• Sonuç bulunamadı

Türkiye'nin Kimlik Sorunu ve Milli Saraylar Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye'nin Kimlik Sorunu ve Milli Saraylar Örneği"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKIYE'NIN KIMLIK

VE MILLÎ SARAYLAR

SORUNU

ÖRNEĞI

Prof. Dr. Metin SÖZEN T. B. M . M . K ü l t ü r Sanat Müşaviri

J

T > ugünlcrdc bence Türkiye'nin gündeminde lek bir madde vardır: Gelecekte kinıligimi/j na-sil açıklayacağımız. Acımasız bir biçimde lanışiiması gereken budur. Geçmişten geleceğe güçlenerek akan, akması gereken değerlerin saptanması, onlan kimlikli kılan öğelerden anndımiadan yeni bir işleve kavuşturulmasıdır. Açık olarak biliyoruz ki, bize bırakılan kültürel miras, çok kötü koşullar altındadır. Vc bu durum böyle sürecekse artık Türkiye kendi kimliğini açıklayamaz noklaya gelmiş demektir. O nedenle konunun tutarlı bir biçimde, bu ve benzeri toplantılarda sürekli gündeme getirilmesi, bir süre alt başlıklann biraz ertelenerek Türk ulusunun kimliğinin geleceği açısından sağ­ lam ve onurlu bir karara ulaşmasıdır. Bu sorun çözülmedikçe, bu kavga verilmedikçe, bu noktada anlaşma sağlanmadıkça, hergün kendimizi yer bitirir, aynniılann içinde boğulur gideriz.

Diyorum ki, artık doğra karar venmenin, ortak karar vemıcnin zamanı gelmiştir. Herkes, bülün kurum, kuruluş ve kişiler, bu ortak karann içinde olmalıdıriar. Tren gitmektedir, ancak kompartı­ manlardan koıitunç sesler gelmekledir. Eğer Türk ulusu bu yoğun kültürel mirasla yüklü trenin dev­ rilmesini, raydan çıkmasını islemiyorsa, hızlı fakal doğru bir karara ulaşmak zorundadır.

Ben bu konularda Türkiye'yi şu anda onanlması gittikçe güçleşen bir savaş içinde görüyorum. Böylesi bir savaş. Birinci Dünya Savaş ve diğcdcri gibi somut da değildir. Bu kez düşman belirti, açık da değildir. Ülkeyi ezmek üzere gelmiş de değildir. Bizler, kendi kültür mirasımızı kendimiz hızla yakıp yıkıp bitirmekteyiz. Düşman diğer savaşlardaki gibi açık olmadığı için, kendi bilinçsiz­ liğimizle savaş verdiğimiz için, zarann sonuçlan inanılmaz boyutlara ulaşmakladır. Savaşın taraflan, kuraUan belli olsaydı, belki önlemlerde daha kolay alınabilirdi. Ama akıp giden zaman içinde acı­ masız bir biçimde içtiğimiz suyun özelliği yokolmakla, içimize çektiğimiz hava dünden daha hızlı kir­ lenmekte, yeşil rengini yitirmekle, yerine tekrar konamaz kültürel birikim de aynı oranda ortak sonu­ cu paylaşmaktadır. Buna, yaşarken ölmek, boyutsuz, kimliksiz kalmak, geleceği görememek denir. Kısacası hericesin böylesi bir ortak çizgide, ortak paydada geleceği yokctmekle biricşmesi, inanılmaz bir aymazlıkür. Üstelik bütün bunlar, gelecek adına hakkımız olmadığı halde yapılmaktadır.

Peki böyle bir durumda, böyle bir ortamda ne yapmak gerekmekledir? Bu yangını, bu akıl dışı savaşı nasıl söndürür, akıl çizgisine getirebiliriz? Vakıflar Genel Müdüriügü gibi, ülkenin en büyük mal variiğına sahip tüm kurum ve kuruluşlan başla olmak üzere herkesin, ortak bir paydada buluş-malan gerekmektedir. Artık herkesin kendi kompartımanından çıkması zamanı gelmiştir. Tren dev­ rilmeden, bu anlamsız ortamın düze çıkması gerekmekledir. İşin hangi boyutlara ulaştığı düne kadar bu konularda tek satır yazmayan gazetelere b;ıkınca anlaşılmaktadır. Bu sorunlar sürekli manşetlerde

(2)

yer aldığı gün de artık dönülmez bir noktada olduğumuz daha açık görülecektir. Onun için de o günlerin gelmesini beklememek gerekir. Arük kısa sürede ulusal boyutta siyasal bir karara ulaşmak zorundayız. Yakınmalarla, başkalanna göre dunım ölçmekle geçirilecek zaman yoktur. Doğnı siyasal karar vemıcmiz için bilim, kültür, sanat adamlan, tüm kunım, kunıluş ve kişilerin düşman kapıya da­ yanmış gibi ivedi ortak bir karara yönelmeleri gerekmektedir. Türkiye'nin bizim olduğunu anlatacak, bu mirasın kimliğimizi açıklamak için ekmek peynir kadar, ondan önce geldiğini yüksek sesle ortak

açıklamamız gerekmektedir. Kısacası bütün partilerin, küçük çekişmelere yer vermeden bu konuda birleşmeleri, tüm duyarii, bilinçli insanımızın düşünce aynlıklanm bir kenara iterek yaşama nedenimiz olan toprağımızın, suyumuzun, yeşilimizin, içindeki özgün kültürel değerlerimizin yokedilmesini ön­ lemede ortak cephe oluştumıalannı sağlamamız gerekmektedir. Bunun çok zor olduğuna da inanmı-yonım. Çünkü bıçak kemiğe dayanmıştır. Böyle anlarda insanlar daha silkincrek düşünürler. Birbir­ lerine yaklaşıriar, başkalannı da dinlemeye başlariar.

Böylesi bir zemini oluşturmada peki öncelikle görev kime düşüyor? Gene kusura bakmayın bize düşüyor. Sızlanarak, ince eleyip sık dokuyarak, ali başlıklarda oyalanarak zaman yitirmeden, tu-tartı karariara ulaşmamız gerckir. Bu tür toplantıları, sık ve değindiğim konulan içeren gündemlerle yükleyerek sonuca ulaşmak zonındayız. İlgi duyan heıltesle güçbiriiği oluşturarak çok kısa zamanda kamuoyunda gidenin, yokolanın yaşama sevincimiz, dünya uluslan arasındaki saygınlığımız oldu­ ğunu yüksek sesle duyuraıak zonındayız. Çünkü bu konulan erteleyecek noktada değiliz. Hızla kişi­ sel çıkarlanmızı, kişisel beğenilerimizi bir kenara bırakarak yanhştan boğulan insanlanmıza dogmlan somutlayacak örnekler vemtcliyiz. Dünyada çoğalülmış doğmlann ne olanaklar sağladığını halkımıza göstennemiz, aktannamız gerekir. Çünkü halkımız gönneden ve dokunmadan inanmaz. Bunun uzun geçmişimizden gelen toplumumuza özgü birikimleri vardır. Bunu bilerek örneklerin çok tutarlı, inandmcı, yaşama kolaylıkla geçebilecek nitelikleric yüklü olması gerekir.

Hızla yapılacak işlerin başında, binlerce yıllık mal variığımızm dökümünü yapmamız gelmekte­ dir: Çünkü o inceliklerle dolu mirasın kimin, hangi kunıluşun elinde olduğu önemli değildir. Mirasın bütünü üzerinde karar veremezsek, zaten hepsini teker teker kısa aralıklarta yitireceğimiz açık biçimde ortadadır. Aynca buna zaman da yoktur. Dün gidip gördüğümüz çok önemli kilit bir yapı, özgün bir çevre ertesi gün yıkılabiliyorsa oyalanmaya zaman yoktur. Kısaca söylemek islediğim mal varlığı­ mızın hızla saptanmasıdır. Çünkü Anadolu'yu, onun özellikli ünlü kenüerini birkaç yıl sonra tanı­ yamaz dumma gelebiliriz. Kıyılanmız, yeşilimiz de aynı hızla yokolmaktadır. Otuz yıldır sürekli vur­ guladığım gibi, zaman herşeyin önünde gündemdedir. Saptadığmız tüm kültürel verileri, hukuksal açıdan desteklemek, sonra sağlıklı bir işlevle donatmak, böylece Türiciye'yi yeniden değerlendirmek ilk görev olmalıdır. Dünyadaki hızlı değişmeleri, komşu devletlerin üzerimizdeki oyunlannı da dik­ kate alarak bu değerlendinneyi uygulamaya dönüşlünnek ise gene aynı hızla olmalıdır. Yokolan güçlü kimliğin tekrar kazanılması. Cumhuriyetin o ilk yıllarındaki gibi özenilir, örnek alınır ülke boyutuna ulaşmamız, ancak sağlıklı konıma, değeriendinne ve lamtmayla sözkonusu olabilir.

Bu genel düşüncelerin ışığında Milli Saraylar'daki gelişmelere kısa da olsa eğilmeyi yararlı bu­ luyorum. Bilindiği gibi, Türkiye Büyük Millet Mcclisi'nce 1924'te, o umut dolu günlerde oluşturu­ lan Milli Saraylar'ın yaşamında 1984 yılının özel bir önemi vardır. 1984 yılı Kasım ayında düzenle­ nen Milli Saraylar Sempozyumu'nda, Milli Saraylar'ın bütün sorunlan, geleceğe dönük girişim­ leri, bilimsel yaİdaşım ve yöntemlerle çözüme ulaştınimaya çalışıldı. 1986 yılında ise, alınan kararlar doğrultusunda somut sonuçlara götürücü uygulamalar birbirini izledi. Böylesi yüklü bir tarihsel ve kültürel mirasm iki yıldan daha kısa sürede ulusal ve uluslararası boyutta geniş destek görmesinin ne­ denlerinin başında; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birteştirici gücüyle, bilim, kültür, sanat çevreleriyle sağhklı ilişkiler kurulması, her konunun bilimsel temellere dayandıniması, ülkemize özgü yöntemler denenmesidir. Kısacası, büyük küçük her konuda açık bir eleştiri ortamı yaratılarak,

(3)

cun herkes tarafından paylaşıhr olmasıdır. Böylesi bir onamın yaratılmasında, kuşkusuz Türkive Büyük MıUet Meclisi Başkanlık Divam'nın kaikılannın büyük olduğu ayıktır.

Anık herkes, böylesi bir denemenin yaşatılması, sürekli kılınması konusunda önlemler alın-masmı beklemektedir. Bu nedenle, Milli Saraylar'daki gelişmeleri zaman gcçimiedcn çok yönlü de-ğerlcndınmek gerekmektedir. Aynca kısa sürede ulaşılan bu sonuçlar, toplumumuzun, dognı, çaidaş, geleceğe umuüa bakmayı sağlayan girişimlere, değindiğim olumsuz onam içinde nasıl özlem duy­ duğunu da kamtlayacak niteliktedir.

Milli Saraylar'daki köklü girişimlerin sonuçlannın bülün yönleriyle görüldüğü, bekleniilcrin de gerçekleşmeye başladığı bugünlerde yapılanlann sınıriannı bcliVlcmekıe. kısa da olsa atılım ve yeni­ likleri sıralamakta yarar vardır. Kuşkusuz ilk kez üzerinde dumlması gereken nokialanndan biri. Milli Saraylar kapsamı içine giren saray, köşk ve kasıriann çevrelerinde yapılan bilimsel verilere dayalı ka­ lıcı düzenlemelerdir. Buralar bırakılmış dummlanndan hızla çıkanfarak, gerçek kimliklerine uİaştınl-mış, eski bütünlükleri vurgulanuİaştınl-mış, yeniden yaşama geçmeleri bir oranda sağlanmıştır. Böylece anık İstanbul halkı başla olmak üzere yerii yabancı herkes, değişik yoğunlukta Milli Sarayların bu özgün çevrelerinden yeterince yararianabilmckiedirier. Dolmabahçc Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Aynalıkavak Kasn, Maslak Kasırian, Yıldız Sarayı Şale, İhlamur Kasn, Küçük.su Kasn'nın bahçeleri bunun en güzel örnekleri arasındadır. Buralardaki düzeyli, bilinçli y;ıklaşım, birçok açıdan yeni umutlann doğ­ masına neden olmuştur. Geniş halk yığınlarının özenle kullanmaya, tarihsel balıçelerin özelliklerini öğrenmeye, tarih-doga ilişkisini doğru kumiaya yarayan bu çevrelerde aynca çocuklar, yetişkinler için düşünülen ve uygulanan bir dizi programla dolaylı bir sanal onamı da yaratılmış bulunmakladır. Bu çalışmalann yoğunluğu ve sınırian artınlaruk sürdürüldüğünde, sağlıklı işlev verildiğinde, tarihsel ve kültürel mirasm nasıl çağdaş etkinliklere olanak sağladığı somul biçimde görülmektedir.

Tarihsel çevrede böylesi düzenleme girişimlerinin yanısıra saray, köşk ve kasıriann sağlıklı ya­ şaması, çağdaş, çok yönlü, yaşanılır mekânlar olması için de çalışmalar yapılmakladır. Gene tümünde bilimsel verilere dayalı onanm yapılmasına, değindiğimiz gibi sağlıklı yaşamasını sağlayacak işleve kavuşturulmasma büyük özen gösıerilmckic, sonuçlar bu yolda çaba gösteren öteki kurum ve kuru­ luşlara da umut vermektedir. Aynca her saray, köşk ve kasırda niteliklerine uygun "Müze İçinde Müze" diyebileceğimiz özelleştirilmiş birimler de oluşturulabilmekle, sayılan ise her geçen gün çoğalmaktadır. Bunlann örnekleri arasında, Dolmabahçc Sarayı'ndaki Birinci ve İkinci Değerii Eşya­ lar Sergi Salonlan, Kuşluk, Dolmabahçc Sanat Galerisi, Kuş Galerisi, Hareket Köşkleri'dir. Anado­ lu yakasının Kültür Merkezi niteliğine ulaşlınimaya çalışılan Beylerbeyi Sarayı'ndaki örnekler ise. San Köşk ile sergi salonu olan Ahır Köşk'teki etkinliklerdir. Beylerbeyi Sarayı'nın ünlü Tüncl'inin uluslararası etkinlikler ve Saray'ın girişi olarak değerlendirilmiş olması, İstanbul kültürü için başlı başına önem taşımaktadır. Yakında bunlara, Dolmabahçc Sarayı Valide Kapı'nın açılmasıyla biriiktc Cariyeler Dairesi, uluslararası sergi yeri olarak Gedikli Cariyeler Dairesi, İç Hazine ve Harem Bahçesi eklenecektir. Uluslararası toplantı ve etkinlikler için düzenlenen Yıldız Sarayı Istabl-ı Amirc-i Ferhan çevresindeki yapılar ve birbirinden ilginç seralar da hemen hemen aynı tarihlerde bitirilmiş olacaktır. Aym durum diğer saray, köşk ve kasıriar için dc söz konusudur. Bunun açık bir diğer örneği Aynalıkavak Kasn'ndaki Aynalıkavak Konscricri dizisi ve Türk Çalgılan Müzesi'dir. Daha büyük boyutta tüm dünya uluslannın çocuklan ve İstanbul halkı için değişik eıkinliklerie donaularak açılacak olan Maslak Kasırian ve çevresindeki geniş Ulusal Egemenlik Koruluğu'nda çalışmalar yoğun biçimde sürdürülmektedir.

Düne kadar çok sımriı bir bölümü açık olan saray, köşk vc kasırlardan bugün, Dolmabahçc Sa-rayı'nda Kültür-Bilim-Tamtım Mcricczi, ona bağlı olarak gösteri vc sergi salonlan, Dolmabahçc Sa­ rayı Harem Bölümü, Kuşluk, Kuş Köşkü, Kuş Hastahancsi. Kuşluk Bahçesi, Dolmabahçc Sanat Galerisi, Kuş Galerisi, Değerii Eşyalar Sergi Salonlan, uluslararası etkinlikler için Hareket Köşkleri

(4)

Selâmlık vc Harem bölümleri ile Veliahı Dairesi Bahçesi vc Serası; Beylerbeyi Sarayı'nda Set Bah­ çeleri, San Köşk, Mermer Köşk, Ahır Köşk, Tünel; Ihlamur Kasn'nda Merasim vc Maiyet köşkleri, İhlamur Kasn Bahçesi; Yıldız Sarayı'nda Şalc vc Bahçesi; Maslak Kasırian'nda Kasr-ı Hümâyûn, Mabcyn-i Hümâyûn, Çadır Köşkü, Paşalar Dairesi ve Limonluk bölümleri Türkiye'nin kültür vc sa­ nat ortamına katılmış, kısa sürede değişik özelliklcrie yüklü birer Müze-Saray kimliğine ulaşmış­ lardır. Aynca buralan Türkiye'nin düzeyli tanıtılması amacıyla ülkemize özgü özelliklerle de do­ natılmışlardır.

Bütün bu çalışmalann sağlıklı gelişiirilmcsi için oluşturulan Milli Saraylar Daire Başkan­ lığı Kültür-Bilim-Tanıtım Merkezi'ndc ise, bilimsel araştırmalardan tanıtıma, arşivlerin düzen­ lenmesinden tüm tarihî belgelerin, cşyalann özenle yeniden elde geçirilmesine, bunlann bilgisayarda degcricndirilmcsine, atölyelerde usta çırak ilişkileri içinde gelişen eğitime kadar uzanan çok yönlü çalışmalar yapılmakta, yuniçi ve yurtdışı ilgili kumm vc kuruluşlaria da kalıcı ilişkiler kurulmaktadır. Çok kısa sayılabilecek bir süre içinde değişik yoğunlukla yapılan düzeyli bu çalışmalar sonunda ise, artık Milli Saraylar'a.bağlı saray, köşk ve kasıriar, araştınnadan onanm vc tanıtmaya, çevre düzen­ lemeye kadar bir bütünlük duygusu içinde, geçmişten geleceğe sağlıklı ilişkilerin kurulabildiği ülke­ mizin kültür ve sanal odaklan olma yolundadıriar.

(5)

Resim: 1- Aynalıkavak Kasn ve Bahçesinin son il •X,.- ft*-

ser--. ser--. i

LLL

0

' t " ' f :

(6)

Resim 3- Dolmabahçe Sarayı bahçeleri, bütünüyle yeniden ele alınarak Milli Saraylarda ilk düzenlenen yerlerin başında gelmekte­ dir.

(7)

Resim 4- ""Müze İçinde Müze" kavramma uygun olarak Dolmabahçe Sarayında "Değerli Eşyalar Sergi Salonları" oluştumlmuştur. > 5 <--r 5 -t- t i t

I

2.

Resim 5- Dolmabahçe Sarayı'ndaki değişik işlevli yapılardan birisi de 1989 yılında açılan ve türünün özel bir örneği olan Camlı Köşk'lür.

(8)

Resim 6- 1984 ydmdaki "Milli Saraylar Sempozyumu" ardmdan açılan yerlerden birisi de Kuş Bahçesi, Kuşluk, Kuş Hastahanesi. Kuş Galerisi ve Dolmabahçe Sanat Galerisi'dir.

i

Resim 7- Dolmabahçe Sanat Galerisi, Milli Saraylar'a bağlı kasır ve köşklerde yer alan yaklaşık 600 tablonun değişik başlıklar altın­ da sergüendiği bir mekândır.

(9)

Resim 8-Onardan Veliaht Dairesi, Hareket Köşkleri Sünnet Köşkü VP Spr-tan v - , r , , ı , ^- ~ ı ı j ı ı , • l İlklerine ayrılmış bulunmakudır. Köşkü % . i>.raUn son > apılan düzenlemelerle uluslararası sanal «kın- '

Resim 9- Dolmabahçe Sarayı'nda olduğu gibi, Bcylcrlxyi Sarayı'nın ünlü Sel Rahçelcri dc kısa sürede kimliklerine u\ (;ıın dü/cıilen miş ve çevrelerindeki köşklerle birlikle Anadolu yakasmuı küllür odağı durumuna gcıirilınişlcrdir.

(10)

Resim 10- Eski Beylerbeyi Sarayı'nda günümüze ulaşan tarihî Tünel, yoğun çalışmalardan sonra özenle onarılmış, Türkiye, İstan­ bul, Boğaziçi ve saraylarla ilgili tanıtımlar için yeniden değerlendirilmiş bulunmakladır.

- 3

Resim 11- Sağlıksız kentleşmenin yoğun biçimde kendini duyurduğu bir çevrede. Mamur Kasn tümüyle ele alınarak başta çocuklar ve çevre halkmm yararlanması için değişik etkinliklerin sergilendiği bir yer duramuna gelmiştir.

(11)

Resim 12- Mamur Kasn Merasim Köşkü, bugün "Müze-SrırrA- olar.»;: yenider- değcriendirilmiş bulunmakladır.

3 .

>

Resim 13- Anadolu yakasının diğer bir "Mü/i^-Saray" ömcğı Küvüksıı Kasrı dır. Çevrenin düzcnlerunesiyle Küçüksu Kasn farklı bir kimliğe burüncccklir.

(12)

ReJİm 14- Yıldız Sarayı'nın önemli bir bölümü olan Şale ve yakın çevresi yapılan çalışmalarla uluslararası eğitim, araştırma, uygu lama ve tanıtıma olanak sağlayacak biçimde çok yönlü etkinlikler için düzenlenmektedir.

Bugün, "Müze-Saray" olarak kullandan Maslak Kasırlan çevresindeki Ulusal Egemenlik Koruluğu'nda çalışmalar hızla sürdürülmektedir. Burası kısa zamanda lanh-doğa üişkisinin güçlü bir biçimde yansıtddığı bir yer olacaktır. V" » ' " ' ^ a

Referanslar

Benzer Belgeler

MADDE 70– Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Başbakanın veya bir bakanın veya bir siyasî parti grubunun yahut yirmi milletvekilinin yazılı istemi üzerine kapalı

Madde 2- Madde ile 193 sayı lıGelir Vergisi Kanununun yatı rı m indirimi istisnası nı düzenleyen 19’uncu maddesinin yürürlükten kaldı rı lmasıönerilmektedir. Yatı rı

9- Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından önce 19 Kasım 2019 tarihinde, daha sonra 09.12.2019 tarihinde yapılacağı duyurulan ihalenin 6 Aralık 2019 tarihinde iptal edilmesi

— Tokat Milletvekili Ahmet Feyzi İnceöz ve 24 arkadaşının, ülkemizin sağlık sorunlarını tespit etmek ve gerekli önlemleri almak amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün

— Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli ve 14 arkadaşının, yurt dışında çalışan işçilerimizin, yurt dışında ve yurt içinde karşılaştıkları idarî, malî, ekonomik,

— Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 21 arkadaşının, Türkiye'de devlet ve millet hayatındaki israfı önleyerek, bütçe açıklarını kapatmak için alınacak tedbirleri

zeme, Silah Teçhizatı ve Melbusatın Hibe Edilmesine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı Komisyonumuzun 19 Aralık 1996 tarihli 6 ncı

ibaresi &#34;Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir. Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına &#34;inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere &#34;idari