TÜRK HALKBİLİMİ ÇALIŞMALARINDA
EŞMETİN (VARYANT) VE BENZER
METİN (VERSİYON) SORUNU
Doç. Dr. M. Öcal OĞUZ♦Türk bilim hayatının her alanında olduğu gibi halkbilimi alanında da ya bancı terimlerin Türkçeleştir ilmemesin den veya kendi ihtiyaçlarımıza karşılık olacak terimlerin üretilememesinden kaynaklanan bir takım sorunlarla karşı laşmaktayız. Türkiye ile öteki Türk ülke ve toplulukları ile her türlü iletişim ba ğımızın hızla arttığı günümüzde, Türki ye ölçeğini dikkate alarak tanımladığı mız ve kullandığımız bazı terimlerin ye niden ele alınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu zorunluluğu duyacak bilim adamalarının yine Türk dünyası içinden çıkmasını beklemeliyiz. Çünkü, hiçbir hamaset duygusuna kapılmadan söyle yebiliriz ki, hiçbir ulus, bizim kadar ge niş bir coğrafyada, bu kadar farklı biçim ve renk yaratarak yaşamamaktadır. Bu çeşitliliği ve verimliliği anlamak ve açık lamak için sorunu doğru tanımlamak ve bu tanımlamaya uygun terim bilgisini ortaya koymak durumundayız. Çeşitli renk ve tonlarıyla aynı dili konuşan, As ya’nın bir ucundan Avrupa’nın ortaları na kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşayan, farklı dinlere inanan, aynı dini farklı renk ve tonlarda yaşayan, farklı tarihi ve kültürel süreçlerden geçen ve günümüzde aralarında oldukça duyarlı ve son derece romantik bir bağ bulunan
Türk topluluklarının birbirlerini anla ma, karışıp kaynaşma süreçlerine bilim sel doğrulardan ayrılmadan sağlıklı yak laşma başarısını gösterecek bilim adam larına ihtiyaç vardır. Yapılacak çalışma lar ne Türk dünyasının “tek yumurta ikizi gibi” birbirine benzediği ne de “iki aynı ulusun bireyleri gibi” ayrı olduğu romantizmini taşımalıdır. Değişimleri ve diğeşim süreçlerini sağlıklı bir şekilde ortaya koymak, benzerlikleri ve farklı lıkları bu süreçleri dikkate alarak -yo rumlamak gerekmektedir.
Türk dünyasının halkbilimi metin leri üzerine doksanlı yıllarda yapılan ça lışmalar, Türkiye’de tanımı üzerinde faz laca düşünmeden kullandığımız iki teri min yarattığı sorunlar üzerinde konuş mamızın ve bu terimleri yeniden tanım lamamızın gerekliliğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Gerek bizde gerekse öteki ülkelerde yapılan halkbilimi çalış malarında kolayca birbirinin yerine kul lanılan “Varyant” ve “Versiyon” terim leri, Türk dünyası halkbilimi çalışmala rı açısından yeniden ele alınmalı ve bi limsel ihtiyaçlarımıza cevap verecek şe kilde yeniden tanımlanmalıdır. Bu dene meye girişmeden önce değerli meslekta şımız Metin Ekici’nin bu konuda bize ye niden düşünme fırsatı veren çevirilerine
dikkat çekelim: Stitih Thompson, var yant ve versiyon terimleri için şunları söylüyor: “Bir kişinin aklına ilk gelen hangisi olursa onu kullanmayı tercih et- mektedir. Diğer türlü bu ikisi arasında bir fark yoktur.w (Thompson 1984; 1137- 1147) Alan Dundes buna karşılık bu ko nuda şu açılımı sergiliyor: “Fakat farklı lık, sadece halkbilimcinin düşünce dün yasının sübjektif olması meselesi midir?. Bir kişi bir atasözü veya masalın on tane metnini incelese, versiyonlar vevaryantar arasında ayırım yapabilir. Thompson’un söylediklerinin tersine, bir metnin her hangi bir tekrarı versiyondur. Buna göre, bir kişi bir atasözünün on tane metnini elde etse, o kişi o atasözünün on tane ue- risoyununu elde etmiş olur. Yani her me tin bir versiyondur. Daha tipik formlar dan az veya çok uzaklaşan versiyonlar, varyantlar olarak değerlerdir ilebilirler. Buna göre de; bütün varyantlar versiyon lar olarak kabul edilmek zorundadır, fa kat bütün versiyonlar varyantlar olarak kabul edilmek zorunda değildir. Burada ki çok bariz zorluklardan ilki ‘tipik form larda karar vermek ve İkincisi de bir ver siyonun varyant olarak ifade edilmeden önce ne kadar farklı olması gerektiği so rusudur.” (Dundes 1980;290) Ekici, bu aktarımlarından sonra bizim bir maka lemizde gerekçelerimizi belirterek “var- yan” için önerdiğimiz “eş metin” terimi nin (Oğuz 1997) “verison” için kullanıl masının daha doğru bir adlandırma ola cağı görüşünde olduğunu belirterek “varyant” için de “çeşitleme” veya halk
bilim uzmanlarınca teklif edilecek başka bir terimin kullanılabileceğini ifade et mektedir. (Ekinci 1998) Diğerli meslek taşımız Ekici’nin Türkiye’de üzerinde fazla durulmayan ve tanımlanmayan bu önemli terimleri tanımlama ve Türkçe leştirme gayretleri takdire değerdir ve bizi de yüreklendirecek açılımlar taşı maktadır. Bu çalışma bir kez daha gös termiştir ki, varyant ile versiyon birbiri nin aynı olan terimler değildir ve birbir lerinin yerine aklımıza geldiği gibi kulla namayız.
Biz neden “varyan” için “eş metin”i öneriyoruz? O dönemdeki ihtiyaçlarımı za cevap verecek bir takım gerekçeleri mizi bu terimi önerdiğimiz yazımızda be lirtmiştik. Bu gerekçeleri burada yinele mek istimiyoruz. Ancak o yazıda eksik kalan nokta olan “varyant”a karşılık ola rak neden “eş metin” kelimesinin öneril diğini biraz açmak istiyoruz. Öncelikle belirtelim ki “eş metin” kelimesinden “ birbirinin aynı metin” anlamı çıkarılma malıdır. Çünkü Türkçe’de çok yaygın olarak kullanılan “eş” kelimesi hiçbir za man bu anlamda kullanılmamaktadır. “Eş”, “eşit”, “eşlemek” kelimelerinde bir birine tıpa tıp benzeyen anlamı yoktur. Aksine olarak “farklı” olanın yakınlı ğı,beraberliği ve yadırganmayan bir ara- dalığı söz konusudur. Bunun için evli çiftlerden her biri “eş” olarak nitelenir. Hayvanların cinsel beraberliğini “eşleş me”, çifte koşulan hayvanlardan her bi rine “eş” denmesinde de aynı dil mantığı vardı. Halbuki aynı yumurta ikizi olarak
Yıl: 11 Sayı: 42
birbirinin tıpa tıp berzeri olanlara hiçbir zaman “eş” denmemektedir. Eş kelimesi nin dilimizdeki yerel ve genel kullanımı nı bu doğrultuda destekleyen yüzlerce örnek ve tanım sözlüklerimizde bulun maktadır. Bu bilgi yenilenmesiyle bir kez daha söylemeliyiz ki” eş metin” bir birine benzeyen metin, birbirinin aynı olan metin değildir. Aksine “eş metin” birbiriyle yan yana geldiğinde uyumsuz luk göstermeyen uygun bir beraberlik ve “eşitlik” sergileyen metinler için kulla nılmış bir terimdir. Varyant terimi için “eş metin” kelimesini seçimi bize göre bunun için isabetlidir. Avrupa içlerinden Asya’nın en uç noktasına kadar uzanan geniş Türk dünyasında halk anlatıları arasında o derdi değişmeler olmuştur ki, “varyant” terimini bizde daraltılarak kullanılan anlamıyla bu değişmeleri an laşılır bir biçimde açıklaması zordur. “Varyant” terimi halkbilimi çalışmala rında daha çok metin merkezli Fin okulu çalışmalarında kullanılarak yaygınlaş mış olduğundan ve bu okulun tezine gö re varyantlar, asıl metne, ana metne ulaşmak için kullanılması gereken mer diven basamakları gibi değerlendirildi ğinden bir hayli yıpranmıştır ve anlamı daralmıştır. Aynı anlatı üzerinde birbiri nden farklı coğrafyalarda birbirinden farklı tarihi ve kültürel süreçlerde köklü değişmeler gerçekleştirmiş geniş Tür dünyasında hangi metni asıl metin, han gilerini varyant olarak kabul edeceğiz? Bu yaklaşım ne bilimseldir ne de Türk dünyası düşüncesi açısından akılcıdır.
4
Varyant terimim bu yıpratıcı anlamı ye rine, her kültür dairesinin bir “eş metin çevresi” kabul edilmesi ve öteki kültür dairelerindeki paralelleri ile karşılaştır ması sırasında “eşitlikçi” bir yaklaşım sergilenmesinin daha bilimsel ve gerekli olduğu düşüncesindeyiz. Bu nedenle “eş metin”, aynı anlatının birbirine fazla benzemeyen metinlerinin birbirinin var yantı olarak küçümsenmeden “eşit de ğer” de olduğunu vurgulamasıyla da baş ka bir sorunu çözmektedir.
“Versiyon” terimi yerine önerdiği miz “benzer metin” terimine gelince: Dundes’in ifade ettiği gibi versiyon, daha dar anlatı çevresinde daha çok birbirine benzeyen metinler için kullanılması ge reken bir terimdir. Biz versiyon terimi yerine neden “benzer metin” terimini öneriyoruz? Bilindiği üzere “benzer” ke limesi “benzemek” fiili ile aynı kökten gelmektedir. “Benzer” kelimesininin aşı rı vurgulaması “birbirini tıpa tıp aynı sıdır, Kardeşler veya ikizler arasın ben zerlik, huy benzerliği, iki insanın birbiri ne benzemesi derece derece “birbirinin tıpa tıp aymsı”na kadar uzanan benzer liği anlatmaktadır. Bu bakımdan “versi yon” terimi için “benzer metin” denilme sinin fazla zorlanmadan bilim çevrele rinde kabul göreceği düşüncesindeyiz.
Şu halde Dundes’in de belirttiği gi bi aynı metnin her anlatımı bir “benzer metin”dir. Birbirine daha çok benzeyen metinlerden şu ya da bu şekilde farklı laşmış metinler ise “eş metin” olarak ad landırılın alıdır. “Şu ya da bu şekilde Millî Folklor
farklılaşmış metin” ifadesi son derece belirsizdir. Bunu daha belirgin bir'biçi me getirmek gekir. Ne var ki bu yargıyla son derce göreceli bir alana girmiş oluyo ruz. Bu teorik bilgiyi metinler Üzerinden denerken hangi metne “eş metin” hangi sine “benzer metin” diyeceğiz sorusu “varyant” ve “versiyon” ikileminde oldu ğu gibi sürmektedir, bütün iş elindeki metinleri değerlendiren bilim adamları na düşmektedir, bizce öncelikle bir “eş metin çevresi” düşüncesinden yola çık malıyız. “Eş metin çevresi” için uygula nabilir bir öneri olarak yazı dili oluştur muş Türk boyları düşünülebilir. Bir oto nom bölgede yaşayan, özerk veya bağım sız bir devleti olan Türk grupları bir ön kabul olarak “eş metin çevresi” kabul edilebilir. Eş metin çevresi içindeki kü çük farklılıkları ifade etmek içinse “ber- zer metin” terimi kullanılabilir. Dun des’in de belirttiği gibi, bilimsel karşılaş tırmalar ve araştırmalar açısından her “eş metin” aynı zamanda birbirinden ne kadar uzaklaşmış olursa olsun anlatı ge leneği içinde bir “benzer metin”dir. Dola yısıyla, eş metinler arasındaki berzerlik- ler de bir anlam kazanmış olmakta, ola bilen bütün farklılıklara rağmen benzer likleri vurgulama ve açıklama imkanı ortadan kalkmamış olmaktadır.
Bu teorik yaklaşımı Türk halk anla tılarının en yaygın örneklerinden olan Köroğlu üzerinde deneyerek somuşlaştı- racak olursak; Köroğlu’nun Kazak anlat malarım bir “eş metin çevresi” alarak değerlendirebiliriz. Buna göre “Türkmen
Çevresi”, “Özbek Çevresi”, Karakalpak Çevresi”, “Batı Oğuz Çevresi” gibi çevre lerden söz açabilir ve buralarda anlatı lan metinlere “eş metin” diyerek “Kazak Çevresi Eş Metni”, “Türkmen Çevresi Eş Metni”, “Karakalpak Çevresi Eş Metni”, “Özbek Çevresi Eş Metni”, “Batı Oğuz Çevresi Eş metni” gibi ifadeler kullana biliriz. Bu çevre içindeki detay farklılık- karı ise “benzer metin” olarak adlandıra biliriz.
Bu adlandırmaya paralel olarak halkbiliminin malzemesi söze dayanma yan verimleri de içine alacak şekilde “eş ürün” ve “benzer ürün” terimlerini iş- letebiriz. Şu halde halkbilimi terimi ola rak “eş metin” genel anlamda “eş ürün", “benzer metin” ise “benzer ürün” dür.
KAYNAKÇA
Dundes, Alan. 1980. “Texture, Tfext and Con- text”. Interpreting folklore, Blooming- ton: Indiana Universty Press,s. 290. (Ta rafımızdan görülmemiştir, bilgi metin Ekici’den alınmıştır)
Ekici, Metin. 1998. “Halk bilimi Çalışmala rından Metin (Ttext), Doku (TextureJ, Sosyal Çevre ve Şartlar (Konteks) İlişki sinin önemi” Milli Folklor 5, 10, 39 (Güz).
Oğuz, M. öcal. 1997. “Türk Dünyası Folklo runda Yeni Yöntem Arayışyan”. Milli Folklor 5, 4, 33 (Bahar).
Thompson, Stith. 1984. “Type”. Standart Dİc- tionary of Folklore, Mythology and Le- gend. Ed. Maria leach and Jerome Fried. New York: Harper, s. 753. (Tarafımızdan görülmemiştir, bilgi metin ekici’den alınmıştır.)