• Sonuç bulunamadı

Fuzuli Yaratıcılığının Halk Edebiyatına Etkisi Hakkında Bir Kaç Söz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fuzuli Yaratıcılığının Halk Edebiyatına Etkisi Hakkında Bir Kaç Söz"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Biliyoruz ki edebiyatımızın lirik şairi Muhammed Fuzuli 400 yıldan beri yalnız şiirimize hâkim olmamıştır, onun yaratıcılığı halk edebiyatı ile de kırılmaz tellerle bağlıdır. Fuzuli halk edebiyatımızın zengin hazi-nesinden deyim ve atasözleri, maniler ve müdrik hakimane halk sözle-rini maharetle kullanmıştır. Lakin Fuzuli’nin halk edebiyatı ile ilişkisi tek taraflı olmamıştır.

Fuzuli kendi gazel ve mesnevilerinde atasözü ve deyimleri kullan-mıştır.

Geh gözde geh könülde hedengin mekân tutar Her kanda olsa kanlını elbette kan tutar. “Kanlını kan tutar.”

Her gün açır könlümü zevk-i visalin yengiden Gerçi güller açmağa her ilde bir Nevruz olur “Yılda bir Növruz olar.”

Herifi bezmi gemem huni dil şarabım olub Ki yahşı yahşıya uğrar yaman yamane yeter “Yamanlık yamana kalar.”

Sürdü Mecnun növbetin indi menem rüsvayi ışk Doğru derler her zaman bir aşıkın devranıdır “Her vakt bir âşıkın devranıdır.”

Bu makalenin aslı daha önce şu eserde yayımlanmıştır: Muhammed Fuzuli,

İlmi-Tedkiki Makaleler, Vefatının 400. Yılı Münasebetiyle, Bakü: Azerbaycan Devlet Neşriyatı, 1958.



Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

(semsg1982@gmail.com)

E.CEFERZADE

Türkiye Türkçesine Aktaran:

GÜNAY ÇATALKAYA

Fuzuli Yaratıcılığının

Halk Edebiyatına Etkisi

Hakkında Bir Kaç Söz

(2)

Fuzuli halk sözünde kullanılan “Yollara bakmakdan gözüme kara su indi.”deyimini:

İntizari meyi gülrenk ile bayram ayına Baha baha enecektir gözümüze kara su Şeklinde kullanıyor.

“Çerağın başı kesilmese işik vermez.” örneğini ustalıkla kullanan Fuzuli, Leyla’nın çerağ ile sohbeti parçasında:

Olman olur olmaz ile demsaz Başım kesilirse söylemen raz

beyti ile Leyla’nın sadakatini “başı kesilse de sır vermeyeceğini” çerağın “başı kesildiğinde ışık yayması” ile bir tezat meydana getirir.

Halk arasında “Yazıya-pozu takdire-tedbir yoktur.”deyimini biliyo-ruz; hatta bu örnek büyük bir masalın esas ana hattını oluşturuyor. Fu-zuli bu deyimi “Mecnun’un nasihat kabul etmediği parçada kullanmış-tır; Mecnun babasına cevap verirken şöyle der:

Takdir çu böyledir ne tedbir Takdiri eder mi kimse tağyir?

Fuzuli’nin eserlerindeki ayrı ayrı parçalar hikmetli sözler ve ifadeler de halk edebiyatına geçerek atasözleri gibi kullanılıyor, “Aldanma ki şair sözü elbette yalandır.” gibi.

Halk arasında kullanılan ayrı ayrı ifadeler deyim ve atasözleri de vardır ki bunlar Fuzuli ve onun kahramanları ile bağlıdır:

Fuzuli derd elinden dağa çıhdı Dediler bahtever yaylağa çıhdı

“Leyla’ya Mecnun gözü ile bah”, “Mecnun gibi Kur’an ohuyan ‘Vel-leyli’de kalar.” gibi.

Halkımızın başka dâhi şahsiyetleri de Fuzuli’nin hikmetli sözlerini eserlerinde kullanmışlardır. Azerbaycan lirikasında diyebiliriz ki Fu-zuli’ye nazire yazmayan yahut onun gazellerini terbi, tahmis, tesdis etmeyen gazel şairi yoktur. Bazen şairler onun sözlerini deyim olarak

(3)

yazılarına dâhil etmişlerdir. Mesela, Azerbaycan şairlerinden Vahidi şair Nasir’e yazdığı manzum cevap mektubunda şöyle yazıyor:

Bu gazeldir ki Fuzuli dedi hoş saetde “Baht şayeste değil himmeti kutahkere”

(F. Köçerli, Azerbaycan Edebiyatı Tarihi Materialları, Bakü 1926, C. 2, h. 2., s. 63.)

Abbaskulu Ağa Bakihanov’un Gülüstani İrem’e dâhil ettiği bir tarihi konu Fuzuli’nin tanınmışlığı açısından çok ilginçtir. Bakıhanov Feteli Han devrini tasvir ederken yazıyordu: “Bu zaman Muhammed Said Han Feteli Hanın kız kardeşi Fatma Hanımı kendi oğlu Mehmet Rıza Bey için istedi. Fatma Hanımı gecen zamanda vekil Kerim Han da kendi oğlu Ebülfeth Hana düşünüyordu. Onun kardeşi ağası han Feteli Hanın Şirvan iddiasında olduğunu bilip bu işden narazı idi. Kendisi de El-vend’de yaşıyordu. Fuzuli’nin bu beytini yazıp ona gönderdi:

Kuhken Şirine öz negşin çekib vermiş firib Gör ne cahildir yonar taştan öziçün bir rakib

(bu mısradaki “öziçün”sözü bir sıra elyazma divanlarda “özüne” şek

-linde yazılmıştır ki, bu daha doğrudur.)

Muhammed Said Han da cevabında Fuzuli’nin bu beytini yazıp gön-derdi:

Kuhken künd eylemiş bin tişeni bir dağ ile Ben koparıb atmışam bin dağı bir dırnak ile (Bakıhanov, Gülistani İrem, Bakü 1951, s. 172-173.)

Azerbaycan Elmler Akademiyası’nın Respublika elyazmalar fon-dunda olan hicri 1254 yılında yazılmış bir elyazması da çok ilginçtir. Bu elyazma meşhur ”Tutiname” masallarından oluşan bir mecmuadır ki onun tertibatçısı Muhsin ibn Abdulhamid Nasiri Kâtibi Nasirzadelerden olan Resul ibn Allahverdi’dir. 17x21 boyutunda olan bu elyazmasında (nu: 11701) çok ilginç bir özellik var.

Biliyoruz ki bütün “Tutiname”lerde esasen Hafız ve Sadi’nin eserle-rinden kullanılmış, yani yeri geldikçe lirik kahramanların mükelemeleri

(4)

İran ve Tacik şairlerinin bu veya başka gazelinden alınan beyitlerle mü-zeyyenleştirilmiştir. Hatta bu “Tutiname”leri Azericeye tercüme ve ya iktibas edenler bu gazellerden alınmış Farsca beyitleri olduğu gibi ko-rumuş, çoğu zaman tercüme bile etmemişlerdir.

Elimizde olan “Tutiname” ise bu açıdan diğer “Tutiname”lerden ayrılıyor. Burada Firdevs, Cami, Hafız ve Sadi’den çok Azerbaycan şa-irlerinin lirik parçalarını okuyoruz. Örneğin: Nizami, Gövsi, özellikle Fuzuli adı daha çok tekrarlanıyor. Tertibatcı eğer bir yerde Gövsi’nin:

Bu ıztırabile hicran hikâyesin Gövsi Deme deme ki senin hâline herab oldum

beytini örnek getirirse Fuzuli’nin 3 gazelinden 5 beyit, “Leyli ve Mec-nun”dan 18 beyit, rubailerinden 1 beyit örneklerini vermiştir. Hem de alınmış şiirler metnin nesir dilinden daha aydındır. Tertibatçı bu şiirleri yerli yerinde öyle maharetle kullanmıştır ki bunlar suretlerin dâhili âle-mini iyi gösteriyor ve onların ahvali ruhiyyesini aydınlatıyor, seciyele-rini anlamaya yardım ediyor, lirik kahramanlarının aşkının derinliğini, sadakatini açıkça gösteriyor. Örnek: sefere giden Hace Hücestebanu’ya nasihat ederken Fuzuli’nin “Leyli ve Mecnun”undan annesinin Leyla’ya nasihat hissesini bu parçada alır:

Gözden olasan gerek nihan sen Ta demek ola sene ki cansan Löbet kimi özünü bezetme Rövzen kimi kuçeler gözetme Mütrib kimi gezmeyi heram et Neğme kimi perdede makam et

Görüldüğü gibi kadını perdede “gözden nihan” tutmaya çalışan orta asır anlayışları olan bu asrın dâhili âlemini açmak için tertibatçı Fu-zuli’nin bu beyitlerini seçmekle yanılmamıştır.

Tuti’nin masallarından birinde büyük ulvi bir aşk anlatılıyor. Terti-batçı bu aşkın derinliğini, yüksekliğini göstermek için Fuzuli’ye mura-caat eder; kitabın 7a sayfasında okuyoruz:

(5)

Işk ateşine budur elamet Kim baş çeke şuleyi melâmet Işk olduğu yerde gizli kalmaz Esrarı nihani ışka salmaz

32. hikayede Mehmude ile Ayaz isimli iki gencin daha okul yaşlarından başlayarak birbirlerini samimi aşkla sevdiğini anlatırken tertibatçı Mehmude ile Ayaz’ın talihinde onların okulda birlikte okurken geçir-dikleri dâhili heyecan ve ıstırapları Leyli ve Mecnun ile bir yakınlık, bir benzeyiş görür. Bunun içindir ki Fuzuli’nin ”Leyli ve Mecnun”undan aynı sahneyi yazarken yine Fuzuli’nin:

Leylide ohumak ıztırabı

mısrasındaki “Leyli”adını Mehmude adı ile değiştiriyor ve yazıyor. Mehmudede ders ıztırabı

Olsa ruhi Kays idi kitabı Çün lövheler üzre hat yazardı Ümde hatını gelet yazardı. Yani ki heta tevehhüm ede Ol gül açılıb tebessüm ede

Kitapdaki 34. hikayede ise bir Hintli Berehmen’in Babil şehzadesini sevmesini anlatıyor. Fakir bir seyyah olan Hintli kendi temiz duygula-rını üstadına anlatırken yine aşkın en güzel terennümcüsü olan Fu-zuli’ye yer verir. Leyli’nin annesine vasiyeti parçasından aşkın en yanıklı nalelerini ifade eden şu parçayı okuyor ve kendisine azap veren hisleri açıklıyor:

Gönlümde yoh özge derd tabi İlla gamı ışk ıztırabı.

Men aşigi zari binevayem Bir mahigaye mübtelayem. Sevdası ile yoh oldu varım Keçti hevesi ile ruzigarım.

(6)

Kitabın 140 ve 229. sayfalarında yine “Leyli ve Mecnun”dan alınmış birkaç beyit var ki bunlar da Fuzuli’nin hicran, aşk, visal, ıstırap ve ar-zularını terennüm eden ince rübai parçalardır. Tertibatçı bu parçaları de yerinde kullanabilmiştir. Hüceste’nin hasretini anlatırken:

Yandı canım hicr ile vesli ruhi yar isterem Derdmendi firgetem dermanı didar isterem Kalmışam nalân kafes kaydında gülzar isterem Yahut Berehmen’le buluşan sevgilisinin dili ile

Bu hayel ola meger gördüğümüz yohsa nigar Mütlega hatire gelmez ki gele yanimize Yar mihmanimiz oldu gelin ey canü gönül Kılalum serf nemiz var ise mihmanimize beyitlerinin kullanıyor.

Bütün bu parçalarda nüsha farkları vardır. Tertibatçı kendisi de şa-irdir ve kendisinin de bazı şiirlerine kitapta yer vermiştir. Onun, Fu-zuli’nin hangi elyazma “Leyli ve Mecnun”undan istifade ettiği belli ol-madığı için nüsha farkları gösterilmedi. Elimizdeki “Tutiname” elyaz-masında Fuzuli eserlerine bu kadar yer verilmesi onun halk arasında oldukça yayıldığını ve hatta masallara bile geçtiğini gösteriyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

En nankör rollerden cn güç taklid* lere kadar hepsini büyük bir kolaylıkla adeta ibda eden Naşidin başlıca haslet­ lerinden biri «müşahede» kuvveti idi ve

Kiriş Tipinin ve Tabliye Kalınlığının Etkisi Kamyon yüklerinin kazık kuvvetleri üzerindeki etkileri, farklı kiriş tiplerine ve farklı tabliye kalınlıklarına

Buna göre öğretmen görüşleri açısından; öğrencinin ailesindeki, sınıfındaki, okulundaki öğrenme ortamları (çalışma ortamı, bilgiye erişim imkanları),

yüzyıl becerileri arasındaki korelasyonel ilişki sonucunda alt boyutları olan bilgi ve teknoloji okuryazarlığı becerileri ile eleştirel düşünme ve problem çözme becerileri

satırında M2 nüshasının müstensihi nėrsege kelimesinin sonundaki yönelme durumu ekini unutmuş, ayrıca T ile M2 ve H ile M1 nüshaları arasındaki gruplaşmada

Bilgi okuryazarlığı aşamalarından ilki olan bilme aşamasına ilişkin ortalama zorlanma düzeylerine bakıldığında ise öğretmen adaylarının 2,92 ortalama puan ile yine

Başlangıç biçimlerini (durağan başlangıç, ilerleyen başlangıç, devingen başlangıç, geciktirici başlangıç, özgün başlangıç) olarak beşe; bitiş

Eğitsel oyunlarla eğitim verilen deney gruplarına ve mevcut programın tavsiye ettiği tekniklerin kullanıldığı kontrol gruplarına yapılan çalımalarda son testen elde