• Sonuç bulunamadı

Başlık: AVRUPA'DA HAYVAN BESLEME PROBLEMLERİ ÜZERİNDE III. KONGREYazar(lar):DİLMEN, SabriCilt: 3 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000414 Yayın Tarihi: 1956 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: AVRUPA'DA HAYVAN BESLEME PROBLEMLERİ ÜZERİNDE III. KONGREYazar(lar):DİLMEN, SabriCilt: 3 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000414 Yayın Tarihi: 1956 PDF"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AVRUPA'DA HAYVAN BESLEME PROBLEMLERİ

ÜZERİNDE III. KONGRE

(Göttıngen, Almanya. 26-30 Eyh\1. 1955, cFAIO/EAAP~) Sabri DİLMEN

Avrupa Zootekni ,Federasyonu ve FAO'nun işbirliği ile ••Avrupa'da hayvan besleme problemleri» üzerinde tertiplenen kongre serisinin üçün-cüsü 26-30 Eylül 1955 de Almanya'da Göttıngen şehrinde toplammıştır.

GöUıngen kongresine memleketimizden Ziraat Vekaleti adına Zira;ıt Fa:kültesinden Prof. Dr. Sedat Kansu, Ziraat Faküıtesi adına Prof. Dr. İsfendiyeı..rEsat-Kadıaster ve Fakültemiz adına da Doç. Dr. Sabri Dilmen, ,katılmışlardır.

Wilhelm H e n n eb e r g (1825-1890,hayvan besleme biliminin ku-rucusu), Bernhard T o i i e n s (18411918)ve Franz L e lı ro a n 'n(1860 -1928) gibi hayvan besleme bilimi tarihinin ünlü otoritelerini sinesinde barındırmış bulunan şirin üniversite şehri GÖTTINGEN'de toplanan bu kongreye 17 Avrupa milletinden 48 delege resmen ve 16 delege müşahid olarak katılmıştır. Bundan başka muhtelif hayvan yetiştirme organ'zas-yonlarından 15 kadar delege de- kongrede temsilci olarak yer alımışlardır. Bu kongrenin öwlliğinden hirisi de ayn ayrı seksiyonlar halinde çalış-mamış, bü~ün toplantılar umumi heyet şeklinde yapılmı~tır.

Kongrenin tebliğ ve kararlarını daıha yakından takibedebilmek için ön~e kongre gün d e m' ini gö~den geçirelim.

Kongre Gündemi Pazart'esi, 26.9.55

Saat 9.00-10.00 10.00 , 11.00-12.30

Delegelerin kongreye kaydı.

Açılış, bir başkan ve üç başkan vekili seçimi Prof. Dr. Wöhlbier: Avrupa memleketlerinde hayvan beslenmesinde temel ve ek yem olarak ıkuvvetli yemlerin kullanılmasında yeni geliş-meler.

(2)

14.00--17.30 Salı, 27.9.55 9.30-12.30 14.00--18.00 çarşaım.ba, 28.9.55 9.30--12.30 14.00--17.30 'Perşembe, 29.9.55 9.30-12.30 14.00--17.30 Cuma. 30.9.55 9.00-12.00

Öğleden önceki teıbliğ üzerinde tartışma.

Dr. Frens : Sığır ,beslenmesinde kuvvetli yemIe-rin kullanılması. Tartışma.

Göttingen civarında Gross,schneen ve Friedland mülteci kampında inceleme gezisi.

Dr. Cuthberston: Domuz beslenmesinde kuvvet-Li yemlerin kullanılması ve tartı~ma.

Prof. Dr. Fangauf: Kanatlıların beslenmesinde !kuvvetli yemlerin ;kullanılması ve tartışma.

Dr. Hüni : FAO teklifine göre kuvvetli endüstri yemlerinin imal ve satışı ha'kkmda kanuni hü-kümler, tartışma.

Dr. François : Mevcut kanuni hükümlerin tevhid edilmesi, muayene metodlarının s1andardizasyonu.

Kongre kararları ve tavsiyeler.

Kongre başkanlığına Göttingen Üniversitesi Hayvan Fizyolojisi ve Hayvan Besleme Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. W. L e n k e i t ve baş-kan vekilliklerine de Fransa'dan Prof. Dr. Ler o y, İsviçreden Prof. Dr. E. Cra se m a n n ve Norveçten Prof. Dr. K. B r e i r e m seçil-mişlerdir. Kongre genel sekreterliğine FAO Hayvan Besleme SeksiY0-nundan uzman T. Threlkeld getirilmiştir.

Seçimlerden sonra gÜındem gereğince ilik söz Prof. Dr. W. W ö lı 1-b i e r'e (Almanya) verilmiştir. Avrupa memleketlerinde harp öncesi ve harp sonrası Kuvvetli yem, 'karma yem durumunu inceleyen Prof. Dr. Wöh1ıbiersözlerine başlarken bazı Avrupa memleketlerinden istenilen bil-giyi alamadığından etüdlerini ancak istatistik bilgileri veren memleketle-re inh:sar ettirmek zorunda kaldİğını açıklamıştır.

Wöhl'bier önce Avrupada kuvvetli yemin 1953/54 durUıII1una temas e:miş ve bazı Avrupa memleketlerinin kuvvetli yem istİhsal ve idhal ka-pasitesi üzerİnde durmuştur. Bu memleketlerin kuvvetli yem istihsal ve ithal durumu 1 No. lu cedvelde gösteri1miştir.

(3)

CEDVEL NO. 1

Bazı Avnıpa memleketlerinin .1953/54 yılı kuvvetli yem . Istihsal ve ithali (a) istihsaJ., (b) ithal

(l 000 Ton) 454 224 '137 1464 1872 6200 6400 1001 8 1351 25

30°1

86 1100 1400 100 i i 2 0.6 25 L3.9 118\ 41 831 41 23 15 118 60 a) 2197 b) a) 180 b) 398 277 a) 5700 (1) b) 4600 a) 1100 24 b) 1400 36 Ib) 331 Yugoslavya İsviçre İngiltere Hollanda

i

.•..

ol

i

~ g

ı

s

Değiıımencilik

~:L

CIL

!

Tahıl ~>. KÜ5pe

--kalıntıları

ge

i

~ ~.:: E-4 ~ tıd,cas as

i-

i

-i

i

'130 Avusturya a) 640 90

.

b) 445 10 50 8 513 i B. Almanya a) 3944 '14 691 16 80 4805 b) 1255 18 447 546 58 2324. Belçika a) a10 0.1 b) 716 223 Danimarka a) 3016 '143 '1» Finlandiya ıa) 974

i

146 51 1 b) 16

i

57 40. 1 3701

i

Fransa a) 7800 i '185 30 8985

Bu cetvelin incelenmesinden anlaşılacağı gibi İsviçre, Hollanda ve İngiltere'nin kuvvetli yem ithali ,istihsalinden daha yüksek olduğu halde

(4)

Batı Almanya, Avusturya ve Finlandiya'da durum bunun tamamen a'k-sinedir. Fransanın ise kuvvetli yemithali çok azmI'.

Konferansçı bundan sonra Avrupada ziraatte faydalı hayvan dağılışı üzerinde durarak bu dağılışın jeolojhk ve klimatoloji:k özellikl€rden do-layı çok değişik ıbir tablo gösterdiğini ibelirtn..ıiştir. Wöhlbier Avrupada evcil hayvan dağılışını başlıca dört önemli 'bölgede toplamıştır:

1) B?ltık bölgesi. - Bu bölge Golf akıntılarının tesiri altında bulu-nan meml~ketleri içine alır. Bu [bölgede çok zengin ıbir mer'a m€vcuttur. Burada bulunan memleketlerde en yüksek verimli sütçü ırk inekleri ye-t:ştiri~diği gibi €'İçi sığır ırklarının yetıştirilmesi de ön pıanda gerI'. Böl-genin durumu entansif .bir domuz yetiştiriciliğine de elverişlidir, Bu böl-gede bulunan 'memlek€tierde hayvanı produksiyon millı gelirde çok önemli b'r rol oynamaJkta olup tekrnil ziraı sektör gelirinin % 70 den faz-lası hayvanı -prodÜiktlerden sağlanır.

2) Alpler bölgesi. - Bu bölge Alpler ve Önalplerde bulunan memle-ketleri içine alır. Buralarda tarla zİraati az olduğundan domuz yetiştiri-ciliği entansif seviyede olmadığı gi'bi koyun yetiştiriyetiştiri-ciliği de tali bir se-viyededir. Ancak bölge geni~, bir mer'aya sahip olduğundan sığır yetişti-riciliği ço'k ileri hir durum arzeder. Bu ıbölıgememleketlerinde tekmil ge-lirin

%

130-75 i hayvanı prodUıksiyondan sağlanır.

3) Orta Avrupa bölgesi. ~

ı

ve 2. :bölgeler arasına düşen m€mlelket-ler olup bura]'arda yağış nisbeten düşük olduğundaın ':arla Ziraati ön plan-. da yer aiır. Bunun için ıbölgenin domuz yetiştiriciliği de tarla Zİraatine paralelolarak ileri bir durumgösterir. Sığır yetiştiriciliği daha çok ahır beslernesi metodları içinde yapılır. Mer'a durumu niİsbeten gerilemiştir. Bu [bölgelerde de ıhayvanı produksiyon 'geliri bitkisel produksiyon gel:-rinden daha ileridir.

4) Akdeniz bölgesi. - Bu bölge üç Güney Avrupa Yarımadasını içi-ne alır. Bölgenin klimatolojik durumu entansif ıbir hayvan yetişt'rmeye elverişli değildir. Bölgenin zirai gelirinde hayvanı produksiyon payı dü-şük~ür. İtalya ve Yunanistanda zirai .gelirin

%

30-40 ı hayvanı prodaksi-yon sektöründen sağlanır.

Avrupada hayvan yetiştiriciliği bakımından bölgelerin bu şekilde taksimi çok umumidİr. Adı .geçen bölgelerde küçük alanlar içinde bile hayvan yetiştirme bakımından imkan ve şartlar çok değişir. Doğuda bazı bölgeler hariç tutulursa Avrupada jeolojik ve /klimatolojik ünHeler ar-zeden geniş alanlar ıbulunmaz. Bu durumdan dolayı Avrupada hayvan yetiştiriciliği hak,kında umumi ve kesin bir hüküm vermek çok zordur. Ancak bütün Avrupa memleketlerinde evcil hayvan varlığının zirai sek-törgelirinde önemlib'İr payı bulunduğu bir gerçektir. .

~.:;>-.--,.•... 96

(5)

Avrupa'da her memlekette hayvan sayısının büyük farklar göster-diği göz önüne alınırsa bu memleketlerin kuvvetli yem ihtiyaçlarının değişik miktarlarda olacağı kolayca, anlaşılır.

Avrupa'da ıbugünkü yem istilılald yalnız ziraatte yararlı hayvanla-rın nüktar ve türüne göre değişmeyip ayni zamanda besleme mei.:odları-na göre de büyük değişiklikler gösterir. Wöhlbier konuşmasında, bazı memleketlerde yılda hayvan başına düşen kuvvetli yem istihlak mikta-rı üzerinde durmuştur. Batı Almanya, İsviçre ve Hollanda'da yılda hayvan başına İstilılak edilen kuvvetli yem mİktarı 2 No. lu cedvelde gösteril-miştir.

CETVEL NO. 2

Yılda hayvan başına düşen kuvvetli yEml istihlald (kg.)

i

Süt ineği i

i

Domuz Kıiimes Hyv. At

1-,

-i

Batı A1mapya 217

i

358 28 798 Hollanda 290 260 34 100 İsviçre 170 280 20 276

Cedvelin incelenmesinden her memleket arasında kuvvetli yem isUn-laki önemli farklar gösterir .. Bilhassa hu farklar, hayvan ibeslenmesinde çiftlik yemlerinin kullanma derecelerinden ileri gelir.

Son yıllarda istihlak edilen kuvvetli yem mi:ktarı. - II. Dünya Sa-vaşından sonra btrçok Avrupa memleketlerindebütün istilisanerde oldu-ğu gibi kuvvetli yem istihsalinde de bir gerileme görÜılür.Bu arada eko-nomik sebeplerden dolayı ithal güçlüklerini de he::;aba katarsak kuvvet-li yem istihlakinin düşmesini haııbin taıbkuvvet-li bir neticesi olarak karşılamak lazımdır. Ancak ~konomik şartlar düzeldikçe kuvvetli

r

em istilılakinin. de yıldan yıla artacağını ibeklemek lazımdır. Bazı Avrupa memleketleri-nin harpten önceki ve 1953/54de yemlik tahıl istihla'k miktarları 3 No. lu cedvelde gö~erilmiştir.

(6)

CEDVEL NO. 3

Harp öncesi ve 1953/54 de yemJik tahıl islihlaki (1000 fon)

,

1934/35 - Harpten önce 100 i 1947/48 1953/54 olduğuna göre 1m-~~8/39 1953/54 de Avusturya

i

1195 530 1085 90.8 B. Almanya

i

5300 3770 5199 98.1 Belçika 1950 1200 1526 78.3 Danimarka 2820 2600 3<H6 107.0 Finlandiya 899 990 110.1 Fransa 7786 5280 8131 104.4 Honanda 2037 1080 2500 122.7 İngiltere 9009 (1) 6470 10300 (1) 114.7 İsviçre 524 420 578 110.3

i

YugoslaV"ia 3406 2656 2197 64.5

Cedvelin incelenmesinden yemHk tahıl istihlakinin 1953/54 de bir-çok m€ml;eke~\lerdeharp öncesİini geçtiği görülür. Bugün Avrupa memle-ketlerinin çoğunda değirmeneilik :kahntılarının da istihlaki oldukça art-mışsa da ıkonferansçı tarafından ,bu artışın sebebi kesin olarak açİklana-ma,mıştır. Değirmencilik kalıntılarının Avrupa memleketlerinde istihlak durumu 4 No. lu cedvelde gösterilmiştir.

CEDVEL NO. 4.

Harp öncesi Vf) 1953/54 değirmencilik kalıntılarmın istihlaki (1000 ton)

i

! i i 1934/35

-i

Harpten önce 100

i

1947/48 1953/54 'olduğuna göre

i

1938/39 1953/54 de

i

-~

i

i

B. Almanya

i

846 396 1138 134.5 Avusturya 222.

i

107 100 45.1 Finbndiya

i

201 203 101.0 Fransa

i

1647

i

393 800 486 . Hollanda ./ 177 i 178 .

i

168 95 İsviçre i 174 128 64 36.8 i

---.:~.

(7)

Cedv.e1in incelenmesiınden' anlaşılaoağı gibi Fransa, Avusturya ve İs-viçre'de 1953/54 de değinnencillk kalıntıları harp önceki ishhla:kin ya~ı-sını :bile bulmadığı halde, Hollanda da eski durumu bulmuş ve Batı AI-manya'da ise harpöncesi istihlald de geçmiştir.

Bundan sonra 'komeransçı muhtelif memlelketlerin küspe istihlaıki du-rumu üzerinde durmuş ve bu İstihlakte harpöncesine nazaran bir azalma görüldüğünü ıbelirtmiştir. Muhtelif memleketlerin rküspe istihlaki duru-mu 5 No. lu cedvelde gösterilmiştir

CEDVEL NO. 5

Ha.rpöncesi ve 1953/1954 de küspe ve küspe kırması isıihlak durumu (l000 ton) Avusturya B. Almanya Belçilka Danimarka Finlandiya Fransa Hollanda İngiltere İsviçre Yugoslavya 1934/35 -1938/39 52 720 472 812 116 753 596 ı674 . 39 14 1947/48 18 78 208 249 243 246 914 54 1953/54 50 562 223 743 91 470 435 1400 27 41 Harp öncesi 100 olarak kabuıl edildiğine göre 1953/54 te 96.1 78.1 47.2 91.5 78.5 624 73.0 83.6 69.2 292.9

5 No. lu cedvelin incelenmesinden anlaşılacağı gibi Yugoslavya hariç h'çbir Avrupa memleketi küsıpe istihlaki 'bakımından 'harpöncesi duruma girmemiştir. Batı Almanya, Danimarka ve İngiltere'de küspe İstihlald harpöncesi duruma oldukça yaklaşmış bulunmaktadır.

Wöfrılıbier\in açık.lamalarına 'göre büitün Avrupa . memleketJ1erinde kuvvetli yem İs:ihla:ki mÜıtecaınisbir durumda her yıl artmaktadır. Av-rupa memleketlerinde !bilhassa yemlik tahıl İstihlald harp öncesi yıllara nazaran daha yüksektir. Wöhlbier, yem istihlakinin artış sebeplerini baş-lıca iki noktada toplamaktadır :

1) Hayvanların daha zengin rasiyonlarla beslenmesi, 2) Hayva!1 sayısının artması.

Konferansçı, ibu durumu daha yaıkından belirtmek İçin B. Almanya-da 1949/50 den 1953/54 yılları içinde yılAlmanya-da hayvan başına düşen 'kuvvetli yem istiıhlak miktarları üzerinde durmu~tur. Almanyada hayvan başına dii.şenkuvvetli yem istihlak mik:arları 6 No. lu cedvelde gösterilmiştir'.

(8)

CEDVEL NO. 6

B. Almanya'da 1949.1950 yıllarında \kuvvetli yem. istihlaki

Sığır Domuz Küalles!hayvanı Koyun At

-'--'~

Yılda hayvan başıına, kg.

1949/50 189 328 27 30 816

1950/51 181 301 26 30 803

1951/52 170 281 23 30 856

1952/ 205 342 28 23 853

1953/54 217 358 28 . 24 798

6 No. Lu cedveli incelediğimiz zaman B. Almanya'da kuvvetli yem is-tihlaıkinin at ve koyunlarda geçen yıllara nazaran düşmüş olduğu görü-rülür. Bu düşüşün ekOJ1Omikdüşüncelerden ileri g€lldiğ:ika:hul edilebilir. Buna muka!bil her tavuğa düşen kuvvetli yem istihlaki hemen hemen ayni kalmış, fakat sığır ve domuzlarda :kuvvetli yem istiıhlaki her yıl art-mıştır. Ancak bu yükseliş

%

20 kadar olup tekmil kuvvetli yem iSltilıla-kinde önemli bir nisbet tutmaz. Şu halde Batı Almanya'd3. kuvvetli yem istihlakinin artış sebeplerini hayvan miktarının yükselmesinde ara-mak lazım gelir. Bundan başka kuvvetli yem İstihlakinin artış sebeple-rinden biri de domuz ve sığırlarda entansif {bir beslemellin tatbikine ge-çilmi{, olmasıdır. Doonuz beslenmesinde ıhalık unu ve sığır beslenmesinde ise küspe çeşitleri geniş ölçüde .kullanılmaya başlamıştır.

Muhtelif Avrupa memleketlerinde süt verimiyle ıküspe istihlakinı 7 No. !u eedvelde karşııaştırmak mümkündür.

CEDVEL NO. 7

Avrupa memleketlerinde süt verimi ile küspe istihlakinin karşılaştırılınası (1952/53)

I

;:-~~n =:ıl1ık süt İnek ~~'~~e verimi istihlaki

---i-

3C~ I---~" ..~---Danimarka 3390 kg. 275 kıg. Hollanda 3780 kg. 126 kg. İngiltere 2830~. 274 kg. R Almanya 2730 kg. 78 kg. Fransa 1830 kg. 39 kg. Birleşik Amerika 2420 kg. . 544 kg.

.-7 No. lu eedvele Birleşik Amer:ıka da alınmıştır. Bu memleketin küs-pe istililaki miktarı Avrupa memleketleriıie nazaran çok yüksektir.

(9)

nun sebelbi Birleşik Amerika'nın yem ekonomisinin karakteri Avrupa memleketlerine nazaran çok değişik olmasındandır.

Konferansçı, enteresan ,başka bir gerçeğe de dikkati çekmiştir. Muh-telif Avrupa memleketlerinde her bir kuvvetli yemin isıtihlakinde önemli artış, ve düşüş görülür. Bu durumun dalha iyi aydınlatılması için Hollan-da'da kuvvetli yem istih1aki üzerinde durulmuştur.

CEDVEL NO. 8

Hollaında'da harpöncesi ve harpsonrası bazı kuvvetli yem istih1aki

..

~---Yemlilk tahıl istihlakı % Küspe istih1aki %

1953/54 1935/38 1953/54 1935/38 Mısır 18 44 Keten ıto 26 44 Arpa 29 15 Soya 20 15 Yulaf 27 18 Yer fıstığı 3 20 Buğday 20 18 Hindistan c. 7 10 Başkaları 6 5 Hurımaç. 1 4 Pamuk. t 10 100 100 Ayçiçeği t. 9 Başkaları 24 7 100 100

8 No. lu cedvelin incelenmesinden anlaşılacağı gibi gerek yemlik ta-hıl türlerinin gerekse küspe türlerinin istihlaki arasında önemli değişik-likler bulunmaktadır. Bu durum yalnız beslenme fizyolojisinin özelli-ğinden ileri gelmeyipayni zamanda ekonomik sebeplerden de ileri gelir. Daha sonra Wöhlbier, Avrupa memleketlerinin kuvvetli yem ithali üzerinde durmuştur. FAO tarafından 1952 de yayımlanan ıbir bültene gö-re Batı Avrupanın tekmil kuvvetli yem miktarının

ro.

22.7 si, politik mü-nasebetler müsait olmamasına rağmen, Avrupa dışı memleke':lerden li;.. hal edilmiştir. Kuvvetli yem ithalinin pazar değeri tahminen 1 milyar do-lar veya 4 milyar Alman Markı'dır. Kuvvetli yem ithal eden Avrupa memleketleri arasında bilıhassa Hollanda, İngiltere, Belçika, Norveç ve İsviçre başta gelmektedir.

Avrupa memleketlerinin yemlik tahıl Lthali bugün harp öncesine na-zaran oldukça düşüktür. Harpten önce bütÜn dünyanın yemlik' tahıl re-koltesi 13.7milyon ~onu'bu~malktave ,bunun 11.8mi~yontonu Avrupa mem-leketleri ıtarafından ithal edilmekte idi. 1953/54 yılında Avrupa memle-ketlerinin yemlik taıhıl ithali 7 milyon tondur.

Avrupa'da gerek harp öncesi gerekse ıbugün tekrnil tahıl rekoltesi ortalama 37 milyon ton kadardır. Bu arada Avrupa memleketlerinin

(10)

ta-hıl ithali harpt€n önce % 27 iken bugün %16 dır. Bu duruma göre Avru-pa memleketlerinde tahıl ithali harpöncesine nazaran çok düşmüştür. Şu halde Avrupa'da tahıl ithalinin gelecek yıllar için de dar sınırlar içinde kalacağım ,ta:hmİn etmek mümkündür.

Avrupa memleketlerinde tekrnil kuvvetli yem istihla:kinde ithal edİ-len yemlik tahılın

%

ıkİ payı 9 No. lu cedvelde gösterilmiştir.

CEDVEL NO. 9

Tek!milyem istihlakinde ithal edilen yemlik tahılın payı (%)

~,~. ._ı:a

i

1934/35

.

1947/48 1953/54 1938/39

i

.-

-

-Avusturya 32.5 11.5 41.0 B. A1m.anya 15.2 13.5 24-.1 Belçika 48.7 35.8 46.9 Danimarka 12.6 1.7 Fransa 165 4.0 4.0 Hollanda 53.3 381 56.0 İngiltere 53.3 20.8 446 (1) İsvi~re 82.3 63.4 68.9

9. No. lu cedvelin incelenmesinden anlaşılacağı gibi Avrupa memle-ketIednde tekmil yem istihla:kinde ithal edilen yemlik tahılın % ki payı 1953/54 yılında genel olara:k harpöncesi durumu geçmiştir.

Avrupa memleketlerinde yağ endÜlSltrisİ'kalıntılarından küspe du-rumunagelince bu yemin bilhassa bugünkü ve harpöncesi ithal miktar-ları üzerinde durulmuştur. Muhtelif Avrupa memle+ketlerİnin küsp~ it-hal durumu 10 No. lu cedvelde belirtilm~ıtir.

CEDVEL NO. 10

Avrupa memleketlerinin harpöncesi ve harpsonrası küspe İJhali (1000 ton)

Avusturya

-I

Batı ALmanya Belçika Danimarka Finlandiya Fransa Hollanda İngiltere İsveç İsviçre İtalya Norveç Yunanistan 1934/38 29.8 156.6 315.1 653.8 53.7 57.5 144.3 604.4 204.7 14.6 2.5 57.1 1.2 1948/?.2... • 10.9 600 94.6 396.9 54.0 207.2 144.3 466.2 125.0

ıo1

8.5 42.1 3.4 1951_

---l25~'--2.953 _

30.6 48.6' 46.3 57.5 221.3 209.4 112.9 197.3156.4 401.4 328.6 507.9 758 97.0 477 203.3 140.9 227.2 126.3 62.7 125.8 595.6 328.9 692.0 123.1 274 68.5 19.1 26.5 22.1 1.1 38.3 37.7 - 14.1 48.9 0.3 (1) Değirmen !kalıntıları dahiL.

(11)

10 No. lu cedvelin inc~lenmesinden anlaşılacağı" g~bi küspe İstiihlak.i son yıllarda oldukça bir artış göstermiştir.

Kuvvetli yemlerin hayvan beslenmesinde kullanma

iimkanları.-Bundan sonra Wöhl-bier kuvve~li yemlıerin hayvan bes'lenmeSİinde kulla-nılmasının önemi üzerıinde durmu'J ve hayvanı yiyecekllerin 'insan beslen-mes~ndeki müstesna yerini belirtmiştir. Konferansçı, hayvanı produksi-yonlLn artırılma;sın1n ~üzumunu açıkı11achktan sonra Avrupa memleik.etle-rinde hayvanı gıdalarm istihlaıkinin henüz harpöncesi miktarlara ulaşa-madığmı bildırmıiştir. Avrupa memıleiketlerinde hayvanı gıdaların istihlak miktarları 11 No. lu cedvelde gösterilmiştir.

CEDVEL NO II

Avrupa memleketlerinde harpöncesi ve harpgonra91 hayvani gıda istihlald (yılda nüfus başına kg.)

---,---~~=~&~-,,;.

_...--..:

i

,

Sm

ve süt

i

Et mamu en"11 . Tereyağ .-1935/38 1952 1935/38 _ 19521935/38 1952

-

.

-

.,."..-r'~

.--:

. Avusturya 49 57 199 180 Batı Almanya 51 38 160 160 7.4 5.5 Belçika 46 44 136 175 • Danimarka 75 54 i 195 195 7.0 6.5 , Finlandiya 33 32 276 295 Fransa

i

53 56 150 150 4.9 6.6 Hollanda 38 31 200 210 ~ 5.1 2.1

t

İngiltere ,

i

64 48 152 206 9.2 5.2 İsveç 49 50 302 310 9.8 9.8 İsviçre 52 47 328 330 5.3 5.1 İtalya 20 16 74 90 0.9 1.1 Norveç 38 33 251 340 Portekiz 14 14 23

i

19 Yunanistan 20 13 75 ~ 60

Hiç şüphesiz hayvanı gıda istihlltki problemi yalnız yemIerne teknİği ile çözülemez. Hayvanı yiyecek istilılakinin artmasında mill~tlerin yaşa-ma standardının da önemıli rolÜ vardır. HayVanı produksi.yon istihlak'nin artmasında müsteh11kin çalışma şeklinin de tesiri bulunur. Bedenı çalış-mada daha çok kalori sağlayankarbon hidraıtça zeng:n volümlü bitkisel yiyecekler ön planda geldiği halde fikri çalıfffialarda bPhassa konsantre ve besleme değeri yüksek yiyecekler 'başta gelir. Bu durum bütün mil-letlerin beslenme politikası bakımından üzerinde durması gereken bir konudur.

Ziraatta yararlı hayvanların daha verimli olması için daha fazla kuv-vetli yem yedirmeye lüzum var mıdır?

(12)

Bu soruyu d~rudan doğruya cevaplandırmak kolay değildir. Bu-gün Avrupa memleketlerinde bulunan ıbirçok ziraİ işletmeler ticaret yemi satın almadan hayvanlarını çifmk yemleriyle beslediklerini ve yüksek verim elde ettiklerini görüyoruz. Ancak bu gibi işletmeler mahdut sayıda bulunduğundan bu görüş umumileştirilemez. Hiç şüphesiz çiftlik yemle-ri ihtiva ettikleyemle-ri hesin maddeleyemle-ri biyemle-rimi 'bakımından ticaret yemleyemle-rine nazaran hayvan beslenmesinde daha ekonomi'k bir durum arzeder. Fa-kat çiftlik yemlerinin ekonomik üstünlüğüne rağmen hayvan beslenme-sinde ticaret yemlerinden müs~ağni kalınmasına imkan görülemez. Bu-nun sebelbi ise çok basittir. Ziraİ işletmelerden elde edilen yemler, yapı-ları .bakımından optimal beslenme ihtiyaçyapı-larını sağlayamaz. Bilhassa İş-letme yemlerinde yağ, protein ve diğer enerjetik maddelerin nisbetleri en+ansif bir beslenme için elverişli değildir. Bundan başka rasiyonlarda ye~er miktarda m1ner.a1madde, tr:as element hat~a vitamin sağ,lanması da mümkün görülemez. Bu bakımdan entansif hayvan beslenmesinde tica-ret yemlerinin kullanılması lüzumlu görülür.

Ancak ,ticaret yemleriyle de bütün bu problemlerin çözülemiyeceği-ni unutmamak lazımdır. Ticaret yemlerini karma hal;nde işlernek sure-tiyle lüzumlu ıkomponent'let"i uygun miktarlarda hazırlanan yem içine sokmak mümkün olur. Bu suretle hayvanların ihtiyacını daha güvenli olarak ~karşılamak mümkündür.

Woh~bier daha sonra, ziraatte yararlı hayvanların rentabı beslenme-sinin ancak ;kuvvetli ve uygun yapıda karma yemlerle mümkün olaıbile-ceği ,tezini savun?luştur. Köylü ve hayvan yetiştirici eline kullanılması kolay, hazır, kuvvetli fbir yem karması vermek mi yoksa bu gibi yem-lerin yapılması için mzamlu maddeleri verip bunların imalini köylüye terketmek mi daha faydaıldır? Hollanda ve Danİmarka gibi bir kısım memleketlerde karma yem kullanılması çok ileri ıbir safha arzettiğinden bu gibi yemleri köylü ~letmelerinde bile hazırlamak m.ümkün olmak~a-dır. Ancak ;bu gibi 'karma yemlerin hazırlanmasını tamamen köylü eline ter~etmek doğru değildir. Karma kuvvetli yemlerin kullanılmasında fay-dalı sonuçlar alınmakla beraıber ihmal edilemiyecek mahzurlarını da göz önünde bulundurmak lazımdır.

Karma yemlerin faydaları :

1) Köylünün geniş ölçüde iş 'tasarrufunu sa~lar,

2) Miimkün olduğu kadar rasiyonun uygun yapıda Ve çok taraflı olmasını sağlar.

Karma yemlerin mahzurları :

1) Düşük değerli komponent'lerin karma yeme katılması ihtimali mevcuttur.

(13)

Karma yemlerin etraflı ıbir kontrol ve muayene İm'kamna sahip ol-ması şal'ttır. Maalesef bugün için karma yemlerin kontrol imkanları maJıduttur. Karma yem içine katılan her hangi ,bir komponent'in düşük değerli veya bozuk olup olmadığını kesin olara:k tesbit etmek mümkün değildir. Bu bakımdan karma yem imalatçısı ile 'bu yemi kullanan hay-van yetiştiricileri arasında güvenUk münasebetlerinin sağlanması 'kon-trol gÜıÇlüklerini geniş ölçüde giderebilir. Bu alanda kanuni tedbirlerin de verimli olamıyacağını kabul etmek lazımdır. Bugün Batı Almanya'da karma yemlerin kontrol ve muayenesinde Danimarka, Hollanda ve Bir-leşik Amerika'ya nazaran daha başka 'bir yol taldJbedilmektedir. Batı AI-manya'da karma yem imaıatçıları ile ıbu yemleri kullanan hayvan yetiş--tiricileri özel hükümler çerçevesi içindeanlaşmaya varmışlardır. Alman Ziraat Cemiyeti (DLG=Deutsche Landwirtsohaftsgesellschaft) eldeki ka-nuni hükümlere dayanan birçok karma yem çeşi~leri tesbit etmi~,ur. Bu yemlere «DLG-standard4karma yemlerh derler. Yani bu yemler Alman

Ziraat Cemiyetinin hazırladığı karma yem nümuneleridir. Her yıl A:man Ziraat Cemiyeti Konseyinde nümune !karma yemler üzerinde gerektiği gibi durulur ve IÜZJUmundaıbu nümunelerde düzeltmeler yapılır. İşte bu gibi standard karma yemleri imin etmek isteyenler Alman Ziraat Cemi-/

yeti j;le bir mukıavele y.aparak standa,rt nümuneyi al;ırlar. An~aşma gere-ğince fabrikanın yaptığı karma yem Alman Ziraa,t Cemiyetinin her an kontrolüne hazırdır. Uygun şekilde imal edilen karma yemlere DLG'nin kalite damgası vurulur. DLG'nin kalite damgasını taşıyan her karma yem kontrol edilmiş demektir. Cemiyetin koyduğu hükümlere aykırı hareket

eden fabrikalardan yem imali hakkı derhal alınır. Bu şekildeki karma yem kontrolü B. Almanya'da çok başarılı sonuçlar sa~lamaktadır. Baıh Almanya'da 1949-1954yılları arasında yapılan karma yem mİktarları 12

No. lu cedvelde gösterilmiştiır.

CEDVEL NO. 12

Batı Almanya"da karma yem imali

Yıl Karma yem ton

1949 461 400 1950 520 700 1951 101 700 1952 774 191 1953 972 478 1~54 1 304 000

12 No. lu cedve1İn incelenmesinden 1949 yılındanberi B. Almanyada karma yem imalinin sürekli olarak arttığı görülür. Almanya'da yem

(14)

pa-zarın'a sürülen !karma yem'in % 80 i Alman Ziraat Cemiyetin:n kalite damgasını taşır. Batı Almanya'da mı:ıihtelif hayvanlar için imal edilen karma yemin 1951-1954gelişme durumu 1 No. lu grafikte belirtilmiştir.

n:ı E

..

~ ro ltı

-~

~

~ c

>.- E ('!J(;tQl

.-

~ 1'U . 6 ı..~ nııa

--x

ı. - C ~.- E -<.tQl (J'). -

="

.-.-ii.

___- -:-.1- .":

•••• ~.~I.'.'~/

••••.. ;~.,.I-" .

••

i~,~.ii

o o'

.-.•

,

.'

• o

-

.--lt) E

<»cu

-Q ~ NCI

~E

Ota 5'00 .••

A~

ı

ot

200 ıtjj -' 169 150 450

2SO

350 fOO

,

~. >

~.~.

"..A .~

iili',

.

. .

o

\<ı'

,O:J~'\\~~~ ••.•~~•.••\~~\ \0i:J~'\,,~~.., ,~~ •.••',\O:J~\~'>'\.

,\~q,\~~

.•

B. Almanya'da 1951-1954de yapılan karma 1rem çeşidi Wöhlbier, çok ilgi çeken bu tebliğini şu suretle özetlem~ıtir :

ı. -

Kuvvetli yemlerin kullanılması harp sonundanberi oldukça art-mıştır. Bu artışın gelecek yıllarda da devam edeceğini kabul etmek la-zımdır .

.2. - Bugün kuvvetli yem istihlfl.ki birçok Avru'pa memleketlerinde ar.tmışsa da her yerde harpöncesi seviyeye ulaşamamıştır.

3. - Avrupa memleketleri artmakta olan kuvvetli yem istihlaki kar-şısında ihtiyacını kendi kayna:klarından karşılayacak durumda değildir. Bu bakımdan diğer :kıt'a1ardan kuvvetli yem i,thal etıp.ek zorundadır.

(15)

Bu-günkü dünya pazarları. Avrupa memleketlerinin ihtiyacını karşılayaib'.-lecek bir kapasitededir.

4. _ Kuvvetli yemlerin istihlakinde yüksek kaliteli karma yemle-rin üzeyemle-rinde önemle durmak lazımdır. Karma yem kullanan hayvan ye-tiştiricilere karma yemin kalitesi bakımından G ara n t i sağlanması şarttır.

5. _ Bilimsel araştırmaların ışığı altında kuvvetli yem isühla'kinin-gelecekte büyük gelişmeler göstereceğine inanmak lazımdır.

Bu konu üzerinde muhtelif delegeler kendi memleke~lerinin karma yem durumu üzerinde durmu~lardır. İngiltere, Belçika, Danimarka, Avusturya, Fransa, Twkiye, İsviçre, Norveç, İsveç ve İspanya delegele-ri kuvvetli ve 'karma yem bakımından kendi memleketledelegele-rinin durumunu aydınlatmışlardır. Türk delegesi Prof. İsfendiyar Esat-Kadaster, Türki-yenin .kuvvetli yem durumu üzerinde gerekli bilgi vermiş ve Ti.iırkiyede-de yem endüstrisinin kurulmaya başladığını belirtmiştir.

Kongrenin ikinci günü Dr. A. M. Frens (Hollanda) «Avrupa

memle-ketlerind-9 kuvvetli yemhl"in sığırbeslenmesinde kullanılması» :konusu

üzerindeki görüşlerini belirtmiştir. Konferansçı kuvvetli yemleri definls-. yona göre nişasta değeri bakımından yüksek konsantrasiyonda bulunan prodüktler (yemli'k ,tahıllar) ve hazolabilir pro~ein konsantrasiyonu yük-sek ürünler (küspeler) olmak üzere iki grupta toplamıştır. İnek beslen-. mesinde geniş protein oranında (1:7:-1:8) bulunan yemlik tahılların küs-. pelerle tamamlanarak protein oranını 1:4.4 kadar daraltmahdır.

600 kg. canlı ağırhk~a Ibulunan ve günlük ortalama süt verimi 8 kg.. olan bir ineğin yaşama payı ihtiyacı olarak: '

3 kg. nişasta değeri

350 gr. hazmolabilir ham protein ve 8 kg. süt verimi için

2 kg. nişasta değeri

456«gr. hazmolabilir ham protein hesap edilir. Bu ihtiyaç ise :

5 kg. kuru ot

50 kg. şeker pancarı kafası

3 kg. baklagiller samanıarından ibaret bir rasiyonla yahutta 3 kg. kuru ot

50 kg. yemlik pancar yapraklariyle 4 kg. çavdar samanı

1 kg. arpa veya yulaf

ile hazırlanmış bir rasiyondur. Ancak günlük verimin 8 kilogramından fazla bu.lunduğu durumlarda rasiyonlara kuvvetli ,ticaret yemlerinin ka-tılması lazımdır. Çünkü çiftlik yemleriyle tertiplenen rasiyonlarda 1:4.4

(16)

protein oranını sağlamak mümkün olamıyacağı gibi nişasta değeri :haz-molaıbHir protein oranını da belli ölçülerde tutmalk mümkün görülemez.

Bugünkü modern hayvan besleme sınırları içinde yüksek verimli ineklerin rasiyanlarında kuvvetli karma yemlere yer verilmesi şaııttır. İhtisas alanına alınarak hazırlanan 'kuvvetli karma yemler, her hangi ıbir ziraatçı veya yetiştiricinin hazırlayacağı karma yemlerden hiç şüphesiz daha üstün değerdedir. Bu bakımdan Avrupa memleketlerinde yem imal-cisinin sorumluluğu altında modern yem ,tesislerinin kurulması icaıbeder. Kuvvetli karma yemlerle. uygun ve dengeli rasiyonların hazırlana-bilmesi için elde mevcut temel yemlerin yapısının b:Jinmesi lazımdır. Çünkü temel yemlerin kimyasal yapısı mevsimlere göre değiştiği gibi bakrm ve hasat şekillerinin tesiri altında da değişir. Bunun için karma yemlerin rasiyonlardaJki miktarını günlük reçete halinde 'belirtmek zor-dur. Bu zorluğu yenmek için hayvan besleme uzmanlarının genel pren-si:pler içinde temel yemlerin 'ItmyasalI yapılarıını daima göz önünde bulun-duııması icabeder. Bundan ıbaşka elde mevcut hayvan besleme bilimi klasik ikitaplarındaküspeler için verilen besin maddeleri değerleri zama-mmızda elde edilen küspelerdeki besin maddeleri değerlerinden daha yüksek olduğu 'unutulmamalıdır. Çünkü bugün modern ekstraksiyon me-todlariyle y~lı tohumlardan dah'a fazla yağ çıkarılmaktadır. Bugün kar-ma yem fabrikalarına harpöncesine nazaran kalitece daha düşük kalite-de iküspe verilmektedir. Bunun için halen hayvan beslenmesinde kulla-nılan küspelerdeki Ibesin maddelerinin miktarlarını ştandart analiz me-todlariyle tayin etmek icabeder.

Dr. Frens, .bugünkü ihtiyaçlar karşısında üç türlü karma yem yapıl-'masını teklif etmiş ve bu tezi savunmuştur :

1) 66 nişas~a değeri ve % 50 hazmolaıbilir hamprote'in bulunan kar-ma yem,

2) Ekonomik özelliği bulunan yem1İ'k tahılların değerin;n tamamlan-ması için 66 ni~,asta değeri ve % 22 hazmolabilir ham protein bulunan karma yem,

, 3) Protein mik~arı düşük temel yemlerin değerini tamamlamak iç:n 73.5 nişasta değeri ve % 32 hazmolabilir proteini bulunan kaııma yem.

Konferansçı bundan sonra, protein miktarı yÜ/ksek karma yemlerin biLhassa yüksek verimli ineklere tahsis edilmesinin lüzumunu açıklamış-.tır. Bu gibi karma yemlerin ineklere öğütülmüş un halinde verilmesini ve p e iiet şekl:nde verilmemesini teklif etmiş~ir. Öğütü1müş durumda bulunan karma yemlerdeki proteinin :biyolojik değeri mmende bakteri-yel faaliyet karşısında yükseldiği kabul edilmektedir.

Kaııma yemlerin içexisinde en az iki veya üç türlü küspe bulunmalı . . dır. Bu gibi karma yemler;n içerisine giren hardal, hurma çekirdeği ve

(17)

hindistan cevizi gibi küspelerle çavdarkepeğinin iyi lezzette ibulunmadı-ğı düşünülerek yemlerin tadını düzeltici maddelerin kullanı:ması uy-gundur. Karma yemlerdeki ya~ miktarı hayvan'a verilen temel rasiyonun kara,kter:ne göre ayarlanır. Mer'a ürünlerinden ,tertiplenen rasiyon1arla verilecek karma yemlerin içindeki yağ miktarının % 1.5 u geçmemesi la-zımdır. Temel yem daha, çok kök ve yumru yemlerden ibaret bulunursa karma yemlerdeki yağ miktarı

%

4 olmalıdır ..

Bundan sonra Dr. Frens, :karma yemlerdeki Vitamin D ve mineral madde durumuna da temas ederek bilhassa buzağı beslenmesinde rasi-yonlara Viıtamin D ilavesinin lüzumunu açıklamış~ır. Genelolarak kış beslenmesi rasiyonlarına Vitamin D katılmasının uygun bir tedbir ola-cağı şüphesizdir. Yüksek verimli kültür ineklerinin beslenmesinde mine-ral maddelerin bilhassa kalsiyum, fosfor ve magneziyum'un organizma-da yapı elementi olara'k önemi ön planorganizma-da geldiği d~ünülürse bu gibi.mi-neral maddelere karma yem' imalinde yer vermek lazımdır. Ancak ~u gerçeği önemlebelir~elim ki ihtiyaçtan fazla min'2ral madde h2s1enm'2de zararlı ve tehliıkeli sonuçlara sebep olur. Bu ,bakımdan hayvan b2sbn-mes:nde bilhassa yüksek verimli ineklerde ihtiyaç~a-n fazla min~ral mad. de vermemek için mineral maddeleri günlük ihtiyaçlar halinde preps.-ratlar şeklinde rasiyonlara katmak lazımdır.

Konferansçı, kuvvetli yemI e 'inek beslenmesinde arnidIerin kullanıl-ması üzerinde de durmuştur. Düşük proteinli ra-siyonlar amid maddele-riyle düzeltilebilir. Ancak rasiyondaki protein miktarı yüksekse ayrıca ilave edilen amid maddesinin iyi değerlendirilemiyeceği bilinmelidir. Bunun için rasiyonlarda protein mi.ktarı ihtiyacı karşılayacak durumda ise ayrıca amid maddesinin kapatılması besleme tekniği bakımından doğ-ru değildir. Birleşik Amerika'da da hayvan beslenmesinde arnid madde:-leri ancak protein miktarı düşük temel yemlerle birlikte kullanılmak-tadır.

Dr. Frens'in bu önemli tebliği bütün delegelerin alkışları ile tasvip edilmiştir. İsviçre, Danimarlka, İngıiıltere, Almanya delegeleri tartı~maya

katılarak kendi memleketlerindeki durumu aydınlatmışlardır.

Kongrenin: üçüncü günü sabahı Dr. D. P. Cuthibertson (İngThItere) «Kuvvetli yemlerin domuz beslenmesinde kullanıbn.ası- üzerindeki

önem-li tebönem-liğini vermiştir. Bu komeransta ,bilhassa, Avrupa memleketlerinde domuz Ibeslenmesinde besin maddeleri ihtiyacı, vitamin, mineral madde ve antibiotikler üzerinde durulmuştur. Domuz .beslenmesi bakımından enteresan ,görüş ve ,teklifleri ihtiva eden bu konferans, yurdumuz hay-vancılığı ıbakımından ikinci pıanda kaldığından üzerinde ş,imdilik durul-mayacaktır. Bu !konuyu meısıle.ktaşlarımJ.zaıbaşka bir yazımızda açı'klamayı

(18)

Kongrenin üçüncü günü öğleden sonra Prof. Dr. ll. Fangauf (Alman-ya - Kİel - Steenbek) «Tavukların karma yemlerinde mineral madde, vi-.ic;min ve ~.ntibiyotiklerin kullanılması» üzerinde çok ilgi çekici ve önemli

tebliğini sunmuştur. .

Tavukçuluktan elde edilen prodÜiktler hemen hemen. 50 yıldanberi milletlerarası beslenme ekonomis'inde önemli bir faktör ölarak yer al-mıştır. Bugün hayvancılığın h'çbir şubesi yumurta ve ,tavuk eti İstihsa-'linde görülen hızlı ge:işmeYi gösterememİştir. Tavuk yetiştiriciliği, yetİş-tirm? bil mi, veteriner he'kimliği ve b:lhassa 'hayvan besleme biliminin or' ak çalışmalariyle şaşılitım haşarılar elde etmektedir. Tavukçuluğun 'sah',p olduğu millelerarası değer ve önem, karma tavuik yemi

endüstri-sinin hız'a geli~mesine sebep olmuştur. Yumurtanın yiyecek' olarak tıpkı süt gibi bütün besin maddeleriyle ergonları uygun oranlarda ihtiva et-mesj bakımından beslenme fizyolojisinde müs~esna bir yer almıştır. Bu-gün tavuk [beslenmesinde karşılaşılan problemlerin çözülmesi İçin çalış-maların daha çok milletlerarası İşbirligi sınırları içine alındığını mem-nunlukla müşahede etmekteyiz.

Prof. Dr. Fangauf, tavuk ras;yonlarının mineral ımadğe ve vitamin-lerle de tamamlanmasının lüzumunu bel'irtmiştir. Bilhassa :

ı. -

Yumurta ve erken gelişme bçı;kımından verimin çok fazla art-ması,

2. - Tavuk1ardan yüksek verim elde e~mek için bu hayvanları nor-m<ıl yaşayış şartlarından uzaklaştırmak ımecburiyeti,

3. - Büyük tavuk ıtopluluğunu dar ıbir yerde tutma mecburiyetinin hayvan s:ığlığına olan zararlı tesirleri g1bi faktörler, mineral maddelerle vitaminIere rasiyonlarda yer verilmesini gerektirmeMedir.

Eski'..ien yıllık verimi 100 yumurta olan bir tavuğun bugün ortalama yıllık verimi 200 yumurtaya yükselmiştir. Yani eskiden bir ,tavuktan an-cak 100 yaz yumurtası elde edilirken bugün bundan ha~,ka 100 yumurta da kışın alınmaktadır. Yine son kırk yıldanberi tavuklarda her 'kilogram canlı artış için 6 kg. yem harcandığı ,halde bugün gelişme hızından dola-yı bu m~ktar 3 'kilagrama di1şmü~tür. Besi süresi de 14 haftadan 12 haf-taya indirilebilmiştir.

Civciv, besi ve yumurta tavuklarının zeminleri tel ağlardan yapıl-mış bataryalarda en tansIT olarak yetiştirilme Ve'beslenmes'i de ~abii du-rumlara tamamen aykırı hakım ve 'besleme şartlarıdır. Bu hayvanlarda toplu halde haıkım v,e besleme produksiyan :fjiatmm düşiirill.mesinde

baş-lıca f2:ktör olduğundan bir işletmede civciv, yumurta ~avukları, thindi ve örd2'k yetiştiriciliğinin topluca ıbir arada yapılması tercih edilmektedir. Bu gibi durumlarda hayvanların bilhassa koksidiyoz'dan korunmaları için

(19)

karma yemler içine C o e c -i d io s .t a t i k ilaçların 'kaıtılması tavsiye edilir.

Son yıllarda gerek yumurta ve gerekse besi ,tavuklarında verımın ileri derecede artmasındandolayı bu hayvanların mineral madde ve vi-tamin ihtiyacı da ibirkaçkat yükselmiştir. Hayvanlar ,bu gibi madde;eri serbest mer'alardan kolayca sağlayabildikleri halde entansif beslenme-lerde hu ihtiyacı !kar~ılamak önemli bir probleın olarak karşımız1 çı,k-maktadır. Bundan 10 yıl öncesine kadarkanatlıların gerek min2ral mad-de, gerekse vitamin ihtiyaçları hakkında kesin rakamlara sahip o1madı-ğımızhalde bugün bu maddelere olan günlük ihtiyaç miktarları tesbit edilmiştir. Bu g~bi ihtiyaçları gösteren cedveller yayınlanmıştır. Ancak eedvellerde bildirilen bu ihtiyaç miıktarlarında ;bazı düreltmeleri 'göz önünde bulundurmak lazımdır. Mesela bi,tkisel yemlerd,eki fosforu ta-vuklar yeteri kadar değerlendiremedikleri gibi muhtelif ıbitk:lerdeki kamtinlerin imt'isasları da birbirinden çok farkhdır. Bu arada C o c c i d i -o s ~ a t i k ilaçların karotin'in Vitamin A'ya çevrilmesini önlediğini ha-tırla~mak lazımdır.

Prof. Dr. Fangauf, ,tavuk 'beslenmesinde iki önem1İ noktan,n daima göz önünde tutulmasının lüzumunu belirtmiŞ'tir :

1. - Birleşi:k Amerika'da işlenmiş ve denenmiş tavuk rasiyon12rı şemat:'k olarak doğrudan doğruya Avrupa memleket1~ri tarafından aynen ta1fuik edilemez. Çünkü Birleşik Amerika'daki metodlar henüz Avrupa memleketlerinde münferid olarak ele alınmıştır. Bugün Birleşik Ameri-, ka'da gerek yumurta ve gerekse et istihsali adeta !bir fabrika5yon karak-terini taşıdığı halde, Avrupa'da yumurta istihsali hemen hemen tamamen köylü elinde bulunur. Avrupa'da yumurta tavukları yazİn mer'a1arda beslenir. Kışlık yem ihtiyacı daha çok çiftlik yemferiyle !karşılanır. An-cak Avrupa tavukçularının dünya rekabetinin tazyiki aıtında bulundu-ğundan i~letmelerinde tavuk yetiştiriciliğinin daha rasyonel bir duruma sokulması için gereken adımları a,tmış olduklarını memnunlukla görmek-teyiz. Bunun için ekonomik ve rasyonel tavukçuluğun temeli sayılan yu-murta veriminin en yüksek seviyeye çıkarılması ve yumurta hayvanla-rının kümes besiciliği altında kış aylarında da yetiştirilmesin,e devam edebilecek imkanların hazırlanması lazımdır. Avrupada gerek besi ta-vuklarının gerekse civciv ve yumurta tavuklarının beslenmesinde gen;ş ölçüde Birleş~k Amerika metod ve ,tecrübelerinden faydalanmak müm-kündür. Ancak bölgeye bağlı şartlarla karma yemin yapısındaki mevcut farkları göz önünde 'bulundurmak lazımdır.

2. - İnek ve domuzlar için yapılan karma yemletin mineralize edil-mesi ve vitaminlenedil-mesi mümkün olduğu halde Ibu imkan -karma tavuk yemlerinde görülemez, Çünkü hazım fizyolojis'i bakımından memeli

(20)

hay-vanlarla kanatlılar arasında yalnız Ibesin maddeler:ni değerlendirme fark-ları 'bulunmayıp ayni zamanda mineral madde ve vitamin 'ihtiyacı ve bunların değerlendirilmesi bakımından da önemli farklar mevcuttur. Ka-nat1ıların uçma kabiliyetine ~ntibak edebilmesi için vücudünün mahdut bir ağırlıkta bulunması icaıbeder. Bunun için bu <hayvanlarda barsak kı-sadıF ve burada yiyecekler mümkün olduğu kadar kısa bir zaman !kalır. Bu fizyolojik özelliklerinDen dolayı tavuklarda bakteriyel gıda parçalan-ması mümkÜın olamaz. Bu bakımdan kanatlılarda ham sellülozun haz.-molma derecesi çok düşük ve vitamin 1htiyacı ise çok yüksektir. Tavuk-lardaki fizyolojik inhiraflardan ibaşka verim istikametlerindeki değişik-likler de viıta~n ve mineral ihtiyacında önemli roloynar .. Bilhassa ta-vu'klarda yumurta verİmi mineral madde ihtiyacını artırır. Civc:v ve yu-mur~a tavuklarında mineral madde ve vitaminIerin önemi üzerinde ilk temel araştırmalara 192(} yılında başlanmıştır. Bu sıralarda G. Chomkovic ve i. Poihradsıky bu alandaki çalışmalarını ilk defa «Wirtschaftliche Archiv für Landwirıtschaft» adındaki dergide yayınlamışlardır. 193(}yılı-na kadar bilhassa Birle~ik Amerika deneme istasyonlarından çok entere-san deneme sonuçları yayınlanmıştır ..

Bugün birçok pratisyen tavukçular karma yemlerin mineralize edil-mesini ve vitaminlenedil-mesini, yemin lüzumsuz yere pahalılaşmasına sebep olduğu ikanaatındadırlar. Bu kanaatlarını haklı gös~rmek :çin eskiden yarpılan tavukçulukta böyle bir tedbire lüzum görülmeden yet'2ri kadar başarı elde edildiği teZini ileri sürmektedirler. Fakat bu görüşün doğru olmadığını uzun .boylu açıklamaya bile lüzum yoktur .. Geçen yüz yıldan klasik bir misal alarak pratisyen yetiştiricilerin bu İtirazını kısaca cevap-landırmak mümkündür. Geçen yüz yılda Hamburg ve civarında civciv besisi çok rağbet bulmuştu. Et ırkı tavukların civcivIerı kışın şömineli oda duvarlarına gömülü kafeslerde beslenmekte ve QU hayvanlara yem-leri yemlikler içinde verilmeıkteydi. CivcivIere verilen rasiyon % 80 ka-rabuğday kırması

+

%

20 mısır kırmasından ~baretti. Ancak 'bu rasiyon

bolca yağsız sütle karıştırılıp lflpamst bir kıvama getirildikten sonra içe-risine kılçık ve kemikleriyle beraıber pişirilmiş ve ezilmiş deniz ve tatlı su balı~ı eti karıştırılmakta idi. O sıralarda yetiştirieinin gerek vitamin ve gerekse mineral madde ihtiyacı haıkkında her hangi bir bilgisi yoktu. Fakat rasiyona katılan yağsız süt ve kemikli ve kılçrklı balık eti hayvan-ların mineral madde ve vitamin ihtiyaçhayvan-larını ikapatmakta idi

VitaminIerin tavuk beslenmesindeki önemi uzun zamandanberi bi-linmektedir.

Yam

henüz mineral madde preparatlariyle sentetik vitamin-Ierin bulunmadığı zamanlarda bile bu gibi maddelerin tavuk beslenme--sinde önemi göz önünde tutulmu~tur.

Bugün tavu:k1arın beslenmesi üzerindeki sayısız çalışmaların sonucu olarak mineral madde ve vitamin ihtiyacı yeteri kadar tesbit edilmiş

(21)

0.5 2.25 0.75 33.0

lunmaktadır. Bu ihtiyaçlar. hayvanların yaşına, ırk. ve bakım şartlarına göre değiştiği gihi verİm miktarlarına göre de değişir. Kanatlıların vita~ min ve mineral madde ihtiyacı 13 No. lu eedvelde gösterilmiştir. Bildiri-len 'bu miktarlar U. S. Na'ional Resea,rch C{)uınc'iltarafından Ocak 1954

de yayınlanan «Nutrient Requirements for Poultry" adlı 'bültenden alın-mıştır.

CEDVEL NO. 13

Kmatlılann vitaminıve mineral :ma/ddeıihtiyacı

C i v c i v

i

.1

='l.~~di

-,-ciycivi_1

Her 1000 gr. l}-8 8-18 'ıyumur~a Damızlilk

i

0--8

ı

8-18 Damızlıık. yemde hafta hafta tavuğu \ tavuik i hafta hafta Hindi Vit. ALU. 26.rJ.2 2643.2 lı 4405.0 1-4405

Ö

i 5286.0 5286 O 5286 O iıt. D3 LU. 1981..28 198?2i 496?0I' 496.0 i 881.0 881.0 881.0 iamin mg. iboflavin mgı 29 1.8 'i 2.2 i 3.7

ı

3.7 ? 3.3 antoten a. mg 9.3 9.3 46 9.3 Iİ II O ? ? [Nikot. asit mg 26.4 ? -

i

Pyridolksin mg! 2.9

i

? I, 2.9 2.9

i

Biotin mg

i

0.00' ? Kolin mg 1322.0 ?

i

-

i 1652.0 ? ? Folin mg

ı

0.55 ? 0.24 0.35

!

8.88 ? Kalsiyum % , 1O 1.0 0.25 2.0 2.0 2.0 Fosfor %

i

0.6 0.6 0.6 06 1.0 1.0 utfa!k. tU. % 0.5 0.5 0.5 0.5 0.5 0.5 Manganez mg 55.0 ? -

i

33.0 55.0 ? İyod mg 1.1 0.44 0.44 .- 1.1

Ta'vuk beslenmesinde minera:l maddelerin önemi. - Bu hayvanların beslenmesind~ münera!l madde ihtiyacmm ,karşılanmasıı - vitamin ihtiya-cının aksine - ne ,bilimsel bakımdan ne de besleme tekniği bakımından bir problem teşkil etmez. Tavuk yemlerinde yer alması gereken mineral maddelerin sayısı çok olmamakla beraJber ihtiyaç miktarı oldukça yük-sektir. Bilhassa kalsiyum gerek y'llmurta tavuklarında gerekse gelişme çağında önemli roloynar. Pratikte yumurta tavuklarının kalsiyum ihti-yacı yemliklerde daima midye kaıbukları bulundurulmasiyle karşılanaıbi-tir. Midye kabuklarını hemen 'bütün kanatlılar ihtiyaçlarına göre istekle yerler. Midye kabukları mineral madde ihtiyacım karşılarna bakımından her tavuk işletmesinde ıbaşariyle :kullanılabilir. Midye kabukları yalnız gel'İ.;,<:ikentavuklar için faydalı olmayıp her yaşta ve her cins civcivler için de çok elverişli hir mineral madde kaynağıdır. Böylece tavuklar ~çin karma yem imalinde mineral madde kullamlması problemi kolayca

çö-zü1Üir.

(22)

Buna mukabil diğer mineral madde ihtiyaçları (fosfor, sodyum, klor, manganez, bakır ve demir) ancak karma yemlerle kapatılabilir. Bu ihti-yaçları karşı1ama bakımından karma yemlerin yanınd_a hayvanlara mine-ral madde ~reparatIarı da verilebilir. Bu bakımdan ticarette bulunan mi-neral madde preparatlarını lüzumsuz karşılamak doğru değildir. Bugün en çok kullanılan mineral madde preparatları kireç taşı unu, kemik unu, mutfak tuzu ve magnezyum suIfatlı preparat1ardır. Bu maddelerin doza-jı iht:yaç -cedvellerinde belirtilen değerler üzerinden ayarlanmış olup ta-vuğun cinsine, yaşına ve verimine göre bu değerler çok değişik sınırlar içinde bulunur.

Mineral madde preparatlarının ortalama değeri şöyledir Kireç taşı unu

Kemik unu

Mutfak tuzu (iyodize) Magnezyum su1fat 2-3 % 1-2 % 0.25--0,5 % 0.025-0,5

Avrupa memleketlerinde karma yem fabrikalarm}n ortalama 10 çeşİt tavuk yemi yaptıklarını ve Birleşik Amerika'da da ördeik ve hindi yem-. leri dahil 30-40 türlü tavuk yemi yapıldığını düşünürsek mineral yem karmalarında mütecanİs bir ünite elde edilmesinin müşkülatı kolayca' anlaşılır. Buna rağmen 'bu gayeye ula~mak için bütün memleketlerde büyük bir gayret sarfedilmekte olduğunu müşahede etmekteyiz. Alman-ya'da da eldeki ikanuni hükümlere dayanılarak karma yemlerin belli normlar üzerinden y~ılması mecburiyeti konulmuştur. B. Almanya'da bir mineral maddepretaratının yapısı şu şekilde tesbit edilmiştir

Yemlik kemik unu % 69

İyodize edilmiş hayvan ,tuzu

(%

0.01 iyodlu)

%

30 Tras elementler (Fe: Cu : Mn = 3 : 1 : 4)

%

1

olup Garanti -komponent ise: % P205 {% 9 P ve % 21 Ca'u karşılar) dir. Konferansçı rbundan sonra tavuk 'beslenmesinde vitaminler:n önemİ üzerinde durmu,~tu!. çağırnız vitaminler,i kullanma bakımından tabii vi-taminlerden sentetik vitaminIere geçiş çağı olarak adlandırılalbilir. Vita-min alanındaki gelişmeler bilhassa aşağıda'ki fa!ktörlerin tesiri altında meydana gelmiştir :

ı. -

Tabii kaynaklar içinde bulunan vitaminler çok farklı miktar-larda olup depolama süresin~ ,göre de ,büyük değişmelere maruz kalır, Bu gibi durumlar vitamin miktarlarını kontrol etme imkanından uzaklaş-tırır.

2. - Balık yağı, kur.u maya, süt tozu ve yeşil yem unu ~~(bitabii vi-tamin kaynakları fiat ıbakı:mından büyük yükselmeler arzeder.

(23)

3. - Taıbii vitamin tkaynaklarından bilhassa sıvı şeklinde (balık yağı gibi) bulunanların karına yemlere karıştırılması ba:kımından teknik mah-zurları vardır.

Halbuki hayvan beslenı:nesinde kullanılan vitamin preparatlarının birçok faydaları bulunmaktadır :

ı. -

Muhteviyatı garantili belli ünite değerde ıbulunan vitamin pre-paratları uzun süre dayanıklı olduğundan 'karma yemler içine ikatılan bu preparat1arın ekzaıkt dozajıarı mümkün olur.

2. - Fiatlar normal seviyeye di1şürülmÜŞ1İür.

3. - Vita1Jlin preparatları ~oz halinde piyasaya çıkarıldığından bun-arni yemler içerisine mütecanis olarak karıştırılması çok kolaydır.

Yapılan birçok deneylerle sentetik vitaminIerin tesirinin tabii viıta-'nlerden düşük olmadığı tesbit edilmiş'tir. Bu hakımdan sentetik vita-İnlerin karına yem imalinde kullanılması daima tercih edilir.

Karma tavuik yemlerinin vitaminIenmesinde kullanılması gereken vi-aminler şunlardır :

Vitamin A+D3

Vitamin Bı>B2 ve BI2

Pantoten asidi, nİkotin asidi ve Cholin.

Karma tavuk yemlerini teşkil eden komponentler normal miktarda lduğu takdirde Vitamin Bı ve BI2 ile panloten asidi, nikotin asidi ve

holin ihtiyacını karşılar. Ancak bu giJbikarma yemlere Vitamin A, D3

e B2 karıştırılması gerekir.

Tavulk beslenmesinde Vitamin A'nın önemi uzun zamandaniberi bili-en hir gerçektir. Yemlerde bu vitaminin mevcudiyeti doğrudan doğruya eLişme ve yumurta verimiyle ilgilidir. Bundan başka civcivlerde sık sık örülen !bazı hastalıklarda vitamin A koruyucu bir tesir gösterir. Tavuk-arda Vitamin A ihtiyacının kar~ılanması yemlerdeki Karotin-değeri'ne

ağlıdır. Eskiden Vitamin A ve Da ihtiyacı daha çok balık yağı ile kar-ılanmak~a iken bugün genelolarak sentetik Vitamin A ve Da kunanıl-aktadır. Riboflavin kaynakları olarak kurutulmuş maya, süt ,tozu ve ahıl çilleri kullanılmaktadır.

Avrupa memleketlerinde karma yemlerde balık ununa yer verild'ği üdde:1:çeVitamin Bt2 eksikliğiriden ileri gelen bir tehlike düşünülemez.

iLhassa ant~b'iyotiik imalinden geri kalan fermantasiyon kalıntılarının ullanılmasiyle Vitamin B12 ihtiyacı kolayca kapatılabilir. Prof. Dr.

angauf bundan SOnra tavuk beslenmesinde antiıbiyotiklere temas ~-iştir.

Antibiyotikl9l'. - Uzun zamandanberi Birleşik Ae:mrika'da hayvan eslenmesinde antibiyotikler geniş ölçüde kullanılmaiktadır. Avrupa

(24)

memleketlerinde hayvan beslenmesinde antilbiyoti'klerin kullanılması he-nüz tartışma konusu alanından çıkamamıştır. Bunun başlıca sebebi ise antibiyotiklerin tesir mekanizması henüz yeteri kadar aydınlatılamamış olmasından, ıbarsak bakteri florasının normal harmonİsini bozması ve bil-hassa damızlrk hayvanlarda kalıtım değerlerini maskelemesi ihtimal1e-rinden ileri gelmektedir. Bugün burada bu problemlere cevap vermeye çalışmak bizim için konumuzun dışına çıkmaik olacağından ancak yem-lere antİlbiyotik katılmasının pratik önemi üzerinde durulmuştur.

ı. _

Antilbiyotikler tavuk ve hinclilerde geli~me hızını artırarak besi süresini kısaltır. Etçi ırk tavuk produksiyonunda bilhassa genç Ihayvanlar-da çabuk besi ön pla:nIhayvanlar-da gelir. Antibiyotikler gelişme çağında bulunan tavuklarda tesirli olduğu için bunların ekonomik faydaları ihmal edile-miyecek kadar ıbüyüktür. •

2 _ AnUbiyotik1er ,bazı enfeksiyonları önlemek ve durdurmak sure-tiyle yetiştirme zayiatını düşüreıbitir.

3. _ Rasiyonda hayvani proteinin bir kısmının yerine bitksel pro-tein koymak suretiyle semirtme yeminin ucuzluğunu sağlamak müm-kündür.

4 - Unlu yemler içinde bulunan antibiyoti'kler enıfeksiyöz Coryza-nın kontrolünü mümkünkılar. Ancak bu problemin mütea:kip araştırma-larla iyice aydınlatılması lazımdır.

Karma tavuk yemleri içerisine antİlbiyotik katılmasına müsaade eden memleketlerde bilhassa bu ,gibi yemlerin civciv ve be5itavuik.lanında kul-lanıldığı görülmektedir. Ancak antibiyotiklerin tavuk yemlerine katılma-sının faydaları kesin olarak belirtilmiş olduğundan halen yapılmakta olan karma yemlerin yapısını :bozarak yeml~r içine anHbiyotiık katmak doğru değildir. Gelecek deneylerin sonuçlarını beklemek lazımdır. Antiibiyotik-lerin ticaret yemi halinde kullanılabilmesi için bu maddenin memleket-o lerde kanuni hükümler içine sokulması lazım gelmektedir. Prof. Dr. Fan-gauf'un bu tebliğinden sonra bazı delegeler söz alarak memleketlerindeki tavuk besleme durumunu aydınlatmışlardır. Bilhassa ant~biyotiıklerin bes-lenmedeki. önemine Almanya'da Münich Üniversitesi Hayvan Fiziyolojisi ve Hayvan Besleme Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Johannes Brüggemann-ın asistanı Dr. Zucker tarafBrüggemann-ından işaret ed~lerek bu maddenin bilhassa domuz, tavuk ve buzağı rasiyonlarına sokulmasının lüzumunu açıkla-mıştır.

Kongrenin 4. günü sabahı gündem gereğince Dr. K. Hüni (İsviçre) .Kuvvetli karma yem imali ve ticaretinde kanuni hükümler- üzerinde enteresan te'bliğini okumuştur. Dr. K. Hüni, ,bilhassa sığır beslenmesi ala-nında kullanılan kuvvetli karma yem imal ve ticarefnin" kanuni sınırlar iç'~e standard ölçülere dayanmasının lüzum ve önemi üzerinde

(25)

tur .. Sığırlar için ,kullanılan kuvvetli kanna yem alanında ele alınması gereken kanun tasarısında şu noktalar üzerinde önemle durulması teklif edilmiştir :

a) Yem terimini standard definisyon içine alara.k farmakolojik etki-lere sahip ilaçlardan tamamen ayırmak lazımdır.

ıb) Ticari karaikter taşımayan çiftlik yemleriyle pratik değeri olma-yan yemler ve bu arada umumi ticaret kanunu hükümleri içine giren ta:hıllar tamamen veya kısmen yem kanunu hükümlerinden hariç tutu-labilir.

c) Etiketleme nizamlarını yemlerin türüne göre ayarlamak lazımdır. d) Her bir yem için safiyet ve temizlik derecelerini tesbit edecek ka-nuni hükümler bulunmalıdır.

e) Kaliteleri daima değişebilen yemlerle karma 'kuvvetli yemlerin kalite sınırları kanuni hükümlere göre belirtilmelidir.

£) Vitamin, ant~biyotik ve benzerleri gibi aktiv maddelerin yemlere karı~ltırılma'Sı prensibi özel bir yönetmelik içine alınmahdır. Yanlış kul-lanılması ile hayvan sağlığını tehlikeye sokacak maddelerin yemlere ka-rıştırılması özel müsaade ve muvafaka~a tabi olmalıdır.

g) Yem muayene ve kontrolunun yapılmasında ıberaberliği sağlaya-cak yönetmeliıkleri hazırlamalıdır.

h) Aykırı :harelketlerde ceza sınırları kanuni hükümlerle tesbit edil-melidir.

"Dr. K. Hüni, karma yem kanunu üzerindeki ,görüşlerini bu suretle belirtmiş ve bu açıklamalar hemen ıbütün kongre delegeleri tarafından aLkışlarla tasvip edilmiş~ir. Bu arada ,bir. kısım delege tarafından ileri sü-rülen itirazlara kısaca temas edelim :

b) Paragrafına yapılan itiraza göre: pratik değeri olmayan yemleri kanun dışı bırakmak doğru değildir.

e) paragrafına Belçika delegeleri tarafından yapılan itiraza göre: ye-min muhteviyatının bildirilmesi kafi bir tedbir olmayıp ayni zamanda yemlerin Ibiyolojik değerlerinin de etj1ketlerde bildirilmesi lazımdır.

Avrupa memleketlerinde yem kanununda bera<berlik imkanlarının etüd edilmesi için kongre delegeleri tarafından aşağıdaki karar alınmıştır:

ı. -

Kongreye katılan Avrupa memleketleri teı:nsilcileri kendi ka-nun ve nizamnamelerini yukarıda belirtilen esaslara göre karşılaştırarak hangi noktalara i<iraz ettiklerini FAO Merkez Bürosuna bildirmelidir.

2. - FAO Merkez Bürosuna gelen raporlar gözden geçirilip hangi ndktalarda beraberlik sağlandığı ve prensip bakımından hangi nokta-larda görüş ayrılığı bulunduğu tesbit edilmelidir.

3. - Müteakip bir kongrede görüş ayrılıkları üzerinde tartışılarak bir sonuca varılmalı ve yem kanunu 'tasarısı işlenmek üzere hükCı.metle-re sunulmalıdır.

(26)

Kongrenin 4. :günü öğleden sonra Dr .. François (Fransa) «Yemlerde

analiz metodlarının standard.izasiyonu» üzerindeki görüşlerini açıklamış-tır. Dr. François bu konuya başlarken yemlerin hayvanı ve bitIQsel do-kulardan ibaret kompleks ikimyasal bilestklerden ibaret old~ğunu b€lirt-miş ve yemlerin yapısında meydana gelen fiziksel-kimyasal değişiknde-rin sebepleri üzedeğişiknde-rinde durmuş~ur. Bundan sonra laıboratuvarlarda kUl-lanılan yem analiz metodları üzerinde durulmuş ve ıbu metodların mo-dern anlayışa göre yetersizliği belirtilmiştir. Bugün eldeki analiz metod-larından hassas sonuçlar elde edilemediği gibi çok zaman alması bakı-mından da elverişli değildir. Bunun için yem analiz metodlarının düzel-tilmesi ve standard ölçillere göre ayarlanması çok lüzumlu görülmekte-dir. Kısmen Weende metoduna dayanan klastk yem analiz prensipleri kimya ve beslenme alanındaıki modern araştırmaların isteklerini karşı-layacak yeterlikte olmadığı açık bir gerçektir. Eldeki metodların düzel-tilmesi ve analizlerde beraberlik imkanlarının sağlanabilmesi için Dr. François kongreye !bazı önemli teklifler getirmiştir :

ı. -

Kimyasal komponentlerin analizlerde miktarları tatmin edici şekilde belirtilmelidir. Analiz metodlarında tesbit edilen maddelerin kim-yasal ve besleme değerini belirtebilecek komple bir analiz metodunun ele alınması lazım gelmektedir.

2. - Tatbik edilen metodların mutlak hassasiyet sınırları belirtilr meli ve bu metodların kontrol bakımından tekrar edilebilmeleri imkan-ları bulunmalıdır. Her analiz metodu için belli bir Ihata sınırı kabul edil-melidir.

3. - Analiz metodları miimkiln o1du~ kadar basit ve çabuk yapL1

a-biiılİrkaraikterde olmalıdır.

4. - Analiz metodları orijini muhtelif !bulunan tekrnil yemlere ayna hassasiyet sınırları içinde tatbik edilebilmelidir.

5. - Yeni kabul edilecek metodların daima mukayese ve kontrol imkanıbulunmalıdır.

Avrupa memleketlerinde 'kullanılan muhtelif anal'.z metodları de-nendik~en sonra metodlarda beraberlik sağlayacak imkanlar araştırılma-lıdır. Bu metodlarla /bilhassa su, nitrojen, yağ, sellüloz gibi unsurlar ko--layca mukayese edilebilmelidir.

Analiz metodlarının standardizasiyonu çalışmalarında Avrupa Zoo-tekni Federasyonu ile Milletlerarası Analitik Kimya Daimi Bürosu (Per-manent International Bureau of Analytical Chemistry) arasında sıkı bir iş /birliği yapılması üzerinde durulmu~,tur,

Dr. François'nın Avrupa memleketlerinde yem analiz metodlarının standardizasyonu üzerindeki teklifler kongre delegeleri tarafından tasvip edilmiştir.

(27)

Kongrenin 5. gunu öğleden önce umumi kararlar üzerinde görüşül-müştür. Alınan kararlara esasen bildirdiğimiz her tebliğin sonunda temas edilmiş olduğundan Iburada bu kararları tekrar etmeyeceğiz. Ancak bu kararların ışığı altında memleketimizi ilgilendiren bazı prdblemlere kı-saca işaret e'meyi lüzınnlu görmekteyiz.

Kon.gre tebliğlerinden ve kongredeki temaslarımızdan, memleketi-mizdeki kuvvetli yem çeşitlerinin istihsal, istihlak ve ithal durumları üzerinde gereken istatistik 'bilginin ilgiNlerden alınamamış olduğunu gördük.

Ziraat Vekaletinde hayvan yetiştirkiliği sektörü içinde yem ve hay-van besleme promlemlerini ele almış aktıif bir organizasyonun bulunma-dığını düşünürsek bu gibi istatisUk bilgilerin yetkiyle üzerinde durula-mıyacağı hir gerçektir. Hayvan yetiştirme alanının önemli bir sütunu olan hayvan besleme ve yem bilgisi yetkili bir organizasyon tarafından ele alınmadığı müddetçe hayvancılık sektöründen ver:mli sonuçlar alı-namıyacağma inanmaktayız. Almanya'da Prof. Dr. Karl Seharrer, ista-tistik değerlere dayanarak bugün hayvan hastalıklarının % 50 sinin bes-leme tekniğindeki hatalardan ileri geldiğini bildirmektedir. Bu gerçeğe göre bir memleketin hayvan yetiştiricilik problemleri içerisinde hayvan besleme ve yem konusunu ön plana geçirmekten daha tabii bir durum

dÜı~ünülemez. .

Kongre tebliğlerinde kuvvetli yem i-thal eden memleketlere işaret edilmiştir. Yazımızda yem ithal eden memleketleri bildirmekten mak-sadımız, ,gelecekte Türkiye için bu ,gibi memleketlerln iyi ve emin ,birer pazar olabileceği ve hu noktalar üzerinde durulmasının lüzumunu be-lirtmek içindir.

Diğer taraf-tan Avrupa yem pazarlarına girelbilmek için günÜn ihti-yaçlarını karşılayacak bir Yein Kanunu ve Talimatının da eli~izde bu-lunması şarttır. Elde ibir kanun ve talimat bulunmadığı müddetçe gerek yem imali ve gerekse kontrol işlerinde milletlerarası beraberl k sağl~-maık mümkün değildir. Son yıllarda yurdumuzda yem endüstrisine doğru atılan adımları da göz önüne alırsak böyle bir kanuna şiddetle ihtiyaç bu1unduğu daha kolayanlaşılır. Kanun ve talimat içerisine alınmayan yem imal ve kontrolünün memleket hayvan yetiştiriciliği için tehlikeli sonuçlar doğuracağına inanmak lazımdır. Modern hayvan :besleme ve yem endüstrisi anlayışına göre elde bir yem kanunu ve talimatı olmadan milletlerarası kararlarda yetkili söz sahibi olmamıza da imkan görüle-mez. Bu gibi kanun ve talimatın hazırlanması da yine Ziraat Vekaletinde faaliyete geçirilmsi 'gereken yetkili bir organizasyonun görevleri arasın-dadır

Referanslar

Benzer Belgeler

Memeli hayvanlarda dişi üreme organları içeriden dışarıya doğru sırasıyla iki adet ovaryum, iki adet ovidukt, uterus, vajina ve vulvadan oluşmuştur...

• Kanatlılar için 2000 kcal/kg, ruminantlar için 2300 kcal/kg metabolik enerji içerir. • Metionin, lisin ve sistin amino

Canlı ağırlık, fizyolojik durum, süt verimi, laktasyon dönemi hayvanın kondisyonu, sağlık durumu.. Yeme

• 13-18 aylık yaşta günlük canlı ağırlık artışı 600 g, • 19-24 aylık yaşta 500 g ı geçmemelidir. • Beslemede iyi kalitede kaba yeme ağırlık verilmeli, kesif

• Sütten kesimden bir hafta sonra kuzu meraya çıkartılabilir, ancak alıştırma yemi ve iyi kalite kaba yem meraya ek olarak verilmelidir.. • Sütten kesimden sonra alıştırma

Etlik piliçlerde canlı ağırlık gelişimi ve yemden yararlanma yıllara göre gelişme göstermiş, karkasta but etinin oranı azalırken göğüs eti oranında ise artış

 Buna karşın kahverengi yumurta veren ırklar daha iri olmaları nedeniyle yağlanmaya elverişlidirler.. Bu nedenle bu ırkların piliç dönemindeki yem tüketimlerinin kontrol

Bu florayı düzenlemede günümüze dek etkin olarak kullanılmış olan antibiyotiklerin en önemli özelliği bakterilerin ürettiği toksik bilelşikleri azaltmak,