• Sonuç bulunamadı

Patrikhane'ye tavır değişmeli:Türkiye'nin uluslararası politikada söz sahibi olması için önemli bir etken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Patrikhane'ye tavır değişmeli:Türkiye'nin uluslararası politikada söz sahibi olması için önemli bir etken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

entellektüei bakış

Şahin ALPAY - Nilüfer KUYAŞ Fax: (212) 505 62 55

Türkiye’nin uluslararası politikada söz sahibi olması için önemli bir etken

Patrikhane’ye

değişmeli

Fener Rum Ortodoks Patriği I. Bartholomeos’un halen sürdürdüğü ABD gezisinde Başkan Cllnton ve Dışişleri Bakanı Albright tarafından kabul edilmesi, dünyaya yayılmış yüzmilyonlarca kişilik bir cemaatin ruhani lideri olarak sahip olduğu önemi yansıtıyor. Türkiye’nin kendi tabletindeki bu güce

uzak durmakla yanlış politika izlediğini düşünenlerin sayısı da giderek çoğalıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Slovenya temsilcisi ve araştırmacı Cengiz Aktar, Estonya ve Ukrayna gibi ülkeleri

iyi tanıyan bir gözlemci; Bartholomeos’un Rus Patriği ile bu eski Sovyet ülkelerindeki rekabetini değerlendirdiği yazısında, Türkiye’nin Fener’i desteklemekle kazanacağı çok şey olduğunu ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun da Patrikhanenin bekası için yeniden açılması gerektiğini savunuyor.

tavır

C e n g iz A K T A R

F

ENER Rum Patrikhanesine bir dış politika hedefi olarak destek verilmeli, Patrik Bartholomeos’a ise Rus Ortodoks Kilisesi ile olan mücadelesinde ve giderek Ortodoks Hıristiyan dünyasının

komünizm sonrası bekası ve özgürlüğü için yapüğı girişimlerde arka çıkılmalıdır.

Böylesine bir politika, bir yandan ülkenin Yunanistan’la olan ilişkilerinde merhem vazifesi görürken, bir yandan da

Türkiye’nin Ortodoks dünyadaki sözünü ve varlığını daha geçerli kılacak, öte yandan ise cevval Patriğin Ortodoks olmayan Hıristiyan dünya ile olan ilişkilerinden yararlanılmasını mümkün kılacaktır.

1940 İmroz doğumlu papaz Dimitri Arhondonis’in 1991’de Birinci

Bartholomeos admı alarak Fener Rum Patrikhanesinin başına geçmesinden bu yana Ortodoks dünyadaki can alıcı gelişmeleri kısaca gözden geçirelim.

Demir perdenin yıkılmasıyla eşzamanlı olan bu gelişmeler, Rus Ortodoks Kilisesi’nin SSCB’nin

çökmesiyle birlikte aşağı yukarı 250 yıllık bir düşü, yani Ortodoks dünyasının liderliğine oynamayı yeniden hayata geçirmeye davranmasında

odaklaşıyor.

Ama bu hesap eneıjik Patriğin girişimleriyle bir nebze tökezliyor. Estonya ve Ukrayna Ortodoks

kiliselerinin bağımsızlık

mücadeleleri Rus Ortodoks Kilisesi Patriği ikinci Aleksi ile Bartholomeos arasındaki rekabetin en önemli nedenleri.

SSCB zamanında Ukrayna Kilisesi, Rus muadiline oranla daha az darbe yemiş ve hep daha özgür olmuştu. SSCB dahilindeki Ortodoks papazların % 70’ini eğitir

durumdaydı. SSCB’nin dağılması ile birlikte Ukrayna Kilisesi, üçü özgürlük taraftan, diğeri ise Rus Ortodoks Kilisesi’ne tabi olmayı hedefleyen dört eğilime

bölündü.

Rus Ortodoks Kilisesi, 7000’e yakın yerel kiliseden oluşan muazzam Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Moskova Patrikhanesi’nden kopmasını ve Ukrayna Ortodoks Patriği Fileret’in bu amaçla Fener’den otosefali (tek başlılık yani özerklik) talep etmesini. Fenerin de bu talebe sıcak bakmasını Moskova'nın hegemonya arzulanna karşı yapılmış bir girişim olarak addetmekte idi.

Estonya’ya gelince, bu küçük Balük ülkesi, demir perdenin yıkılması sonrası tekrar kazandığı

bağımsızlığını, din dahil her alanda Rusya

hegemonyasından kurtularak pekiştirmek istemektedir.

Geçen yılın 20 Şubat’mda hükümet ve kamuoyunun % 70’e yakın bir

çoğunluğunun isteği doğrultusunda Estonya Ortodoks Kilisesi, Fener Rum Patriği Bartholomeos tarafından otosefal ilan edilmiştir. Bu, haliyle

Moskova’dan kopma anlamına gelmektedir. Estonya doğumlu bir Rus ve SSCB zamanında Talin Piskoposu olan Aleksi'nin amacı ise, Rusya’mn ve giderek Rus Ortodoks Kilisesi'nin dünyadaki 270 milyon Ortodoksun 100 milyonunu temsil ettiğini öne sürerek geriye kalan 14 otosefal ve birbiriyle eşit Ortodoks kilisesini

hegemonyası altına almaktır.

Bu tavırdan sadece Estonya, Ukrayna veya Finlandiya Ortodoks kiliseleri değil, Fener Rum Patrikhanesi’nin tarihi

önderliğini savunan Yunanistan kilisesi ve hükümeti de rahatsızlık duymaktadır.

Diğer bir deyişle, Yunanistan bu konuda zannedildiği gibi Moskova ile değil. Fener ve İstanbul ile taraftır; öte yandan, Fener Patrikhanesi’nin salt Moskova'nın hegemonyacı emelleriyle değil, Katolik dünyanın da komünizm ertesi fırsatçı tavırlarıyla mücadele ettiği

düşünülecek olursa, Patrikhane’nin ne denli önemli bir faktör oluşturduğu açığa çıkacaktır.

OsmanlInın din olarak tanıdığı ve özellikle Balkanlar'da dünyevi siyasetinin ayrılmaz bir parçası olarak kullandığı Ortodoksluk, TC’de maalesef sürekli bir iç düşman muamelesi görmüştür.

Bugün sayılan 2000 civanndaki Rum vatandaşımızın ne bir düşman ne bir beşinci kol vazifesi göremeyecek kadar az olduklan düşünülecek olursa bu tavır artık değişmelidir.

Cesur, aydın ve iyiniyetli Fener Patriği’nin

dış dünya ile ilgili girişimleri bir hükümet politikası olarak desteklenmelidir. Din unsurunun komünizm sonrası demir perde ülkelerindeki önemi ve bir Türkiye

Cumhuriyeti vatandaşı olan

Bartholomeos’un bu alandaki rolü yabana atılacak cinsten değildir. Ortodoks olmayan Hıristiyan dünya ve Batılı devlet

adamlarıyla olan ilişki ve dostlukları hepimizin malumudur.

Öte yandan, Fener Patrikhanesi’nin bekası, patriklerin Türk vatandaşı olmaları koşulu gereğince, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden eğitime açılmasından geçmektedir.

1844’te açılan okul, 1971’den bu yana kapalıdır. Kimilerinin öne sürdüğü gibi bü okulun açılmaması imam Hatip'ler konusundaki hassasiyetle ilgili değildir. Çünkü, bu okulu bitiren papazlar, imam Hatip’çiler gibi dünya işiyle değil, din işiyle uğraşmak üzere yetiştirileceklerdir.

Okulun açılmasının, öte yandan, Yunanistan ile olan sıfır derecedeki

ilişkilerimize katkısı aşikardır. Satmasını bildikten sonra böylesine basit ama çok sembolik jestlerin Türkiye’ye kazandıracağı yarar sonsuzdur.

Patrik, bilindiği gibi Mesut Yılmaz ile Nisan 1996’da, Çillerin hiçbir zaman göze alamadığı bir görüşme yapmış, akabinde Fethullah Hoca ile görüşmüş ve geçen ay Selanik’te Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret etmiştir, ilginçtir ki bu cesur tavırlar Yunanistan’da belli kesimlerce, aynı Trabzon’daki rezalet gibi, yerilmektedir.

İstanbul Fener Rum Patrikhanesi tarihi konumu, yani eşitler arasında ilk (prirnus inter pares) olması gereği Ortodoks dünyada hakem durumunda olan uhrevi bir yapıdır. Bugün başında olan Patrik Birinci Bartholomeos ise altı dil bilen, Türk vatandaşı, aydın bir din adamıdır.

Bunlar korkulacak değil, övünülecek tarihi miraslardır ve bugün uluslararası politikada söz sahibi olmaya soyunmak bu yapı ve kişileri de kaale almaktan

geçmektedir.

Soljenitsin, roman ödülü koyuyor

Ç

AĞDAŞ Rus edebiyatının simgesi sayılan Alexan­ der Soljenitsin, her yıl bir Rus yazarına yaklaşık 25 bin dolar değerinde kitap ödülü vermeye hazırlanıyor. Amacı, “Rus edebiyatının kaybolmaya yüz tutmuş geleneklerini canlan­ dırmak, Rus halkına özbenliğini ve değerlerini hatırlatmak" için kaleme sarılacak yeni yazarları teşvik etmek.

Soljenitsin’in girişimi, piyasa e- konomisi ve hızlı Baülılaşma et­ kisiyle değişmekte olan Rus ede­ biyatına destek olarak görüldü. Yazann eşi Natalya, bu konuda basma yaptığı açıklamada, “Ö- dül, Rusya’da yaşayan, ulusal e- debiyat geleneğine dikkatli ve bu geleneği korumaya yönelik kayda değer katkıda bulunmuş Rus ya­ zarlara verilecek" dedi.

Ödülün, “modası geçmiş” eser­ lere verileceği şeklindeki kuşku­ cu yorumlan Natalya Soljenitsin,

“ödül, insanlan düşünmeye sevk edecek eserlere verilecektir" şek­ linde karşıladı.

Ancak, edebiyat çevrelerinde ö- dülün, Soljenitsin’in “Rusya Dü- şü"nü paylaşan yazarlara verile­ ceği konuşuluyor. “Peygamber yazar” sıfatına layık görülen Sol­ jenitsin’in, Rusya'yı, Batı mater­ yalizminden mümkün olduğunca az etkilenen bir ülke olarak gör­ mek istediği biliniyor. 6 kişilik ö- dül jürisinde hem Soljenitsin hem de kansı yer alacak.

M evcut ödüller

Rusya'da halen bir kaç roman ödülü var. Ancak bunlann mali kaynağı ya devlet, ya da yabancı­ lar. Örneğin Puşkin Ödülü'ne destek Almanya’dan, Rus Booker Ödülü’ne destek de İngiltere’den. Booker Ödülü Jüri Komitesi Sek­ reteri John Crovvfoot, Soljenit- sin'in, “yazarı, kitap yazıp satan ve para kazanan biri olarak değil,

+

ruhsal zenginlik sağlayan, yol gösteren ahlakçı olarak gören ge­ leneği canlandırmak istediğini” söylüyor. Crowfoot’a bakılırsa Soljenitsin, “üslubu peygamber­ liğe yaklaşan yazarların sonun­ cusu sayılırsa da ne yazık ki mo­ dern Rusya’daki gelişimin aksine bir tutum içinde” diyor. Bir an­ lamda, akıntıya karşı kürek çek­ tiği görüşünde.

Ne var ki edebiyat çevreleri, Soljenitsin Ödülü’nün iyi zaman- landığma, Rus edebiyatı ve ya­ yıncılığının, son yıllarda çökme noktasından geri döndüğüne ve bir rönesans yaşamaya başladı­ ğına dikkat çekiyor.

Soljenitsin’in ödülü “Gulag Ta ­ kım Adaları” romanının kazan­ cından ödenecek.

Yazar, Stalin döneminin sür­ gün ve işkencelerini anlattığı bu romanıyla dönemin Sovyet yöne­ timine ters düştüğü için 1974’te SSCB’den sürülmüştü.

CESUR, aydın ve

iyiniyetli Fener

Patriği’nin dış dünya

ile ilgili girişimleri bir

hükümet politikası

olarak

desteklenmelidir

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak önümüzdeki yıllarda batarya ve elektrikli araç üretim fabrikalarınız olsa dahi bunların üretim yapmasını sağlayacak hammaddelere erişim ve arz güvenliği

Türkiye’nin çok büyük sıkıntılar çekmesine rağmen, dünya platformunda, yine de önemli bir yere sahip olmasının sebebi, coğrafya ve jeopolitik öneminden ileri

Akdeniz Bölgesinin diğer önemli bir kültür bit- kisi olan limonun balı açık sarı renkte olup, tadı çok güzeldir.. Balının bitkiye has bir

Bilimsel Eserler ve İsviçre’nin Rotavizyon Yayın Evleri illüstrasyon yarışmasında (Özel Jüri Ödülü) aldı.. Eserleri : TÜRK, ALMAN KULÜBÜ FRANKFU RT/MAIN

As regards Turkish deposit banking sector, according to the data analyses conducted here, it is concluded that -on average- public deposit banks hold fewer

üretim, ihracat, ithalat ve tüketim miktarlar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda; dün- yada bitkisel ya¤ üretimi 101,7 mil- yon ton, yap›lan toplam ihracat miktar› yaklafl›k

Düzeylerine İlişkin Öğrencilerin Görüşlerinin Bağımsız Gruplar t Testi Sonuçları Faktörler Kız (n=219; %52.4) Erkek (n=199; %47.6) t ve p Değerleri Levene Testi X SS

Yerli enerji üretiminin artırılması Türkiye gibi kullandığı enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’ini dışarıdan temin eden bir ülkenin enerji arz