/ ,
K İTA P lA ft-tlR ftitU t
30 bíh
V -U /-)satan şur kitabı
. ' V r & l
^■Nrhan Veli’nia «Bütün Şiir- 1 er»in in altıncı baskısı yayınlandı. Üçdört yıl içinde bir şiir kitabının altı baskı yapması, Türkiye'de ilk defa görülüyor. Hiç bir Türk şairi ne böylesine ilgi nasip olma mıştır. Her baskının en az beş bin olduğunu düşünürsek, 30 bin kişi Orhan Veli’nin «Bü tün Şiirler» ini aimış demek
tir. t
Bir şairin 30 bin kişiye kita bını okutması doğrusu ya üze rine durmaya değer bir olay. Hele Orhan Veli'nin şiir ala nındaki serüvenlerini yakından
bilenler için daha da ilgiçeki- ci bir konu. 1941 — 45 yılları arasında mizah dergilerinin, an layıştan yoksun fıkra yazarla rının konusu olan bu küçük şı işler bugün en geniş okur küt leşine mal olmuş, kendini ka bul ettirmiş durumda. İlerde yazılacak edebiyat tarihleri bu nu gerekli şekilde inceliyerek açıklayacak. Orhan Veli'nin şa irlik serüveni, kısacık hayatı ölümünden sonra büyüyen ü- nü uzun yıllar sanat dünyası nın örneklerinden biri olarak
anılacak.
Ben çoğunu ezbere bildiğim bu şiirleri yeniden okurken bunları düşündüm. Bu şiirler tazeliğini devam ettiriyor. İz- ■ lemlerin en temizini, duygula rın en su katılmamışını veri yor. Eskimeyişi, yıpranmayı- şı bundan. Hayatın yalın şiiri ni özentisiz mübalâğasız duyu ruyor. İçimizde yankılanan bu şiir, gücünü yalın ama kalıcı bir güzellik taşımasından alı yor.
Orhan Veli şiirini çok keli meyle değil, mümkün olduğu
hülyası. —i gibi mısralarda bil diğimiz Orhan Veli’nin kişili ğini görmek imkânsız. Orhan Veli, bir şairin akima ilk ge len kelimelerin, ilk duyduğu duyguların, gözüne ilk çarpan olayların şiirini yazan bir şa ir olarak kalmadı. Kalsaydı bu gün kimse onu hatırlamazdı. 1936 — 38 yıllarında şiir yazıp yayınlayan bir çok şiir heves lisi gibi unutulup giderdi. A- ma 1938 yıllarında Orhan Ve lid e bir değişme başlamıştı. Şiirin iri sözlerden, boş guygu lardan, şairane kelime kuru luşlarından uzakta başka, bam başka bir değer olduğunu sez mişti, anlamıştı. Belki de oku duğu Fransız şairleri ona bu kanıyı vermişlerdi. Duyguların en yalınına kelimelerin en «şa irane» anlam taşıyanlarından yoksunlarına dönmüş, onlara kendince yeni değerler, yeni şiir anlamları yüklemişti.
«Hitler amca! — Bir gün de bize buyur. — Kâhkülünle bı yıklarını — Anneme göstere yim — Karşılık olarak ben de sana — Mutfaktaki dolaptan aşırıp — Tereyağı veririm — Askerlerine yedirirsin — * Ya da «Ben ki her akşam ja- tağımda — Onu düşünüyo rum — Onu sevdiğim müddet çe — Yatağımı da sevece ğim — » şiirleri bu yeni alan da henüz ilk acemilik adımla rını atan, fakat yepyeni bir şi ir zevki kurmak istiyen bir şa irin doğduğunu belli ediyor du. Orhan Veli’nin kafiyeli, vezinli şiirleri usta bir şairin kaleminden çıktığını göfeter- yordu özellikleri taşır. Ama o eski bilinen alışılmış bir şiir zevkinin ürünleri vermekten kadar az kefimeyle kurardı, kaçındı. Hayata yeni doğmuş bir
«Her şiirin onda dokuzu atı labilir» diyen Salâh Birsel gi bi, Orhan Veli de az kelimey le şiir yazıyordu. Ama bu ger çeğe ulaşabilmesi kolay olma dı elbette. Kendine vergi bir şiir yapısına varmak için keli melerin yersiz cümbüşün den sıyrılmak gereğini ancak uzun bir şiir çıraklığından son ra anladı, «Bütün Şiirler» in baş tarafındaki ilk şiirleri bunu gösteriyor. Orhan Veli’ nin vezinli kafiyeli şiirleri ça ğının bir çok şairlerinden da ha başarılı bir yapıda. Mısra larını bu ölçüde başariyle sıra lamış. Hep bu çeşit şiirler ya zan bir şair olarak kalsaydı ne olurdu? «Ah! Bir çok şey ler hatırlatan erik ağacı — Ve o, ilk yolculukla haşlıyan hasret, zindan: — Atları çın gıraklı arabanın ardından, — Beyaz, keten mendilimde sal lanan iki acı —» Ya da: «Renk li fanusların altına doğan dün yası, — Omuzlarında ay ışığın dan örgüler — Eklenmede içi me hasret kaldığım yerle — Mi ne parmaklarında sadaiaşan
çocuk acemiliğiyle kendini yep yeni bir zevkin eline bıraktı.
.Yıllarca yalın bir şiir kurmak çim hem kendi ile, hem çev resiyle', savaştı. Onunla bera ber, onun gibi ayni çileyi çe ken, ayni anlaşıyışı benimse yen başka şairler de savaştılar. Orhan Veli yeni bir şiiri ku ranların başında geliyorsa bu çabası, bu cesareti içindir. Ye ni şiiri kurmak için çalıştı. İyi örnekler verdi. Belki bu ceşi tin büyük, kalıcı yapıtlarını ve remedi, ömrü yetmedi; ama Türk şiirine büyük emeği geç ti. Oktay Rıfat’ın dediği gibi Fransız şairlerinin bir kaç ne sillik çabasını kısacık ömrüne sığdırdı. Bugün 30 bin kişiye kitabını okutan, daha da on- binllrce kişiye okutaiak olan şairin başarısı bu bakımdan bir zafer sayılabilir. Kolaya kaç
mamak, alışılmış, daha önce denenmiş yollardan gitmemek bu başarısının sebepleridir. Or han Veli’nin serüveni geçen şi ir heveslilerinin gözünden kaç mamalı, onlara bir örnek olma lı.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi