• Sonuç bulunamadı

Su derdi:Terkosta bir gezinti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Su derdi:Terkosta bir gezinti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

a Aecm

s m

Su derdi

-oo---J t l - ? - < ! * »

Terkosta bir gezinti

2 2 - a - ? r *

5 í'* t íc ¿ e irf\

-oc-I

Ateşi süngüleyen amelenin

her kürek

vuruşunda

^ yüzümüze

Dante'nin cehenneminden

fırlamış

bir

alev parçası çarpıyordu.

Yozun : HALUK SELÇUK

pv

r b o u o f o

C O ^ Ü O

Y

az gunıennde îstanbu- lun mühim mevzuların­ dan biri de sudur. Su bu ; Bir şeye benzemez. Çeşitli ev ihtiyaçlarının hemen yarısın­ dan çoğu su ile halledilir. îs- tanbulda birçok su membala- rı vardır amma, bunların için­ de en büyük ehemmiyeti ma­ lûm olduğu üzere «Terkos» taşır. Musluklarımızdan akan suyun ne maceralardan son - ra elimize değdiğini bilmem merak ettiniz mi?. Bunlan tetkik edip sizlere sunmak i- çin, güzergâhı takiben Ter - koşa kadar gittim. Sevimli, ağaçlı, şirin ve ılık bir köy- cük. 120 evi ve 1200 nüfusu var. Yegâne iş yerleri orada­ ki Terkos fabrikası. Terkos fabrikası köy için bir hayat ve geçim membaıdır.

Dar bir ara­ zi, Karadenize ancak 4-5 ki­ lometrelik bir mesafede. Su­ lar İdaresinin memur evleri vesair diğer te sisatı ilk na­

zarda göze çar pıyor. Bu küçük köyde dik­ kati çeken şeylerden biri de altı yedi kahvesi oluşudur. Bu da gösteriyor ki, iş hacmi az olan bir yer. Gerçi köylü­ nün bir kısmı fabrikada ça­ lışıyor amma, 180 kişilik fab­ rika kadrosu köylüye zarurî olarak fazla medar olama - maktadır. Köyü geziyoruz. İşte fabrikaya çok yakın, yu­ karıya doğru çıkan yokuşun ortasında fabrika reviri. Ter­ temiz bir lâboratuvnrı, yine tertemiz dört yataktan mü - teşekkil hasta yatırma yeri ve bunlar kadar zevkle tan­ zim edilmiş bir muayene o- dası var. Hamamı ve diğer ihtiyaç yerleri de tamam ve nihayet genç sporcu ve ça­ lışkan doktoru. Daha yuka­ rıda fabrika memurlarının a- ileleriyle iskânına tahsis e- dilmiş evler. Karadenize bir seslenmelik mesafeli bu köy­ de memurlar medenî nimet­ lerden mümkün mertebe isti­ fade ettirilmektedir. Fabrika­ nın nazik âmirinin evinde öğ­ le yemeği yedik. Taze ayran ve tarladan yeni koparılmış kütür kütür domateslere hay­ ran oldum. Köyün diğer ev­ leri idareninkiler kadar mun tazam değil amma, bizim İs­ tanbul gecekondularından çok daha güzel ve sıhhî. Altı yedi tane bakkalı olan bu köyde her köyümüzde olduğu gibi yollar bozuk düzen.

Fabrikayı geziyoruz: Fran­ sız! ar zamanında 1884 de ya­ pılmış bir bina, uzunca salaş bir dört duvar. İçinde yine Fransızlar zamanından kalma 6 adet buharla işleyen baskı makinası. Bu makinalar gün­ de 36.000 metre mikâbı su basıyorlar. İkinci bölümde üç tane daha baskı makinası var. Nihayet son kısımda modern bir makina ki, hem masrafı az, hem de istihsali diğerleri­

nin hemen dört, beşine mü­ savi. Makinaların bulunduğu kısmın arkasında kazanlar var. Burada çalışan işçilerin günahı ne olursa olsun yarın öbür dünyada cehenneme git­ mezler. Koskocaman kazan - lara kömür atarken ve ateşi «süngülerken», «Dante» nin cehenneminden fırlamış bir hava yüzümüz'"! yakıyor.

Bir işçiye so ruyorum. Ev­ li misin, çocu­ ğun var mı, kaç senedir bu rada çalışıyor sun? Cevap ve rıyor: Evli ve dört çocuğum var. 22 sene­ dir şu gördüğünüz ocağın ba­ şında çalışırım. Aile reisliği ve babalık kaygılarının insa­ nı ne derece fedakâr edece - ğinin ne canlı, aynı zamanda ne hazin bir misali değil mi? Kazandığı parayı muhakkak ki en çok hak eden bu işçiye vedâ ederken içimde garip bir sızı var. Sular İdaresi yap makta olduğu elektrikleme a- meliyesi sona erince şu fe­ dakâr işçi de buradan ayrıla­ cak. O yapılmakta olan tesi­ satı görünce kendisini 22 se­ nelik cehennemden ayıracak olan medeniyete diş biliyor. Kavruk vücudü artık ateş karşısında tavlanmayacak di­ ye müteessirdir.

Elektrikleme işiyle beraber yürüyen boru döşeme ameli- yesi var. Bun laıın her ikisi de aynı zaman da bitecek.

İstanbulunsu derd i n i mümkün mertebe halletmek için alman kararlar arasında, Terkos fabrikasının elektrik­ lenmesi ön plânda gelir. Hat­ tâ bunun için Terkosa kadar elektrik tesisatı bir şirkete ihale edilmiştir. Direkleri, kabloları ve bakır telleri gel­ miş ve iş bir hayli ilerlemiş bulunmaktadır. Bu işe muva­ zi olarak Sular İdaresi Ter-

kostan başlamak üzere Kâğıt- haneye yeni borular döşe - mektedir. Çünkü bugün elde bulunan baskı makinaları ile «galeri» olmaması yüzünden fazla su basmağa lüzum gö ­ rülmektedir. Yeni döşenecek borular tesisi tamamlanınca (ki bu hal Terkos köyüne e- lektrik geldiği zaman sona e- recektir) hem eski galeri hem de yenisi için lâzım olan su basılabilecektir.

Bu suretle îstanbulun su derdi halledil­ miş olacak, yal nız bu vaziyet karşısında bu­ gün su işinde çalıştırılan te­ sisatın durumu hakikaten dü­ şünülecek bir mevzudur. Yu­ karıda da belirttiğimiz gibi

180 işçiyi besleyen bu tesi­ sat âtıl vaziyette kalmama - İldir. Bunun için mahallinde yaptığımız tetkik ve alâkalı mütehassısların fikirlerinden edindiğimiz malûmata istina­ den bu tesisat için aşağıda ki düşüncelerimiz nazarı iti­ bara alınırsa yerinde hareket edilmiş olur:

1— Eldeki mevcut buharlı makinalar civarda ehemmi - yetli mikdarda ayçiçeği ye­ tiştirildiği için bu maddeden yağ istihsalinde kullanılabi - lir. Y ol boyu muntazam şose ve fazla kısmı asfalt olduğun- j dan istihsalin nakli kolaydır. Köyden tedarik edilecek olan amele ücretleri şehre naza - ran daha ucuz olacağına göre yağın maliyeti de ucuza ge­ lir. Aynı zamanda böyle bir işletmenin mevcudiyeti civara canlılık vereceğinden sanayileşme bakımından da faydalı olur. Civar köylüler bugünkü ayçiçeği istihsalini arttırır ve işletmelerde çalı­ şacak diğerleri de terfih edil­ miş olur. Bu işin tahakkuku için de hususî teşebbüs sa - hiplerinin dikkatini çekmek ve hükümetçe onlara kanunî kolaylıklar sağlamak lâzım-

dır. ^ |

2— Atıl kalmak zaruretin­ de olan makinalarla bu mm-! takada ikinci olarak yapıla -j bilecek iş de cam sanayiidir.; Sahile 4-5 kilometre yakın olduğu için cam sanayiinin asıl maddesi olan kumun te- j dariki çok kolay ve çok ucuz temin edilebilir. Nakle elve - rişli yol mevcuttur. Aynı za­ manda Sular İdaresinin fab­ rikanın içinden deniz kenarı­ na kadar uzanan 8 kilomet - relik dekovil hattından çok istifade edilebilir. Bugün kö­ mür nakli için kullanılan bu yol kum nakli için de ihtiya­ cı tamamen karşılayabilecek durumdadır.

Aklımıza gelen bu husus - lardan başka daha birçok halier düşünülebilir. Ya İda­ re kanaliyle yahut bilhassa hususî teşebbüslere imkân vermek stıretiyle bu mesele ele alınırsa Sular İdaresinin tesisleri bittiği vakit bu işlet­ meler de faaliyete geçmiş o- lur. Bu hususu sağlamak için de şimdiden alâkalıların işi ehemmiyetle ele almaları i- cabeder. Yukarıda da bahset­ tiğimiz gibi böyle bir teşeb­ büs yapıldığı ve kuvveden fi­ ile çıkarıldığı takdirde; tes- bit edilecek sanayi mevzu - unda mühim bir kalkınma o- lacağı gibi aynı zamanda yal­ nız Terkos köyünün değil, ci­ vardaki bütün köylerin iş hacmini genişletmek imkânı hâsıl olur. Bu işi ehemmiyet­ le ele almak ve sermaye sa­ hiplerine şimdiden duyurmak lâzımdır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tycho: Pek de büyük bir krater ol- mamasına karşılık, ilkdördün ve son- dördün evreleri arasındaki evrelerde Ay’daki en beligin kraterlerden biri.. Bunda,

Total larenjektomi spesmeninin değerlendirmede glottisin hemen altından başlayan 4.5x4x2.5 cm boyutla- rında, larenks duvarını krikoid kıkırdak seviyesinde anüler

Aref’eva ve Volovich’in hesaplar› da kurt delikleri ile mini karadeliklerin LHC’de ortaya ç›kma flanslar›n›n ayn› oldu¤unu, hatta her birkaç saniyede bir kurt deli¤i-

This paper focuses on introducing the main sustainability indicators for renewable energy technologies including potential power generation, availability of renewable

Çalışmanın “Giriş” kısmında, tarihsel açıdan kitâbelerin kaynak değeri ve Antalya kitâbelerinin önemi, çalışmanın muhtevası ve bugüne kadar Antalya

Bugüne dek, Nahid Sırrı Orik’in çeşitli yapıdan yayımlandı ve ne­ redeyse unutulmuş olan bu büyük ustayı yeniden okurları ile buluş­ turduk.. Kitaplarının

Babam Ahmet M ithat Hüseyin Rahmide gördüğü istidada hayran ol­ duğu cihetle onu evlât gibi sever ve her zaman takdir eder ve sık sık Bey- kozdaki

Fakat sanki bir tek ve devamlı ve zamanımıza erişmiş bir bütün imiş gibi, 10-15 medeniyeti Anadolu medeniyeti ismi altında toplamak gayreti hüküm sürmektedir.. Biz