N o. 2 - Haziran 1944
İST İK LÂ L MARŞI — Halkın ruh ve heyecanını ifade eden şiirler yazmaları için Maarif Vekâletince yapılan müracaat üzerine muhtelif şairlerimiz tarafından yazılan, yedi yüz yirmi dört şiir mezkûr Vekâlet tarafından bir komisyon marifetiyle tetkik ettirilip neticesi Büyük Millet Meclisine arzolunmuştu. Büyük Millet Meclisinin Maarif Vekâletince bu şiir ler arasından seçilen yedi şiiri görmek arzusu üzerine 12 Mart 1921 tarihinde, Mehmet Akif tarafından yazılan şiir, resmî İstiklâl marşı sözü olarak kabul edilmiştir.
Bu müzakereler esnasında, bazı mebuslar intihap keyfiyetinin Maarif Vekâletine havale sini, bazıları hususi bir encümene bırakılmasını teklif etmişlerse de, bu istekler Meclis he yeti umumiyesi tarafından reddolunarak se çim bizzat Heyeti Umumiye tarafından ve Meclis kararı halinde olmuştur.
Marşımızın bu suretle seçilen sözüne dair müzakereler, yukarıda • arzedilen günde, Büyük Millet Meclisinin altıncı içtimainin ikinci celsesinde geçmiştir. Meclis zabıt ceri desinden takibetmek mümkündür. Bestesi Riyaseticumhur Filârmonik Orkestrası eski şefi Zeki Ungöründür.
Şiirin metnini ve sesle piyano için yazıl mış notasını alıyoruz. (Âdil Kiirşat)
İstiklâl
Güfte: Mehmet Akif
marşı
Beste : Zeki Öngör
İ S T İ K L Â L M A R Ş I
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak, O benim milletimin yıldızıdır parlıyacak O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl, Kahraman ırkıma bir gül,ne bu şiddet, bu celâl! Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl. Ben ezeldenberidir hür yaşadım^hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım, Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım, Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım. Garbın afakini sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var, Ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.
No. 2 - Haziran 1944
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın, Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın, Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı, Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı, Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı, Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hûda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyaya cüda. Ruhumun senden, İlâhi şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne .namahrem eli, Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım, Her cerihamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden nâşım. O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Dalgalan, sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl, Olsun artık dökülen kanlarımın hep3İ helâl, Ebeddiyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl. v.j Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâli
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi