• Sonuç bulunamadı

Yatarak Tedavi Gören Psikiyatri Hastalarında Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yatarak Tedavi Gören Psikiyatri Hastalarında Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yatarak Tedavi Gören Psikiyatri Hastalarında Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı *

The Seroprevalence of B and C Hepatitis in Hospitalized Psychiatric Patients

S. Aytaç POLAT **

ÖZET

Bu araştırma, Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatarak tedavi gören psikiyatri hastalarındaki Hepatit B ve Hepatit C seroprevalansını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırma süresince hastanenin sekiz servisinde yatan 245 hastanın tümü araştırma kapsamına alınmıştır. Verilerin hata kontrolleri ve istatistiksel analizleri SPSS programda yapılmış, önemlilikleri ise ki-kare (χ²) ve fisher kesin ki-kare testleri yapılarak sınanmıştır.

Hastaların %56.7’si erkek, %43.3’ü kadın olup, yaş ortalamaları 38.2 ± 1.0 yıldır. Hastaların serumlarında, mikro ELISA yöntemiyle HBsAg, anti-HBs, anti-HBc total ve anti-HCV araştırılmıştır. HBsAg pozitifliği %11.8, anti-HBs pozitifliği %26.5, anti-HBc total pozitifliği %13.5 ve anti-HCV pozitifliği %3.3 olarak tespit edilmiştir. Hastaların yaşı, hastalık süresi, hastaneye yatış sayısı ve hastaneye en son yattıktan sonraki yatış süresi ile HBsAg ve HBV marker pozitifliği arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (p>0.05).

Araştırmada bulduğumuz HBsAg, HBV marker ve anti-HCV seropozitif hasta sıklıkları, ülkemizdeki normal popülasyon için tespit edilen pozitiflik sıklıkları içerisindedir. Her ne kadar araştırmanın sonuçları, hastaların Hepatit B ve Hepatit C virüs enfeksiyonu yönünden yüksek risk grubu oluşturmadığını düşündürmekte ise de; bu hasta grubunda, daha geniş kapsamlı ve periyodik araştırmalar yapılmasına ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: Hepatit B, Hepatit C, Psikiyatrik

hastalar, Seroprevalans

SUMMARY

The study was conducted with the aim of detecting the seroprevalence of B and C Hepatitis in hospitalized psychiatric patients. Two hundred-forty five patients that hospitalized in eight different services were included to the study. The error controls of the data and statistical analysis were performed with Chi-square and Fischer’s exact Chi-Square tests using SPSS.

Fifty-seven percent of the patients were male and 43% were female. The mean age was 38.2 ± 1.0 years. HBsAg, anti-HBs, total anti-HBc and anti-HCV were analysed in the serums of patients via micro ELISA method. The positivity of HBsAg was 11.8%, whereas the positivity ratios were 26.5%, 13.5% and 3.3% in anti-HBs, anti-HBc and anti-HCV, respectively. There was no statistically significant difference between the patients age, disease duration, hospitalization number, and the hospitalization time in their last inpatient admittance.

The seropositive ratios of HBsAg, HBV marker and anti-HCV in these patients were not different than those of the nationwide statistics. Although our results indicate those patients are not in high risk group for B and C Hepatitis infection, broad and periodic studies in these area are needed to make better comments.

Key Words: B Hepatitis, C Hepatitis, Psychiatric

patients, Seroprevalance

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 24 (1): 15 – 20, 2002 GİRİŞ

Hepatit B (HBV) ve Hepatit C virüs (HCV) enfeksiyonları dünyadaki tüm ülkeler, özellikle de ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler için, oldukça önemli sağlık sorunlarından birisidir (1-3). Bu enfeksiyonların akut formu yüksek oranlarda mortaliteye ve iş gücü kaybına neden olabilmekte, virüslerin persistansı ise kronik taşıyıcılık, kronik hepatit, siroz ve hepatosellüler karsinomaya yol açabilmektedir (2-7).

* Bu Makale 15-19 Ekim 2001 tarihlerinde Adana’da yapılan “X. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi” nde

(KLİMİK-2001) Poster Bildiri olarak sunulmuş ve Kongre Kitabında yayınlanmıştır. ** Yrd. Doç. Dr Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Elazığ

(2)

HBV’nün başlıca bulaşma yolları; infekte kan ya da vücut sıvıları ile parenteral temas (perkütan), infekte anneden yeni doğana (perinatal), infekte kişilerle temas (horizontal) ve cinsel temastır. Genellikle parenteral yolla bulaşan HCV için de bulaşma yolları HBV ile aynıdır (2, 8-12).

Bugün tüm dünyada 350-400 milyon insanın kronik HBsAg taşıyıcısı olduğu, yine 300 milyon insanın da HCV ile infekte olduğu ileri sürülmektedir (2,13,14). HBV ve HCV’nün sağlıklı popülasyonlardaki seroprevalansı ile ilgili olarak ülkemizin farklı coğrafik bölgelerinde yapılan çalışmalarda; HBsAg taşıyıcılığının %3.9 - 12.5, anti-HCV pozitifliğinin ise %0.3 - 1.8 arasında olduğu belirtilmektedir (15-19). HBV’nün %60’lara ulaşan seroprevalansı ise, hastalığın ne denli yaygın olduğunu ve toplumumuzun yarısından fazlasını ilgilendirdiğini göstermektedir. Resmi verilere göre, Türkiye’de yılda ortalama 25 – 30 bin civarında viral hepatit olgusu bildirilmekte ve toplam olgu sayısının 200 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir (15, 19).

Serumda kalıcı serolojik markerlerin varlığı ve bulaş yollarının ortaya konulması sayesinde hepatit virüs enfeksiyonlarının risk grupları da açıkça gösterilmiştir. Kan ve kan ürünleri transfüzyonu yapılan ya da bu kişilerle teması olanlar, uyuşturucu bağımlıları, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olanlar ve toplu yaşayanlar HBV enfeksiyonu açısından risk altındadırlar (8, 20). Hastane ortamında uygulanan parenteral girişimler, hastalar tarafından ortak kullanılabilecek; havlu, jilet, diş fırçası ve banyo malzemeleri nedeniyle, bu kurumlarda yaşayan psikiyatri hastaları da HBV enfeksiyonu yönünden risk grubu olarak kabul edilmektedir (2, 15). Aynı hastalar HCV enfeksiyonu yönünden de risk altında olmakla birlikte, mental özürlüler ve psikiyatri hastalarının HCV riski, HBV enfeksiyonuna göre daha düşüktür ( 1, 15).

Bu araştırma, yatarak tedavi gören psikiyatri hastalarındaki; Hepatit B ve Hepatit C seroprevalansı ile bu prevalanslara etkili olan faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Araştırma, Türkiye’deki beş bölge psikiyatri hastanesinden birisi olan Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yapıldı. Kesitsel bir çalışma olarak Mayıs-2001’de yapılan araştırmaya; Hastanenin (44 hastanın yattığı mahkum koğuşu dışındaki) toplam sekiz servisinde yatan 245 hastanın tümü alındı. DSM-IV kriterlerine göre tanıları konulmuş olan hastaların kendilerinden ve dosyalarından elde edilen bilgiler, hazırlanan bir forma kaydedildi. Çalışma için hastane yetkililerinden ve hastaların doktorlarından gerekli izinler alındı. Her hastadan uygun şartlarda 5 ml venöz kan alınarak, çalışma zamanına kadar -20ºC’de saklandı. Hastaların serumlarında, mikro ELISA yöntemiyle HBsAg, anti-HBs, anti-HBc total ve anti-HCV araştırıldı.

Veriler bilgisayarda SPSS 10.0 programına kaydedildi. Verilerin hata kontrolleri ve istatistiksel analizleri yine bu programda yapıldı. Verilerin önemlilikleri ki-kare (χ²) ve fisher kesin ki-kare testleri yapılarak sınandı. Aritmetik ortalamalar standart sapma ile gösterildi.

BULGULAR

Araştırmaya katılan hastaların %56.7’si erkek, %43.3’ü kadın olup, yaş ortalamaları 38.2 ± 1.0 yıldır (Tablo-1). Eğitim durumu tespit edilebilen hastaların; %36.3’ü herhangi bir okul mezunu değil, %25.7’si ilkokul, %8.2’si ortaokul, %9.0’u lise ve %2.4’ü de üniversite mezunudur. Hastaların %53.4’ü Elazığ ve komşu illerin nüfusuna kayıtlı, %45.7’si işsiz, %43.3’ü bekar ve %61.6’sı yeşil kart sahibidir. Hastaların %71.4’ü psikoz teşhisi almış olup, sadece %12.7’si hastanede ilk kez yatmaktadır.

Araştırmaya katılan hastalarda HBsAg pozitifliği %11.8’dir. Hastaların 65’inde (%26.5) yalnızca anti-HBs, 33’ünde (%13.5) yalnızca anti-HBc total, 24’ünde (%9.8) HBsAg ve HBc total, 62’sinde (%25.3) anti-HBs ve anti-HBc total, 8’inde (%3.3) ise anti-HCV pozitif olarak saptanmıştır (Tablo-1).

Hastalarda tespit edilen HBV marker pozitifliği ise %58.8’dir (Tablo-2). Hastaların yaş grupları, hastalık süresi, hastaneye yatış sayısı ve hastaneye en son yattıktan sonraki yatış süresi (Tablo-2) ile HBsAg ve HBV marker pozitifliği arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (p>0.05).

Tablo-3’de, HBsAg ve HBV marker pozitif hastalar için tespit edilen risk faktörlerinin dağılımı görülmektedir. HBsAg pozitif 29 ve HBV marker pozitif 144 hastada, birden fazla risk faktörü hikayesi tespit edilmiştir. HBsAg pozitif hastalarda en sık rastlanan risk faktörleri; küçük cerrahi girişim (%68.9), toplu yaşanan yerlerde bulunma (%65.5), diş çekimi (%62.1), saldırgan davranış (%55.1) ve travma (%31.0)’dır. HVB marker pozitif hastalarda da en sık rastlanan risk faktörleri aynı olup, sıralama; diş çekimi (%66.6), küçük cerrahi girişim (%59.7), toplu yaşanan yerlerde bulunma (%54.8), travma (%46.5) ve saldırgan davranış (%40.3) olarak değişmektedir (Tablo-3). HBV bulaşı için risk faktörleri ile, HBsAg ve HBV marker pozitifliği arasında anlamlı bir fark yoktur (p>0.05).

Anti-HCV pozitif 8 hastanın 5’i erkek, 3’ü ise kadındır. Gerek cinsiyet, gerekse yaş grubu ile anti-HCV pozitifliği arasında ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Anti-HCV pozitif hastaların 3’ünde kan transfüzyonu, tümünde küçük cerrahi girişim, 2’sinde büyük cerrahi girişim, 1’inde de travma ve kan ile temas hikayesi olduğu belirtilmiştir.

(3)

Tablo-1: Hastaların HBsAg, anti-HBs, anti-HBc total ve anti-HCV pozitifliklerinin cinsiyete göre dağılımı.

CİNSİYET HBsAg (+) anti-HBs (+) anti-HB Total (+) anti-HCV (+) Toplam Hasta Sayısı

n % n % n % n % n %

Erkek 15 10.8 36 25.9 20 14.4 5 3.6 139 56.7

Kadın 14 13.2 29 27.4 13 12.3 3 2.8 106 43.3

Toplam 29 11.8 65 26.5 33 13.5 8 3.3 245 100.0

“Toplam Hasta Sayısı” sütunundaki yüzdeler sütun, diğer yüzdeler satır yüzdesini göstermektedir.

Tablo-2: Hastaların HBsAg ve HBV marker pozitifliğinin yaş grupları, hastalık süresi, hastaneye yatış sayısı ve hastanede yatış

süresine göre dağılımı.

HBsAg (+) HBV marker (+) Toplam

Yaş Grupları n % n % n % Test Sonucu 19 yaş ve altı 1 10.0 4 40.0 10 4.1 20 – 29 yaş 1 10.8 36 55.4 65 26.5 30 – 39 yaş 7 9.6 47 64.4 73 29.8 40 – 49 yaş 9 16.4 32 58.2 55 22.5 50 – 59 yaş 3 11.5 14 53.8 26 10.6 60 yaş ve üzeri 2 12.5 11 68.7 16 6.5

19 yaş ve altında olanlar ile 20 –29 yaş grubunda olanlar ve 50 – 59 yaş grubu ile 60 yaş ve üzerindekiler birleştirilerek; χ²=1.350, Sd=3, P=0.717 Hastalık Süresi 1 - 5 yıl 6 7.7 41 52.6 78 31.8 6 - 10 yıl 9 18.4 29 59.2 49 20.0 10 yıl ve üzeri 14 11.9 74 62.7 118 48.2 χ²=1.888, Sd=2, P=0.388

Hastaneye Yatış Sayısı

İlk kez 6 19.3 21 67.7 31 12.7

İkinci kez 5 20.8 14 58.3 24 9.8

Üç kez ve üzeri 18 9.5 109 57.4 190 77.5

İkinci kez yatanlar ile üçüncü kez ve üzerinde yatanlar birleştirilerek, Fisher kesin ki-kare testi ile; P=0.864 Hastanede Yatış Süresi

1 - 12 ay 25 11.1 135 59.8 226 92.2

1 - 3 yıl 1 8.3 4 33.3 12 4.9

3 yıl ve üzeri 3 42.9 5 71.4 7 2.9

1 – 3 yıl ve 3 yıl ve üzerindeki sürelerden bu yana yatanlar birleştirilerek, Fisher kesin ki-kare testi ile; P=0.152

Toplam 29 11.8 144 58.8 245 100.0

(4)

Tablo-3: HBsAg ve HBV marker pozitif hastalarda HBV bulaşı için risk faktörlerinin dağılımı.

HBV bulaşı için risk faktörleri HBsAg (+) HBV marker (+)

n % n %

Küçük cerrahi girişim 20 68.9 86 59.7

Toplu yaşanan yerlerde bulunma 19 65.5 79 54.8

Diş çekimi 18 62.1 96 66.6

Saldırgan davranış 16 55.1 58 40.3

Travma 9 31.0 67 46.5

Sarılık hikayesi 7 24.1 19 13.2

Yatılı okulda okuma 3 10.3 18 12.5

Kan ve kan ürünleri ile temas 2 6.9 6 4.2

Kan transfüzyonu 2 6.9 9 6.2

Büyük cerrahi girişim 1 3.4 5 3.5

Toplam hasta sayısı 29 100.0 144 100.0

TARTIŞMA

Araştırmada HBsAg pozitifliği %11.8, HBV marker pozitifliği ise %58.8 olarak bulunmuştur. Psikiyatri hastalarında HBV prevalansları ile ilgili olarak yapılan çalışmaların bir kısmında; HBV prevalansı normal popülasyon ile aynı, bir kısmında ise yüksek bulunmuştur (21-23). HBV enfeksiyonu açısından yüksek endemisite gösterdiği bilinen Tayvan’da, psikiyatri hastalarındaki HBV prevalansı normal popülasyon ile aynı bulunurken (24); yine HVB prevalansı açısından yüksek endemisite gösteren bölgeler arasında yer alan Hindistan’da ise psikozlu hastalardaki HBsAg prevalansı %11 olarak bulunmuş ve bu hastaların HBV enfeksiyonu açısından yüksek risk grubu oldukları belirtilmiştir (25). Araştırmada bulduğumuz HBsAg ve HBV prevalansı, bu araştırmalardaki sonuçlara ve oranlara benzemektedir. Ülkemizde psikiyatri hastalarındaki HBV enfeksiyonu ile ilgili olarak yapılan kısıtlı sayıda araştırma vardır. Bu araştırmalardan; Badur’un İstanbul’da yaptığı araştırmada HBsAg pozitif hasta oranı %12, Arıbaş ve ark.nın Konya’da yaptıkları araştırmada ise %9.9 olarak bulunmuş ve her iki araştırmada da prevalansın normal popülasyona göre yüksek olmadığı belirtilmiştir (26, 27). Ayrıca Arıbaş ve arkadaşlarının araştırmalarında HBV marker pozitifliği %45.2 olarak bulunmuştur (27). Araştırmamızın sonuçları, bu araştırmaların sonuçları ile

Elazığ’da normal popülasyonda yaptıkları araştırmada HBsAg pozitifliği %11.5, HBV marker pozitifliği ise %48.7 olarak bulunmuştur (28). Araştırmamızda bulduğumuz HBsAg ve HVB marker pozitifliği, bu araştırmada bulunan sonuçlar ile de uyumludur. Bu sonuçlara göre, araştırmamızda yatarak tedavi gören psikiyatri hastaları için bulduğumuz HBsAg ve HBV marker pozitifliğinin normal popülasyonlar için bildirilen sıklıklardan farklı olmadığı görülmektedir.

Araştırmamızda hastaların yaş grupları, hastalık süresi, hastaneye yatış sayısı ve hastaneye en son yattıktan sonraki yatış süresi ile HBsAg ve HBV marker pozitifliği arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (p>0.05). Bu durum; araştırmamızın yapıldığı hastalar arasında horizontal bulaşın yüksek olmamasından kaynaklanmış olabilir. Başka bir ifade ile hastalar, HBV ile hastane dışında karşılaşmış olabilirler. Yine bu durum, hastalardaki HBsAg ve HBV marker pozitifliğinin normal popülasyondan yüksek olmayışı bulgumuzla da uyumludur. Benzer şekilde, psikiyatri hastalarının yüksek risk grubu olarak tespit edildiği araştırmalarda yaş, hastanede yatış süresi ve sayısı ile prevalanslar arasında anlamlı ilişki bulunurken; bu hastaların yüksek risk grubu olarak tespit edilmediği araştırmalarda ise anlamlı ilişki bulunmamıştır (22, 24, 25, 27).

(5)

tanısı ile HBsAg ve HBV marker pozitifliği arasındaki ilişkiyi araştırmak mümkün olmamıştır.

Araştırmada, 245 hastadan 8’inde (%3.3) anti-HCV pozitif olarak saptanmıştır. Psikiyatri hastalarında HCV prevalansı ile ilgili olarak da fazla çalışma yoktur. Değişik ülkelerde zihinsel özürlülerin bulunduğu hastanelerde HCV prevalansı ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, anti-HCV pozitifliği; çalışmanın yapıldığı ülkeye, yaş grubuna, kullanılan test yöntemlerine ve hastane koşulları gibi faktörlere bağlı olarak %0.0 - 11.1 arasında değişmektedir (29-31). İtalya’da yapılan bir araştırmada psikiyatri hastalarında, anti-HCV pozitifliğinin normal popülasyondan farklı olmadığı bildirilmiştir (32). Chang ve ark.nın Tayvan’da yaptıkları araştırmada, anti-HCV pozitifliğinin normal popülasyondan anlamlı derecede yüksek olduğu bulunmuştur (24). Ülkemizde bu konuda yapılmış çalışmaya rastlayamadık. Ancak, donör kanlarında anti-HCV pozitifliğinin %0.3 - 1.8 arasında olduğu belirtilmektedir (15-19). Değişik risk gruplarında yapılan araştırmalarda ise %71’e kadar değişen oranlarda HCV seroprevalansı bildirilmiştir (33, 34). Araştırmada bulduğumuz %3.3’lük anti-HCV seroprevalansı kan donörleri için bulunan sıklıktan yüksek, diğer risk grupları için bulunan sıklıklardan ise düşüktür.

HBsAg ve HBV marker pozitif hastalarda en sık görülen risk faktörleri; diş çekimi, küçük cerrahi girişim, toplu yaşanan yerlerde bulunma, travma ve saldırgan davranış’tır. Özellikle diş çekimi ve küçük cerrahi girişim, tüm popülasyon için risk oluşturan faktörlerdir. Burada önemli olan, psikiyatri hastalarının saldırgan davranış ve travmalara, normal popülasyona göre daha eğimli olmaları ve bu yolla perkütan bulaşma riski taşımalarıdır (25). Araştırmaya katılan hastaların HBsAg ve HBV marker pozitiflik oranlarının normal popülasyon için bildirilen sıklıklar içinde bulunmasının bir nedeni de, hastaların saldırgan davranış ve travma gibi ilave risk faktörleri taşımaması olabilir (p>0.05).

Sonuç olarak; araştırmada bulduğumuz HBsAg, HBV marker ve anti-HCV pozitif hasta sıklıkları, ülkemizdeki normal popülasyon için tespit edilen pozitiflik sıklıkları içerisinde yer almaktadır. Her ne kadar araştırmamızın sonuçları, Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatan hastaların, Hepatit B ve Hepatit C virus enfeksiyonu yönünden yüksek risk grubu oluşturmadığını düşündürmekte ise de; daha sağlıklı yorumlar yapabilmek için, bu hasta grubunda, geniş

kapsamlı ve periyodik araştırmalar yapılmasına ihtiyaç vardır.

KAYNAKLAR

1- Mahoney FJ. Update on diagnosis, management and prevention of hepatitis B virus infection. Clin Microbiol Rew. 12:351-66, 1999.

2- Yenen OŞ. Viral Hepatitler, Wilke AT, Söyletir G, Doğanay

M (Ed) İnfeksiyon Hastalıkları kitabında, s: 641-671, 1. Baskı, Nobel Yayınevi, İstanbul, 1996.

3- Iwarson S, Norkrans G, Wejstal R. Hepatitis C. Natural history of a unique infection. Clin. Infect Dis. 20: 1361-1370, 1995 .

4- American Academy of Pediatrics, Committee of Infectious Disease. Universal hepatitis B immunization. Pediatrics, 89: 795-800, 1992.

5- Balık S. Dünyada ve Türkiye’de hepatit B epidemiyolojisi. Ankara, Viral Hepatit Derneği Yayınları, 1992.

6- Chen OS. Natural history of chronic hepatitis B virus infection. Newlight on old story. Gastroenterol Hepatol, 8: 470-475, 1993.

7- Sönmez E. New approaches to hepatitis C virus infection, J Turgut Özal Medical Center Derg, 2: 995-8, 1995. 8- Wright R. Viral hepatitis comperative epidemiyology. Br

Med Bull, 46: 548-558, 1990.

9- Kao JH, Chen PJ, Yang PM et al. Intrafamilial Transmission of Hepatitis C virus: The Important Role of Infections between Spouses. J Infect Dis,166: 900-903, 1992.

10- Alter MJ, Hadler SC, Judson FN et al. Risk factors for acute non-A, non-B hepatitis in the United States and association with hepatitis C virus infection. JAMA, 264: 2231-2235, 1990.

11- Bortolotti F, Jara P, Diaz C et al. Posttransfusion and community-acquired hepatitis C in childhood. J Pediatr Gastroenterol Nutr, 18: 279-283, 1994.

12- Tong MJ, El-Farro NS, Reikes AR et al. Clinical outcomes after transfusion associated hepatitis C. N. Engl J Med, 332: 1463-1466, 1995.

13- Değertekin H. Viral Hepatitlerin Dünyada ve Ülkemizdeki Epidemiyolojisi. Aktüel Tıp Dergisi (Viral Hepatitler Sayısı), 2:119-122, 1997.

14- Purcell RH. The discovery of the hepatitis viruses. Gastroenterology, 104: 955, 1993.

15- Balık İ. Hepatit B Epidemiyolojisi, Ed. Kılıçturgay K. Viral Hepatit 94, Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yayını. İstanbul, Nobel Tıp Kitabevi, 91-101, 1994.

16- Çakaloğlu Y. Hepatit C Virus infeksiyonu (C Hepatiti). Epidemiyoloji-Patogenez-Klinik-Tedavi. Ed. Kılıçturgay K. Viral Hepatit 94, Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yayını. İstanbul, Nobel Tıp Kitabevi,191-235, 1994.

17- Baysal B. Tuncer İ, Saniç A, Özeral İH, Neşati B. Selçuk Üniversitesi yemekhanesinde çalışan personelin portörlük durumunun araştırılması. S.Ü. Tıp Fak. Derg., 7: 347-51, 1991.

(6)

18- Değertekin H, Yenice N, Kankılıç H. Akut Viral Hepatitis Vakalarında Etiyolojik Ayrım. Gastroenteroloji, 2: 5-8, 1991.

19- Kılıçturgay K, Mıstık R. Türkiye’de viral hepatitler, “K. Kılıçturgay (Ed), Viral Hepatit 94, 2. baskı” kitabında s: 1-14, Viral Hepatitle Savaşım Derneği, İstanbul, 1994. 20- Robinson WS. Hepatitis B virus and Hepatitis Dvirus. İn:

Mandell GL, Bennet JE, Dolin R (Ed), Principles and Practice of Infectious Disease, 4th ed, pp. 1406-1439, Churchill Livingstone, New York, 1995.

21- Chaudhary RK, Perry E, Cleary TE. Prevalance of hepatitis B infection among residents of an institutions for the mentally retarted. Am J Epidemiol, 105: 123-126, 1977. 22- Van Dıtzhuijsen TJ, de Witte Van der Schoot E, van Loon

AM, Rijntjes PJM Yap SH. Hepatitis B virus infection in an institution for the mentally retarted. Am J Epidemiol, 128: 629-638, 1988.

23- Van Damme P, Cramm M, Van der Auwera JC, Vrancks R, Meheus A. Horizontal transmission of hepatitis B virus. Lancet, 345: 27-29, 1995.

24- Chang TT, Lin H, Yen YS, Wu HL. Hepatitis B and Hepatitis C Amoung Institutionalized Psychiatric Patients in Taiwan. J Med Virol, 40: 170-173, 1993.

25- Chaudhury S, Chandra S, Augustine M. Prevalance of Australia Antigen (HBsAg) In Instutionalized Patients With Psycosis. Br J Psychiatri, 164: 542-543, 1994.

26- Badur S. HBV’nün yapısı ve enfeksiyonların

seroepidemiyolojisi. “Viral Hepatit B’nin toplumdaki yeri ve

korunma” Simpozyumu, Haydarpaşa Numune Hastanesi Bilimsel Toplantıları Simpozyum Kitabı, Derleyen G. Yaylı. İstanbul. 1990:8.

27- Arıbaş ET, Kaya N, Herken H, Erayman İ, Bitirgen M. Psikiyatri hastalarında hepatit B sıklığı. T Klin J Gastroenteropathol, 7: 15-18, 1996.

28- Akbulut A, Kılıç SS, Felek S, Kalkan A, Papila Ç. Elazığ ili ve yöresinde hepatit B prevalansının araştırılması. Viral Hepatit Derg, 1: 23-29, 1995.

29- Vranckx R, Damme P. Hepatitis C in Instutionalized children. N Engl J Med, 323:64, 1990.

30- Levinson WM, Wormser GP, Forseter G, Calmann M, O’Brien TA. Hepatitis C virus seroprevalance in the developmentally disabled. Arch Intern Med, 152: 2309-2311, 1992.

31- Mortimer PP, Cohen BJ, Litton PA et al. Hepatitis C virus antibody. Lancet, 2:798, 1989.

32- Bellentani S, Tiribelli C, Saccoccio G et al, and the Dionysos study group. Prevalance of chronic liver disease in the general population of Northern Italy: the Dionysos study. Hepatology, 20: 1442-1449, 1994.

33- Badur S. Ülkemizde viral hepatitlerin durumu. “K. Kılıçturgay (Ed), Viral Hepatit 94 1. Baskı” kitabında, s: 15, Viral Hepatitle Savaşım Derneği, İstanbul, 1994. 34- Kılıç H, Utaş C, Ünal A, Arınç H, Yıldırım MS, Şahin İ. Farklı

gruplarda HCV seroprevalansı. Viral Hepatit Derg, 1: 73-75, 1997.

İletişim Adresi :

Yrd. Doç. Dr. S. Aytaç POLAT

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, çalışmamızda grupların temel STING gen ekspresyon düzeyleri karşılaş- tırılmış, istatistiksel analiz sonucunda anlamlı bir fark bulunmamasına karşın HBV‘ye

HBV pol/S geni çakışmasına bağlı olarak gelişen bu mutasyonlar için antiviral ilaç ilişkili potansiyel aşı kaçağı mutasyonu (Antiviral Drug-Associated Potential

Sonuç olarak kronik hepatit B tedavisinde direnç önemli bir sorun olması ve uzun dönem lamivudin kullanımı sırasında yüksek oranda direnç gelişmesi nedeniyle,

Çalışmamızın amacı, YBÜ’de yatan hastalarda HBsAg, anti-HCV ve anti- HIV seroprevalansının tespit edilerek girişimsel işlemin çok sık olarak uygulandığı

Tüm serum örneklerinde HBsAg s/co değerleriyle HBV DNA ölçüm değerleri arasında pozitif korelasyon görülmemiştir, ancak HBsAg düzeyinin ölçüm değerleri 400 s/co’a

Bu çalışmada, kronik böbrek yetersizliği (KBY) nedeniyle hemodiyaliz uygulanan hastalarda HBsAg (hepatit B yüzey antijeni), anti-HBs, anti- HCV ve anti-HIV serolojik

HBeAg Negatif Kronik Hepatit B Hastalarında, Üçüncü Aydaki HBV-DNA Düzeyi Tedavi Başarısının Önemli Bir Göstergesidir... Hastaları, interferonların yan etkilerinden korumak

HBsAg pozitifliği 30-49 yaş grubunda (%11.5), diğer yaş gruplarından daha yüksek bu- lunmuş ve aradaki fark anlamlı olarak değerlendi- rilmiştir (12).. HBsAg