• Sonuç bulunamadı

Türk Edebiyatında Şathiye Geleneği ve Bedri Rahmi Eyuboglu'nun Şathiyeleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Edebiyatında Şathiye Geleneği ve Bedri Rahmi Eyuboglu'nun Şathiyeleri"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

iLMT ARA$TIRMALAR, Say1 19,2005, 49-58

Tiirk Edebiyattnda Sathiye Gelenegi ve

Bedri Rahmi Eyuboglu'nun Sathiyeleri

Mehmet Celik*

Tiirk Edebiyatmda ~athiye Gelenegi ve Bedri Rahmi Eyuboglu'nun ~athiyeleri $athiye, tasavvufi konulan mizahh bir bis;imde i~leyen, co~ku hiilinde siiylenen bir ~iir tUrUdUr. TUrk halk edebiyatmda bu tUrde birs;ok ~iirler siiylenmi~tir. Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Nesimi, Hac1 Bayram, Pir Sultan Abdal, Abdal Musa bu konuda akla gel en ilk isimlerdir. Bedri Rahmi Eyuboglu, bu gelenekten faydalana-rak Cumhuriyet'ten sonra bu ~iir ti1rUnU devam ettirir. $athiyelerinde Tann'y1 sorgular. Fakat neticede o da s;ogu ~airier gibi Tann'ya sigmmayi ihmal etmez. Anahtar Kelimeler: TUrk edebiyati, $athiye, Bedri Rahmi Eyuboglu, gelenek

Satltiye Tradition in Turkish Literature and the Sathiyes of Bedri Rahmi Eyuboglu

Sathiye is kind of poetry that handles different subjects of Islamic mysticism with a sense of humor, and read with exuberance. Various poems of this kind have been written in Turkish Falk Literature. Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Nesimi, Hac1 Bayram, Pir Sultan Abdal, and Abdal Musa are the first important figures that remind this tradition to readers. Bedri Rahmi Eyuboglu, making use of this tradition, keeps on witting Sathiyes after Turkish Republic. In his Sathiyes, Eyuboglu questions the presence of God. But, in the end, like many other poets, he does not neglect to yields in God's sovereignty.

Key Words: Turkish Literature, Sathiye, Bedri Rahmi Eyuboglu, tradition

Yard. Dos;. Dr., Bahs;e~ehir Oniversitesi Fen-Edebiyat Faki1ltesi. mcelik@bahcesehir.edu.tr

(2)

50 iLMT ARA$TIRMALAR

TUrk edebiyat1 Tanzimat'tan sonra roman, tiyatro, gazete, makale gibi yeni edebi tUrlerle tam~1rkel) edebiyat1m1zda onemli bir ag1rhg1 olan ~iir tUrti de bu

degi~imden etkilenir. Muallim Naci, Nam1k Kemal, Ziya Pa~a, AbdUlhak Hamit gibi devrin tanmm1~ ~air ve yazarlan ~iirimizde yeni konu, tema ve ~ekilleri bu donemden sonra denemeye ba~larlar. Servet-i FUnCm Donemi'nde Tevfik Fikret, Cenap Sahabettin gibi onemli ~airier, ~iirde gortilen yenilikleri etkili ve estetik boyutlanyla sUrdUrtirler.

Tanzimat'tan sonra TUrk ~iirinde ba~layan yenilikler, Cumhuriyet donemin-de zenginle~en konu, tema ve yeni ~ekiller etrafmda varhgm1 sUrdUrtir. Ancak bu don em de TUrk ~iirinin esin kaynag1 sadece batl degildir. Y ahya Kemal Beyath, Mehmet Akif Ersoy, Faruk Nafiz <;::amhbel, Orner Bedrettin U~akh ve daha bin;ok ~air ve yazarlanm1z bunun yanmda geleneksel ~iirimizden; Halk

~iiri, Tasavvuf ~iiri ve Divan ~iirinden de faydalamrlar.

Cumhuriyet doneminde geleneksel ~iirimizden faydalanan ~airlerimizden bi-risi de Bedri Rahmi Eyuboglu' dur.1 Biz bu yaz1mmda edebiyatmm onemli ttirle-rinden ~athiyenin Bedri Rahmi EbUboglu'daki etkilerini ara~tlrmaya vah~acag1z.

Ancak buna geymeden once ~athiye ttirti ve gelenegi ile ilgili bir giri~ yapmay1 faydah umuyoruz.

Sathiye tasavvufi edebiyatm onemli bir ttirtidUr. Dudaklarda bir tebessUm uyand1rrnak manas1yla soylenen manzumeler hakkmda kullamlan bu tabirin sozlUk manas1, "Uzerinde benlik ve dava kokusu bulunan soz" anlamma gel-mektedir.2 Genellikle dinin zahiri htikUmlerine aldm~ etmeyen ya da bu htiktim-leri hafife alan hUkUmler barmdmr. Mansur"un "Ene'l-hak" (ben hahk'1m)sozU en Unlti ve en bilinen ~athiyelerin ba~mda gelir. CUneyd-i Bagdadi'ye nispet olunan "CUbbemin altmda Allah'tan ba~ka kimse yoktur" sozU de oldukva yay-gm ~ekilde bilinen ~athiyelerdendir.

Sathiye ~airi, Tann ile ~akala~1rcasma ya da hasb1hal edercesine konu~ur. Ta-savvufi gorti~ler bu ttir ~iirlerde oldukva alayh ve ~a~Irt1c1 bir tarzda, 'cehennem',

Ressam, ~air ve yazar olan Bedri Rahmi Eyuboglu, 1911 y!lmda Giresun-Gorele'de dogdu. 197 5 y1lmda istanbul'da 6ldli. GUzel Sanatlar Akademisi'nde ba~layan resim ogrenimini Paris'te slirdli-ren Eyuboglu, daha sonra Tlirkiye'ye dondli ve ollimline kadar GUzel Sanatlar Akademisi'nde ders verdi. Y ere! ya~ama ili~kin gozlemlerini, yazma, kilim gibi yerel ktiltlirel degerlerdeki malzemeyle bulu~turarak tablolarma yansitti. Akademiye girdigi y!l be~ arkada"I ile "D Grubu"nu kuran Eyuboglu, ilk ~iirlerine Muhit dergisinde ba~lad1. Halk kaynagmdan beslenen sanat anlay1~I ~iirle­ rinin de temeli oldu. Siirlerinde, masallardan, soylencelerden, tlirklilerden yararlanarak, doga tut-kusunu, insan sevgisini, y~ama sevincini, toplumsal sorunlar1 yansJttJ. Yazilan, Tezek (1975), De-lifi!jek (1975), Resme Ba!jlarken (1977) adh kitaplarda topland1. Siirleri Dol Bakzr Dol kitabmda

topland1 (1974). (bk. http://www.siir.gen.tr/siir/biyografi/bedri _rahmi_ eyuboglu.htm; ihsan l"Ik,

$airier Ve Yazarlar Sozliigu, 1998, s. 249)

Bkz. "Sath", Tahsin Yazlci, MEB jsfdm Ansiklopedisi, C. XI, 1997, s. 350-351; "Sath",

"Sathiyat", Osmanlz Tarih Deyimleri ve Terimleri Sozliigii, MEB, c. III, 1993, s. 310-311;

(3)

TURK EDEBiYATINDA ~ATHiYE GELENEGi ve BEDRi RAHMi EYUBOGLU'NUN ~ATHiYELERi 51

'varhk', 'azap' vb. daha s;ok dini konular etrafmda tartl~thr. Kimi zaman teslimi-yete varan bu ~iirler kimi zaman da dupeduz isyana kadar gidebilmektedir.3

Tasavvufun etkisi altmda geli~en ve Arap, Pars edebiyatlannda da onemli bir yeri olan ~athiyenin Turk edebiyatmda ilk defa hangi ~air tarafmdan yazlldt-gt belli degildir. Ancak Fuat Koprulu, Mevlana'mn Divan-1 Kebir'inde yer alan s;ok az saytdaki Turks;e ~iirin ~athiye unsurlanm barmdtrdtgmt soyler.4 Yine bu donemde Yunus Emre'nin bu konuda guzel omekleriyle kar~Ila~mak mumktin-dtir. Onun;

"Ya ilahi ger sua) etsen bana Bu durur onda cevabtm u~ sana"

beytiyle ba~layan ~athiyesinde Hz.Adem'in Cennet'ten kovulmast, kader, insan yaratllt~I, s1rat koprtisti, gunah ve sevabm tartiSI (mizan), oltim ve tekrar dirilmek gibi konular Tann'yla hasbthal edercesine ve serzeni~te bulunurcasma

i~lenir.

"Gelmeden dedin haloma kern diye Dogmadan dedin asi Adem diye

Ben mi duzdum beni sen duzdun beni Pur aytp nis:in yarattm ya gani

Ktl gibi kopru yaparsm ges: diye Ges:uben Kevser ~arabm is: diye Ktl gibi strattan Adem mi ges:er Y a uzUJfu ya dayamr ya Uyar

Terazi kurdun gilnahtm tartmaya Kast edersin beni oda atmaya Terazi ona gers:ek bakkal ola Ya bezirgan tacir u atar ola

Sen basirsin hod bilirsin halimi Pes ne hacet tartasm amalimi

S. Kemal Karaalioglu, Tiirk Siir Sanatz, ist. 1980, s. !56

(4)

52

Ge<;medi mi intikamm Oldiiriip <;urutilp gozilme toprak doldurup"5

iLMT ARA~TIRMALAR

Yukanda soyledigimiz bi<;imiyle bu hasbthal kimi zaman Tann'ya stgm-makla son bulur.Yunus Emre'de bazt par<;alanm aldtgtmtz ~iirin sonunda ~air Tann'ya stgmarak ~oyle der:

"Olmasm bizden sana ayruk cevab Soz budur va'llahii a' Ierne bi's-sevab"

Sathiyenin diger temsilcisi Kaygusuz Abdal'dtr.Onun "Ylicelerden ylice gordiim"diye ba~layan me~hur ~athiyesi vardtr.Fuad Kopriilii,Kaygusuz Ab-dal'm bu ~iiri Yunus Emre'yi taklit ederek yazdtgmt soyler.6 Bu ~iirinde Kaygusuz Abdal'm Tann-kul ili$kisine dair sorular sorarak,dini bir <;ok akideyi hafife aldtgmt gorilrilz.

"Yiicelerden yilce gordiim Erbapsm sen koca Tann Alem okur kelam ile Sen okursun hece Tann Asi klillar yaratmr~sm Varsm ~oyle dursun deyu Onlan koymu~ orada Sen <;Ikmr~sm uca Tann Krldan koprii yaratmr~sm Gelsin kullar ge<;sin deyu Hele biz ~oyle durahm Yigit isen ge<; a Tann Kaygusuz Abdal yaradan Gel i<;egor ~u cilr'adan Gezelim bilece Tann"7

Dr. Mustafa Tat<;I, Yunus Emre Divam, Ank. 1991, s. 271-273 KoprUlU, a.g e., s. 340

(5)

TURK EDEBiYATINDA ~ATHiYE GELENEGi ve BEDRi RAHMi EYUBOGLU'NUN ~ATHiYELERi 53

Alevi-Bekta~i edebiyatmda son derece yaygm bir yans1mas1 olan ~athiye

tii-rtinu i~leyen diger ~airlerden Nesimi'yi, Hac1 Bayram'1, Azmi Dede'yi, Pir Sul-tan Abdal '1,Abdal Mus a 'y1 sayabiliriz. 8

Nesilden nesile tasavvufi ne~ve ile aktanlan ~athiye geleneginin Cumhuriyet donemi Turk ~airlerinde de surdugunu gormekteyiz.Bu gelenegi surduren ~air­

lerden birisi de yukanda degindigimiz gibi B.Rahim Eyuboglu'dur. Eyuboglu

~iirinde halk edebiyatmm motiflerini kullamrken diger taraftan saz ~airlerinin soyleyi~lerini surduren bir eda i<;erisindedir. Serbest vezinle yazmasma ragmen onun ~iirinde Turk ~iirinin geleneksel unsurlan,varhgm1 hep surdure gelmi~tir.

"Yunus Emre'ye Selam" ve "Pir Sultan" ile ilgili ~iirleri, gelenekle bagm1 de-vam ettiren onemli omeklerdir.

Bedri Rahmi Eyuboglu'nun ~iir kitaplanndan birinin ad1 "Yaradana Mek-tuplar" adm1 ta~1maktad1r. isminden ba~lamak uzere ~airimizin ~athiye gelene-gine bagh olarak Tann ile farkh bir diyaloga girmekte oldugunu gortirtiz. Bu kitapta yer alan 'Birinci Mektup,ikinci Mektup, Dorduncu Mektup ve Be~inci

Mektup' ~iirleri ile 'istida, ikinci istida, Ne Mumkun Bah<;eler Dolusu, S1kl Tutunun Gunahlanm', 'Tuz' kitabmda yer alan 'insan Kasidesi', saghgmda

yayimlanmami~ ~iirleri arasmda yer alan 'Yakan~', 'Karadut' kitabmda yer alan '<::1kmaz' ~iirleri biltunuyle ~athiye tarzmdad1r.9

Bedri Rahmi Eyuboglu, yukanda adm1 zikrettigimiz 'Yaradana Mektuplar'm ilkinde, Tann'yla diyaloga girerken, varhg1 sorgulamaya d1~ alemden ba~lar. Bu

~iirde goze <;arpan ilk vurgu varhga ragmen 'gonill darhg1'dir.

Dikkat edildiginde sorgulamaya konu olan nesnelerin belli bir s1ra takip edi-lerek ~iirdeki yerlerinin ald1klannm goruruz. Sair, bunu adeta yukandan a~ag1ya

ya da en uzaktan en yakma dogru bir seyir i<;erisinde sualar. Yild1zlardan ba~la­

yan yakmma ve ho~nutsuzluk, yakmla~arak gune~e, oradan denizlere, daglara, gemilere, saks1daki karanfile, bugday ba~agma kadar iner. Bu seyrin buyilkten ku<;uge yapildigmi soyleyebiliriz. S1ralanan bu varhklann degi~mez monoton-lugu ~airde gonul darhgma donu~ur:

"Yildizlann <;iviledigin yerdeler

Denizlerin senin elinle doldurdugun kasede <;alkalanmaktadirlar

Bkz. ismail Ozmen, age.; Tiirk Dili Ve Edebiyatt Ansiklopedisi, c. III, Dergah, ist. 1997, s.

131-132

incelememiz, Bilgi Yaymevi'nde Dol Karabakzr Dol ad1yla 91kan Bedri Rahmi Eyuboglu, Biitiin Eserleri (I, Ank. 1985), cah~masma dayanmaktad1r. Bu eserde, Bedri Rahmi Eyuboglu'nun ~iir ki-taplan M. Hamdi Eyuboglu tarafmdan bir araya getirilmi~, saghgmda yaymlanmayan ve Bat! dille-rine cevrilen ~iirleri de eklenmi~tir. incelememizdeki sayfa numaralan bu kitaba aittir.

(6)

54

Daglann bizim ayag1m1za bol geldi

Biz olen agaylan yontup Gemilerimize direk yapanz

iLMT ARA~TIRMALAR

Bizim canlanmlZl alan acep onlarla ne yapar" (Dol Karabak1r Dol, s.l3)

S1ralanan somut varhklardan sonra soyut dil~Unceye, yani olilm dil~Uncesine varan ~airimiz, Tann 'y1 Ustil kapah bir biyimde ele~tirir. C>lilm dil~ilncesi olilm sonras1 belirsizligi ile birle~tirildiginde ortaya bir "muamma" 91kar ve olilm, buna bagh olarak da kasvete donil~ilr. Bu kasvet bilinmezligin kasvetidir:

"Y edi kat yerin dibinde hep aym muamma aym kasvet aym htiztin"

'ikinci Mektup'ta sorgulanan kavram yine bilinmezliktir. B. Rahmi Eyuboglu cennet ve oliim kavramlanndan hareketle Tann ile "pazarhga" tutu~ur. Onun istedi-gi ~ey Tann'mn kutsal kitaplarda ovdilgil, tasvir ettigi cennet degildir. O,Tann'mn insan1 ni9in oldtirdilgilnil bilmek ister. Yani Tanr1'nm cennetini, cennetteki mutlu-lugu istemez. 0, topraga bagh kalmak ve sonsuzca ya~amak ister. Onu olilme ya-na~tlracak tek ~art Tanr1'mn ona s1rlanm a~ikar etmesidir.

"Pazarhk etmek istiyorum

Hiy olmazsa, son nefeste,egil kulag1ma soyle S1rrm1 ver, camm1 a!. S1mm ver. camm helal! Soylemezsen haram olsun yirmi t1mag1m yakanda Bunu hatlrlatlp dursun" (Dol Karabakzr Dol, s. 15)

U9iincil Mektup'ta yeryiizi.indeki adaletsizlikten duyulan ho~nutsuzlukla b~layan; "AI goztim seyreyle

Hep aym hikaye

Mahpusa mendil kadar bir gok paryas1

Saire go kJeri tlmar iyin bir ka~ag1" (Dol Karabakzr Dol, s. 17)

dizeleriyle silrdilrillen yakmma, tipk1 Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal'm ~athiyelerinde gorilnen cennet'ten kovulma mitosuna donil~Uverir. Sairin sikm-tisl Adem' den bu yana hi9bir ~eyin degi~medigine inanmasmdan kaynaklamr:

"Hep aym hikaye Yine aym Adem Yine aym Havva Yine aym armut

(7)

T0RK EDEBiY ATINDA ~ATHiYE GELENEGi ve BEDRi RAHMi EYUBOGLU'NUN ~ATHiYELERi 55

Kalanlara yasin

Gidenlere mevllit" (Dol Karabakzr Dol, s. 18)

ilk ti<; mektuptaki stkmtt, kasvet, sorgulama, ho~nutsuzluk 'Dordtincti Mek-tup' ~iirinde 'Ben Senin Hayramnam' alt ba~hg1 ile ironik bir yon kazamr:

"Ben Senin Hayranmam I~Ik gibi siidiin

insan gibi doliin isa gibi kulun Kur'an gibi dinin var Ben senin hayrammm

Bu can azat

Beni cennet kaplSlnda gozet Senden bana kalan diinya Benden sana kalan ahret

Ben senin hayranmam" (Dol Karabakzr Dol, s. 20)

'Be~inci Mektup', 'Kendi Kendimi Yaratsaydtm' alt ba~hgm1 ta~1r. Diger ~iirle­ rinde varhklardan hareketle bilinmezci bir kasvete, anlayamamamn ve begenme-menin verdigi bir isyana, oradan da alaya varan Eyuboglu, son mektupta duygusal olarak begenmedigi hayata kar~1 altematif bir varsaytm geli~tirmek istedigini gorti-rtiz.

"Kendi <;amuruma kendi katsayd1m

Kendimi kendim yaratsayd1m ... " (Dol Karabaklr Dol, s. 21) Bu ~arta bagh olarak ~air ~u unsurlan geli~tirir:

I. Agnlanm1 yakalay1p bellerinden

~iiphelerimi tutup ellerinden denize atard1m 2. Sevgilimi gordiigiim yerde ki~ner

Sevmediklerime basard1m <;ifteyi 3. Takvimden as1rlan siler, y1llan siipfuiir

Giinleri azad eylerdim 4. U<;an bulutlan durdururdum 5. Ne senin bir ko~e cehennemindin

(8)

56 iLMT ARA~TIRMALAR

'ikinci istida' ~iirinde Tann'yla konu~ulan konular, insan hayatma Tann'nm koydugu stmrlar ve yasaklar ile buna bagh olarak da gtinah kavramtdtr. Sairi-miz, adeta meyvelere konup onlan "delik de~ik" eden Yusuf<;uk Ku~u kadar serbest olmak arzusundadtr. Fakat onun ozgtirltigti Tann'nm gtinah duvanna <;arpmaktadtr. Tann'nm sorgulamasma maruz kalmak ~airimizi isyana sevk eder.

"Yusufcuk Ku~u incir agacma kondu Balian damlayan incirleri delik de~ik etti Sonra metelik ve1111eden <;:ekip gitti Ben de incirlere uzanacak oldum K1yametler koptu

Altm teraziler kuruldu.

(ilekleri hakle derken bana m1 sordun Beni rezil riisvay etme Tannm Ben bir misafir kulunum

Kolen degil, kolen degil! "(Dol Karabakzr Dol, s. 24)

Eyuboglu, altematif varsaytmlara varsa da, sorumluluktan kurtulmak istese de yine oltimti kabullenmekte zorluk <;eker. Onda oltimtin sebebini, ba~ka bir deyi~le Tann'dan hesabtm sormak sabit bir fikir haline donti~mti~tUr. Tann'nm ayetleri bile ona oltimti sevimli gostermemi~tir. B.Rahmi Eyuboglu 'Ne Mtim-ktin' ~iirinde oltimden meleklerin bile korktugunu soyler:

"Oliime karde~ gibi 1smmak istediler

Ne mlimktin oliime 1smmak ne mtimktin! ... Topraga deger degmez ta~ kesildi sureler Dili tutuldu ayetlerin

(il yavrusu gibi dag1ld1 ilahiler Ve korkulanndan

Krepdo~enden donlanna i~ediler

Tombul parmaklan kmah nankor melaikeler." (Dol Karabakzr Dol, s. 26)

Bu korku, bu endi~e, isyan ve sonrasmdaki <;oztimstizltik B. Rahmi'yi ti<; noktaya gottirtir:

(9)

TURK EDEBiYATINDA ~ATHiYE GELENEGi ve BEDRi RAHMi EYUBOGLU'NUN ~ATHiYELERi 57

1. Unutmaya c;ah~mak 2. Ald1rmazhk

3. Haz almak ve bilmemezlik

B. Rahmi 'Bahc;eler Dolusu' ~iirinde c;eli~kiler bannd1ran evreni anlayama-ymca Tann'ya c;ocuk unutkanhg1 vermesi ic;in c;agnda bulunur:

"Yarab!

Gokyiiziinde bir yerde sakh c;ocuklugumuz Dokunma nas!lsa unutmu~uz

Senin srrrm

Bizim c;ocuklugumuz." (Dol Karabakzr Dol, s. 47)

"Srkl Tutunun Gtinahlanm" ~iirinde ise adeta gtinahtan pi~manhk duyma-mamn hazz1 ya da mutlulugu ic;erisinde ~air ald1rmazhga varm1~t1r.

"Allah izin verirse bir giin Biiyiik meydanlann birinde

Topunuzu azat edecegim" (Dol Karabakzr Dol, s. 58)

'<;1kmaz' ~iirinde, ~iirin admdan anla~Ilacag1 tizere ~air bu meselelerin c;o-ztimstizltigtine art1k inanm1~t1r. Tann'yla olan diyalogunu stirdtirse de art1k haz almamn, bilmemenin mutlulugu onu daha c;ok sarm1~tlr. Bu ~iirde Tann'ya 'ey dost' diye seslenilmesi oldukc;a manidard1r. Tann'dan cevap alamamas1 da ade-ta onu hayrete dti~tirtir:

"Elmayr dilime

Kadrm gi:inliime gore yarat1rsm Sonra bunlan cehennemin dibine sUrer Beni meliil mahzun arat1rsm.

Sen biitiin bunlan bilirsin dilin yok Benim dilim var ey dost

Hic;bir ~ey bildigim yok" (Dol Karabakzr Dol, s. 88)

B. Rahmi Eyuboglu, ~iirlerinde muhatap ald1g1 Tann'ya birc;ok ~ey sordugunu, birc;ok c;eli~kiden onu sorumlu tuttugunu, yakmd1gmr, serzeni~te bulunmu~tur. An-cak onun zaman zaman insanlardan ve hayattan kac;arak Tann'ya s1gmd1g1m da eklemek gerekir. Bedri Rahmi 'Yakan~' ~iirinde Oltim, varhk, korku kar~1smda anlamsrzhga dti~er ve Tann' dan imdat bekler. Sair bu ~iirinde oldukc;a c;aresizdir.

(10)

58 iLMi ARA~TIRMALAR "Yarabbi ya aktl ver. .. ya verdigini a!...

Y a bana bir yo! goster ya da yerden yere yal ... " (Dol Karabakzr Dol, s. 297) Bedri Rahmi Eyuboglu'nun ~iirlerinde ~ekil ve yon degi~tirse de koklti ge9mi~e sahip ~athiye gelenegi btittin canhhgt ile slirmli~tlir. ~air, ttpk1 eski ~airier gibi Tann 'y1 muhatap almt~, ona sorular sormu~, sorgulam1~, yakmm1~; fakat neticede eski ~airlerin yaptlgt gibi ona stgmmayt da ihmal etmemi~tir.

Referanslar

Benzer Belgeler

oyuncak ol-: TS’de madde başı (oyuncak)’ta üçüncü anlam mecaz anla- mı taşımaktadır ancak bu deyim yoktur: “Sanat ve sanatkâr mütemadiyen bu iki kuvvetin elinde

Mandanın söğüt dalına yuva yapması, manda yavrusunu küçücük bir sineğin kapması, öküzün torbadan düşmesi aklın alamayacağı durumlardır. Yukarıda

Anahtar Kelimeler: Şerh, şath, şathiye, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Müftü Baba, Fahrî Ahmed, Celvetiyye, Şarköy.. A COMMENTARY ON A SHATHIYYA OF MUFTI BABA BY

Bedri Rahmi Eyüboğlu, ümitlerine, heyecanlarına, beklentilerine canlı ve parlak ışık unsurlarından, güneş, yıldız, gökyüzü, deniz gibi tabii olanları

Nato nezdindeki Türkiye daimî tem- silcisinin delâletiyle Türk milleti tara- fından Natoya hediye edilmiş olan 1 6 x 4 eb'admdaki mozaik pano kuzey Atlantik paktı teşkilâtı

Bu çalışmada, Cumhuriyet dönemimdeki Türk resim sanatının gelişiminde önemli bir yere sahip olan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Aşık Veysel” adlı tablosu

Bu yıllarda resimde Türk kimliğinin, ulusal değerlerin ve folklorik öğelerin en güçlü savunucularından olan Bedri Rahmi Eyüboğlu, kökü geleneksel motiflere dayanan

Günümüzde artık disiplinler arası sanat ortamında malzeme kullanımı ile ilgili sınırın da ortadan kalktığı görülmektedir.Bu bağlamda Türk sanatında Bedri