TANZiMAT
ve
İDİL-URAL TATARLARI ARASINDA
A YDINLANMA
HAREKETİ*Yahya
ABDULLİNBu makalede iki içtimal hareketin, Tanzimat'
ınve
İdil-Ural Tatarları ara-sındaortaya
çıkan aydınlanmahareketinin tipolajik karakteri ortaya konmaya
çalı şı lacaktır.Benim
kanaatİınceTanzimat, reform hareketi olarak ortaya
çıkmışve
Türkiye'de hakim olan
sosyal-ıktisadimünasebetleri ve siyasi sistemi yeniden
ya-pılandırmayıhedefiemi
ştir.Bu
değişimlere1939
yılındaMustafa
Reşit Paşa tara-fındanilan edilen ve tarihe "Gülhane
Hatt-ıHümayunu" diye giren deklarasyonla
başlanmıştır.Bu deklarasyon temelinde, sosyal ve iktisadi hayatla ve
aynıza-manda siyasi
yapıylailgili kanunlar
çıkarılmıştır. Doğrudur,Tanzimat devri uzun
sürmemiş,ülkedeki hadiselerin
gelişimive
uluslararasıolaylar
değişim stirecıni durdurmuştur;ancak Tanzimat devrinde
yapılanreformlar ülkede yeni güçlerin
doğup gelişmesine
imkan
sağlamıştır.Bu güçler
arasından NamıkKemal,
İbrahim
Şinasi,Ali Suavi, Ziya
Paşagibi ileri fikirli kimseler sivrilip
çıkmış,bunlar
da
60'1ı yıllarda"Yeni
Osmanlılar"denilen cemiyetin temellerini
atmışlar,Tanzi-mat devrinde
doğanfikirleri öne sürüp
geliştirmişlerdir.Bu sebeple ben, tipolajik
karşılaştırmadaTanzimat devriyle alakah malumatlarla birlikte "Yeni
Osmanlı lar"ın yücelttiğifikirlere de
dayanmaktayım.!dil-Ural
Tatarları arasındaise
aydınlanma fikirlerınİ başta AbdunnasırKur-savi (1776-1812), Abdurrahim
Utız-İmenl(1754-1834),
İbrahimHelfin
(1778-1829) gibi kültür ve
eğitim adamlarıöne
sürmüşlerdir(A. Kursavl,
ıiac yolculuğusırasında hastalanıp İstanbul'
da vefat
etmiştir.Kab ri Üsküdar' da olsa gerektir.).
Uikin XVIII.
yüzyıl sonlarıylaXIX.
yüzyıl başlarında aydınlanmafikirlerinin
yaygınlık kazanmasını sağlayacaksosyal-iktisadi ve kültürel-ideolojik
şartlarge-rekli derecede
oluşmadığından,bu fikirler halk
arasında yayılmamış, genişbir
yankı bulmamıştır.XIX.
yüzyılın ortasındaTatarlar
arasında aydınlanmafikirleri
yeniden
gelişmeye başlamışve bu devrede
yaygınlık kazanmıştır.Bu
yıllardaTatar
aydınlanmasının ŞehabeddinMercan! (18 1 8-1889),
H.
Feyzhanov
(1828-1866) ve Kayyum
Nasıri'(1825-1902) gibi temsilcilerinin fikirleri ve
uygulamaları yaygınlık kazanınıştır (Ş.Mercan! hac
donüşündeIstanbul'a
uğramış,176 YAHYA ABDULLIN
nin o zamanki Hariciye
Nazırı Asım Pa~a. meşhurdevlet
adamı Miınir Paşa, başkadevlet adamlan ve
aydınlada göriışnıüş, şehrin meşhuryerlerini
gezmiştir.Ülkesine dönünce, izlenunlerini "Rihletü' I-Mercan!"
isım li eserinde
yazıya ge-çirmiştir).Bu devrede
aydınlanma edebiyatıda vücuda
gelmişolup Abdurrahman
İlyas!
(1856-1895), Miftaheddin
Akınolla(1831-1895), Fatih Halidi (1850- I 923),
Zahir Bigiyev (1870- 1902) ve Musa
Akyiğitzade(1864-1923)
başlıcatemsilcile-ridir. (M.
Akyiğıtzade1888
yılındaTürkiye'ye
gıtmiş,orada Mülkiye'yi
biÜrıııiş,daha sonra
aynıyerde Rus
dıli okutmuş,1914
yılındaKazan'dan
aldınlanProfe-sör Katanov kütüphanesini
ıtanzim etmek için
İstanbulkütüphanesinde
çalışmış tır.)XIX.
yüzyılın80'1i
yıllarınınsonuna
doğru aydınlanmahareketinin
Cedit-çilik denilen yeni bir
satlıası başlamıştır.Tatar
aydınlanmahareketinin
gelişmesindeki bu
sathanın meşhurtemsilcileri
arasında RızaFahreddin (1868-1936),
Fatih Kerim! (1870-1937),
ŞemseddinKültes! (1855-1930) gibi isimleri saymak
mümkündür.
Türkiye'deki Tanzimat ve "Yeni
Osıııanlılar"hareketi de,
İdii-Ural Tatarları arasında yayılanhareket de tipolojik
açıdanbir
aydınlanmahareketi olup, mevcut
geleneksel sistemlere
karşıtlıklanile tebarüz
ediyorlardı. İlerlemeci ıçtimalhareket
temsilcileri olan bu
aydınlar zaınaıııngereklerinin
gerisındekalan sistemlerin
kar-şısına, zamanlarıiçin yeni ideolojileri koydular.
Tanzimat ve "Yeni
Osınanlılar"hareketiyle Tatarlar
arasında yayılan haı·eteki aydınlanmatipindeki hareketler olarak tespit ettikten sonra bunlarda ortak veya
benzer olarak
gördüğümüz aşağıdakihususlara dikkat çekmek istiyoruz:
1. Sosyal tabiatleri: Bahsedilen hareketler sosyal tabiatieri
açısındandere-beylik
karşıtı,kent soylu (burjuva) karakterinde idiler.
Bunlarınortaya
çıkışları nıntemelinde Türkiye'nin ve
İdilboyu
Tatarlarıııınkapitalist
gelişmeyoluna
yö-nelmeleri yatmakta olup,
manevıdesteklerini de milli kent soylu
sınıfındanal-makta idiler. Tanzimat
reformlarınınkent soylu karakterde
olduğu, insanların ya-şamagüvencesini, mal-mülk ve
namuslarının dokunulmazlığını,vergilerin bir
düzene
bağlanınasımvaad eden Gülhane
Hatt-ı Hüınayun'undan anlaşılmaktadır.Tatar
aydınlanmacılarınıneserleri ve faaliyetleri de yeni bir içtimal
yapılanma oluşturmakve kent soylu
gelişimsürecini desteklemek fikri ile
beslenınekteydi.2. !11San,
insanuı hıirriyetive hukuk/
e1
çitliğimeselesi:
Tanzimat'ınbir
ay-dııılanınahareketi
olduğunuinsan problemini ele
alışıda
açıkçagöstermekte olup
bu husus da Gülhane
Hatt-ıHümayunu'nda yer
almıştır.Tanzimat hareketinin bu
mühiındeklarasyonunda
Padişah tarafındanvaad edilen
vatandaşlık haklarıve
ka-nun lar önünde herkesin
eşit olduğuilan edilmektedir. Gülhane
hattındaortaya
konulan
fıkirlersonradan "Yeni
Osmanlılar"
ıneserlerinde daha da ileri
gcitürül-Bu kutuphane şımdİ İ U. Turkıyat Araştırınaları Eııstiıtisu Ktituphaııesınde bulunmaktadır -Çev ı ren
TANZIMAT ve IDIL-URAL TATARLARI ARASINDA AYDlNLANMA HAREKETI 177 muş, geliştirilmiştır.
Bu Türk
aydınları şahısve
şahıshurriyeti meselesmi
aydın lanınacılarahas olan
"kışınıntabii'
aslı" fıkri noktasındanele
almışlardır. Onların fikrınegüre, bu temel
prensıbin esasında şahsıntabii
hakları doğmakta; şahsihürriyet, mülkun
dokunulmazlığıve adalet bu
hakların ayrılmaz bır parçasını teşkıletmektedir.
MeşhurTürk
aydınlanmacısı NamıkKemal, "Medeniyet"
ınaka lesınde:
"İnsanın hakkıve gayesi sadece
sıradanbir
yaşama değil, belkıhür
ya-şamadır."diye
yazmıştır.Ülkedeki
ıktisadi' durgunluğun sebeplerİnıde
doğrudan doğruya kişılerin hurrıyettenmahrum
oluşlarındave
eşıtsizlıklerınde araınıştır(Bk.
Prosvetitel'stvo v literaturax Vostoka, Moskova, 1973, s.l3).
Insan
hürrıyetıve
insanlarınbirbirleri
karşısındahukuki'
eşithğımeselesi
Tatar
aydınlanmahareketinde de esas yeri
tutmaktadır.Bu fikirler bir grup kent
soylulaşmışvergi mukeliefi
Tatar'ınKaterina II
tarafındankurulan kanun yapma
komisyonuna gönderdiklerimektuplarada
yansımıştır(XVIII.
yüzyılın70'li
yıl ları):"Her insan kendi
tabiatİile herhangi bir
işekabiliyetli
doğar; tıirlıisosyal
katmanlardan
çıkan insanlarınçiftçilik
yapmalarıda ticarete
yonelıneleride
ınumkündür.
Kişiruhunda huzuru
yalnızca doğuştankendisine
verıten htirrıyetı korun-ctuğundabulabilir ve kendi
güvenliğinihiç
bırzorlama
altındaolmadan, kendi
ihtı yarıile temin etme
hakkınasahiptir. Rus devleti
sınırları dışında işyapmak
iste-yen her
kişı, eğergeri
donıip geleceğinedair
güvenİlırdeliller
getirırse,imparator
cenaplarının başkabendeleri
gıbi,hiç
bırengel
çıkarılmadanpasaport ile
gönde-rilsin:
Ticaı·ette hıçkimse kendi
karındanmahrum
edılmemelidir." (Rııssko-istori-çeskoe
obşestvo.115 t, Saint Petersburg. 1903, 375 s.). Burada,
göruldüğügibi,
kent soylu
faalıyetlerınin geçmişdönemlerin ttirlu
bağlarındanve
ıktidarın sınır sızhakimiyet
kıskacından kurtarılması, kişiyetabii'
haklarınınve
hıirrıyetinınverilmesi,
vatandaşlarınhangi milletten ve hangi dinden
olduklarına bakılmaksı zın eşitmuamele
görmelerıve mal-mülklerinin
dokunulmazlığının teıninı gibıta-lepler ileri sürulmektedir.
Aydınlanmacılar
da
tıpkıbu fikirleri ilen sürmekte, her tilrlu
zulmi.ıve
kişıhurriyetmin engellenmesini sert bir biçimde yermekte,
kışıye kendi menfaatlerini
koruma
ımkanı verılmesinitalep etmektedirler. Hürriyet ve serbestlik
onlarınnaza-rında
insan
hayatındakıen mukaddes
şeydir. "İnsan hayatındaen
kıymetlive en
gıizel şey hürrıyettir...
Hurrıyetsiz yaşamakgüç ve
zahmetlidır"der, M.
Akyiğitzade. Kayyum
Nasırlde
hıirrıyettenmahrum olmaktansa ihtiyaç
İçerısınde yaşa mayı yeğgörmektedir:
"Altın kuşak bağlayıpkale olmaktansa,
eskıpuskü
giyıph ür
yaşamakçok daha
ıistıindur."(N as iri', K
Kale ne/ar, 1 892, 31 s.).
Ş.Mercani
ile
Ş. Kıiltesl'ninfelsefi eserlerinde de
kişive onun
akıl (duşıince) hıirrıyetininta-lep edilmesi büyük yer
tutmaktadır.3.
Milli
yenileşmemeselesi: Tanzimat ve "Yeni
Osmanlılar" ile Tatar
aydın lanmacılarının tıpoloJık benzerliğıni, bunlarınmillet ve milli
yenileşınemeselele-rini ele
alışlarıda
aıtaya koymaktadır. Tarıh araştırmacılarının fıkırlerinegore,
Tanzimat
aydınlarının,daha çok da "Yeni
Osmanlılar"ın vatanperverlıkle ılgılırlü-178 ·yAHYA AB DULLIN şünceleri
TLirkler
arasındamilli
lıislerin uyanışınıgösterse de, onlar yerine göre
milli
uyanışsüreemi daha da ileri
götürmLişlerdir.Tatar
aydınlanmasındada
aynıdurum söz konusudur; hareketin
doğuşuve
gelişmesimilll
şuurun uyanmasıve
gelişmesıyleyanyana oldu.
Milletin ve
halkıntarihi' kaderi Tatar
aydınlanmacılarıneserlerinin en
mer-kez! konusunu
teşkıleder.
Onlarınfikrine göre
halkınkaderi, onun ilerlemesi
bü-tün
görüşve
düşüncelerinasli
kılavuzu olmalıdır. Aydınlanmacılar,milletin tarihi
köklerinin ve kültürel
ınırasının bilinmeınesinin,sosyal ve mill! terakki yoluna
konulan engeller
olduğuna inanmaktadırlar.Çünkü bunlar millet menfaallerinin
korunınasıhususunda bir ilgisizlik, bu konulara biganelik
doğurmaktadır.Tarih
ise
eğiticirolü büyük bir hayat
ınektebikonumunda olup.
tanıyıpbilmeye
yardımetmektedir. Böyle olunca,
halkın geçmişinin öğrenilmesive
insanların şuuruna yerleştirilmesi,onun gelecekte de millet olarak
varlığını devanıettirmesinin
mü-him bir
şartı olmaktadır.Bu sebeple
Ş.Mercan! ve K. N
asır!gibi
meşhur aydın lanmacılarkendileri de Tatar
halkının taıihive kültürel
mirasının araştırılmasında kıymetlibir hisseye sahiptirler.
Ş.Mercan!
İdil-Ural Tatarlarınınbilimsel
taıihinintemelini atan
kişiolarak kabul edilmektedir. XX.
yüzyıl başlanndaTatar kültür
hayatındamühim bir rol oynayan C. Yelidi onu "Bizim Heredot'muz" diye tavsif
etmiştir.Ş.
Mercani''nin
"Müstefadü'l-Ahbar.fi-AiıvaliKazan ve Bulgar" (Kazan ve
Bulgar halleri
hakkında faydalanılanbilgiler) ve
"Gıyleletü'z-Zaman fi-AiıvaliBulgar ve Kazan" (Bulgar ve Kazan hallerini kaplayan zaman perdesi) isimli
tser-lerinde Tatar
halkınınve
onların atalarıolan
İdii-Ural Bulgarlarınıntarihi ve
kül-türü, iktisadi ve siyasi halleri, milletler
arasımünasebetler
alanındaki yeıiher
yö-nüyle incelenmektedir. Tatar
halkının geçmişineve kültürel
mirasınayedi ciltlik
eseri
"Vefiyiitü'l-Eslafve
Talıiyyati'l-Aiıliif"dada büyük yer
vermiştir.4.
Eğitim-öğretimmeseleleri: Tanzimat
ideologlarıve "Yeni
Osmanlılar"da,
Tatar
aydınlanmacılarıda
toplumlarınıilerietebilmek için ön plana
eğitim-öğretimin
yaygınlaştırılması, çağdaşbilimin ve kültürün elde edilmesi
meselelerınİ çı kardılar.Bu da bu hareketlerin bir
aydınlanmahareketi olarak tipolajik
birliğinigöstermektedir.
Tanzimatın eğitim-öğretimve kültür meselelerini de çözmeye
yö-nelik bir hareket
olduğunuGülhane
Hattıtemelinde
yapılanilk uygulamalar da
göstermektedir. Bunlar
arasındamektep ve üniversiteler
açılması,ilk defa
tiyatro-nun
kurulması, matbaaların kurulmasıvs. yer
alır. Eğitimve kültür meseleleri
Türk
aydınlanmacılarınsonraki temsilcilerinin de en
nıühimmeselelerinden biri
olmaya
devanı etmiştir.Tatar
aydınlanmacılarıiçin de durum
aynıdır.Kültürün, bilimin
yayılması, lıalkııı çağdaşbilimiere ve kültüre
yakınlaşınası,onlar i
çınde en önde gelen
vazi-felerden biri
olmuştur.Kültesi
şöyleyazar:
"Eğitim işi,bütün dünya
işlelinin aslıve temelidir... Bilim ve terbiye vermek,
yenileşme işindekien
mühını,en can
alıcı şeydir."(Kültesi,
Ş., Hayat-ıCedide, Kazan 1898, 2, 5.).
TANZIMAT ve !DIL-URAL TATARLARI ARASINDA AYDlNLANMA HAREKETI 179
Bu
meselenın çozi.ımündeesas rolü oynayacak olan,
aydınlanmacılaragöre,
mekteptir. Bu sebeple
aydınlanma hareketıtemsilcileri daha
bırincı adımlarındanitibaren Tatarlar
arasında yaygınolan geleneksel medrese tipi
mektebın yapısını değiştirme,mektep
programınadünyevl
bilimlerısokma
fıkirlerinı ıleri sürmüşlerdir. Bu
açıdangeçen
yüzyılın 60'1ı yıllarındaH. Feyizhanov'un
sunduğumektep
reformu
projesıdikkate
layıktır. Ceditçilıkhareketi
yayılıncailk
kuşak aydınlan macılarınmekteple
ligılıhayalleri
yavaş yavaşhayata geçmeye
başlamış,mektep-ler zinciri
genişlemiş,zorluklarla da olsa
eğitim programiarınadünyevl bilimler de
girmeye
başlamıştır.5.
Edebiyat ve dil meselesi:
Aydınlanmacılar, eğitimve bilimi
yaygınlaştırma
programınıhayata geçirmede
edebiyatınmühim bir yer
tuttuğukanaatindedir-ler. Tanzimat
taraftarlarınınfikrince edebiyat
aydınlanmafikirlerini ve kültürel
ge-lişmelerihalka
ulaştırmada, eğitim işindeetkili yollardan biridir. Bu fikirler Türk
aydınlanmasınınsonraki
temsilcilerı tarafındandaha da
gelıştirilmiştir.Bu husus
Ahmed Midhat'
ıneserlerinde
açıkolarak görülür. "Yazar, kendi
sanatında bi.ıtünfikirleri
yansıtan,ve genel olarak vaiz vazifesini gören
kişidır.Dünya
medeniyetınin kaderi
matbuatınhaliyle
bağlantılıolacak."
demektedır.(Prosvetitel'stvo v
li-teraturax Vostoka, Moskova, 1973, s.l4).
60'lı yıllardanitibaren
aydınlanma edebıyatıiçtimal hayata daha etkili bir
şekilde katılmaya başlamışve bununla
bir-likte
sıyasi
yapının değişmesinderol
oynamıştır.XIX.
yüzyılınikinci
yarısındakıTatar aydınlanma edebiyatınında içtimal
hayatın ortaçağ-ataerkil karışıklıklarınıortaya koymada aktif rol
oynadığını, ınıllete yeni
düşüncelerive
anlayışlarıkabul ettirmeye
çalıştığınıgörüyoruz. M.
Ak-yığitzade
ve Z. Bigiyev'in
romanlarıve hikiiyeleri, M.
Akınolla'nin şiirleri,A.
İlyas! ve F. Halidi'nin piyesleri bu ruhu
aksettıreneserlerdir.
Edebiyatın
tam
manasıylahalk
menfaatlerınehizmet etmesi, onun
şuurlan masına katkıda bulunmasıiçin
aydınlanmacılarbirinci
sırada aşağıdaki şuiki
me-selenin hallini zarurl
görmüşlerdir:a)
Hem muhteva, hem de
şekil açısından edebiyatın karakterıni kökıinden değiştirmek:"Divan
Edebiyatı"denilen eski Türk
edebiyatı, bilindiğigibi,
sanat-kiinn kendi
şahsi dünyasıylada, gerçek hayatla da;
değışen di.ınyaile de, tabi at ile
de çok
yakındanalakah
değildi.Bu soyut karakterde,
ıçedönük,
dışarıdangiren
malzemeler temelinde bir semboller sistemine
bağlıolarak ortaya konulan
bır ede-bıyat ıdi.Tatar
edebiyatındada bu tipteki eserler üstunlük
kazanmışlardı.Idil-Ural
bölgesinde
yaygınolan manzum eserlerin ve
tılsımlımasallann
ımıhtevasınada
gerçek hayatla
hıç bırmünasebeti olmayan soyut semboller ve fantastik
kahraman-lar
hakımidi. Bu
geleneğe karşıolarak Türk ve Tatar
aydınlanmacılangerçek
ha-yattan
alınmış, realıstedebi eserler ortaya koydular. Bu eserlerde hayattan
alınankahramanlar
asıl yeri tuttu ve gerçek hayatın ıhtiyaçlan söz konusu ed ı ldı.
b)
Edebi eserleri
halkın aniayabi/eceğibir dilde yazmak. Turkiye'de bu
ı 80 YAHYA ABDULLIN konuşma
diline
yakınlıklarıve Turk
edebiyatınıArapça-Farsça
alıntılardan anıı dırmayayonelik
oluşlanile
dıkkati çekıııektedırler.Tatar
aydınlanmacılanda
hal-km
eğitim sevıyesiııiyükseltme
maksadına bağlıolarak dilde reform yapma, onu
Arapçanın yoğunluğundan arındırmave dili
halkın konuşmadiline
yaklaştırmafi-kirlerini ileri
sürmüşlerdir.Bu,
onlarınfikrine göre halk
arasındabilimin ve pratik
bılgilerin yayılması kolaylaştıracaktı.Onlar, Tatar dilinin söz
varlığıile de,
gra-mer
yapısıile de
başkadillerden asla eksik
olmadığınıve bu dil ile ilmi fikirlerin
ve bedif
hisleıinmükemmel bir
şekildeifade
edilebileceğini göstermişlerdir.Tatar
aydmlanmacılar, aynızamanda, Tatar
dılıninilmi olarak
işlenmesive
edebi dili
konuşmadiline
yakıniaştırmakonusunda da
genişbir faaliyet
gösterdiler. Bu faaliyetler XVIII.
yüzyılın sonlarında başlamıştı.Bu tarihlerde ilk
defa olarak, Kazan
Gimnazyasında(Lisesmde) Tatar dili okutan Said Helfin
tarafından hazırlananTatar Dilinin
Sözlüğüve
KısaGrameri isimli eser
çıktı.Bundan sonra
İ.Helfin, S.
Kukleşev,A. Vahapov ve H. Feyzhanov gibi ilim
adamları
Tatar dilinin
sözlüğüve
gramerıkonusunda eserler
hazırlayarak,bu
faaliyetlere
katkıdabulundular. Ancak Tatar edebi dilmin ilmi olarak
araştmhp ıncelenmesİndeen büyük pay K.
Nasıri'nin çalışınalarınaaittir. Tatar
aydııılanınasıııınbu
meşhurtemsilcisi
Lehce-i Tatari
ısmiyle Tatarcanıniki ciltlik
izahlı sözlüğünüve
Enmuzec ismiyle büyük bir ilmi gramerini
hazırlayıp bastırdı. Aydııılanmacılannedebi dil üzerindeki ilmi
araştırmave incelemeleri ve dili
halkın konuşmadiline
yakıniaştırmayolunda
yaptıkları çalışmalarbüyük sosyal
ve kültürel ehemmiyete sahiptir. Bu sahada
onlarınileri surdükleri teklifterin
ha-yata geçirilmesi,
ılınive edebi eserlerin
anlaşılırbir
dılde
yazılması, bunların yay-gınlaşmasısonucunu
doğurduve neticede
halkınilmi ve kültürel
çalışmalarailgi
doyup
benimseınesi sağlandı.6.
Devlet-iktidar müHasebeti: Tanzimat
aydınlaıının,"Yeni
Osmanlılar"ıııve
aynı şekildeTatar
aydınlanmacılarınilmi ve edebi
eserleıındedevlet-iktidar
mese-leleri de büyük yer
tutmaktadır.Bu meselelere de hepsi
aynınoktadan
bakmakta-dırlar.Daha Gülhane
hattıııdabile bir derecede
adı!yönetim sahibi
aydın padişah iınajınayer
verilmişti.Bu
fıkir"Yeni
Osınanlılar"ıneserlerinde de
açıkçagörül-mektedir. Abdulhak
Haınid, m~sela Tarıkve
Tezer isimli eserlerinde adil halife
imajını işlemiştir
Bu
sıradaTürk
aydınlanmaedebiyatma
meşrı1tlsultan ve
seçil-mişimam fikirleri de
girmıştır. Meşrı1tfsultan,
aydınlanmacılar tarafındaniktisadi
ve kültürel
gelişmenin ınühiınbir
şartıolarak tespit
edilmiştir.Mesela,
Hürriyet
gazetesinin 17
Ağustos1868 tarihli nüshasmda
NamıkKemal,
doğal kaynakların akılcı kullanımının,sanatveticarette
gelişimingerekli
şaıtlarınınancak
meşrutlbir düzen
oluşturulduğutakdirde mümkün
olacağını yazmıştır.(Bk.
Zarojdenie
ideolog
ii
natsional'nogo-osvoboditel 'no go dvijeniya, Moskova, 1973, 19, s. 15).
Iktidar meselesi, Tatar
aydınlanmasındaen
genişolarak
Ş.Mercan( ve
K.
Nasırl tarafındanele
alınmıştır.Tanzimat
aydınlarıve "Yeni
Osmanlılar"gibi,
bunlar da meseleyi XVIII.
yüzyıldaki Batı Avrupalı aydınlanmacıların bakışaçı-TANZIMAT ve IDIL-URAL TATARLARI ARASINDA AYDlNLANMA HAREKETI 181 sından değerlendirmışlerdir Ş.
Mercan! ve K
Nasırl'nıneserleri
ıncelendiğınde,Tatar
aydınlanmasınınbu
tanınmış temsileılerinın"toplumsal
anlaşma"(Teori ya
obşestvennogodogovora)
teorısındenhaberdar
oldukları görulnıekteve bu
ha-berdar
oluş, onlarındevletin ortaya
çıkışı meselesınıele
almalarında yansımasını bulmaktadır.Tatar
aydınlanmacılarıda Türk
aydınlanmacıları gıbı,hala,
adıl bır padişahıngelmesim beklemek durumunda
ıdıler.Bu durumda onlar sert
bır şe kıldezulme
karşı çıkmakta, hükümdarların keyfilığinitenkit etmekte, kültürlü,
ınsancılve ilmi seven bir
padişah fıkriniyuceltmekte
idılerMercan!" nin
fıknnce,mesela kültürlülük, adi !lik,
insancıllık gibıhasletler
bırbırine sınısıkı bağlıolup,
yek
diğerininön
şartıdırlar:"Bil ki, gerçek
padişahlıkinsan için yüksek bir
mev-kidir. Liderlik ve hakimiyet etmek,
hükümlerınde adillıkve
cebırve zulümden
uzak durmak, onun yüce
ınaksadıdır."(G.
İbrahimov adındakıDil, Edebiyat ve
Tarih Enstitüsü
arşivi, 22. fo nd, 1. tasvirleme, muhafaza
biriını20, s. ll
O)Bu
kısaca bakışda
Tanzıınat aydınlarıve "Yeni
Osınanlılar"laTatar
aydın lanmacılarının İktıdarmeselesme
aydınlanmahareketlerine has
bakış açısından baktıklarınıgöstermektedir
Bütün bu
anlatılanlardan,Tanzimat ve "Yeni
Osınanlılar"ile Tatar
aydın lanmasının tipolojık birliğinintemelinde ne
gıbifaktörler
yatmaktadırsorusu
doğmaktadır.Bu noktada benim
fikriınce şudört husus
ıtıbara layıktır1.
Bunları doğuranön
şartların benzerliği,sosyal
asıllarının birlıği. Soylen-diği gıbıTanzimat da, Tatar
aydınlanmasıda
kapıtahst
ilişkilerin gelişmesınetice-sinde ortaya
çıkmışlar,sosyal
tabıatieriile kent soylu (burjuva)
bırrenk
taşımışlarve mevcut siyasi
yapılanmaya karşıideolojik faaliyet
göstermışlerdirOrtaya
çıkışön
şanlannın benzerliğive sosyal
tabiatlerınin aynılığıise vazgeçilmez
şekıldeortak karakterli içtimal-siyasi
fıkirlerve talepler ileri
stirıneleıinesebep
olmuştur.2. Türkiye'de ortaya
çıkaniçtimal-siyasi
gonişlerinIdil-Ural
Tatarları ara-sındada
yayılması. Bilindiği gıbiTatar
aydınlarıile Türk
aydınları arasında sıkımünasebetler bteden beri
süregelmiştir.Hacca
gidişve hacdan
dönüş esnasında İdılboyu
seyyahlarıIstanbul'a ve Türkiye'nin
başka şehirlerine uğrarlar,bura-larda
yaşayanTürk
aydınlarıile
görüşurlerdı. Türkıyeile Idi! boyu
arasındaticari
munasebetler de devam
etmiştir.Bu münasebetler netleesinde
Türkıye'de çıkankitaplar Idi! boyuna da
ulaşmış,böylece Türkiye'de
doğan içtımaf-siyasl görüşler İdil-Ural Tatarları arasındada
tanınmıştır.3
Kaynakların bırliği.Bu, elbette tam
manasıylabir birlik
değildir. ZıraTatarlar Rusya'da
yaşıyorlar,Rus toplumuyla
yakın ılişkide bulunuyorlardıBu
sebeple
onların arasındaortaya
çıkan aydınlanma ıdeologlanda, Türk
duşünurlerinden
ayrıolarak, Rus
realıtesinın,Rusya'da
yayılan içtımal-siyasl dtişuncelerınve Rus ilmi-felsefi
görüşlerının tesırı altındaeser
verınişlerdır.Bununla
bırlıkte, aynızamanda
Tanzımat ıleTatar
aydınlanmasının fıkri kaynakları arasındaortak-lık
da az
değildı.Türkiye'de de,
İdıl-UralTatarlan
arasında daıçtımal duşunce, asırlarboyunca Müslüman
dunyasından çıkan mutefekkırlerinfelsefi' ve sosyal
182 YAHYA AB DULLIN
fikirleri tesirinde
yaşamıştır.Her iki tarafta da
Şark'ınel-Farabl,
İbniSina,
İbniRüşd, İbni
Haldun, Celaleddin Rumi gibi ulu
zatlarıçok iyi
tanınıyordu.Bu
dü-şünce geleneğive yeni
asrınfikri
yönelişleri,Tanzimat ile Tatar
aydınlanmasınınortaya
çıkışındada tesirini
göstermiştir.Başka
bir ortak fikri kaynak da
Batı Avrupa'nıniçtimal ve felsefi
düşünceleri, birinci
sıradada
Aydınlanmahareketidir.
Araştırmaların gösterdiğiüzere,
Türk
aydınlarıdaha XIX.
yüzyılın ortalarında Fransız edebiyatıile çok
yakındanilgilenmeye
başlamışlarve tercüme faaliyetleri
hız kazanmıştı.Fen
el
on 'un
Tele-mak'ı,
Montesquieu'nun
KanunlarınRuhu', Voltaire'in
Mikromegas'ıve
Kan-did'i, Rousseau'nun içtimat Mukavele'si ve bunun gibi
başkaeserler Türk
toplu-munda yeni fikirler ve büyük
tartışmalar doğurmuştur(Bk.
Prosvetitel'stvo v
lite-raturax Vostoka, Moskova, 1973, s.8). Avrupa
aydınlanma geleneğinin yaptığıgibi Türk
aydınlanmacılarıda eserlerinde
halkın eğitimve kültür
açısından aydın latılmasının,içtimai, siyasi ve medeni
gelişmeninen etkili çaresi
olduğunu iıstünebasarak ifade
etmişlerdir.Batı Avrupa'nın
ilmi-siyasi
düşüncelerive
aydınlanmafikirleri Tatar
aydınlanma
düşüncesininortaya
çıkışındada fikir
kaynaklarındanbiri
olmuştur.Tatar
aydınlanmacılarınınilmi-nazari ve edebi eserlerinin
gösterdiğiüzere, onlar
Batı Avrupa'nınilmi ve kültürel
gelişmeleriniçok iyi bilmekteydiler ve bu,
onların ay-dınlanmacı görüşlerinin oluşmasındamühim bir rol
oynamıştır. Batı Avrupa'nınilmi-felsefi
düşüncelerive
aydınlanma fikriyatı İdil-Ural Tatarları arasınaiki
ka-naldan
girmiştir:a) Rus alim leri,
filozoflarıve
sanatçılarınıneserleri yle, b)
Türki-ye'de
neşredilen ve Tatar
tüccarlarınınyahut mukaddes topraklara seyahat eden
seyyahlarıngetirdikleri kitaplar ve el yazmalanyla.
4.
İslami ortaklık.Türkler de, Tatarlar da sünni
Müslümanlardır.Bu da
Türk ve Tatar
toplumlarınınfikri
hayatındamühim rol oynamakta ve ortak
netice-lere
vanlmasını sağlamakta,bu toplumlarda
doğanfikri
cereyanların muhtevasına,
gelişmesine,bu
bağlamdada
aydınlanmatipindeki cereyanlara güçlü tesirlerde
bulunmaktadır.Hem Tanzimat ve "Yeni
Osmanlılar"ın,hem de Tatar
aydınlanma sınınideolojik
düşüncelerindedünyevi ve dini
kaynaklarıntesiri,
İslam'ave
dün-yeviliğe
has
tasavvurların alakası, İslam düşünceleriile Avrupa'da ortaya
çıkantürlü dünyevl teorilerin yanyana gelmesi, kendisini
yoğunbiçimde
hissettirmek-tedir.
Bunlarınher birinin eserlerinde sonradan Müslüman
reformculuğu adınıalan
akımahas
düşünceleri,kent soylu yeniden
yapılanmafikirleri ve
aydınlanmafikrini
şeriatkanunlanyla
uzlaştırmagayretlerini bulmak mümkündür.
Bu
anılanlar, Tanzimat ve "Yeni
Osmanlılar"ile Tatar
aydınlanmasınıntipo-lojik
bakımdan bır yöneliştekiiçtimal cereyanlar
oluşlarınıntemelinde yatan
sebeplerden ancak bir
kaçıdır.Bunlara benzer
başkasebepler tespit etmek elbette
mümkıindür.Bu tipolajik
bırlik hakkındasöylenenler
bunlarıntamamen
aynıhareketler
olduğudemek
değildir.Tanzimat,
bağımsızbir devlet içinde ortaya
çıkmışve
TANZIMAT ve IDIL-URAL TATARLARI ARASINDAA YDINLANMA HAREKETI 183
devletin dahili
yapısını değıştırme meselesınıone
çıkarmıştır.Tatar
aydınlanmasıise Rus devietme
bağımlıolarak
yaşayan bır halkın arasında teŞekkul etmİştır.Bu
ikı halkında
sosyo-ekonomık hayatındaoldukça
buyıik farklılıklarda
vardır.Bu
farklılıklar ıki hareketın kendınehas
özelliklerinındo
ğınasmayol
açmıştır.Tatar-lar,
söylendiğı gıbi,Rusya
sınırlarıdahilinde
yaşamaktaolup
hayatlarıRusyada
hıiki.ımsuren
sosyal-ıktısadive
sıyasi dıizenlerle bağlantılıidi. Tatar
aydınlanma sının farklılığıda her
şeydenönce bu durum ile
aliikalıdır. Rusya'nın realitesı,bu
hareketınele
aldığımeselelerin
muhtevasınıve ortaya
koyuluş tarzını belırledı.Tatar
aydınlanma hareketınin özelliklerınınortaya
çıkmasındaRus
ılıni-felsefi di.ı şüncesininve kültürünün tesirinin de
bıiyuk roli.ıoldu. Bu sebeple Tatar
aydınlan masında bırtaraftan Çar
hiıkümetininmilli siyaseti yle, öte taraftan Rus
halkıyla,Rus toplumunun demokratik çevreleri yle, Rus ilmi-felsefi ve içtimai
düşüncesiyle münasebetlerınele
alınışıdikkate
değerdir.Hemen
belırtelim kı,Tatar
aydınlan macılarınınÇar
hi.ıkümetıninsosyal ve milli
sıyasetine
bakışlarısert bir
karşı çı kış şeklınde idı.Bununla birlikte onlar Rus
halkıylakendi
aralarında anlaşıp uzlaşarak barış ıçınde yaşama taraftarıidiler ve Rus
külti.ırıinıi,Rus dilini bilmek
gerektiğini savunuyorlardı.Tanzımatın
daha ilk
adımları yukarıdan gerçekleştirilecekrefom1lar yoluyla
eğitimve bilime
açık bır sultanlık oluşturmaya,ülkenin kent soylu
gelİşımineyol
açmaya, halka
demokratıkhaklar ve özgürlukler
kazandırmaya yönelık idı. Tatar-larınelinde ise
ıktidarmevcut
değildi.Bu sebepten onlar
arasındaortaya
çıkan ay-dınlanmahareketi, ta
başındandemokratik ruhta
yetışmışve
aşağı sınıflardan çıkmış aydınlar hareketı şeklinde gelişti.Bu
aydınlarınekseriyeti din
adamlarıidi
(Çünki.ıellerinde hiç bir
sıyasihakimiyet
organıolmayan
Tatarlar'ın ki.ıltürel ku-rumlarıda, sektiler ilimierin
okutulduğumektepleri de,
matbuatlarıda yok
ıdi.Bu
sebeple onlar
arasındaXX.
yüzyılın başlarınakadar
sekıiler ılımler sahasında yetişmiş aydınlar sınıfıda
oluşmadı).Tatar
aydınlanmahareketindeki demokratik
temayi.ıller, Cedıtçılik akımıortaya
çıkınca,daha da
genışledı. Çunkıi Ceditçıler arasında İlerlemeciruha
sahıpdin
adamlarıyla birlıkte muallımler,tüccarlar ve
oğrenciler de büyük yer tutuyordu.
Netıce
olarak,
Tanzımatve "Yeni
Osmanlılar"ile Tatar
aydınlanma hareke-tinın farklı rıitelıkleriolmakla
bİrlıkte, bunların hepsındede,
tıpolajik asıllarınagöre,
aydınlanma hareketıismini
veııneye ımkiin sağlayanfikri
bırrenk
vardı. İştebu renk
onlarınher
bırineTürk ve Tatar
halklarının ıçtimal tarıhlerinin belirlı bırdevrinde
ehemmıyetlirol oynama
imkanı verdı.Bu hareketlerin
faalıyetleri anılan halklarınmanevi
hayatındamühim
bır safhateşkiletti,
kışılerın
fıkirlerinde,çev-reye
bakışlarında bi.ıyiık değışiklıklermeydana
getırdive
ıçtımai fıkırlerin geliş mesındederin
değışımiereyol
açtıFaaliyetlerıyle Tanzımatçılar
ve "Yeni
Osmanlılar" ıleTatar
aydınlanmacıları mıJJl ki.ıltıirlerinin gelışmesine huyiıkbir ivme
kazandırdılar.Türkiye'de
Tanzımat reformları netıcesınde kıtap bastırıp yayımlama ışleribuyuk
yaygınlık kazandı,184 YAHYA AB DULLIN Batı