzerinden çalışan bu gibi sistemleri etkin bir şekilde kullanabilmesi gerekmektedir. Bu da göstermektedir ki eğitim sistemde yönetim iş ve işleyişinin sağlıklı yürüyebilmesi için özellikle bilgisayar kullanımı etkinliğini artırmıştır. Bu bize şu sonucu verir okul yöneticileri bilgisayar kullanımını geçmişe nazaran daha iyi bilmek zorundadır.

Bu araştırmanın temel amacı; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan okul yöneticilerinin, bilgisayar kullanmadaki tutum ve etkililiklerini tespit etmek ve önerilerde bulunmaktadır.

(17)

1.6. Araştırmanın Önemi

Araştırma ile toplanacak verilerin özellikle:

1. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okul yöneticilerine bilgisayar kullanma ile ilgili olarak hizmet içi eğitim uygulamalarına,

2. Okul yöneticilerinin öğretmenlere yönelik düzenleyecekleri hizmet içi eğitim kurslarına,

3. Üniversitelerin eğitim fakültelerinin, ilköğretim bölümlerindeki eğitim programlarının yapılandırılmasına,

4. Bu doğrultuda, yeni yapılacak araştırmalara katkı sağlayacağı umulmaktadır.

Bu araştırma Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda görev yapan okul yöneticilerinin , bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililiklerinin geliştirilmesinde, eğitim- öğretim etkinliklerinde, eğitim hizmetlerinin yönetiminde, okulların teknolojik kapasitesinin arttırılmasında, yöneticilerin verimini artırmada, yapılacak çalışmalara ışık tutacaktır.

1.7. Sınırlılıklar

1. Araştırma, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Denizli ili Kale ve Tavas ilçelerinde bulunan devlet okullarında görevli okul yöneticilerinden seçilmiş 100 kişinin görüşüyle sınırlıdır.

2. Araştırma yöneticilerin anket sorularına verdikleri sorularla sınırlıdır.

1.8. Tanımlar

Bilgisayar Tutumları: Bireyin bilgisayara, bilgisayar kullanımına, bilgisayar kullananlara ve bilgisayarların toplumsal ya da kişisel etkilerine yönelik olarak sahip olduğu düşünce, duygu ve davranışları içeren bir eğilimdir (Deniz,1994, s.30).

Bilgisayara İlgi Duyma: BTÖ-M yi oluşturan alt ölçeklerden birisidir. Bilgisayar sahibi olmayı istemek, bilgisayar kullanmayı istemek, bilgisayarlarla ilgili etkinliklerde (konuyla ilgili yazılar okuma, sergilere gitmek vb.)yer almayı sevmek gibi boyutlardaki tutumları içermektedir (Deniz, 1994, s.6).

(18)

Bilgisayar Kaygısı: BTÖ-BM’yi oluşturan alt ölçeklerden birisidir. Bilgisayarlardan bilgisayarlarla ilgili her türlü etkinlikten, bilgisayarların kişisel ve toplumsal etkilerinden çekinme, korkma gibi tutumları içermektedir (Deniz, 1994, s.6).

Bilgisayarların Eğitim Öğretimde Kullanılması: BTÖ-BM’yi oluşturan alt ölçeklerden birisidir. Bilgisayarların eğitim öğretimde kullanılması gerekliliği, öğrenciye ve öğretmene sağladığı yararlar ve zararlar ile ilgili tutumları içermektedir

(Deniz, 1994, s.6).

Tutum: Bireyin sahip olduğu değerler dizgesine bağlı olarak bir simgeyi, bir nesneyi bir kişiyi ve dünyayı iyi ya da kötü, yararlı ya da zararlı yönleriyle algıladığı bir ön düşünce sistemidir (Tolan vd. , 1985, s.259).

Öğretmen: Öğrenci özellikleri, öğretim süreci nitelikleri ve konu alanına sahip öğretim etkinliklerini kılavuzlayan kişi ( Deniz, 1994, s.15)

Sınıf Öğretmeni: Alanı sınıf öğretmenliği olan öğretmen

Branş Öğretmeni: Bir veya bir grup dersin öğretmeni

Okul Müdürü: Okulun öğrenci, her türlü eğitim ve öğretim, yönetim, personel, tahakkuk, taşınır mal, yazışma, eğitici ve sosyal etkinlikler, yatılılık, bursluluk, taşımalı eğitim, güvenlik, beslenme, bakım, koruma, temizlik, düzen, nöbet, halkla ilişkiler ve benzeri görevler ile Bakanlık ve il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince verilen görevler ile görev tanımında belirtilen diğer görevlerin yerine getirilmesini sağlayan kişi.

Müdür Yardımcısı: Müdürün olmadığı zamanlarda müdüre vekâlet eden, görev tanımında belirtilen görevler ile müdür tarafından verilen görevleri yerine getiren kişi.

Okul Yöneticisi: Okuldaki her türlü eğitim- öğretim faaliyetlerini düzenleyen kişi ya da kişiler.

(19)

İKİNCİ BÖLÜM

2. KURAMSAL BİLGİLER

2.1.Eğitim ve Teknoloji İlişkisi 2.1.1. Eğitimde Teknoloji Kullanımının Gerekliliği ve Önemi

Bilgiye ulaşabilen, ulaştığı bilgiyi kendi yapısına uydurabilen, buna yenilerini katabilen ve bu bilgiyi yayabilen toplum ya da kişiler güçlü olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, günümüz toplumlarının ihtiyacı olan insan profili, dünün toplumlarının ihtiyaç duyduğu insan profilinden farklıdır. Küreselleşme, bilim ve teknolojideki gelişme bilgi toplumunun gerektirdiği insan gücü profilini belirleyen temel etmenler olmuştur (Akkoyunlu ve Erdem, 2000, s.160).

Bilgi toplumunun temel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür (Sütçü ve Akyazı 2002):

• Bilgiye sahip olmanın önem kazanması

• Küreselleşme (Globalleşme) ve Küresel Rekabet • Bilişim sektörünün doğuşu

• Çevre koruma bilincinin gelişmesi • Sivil toplum kuruluşlarının etkinleşmesi • Kişinin merkezi konuma gelmesi

• Bilgisayarlaşma

• Yaşam boyu öğrenimin kaçınılmaz olması • Örgütlü toplumun güçlenmesi

Teknoloji, insanoğlunun ateşten yararlanmaya ya da toprağı işlemeye başladığı ilk günden itibaren inanılmaz bir şekilde gelişerek günümüzde iletişim alanında telefon, televizyon, radyo ve İnternet, ulaşım alanında uçak, tren ve otomobil gibi ürünleri ile insanların günlük yaşamlarının vazgeçilmez birer parçası haline gelmiştir. Bu durum, insanların teknoloji dünyasını ve bu teknolojiden hayatını kolaylaştıracak şekilde yararlanmayı bilmesini ve teknolojik gelişmeleri anlamasını gerektirmektedir. Bu bağlamda, teknolojinin eğitim-öğretim sürecine dahil edilmesi ve bireylerin bu gelişimlere yönelik bir eğitim sürecinden geçmelerinin gereği ortaya çıkmıştır

(Bacanak vd. , 2003, s.191).

(20)

Eğitim ve teknoloji insan yaşamının daha etken duruma getirilmesinde önemli rolü olan iki temel öğedir. Her iki öğe de insanın doğal ve sosyal çevresine egemen olma yönünde gösterdiği çabalarda başvurduğu iki temel araç olmuştur. Eğitim, insanın doğuştan kazandığı gizil güçlerin ve yeteneklerin açığa çıkarılmasına, onun daha güçlü, daha olgun, yaratıcı ve yapıcı bir varlık olarak gelişme ve büyümesine hizmet etmiştir. Teknoloji ise, insanoğlunun eğitim yoluyla kazandığı bilgi ve becerilerden daha etken, daha verimli biçimde yararlanabilmesinde, onları daha sistemli ve bilinçli olarak uygulayabilmesinde yardımcı olmuştur (Alkan, 2005, s.11-12). Bugünün bilimsel ve teknolojik toplumunda eğitim ve teknoloji ilişkilerini kültürel, ekonomik ve eğitsel olmak üzere üç yönlü düşünmek olasıdır. Çağdaş toplumun en belirgin özelliği bilim ve teknoloji olduğuna göre, bu iki öğe aynı zamanda çağdaş toplum kültürünün de organik bir parçası durumundadır. Çünkü tarihi bir olgu olarak belirli kültürler ve uygarlıklar belirli koşullar altında ve belirli ortamlarda oluşmaktadır (Alkan, 2005, s.12).

Teknolojik gelişmeler toplumsal yaşamın her alanında değişmelere neden olmaktadır. Bu değişmeler, eğitim kurumlarının yapı ve işlevlerini de etkilemektedir. Endüstri, ekonomi ve iletişim gibi birçok toplumsal sistem eğitim kurumlarının teknolojiyi kullanabilen bireyler yetiştirmesini beklemektedir (Akpınar, 1999).

Herkes bilgi toplumundan tam olarak faydalanmak için gerekli becerilere sahip olmalıdır. Bu nedenle, kapasite geliştirme ve BİT okuryazarlığı esastır. BİT; eğiticilerin eğitimi, resmi eğitim sürecinin dışında kalan insanları da kapsayacak şekilde yaşam boyu öğrenme için gelişmiş imkânlar sunarak ve mesleki becerileri geliştirerek dünya çapında evrensel eğitimin başarılmasına katkıda bulunabilir.

BİT’in, müfredat geliştirme, öğretmenlerin yetiştirilmesi, kurumsal yönetim ve işletme ile yaşam boyu öğrenmeyi destekleyerek her seviyedeki eğitim ve öğretim programlarına tam olarak entegre edilmesini teminat altına alacak politikalar geliştirilmelidir (Dünya BT Zirvesi, 2008, s.24).

Görüldüğü gibi bilim ve teknolojide meydana gelen hızlı gelişmeler her alanda olduğu gibi eğitim sistemini de etkilemektedir. Bu durum, eğitimde niteliğin gelişmesinde önemli rol oynayan yeni teknolojilerin eğitim kurumlarına girmesini zorunlu kılmaktadır.

Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda gelişen teknolojinin, toplumu oluşturan bireyler tarafından anlaşılması gerekmektedir. Teknoloji okuryazarı olan bir birey, toplumla olan ilişkilerini kolaylıkla anlayabilir. Bu bağlamda, ilerlemenin önemli bir

(21)

boyutunu oluşturan eğitim alanında, ilköğretimden yükseköğretime kadar her seviyedeki ‘teknoloji eğitimi’ çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenlenip öğretim programlarında daha ağırlıklı olarak yer almalıdır.

Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Türkiye için ilerlemenin önemli bir boyutunu oluşturan eğitim alanında, ilköğretimden yükseköğretime kadar her seviyedeki “teknoloji eğitimi” ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden düzenlenerek öğretim programlarında daha ağırlıklı olarak yer almalı ve programlardaki BDÖ derslerinin öğrencilere faydalı olabilmesi için gerekli alt yapının kurulmasıyla birlikte ilgili ders konularına yönelik en iyi yöntem ve teknikler tespit edilip uygulayıcılara hizmet içi kurslarla aktarılmalıdır. Böylece, ülkemizin gereksinim duyduğu teknoloji okuryazar sayısı artacak ve bireyler yaşamlarını kolaylaştıran teknolojik gelişimlerden daha fazla faydalanabileceklerdir (Bacanak vd. , 2003)

Bilim ve teknolojide meydana gelen hızlı gelişmeler her alanda olduğu gibi eğitim sistemini de etkilemektedir. Bu durum, eğitimde niteliğin gelişmesinde önemli rol oynayan yeni teknolojilerin eğitim kurumlarına girmesini zorunlu kılmaktadır (Akkoyunlu ve Tuğrul, 2002 s: 12 -21; Aktümen ve Kaçar, 2003 s:339-358 ). İşman (2003), öğretmenlerimizin ve yöneticilerimizin eğitim teknolojilerini öğrenme öğretme ortamlarında yeterince kullanmadıklarının ortaya çıktığını belirtmektedir.

Okul yöneticileri, bilim ve teknolojinin okula transferi ve etkin kullanımı konusunda sorumluluğu üzerinde taşıyan kişilerin başında gelmektedir. Daha doğrusu teknolojinin okullarda etkin kullanımı başka bir ifadeyle, “elektronik okul”un oluşturulması için özellikle çevresel baskılar, eğitim yöneticilerine yeni görevler yüklemektedir. Teknolojilerin alımı, bilgisayar laboratuvarlarının oluşturulması, öğretmenlerin bu konuda eğitimlerinin sağlanması, bilgisayar eğitimi görmüş öğretmenlerin sisteme kazandırılması ve teknolojinin etkin bir biçimde okul yönetiminde kullanılması bu yeni görevlerden bazılarıdır. Bilgisayarların okul yönetiminde, ayrıca sınıflarda etkin bir biçimde nasıl kullanılabileceği, okulda kullanılan “yazılımlar”ın nasıl değerlendirilmesi gerektiği, okulun ve bireysel üretkenliğin artırılmasında bilgisayarların rolü, teknolojideki yeni gelişmeler ve bu gelişmelerin okula yansımaları, eğitim yöneticilerini bu alanlarda bazı becerilere sahip olmaya zorlamıştır. Ancak teknolojinin, okulların karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik problemlere çözüm üretecek araçlar toplamı olarak değil, okulda etkin kullanımları sayesinde bireysel ve örgütsel üretkenliğin artırılmasında bir araç olarak görülmesi daha yerinde olacaktır (Turan, 2002, 271, 272).

(22)

Günümüzde okul yöneticileri “daha çok öğrenciye, daha az zamanda daha fazla bilgi öğrenme” ortamı sağlamak zorunda kalmaktadır. Bu nedenle yönetimin yanı sıra öğretimde verimliliği ve etkililiği sağlayacak yeni öğretim yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesi kaçınılmazdır (Çelikten, 2002, 183). Yöneticilerin öğrenme ortamlarını, eğitim kurumlarında teknolojiden faydalanarak oluşturması mümkündür.

2.1.2. Eğitim Teknolojisi

Eğitim teknolojisi alanında çalışan bilim adamları tarafından eğitim teknolojisi kavramına ilişkin olarak yapılan bazı tanım ve yaklaşımlar şunlardır:

Eğitim teknolojisi, öğrenme-öğretme ortamlarını etkili bir şekilde tasarımlayan öğrenme ve öğretmede meydana gelen sorunları çözen, ürünün kalitesini ve kalıcılığını arttıran bir akademik sistemler bütünüdür (İşman, 2003). Eğitim teknolojisi, özel amaçların gerçekleştirilmesinde etkili öğrenme sağlamak için iletişim ve öğrenmeyle ilgili araştırmalardan hareketle (Ergin,1998) insanın öğrenmesi olgusunun tüm yönlerini içeren problemleri sistematik olarak analiz eden, değişik bilimlerin verilerini özel hedef ve yöntem, araç, ve gereç, ölçme ve değerlendirme gibi eğitimin geniş alanlarında uygulamaya koyan, uygun tasarımlar geliştiren, uygulayan, değerlendiren ve yöneten karmaşık bir süreç, (Yalın, 2003, s.5) uygun maddi ve manevi ortamlarda insan gücünün en iyi şekilde kullanılmasını, eğitim sorunlarının çözümlenmesini, kalitenin yükseltilmesini ve verimliliğin arttırılmasını sağlayan bir sitemler bütünüdür (Rıza, 2000, s.40- 41).

Eğitim-öğretim süreçlerinde yaşanan değişimler ile birlikte, okul yöneticilerinin var olan rolleri arasına teknoloji liderliği rolü de eklenmiştir. Teknolojik gelişmelerle birlikte teknoloji liderliği kavramı, okul yöneticilerine hem okul yönetiminde hem de okul personelinin meslekî gelişiminde farklı bir bakış açısı kazandıracağından son derece önemli bir işleve sahiptir.

2.1.3.Eğitim Teknolojisinin Temel İlkeleri

Eğitim teknolojisinin temel ilkeleri şunlardır (Koşar vd. , 2003, s.5):

Amaç: Eğitimde tam öğrenmeyi gerçekleştirmek ve süreçteki öğrencilerin tümünün istenen amaca ulaşması esas alınır.

İşlev: Kuramsal bilgileri ve bilimsel ilkeleri sosyal çevrede ortaya çıkan eğitimdir. Konu ve Yöntem: Eğitim teknolojisi eğitim sorunlarını akılcı ve bilimsel bir araştırma konusu yapmaktadır.

İçerik: Eğitim teknolojisi eğitim kuramlarını, eğitimin her alanında bir bütünlük içinde uygulamaya dönüştürür.

(23)

Personel: Başta öğretmen olmak üzere diğer eğitim personelinin etkinliğini artırmak eğitim uygulamalarında esas alınmaktadır.

Süreç: Öğrenme ve öğretme süreçlerini, öğrenci farklılıkları ve yeteneklerine uyarlamak esastır.

Çevre: Eğitim yaşantılarının meydana geldiği çevreyi başarılı biçimde kontrol etmek eğitim teknolojisinin ilkelerinden birisidir.

Başarı: Eğitim teknolojisi eğitimde öğrencilerin başarısızlık nedenlerini belirleyerek öğrenme öğretme sistemini analiz etmekte ve öğrenci başarısını artıracak yeni öneriler geliştirmekte ve düzenlemeler yapmaktadır.

Değerlendirme: Eğitim teknolojisi eğitimde istenen amaca erişme durumunu ölçebilecek ileri düzeyde duyarlı ve objektif bir ortam geliştirmektedir.

2.2. Eğitim ve Bilgisayar 2.2.1. Eğitimde Bilgisayar Kullanımı Gerekliliği

Günümüzde bilgisayar kullanımı artık bir ihtiyaç olmaktan çıkmış, zorunluluk haline gelmiştir. Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler bilgisayarları cebimizde taşıyabilecek kadar küçültmüştür. Öyle ki insanlar bilgisayar aracılığı ile eğitimi okul dışına taşır duruma gelebilmişlerdir. Bilgisayarın eğitimde kullanımın önemini şu ifadelerle vurgulamıştır; İnsan yaşamındaki en önemli süreçlerde olan eğitim, günün ihtiyaçlarına cevap verebilmek için gelişen ve teknolojinin imkânlarıyla donatılmak ve düzenlenmek zorundadır.

Bilgisayarların eğitimde kullanılması teknoloji eğitimi ile paralellik göstermektedir. Teknoloji eğitimine verilen önem ve niteliğinin anlaşılması, okul yöneticilerinin konuya yakınlığı ve teknoloji eğitimi alanında yetiştirilmiş öğretmenlere bağlıdır. Yapılan araştırmalar bize göstermektedir ki bilgisayarla eğitim gören bir öğrenci geleneksel yöntemle eğitim gören bir öğrenciden daha başarılı bir grafik çizmektedir. Bir başka deyişle bilgisayar kullanarak eğitim-öğretim hizmetleri veren okullar bilgisayarsız eğitim veren okullardan daha kaliteli bir hizmet vermektedir.

2.2.2. Eğitimde Bilgisayar Kullanımı

Bilgisayarların eğitimde kısa sürede yaygınlaşması çok yönlü özelliklere sahip olmasının bir sonucudur. Okullarda kullanılma amaçları şöyle sıralanabilir (Akkoyunlu 1999,s.15–16, Demirel 2001,s.117–118, Ergin,1998, Hızal,1989, s.27, İşman 2005):

a) Bilgisayar öğretimi b) Öğretme süreci

(24)

c) Öğrenme süreci d) Ölçme ve değerlendirme e) İletişim f) Rehberlik hizmetleri g) Eğitim araştırmaları h) Öğrenci işleri i) Okul-aile işbirliği j) Arşivleme k) Kütüphane hizmetleri

2.2.3. Eğitimde Bilgisayar Kullanılmasının Yararları

Bilgisayarlar ilk çıktığı yıllarda donanım amaçlı kullanılırken sonraki yıllarda çeşitli dillerde geliştirilen yazılımlar sayesinde her alanda kullanılmaya başlanmıştır. Bunlardan en önemli olanı ise şüphesiz eğitimdir. Ancak eğitim-öğretim ve yönetim yazılımlarının birçoğunun yabancı dillerde olması bu alanlarda kullanılmasını biraz sınırlandırmaktadır. Bu duruma rağmen bilgisayarların eğitim-öğretimde birçok yararı bulunmaktadır (Rıza,2000,s.26).

Baykal’a göre bilgisayarların eğitimde kullanılmasının yararları şöyle sıralanmıştır: 1. Öğrenmeye etkin katlım sağlar. Aktif öğrenmenin öne çıktığı günümüzde

öğrenci bilgisayar destekli eğitimle pasif konumdan aktif konuma geçer.

2. Etkileşimli bir araçtır. Öğrenci bilgisayar karşısında denetim yetkisini kullanmayı öğrenir.

3. Büyük bir esnekliğe sahiptir, etkin bir pekiştireçtir ve sabrı sonsuzdur. 4. İstenildiği kadar tekrar olanağı sağlar.

5. Hızlı öğretim sağlar ve dolayısıyla zamandan tasarruf sağlar.

6. Yazı tahtası ve ders kitabı kadar geneldir. Yazı, çizim, sayı, renk, ses ve benzeri çok çeşitli bildirim simgesi durgun ya da hareketli olarak

kullanılabilir ve çeşitli kaynaklardan yararlanılabilir.

7. Uygun biçimde hazırlanmış her türlü programı kullanabilir.

8. Ders yazılımlarında çok değişik sürprizlere yer verilerek eğitim zevkli ve ilgi çekici hale getirilebilir.

9. Öğrenmeyi bireyselleştirmektedir.

10. Bireysel öğretimde de grup öğretiminde de kullanılabilir.

11. Programlı öğretim temeline dayalı ilkelerin uygulanmasına hizmet edebilir. 12. Eğitim alanında yönetim, araştırma, rehberlik, ölçme değerlendirme ve

(25)

öğretim hizmetlerinde kullanılabilir.

13. Öğrencilerin sorulara verdiği cevapları kaydeden ve istenildiği an sonuçları bildiren eşsiz bir sınav aracıdır (Baykal,1984)

2.2.4. Eğitim Yöneticilerinin Bilgisayarları Kullanım Alanları

Bir örgütün verimliliği ile örgütü idare eden yöneticilerin yeterlikleri arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu nedenle yöneticiler yeniliklere dönük olarak kendilerini geliştirmek zorundadırlar (Çelikten,2002,sayı 155-156).

Bilgisayarlar eğitim öğretim hizmetlerinin yanı sıra yönetim sürecinde de oldukça etkili bir konumdadır. İlk ve orta dereceli okullarda eğitim yöneticilerinin büyük bir çoğunluğunda bilgisayar mevcuttur.

Eğitim yöneticilerinin bilgisayar kullanmaları aldıkları kararların daha güvenilir, okulun ise akılcı ve verimli yönetilmesini sağlamıştır (Uşun,2004,s.38). Collis’in geliştiği Teknoloji Yetenek Ölçeğine göre okul yöneticisi, öğretmen ve teknoloji uzmanları teknoloji yetenekleri açısından incelendiğinde bir okul yöneticisinde bulunması gereken özellikler şunlardır (Akkoyunlu,1998,s.17);

1. Okulda teknoloji kullanımına önem verme, teşvik etme ve yaygınlaştırma 2. Teknoloji kullanımında etik politikalarını oluşturma ve bunlara uyulmasına önem gösterme

3. Teknoloji eğitimi için hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesini sağlama 4. Teknoloji kullanımı için kaynak yaratma

5. Üstün teknoloji uygulamalarını ödüllendirme

Bilgisayarların hızlı işlem yetenekleri, geniş arşivleme özellikleri, yazımlar sayesinde ihtiyaca uygun şekiller alabilmeleri gibi üstün özellikleri yöneticilerin okullarda bilgisayarları kullanma sıklıklarını ve alanlarını arttırmıştır. Okul yöneticilerinin bilgisayar kullanım alanları ve aşağıda başlıklar halinde verilmiştir.

1. İhtiyacın saptanması

2. Bilgisayarın nasıl ve nerede kullanılması ile ilgili yöneticilere bilgi verilmesi 3. Bilgisayarların alınması ve kurulması

(26)

Şekil 2.1

Okul Yöneticilerinin Bilgisayar Kullanma Alanları

ÖĞRENCİ İŞLERİ - Öğrenci Programları - Not programları - Devam çizelgeleri - Öğrenci ve ailelerin demografik bilgileri - Sağlık ve rehberlik kayıtları - Öğretim sürecine ilişkin bilgiler - Sınavlar - Kayıt-kabul ve okul ücretleri OKUL YÖNETİCİLERİNİN BİLGİSAYAR KULLANMA ALANLARI ARAŞTIRMA VE PLANLAMA İŞLERİ - Bütçe analizleri - Taşıma hizmetleri - İstatistiksel analizler - Test madde analizleri - Proje planlama ve kontrol PERSONEL İŞLERİ - Maaşlar - Personel dosyaları - Görev dağılımları - Sertifika/özlük kayıtları -Vergi iadeleri vb. personel işleri MALİ İŞLER - Bütçe işler - Gelir-gider defteri - Gelir ve ödemeler - Satın alma işleri - Personel maaş vb. ödeme analizleri BİNALAR VE ARAÇLAR - Mekân kullanımı ve sınıf dağılımları - Envanterler - Bakım programları - Enerji yönetimi ve kontrolü BÜRO İŞLERİ - Kelime işlem - Veri tabanı - Elektronik ve sesli posta - Masaüstü yayıncılık - Sunu grafikleri - Hesap çizelgesi KÜTÜPHANE İŞLERİ - Ödünç verme - Katalog - Online araştırma - Saklama ve satın alma

(27)

Görüldüğü gibi bilgisayarların okullarda kullanım alanları oldukça geniştir. Yöneticilerin daha verimli ve etkili bilgisayar kullanmaları aşağıda basamaklar halinde verilmiştir (Turan,2002);

1. İhtiyacın saptanması

2. Bilgisayarın nasıl ve nerede kullanılması ile ilgili yöneticilere bilgi verilmesi 3. Bilgisayarların alınması ve kurulması

4. Personel eğitimi

2.2.5.Eğitimde Bilgisayar Kullanımında Türkiye’deki Durum

Milli Eğitim Bakanlığı, batı dünyasındaki gelişmelere paralel olarak eğitimde bilgisayarlardan yararlanma konusuyla ilgilenmiş ve 1984 yılında “Bilgisayar Destekli Öğretim Projesi”ni başlatmıştır (Yaşar, 1998, s.119). Günümüzde bilgisayarlar ve bunlara dayanan teknolojiden eğitimde yararlanılması Türk Eğitim sisteminde de üzerinde çok durulan bir konu haline gelmiştir. Türkiye’de 1984 yılından beri bilgisayar destekli eğitimin eğitim ve öğretim kurumlarında uygulanması gündemdedir. Ancak bilgisayar destekli eğitim uygulaması, daha önceleri eğitim teknolojisinin önemini vurgulayan ve eğitimin her kademesinde eğitim teknolojisinin işe koşulmasını öngören Dördüncü ve Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarında ve Milli Eğitim Temel Kanununun her derecede ve türdeki eğitim programlarının yöntem araç ve gereçlerin bilimsel ve teknolojik esaslara, yeniliklere, ihtiyaçlara göre geliştirileceği belirtilen 13. maddesinde temelini bulmuştur. Bilgisayarın eğitimde kullanılma çalışmalarının başlatıldığı 1984-1990 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaöğretim kurumlarında yaklaşık 5000 adetlik bir bilgisayar potansiyeli oluşturulmuştur. Mart 1990’da Milli Eğitim Bakanlığı ile Dünya Bankası arasında imzalanan Milli Eğitim Projesi ile ortaöğretimdeki bilgisayar adedinde artış olduğu kuşkusuzdur. Çünkü hedeflerinden biri yeni enformasyon ve iletişim teknolojilerinin eğitim sistemine uygulanması olan bu proje çerçevesinde 53 lisede bilgisayar okur-yazarlığı ve bilgisayar destekli eğitim hedeflenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaöğretim kurumlarında bilgisayarların eğitimde kullanılmasına verilen önem, özel öğretim kurumlarına da yansımıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim kurumları Genel Müdürlüğü’nün 14 Ağustos 1991 tarih ve 60606 sayılı yazısı ile özel okul ve dershanelerde bilgisayarın eğitim-öğretim ve yönetim faaliyetlerinde kullanılması gerekli görülmüştür. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, bilgisayar destekli eğitimin önemli bir bütünleyici olan yazılım konusunda da önemli aşamalar kaydetmiştir.

(28)

1989-1990 öğretim yılında 37 ders için 2000 saatlik yazılım gerçekleştirilmiştir (Odabaşı, 1998). 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Daire Başkanlığının Üniversitelerle birlikte yaptığı çalışmalarla formatör öğretmenler yetiştirilmiş ve böylece öğretmen eğitimi biraz daha yaygınlaştırılmıştır. 1992 yılında ise Bilgisayar Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmuş ve eğitim gören öğretmen sayısı 5000’ne yükselmiştir. 1993 yılında MEB tarafından yayınlanan bir yönergeyle bilgisayar öğretmeni olarak görevlendirilecek öğretmenlerin branşları, seçilme şartları ve görevleri belirtilmiştir (Tebliğler Dergisi, 1993).

1998 yılında eğitim ve öğretimin teknolojik gelişmelerle desteklenmesi, yaygınlaşması, niteliğinin yükseltilmesi amacı ile MEB bünyesinde EĞİTEK birimi oluşturulmuştur. EĞİTEK ülkemizin yetkin bir eğitim teknolojisi merkezi durumuna gelmesini hedeflemektedir. Ayrıca EĞİTEK, eğitimde kullanılmak üzere her çeşit görsel, işitsel, bilgisayar tabanlı dijital eğitim aracını geliştirilmesi, üretilmesi çalışmalarını sürdürmektedir. EĞİTEK içerisinde; E-Dönüşüm ve İnternet Şubesi, Eğitim ve Eğitim Portalı Şubesi, Yönetim Bilgi Sistemleri Şubesi, Ağ Yönetimi

Şubesi ve Teknik Destek Şubesi’nden oluşan Bilişim Hizmetleri Dairesi birimi bulunmaktadır. 2000’li yıllar bilgisayarın ve bilgisayar temelli eğitim ürünlerinin gündelik yaşamda yaygınlaşmasını ve bu araçların kullanımının okulda öğretilmesini gündeme getirmiştir. EĞİTEK bu gereksinime yönelik olarak eğitimcilere eğitimde bilgi teknolojilerini kullanımına ilişkin seminer ve kurslar düzenlemekte, bilgisayar donanım ve yazılımlarını öğretmek üzere formatör öğretmenlerin yetiştirilmesi çalışmalarını da sürdürmektedir (MEB-EGİTEK, 2006).

2.2.6 Dünyada Eğitimde Bilgisayar Kullanımı

Bilgisayarlar eğitim amaçlı olarak ilk 1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Kullanıldığı alanlar ise daha çok askeri eğitime dayalıdır.Daha sonra geliştirilen öğretim programları ile birlikte bilgisayarlar önce üniversitelerde daha sonra da ilköğretimde eğitim ve öğretim amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan araştırmalarda Amerika Birleşik Devletlerindeki okulların % 90’ında bilgisayar bulunmaktadır (İmer 2000, s.53, Uludoğan, 2002).

Almanya’da eğitimde bilgisayar kullanımı 1984 yılında uygulanan pilot uygulamalarla gerçekleşmiştir. Almanya’da dikkati çeken en önemli ayrıntı eğitim yazılımlarının çokluğudur. Özellikle matematik, fen bilgisi, ilk okuma-yazma gibi alanlarda 3000’nin üzerinde yazılım bulunmaktadır (Uludoğan, 2002).

(29)

Japonya’da bilgisayarların eğitime girmesi 1980 yılındadır. Yapılan çalışmalar ve planlamalara rağmen çeşitli nedenlere bağlı olarak henüz hedeflenen düzeye

gelememiştir (Uludoğan, 2002).

İngiltere’de 1972 yılında orta, 1979 yılında ise ilköğretimde eğitimde bilgisayar kullanılmaya başlanmıştır. Eğitim ve öğretimde bilgisayarın daha fazla kullanılması için yöneticilerin ve öğretmenlerin büyük bir bölümünü açık üniversiteler aracılığı ile

eğitmişlerdir (Keser,1988, s.159, Uludoğan 2002).

Fransa ise bilgisayarı eğitimde 1970’li yıllarda devreye sokabilmiştir. Ancak öğretmenler yönelik yürüttüğü eğitim programı bir yıllık bir program olmasına rağmen, yılda 500 öğretmen yetiştirerek 100 000 öğretmene eğitim vermiştir. Bunun yanı sıra 12 öğretmenlere yazılım seçme özgürlüğü vermiş, böylelikle öğretmene ve öğrenci düzeyine uygun bir eğitim ve öğretim ortamı yaratılmıştır (Ergin,1995, s.153).

2.3. Bilgisayar Tutumları 2.3.1. Tutum Kavramı

Tutum, bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir (Smith, 1968; Akt. Kağıtçıbaşı, 2006, s.102) ve farkında olduğu bu obje ile ilgili olumlu veya olumsuz bellekte saklı tutulan değerlendirmeleri içerir (Pratkanis ve Greenwald, 1989, Zanna ve Rempel, 1988, Judd ve diğerleri, 1991; Akt. Kağıtçıbaşı, 2006, s.106).

Tutum ayrıca, nesne, kişi, küme ya da düşünlere yönelik oldukça süreklilik gösteren inanç, duygu, ve düşünceler bütünü olarak tanımlanır. Diğer bir deyişle tutum, belli nesneye ya da duruma yönelik bir dizi düzenli ve süreklilik gösteren duygu ve inanılanlardır. Bu duygu ve inanılanlar, nesne, kişi, küme ya da düşünlere belli bir şekilde davranma eğiliminde olmayı getirir (Özyürek, 2000, s.8).

Tutumlar, belirli değer yargılarının ve inançların arkasında gizildirler. Tutumlar yaşam olayları karşısında davranış ve hareket biçimleri olarak şekillenirler. Tutumlar dayandıkları inanç ve değer yargıları devam ettikçe, devamlılıklarını sürdürürler. Bütün tutumlarda, ilgili konu hakkında gerekli inançlar da bulunur; bununla beraber, belli bir tutum içinde mutlaka bütün inançların varlığı söylenemez. İnançlar, tutum yapılarına girdikçe, özel dinamik baskılar altına girmiş sayılırlar. Hatta belirli bir tutum içinde bir inanç özelliğini kaybedebilir ve değişebilir. Çünkü tutumlar dış çevresel etkilerle devamlı baskı altında bulunurlar ve bu durum, onların değişmelerine neden olabilir. İnançlar ve tutumlar aynı zamanda duygularla da yakından ilgilidir. Bu yüzden inançlar yanında onları

(30)

etkileyen organik yapı ile ilgili duygu ve heyecanlar da tutum psikolojisi yönünden çok önemlidir. İnanç ve tutumların birbirlerinden ayrılan önemli bir yönü mevcuttur. Tutumlar birey davranışlarında lehte veya aleyhte olarak yorumlanabildikleri halde inançlar hakkında böyle bir yargılama yapılamaz. Yani inançlar yansız veya nötrdürler. Bir kimsenin dünyanın yuvarlaklığı veya Tanrı'nın varlığı hakkındaki inancı onun aleyhinde veya lehinde yorumlanamaz. Fakat içki içmeye ya da kumar oynamaya karşı tutumu ve tepkileri içki veya kumarın aleyhinde veya lehinde diye yorumlanabilir. Tutum aynı zamanda bireyin çevresine olumlu veya olumsuz etkilerde bulunmakta, yararlı ya da zararlı olabilmektedir (Eren, 1984, s.108).

Olumlu tutum geliştirilmişse o nesne (obje) sevilir, aranır, kabul edilir. Olumsuz tutum geliştirilmişse ondan çekinilir, uzaklaşılır. Bu olumluluk ve olumsuzluk, duygularda, düşüncelerde ve davranışlarda görülür (Binbaşıoğlu, 1992, s. 386).

Tutum, kişisel davranış seçimini etkileyen içsel durum olarak tanımlanabilir. Bu içsel durumların zihinsel ve duygusal yönleri vardır. İnsanların davranışları tutumlardan açık şekilde etkilenir. Tutumlar birçok yolla öğrenilirler. Tutumlar bir tek olay sonucunda oluştuğu gibi birçok yaşantı sonucunda da oluşabilir. Bütün bunların yanında tutumlar sıklıkla başka insanların davranışlarını taklit ederek öğrenilir. Bu değişik tutum öğrenme yoluna rağmen tutum öğrenme ve değiştirmede bazı ortak faktörler bulunmaktadır (Arslan, 2008, s.108). Bunlar (Gagne, 1985; Akt.Arslan, 2008 s.108):

İçsel koşullar, insanların tutum geliştireceği şey hakkında ilişkin bilişsel ve davranışsal ön yeterliliklere sahip olması durumudur. Örneğin, matematikte problem çözmeye ilişkin tutum geliştirilecekse, öğrenci ilk önce hesap yapmayı bilmesi gerekir. Tutum öğrenme taklit yoluyla gerçekleşecekse öğrencinin taklit edeceği kişinin davranışlarına hayran olması ve saygı duyması gerekmektedir. Dışsal koşullar ise öğrenilen tutumların duygusal yaşantıyla donandık olması ya da gözlenilen davranışların iyi veya kötü sonuçlanması durumudur. Sapmalar ve eksiklikler söz konusu ise yeni planlar geliştirilir, düzeltmeler yapılır.’’Denetim, planlamaya iki yolla yardımcı olur. Birinci olarak yeni planlamayı gerektiren hususlara dikkat çeker, ikinci olarak, planlamaya esas olacak bazı bilgileri sağlar. ( Aydın, 1993, s.14)

2.3.2. Bilgisayar Tutumları Kavramı

Bilgisayar tutumları sadece bireyin bilgisayara karşı yakınlığı ya da uzaklığı olarak algılanmamalıdır. Daha geniş açıdan tanımlarsak; bireyin bilgisayar kullanımına, bilgisayar kullananlara, bilgisayarın bireysel ve toplumsal etkilerine kadar uzanan bir süreçtir

(31)

(Deniz,1994, s.30). Araştırmaların çoğu bize göstermektedir ki bilgisayar tutumları bireyin bilgisayar kullanmasını, bilgisayarla çalışmasını etkileyen önemli bir faktördür.

Bilgisayar tutumları “bireyin bilgisayara, bilgisayar kullanımına, bilgisayar kullananlara ve bilgisayarın toplumsal ya da kişisel etkilerine yönelik olarak düşünce, duygu ve davranışları içeren bir eğilim” olarak tanımlanabilir (Deniz,1994, s.30). Deniz (1994)’in tanımındaki bilgisayarın kişiler ve toplum üzerindeki etkisi aslında bilgisayar tutumlarının ne kadar geniş bir alanı kapsadığını göstermektedir. Bilgisayar tutumlarının kapsadığı alanlar:

a) Bilgisayar kaygısı

b) Bilgisayarda kendine güven duyma c) Bilgisayara ilgi duyma

d) Bilgisayardan hoşlanma

e) Bilgisayar kullananlara yönelik önyargılar olarak sınıflandırılabilir (Deniz,1994, s.30).

2.3.3. Çeşitli Değişkenlere Göre Bilgisayar Tutumlar

Bilgisayar tutumlarına yönelik olarak yapılan ve çeşitli yaş ve eğitim grubundaki kişileri kapsayan araştırmaların ortak amacı, çeşitli değişkenlerle bilgisayar tutumları arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmaktır. Sözü edilen bu değişkenlerin en çok kullanılanları şunlardır; • Cinsiyet, • Tecrübe, • Yaş, • Bilgisayar okuryazarlığı, • Bilgisayar eğitimi.

2.3.4. Bilgisayar Kaygısı ve Korkusu

Kaygı; tehlike veya talihsizlik korkusunun ya da beklentisinin yarattığı bunaltı veya tedirginlik; usdışı korkudur. Korkunun sebebi ve kaynağı olan nesne ya da olay bellidir, yaşamı ve güveni tehdit eden gerçek bir tehlike söz konusudur (Budak, 2003, s.433). Korku ve kaygı birbirinden farklı özellikler sahip kavramlardır. Kaygının kaynağı belli değildir, tehlike genellikle içten gelir. Korku, nesne ortaya çıktığında veya olay olduğunda hissedilirken, kaygı geleceğe yönelik bir duygudur.Kaygıyı, gerçekle ilgisi olmadığı için anlamak ve anlatmak mümkün değildir. Kaygı bir iç çatışma veya “dürtü çatışması” olabilir (Hançerlioğlu, 1993, s. 224).

(32)

Korku ve kaygı arasındaki ayırım üç temel özellikle belirtilebilir (Cüceloğlu, 2005, s.277):

1. Kaynak: “Ben bilgisayardan korkarım” örneğinde olduğu gibi, korkunun kaynağını biliriz, ancak kaygının kaynağı belirsizdir.

2. Şiddet: Korku kaygıdan daha şiddetlidir.

3. Süre: Korku daha kısa sürelidir, kaygı ise daha uzun bir süre devam eder.

Kaygının başlıca kaynağının; kendine güvensizlik ve ben duygusunun sağlıksız oluşu olduğu düşünülebilir. Gençlerde kendine güvensizlik ve ben duygusundaki sağlıksızlık daha çok görüldüğünden, çocuklara göre gençler daha çok kaygıya düşerler (Başaran, 1991, s. 113)

Kaygının yararlı ya da zararlı olduğunu anlayabilmek için kaygının derecesi ve başarmayı amaçladığımız görevin zorluk düzeyi gibi faktörlerin bilinmesi gerekir. Örneğin, zor bir fizik problemi çözme gibi, oldukça karmaşık bilişsel işlemleri içeren bir görevi başarma durumunda, kaygının zararlı olduğu gözlenmiş, öte yandan basit bir işlemi gerektiren durumlarda orta derecedeki kaygı ise, göreve daha erken başlayıp erken bitirmede yararlı bulunmuştur (Cüceloğlu, 2005, s.278). Eğer kaygı,bireyin günlük hayatını zorlaştırıyor ve onu özgürce hareket etmekten alıkoyuyorsa, kaygının anormal varlığından söz edilebilir. Normal ve verimli bir fonksiyonellik için kaygının motive edici ve engelleyici yönleri arasında denge kurulması gereklidir (Vural, 1990, s.1).

Kaygının başlıca nedenleri (Cüceloğlu, 2005, s.277-278); desteğin çekilmesi, olumsuz bir sonucu beklemek, iç çelişki ve belirsizliği göstermektedir. Cüceloğlu; alışılan çevrenin ortadan kalkmasını, desteğin çekilmesi olarak açıklarken; olumsuz bir sonucu beklemeyi sınava girme, duruşmayı bekleme gibi olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceği durumlar yaşıyor olmak şeklinde açıklamaktadır. İnandığımız fikirlerle, davranışlarımız arasında farklılıklar olması iç çelişkiyi doğururken, gelecekte neler olacağını bilmemek durumu ise belirsizliği ortaya çıkarır.

Maurer (1993) bilgisayar kaygısını “bireyin bilgisayar teknolojisini kullanıyor olduğunu düşündüğünde veya gerçekten bilgisayar kullandığında yaşadığı endişe ve korku” olarak tanımlıyor. Bilgisayar kaygısı bireylerin yoğun olarak engellenme, şaşkınlık ve kolay uyarılabilirlik yaşamalarına neden oluyor ve bunlar paniğe neden olabiliyor. Hayal kırıklığı, utanma ve başarısızlık korkuları, bu insanların sıkça yaşadıkları olumsuz duygulardan sadece birkaçı. Bilgisayar kaygısının fiziksel belirtilerine gelince; terleme, ellerde nemlenme, karın ağrısı, nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma hissi, çarpıntı ve dudaklarda gerilme gibi bilinen kaygı belirtileri sayılabilir (Akt. Çırakoğlu, 2004, s.15).

(33)

Fajou, bilgisayar kaygısının yaşandığı durumlar ve bu durumlara ilişkin duygulanımları gözden geçirdiği çalışmasında; olumsuz duygulanımların, verileni anlamak konusunda yaşanan başarısızlığa ait düşüncelerden ve bilişlerden kaynaklanma eğiliminde olduğunu belirtmiş ve bu durumlara açıklayıcı örnekler getirmiştir. Doğru olduğu bilinen bir şeyin kabullenilmesinde zorlukların yaşandığı durumlar çabuk uyarılabilirliğe örnek olarak verilebilir. Bilgisayarların bazı şeyleri neden ve nasıl yaptığının ya da neden belirli yönde tepkiler verdiğinin anlaşılmadığı yani daha genel bir ifadeyle bilgisayarın işleyiş ilkelerinin bilinmediği durumlarda bireylerin çabuk uyarılabilirlik/kızabilirlik yaşama olasılığı oldukça yükselmektedir. Tekrarlanan başarısızlıklar ise engellenme duygusunun yaşanmasına neden olabilecek durumlardan biridir. İlgilenilen konuda karşılaşılan güçlükler veya bilgisayarların teknik problemleri nedeniyle bireyler sıkça sorunla karşılaşmakta,bunun sonucunda da engellenme duygusu yaşamaktadırlar (Akt. Çırakoğlu, 2004, s. 15-16).

Bilgisayar kaygısı olan bireylerin, onları bilgisayardan tamamen uzak tutacak bir korku yaşamadıklarını, ama bilgisayarla yapılması gereken işleri elde yapmak veya başkalarına yaptırmak gibi kaçınma davranışları göstereceklerini tahmin etmek zor olmayacaktır. Bilgisayar kaygısı yaşayan bireyler, bilgisayar başında çalışırken genel bir huzursuzluk ve endişe yaşamaktadırlar. Buna karşın bilgisayar fobisi yaşanan durumlarda, birey bilgisayar gördüğünde veya kendisini bilgisayar başında iken düşündüğünde panik yaşamaktadır ve yoğun kaçınma davranışı göstermektedir.

Burada vurgulanmak istenen ana tema ise; bilgisayar kaygısı yaşayan bireylerin bilgisayar başında iken sergileyecekleri davranışların, bilgisayar fobisi yaşayan bireylerin davranışları kadar dışarıdan gözlenebilir olmaması riskidir. Okul ve dershane gibi, öğretmenlerin sorunların tespitinde ve çözümünde önemli rol oynadıkları eğitim ortamlarında yukarıda belirtilen risk daha da önem kazanmaktadır. Çünkü yaş, akran grubu ve sosyal baskı gibi birçok nedenden dolayı, özellikle öğrenciler yaşadıkları sorunu dile getirmekten çekinebilirler. Günümüz yaşam koşulları ve özellikle Türkiye ele alındığında, bilgisayarlarla yoğun ilişki içinde bulunan gruplardan bir tanesinin de öğrencilerin ve öğretmenlerin oluşturduğunu görmekteyiz (Çırakoğlu, 2004, s.16).

(34)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın yöntemi, araştırmada kullanılan model, evren ve örneklem, verilerin toplanması, verileri analizi ile ilgili yapılan bütün çalışmalar ve araştırmada kullanılan istatistiksel teknikler hakkında bilgi verilmiştir.

3.1. Araştırmanın Yöntemi

Bu araştırmada; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan okul yöneticilerinin bilgisayar kullanmadaki tutum ve etkililiklerin incelenmesi amacıyla yöneticilerin tutum ve davranışları belirlenmiştir.

Araştırma tarama modelinde olup, önce Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan okul yöneticilerinin bilgisayar kullanmadaki tutum ve etkililikleri hakkındaki ilgili kaynaklar taranmış, konuyla ilgili daha önceden yapılmış benzer araştırmalar ve raporlar incelenmiştir.

3.2. Evren Ve Örneklem

Araştırma bir bağımsız evrenden oluşmakta ve bu evrenden alınmış bir bağımsız örneklem içermektedir. Okul yöneticilerinin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri belirlemek amacıyla kapsamına alınan; Denizli ili Tavas ve Kale ilçesi sınırlarındaki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan 100 müdür ve müdür yardımcısı evreni oluşturmaktadır.

3.3. Verilerin Toplama Araçları

Araştırmanın amaçlarına uygun veriler, öncelikle konu ile ilgili literatür taraması yapıldıktan sonra ilgili kişi ve kurumlarla görüşülerek, daha sonra ise bu bilgiler ışığında hazırlanan anket formu ile elde edilmiştir.

Anket formu uzman görüşü de alınarak gerekli düzenlemeler yapılmış ve ankete son hali verilmiştir.

(35)

3.1.1. Kişisel Demografik Özellikler

Kişisel Bilgi Formu (EK 1) toplam olarak 9 sorudan oluşmaktadır. Her sorunun kolay ve doğru cevaplanması bakımından çeşitli şıklar verilmiştir. Her sorunun özelliğine göre tercih şıkları mevcuttur.

3.3.2. Bilgisayar Tutum Ölçeği – Marmara ( BTÖ-M)

BTÖ-M bilgisayara yönelik tutumları ölçmeye yarayan bir ölçektir(EK 2). BTÖ-M‘nin, maddelerinde ifade edilen duygu, düşünce ve davranışlar, bu ifadelere katılma derecesine göre; “ (1) hiç katılmıyorum”, “(2)çok az katılıyorum”, “(3)katılıyorum”, “(4)çok katılıyorum”, “(5)tamamen katılıyorum” gibi şıklardan birini işaretlemek suretiyle cevaplandırılır. BTÖ-M 5’li derecemeli likert türü bir ölçek olup puanlamaları 1 ile 5 arasında yapılmaktadır. BTÖ-M gerçeklik ve güvenirliği sağlanmış bir ölçme aracıdır ( Deniz, 1994).

3.4. Verilerin Analizi

Elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS istatistik programı kullanılmıştır. Veri analizinde ise Survey tarama yöntemi kullanılmıştır. Sosyal psikolojide en sık başvurulan araştırma yöntemlerinden biri surveydir. Survey yöntemi ile bir davranışın ya da bir tutumun bir toplumda ya da belli bir grupta görülme derecesi ve bunların yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, sosyal ardalan vb. etmenlerle nasıl bir ilişki içinde olduğu araştırılmaktadır. Survey yöntemi kullanılarak araştırılan konular çok çeşitlidir.

Siyasi parti tercihi, bir reklam ürününün tercihi, televizyon kanalı tercihi konusunda yapılan kamuoyu yoklamaları günlük yaşamımızda sık karşılaştığımız örneklerdendir. Bunların yanında tüm toplumun ya da belirli bir grubun madde kullanımı (alkol, sigara ve uyuşturucu) , cinsellik, kanser, AIDS benzeri hastalıklar, okulda ve ailede şiddet, çocuk sayısı ve aile planlaması gibi, sosyal politikalar geliştirmek üzere durum saptaması gerektiren sorunların araştırılmasında da bu yöntem kullanılmaktadır.

Survey yönteminde veri toplama tekniği olarak anket ve görüşme kullanılır. Anket, açık uçlu ya da çoktan seçmeli olarak hazırlanmış soru formudur. Anket, katılımcılara yüz yüze uygulanabildiği gibi posta ile de gönderilebilir. Ancak posta ile gönderilen anketlerin geri gelme oranı düşüktür. Diğer taraftan görüşme tekniği, yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmamış olabilir. Yapılandırılmış görüşmede araştırma için sahaya çıkmadan önce katılımcılara sorulacak tüm sorular

(36)

belirlenmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşmede katılımcılara sorulacak ana sorular bellidir, ancak görüşme esnasında katılımcının verdiği yanıtlara bağlı olarak da soru üretilir. Yapılandırılmamış görüşmede ise, katılımcı ile görüşülecek konu belli olmasına karşın önceden hazırlanmış soru yoktur. Bunun yerine görüşmenin akışına göre sorular sorulur.

Survey yöntemindeki en önemli nokta, ulaşılması gereken insan sayısı fazla olduğundan, yapılacak örneklem seçimidir. Örneğin uyuşturucu konusunda anket uygulamak için bir şehirdeki bütün liseli gençlere ulaşmak zaman ve maliyet açısından makul olmadığından, bu gruptan rastgele kişilere anket uygulanabilir. Böylece seçkisiz örneklem oluşturulmuş olur. Ya da araştırılmak istenen grubun, yani evrenin (popülasyon) önemli özelliklerini (örneğimizde bunlar cinsiyet, sosyal sınıf vb. olabilir) oran olarak yansıtan bir örneklem seçilebilir. Bu temsil edici örneklemdir.

Surveyle çok sayıda kişiden çok miktarda bilgi toplama olanağı vardır. Örnekleme tekniğiyle yapıldığı için, toplanılan bilgiden genelleme yapılır. Bu yöntem, diğer yöntemlere göre zaman ve maddi kaynakların kullanımı açısından daha tasarrufludur.

Bu yöntemi bazı sınırlılıkları da vardır. Örneğin Survey ile çok miktarda bilgi toplanır, ancak bu bilgi yüzeyseldir. Büyük örneklem alınması gereken durumlarda çok zaman ve paraya ihtiyaç vardır. Kendisine genelleme yapılmak istenen evren çok geniş ise, örneklem oluşturma bir sorun yaratabilir. Surveyde katılımcıların yanıtlarına bağlı kalma zorunluluğu vardır. Katılımcılar ise anket ve görüşmede çok çeşitli etmenlerin etkisi altında kalarak yanıt verebilirler (Kağıtçıbaşı, 1999) .

Elde edilen verilerin anlaşılabilirliğini artırmak ve kolay yorumlayabilmek için bulgular bölümünde tablolar oluşturulmuş, tartışma bölümünde de bu bulgular yorumlanmıştır. Araştırmada kullanılan ölçeğe uygun olarak elde edilen görüşlerin aritmetik ortalamaları değerlendirirken aşağıdaki aralıklar göz önünde bulundurulmuştur.

(37)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. BULGULAR

Bu bölümde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda yöneticilerin bilgisayar ve teknolojiyi kullanmadaki tutum ve etkililikleri hakkında erişilen bulgulara yer verilmiştir. Anket formu ile erişilen verilerin değerlendirilmesiyle tablolar oluşturulmuş, tabloların daha iyi anlaşılabilmesi için de veriler sonucunda elde edilen bulgular, tabloların altında açıklanmıştır.

4.1.Yöneticilerin Kişisel Bilgilerine İlişkin Bulgular Tablo 4.1

Yöneticilerin Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı

Cinsiyet Frekans (N) Yüzde (%)

Kadın 12 12

Erkek 88 88

Toplam 100 100,0

Tablo4.1 incelendiğinde araştırmaya katılan okul yöneticilerin; %12'sini kadın yöneticiler, %88’ini erkek yöneticilerin oluşturduğu görülmektedir.

Tablo 4. 2

Yöneticilerin Yaş Değişkenine Göre Dağılımı

Tablo 2 incelendiğinde; araştırmaya katılan yöneticilerin %34’ün 25-35 yaş grubunu, %36’nın 36-45 yaş grubunu, %24’ün 46-55 yaş grubunu, %6’nın 56-65 yaş grubunu oluşturduğu görülmüştür.

Yaş Frekans (N) Yüzde (%)

25-35 Yaş 34 34,0

36-45 Yaş 36 36,0

46-55 Yaş 24 24,0

56-65 Yaş 6 6,0

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Secide- Tallahi kabul etmek veya etmemek senin bilecenin şey? Ancak Halim ^evin teklifi tam bir hüsnü nlyefle yapılmış bir harekettir ve şaşılacak, fenaya

1984’de kendi atölyesini kuran ve aynı yıl Sargadelos/İspanya Uluslararası Seramik Semineri’ne davet edilen Börüteçene, burada Anadolu seramikleri üzerine konferanslar

Birincisi “Türkiye’de Tek Parti Döneminde (1923–1945) yazılan Vatandaşlık Bilgisi ders kitaplarında yer alan bilgilere göre devletin yetiştirmek istediği

Osmanlı Devleti, izlemiĢ olduğu fetih politikasının gereği olarak sınır bölgelerinde uçlar oluĢturmuĢtu. Bu uç noktaları yeni yapılacak fetihlerde üs olarak

Bu çalıĢma ile Tokat ilinde domates, biber ve hıyar yetiĢtirilen sebze alanlarında bulunan faydalı ve zararlı akar türlerinin tespit edilmesi amaçlanmıĢtır..

“Katıldığınız sosyal sorumluluk projesi sonrasında sosyal sorumluluk projelerine karşı düşüncelerinizde olumlu ya da olumsuz değişmelere ilişkin görüşleri”,

Züreyʻ (beş atıf). Görüşlerine beşin altında atıf yapılan muhaddis sayısı ise otuz yedidir. Bu tabloda, Ukaylî’nin kendinden önceki münekkitlere yaptığı

Okul gelişim modelinin okulu geliştirmek için yapılan faaliyetler oldu- ğunu belirten bir yönetici okul gelişim modelini; Okulun yönetim, eğitim ve öğ- retim