• Sonuç bulunamadı

Passagework YDS Ön Hazırlık Seviye 2 Örnek Parça | 91957

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Passagework YDS Ön Hazırlık Seviye 2 Örnek Parça | 91957"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BÖLÜM 1: PARÇADAKİ ÖNEMLİ KELİMELER / YAPILAR / EŞ ANLAMLILAR

Kelime Türkçe Karşılığı Eş / Yakın Anlamlısı

many (adj) çok, birçok a lot of, lots of, a number of, plenty of, scores of

people (n) insanlar

house (n) ev home, resident, dwelling, domicile

important (adj) önemli significant, vital, crucial, critical

thing (n) şey

lives (plural n), life (n) hayat, yaşam

in fact (adv) aslında actually, indeed, as a matter of fact, as such

population (n) nüfus

live (v) yaşamak reside, dwell, inhabit, populate

rented (adj) kiralık

housing (n) ev, konaklama accommodation, dwelling

would rather (modal) tercih etmek would sooner, would just as soon, would prefer to V0, prefer to V0

own (adj) kendi

price (n) fiyat

go up (v) artmak, yükselmek increase, go up, rise, skyrocket all the time (adv) devamlı, sürekli, her

zaman

always, constantly

young (adj) genç

enough (adj) yeterli ample, sufficient, adequate

money (n) para fund, currency

buy (v) satın almak purchase

small (adj) küçük

flat (n) daire

parents (n) anne baba

even (adv) bile

married (adj) evli

especially (adv) özellikle specifically, particularly, in particular, notably

high (adj) yüksek

southeast (n) güneydoğu

quite (adv) oldukça, epey fairly, rather

low (adj) düşük, alçak

often (adv) sıklıkla, genellikle usually, generally, mostly, most of the time, frequently

buy (v) satın almak purchase

old (adj) eski

perhaps (adv) belki de, muhtemelen probably, possibly, maybe, conceivably

(2)

hundred (num) yüz

because (conj) -dığı için, çünkü as, since, for, inasmuch as, now that, in that, seeing as, seeing that

have to (v) -mek / mak zorunda -meli / malı

must

spend (v) harcamak

a lot of (adj) çok lots of, plenty of,much, a great deal of, a good amount of, a large quantity of

repair (n) tamirat fixing, restoration, renovation

decoration (n) dekorasyon

BÖLÜM 2: PARÇANIN OKUNMASI

HOME SWEET HOME

For many British people, a house is the most important thing in their lives. In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing. They would rather have their own houses, but prices are going up all the time, and many young people have not got enough money to buy a house. They live in small flats or in their parents' house (even when they are married).

Prices are especially high in the southeast of England. In the north, and in Scotland, prices are quite low. Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are not so expensive. But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration.

BÖLÜM 3: ÇEVİRİ ÇALIŞMASI

For many British people, a house is the most important thing in their lives.

Birçok İngiliz için, ev hayatlarındaki en önemli şeydir.

In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing.

Hatta nüfusun %60’ı kiralık evde yaşamaz.

They would rather have their own houses, but prices are going up all the time, and many young people have not got enough money to buy a house.

Onlar kendi evlerine sahip olmayı tercih ederler ama fiyatlar sürekli yükseliyor ve birçok genç insan ev almak için yeterli paraya sahip değil.

They live in small flats or in their parents' house (even when they are married).

Onlar küçük dairelerde ya da ailelerinin evinde yaşarlar (evliyken bile).

Prices are especially high in the southeast of England.

Fiyatlar İngiltere’nin güney doğusunda özellikle yüksektir.

In the north, and in Scotland, prices are quite low.

Kuzeyde ve İskoçya’da fiyatlar oldukça düşüktür.

Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are not so expensive.

Genç insanlar sıklıkla çok pahalı olmadıkları için belki de yüz yaşının üzerinde olan eski evleri satın alırlar.

But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration.

(3)

BÖLÜM 4: DİLBİLGİSİ ANALİZİ

1. For many British people, a house is the most important thing in their lives. Birçok İngiliz için, ev hayatlarındaki en önemli şeydir.

Cümledeki “for” bir “preposition” yani “edattır” ve “için” ya da “boyunca” anlamına gelerek sağındaki ismin sonuna eklenir. Burada “many British people: birçok İngiliz” ismine bağlıdır ve oluşan “for many British people: birçok İngiliz için” anlamını vererek “görüş” bildirmektedir. Bu kısımda alternatif olarak “as far as many British people are concerned”, “according to many British people” gibi dizilimler de kullanılarak “birçok İngilize göre, birçok İngilize sorulursa” anlamları verilebilir.

Cümlede bulunan “important: önemli” anlamına gelen bir sıfattır ve bu sıfatın içinde bulunduğu “the most important thing” diziliminde geçen “the most important” ifadesi bir “superlative” yapıdır. “Superlative” yapılar kısa sıfatların sonuna “-est” ekini, uzun sıfatların başına “the most” ifadesini getirerek oluşturulur ve en az üç kavramı “en yüksek / düşük derece” veya “miktar” olarak belirterek niteler. Cümlede geçen “the most important thing” ifadesi bu bağlamda “en önemli şey” olarak çevrilebilir. Ayrıca “superlative” yapıların başında article “the” kullanıldığına da dikkat etmek gerekir.

2. In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing. Hatta nüfusun %60’ı kiralık evde yaşamaz.

Cümle “aslında, hatta, gerçekte” anlamına gelen “in fact” zarfı ile başlamaktadır ve bu zarf yerine “really, actually, indeed, as a matter of fact, as such” gibi ifadeler de kullanılabilir. Bu ifadeler cümleye “emphasis: vurgu” anlamı katan ifadelerdir.

Cümledeki “of” bir “preposition: edattır” ve “-ın, -in” anlamına gelerek sağındaki ifadeye şeklinde eklenir. Burada “the population: nüfus” ismine bağlıdır ve oluşan “of the population: nüfusun” anlamına gelmektedir. Cümledeki “doesn’t: does not” yapısı “simple present tense: geniş zamanda” olumsuz cümlelerde “özne ile fiil” arasına getirilerek kullanılan (...the population doesn’t live…) ve cümleye olumsuzluk anlamını katan yapıdır. “I, we, you ve they” zamirleri ya da “çoğul isimler” özne görevinde olduğunda cümleye olumsuzluk anlamı katmak için “do not: don’t” kullanılır. Yine aynı görevi yapan “does not: doesn’t” ise “he, she, it” zamirleri ya da “tekil isimler” özne görevinde olduğunda olumsuzluk anlamı vermek için kullanılır.

3. They would rather have their own houses, but prices are going up all the time, and many young people have

not got enough money to buy a house.

Onlar kendi evlerine sahip olmayı tercih ederler ama fiyatlar sürekli yükseliyor ve birçok genç insan ev almak için yeterli paraya sahip değil.

Cümledeki “would rather: tercih etmek” ifadesi genel tercihlerimizi ya da belli bir durum için geçerli olan “tercihlerimizi” ifade ederken kullanılır ve devamına “V0” alır. Bu ifade yerine “would sooner” ve “would just as soon” ifadeleri de kullanılabilir. Aynı anlamı veren “would prefer” ise devamına “to V0” alır.

Cümledeki “are going up” bir “Present Progressive (Continuous) Tense: Şimdiki Zaman” çekimlemesidir. “Present Progressive Tense: Şimdiki Zaman: am / is / are Ving” “konuşma anında gerçekleşen olayları” anlatırken kullanılır ve “-yor” şeklinde çevrilir.

Cümledeki “all the time” sıklık zarfı (adverb of frequency) “sürekli, daima, her zaman” anlamında kullanılan bir zarftır ve yerine “always, continually, invariably” gibi zarflar da kullanılabilir.

Cümledeki “enough: yeterli” ifadesi devamına “infinitive: to V0” yapısı alır. “enough + (noun phrase) + to V0” sıkça karşılaşılan bir dizilimdir. Bu bağlamda cümlede oluşan “enough money to buy: satın almaya yetecek para (satın alabilecek kadar para)” şeklinde çevrilebilir.

(4)

4. They live in small flats or in their parents' house (even when they are married). Onlar küçük dairelerde ya da ebeveynlerinin evinde yaşarlar (evliyken bile).

Cümlede “even” zarfı anlama vurgu katmak için kullanılan bir ifadedir ve “hatta, bile” anlamında çevrilebilir. Dolayısıyla cümlede oluşan “even when: -dığında bile” anlamını verir.

5. Prices are especially high in the southeast of England. Fiyatlar İngiltere’nin güneydoğusunda özellikle yüksektir.

Cümlede bulunan “especially” zarfı “özellikle” anlamı vermektedir; bu ifade yerine “in particular, particularly, notably, specifically” zarfları da kullanılabilirdi.

6. In the north, and in Scotland, prices are quite low. Kuzeyde ve İskoçya’da fiyatlar oldukça düşüktür.

Cümlede “are” yardımcı fiilinin ardından “quite low” ifadesi kullanılmıştır. Bu yardımcı fiil “be” fiilinin çekimlenmiş halidir. “be” fiili de “linking verb (bağlaç fill)” ya da “copula(r) (-dır, -dir)” olarak adlandırılan yapıların en sık kullanılanıdır. Bu yapıların ardından gelen ifadeler “nesne” değil “complement” (tamamlayıcı) olarak adlandırılırlar ve bu şekilde kullanılan sıfatlara da “predicative adjectives (yüklem olarak kullanılan sıfatlar)” denilir. Cümlede “quite low” ifadesi bir “nesne” değil “özne tamamlayıcı” olarak görev yapar.

“am / is / are” yardımcı fiilleri bu cümledeki gibi “bağlaç fiil / yüklem” görevinde olduğu zaman “-dır, -dir” şeklinde çevrilebilir. Bu bağlamda cümle “...fiyatlar oldukça düşüktür” şeklinde çevrilebilir. Ayrıca cümlede “am” ya da “is” değil de “are” kullanılmasının sebebi öznemizin “çoğul özne” (prices: fiyatlar) olmasıdır.

Cümlede “quite” zarfı “oldukça” anlamında kullanılmıştır ve bu zarf yerine “rather, fairly, pretty” zarfları da kullanılabilirdi.

7. Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are not so

expensive.

Genç insanlar sıklıkla çok pahalı olmadıkları için belki de yüz yaşının üzerinde olan eski evleri satın alırlar.

Cümledeki “often” sıklık zarfı (adverb of frequency) “sıklıkla, sık sık, genellikle” anlamında kullanılır. Bu zarf yerine “usually, generally, most of the time, mostly, frequently, oftentimes” gibi zarflar da kullanılabilir. Cümlede geçen “perhaps: muhtemelen” zarfı ise “olasılık” anlamı vermek için kullanılır; bu zarf yerine “probably, possibly, maybe, conceivably” gibi ifadeler de vermektedir.

Cümlede “more than” ifadesi “-den daha fazla” anlamında kullanılmıştır.

Cümledeki “because” kelimesi bir “neden-sonuç” bağlacıdır ve “-dığı için, çünkü” anlamında kullanılmıştır . Bu bağlaç yerine “as, since” bağlaçları da kullanılarak aynı anlamlar verilebilir. “Because” bağlacının devamına “tam cümle” getirmek gerekir.

(5)

8. But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration.

Ama onlar, tamirat ve dekorasyon üzerine çok zaman ve para harcamak zorunda kalırlar.

Cümle “but: ama” ile başlamaktadır ve bu bağlaç öncesindeki cümle ile bir zıtlık oluşturmaktadır. Cümlede “but” yerine “however, nonetheless, nevertheless, even so, on the other hand vs.” gibi “sentence adverbs: cümle zarfları” da kullanılabilirdi.

Cümledeki “have to” bir “modal: kip” gibi düşünülebilir. Modallar “yetenek, olasılık, gereklilik, rica, zorunluluk, tavsiye vb..” anlamlar taşır. “have to” modalı “zorunluluk: -meli / malı, -mek / mak zorunda” anlamı vermektedir ve yerine “have got to Vo” modalı da kullanılabilir.

Cümlede “a lot of: çok” ifadesi devamında sayılamayan isim alarak kullanılmıştır. Bu kullanımda “a lot of” yerine yine “çok” anlamına gelen “lots of, plenty of, much, a greal deal of, a good amount of, a large quantity of” gibi ifadeler de kullanılabilirdi. Ayrıca “a lot of, lots of, plenty of” üçlüsünün devamlarına hem sayılabilen hem de sayılamayan isim alabildiğini de bilmek gerekir.

Cümledeki “on” bir “preposition” (edat) görevi taşır ve “spend” fiiline aittir. “spend time / money on something: bir şey üzerine para / zaman harcamak” anlamı vermektedir.

BÖLÜM 5: OKUMA PARÇASI SORULARI / ALIŞTIRMALARI

Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız.

1. We can understand from the passage that ----. A) many British people would rather buy old houses

B) the minority of the British population live in rented housing C) young people buy old houses because they like them more D) 40% of the British population own a house

E) when young people get married, they all live in their parents’ house

2. According to the passage, as far as many British people are concerned, ----. A) buying a house is easier nowadays than it was in the past

B) young people should not live with their parents after they get married C) house prices are quite high all across England

D) there is nothing more important than a house in their lives

E) small flats are better than large flats, but people do not prefer them

3. According to the author, buying an old house ----.

A) looks like a good option for young people, but not for the old B) is not easy and there is also the cost of repairs and decoration C) may cost more than planned

D) is probably not a good idea as house prices are falling E) does not bring about any problems

Referanslar

Benzer Belgeler

İlaveten laboratuvar ortamında uygulamalı olarak, delik açma, yüzey işleme, diş açma, kanal açma, kılavuz çekme vb işlemlerinin uygulamalı olarak

Örnekteki gibi sonralık bildiren cümleler kurun. -ként

Müşterilerinize kişisel temizlik ve hijyen kurallarına uyarak sağlıklıklı, temiz bir ortam hazırlamanız ve görgü kurallarına uyan davranışlar sergileyerek en iyi

Seçilen nesne torbaya geri atılmak koşulu ile 2 seçim yapılacaktır.. Bu iki seçimin de aynı tür nesne olma

Yağmur yağmadığında ise % 60 ihtimalle hava kirliliği olması gereken sınırların üs- tüne çıkıyor... Bu kartlardan 3 tane seçildiğinde toplamlarının

Kim önce gelirse diğeri- ni 10 dk bekleyip gelmezse o noktayı

Fakat, çoğu, devletle iç içe olan Divan Ģairleri için bu yargı pek geçerli olmayıp, Divan Ģiirinin ve Ģairlerinin devletle ve belgelerle iç içe olması, belgelerde

Sınava Giriş Belgesi adayların adreslerine gönderilmeyecektir. Adayların bu belgeyi, T.C. Numaraları ve şifreleri ile ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet