* • Senden, bilirim,
yok bana
bir faide
eserind e, hep bir gönül
acısının ateşini
d ile g etirm iştir.
Rüştü ŞARDAĞ
ÜZYILI aşkın bir zaman sevda yarası almış
gönüllerde yangın çıkaran büyük eser ve hi kâyesi,
Senden, bilirim, yok bana bir'aide ey gül
1836 - 1902 yılları arasında yaşamış olan Tamburi Ali Efendi yüzü aşkın eserinde, bir gönül acısının ateşlerini dile getirmiştir. M idilli adasında doğup, İstanbul’da öğrenim gören Ali Efendi’nin geçmişini, birkaç kuşaktan berihafız- lar doldurur: M usikiyi,sanatı, güzel sesi yasaklamayan hafızlar.. Ali Efendi, hafızlığından ayrı olarak, kitapların bu en güzelini, en mukaddesini, seslerin en güzeli ile okuyandır. Sultan Aziz’in saray imamlığına kadar yükselmiş olan büyük besteci, musikide de üstün bir seviyeyeçıkınca, hem hocalığa, hem bestekârlığa başlar. Son yılları İzmir’de geçmiştir. Orada geçen yılları İzmirli Tokadizade Şeklp, Hıfzı Nalbantoğluve Muhasip Avni Bey gibi dostlarında ve öğrencisi TamburiCemil Bey’de, bugüne kadar kimsenin araştırmadığı hatıralar bırakır.Tamburi,Ali Efendi’nin ömür defterindeki son yaprak, İzmir’in Karşıyaka mezarlığıdır. Ne yazık ki, mezarı bugüne kadar bulunabilmiş değildir. Mezarı belli değildir ama, gönülden gönüle ses veren eserlerinin yankıları sürüp gidiyor. Kalplerde taht kuranlar için mezar taşı ve heykele gerek mi var?
Anlatayım halimi dildâre ben
Tamburi Ali Efendi’ye gelinceyekadar tambur klasik tavır
içinde çalınırdı. O mızrap vuruşlarına biraz tezlik, şiddet getirmiş, bu vuruşlara kalp atışlarını sindirm iştir.
Tanbûri Cemil Bey’in mızrap dehasında ilk ateşli etki de ondan gelir.
Hiç kimse, beni Ali Efendi’nin besteleri kadar düşündür- memiştir. Hangi eserini alsanız, sözleri ve melodileriyle in- sanıderin derin etkiler.
Rahmetli dostum Mesut Cemil’le Ankara’nın eski Yıldız Lokantasında, öğle yemeğindeyiz. Radyo, tam buriAli Efen di’nin rast şarkısına geçti.
“ Anlatayım halimi dildâre ben’
Mesut Cemil ıdostum,, bi.rden duygulanarak bana: - Henüz 10-12 yaşlarındayken, babamdan dinlediğim bir hatıra var, sonradan babamın dostlarından dadinledim .de- •Ji. sonra ilave etti:
“Zaten sûz-i dil makamını icat ederken koyduğu adla da anlam kazanır Ali Efendi. Sûz-i dil, yani gönü' yanışı...Zaten hayatını da acılar, yanışlar doldurmadı mı?
“ Eşine zor rastlanır hassaslıkta bir insandı o.
“ Babamıntamburtaksimini dinlerken, sükûn bulmaz bir acıyla ağlarmış.”
Cemil Bey, merak edip sorunca, M id illi’de kuran dersi verdiği, kendi yaşıtı bir kıza vurgunluğunu, bestelerindeki pek çok ilhamın ondan geldiğini söylemiş. Kızın babası çocuğunu on altısına bile girmemiş olan Küçük Hafız’a mı verecek?
Yaş dökeyim yalvarayım yâre ben
Ali Efendi İstanbul’da sonra da İzmir’de dir. 100 eserinin notaları yanmış. Ama içindeki yangın, ona 100’ü aşkın yeni eser verdirmiş. Hepsi değilse de çoğunda o var, o sarışın kız var. Radyodaki şarkı yankılanıp gidiyordu:
Anlatayım halimi dildâre ben Derd-i firaka, arayım çare ben. Sabredeyim, nice bir âzâre ben Yaş dökeyim, yalvarayım yâre ben.
ramburiAli Efendi’nin bütün besteleri, artık tel tel tutuş muş nağmelerin M idilli adasına uzanışıdır.
Çok yaşayıp çok görmüş, ince zevkli bir insan olan İzmirli Hıfzı Nalbantoğlu ile Ankara’nın eski Özen Pastane sinde de aynı hikâyeyi dinledim. Rahmetli Hıfzı Bey, eliyle göğsünü yumruklayarak şöyle demişti. “ Bütün şarkıları, adını bile söylemekten çekindiği o melek kadar güzel kız içindi. Hele o ıhüseyni yürük semasini tanburla çalarken, bir gece göğsünü böyle yumruklamış;“ Buradabir şey tıkanıyor yarenler” demişti. Ama kız yuvadan uçup gitm iş, başka meclislere ışık olmuştu. Evine bağlı, saygılı bir insan olan Ali Efendi’nin hâlâ ona seslendiğinin farkında mıydı?
Amadehalı duygu dünyasıyla Ali Efendi, bu acıyı yalnız kendisinde bırakmamış ki. Yüzyılı aşkın bir zaman sevda 'arası almış bütün gönüllerin avuntusu, insancıl acısı omuş gidiyor bu eser. Şairi Nevres’e de bestecisine de rahmet..
Senden, bilirim yok bana bir faide ey gül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Etsem de abestir sitem hare tahammül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül.
Tanburi A li Efendi,
"'sayîsTyuzîTaşRTn
İstanbul Şehir Ü niversitesi Kütüphanesi Taha Toras Arşivi