TT- T74Îlîd
V«- :~£-|
» f * 11 • , ; r * ■’ * # • *İ.->* ~ f t ö |Î § S [ AĞABEY
VECDİ BÜRÜN
İlhatni Safa hiç beklemediğimiz bir sırada aramızdan ayrılıverdi Ve biz- 1er saadeti ebedî sanan insanlara kaderin onu birdenbire kaçırmak suretiyle yaptığı acı sürprizin uyandırdığına benzer, şimdiye kadar yaşamadığımız hisle rin baskınına uğradık. ... . . yjuvî'
Ölümünün bize çok acı gelmesini sırlarını araştırıyorum : Her ölüm hâdi sesi bir tek adamın ölmesidir; fakat İllıami Safa'nın ölümü hâdisesinde, cami-
avlusunu dolduran cemaati sayarca çok aşan bir ölmüşler kalabalığı var. Han gisine yanarsınız? İnsanı daha ilk bakış temasında içinden kucaklayıvoren İlha- mi Safaya mı; içinde kuruması imkânsız sevgi çeşmeleri bulunan llhami Safa’- ya mı; insana yıllardır kaybettiği ağabeyini bulduğuna inandıran ve bu inancı aramızdan ebediyen ayrılacağı âna kadar devam ettiren İlham» Safa’ya; en ufak bir vitrin veya nümuneye ihtiyaç duymadan her zaman saygı duyduğumuz derin bir sanat anlayışının temsilcisine, üstad gazeteciye, resmî işinde kendisiy le görüşünceye kadar edindiğimiz «resmî mefhumunu» ilk hareketiyle değişti ren örnek idareciye mi ?
îilıanıi Safa’da bizim akıl sır erdiremeyeceğimiz bir gazete var etmek gücü vardı. Yalnız yeni gazeteler, dergiler varelmekle kalmıyor, yaşama hamlelerini kaybetmiş olanlarım hayata iade ederken, ot larla birlikte ortadan çekilmiş imzalara yeniden son derece çevik bir canlılık veriyordu.
Fakat sadece sathı veya «esmen» leri görenler, bütün bunlarda, İshami Safa’nın çok soluk bir tayfım bile tesbit edemezler. Bu kadar kuvvete sahip olup, bu kuvveti saklama bilgisini elde edebilmek için,, hiç şüphesiz on, onbeş ‘ hayat süresini içine alabilecek asîl bir yaşama tecrübesine sahip olmak lâzımdı.
Sevgili İlhanıi ağabeyin niçiıı aramızdan ayrıldığını, tabip raporları sebep leri ile ortaya koyacaktır. Fakat, bütün bu sebepler sadece masum birer neti ceden başka bir şey değillerdir. Ona hemen bir yıla yakın bir zamandan beri revâ görülen ıztırabı biliyoruz. Bu bakımdan tabip raporlormı elimizle bir ke nara iterek, yumruğumuzu bir işaret parmağı halinde asıl sebebe ve sebeblere i
doğrultmak ihtiyacını duyuyoruz.
Bırakalım ! Ölümünde çok başka sebepler gördüğümüz aziz İlhamı Safaya karşı biz de her zaman canlı kşlacak olan saygı, buna şimdilik mânidir!
Sotı Saat, 27 Ekim 954
t i HIM)
i
Z
İLHAMt SAFAllhami Safa, ölümünden üç hafta önce bir enfaktüs geçirmişti. Bu müddet içinde yapılan tedaviyi son bir darbe hükümsüz bırakmış, ölümün insafsız eli değerli meslek arkadaşımızı aramızdan söküp alarak Safa ve basın ailesini ke
dere boğmuştur. ; .
İsmail Safa nasıl mâder-zad, anadan doğma bir şair ise onun oğlu da öyle dededen, babadan gelme bir basın sanatkârı idi. Babasının (müjde, doğdu Se lim tlhami) diye 1894 tarihine rastlayan Hicrî seneyi bildirir mısraı ile dünya
ya ayak basan çocuk yetişmiş, babasının arzu ve vasfettiği (yapraklı, meyveli
bir fidan) olmakta bütün ailenin nasibini taşıyanlardan biri olmuştu. Bâbıâli denilen çevreyi içinden geniş ve derin bilgi ile tanır ve kendini gösterme özen tisine kaptırmadan bu çevrenin içinde çalışırdı. Vefalı insandı. Vefa ve Mercan idadilerinde okuduktan sonra Güzel Sanatlar Akademisinin Mimarlık dalmda tahsile başladı; fakat asıl kabiliyeti bir basın binası kurup işletmekte idi.
Pek genç iken Serveti Fünunun yazı işleri müdürü oldu, bir fikir ve inkilâp dergisi olan (İştilıat) uzun zaman idare ve mesuliyeti altında çıktı. Birçok ga zete ve mecmualar çıkarmak, çıkan bir çok gazete ve mecmualara emek ver mekle (doğduğu günde aldığı namı, öldüğü günde yadettirecek) bir mazhariyete ererek babasının ruhunu şadetti. Ne yazık ki babası gibi onun da (ruhunda her belâya tahammül sebatı var) iken (cismi şedaide mütehammil bir bina de ğil) rniş.
Son zamanlara kadar Elektrik —Tramvay — Tünel idaresinin yayın İşlerini idare ediyordu. İmzalı, imzasız, takma adla basılmış birçok eserleri, tercümeleri vardır. Güzel Sanatlar Akademisinde şimdi 19 yaşında bir oğla Hayrylhalef yetişmektedir.
İlhami Safa 27 Ekim 954 de Allahın rahmetine kavuştu.