• Sonuç bulunamadı

The Frequency of Psychiatric Diagnosis in Obese Women

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The Frequency of Psychiatric Diagnosis in Obese Women"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Obez Kadýnlarda Psikiyatrik Taný Sýklýðý

The Frequency of Psychiatric Diagnosis in Obese Women

Osman Özdel1, Gülfizar Sözeri-Varma2, Semin Fenkçi3, Taner Deðirmenci5, Filiz Karadað1, Nalan Kalkan-Oðuzhanoðlu4, Figen Ateþçi1

1Doç.Dr., 2Yrd.Doç.Dr., 4Prof.Dr., Pamukkale Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 3Doç.Dr., 5Uz.Dr., Devlet Hastanesi, Denizli

SUMMARY

Objectives: The aim of the present study was to investi-gate frequency of psychiatric disorders and severity of depression in obese women. Method: The sample was consisted of 55 obese women consecutively admitted to the endocrinology outpatient clinic, Body Mass Index (BMI) 30 and over and without chronic physical disease. Control group was formed of 55 women that same age group, BMI 25 and under and without chron-ic physchron-ical disease. Structured psychiatrchron-ic interview (SCID-I) according to the DSM-IV diagnostic criteria were performed all individuals participating in the study. The severity of depression were assessed by the Hamilton Rating of Depression Scale (HAM-D17). Results: It was determined that mean age 41.07±10.00 years in obese group, 43.38± 7.38 years in control group. There was no difference between the two groups. BMI was higher in obese women than the control group (respectively 37.38±6.75, 22.26±1.91). The prevalence of psychiatric disorders was higher in the obese subjects than the con-trol group (respectively 60% n=33, 9.1% n=5). Mood disorders and anxiety disorders were the most found diagnosed in obese group in present and lifetime. HAM-D17 scores of obese subjects were significantly higher than the control group. Conclusion: In our study, women who seek treatment for obesity, the prevalence of psychiatric disorders are higher than normal-weight women. Our results support the existence of the rela-tionship between obesity and psychopathology. Psychiatric evaluation is necessary obese women who seek treatment for obesity.

Key Words: Obesity, woman, psychopathology, depres-sion.

ÖZET

Amaç: Bu çalýþmada, obez kadýnlarda psikiyatrik taný sýk-lýðýnýn ve depresif belirti þiddetinin araþtýrýlmasý amaçlan-mýþtýr. Yöntem: Çalýþmaya obezite tedavisi için endokri-noloji polikliniðine baþvuran, Beden Kitle Ýndexi (BKÝ) 30 ve üzerinde olan, kronik fiziksel bir hastalýðý bulunmayan 55 kadýn alýndý. Benzer yaþ grubundan, BKÝ 25 ve altýnda olan 55 kadýn kontrol grubunu oluþturdu. Çalýþmaya katýlan bireylere DSM-IV taný kriterlerine göre yapý-landýrýlmýþ psikiyatrik görüþme (SCID-I) uygulandý. Depresif belirtilerin þiddeti Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeði (HAM-D17) ile deðerlendirildi. Bulgular: Obez grubun yaþ ortalamasý 41.07±10.00 yýl, kontrol grubunun 43.38±7.38 yýl olup iki grup arasýnda farklýlýk yoktu. Obez kadýnlarda BKÝ kontrol grubuna göre yüksek bulundu (sýrasýyla 37.38±6.75, 22.45±1.83). Obez gruptaki psikiyatrik taný sýklýðýnýn kontrol grubuna göre yüksek olduðu tespit edildi (sýrasýyla %60 s=33, %9.1 s=5). Geçirilmiþ psikiyatrik bozukluk sýklýðý obez grupta kontrol grubuna göre yüksek bulundu (sýrasýyla %45.5 s=25, %16.7 s=5). En sýk konulan tanýlar duygudurum bozukluklarý ve anksiyete bozukluklarý olarak belirlendi. Obez grupta HAM-D17 puan ortala-masý kontrol grubuna göre yüksek bulundu. Sonuç: Çalýþmamýzda obezite nedeniyle tedavi arayýþýnda olan kadýnlarda psikiyatrik bozukluk sýklýðýnýn normal kilolu kadýnlara göre yüksek olduðu belirlenmiþtir. Sonuçlarýmýz obezite ve psikopatoloji arasýndaki iliþkinin varlýðýný desteklemekte, tedavi arayýþýnda olan obez kadýnlarda psikiyatrik deðerlendirmenin gerekli olduðunu düþündürmektedir.

Anahtar Sözcükler: Obezite, kadýn, psikopatoloji, depresyon.

(2)

GÝRÝÞ

Obezitenin tanýmý vücuttaki yað oranýnýn artmasý þeklinde yapýlabilir (Çöl 1998). Obezite, kilogram cinsinden aðýrlýðýn, metre cinsinden boyun metre karesine bölümü (kg/m2) olarak tanýmlanan Beden Kitle Ýndexi (BKÝ) ile belirlenmektedir. BKÝ'nin 30 kg/m2 ve üzeri olmasý obezite olarak olarak kabul edilmektedir. Obezitenin oluþumunda yüksek kalo-rili besinlerin aþýrý alýnmasý ve günlük harcanan enerji miktarýnýn azalmasý temel sorun olarak kabul edilmektedir. Multipl genetik etmenlerin güçlü ve farklý çevresel etmenlerle etkileþimi obeziteyi meydana getirmektedir (Caterson ve Gill 2002, Semerci 2004). Obezitenin bir çok týbbi komplikasyonu olduðu, morbidite ve mortaliteyi arttýrdýðý, yaþam kalitesini düþürdüðü bilinmektedir (Sach ve ark. 2007, Sullivan ve ark. 2008). Son yýl-larda özellikle ABD'de ve çoðu Avrupa ülkesinde obezite prevalansý giderek artmaktadýr (Kucz-marski ve ark. 1994, Raymond ve ark. 2006). Ülkemiz için de obezitenin artmakta olduðu ve önemli bir halk saðlýðý sorunu haline geldiði söylenebilir (Yumuk ve ark. 2005).

Obezite ve psikopatoloji iliþkisi çok araþtýrýlmýþ olsa da bu konu yeterince anlaþýlmýþ deðildir. Crisp ve Guiness (1975) "Jolly fat" (neþeli þiþman) hipotezini öne sürmüþ ve orta yaþ grubu obez kadýnlarda anksiyetenin, erkeklerde hem aksiye-tenin hem depresyonun düþük olduðunu bildirmiþtir. Sonraki çalýþmalarda ise genellikle obezlerde depresyon ve anksiyete gibi psikolojik belirtilerin normal kilolu kiþilere göre yüksek olduðu tespit edilmiþtir (Onyike ve ark. 2003, Simon ve ark. 2006, Simon ve ark. 2008, Zhong ve ark. 2010). Obezite ve psikopatoloji iliþkisini inceleyen araþtýrmalarda, obez bireylerde depresif bozukluk, anksiyete bozukluklarý özellikle posttrav-matik stress bozukluðu, sigara baðýmlýlýðý ve yeme bozukluklarýnýn sýk görüldüðü bildirilmiþtir (Black ve ark. 1992, Scott ve ark. 2008). Bazý çalýþmalarda obez bireylerde belirgin bir psikiyatrik bozukluk bulunmadýðý, pasif agresif kiþilik bozukluðu baþta olmak üzere kiþilik bozukluklarýna daha fazla rast-ladýðý ileri sürülmüþtür (Castelnuovo- Tedesso ve Schievel 1975).

Yapýlan çalýþmalar, obez bireylerdeki psikolojik belirti sýklýðýnýn cinsiyetten etkilendiðini

düþündürmektedir. Jorm ve ark. (2004) obez kadýn-larda normal kilolu kadýnlara göre depresyon ve anksiyete belirtilerinin yüksek olduðunu belir-lemiþtir. Buna karþýn, obez ve normal kilolu erkek-ler arasýnda psikiyatrik belirti açýsýndan farklýlýk saptanmamýþtýr. Carpenter ve ark. (2000) kadýnlar-da BKÝ arttýkça depresyonun ve intihar düþün-celerinin arttýðýný, erkeklerde ise tam tersi bir iliþki olduðunu, BKÝ arttýkça depresyonun ve intihar düþüncelerinin azaldýðýný tespit etmiþtir. Orta yaþ grubundan kadýnlarla yapýlan bir çalýþmada, obezite fiziksel aktivitenin az olmasý ve yüksek kalorili diyet alýnmasý ile iliþkili bulunmuþ, obez kadýnlarda depresyonun fazla olduðu bildirilmiþtir (Werrijve ark. 2006).

Günümüzde genel olarak kabul edilen yaklaþým tedavi için hastaneye baþvuran olgularýn obez bireyler arasýnda farklý bir alt grup olduðu þek-lindedir. Bu kiþilerde psikopatoloji ve týkýnýrcasýna yeme davranýþýnýn tedaviye baþvurmayanlara göre daha yüksek olduðu bildirilmiþtir (Aslan ve ark. 1995). Tedavi arayýþýnda olan bireylerle yapýlan çalýþmalarýn gözden geçirildiði bir makalede, bu bireylerde borderline kiþilik bozukluðu, yeme bozukluklarý ve depresyonun tedavi görmeyen bireylere göre anlamlý olarak yüksek olduðu tespit edilmiþtir (Faith ve ark. 2002). Ayrýca, tedavi için baþvuran grubun daha çok psikososyal desteðe ihtiyacý olduðu öne sürülmektedir (Deveci ve ark. 2005).

Bu çalýþmada, obezite için tedavi arayýþýnda olan kadýnlarda psikiyatrik bozukluk sýklýðýnýn ve depre-sif belirti þiddetinin araþtýrýlmasý amaçlanmýþtýr.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalýþma örneklemini Pamukkale Üniversite Týp Fakültesi Ýç hastalýklarý Ana Bilim Dalý Endokrinoloji polikliniðine baþvuran, BKÝ 30 kg/m2 ve üzerinde olan ardýþýk 62 kadýn oluþturmuþtur. Kronik fiziksel hastalýðý olan (kronik böbrek hastalýðý, diabetes mellitus, serebrovasküler hastalýklar, hipertansiyon gibi) ve sürekli ilaç kul-lanmak durumunda olan hastalar fiziksel hastalýðýn olasý ruhsal ve biyolojik etkilerinden dolayý çalýþ-maya alýnmamýþtýr. Obezite tedavisi için baþvuran hastalar bir endokrinoloji uzmaný tarafýndan deðer-lendirilmiþtir. Obezite tanýsý konulan ve fizik

(3)

muayeneleri tamamlanan kadýnlardan çalýþma koþullarýný karþýlayan ve araþtýrmaya katýlmaya gönüllü olanlar psikiyatrik muayeneye yön-lendirilmiþtir. Psikiyatrik deðerlendirme bir psiki-yatrist tarafýndan yapýlmýþtýr. Çalýþma için gönde-rilen hastalara DSM-IV taný kriterlerine göre yapý-landýrýlmýþ psikiyatrik görüþme (SCID-I) ve depre-sif belirti þiddetini belirlemeye yönelik Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeði (HAM-D17) uygulanmýþtýr. Örneklem sayýmýzýn az olmasýndan dolayý SCID-I görüþmesi ile elde edilen tanýlar duygudurum bozukluklarý, anksiyete bozukluklarý gibi ana taný gruplarý altýnda toplanmýþtýr. Psikiyatrik deðerlendirme için yönlendirilen hasta-lardan 7'si mental retardasyonu olmasý ve ek olarak psikotik belirtiler bulunmasý nedeniyle çalýþma dýþý býrakýlmýþ, çalýþma 55 obez kadýnla tamamlan-mýþtýr.

Kontrol grubu hastane çalýþanlarýndan veya yakýn-larýnlarýndan, obez grupla benzer yaþta, BKÝ'i 25 ve altý olan, mental retardasyonu ya da psikotik bir bozukluðu bulunmayan, kronik fiziksel hastalýðý olmayan 55 kadýndan oluþmuþtur. Çalýþmaya katýlan tüm bireyler araþtýrma ile ilgili bil-gilendirilmiþ ve sözel onamlarý alýnmýþtýr.

Deðerlendirme Araçlarý

DSM-IV Eksen-I Bozukluklarý için Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme, (SCID-I Klinik versiyon): SCID-I, Amerikan Psikiyatri Birliði tarafýndan majör DSM-IV eksen-I tanýlarý için geliþtirilmiþ, yapýlandýrýlmýþ klinik görüþme ölçeðidir (First ve ark. 1997). Toplam 38 farklý DSM-IV eksen-I bozukluðunu taný ölçütleri ile ve 10 ayrý eksen-I bozukluðunu taný ölçütü olmadan araþtýrmaktadýr. Eksen-I tanýsý için, herhangi bir zaman ve son bir ay içinde semp-tomlarýn varlýðý ya da yokluðu saptanmaktadýr. Türkçe'ye uyarlama ve güvenirlik çalýþmasý yapýlmýþtýr (Özkürkçügil ve ark. 1999).

Hamilton Depresyon Ölçeði (HAM-D17)

Hamilton tarafýndan geliþtirilen ve depresyonun þiddetini ölçmek için kullanýlan bir ölçektir (Hamilton 1960). Son bir hafta içinde yaþanan depresyon semptomlarýný sorgulayan 17 maddeden oluþur. HAM-D17ilk kez hastanede yatan hastalar için geliþtirilmiþ olduðu için daha çok depresyonun

melankolik ve fiziksel semptomlarý üzerinde durur. Ölçeðin uykuya dalma güçlüðü, gece yarýsý uyanma, sabah erken uyanma, somatik semptomlar, genital semptomlar, zayýflama ve içgörü ile ilgili maddeleri 0-2, diðer maddeleri 0-4 arasýnda derece-lendirilmiþtir. En yüksek 53 puan alýnýr. 0-7 puan depresyon olmadýðýný, 8-15 puan arasý hafif dere-cede depresyonu, 16-28 arasý orta deredere-cede depresyonu, 29 ve üzeri aðýr derecede depresyonu göstermektedir. Türkçe geçerlilik ve güvenilirliði çalýþmasý yapýlmýþtýr (Akdemir ve ark. 1996).

Ýstatistiksel Yöntemler

Ýstatistiksel analizler Windows için SPSS 10.0 proðramýnda yapýlmýþtýr. Her iki grupta yaþ, eðitim yýlý, BKÝ ve HAM- D17 puan ortalamalarýnýn nor-mal daðýlým gösterip göstermediði Kolmogorov-Smirnov testi (Lilliefors analizi) ile araþtýrýlmýþtýr. Obez grubun yaþ deðerleri dýþýndaki diðer veri-lerinin normal daðýlým göstermedikleri tespit edilmiþtir. Ýki grup arasýndaki yaþ farklýlýðý Independent t testi ile, diðer sayýsal veriler non parametrik bir test olan Mann Whitney U testi ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. Kategorik deðiþkenlerin karþýlaþ-týrýlmasý ki kare testi uygulanmýþtýr.

BULGULAR

Çalýþmaya 55 obez, 55 normal kilolu olmak üzere 110 kadýn katýldý. Obez grubun yaþ ortalamasý 41.07±10.00, kontrol grubunun yaþ ortalamasý 43.38±7.38 olarak belirlendi. Ýki grup arasýnda yaþ ortalamasý açýsýndan istatistiksel bir farklýlýk sap-tanmadý (Independent t test, t=1.378 p=0.171). Benzer olarak iki grup arasýnda eðitim yýlý açýsýn-dan farklýlýk saptanmadý (Tablo 1). Obez grubun BKÝ ve HAM-D17 puan ortalamalarýnýn kontrol grubuna göre daha yüksek olduðu tespit edildi (Tablo 1).

Psikiyatrik bozukluk oranlarý obez grupta %60 (s=33), kontrol grubunda %9.1 (s=5) olarak sap-tandý. Obez grupta psikiyatrik bozukluk sýklýðý kontrol grubuna göre yüksek bulundu (x²= 37.162, p<0.001). Obez kadýnlarda en sýk görülen tanýlar sýrasýyla depresif bozukluklar, anksiyete larý, komorbid depresyon ve anksiyete bozukluk-luðu, yeme bozukluklarý, somatoform bozukluklar, komorbid somatoform bozukluk ve anksiyete

(4)

bozukluðu olarak tespit edildi (Tablo 2). Depresif bozukluklar sýklýk sýrasýna göre major depresif bozukluk, distimi, distimi ve üzerine eklenmiþ major depresif bozukluk, major depresif bozukluk-rekkürran olarak belirlendi (Tablo 3). Obez kadýn-larda HAM-D17'ye göre depresif belirti þiddeti %12.7 oranýnda hafif, %20 oranýnda orta ve %10.9 oranýnda þiddetli olarak tespit edildi.

Obez grupta anksiyete bozukluklarý 2. en sýk görülen taný grubuydu. Bu tanýlar sýklýk sýrasýna göre Fobik Bozukluk (sosyal fobi ve basit fobi) (s=6 %10.9), Yaygýn Anksiyete Bozukluðu (s=3 %5.5), Panik Bozukluk (s=3 %5.5), Obsesif Kompulsif Bozukluk (s=2 %3.6), Posttravmatik Stress Bozukluðu (s=1 %1.8) olarak belirlendi. Obez grupta geçirilmiþ psikiyatrik bozukluk

oranýnýn %45.5 (s=25), kontrol grubunda ise %16.7 (s=5) olduðu tespit edildi (Tablo 4). Obez grupta geçirilmiþ psikiyatrik bozukluk sýklýðý kont-rol grubuna göre yüksek bulundu (x²=5.206, p=0.028).

TARTIÞMA

Çalýþmaya katýlan obez kadýnlarda psikiyatrik bozukluk sýklýðý kontrol grubuna göre yüksek bulunmuþtur. Depresif bozukluklar özellikle major depresif bozukluk ve distimi en sýk konulan psiki-yatrik tanýlar olmuþtur. Ek olarak, obez grupta HAM-D17ölçeðine göre belirlenen depresif belirti þiddetinin kontrol grubuna göre yüksek olduðu tespit edilmiþtir. Ülkemizde endokrinoloji polikli-niðine baþvuran hastalarla yapýlan bir çalýþmada Tablo 1. Sayýsal verilerin karþýlaþtýrýlmasý

Obez grup (s=55) Kontrol grubu (s=55)

Ortalama±SD Ortalama±SD z* p**

Eðitim yýlý 8.78±4.35 9.67±4.18 1.207 0.227

BKÝ 37.38±6.75 22.45±1.83 9.084 0.000

HAM-D17 7.67±6.77 3.40±4.19 2.805 0.005

BKÝ:Beden Kitle Ýndexi, HAM-D17:Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeði, *Mann Whitney U testi, **p<0.05 anlamlý

Tablo 2. Psikiyatri taný daðýlýmý

Obez grup Kontrol grubu

Tanýlar sayý % sayý %

Depresif bozukluklar 14 25.5 2 3.6

Anksiyete bozukluklarý 8 14.5 3 5.5

Komorbid depresyon/anksiyete boz 6 11.0 -

-Yeme bozukluklarý 2 3.6 -

-Somatoform bozukluk 2 3.6 -

-Somatoform boz+Anksiyete boz 1 1.8

(5)

benzer sonuçlar elde edilmiþ, obezlerde komorbid psikiyatrik taný sýklýðýnýn yüksek olduðu, en sýk konulan tanýlarýn depresif bozukluk ve anksiyete bozukluklarý olduðu saptanmýþtýr (Deveci ve ark. 2005). Yapýlan klinik ve epidemiyolojik çalýþmalar-da bizim sonuçlarýmýz desteklenmekte, obez bireylerde psikopatoloji sýklýðýnýn, özellikle anksiyete ve depresif bozukluklarýn yüksek olduðu bildirilmektedir (Britz ve ark. 2000, Simon ve ark. 2006, Baumeister ve Harter 2007, Carpiniello ve ark. 2009a, Carpiniello ve ark. 2009b).

Buna karþýn, depresyon ve obezite iliþkisini inceleyen bir çalýþmada, kesitsel analizlerde obez bireylerde normal kilolu bireylere göre major depresyon oranlarýnýn daha yüksek olduðu tespit edilmiþ, ancak prospektif ve çoklu analizlerde anlamlý bir bulgu elde edilememiþtir (Roberts ve ark. 2000). Bir baþka çalýþmada, obezite ve diðer saðlýk sorunlarý nedeniyle tedavi gören bireylerde orta derecede depresyon ve anksiyete belirtileri bulunduðu, obez bireylerde psikopatoloji

düzey-lerinin medikal ve cerrahi hastalarýndakinden daha yüksek olmadýðý tespit edilmiþtir. Bu çalýþmada, disfori, anksiyete, depresyon gibi psikopatolojik bulgular obezitenin nedeni olmaktan çok sonucu olarak yorumlanmýþtýr (Bayraktar ve ark. 1995). Tüketilenden daha fazla enerji alýnmasý yani yeme davranýþýnýn fazlalýðý obezitenin baþlýca nedeni olarak kabul edilmektedir. Bu tip obezite ekzojen obezite olarak adlandýrýlmakta ve obezlerin büyük çoðunluðu bu gruba girmektedir. Yeme davranýþý yalnýzca beslenme olayýný ifade etmemektedir. Yeme tutumunun altýnda yatan farklý psikodinamik süreçler bulunabilmektedir. Obeziteye iliþkin psikanalitik teorilerde, obez bireylerin çözümlen-memiþ baðýmlýlýk gereksinimleri bulunduðu ve bu kiþilerin psikoseksüel geliþimin oral dönemine fikse olduklarý vurgulanmaktadýr. Bu döneme fiksasyon aþýrý bir iyimserlik veya karamsarlýk, oburluk, hýrs, baðýmlýlýk ve sabýrsýzlýk ile karakterize bir kiþilik yapýsý oluþturmaktadýr. Oral dönemde bebeklerin davranýþlarýnda içe alým ve doyum önceliklidir. Tablo 3. Obez grupta depresif bozukluklar

Depresif bozukluklar sayý (55) %

Major depresif bozukluk 8 14.5

Distimi 6 11.0

Distimi+Major depresif bozukluk 4 7.3

Major depresif bozukluk- rekürran 2 3.6

Depresyon olmayan 35 63.6

Tablo 4. Yaþam boyu psikiyatrik taný sýklýðý

Obez grup Kontrol grubu

Tanýlar sayý % sayý %

Duygudurum bozukluklarý 21 38.2 3 10.0

Anksiyete bozukluklarý 2 3.6 2 6.7

Yeme bozukluklarý 2 3.6 0

(6)

Ancak bu, sadece doyum amaçlý tek yönlü bir "alýþ"tan çok, yaþamýn erken dönemlerinde baþlayan ve insan iliþkilerinin özgül özelliklerinden biri olan bir "alýþ-veriþ"tir. Oral dönemde alýþ-ve-riþteki dengesizlik yalnýzca veren (özgeci) ya da yal-nýzca almayý düþünen (bencil) bir kiþiliðin geliþme-sine yol açabilmektedir. Ýþtah ve yeme bozukluk-larýnýn çoðunda bu dengesizliðin izlerine rastlanýl-maktadýr (Odað 1999).

Yapýlan bir çalýþmada obezitesi erken yaþta baþlayan hastalarda daha geç yaþta baþlayanlara göre duygusal sorunlar ve psikiyatrik belirtilerin daha fazla olduðu tespit edilmiþ, obezitenin içsel psikolojik çatýþmalarla iliþkili olduðu vurgulan-mýþtýr (Mills ve Andrianopoulos 1993). Aþýrý yeme, depresyon ve anksiyete ile kötü uyumlu bir baþetme tepkisi olarak ortaya çýkabilmektedir. Obez birey-lerin aþýrý yemek suretiyle anksiyete ile baþetmeyi çalýþtýklarý ve bu bireylerin edilgen baðýmlý özellik-lerinin bu kiþileri alternatif baþetme becerileri geliþtirmekten alýkoyduðu öne sürülmektedir (Wilson 1992). Bizim çalýþmamýzda, major depresif bozukluk kadar kronik depresif duygudurumla seyreden distiminin ve major depresyon ve distimi birlikteliðinin de sýk olduðu görülmektedir. Anksiyete bozukluklarýndan belirgin olarak öne çýkan bir bozukluk bulunmamasýna karþýn fobik bozukluklarýnýn sýk olduðu belirlenmiþtir. Bugünkü psikiyatrik bozukluk sýklýðý kadar geçirilmiþ psiki-yatrik taný oranlarýnýn da yüksek olduðu gözlen-miþtir. Bu durum obezite ve psikiyatrik bozukluklar arasýnda karþýlýklý bir iliþki bulunduðunu düþündürmektedir.

Obezitenin oluþumunda genetik, biyokimyasal, endokrinolojik ve sosyolojik faktörlerden birisinin ya da birkaçýnýn katkýsý olduðu bilinmektedir. Depresyon ve obezitenin ortak noktalarýnýn gözden geçirildiði bir makalede, her iki durumun ailesel geçiþ özelliði gösterdiði vurgulanmýþtýr. Hem depresyonun hem de obezitenin etyolojisinde stres ve fiziksel hastalýk gibi çevresel özelliklerin etkili olduðu, serotoninerjik dengesizliðin depresyon yada obezite ile sonuçlanabildiði belirtilmiþtir (Scott ve ark. 2008). Obezite ile iliþkili bir durum olan fiziksel aktivitenin azalmýþ olmasý endorfin düzeylerini etkilemekte, dolayýsýyla norepinefrin metabolizmasýnda deðiþikliklere yol açarak psikolojik belirtilerin ortaya çýkmasýna yol

aça-bilmektedir. Ayrýca, obezite nedeniyle fiziksel aktivitenin azalmasý ve fiziksel hastalýklarýn artmasý sonucu zevk verici, hoþnutluk verici etkinliklerin yapýlamamasý depresyon ortaya çýkýþýný kolay-laþtýrabilmektedir (Onyike ve ark. 2003, Simon ve ark. 2006). Diðer taraftan, toplumun obeziteye gös-terdiði tepki ve stigmatizasyon nedeniyle obez kiþi-ler iþ bulma güçlüðü, okul ve iþ çevrekiþi-lerince red-dedilme gibi sosyal sorunlar yaþayabilmektedir. Bunlarla baðlantýlý olarak anksiyete ve depresif belirtiler, suçluluk duygusu ve somatik yakýnmalar geliþebilmektedir (Stunkard ve Wadden 1992, Ashmore ve ark. 2008).

Kadýnlarda yapýlan bir izlem çalýþmasýnda, depres-yon ve obezite arasýnda iki yönlü bir iliþki olduðu ortaya konulmuþtur. Dört yýllýk izlem peryodu son-rasýnda depresyonu olan kadýnlarda olmayanlara göre obezite riskinin, obez kadýnlarda normal kilo-lulara göre depresyon riskinin artmýþ olduðu tespit edilmiþtir (Pan ve ark. 2011). Depresyonda iþtah artýþýna baðlý olarak kilo alýnmasý, fiziksel aktivitenin azalmasý, kullanýlan ilaçlarýn iþtah art-týrýcý özellikte olmasý, özellikle kadýnlarda depres-yon esnasýnda yeme ataklarýnýn (binge eating) yaþanmasý nedeniyle kilo alýmý ve obezite geliþe-bilmektedir (Simon ve ark. 2006). Bizim sonuç-larýmýz da obezite ve psikopatoloji arasýndaki bu iki yönlü iliþkiyi destekler niteliktedir.

Son yýllarda yapýlan çalýþmalarda, obez olan ve olmayan erkekler arasýnda psikiyatrik belirti sýk-lýðýnýn farklý olmadýðý, ancak obez kadýnlarda obez olmayanlara göre depresyon ve anksiyete belirti-lerinin daha yüksek olduðu bildirilmektedir (Chen ve ark. 2009, Kenddie 2011). Diðer bir çalýþmada, obez kadýnlarda depresyon ve anksiyete belirti-lerinin yüksek olduðu, orta/þiddetli depresif belirti varlýðý ile BKÝ arasýnda pozitif iliþki bulunduðu tespit edilmiþtir (Ma ve Xiao 2010). Mevcut veriler obez kadýnlarýn erkeklere göre psikopatolojiye daha yatkýn olduðunu düþündürmektedir. Yapýlan bir çalýþmada, 40-65 yaþ arasý 4543 kadýn deðer-lendirilmiþ, eðitim düzeyi ne olursa olsun obezite ve beden imajýndaki memnuniyetsizliðin depresyonla iliþkili olduðu saptanmýþtýr (Gavin ve ark. 2010). Bizim çalýþmamýzda, örneklemimizi orta yaþ grubu kadýnlar oluþturmuþtur. Kadýnlar toplumsal ve kültürel etmenlerle iliþkili olarak fiziksel görünüme daha çok önem vermektedir. Bu nedenle obezite,

(7)

beden imajýnda sorunlara ve hoþnutsuzluða yol aça-bilmekte, benlik saygýsýnýn azalmasý ile birlikte psikolojik belirtiler ortaya çýkabilmektedir (Cash 1993).

Obez bireylerde fiziksel hastalýklarýn çokluðu, kro-nik tedavi ve sürekli ilaç kullaným gereksinimi olmasý bu hastalarýn obezite yaný sýra ciddi bedensel hastalýklarla da baþa çýkmasýný gerek-tirmektedir. Eþlik eden fiziksel hastalýklar psikiyat-rik bozukluk geliþimine zemin hazýrlayabilmektedir (Davis ve ark. 2005). Çalýþmamýzda kronik fiziksel hastalýðý bulunmayan kadýnlar deðerlendirilmiþ olmasýna karþýn psikopatoloji sýklýðý yüksek bulun-muþtur. Bu da obezitenin, fiziksel hastalýk varlýðýn-dan baðýmsýz olarak psikiyatrik hastalýklara zemin hazýrladýðýný düþündürmektedir.

Sýnýrlýlýklar

Çalýþmamýzda obezite açýsýndan tedavi arayýþýnda olan ve bir üniversite endokrinoloji polikliniðine baþvuran obez kadýnlar deðerlendirilmiþtir. Üniver-site kliniðine baþvuran obez bireylerin daha dirençli vakalar olduklarý ve tedavi arayýþýnda olan

kadýn-larda psikolojik belirtilerin daha fazla bulunabile-ceði düþünülebilir. Bu durum sonuçlarýmýzý etki-lemiþ olabilir ve çalýþmamýzý deðerlendirirken göz önünde bulundurulmalýdýr. Dolayýsýyla bu küçük örneklem grubundan elde edilen sonuçlar tüm obez bireyler için geçerli olmayabilir. Daha büyük örneklemlerde ve farklý klinik ortamlarda sonuçlarýmýz tekrarlanmalýdýr.

SONUÇLAR

Çalýþmamýzda obez kadýnlarda psikopatolojinin, özellikle Depresif Bozukluk ve Anksiyete Bozukluklarýnýn yüksek olduðu tespit edilmiþtir. Sonuçlarýmýz obezite nedeniyle tedavi arayýþýnda olan kadýnlarda mutlaka psikiyatrik deðerlendir-menin yapýlmasý gerektiðini düþündürmektedir. Bu bireylere psikiyatrik tedavi ve destek verilmesi obezite tedavisine de katký saðlayacaktýr.

Yazýþma adresi: Dr.Gülfizar Sözeri-Varma, Pamukkale Üniver-sitesi Týp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalý, Denizli, gvar-ma@pau.edu.tr

KAYNAKLAR

Akdemir A, Örsel S, Dað Ý ve ark. (1996) Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeði'nin geçerliði, güvenilirliði ve klinikte kullanýmý. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi, 4:251-259.

Aslan SH, Ünal M (1995) Týkanýrcasýna yeme bozukluðu. Psyho Med, 4:145-149.

Ashmore JA, Friedman KE, Reichmann SK ve ark. (2008) Weight-based stigmatization, psychological distress, & binge eating behavior among obese treatment-seeking adults. Eat Behav, 9:203-209.

Baumeister H, Härter M (2007) Mental disorders in patients with obesity in comparison with healthy probands. Int J Obes (Lond), 31: 1155-1164.

Bayraktar E (1995) Obezitenin Psikolojik Yönleri, Nobel Týp Kitapevleri, Yýlmaz C (Ed), Obezite, s.107-137.

Black DW, Goldstein RB, Mason EE (1992) Prevalance of men-tal disorder in 88 morbidly obese bariatric clinic patients. Am J Psychiatry, 149: 227-234.

Britz B, Siegfried W, Ziegler A ve ark. (2000) Rates of psychi-atric disorders in a clinical study group of adolescents with extreme obesity and in obese adolescents ascertained via a pop-ulation based study. Int J Obes Relat Metab Disord, 24: 1707-1714.

Castelnuovo- Tedesso P, Schievel D (1975) Studies of super

obe-sity: psychological characteristics of super obese patients. Int J Psychiatry Med, 6:465-480.

Cash TF (1993) Body-image attitudes among obese enrollees in a commercial weight-loss program. Percept Mot Skills, 77: 1099-1103.

Carpenter KM, Hasin DS, Allison DB ve ark. (2000) Relationship between obesity and DSM-IV major depressive disorder, suicide ideation, and suicide attempts; results from a general population. AM J Public Health, 90: 251-257.

Carpiniello B, Pinna F, Pillai G ve ark. (2009a) Psychiatric comorbidity and quality of life in obese patients. Results from a case-control study. Int J Psychiatry Med, 39: 63-78.

Carpiniello B, Pinna F, Pillai G ve ark. (2009b) Obesity and psy-chopathology. A study of psychiatric comorbidity among patients attending a specialist obesity unit. Epidemiol Psichiatr Soc, 18: 119-127.

Caterson ID, Gill TP (2002) Obesity: epidemiology and possible prevention. Best Pract Res Clin Endocrinol Metab, 16: 595-610. Review.

Chen Y, Jiang Y, Mao YJ (2009) Association between obesity and depression in Canadians.Womens Health (Larchmt), 18: 1687-1692.

Crisp AH, Mc Guiness B (1976) Jolly fat: relation berween obe-sity and psychoneurosis in general population. Br Med J, 3: 7-9.

(8)

Çöl M (1998) Halk saðlýðý yönünden obezite. Ankara Üniver-sitesi Tip Fakültesi Mecmuasý, 51: 173-176.

Davis EM, Rovi S, Johnson MS (2005) Mental health, family function and obesity in African-American women. J Natl Med Assoc, 97: 478-482.

Deveci A, Demet MM, Özmen B ve ark. (2005) Obez hastalar-da psikopatoloji, aleksitimi ve benlik saygýsý. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6: 84-91.

Faith MS, Matz PE, Jorge MA (2002) Obesity-depression asso-ciations in the population. J Psychosom Res, 53: 935-942. First MB, Spitzer RL, Gibbon M ve ark. (1997) Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders (SCID-I), Clinical Version. Washington DC, London, American Psychiatric Press, Inc.

Jorm AF, Korten A E, Christensen H ve ark. (2003) Association of obesity with anxiety, depression and emotional well-being. Aust N Z J Public Health, 4: 434-440.

Gavin AR, Simon GE, Ludman EJ (2010) The association between obesity, depression, and educational attainment in women: the mediating role of body image dissatisfaction. J Psychosom Res, 69: 573-581.

Hamilton M (1960) A rating scale for depression. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 23: 56-62.

Keddie AM (2011) Associations between severe obesity and depression: results from the National Health and Nutrition Examination Survey, 2005-2006. Prev Chronic Dis, 8:57. Kuczmarski RJ, Flegal KM, Campbell SM ve ark. (1994) Increasing prevalence of overweight among US adults. The National Health and Nutrition Examination Surveys, 1960 to 1991. JAMA, 272: 205-211.

Ma J, Xiao L (2010) Obesity and depression in US women: results from the 2005-2006 National Health and Nutritional Examination Survey. Obesity, 18: 347-353.

Mills JK, Andrianopoulos GD (1993) The relationship between childhood onset obesity and psychopathology in adulthood. J Psychol, 127: 547-551.

Sach TH, Barton GR, Doherty M ve ark. (2007) The relation-ship between body mass index and health-related quality of life: comparing the EQ-5D, EuroQol VAS and SF-6D. Int J Obes (Lond), 31: 189-196.

Scott KM, Mc Gee Magnus A, Wells J ve ark. (2008) Obesity and mental disorders in the adult general population. J Psychosom Res, 64: 97-105.

Semerci CN (2004) Obezite ve Genetik. Gülhane Týp Dergisi, 46: 353-359.

Simon GE, Von Korff M, Saunders K ve ark. (2006) Association between obesity and psychiatric disorders in US adult popula-tion. Arch Gen Psychiatry, 63: 824-830.

Simon GE, Ludman EJ, Linde JA ve ark. (2008) Association between obesity and depression in middle-aged women. General Hospital Psychiatry, 30: 32-39.

Stunkard AJ, Wadden TA (1992) Psychological aspects of severe obesity. Am J Clin Nutr, 55: 524-532.

Sullivan PW, VH Ghushchyan, Ben Joseph R (2008) The impact of obesity on diabetes, hyperlipidemia and hypertension in the United States. Qual Life Res,17: 1063-1071.

Onyike CU, Crum RM, Lee HB ve ark. (2003) Is obesity associ-ated with major depression? Results from the Third National Health and Nutrition Examination Survey. Am J Epidemiol, 158: 1139-1147.

Pan A, Sun Q, Czernichow S ve ark. (2011) Bidirectional associ-ation between depression and obesity in middle-aged and older women. Int J Obes (Lond), doi: 10.1038/ijo.2011.111.

Raymond SU, Leeder S, Greenberg HM (2006) Obesity and cardiovascular disease in developing countries: a growing prob-lem and an economic threat. Curr Opin Clin Nutr Metab Care, 9: 111-116.

Roberts RE, Kaplan GA, Shema SJ ve ark. (2000) Are the obese at greater risk for depression? Am J Epidemiol, 152:163-170. Odað C (1999) Nevrozlar 1. Halime Odað Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfý Yayýnlarý 1, s.27-36.

Özkürkçügil A, Aydemir Ö, Yýldýz M ve ark. (1999) DSM-IV Eksen I bozukluklarý için yapýlandýrýlmýþ klinik görüþmenin Türkçeye uyarlanmasý ve güvenilirlik çalýþmasý. Ýlaç ve Tedavi Dergisi; 12: 233-236.

Yumuk VD, Hatemi H, Tarakci T ve ark. (2005) High preva-lence of obesity and diabetes mellitus in Konya, a central Anatolian city in Turkey. Diabetes Res Clin Pract, 70: 151-158. Werrij MQ, Mulkens S, Hospers HJ ve ark. (2006) Overweight and obesity: the significance of a depressed mood. Patient Educ Couns, 62:126-131.

Wilson CP (1992) Personality Structure and Psychoanalitic Treatment of Obesity. Wilson CP, Hogan CC, Mintz I, (Ed) Psychodynamic Technique in the Treatment of the Eatig Disorders, Northvale, New Jersey, London, s.81-95.

Zhong W, Cruickshanks KJ, Schubert CR ve ark. (2010) Obesity and depression symptoms in the Beaver Dam Offspring Study population. Depress Anxiety, 27: 846-851.

Referanslar

Benzer Belgeler

Güneş gibi G sınıfın- dan olan Tau Ceti üzerinde yapılan gözlemler, yaşı için kesin bir kanı sağla- madıysa da bu yıldızın Güneş’ten biraz daha genç yada

Lokal anestezik enjeksiyon ve egzersiz grubundaki katılımcıların ağrı, servikal normal eklem hareket açıklığı, basınç ağrı eşiği için elde edilen veriler

Left atrial spontaneous echo contrast and thrombus formation at septal puncture during percutaneous mitral valve repair with the MitraClip system of severe mitral regurgitation: a

Cardiac imaging by using modern SPECT myocardial perfu- sion imaging or stress echocardiography modalities ensures perfect diagnostic accuracy and risk stratification in symptom-

WONCA Avrupa Aile He- kimliği Kongresinde buluşmak, dört gün boyunca İstanbul’da esecek WONCA ve aile hekimliği rüz- gârını hissetmek ve Dünyanın hemen her

Bu farmakoloji dışı uygulamalar arasında uyku uyanıklık ritmi üzerine etkili olan uyku yoksunluğu ve uyku fazı ilerletme; aydınlık-karanlık döngüsü üzerinde etkili

Bu proje, mevcut kullanımda olan Stage II standardını MR-1 yanma odası ile sağlayan TÜMOSAN turbo dizel traktör motorunun bir yandan Stage III emisyon