ıik ı u m n a u t ı ı c t r ı ı s ı ı
n M ıy i'H L
sahneyi neden terketti?
(Baştarafı 6 met sayfada)
bir seyirle kendiliğinden neticeye e - ı bir silsileyi ne diye fazla uzatmalı? iner sözü zamanında kesmesini bilmek
birazını da kendisine saklamaktır. Ben e artık onu yapıyorum.
Bu hatıraları birbiri arkasına sıralar - •n hiç bir arkadaşa, hiç bir dosta tariz rnek, hiç bir şahsiyeti gülünç göstermek
hiç bir hâdiseyi gördüğümden, duy - ğumdan ve aklımda kaldığından başka " şekle sokmak hayalimden geçmemiş- . Ben sadece, tam bir bitaraflıkla, yal -
r. on beş yıl evvelki san’at ve san’atkâr yatından bazı levhaları canlandırma- çalıştım. Muvaffak olabildim mi? 01- msa ne dereceye kadar muvaffak ol - m? Orasını sırasile bu seriyi okumak ımetine katlanan okuyucularım tayin
in!
çeyrek asrı dolduran çetin san’at hayatı mızda varabileceğimiz bir tek saadettir, Bunu kendimize çok gönnîyelim.
Şimdi artık susuyorum ve bana bütün bu hatıraları bırakan dostlarıma gönlü mün en sıcak kaynağından sevgi ve şük ran duygularımı akıtıyorum Bu akış bu yaşta bizim için göz yaşlarından tatlıdır.
7 Büyükda 3/10/937
Halid Fahri Ozansoy
< y t * .
---Yukarıda, tam bir bitaraflıkla gördük- inıi ve duyduklarımı yazmağa çalıştım dim. O derecede ki, bazan kendimle de ıy ettim. Samimiyetim bundan da an ılabilir. Bütün bu izahıma rağmen bu hralar içinde ismi ve fıkrası geçen âtlarım arasında gene maksadımı yan- ; anlıyanlar varsa buna karşı teessür lymamak ta elimden gelmez. Çünkü n : bütün aczimle, yalnız geçip giden n’at ve gençlik hayatımızdan bazı şay ian tesbit etmek istedim. Bu sayfalar-
çarpan kalb, hepimizin kalbidir. Müş- ek hatıralarımızı dudaklarımızda ayni lessümle karşılamalıyız. Bu bizim, bir