• Sonuç bulunamadı

Selim İleri'nin "Geçmiş, bir daha gelmeyecek zamanlar" beşlemesinin dördüncü kitabı üzerine:Kimsesiz -ve tüm- okurlar için

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Selim İleri'nin "Geçmiş, bir daha gelmeyecek zamanlar" beşlemesinin dördüncü kitabı üzerine:Kimsesiz -ve tüm- okurlar için"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET

n A

oS-332

KULTUR

kultur@cumhuriyet.com.tr

Selim îleri’nin ‘Geçmiş, Bir Daha Gelmeyecek Zamanlar’ beşlemesinin dördüncü kitabı üzerine

Kimsesiz -ve tüm- okurlar için

---_

SIRMA KOKSAL___________________ İtalyan edebiyatının günümüzdeki en önemli temsilcilerinden olan Antonio Ta- bucchi, Damasceno Monteiro’nun Kayıp Başı adlı kitabında Loton adlı bir kahraman çizer. Loton, oyuncu Charles Laughton’a benzerliği nedeniyle halkın onun adından bozarak Loton diye andığı soylu bir Porte­ kizlidir, varlıklıdır ve kendi inançları doğ­ rultusunda olan davalara ücretsiz olarak ba­ kan bir avukattır. Bütün bunların yanı sıra gerçek bir entellektüeldir. Loton bir gün ye­ mek yediği genç gazeteciye Hölderlin’den bir şiir okur: Bildiğim her şeyi/ Sen yaza­

caksın bana hatırlamam için/ Mektuplar­ la, böylece ben de/ Tüm geçmişi söyleye­ ceğim sana.

Yan buçuk bir entelektüel olan genç ga­ zeteci, şiiri anlamakta zorlanır, bunun üze­ rine Loton devam eder: "Demek istediğim

geçmişten mektuplar bekleyen insanlar ola­ bilir... Bize hayatımızın hiç anlayamadığı­ mız bir dönemini açıklayan, geçmiş onca yılın anlamını, o zamanlar kavrayamadık­ larımızı kavramamızı sağlayacak herhan­ gi bir açıklama getiren geçmişten mektup­ lar, siz gençsiniz gelecekten mektuplar bek­ liyorsunuz, ama geçmişten mektuplar bek­ leyen insanlar olduğunu fa rz edin, belki ben bu insanlardan birisiyim ve belki bir gün o mektupların elime geçeceğini hayal etmeye çalışıyorum."

Geçmişten mektuplar beklemenin, gele­ ceğe ilişkin beklentileri olan, geleceğin an­ laşılmış ve kavranmış bir geçmişin üstüne sağlam bir bina gibi oturacağına inanan ve yaşamın neden-sonuç ilişkilerinin her zaman anlaşılır, bilinir, üstüne üstlük kabul

edile-1 920’lerden edile-1980’lere

uzanan yaşam hikâyesinde

Solmaz Hanım, yaşadığı

toplumun

geçirdiği

sarsıntıların

tanığı olarak

gerçeklere

benzemeyen

romanlar

okuyacaktır.

bilir bir akış sağlayacağı konusunda kuşku­ ya düşmeyenler için önemsenecek bir yanı yok kuşkusuz. Olsa olsa biraz melodrama- tik bir sözcük oyunu. Ancak gelecek ile geçmiş arasındaki bağın gitgide bu sağlam ve güvenli ilişkiden uzaklaştığına tanık ol­ dukça geçmişin kendine ait “doğru” gele­ ceğinin yitik bir düş olduğunu, bunun ye­ rine birbirine uymayan geçmişlerle şimdi­ lerin arasında sıkışıp kaldığımızı kabul et­ meye başlarız, işte tam da o zaman Solmaz Hanım, durmamacasma okuduğu, tekrar tekrar okuduğu romanların izleriyle geç­ mişini yeniden kurmayı dener, şimdisini hapseder, yok sayar ve yeniden kurguladı­ ğı geçmişi, geleceğe ilişkin bir beklentiye dönüştürür. Solmaz Hanım, Selim Üeri’nin son romanı Solmaz Hamm, Kimsesiz Okur­ lar İçin’in başkişisi.

Şapkaları ve şapkalarının isimleri var Sol­ maz Hanım’m. Selim İleri, romanının içi­

ne koyduğu ve doğrudan okurlara yazılmış mektuplarda Solmaz Hamm’ı yazmanın ne kadar mümkün olduğunu, nereye kadar ken­ di kurgusunu, nereye kadar da gerçek Sol­ maz Hanım’ı yazdığım bilemediğini söylü­ yor. Peki ama, Solmaz Hanım zaten şapka­ larının adlarının ve okuduğu romanların an­ lattığı bir öykü kişisine dönüştürmüyor mu kendini? Ileri’nin çocukluğunun Cihan­ gir’ine ilişkin anılarında yazılmış kitapla­ rının, Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim OL saydın’m, Gramofon Hâlâ Çalıyor’un da okuru olan Solmaz Hanım, yazarımıza Ce­ mil Şevket Bey’in mutlaka bir gün yazılma­ sı gerektiğim ısrarla söylediğinde, aslında başka romanlara açılan bir roman kişisi ola­ rak yeterince açığa vurmuyor mu kendisi­ ni? Ve yine Selim tleri’nin okurlara fısılda­ dığı bir sn var: Ucuz aşk romanlarını sev­ mek, sadece gerçeklere benzemedikleri için. 1920’lerden 1980’lere uzanan yaşam hi­ kâyesinde Solmaz Hanım, yaşadığı toplu­ mun, geçirdiği sarsıntıların birinci elden ta­ nığı olarak gerçeklere benzemeyen roman­ lar okuyacaktır kuşkusuz. Ne özel yaşamı­ nın, kocasıyla evliliği yokuş aşağı gitmeye başlayınca artık kızım da sevemez olan an­ nesinin anılan veya kendisini bir alkışlanan bir kovuşturmalara uğrayan eserine vermiş babasının inişli çıkışlı yaşamı ne de tanığı olduğu çürümenin tutturduğu yol... Ger­ çeklerin başlı başma bir yanlış gibi durdu­ ğu yerde, ucuz aşk romanları, daha doğru­ su ne olursa olsun, “roman”lar...

Oysa gerçekler neredeyse ucuz aşk roman­ larını aratmayacak kadar gerçek dışıdır. Za­ man zaman el üstünde tutulup zaman zaman yerden yere vurulan Türkçü babası, Türk­ çülük’ten sosyalistliğe doğru yol alan resim ___________ hocası, yüksek yaşamın se­

vilen siması annesi, Sol­ maz Hanım Tn önünde bir­ birinden farklı ufuklar açar­ lar açmasına ama hiçbiri açılan ufka yol alışında ya­ nında kalmayacak, babası­ nın ve öğretmeninin yatım­ da kalmasına ise izin veril­ meyecektir. Geride kafası karışık, terk edilmiş, kim­ sesiz bir Solmaz Hanım ka­ lacaktır. Solmaz Hamm’m belirgin bir siyasi görüşü­ nün olmayışı, buna izin ve- rilmeyişi ise kendi başına si­ yasi bir olgu olarak dura­ caktır kuşkusuz karşımız­ da. Bu siyasetsizlik gerçe­ ğinin ortasında Solmaz Ha­ nım, belki de yaşamının tek gerçeğini travesti barların­ daki travesti yaşamların içinde yakalayacaktır. Ve bu gerçeklik, ucuz aşk ro­ manlarından çalınmış yapay geçmişin üstüne hiç zor­ lanmadan oturacaktır. Çün­ kü hiçbiri yaşama benze­ mezler.

Ama Solmaz Hanım, Kimsesiz Okurlar İçin’in sim da burada işte. Yaşam da, yaşam dediğimiz şeye benzemez, hatta yaşamı, yaşam demek istediğimiz şeye benzetmemize fırsat da verilmez. Geleceğin ol­ madığı yerde ise geçmiş­ ten mektuplar bekler insan, kavranmamış, anlaşılma­ mış olanı artık kavranır ve anlaşılır kılacak olan bir iz. Bildiğimiz her şeyi yazacak biri ya da bir bellek! Ki, geçmişi söyleyebilelim.

Kişisel A rşivlerde İstanbul Belleği T a h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yani Gramsci için entelektüel sınıf politik toplumu sivil toplum içinde eritmenin yanında sivil toplumun hegemonyaya dönüşmesi sürecinde de önemli bir rol

Büyük bir Türk şairinin ürünleri içinde ve çağdaş şiirimizde yerini çoktan almış olan bu şiirle ilgili olarak birkaç gün önce “M illiyet” gazetesindeki

Yazar Haldun Taner, annesinin Fatih Camii avlusuna gönülmesine iliş­ kin haberle ilgili olarak bir açıklama yapmış ve gömül­ me işleminde bir usulsüzlük

Eserlerinde tasvir gerçekliği ağır basan Fausto Zonaro İstanbul’un tarihi semtlerini, camilerini, çeşmelerini, düğünlerini, bayramlarını seyyar satıcılarım,

Cumhu­ riyetin ilânından sonra ikinci devre Afyon mebusu olarak p o­ litikaya atılan Ünaydın daha sonra sırasiyle Londra, Roma, Budapeşte, Tiran ve Atina

1913 yılında ölünce Tasviri Efkârı oğulları Velid ile Talha Beyler «Tevlı di Efkâr» adiyle devam ettirdiler.. 1884 yılında do­ ğan Velid bey tanınmış

Remove from heat, pour the boiling milk over it and then cover. Now allow the mixture to simmer over a very low flame, preferably with a mat over the burner, until all

O yıllardan bu yana, beş-altı yıldır artık emekli olan araştırmacı kuşağı ile yeni mezun gençler aras ında çok az araştırmacı enstitülere atandı.. Deneyimli kuşak