• Sonuç bulunamadı

Bir Toplum Mühendisi Olarak Ahmet Mithat Efendi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir Toplum Mühendisi Olarak Ahmet Mithat Efendi"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Emel Kefeli

*

AHMET MİDHAT EFENDİ AS A COMMUNITY ENGINEER

ÖZ: Bir mühendisin modern teknolojinin yenilikleriyle geliştirilmiş sağlam bir teknik bilgi ile yapıyı inşa etmesi gibi sanatçı da fikirleri, duygu ve düşünceleri, estetik yaklaşımı ile eserleri aracılığıyla toplumu şekillendirme görevini üstlenir. Toplum mühendisliği olarak adlandırabileceğimiz görevi çerçevesinde sanatçı/ yazar da gerçekleştirilmek istenen değişimle ilgili modeller önerir, toplumdaki fikrî altyapıyı hazırlar. Bu yazıda eserlerinde evlilik, kadın, eğitim, ekonomi, kimlik gibi toplumun bazı temel meselelerini işleyen Ahmet Mithat Efendi’nin yazar-toplum ilişkisinden hareketle “toplum mühendisliği” yönü üzerinde duru-lacaktır.

Anahtar Kelimeler: Ahmet Mithat Efendi, Doğu-Batı, eleştiri, toplum, kadın, ekonomi, kimlik.

ABSTRACT: Any author undertakes his part in the shaping of society through his prospects, sensations, sense of aesthetics and works in the same way as an engineer setting up the structure with technical intelligence as well as innovati-ons of modern technology. The artist/author suggests some models regarding the changes trying to be implemented and attempts to devise an intellectual foun-dation in society. This paper will focus on Ahmet Mithat Efendi’s “community engineering” aspect as a writer dealing with basic questions of society such as marriage, woman, education, economy and identification.

Keywords: Ahmet Midhat Efendi, East-West, criticism, society, woman, eco-nomy, identity, identification.

Yeni Türk Edebiyatı Dergisi, Sayı 7, Nisan 2013, s. 27-35

(2)

...

Edebiyat ile toplum arasındaki ilişki sürekli bir etkileşim halidir. İklim, demog-rafi, teknoloji, doğal âfetler gibi nesnel gerçekliğin aktif kuvvetleri ile değişime bi-çim ve anlam veren sanat, felsefe ve din gibi yorum ve algılamayla ilgili kuvvetler1

toplumun şekillenme/değişme sürecinde etkin faktörlerdir. Bir mühendisin modern teknolojinin yenilikleriyle geliştirilmiş sağlam bir teknik bilgi ile yapıyı inşa etmesi gibi sanatçı da fikirleri, duygu ve düşünceleri, estetik yaklaşımı ile eserleri aracılığıy-la toplumu şekillendirme görevini üstlenir.

Toplum mühendisliğinin toplumun demografisinde, sosyal dokusunda, tarihten gelen yapısında değişiklik yapmak, tepkilerini, duygu ve düşüncelerini, isteklerini yönlendirebilmek, kontrol altında tutabilmek gibi belirgin hedefleri vardır. Toplum mühendisliği olarak adlandırabileceğimiz görevi çerçevesinde sanatçı/yazar da ger-çekleştirilmek istenen değişimle ilgili modeller önerir, toplumdaki fikrî altyapıyı hazırlar. Belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesini destekleyen önemli paradigmalar eğitim ve ekonomidir. Bu nedenle toplumu merkez alan sanatçıların eserlerinin ana eksenleri arasında eğitim ve ekonomi önemli bir yer tutar.

Yazar ve Toplum ilişkisi: Ahmet Mithat Efendi Örneği

Doğu-Batı meselesi üzerinde düşünen, kendi kimliğini, gelenek ve göreneklerini kaybetmeden dünyadaki modern gelişmeleri ve Batı medeniyetini tanımanın gerekli olduğu görüşünü benimseyen Ahmet Mithat, Doğu ile Batı’yı, madde ile ruhu den-geli bir sentezde birleştirmeyi hedefler. Türk fikir hayatında ilk kez Batı’nın felsefe problemleri üzerinde düşünür. Tercüman-ı Hakikat’te ve Dağarcık dergisinde yayım-ladığı Avrupa’daki gelişmeleri ve felsefe akımlarını konu alan ve bu akımları eleştirel

bir gözle değerlendiren yazıları Batı felsefesi ile ilk karşılaşmalarımızdır.2 İyi bir

“publiciste” ve “öğretici”3 olan Ahmet Mithat, 18. yüzyıl ansiklopedist yazarları ile

özellikle de topluma yön veren bir edebiyat anlayışını benimseyen, ‘gelişme’ fikrinin savunucusu Voltaire (1694-1778) ile paralellik gösterir. Ancak Hilmi Ziya Ülken’in de vurguladığı gibi “vulgarisateur” kimliği ve popülist yaklaşımı meseleler üzerinde

derin düşünülmesini engelleyecektir.4 Ancak onun işaret ettiği konular toplumun

ge-leceği ve inşası bakımından önem taşıyan hususlardır.

1 Andrews, Walter G., Şiirin Sesi, Toplumun Şarkısı, İstanbul: İletişimYayınları, 2000, s. 25

2 Geniş bilgi için bkz. Ahmet Midhat Efendi, Felsefe Metinleri (Sadeleştiren ve Yay. Hz. Erdoğan Erbay, Ali Utku), Erzurum: Babil Yayınları, 2002.

3 Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul: Ülken Yayınları, s. 112-124 4 a.g.e., s. 114-115.

(3)

Avrupa medeniyetinin etkilerinin yoğun bir biçimde yaşandığı 19. yüzyılda halkı uyandırmak, eğitmek ve dünyada olup bitenlerden haberdar etmek misyonunu yüklenen yazar; edebiyat, tarih, felsefe, coğrafya alanlarında yazdığı eser ve makale-ler aracılığıyla bilgiyi geniş kitlemakale-lere ulaştırmak ister. Esermakale-lerindeki konu zenginliği geniş bakış açısının ve toplumu eğitme/yönlendirme görevini benimsemiş olmasının sonucudur. Telif eserleri kadar çevirilerinde de bu misyonundan ödün vermeyen Ah-met Mithat Efendi çeviri ve uyarlamaları ile okurlarını bilgilendirirken bir taraftan da edebî eserleri konuları bakımından beslemektedir. Bu özelliği onun edebiyat tari-hinde Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi gibi yazarlar tarafından da izlenmesine yol açar.

Halil İnalcık’ın “imparatorluğun bütün 19. asır tarihini izah eden temel hadise”5

olarak tanımladığı Tanzimat, Ahmet Mithat Efendi’nin eserlerinde getirdiği yenilik-ler ve döneminin sosyal ve kültürel hayatı üzerindeki etkiyenilik-leriyle işlenir. Bu özelliğiy-le Ahmet Mithat Efendi’nin eserözelliğiy-leri 19. yüzyılda Osmanlı sosyal hayatı ve meseözelliğiy-leözelliğiy-le- meselele-rini aydınlatan ‘belgeler’ olarak da okunabilmektedir. Yazar aynı zamanda farklı bir medeniyetle karşılaşan topluma bir “yeni insan tipi” önermektedir.

Yeni İnsan Tipi

Mustafa Refik’in “Musikînin Tesiri” adlı tercümesine yazdığı takrizde yer alan “Oğlum! Yalnız bir şeyi öğrenmeli, fakat mükemmel olarak! Yahut herşeyi öğren-meli, bittabi nâkıs olarak! Osmanlılığımızın bugünkü haline nispetle şu iki şıktan bence ikincisi müreccahtır. Ben sana onu tavsiye ederim. Fakat bundan sonra bi-rincisi müreccah olacaktır. Sen de evlâdına onu tavsiye eyle!” şeklindeki ifadeleri toplumda ihtiyaç duyulan yeni insan tipinin nasıl eğitilmesi gerektiğine işaret eder. Bu görüşleri, fikirleriyle Rönesans aydınlanmasına yol açan, gelecek neslin temsilcisi olarak işlediği Gargantua’nın dünyadaki bütün dilleri ve ilimleri öğrenmesini isteyen böylece eğitimin yeniden düzenlenmesi fikrini ortaya atan Rabelais (1494?-1553) ile yine 16. yüzyılda deneme ve yazılarında “doğru düşünmesini bilen” bireyler yetiştir-meyi öneren Montaigne’in (1533-1592) görüşlerinin yeni bir terkip içinde Tanzimat yıllarında Osmanlı toplumu için uyarlanması olarak görülebilir. Bu analoji Rabelais ve Montaigne’in Rönesans’a geçiş sürecinde; Ahmed Mithat’ın ise Tanzimat ve Is-lahat Fermanları ile sınırları belirlenmiş bir toplumsal değişim, farklı bir medeniyet dairesine geçiş sürecinde olmalarına bağlanarak açıklanabilir. Ahmet Mithat Efendi de Rabelais ve Montaigne gibi gelişmenin temelinde bilgiyi görmektedir.

“Evet! Ben de okudum. Flammarionlar’ı da okudum, Faguetler’i de!

Darwin-5 İnalcık, Halil-Seyitdanlıoğlu, Mehmet, “Tanzimat Nedir?”, Tanzimat Değişim Sürecinde Osmanlı

(4)

ler’i de okudum. Descarteslar’ı da! Schopenhauerler’i, Buchnerler’i bile okudum.6 İnkâr olunan benliğimi bulmak için dosta da sordum, düşmana da!” ifadelerinde bil-giye ulaşma yöntemine ve yeni insan tipinin eğitimi için önerdiği yolun sağlam bir Doğu-Batı sentezinden geçtiğine işaret eder.

Gazeteci kimliği ile dünyadaki yenilikleri tanıtan ve eleştiren, toplumda ger-çekleşmesini arzuladığı değişimi, önemli gördüğü tarih, ekonomi, eğitim vd. sosyal meseleleri işleyerek gündem yaratan; ansiklopedist kimliğiyle toplumu bilgilendiren ve yönlendiren yazarın sıklıkla başvurduğu yöntem, model kahramanlar kurgula-maktır. Ahmet Mithat Efendi romanlarında model kahramanlar üzerinden karşılaş-tırmacı bir yaklaşımla kendi insanının üstün yönlerini vurgular. Batı’yı tanıtırken Doğu’yu azımsamaz. Ötekinin gözüyle kendini keşfetmek ve kendisini ötekine ta-nımlatmak Ahmet Mithat’ın sıklıkla kullandığı bir yöntemdir. Eserlerinde çizdiği tablolar ve farklı kategorilerde yarattığı kahramanlar üzerinden “Doğu’nun gözün-de Batı imgesi”ni oluşturken bir yandan da “Batılının gözlemleringözün-deki Doğuluyu” tanımlama çabasındadır. Her iki yaklaşımda da yazarın ortak paydası Doğulunun “üstün insan vasfı”dır.

Önerilen Model Kahramanlar

Farklı bir medeniyet dairesine geçiş sürecinde Doğu-Batı meselesi, kültür, me-deniyet ve ahlâk çatışması Ahmet Mithat Efendi’nin eserlerinde Batı meme-deniyetini benimseyen, sathî olarak taklit eden ya da kendi kültür ve kimliğinden taviz verme-den yeni meverme-deniyetin olumlu yönleriyle geleneksel olanı verme-dengeli bir biçimde birleş-tiren tipler üzerinden işlenir. Orhan Okay yazarın eserlerindeki tipleri 4 ana grupta tasnif eder. 1. yaşlı alafranga tipler 2. alafranga şık gençler 3. Ahmet Mithat

Efendi-nin kendi görüşlerini yansıtan tipler 4. genç kız ve kadınlar.7

Bu tasnifte üçüncü grup (yazarın sözcüleri) ile dördüncü grupta yer alan genç kız ve kadınlar toplumu etkileme/şekillendirmede en etkin gruplardır. Üçüncü gruba gi-ren Rakım Efendi, Batı medeniyeti karşısındaki dengeli yaklaşımı ile değişen toplum için bir model oluşturur. Yazarın sözcüleri olarak görülen. Nasuh Efendi (Paris’te Bir

6 Flammarion (1842-1925): Fransız yazar ve gökbilimci. Din karşıtı bir ideolojiyi benimser. Ansiklope-dik düşünceyi savunur. Spiritizm ile ilgilenir. Ölümden sonraki hayat üzerine çalışır. Les Mondes

Imaginaires et Les Mondes Réels (Hayalî ve Gerçek Dünyalar) 1865; Astonomie Populaire (Halk İçin

Astronomi) 1867-1879; Etudes et Lectures Sur L’Astronomie (Astronomi Üzerine İnceleme ve Oku-malar) 1867-1880; Atlas Céleste (Gökyüzü Atlası) 1877 gibi eserleri vardır.

a Büchner: (1824-1899) Alman düşünür ve yazar. Evrene ilişkin açıklamalarını tamamen madde ve güce dayandırır. Beşir Fuad’ın da kaynakları arasında yer alan bir isimdir.

a Emile Faguet (1847-1916): Fransız eleştirmen.

(5)

Türk), Subhi Bey, Hicabî Bey (Âcâib-i Âlem), Ahmet Metin (Ahmet Metin ve Şirzad) ve diğerleri de İslâmî ilimler ve müspet ilimlerle ilgilenen, ahlâklı, ağırbaşlı, başta Fransızca olmak üzere yabancı dillere vâkıf kişilerdir. Bu çerçeve dönemin “yeni insan tipinin” bir ifadesidir.

Bu tasnifin ikinci grubuna giren Felâtun Bey (Felâtun Bey ile Rakım Efendi, 1875), Batı medeniyeti ile karşılaşan ve dejenere olan olumsuz bir örnektir.

Alaturka-alafranga karşılaştırmasının yapıldığı Bahtiyarlık’ta (1885) Senai bü-yük şehri tercih eden ve kendisini olduğundan farklı göstererek evlenen ve sonunda bütün servetini kaybeden bir genç; Şinasi kır hayatını tercih ederek Bursa’ya yerleşen ve orada aldığı araziyi mükemmel biçimde geliştiren, Batı’nın gelişmiş ziraat metot-ları ile toprağı işleyerek zengin olan bir gençtir. Bu örnekte Senai modern hayatın akışına kapılırken Şinasi Batı’dan gerekli olan bilgi ve tekniği alarak gelişmeyi he-defleyen bir bakış açısını yansıtır. Bu örnek isim sembolizasyonu açısından değerlen-dirildiğinde akılcı yaklaşımıyla Tanzimat Dönemi için önemli bir isim olan Şinasi’ye bir gönderme olarak düşünülebilir.

Ahmet Mithat Efendi’nin hemen her eserinde görebileceğimiz, olumsuzun (Felâtun Bey) vurgulanarak olumlu (Rakım Efendi) özelliklerin öne çıkarıldığı, ken-di değerlerini Batı’nın değerleri karşısında belirginleştiren bir yaklaşımla kurgulanan bu tür kahramanlar yazarın değişim sürecinde topluma önerdiği (Rakım Efendi, Şi-nasi gibi) modeller, ideal kahramanlardır. Bu karakterlerin yazarın eserlerinde benzer özelliklerle tekrarlanmaları süreklilik göstermeleri yazarın “toplum mühendisi” özel-liği bakımından dikkate değer bir tekniktir.

1889’da Şarkiyatçılar Kongresi’nden üç yıl sonra neşrettiği Ahmet Metin ve Şirzad yahut Roman İçinde Roman yazarın ilk kez gördüğü Avrupa karşısındaki

heyecanlarını yansıtır.8 Orhan Okay’ın ifadesiyle “Türk’ü Avrupalı’dan üstün

tu-tan romantik bir milliyetçi”9 olan; Doğu ve Batı kültürleriyle yetişen Ahmet Metin,

İtalyanca bir tarih kitabında okuduğu Selçuk Şehzadesi Şirzad’ın tarih macerasının izleri üzerinden Türk, Arap, İtalyan ve Fransız hakimiyetinin izlerini taşıyan Akde-niz’i, Avrupa-Asya-Afrika kıtalarının sahillerini tanıtır. Bu seyahat aracılığıyla eser-de Türk tarihinin köklerinin çok eskilere dayandığı tezi işlenir. Ahmet Metin’in yol haritasında belirlenen noktalara tarih, medeniyet ve mitoloji açısından bakan yazar

Ahmet Metin’i Türk medeniyetinin havarisi10 veya Müslüman-Türk misyoneri olarak

görür.11 Ahmet Mithat Efendi’nin eserde çizdiği yol haritası “Zola’yı okuyanların

8 a.g.e., s.335 9 a.g.e. s.158 10 a.g.e., s. 34

11 Ayrıntılar için bkz. Kefeli, Emel, Edebiyat Coğrafyasında Akdeniz, İstanbul: 3F Yayınları, 2006, s. 137-141.

(6)

Fransızların ahvalini öğrenecekleri gibi Şirzat’ı okuyanlar da o zamanın Türklerini,

Araplarını, İtalyan ve Fransızlarını öğrenecekler”12 şeklindeki açıklaması ile anlam

kazanır. Zola, 1871-1893 zaman diliminde tamamladığı ırmak-roman Rougon-Ma-cquart serisinde II. İmparatorluk döneminde bir ailenin toplumsal, sosyal ve doğal tarihini işlediğini belirtir. Ahmet Mithat da Zola gibi bir dönemin sosyal ve doğal tarihini Müslüman-Türk genci Ahmet Metin’in Akdeniz yolculuğu üzerinden anlat-maktadır. Bu yolculukta mekân olarak Akdeniz’in seçilmesi mekânın Osmanlı Tarihi, İslâm Tarihi ve uygarlıklar tarihi açısından taşıdığı değer ile de ilişkilendirilmelidir. Yazar isabetli bir mekân seçimiyle dönemin önemli konularından birine işaret eder.

Toplumsal Meseleler: Kadın-Evlilik, Ekonomi, Osmanlı Kimliği

Yazarın toplumu yönlendirmek için kullandığı bir diğer yol toplumda belirlediği sorunları eserlerinde işlemek bir diğer ifadeyle gündemde tutmak olur. Bu bağlamda Doğu-Batı medeniyet çatışması, âdâb-ı muâşeret, Batı kültürünü tanımak için yaban-cı dil öğrenmenin gerekliliği, eğitimin yaygınlaştırılarak köylere kadar ulaştırılması (Avrupa’da Bir Cevelan), eğitim sistemlerinin yenilenmesi, müspet ilimlerin eğitimi-ne öeğitimi-nem verilmesi, kadın ve çocuk eğitimi, düşmüş kadınlar, evlilik, ekonomi gibi meseleler; gençlerin yeni değerlerle karşılaşmaları sırasında kendi dinî ve millî de-ğerlerinden uzaklaşabilecekleri konusu yazarın toplumun sıhhatli gelişmesi

bakımın-dan hassasiyetle üzerinde durduğu konulardır.13 Toplumsal değişmelerde toplumun

mihenk taşı olarak nitelenen kadın Ahmet Mithat Efendi için de önemlidir.

Kadın-evlilik, ekonomi, Osmanlı kimliği gibi bazı alt başlıklar etrafında yaza-rın topluma yönelik eleştirileri dikkate alındığında Türk feminizm tarihi açısından

önem taşıyan Felsefe-i Zenan14 (1870) dikkat çekici bir örnektir. Eserde Fâzıla Hanım

hürriyetine her şeyden çok değer veren, erkekleri hayatı zehreden mahlûklar olarak niteleyen hiç evlenmemiş bir kadındır. Akıle Hanım ile Zekiye Hanım’ı yetiştirir ve onlara evlenmemelerini, kendi kendilerine yeterek hayatlarını sürdürmelerini vasiyet eder. Ancak öğretmenlik yapmak üzere Halep’e giden orada Sıdkı Bey’e âşık olup onunla evlenen Zekiye, Fâzıla Hanım’ın vasiyetine ihanet eder. Kocasının kendisine çeyiz olarak verilen bir cariye ile onu aldatmasına tahammül edemeyip hastalanır ve ölür. Oğlunu Akıle Hanım’a emanet eder. Zekiye Hanım’ın ölüm ile neticelenen evliliği Akıle Hanım’ın evlilik ve erkeğin kadına zarar verdiği tezini doğrulamıştır. Ancak öksüz kalan erkek çocuğun erkeklere hayatında yer vermek istemeyen Akıle

12 Ahmet Midhat Efendi, Ahmet Metin ve Şirzad yahut Roman İçinde Roman, İstanbul, 1892, s. 224 13 Okay, a.g.e., s. 122-123

14 Bu eserde kadın erkek ilişkisi, aldatma, kendi kendisine yetebilen eğitimli ve çalışan kadın temaları işlenir. Fatma Aliye Hanım’ın Udî adlı romanı bu kapsamda dikkati çeken bir örnektir.

(7)

Hanım’a emanet edilmesi üzerinde durulması gereken bir ayrıntıdır. Akıle Hanım bu çocuğu nasıl yetiştirecektir? Bu eğitim şekli yeni bir erkek tipi mi ortaya çıkara-caktır? Yoksa Akıle Hanım’ın hayata ve erkeklere bakış açısını mı değiştirecektir? Toplumun inşasında kadının rolü ve “değişimin mihenk taşı” olduğu görüşünün vur-gulandığı eserde çözüm önermeyen yazar okurlarından evlilik, eğitim, özellikle de erkek çocukların eğitimi gibi konuları sorgulamalarını bekler.

Toplumsal gelişmenin bir diğer temel paradigması olan ekonomiyi ele alan ve 1880’de bir ekonomi politik incelemesi yapan Ahmet Mithat Efendi, François Geor-geon’a göre Osmanlı dönemi olduğu kadar Türkiye’nin ekonomik düşünce tarihinde de önemli bir dönemeç oluşturur. “Millî iktisat”ın ilk habercisi olarak değerlendirilir. 1889’da çoğu ekonomi ile ilgili mektuplardan oluşan Hall ül-Ukad’ı yayımlayan

Ah-met Mithat, liberalizm ve Adam Smith’in kuramlarını eleştirir.15

“İşte istihsal ve tezyid-i servet hususunda ekonomi politiğin serd eylediği usul ve esasa riayet olunduğu gibi istihlakât hususundaki kavaidi dahi meriyyü-licra olur ise terak-kiyat-ı medeniyyeye delalet eden ilimlerin en makbullerinden birisi dahi işbu ekonomi politik olur.”16

ifadeleriyle ekonomi biliminin önemine dikkati çeker. “Bir menzil-i umumî suretinde

tasavvur olunan dâ’ire-i cemiyet-i medeniyyeye hükmü şâmiltedâbîr”17 olarak

tanım-ladığı ekonomi politik uygarlığın anahtarlarından birisidir ve üretim faaliyetlerini de düzenleyecektir. O halde Hall ül-Ukad’ın yazılması bir rastlantı değil, toplumun sağlıklı gelişebilmesi için bir zorunluluktur.

“Fen ve tabiat mistiği”18 Subhi ile ondan etkilenen Hicabi’nin yolculuğunun

anlatıldığı Acaib-i Âlem’de gözlemlerinde kültürden ekonomiye uzanan geniş bir açı kullanan Ahmet Mithat, ekonomi, ticaret, sanayi gibi bir milletin gelişmesinde önemli rolü olan konulara yer verir. Dünyanın çeşitli yerlerinden getirtilen tohumları Odesa’da yetiştirmek amacıyla kurulan Bahçıvan Mektebi’ni anlatırken Türklerin bu bölgeye turfanda sebze ve meyve satabileceklerini ticaretin nasıl geliştirilebileceğini

düşünmektedir.19 Müşahedat’ta (1891) bu düşüncelerini gerçekleştirir. Seyid Mehmet

Numan artık Odesa, Varna limanları üzerinden turfanda sebze, meyveyi Rusya’ya, Peşte ve Viyana’ya sevketmektedir. Yazar böylece ekonomik gelişmelerle ilgili bazı önerilerini de gündeme taşır.

15 Georgeon, François (Çev. Ali Berktay) “Ahmed Midhat’a Göre Ekonomi-Politik”, Osmanlı-Türk

Mo-dernleşmesi (1900-1930), İstanbul: YKY, 2009 (2. bsk), s. 142-144.

16 (Aktaran) François Georgeon, a.g.e. s. 145.

17 Ahmet Midhat Efendi, (sadeleştiren ve yay. haz. Erdoğan Erbay-Ali Utku) İktisat Metinleri, Konya: Çizgi Kitabevi, 2005, s. 13.

18 Okay., s. 46 19 a.g.e., s. 112-113.

(8)

Romanlarında Osmanlı coğrafyasındaki farklı etnik kimliklere de değinen Ahmet Mithat etnik gruplar arasında bazı anlaşmazlıkların yaşandığı bir dönemde Osmanlı birliğini ve bu birliği sağlayacak olan “Osmanlı üstkimliğini” savunur. Eserlerinde farklı etnik gruplara birbirinden farklı parçalar olarak değil bir bütünün birbirlerini tamamlayan unsurları olarak, ‘bütünlük fikri’ içinde bakar. Acaib-i Âlem, Arnavutlar ve Solyotlar, Müşahedat gibi eserlerinde değindiği Osmanlı üstkimliği meselesi bir bakıma Tanzimat Döneminden beri etkin olan görüşü –Türk ve Müslümanların dışın-da kalan dinî ve etnik grupları dışın-da kapsayan– Osmanlı vatandışın-daşlığı fikrini romanları aracılığıyla gündemde tutması ve bu konuda toplumu bilgilendirerek yönlendirmesi

olarak yorumlanır.20 Yazarın bu tavrı Osmanlı devlet yapısını ve sosyal dokuyu yeni

baştan şekillendirme olarak tanımlanan Tanzimat Fermanı ile örtüşmektedir. Evlilik, kadın, eğitim, ekonomi, kimlik gibi bazı temel meseleleri işleyen eser-lerinden seçilen örneklerden hareket ederek “toplum mühendisliği” fikri etrafında ele aldığımız Ahmet Mithat Efendi hemen her konuda ilk olma özelliğine sahip eserle-rinde özgün bir inceleme nesnesi olan toplumu ilgilendiren konulara el atmış, toplu-mun meselelerini “publiciste” bir yaklaşımla işleyerek şekillenmesinde önemli bir

rol oynamıştır. Carter Findley’in de belirttiği gibi21 toplumun hayatını ve meselelerini

tarihçiler ve sosyal bilimcilerden çok daha iyi kavrayan; hayal gücünün ve gazeteci-liğin kendisine tanıdığı olanakları kullanarak roman türünün esnekliği içinde gelecek kuşaklara tanıtan Ahmet Mithat Efendi eserleriyle bugün de 19. yüzyıl Osmanlı top-lumu ve sosyal hayatını tanımak için verimli bir kaynaktır.

KAYNAKLAR

Ahmet Midhat Efendi, Ahmet Metin ve Şirzad yahut Roman İçinde Roman, İstanbul, 1892.

, Felsefe Metinleri (sadeleştiren ve yay. haz. Erdoğan Erbay, Ali Utku), Erzurum:

Babil Yayınları, 2002.

, (sadeleştiren ve yay. haz. Erdoğan Erbay-Ali Utku, İktisat Metinleri, Konya: Çizgi Kitabevi, 2005.

Andrews, Walter G., Şiirin Sesi, Toplumun Şarkısı, İletişim Yayınları, 2000.

Findley, Carter V., Ahmet Midhat Efendi Avrupa’da, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1999. Georgeon, François, (Çev. Ali Berktay) “Ahmed Midhat’a Göre Ekonomi-Politik”,

Osmanlı-Türk Modernleşmesi (1900-1930), İstanbul: YKY, (2.bsk), 2009.

Gökçek, Fazıl, “Tanzimat Dönemi Türk Romanında Osmanlı Kimliği”, Küllerinden Doğan Anka Ahmet Midhat Efendi Üzerine Yazılar, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2012.

İnalcık, Halil-Seyitdanlıoğlu, Mehmet, “Tanzimat Nedir?”, Tanzimat Değişim Sürecinde Os-manlı İmparatorluğu, İstanbul: İş bankası Kültür Yayınları, 2011.

20 Ayrıntılı bilgi için bkz. Fazıl Gökçek, “Tanzimat Dönemi Türk Romanında Osmanlı Kimliği”,

Külle-rinden Doğan Anka Ahmet Midhat Efendi Üzerine Yazılar, Dergâh Yayınları, İstanbul, s. 155- 168.

(9)

Kefeli, Emel, Edebiyat Coğrafyasında Akdeniz, İstanbul: 3F Yayınları, 2006.

Okay, Orhan, Batı Medeniyeti Karşısında Ahmet Mithat Efendi, İstanbul: Dergâh Yayınları, 1989. Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul: Ülken Yayınları.

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, we explored the changes of serum BDNF levels in alcoholic patients at baseline and after one-week alcohol withdrawal. Methods: Twenty-five alcoholic patients

Single dipole modelling of the right visual cortical activation at 100 ms (P100 m) after stimulus onset demonstrated a significantly shorter peak latency and a trend for

Bazı öğretim elemanları, öğrencilerinin yalnızca topluluk önünde çalarken değil, yanlarında tek bir kişi dahi olsa heyecanlandıklarını dile getirmişlerdir. Bu durumu

Three 24‐hour dietary recalls by telephone 

This study was undertaken to evaluate the antihypertensive effect of stevioside in different strains of hypertensive rats and to observe whether there is difference in blood

In the 4-month-old offspring, however, the Bcl-2 protein levels in the liver and cerebellum of both male and female pups were higher in the TCDD group as compared with the

In vitro study demonstrated that the anti-tumor effects of LOR in COLO 205 cells were mediated by causing G(2)/M phase cell growth cycle arrest and caspase 9-mediated

And according to there experiences of implementing the clinical pathway, they can (1.) reduce the admission charges, (2.) shorten the length of hospital stay, (3.) modify