• Sonuç bulunamadı

genel patoloji 14.hafta tumor bilgisi 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "genel patoloji 14.hafta tumor bilgisi 2"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Karsinogenezin Mekanizması

Tümör oluşumu mekanizması olarak

çok basamaklı karsinogenez modeli kabul edilmektedir.

Akut transforming retroviruslar dışında bütün kanser oluşumlarında bu modelin geçerli olduğuna inanılmaktadır.

Bu teori ile ilgili çalışmaların çoğu kimyasal onkogenez alanında yapılmıştır.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 76

(2)

Karsinogenezin Mekanizması

Kimyasal karsinogenezde doza bağımlı ve

kümülatif bir etki vardır.

Tümör oluşturmayacak dozdaki kimyasal

karsinojen hücrede kalıcı bir etkiye sebep olmakta, tekrar aynı maddeye maruz kalma

durumunda ise tümör oluşumu riski

artmaktadır.

Çoğu zaman karsinogenez hayvanın hayatının yarısını içine alacak kadar kronik bir süreçtir.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 77

(3)

Karsinogenezin Mekanizması

Kimyasal karsinojenlerin çoğu prokarsinojendir.

Polisiklik hidrokarbonlar ve aflatoksinler eopksitlere metabolize edildikten sonra kanser yapıcıdır.

Bazıları doğrudan tek dozda kanser oluşturabilirken bazıları ise başka maddelerle etkileşime ihtiyaç

duyarlar. Bunlara kokarsinojen veya promotör adı

verilir.

Detoksifikasyon nedeni ile karaciğer

Toksinlerin idrarla atılımı nedeni ile de idrar kesesi en çok etkilenen organlardır.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 78

(4)

Çok Basamaklı

Karsinogenez Modeli

İnisiyasyon; Başlangıç

Promosyon; Gelişme

Progresyon; İlerleme

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(5)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 80

(6)

Karsinogenezin Mekanizması

İnisyiyasyonu yapan maddeler; inisiyatör veya karsinojenler; kimyasal maddeler, radyasyon ve onkojenik viruslardır.

İnisiyatör; hücrelerde başlangıç değişikliği Promotör; hücrelerin çoğalması

Progresyona yol açan ajanlar ise maligintenin basamak basamak artışı.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(7)

Karsinogenezin Mekanizması

1.İnisiyasyon: Hücre DNA’sında oluşan geri

dönüşümsüz değişiklik, hücre iç kontrolünü sağlayan bir veya daha fazla gende mutasyon

2.Promosyon: İnisiye hücre ve bu hücreden gelişen soylarda promotör ajana maruz kalım sonucu indüklenen selektif çoğalma, geri dönüşümlü

3.Progresyon: dengesiz kromozomların evriminin

devam etmesinden kaynaklanır; Promosyon sırasında

genetik istikrarsızlıktan kaynaklanan başka

mutasyonlar, daha fazla bağımsızlık, invazivlik, metastaz vb. sonuçlara neden olur, geri dönüşümsüz

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 82

(8)

Mutasyon Tipleri

1.Nokta mutasyonları - tek bir nükleotidin başka bir nükleotid ile değiştirilmesi.

2.Çerçeve-kayması mutasyonları - protein dizisinin değişmesi için bir nükleotidin eklenmesi veya silinmesi.

3.Kromozomal bozukluklar - normal yapıda veya kromozom sayısındaki herhangi bir değişiklik

4.Anöploidi - kromozom sayısı, normal haploidin katları değildir.

5. Poliploidi - haploid sayıdaki kromozom sayısının iki katından fazla 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 83

(9)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 84

Lösemi ile ilişkili

(10)

P53, hücre döngüsü, apoptoz, DNA tamir mekanizmalarını kontrol eden önemli bir tümör baskılayıcı (transkripsiyonel faktör)

Mdm2, hem bir E3 ubikitin ligazı, hem de p53 transkripsiyonel aktivasyon inhibitörü olarak işlev gören p53'ün negatif bir düzenleyicisidir.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

Tümör baskılayıcı p53 sinyali

(11)

p53?????

Santral stres monitörü!!! 3 mekanizma ile çalışır.

1.Geçici siklus durgunluğu aktivasyonu (silencing)

2.Kalıcı siklus durgunluğu aktivasyonu (yaşlılık bulgusu) 3. Programlı hücre ölümü (apoptosis)

Anoksi, uygun olmayan onkogen (MYC veya RAS gibi), DNA bütünlüğünün hasarı p53 cevap yolunu tetikler.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 86

Tümör baskılayıcı p53 sinyali

(12)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 87

Yangı ve Kanser

• Yangı tümörogenezisin bütün aşamalarına etki eder. • Genomik instabilite ve mutasyonlar aracılığı ile

inisiasyona katılabilir.

• Yangı, doku tamir yanıtını aktive eder, premalign hücrelerin çoğalmasını indükler ve hayatta kalım sürelerini arttırır.

• Yangı, aynı zamanda, anjiyogenezisi arttırır. Lokalize immunsupresyona yol açar ve mikroçevrenin

oluşumunu sağlar, böylece premalign hücreler hayatta kalır, çoğalır ve ilave mutasyonları indükler.

(13)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 88

(14)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(15)

Radyasyon Karsinogenezisi

Radyasyon, kaynağı ne olursa olsun (güneş UV ışını, X-ışını, nükleer füzyon bilinen) bir karsinojenlerdir.

İyonize radyasyonun bu etkisi mutajenik etkisi ile ilişkilidir; kromozom kırılması, translokasyon ve nokta mutasyonuna (delesyon ve insersiyon) neden olur.

Biyolojik olarak çift zincir DNA kırılması radyasyon karsinojenezisinde en önemli olarak görülmektedir. Nonletal radyasyon dozlarının genomik instabilite ile karsinogenezise zemin hazırladığı konusunda bazı kanıtlar vardır. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 90

(16)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

Radyasyona bağlı kanserlerin latent periyodları çok uzun olduğundan, kanserin yalnızca daha önceden hasarlı hücrelerin devam eden türünde, muhtemelen diğer çevre faktörleri ile uyarılan ek mutasyonların birikmesiyle ortaya çıkmaktadır.

(17)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 92

Pirimidin ikilisi (dimer) olarak adlandırılan model DNA hasar tipinin bir örneğidir.

DNA’da Adenin-Timin, Guanin-Sitozin dimerleri olarak yer alan baz çiftleri;

Radyasyon etkisi ile, primidin (timin, sitozin) dimeri

oluşturarak DNA hasarına yol açar. (Transversiyon)

(18)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

Timin dimeri DNA'nın yapısında bir anormallik

yaptığı için

eksizyon tamir

enzimleri bu hasarı

tanır ve onarır.

DNA onarım sisteminde 100’den fazla gen rol oynar.

Aşırı UV ile karşılaşmada onarım sistemi bozulabilir ve deri kanseri oluşur.

(19)

Nükleotid eksizyon onarımının önemi, kseroderma pigmentosum adını alan kalıtsal hastalıkta dramatik olarak gösterilmiştir.

Bu hastalıkta nukleotid eksizyon onarım mekanizması hatalıdır veya eksiktir. Deri

kanserlerine büyük yatkınlık vardır. UV ışığı

karakteristik olarak P53 geninde mutasyon yapar. DNA hasarı onarımı ve genomda stabilite bozukluğu

olan diğer bilinen diğer üç bozukluk - Ataksi

Telanjiektazi, Fanconi Anemisi ve Bloom Sendromu

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 94

(20)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(21)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 96

Virüsler

Virüslerin tümör etkeni olabilecekleri 1908 yılından beri bilinmektedir. Ellerman ve Bang adındaki Danimarkalı iki veteriner hekim, bu tarihte tavuklarda löykosis kompleksi yapan bir virüs ile (onkojenik virus) ilk tümör araştırmalarına girişmişlerdir.

Bu araştırmacılar hücre ve mikroorganizmadan arıttıkları tavuk tümörü ekstraktlarını sağlam tavuklara enjekte ederek tümör elde etmişler ve bu konuda ilk olumlu sonuca varmışlardır.

(22)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

Virüsler

Daha sonra 1910 yılında P. rous adındaki araştırıcı, Amerikalı Patolog, buna benzer bir sonucu yine tavuklarda ve tavuk sarkomu olarak elde etmiştir. Bu sarkom bu gün rous sarkomu olarak bilinmektedir. Virüslere ilgili tümörler üzerindeki bu gibi uygulamalar araştırmalar diğer birçok araştırıcının çabaları ile bu güne kadar süregelmiştir.

(23)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 98 Virüsler

Çok sayıda DNA ve RNA virus farklı hayvan türünde

onkojenik olarak kabul edilir. Hayvanlardaki

retroviruslar iki mekanizma ile hücreyi değiştirir.

Onkojenik retroviruslar en azından iki farklı mekanizma ile tümör oluştururlar ve enfekte

hücreleri neoplastik hücrelere dönüştürme

(24)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 99 Virüsler

Akut Dönüştürücü retroviruslar enfekte hücreleri çok hızlı ve etkin bir biçimde dönüştürme özelliğine sahiptirler.

Doğrudan viral onkogenler aracılığı ile proviral DNA

ve konakçı genetik materyalinin

rekombinasyonunu sağlar tümör meydana gelir. Feline sarkoma virus, Rous sarkomu

(25)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 100 Virüsler

İkinci bir grup Kronik Dönüştürücü

retroviruslar, cis-aktive edici retroviruslar

olarak da adlandırılır. Bu viruslar bir onkojene sahip değildir. Tümör gelişimi çok yavaştır.

Virus, konak genomunun her iki ucunda bulunan LTR (long terminal repeat) bölgesinin güçlü regülatör elemanlarını ele geçirip insersiyon ya da cis- aktivasyon denilen prosesleri aktive ederler. Böylece viral genlerin mRNA içine kopyalanması gerçekleşir.

(26)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r Kalıtım

Kalıtım ile tümörlerin oluşumu arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacı ile özellikle fareler üzerinde birçok deneyler yapılmıştır.

Bu deneylerin sonucu bilinen bir karsinojene karşı farelerdeki kişisel eğilim yanında organ ve doku eğilimi varlığını da göstermiştir. Bu konudaki örnekler aşağıda sıralanmıştır.

(27)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 102 Kalıtım

Bazı fare ırkları deri kanserine karşı çok duyarlıdır. Bazı fare ırkları da meme adenokarsinomlarına karşı duyarlıdır.

Bazı fare aileleri ise bütün tümör çeşitlerine karşı aynı derecede hassastır. Bu arada deneyler sonucu, fertlerin % 80‘ inde meme kanseri oluşan bir fare topluluğu üretilmiştir.

(28)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 103 Kalıtım

Bu ailenin yeni doğan yavruları tümöre dirençli bir sütanneye emzirtilir ve annelerine hiç emzirtilmezse bunların pek azında meme tümörü oluşur.

Böylece, yüksek orandaki meme kanserinin sütte bulunan bir madde ile ilgili olduğu saptanmıştır.

Bu maddeye süt faktörü adı verilir.

Bu madde, oluşan tümörlerde de vardır. Söz konusu süt faktörünün bir hormon, bir virüs veya

basit bir kimyasal bileşik olabileceği

(29)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 104 Kalıtım

Evcil hayvanlarda kalıtım ile tümör oluşumunun ilişkisini belgeleyen örnekler yoktur. Ancak bu konuda dikkati çeken bazı gözlemler vardır.

Örneğin; bazı Hereford sığırlarının ailelerinde kornea ve konjonktiva kökenli göz kanserine karşı bir eğilim vardır.

Bu konu ile ilgili insanlardaki durum da pek farklı değildir. Kseroderma pigmentozum; polipozis ve retinoblastom gibi kansere duyarlılığı kalıtsal olan,

belli hastalıklar dışındaki bilgiler gözlem

(30)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r Vitaminler

Vit A; eksikliği ösofagus kanseri Vit. C; Tümör gelişimini hızlandırır.

Vit E; Civcivlerde lenfoma’ya yol açabilir.

Vil. H; Diğer kanserojenlerle verildiğinde sıçanlarda kanser oluşumunu hızlandırır.

Pantotenik asit· Vit B Komp. giren bir vitamin; azlığı halinde farelerde tümör oluşumunu hızlandırır.

(31)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 106 Bakteriyel enfeksiyonlar

İnsanlardaki sifilise ilgili lökoplakiler;

kemiklerdeki sifilis lezyonları,

lupus biçimindeki deri tüberkülozu;

lepra ve blastomycosise ilgili deri lezyonları ile kronik serviks uteri yangıları,

yer aldıkları organ veya vücut kesimlerinde tümör oluşumuna sebep olabilirler.

(32)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 107 Parazitler

Dokularda kronik irritasyon oluşturarak tümöre yol açarlar.

Spirocerca lupi – köpekte ösofagusta fibrosarkom Gastrophilus larvaları- atların midesinde papillom ve karsinom

Eimeria stidea- tavşan safrakanalı adenom, adenokarsinom

(33)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 108

Bazı küf mantarlarının yaptığı toksinler

Örneğin; Aflatoksin; sıçan ve deney

tavşanlarında endemik hepatom, ördeklerde ise safra kanalı adenomuna yol açar.

Bazı bitki türleri

Eğrelti otu, sığırların idrar kesesinde; sıçan ve farelerin ise idrar kesesi ile bağırsaklarında tümörler yapar.

Derideki benler

Söz konusu bu oluşumların yaralanması veya irkiltilmeleri hallerinde buralarda malign tümörler oluşabilir.

(34)

Tümörlerin Teşhisi

Tümörlerin tedavisinde en önemli konu tümörlerin erken ve kesin olarak teşhis edilmesidir.

Tümör teşhisinde yetkili kişi patologdur. Doğru örneğin gerekli koşullarda yollanması ve yeterli anamnez teşhisi etkiler.

Sadece dokunun incelenmesi teşhis için yeterli değildir. Patoloğun tüm hasta bilgilerine sahip olması gereklidir. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 109

(35)

Hastada benzer oluşumların olup olmadığı , daha önce tümör olayı gözlenip gözlenmediği kan değerleri, enzim seviyeleri, hastanın yaşı, cinsiyeti önemli verilerdendir.

Örnek ile verilen bilgiler ne kadar yeterli ise patoloğun vereceği bilgiler o kadar fazla olur.

Bazı klinisyenlerin bu bilgilerin patologda ön yargı oluşturabileceği düşüncesi doğru değildir. Ayrıca daha güvenilir bir sonuca varmak için dokunun

kesilerek farklı laboratuvarlara gönderilmesi

hatalı sonuç çıkmasına neden olur.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 110

Tümörlerin Teşhisi

(36)

Dokunun farklı alanlarında miks tümörlerde olduğu gibi farklı patolojiler oluşmuş olabilir.

Bununla beraber neoplastik dokunun sınırları, kan

ve lenf damarlarına invazyon, kapsulaya

invazyon, mitoz indeksi gibi veriler için dokunun makroskopi kurallarına göre sadece bir patolog tarafından hazırlanmış olma şartı vardır.

Hazırlanan preparatlar farklı görüş almak için farklı

Patologlara konsültasyona yollanabilir. Farklı

hareket etmek teşhiste yanılgılara, zaman ve güven kaybına neden olur.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 111

Tümörlerin Teşhisi

(37)

Kanser Tanısı

1. Klinik hikaye Tür, ırk, cinsiyet, yaş Kastrasyon, kısırlaştırma Diyet alışkanlığı 2. Fizik muayene

3.Rutin muayene ve tetkikler

112 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(38)

TANI YÖNTEMLERİ

1.

Sitolojik Tanı

a.Eksfolyatif sitoloji

b.Fırçalama ve sürüntü

c.İnce iğne aspirasyon biyopsisi

Do

ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(39)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 114

(40)

2.Histolojik Tanı

Tanı için en kesin metotdur.

Yardımcı tekniklere gerek o.b.

Eksizyonel biyopsi

İnsizyonel biyopsi

Organ rezeksiyonları

Do ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(41)

Eksizyonel biyopsi

Lezyonun tümü çıkarılır

İnsizyonel biyopsi

Lezyonun bir kısmı alınır

D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(42)

Teknikler

1. Frozen kesitler

Ameliyat anında gönderilen materyallere

çabuk sonuç vermek için

2. Parafin Kesitler

Formalinle fikse edilen dokular için

3. Histokimyasal metotlar

D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(43)

4. İmmunhistokimyasal metot

5. Elektron mikroskopisi

6. Flow sitometri

7. İnsitu hibridizasyon

118 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(44)

Patolojik Tanı

• 1. Neoplazmın tipi • 2. Biyolojik davranışı • 3. Histolojik grade • 4. İnvazyon derecesi • 5. Patolojik Stage D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(45)

Histolojik Grade

• Diferansiyasyon derecesini anlatır. • İyi diferansiye(Grade 1) • Orta diferansiye(Grade2) • Az diferansiye (Grade3)

• Prognoz ve tedavi açısından

önemli 120 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(46)

Histolojik Grade:

Kanserin Derecelendirilmesi

Histolojik Grade:

Histopatolojik incelemeye göre yapılır ve her tümör tipine özgü grading sistemleri vardır.

Meme tümörlerinde

Pleomorfizm 1’den 3’e kadar

Tubul formasyonu 1’den 3’e kadar

Mitotik indeks ise 1’den 3’e kadar skorlanır. (her 10 alanda 1’den daha az mitoz I puan , 1-3 arası 2 puan, 3 üzerinde ise 3 puan olarak hesaplanır.

Toplam skor: 3’e kadar Grade I

4-7 arası Grade II

8 üzeri ise Grade III olarak sınıflandırılır.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 121

(47)

İnvazyon Derecesi

Tümörün derinliğini gösterir

Mast Tümörü ve Malign Melanom

Tedavi planlanırken

122 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(48)

Patolojik Stage

• Neoplazmın yayılım miktarını gösterir.

• İnfiltrasyon düzeyi

• Metastazın varlığına göre gruplandırılır.

• Stage her organa göre değişir.

• TNM sınıflaması önemli 123 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(49)

Patolojik Stage

Kanserin Evrelendirilmesi

Primer Tümör (T)* T0: Tümör yok

T1:Tümör primer bölgede sınırlı

T2: Tümör cerrahi komşu dokulara invaze Lenf Düğümü (N)

N0: Tümör yok

N1: Bölgesel lenf nodunda metastaz N2: Uzak lenf nodlarında metastaz

*Bazı sınıflandırma sistemlerinde T tümör çapını ifade eder ve 3 cm’ye kadar T1, 3-5 cm T2, 5 cm’den büyük T3 olarak ifade edilir. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 124

(50)

Kanserin Evrelendirilmesi

Metastaz (M)

M0: Metastaz yok

M1: Primer olarak aynı boşlukta metastaz var M2: Uzak organlarda metastaz var

Staging (Evreleme)

Stage (Evre) I: T1, N0, M0 Stage II: T1, N0 veya N1, M1 Stage III: T2, N1 veya N2, M2

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(51)

stage 0: carcinoma in situ;

stage 1: erken lokal invazyon,metastaz yok;

stage 2: sınırlı local invazyon ve/veya minimal regional lenf nodu tutulumu;

stage 3: yaygın lokal invazyon ve/veya yaygın regional lenf nodu tutulumu;

stage 4: genellikle tümörün inoperable yayılımı ve/veya uzak lenf nod metastazı, veya tümörün

kendisinin uzak metastazı. 126

D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0

(52)

iyi Huylu Tümörlerin Sonu ve Vücuda Yaptıkları Zararlı Etkiler

İyi huylu tümörler, çoğunlukla ekspansif

olarak gelişen ve yavaş büyüyen

tümörlerdir.

Bu sebeple iyi huylu tümörler vücut için daha

az zararlıdır. Bu çeşit tümörlerin zararları

aşağıdaki gibi sıralanabilir.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(53)

1.İyi huylu tümörler, daha önce de değinildiği gibi vücudun veya bir organı", yüzey kesimlerinde yer aldığında bir çıkıntı yapar.

Dokular arasında yer aldığında ise yumru bitkiler gibi örneğin: patates gibi gelişir. Ayrıca bu çeşit tümörler çok iri kütleler oluştururlar.

İşte bu özelliklerinden ötürü ister yüzeyde olsun, ister dokular arasında olsun iyi huylu tümörler kitleleriyle çevre dokuları basınç altına alır ve giderek bu dokularda basınç atrofisi yapar. Böylece vücuda zararlı etki yapmış olur.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 128

(54)

2. İyi huylu tümörler bazen küçükte olsalar, örneğin; atların beyin zarı kollesteatomunda olduğu gibi beyin üzerine basınç yaparak felçlere sebep olabilir. Ayrıca beyin boşlukları arasındaki geçitleri tıkadığında hidrosefaluslara sebep olur.

3. İyi huylu tümörler önemli bir geçit bölgesini tıkayabilir. Örneğin; bir papillom veya polip gırtlağı tıkayarak soluma güçlüğü ve giderek boğulmaya sebep olabilir

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(55)

4. İyi huylu tümörler iri kitleleriyle bazen bir bağırsak kesiminin lümenini veya sidik yollarını doldurup, tıkar ve böylece vücut için zararlı sonuçlar doğurur.

5. İyi huylu büyük bir tümör, ağır kitlesiyle, içi boş olan organlara, örneğin; özofagusa veya trakeaya dışarıdan basınç yapar. Böylece ya bu organların lümenlerini daraltır veya biçim ve yer değiştirmelerine sebep olur. Böylece hayvanda genel olarak yutma veya soluma güçleşir. Bunun sonucu giderek değişik zararlı etkiler ortaya çıkar.

6. İyi huylu tümörler, bazen iri kitleleriyle venalar üzerine basınç yaparak durgunluk hiperemilerine ve giderek ödemlere sebep olabilir.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 130

(56)

7. Gene bu nitelikteki tümörler sinirler üzerine basınç yaparak felçlere ve çalışma bozukluklarına sebep

olabilir.

8. İyi huylu tümörlerden vücudun yüzey kesiminde olanları bazen ülserleşebilir. Böylece bir yandan

kanamalar ve diğer yandan oluşan yaraların

kirlenmesiyle ve tümör dokusunun enfeksiyonu ve dolayısıyla da septisemiye varan bir dizi olaylar baş gösterebilir. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(57)

9. Bazen ülserleşen iyi huylu tümörler hayati önemi olan organlarda perforasyonlara sebep olabilir.

10. Uzun ve hareketli bir sapı olan iyi huylu tümörler, bazen saplarının bükülmesi sonucu tümü ile nekroze olabilir. Böylece hayvan için önemli klinik bozukluklar baş gösterir.

11. Gene uzun sapı i ve hareketli iyi huylu tümörler, örneğin; karın boşluğundaki uzun saplı lipomlar,

bağırsakların üzerine sarılarak bağırsak düğümlenmelerine sebep olabilir.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 132

(58)

Buraya kadar sayılan örneklerden ayrı olarak iyi huylu tümörler fonksiyonları ile de vücuda zararlı olabilirler. Bu durum özellikle iyi diferensiye olmuş endokrin bezleri n tümörleri için söz konusudur. Örneğin;

a. Hipofizin iyi huylu tümöründe salgılanan çok miktardaki hipofiz hormonu erginlerde akromegali, yavrularda ise gigantizm yapar. b. Kadınlarda, böbrek üstü bezinin korteks kesiminde gelişen iyi huylu tümörlerin salgıladığıhormonlar vücutta aşırı kıllanmaya-hirsutizme sebep olur.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(59)

c. Paratiroidin iyi huylu tümörlerinde-adenomlarında, salgılanan aşırı miktardaki paratiroid horrmonu

hiperkalsemiye sebep olur. Bu durum da kemiklerdeki

kalsiyumun boşalmasına ve dolayısıyla kemiklerde yer yer kırılmalara ve biçim değişikliklerine yol açar. Ayrıca bu

durumda sidikle "'Çok miktarda kalsiyum tuzları dışarı atıldığı için böbrek ve idrar kesesi taşları oluşur.

ç. Pankreastaki langerhans adacıklarının iyi huylu tümörleri hipoglisemiye sebep olur.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 134

(60)

Tümörlerin Komplikasyonları 1. Basınç etkisi 2. Tıkaç etkisi 3. Perforasyon 4. Ülser ve Enfeksiyon 5. Nekroz

6. Organlarda fonksiyon bozukluğu ve ölüm

7. Kaşeksi

8. Emboli, tromboz

9. Organlarda hiper veya hipofonksiyon

10. Otointoksikasyon

11. İmmun sistemin çökmesi

12. Asites, ödem, hemoraji

13. Anemi 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 135

(61)

Tümörlerin Komplikasyonları

1. Lokal etkiler

2. Sistemik etkiler

a) Kaşeksi (Aktiver makrofajlardan salınan kaşektin ya da tümör nekrozis faktörü (TNF) yağ hücrelerinden

trigliseritleri mobilize eder) b)Hipoglisemi

c) Anemi

d) Pıhtılaşma bozulukları

e) Hiperkalsemi (osteoklast aktive edici faktörlerin salınımı ile ilişkili)

f) Ektopik hormon sendromu g) İshal h) Ateş 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 136

(62)

Tümörlerin Komplikasyonları

3. Nöropatik etkiler:

Karsinogenezisin ileri aşamalarında merkezi sinir sisteminde dejenerasyon, demiyelinasyon, periferik nöritis, kaslarda atrofi vs, buna nöropatik etki denir.

Bahsedilen tüm bu kliniko-patolojik etkiler konusunda şöyle bir genelleme yapılabilir:

Tümörler konağa doğrudan zarar verebildikleri gibi, bazı tümörler konakçıya indirekt yollardan zarar verir, buna

PARANEOPLASTİK SENDROM denir.

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r

(63)

2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 138 TÜMÖRLERiN SINIFLANDIRILMASI

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrencilere ödev verilerek kendi branşlarına yönelik olarak öğretmen olduklarında kullanabilecekleri dijital kütüphane oluşturmaları istenir (ör. EBA’daki materyaller,

Artico et al reported that if there is severe neurological deficit, wide excision may be justified, and if mild or absent, intracapsular excision and grafting may give

Çalışmamız; genç iskemik inme hastalarında aynı yaş gru- bunda sağlıklı populasyonla ve yaşlı iskemik inme hasta- larıyla kıyaslandığında geleneksel ve geleneksel olmayan

Olguların 7’sine (%63,6) cerrahi eksizyon yapıldı, patolojik tanı üç olguda klinik tanı ile uyumluydu, diğer dört olgunun patolojik tanısı keratoakantom, hiperkeratotik

Spraul ve ark.’nın18 çalışmasında papillom saptanan olguların yaş ortalaması 50,4 yıl, seboreik keratoz saptanan olguların yaş ortalaması 65,5 yıl ve nevüs saptanan

1-5 İyi huylu lezyonlar tecrübeli bir göz tarafından klinik görüntü ve davranışlarıyla tanınabilmesine rağmen, klinik değerlendirme ile %100 tanı konulamamasından

“kötülüğünü” azaltmaya yardımcı olmamıştır (Newman ve Head, 2017b, s. İş birliğinin uygunluğunu zorlaştıran probleme özgü bir diğer faktör

Bunlardan bir tanesi ikna (suggestion) diğer bir deyişle uyarı (stimulation) olup, ikna ya da uyarıyı propaganda aygıtı olarak kullanma fikri, bir öneriyi kabul etmek