• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A.Ü. TürkiyalAnıştırmaları EnstitüşüDergisi Sayı26 Erzurum 2004

RİsALE-İEBUSSUÜO'

Dr.Sayın DALKıRAN'"

ÖZET

Osmanlı Devleti'nin zirveye Çıktığı dönemlerin en önemli bilgini Ebusulıd Efendi'dir. 0, Kanuni Sultan Süleyman'ın ~cyhlllisli\mıdır. Onun bu ~öhretinden yararinnmak isteyen veadına iznfeten ris51eler yazan kimseler buıunnıu~tur. Risi\le, özellikle iran Sufcvı Devleti ne kar~ı kamuoyu oluştllrmak ve i19i li leri göreve çağırmak maksadıyla yazılmıştır. içinde farklı isimlere ait fetvalar da yeralmaktadır.

EBUSSlJÜOEFENDi

E

bUSSUGd. Kanunı Sultan Süleyman'ın uzun süre Şeyhülislamlığını yapmış büyük bir Osmanlı hukııkçıısuclur. Dedesi Şeyh Mehıned

Yavsı, iskilib'in Direklibel Köyü'nden olmasından dolayı, el-imaCıı diye ue anılmıştır. Hoca Çelebi onun meşhur lakablnrı arasındauır. İstanbul'da Müderris Köyü' ncle ynh ut Eyüp NişanclsınCıakiSivasıTekkesi 'ncle, hirgörüşegöre,8961149ı yılında dünyayagelmiştir.Uzun süre Müeyycd-zfıde Abdurrahman Efendi'den uers alınış ve tahsilini ibn-i Kemal'in yanıncia tamamlamışıır. ilk ınüclelTisiiği 92211516'ua Çankırı'cia haşladı. Sonra 934/1)27'de Sahn Müderrisi oldu; hunu istanbul Kadılığı lakip etti; 944!l534'de Rumeli Kazaskeri oldu. 952/1545 yılıncia tayin edildiği Şeyhülislamlıkgörevini 2R yıl yürütü. 9R2!l574 yılında vefat eden Ebussuuo, devrinin en hüyük tersir vefıkıh fılimidir. KendisineEbCı Hanıre-i Saıııve

Bu risiile. Atatürk Oniversitesi tlahiyet Fakliltesi Kiitliphanesinde el ya;o;ınası ~eklinde bulunmaktadır (DCJ11irba~ Numarası: <lIOCı; Kayıt Tariiıi: l.'i.i9B7). Bu risi\le ilc ilgili, Atalürk Ciniversitesi ilaiıiyaı r.ıklilıesi·nde Prof. Dr. Nasnıllaiı Haeı J11lilÜloğlu danı~nınnlığınd.ı faınıa Satılış ı.ırafıııdan I')')'i yılında bir lisans ıezi ha7.lrlanml~l1r. Ancak, biıirıne ıezi seviyesinde yapılan bu çalı~ına. bir çok bakımdan eksiktir. Bu itibarla biL bu eseri tckrar ele aldık ve baştan sona kadar, laıinizc edcrek, dipnotlaria zenginleşıirdik. Ayrıca bu Risfıle'nin eleştirisini yaparak AtatOrk Üniversitesi Türkiyaı Ara~tırıl1aları Enstitüsli Dergisi'nde(Yıl!!, Sayı 25,Erzurum20(4) yayımladık. " Atatürk Üniversitcsi ilahiyat fakültesi,İslamMezhepleri Tarihi AnabilimOalı Başkanı.

(2)

-68- S.Dalkıran: Risale-jEhussuud

Sultanü'I-Müfessirln ünvanıarı da verilmiştir1. 982/1574 yılında vefat eden Ebussuüd Efendi için, İbn-i Kemal'de2 olduğu gibi, Mekke ve Medine'de giiib namazı kılınmıştır'.

Ebussuud Efendi'nin en çok tanındığı yonu, İslam Hukukçusu olmasıdır. Farklı alanlara aİt pek çok fetvası bulunınaktadrr.4 Onun fetvalarını, 983 / 1575 yılında vefat eden ve Bozan-zade demekle meşhur Muhammed b. Ahmed Efendi toplamış, bablar ve fasıılara ayırmak suretiyle tanzim etmiştir. 998/1589 senesinde vefat eden ve Veli Yegan diye tanınan İskilipli Veli Efendi, Ali Cemall (v. 932/1525), İbn-i Kemal (v. 940/1533), Sa'dı ve Çivi-zade'ninkileri de katmak sureliyle Ebussuud Efendifetvalarını toplamıştırs.

İbn-i Kemal ve diğer meşhur şeyhülislamıarda olduK,ru gibi, Ebussuud'a ait olduğu iddia edilen bir kısım fetvillara da ihtlyatla yaklaşmak icap eder. Zira bazı konularda birbirini nakzeden fetvalara da rastlamak mümkündür. Böylesi fetvalar için iki husustan söz edilebilir. Biri, fetvayı veren şahısın sonradan eski düşüncesinden vazgeçmiş ve fikir değiştirmiş olması mümkündür. Yada,adınafetva verilen şahsın temsilettiği makamın gücünden yararlanma niyeti olabilir.

Ebussuud'un yazmadığı bir kısım risale veya eserlerin onun adına mal edilişinin en büyük nedeni onun gücünden yararlanma düşüncesi olabilir. Zira Ebussuud, İslam hukukunun en büyük bilgini olan şeyhülislam, müfti, müderris ve kadılar gibi, alimlerin teşkil ettiği "ilmiye sınıfı" nın başkanı idi. Müfti ve kadılar bulundukları şehir ve kasabalarda imanı ve hukukı mesefelerin son mercii idiler. Şcyhülislam, ayrıca devlet idaresi, harp ve sulh meseleleri, çıkarılacak yasaklar ve sair önemli hususlarda söz sahibi ve bazen ilmiye ve asker sınıtları ile birleşerek

iİsmail Hakkı Uzunçarşrlı, Osmanlı Tarihi, TIK Yay., Ankara 1972, II, 677-679; Ahmed

Akgündüz, Osmanlı Kanunltameleri ve Hukukı Tahlil/eri, İstanbul 1992, LV, 33; M. Cavit Baysun, "EbussuOd", İA, IV, 92-99; Ahmet Akgündüz, "Ebüssuud Efendi", DİA, X,365-367.

~EbussuOd'unhocalarından birisi olanİbn-i Kemal de, sadeceOsmanlıların değil bUllinİslam aleminin iftihar eııiği seçkin ve muhakkik alimlerden olup. dinı ilimierde, hukukla, tarihte ve edebiyatta olan ycd-itOlasından dolayı kendisine Mllfti's-Sakaleyn yani cin ve insin müftisiUnvanı verilmiştir. Osmanlı hukukunun abideşahsiyetlerinden biridir(İbn-i Kemal ile ilgili genişbilgi için bkz. Sayın Dalkıran, İbn-i Kemal veDüşünce Tarihimiz.,

İstanbul 1997. s. 39-68)

, Abdullah Aydemir,Büyük Türk BilginiŞeyhulislam Ebussuud Efendi ve Telvirdeki Metodu,

Ankara ts., Diyanetİşleri Başkanlığı Yayınları, s. 4.

4Akgündüz,a.g.ıııd., s. 96-97.

5Hacı Halife Mustafa b. Abdiilah Katib Çelebi, Keşfü'z.-Zunun, İstanbul 1360 i 1941, H,

ı2ı9, 1603; EbussuGd Efendi'ye nisbet edilen bu fetva kitapları içinde ona olan aidiyetinde kuşkulu olanların da bulunduğu iddia edilmektedir (Bkz. S. Nuzhet Ergun,

(3)

A.O. TÜddyalAraştırmalarıEnstitüsü Dergisi Sayı26 Erzurum 2004

IJ<ldişahl tahtından indirecek dereccde nüfuzlu idi (ı. Farklı fikir sahipleri şeyhülislamıarın bu gücünden yararlanmak istemişler vc kendi dlişüncelerini meşrulaştırmakiçin onlara ınaledilerek makaleler kalemealmışlardır.

Ebussuud Efendi, kendi zamanında Devlet düzenini bozacak akımlara ve BfıtinTliği benimseyen satilere karşı mücadeleetmiş ve bu konuda gerektihıizaman Devlct gücünü de fetvalarıyla harekete geçirmiştir. Nitekim Kanuni devrindc. İstanbulcamiierinde vaaza çıkan on dokuz yaşlarındaki Oğlan şeyh İsmail Ma'şukı (v. 945/1538)'nin dinı hükümlere ilişkin laübiıli ve alaycı sözlerle ün yapması, çevresine çoğu asker olmak üzere büyük bir halk kitlesini toplaması, "tas<ıvvufta belirli dcreceye varanlar için her türlü yükümlülliğlin kalkacağını. Iıelal ile haramın

eşit olacağını" iddia etınesi üzerine, Devlet o sırada Şeyhiilisırrın bulunan İbn-i Kemal ile Ebu5sulıdvc Mevlana Şeyh!Efendiler gibi sahn-ı seman müderrislerini meselenin incelenmesi işin görevlendirmiştir. İnceleme sonunda adı geçen şeyhin idamına kararverilmiştir.

Yazılan eserlerin veya makalelerin, şeyhülislamların adı ile ilişkilendiri Imesi i le ilgil i en çarpıcı örneklerden birisi raks ve deveranla i 19i1idir. Mesela tbn-i Kemal' in raks ve deveranı şiddetle yasaklayan fctvaları bulunmaktadır8

Ancak onun adına yazılmışbir risale devardır ki9;bu Risalede raks vedeveraııın, Kur'an ayetleri ileHz. Peygamber'inhadıslerinedayanarakmeşruiyeti savunulmaktadır. Aradaki çelişkiyi çözmek için, onun eski düşüncesini tamamen terk ettiğini kabul etmek, ya da bu eserin sonradan yazılarak onun adına mal edildiğineinanmak gerekirlU. Kaldı ki aynı konu ile ilgili Ebussuüd da, İbn-i Kemal

i,M. Emığrııl Düzdağ, Seyhü[is[aııı EbussııüdEfendi FervalanIşığındo 16. ;\sırTürk Hoyarı.

istanbul 1983, s. ı7.

7 Hamdi Döndüren, "Bir Fakih Olarak Ebussuüd", Türk Kiilrüründe İz Bırakan iski/ipli

Alimler, Türkiye Diyaneı Vakfı Yayınları. Ankara 1998, s. 273; Sadık Vicdanı,

Me/rmı'/ik. istanbul 1340, S. 54 vd .. Oğlan Şeyhin öldürülmesinde EhussuOd'un ilgi li koıııisyonda yer aldığına iliıkin bkz. ReşatÖngören, "Şeriat'ın Kestiği Parınak: Kanünı

Suııan Süleyman Devrinde Idam Edilen Taıikat Şeyhleri", IslamAroşlimııılanDerf!isi.

c. ı.sy. i(1996), s. 123-140.

8thn-i Kema!'e göre raks ve sema caiz değildir. Zahiren bUyük gUnahlır ve orılan mUbah gören ıneşi\yihin makamları da kendilerine uygun değildir. Aynı şekilde şarkı da Iıaram olup, bu hususta ulemanın icmaı bulunmaktadır. Onu caiz görenler ıakvadan uzaklaşmışlardır ve hastanın ibca muhtaç olduğu gibi, tedaviye ve ilaea ihtiyaçları

vardır. İbn-i Kemal, "Risate

ii

Beyani'r-Raks ve'd-DeverDn". Mecıııı/o. Süleymaniye Kıp.. Rqid Efendi, nr.X5X, vI'. 2Ü6b.

9 İhn-i Keıııal'e isnaı edilen ve Risme /i-ilm-i Kemal-Paşa ji-Hakkı'ı-Tevhid adıyla

isimlendirilen bir risl\lede, raks ve devel'an hakkında leylııe görüşler bulunmakıadır. Bkz. İbn-i Kemal, "Risalı'

Li

Hakkı'ı-Tevhld", Mecm(uı, SUleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr.762, vr.3 14h-316b.

(4)

-70- S.Oalkıran: Risale-j Ebussuild

gibi raks ve deveranla ilgili görüşlerini bildirmiş ve itikadı açıdan nasıl değerlendirileceği hususuna işaret etmiştir.Buna göre,eğer dervişler yaptıklarını bir ibadet olarak kabul etmiyorlarsa, küfürle ilişkilendirilmesinin doğru olmayacağını belirtmektedir. Şayet, devranı ibadet sayarlarsa o zaman mürted olurlar. Zira, ibadet Allah'ın yapılmasını emrettiği şeydir. Bu durumda sCıtiler, yaptıkları hareketleri ibadet saymakla, Allah'ın onu emrettiğini ileri sürmüş olurlar ki, bu Allah'a iftira etmektir. Binaenaleyh küfrü mCıcip olurll. Ebussuüd'un daha sonra raks ve deveran ilc ilgili görüşünü değiştirerek, konunun tekrar kendisine sorulması üzerine, şöyle di:ierek çekimser kaldığı rivayet edilir: "Allah Teiila'nın ilmi sonsuz bir deniz mesiibesindedir. Mcşayih-i izam ol denizin gavvaslarıdır. Biz clıl-i sfıhiliz. Bu hususda bizim onlarla bahsimiz yoktUr.12" Aneak onun bu yolda görüş değiştirdiği doğru bulunmamaktadırlJ.

Osmanlı döneminde uiemanın verdikleri bir kısım fetvaların da kimin tarafından verildiğinin tam olarak araştırılmasında yarar bulunmaktadır. Zira, yukarıdasözünü elliğimizgibi meşhurolan zatlara sonradan bir kısım fetvalar mal edilebilmektedir. Bu fetvalar ile, kamu oyu oluşturulabilmekte ve zamanın devlet gücü hareket ellirilebilmektedir. Dolayısıylazaman zaman da olsa fetvalar siyası malzeme gibi kullanılabilmekteidil4.

RisALENİNEBlJSSlJÜO' AAİTOLUPOLMADıGl

"Risôle-i Ebussuüd' başlığını taşıyan risalel5, Ebussuüd'a ait olmayıp,

onun adına mal edilmiştir. Risiile içinde birtakım düşünceler Ebussuüd'a ait iken;

i iM. Ertuğrul Düzdağ.Seyhülis/dm Ebussuud E/endi Fe/vô/an lşığl/ıda16. AsırTürkHayu/ı, istanbul 19R3.s.R3-R4.

i'

Kemaleddin Har'iıiliide, Tıbyunii Vewlili'I-Hak!iik./f Beyuni Selasili'/-Taraik, Süleymaniye Kütüphanesi, Fatih Koleksiyonu, nr.430-432,ıı, 143a.

1.1Ahmet Akgündüz, "Ebussuud Efendi",DİA,X,367.

14Atatürk Üniversitesi İ1ahiyat Fakültesi'nde islam Hukuku dersimize girmi9 olan hocamız

Zahid Aksu, EbussuOd ile ilgilişöyleder: "Bir de ben tezyaptım, dediğiııı gibi,altısene ben, EbussuOd Efendiyle yattım kalktım diyebilirim, geeem gllnduzümuz hep onunla beraberdi, binaenaleyh, ben, habamdan iyi tanırım EbussuOd Efendiyi." Bkz. Zahid Aksu, "EbussuOd Efendi'nin 16. Asır Osmanlı imparatorlUğundaki Yeri", Türk

Kül/üründe İz Bırakan İskilip/iAlimler,Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 199R,

s.253-254.

]) Bu risaıe. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesinde el yazınası şeklinde bulunmaktadır (Demirbaş numarası: 4106; kayıt tarihi: I.5.19R7). Bu risale ilc ilgili. Atalürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nde Prof. Dr. Na.mıllalı Hacımünüoğlu

daııışmanlığında Fatma Satılı9 tarafından 1995 yılında bir lisans tezi hazırlanmıştır. Ancak, bitirme tezi seviyesinde yapılan bu çalışma bu risaleyi hakkı ile yansıtmaktan uzaktır. Bu itibarla biz, bu eseı; tekrar ele aldık ve ba9l<1n sona kadar, L1tin harflerine çevirerek, dipnotlarla zenginlqtirclik. Buçalışmayı daayrıca ııeşretmeyi dU9ünmekteyiz. Eserle ilgili verilen varak numaraları orijinalinde bulunmadığı için baştan sona kadar tarafımızdan veri Idi.

(5)

----'-'A"-'.(""'J.'--'T'-'iJ'-'-·r-"'kjC.I.y_'''at'-'A-"r'-"a::<:~t'_'_'ır'_'_m"'a_"'la"_'r..:..I~E"_'ns"_,t"_,it,",üs,-"ü,-,D"-,e,-,-r""gi""si,-S,,,,·a,,",y..:..I-,,,26~E,,-r-,,,zuo.:."..:ou:..:.m,-,2:.:<0"'-04-'----

-71-tamamıııın ona ait olduğunusöylemek mUınklin değildir. Ayrıca. Ebussuüd'un vefat tarilıi 982/1574 iken, söz konusu Risalenin 1012/1603 yılında yazıldığı anlaşılmaktadır. Bunun daha önce Ebussuüd tarafından yazıldığı ve kendisinden sonra bir öğrencisi tarafıııdan tebyız edildiği var sayılsa bile, içindeki bir kısım ifadeler Risalenin ona ait olmadığını göstermektedir. Şöyle ki, risalenin bir yerincle, " ... Malları fey olmak evla bi't-tarık Hazret-i Mlifti'I-Enam Şcylı-i Meşayilıli'l­ islam mllbeyyinü'l-helal mine'l-haram el-müeyyed min-jndiııahi'I-Meliki'I-Allam Mevlana Ebu's-Suüd aleyhi ralımetü'I-Mclikü'I-Yeclüd "Gilyetü'I-Beyiin'''da bulunan rivilyete binaen bazı fetva-i şerıre vermişlerdir ki, bi-ibaretihi nakl olunurl('» ifadesi yeralmaktadır ki, Risalenin ikinci birşahıs tarafından kaleme alındığını açık birşekildeortaya koymaktadır.

Risfzle-i Ebussuud'da var olan; "Bu meselehakkındaeimme-i Hanefiyye'Cıe cevab ne vecihledir ki, hicret-i nebeviyyenin semiin ve semanın ve tisa mie'sinde (988) imaınu'l-müslimın saadctlU padişah hazretlerinin emroj şerifleriyle asakir-i müslimıne serdar olan Sinan Paşa vaffakalıullahU sübhilnehü bima yeşilü hazrelleriyle,Kızılbaş laınin memalikin Iıarabve yaban etmek içün, konulan asakir-i rnüslimın indellühi teaıil ecr-i cezilleri ne maküledir ve küffar-ı hükisara sefer eylemekden isc, Revafız ve müllıidıni katı ve garet eylemek efdaldir, dedikleri vaki midir'!!?» ifadelerindegörüldüğü üzere, hicri988/1580yılındansöz edilmektedir ki, bu tarih EbussuOd'un vefatından altı yıl sonradır. Adı geçen Sinan Paşa ise, 1575 yılında yeniçeri ağalığına getirilıniştilH

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, bu Risüle her ne kadar içinde EbussuOd'a ait alan bazı düşünceleri taşısada, bütünüyle ona ait olmayıp, yukarıda sözünü ettiğimiz bir kısım nedenlerden dolayı onun adına mal edilmiştir. Bu işi yapan öğrencilerinden biri de olabilir, farklı bir şahısda olahilir. Bu konuda tam bir açıklık bulunmamaktadır.

i~Risa/e-i t::bIlSSIlÜd,22a..

17Ris(ıfe-i 1::lJl./ssuı7d. 24b.

i~ Söz konusu Sinan Paşu, Kaptan-ı Derya Cağaloğlu Sinan Paşa'dır. ~ulı Abbas'ın lideri olduğu İrun'a karşı Osmanlı Orclusunun başıııda görev yapınl~tır. III. Mehmet döneminde Kaptan-' Derya olan Sinaıı Paşa .ıynı görevi i. Ahmet 711manıııda da siirdiirmüş ve 2 Aralık 1605 yılında Diyarbakır'da vefat etmiştir. Hkz. Ol'lııaıı/t

(6)

-72- S.Dalkıran: Risalc-i Ehussuiid

METiN Bismillahirrahmanirrahim

Şükr ü sipas saadeı-esas ve tevhid-libas ve medh ü senfı-yı Muhammedi enffıs-ı bi-hadd ü bi-kıyas ol Halik-ı cin ve nas Hüda-yı ezell ve Padişah-ı lem yezeli'ye ki, havfıkin-i İslam ve selfitln-i zevi'l-ihtiriim'ı rusül ve enbiyadan sonra eşref-i beni Adem idüb adı ve dadlarıyla mahlGkatl ıslah eyledi ve hamd-i na-mahdGd ve dUrCıd-ı hoceste vUrCıd-1 gayr-ı ma'dCıd ol VfıcibU'\-VücOd-1 zü'l-menni ve'l-cGdila mutlak ve ma'bGd-ı bi'l-hak ki, şahan ulu'l-iktidarı zahib-i mezahib-i Ehl-İ Sünnet ve'I-Cemaat etmek ilc, ahkam-ı cumhGr-1 ehl-i İslam', sünnet-i selef-i salihin ilc ihkam edübrMız-ı kavaid-i bida ve rafz eyledi. Veesniif-ı salih ve enva-ı tahiyyat ol Nebiyy-i Ekrem ve Habib-i MUkerrem Muhammed Mustafa ve RasGI-i Müctebii'ya ki, ri da-i "Ieviiik" ile mürteda ve hilye-i hatem-i "la nebiye ba'di" ile mütehallidir. Sallallahu aleyhi ve ala alihi ve evladihi ve ashabihi's-sabıkin tl mizmiiri'I-beliiğuti ve'l-mürşidinii-erbiibi' I-feviiyidi.

Ve ba'd:

Vaktakim Cenab-ı bi-çGn Kur'an-ı Azim ve Furkan-ı Kerim'inde:

"Hüvellezı ersele RasOlehG bi'l-hüda ve dıni'l-hakkl li-yüzhirahG ale'd-dini kUllihil9" ayet-i i'caz-gayeti ile izharını va'd eylediği din-İ mübini u'ni millel-i İslam'ı tahkıken li-va'dihi'l-kerlm ve indizen li- kavlihi'l-kadim gayrıedyan üzerine izhar edüb bi-hamdihıTealaashab-ıgüzin ve kibar-ı tiibiin ve teba-i liibiin ve selef-i salihin ta zaman-ı RasCıI-i Rabbi' I-alemin' den beri

«tb»

te'yıd-i din-i metin ve leşyid-i şer'-i mübin edüb, hüsn-i sa'yleri karın ve himmel ve ihtimamları muin

olmak ile erkan-ı din-i Ahmedi ve ahkam-ı şer'-ı Muhammedi bir derecede

mUeyyed ve bir ıabakada müşeyyed oldu ki; "KeennehG bünyanun marsGs20", "laye'tlhi'l-batılumin beyni ycdeyhi ve la min halfihfl"ayet-i kerımesinemazhar ve masadak oldu. Mıe-i riibia evailinde devlet-i Abbasiye'de niigah Rafiza demekle ma'rGf bir tiiife-i muarıza zuhCır edüb, kizb-i ziihir ve te'vıl-i niside mebni bazı kelimat-ı mside ve i'tikfid-ı kiiside ihdils eylediler ki, hanediin-ı nübüvvet ve ehl-i beyt-i 'hazret-i risiHete isnad edüb, şer'-i seyyidi'l-milrselln vedın-i rasül-i Rabbi'l-alemın'derahne ve ihtilal peyda ideler. Heyhat heyhat el1iif ve inayet-i Rabbi'l-alemin bu ümmet hakkındaoldur ki, bir taifenin dil-i fiisİdleri cadde-i savabdan ve savb-ı sıhhatve sedaddanfesad-ıi'tikada münharif olsa bir tiiifeye dahıte'yid-i i1iihl karın ve fursat ve nusratimuın eyler ki,riih-ı raslı fırak-ı dalleye gösterüb mezheb-i hakkı tecdıdve tc'kid,ideler. Bu kelarnı muhakkık ve bu manayı musaddık; "velevla defullahi'n-nase badahum bi-ba'dınle-fesedeti'l-ardu velakinnellfihezil-fadlın

ale'l-I')Ayetin meali şöyledir: "Bütün dinlerden üstünkılmak üzere, Peygamberini hidayeı ve hak din ile gönderen O'dur." Fetih (48), 28.

20Ayetin tamamının meali şöyledir: "Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf

bağlayarak savaşanlarısever." SaIT(61),4.

(7)

A.Ü. TürkiyalArMtırmalan fnsIİlüsüDergisi Sayı26 frzurum 2004

alemıne~~" ayet-i kerımesidir. Bi-intlyetiııahi teala; "La yeztllu ttlifetün min ümmeti zühirıne ale'I-hakkı hatta ye't1 emrulHlhiD" hadis-i şerifi muktezasınca ki, ıııa'nüsı "Benim ümmetimden bir ıaife hak k üzerine zfıhir ve kfıim olmakLan züyil olmaya. Hak Teala'nın kıyam-ı kıyamete «2a» emr-i şerıfi oluncaya değin" demekdir. Hiçhirasır e1ünişıııendün-1dindar ve sulehü-yı takvü-güzür ve fukahü-yı perhizkür ve şühfuı-ı ulu'l-iklidardan.,hiilı olmayub,'bunları nLır-1 ıakva ve hlikm-i fetvaları ve şfıhan-ı İslam'ın kahr ve galebe ve heybeı ve salabeıleri berektltında ehl-i ibiihat ve evbiiş-ı a' Iii tiiife-i Şıa-i şek5vet-nihiid heıiıçO bOm u hufffişgözlerin yumup geçti ler, haki kalanı dahı mezheb-i batılıarını izhiir edemeyüh, şiar-ı Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaaı işiir eylemişleridi. Mıe-İ 5şira ev5ilinqe bil5d-1 Aeem'e1e kesret-i kıtal ve vefret fitne ve ihtiliil sebebi ile, ol diYilrda olan Ef)I-i Sünnet ve'I-Cemaal inkırazve etba ve eşyaına teferruk anz olub, hadıs-İ nehevı ,şehadeıi ile ki. canib-j şarka işareten: "el-tıtnetühahüna min haysü yaııaliu karna'ş~~eYlan24" buyurmuşlardır.

OL diyar ahalisinin dil-i msielleri fitne ve fesiida mayil olmağın eriizil-i nasdan bir nice ehl-i fesiid Erdebil Şeyhi Şeyh Haydar oğlu ismail'i serdar edinüb, ümmeı-i din üzerine bağy ve hurik eylediler, şam-! Şerifgurbunda eebel-i Benı Amir'den ki, keni Şıa ve menba-i rafızdır, serdür-ı ehl-i cidal kıdve-i eimme-i daiiii Abdu'ı-Aı nam birratizımelun İsmail'e karın ve ol mezheb-j batılı işiiatıa zahır ve muın olub, şeyhülislamıarı namına şeyhü'l-kdereleri oldu. "fı kulObihim marazun fe-zadehümüllahu marazan2)" uJemfı-iEN-i Sünnet ve'l-eemaatl katl-i am etmek ile

ırk-ı sünnet bıh ve bütünden munkatı' olub, bakıyyeti's-sliyOf olanları dahı havf-ı «2b))can ve mal ve bım-i katl-j ehlliİyalden ıeşeyyu'eylediler.

Eğerçi, hiliifet-penah mCıayik-sipah Sullan Selim-şah aleyhi rahmetü'l-meliki'l-ilah sa'y-ı belığ ve himmet-i bı-dirığ edüb İsmail'in tiıcını başına dar ve alemi gözüne tenk ve tar eyledi ve sultan-ı sühib-kırün güzıde-i al-i Osman ei-muhtass bi-mezıdi inayetİ'I-Mcliki'I-Menlıan Sultan Murad Han'dan (?) ikdam-ı tam edübhavza-İ hımılerindeolan mcmalik-i malırüselerinin bir nice bilad ve bukaı

bilad-ı İslilmiyycye muzaf eyledi. Velakin vücOd-ı hasıs ve ners~i habıslerini sahıfe-i rüzgardan kal' ve kam' ve hakk ve ref' etmek müyesser olmayub, ile'l-ün yüzyıldan mlitccavizdir ki, alü rüOsi'l-işh5d meniibir ve meniir ve küçe ve bazarda sebb-i sahabc-i kiram ve kazJ ve la'n-İ ümmi'l-mü'mİnın Ayişe-i Sıddıka veşetm veta'n-ı

12"Eğer Allah'li! insanlardan birkısmının kötülüğünli diğerleriyle savmaSı olmasaydı, elbette

yeryUzü altiısı olurdu. Ukin Allah, bütün insanlığa karşı lüıuf ve kerem sahibidir." Bakara(2), 251.

D "Kıyametlen önce, ümmeıimden bir grup hak üzere olmaya devam edecektir." İbn Mace,

Süııeıı, Bab i,no: 6.

24"Fitne,şutarafta (yani)şeytanın hoymıziarının çıktığı yerdedir." MUslim,Sahfh,Salat 5. 2;"Onların kalplerinde hir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaJtlıııştlr." Bakara

(8)

-74- S.Dalkıran: Risale-j Ebussuild

eimme-i dın vc bıığz ve ada vet-i 1Ilema-i ehl-i yakın ederler. "kfııelehümuııiihu ennfı yli'fekOn26

..

Bafı değildir ki, devlet-i Benı Ümeyye'de selfıtln-i Emeviyye tevabi ve levahıkıyla kemiil-i asabiyet ve inad ve nihayet-i gümrahı vefesatlarından tezevvüc-i betOI amm-tezevvüc-i zade-tezevvüc-i Hazrct-tezevvüc-i RasOI EseduIltezevvüc-itezevvüc-ihtezevvüc-i'I-Gtezevvüc-itezevvüc-iltezevvüc-ib Altezevvüc-i h. Ebı Tiilib Hazrellerine şelm ve ta'n ederler idi. Bin ay tamam oldukta devletleri munkarız olub, ke enlem yekün oldular. Bu tfıyife-i şenaet-nihiid ve msidu'l-i'tikiidın zuhur-ı devletlerine yüz altı yıldırbin aydan müteciivizolmuştur.

İnşeailiih padişah-! heft millet neviizende-i kavaid-i şerıatgüdiizende-i ehl-j ilhiid ve ibiihaı rfıfi-i liva-İ veliiyet, viili-i serır-i hilafet malik-i şehr vediyiir-ı şehr-i yar KamkarHazrcıleri himmet-i kiifl verağbet-i «3a» vafı ile bu tiiife-i daliilet-disar ve şekilveı-şifırın vUcud-1 bı-sudlarını sahıfe-i rOzgardan hakk ve ğubar-ı mczheh-i reddiyelerini safahat-ısudOr-1 aleıııiyfından iziile ve münfek kılmaya hfızım ve cazim olurlarsa, devlel-i hUmayOnlarında asiikır-i islam'a feıh ve zafer kalb-gah ve nıısrel ve fursal cenah ve hemriih olub serdar-ı ulu'l-ihtiram kasar-j a' lami' I-a' diii hi 'r-re'yi'ı-ıam, es-saı li-ikilmeti deaim-i ehli'I-İslam" düstOr-1 mUkerrem şır-i müfahham Sinan Paşa yesserallahıı ma yeşa, şemşir-i ateş-bilr ve ıah-ı saika-kirdilr ilc arsa-i kar u zilr ve girOdilrda niceşehir vediyarıııı yakub yıkub bıh-i saht-!dıraht­

i rafz ve i/hadı araZİ-i şOrengiz-i Acem'den kal' edüh mahalline Nihill-i şerlal-i

Muhammedı ve nihal-i nahl-i haraver-j sünnet-i selef-i salihıni ğarsve hıyiiz-ı adı ve dikl-ı Sultan Ahmedı ile neşv li nema verüb: "yebasullahıı alfı küIli re' si mıeti senetin men yüeeddidü Ichildınchan..hadıs-i şerifi maz.mununa masadak ve mazhar

olalar. Bu tayife-i dalaleı-ayinin ve emsiilinin eğerçi ıılema-i kihar ve fudala-i ulu' 1-ebsar ale'l-vechi'l-muhtiir feteva-yı şerıfe vcrüh klifi- ve daliiletlerini Inlıfassalan beyanetmişlerdi.

Amma hu hakır dahı ğuziit-! müslimıne janet ve mczheh-i hakka nusret ve himaye ve ash5l-)-1 güzıne gayret ve hamiyet kÜtlih-i mu'teberada tefsık ve teklırlerini rnGcibe fill-i şenıa ve akviil-i fazınları ki, zikr olunmuştur. 13u risaıc-i şerıfede cem' ve ketb edüb Kur'iln-ı Azım ve FlIrkan-1 Kerlm'deıı ve hadıs-i şerıfden hazı edille-i katıa-i gayr-ı mezkOr ve berahın-i siitıa-i gayr-ı mükerrer «3b» istiııbilt ve istihrac eyledim ki, ark-! şübhe bi'l-külliye munkatı' olub, ğuzilt-ı müslimın bunların mukatihni kaıl ve istinsal eylemeyüb emval ve erzakını rnaheynlerinde tevzi' ve taksım eylemekde mülereddid olmayalar. Gayet-i mcsGl ve nihiiyet-i me'mGI oldur ki, padişfıh-ı a'zam ve şiihenşah-ı muazzam miUik-i rikabi'l-ümem sahibü's-seyf ve'l-kalem halıfetulliihi fi'l-alem sultanlı'l-hahreyn ve hildimü'l-haremeyni'ş-şerifeyn Hazret-i HUdavendigarın rikilb-ı hümilyunlarında mevki-i kabulele vilki olub, rOz-! cezada sahabe-i kirilm ve eimme-i iziim hürmetine bilis-i neeat ve mOeih-i irıim-ı derecaıola.Amın Ya Muln.

26"Allahonların canlarını alsın. Nasıl bu halegeliyorlar')"MUnafıkeın (63),4.

(9)

---..!:!A~,iJ,,-=·•....!Tc..!:ü!.!.r~ki'-I.y~at'-!A~·1,-!!·a~şt~ıı~·m~a~la~r..!...1~E~ns~t!..!.ih!!>·is~·ü~D~e..!...rb!gi~si,-,S~'a:!.lY..!...1~26"----"E"-rzu=r",,u,",,m,-,2::.::0~04,,--

....:;-75-Kıla:

"Men had çi kesem ki derşumarı başem Ya dcr saf-i ehl-i dil süvarı başeın Maksud hemınesıki der sahb-ı nebı Guyem sohen-i çend übe-karı başem2s"

Ye bu risale-i şerıfeyi fusCıI-i erbaa üzerine lerlıb ve taksım ettim: Fasl-ı evvel:UmCımen ashab-ı kiram, hususen huleffı-i ba-ihtiram hakkında varid olanfıyat ve ehadisin zikr ve beyanındadır. Fasl-ı sanı: Bu ıayife-i dalaleı-şiarın bazı evda-ı şenıalarını zikr ve beyan eder. Fas!-ı salis: Bu fırka-İ dalleyi edille-i katıaile lefsık ve tekfirleri beyanındadır. Fasl-ı rabi': Bade'l-ikfftr terellüb eden ınesayil-i feriyyenin beyanındadır.

FASL:

Ashab-ı RasüJ-i Ekrem hakkındavarid olan ayai ve ehadısin beyanındadır. Hafı buyrulmaya ki: "veseyücenııebühe'l-etkallezl yü'tı malehu yetezekka29" ayet-j

i'caz-simatı Hazret-i Ebü Bekr-i Sıddık hakkında nazil ((4a» olduğuna fudala-i din ve kübera-i ehl-i yakın a'nı cumhCır-1 müfessirin ittiffık etmişlerdir. Ye bu mevzüda dahı: "iııne ekrameküm indeılahi etkaküm)O" iiyet-i kerımesi varid olub evvelen mezkür olan iiyct-i şerif'e tkialeti ile Hazret-i Sıddık cümle ashab-ı RasCıl-i muazzam'ın etkiisı olub ve ayet-i saniye delaleti ile her ittika indeilah ekrem olucak Kur'an-ı Azınıve Furkan-ı Kerım'den bu iki ayet-i kerıme şiihid-i adı olub, Sıddık-ı Ekber, Habıbullfth'a ileımıkarreb dergah-ı II-maalliih Muhammed Mustafa ve RasCıI­

i Mikteba ümmetinden daal ve Ekrem ve beyne'l-enam ıııükerrem ve müfahham

idiğüsabit olur.

Ye Hazret-i Ebu'd-Oerd1l'dan mervıdir ki: "Bir kere Hazret-i RasCıI beni Hazret-j Sıddık'ın önünce ylirürken görüb: "Ya Eba'd-Oerda, e temşı emame men hüve hayrun minke fı'd-dünya ve'ı-ahireti. ma talaat şeııısün ve La ğarabet aHi racülin erdalü min Ebı Bekrin." deyu buyurdular." der. Manası budur ki, "Ya Eba'd-Derda. dünyada ve ahirette senden efdal kimsenin önünce mi yürürsün? Enbiya ve nısülden sonra Ebü Bekir'den efdal bir ferdin üzerine güneş ne doğmuş ve ne de dolanmıştır"demektir.

l8Mliellilinkıta dediği ancakgörüldUğli üzere rlihai olan bu Farsçaşiirin anlamı şöyledir:

"Ben kim oluyorum ki,tanınıp sayılayım, Ya da gönlil ehlininsafında bir silvariolayını.

Maksaclım şudur, Hazrel-i Peygamber'inashabı hakkında Birkaı,:sözsöyleyeyinı de birişe yarayayını."

29"Teınizlen01ek üzereO1alınl hayra veren iyiler ondan(attşten) uzak tutulur" Leyl (92),

17-ıs.

,0

"Muhakkak ki, Allah yanında en değerli olanınız, ondan en ı,:ok korkanınızdır." Hucurat (49),13.

(10)

-76- S.Dalkıran; Risale-İ Ebussııfıd

Ye bir hadısele dahi: "Eııeve Ebü Bekr, ke-feresey rihanin levsebakanıle­ ernentü bihT velfıkin sebaktühü ve amenc bıJi" varid olmuştur. Manası; Ben ve Ebu Sekr iki serıu'l-adv ve yüğrük alları gibi idik. OL beni geçse ben ona iman gctlirlirdüm ve lakin Ben onu geçtim.OL bana iman getlirdi, elemektir.

Ye Haöıbullfth Hazret-i Risalet-penahın maraz-ı mevtinde Bilal ezan okuyub, Hazret-i Rasül beden-i şerifve unsur-) latlflerinde «4b)) imamete kudret ve pişviilığa miknet ihsiis edemeyub ashabdan Abdullah b. Rebıa'ya: "Yar Ebu Bekr'e de, halka namaz kıldırsın." deyu emir eylediler. Hazret-i Abdullah varub gördü, Sıddık gayib ve ashiib-ı kiriim mlictemi' ve hazırlar ve kudum-ı Hazret'e rnuntazırlar. Hazret-i Ömer'e hitab edüb: "Ya Ömer halka namaz kıldır" dediler. Hanet-j Ömer, bu emri n suellırunu Cenab-ı Risfılet-penah'dan zannedlib, imiimete ikdiiın ve saliita şlirlı' ve kıyam gösteri b tekbir eyledi. Sadaları Hazret-i Rasul'lin seın'-i mübareklerine vası! olduğu gibi liç kez: "ye'bellalliihu ve'l-mli'minüne illa Ebii Bekrinn" deyu buyurdular. Manası Ebü Bekir'den gayrı kiınesne imamet eylemeği Ceniib-ı Hazret-i Hak Celle ve AIii revii görmez ve iimme-i mlislimın ve cumhur-ı muvahhidın dahi reva görmezler demektir.

Ye Hazret-i Ebu Hureyre'den rivayettir ki: Kiile: "Kiile Rasulullahi saIJalliihu aleyhi veselleın: men esbaha ıninkümel-yevme sayimen. Kale Ebu Sekr: Ene. Kiile femen' tebia ıninküm el-yevıne cenazeten. Kale Ebu Bekr: Ene. Kale: Femen etame el-yevmemiskınen. Kale Ebü Bekr: Ene. Kale: Femen iide minklim el-marıda. Kiile Ebu Bekl": Ene. Kale Rasülullahi sallallahu aleyhi ve sellem: Mii ictemeanne rı raclilin illa dehale' I-cenneten" Manası "Bugün Hazret-i Rasul-i Müctebii sallalllihu alcyhi vesellem meclis-i şertflerinde; "sizden buglin kim saim oldu? eleyu sual buyurduklarmda, Hazret-i Sıddık: "Ben oldum" deyu eevab verlib; "Ya buglin kim cenazenamazını kıldı ve kim bir miskin itam eyledi ve kim ıyadet-i ınarız eyledi? deyu sual eylediklerinde, Hazret-i Sıddık her birinde: "Ben eyledim" deyu cevab verdiler. Ba'dehü Hazret-i Rasül: "Bu zikr olunan hısal-i hasene bir Yerdele cem' olmaya, illa cennete dahilolur" deyu buyurdular.

«5a»

Ye bir hadısde Hanet-i Enes nakl edlin:

"inne Rasillallahi aleyhisselam kiine yahrucu ila ashiibihı mine'l-ınuhiicirıneve'l-cnsari rela yerfcu tarafclıCı evvelen illa ilii Ebı Bekrin ve Ömera kfırıftyenzurani ileyhi ve yenzuru ileyhimil. ve yetebessemani ileyhi ve yetencssemü ileyhima hiissaten ve ila sairi'ashiibihı ammeten.14" Deyu rivayet buyurdular.

Manası: Hazret-i RasOI aleyhisseliim aslıab-! kiriim mecmama çıktıklarında muhacirın ve ensardan Hazret-i Sıddık ve Hazret-i Filruk'dan gayrı kimesneye .ıı Ez-Zer!. Ebu Abdiilah Muhammed b. Ebı Bekr, Naktu'I-Menkul ve'I-Meheki'I-Miimeyyiz

Beyne'I-Mercludi ve 'I-Makbul, thko Hasan es-Semaı, Daru'I-Kildiı1, Beyrtiı 1990.I, 104 (Hadis no: 147).

12Yakın anlamdaki birhadısiçin bkz. Ahmed b. Hanbel, Müs/led.YI, 34.

.nMiislim,Fez1\i1ü's-SahUbe 4(Hadısno: Il). :w Buhadısin kaynağına ula~amadık.

(11)

----!:!Ac:..!'U,,-:·.-!'I,-,,·ü!:.r~ki'-!.y~al,--,A~r~a~sl~lr~nc!'!la~la,,-,r-,-1 !=!,E""ns"'l'-'citı",·is",ü""O""e<!.,rg""i",si,-,S""'a",,y-,-1 ..,2ti"--"E"-r1.",.u,-,-r-"-u,-,,m,-,2,,,O-,,,04~

-77-evvela ref -i taraf buyurmazlardı. Bunlar Hazret-i RasOl'e nazar ederler idi. Ve Rasül Hazreti dahi bu ikisine nazar ederdi. Ve bu ikisi Hazret-i RasOI'e tebessüm eyler idi ve Hazret-i Rasul dahi bu ikisine tebessüm ederler idi hassaten; vesajr ashab-ı kirama nazar buyururlar idi ammeten, demektir."

İbn Ömer radıyallahuanhuma'danmcrvıdir: Hazret-i Peygamber günlerden bir gün saadet hanelerinden çıkub mescid-i şeritlerine dfıhil oldular. Şeyheyn-i muhteremeynin biri canib-i yemıninde ve biri dahi taraf-ı şimalinde oldular. İki mübarek dest-i şcrifleri ile ikisinin eline yapışub: "Hakezii nebasü yevme'l-kıyfımeti3S" deyu buyurdular. Manası: Bu heyet ve halet üzere ba's olunuruz, yevm-i

kıyfımettedemektir.

Ebu Saıd-i Hudri'den Hazret-i Rasul aleyhisselam: "Mii min nebiyyin illa ve lehü vcôrani min ehli's-semai vevezırani min ehli'!-arzl. Fe amma vezırayemin ehli's-semai fe-Cibrilu vc Mlkailu. Ve amma vezırayemin ehli'l-arz fe EbG Bekr ve Ömer.J

(", buyurdular deyu mervldir. Manası: Enbiyadan hiçbir nebıyoktur. illa ehl-i semauan iki veziri, ((Sb» ve ehl-i arzdan iki veziri var idi. Amma henim ehl-i semadan iki vezırimin biri Cihril ve biri Mıkail'dir. Amma ehl-i arzdan veôrlerİmin biri Ebu Bekt"-i Sıddık ve biri dahi Ömer-i Faruk'dur, demektir.

Ve Hazret-i Emıru'I-Müminın Ali radıyallfıhu anh evladından Muhammed b. Hanefjyye nam mahdOm-zade' den mervıdir ki: Bir gün peder-i büzürgvilrımasual edüb RasOI-i MükeITem'in ashabından hayırlısı kimdir? dedim. "Ebu Bekir", deyu buyurdular. "Ba'dehu kimdir?" dedim. "Ömer", deyu buyurdular. Üçüneüde "Osman" demeleri havfından "ba'dehu kimdir?" deyu sual eylemedim. "Ya siz?" dedim. "ma ene illa raeülün nıine'l-mlislimıne" dediler. Manası: "Ben değilim illa müslimınden bir kimesneyim" demektir.

Ve bir hadısuc dahi, Hazret-i Rasül-i Mükerrem, Hazret-i Sıddık'a: "inncllahe a'take misleımani men amenebı min ümmeti vca'tıını misleımani men amene bihımin veledi Ademe.'?" de yu buyurmuşlardır. Manası: Allahu Teaiii sana ümmetimden bana iman getüren kimesneler imanı kadar iman verdi ve bana Benı Adem'den Cenab-ı Vaeibü'!-Vüeüd'a iman getüren kimesnelerin cemısinin imanı kadar iman verdi demektir.

Ve Hazret-i Enıırü'I-Mü'minın Ali'den Sıddik-ı Ekber ile Faruk hakkında mervıdir ki, Hazret-i RasCıI-i Ekrem sallalli\hu aleyhi ve sellem: "Haziini seyyidii kühGli ehli'}-cennctiJS" deyu buyurmuşlar. Manası: "Bu iki kimesne, ehl-i cennet kühullerinin seyididir" demektir.

35 el-Hakim en-Ncysabfıri, EbCı Abdiilah Muhammed b. Abdiilah, el-Miistedrek ulu

's-Salıiheyl1,thko Mustafa AbdıılkadirAta, Dfırlı'I-Kütübi' I-İlmiyye, Beyrut 1990, LV, 312 (Hadisno: 7746).

3(,Tirmizi,SÜııl!l1. Menilkıb 17 (Hadis no: 3ôRO). .17Bu hadisinkaynağına ulaşaınadık.

(12)

-78- S.Dalkıraı:ı: Risale-İ Ebııssııud

Ye güzi'de-i havas Sa'd b. Yakkas rivayet eyler: Günlerden bir gün Nebiyy-i Muhtilr'ın meclis-i şeriflerinde tilyife-i nisildan birkaç kimesııe var idi. Rasul-i Ekrem ile mükaıeme ve muhildese ederler idi. İttifak esna-yı kCıamlarında «6a» Hazrel-i Ömerçıkageldi. Heman sfıalnisvandan birbdkalmayub, ihticiiba tebildür edüb her biri vera-yı hid.lba dahile oldular. RasOl Hazretleri dönüb, Hazret-i Ömer'e hitaben: "vellezı nefsı biyedihı malekıyeke'ş-şeytanu saliken reccn illa seleke fecen ğayra feccikeJ9" deyu buyurdular. Manası ol Aııah hakkı içün ki, nersim onun kabza-i kudretindedir. Şeytanhiç bu yolda sana müliiki olmaya. illii senin tarıkından gayı tarıkasülGk ede, demektir.

Ye Ebü Saıd-i Hudr!' den mervi'djr: Hazret-i Rasül: "men ebğada Ömera fekad ebğadanı ve men ehabbe Önıera t'ekad ehabbeni' ve innellaheteiilfı yübilhi'n-nfıse aşiyyeten arafaten bi-Ömera hassaten velem yebas bi nebiyyin illil kiine min ümmetihi' tehaddesc fein yekün ehadün minhUm rı ümmetl fehüve Ömeru feklle Yil Rasülellahi keyfe yülıaddisü fe kale yetekellemü'l-meliiiketü ala lisanihl.40" buyurdular. Manası: Bir kimcsnc Ömer'i sevse beni sever. Ye Ömer'e buğzeylese bana buğz eder. Yetahkık Cenab-ı Yacib cellc zikrulıü Arcfe gecesi hassaten Ömer ile nasa mübahat eyler ve hiç birini tebıığ-i ahkiim içün mebGs alımış değildir. illa

ümmeti içinde bir muhaddes kimesne vardır. Eğer bir kimesne olursa benim

ümmetimden evvel Ömer'dir, deyu buyurduklarında; "Muhaddesliği ne

cihettendir?" deyu sual eylediler. "Mcıaike kendi lisanı üzere tekellüm eder" deyu cevab buyurdular. Melaikelisanı üzere tekellüm eylemek lisan-ı şeriflerindendaima kelam-ı hak sudGr ve zuhür bulmaktan ibarettir.

İmam-ı Tirmİzi', Huzeyfe'den: "künna cülüsen inde'n-ncbı aleyhisseliim fekale innı la era ma kuddiraıı bekaı tıküm raktedG billezi'ne min ba'dı veeşara ila

Ebı Bekrin ve Ömera vehtedu bi huda Ammarin ve muhaddesekUm ibn Mesüd

fcsaeldikGhu4'

" «6b» eleeli, deyu rivayet eyler. Manası: Hazret-i Rasül'Un sallallilhu

aleyhi ve sellem meclis-i şerıtlerindeoturur ielik. Sizin mabeyninizele benim içün ne kadar baki kalmak mukadder idüğünü bilmem. Yelilkin benden sonra kalanlara iktida eylen, deyub Ebü Bekir ile Ömer'e işaretbuyurdular. YeAmmar'ın hüdiisıyla mlihtceli' olun vc İbn MesGd size rivayeteyledüğü hadısleri tasdıkeylen, demektir.

Yeİmiim-ı Tirmizı, Ukbetübnü Amir'den: "Iev kan e ba'di' nebiyyün le kilne Ömer ibni.i'I-Hattab42" dediler, dcyu rivayet eder. Manası: Eğer benden sonra nebi' gelmek mukaelelerimişise, Ömer h. c1-Hattilb ola idi, demektir.

Ye Kur'fın-ı Azım'de: "yil eyyühennebiyyli hasbi.ikelliihu ve menitteheake mine'l-ınü'minıne43

" ayeti Ömer hakkında nazil olmuştur. Manası: "Ey Nehiy-yi

.1')Miislim, Fezfıilü's-Sahilbe22.

40Taberani, Ebu'I-Kasım SüIcyman b. Ahmed, Mu·cemii'l-Ev.ı·uf, nşr. Tarık b. Abdiilah -Abdıılnıııhsinb.İbrfıhim, Dilru'I-Hareıneyn, Kilhire 1415, VII, 18(Hadıs no:(726).

,ll Tirmizı, Menakıb,16 (V,609,11.No. 3662).

(13)

~A,,-,.iJ,,",·,,""T,-!iı~'r~ki~y~aı~t\-"r,-"a!2;şı~ırc..cm~a~la~r-,-1-",E"-,ns"-,l,-,-it~üs,-"üc.:n~e"-r,,,,gi",,si,--S,",'ae.ıy-,-ı""26"---"E,-,-r",7.1~Jr-"-u,-"mc.:2,,,,O,,,"04::... -=-79.

Hüoa, sen agah ve mütenehhih ol ki, Hazret-i Hak ve Filil-i Mutlak ve mli'minınden sana itliba veinkıyad idenler sana kafidir."

Ye İbn MesOd hazretlerinden: "maziina cıaeten minke esleme Ömer44"

demek mervldir. Manası: Ömer radıyallahuanh Müslüman olduğu vakitten beri biz yani fırka-İ müslimın azız ve mükerrem olmaktan zailolmadık, demektir.

İmam-ı Buhari, Hazret-i Enes'den rivayet eder: Günlerden bir gün Rasulullah cebel-i Uhud üzerine çıkub Sıddık-ı Ekber ve Filruk-ı Mükerı'em ve Osman-ı Zü'n-Nüreyn bilelerince çıkdılar, cebel-İ mLibarek hareket edüb ağrındI. Rasül-i Müfahham sallaııilhu aleyhi ve sellem mübarek ayaklarıyla darb edüb: "lishüt Uhudu fema aleyke illa Rasülün ve Sıddıkun veşehıdani4s"de yu buyurdular. Manası, ızdırab etme ya Uhud senin ((7a)) üzerinde değildir illa bir RasOI ve bir Sıddıkve iki şehid demektir.

Ye Kildı İyilz, Şifil adlı kitabında meclis-i Hazret-i RasOl'e bir kere bir cenaze ihzar eylediler. Namazın kılmadı. "Kane ycbğudu Osmilne felyebğuduhu'l­ lahu46" dediler, deyu rivayet eyledi. Manası, Osman'a bıığz eyler idi. Hak Siibhanehü ve Teala ol sebebden hu şahsa buğz eyledi. Ona binaen namazını kılınadım,demektir.

Ye Hazret-i Talha b. Abdullah, Hazret-i RasOJ: "1i-külJi nebiyyin retikun ve refikıfi'l-cenneti Osman47" dediler, deyu rivayet eder. Manası hcl' nebinin Cennette

biryoldaşı var, benimyoldaşım Osman'dır,demektir.

irnam-ı Tirmizı, Abdurrahman'dan ri vilyet buyururlar ki, kala-i Tebük' e gaza etmek lazımoldu. Beytü'l-m51-i müslimın derfıhım ve denanırden ittifakan hali

bulundu. Techız-i ceyşe ashab-ı kiramdan istianet edüh, RasOI Hazretleri

ümmetinden ehl-i keremi tasadduka tahsıs eylediklerinde, Osman Hazretkri ayak üzerine dunıb: "Ya RaslılaIlah, benim üzerime fi-sebılillah yüz dane deve lazım olsun iktab ve hibal ve glrareIcriyle", deyu yine oturdular. Ba'dehG yine tahzız ve tahsıs buyurdular. Yine Osman Hazretleri kalkub: "Ya Rasülallah, benim üzerime ihlas ve iktabıyla fi-sebııillilh iki yüz deve ıazım olsun." deyub, yine tahsıs buyurdular. Bu defa Osman: "Ya RasOlaııah, fi-sebi'lillilh bana üçyüz deve lazım olsun, cemi iktabıyla" dediler. Bu defadan sonra gördüm, RasCıI-i Müfahham'! minber-i şerltlerinde üç defa: "mfı ala Osman ma feale ba'de hilz5.4S" diyerek nfızil

oldular, deyu rivayet eder. ((7h)) Manası: Bu haseneden sonra Osman'ın aşılduğu üzerine ol maz, demektir.

4.1"EyNehiiSanaveSJllauyanmÜITIinlerı::Allah yeter." EnFnI

un,

64.

4-jibn Hibbfln,es-Suhf/ı,irr, 1403(Hadısno: %.')0). 4~ İbn Hibbiin, e.\-Salıflı, XiV, 415 (Hadıs no: 6492).

4(, Tirmizı, Menilkıb 19(Hadıs no:37()t»).

47Tirmizı, Menfıkıb 19(Hadıs no: 3698).

(14)

-80- S. Dalkll'an: Risale-i Ebussuüd

Silhibü'I-Keşşafveİmam-ı Evhadı, Hazret-i İbn Abbas'dan rivayet ederler: Hazret-i Emırü'I-Mü'minın Leysullahi'I-Oillib Ali b. EbıTalib dört dirhem-i şerıye malik olub, hirini gece ve birini gündüz ve birini gizli ve birini ilşikare sadaka eyledi. Şan-ı şeriflerinde: "ellezıne yünfikCıne emvaleh üm bi' I-Ieyli ve' n-nehiiri sinan ve alaniyeten felehüm eeruhıım inde Rabbihim vela havfun aleyhim vela hüm yahıenCın49" ayet-i kerımesi nazii oldu. Manası: OL kimesneler ki, tl sebılillah mallarını infiik eylerler, gecede ve gündüzde, aşikare ve gi7.li. Onlar içün, Al lah katındaeer-i eezll vesevilb-ı cemıl var, demektir.

Hazret-i İmam-! Ahmed b. Hanbel, Sünen'inde Hazret-i Elllını'I-Müminın Ali'den rivayet eyler: Ashab-ı ulu'l-elbilb bir gün Hazret-i Rasül'e sulH edlib, "Sizden sonra kimi emir edinelim?" dedikde cevab-ı ba-saviib sürüb: "in tüemmirCı Ehil Bekrin lecidCıhlı zahiden ri'd-dünya, rağılıen fi'l-fıhireti ve in tüemmirCı Ömera tceidCılıu kaviyyen emınen la yahafu li'I-IIahi levmete lilimin ve in tüemmirCı Aliyyen ve lil ediküm miline tecidGhu hadiyen mehdiyyen ye'hlıZLI bikümü's-sırata' I-müstakımso" huyurdular. Manası: EbCı Bekr'i imam ederseniz emin ve dünyayı tarik ve ilhirete rağıb bulursuı ve eğer Ömer'i emir ederseniz emin ve kavi ve tarık-ı hakda levm-i laimden havf eylemezkinıesnehulursuz ve eğer Ali'yi emir ederseniz edeceğinizemu'tekiddeğilim,hadi ve mehdı bulur idünÜz. Bir veeihle ki, elünüz alubtarık-ı müstakımigeçürür idi.«Ba»

İmam-ı Müslım, Hazret-i Ayişe-i Sıddıka'dan rivayet eder: Hazret-i Rasül bir gün mübarek arkalarında kenarı dört parmak siyah hir aba var idi.Taşra çıktılar nagalı Hauet-i Hasan geldi. Ol abanın içine aldılar, ha'dehCı Hüseyin geldi, onları dahi ol abanın içine idhal eylediler. Ba'dehCı Fatımatü'z-Zehrageldi, onları dahi ol şerefe nayil eylediler. Ba'dehü Hazret-i Ali geldi, onları dahil-i ahaya idhal eylediler. Badeza: "innema YÜrldlillahu Jiyüzhibe ankümLi'r-riese ehle'l-beyti ve yütahhiraküın tathıran51"ayetini okudular.

Ve İmam-ı Tirmizı, Cahir'den rivayet cdüb, Hazret-i RasCıI Oazvclü'l-Huneyn'de Hazret-i Ali ile hafıyyeten bazı esrar söyleşüb, meclis-İ şerifleri bir

mikdar uzadı. Ba7.1 kimesneler amm-zadesiyle müsahebetleri uzadı, deyu

söyleşdiler. Hazret-i RasCıI aleyhi's-selfıın mütefettın olub: "ma inteeeytühü veliikinnelliiheinteciihusı" deyu, buyurdular der. Manası: "Ben mahfisöyleşınedinı. Lakin Allahu Teiila mahfisöyleşdi"demektir.

49"Mallarınıgece ve gündüz, giLli ve açık Iıayra ,arfedenler var ya,onların mükafaııarı Allah

katıncladır. Onlam korku yoktur, ül.ünlü de çekmezler." Bakara (2),274 .

.\0ibnü'I-Cevzl, Ebu'I-Ferec Abdurrahman b. Ali,el-jlelü'I-Mütenôhiye,talı. Halil el-Meyyiz, Daru'I-Klllllbi'l-ilnıiyye, Beynit 1983,ı.253.

sı"Ey Ehl-i Beyt' Allah sizden, sadece gllnalıl gidermek ve sizi teı1eOliz yapmak istiyor." Alızab(33), 33.

(15)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitiisü Dergisi Sayı26 Erzurum 2004

Ye imam-ı Tirmizi', Ümmli'l-Mli'mini'n Ümmli Seleme'den radıyall1ihu anhfıRasul Hazretleri: "Iayuhibbü Aliyyen münatikun velayebğuduhu mü'minun5J" buyurdular, deyu rivayet eder. Manası: Ali'yi münafık sevmez ve mümin buğz eylemez, demektir.

Ye Hazret-i Ebu Sai'd-i Hudri': "inna künna le-na'rifü'l-münafıki'ne mcaşira'l-ensari yebğuduhum Aliyyebni Ebi' Taıib54" deyu buyurdular. Manası: Tahkık biz tilyife-i ensar münafikıni bilir idik. Ali b. Ebı Talib'c buğz edüb sevmemekle, demektir.

K1idl İyaz, Şifa'da Hazret-i Rasul: "iza zükiraashabıfemsekü55" dedj, deyu rivayet eder ki, manası: "Benim ashabıın zikr olundukda, dilinizi zabt eylen, mczemmetlerin eylemen, demekdir.«8b))

Yine Şifa'da menküldür ki, Hazret-i Rasül aleyhisselfıın: "innallahe ğafera li-ehli hedrin ve'I-Hudeybiyeti eyyühennasü ihfazu tl ashabi' ve ashari' ve ahtanıla yütalibenneküm ehadün min hüm bi-muzlimetin fcinnaha muzlimelÜn iii yuhebu fı'l-kıyaıneti ğaden5c",

deyu buyurdular. Manası: Tahkıkan Allahu Teala Bedir gazasında ve Hudeyhiye gazasında olanları mağfıret eyledi. Ye agah olun kendi kendinizi tutun, yaramaz söz söylemekden benimashabım hakkında ve damadıarım hakkında ve hiç biri ruz-ı cezada sizden birinizden bir muzlimet talebini eylemesünler. zira bunların hakkı gayrılar hakkına benzemez. Asla bağışlanmak ihtimali yoktur, demekdir.

Ye yine Şim'da mervıdir ki, Raslilullah sallallahu aleyhi ve sellem: "men sehhe ashabi' fealeyhi la'netullalıi ve'l-melaiketi ve'n-nasi ecmaıne la yakhclu'l-lIahu minhü sarfen ve la acllen57.. deyu buyurdular. Manası: Bir kimesne benim

ashabıma sebb eyıCse, Allahu Teilla'nın ve melaikenin ve Beni' Adem'in cemi'an la'neti ol kimesnenin üzerine olsun. Hak Teala tevbe ve istiğfarını ve nevMilini kabul eylemez. demekdir.

FASL-ISANİ

Bu fasıı tayife-i Kızılbaş demek ile ma'rOf olan fırka-i diille ki, nelislerini Şıa-i İmaıııiyye'yenisbet ederler. Eml-işeni'a ve akvftl-i na-pesendıdelerinden bazlıll zikr ve beyan içündür. Cümle kabayıhlarından biri budur ki: Bir avrata bir saate ve iki saate, bir güne ya bir haftaya ITIlıhassal ne kadar zaman isterlerse muvakkat nikah edüb, vakti tamam oldukda zevci talak vermeğe muhtaç olmayuh nikah münfesih

s:\TirmizI,Meniikıb. 21 (Hadısno: 3717). S4Tirmid,Menilkıb,21 (Hadısno: 3717).

'.' Süleyman h. Ahmed ct-Taberilni,el-Mu'cenıı'i'l-Kebfr,thko Hamdi b. Abdulınecid cs-Selefi, Mcktebetli'I-Uluın vc'I-Hikem,Mavsıl 19R3,X,198(Hadıs no: 10448).

sc.Hadısin kaynağına ıılaşamadık.

S7"la yakbelu'ı-ııfılıu miniıli sarfen vc la adlen" kısmı hariç hadısin baş kısmının kaynağı

(16)

-82- S.Dalkıran:Risalc-iRbussufıd

olur. Nilmına nikilh-ı mut'a derler. Hazret-i İbn Abbas'dan cevazına hir kavl nakl idüb ((9a)) sıhhat-i mezhebierine ol kavli medar ederler. Cevabında deriz ki: İbn Abbas' dan oj kavl nice mervT ise, rücCıi.ı dahi mervidİr. Hidaye' de tasrth etmişdir. Ulema-i ümmetten bir ferdcevazıııa zahibolmuş değildir.

Bed'-i islam'da bir gazada Hazret-i Risaletten izin vilrid olub feth-i Hayber gününde nikillı-ı muta'dan ve humur-ı ehliye eklinden men' buyurub tahrtrTl etmişlerdir. Buharl'de Hazret-İ Emiru'l-Mü'minin Ali'den mervidir ve biri dahi oldur ki: Namaz-ı Cum'ayı Cenab-ı Yacibu Müteal Celle ZiltuhG ani'z-zıddı ve'l-misaı:"Yil EyyühellezTne amenG iza nGdiye li's-sulati min yevmi'!-curmıati fesav ila zikrİllilhi ve zeru'l-bey,58" ayeti ile vacib edüb, kılmasını aliimet-i iman-ı kamil eyleıııiş iken, hu fırka-i dalle men' belki tahrim ederler. Bu ayettc zikrullahdan InLıraCıhutbe-i şerifedir.

Pes, zikrull5.h kıraal içLin bina ve ta'yin olunan menabirde hatibleri namına olan fasakanın zeban-ı habilis-feşanlarından nice kelimM-ı na-seza ve tLirrehat-! nareva sadıroIub, musahiban-ı Seyyidü'I-Beşer EbG Bekr ve Ömer'e ve sairashiib-ı güzin ve kibar-ı tabiTn ve eİmme-i dine sebb ve ta'n ve şetm ve la' n ederler. Ye zalcıııe-i müstemiın dahi o makGle kelimat-! kabıha istimaıııı elöal-İ a'mill itİkiid edüb, w'mlarınca sulat-ı CUJll'a sevahını ıahsıl etmiş i'tikildındaolub, şadan ve

handan müteferri k olurlar. Kıta:

"Çi mezhebıst sahıh u çi milletist temam Nikah-ı muta' helal unamaz-ıCuma haram59"

Ye bir kabahatları dahi: "inneme'l-mü'minfınellezTne amenCı hiııahi ve rasCılihl sLjmme lem yeniibfı ve dlhedG bi emvalihim ve enfüsihim fi sebllillah{'O" ayeli ile ki, manası iman-ı kamil ile mli'min ol kimesnedir ki, vüeCıd-ı ((9b» vacihe ımangetürüb, ba'dehGımanlarında iştibah eylemeyLib cihad-ı billah eyleye demektir. Cenab-ı Yacibü'l- YücGdcihadı alamet-i ıman-!kamil eylemiş iken, bu tayife-i şenia eğer namazı cemaat ile kılmak ve eğer salilt-ı Cuma ve eğer cihad bu cünılenin

nıeşruiyeli imam ma'sum olmağa mevkGfdur. İmiim-ı ma'sümun vücudu müntefi olunca hiç birisi meşrfıolmaz, cümlesi haramdır, derler.

Evvelen,cevabındaderiz ki: İmam-ı ma'sfım olmak lazım değildir. KLjtüh-i kclamiyyecle mufassalan beyanolunmuştur. Ye saniyen deriz ki: HakSübhanehfı ve

5R"Ey iman Edenler' Cuma günü namaza çağrıldığı (ezanokunduğu) zaman, hemen Allah',

anmaya ko~un.vealış verişi bırakın." Cuma (62), 9.

)<)Farsça olan bukıtanın an lami~öyledi1': "Nedoğrubir mezhep! Ne mükemmel bir millet' Mutanikahıhelal, Cumamımazıharam."

60"Müminler ancak Allah'a ve Rasulüne iman eden, ondan sonra asla şübheye düşmeyen,

(17)

A.Ü.TÜI'kiyatAraştırmalarıEnstitÜsÜ Uergisi Sayı26 En:ul"unı2004

Teaın imam ma sum olsa salat-ı cumayı eda edüb cihad eylen, ma'süm olmasa eylemen haramdır, demedi. Belki bu fırka-i dlllle hevalarma tabi olub, istediklerin helal iken haram ve istediklerin haram iken heliil ederler. Hiç birisinin aslı yok. Cümlesi mübteda-i fikr-i fasidIeri ve muhtera-i ara-i kasidleridir. Cenab-ı Vacib'in evamiri ile mli'temir olmayub ferihz-i şeriyye ki, ameli şeair-i İslamiyye'den ve i'tikadı vüeGb-1 zarLiriyyat-1 dıniyyeden iken hevalarına tabi olub tahrim ederler. Ve nehy euüğü; menhiyattan mlintehıolmayub, fasık olduklarından gayrı muharrematı istilılal ve vikibatı tahrim eylemek ile kafir ve rLiz-1 cezada hilyib ve hasir olurlar.

Climle kabahatlarından biri dahı ILLIiefa-i selasenin hakkiyyet-i hilafetini inkar edüb, hakk-ı hiliifet Emırli'I-Mü'minın Ali b. Ebı Tftlib'indir, derler ve bu hlIsusda RasQl Hazretlerinden nass-ı eelıiddia ederler.

Cevabında deriz ki: Emr-i hilafette RasLiI Hazreti bir ferde tansıs ve tasrlh edüb, fulan kimesne intikalimde ve civilr-ı kudse irtihalimden sonra hallfe ((10a» olsun demek vaki olmamıştır. İmfım-ı Tirmizı, Huzeyfe'den rivayet edlib buyururlar ki: Bir gün RasCıI Hanetlerine; "Ya RasLilallah! Nolaydı istilılafedeydlinüz" dediler. Cevab-ı ba-savab buyurub: "in istahleftü fe asaytüm halıfetı azzebtüm ve lakin ma Iıadeseklim Huzeyfetii fekbilLihlı ve ma akraeküm Abdullah b. MesGd fekraGhu(ı1"dedi ler. Manası: İstih ıareylesem, hallfeme asi olsanız muazzeb olursuz ve ıfıkin Huzeyfc rivayet eyledüğünü kabul edüb, Abdullah b. MesGd size ta'lım eyledüğünü vlicLih-1 kıraat ilc tilavet eylen, demekdir.

Buharl'demcrvıdir ki: Hazret-i Abbas, RasGI'ün maraz-ı mevtinde Ali'ye: "Ya Ali, vlicLih-1 Benı Abdi'I-MlItlalib'deIıın-i mevtde olan alayim ve emararı ben bilirüm. OJ maküle alamatı RasLiI-i Ekrem'in mübarek beşeresinde mlişahede ediyorum. Galibadar-ıfenadan menzil-i bekayarıhleteylemekdir. Gel varalım emr-i hililfetden sual edelim. Eğer yine Benı Hiişim'den olursa bilelim ve eğer aher kimesneden olursa söyleyelim. Bizi tavsiyet cylesün, dediklerinde: "Ya Amıni!Suiil edüb dahi RasOl hizi men' edecek olursa, ebecJen nas bizi bir dahı hilafetden behrever kılmazlar. Var sen sufıl eyle, ben varub sual eylemezim", dedi. Eğeremr-i hiliifetde tansıs ve vasiyet olsa, Hazret-i Eınırii']-Mü'minın Ali kendi hakkında varubnass-ı eelıile cevab verüb, Hazret-i Abbas'a gayrı eevabvermeğe mütesaddı olma~7.lar idi.

Bu hususda tafsll-i hal bu gune vnki olmuştur ki: RasLiI-i Hlida filem-i kesMetden rıhlet cdüb sefer-i kurb-ı dergah eyledikıCı'inde ashab-ı güzın techlL ve tektın mukaddemntında iken taifc-i ensar reisieri ((lOb» olan Sa'cl b. Ubilde Hal.l'ctlerini halıt'e eylemek kasdına Sakıfe-i BenıSilide' de cem' olduklarınHa7..ret-i Sıddık istimil cdüb, Ömer Hazretleri ile eilnib-i ensara müteveeeih olub, makam-] mezkurda müctemi' oldular. Ensarclan biri ol meclisde bir hutbe-i belığa inşadedüb, muhficirıııe hitaben: "Sizin fazlınıı. ve Cıın-i İslam'a tekaddlimüııüz müsellern. Velilkiıı bizim dc hizmetimiz mübeyyen ve say vekuşişimiz miiteheyyindir. Budın-i mübın biziııı muzaharet ve muaveııetimiz ile ve mutabaat ve inkıyiidllTIlz ilc zuhLir

(18)

-84- S.Dalkıran: Risale-i Ehussuild

ve istikamet hulmuştur. Layık ve sczavar olan oldur ki, hal1fe bizden ola." dediklerinde Hazret-i Sıddık cevap verüh: "Kelamınız hak ve sıdkdır. Her ne

mertche izzet ve rifat derseniz layık ve sezavarsız. Amma Hazret-i RasGI

aleyhisselam: "el-eimmetü min kureyşin 62" buyurmuşlardır. Pes hallf~ sizden olmaya medl yokdur" dediklerinde; "Biremırsizlerden olursa, biremır dahıbizden olsun." deyu tekrar meslek-i muarazaya münselık olduklarında, yine ceviib-ı ba-savftb huyunıb: "minna el-ümerau ve minküm el-vüzera,(i3" deyub tamam iltizam eyledikde ol meclisde olan kibar-ı muhiieirın ve ensardan cem' -i kesır Hazret-i Sıddık'a müteveccih olub, kabOl-i hilafet ricasın eylediler. Ba'de müdiifaat kahul buyunıh, ashab-ı nıeelis ol hınde heyat eyleyüb ba'dehO istima eden gclüb beyat eyledi. Birkaç ay tevakkuftan sonra Hazret-i Ali, Benı Hiişim'i cem' edüb, ba'de'l-işa' Meseid-i Neb,'de gelib bey'at eyledi.

Pes Hazret-i Sıddık'ın hilafeti icma-i ashab ile sabitolmuşoldu. Vaktiikim, heden-i şeritlerinde rıhlct ve Habıb-i Ekrem'e ((l1a)) vuslat alayimin ihsas eyledi ise, Osman'ı çağırub birsahıfe yazdıruh: "Var cumhur-ı mü'minınehitaben; halife, bu s5.hifede olana beyat etmenizi emreyledi, de" deyucek Hazret-i Osman dahi sahifeyi hatm edüb, eline alub, "Halife hu sahifede olana beyat eylesünler, deyu emreyledi" dcyub, ol meclisde olanlar vahiden ba'de viihidin beyat eylediler. Nöhet Hazret-i Ali'ye geldükde: "Baya'na limen fiha ve in kane ÖmerM" deyu buyurdular. Bunların dahi hilafeti icma-i ümrnet ile sabit oldu. Ba'dehO Muğıre b. Şu'be ğılmanından Eblt unü namşahısdan zahm-ı hilrde olub vefatıarı muhakkak oldukda, hilareti altı kimesne beyninde ki, onlar Osman ve Ali ve Talha ve Zübeyr ve Abdurrahman b. Avf ve Sa'd b. Eöı Vakkas'dır. Şu ke/amları ile vasiyet edüb cümlesi emr-i hilafeti Abdurrahman'a tefvıZ edüb; "Sizin muhtarınuz cümlemizin makbGlÜdür." dediler. Bir nice gün müş5.vereden sonra re'y Hazret-i Osman'a mukarrer olub, cümle ash5.b heni eğer Hazret-i Emırü'l-Mü'minın AIi'dir ve eğer gayrıdır, Hulefii-i Riişidın'in evamirineinkıyiidve neviihısinden ictiniib edüb, her ne hidmet ki, emr etseler ciin u dil ile telakki-i bi'l-kabul ederler idi. Eğer hakk-ı hilafet kendülerin olmayub, Hazret-i Emır'in olsa, hakkını gasb edüb almak ile, cabir ve giisıb ve zalim olmuş olurlardı. Hazret-i Ali bu kadar faz.llet ve şecaat ve kesret-i kabile ve gayret-i aşıret ile zalime niçün beyat ederler idi? Biihusus kibar-İ Benı Haşim cemıan canib-i şerıtlerinde idiler. Hatta Hazret-i Abbas, «(llb)) henUz Hazret-i Sıdd,k'a beyat mukalTer olmadın "Ya Ali uzad elini sana beyat edeyim. RasGI'ün ammesi amm-zadesİne beyat eyledi", desünler. Ta ki, sana bir ferd muhalefet eylemeyeler" dedi. Ve Zübeyr b. Aviim Hazretleri aşere-i mübeşşereden ve RasOl'ün akreb-i akiiribinden olub, hadden efzltn şeeaat ve şehiimet sahibi iken sell-i seyf edilb, Ali'den gayrının imametine razı değilim" dedi. Ve Ebu Süfyan, Mekke'~inemiri ve BenG Ümeyye'nin serelarıiken: "Yil BenıAbd-i Menaf, kablle-i

6"Buhari, Alıkflmno 51;Tirmizı, Filen no 46.

6~ BuhIıri, Fezalti's-Sahiibe 5.

M Abdurrezziik es-San'anı EbQ Bekr b. Hemmam, Musannaf, nşr. Habıbü'r-Rahmiin el-A'ziim,el-MektebeW'ı-tsliimiyye, Beyrut 1405,V,444.

(19)

~A.:.,!,.O~·•....!.T-"ü.!...!rk!.!.iy"-'a'-'-t-'-'A"-'rll!""ş"'tı.!...!rm""a""l."ar"'-I-'=E""ns;::.t~itiı""·s",-ıı~D::.!:e:..>rg""is,,-·i-"s"'"...,yl-"2""6-'E""·r-"'zu""r-"u...m'-'2"'O-"'04"--

-,85-Teym'den bir kimesne sizin üzerinize emır olmaya razı mısız?" deyu hiliifet-İ Sıddık'aadem-irızasını izhar eyledi.

Emırü'I-Mü'minin tarafından bu kadar kuvvet ve kudret olub, Hazret-i Sıddık bir zayıfu'l-hiil kalilu'l-u'viin ve'l-ensar iken, elinden hakkını gasb eyledi, demek Murtaza'nın şe'n-i kesiri'l-a'viin ve celilü'l-ünviinlarına nakisa olduğundan mandii, zevi'l-ukGI bu makGle tUrrehiitl ısgu ve kabul eylemeıler. Ve hulefa-i selasenin hakkıyyet-i hil5fetlerine bir delil dahi oldur ki, her birisi zaman-ı hilafetlerinde techiz-i ceyşedüb, memalik-i a'diiya irsa! eylediklerindeğuzar-ı dın ve asakir-i muvahhidın bilad-ı küffarı garet edüb emval ve hazinelerini ganimet ve evlad ve ensiihlannı sehy edüb, getürUb her hirisinin zaman-ı hilafetinde Hazret-i Emır'e ve Sıbteyn-i MükeITemeyne ve sair kibar ve sığiira emvBI-i ğanaim ve sebayudan hisse verdiler. Hanii Sıddik-ı Ekber zaman-ı şeritlerinde Benlı Hanıfe sebayasından Hazret-i Emirü'I-Mü'minin Ali'ye ciiriye vası! olub, tesen-i eylediğinde Muhammed nam mahdGm-ziideleri

«I2a»

ol cariyeden tevellüd edüb, ümmü 'I-veledleri olmuş idi. Eğer hulefa-i seliisenin hilafetleri alil. sebıli'I-istihkak olınasa hiç birisi ile Hazret-i Ali böyle muamele edU b, zamanlarında seby olunan sebuyiidan ve sairemvfıl-iganiiimden hisse almayalaridi.

Ve ol zamanda ki bazı eşkiya Hazret-i Osman'ı katı eylemek azimeti ile etrfif ve cevanibden geıubyirmi yedi gün devlet-haneleri nde habs ve hisiiI' eylediler.

Hazret-i Ali, alar-ı zırhı vücild-ı şeritlerine Braste kılub Osman huzGruna gelüb: "Yil. Emlra'l·Mü'minln taşradaazim titne var, emreyle ben bu bedbahtlar ile kıtal eyleyelim." dedikde, "Aııiihu Tefılii hasm ola ol kişiye ki, benim sebebimle yere bir damla kan döke" deyu cevab verüb, Hazret-i Murtaza: "Ya Rabbi, Sen alimsin ki ben emırü'l-mü'minın hakkmda bezl-i makdGr edüb, kusur ve müsahele eylemedüm" deyub, saadet hanelerine gitdi. Eğer Hazret-i Osman hallfe-i hakka olmasa Murtaza bu vecihle muamele etmeyeler idi.

Ve hakıkut-ı hilMetin bir delili dahi oldur ki: Ceniib-ı bl-çGn, Huda-yı bı­ zeval celle celiiluhOdın-i islfun'ın gayrı edyiin üzerine izharını va'd eyleylib

Kur'iin-i Aziminde: "Hüvellezı ersele rasGlehO bi'l-hüdii ve dıni'l-hakkl li-ylizhirahG

ale'd-dıni küllihf'-''' deyu buyurdular. Şek veiştibah yoktur ki, Vacibü'I-VlicGd'un izharını va'd eylediği dın-i İslam'ın kemal-i whOr ve galebesi Hazret-i RasGI zamanında vukG' bulmuş değildir. Zira ahd-i şeritlerinde Cezıre-i Arab'dan gayrı di yar fetih olunmayub, ekser biliid-ı İslam hulefa zamanında meftGh oldu. Bundan özge zuhGr ve galebe nice olur ki, edyan-ı muhaliferbabından bir nice şahfın-ı ulu'I-iktidarın «(l2b» tac ve tahtını tarac ve emval ve hazınesin ganimet edüb, evlad ve ensabını tezlil ve tahkir eyleyüb esir eylediler. "men neca bi-re'sihı fe kad rabaha" mazrnunuyla arnil olub, terkoi mukatele eyleyenlere cizye tahmil edüb, her ne makCHe tekalif-i şakke teklıfeylediler ise, din u dil ile kabul eylediler.

6-'Ayetin meali şöyledir: "BUtUn dinlerden UstUn kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur." Fetih(4R), 2R.

(20)

-86- S.Dalıuran; Risalı~-i Ebııssııfıd

Ye bir delIl-i ahar dahI' budur ki: "senürlhim ayatina fj'I-a[akl ve fi enfüsihim('('" iiyet-i kerl'mesi ki, manası tahkl'k göstersek gerekdir, onlara yani

ashilb-i Muhammed'e ilyatımızıariikda ve enfüslerinde demektir. Sahibü'I-Keşşiir, ayatın

afakda rü'yeti bu dınin aktilr-ı arzdaşüyG' ve intişiirıdır. Enfüslerinde rü'yeti duafii-i müsliml'n ki, Arab-ı Mekke-i Mükerreme'dir. Merııalik-i ağniyaya millik olınakdır, deyu buyurmuşlardır. Bu ınananırı tahkI'ki, hulcfa-i selase zamanında oldu. Hatta Selınan-ı Farisı' meınleket-i Kisra'da hakim olub ve Muğl'rab. Şu'be KOfe ve a'mal-i KOfe'ye ki Nurııan b. Münzir mcrııalikidir, hakim oldu. Ye Muaviye sa5llk-i Arab'dan iken tahtg5h-1 Kaysar olan Ş5m-1 Şertfe ve Amr b. e-As Mısır'ahiikim ve vali oldular. Bundan kavıdelilolur mu?

Ye hakıkat-ı hilafet-i hulefil-i selasede bir delil dahi oldur ki: SOre-i Tahrı'ın'de Hazret-i Hak Celle ve Ala: "ve iz eserra'n-Nebiyyü ila bazı ezvacilıı hadısen felemına nebbeet bihı ve ezlıerahullahu aleylıi arrefe badahCı ve a'raza an bazın(,7" ayet i ilc ki, manası: Yaktakim RasCıl-i Mükerrem, bazı ezvacına yani Hafsa'yasırran bazı keliim edüb, onlar dahi Ayişe-i Sıddıka'ya haber verübCenab-ı Yiicih-Teala ((13a» Rasfıl-i Müfahham' a Hafsa'nın ifşa-yı sır eylediğini i'Iaın eylcdiyse RasOl-i Muhterem dahi Hazret-i Ayişe'yi bazı hadısden agah eyledi, demektir. Rasfıl-iHüda, Hafsa' ya: "Benden sonra EbO Bekir ve Ömer halIfe olurlar" demişidi.

Ye bir rivayette müfessirin; "hadısden ınuriid bu kaviıdİr" deyu buyurmuşlardır. Pes, Iıulcfanın imftınetlerini inkar, mücerred dalillet ve cehaletlerinden saelırvenaşidir.

FASL-I SALİS:

Fırka-i daliilet-şiar ve şekavet-disar taife-i Kızılhaş demekle ma'nlf ve meşhCır olan eşhas ki, nefıslerini fırka-i dalleden Şıa-i İmamiyye'ye nisbet ederler. Ulema-i ümmetten nakl ile ve ayat-I kerimeden edille-İ kiltıa ile tekfir ve tadlllleri heyanındadır:

Hafi buyrulınaya ki, bufırka-i cıallenin gulatı ki, Hazret-i I-iüda-yı Müteal, Eınırü'I-Mü'ıninın Ali ve evladında hulOI etmişdir, derler. Bu makCılc ITILı'tckad-i fiisidi mczheb iııihiiz eden eşhiis katir ve indallah hayib ve hasirlerdir. Ye hakk-ı Risalet, AI i'nindir. Hazret-i Rahbu' I-Erbab, risiileti Ali' ye göndermiş idi. I-iazrct-İ Cibrll-iEmıngalat edüb, Hazret-i Muhammed'e iletti, dediklerinde dahi kafirlerdir.

Ye 8ezzaziyye'de: "yecibü ikfilru'r-ravaftzı rı kavlihim bi-intikali teala ile'l-eimmeti ve inne cibrlle ğalata" buyururlar. Manası: Riiftzlleri ikfilr vacibdir. Canab-ı Hüda, eİmme-i İsna aşeredehulCıI eyledi. Ye Hazret-i Cibrll-i Emın tebl1ğ-i risalette ğalat eyledi, dediklerinele, demekdir. Zira Cenab-! Hüda bir terde hal veya (ı(ıFussilet(41),53.

67 "Peygamber,eşlerinden birinegiılice bir sözsöylemişti. Fakateşi,osöıü başkalarınahaber verip AJlah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirıniş, bir kısmından da vazgeçmişti."Tahrim(66),3.

(21)

----,-,A",-",Ü~'20T~ü!...:rki~·y,-,a,-,-t -,-,A"",ra!::iş",tl!...:rm"",a~l:::ar",-I...E"",ns""t,-"iti""is'-'Oü~D,-"e.:..ırg",,js;.:..i-"S",-a",-,yl...::2",-6--,I,","~r...zu...r~u"",m,-,2,""O-",04,,---

-87-bir ferde mahal olmakdan saha-i sübhanıleri alı ve Cibrll-i Emın'in ğalat eylemekden şan-ı şerlf-i emiinet-şiarları mütealldir. Teaiii şe'nlihO: "amma yekCılu'z-zalimOneuluvven kebıranôR" Aceb, cehalet ve ğarıb-i «13b» hamakatdır ki, Rabbu'ı-tzzet, Hazret-i Ali veevliidında hulCıI eyledi, demek ile Hazret-i Eimme-iİsnaaşariçlin ulOhiyyet davası cylediklerinden sonra, nUbUvveti Hak Celle ve Ala, Hazreı-i Ali'ye göndermiş idi. Cibrll-i Emın ğalat eyledi, demek ile inkar-ı risiilet edUb, katir olduklarından gayrı, kelimal-ı müteniikıza tefevvlih elmek ile udhuke-i alem olurlar ve bu fırka-i kUfranınin küfürlerini mukıazı olan evdii-i şenıalarından biri dahi oldur ki: Şehlcri olan cebabıreyesecde-i ibiidet edüb, mukabelesinde seviib rica ederler.

Pes, ol ecilden eşedd-i küfürle kiifir olurlar ve küfürlerini mOcib olan umCırun biri dahı oldur ki; Hulcffi-i Selaseyi ikfar edUb, hilafetlerini inkfır ederler. Bu babda iki fırkaolurlar. Bir fırkası ki, elan mevcud olan hazelcdir. Eliyazübilıah. Hulerfı-i Selase, asla imana gelmediler, derler.

Ye bir fırkası dahi, eğerçi İslam'a gelmişlerdir. Feamma hilafet Murtazfı'llIn hakkı iken bunlar elinden gasb edüb, almak ilc kafir olclular, derler. Ye ashaboı RasOl'ü bazısıııı Sıddlk'a beyaı edüb, Ali'yemuhalefeıeylediler, deyu tefsi'k, belki tekfir ederler. Yebazısını dahi Hazret-i Ali ilc mukabele ve mukatele eylediler, deyu tekfir edüb, küfür ile seb ederler.

Hatta Siihib-i Tecrıel aleyhi ğadabu'r-Rahmiin ahir-i Tecrıd'inde: "ve muhiilifü Aliyyiıı fesakatlin ve muharibOhu keferatlin" demiştir. Cevilb verlib, Ehl·i Sünnet ve'I-Cenıaat dinibinden iderliz ki, ulema ihtilafetmişlerdir. «14a» Ki, aya sebb-i şeyheyn ve imametlerini inkar küfUr müdür'? Değil midir? Bizim cimrnerniz katında bila-hililf küfürdür. Hatta Hulilsatu'l-Fetavifda: "iza kaııe yesUbbU'ş­ şeyheyne ve yelanuhuma fehilve kafiruıı" buyururlar. Manası: Bir kimesne kaçan şeyheyne yani Hazret-i Sıddi'k ile Hazrel-i HirCık'a seb ve la'n eylese ol kirnesne kalirdir, demekelir.

f'etflva-yı Zahriyye'ele: "men enkera hilMete ebı bekrin fehüve katlrun" denilmiştir. Y,Hıi Sıddık'ınhilMetini (inkar) eyleyen kafirdir, demekdir.

Bezzaziyye'de: "men enkera hilMete ebı bekrin fehüve katirun, münkirü Iıiliifcti öll1era kalirun" denilmişdir. Manası: Hazrcı-i Sıddi'k'ın hilaretini inkar eyleyeıı kafirdir. Hazret-i Ömer'iıılıilafetiııi münkir kalirdir, demektir.

Hazret-i imam-ı Hüsiirnüddııı Sanaki',Şerh-i Hidilye'dc: "yeclızli kıtalUhlim bikülli ma yecüzü kıtiilü keferatin bih7 men yerınj'l-benadıka ve'l-mancıni'ka ve irsiile'l-mai vc'n-nilri ve'l-betati bi'I-lcyli" buyururlar. Manası: Bu tayife ile kıtiii caizdir. Ol alet ile ki, onunla sfıyir kefere ile mukatele olunur. Mesela tob-ı saika-gerdar ve irsal-i ma ve nar ve mancınıklar ile cenk edlib ve şebllıOn eylemek gibi, demekdir.

(,H"Allah, onların söyledi kleri şeylerden Illllııezzehdi1', SOIL derece ylicedii' ve ul udur." İsril

(ı7),43.

(22)

-88- S.Dalkıran: Risale-iEbussufıd

Muhıt'da: "yehullu li'l-imami'l-adli en yukiitilühum ve İn lem yebdG ve bi kıtfılihim" buyururlar. Manası: İmam-ı iidile helaldir ki, bunlar ile mukatele ve muharebe eyleye. Eğerçi, hed' -ikıtfıl kendilerdendalıiolmazsa, demekdir.

Tatarhaniyye'de: "haülili kavmun haricGne an milleti'I-İslami ve ahkamuhum ahkamu'l-mürteddın" vaki olmuşdur. Yani bunlar miJlet-i islam'dan haric bir kavimdir. Bunların ahkamı ahkam-ı mürteddındir. Mürtede icra olunan ahkam bunlara da icra olunmak gerekdir, demekctir. Ve eimme-i Şafiiyye katında küfür değil belki ((14b)) fıskdır. Lakin man i-i şehadet midir, değil midir ihtilM eylemişlerdir. İmam-ı Gazall ve imamu'I-Harameyn ve imam-ı Bağavı, şeyheyne seb edüb, imanıetlerini inkar edenin şehadeti makbGle değidir, der. Bu dediğimiz ihtiliif şeyheyne küfür ile sebb edüb, ikrar-ı ashab eylemedikleri zamandadır. Feamma, şeyheyne küfür ile seb edüb, ikfftr-ı ashiib eyledikleri takdirce, bila-hjıar ulema-yı ümmet katında kafırlerdir.

Ve saniyen deriz ki, hakk-ı hiliifet Hazret-i Ali'nin idüğümüsellem değildir. Ve Hazret-i Ali hulefa zamanında da'va-yı hilafet etnıedi. Nitekim fasl-ı sabıkda zikrolunmuşdur.

Bi'l-farz ki, Iıakk-ı hiliifet Hazret-i Ali'nin imiş. Dünyada nicefilsık ve meir erilzıle vardır ki, evamir-i Rabbi'I-İzzet'e imtisal ve nehy eylediği menahıden

müntelıı olmayub şürb-i hamr ve zina ve nice bunun emsali mefiisıde mübaşırler iken İstihlalen etmeyecek kafir olmazlar. Fekeyfe ashab-ı RasGluilah ki, ihya-i merasım-i şer'-i mübın ve ikamet-i şeair-i dın ve i'la-i kelimatillah etmeye sa'y-ı belığ ve himmet-i bı-dirığediIb, mal ve can telcfetmişleriken mücerred muhalefet ile vcya hilafetini almak ile kafir olmak ne makule şeriatde ve ne gGne dindedir, kafir anlara isnad-ı küfür eyleyenlerdir. Eğermuhalefet mGcib-i küfür olsa, ol taife-i Şıa olur idi ki, Hazret-i Ali Murtaza'ya vücüh-ı kesıreden muhalefet ederler. Cümleden Hazret-i Ali hulefa-i seliise zamanında da'vil-yı hilMet etmemiş iken "hilMet hakkı idi, zuını ve cevr edüb, elinden hakkını aldılar" dcrler. Ve hulefii-i selilse bcyat edüh, Cuma ve ıd ve evkat namazıarında iktida eylemiş iken, onları ikfiir ve imamelleriııi inkar ederler. Ve Hazret-i Murtaza onlar ile mukatele eyleyenıere: "ihvanuna beğav aleyna" ((lSa)) buyururlar iken, onları ikfar ederler. Ve nice bunun emsali hususda muhiilefet ederler.

Pes, eşedd-i küfr ile kafil' olurlar. Hazret-i KM! Emir Hüseyn Meybedı,

Dlvan-ı Eınıri'l-Mü'nıinın Ali Şerhinde ckser ashah-ı İmam-ı Şafiı'den nakl edüb, huyururlar ki: "Bir kimesne echel-i nasa bir mikdar mal vasiyet eylesc, Rafizı'ye verile, derler. Zira bundan ziyade cehalet ve hamilkat nice olur ki, muktedaları i'tikad ettiklerizat-ı şerife vehakk-ı kesıreden muhalefet ederler."

İbııü'I-HuccecI-Hamevl, Semeratu'I-Evrilk nam kitabında İmam-ı Ahmed Hanbel ashabının bazı fuzalasından rivayet eder, buyururlar ki: "Bir kimesne eehel-i nas ile bugün musalıabet etmemeğe talaka yemin eyledi m, lakin bir kafir, ya bir Rilfizı ile musahabet eyledim dese hanis oldun, Sana talak ıazım oldu, eler idim. Zira bundan artuk cehalet ve hamilkat mı olur ki, Hazrct-i İsa: "innı Abdullah

(23)

----!:!A~.U!L:·.,-,T~iı~·r~ki!.lY'!!cat!...:A~r!...!:a!:ı.şt~lr!..!.m~a~la~r.!..1~E~nS2..!t.!..!it~üs1..!;ii~D~e'-!.r.E.!gi~si~Sa!!..lYl.l..I~26~E~r~Zlo!.!.lr..!!u.!..!m!....<2~O~O~4 --::.,.89-eni'budOllahe69

" buyurur iken, Nasara ileİ'tİkadcdüb, ihfıdetederler ve Uıyife-i Şıa dahi vücOh-1 kesıre ilc Hazret-i Ali'ye muhalefet ider iken yine da'va-yı muhabbet eelüb, inkıyad iddia cderlcr ve ıııOcib-i daliiletlerinden biri dahı oldur ki, Cenab-ı Vacib Teala: "ve tekOnO şühedfıe alc'n-nfısi 7()" ayeti ile ashab-ı Muhammed

alcyhisselftm'ınadalet ve tezkiyelerini i'lam eelüb ve muhacirln ve ensardan: "ve' s-sa bi künc' I-evvelüne mine'J-muhftcirıneve' l-ensari vellezıne't-tebeühum bi ihsanin radıyallahuanhum ve radü anhu71" ayeti ile ki, manası: Muhfıcirinden imanda sabık

olanları,yani iki kıbleye namaz kılanları veya Bedir gazasında hazır olanlar veya kable'j-hicre imana gelenler, demek ola. Ve ensarın dahi evvel ve siibıkları yani Akabe-i Ola ehli ve ((1Sb)) veya Akabe-i saniye ehli ve bu iki fırkaya iman ile ve taat ile (ahi olanlar cemısinden Hazret-i Hak razı ve onlar dahı Cenab-ı Hak'dan razılardır, deyu hu cümleden Allah rilzı olduğunu i'lam eder iken ve aşcre-i mübeşşere hakkındaki einıme-i selaseonların kibarındandırve Kur'an-ı Azım'de de: "Iekad radıyallfıhu ani'l-mü'ıııinıne iz yübayiOneke tahte'ş-şeceratin" varid olmuş iken ki, ıııanası: Tahkık Allahu Teala razı oldu mü'minınclen taht-! şecerede sana beyat ettikleri zamanda, demektir. Ve Hazret-i Rasfıl-i Ekrem cemısinden rıza ve şükran üzerine vefat etmişiken, bu ıayife-i rezıle kimisinitefsık ve kimisinitekfırile kafir olduklarından miiada efii/-i şenıaları Kur'an-ı Azım'e muhalefet ve inkarı mutazammın olduğu ecilden eşedd-i küfr ile kiifir olurlar ve Furkiln-ı Azım'de: "yuhibbühüın ve yuhibbOneh07) " buyurur iken ki manası: Allahu Tealii ashab-ı Muhammed'i sever ve ashfıb-ı Rasul dahı Hak Sübhanehu ve Teaiii Hazretlerini severler, dcıııekdir.

Pes bu tayife onlara buğz ve adavet etmek ile küfür/eri dahı müeyyed ve müşeyyed olur."rıkulubihim marazun fezadehümüııahu marazan74"

Ve küfürlerine bir delil dahı budur ki: "fe in yekfur bihfı hfıülili fekad vekkelna biha kavmen leysO biha bi kafiri'ne75" ayeti ki, manası: Eğer küffiir-ı

Kureyş vahdet-i Hakk'a veya nübüvvete kafir olubtasdıketmezlerse, ıahkık tevhıdi biz hir kavıne ısınarlamışuz ki, asla onlar katir olub, vahdete ve nübüvvete inkar

(,<)"Ben Allalı'ın kuluyum, Allah'a ibadet ediniz."

7() " .•.Sizin insanlaraşahit olmanız için ... " Hac (22), 78.

71 "(İslamdinine girme hususunda) öne geçen ilkıııııhacirler ve ensar ile onlara güzcllikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'dan razı olmuşlardır." Tevbe (9), 100.

7,

"Andolsun ki oağacın altındasana biat ederken Allah, o mUminierdenrazı olmuşıur." Fetih (41), 18

7.\ " ..Allahsevdiği ve kendisini seven müminlerekarşı şefkatli... " Maide (5),54.

74"Onların kalplerinde birhastalık vardır. Allah da onların hastalığın! çoğaltınıştl!'." Bakara (2), LO.

7~ "Eğer onlar (katil'ler) bunları inkar ederse şüphesiz yerlerine bunları inkilr etmeyecek bir toplum getiririz." Enam (6), 89.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).