Karsinogenezin Mekanizması
Tümör oluşumu mekanizması olarak
çok basamaklı karsinogenez modeli kabul edilmektedir.
Akut transforming retroviruslar dışında bütün kanser oluşumlarında bu modelin geçerli olduğuna inanılmaktadır.
Bu teori ile ilgili çalışmaların çoğu kimyasal onkogenez alanında yapılmıştır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 76
Karsinogenezin Mekanizması
Kimyasal karsinogenezde doza bağımlı ve
kümülatif bir etki vardır.
Tümör oluşturmayacak dozdaki kimyasal
karsinojen hücrede kalıcı bir etkiye sebep olmakta, tekrar aynı maddeye maruz kalma
durumunda ise tümör oluşumu riski
artmaktadır.
Çoğu zaman karsinogenez hayvanın hayatının yarısını içine alacak kadar kronik bir süreçtir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 77
Karsinogenezin Mekanizması
Kimyasal karsinojenlerin çoğu prokarsinojendir.
Polisiklik hidrokarbonlar ve aflatoksinler eopksitlere metabolize edildikten sonra kanser yapıcıdır.
Bazıları doğrudan tek dozda kanser oluşturabilirken bazıları ise başka maddelerle etkileşime ihtiyaç
duyarlar. Bunlara kokarsinojen veya promotör adı
verilir.
Detoksifikasyon nedeni ile karaciğer
Toksinlerin idrarla atılımı nedeni ile de idrar kesesi en çok etkilenen organlardır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 78
Çok Basamaklı
Karsinogenez Modeli
İnisiyasyon; Başlangıç
Promosyon; Gelişme
Progresyon; İlerleme
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 80
Karsinogenezin Mekanizması
İnisyiyasyonu yapan maddeler; inisiyatör veya karsinojenler; kimyasal maddeler, radyasyon ve onkojenik viruslardır.
İnisiyatör; hücrelerde başlangıç değişikliği Promotör; hücrelerin çoğalması
Progresyona yol açan ajanlar ise maligintenin basamak basamak artışı.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
Karsinogenezin Mekanizması
1.İnisiyasyon: Hücre DNA’sında oluşan geri
dönüşümsüz değişiklik, hücre iç kontrolünü sağlayan bir veya daha fazla gende mutasyon
2.Promosyon: İnisiye hücre ve bu hücreden gelişen soylarda promotör ajana maruz kalım sonucu indüklenen selektif çoğalma, geri dönüşümlü
3.Progresyon: dengesiz kromozomların evriminin
devam etmesinden kaynaklanır; Promosyon sırasında
genetik istikrarsızlıktan kaynaklanan başka
mutasyonlar, daha fazla bağımsızlık, invazivlik, metastaz vb. sonuçlara neden olur, geri dönüşümsüz
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 82
Mutasyon Tipleri
1.Nokta mutasyonları - tek bir nükleotidin başka bir nükleotid ile değiştirilmesi.
2.Çerçeve-kayması mutasyonları - protein dizisinin değişmesi için bir nükleotidin eklenmesi veya silinmesi.
3.Kromozomal bozukluklar - normal yapıda veya kromozom sayısındaki herhangi bir değişiklik
4.Anöploidi - kromozom sayısı, normal haploidin katları değildir.
5. Poliploidi - haploid sayıdaki kromozom sayısının iki katından fazla 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 83
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 84
Lösemi ile ilişkili
P53, hücre döngüsü, apoptoz, DNA tamir mekanizmalarını kontrol eden önemli bir tümör baskılayıcı (transkripsiyonel faktör)
Mdm2, hem bir E3 ubikitin ligazı, hem de p53 transkripsiyonel aktivasyon inhibitörü olarak işlev gören p53'ün negatif bir düzenleyicisidir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
Tümör baskılayıcı p53 sinyali
p53?????
Santral stres monitörü!!! 3 mekanizma ile çalışır.
1.Geçici siklus durgunluğu aktivasyonu (silencing)
2.Kalıcı siklus durgunluğu aktivasyonu (yaşlılık bulgusu) 3. Programlı hücre ölümü (apoptosis)
Anoksi, uygun olmayan onkogen (MYC veya RAS gibi), DNA bütünlüğünün hasarı p53 cevap yolunu tetikler.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 86
Tümör baskılayıcı p53 sinyali
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 87
Yangı ve Kanser
• Yangı tümörogenezisin bütün aşamalarına etki eder. • Genomik instabilite ve mutasyonlar aracılığı ile
inisiasyona katılabilir.
• Yangı, doku tamir yanıtını aktive eder, premalign hücrelerin çoğalmasını indükler ve hayatta kalım sürelerini arttırır.
• Yangı, aynı zamanda, anjiyogenezisi arttırır. Lokalize immunsupresyona yol açar ve mikroçevrenin
oluşumunu sağlar, böylece premalign hücreler hayatta kalır, çoğalır ve ilave mutasyonları indükler.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 88
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
Radyasyon Karsinogenezisi
Radyasyon, kaynağı ne olursa olsun (güneş UV ışını, X-ışını, nükleer füzyon bilinen) bir karsinojenlerdir.
İyonize radyasyonun bu etkisi mutajenik etkisi ile ilişkilidir; kromozom kırılması, translokasyon ve nokta mutasyonuna (delesyon ve insersiyon) neden olur.
Biyolojik olarak çift zincir DNA kırılması radyasyon karsinojenezisinde en önemli olarak görülmektedir. Nonletal radyasyon dozlarının genomik instabilite ile karsinogenezise zemin hazırladığı konusunda bazı kanıtlar vardır. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 90
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
Radyasyona bağlı kanserlerin latent periyodları çok uzun olduğundan, kanserin yalnızca daha önceden hasarlı hücrelerin devam eden türünde, muhtemelen diğer çevre faktörleri ile uyarılan ek mutasyonların birikmesiyle ortaya çıkmaktadır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 92
Pirimidin ikilisi (dimer) olarak adlandırılan model DNA hasar tipinin bir örneğidir.
DNA’da Adenin-Timin, Guanin-Sitozin dimerleri olarak yer alan baz çiftleri;
Radyasyon etkisi ile, primidin (timin, sitozin) dimeri
oluşturarak DNA hasarına yol açar. (Transversiyon)
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
Timin dimeri DNA'nın yapısında bir anormallik
yaptığı için
eksizyon tamir
enzimleri bu hasarı
tanır ve onarır.
DNA onarım sisteminde 100’den fazla gen rol oynar.
Aşırı UV ile karşılaşmada onarım sistemi bozulabilir ve deri kanseri oluşur.
Nükleotid eksizyon onarımının önemi, kseroderma pigmentosum adını alan kalıtsal hastalıkta dramatik olarak gösterilmiştir.
Bu hastalıkta nukleotid eksizyon onarım mekanizması hatalıdır veya eksiktir. Deri
kanserlerine büyük yatkınlık vardır. UV ışığı
karakteristik olarak P53 geninde mutasyon yapar. DNA hasarı onarımı ve genomda stabilite bozukluğu
olan diğer bilinen diğer üç bozukluk - Ataksi
Telanjiektazi, Fanconi Anemisi ve Bloom Sendromu
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 94
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 96
Virüsler
Virüslerin tümör etkeni olabilecekleri 1908 yılından beri bilinmektedir. Ellerman ve Bang adındaki Danimarkalı iki veteriner hekim, bu tarihte tavuklarda löykosis kompleksi yapan bir virüs ile (onkojenik virus) ilk tümör araştırmalarına girişmişlerdir.
Bu araştırmacılar hücre ve mikroorganizmadan arıttıkları tavuk tümörü ekstraktlarını sağlam tavuklara enjekte ederek tümör elde etmişler ve bu konuda ilk olumlu sonuca varmışlardır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
Virüsler
Daha sonra 1910 yılında P. rous adındaki araştırıcı, Amerikalı Patolog, buna benzer bir sonucu yine tavuklarda ve tavuk sarkomu olarak elde etmiştir. Bu sarkom bu gün rous sarkomu olarak bilinmektedir. Virüslere ilgili tümörler üzerindeki bu gibi uygulamalar araştırmalar diğer birçok araştırıcının çabaları ile bu güne kadar süregelmiştir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 98 Virüsler
Çok sayıda DNA ve RNA virus farklı hayvan türünde
onkojenik olarak kabul edilir. Hayvanlardaki
retroviruslar iki mekanizma ile hücreyi değiştirir.
Onkojenik retroviruslar en azından iki farklı mekanizma ile tümör oluştururlar ve enfekte
hücreleri neoplastik hücrelere dönüştürme
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 99 Virüsler
Akut Dönüştürücü retroviruslar enfekte hücreleri çok hızlı ve etkin bir biçimde dönüştürme özelliğine sahiptirler.
Doğrudan viral onkogenler aracılığı ile proviral DNA
ve konakçı genetik materyalinin
rekombinasyonunu sağlar tümör meydana gelir. Feline sarkoma virus, Rous sarkomu
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 100 Virüsler
İkinci bir grup Kronik Dönüştürücü
retroviruslar, cis-aktive edici retroviruslar
olarak da adlandırılır. Bu viruslar bir onkojene sahip değildir. Tümör gelişimi çok yavaştır.
Virus, konak genomunun her iki ucunda bulunan LTR (long terminal repeat) bölgesinin güçlü regülatör elemanlarını ele geçirip insersiyon ya da cis- aktivasyon denilen prosesleri aktive ederler. Böylece viral genlerin mRNA içine kopyalanması gerçekleşir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r Kalıtım
Kalıtım ile tümörlerin oluşumu arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacı ile özellikle fareler üzerinde birçok deneyler yapılmıştır.
Bu deneylerin sonucu bilinen bir karsinojene karşı farelerdeki kişisel eğilim yanında organ ve doku eğilimi varlığını da göstermiştir. Bu konudaki örnekler aşağıda sıralanmıştır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 102 Kalıtım
Bazı fare ırkları deri kanserine karşı çok duyarlıdır. Bazı fare ırkları da meme adenokarsinomlarına karşı duyarlıdır.
Bazı fare aileleri ise bütün tümör çeşitlerine karşı aynı derecede hassastır. Bu arada deneyler sonucu, fertlerin % 80‘ inde meme kanseri oluşan bir fare topluluğu üretilmiştir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 103 Kalıtım
Bu ailenin yeni doğan yavruları tümöre dirençli bir sütanneye emzirtilir ve annelerine hiç emzirtilmezse bunların pek azında meme tümörü oluşur.
Böylece, yüksek orandaki meme kanserinin sütte bulunan bir madde ile ilgili olduğu saptanmıştır.
Bu maddeye süt faktörü adı verilir.
Bu madde, oluşan tümörlerde de vardır. Söz konusu süt faktörünün bir hormon, bir virüs veya
basit bir kimyasal bileşik olabileceği
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 104 Kalıtım
Evcil hayvanlarda kalıtım ile tümör oluşumunun ilişkisini belgeleyen örnekler yoktur. Ancak bu konuda dikkati çeken bazı gözlemler vardır.
Örneğin; bazı Hereford sığırlarının ailelerinde kornea ve konjonktiva kökenli göz kanserine karşı bir eğilim vardır.
Bu konu ile ilgili insanlardaki durum da pek farklı değildir. Kseroderma pigmentozum; polipozis ve retinoblastom gibi kansere duyarlılığı kalıtsal olan,
belli hastalıklar dışındaki bilgiler gözlem
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r Vitaminler
Vit A; eksikliği ösofagus kanseri Vit. C; Tümör gelişimini hızlandırır.
Vit E; Civcivlerde lenfoma’ya yol açabilir.
Vil. H; Diğer kanserojenlerle verildiğinde sıçanlarda kanser oluşumunu hızlandırır.
Pantotenik asit· Vit B Komp. giren bir vitamin; azlığı halinde farelerde tümör oluşumunu hızlandırır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 106 Bakteriyel enfeksiyonlar
İnsanlardaki sifilise ilgili lökoplakiler;
kemiklerdeki sifilis lezyonları,
lupus biçimindeki deri tüberkülozu;
lepra ve blastomycosise ilgili deri lezyonları ile kronik serviks uteri yangıları,
yer aldıkları organ veya vücut kesimlerinde tümör oluşumuna sebep olabilirler.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 107 Parazitler
Dokularda kronik irritasyon oluşturarak tümöre yol açarlar.
Spirocerca lupi – köpekte ösofagusta fibrosarkom Gastrophilus larvaları- atların midesinde papillom ve karsinom
Eimeria stidea- tavşan safrakanalı adenom, adenokarsinom
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 108
Bazı küf mantarlarının yaptığı toksinler
Örneğin; Aflatoksin; sıçan ve deney
tavşanlarında endemik hepatom, ördeklerde ise safra kanalı adenomuna yol açar.
Bazı bitki türleri
Eğrelti otu, sığırların idrar kesesinde; sıçan ve farelerin ise idrar kesesi ile bağırsaklarında tümörler yapar.
Derideki benler
Söz konusu bu oluşumların yaralanması veya irkiltilmeleri hallerinde buralarda malign tümörler oluşabilir.
Tümörlerin Teşhisi
Tümörlerin tedavisinde en önemli konu tümörlerin erken ve kesin olarak teşhis edilmesidir.
Tümör teşhisinde yetkili kişi patologdur. Doğru örneğin gerekli koşullarda yollanması ve yeterli anamnez teşhisi etkiler.
Sadece dokunun incelenmesi teşhis için yeterli değildir. Patoloğun tüm hasta bilgilerine sahip olması gereklidir. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 109
Hastada benzer oluşumların olup olmadığı , daha önce tümör olayı gözlenip gözlenmediği kan değerleri, enzim seviyeleri, hastanın yaşı, cinsiyeti önemli verilerdendir.
Örnek ile verilen bilgiler ne kadar yeterli ise patoloğun vereceği bilgiler o kadar fazla olur.
Bazı klinisyenlerin bu bilgilerin patologda ön yargı oluşturabileceği düşüncesi doğru değildir. Ayrıca daha güvenilir bir sonuca varmak için dokunun
kesilerek farklı laboratuvarlara gönderilmesi
hatalı sonuç çıkmasına neden olur.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 110
Tümörlerin Teşhisi
Dokunun farklı alanlarında miks tümörlerde olduğu gibi farklı patolojiler oluşmuş olabilir.
Bununla beraber neoplastik dokunun sınırları, kan
ve lenf damarlarına invazyon, kapsulaya
invazyon, mitoz indeksi gibi veriler için dokunun makroskopi kurallarına göre sadece bir patolog tarafından hazırlanmış olma şartı vardır.
Hazırlanan preparatlar farklı görüş almak için farklı
Patologlara konsültasyona yollanabilir. Farklı
hareket etmek teşhiste yanılgılara, zaman ve güven kaybına neden olur.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 111
Tümörlerin Teşhisi
Kanser Tanısı
1. Klinik hikaye Tür, ırk, cinsiyet, yaş Kastrasyon, kısırlaştırma Diyet alışkanlığı 2. Fizik muayene3.Rutin muayene ve tetkikler
112 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0
TANI YÖNTEMLERİ
1.
Sitolojik Tanı
a.Eksfolyatif sitoloji
b.Fırçalama ve sürüntü
c.İnce iğne aspirasyon biyopsisi
Doç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 114
2.Histolojik Tanı
Tanı için en kesin metotdur.
Yardımcı tekniklere gerek o.b.
•
Eksizyonel biyopsi
•
İnsizyonel biyopsi
•
Organ rezeksiyonları
Do ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0Eksizyonel biyopsi
Lezyonun tümü çıkarılır
İnsizyonel biyopsi
Lezyonun bir kısmı alınır
D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0
Teknikler
1. Frozen kesitler
Ameliyat anında gönderilen materyallere
çabuk sonuç vermek için
2. Parafin Kesitler
Formalinle fikse edilen dokular için
3. Histokimyasal metotlar
D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 04. İmmunhistokimyasal metot
5. Elektron mikroskopisi
6. Flow sitometri
7. İnsitu hibridizasyon
118 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0Patolojik Tanı
• 1. Neoplazmın tipi • 2. Biyolojik davranışı • 3. Histolojik grade • 4. İnvazyon derecesi • 5. Patolojik Stage D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0Histolojik Grade
• Diferansiyasyon derecesini anlatır. • İyi diferansiye(Grade 1) • Orta diferansiye(Grade2) • Az diferansiye (Grade3)• Prognoz ve tedavi açısından
önemli 120 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0
Histolojik Grade:
Kanserin Derecelendirilmesi
Histolojik Grade:
Histopatolojik incelemeye göre yapılır ve her tümör tipine özgü grading sistemleri vardır.
Meme tümörlerinde
Pleomorfizm 1’den 3’e kadar
Tubul formasyonu 1’den 3’e kadar
Mitotik indeks ise 1’den 3’e kadar skorlanır. (her 10 alanda 1’den daha az mitoz I puan , 1-3 arası 2 puan, 3 üzerinde ise 3 puan olarak hesaplanır.
Toplam skor: 3’e kadar Grade I
4-7 arası Grade II
8 üzeri ise Grade III olarak sınıflandırılır.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 121
İnvazyon Derecesi
•
Tümörün derinliğini gösterir
•
Mast Tümörü ve Malign Melanom
•
Tedavi planlanırken
122 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0Patolojik Stage
• Neoplazmın yayılım miktarını gösterir.
• İnfiltrasyon düzeyi
• Metastazın varlığına göre gruplandırılır.
• Stage her organa göre değişir.
• TNM sınıflaması önemli 123 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0
Patolojik Stage
Kanserin Evrelendirilmesi
Primer Tümör (T)* T0: Tümör yok
T1:Tümör primer bölgede sınırlı
T2: Tümör cerrahi komşu dokulara invaze Lenf Düğümü (N)
N0: Tümör yok
N1: Bölgesel lenf nodunda metastaz N2: Uzak lenf nodlarında metastaz
*Bazı sınıflandırma sistemlerinde T tümör çapını ifade eder ve 3 cm’ye kadar T1, 3-5 cm T2, 5 cm’den büyük T3 olarak ifade edilir. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 124
Kanserin Evrelendirilmesi
Metastaz (M)
M0: Metastaz yok
M1: Primer olarak aynı boşlukta metastaz var M2: Uzak organlarda metastaz var
Staging (Evreleme)
Stage (Evre) I: T1, N0, M0 Stage II: T1, N0 veya N1, M1 Stage III: T2, N1 veya N2, M2
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
stage 0: carcinoma in situ;
stage 1: erken lokal invazyon,metastaz yok;
stage 2: sınırlı local invazyon ve/veya minimal regional lenf nodu tutulumu;
stage 3: yaygın lokal invazyon ve/veya yaygın regional lenf nodu tutulumu;
stage 4: genellikle tümörün inoperable yayılımı ve/veya uzak lenf nod metastazı, veya tümörün
kendisinin uzak metastazı. 126
D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e lB ilg ile r 2 0 2 0
iyi Huylu Tümörlerin Sonu ve Vücuda Yaptıkları Zararlı Etkiler
İyi huylu tümörler, çoğunlukla ekspansif
olarak gelişen ve yavaş büyüyen
tümörlerdir.
Bu sebeple iyi huylu tümörler vücut için daha
az zararlıdır. Bu çeşit tümörlerin zararları
aşağıdaki gibi sıralanabilir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
1.İyi huylu tümörler, daha önce de değinildiği gibi vücudun veya bir organı", yüzey kesimlerinde yer aldığında bir çıkıntı yapar.
Dokular arasında yer aldığında ise yumru bitkiler gibi örneğin: patates gibi gelişir. Ayrıca bu çeşit tümörler çok iri kütleler oluştururlar.
İşte bu özelliklerinden ötürü ister yüzeyde olsun, ister dokular arasında olsun iyi huylu tümörler kitleleriyle çevre dokuları basınç altına alır ve giderek bu dokularda basınç atrofisi yapar. Böylece vücuda zararlı etki yapmış olur.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 128
2. İyi huylu tümörler bazen küçükte olsalar, örneğin; atların beyin zarı kollesteatomunda olduğu gibi beyin üzerine basınç yaparak felçlere sebep olabilir. Ayrıca beyin boşlukları arasındaki geçitleri tıkadığında hidrosefaluslara sebep olur.
3. İyi huylu tümörler önemli bir geçit bölgesini tıkayabilir. Örneğin; bir papillom veya polip gırtlağı tıkayarak soluma güçlüğü ve giderek boğulmaya sebep olabilir
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
4. İyi huylu tümörler iri kitleleriyle bazen bir bağırsak kesiminin lümenini veya sidik yollarını doldurup, tıkar ve böylece vücut için zararlı sonuçlar doğurur.
5. İyi huylu büyük bir tümör, ağır kitlesiyle, içi boş olan organlara, örneğin; özofagusa veya trakeaya dışarıdan basınç yapar. Böylece ya bu organların lümenlerini daraltır veya biçim ve yer değiştirmelerine sebep olur. Böylece hayvanda genel olarak yutma veya soluma güçleşir. Bunun sonucu giderek değişik zararlı etkiler ortaya çıkar.
6. İyi huylu tümörler, bazen iri kitleleriyle venalar üzerine basınç yaparak durgunluk hiperemilerine ve giderek ödemlere sebep olabilir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 130
7. Gene bu nitelikteki tümörler sinirler üzerine basınç yaparak felçlere ve çalışma bozukluklarına sebep
olabilir.
8. İyi huylu tümörlerden vücudun yüzey kesiminde olanları bazen ülserleşebilir. Böylece bir yandan
kanamalar ve diğer yandan oluşan yaraların
kirlenmesiyle ve tümör dokusunun enfeksiyonu ve dolayısıyla da septisemiye varan bir dizi olaylar baş gösterebilir. 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
9. Bazen ülserleşen iyi huylu tümörler hayati önemi olan organlarda perforasyonlara sebep olabilir.
10. Uzun ve hareketli bir sapı olan iyi huylu tümörler, bazen saplarının bükülmesi sonucu tümü ile nekroze olabilir. Böylece hayvan için önemli klinik bozukluklar baş gösterir.
11. Gene uzun sapı i ve hareketli iyi huylu tümörler, örneğin; karın boşluğundaki uzun saplı lipomlar,
bağırsakların üzerine sarılarak bağırsak düğümlenmelerine sebep olabilir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 132
Buraya kadar sayılan örneklerden ayrı olarak iyi huylu tümörler fonksiyonları ile de vücuda zararlı olabilirler. Bu durum özellikle iyi diferensiye olmuş endokrin bezleri n tümörleri için söz konusudur. Örneğin;
a. Hipofizin iyi huylu tümöründe salgılanan çok miktardaki hipofiz hormonu erginlerde akromegali, yavrularda ise gigantizm yapar. b. Kadınlarda, böbrek üstü bezinin korteks kesiminde gelişen iyi huylu tümörlerin salgıladığıhormonlar vücutta aşırı kıllanmaya-hirsutizme sebep olur.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
c. Paratiroidin iyi huylu tümörlerinde-adenomlarında, salgılanan aşırı miktardaki paratiroid horrmonu
hiperkalsemiye sebep olur. Bu durum da kemiklerdeki
kalsiyumun boşalmasına ve dolayısıyla kemiklerde yer yer kırılmalara ve biçim değişikliklerine yol açar. Ayrıca bu
durumda sidikle "'Çok miktarda kalsiyum tuzları dışarı atıldığı için böbrek ve idrar kesesi taşları oluşur.
ç. Pankreastaki langerhans adacıklarının iyi huylu tümörleri hipoglisemiye sebep olur.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 134
Tümörlerin Komplikasyonları 1. Basınç etkisi 2. Tıkaç etkisi 3. Perforasyon 4. Ülser ve Enfeksiyon 5. Nekroz
6. Organlarda fonksiyon bozukluğu ve ölüm
7. Kaşeksi
8. Emboli, tromboz
9. Organlarda hiper veya hipofonksiyon
10. Otointoksikasyon
11. İmmun sistemin çökmesi
12. Asites, ödem, hemoraji
13. Anemi 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 135
Tümörlerin Komplikasyonları
1. Lokal etkiler
2. Sistemik etkiler
a) Kaşeksi (Aktiver makrofajlardan salınan kaşektin ya da tümör nekrozis faktörü (TNF) yağ hücrelerinden
trigliseritleri mobilize eder) b)Hipoglisemi
c) Anemi
d) Pıhtılaşma bozulukları
e) Hiperkalsemi (osteoklast aktive edici faktörlerin salınımı ile ilişkili)
f) Ektopik hormon sendromu g) İshal h) Ateş 2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 136
Tümörlerin Komplikasyonları
3. Nöropatik etkiler:
Karsinogenezisin ileri aşamalarında merkezi sinir sisteminde dejenerasyon, demiyelinasyon, periferik nöritis, kaslarda atrofi vs, buna nöropatik etki denir.
Bahsedilen tüm bu kliniko-patolojik etkiler konusunda şöyle bir genelleme yapılabilir:
Tümörler konağa doğrudan zarar verebildikleri gibi, bazı tümörler konakçıya indirekt yollardan zarar verir, buna
PARANEOPLASTİK SENDROM denir.
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r
2 0 2 0 D o ç. D r. F u n d a Y IL D IR IM V e te rin er O n ko lo ji Te m e l B ilg ile r 138 TÜMÖRLERiN SINIFLANDIRILMASI