• Sonuç bulunamadı

Adalet Ağaoğlu, Almanya'da edebiyat akşamlarında:Okur, yazarını bırakmamalı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adalet Ağaoğlu, Almanya'da edebiyat akşamlarında:Okur, yazarını bırakmamalı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K Ü L T Ü R — Y A Ş A M

Adalet Ağaoğlu, Almanya da edebiyat akşamlarında:

Okur, yasarını bırakmamalı

Haluk TURAT —

AACHEN ŞEHİR KİTAPLIĞINDA — Adalet Ağaoğlu Aachen Şehir Kitapiığı’nda adma düzenle­ nen gecede, Alman dinleyicilerle birlikte «Sen Ey Kutsal Işık» öyküsünün Almancasıtıı dinle­ di ve sorulan yanıtladı: (Fotoğraf: Muhlis KENTER) AACHEN — Aachen, bizim İl­

se tarih kitaplarından Air-la- Chapele diye biidiğimiz. Kut­ sal Roma-Cermen împarator- luğu’nun, Şarlman’ın başkenti. Bugünse şirin bir sınır kenti. Aachen’lılar. Belçika, Hollanda ve Federal Almanya sınırlarının kapılarının önünde kesişmesine bakarak ve Şarlman’m neredey­ se tüm Avrupa’yı yıllarca bu­ radan yönettiğini anımsayarak, Stasburg ve Biirliksel’in yanın da, kendi kentlerini de Avrupa’ mn başkentliğine aday görüyor­ lar.

Aachen ve «Yabancı

Yurttaşlar»ı

Federal Almanya'nın bu ken­ tinde de yabancılar arasında çoğunluk yurttaşlarımızda. Ay­ rıca Aachen Üniversitesi’ndeki yabancı öğrenci oranı yüksek. Bunlara bağlı olarak yabancı haklarım savunan demekler, onların sorunlarını dile getir­ meye çalışan yayınlar yanında bir de Alman kitabevi, Almanca yabancı sorunları ve edebiyatı ile Türkçe kitaplar da satmaya başladı bir süreden beri. Bir sahibi de Türk olan Backhaus Kitabevi, geniş ve özenle seçil­ miş Türkçe kitaplar bölümüne yurttaşlarının ilgisini çekmek, Aachen’da Almanlar’a, Türkiye’ den tanıtüacak davul, zuma ve döner kebabından başka şeyler de olduğunu göstermek üzere, önemli yazarlarımızı, yapıtların dan parçalar okumak üzere, Aachen’a çağırmaya başladı. Ancak. Adalet Ağaoğlu’nun Aac­ hen’da «okuma» yapması. Aac­ hen Yabancı Yurttaşlar Derne­ ği ile Yabancı - Sözü Dergisi nin katkıları olmadan düşünü­ lemezdi.

«Okuma»

«Okuma» Almanya’da çok yay gın bir ekinse! gelenek. Ya­ zarlar, kitabevlerinin düzenledi­ ği ve önceden bildirdiği gün­ lerde, uygun bir salonda yapıt­ larından parçalar okuyor, son­ ra da okurlarının sorularını yanıtlıyor. Tartışmaya doyama yan okurların, akşamın sonun­ da yazan da alıp gittikleri bir lokanta ya da lokalde söyleşiyi koyulttukları az görülmüş şey­ lerden değil.

İnsanın kendi taşrası

Adalet Ağaoğlu’nun Aachen’da yaptığı «okuma»lardan birini Almanlar için iki dilde (tabii bu toplantı da Türkier’e kapalı değildi ve çok sayıda Türk de izledi), ötekini yalnız Türkçe düzenlemesinin nedeni Türkler­ le, Almanların ilgilerinin ve so­ rularının köklü f a r k l ı l ı k gös­

termesiydi. Bu deneyim Aysel Özakm için 10 m art 1983’te dü­ zenlenen edebiyat akşamında edinilmişti. Almanlar, genellik­ le: «Siz, bir Türk kadını olarak nasıl oldu da bütün bunlan ba­ şardınız?!» merakı ve yazarla­ rımızı, Türkler için kafalarında zaman içinde oluşmuş genel ka­ lıpların hiç bir yerine sığdıra- mamanın şaşkınlığı içinde soru­ lar sorar ve akşamın yazınsal ağırlığını «genel bilgi edinme» düzeyine indirgerken; Türk’le­ rin belirli bir kesimi de yazar­ larından kendi görüşlerini doğ­ rulayan «fetva»lar ve «kurtuluş» formülleri koparmaya çalışıyor, «Bir sorum var!» diye başlayıp sonu gelmeyen söylevler verme eğiliminde görülüyor. Ne var ki, bu kesim; her iki akşam da, çoğunluğun beklentilerine say­ gılı, taşmaktan cayıp kendi yar tağına zamanında çekilmesini bildi. Adalet Ağaoğlu, Türkçe sorulan, «Sizce sanat sanat için

midir, yoksa sanat toplum için midir?» sorusuna karşı, «Bu so­ runun yanıtının çoktan verildi­ ğini, artık bu konunun Türki­ ye’de tartışılmadığım ve sana­ tın iıenı sanallan hem toplum­ dan soyu kanamayacağım» söy­ lerken, ben içimden insanın kendi ekin merkezlerinden bu kadar uzakta kaldıkça, hangi başka ekinsel merkezlerin orta­ sında yaşarsa yaşasın, kendi taşrasından kurtulamayacağını düşünüyordum. Belli dönemler­ de «çoğu yazarın sustuğu» site­ mini Adalet Ağaoğlu; Türkiye’ de «yazarının önünde giden o- kuvucu» da bulunduğunu, ama etkinliğini «edebiyat tüketmek­ le» sınırlandıran okuyucunun

çoğunlukta olduğunu, «okurun da yazarım yalnız bırakmaması gerektiği»ni söyleyerek karşılı­ yordu.

Övgüler

Adalet Ağaoğlu gittiği gün, «Aachener Nachrichten» adlı günlük gazetenin edebiyat eleş­ tirmeni de bu iki önemli «oku- ma»ya değindi, uzun bir yazıy­ la. Yazıda, bu akşam için Al- mancaya çevrilen ve Almanya’ da ilk kez okunan «Sen Ey Kutsal Işık» öyküsü özetlendik­ ten sonra, bu öyküde, «Ağaoğlu’ nun sanatçı fantazisinin ve an­ latım gücünün özellikle belirdi­ ği» vurgulanıyor ve yazarın, ül­ kesinin masal geleneğiyle Batılı

deneyimini başarıyla birleştir­ diği belirtiliyordu. «Bir inancın nasıl tüketim malı durumuna indirgendiğini imgeleyen giriş bölümü, kısa tümcelerle, özlü ve etkileyici bir dille sanid bir sonsuz dua şeklinde kurulmuş, dilsel bir havai fişek şenliği.»

Bu övgülerin içtenliği Al. man dinleyicilerin tepkileri de doğruluyordu; öykünün u- zunluğunun dinleyicileri sıkaca­ ğım düşünen Adalet Ağaoğlu, bir yerde okumayı kesmek is­ teyince, dinleyicilerin nasıl tep­ ki gösterdiklerini anımsıyorum. Mutlaka sonuna kadar dinlen­ mek istiyorlardı, bu okunması otuz beş dakikadan fazla süren öyküyü.

Referanslar

Benzer Belgeler

(Kişisel Arşiv).. ve II’ye göre belirlenecek orandan fazla ise, temerrüt faiz oranı olarak, kararlaştırılan anapara faiz oranı uygulanacaktır. Ticari nitelikteki bir

[r]

Düzenli depolama sahasının bu temel yapıları, çöplerin depolandığı sahalarda oluşan fiziksel, kimyasal ve biyolojik olayların birer ürünü olan depo gazı ve sızıntı

Ama o evlatlar haberlere Ergun Bala gözüyle bakmayı, sayfalarım Ergun Bala titizliğiyle işlemeyi sürdürecek ve Ergim Ahi'lerinden "Aferin" alabilmek için

Conclusion: A rectus abdominis myocutaneous flap can be successfully used in patients with groin and upper thigh defects due to its.. predictable and robust vascular supply,

köşeleri seçersek, baskınlık kümesi şartı sağlanmış olur ve aynı zamanda bu iki köşe birbirine komşu olmadığından bağımsız baskınlık kümesinin şartı

Kurtuluş Savaşı sırasında Bayar'ın aktif olarak mücâde­ leye katıldığını yazan gazete­ ler, ilk Türk parlamentosunun bugüne kadar yaşayan tek üyesi olan

Daha fazla yap›tafl›n›n, daha fazla kimyasal maddenin ve daha fazla süre- cin var oldu¤u günümüzdeyse art›k malzeme bilimi alan›nda çok daha faz- la karmafl›kl›k