• Sonuç bulunamadı

ÖZEL OKULLARDA VE RESMİ OKULLARDA GÖREV YAPAN BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN İŞ DOYUM DÜZEYLERNİN ARAŞTIRILMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖZEL OKULLARDA VE RESMİ OKULLARDA GÖREV YAPAN BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN İŞ DOYUM DÜZEYLERNİN ARAŞTIRILMASI"

Copied!
102
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZEL OKULLARDA VE RESMø OKULLARDA GÖREV YAPAN

BEDEN EöøTøMø ÖöRETMENLERøNøN øù DOYUM DÜZEYLERøNøN

ARAùTIRILMASI

YÜKSEK LøSANS TEZø

Hazırlayan

BøLAL ÇELøK

Ankara, Mart

2010

(2)

BEDEN EöøTøMø VE SPOR ANA BøLøM DALI

BEDEN EöøTøMø VE SPOR ÖöRETMENLøöø BøLøMDALI

ÖZEL OKULLARDA VE RESMø OKULLARDA GÖREV YAPAN

BEDEN EöøTøMø ÖöRETMENLERøNøN øù DOYUM DÜZEYLERøNøN

ARAùTIRILMASI

YÜKSEK LøSANS TEZø

Bilal ÇELøK

Danıúman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ

Ankara, Mart

2010

(3)

I

ÖZET... IV SUMMARY... V TABLOLAR LøSTESø... VI KISALTMALAR LøSTES... VII

ANA BÖLÜMLER ... 1

1.GøRøù ... 1

1.1.Kavramsal Çerçeve... 6

1.1.1.Ö÷retmenlik... 6

1.1.2.Milli E÷itim Temel Kanununda Ö÷retmenlik... 6

1.1.3.Ö÷retmenin Toplumdaki Konumu... 8

1.1.4.Cinsiyet... 8

1.1.5.Ö÷retmenlerin Ö÷renim Derecesi... 8

1.1.6.Okutulan Konu... 8

1.1.7.Ö÷retmenin Toplumsal Kökeni... 8

1.1.8.Kıdem ve Yaú... 9

1.1.9.Ba÷ımlılık... 9

1.2.Ö÷retmenlik Mesle÷i... 9

1.3.Türkiye'de Ö÷retmenlik Mesle÷i... 11

1.4.Ö÷retmenin Sosyal Rolü... 13

1.5.Beden E÷itim Ve Ö÷retmenli÷i... 15

1.5.1.Beden E÷itimi... 15

1.5.2.Beden E÷itiminde Genel Amaçlar... 15

1.5.3.Okullarda Beden E÷itimi Derslerinin Genel Amaçları... 16

1.5.4.Ö÷retmen Adayının Yetiútirilmesi... 18

1.5.5.Nitelikli Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Önemi... 18

1.5.6.Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Asli Ve Sosyal Görevleri... 20

1.3.øú Doyumu ve Önemi... 22

1.3.1.øú Doyumunun Benzer Kavramlarla øliúkisi... 25

1.3.2. øú Doyumunu Etkileyen Bireysel Faktörler... 28

1.3.3. øú Doyumunu Etkileyen Örgütsel Faktörler... 30

1.3.4. øú Doyumsuzlu÷u... 32

1.4.Problem Cümlesi... 34

1.4.1.Araútırmanın Alt Problemleri... 34

1.5.Araútırmanın Amacı... 35 1.6.Araútırmanın Önemi... 35 1.7.Sayıltılar... 36 1.8.Sınırlılıklar... 36 1.9.Tanımlar... 37 øú... 37 øú Doyumu... 37 Beden E÷itimi... 37

(4)

II

2.1. Yurt Dıúında Yapılan Çalıúmalar... 38

2.2. Yurt øçinde Yapılan Çalıúmalar... 41

3. YÖNTEM... 45

3.1Araútırma Modeli... 45

3.2.Evren ve Örneklem... 45

3.3.Veri Toplama Teknikleri... 45

3.4.Verilerin Analizi... 46

3.4.1.øç Faktörler... 48

3.4.2.Dıú Faktörler... 49

4.BULGULAR ve YORUM... 50

4.1.Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Bireysel Özelliklere Göre Da÷ılımları... 50

4.2.Verilerin østatiksel Analizi... 52

5.SONUÇ VÖNERøLER... 73 Sonuç... 79 Öneriler... 81 ARKA BÖLÜM... 83 KAYNAKÇA... 83 EKLER... 87

EK -1 Kiúisel Bilgiler Formu... 88

EK -2 øú Doyumu Ölçe÷i... 90

(5)

III

JURI ONAYI SAYFASI

Bilal ÇELøK'in "Özel Okullarda ve Resmi Okullarda Görev Yapan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú Doyum Düzeyi" baúlıklı tezi 02/08/2010 tarihinde, jürimiz tarafından Beden E÷itimi ve Spor Ö÷retmenli÷i Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiútir.

Adı Soyadı

Baúkan: Doç.Dr. Metin YAMAN

...

Üye (Tez Danıúmanı): Yrd. Doç.DR. Mehmet GÜÇLÜ

...

Üye: Yrd. Doç.Dr. Velittin BALCI (Ank.Ünv. BESYO)

….……

(6)

IV ÇELøK, Bilal

Yüksek Lisans Beden E÷itimi ve Spor Ö÷retmenli÷i Bilim Dalı Tez Danıúmanı: Yrd. Doç.Dr. Mehmet GÜÇLÜ

Mart,2010, 93 sayfa

Günümüzde, çalıúan tüm bireyler bir günün büyük bir bölümünü iú yerlerinde geçirmektedirler. Ö÷retmenler içinse yaptıkları iú, yalnızca okulda çalıútıkları zaman dilimi içinde kalmamakta, ço÷u kez evde de devam etmektedir. Bir ö÷retmenin tek görevi ders anlatmak de÷il, aynı zamanda ö÷rencilerinin psikolojik gereksinimleri ile ilgilenmek, ö÷rencilerine iyi bir model olmak, onların sorunlarını paylaúmak, sorunlarına çözüm yolları bulmaya çalıúmak, ö÷rencilerinin biliúsel ve duygusal geliúimlerini yakından takip etmek ve do÷ru, nitelikli geri bildirimlerde bulunmaktır. Bir ö÷retmen, topluma sa÷lıklı, ça÷daú, düúünebilen, günlük yaúamdaki problemlerle baú edebilen, üretken, yenili÷e açık, toplumsal ve sosyal geliúimde aktif rol alabilen bireyler yetiútirmekle görevlidir. Ö÷retmenlerin iú doyum düzeylerinin ve motivasyonlarının yüksek olması, iúlerini severek yapmaları, yeniliklere açık olmaları, ülkemizi gelece÷e taúıyacak olan aydın gençlerin yetiúmelerinde önemli bir unsurdur.

Ö÷retmenlerin, iú doyum düzeylerinin belirlenmesi ve iú doyumlarını olumsuz etkileyen faktörlerin ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler alınması, yeni e÷itim programlarının geliútirilmesi kadar önemlidir. Unutulmamalıdır ki, ne kadar nitelikli e÷itim ve ö÷retim programları geliútirilirse geliútirilsin, bu programları uygulayacak olan kiúiler ö÷retmenlerdir.

Araútırmam sırasında, bana güler yüzüyle her zaman yardımcı olan yapıcı geri bildirimleri ile beni her zaman motive eden tez danıúmanım Yrd. Doç.Dr. Mehmet GÜÇLÜ, Doç.Dr Metin YAMAN ve Amasya’da bulunan de÷erli Doç.Dr. Murat GÖKDERE hocalarıma sonsuz úükranlarımı sunarım.

(7)

V

incelenmiútir. Bunlardan birincisi, iú doyumunu hangi faktörlerin (içsel-dıúsal) etkiledi÷ini saptamak, ikincisi de ö÷retmenlerin cinsiyet, yaú, medeni durum, çalıútıkları kurum, kıdem ve gelir durumları ile iú doyumu arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık olup olmadı÷ının analiz edilmesidir.

Çalıúmanın örneklemini, Orta Karadeniz Bölgesinde ki özel okullarda ve devlet okullarında görev yapan 185 bay ve 122 bayan toplam 307 beden e÷itimi ö÷retmeni oluúturmaktadır.

øú doyumunu ve onu etkileyen faktörler, 1967 yılında D.J.Weiss, R.V.Dawis, G.W. England ve L.H. Lofguist tarafından geliútirilen ve Türkçe'ye Aslı Baycan (1986) tarafından çevrilen Minnesota Satisfaction Inventory (Minnesota øú Doyumu Ölçe÷i) ile ölçülmüútür.

Verilerin toplanmasında Kiúisel Bilgiler Formu ve Minnesota Satisfaction Inventory kullanılmıútır.

Araútırma verilerinin analizinde SPSS 10,0 istatistik paket programı, araútırmanın güvenirli÷i için Cronbach Alpha yöntemi kullanılmıútır. SPSS 10,0 program yardımıyla cevapların Aritmetik Ortalama ve Standart Sapmaları hesaplanmıútır. Araútırmanın genel amacını, ilk alt amacını (içsel-dıúsal faktörler) ve ikinci alt amaçta cinsiyet ve gelir de÷iúkenlerinde ortalamalar arasındaki farklılı÷ın istatiksel olarak anlamlı olup olmadı÷ını saptamak için T-testi kullanılmıútır. Araútırmanın ikinci alt amacına yönelik yaú, medeni durum ve kıdem de÷iúkenlerinde ikiden fazla de÷erin aritmetik ortalamaları arasındaki farklılı÷ın istatiksel olarak anlamlı olup olmadı÷ını saptamak için Varyans Analizi (ANOVA) uygulanmıútır. østatiksel olarak anlamlı çıkan kıdem de÷iúkeninde, yapılan Varyans analizinde farklılı÷ın kayna÷ını bulmak için ise Tukey LSD testinden yararlanılmıútır.

Bulgularda, araútırmanın ilk amacına yönelik; özel okullarda görev yapan beden e÷itimi ö÷retmenlerinin iú doyum düzeylerinin, resmi okullarda görev yapan beden e÷itimi ö÷retmenlerinin iú doyum düzeylerinden yüksek oldu÷u yönünde istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuútur.

Kıdem ve gelir de÷iúkenlerinde, istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuú; yaú, cinsiyet ve medeni durum de÷iúkenlerinde ise istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık olmadı÷ı saptanmıútır.

(8)

VI

satisfaction (internal-external). The second purpose was to analyze whether there was a significant difference in job satisfaction levels in terms of gender, age, marital status, working institution seniority and income level.

The participants were 307 physical education teachers from private and state schools (m=185) (f=122) in Middle Black Sea Region.

Job Satisfaction and related factors were measured by using the Minnesota

Satisfaction Inventory that was developed by Weiss et al. (1967) and translated into Turkish by Baycan (1986).

The data were collected through personal information forms and the Minnesota Satisfaction inventory.

The data were analyzed by using the SPSS 10.0 statistical package. For the descriptive statistics, mean and Standard Deviation of variables were reported. In addition, Cronbach's Alpha was reported for reliability purpose. Independent t-test was used to examine group differences. ANOVA was the preferred analysis for examining variables such as seniority, marital status and age. Preferred Poshoc test was Tukey LSD to reveal specific group differences.

For the purpose, results revealed that the job satisfaction levels of teachers who work in private schools were statistically different than the job satisfaction levels of teachers who work in state schools.

While there were statistically significant differences in seniority and income variables, age, gender and marital status; variables revealed no differences in Job Satisfaction levels of private and state teachers.

Key words: Job Satisfaction, Physical Education, Teacher, Private School, State School.

(9)

VII Özelliklere Göre Da÷ılımı

Tablo 04 Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Bireysel

Özelliklere Göre Da÷ılımı 52

Tablo 05 Özel Okullarda Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Genel øú Doyum Düzeyleri øle ølgili Her Bir Maddenin Aritmetik Ortalamalarının En Büyükten En Küçük De÷ere Do÷ru Sıralandırılması

54

Tablo 06 Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Genel øú Doyum Düzeyleri øle ølgili Her Bir Maddenin Aritmetik Ortalamalarının En Büyükten En Küçük De÷ere Do÷ru Sıralandırılması

56

Tablo 07 Özel Okullarda ve Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi

Ö÷retmenlerinin Genel øú Doyum Düzeylerinin Karúılaútırılması 58 Tablo 08 Özel Okullarda Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øçsel øú Doyum

Düzeyleri øle ølgili Her Bir Maddenin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapması 59 Tablo 09 Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øçsel øú

Doyum Düzeyleri øle ølgili Her Bir Maddenin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapması

61 Tablo 10 Özel Okullarda Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Dıúsal øú Doyum Düzeyleri øle ølgili Her Bir Maddenin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapması 63 Tablo 11 Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Dıúsal Doyum Düzeyleri øle ølgili Her Bir Maddenin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapması 65 Tablo 12 Özel Okullarda Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øçsel øú Doyum Düzeyleri øle Dıúsal øú Doyum Düzeylerinin Karúılaútırılması 66 Tablo 13 Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øçsel øú Doyum Düzeyleri øle Dıúsal øú Doyum Düzeylerinin Karúılaútırılması 67 Tablo 14 Özel Okullarda ve Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi

Ö÷retmenlerinin Kendi Aralarında øçsel øú Doyum Düzeylerinin Karúılaútırılması 67 Tablo 15 Özel Okullarda ve Devlet Okullarında Çalıúan Beden E÷itimi

Ö÷retmenlerinin Kendi Aralarında Dıúsal øú Doyum Düzeylerinin Karúılaútırılması 68 Tablo 16 Cinsiyet De÷iúkenine Göre Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú

Doyumlarının Karúılaútırılması 69

Tablo 17 Yaú De÷iúkenine Göre Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú Doyum

Düzeylerinin Farklılı÷ına Yönelik Varyans Analiz Sonuçları 69 Tablo 18 Medeni Durum De÷iúkenine göre Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú

Doyum Düzeylerinin Farklılı÷ına Yönelik Varyans Analiz Sonuçları 70 Tablo 19 Kıdem De÷iúkenine Göre Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú Doyum

Düzeylerinin Farklılı÷ına Yönelik Varyans Analiz Sonuçları 71 Tablo 20 Gelir De÷iúkenine Göre Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú Doyumlarının

(10)

VIII b. Dönem Projesi: Tezli yüksek lisans çalıúması

c. Enstitü: Gazi Üniversitesi E÷itim Bilimleri Enstitüsü

d. Rapor: Sanat eseri raporu, tez ara raporu ya da sanatta yeterlik eseri çalıúması raporu.

e. Tez Önerisi: Doktora, sanatta yeterlik, yüksek lisans tez önerisi f. Tez: Yüksek lisans tezi, doktora tezi ya da sanatta yeterlik tezi g. Üniversite: Gazi Üniversitesi

(11)

ANA BÖLÜM

1.GøRøù

Bir örgütte çalıúanların motivasyonlarını arttırmak üzere yapılan çalıúmaların tarihi sanayi devrimine kadar uzanmaktadır. Önceleri, verimlili÷in nasıl arttırılaca÷ı üstüne kurulmuú olan kuramlar, daha sonra yerini Davranıúsal Kuramlara bırakmıú ve bununla birlikte çalıúanların motivasyonlarının ve iú doyumlarının yüksek tutulmasının önemi ön plana alınmıútır. Çalıúanların isteklendirme ve iú doyumu düzeylerinin verimlilik üstüne etkileri, ilk olarak Davranıúsal Kuramlarla ortaya konulsa da bundan sonra geliútirilen yönetim kuramları da bu iki faktörü daima göz önünde bulundurmuúlardır.

E÷itim örgütleri, yapıları bakımından di÷er örgüt çeúitlerinden farklılık göstermektedirler. Öncelikle, e÷itim örgütlerinde görev yapan ö÷retmenler alanlarında uzman, yüksek ö÷renim görmüú bireylerdir. Ayrıca, e÷itim örgütleri tüm toplumun ilgi oda÷ıdır. E÷itim örgütlerinin en önemli girdileri ve çıktıları "insan"dır. Bu örgütler, çevrede oluúan de÷iúimlerden çok çabuk etkilenirler ve hem çevreye uyum sa÷lamak, hem de çevrede olumlu de÷iúimler yaratmak zorundadırlar. Tüm bu faktörler, e÷itim örgütlerinin yönetim biçimlerini di÷er örgüt biçimlerinden farklı kılma zorunlulu÷unu getirmektedir.

E÷itim örgütlerinin genel amaçları içinde bulundukları toplumla uyumlu, toplumu her yönden ileriye götürecek bireyler yetiútirmektir. Bu amaca en etkin bir biçimde ulaúmak ancak ö÷retmenlerin iú doyumlarının ve motivasyonlarının yüksek düzeyde tutulmasıyla gerçekleúebilir. Motivasyonu ve iú doyum düzeyi yüksek olan bir ö÷retmen, sınıfında bulunan ö÷rencilerin de motivasyonlarını yüksek tutmaya çalıúacak ö÷renciler için do÷al ve olumlu bir ö÷renme ortamı sa÷lamaya çalıúacaktır. Bu bakımdan, ö÷retmenlerin iú doyum düzeylerinin e÷itim örgütü yöneticileri tarafından tespit edilmesi ve yöneticilerin ö÷retmenlerin iú doyumlarını düúüren faktörleri düzeltmeye yönelik önlemler almaları önem taúımaktadır.

(12)

Bu konuda akla ilk olarak úu sorular gelmektedir. ønsanların iúlerinde mutlu olmaları nasıl sa÷lanabilir? Çalıúanların temel ihtiyaçlarının karúılanması, iúe yo÷unlaúmaları ve iúi sevmeleri için yeterli midir? Bireylerin iúlerinden memnuniyetleri için hangi koúullar gereklidir? (Kılıç 2002).

Birey topluma kendini kabul ettirmek için bir beceriyi, toplumun yararlanaca÷ı bir fonksiyonu yerine getirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde bu yönde bilinçlenmiú bireylerce dıúlanacaktır. O halde birey, toplum içindeki yerini korumak için bir iú görmeye yönelecek, bunun gereksinimlerini duyacaktır. Ayrıca, iú yapma ya da çalıúma gereksinmesi, bireyin di÷er gereksinimlerini karúılamak ya da kullanmak zorunda oldu÷u bir araçtır. Baúka bir deyimle, ekonomik, sosyal ve psikolojik gereksinimlerini gidermek için baúvuraca÷ı bir araç niteli÷indedir (Kılıç 2002).

Meslek seçimi, günümüzde ilkö÷retimin son sınıflarından itibaren önemle üzerinde durulan konulardandır. Birey, ileride mensubu olaca÷ı iúin temel taúlarını oturtmak ve yolunu belirlemek için okulların rehberlik servislerinden de yardım alarak alan belirlemesini yapmaktadır (øçmeli 1993).

Bireyin toplumda yaúarken edinmek durumunda oldu÷u ekonomik, sosyal ve psikolojik gereksinimler, iú kavramını araç niteli÷ine sokmaktadır. Çünkü iú tüm bu gereksinimler için kullanmak zorunda oldu÷u bir araçtır. Hangi kesimde ve düzeyde olursa olsun çalıúma, insana toplum içinde yer ve rol kazandırır. Ona toplumsal nitelikler ve sorumluluklar yükler, toplumla bütünleútirir. ønsan çalıúma, beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karúılayacak gelir düzeyini sa÷ladıktan sonra, sevgi, ilgi, güven, saygınlık, kendini gerçekleútirme, var olma, yaratıcılık gibi ihtiyaçlarına da doyum yolu arar (øçmeli 1993).

Bu kadar önemli oldu÷u düúünülürse iúin özgürce ve mantıklı bir seçim sonrası edinilmesinin, bireyin mutlulu÷unu ne derece etkileyece÷i ortadadır. Di÷er bir ifadeyle kiúi yapmaktan hoúnut olaca÷ı ve kendini öngörece÷i açılardan doyuma ulaúabilece÷ine inandı÷ı bir iúi üstlenmekle, mutlulu÷u bulacaktır (Kılıç 2002).

øú doyumu kavramı beraberinde kalite (iú kalitesi) ve verimli çalıúma problemlerini de getirir. Dolayısıyla kaliteli bir e÷itim ya da herhangi bir iú yapabilmek

(13)

için öncelikli úart, yapılan iúten alman doyum olmaktadır. øú performansının yüksekli÷i verim artıúına sebep olur (øçmeli 1993).

Ça÷daú e÷itim, yarının insanına gerekli olabilecek bilgi, beceri ve anlayıú ile çeúitli kiúilik niteliklerini kazandırmayı amaçlayan etkinliklerin tümünü içermektedir. Kiúinin çevresi ile uyumlu ve olumlu iliúkilerde bulunabilmesi ancak çok yönlü geliúmesiyle mümkündür. Bireyin dünyaya gelirken getirdi÷i kalıtım özelliklerinin yanı sıra, çevre etkileri, yetiúme dürtüsü, yaúantılarından getirdi÷i deneyimler, bilgi ve beceri kazanmak için ortaya konulan çabalar, insanı tamamlamaya yardım eden faktörler olarak, insan yaúamının geliúip serpildi÷i her yerde bulunmalı ve e÷itimi etkilemelidir ( Pehlivan, 1995).

Günümüzde toplumlar sa÷lıklı kuúaklar yetiútirmek için beden e÷itimi ve sporu genel e÷itimin ayrılmaz ve tamamlayıcı bir parçası olarak görmektedirler. Onun için de olayı bir devlet politikası olarak benimseyip insan yaúamının her devresini kapsayacak biçimde yürütürler. Özellikle okullar beden e÷itimi ve sporun sevdirilmesinde ve uygulatılmasında önemli yer tutarlar. Bunu da ancak bu iúten bilimsel olarak anlayan e÷itimcilerin olmasıyla yani beden e÷itimi ve spor ö÷retmenleriyle sa÷lamaktadırlar (Bilge, 1989 ).

Ülkemizde üniversitelere ba÷lı beden e÷itimi ve spor yüksekokul ve bölümlerinde yürütülmekte olan "beden e÷itimi ve spor ö÷retmenli÷i programları" ilkö÷retim ve ortaö÷retim kurumlarında beden e÷itimi ve spor verebilecek nitelikte ö÷retmen yetiútirmeyi hedeflemektedir ( Sunay, 2000).

Beden e÷itimi ve spor ö÷retmeni yetiútirecek ö÷retim elemanlarının bu hedeflerini gerçekleútirilmeleri için gereken motivasyona sahip olmaları, yaúamlarında ihtiyaç duydukları gereksinimleri karúılamalarıyla iliúkili oldu÷u düúünülebilir.

ønsan, bir kısım gereksinimlerini karúılamak için bir örgütte çalıúmayı kabul eder. ønsanı, örgütün amaçlarından çok bu gereksinmelerin karúılanması ilgilendirir. Baúka bir deyiúle iú görenin amacı, örgütün amacı de÷il gereksinmelerinin karúılanmasıdır.

(14)

øú gören kendi amacı de÷il kendi gereksinmelerinin karúılanmasıdır. øú gören kendi amacı ile örgütün amaçlarını tümleútirme yetene÷ine sahiptir. Bu tümleútirme ne düzeyde gerçekleúir ise iú görenin örgütsel amaçlar için çaba gösterme e÷ilimi de o düzeyde yükselir.(Baúaran 1993)

Ça÷daú örgüt ve yönetim kuramları, örgütün insan kayna÷ına büyük önem verirler. øú görenler, örgütsel etkinli÷in yükselmesinde ya da düúmesinde asıl etkendirler. Örgütlerler de iú görenin iúten doyumunu sa÷lamada ya da engellemede asıl etkendirler. Bir örgüt iú görenlerin gereksinmelerini, yeterliklerini ve coúkularını karúılayarak doyumlarını yükseltir, böylece kendi etkinli÷ini sa÷layabilir(Baúaran 1995). øú doyumu kavramını araútırmacılar de÷iúik úekillerde tanımlamıúlardır. Lawler’a göre iúten doyum, bir iú görenin iúini ya da iú yaúamını de÷erlendirme sonucunda duydu÷u haz ya da ulaútı÷ı olumlu duygusal durumdur. Locke, iúten doyumu iú görenin örgütten elde edebildi÷i de÷erlerle gereksindi÷i de÷erleri denk gördü÷ünde ya da ba÷daúabilir buldu÷unda iú görünce duyulan bir duygu olarak tanımlamıútır.(Baúaran 1992)

øúten doyum, iú görenin iúini, iú yaúamını de÷erlendirmesine dayanarak sa÷ladı÷ı haz duygusudur. øú görenin ulaútı÷ı bu haz duygusunun derecesi ne oranda yüksek ise iúinden sa÷ladı÷ı verimde o oranda yüksektir. øúten doyumun içeri÷inde, iú görenin gereksinmelerinin doyumu olmayabilir. Örgüt, iú görenin gereksinmelerinin ancak bir kesiminin doyurulmasından sorumludur. Di÷er yandan iú gören, gereksinmelerinin ancak bir bölümünün örgütçe doyurulmasını bekler. Örgüt, iú görenin beklentilerini ne oranda karúılayabiliyor ise, iú görenin iúten doyumu o oranda artmaktadır. øúten doyum kavramı, güdülenme, moral, iúle özdeúleúme, iúi çekici bulma kavramlarıyla ilgili, fakat bunlarda daha de÷iúik anlam taúımaktadır. øúten doyumun yüksek bir verimle sonuçlanması da beklenemez. øúten doyumun derecesi iú görenden iú görene de÷iúmektedir.

(15)

Bir iú görenin iúten doyumunu etkileyen de÷iúkenlerde úunlardır: - øúin niteli÷i

- øú görene yapılan ödeme - øú görenin yükselme olana÷ı - øú görenin iúinden dolayı övülmesi - øú görenin çalıúma koúulları - Örgütün denetim biçimi

- øú görenin birlikte çalıútı÷ı iú görenlerle iliúkileri - Örgütün ve yönetiminin biçimi

- øú görenin kiúilik özelli÷i

øú görenin yaúamında iúten doyumun büyük önemi vardır. øúten yeterli doyum sa÷layan bir iú gören yaúamaktan hoúlanmakta, yaúamdan doyumunu arttırmaktadır. øúten doyum iú görenin beden ve akıl sa÷lı÷ını korumasına yardım etmekte, sa÷lı÷ını artırmaktadır (Baúaran 1982).

Luthans 'a göre iú doyumunda üç önemli etken vardır. Bunlardan ilki, iú doyumu, iú durumuna duygusal tepkidir. Bu nedenle, görülemez, ancak anlaúılır. øú doyumu genellikle çıktıların ne kadar karúıladı÷ı veya aútı÷ına göre belirlenir. Örne÷in, e÷er örgüt üyeleri aynı bölümdeki di÷er üyelere göre çok daha fazla çalıútıkları halde çok az ödüllendirildiklerini hissediyorlarsa, onlar herhalde iúlerine, iú arkadaúlarına ve yöneticilere karúı olumsuz bir tutum geliútireceklerdir. Bu üyelerde iú duyumsuzlu÷u olacaktır. Di÷er taraftan, üyeler kendilerine e÷er çok iyi davranıldı÷ını, adil bir ücret sistemi oldu÷unu hissediyorlarsa iúlerine karúı olumlu bir tutum geliútirebilirler. Bunlarda da iú doyumu olacaktır. Üçüncü olarak, iú doyumu kendisi ile iliúkili birkaç özellik gösterir. Smith, Kendall ve Hulin beú iú doyumu boyutundan söz etmiúlerdir. Bunlar:

(16)

1- øúin kendisi, 2- Ücret,

3- Yükselme olanakları, 4- Denetim,

5- øú arkadaúları,

olarak sıralanabilir ( Çetinkanat 2000 ).

øú doyumunun önemi tartıúılamaz. Yöneticiler örgütteki iú doyumu seviyesiyle özellikle ilgilenmelidirler. Bunun üç temel nedeni vardır.

1- Doyumsuz personel iúi sık sık aksatır ve iúten istifa etme e÷ilimi yüksektir. Bu yönde çok somut veriler vardır.

2- Doyumlu Personelin daha sa÷lıklı ve daha uzun yaúadıkları ispat edilmiútir 3- Personelin iú doyumu onların iú ortamı dıúındaki kiúisel yaúamlarına da yansır (Robbins 1996).

Bu düúünceden hareketle Orta Karadeniz Bölgesi Özel Ve Devlet Okullarında Görev Yapan Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin øú Doyum Düzeylerinin çeúitli de÷iúkenlere göre de÷iúip de÷iúmedi÷ini belirlenmesi, bu çalıúmanın amacını oluúturmaktadır.

1.1.Kavramsal Çerçeve

1.1.1.Ö÷retmenlik

1.1.2.Milli E÷itim Temel Kanununda Ö÷retmenlik

Ö÷retmenlik günümüzde yüksek ö÷renim isteyen bir meslektir. Milli e÷itim temel kanununda ö÷retmenlik úöyle tanımlanmaktadır:

(17)

"Ö÷retmenlik; devletin, e÷itim ö÷retim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesle÷idir. Ö÷retmenler bu görevlerini Türk Milli E÷itiminin Amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler" (Yetim 1998).

Ö÷retmenin, mesle÷inde baúarılı olabilmesi ve üzerine düúen görev ve sorumlulukların yerine getirebilmesi için mesle÷i ile ilgili bir takım nitelikleri kazanması úarttır. Ö÷retmen; mesleki, özel ve sosyal hayatı için kendisine destek olacak geniú kapsamlı bir genel e÷itimden geçmelidir. Bu, ö÷retmene uzmanlık alanı ile di÷er ö÷retim alanları arasındaki iliúkileri görebilecek bir anlayıú kazandırır. Genel e÷itimle elde edilen seziú, algılayıú ve kavrayıú gücü ö÷retmeni, mesle÷inin uyanık, akıllı ve olgun bir üyesi haline getirir. Ö÷retmen ayrıca, edindi÷i bilgi, görgü ve becerileri okul içindeki ve dıúındaki ortamlarda etkili olarak kullanabilecek güçte yetiúmiú olması gerekir (Yetim 1998).

Ö÷retmen ö÷renci ile devamlı olarak bir iletiúim içindedir. Ö÷renci de, konunun ve ba÷lantılı olarak dersin, okulun ve Milli E÷itimin amaçlan yönünde davranıú de÷iútirmekle sorumludur. Bu durumda ö÷retmenin ö÷renci, ö÷renenin, e÷itim-ö÷retim ve çevre hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Ö÷retmenlik statüsü yalnızca bilgi verme rolünü gerektirseydi, bu iúi ö÷retim makineleri, bilgisayar, radyo ve T.V.gibi araçlarla yapmak mümkün olurdu. En azından teknolojik yönden ileride olan toplumlarda ö÷retmenlik problemi kolayca çözümlenirdi (Çöndü 1999).

(18)

1.1.3.Ö÷retmenin Toplumdaki Konumu

Ö÷retim mesle÷inin icracısı olarak ö÷retmenin de toplumda belirli bir konumu vardır. Ö÷retmen konumunun de÷erlendirilmesi, toplumlara göre farklılık göstermekle birlikte, eskiden genellikle tüm toplumlarda yüksek bir saygınlı÷a sahiptirler. Fakat son yüzyılda ö÷retmenler aúa÷ıda belirtece÷imiz çeúitli etkenler nedeniyle düúük bir konum de÷erlendirilmesine tabi tutulmuúlardır. Bu etkenleri úu noktalarda toplamak mümkündür (Tezcan 1992);

1.1.4.Cinsiyet: Geliúmiú ülkelerde ilkö÷retim ö÷retmenlerinin büyük bir ço÷unlu÷u kadındır. Fakat ço÷unlukla müdür, bölüm baúkanlı÷ı gibi yüksek ücretli konumlar erkekler tarafından doldurulmaktadır. Çünkü annelik durumları onların çocuklarıyla sürekli ilgilenmelerini gerektirdi÷i için, bu yüksek konumları kaybetmelerine ve daha fazla ilerleyememelerine yol açmaktadır.

Kadın ö÷retmenler, erkeklerle eúit ücret almalarına ra÷men, okulda yine de erkek ö÷retmenlere oranla düúük konumda kalmaktadırlar. Bu durum geliúmiú ülkelerde de böyle sürüp gitmektedir. Nedenini kadın hakkındaki genel de÷er yargılarında aramak gerekir.

1.1.5.Ö÷retmenlerin Ö÷renim Derecesi: Aynı okulda ders veren fakülte mezunu bir ö÷retmenle, ö÷retmen okulu mezunu bir ö÷retmenin konumu farklılaúır. Fakülte mezunu bir ortaokul ö÷retmeni, e÷itim enstitüsü mezunundan daha saygılı sayıldı÷ından, aralarında gizliden gizliye bir konum mücadelesi sürüp gider. Aynı okuldan mezun olanlar, birbirlerini daha çok korur ve tutarlar.

1.1.6.Okutulan Konu: Bugün fen bilimleri, pozitif bilimler okutan ö÷retmenler, toplumsal bilimcilere, beúeri bilimcilere oranla daha yüksek bir konuma çıkmıúlardır. Çünkü sanayileúme süreci, teknik elemanlara gereksinim do÷urdu ve bunları yetiútirecek ö÷retmenlerin sayısında bir artıúa neden oldu. Böylece ücretleri de toplumsal bilimcilere oranla daha da arttı.

1.1.7.Ö÷retmenin Toplumsal Kökeni: Ö÷retmenler tüm ülkelerde, genellikle orta sınıftan gelmektedirler. Böylece onlar, bir tür orta sınıf ahlakının koruyucusu

(19)

olmaktadırlar. Daha önceleri ö÷retmenlik, bir toplumsal hareketlilik yolu oldu÷u için saygın ve istenen meslekti. Bu durum bugün kısmen bazı ülkelerde sürmekte ise de, yüksek bir saygınlı÷ı gerektirmemektedir. Bununla birlikte, okul tiplerine göre de ö÷retmenlerin toplumsal kökenleri de÷iúiklik göstermektedir.

1.1.8.Kıdem ve Yaú: Kıdemli ve yaúlı ö÷retmenler, geleneksel Türk "Saygı" de÷erine göre, kıdemsiz ve genç ö÷retmenlerden daha yüksek konumda bulunurlar.

1.1.9.Ba÷ımlılık: Ö÷retmenlerin genellikle bir devlet memuru olmaları nedeniyle hükümetlere ba÷lı olmaları da onların konumunu düúüren bir ö÷e olmaktadır (Tezcan 1992).

1.2.Ö÷retmenlik Mesle÷i

Ö÷retim, bir iú bir u÷raúı alanı olarak ortaya çıkınca, ö÷retmenlik mesle÷i do÷muútur. Ö÷retimin bir meslek olup olmadı÷ı uzun süre tartıúılmıútır. Sonunda ö÷retmenli÷in kendine özgü bir meslek oldu÷u, bir meslekte bulunması gereken her türlü özelliklere sahip oldu÷u konusunda anlayıú birli÷ine varılmıútır (Tezcan 1992).

Milli e÷itim temel kanununun 43. maddesine göre, ö÷retmenlik devletin e÷itim, ö÷retim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesle÷idir. Ö÷retmenler bu görevlerini Türk Milli E÷itiminin Amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifade etmekle yükümlüdürler. Ö÷retmenlik mesle÷ine hazırlık genel kültür, özel alan e÷itimi ve pedagojik biçimlenme ile sa÷lanır (Çöndü 1999).

A. Ferhan O÷uzkan'a göre ise Ö÷retmenlik; niteli÷i ve iúlevi bakımından toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yönden geliúmelerinde etkisi son derece büyük, önemli bir meslektir. Ö÷retmen, ö÷rencilerine ve çevresindeki insanlara kazandıraca÷ı bilgi ve becerilerle kaliteli insan gücü ihtiyacının karúılanmasına dolayısıyla ülke kalkınmasına önemli katkı sa÷lar (Yetim 1998).

Bütün bu tanımlardan da anlaúılaca÷ı üzere ö÷retmenlik, önemi her geçen gün artan bir meslek haline gelmektedir. øú bölümünün geliúmesi sonucu, baúta aile olmak üzere her sosyal kurum kendi ana görevi ile ilgilenmek zorunda kalmakta ve insanlı÷ın gelecek kuúaklara aktarması gereken bilgi ve kültür birikimi sürekli artmaktadır.

(20)

E÷itimin örgütlenmesi ve kurumlaúması, ö÷retmenlik mesle÷inin bir ana meslek olarak desteklenip geliútirilmesini zorunlu kılmıútır. Hatta e÷itim sistemlerinin hem yaú kademelerine hem de bilim ve sanat dallarına göre çeúitlenmesi her ö÷retim seviyesine ve okul cinsine farklı ö÷retmen yetiútirilmesini gerekli kılmıútır (Yetim 1998).

Önemi her geçen gün artan ö÷retmenlik mesle÷ine, e÷itim teknolojisi açısından bakılırsa pek çok görevi oldu÷u görülmektedir. Bunlar: (Akgöl 1996)

1. Ö÷rencilerin sosyo-ekonomik durumlarını yaúlarını, beden ve zihin geliúmelerinin derecesini 've genel yeteneklerinin düzeyini araútırır, ö÷renir.

2. Örnek program tasarısı ya da ö÷retmen kitabındaki örnek hedefleri yoksa kendisine verilen ö÷retim ya da e÷itim programındaki amaç ilke ve açıklamaları ve konulan, o da yoksa ders kitabını inceleyerek okutaca÷ı dersin, kendi ö÷rencilerinin özelliklerine uyacak özel hedeflerini yazar.

3. Yukarıdaki kaynaklara baúvurarak saptamıú oldu÷u her hedef için bir takım hedef-davranıúlar hazırlar.

4. Ö÷rencilerin söz konusu dersle ilgili geçmiú yaúantılarını saptar.

5. E÷itim durumlarını saptar, bu; o e÷itim durumlarının yardımıyla edinilecek e÷itim yaúantılarını, hangi e÷itim araçlarını, hangi yöntem ve tekniklerle nasıl kullanılarak kazandırılaca÷ına karar vermek demektir.

6. Hedef davranıúlara götürecek yaúantıların kazandırılması sa÷lar. Bu aúama, çevre ayarlamasının gerçe÷e dönüútürüldü÷ü aúamadır. Hedef davranıúlara ulaúma bu aúamanın sonunda gerçekleúir.

7. De÷erlendirme yapar. E÷itimin sürdürülmesi sırasında, yaúantılar kazandırıldıkça ö÷retmen, zaman zaman ö÷rencilerinin, saptanmıú olan hedef-davranıúlara ulaúıp ulaúmadıklarını, daha önceden hazırladı÷ı sınama araçlarını uygulayarak kontrol eder.

(21)

1.3.Türkiye'de Ö÷retmenlik Mesle÷i

Ülkemizdeki e÷itim sisteminin Cumhuriyet'ten bu yana bir genel de÷erlendirilmesi yapıldı÷ında çok de÷iúik sayısal ve niteliksel sorunlara çeúitli biçimlerde çözümler arandı÷ı anlaúılmaktadır. Ancak bu çabalar sorunları ortadan kaldırmaya yetmemiú daha da arttırarak günümüze kadar getirmiútir. Gerek çabaların sistematik bir biçimde yürütülmemesi gerekse sorunların, tek yanlı olarak ele alınması nedeniyle kalıcı çözüm yolları bulmak mümkün olamamıútır. Örne÷in birkaç yıl önce bazı branúlarda ö÷retmen eksikli÷inin nasıl giderilece÷inden yakınılırken plansız geliúmeler sonucu aynı branúlarda ö÷retmen fazlasının ne yapılaca÷ından söz edilmektedir (Küçük Ahmet 2001).

Bu do÷rultuda 1980'lerin sonlarında ve 1990'ların baúlarında, ülkemizde özellikle ilkö÷retim ö÷retmenli÷i kıtlı÷ı nedeniyle, meslekte olmayan kimselerin ö÷retmenlik yapabilmesi, herkesin ö÷retmen olabilece÷i de÷er yargısını do÷urmuú ve ö÷retmenin statüsü yönünden olumsuz bir durum ortaya çıkmıútır. Oysa mesleklerin karmaúıklık ve güçlülük dereceleri ile zekâ bölümleri arasında yapılan araútırmada, ö÷retmenlik en yüksek zekâ gerektiren mesleklerden biri olarak belirlenmiútir (Korkmaz 1997).

Ülkemizde de, di÷er bazı ülkelerde oldu÷u gibi de÷er sistemi belirlenmemiútir. ùimdiye de÷in buna gereksinim duyulmamıútır. Ayrıca ö÷rencinin meslek ahlakı da belli de÷ildir. Böylece meslekte de÷er sistemi konmadı÷ı için kiúisel de÷erler egemen olmaktadır. Toplumumuzda ö÷retmenlik tüm kiúilerce kabul edilmiútir. Fakat bu kabulleniú, onun en basit mesleklerden birisi oluú biçiminde geliúmiútir. Örne÷in düne kadar halk arasında, hiçbir yerde dikiú tutturamayan bir kimseye "Hiç olmazsa ö÷retmen ol bari" çok yaygındır. Fakat daha çok ilkö÷retim ve orta ö÷retim bakımından söz konusu edilmektedir. Oysaki ö÷retmenlik, yüksek dereceyle beceri ve entelektüel çaba gerektirir. Meslek, genel saygınlık sıralamasına göre alt sıralarda yer almasına karúın kadın için yüksek saygınlı÷ı olan bir meslektir. Ayrıca birçok gözlemci, kadınların yaúam biçiminin ve iú yönelimlerinin bu mesle÷e çok uygun oldu÷unu ileri sürmüúlerdir (Tezcan 1992).

(22)

Türkiye'de ö÷retmenlik mesle÷inin di÷er ülkelerle aynı ve ayrı olan yanları elbette bulunmaktadır. Ancak bu baúlık altında önemli olan ülkemizde ö÷retmenli÷in bazı özelliklerinin ortaya konmasıdır. Bu özellikler aúa÷ıdaki gibi sıralanır.

• Türkiye'de kamu görevlilerinin yaklaúık 1/4 'ü ö÷retmendir.

• Ö÷retmenlik kadınların yo÷un olarak çalıútıkları bir meslek dalıdır. • Ö÷retmenlik daha çok alt ve orta gelir grupların tercih etti÷i bir meslektir.

• Ö÷retmenlik mesle÷inde kariyer yapma ve mesleki geliúim imkânları çok sınırlıdır. Kurum düzeyinde ö÷retmenlerin kendilerini geliútirmeleri için kaynak ayrılmamaktadır. Geleneksel olarak hizmet içi e÷itim faaliyetleri sürdürülmektedir. Ancak hemen tüm taraflar bu faaliyetlerin yetersizli÷inde hemfikirdir. Ö÷retmenlerin mesleki geliúimini sa÷lamak amacıyla görülen önemli bir adım ise son yıllarda gözlenmektedir. Lisansüstü yapan ö÷retmenlerin çalıúma yaptıkları üniversitenin bulundu÷u il merkezine en azından yakın ilçelere tayini yapılmaktadır.

• Mesle÷in önemli bir kısmını oluúturan kadın üyeler yarım gün çalıúma ve uzun tatiller için mesle÷e yöneldiklerini belirtmektedirler. Bu durum onların yükselme iste÷ini de azaltmaktadır. Nitekim yazarların gözlemlerine göre, 1998 yılında Gazi üniversitesinde düzenlenen yönetici e÷itimi programına katılan kadın ö÷retmenlerin sayısı yok denecek kadar azdı.

• Ülkemizde yaygınlaúmaya baúlayan özel ö÷retim kurumlan ve özel dershaneler nitelikli ö÷retmenlerin yüksek kazanç elde etmelerine imkân sa÷lamaktadır. Devlet büyük iúveren oma konumunu korumakta ise de özel kesim de büyük bir atılım içerisindedir (Özdemir 2000).

(23)

1.4.Ö÷retmenin Sosyal Rolü

Toplumsal rol ayırt edici, belirli bir toplumsal konum etrafında toplanmıú davranıú kalıplarıdır. Esasen kiúiye toplumsallı÷ını verende onun oynadı÷ı rollerdir. Sosyolojik açıdan toplumsal kiúilik, bireyin oynadı÷ı bütün rollerin toplamıdır. Toplumsal rol, bir kiúinin ne yaptı÷ını gösteren iúlevsel ve dinamik bir kavramdır. Konum ise bu rolün önemine verilen de÷erdir. Toplumsal gereksinim tarafından belirtilir ve nitelenir(Tezcan 1992).

Ö÷retmenlik sosyal bir meslektir. Ö÷retmen okulda gerek arkadaúlarına, gerek davranıúlar göstermek zorundadır. Bir ö÷retmenin mesleki açıdan sosyal rolleri olabilir, özel okul, ilkö÷retim ve lise ö÷retmeni olma durumlarına göre, uyacakları sosyal normlar tamamen de÷iúik olabilir. Her çeúit ö÷retmenin az çok uyacak belirlenmiú rolleri, fertlerin tüm yaúantılarını etkiler. Okul, hem ö÷retmenin davranıúlarını hem de birçok meseleye karúı durumlarını düzenler; çeúitli konulardaki fikirlerine, ideolojilerine ve bu hatta algılarına etki eder. Ö÷retmenin sosyal rolü ona bir statü ve iktidar sa÷lar (Yetim 1998).

Ö÷retmenlerin rolleri çeúitli alt rollerin bileúimidir. Bunlar çevre ve okuldaki rolleri olmak üzere iki gurupta toplanabilir. Genellikle, hem çevre kalkınması eylemlerine katılması, hem sosyolojik bir yabancı gibi yaúaması, beklenir. økincisi, ö÷retmenin çevredeki di÷er bireylerden farklı yaúaması, tarafsız davranması ve kutsal bir imaj olarak görünmesi dileklerinin sonucudur. Bu davranıúları göstermezse, çevresiyle senli benli olaca÷ı ve etkisini kaybedece÷i düúünülür. Bunlardan baúka, ö÷retmenden sosyal ve devrimci olarak kendisini kamu hizmetine adaması ve ahlak ölçülerini koruması beklenir(Bursalıo÷lu 1991).

Ö÷retmenin okulda ki rolleri içinde en önemlisi bilgi yayıcılıktır. Böylece, ö÷rencilerinde toplumca de÷er verilen de÷iúmeleri meydana getirir. Ayrıca, ö÷retmenin okulda disiplincilik, yargıçlık ve sırdaúlık gibi rolleri vardır. Etrafındaki yetiúkinlerle olan iliúkilerinde ise, bazen lider, bazen lideri izleyen grup üyesi rolünü oynar(Bursalıo÷lu 1991).

(24)

Ö÷retmenin yukarıda açıklanan çeúitli rollerinin zaman zaman birbirileriyle çatıúmasından kaçınılmaz. Örne÷in, liderlik ve disiplincilik, çevre kalkınmacılı÷ı ile sosyolojik yabancılık, tarafsız kamu hizmeti ile sosyal devrimcilik bunlar arasındadır. Di÷er yandan, evinde ana veya baba davranıúından memnun kalmayan çocuk, bu gereksinmesini karúılamak için, ö÷retmenini böyle bir imaj içine sokabilir. Bu e÷itim ve duygu, bazen ö÷retmen tarafından gelebilir. Bunlardan baúka, ö÷retmenin sosyal ve ekonomik durumu, vatandaúlık anlayıúı, çevrenin tutumu, ö÷retmenin oynaması beklenen roller arasında çatıúmalara yol açabilir. Bununla beraber, bu çatıúmalar gözde büyütülmemelidir. Çünkü ö÷retmen kadar di÷er meslek üyelerinde de böyle rol çatıúmaları olabilece÷i gibi, bu çatıúmaların mutlaka kiúilik bölünmesi ile sonuçlanması gerekmez. Sa÷lam bir de÷er sistemi olan ö÷retmen, çatıúan bu roller arasında denge kurabilmek ve sürdürebilmek olana÷ını bulacaktır. Bu de÷er sistemi ise, ö÷retmenin kiúisel oldu÷u kadar mesleksel yetiúmesinin ürünü olacaktır (Yetim 1998).

Ö÷retmen, mesle÷inin gerektirdi÷i sosyal rolleri ise daha sonra ö÷renir. Sosyal hayatta rollerin ö÷renilmesi çocukluktan itibaren baúlar. Çocuklar önce baúkalarının rollerini izlerler, be÷endiklerini taklit ederler, buradan giderek kendi davranıúlarını geliútirirler. Bazı e÷ilimlerinin geliúmesi de çocukları bazı sosyal rolleri benimsemeye sevk eder. Bu durum mesleki sosyalleúmeye kadar devam eder. Daha sonra gördü÷ü meslek e÷itimi ve meslek hayatı onun e÷ilimlerine ne kadar çok uyuyorsa, o da mesle÷inin rollerini o kadar içten benimser. Ö÷retmenlik mesle÷i de bu silsileyi takip ederek özellikle meslekte tecrübe ile kazanılır (Yetim 1998).

Kalkınan bir memleket ve ulus olarak bizim toplumumuzda ö÷retmenin rolü gitgide artmakta, buna karúılık çeúitli nedenlerle statüsü azalmaktadır. Bunların baúında, meslek ile devletin, kasıtlı fakat gereksiz sürtüúmeleri gelmektedir. økincisi, yönetime politikanın girmesi sonucunda ö÷retmenin problemini yöneticiden çok politikacıya götürmesi ve karúılı÷ında mesleksel ba÷ımsızlı÷ından özverilik yapmak zorunda kalmasıdır. Bu konuda dikkati çeken gerçek úudur ki, Türk ö÷retmeninin statüsü, en yüksek derecesine Atatürk ça÷ında ulaúmıútır. Bu yükselmenin bir nedeni, binlerce ö÷retmenin, Kemalist Felsefe ve devrimlerin isimsiz kahramanları olarak hizmet etmiú olmasıdır (Bursalıo÷lu 1991).

(25)

Ayrıca ülkemizdeki ö÷retmen kıtlı÷ı da, dıúarıdan alınan kimselerin ö÷retmenlik yapmalarına neden olmuú, bu durum, herkesin ö÷retmenlik yapabilece÷i anlayıúını do÷urmuú ve dolayısıyla ö÷retmenlik, konumu yönünden olumuz bir durum yaratmıútır (Tezcan 1992).

1.5.Beden E÷itim ve Ö÷retmenli÷i

1.5.1.Beden E÷itimi

Beden e÷itimi, iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmanın baúlıca unsuru olan insan gücünün beden ve ruh sa÷lı÷ını ve bütün yapısının dengeli olarak geliútirilmesini sa÷layan faaliyetlerdir. Bir baúka ifadeye göre beden e÷itimi, fertlerin hareket tecrübeleriyle meydana çıkarttı÷ı bir de÷iúim süreci ve aynı zamanda fiziki aktiviteler yoluyla insanın bütün e÷itimi ile ilgili bir faaliyet ya da e÷itim úekli olarak tanımlanabilir. Hem beden e÷itimi hem de spor, fertleri fiziki, zihni, moral ve sosyal yönlerden etkilemektedir. Kiúilik ve karakter niteliklerinin geliútirilmesinde beden e÷itimi ve sporun müspet katkıları vardır (Yetim 1998).

Yine Beden E÷itimi; insanın fiziksel, ruhsal ve zihinsel niteliklerini bulunulan taúın ve genetik kapasitenin gerektirdi÷i verim gücüne ulaútırmak amacıyla rekabet olmaksızın yapılan faaliyetler bütünüdür (Morpa 1997).

Bir baúka tanıma göre ise Beden E÷itimi; fiziksel hareketlerin planlı bir geliúme do÷rultusunda yaúantıya dönüútürülmesidir (Nebio÷lu 2004).

Bir di÷er tanıma göre ise Beden E÷itimi; insan bütününü oluúturan fiziki, ruhi ve zihni vasıfların bulundu÷u yaúın ve genetik potansiyelin gerektirdi÷i verim gücüne ulaútırılması için bedeni aktiviteler ve oyun yoluyla yapılan faaliyetlerin bütünüdür (ùahin 2002).

1.5.2.Beden E÷itiminde Genel Amaçlar

ønsan vücudunun belli maksatlar için e÷itilmesi düúüncesi insanlı÷ın evren üzerindeki varlı÷ı kadar eskidir. Canlılı÷ın tek belirtisi olan hareket aynı zamanda vücut e÷itiminin de vasıtasıdır. ølkel zamanlarda zorunlu yaúama faaliyetleri úeklinde

(26)

görülmektedir. Bunlar az çok, kiúinin hayatta kalımı için ve insanın içgüdüleriyle yapılan do÷al hareketler olarak nitelenir (Çobano÷lu 1999).

Ancak beden e÷itimi etkinlikleri yalnız yaúamın korunması ve geliútirilmesine yardım etmez, insanı ruhsal ve düúünsel yaúama yönelterek kendi biyolojik varlı÷ım da yüceltir. Bu bakımdan beden e÷itiminde yetenek de÷il, e÷itim istiyoruz. Etkinlikler katı bir úema içinde ele alınan zorunlu bir düzenleme ile de÷il, organik bir düzen ve oyun-spor ortaklı÷ı içinde kiúinin arzusuna uygun olarak serbest çalıúma ile baúarılmasıdır (Özmen 1978).

Atatürk ølke ve ønkılâpları, Anayasa, Milli E÷itim Temel Kanunu ve Türk Milli E÷itiminin temel amaçlan do÷rultusunda, ö÷rencilerin geliúim özellikleri de göz önüne alınarak onların; kiúisel ve toplumsal yönden sa÷lıklı, mutlu iyi ahlaklı ve dengeli bir kiúilik sahibi olmaları, yapıcı, yaratıcı ve üretken, milli kültür ve de÷erlerini ve demokratik hayatın temel ilkelerini benimsemiú bireyler olarak yetiútirilmeleri genel amaçtır. Bu genel amaçlar úu úekilde oluúturulmuútur (Çöndü 1999).

• Her Türk çocu÷unu iyi insan, iyi vatandaú olması için gerekli olan temel bilgi, beceri ve davranıútan kazandırabilme.

• Her Türk çocu÷unu ilgi ve yetene÷i do÷rultusunda yetiútirerek hayata veya daha üst düzeye hazırlamaktır. Beden e÷itiminin bu genel amaçlan do÷rultusunda belirlenen Temel E÷itimin (ilkö÷retim) ve Lise ve Dengi Okullar Beden E÷itimi Dersi Ö÷retim Programlan Kitapçı÷ında ele alınarak gösterilmiútir. Milli E÷itim Bakanlı÷ına ba÷lı her kademedeki beden e÷itimi ö÷retmenlerinin bu amaçları benimseyip ve gerçekleútirmek için çaba göstermeleri beklenir.

1.5.3.Okullarda Beden E÷itimi Derslerinin Genel Amaçları

Okullardaki Beden E÷itimi etkinliklerinin düzenli iúlemesinin temelini beden e÷itimi dersleri oluúturur. Okullarda beden e÷itimi dersleri önemli yer tutar ve ö÷rencilere zorunlu olarak bu ders haftada iki saat verilmektedir (Ba÷ırova 1998).

Temel e÷itim veya ilkö÷retim Beden E÷itimi Dersi Genel Amaçları 1. kademe ve 2.kademe (ølkö÷retim-Ortaö÷retim) düzeyinde, ølkö÷retim ve Ortaö÷retim Okulları

(27)

Beden E÷itimi Dersi Ö÷retim Programı içinde genel amaçlar aúa÷ıdaki gibi belirlenmiútir.

• Atatürk'ün ve düúünürlerin Beden E÷itimi ve Spor konusunda söyledikleri sözleri açıklayabilme.

• Bütün organ kas ve sistemlerini seviyesine uygun olarak güçlendirme ve geliútirebilme.

• Sinir kas eklem koordinasyonunu sa÷layabilme. • øyi duruú alıúkanlı÷ı edinebilme.

• Beden e÷itimi ve sporla ilgili temel bilgi, beceri, tavır ve alıúkanlıkları edinebilme.

• Ritim ve müzik eúli÷inde hareketler yapabilme.

• Halk oyunlarımızla ilgili bilgi ve beceriler edinme ve bunları uygulamaya istekli olabilme.

• Milli bayramlar ve kurtuluú günlerinin anlamını ve önemini kavrama, törenlere katılmaya istekli olabilme.

• Beden E÷itimi ve Sporun sa÷lı÷a yararını kavrayarak boú zamanları spor faaliyetleri ile de÷erlendirmeye istekli olabilme.

• Temel sa÷lık kuralları ve ilk yardım ile ilgili bilgi, beceri, tavır, alıúkanlıklar edinebilme.

• Tabiatı sevme, temiz hava ve güneúten faydalanabilme.

• øúbirli÷i içinde çalıúma ve birlikte davranma alıúkanlı÷ı edinebilme. • Göreve sorumluluk alma, lidere uyma ve liderlik yapabilme.

(28)

• Dostça oynama ve yarıúma kazanma, takdir etme, kaybetmeyi kabullenme, hile ve haksızlı÷ın karúısında olabilme.

• Demokratik hayatın gerektirdi÷i tavır ve alıúkanlıklar edinebilme. Kamu kaynaklarını iyi kullanma ve koruyabilme (Nebio÷lu 2004).

1.5.4.Ö÷retmen Adayının Yetiútirilmesi

Beden e÷itimi ve spor ö÷retmeni yetiútiren bir okulun beú ö÷esi bulunmaktadır. Bunlar "Ö÷retmen, ö÷renci, araç-gereç ve malzeme ile yakın çevre"dir. Ö÷retmen yetiútiren kurumların e÷itim programları ve bu programlara iliúkin canlı ve cansız de÷iúkenlerin tümünün nitelikli olması, yani sürekli geliútirilmesi önemlidir. Bireysel farklılıklardan dolayı ö÷renciye derslerde kazandırılamayan davranıúlar, ders dıúı etkinlikler aracılı÷ıyla kazandırılma yoluna gidilmelidir. Nitelikli bir beden e÷itimi ve spor ö÷retmeni; Klasik ça÷ felsefi düúünceye sahip olarak yetiútirilmelidir. Hümanistlik anlayıúı, insan e÷itimini ön plana çıkartan bir anlayıú ve felsefe e÷itimi önem taúımaktadır. Erdemli olmak bilgili olmaya da ba÷lıdır. Beden e÷itimi ve spor ö÷retmenlerinin bilgili ve erdemli olarak yetiútirilebilmesi için de ö÷retmen yetiútiren ö÷retmenlerin bu özelli÷e sahip olmaları gerekir. Di÷er branúlara ö÷retmen yetiútiren kurumlar gibi, beden e÷itimi ve spor ö÷retmeni yetiútiren kurumlar da izlemektedir. Nitelikli bir beden e÷itimi ve spor ö÷retmeni yetiútirilmesinde ö÷renci yo÷un ders programının altında ezilmemeli, ö÷retmen adayı programın üstüne çıkartılmalı, adayın imgeleme gücü geliútirilmeli, özgürleúmesi sa÷lanmalıdır (Pehlivan 1998).

1.5.5.Nitelikli Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Önemi

Nitelikli beden e÷itimi ve spor ö÷retmeni yetiútirme; hem bireysel olarak ö÷retmenin kendi gereksinmelerini ve hem de toplumun gereksinmelerini karúılamada, üst düzeyde davranıúlar geliútirebilmesi anlamına gelmektedir. Nitelikli ö÷retmen, kendisinin, yakın çevresinin ve içinde yaúadı÷ı toplumun geliúmesine katkıda bulunan ö÷retmendir (Pehlivan 1998).

Buna ra÷men, okullardaki beden e÷itimi ö÷retmeni di÷er meslek ö÷retmenleri gözünde, ö÷rencilerine bir úey yaptırmadıkları ve onlara hiçbir úey ö÷retmedikleri

(29)

yönündedir. Hâlbuki beden e÷itimi ö÷retmeni, genel e÷itimin ayrılamaz bir parçasıdır. Bir beden e÷itimi ö÷retmeninin, okuldaki boú bulunan bir matematik dersine girmesi, hiçbir zaman düúünülmezken -ki normali de böyledir- bir matematik ö÷retmeni okuldaki boú bulunan bir beden e÷itimi dersine girebilmektedir. Okuldaki beden e÷itimi ö÷retmeninin ülkemiz sporuna kazandıracakları elit sporcu adayları sayesinde, ülkemizin di÷er ülkeler nezdinde çok büyük spor organizasyonlarında üst platformlara çıkarak altın madalyalar kazanmaları ve göndere bayra÷ımızın çekilmesi, so÷uk savaú halinde olan ülkelerin günümüz dünyasında spor yoluyla birbirlerine üstünlük sa÷lamaları beden e÷itimi ö÷retmenlerinin önemini arttırmaktadır ve ülkemizde spora iliúkin toplumsal mantalitenin olumlu yönde geliúmekte oluúunun bir kanıtı sayılmak gerekir (Kılcıgil 1998).

Arslan ve Pehlivan, nitelikli bir beden e÷itimi ve spor ö÷retmeninde bulunması gereken özelliklere yönelik 100 ortaö÷retim ö÷rencisi üzerinde yaptıkları araútırmada ilk 11 sırada úu özellikleri bulmuúlardır (Pehlivan 1998).

(30)

ÖöRETMEN ÖZELLøKLERø % Kiúilikli, anlayıúlı, iyi huylu, hoú görülü, sevecen ve saygılı olmalı 60.

Kültürlü ve bilgili olmalı 55.

Etkili iletiúim kurabilmeli, sosyal olmalı 50.

Ö÷retme becerisi ve konuúma yetene÷i iyi olmalı 46.

Planlı ve programlı olmalı, ders ortamını iyi düzenlemeli 45.

Sportmen olmalı 35.

Tarafsız ve adil olmalı 29.

Disiplinli ve otoriter olmalı 28.

Ö÷rencilerle birebir olarak ilgilenmeli 26.

Dersini ve sporu sevdirmeli 25.

Ö÷renciyi yönlendirmeli ve teúvik etmeli, rehberlik yapmalı 22.

Baúarılı beden e÷itimi ö÷retmenli÷i iyi bir iletiúimi gerektirir. Bu alanda mesleklerini baúarıyla yapanlar "øletiúim" konusunda ustadırlar ve iliúkilerinde oldukça etkileyici olurlar (Konter 1996).

1.5.6.Beden E÷itimi Ö÷retmenlerinin Asli ve Sosyal Görevleri

Beden E÷itimi ö÷retmenlerinin mesleki faaliyetler içinde 5 ana bölümde incelenen görevleri, 1997 ve M.E. B. 2099 sayılı Tebli÷ler Dergisi'nden alınarak düzenlenmiútir

(31)

• Beden E÷itimi Dersi øle ølgili Hususlar; Her ö÷retmen ders içi çalıúmaları içinde okul idaresine müfredata uygun olarak hazırlayıp verdi÷i yıllık plan ve buna uygun olarak hazırlamak zorunda oldu÷u Günlük Planı takip etmek ve bununla ilgili hususları yerine getirmekle yükümlüdür.

• Spor Kolu Çalıúmaları; Beden E÷itimi ö÷retmeni, okul idaresiyle birlikte yönetmeli÷e uygun bir spor kolu oluúturur. Ders saatleri dıúında spor kolu faaliyetleri olarak, sınıflar, gruplar ve okullar arası çeúitli spor karúılaúmalarına yer verilir, bu çalıúmalarda ders yılı baúında hazırlanacak programda istenilen amaçlara ulaúmaya çalıúır.

• øzcilik Faaliyetleri; Bugün kademeli olarak yapılan izcilik faaliyetlerinden her okul ö÷rencilerini istifade ettirmek gerekir. Bu faaliyetleri sa÷lıklı yapabilmek için her beden e÷itimi ö÷retmeninin açılan izcilik kurslarına katılarak bu çalıúmalarını daha ileri seviyede yapabilirler.

• Okulun Açılıú Kapanıú ve Bayrak Törenleri; Yeni e÷itim- ö÷retim yılına baúlarken ö÷rencilerin törendeki konumları ve genel görüntülerinin iyi olması beden e÷itimi ö÷retmenlerinin sorumlulu÷udur. Ayrıca hafta baúı ve sonu da bayrak törenleri yapılmaktadır. Bu törenlerde tüm idareci, dersi olan ö÷retmen ve ö÷renciler katılmak zorundadır. Okulda müzik ö÷retmeni yoksa istiklal marúının yönetimini bir beden e÷itimi ö÷retmeni yerine getirir (Çöndü 1999).

Beden E÷itimi ve Spor Ö÷retmeni okulda ve çevrede mesle÷i gere÷i daha çok sosyal faaliyetlerde bulunur. Bu sebeple ö÷renciyle, idare ve di÷er meslektaúlarıyla ve çevresiyle daha yakın iliúki kurar. Mesle÷inin ve spor branúının gere÷i ö÷renciye, gençli÷e ve topluma karúı sosyal yönden sorumlulukları ve etkileri oldukça yo÷undur.

Beden E÷itimi ve Spor Ö÷retmeninin sosyal görevlerini aúa÷ıdaki gibi özetlemek mümkündür.

• Türk Milletinin milli, manevi, insani, ahlaki, kültürel ve tarihi de÷erlerini bilen, benimseyen, koruyan ve geliútiren, ailesini, vatanım, milletini, insanları, seven

(32)

daima yüceltmeye çalıúan milli, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletine karúı görev ve sorumluluklarını yerine getiren,

• Okulda ve çevrede tutarlı davranıú gösteren etkili bir iletiúim gücüne sahip, dil, ırk, cinsiyet ve din ayrımı gözetmeyen Türkçeyi iyi do÷ru ve anlaúılır bir úekilde kullanan, do÷a, çevre ve tarihi de÷erlere karúı duyarlı ve bilinçli, mesle÷inin sorumlulu÷unu hisseden,

• Çevresiyle sa÷lıklı iúbirli÷i yapabilen grup dinamizmi psikolojik bilgiye sahip ve zamanını faydalı bir úekilde de÷erlendiren,

• Demokratik bir e÷itim ortamı hazırlayan, ö÷renciyle yakından ilgilenen ve onların sorunlarına duyarlı, okul içi ve dıúı spor organizasyonlarının oluúturulmasında görev alan, çocuklara ve gençlere sporu sevdiren ve onları spora yönelten, gençlerin boú zamanlarını rasyonel kullanmalarını, düzgün davranıú kazanmalarını ve gençli÷in kötü alıúkanlıklardan uzaklaútırılmasını ve bu konularda bilinçlendirilmesini sa÷layan,

• ønsanların bedenen geliúmeleri yanında onların, bilgili, hoúgörülü, demokratik kiúiliklerinin ön plana çıkarılması ve centilmenli÷in tüm toplum fertlerinin karakteri haline gelmesine yardımcı olan,

Beden e÷itim ve spor ö÷retmeni, ayrıca mesle÷ini seven, iúine ba÷lı, beden ve ruh yapısı bakımından sa÷lam ve sa÷lıklı, kendini, hareketlerini, davranıúlarını kontrol edebilen, ö÷rencilerine ve iliúkisi olan insanlara karúı saygılı, hoúgörülü, adil, tarafsız, ahlaklı, karakterli, sorumluluk sahibi ve demokratik, vatan, millet ve insan sevgisiyle dolu, haklarını bilen ve koruyan ve di÷er insanlara da bunları ö÷reten, faal, müteúebbis, cesur, güvenilir ve feragat sahibi olan kiúidir (Yetim 1998).

1.3. øú Doyumu ve Önemi

øú, örgütsel ortamda belirli bir zaman diliminde gerçekleúen beraberindeki iliúkileri getiren ve ücret karúılı÷ı giriúilen mal ve hizmet üretme çabasıdır. øú insanın bilinçli olarak giriúti÷i üretici etkinliktir. øú sosyal ve ekonomik sistem içinde kiúinin meslek adı altında yerine getirdi÷i ve toplum içinde almıú oldu÷u rollerden biri olarak tanımlanabilir (Orhan, 1997). Doyum ise; çalıúanların iú yaúamının de÷erlendirilmesi

(33)

sonucu ulaútı÷ı haz duygusudur. Çalıúanların ulaútı÷ı bu haz duygusunun derecesi ne oranda yüksek ise iúinden sa÷ladı÷ı doyum da o oranda yükselir. Doyum duygusal bir tepki oldu÷undan çalıúanların ne oranda doyuma ulaútı÷ı ancak iúe bakıú yolu ile tanımlanabilir. Bireyin sözlü tutumu ile iúinden ne derece doyum sa÷ladı÷ını göstermesi de gözlenebilir. Bu gözlem doyumu bir davranıú olarak nitelendirmektedir (Sabuncuo÷lu ve Tüz, 1998).

Kiúisel, duygusal ve sosyal içerikli bir kavram olan doyum, bir baúka birey tarafından do÷rudan gözlenemeyen yalnızca ilgili birey tarafından hissedilerek tanımlanabilen ve ifade edilebilen iú zevki veya iú huzurunu anlatır. Doyum, bireyin mutlu olmasını ve yaúamından, iúinden, iliúkilerinden ve çevresinden hoúnutluk duymasını ifade etmektedir (Örücü, 2006). Dolayısı ile iú doyumu, bireyin yaptı÷ı iúten bekledi÷i ile o iúten gerçekte ne aldı÷ı arasında algılanan iliúkinin ve bireyin iúine ne kadar önem veya de÷er yükledi÷inin bir fonksiyonu olarak ele alınabilir (Avcı ve Karatepe, 2005).

øú doyumu, iúin kapsamı ve iú ortamına karúı bireyin olumlu tutumlarının tümüdür. Çalıúanların iúlerinden duydukları hoúnutluk veya hoúnutsuzluktur (Özgen ve di÷. 2002). Konuya bu açıdan bakıldı÷ında kritik noktanın, kiúinin iúinden ne bekledi÷i ve gerçekte ne elde etti÷i arasındaki uyum oldu÷u, daha açık deyiúle beklentiler ve elde edilenlerin birbiri ile örtüúmesi oldu÷u görülmektedir. Kiúinin yaptı÷ı iú, beklentileri karúılıyorsa iú doyumu ortaya çıkacaktır. øúe karúı pozitif tutum iú doyumuna eú de÷erdir. øúe karúı negatif tutum ise iú doyumsuzlu÷u olarak adlandırılabilir. Bireyin iú yerinde yüksek iú doyumu hissetmesi, bu kiúinin genelde iúini sevdi÷i ve iúine olumlu yönde de÷er verdi÷i sonucunu ortaya koymaktadır (Tütüncü, 2000:108). Çeúitli araútırmacılar tarafından iú tatmini hakkında tanımlar yapılmıútır. Lockem ise iú doyumunu, bir bireyin iúini ya da iúle ilgili yaúantısını memnuniyet verici veya olumlu bir duygu ile sonuçlanan bir durum olarak takdim etmesi úeklinde tanımlamıútır (Akt. Çetinkanat, 2000).

Yapılan birçok tanımdan hareketle iú doyumu, iú görenin yaptı÷ı iúe iliúkin beklentileri ve bu beklentileri karúılama düzeyine göre oluúan olumlu ya da olumsuz tutumlarının tamamıdır úeklinde tanımlanabilir.

(34)

Çalıúan insanların yaúamlarının büyük bir kısmı iú ortamında geçmektedir. øú ortamında karúılaúılan her farklı durum, birey için sorun haline gelebildi÷i gibi bireyin geliúimine katkı da sa÷layabilir. ønsanlarla çalıúmayı gerektiren mesleklerde duygusal süreçlerin yo÷unlu÷u, sürekli insanlarla iliúki ve etkileúimin gereklili÷i kiúilik özelliklerinin çalıúmaları etkilemesi stresin daha yo÷un yaúanmasına neden olabilmektedir (Ergin, 1992).

øú doyumunun üç önemli özelli÷i vardır. øúle ilgili bir duruma duygusal tepki bunlardan birincisini oluúturur. øú doyumunun bu yönü görülmez sadece anlaúılır. økincisi ise, iú doyumunun genellikle çıktıların beklentileri ne kadar karúıladı÷ına göre belirlenir. E÷er iú görenler aynı bölümdeki di÷er iú görenlere göre daha fazla çalıútıkları halde daha az ödüllendirildiklerini hissediyorlarsa iú arkadaúlarına, yöneticilerine ve iúlerine yönelik olumsuz tutum geliútireceklerdir. Üçüncü ve son olarak iú doyumu kendisi ile iliúkili bazı özellikler taúımaktadır. Smith, Kendal ve Hulin beú iú doyumu tutumundan söz etmiútir. Bunlar (Akt. Çetinkanat, 2000);

a- øúin Kendisi: øú görenin yaptı÷ı iúin; sorumluluk alma úansı, ö÷renme fırsatı ve ilginç görevler sa÷lama derecesi.

b- Denetim: Amirin teknik yardım ve bizzat katkı sa÷lamadaki yetenekleri.

c- Yükselme Olanakları: Hiyerarúik sıralamada ilerleme úansı.

d- Ücret: Parasal ödüllerin miktarı ve örgütte eúitlik ilkelerine göre da÷ıtılma derecesi.

e- Çalıúma Arkadaúları: Birlikte iú yapılan kiúilerin sosyal katkı ve iú yeterlilik dereceleri.

Yöneticiler, personellerin iú doyumları ile ilgili olarak üç nedenle konuya yaklaúırlar: Birincisi, doyumsuz iúçi, iúten kaçar ve mümkün oldu÷unca iúten ayrılmanın ve baúka bir iúe geçmenin yollarını arar. Bu hareket örgüte zarar verir. økincisi, iú doyumu yüksek olan birey daha sa÷lıklıdır. Üçüncüsü, doyuma ulaúan iúçi olumlu

(35)

davranıúlarını hem iú yerinde hem de sosyal yaúantısında ve aile iliúkilerinde sürdürür. Doyumsuz iú gören ise hem iú yerinde hem de sosyal yaúantısında sorunludur (Özkalp ve Kırel, 2005:138).

1.3.1. øú Doyumunun Benzer Kavramlarla øliúkisi

øú doyumunun benzer kavramlarla iliúkisi; iú doyumu ve motivasyon, iú doyumu ve moral, iú doyumu ve verimlilik, iú doyumu ve iú baúarısı boyutlarında incelenmiútir.

Güdü (motive), Latince “movere”den türetilmiútir. “Movere” harekete geçirme anlamındadır. Buna dayanarak güdüyü davranıúı amaca do÷ru harekete geçiren ve yönelten bir iú doyumu olarak tanımlayabiliriz (Baysal ve Tekarslan, 2004:101). Motivasyon “örgütün ve iú görenlerin ihtiyaçlarını” doyumla sonuçlanacak bir iú ortamı yaratarak iú görenin harekete geçmesi için etkilenmesi ve iteklendirilmesi süreci olarak tanımlanabilir (Can ve ark., 1998).

Motivasyon kavramı ile tatmin arasındaki iliúki úartlara ve durumlara ba÷lıdır. Kimi zaman olumlu, kimi zaman tarafsız ve bazen de olumsuz olabilmektedir. Doyum bireyin iú huzuru ve rahatlı÷ı ile ifade edilmektedir. Fakat bireyin dıúsal davranıúını de÷iútirmesi anlamına gelmez. Motivasyondan ayrıldı÷ı nokta burasıdır. Motivasyon bireyin davranıúlarını etkileyerek onu harekete geçirmektir. Oysa tatmin duygusu öznel bir iç zevki ve huzuru ifade etmektedir (Atay, 2006).

Sonuç olarak motivasyon ile tatmin arasındaki iliúki gerçekte karúılıklı etkileúim içindedir. Tatmin olmuú kiúinin motive olabilmesi için gerekli ortam hazırlanmıú demektir. Çünkü tatmin olan birey davranıúını de÷iútirmeye ve güdülenmeye oldukça uygun bir durumdadır. Aynı úekilde güdülenmiú bir birey de tüm çaba ve faaliyetlerinin sonucunda iç huzuru ve zevki tadabilir. Baúka bir deyiúle motivasyon tatmin yaratır (Ero÷lu, 1998:98).

øú doyumunun iliúkili oldu÷u di÷er bir faktörde moral faktörüdür. Valker’a göre moral, bireyin içinde bulundu÷u grubun temel amaçlarını paylaúmak için umutlu ve etkin bir úekilde çalıúıp yaúamasına olanak veren, engeller ve çatıúmalar karúısında bile kiúisel ve toplumsal düúüncelerin de÷erlerine inanarak çalıúmasını enerji, coúku ve

(36)

disiplinle gerçekleútirmesini sa÷layan fiziksel ve duygusal iyilik durumudur (Akt. Sencer, 1982).

Kolektif açıdan bir sosyal örgüte ait olmaktan dolayı bireyin ulaútı÷ı tatmin düzeyi iú yerinde moralin yüksek olmasına sebep olacaktır. Bu anlamda örgütte takım ruhunun geliútirilmesi ve çalıúanlar arasındaki iú birli÷inin güçlendirilmesi moral bakımından oldukça etkili olacaktır (Ero÷lu, 1998).

øú görenin moralinin yüksek olması çalıúanların ve çalıúma düzeni üzerinde aúa÷ıda yer verilen olumlu etkileri yaptı÷ı söylenebilir (ùenatalar, 1978);

- Morali iyi olan bir kiúi görevlerini enerjili ve coúkuyla yerine getirir. - øú görenler çalıúmaya daha istekli olurlar.

- øú görenler iúletmenin güçlükle karúılaútı÷ı durumlarda ola÷anüstü çaba gösterir.

- øú görenlerin çalıúma arzusu yüksek olur.

- øú görenler yönetmeliklere, iú kurallarına ve emirlere isteyerek uyarlar ve iyi bir disiplin kurulur.

- øú görenler iúletmenin hedefleri do÷rultusunda iú birli÷i yaparlar.

- Yüksek moral, iú gücü devri ve devamsızlık üzerinde de olumlu etkiler yapar. - Yüksek moral, personel devir hızını ve devamsızlı÷ı azaltır. Buna ba÷lı

olarak katlanılan maliyetler de azalır.

Moral düúüklü÷ü, iú görenlerin kusur ve suç iúlemelerini ço÷altmaktadır. Bu yüzden örgütte moral ne oranda düúük ise disiplinsizlik olayları da o oranda yüksek olmaktadır (Baúaran, 1982). Sonuç olarak iú doyumu ile moral kavramı arasında yapılan araútırmalara göre pozitif bir iliúki oldu÷unu saptamaktayız.

øú Doyumunu etkileyen bir di÷er faktör ise verimliliktir. Verimlilik, kısaca girdilerin akılcı kullanılması olarak da tanımlanabilir. Baúka bir deyiúle verimlilik,

(37)

girdiden optimum yararlanmadır. Bu kullanımda da insan kayna÷ının önemi yadsınamaz. ønsan verimlili÷i sa÷lanmadan örgütsel verimlilikten bahsetmek oldukça güçtür. Sistem kavramı açısından en gerçekçi yaklaúım, tatmin ve verimlili÷in birbirini etkileyen bir dairesel iliúki içerisinde oldu÷udur. Yüksek çaba etkin iú baúarımına yol açar. Bu da yine dairesel bir iliúki içerisinde doyumda artıú sa÷lar. Bu modeli kullanarak etkin önderlik sa÷landı÷ı taktirde, yüksek iú tatmininin, verimlilik için bir zemin hazırladı÷ı söylenebilir (Bingöl, 1996). Yapılan araútırmalarda yüksek ve düúük verimlili÷in yüksek veya düúük iú tatminiyle iliúkilendirilebilece÷i bulgulanmasına ra÷men aradaki nedensellik ba÷ı kurulamamıútır. Nitekim yüksek verimlilik gösteren personelin daima tatminli oldu÷u söylenememektedir. øú tatmini ve verimlilik arasındaki bu belirsiz iliúkinin nedeni ödüllerin varlı÷ı olabilir. øú tatmini genellikle verimlili÷e neden olmaktan çok onun bir sonucudur ( Davis, 1988).

Sonuç olarak iú tatmini için verimlilik tek gösterge olmamakla beraber, verimli çalıúan bir ortamın iú tatmini için gerekli úartları sa÷lamıú oldu÷u söylenebilir (Ulucan, 2008).

øú baúarısı yani performans bireylerin iú doyumunu etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesidir. øú baúarısı ile iú doyumu arasında her zaman anlamlı bir iliúkinin bulundu÷unu söylemek mümkün de÷ildir. Vroom tarafından 1984 yılı öncesinde yapılan 24 çalıúanın de÷erlendirmesi sonucunda ise iú doyumu ile iú baúarısı arasındaki iliúkinin çok büyük olmadı÷ı belirlenmiútir (Bölüktepe, 1992).

Daha sonra yapılan araútırmalarda iú doyumu ile iú baúarısı arasında ba÷lantılar bulunmuú ancak bunların küçük ve önemsiz oldu÷u vurgulanmıútır. Di÷er yandan “iú doyumunun mu baúarıya yol açtı÷ı yoksa baúarının mı iú doyumuna yol açtı÷ı” úeklinde bir tartıúma ortaya çıkmıútır. Lowler ve Porter verimlili÷in iú doyumuna yol açtı÷ını ileri süren bir model geliútirmiúlerdir (Bingöl, 1996). Sonuç olarak tatmin ve baúarı birbirinden ayrı ama yakından iliúkili iki kavramdır. øú tatmini ise tek baúına performans için bir gösterge de÷ildir. Ama uygun bir ödüllendirme hem iú tatminine hem de baúarıya yol açmaktadır (Eren, 1993).

Şekil

Tablo 1: Ölçek De÷eri Aralıkları
Tablo 2: øú Doyumu Envanterinin Boyutları
Tablo  3:  Özel  Okullarda  Çalıúan  Beden  E÷itimi  Ö÷retmenlerinin  Bireysel Özelliklere Göre Da÷ılımı
Tablo  4:  Devlet  Okullarında  Çalıúan  Beden  E÷itimi  Ö÷retmenlerinin  Bireysel Özelliklere Göre Da÷ılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Sosyal episodlarda, çocuğun bulunduğu ortamda en az bir kişi vardır ve çocuk bu kişi yada kişilerle ilişki içindedir. Bu tür episod, kayıtlarda oldukça sık yer

 Etkinlik, görev, iş ve deney yaprağı hazırlama; bilgi yaprağı hazırlama; işlem yaprağı hazırlama; slayt hazırlama, ödev kağıdı hazırlama; şekil, şema ve

Tablo 4/1 ve 4/2 incelendiğinde, özel okul müdürlerinin kurumlarında uyguladıkları markalaşma politikalarına ilişkin görüşleri, okulların fizik- sel özelliklerine

1 武漢肺炎疫情持續升溫,為提供民眾安心 的就醫環境,臺北醫學大學附設醫院於春 節期間起實施三大防疫措施,包含人員出

Çalışma alanı ve yakın çevresinde yer alan KAFZ üzerinde meydana gelen 1939 ve 1942 Deprem Kırıkları, Niksar Çek-Ayır Havzası, Sisma Mağarası ve

In each of the 3 patient group based on treatment responses, there were differences in MVV values determined with the voiding diary and with bladder capacity measured with USG

Figure O.1(e) –Comparing the most reliable module range result of training data – LDST for a population size of 200 with Expert’s Suggestion. Figure O.2(a) –Comparing the