Sema KOŞAN
ANITLAR YÜKSEK KURULU ASİSTANI FOTO RÖPRODÜKSİYONLAR :
SAMİ GÜNER
Ressam Hayri Çizel: «Orla- köy Camii» (Urart Koleksiyo nundan). - Hayri Çizel: «Orta- köy Mosque* (Urart Collec tion).
Haşan Hayrettin ÇİZEL, Edirne ilinin Dimetoka ilçesinde, 1891 yılında dünyaya gelmiştir. Eş raftan Mehmet Emin Efendi’nin oğlu olan Ha şan Hayrettin, ilk ve ortaokulu Dimetoka’da okumuş, daha sonra Edirne İdadisini (Lise) bi tirm iştir. Okulda resim öğretmeni Haşan Rıza Bey’di.
Haşan Rıza, kalabalık savaş kompozisyonlariy- le meşhurdu. Malazgirt kahramanı Alp Aslan'ın savaşlarını, Haçlı’ların yenilgisini, Osmanlı pa dişahlarının zaferlerini gösteren büyük boyda, sayısız figürü kapsayan kompozisyonlar yapar dı. Sami Yetik, onun, Balkan Harbinde (1912) Edirneye giren Bulgarlar tarafından nasıl şehit edildiğini, karakalem ve yağlıboya eserlerinin evindeki atelyesinde Bulgarlar tarafından tah rip edildiğini şöyle anlatıyor: «O gün bir bul- gar ressamı, geçtiğimiz caddenin bir köşesine yerleştirdiği şövalesinin başından kalkmış, bi zi, esirleri seyrediyordu... Ben de Haşan Rı- za'yt düşünüyordum. Fakat bilmiyordum ve ne
Ressam Hasan Hayrettin Cizel'in kendi çektiği bir fo toğrafı. Ressam, askerliğini Çanakkale'de, Gelibolu’da yedeksubay olarak yapıp döndükten sonra Bâbiâlide, 49 numarada «Şark Sanayi-i Nefise Fotoğraf atelyesi» adiyle bir fotoğrafhane açmıştı. O zamanlar, resimlerin negatifleri cam üzerine alınır ve bu camdaki pelikül ka zınarak muhtelif şekilde süsler yapılırdı. - Photograph taken by the artist Hayrı Çizel. After completing his military service at the Dardanelles and Gallipoli the artist returned to open a photographic studio in Ba- biali. At that time negatives were taken on glass and various types of ornament could be added by scraping the peliicule on the glass.
bilecektim ki, Haşan Rıza, rezilâne bir hücuma uğramış, eserleri yirminci asrın Vandalleri ta rafından parçalanmış ve kendisi şehit edil miştir!»
İşte Hayri Çizel, bu Haşan Rıza Bey’in iyi bir öğrencisiydi. Kendisinde sonradan gelişecek olan konularda öğretmeninin tesiri altında kal mış, savaşçı ruhunu ve heyecanını onun telkin lerinden almıştı. Muhakkak ki Hayri Çizel’in mektebi bitirince Sanayi-i Nefıse’ye girmesin de, meslek olarak ressamlığı, konu olarak kahramanlık sahnelerini seçmesinde hocası nın tesiri büyüktür.
Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’ndeki hocaları- nınsa Adil Bey, VVarnia ve Valeri olduğunu bi liyoruz. Bu ressamlar, bugün akademik dediği miz tarzda resim yapmasını öğretirlerdi. Ad I Bey’i bu hükümden kısmen uzak tutabiliriz. Hayri Çizel’de gördüğümüz desen ve kompo zisyon sağlamlığı, Akademide resim temelinin sağlam atılmasındandır. 1914 yılında burasını
birincilikle bitirdi. Daha bir işe giremeden ye- deksubay olarak kısa bir talimgâh devresinden sonra Çanakkale’ye sevkedildi. Fakat, ressa mın en büyük tutkusu, her fırsatta resim çiz mek olduğu için, eşyaları arasında kroki dev letleri, sayfalarını suluboya ile renklendirdiği albümler de vardır. Çanakkale’yi Çanakkale’de, Gelibolu’da, Bigalı Maltepesi’nde, yani ateş altında resmetmiştir. İki buçuk yıl süren ye- deksubaylık hizmeti süresince Edirne dahil, bütün bölgeyi karış karış tanımış, Edirne’den Kafkas cephesine kadar her yere gitm iştir Askerlik hizmetini bitirdikten sonra Münih’e gönderilen Hayri Çizel, Hoffmann atelyesinde resim bilgisini ilerletti. Dönüşünde, geçinebil mek için bir fotoğraf atelyesi açtı. Adı «Şark Sanayi-i Nefise fotoğraf atelyesi» olan fotoğ rafhane Bâbıâli'de, 49 numaradaydı.
Nihayet, onu hoca olarak görüyoruz. Resim öğretmenliği tam 40 yıl sürdü. Hayatının bü yük bir bölümünü İstanbul’daki liselerde resim öğretmenliği yaparak ve pek çok gence resim sevgisi aşılayarak geçirmiştir. Bu öğrencilerin den bazıları, bugün, yurdumuzun önde gelen isimlerindendir. Öğrendiğimize göre Erenköy Kız Lisesi, Kuleli Askeri Lisesi, Halıcıoğlu As keri Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, İstanbul Kız Lisesi, Hayriye Lisesi ve Davutpaşa Ortaoku- lu’nda, bazan İkisi birlikte olmak üzere görev yapmıştır. Sanatçı son olarak, resim dersleri verdiği İstanbul Erkek Lisesi’nde, 13 Ekim 1950 tarihinde, görev başındayken hayata göz lerini yummuş ve Rumelihisarı kabristanına gö mülmüştür.
Hayatını, böylece kısaca anlattığımız Hayri Çi zel Türk ressamlığının Mehmetçiği, «Mehmet çik ressam» ya da «süngüsü fırça olan Meh metçik» diye tanımlanıyor. Sanatçı, Çanakkale Harbiyle Kafkas cephesine yedeksubay olarak katılmış, tüfeğini bırakıp fırçasını alarak sa vaş günlerinin çetin koşullarında bile belgesel denebilecek resimler yapmıştır. Meselâ Ça nakkale Harbi'ne ait hatıralarını topladığı al bümdeki resimler suluboya ile boyanmış, her yaprağa yer, tarih ve gün eski yazı ile not edilmiştir. Bir yaprakta «13 Haziran 331 (1915) Karapınar, cuma, cephane kolları komutanı Hü samettin Bey’in çadırı» resimlenmiş, diğer bir
sayfada «13 Haziran 331 (1915) Maltepe, cep hane kolları zâbitanından birkaç zât», bir diğer resim ise «15 Haziran 1331 (1915), Bolayır ve Gelibolu yarımadası ve Çanakkale Boğazı» ya zısıyla belgelenmiş. Bu albümde, dediğim gibi Çanakkale Savaşı’nın belgesel bir anlatımı var. Daha önemlisi, uğruna kan dökülen vatan topraklarını, ağacı, çeşmesi, evi, camisi, insa nı ve herşeyi ile seviyor. Bu şirin resimlerde somutlaşan vatan sevgisini sezinlememek im kânsız.
Sanatçı, tarihimizin kahramanlık olaylarını ha yalinde biçimleyerek resimlemiş ve ismini bü yük boyutlu hamasi tablolariyle duyurmuştur. İstanbul’un fethi konusu da Hayri Çizel’e bir çok eser yaratmasında ilham kaynağı olmuş. «Şahlanan azim» isimli tabloda Fatih, 20 Ni san 1453 tarihine rastlayan donanma savaşın da denize atını sürüyor. «Hisarı dikerken» isimli kompozisyonda ise Fatih’in denetiminde Rumelihisarı’nın inşasına şahit oluyoruz. «Ko- ma’n arslanlarım» ve «Otağdan hipodroma» di ye adlandırdığı eserlerinde hep Fatih Sultan Mehmet kır atının üzerinde, vakarla ordusu nun başında... Sanatçının hareket halindeki ka labalık kompozisyonları resimlemede başarısı gerçekten övgüye değer.
Hayri Çizel ’in 93 tane hamasî konulu tablosu, İstanbul fethinin 500. yıldönümü nedeniyle İs tanbul Teknik Üniversitesinde açılan «kahra manlık resimleri» sergisinde teşhir edilmiştir. Bu eserlerin resimlenmesi için yaptığı ön
Şair İskeçeli Mehmet Sıtkı'nın portresi. Alt sol köşede ressamın Hasan Hayrettin şeklinde olan imzası ve 1331 (1915) tarihi okunmaktadır. Ayni zamanda çok mükem mel bir portreci olduğu görülüyor. - Portrait of the poet Mehmet Sıtkı. In the bottom left hand corner can be seen the signature Hasan Hayrettin and the date 1331 (1915). It Is obviously the work of a remarkable port rait artist.
Hayri Çizerin bir manzara resmi: Çengelköy (Urart Ko leksiyonundan). - Landscape by Hayri Çizel: Çengelköy (Urart Collection).
Hayri Çizel: Türbe. Urart Koleksiyonundan). - Hayri Çizel: Tomb (Urart Collec- tion).
Hayri Çizel: Topkapı'dan. (Urart Kolekslyonundadır). -Hayri Çizel: From Topkapı (Urart Collection).
Ressam Hayri Bey. «Şadır van» (Urart Koleksiyonun dan). - The artist Hayri Bey: «Shadirvan» (Urart Collection).
maları toplayan eskiz albümleri de ayni ser- Ressam Hayri Çizel: «Atelye» (Urart Koleksiyonundan),
gide yer almıştır. Bu kitapçıktan, severek re- ' The artist HQyri C'zel; «Workshop» (Urart Collection), simlediği İstanbul’un fethi konusunda surların
krokilerini, kapı ve surlara ait bütün hesapları eskiz albümüne çıkarılmış olduğunu öğreniyo ruz (1).
Akli biçimlendirme ile meydana getirdiği ta rihi konulu tablolarında olayların yaşandığı va kaları titizlikle incelenmiş olması, gene de sa natçının gözlemci yanının ağır bastığını ortaya koyuyor. Bu sergide yer alan hamasî konulu eserlerinin beğenildiği ve çok ilgi gördüğü şüphesiz. Sanatçının ölümünden çok sonra, ya ni 2 Mayıs 1966 Pazartesi günü Beyoğlu’ndaki Belediye Şehir Galerisinde açılan ve 182 tab lodan oluşan sergisi de ilgi çekmiş (2). Ne ya zık ki, hiçbir tablosu satılamamış. Bu tutum, çok yakın geçmişimizde bile sanat eserine gösterilen kayıtsızlığın, ilgisizliğin bir örneği. Hayri Çizel’in «İstanbul Ansiklopedisi»nde (3) 7000 parça desen, eskiz, karakalem çalışma ları mevcut. Bu ansiklopedinin hazırlanmasın daki emeği de büyüktür. M illî ruh ve heyecanı
mızı dile getirmede usta olan sanatçı, pek tabiî, kurtuluş savaşımızı konu alan pek çok eser de vermiştir. Esasen bir devir geldi ki, millî his lerin şevkiyle her sanatçı kurtuluş savaşından sahneler çizdi. Hayri Çizel’in yaptıkları arasın da «Süvari askeri», «Ankara kalesi», «İzmir’e doğru» gibi pek çok resim vardır. «Ankara ev leri», «Kağnılar» bu arada sayılabilir (4). Bu
eserleri kompozisyon düzenlemesi ve teknik ...,
açıdan son derece başarılı. Ancak, sanatçının kahramanlık konusu dışında kalan eserlerine de hakkettikleri değeri vermeliyiz. Portreleri, peyzajları, natürmortları da sanatının canlı bi rer belgesi. Eski eserleri akademik, sonrakiler izlenimci (5) bir anlayışı benimsemiş. Ressam larımıza sonsuz bir ilham kaynağı olan Boğa ziçi, Hayri Çizel’i de büyülemiş. «İstanbul gö rünümlerinde, hamasî resimlerinden de ileri gözlemci, izlenimci tavırdan yer yer dışavu rumcu bir titiz kimliği vurguluyor (6)».
Öğrencilerine göre Hayri Çizel, son derece ti tiz ve disiplini bir ressam. Herkese karşı hoş
görülü, alçakgönüllü, sanat aşkıyla sessiz se- Hayri Çizel: «Su birikintisi» (Urart Kolleksiyonundan). -
dasız çalışan bir fırça adamı olarak tanınır. Hayri Çizel: «Puddle» (Urart Collection).
Hayri Çizel. «Çemberlitaş Camii» (Urart Koleksiyonu). -Hayri Çizel «Çemberlitaş Mosque» (Urart Collection).
Hayri Çizel: «Manzara» (Urart Koleksiyonundan). - Hay ri Çizel: «Landscape». (Urart Collection).
Tam bir İstanbul efendisi olan Hayri Çizel’in iyi bir hoca ve güçlü bir ressam olarak Türk resmine katkısı karşısında bize önünde say gıyla eğilmek düşer.
(1) İstanbulun fethinin 55. yıldönümü münasebetiyle ressam Hayri Çizel'in hayatı ve eserleri; M. Sıralar Matbaası.
(2) 2 Mayıs 1966 tarihinde Özışık Matbaasında basılmış broşür.
(3) Merhum tarihçi Reşat Ekrem Koçu tarafından çıka rılmış olan bu ansiklopedi (G) harfine geldiği za man, müellifi vefat etmişti.
(4) Gültekin Elibal, Atatürk ve Resim - Heykel, İstanbul, 1973, sayfa: 11.
(5) 27 Ocak 1981 de, İstanbul radyosunun «Gecenin içinden» programında bir konuşma yaparken res samın bir öğrencisi şöyle diyor: «Ben İstanbul li sesinde okudum. Ortaokulda harikulade kibar ve terbiyeli bir resim öğretmenimiz vardı. Hayri Çizel Bey, bir gün bize açıkhavoda resim yaptırıyordu. O zamanki Harbiye Nazareti, şimdi üniversitenin merkez binası. Ben, bütün teferruatiyle pencereleri çizmeğe uğraşıyordum. Hayri Bey: niçin uğraşıyor sun? dedi. Sen orada sade loş bir leke görüyor sun. Düşündüğünün değil, gördüğünün resmini yap.» (6) Gültekin Elibal. 28.2.1981 tarihinde yapılan bir ko
nuşmadan.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi