• Sonuç bulunamadı

Profesörlüğünün 25 inci yılını kutlayacağımız Fuad Köprülü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Profesörlüğünün 25 inci yılını kutlayacağımız Fuad Köprülü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G Ü N Ü N A N S İ K L O P E D İ S İ

Profesörlüğünün 25 inci yılını kutlayacağımız

F y a d K öprûflû

F

uad Köprülünün profesörlüğe başladığının 25 inci yılı, Üniver­ site muhitinde kutlanacak.

Türk tarihine ve edebiyatına dair değerli tedkiklerde bulunan, ve Üni­ versitemizin kudretli şahsiyetlerinden biri olan, eserleri garb âleminde de alâka uyandıran Kars mebusu pro­ fesör Fuad Köprülü, 1890 da doğ­ muştur.

Köprülüler ailesine mensuptur. Pederi, Beyoğlu ikinci ceza başkâtip­ liğinden mütekaid merhum İsmail Faiz beydir. Annesinin adı Hatice hanımdır.

Eskiden imzasını «Köprülüzade Mehmed Fuad» diye atan âlimimiz, Ayasofya rüştiyesinde ve Mercan ida­ disinde okumuştur. Müteakib yetiş­ mesini şahsî gayret ve tetebbüüne medyundur. Bu İtibarla, kendi ken­ dine yetişmek isteyenler için bir azim ve sebat nümunesi teşkil eder.

Meşrutiyet inkılâbından sonra mat­ buatta imzası görünmeğe başlamış­ tır. Şiirler, edebî ve İlmî makaleler neşretmiştir. Liselerde birkaç sene edebiyat muallimliği yaptıktan son- ' ra, 1913 de, Halid Ziyanın istifasile açılan Darülfünün Türk edebiyat ta­ rihi müderrisliğine yirmi üç yaşında olduğu halde tayin edilmiştir. O za- mandanberi müteaddid defalar ede­ biyat fakültesi reisliğine seçilmiştir. İlmî encümen ve heyetlere iştirak et­ miş, 1924 te maarif müsteşarlığında bulunmuştur.

Mülkiye ve Güzel Sanatlarda da muallimlikleri vardır. 1924 te Türki­ yat enstitüsünü kurmuş, 1927 de ta­ rih encümeni reisi seçilmiştir.

Garb-lilerce de takdir edilen Köprülü, muh­ telif beynelmilel kongrelere Türk ir­ fanını temsil ederek iştirak etmiş, değerli raporlar vermiştir; ecnebi ilim cemiyetlerine âza seçilmiştir.

1927 de Haydelberg üniversitesi ta­ rafından kendisine fahrî felsefe dok­ torluğu diploması verilmiştir.

Fuad Köprülünün ilk eserleri bazı tercümelerdir ki, fransızcayı kendi kendine öğrenme devirlerinde kalem tecrübeleri sayılmaktadır.

Köprülü, muhtelif tarihlerde mec­ mualar neşrettikten başka, ezcümle şu eserleri çıkarmıştır: 1913 de «Türk edebiyatı tarihinde usul», 1919 da «Türk edebiyatında ilk mutasavvıf­ lar», 1928 de «Türk edebiyat tarihi», 1923 de «Türkiye tarihi» ve «Bugün­ kü edebiyat», 1928 de «Millî edebiya­ tın ilk mübeşşirleri», 1929-30 da dört cildlik «Anadolu saz şairleri», 1934 te «Divan edebiyatı antolojisi» ve «Türk dili ve edebiyatı hakkında araştırma­ lar» ... Bunlardan başka «Türk ede­ biyatının Ermeni edebiyatı üzerinde tesiri» diye de bir tetebbüü ve «Ana- doluda İslâmiyet» isimli bir eseri var­ dır.

«İslâm ansiklopedisinde OsmanlI edebiyatı ve Türkmen edebiyatı hak­ kında iki büyük makalesile sair bir çok makaleleri de mühimdir. Alman­ ca olarak, «Anadolu din tarihi hak­ kında muhtelif mülâhazalar», «Sel­ çuk devrinde Anadolu Türk şairleri» isimli tedkikleri basılmıştır. Diğer muhtelif yazılan da almanca ve fran- sızcaya çevrilmiştir.

Fuad Köprülünün hususi kütüp­ hanesi memleketimizin en kıymetli hususî kütüphanelerinden biridir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, akut nekrotizan pankreatite bağlı olarak meydana gelen lokal organ hasarı, hem histopatolojik hem de biyokimyasal incelemelere göre, ayrıca ödem formasyonunun

Erenköy Sahrayıcedit, Bos­ tancı caddesi İ 04 numarada oturan ve iki senedenberi Bakırköy hastanesinde yatan Râna Başokçu üç gün evvel kibritle entari­. sini

Gökyüzündeki bilinen on binlerce Mira tipi değişen yıldızın temsilcisi olan Mira, astrono- mik ölçekte çok da uzak olmayan bir gelecek- te, gezegenimsi bulutsuya dönüşecek..

Türkiye Denizcilik İşletmeleri, Moda- lılarla pazarlık yapmadan ve zarar et­ meden Moda’ya vapur seferinde sami­ mi ise bunun yolu vardır... Caddebos­ tan’dan kalkan

[r]

Mevlânâ’ya göre, insanın eylemlerinde zorunlu (cebir) olduğunu ilk savunan şeytan, insanın eylemlerinde özgür (ihtiyar) olduğunu ilk savunan da bir insan olan

Bilhassa gravür ve ofortla meşgul olduğu için ve mizacı hüzne fazla meyyal de bulun­ duğundan, belki renklerinde fazla te- nevvü ve neş’e yok.. Ve mutlaka bir

Etem Ruhi Üngör, “Türkiye’de 20 bin 766 kilometre katederek topladığım Türk çalgılan koleksiyonu İçin, en büyük anlayışı bana eşim gösterdi” diyor.. E