• Sonuç bulunamadı

On Beşinci Yüzyıl fiairlerinden Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi'nin Yusuf ve Zeliha Mesnevisinde İşlenenDeğerler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "On Beşinci Yüzyıl fiairlerinden Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi'nin Yusuf ve Zeliha Mesnevisinde İşlenenDeğerler"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Akflemseddinzade Hamdullah Hamdi’nin

Yusuf ve Zeliha Mesnevisinde ‹fllenen

De¤erler

Zehra ÖZTÜRK, Dr.

At›f/– Öztürk, Z. (2005). On beflinci yüzy›l flairlerinden Akflemseddinzade Hamdullah Hamdi’nin

Yusuf ve Zeliha mesnevisinde ifllenen de¤erler. De¤erler E¤itimi Dergisi, 3 (10), 41-72. © De¤erler E¤itimi Merkezi

Özet– Bu yaz›, edebî eserlerin yaz›ld›klar› dönemlerde topluma baz› de¤erler afl›lamak amac›n›

güt-tükleri ve bu sebeple onlar›n de¤erler aç›s›ndan da incelenmesi gerekti¤i sav›ndan hareketle haz›r-lanm›flt›r. Bu sav› destekleyen edebî eserler içinde, Kur’an-› Kerim’deki Yusuf Suresi’nde “en güzel hikâye” olarak anlat›lan Yusuf k›ssas›n› iflleyen mesneviler büyük bir yer tutmaktad›r. Tafl›d›¤› me-saj dolay›s›yla Türk ve dünya edebiyat›nda önemli bir yer tutan bu k›ssa, on beflinci yüzy›lda yafla-m›fl olan Akflemseddinzade Hamdullah Hamdi taraf›ndan da Yusuf ve Zeliha ad›yla mesnevi tarz›n-da kaleme al›nm›flt›r. Makalemizin konusunu tarz›n-da bu eser teflkil etmektedir. Makalede, önce edebî eserlerin de¤erler aç›s›ndan önemi belirtilmifl, daha sonra Yusuf ve Zeliha k›ssalar›n›n genel tan›t›-m› yap›l›p Hamdullah Hamdi’nin flahsiyeti ve eserinin özellikleri üzerinde durulmufltur. Ard›ndan makalenin esas konusuna geçilerek, on beflinci yüzy›l Osmanl› ayd›n› olan flairin sahip oldu¤u bil-gi birikimi ve dünya görüflünün eserindeki yans›malar› ifllenmifl; flairin Yusuf ve Zeliha isimli 6278 beyitlik mesnevisinde Yusuf peygamberin hikâyesini anlat›rken ortaya koydu¤u, dönemin dinî, ah-laki ve sosyal de¤er ölçüleri tespit edilmeye çal›fl›lm›flt›r.

Anahtar Kelimeler– Yusuf’un (as) Hikâyesi, Hamdullah Hamdi, Yusuf ve Zeliha Mesnevisi, Dinî,

Ahlakî, Sosyal De¤erler.



1. Edebî Eserlerin De¤erler Aç›s›ndan ‹ncelenmesi

Edebî eserler, özellikle bir çeflit hikâye ve roman sayabilece¤imiz mesneviler, genellikle dil ve edebiyat aç›s›ndan incelenir ve bu eserlerin edebiyat tarihin-deki yeri tesbit edilmeye çal›fl›l›r. Oysaki onlara, halka neler vermek istedik-leri ve hangi de¤eristedik-leri içistedik-lerinde bar›nd›rd›klar› aç›s›ndan da bakmak gerekir. Kiflilerin neyin iyi, neyin kötü oldu¤u konusunda anlay›fla ve bak›fl aç›s›na sahip olmalar› bize de¤er ve de¤erleme kavramlar›n› düflündürür. Toplumla-r›n de¤er yarg›lar› uzun zaman dilimi içinde yavafl yavafl oluflmufltur. Edebî eserler de bunlar›n oluflmas›nda önemli roller üstlenmifllerdir.

(2)

On üçüncü yüzy›l ile on beflinci yüzy›l aras›nda yaz›lm›fl olan Türkçe eserler genellikle halka dinî ve ahlakî de¤erler verme amac›n› güdüyordu. Gazavat-nameler, nasihatnameler ve özellikle Kur’an’daki peygamber hikâyelerini ge-nifl bir flekilde ele alan k›sas-› enbiyalar, çeflitli toplant›larda k›ssahanlar ve meddahlar taraf›ndan halka okunuyor ve anlat›l›yordu (Öztürk, 2003). Za-man içinde halk›n zihninde adalet, yi¤itlik, civanmertlik, cesaret, do¤ru söz-lülük, fakir ve yetimi gözetme, âdâb-› muafleret, yard›mlaflma, ahde vefa, iman, Allah ve peygamber sevgisi, zühd ve takva, insan olma, sorumluluk, hesap günü bilinci gibi içtimaî, dinî ve ahlakî de¤erlerin oluflmas› bu eserler vas›tas›yla olmufltur.

Kur’an-› Kerim’deki peygamberlerle ilgili k›ssalar insanlar için ibret ve ö¤üt verici birer örnek olmufllard›r. Tefsirlerde genifl bir biçimde yer alan bu hi-kâyeler, flair ve yazarlar taraf›ndan da ilgi görmüfltür. fiairler bu hikâyeleri, özellikle mesnevi denen manzum romanlar tarz›nda iflleyerek halka naklet-mifllerdir. Bu eserlerin çokça okunup dinlenmesi, bunlardaki de¤erlerin halkta yerleflmesine sebep olmufltur.

1. 1. Yusuf ve Zeliha Hikâyesinin Konusu

Kur’an-› Kerim’de bafll› bafl›na bir sureye konu olan ve “ahsenü’l-k›sas = en güzel hikâye” olarak adland›r›lan Yusuf peygamberin k›ssas› özetle flöyledir: Hz. Yusuf (as) rüyas›nda on bir y›ld›z, günefl ve ay›n kendisine secde etti¤i-ni görmüfltü. Rüyas›n› babas› Yakub’a (as) anlatt›¤›nda, babas› bu rüyadan kimseye, bilhassa a¤abeylerine bahsetmemesini tembih etti. A¤abeyleri, ba-balar›n›n Yusuf’u çok sevmesini çekemiyorlar, onu çok k›skan›yorlard›. Bir gün ona tuzak kurmak için aralar›nda meflveret ettiler. Sonra babalar›ndan Yusuf’la beraber gezmek için izin istediler. Hz. Yakub izin vermek istemedi, Yusuf’u bir kurdun kap›p yemesinden korktu¤unu söyledi. A¤abeyleri Yu-suf’u kand›rd›lar, o da babas›ndan k›ra gitmek için izin istedi, yalvard›. A¤a-beyleri de onu koruyacaklar›na dair söz verdiler. Yakub çaresiz izin verdi. Kurduklar› plan›n iflledi¤ine için için sevinen a¤abeyleri, Yusuf’u k›rda gez-dirmek bahanesiyle götürüp Ürdün civar›nda bir kuyuya att›lar. Gömle¤ine de kan bulaflt›r›p babalar›na getirdiler, onun bir kurt taraf›ndan parçaland›-¤›n› söyleyerek a¤laflt›lar. Yakub ac›s›n› içine gömdü ve Allah’a (cc) s›¤›na-rak sabretmeye bafllad›. O s›ralarda kuyuya yak›n bir yerden kervan geçiyor-du. Kufllar›n bir yere inip kalkt›¤›n› görünce merak ettiler. Kervanc› kuyuya kovay› sal›nca Yusuf da ç›kma imkân› bulmufl oldu. A¤abeyleri de bu s›rada Yusuf’u kontrol etmeye gelmifllerdi. Bu durumu görünce “O bizim kaçan

kö-de¤erler e¤itimi

(3)

lemizdir.” diyerek Yusuf’u kervanc›ya satt›lar. O da Yusuf’u al›p M›s›r’a ge-tirdi ve orada M›s›r azizine (hükümdar) satt›.

Aziz, evine getirdi¤i bu genç köleyi evlat edinebileceklerini efline söyledi. Azizin efli Yusuf’a âfl›k olmufltu. Onu elde etmek istedi¤i s›rada Yusuf kaçar-ken gömle¤i arkadan y›rt›ld›. Bu s›rada aziz, maiyetiyle oraya gelmifl oldu. Kad›n “Bana tecavüz etmek istedi.” diye feryat etmeye bafllad›. Bununla bir-likte Yusuf’un gömle¤inin arkadan y›rt›lm›fl oldu¤u görüldü, böylece suçsuz-lu¤u ispatland›. Bu olay› duymufl olan M›s›r’›n sayg›n kad›nlar› azizin efli hakk›nda dedikodu yap›yor ve “Azizin efli genç bir köleye âfl›k olmufl.” diye alay ediyorlard›. Bunu duyan kad›n bir ziyafet tertip ederek onlar› davet et-ti. Yeme¤in sonunda onlara meyve ikram edip ellerine birer b›çak verdi. O s›rada Yusuf’a içeri girmesini emretti. Yusuf’u gören M›s›rl› kad›nlar hayret-te kalarak parmaklar›n› kestiler. Azizin han›m›n›n daha fazla dile düflmeme-si için Yusuf, masum oldu¤u hâlde zindana at›ld›. Yusuf zindanda M›s›r azi-zinin eski ekmekçisi ve flarapç›s› olan iki kifliyle karfl›laflt›. Bu kifliler gördük-leri rüyalar› Yusuf’a anlatt›lar. Ekmekçi bafl›ndaki tabladan kufllar›n ekmek yedi¤ini, flarapç› da üzüm s›k›p flarap yapt›¤›n› rüyas›nda görmüfltü. Yusuf, ekmekçinin rüyas›n› idam edilmesine, flarapç›n›n rüyas›n› ise kurtulmas›na yordu. Daha sonra Yusuf’un tabirine uygun olarak ekmekçi idam edildi, fla-rapç› ise zindandan kurtuldu. fiafla-rapç› ç›karken Yusuf ona “Efendinin yan›n-da beni an!” dedi. Fakat o, bu sözü unuttu. Böylece Yusuf bir müddet yan›n-daha zindanda kald›. Bir gün M›s›r azizi rüyas›nda yedi zay›f ine¤in yemekte oldu-¤u yedi semiz inekle yedi yeflil baflak ve yedi kuru baflak görmüfltü. Kâhinler bu rüyay› tabir edemediler. Zindandan kurtulmufl olan kifli Yusuf’u hat›rla-d›. Azizden izin alarak, zindana gidip rüyay› ona anlatt›. Yusuf ise bu rüyay› yedi y›l bolluk ve yedi y›l da k›tl›k olacak fleklinde tabir etti. Aziz, Yusuf’un zindandan ç›kar›lmas›n› emretti. Yusuf da M›s›rl› kad›nlar›n ellerini niçin kestikleri onlara sorulmad›kça zindandan ç›kmayaca¤›n› söyledi. Sonunda Yusuf’un masumiyeti bir kez daha ispat edildi ve aziz taraf›ndan M›s›r’›n ha-zinelerine naz›r tayin edildi. M›s›r azizi taht›n› ve bütün yetkilerini Yusuf’a devretti. Hz. Yusuf, ülkenin her taraf›na bu¤day ekilmesi ve ekinsiz bir yer b›rak›lmamas› hususunda emir gönderdi. Bu tar›m faaliyeti aral›ks›z yedi se-ne sürdürülecek ve has›lat baflaklar›nda b›rak›lacakt›. Ambarlar dolduruldu. Bu yedi seneden sonra k›tl›k y›llar› geldi. Hz. Yakub o¤ullar›n› toplayarak onlara M›s›r’a gidip aziz yiyecek almalar›n› söyledi. Yusuf, a¤abeylerinin her birine bir yük zahire verdi, bir a¤abeyini de yan›na rehin olarak ald› ve

tek-rar gelirken yanlar›nda baba bir kardeflleri Bünyamin’i getirmelerini flart kofl- de¤erlere¤itimi

(4)

tu. A¤abeyleri M›s›r’a ikinci gelifllerinde Bünyamin’i de getirdiler. Hz. Yusuf bir ziyafet tertip etti ve sofrada Bünyamin’i kendi yan›na oturttu. Di¤erlerine farkettirmeden kendini ona tan›tt›. Yusuf, a¤abeylerinin zahire yüklerini ha-z›rlarken, ölçü tas›n› kardefli Bünyamin’in yükü içine koydu. Sonra azizin ta-s› kayboldu bahanesiyle kafilenin yüklerini tek tek aratt›rd›. Sonunda ölçü kab› Bünyamin’in yükü içinden ç›kt›. Böylece h›rs›zl›¤›n›n cezas› olmak üze-re Bünyamin köle olarak Yusuf’un yan›nda al›kondu.

M›s›r’dan geldikten sonra o¤ullar› bafllar›ndan geçeni Yakub’a (as) anlatt›lar. Yusuf’tan sonra Bünyamin’in de gitmesiyle Yakub’un ac›s› iki kat›na ç›kt›. Gözlerine ak düfltü. Yakub, M›s›r azizine hitaben bir mektup yazarak o¤ul-lar›na verdi. Yusuf’un kardeflleri üçüncü kez M›s›r’a gidip az bir para karfl›l›-¤› Yusuf’tan yüklü miktarda erzak istediler. Yusuf babas›n›n mektubunu okuyunca a¤lad› ve kendisinin kim oldu¤unu aç›klad›. A¤abeyleri çok uta-n›p, daha önce yapt›klar›ndan dolay› ondan özür dilediler. Yusuf gömle¤ini babas›na gönderdi. Yakub yan›ndakilere Yusuf’un kokusunu duydu¤unu söylüyordu. Sonra gömle¤i getirdiler ve Yakub’un yüzüne örttüler. Bu saye-de onun a¤lamaktan kör olan gözleri aç›ld›. Yakub, Yusuf’un hayatta oldu-¤unu ö¤renince M›s›r’a do¤ru yola koyuldu. Yakub’un aile efrad›yla birlikte M›s›r’a gelmekte oldu¤unu ö¤renen Yusuf ise onu karfl›lamaya ç›kt›. Baba-o¤ul birbirlerini görünce bineklerinden indiler, selamlafl›p kucaklaflt›lar. Yu-suf (as), Yakub (as) ve ailesini M›s›r’a davet etti. Böylece ömürlerinin geri ka-lan k›sm›n› hep beraber orada geçirdiler.

1.2. Yusuf K›ssas›n› Anlatan Eserler

Yusuf k›ssas› dünyan›n çeflitli yerlerinde ve de¤iflik zamanlarda birçok yazar ve flair taraf›ndan ele al›nm›flt›r. Bu k›ssan›n özünde bütün insanlar› ilgilendiren temel de¤erlerin (iffet, sab›r, sadakat, iradeye hâkim olma, do¤ruluk...) olma-s› yazarlar›n bu k›ssan›n üzerinde bu kadar çok durmalar›n›n temel nedenidir. Yusuf peygamberin hayat› her ça¤da insanlar›n dikkatini çeken bir olaylar zinciri ve ibret verici bir hikâyedir (Ertaylan, 1948; Johns, 1981; West, 1983; West, 1979). Eski ‹brani edebiyat›ndan Yunan ve M›s›r edebiyatlar›na da ge-çen bu hikâye çeflitli dönemlerde dünya edebiyatç›lar›na ilham kayna¤› ol-mufltur (Ettinghausen, 1999; Kugel, 1994; Yohannan, 1968).

Müslüman yazar ve flairler ise Hz. Yusuf’un (as) k›ssas›n› anlat›rken Kur’an tefsirlerinden faydalanm›fllar, ayr›ca ö¤üt verici baz› yan hikâyelerle de eser-lerini süslemifllerdir.

de¤erler e¤itimi

(5)

‹lk yaz›l› örnekleri on üçüncü yüzy›ldan bafllamak üzere, Türk edebiyat›nda Yusuf peygamberin bafl›ndan geçenleri anlatan birçok manzum eser ortaya koyulmufltur (Kocatürk, 1970; Levend, 1988; Öztürk, 1993). On üçüncü yüzy›lda Ali’nin K›ssa-i Yusuf’u, fieyyad Hamza’n›n Dâstân-› Yusuf’u, Halilo¤-lu Ali’nin Yusuf ve Zeliha’s›; on dördüncü yüzy›lda Sula (Süli) Fakih’in Yusuf ve Zeliha’s›, Darir’in Yusuf ile Zeliha’s› ve Ahmed’in yazm›fl oldu¤u eser bu k›ssaya iliflkin önemli metinler olarak kabul edilir. Bu flairler genellikle hal-ka dinî bilgi vermek, vaaz ve irflad etmek için eserlerini hal-kaleme alm›fllard›r; söz güzelli¤i, vezin ve kafiye endiflesi onlar için ikinci planda kalm›flt›r.

2. Hamdullah Hamdi’nin Hayat›na ve Yaflad›¤› Devre Genel Bir Bak›fl

853/1449’da Göynük’te do¤an Hamdullah Hamdi, Fatih Sultan Mehmed’in hocas› Akflemseddin hazretlerinin en küçük o¤ludur. On iki yafl›nda babas›-n› kaybeden ve hayat› s›k›nt›larla geçmifl olan Hamdullah Hamdi, bunlara ra¤men hem ilmî hem de tasavvufî sahada iyi bir e¤itim görmüfltür.

Hamdullah Hamdi çocuklu¤unu Fatih Sultan Mehmed döneminde, gençli¤i-ni ve ortayafll›l›k dönemigençli¤i-ni ise II. Bayezid döneminde geçirmifltir. Fatih Sul-tan Mehmed ilme ve ilim adamlar›na çok önem verirdi. ‹sSul-tanbul’un fethinde Akflemseddin ve Akb›y›k gibi âlimler onun yan›nda yer alm›fllard›. Ali Kufl-çu gibi bir gök bilimciyi davet ederek Semerkant’tan getirtmifl ve ona rasat-hane kurdurmufltur. Bunlardan baflka Molla Hüsrev, Molla Güranî, H›z›r Bey, Seyyidî Ali, Molla Zeyrek, Hocazade, Molla Alâeddin Ali, fiirvanl› fiük-rullah gibi zatlar da Fatih’ten iltifat görmüfl âlimlerdi. Ayr›ca Molla Hayret-tin, hadis âlimi Kafiyeci (Muhiddin) Mehmet bin Süleyman, Bursal› Kad›za-de, Fenarî, t›p âlimi Geredeli ‹shak bin Murat, Konyal› Hac› Pafla, fierafeddin Sabuncuo¤lu gibi bilginler de o dönemin önemli simalar›ndand› (Ad›var, 1954; Ünver, 1946; Ünver, 1947).

Fatih’ten sonra tahta geçen II. Bayezid de ilim adamlar›na önem vermifltir. ‹dris-i Bitlisi’ye Farsça, ‹bn-i Kemal’e Türkçe birer Osmanl› Tarihi yazd›rm›fl-t›r. Ayr›ca Molla Lütfi, Müeyyedzade Abdurrahman, Tacizade Cafer Çelebi, Sadi Çelebi, Zenbilli Ali Efendi, Necatî, Zatî, Visâlî, Firdevsî gibi birçok âlim ve flaire destek vermifltir (Kaz›c›, 1997; Turan, 1992).

Hamdullah Hamdi, çocuklu¤undan beri böyle bir ilim ve kültür ortam›nda yetiflmifltir. Devrinin tefsir, hadis, f›k›h gibi dinî ilimlere dair önemli kitap-lar›n› okumufl; kuvvetli bir edebî kültür alm›flt›r. Enisî’nin

menak›pnamesi-ne göre, Bursa’da Sultan Muhammed bin Y›ld›r›m Medresesinde okumufl, de¤erlere¤itimi

(6)

Mevlâna Hayalî Mu’îd’e daniflmend olmufltur. Ayn› zamanda, müzik dâhil, devrinin bütün zahirî ilimlerini alm›flt›r (Yurd & Kaçalin, 1994). Hamdullah Hamdi’nin bilgi birikimi, manevi e¤itimi, sosyal durumu ve siyasi iktidarla ba¤lant›s› veya ba¤lant›s›zl›¤› onun mesnevisinde yans›tt›¤› de¤erler aç›s›n-dan önemlidir.

Siyasi aç›dan bakt›¤›m›zda, Hamdullah Hamdi’nin II. Bayezid’den fazla itibar görmedi¤i dikkatimizi çekiyor. Bu ilgisizlik Hamdullah Hamdi’de k›rg›n ve küskün bir kiflili¤in geliflmesine neden olmufltur. Ayn› nedenle, Yusuf ve Ze-liha mesnevisinin bafl›nda önce II. Bayezid’i öven m›sralar yazm›flken, daha sonra onlar› eserinden ç›karm›flt›r.

Hamdullah Hamdi’nin içinde do¤up büyüdü¤ü aile ortam› ve yetiflti¤i kültür çevresi de üzerindeki etki ba¤lam›nda çok önemlidir. Hamdullah Hamdi’nin kiflili¤inin oluflmas›nda aile ortam›, özellikle babas›, sonra da hocas› daha do¤rusu fleyhi önemli rol oynam›flt›r.

Hamdullah Hamdi’ye tesir eden kiflilerden ilki, babas› Akflemseddin’dir. Ak-flemseddin Hac› Bayram-› Veli’nin yetifltirdi¤i bir flahsiyettir (Yurd & Kaçalin, 1994). Devrinin maddi-manevi tüm ilimlerini görmüfltür. Hamdullah Hamdi, Akflemseddin hazretlerinin en küçük ve en nazl› o¤ludur. fiair, babas› ile ara-s›ndaki duygusal ba¤lant›y› Yusuf ve Zeliha mesnevisinde flöyle anlatm›flt›r:1

324 A’ni nur-› beyaz-› maflr›k-› din Kutb-› irflad fleyh fiemsü’d-din

T›fl-› ferzend-idüm ana bu fakir Olm›fl-›d› za’if hazret-i pir Bana eyler-idi flefkat-ile nazar Der-idi olmasa bu o¤lum eger

Gider-idüm bu dar-› mihnetden

Derd ü gamdan bela-y› gurbetden Ah kim bu yetimi Yusuf-var

K›l›sardur cefa-y› ihveti zar Çünki etdi vefat hazret-i pir Etdiler ne dediyse bi-taksir Gitdi ol gamda ben mukim oldu Cevrden süfte-dil yetim oldum

de¤erler

(7)

Hamdullah Hamdi ayr›ca, yazd›¤› kitapta Yusuf (as) gibi kendisinin de kar-defllerinden çekti¤ini belirtir ve ailevi problemlerini dile getirerek akrabala-r›ndan flikâyet eder.

Hamdullah Hamdi’nin etkilendi¤i ikinci kifli, tarikat fleyhi ‹brahim Tennu-ri’dir. ‹brahim Tennurî’nin, Hamdullah Hamdi’nin hocas› olmas›nda babas› Akflemseddin’in ve gördü¤ü bir rüyan›n önemli rolü vard›r (Deniz & Karabu-lut, 1983; Karabulut & Y›ld›z, 1978). Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha mesnevisinde ‹brahim Tennurî’den ald›¤› bu tasavvufî e¤itimin izleri görülür. Hamdullah Hamdi’ye tesir eden üçüncü kifli ise flair Camî’dir: Hamdullah Hamdi’nin Farsça yazan flairleri, bilhassa Firdevsî ve Camî’yi okudu¤u bi-linmektedir.2

Hamdullah Hamdi, Yusuf ve Zeliha mesnevisini yazarken Camî’den etkilen-mifl (Çelebi, 1940), yer yer onun eserini tercüme etetkilen-mifltir. 3

Âfl›k Çelebi, Hamdullah Hamdi’nin Camî ile mektuplaflt›¤›n›, “Rum’dan Hora-san’a mektub gönderüp mebani-i muhabbeti te’kid” (Âfl›k Çelebi, 1971, s. 89b) etti¤ini yazm›fl, Enisî ise görüfltüklerini kaydetmifltir (Yurd & Kaçalin, 1994). Hamdullah Hamdi’de aileden gelme bir güzel yaz› yazma kabiliyeti vard›. K›-nal›zade’nin tezkiresinde anlatt›¤›na göre Hamdullah Hamdi maddi s›k›nt›ya düfltü¤ü zaman Yusuf ve Zeliha mesnevisinin nüshalar›n› yaz›p satarak geçi-mini temin ederdi (K›nal›zade Hasan Çelebi, 1978). Ali, Künhü’l-Ahbar isim-li eserinde 1005/1596-97 tarihinde Göynük’te Hamdullah Hamdi’nin el yaz›-s› ile yaz›lm›fl bir Yusuf ve Zeliha yazmayaz›-s› gördü¤ünü söylemektedir (Gelibo-lulu Mustafa Ali, t.y.; Erencan, 1940). Bununla birlikte Hamdullah Ham-di’nin kendi el yaz›s›yla yaz›lm›fl herhangi bir Yusuf ve Zeliha mesnevisi nüs-has› elimizde bulunmamaktad›r. Yine tezkirelerde (K›nal›zade Hasan Çelebi, 1978; Kastamonulu Latifi, H 1314) Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha’s›-n› II. Bayezid’e sundu¤u, fakat iltifat görmeyince padiflah› öven k›sm› kita-b›ndan ç›kard›¤› yaz›l›d›r. Devrin padiflah›n› öven m›sralar›n yer ald›¤› bir yazma nüshaya da henüz rastlanmam›flt›r.

de¤erler e¤itimi dergisi 2 Bu makalede geçen beyitler ve beyit numaralar› için bk. Zehra Öztürk (1993).

3 346 Salm›fl-›dum bu niyyete kur’a Cami’den irdi nâgehân cür’a

Terceman old› ba’z› tercemesi Nazma germ old› tab’umun hevesi Kimisi terceme kimisi nazîr

(8)

Hamdullah Hamdi yaflad›¤› sürece maddi imkâns›zl›klar içinde k›vranm›flt›r. Yaflad›¤› s›k›nt›lar onu küskünlü¤e ve d›fl dünyadan uzaklaflmaya itmifltir. Gördü¤ü ilim ve tahsile ra¤men devletten hiç bir vazife almay›p zahirî ilim-leri de terk ederek tasavvufa yönelmifltir. Tezkirelerde (Edirneli Sehî, H 1325) belirtildi¤ine göre karakter olarak derviflli¤e meyilli, züht ve salah eh-li bir kifli idi. Bu yüzden Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeeh-liha’s› yan›nda di-¤er eserleri de gözönüne al›narak mutasavv›f, hattat ve müfessir4 kiflili¤i bir bütün olarak tahlil edilmelidir.

2.1. Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha Mesnevisi

Hamdullah Hamdi, 6278 beyitlik Yusuf ve Zeliha mesnevisini 897/1491-92 tarihinde yazm›flt›r. Bugüne kadar bu eserin Türkiye ve di¤er ülkelerdeki kü-tüphanelerde ve özel koleksiyonlarda toplam 140 yazma nüshas› tespit edil-mifltir, araflt›rmalar sürdükçe bu say› daha da artabilir. Nüshalar›n bu kadar çok olmas› on beflinci yüzy›ldan bu yana Hamdullah Hamdi’nin bu eserinin halk aras›nda ne kadar tutuldu¤unun ve okundu¤unun bir göstergesidir. Hamdullah Hamdi’ye kadar yaz›lm›fl olan K›ssa-i Yusuf’lar daha çok hikâye anlat›c›lar›n›n (kussas ve meddahlar›n) anlat›m›na ve k›sas-› enbiyalara daya-n›yordu. Bu eserler anlat›m bak›m›ndan pek sanatkârane de¤illerdi. Zaten bu eserleri yazanlar da ifade güzelli¤i ve üslûba önem vermiyorlar; halka dinî bil-gi vermek, vaaz ve irflad etmek için bunlar› kaleme al›yorlard›. Hamdullah Hamdi çok bilinen, okunan ve anlat›lan bu k›ssay› yazarken do¤rulu¤u yan›n-da, Türkçe en güzel ifade eden, flan›na yak›fl›r bir biçimde anlatan bir eser or-taya ç›karmak istemifltir. Eserinin bafl›nda da bu arzusunu dile getirir.5 Anadolu sahas› Türk Edebiyat›nda edebî de¤er tafl›yan ilk Yusuf ve Zeliha hi-kâyesi, Hamdullah Hamdi’nin bahsetti¤imiz eseridir. Devrinin ve daha

son-de¤erler e¤itimi

4 Topkap› Saray› Müzesi Kütüphanesinde, üzerinde Akflemseddin’in o¤lu Hamdullah Hamdi taraf›ndan yaz›ld›¤›na dair bir ibare bulunan iki ciltlik, sat›r aras› Türkçe me-alli elyazmas› bir Kur’an-› Kerim bulunmaktad›r (Öztürk, 1997).

5 337 Yusufun çekdügümce gussas›n› Nazmum okurd› bana k›ssas›n›

Âk›bet eyledüm bu k›ssay› cüst Bulmadum Türkî dilde an› dürüst 342 K›ssa kim ahsen ola hofldur ana

(9)

raki dönemlerin kültürlü kiflileri Hamdullah Hamdi’nin bu eserini takdir et-mifllerdir.6 Erzurumlu ‹brahim Hakk›, Marifetname’sinde han›mlar›n güzel-li¤i ile ilgili en güzel beyitler olarak Hamdullah Hamdi’nin eserindeki Zeliha ile ilgili m›sralar› kaydetmektedir.7

Yusuf ve Zeliha mesnevisi Hamdullah Hamdi’nin kendi duygu ve düflüncele-rini katt›¤›, befleri aflktan ilahî aflka geçifli iflledi¤i bir kitapt›r. Hamdullah Hamdi bu eserinde insan psikolojisi ile tasavvufu birbirine mezcetmifltir. Eserinde kendisini Hz. Yusuf’a, babas›n› ise Hz. Yakub’a benzeterek olaylar› âdeta kendisi yaflam›fl gibi anlatm›flt›r. Asl›nda Hamdullah Hamdi, Yusuf ve Zeliha d›fl›nda dört mesnevi daha kaleme alm›flt›r (Leylâ vü Mecnun, Tuhfe-tü’l- Uflflak, K›yafetname, Ahmediyye), yani hamsesi olan say›l› flairlerden bi-ridir. Fakat di¤er eserleri pek tutulmam›fl, flairimiz gerçek flöhretini bu ese-riyle yaparak “Yusuf ve Zeliha flairi” diye tan›nm›flt›r. Gerçi Akflemseddin hazretlerinin o¤lu olmas› da tarihî flahsiyeti aç›s›ndan önemlidir, ama ona yüzy›llarca sürecek flöhretini kazand›ran bu güzel mesnevisidir. fiairin üslû-bu ve anlat›m kudretinin yan›nda, yaflad›¤› devrin sosyal hayat› (ticaret, mi-marl›k, devlet idaresi anlay›fl›, yemek zevki, giyim kuflam tarz›…) da bu mes-neviden ö¤renilebilmektedir. Eserdeki didaktik yorumlar, pendler (nasihat-ler), tasavvufî unsurlar ise devrinin fikir ve kültür hayat›n› aksettirmektedir.

2.2. Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha Eserinde Yans›tt›¤› Dün-ya Görüflü ve De¤er Ölçüleri

Hamdullah Hamdi bu eserinde Yusuf’un (as) hikâyesini anlat›rken yaflad›¤› devrin dinî, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam›n›n getirdi¤i dünya görüflü-nü ve bunlar›n oluflturdu¤u de¤erleri de ortaya koymufl; bunlar›n yan›nda

de¤erler e¤itimi dergisi 6 “Hattâ k›ssa-i Yusuf’u tefsire müteallik oldu¤u içün ve akva-y› rivâyât› ruvat›n asahh ve

akvemi buldu¤u içün nazmetmifllerdir. Bir nazm-› adîl ve nazîr olmaz ve üslûb-› mergu-bunun bir harfine parmak basup kimse ay›p ve noksan bulamaz. Kasas-› ahseni kemal-i sihhatde tefsire tamam mutab›k olma¤›n beynelulema makbul ve memduhdur. ‹ttifak-› fuzalâ budur ki andan eltâf ve ahsen ve mer¤ub ve müstahsen kimesne nazm itmemifl-dür.” (Kastamonulu Latifî, H 1314, s. 137-138). “Es’ile: Kütüb-i Türkî’nün ok›nmas› / Buyurun kang›s›dur evlâs›? Cevâb-› Ebu’s-Suûd: Hamdî’nün Yûsuf ü Zelîha’s› / Lafz› ah-sar kesîr ma’nâs›.... fievk virür ok›nsa ehl-i dile / Hamdî’nün Yusuf ü Zelîha’s› / Bî-tered-düd cilâ virüp giderür / Gönül âyînesindeki pas›.” (Ahmed Ziya, 1930, s. 11-12). 7 “Nitekim Hamdî-yi flirin-beyan rüsûm-i cemâl-i zenan› Hazret-i Zeliha’n›n flan›nda ayan

etmifldir. Nazm: Gerçi hüsni beyana s›¤maz idi / Nitekim aflk› beyana s›¤maz idi .... Yo¤ iken zîb ü zibere hacet / Eyledi meyl ziver ü zinet” (‹.H. Erzurumî, H 1330, s. 213).

(10)

kiflisel görüfl ve tecrübelerini yans›tan m›sralarla okuyucular›n› âdeta e¤it-meye çal›flm›flt›r. Hamdullah Hamdi eserinde o devirde erdemlilik say›lan ve teflvik edilen unsurlar› belirtirken erdemsizlikleri de hemen bunlar›n yan›n-da zikretmifltir. Erdemlilik olarak kabul edilenlere olumlu de¤erler (do¤ru-luk, ihlas, vefa... ) dersek, erdemsizlik olarak kabul edilenlere de olumsuz de¤erler (yalanc›l›k, riya, nankörlük... ) diyebiliriz. Böylece Hamdullah Hamdi, bireyde ve toplumda var olan veya olmas› gerekti¤ini düflündü¤ü de-¤erleri daha iyi ortaya koyabilmek için tezatlardan faydalanm›flt›r.

Hamdullah Hamdi’de ve yaflad›¤› dönemde de¤erlerin kökeni dindir. Böyle olunca Hamdullah Hamdi’nin ahlaki ve sosyal konulara dinî aç›dan bakma-s› do¤ald›r. Bu do¤rultuda onun söz konusu eserinde ortaya koydu¤u de¤er-leri dört grupta toplayabiliriz: 1- ‹nanç ve ibadetle ilgili de¤erler, 2- Tasav-vufî de¤erler, 3- Ahlaki de¤erler, 4- Sosyal de¤erler.

2.2.1. ‹nanç ve ‹badetle ‹lgili De¤erler

Yusuf’un (as) hikâyesine bafllamadan önce mesnevisinin bafl›na koydu¤u üç yüz küsur beyitlik girifl bölümü flairin dünya görüflünü ve hayata bak›fl tar-z›n› ortaya koymaktad›r. Kitap, Allah ad›yla ve onun birli¤ini öven tevhit manzumesiyle bafllamaktad›r. Sonra flairin Allah’a yakar›fllar›n› ifade eden münacat bölümleri ve arkas›ndan Hz. Muhammed’i (sav) öven naat ve muci-zelerini anlatan mu’cizat bölümleri gelmektedir. Akabinde Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali s›ralamas›yla dört halifeye övgü manzumeleri yer almaktad›r. Bütün bunlar Hamdullah Hamdi’nin ehl-i sünnet çizgisinde bir Müslüman oldu¤unu beyan etmektedir.

Ayr›ca flair, hikâyenin içinde uygun vesileler icat ederek, anlat›lan konuyla il-gili ayet ve hadislere ve onlar›n manzum tercümelerine yer vermifltir. Özellik-le Yusuf Suresi’nin birçok ayetini, anlat›lan olaylarla ilgili olarak önce as›l me-tin, ard›ndan ayetlerin manzum tercümesi fleklinde mesnevisinin içine serpifl-tirmifltir. Bazen de ara bafll›k olarak verilen ayetin manzum tefsirini yapm›flt›r. Örnek verecek olursak:

968 Sevdügine o kim azad virür Sâbire ecri bî-hisâb virür

Yukar›daki beytin ikinci m›sras› Zümer Suresi’nin onuncu ayetinin manzum tercümesidir.

5680 Nefsi halin kul itmese ta¤yîr Lutf› ta¤yîr eylemezdi Kadîr

de¤erler e¤itimi

(11)

beyti ise Ra’d Suresi’nin on birinci ayetinin bir aç›klamas›d›r.

O¤ullar› ellerinde kanl› gömlekle geldi¤inde Yakub’un onlara söyledikleri flu beyitlerle dile getirilmifltir:

1207 Çünki Ya’kub iflitdi bu haberi Kalmad› kizbe flübhesi eseri 1211 Aldaman siz beni yalan söz-ile

Ben inanman size heman söz-ile Belki nefse ita’at eyledünüz Kim bilir ne flena’at eyledünüz 1215 Benden ay›rd› ol cemîli Celîl

Gönlüme laz›m old› sabr-› cemîl

Bu beyitlerden önce Yusuf Suresi’nin on sekizinci ayeti ara bafll›k olarak ve-rilmifl, bunlar da âdeta bu ayetin manzum tefsiri olmufltur.

Kitab›n genel çerçevesi, Hamdullah Hamdi’de ve onun yaflad›¤› on beflinci yüz-y›l Osmanl› toplumunda dinî de¤erlerin ön planda oldu¤unu göstermektedir.

Allah ‹nanc› ve Tevhid: Hamdullah Hamdi’nin bu mesnevisinde Allah’a iman

kitab›n bafl›ndan sonuna kadar her bölümünde ele al›nm›fl, Allah’›n birli¤ine inanman›n gereklili¤i ve putperestli¤in anlams›zl›¤› her vesile ile dile getiril-mifltir. Yusuf (as) kervanla beraber Tablus flehrine gelmifl ve flehir halk› ona “Seni böyle güzel yaratan kimdir?” diye sormufllard›r. Yusuf’un verdi¤i cevap Hamdullah Hamdi’nin anlat›m›yla flöyledir:

1945 Didi kim sani’üm o Kadir’dür Ki kamu san’at›nda mahirdür Noktayam ben kitab-› sun’›ndan Zerreyem afitab-› sun’›ndan

Dü cihan katre bahr-i cûd›ndan Cümle mevcud anun vücud›ndan Ana mahsusdur kemal ü cemal

‹rmez ana kelâl ü naks u zevâl Aybdan kim cemali ârîdür Hücüb-i gayb perde-dar›dur

Yusuf kendisine ayn› soruyu soran Bazi¤a’ya ise cevap olarak flunlar› söyle-mektedir:

3554 Didi kim sani’üm Huda-y› cihan

Ki anun sun’›dur zemin ü zaman de¤erlere¤itimi

(12)

Lâ-mekândur ki yok mekân onsuz Bî-zamandur ki olmaz an ansuz Hakim-i arfl ü ferfl ü levh u kalem Bendedür ana bunca bin âlem

Zeliha’n›n cariyelerine Yusuf’un iman telkin etmesini ve onlar› puta tapmak-tan vazgeçirmeye çal›flmas›n› Hamdullah Hamdi flöyle anlatmaktad›r:

4156 Âleme lâ-mekân Huda vardur Dil-i gümraha reh-nema vardur

Birdür iki cihana hakimdür Ana mahkûm olmayan kimdür 4161 Secde ol bî-niyaza lây›kdur

Ki kamu kâyinata halikdur

Sanemi kon o bî-niyaza tapun Hayy u dânâ-y› cümle raza tapun 4166 Sâni’-i sâni’ ola m› masnû’

Kat›’u ‘l-hüccet ola m› maktû’

Sengden saht odur ki senge tapar Kendü nakkafl nakfl u renge tapar

Yakub’un (as), ölmesine yak›n o¤ullar› ve aile efrad› ile yapt›¤› konuflma ise flu flekilde sunulmufltur:

6153 Neye tapars›z ola bilsem ben Didiler ana kim tapardun sen

Ki ol ecdadunun ‹lâh›dur Halk› halk itdi padiflah›dur Didi Hak virdi size din-i güzin Âdet olsun size hemifle o din

Çün ecel göndüre Hakîm ü Alîm Can› ‹slam ile k›lun teslim

Bu aç›klamalarda Hamdullah Hamdi, tamam›yla Kur’an’a dayal› Allah inan-c›n› ortaya koymakta, Hz. Yusuf ve Hz. Yakub’un ise Allah’›n birli¤ine daya-nan tevhit idaya-nanc›n› ve ‹slam dinini tebli¤ ettiklerini vurgulamaktad›r. Böyle-ce Hamdullah Hamdi bir taraftan hikâyeyi anlatmakta, di¤er taraftan tevhit akidesini temel bir de¤er olarak okuyucusuna ulaflt›rmaktad›r.

Tövbe: Bu k›ssada tövbe bir de¤er olarak oldukça önemlidir. Hamdullah

Hamdi kahramanlar›n› belirli kal›ptaki özelliklere göre damgalamamakta, bunun neticesinde hata yapan kifliler daha sonra tövbe edip iyiye

yönelmek-de¤erler e¤itimi

(13)

tedirler. Mesela Yusuf’un a¤abeyleri, Eflah ve Zeliha yapt›klar› yanl›fllardan vazgeçerek tövbe etmifllerdir. A¤abeyleri Yusuf’a yapt›klar› haks›zl›ktan ötü-rü tövbe edip ondan flöyle özür dilerler:

6056 Bir hatây›la eyledük tedbir Ta ki takdiri idevüz ta¤yir

Yusuf’un a¤abeyleri suçlar›n› Hz. Yakub’a da itiraf ederler: 6107 Didiler k›l bizümçün isti¤far

Afv ide ta ki cürmümüz Gaffar

Kervan halk›, Malik ve Eflah önceki kötü davran›fllar›ndan ötürü Yusuf’tan özür dilemifl ve yapt›klar›ndan vazgeçmifllerdir:

1883 Kârbân Yusuf üzre üfldiler Yalvarup aya¤›na düfldiler

Didiler lutf idüp du’a eyle Bu belâdan bizi reha eyle

Zeliha da sonunda tövbe ederek tapt›¤› putu k›r›p Allah’a ibadet etmifltir: 5445 Eyledi pare pare ol sanemi

Dilde bir pare sakin old› gam› 5449 Didi iy ›flkun-›la âlem mest

Sana eyler sücud› seng-perest 5454 Nefsüme çok cefalar eylemiflem

Büte tapup hatalar eylemiflem Yarl›¤a ol hatalar› ya Rab K›l vefa bu cefalar› ya Rab

Hamdullah Hamdi mesnevisinde okuyucular›na hatadan dönmenin fazilet ol-du¤unu telkin etmektedir. ‹nsan hata yapabilir, fakat hatas›n› anlad›¤› anda Al-lah’a tövbe etmeli, zarara u¤ratt›¤› kifliler varsa onlardan da özür dilemelidir.

Kadere ‹nanmak: Kadere iman da bir dinî de¤er olarak bu hikâyede

karfl›m›-za ç›kmaktad›r. Hamdullah Hamdi kakarfl›m›-za ve kadere iman›n gereklili¤ini her olayda bir baflka yönden ispat etmektedir:

950 Çün veliye biline s›rr-› kader Bilse an› nebi aceb mi eger

Nur-› ilmiyle zeyn iden can› ‹ki k›sm itdi ehl-i isyan› Ol ki bildi kazay› itdi kabul

Vas›l old› kemal-i taate ol de¤erlere¤itimi

(14)

2409 Çün kader tirin ata kavs-i kaza Çare olmaz ana meger ki r›za

Niçe ferhengi deng ider bu hadeng Siper-i rây› terk ider ferheng

Hz. Yusuf’un gördü¤ü rüyadan dolay› kardefllerinden zarar görebilece¤ini düflünen Hz. Yakub, o¤luna gördü¤ü rüyay› kimseye söylememesini tenbih etmiflti. Fakat ne kadar tedbir al›n›rsa al›ns›n kaderden kaç›lmazd›:

632 Perde-i raz› açsa s›rr-› kader Ne kadar kadir ola setre befler

Çünki sevk ide bir ifli Takdir An› avk idebile mi tedbir

Yusuf kuyuya at›l›rken kardefllerinin hiç ummad›¤›, onlar›n asla ak›llar›na gelmeyen bir kadere do¤ru gidiyordu. O ileride M›s›r sultan› olacak ve kar-deflleri ona aç biilaç gelerek ondan yiyecek isteyeceklerdi. Hamdullah Ham-di’nin anlat›m›na göre kuyudaki Yusuf’a bir melek gelerek bunu bildiriyor:

925 Didi iy nûr-i hanedan-› Halil Sana itdi selam Rabb-i Celil 929 Sabr iderse e¤er belâlaruma

Gösterürse r›za kazalaruma

‹zzetüm hakk› idem an› aziz Bu belâdan halas idüp an› tiz Mülk-i M›sr› ana musahhar idem Niçe sâdât› ana çâker iderem

Ola muhtac niçe sahib-i tac Gele düflmenleri kapus›na aç

Tevekkül: Allah’›n takdirine isyan etmeyip tevekkül etmek de bu eserin

oku-yucuya kazand›rmak istedi¤i önemli bir de¤erdir: 934 Hakka her kimse kim tevekkül ider

Hak anun h›fz›na tekeffül ider

Bu eserde Yakub’un sevgili o¤lu Yusuf’tan ayr› düfltü¤ü zaman, Yusuf’un ise kuyuya ve zindana at›ld›¤›nda tevekkülü elden b›rakmamas› okuyucuya ve-rilen önemli bir mesajd›r.

Zikir ve ‹badet: Hikâyede Yusuf’un zikir ve ibadetlerine yer verilmektedir.

Zeliha ve Bazi¤a da tövbe ettikten sonra Allah’a ibadet ederler. Hamdullah Hamdi bunlar› konunun bir parças› olarak gayet tabii bir flekilde anlat›rken okuyucunun zihnine Allah’› zikretmek gerekti¤ini yerlefltirmekte, onu

iba-de¤erler e¤itimi

(15)

dete teflvik etmektedir. Yusuf kervan›n bafl›nda bulundu¤u s›ralarda inifl ve yokufllara gelince tekbir ve tehlillerle kervan› geçirir, Hz. ‹brahim’in fleriat› do¤rultusunda namazlar›n› k›lar:

1910 Her kaçan gelse bu yokufl ya inifl Taht› üstinden eyleridi inifl

Anda tekbir iderdi hem tehlil Hem k›lurd› salât din-i Halil

Hz. Yusuf zindanda bile namazlar›n› aksatmamaktad›r. Bir defas›nda Zeliha gelip onu seyretmifltir:

5042 Gördi seccade üzre lutf-› ‹lah Nura müsta¤rak oturur çün mah

Kameti flem’i geh k›yama gelür Lebi tûtî gibi kelâma gelür Rabb-i izzet kelâm›n› söyler Hamd idüp ana nam›n› söyler

E¤ilür gâh kaddi çün meh-i nev Secde-gâha ruh› salar pertev Gâh ider nura saye gibi sücud Kurba irer ider çü tarh-› vücud

Secdesinde huflu-›la çü turur Ser-figende beneffle-vâr oturur

2.2.2. Tasavvufî De¤erler

Hamdullah Hamdi’nin tasavvufa meyilli oluflu, medrese e¤itiminin yan›nda tarikat e¤itiminden de geçmifl olmas› sahip oldu¤u dünya görüflüne tesir et-mifltir. Dolay›s›yla o, mesnevisinde tasavvufî de¤erlere de yer veret-mifltir.

Vücut (Varl›k): Vahdetivücut meselesi tasavvuf erbab›n›n de¤er ölçülerini ve

hayata bak›fl aç›lar›n› oraya koyan temel meseledir. ‹bn-i Arabî’nin temsil et-ti¤i bu anlay›fl Hamdullah Hamdi’ye kadar gelen tarikat erbab›n›n ortak kav-ram› ve f›k›h âlimleri ile mutasavv›flar aras›ndaki anlaflmazl›¤›n temel sebe-bidir. Yusuf ve Zeliha mesnevisinin bafl›ndaki tevhit ve münacat bölümlerin-de ve hikâyebölümlerin-de olaylar› anlatt›kça Hamdullah Hamdi bu konuya iliflkin dü-flünce ve kanaatlerini ortaya koymaktad›r:

7 Ta ki cûfl itdi bahr-i cûd› anun Yo¤› var eyledi vücud› anun

‹lm-i gayb›nda kâmin-idi cihan

Old› feyz-i mukaddesiyle ›yan de¤erlere¤itimi

(16)

Var odur ki vücud› zat›dur Dü cihan mazhar-› s›fat›dur

Var odur belki nefs-i emrde heman Dahi milk-i ademdedür bu cihan Feyz-i esma letayif-i ervah

Z›ll-› enfüs tavayif-i eflbah

Hamdullah Hamdi varl›k-yokluk iliflkisini flöyle ele almaktad›r: 68 Var didügün çü ma’nide yokdur

Nengdür arife bu nam ü niflan

Geçici varl›¤›n› ortadan kald›rmayan insan tevhit s›rr›na ulaflamaz: 75 ‹tmeyince izafeti iskat

S›rr-› tevhidi bilmedi âdem

Bu ba¤lamda Bayezid-i Bistamî’ye de “Nefsini b›rak!” nidas› gelmifltir: 1067 Bayezid itdi çün vusuli dilek

Hak cevab›nda dedi da’ nefsek

Bu konuda Hamdullah Hamdi’nin kendine hitab› flöyledir: 84 Hamdi nakkafl-›la eyle nakfla nazar

Gerçi nakkafla nakfl› old› eser Fikri old› figâr anun ki k›lur Eserinden müessirine nazar

Hamdullah Hamdi’nin yarat›lm›fllar›n yaratana flahitlik etmelerini anlatan m›sralar› ‹mam Rabbanî çizgisindeki Vahdet-i fiühûd kavram›n› haber ver-mektedir:

60 Gelmese âlem-i vücuda ziya Nûr olmazd› flâhid-i meflhûd

Aflk: Hamdullah Hamdi bu eserini aflk üzerine bina etmifltir. Aflk, tasavvufun

en önemli de¤erlerinden birisidir. Mutasavv›flar aflk›, mecazi aflk ve hakiki aflk olmak üzere ikiye ay›rm›fllard›r. Hakiki aflk Allah’› sevmektir, mecazi aflk ise yarat›lm›fllara duyulan sevgidir. Mecazi aflk küçük görülmemelidir, zira o hakiki aflka ulaflmak için bir yol olabilir:

360 Iflka ta’n itme ger mecâzidür Ki hakikiye kâr-sâzidür

de¤erler e¤itimi

(17)

Hamdullah Hamdi’nin en büyük arzusu Allah’›n aflk›na ulaflmakt›r: 126 Âbide din ü âsiye dünya

Hamdi’ye zerre denlü ›flk-› Huda Bu m›sralar bize Yunus Emre’nin

Sûfîlere sohbet gerek Ahîlere ahret gerek Mecnunlara Leylî gerek Bana seni gerek seni

m›sralar›n› hat›rlatmaktad›r. Afla¤›daki m›sralar da Yunus Emre’nin fliiriyle paralellik arzetmektedir:

107 Iflkun evvel bu benligüm alsun Yirine sonra senligün gelsün Yunus Emre’de:

Aflkun ald› benden beni Bana seni gerek seni Yine Hamdullah Hamdi’in flu m›sralar›:

108 Yandurup ›flk od›na bende beni Göreyin bileyin senünle seni Yunus Emre’de:

Nireye bakarisam toptolusun Seni kanda koyam benden içeri

Beni sorma bana bende de¤ülven Sûretim bofl yürür tondan içeri8

m›sralar›n› hat›rlat›r. Bu örnekler onlar›n ortak bir dünya görüflünün fertle-ri olduklar›n›, ayn› de¤erlefertle-ri paylaflt›klar›n› göstefertle-rir.

Hamdullah Hamdi genel tasavvufî e¤ilimlerine uygun olarak eserini ilahî aflk üzerine infla etmifl ve eserdeki hâkim duygu ilahî aflk olmufltur:

77 Iflk m›sr›na olmayan salik Yusuf-› kalbe olmad› malik

Vech-i ma’fluka nice vas›l olur Iflk-›la halik olmasa salik

de¤erler e¤itimi dergisi 8 Büyük Türk Klasikleri, 1985, c. I, s. 295-296.

(18)

Hâliyle bu mesnevide Zeliha’n›n aflk› ilahî aflka götüren beflerî bir duygu ola-rak ifllenmifltir:

358 Mürdedür derd-i ›flka düflmese merd Âb ü gildür heman ten-i bî-derd

Âlem-i ›flk turfa âlemdür ‹rmeyen ana sanma âdemdür

Hamdullah Hamdi, eserinin bütününde Yusuf’a yapt›klar›ndan ötürü Zeli-ha’y› suçlamamakta, hatta ona hak vermektedir. Âfl›¤›n düfltü¤ü hatalar ve zamanla kendisini düzeltmesi hep Zeliha’n›n flahs›nda anlat›lmaktad›r. Zeli-ha baflta baz› beflerî duygularla aflk› kar›flt›rmakta, zamanla gerçek aflka yö-nelip olgunlaflmaktad›r:

4877 Can zevk›n gözetse ger âfl›k Iflk yol›nda olmaz ol sad›k

‹rmegiçün eli gül-i yare Yarini mübtela ide hara Çün terakki ede bu noksandan Cana bakmaz safâ-y› canandan

Yusuf (as) zindana at›ld›ktan sonra Zeliha’n›n da y›ld›z› sönmüfl, zenginli¤i ve itibar› elinden gitmifltir. Fakat yoksullu¤a düflüp yaflland›kça aflk yolunda mertebesi yükselmifl ve sonunda putlar›n› k›r›p Allah’a iman etmifltir. Bura-da Hamdullah Hamdi’nin savundu¤u görüfl “Aflkta ihlas ve saadet olursa ki-fli kemale erer.” ifadesinde kendini bulur:

5581 Âfl›k etse kemal-i ›flk-›la bed An› ma’fluk lutf› etmeye red

S›dk-› ihlas olursa âfl›ka yar Nam› ma’fluk ol›sar âhir-i kâr 2661 Derd-i âfl›k belî çü sad›k olur

Can-› ma’fluk ana âfl›k olur

Belki ahir kemale irse bu kâr Bir olur derd-i ›flk u âfl›k u yar

Kemale ulaflm›fl olan Zeliha art›k Yusuf’la ilgilenmemekte, Allah’a yönelip ibadetle meflgul olmaktad›r. Hatta bir gece Yusuf’tan kaçm›flt›r:

5617 Halet-i ›flk çünki buld› kemal Etdi ma’fluk› âfl›ka hemhal

Çün Zeliha’y› zinde ›flk A’ni Mevlâya bende eyledi ›flk

de¤erler e¤itimi

(19)

Sonuç olarak Hamdullah Hamdi’nin, eserinde mecazi aflktan hakiki aflka yükselmeyi anlatt›¤› söylenebilir.

‹hlas: ‹hlas hem dinî/tasavvufî aç›dan hem de ahlaki aç›dan önemli bir

de¤er-dir. Hamdullah Hamdi hikâyenin içinde Yakub (as), Yusuf (as) ve yapt›kla-r›na piflman olan Zeliha ile ilgili k›s›mlar› anlat›rken ihlas›n önemine de¤i-nir. Yakub’un Yusuf’u kaybettikten sonra yaflad›¤› üzüntüyü anlat›rken Hamdullah Hamdi flu ifadeleri kullan›r:

1315 Ana kim lutf›n› ›yan eyler Evvel ihlas›n imtihan eyler

Halis niyetli olan kiflilerin sonunda Allah’›n yard›m›yla amaçlar›na ulaflmala-r› konu ba¤lam›nda oldukça önemlidir:

5582 S›dk-› ihlas olursa âfl›ka yar Nam› ma’fluk ol›sar âhir-i kâr

‹tidal Üzere Olma: Afl›r› gitmeyip orta yolu takip etmek dinî bir de¤erdir.

Hamdullah Hamdi bu eserinde insan›n ifrat ve tefritten uzak olmas› gerekti-¤ini belirtir ve dengeli olmay› savunur. ‹yi duygu ve davran›fllarda bile afl›r›-l›k kötü sonuçlar do¤urur. Herfley yerinde ve zaman›nda güzeldir:

4680 Sulh hofldur veli yerinde gerek Sabr eyüdür veli yerinde gerek

2.2.3. Ahlaki De¤erler

Hamdullah Hamdi, eserinde ahlaki de¤erleri de ifllemifltir, bu de¤erler tah-min edilece¤i üzere dinî-tasavvufî bir anlay›fla dayanmaktad›r.

‹ffet ve ‹smet: ‹ffet ve ismet kavramlar› bu eserde Hz. Yusuf’un flahs›nda

sem-bolleflmifltir. Zeliha ona olan arzusunu ilan ederken Hamdullah Hamdi, Yu-suf’a flöyle cevap verdirir:

3986 Sanma zani her ehl-i evzan› Ki zinazadeler olur zani

3990 Zât-› paküm Halil’e mazhar-iken Cümle halüm Celil’e manzar-iken

Her ne yol kim bu kavme olmaya rah Gitmezem ben ana maazallah

Bu anlamda eser bafltan sona Yusuf’un günahs›zl›¤›n›n ve iffetinin hikâyesidir: 4190 Rast-gû-y› hikâyet-i Yusuf

Bülbül-i flerh-i ismet-i Yusuf

de¤erler e¤itimi dergisi

(20)

Utanma (Hayâ): Hamdullah Hamdi, utanman›n önemini belirtmek için çok

çarp›c› bir örnek vermifl ve ondan güzel bir ders ç›karm›flt›r. Zeliha, Yusuf’la birlikte olmak istedi¤i s›rada putunu bir perdenin arkas›na saklam›flt›r. Yu-suf “Örtünün arkas›nda ne var?” diye sorunca Zeliha “Bu hâle nazar etme-sin, günahlar›ma vak›f olmas›n, bu kara yüzüme bakmas›n diye mabudumu bir perde ile örttüm.” cevab›n› vermifltir. Bunun üzerine Hamdullah Ham-di’nin Yusuf vas›tas›yla bize verdi¤i ders flöyledir:

4549 Bir cemad› bu Hayy sanup utanur Halik-› küll-i fley’ sanup utanur

Ben utanman Huda-y› bînâdan Hayy u Kayyum u Rabb-i dânâdan Neçün itmen hayâ ben ol Hayy’dan Ki yakîndür bana kamu fley’den

Sab›r: Sab›r, insan hayat›nda ahlaki bir de¤er oldu¤u gibi, tasavvufta da bir

makam olarak terimleflmifltir. Bu kelime genellikle iki peygamberin ad›yla özdeflleflmifltir: Eyyub (as) ve Yakub (as). Yakub’un (as) sabr› tam da bu hi-kâyede anlat›lmaktad›r. Yusuf’un kardeflleri onu kuyuya att›ktan sonra, kurt yedi diyerek kana bulad›klar› gömlekle babalar›na gelince Yakub flu meflhur sözleri söylemifltir:

1215 Benden ay›rd› ol cemili Celil Gönlüme laz›m oldu sabr-› cemil 1217 Çünki sabr-› cemil eyleye merd

Gile etmez nedenlü kim gele derd

Hikâyenin sonuna do¤ru Bünyamin’i de kaybeden Yakub (as), buna da sab-retmifl ve yaln›z Allah’a s›¤›narak flöyle demifltir:

5963 Dedi i’raz eyleyüp Yakub Tap okun bana name-i âflûb

Dayima Hakk’adur münâcâtum Halka yok zerre denlü hâcâtum Her gönül kim ola gani billah

Nazar›nda anun çi bende çi flah Dayima rû-yi hacetüm anadur Hüzn-i gamdan flikâyetüm anadur

Sadakat: Bu mesnevide flair do¤ruluk ve güvenilirli¤e çok önem vermifltir.

Do¤rulu¤u Yusuf’un flahs›yla özdefllefltiren flair, eserinin birçok yerinde Hz. Yusuf’tan “s›ddîk” unvan›yla bahsetmifltir:

937 Anda S›ddîk ta namaz k›la Bî-niyaz› anup niyaz k›la

de¤erler e¤itimi

(21)

1679 ‹llâ yokdur bu kizbe hiç suret Ola s›ddîka kizbile töhmet

Yusuf, Zeliha’ya kanmayarak efendisine olan sadakatini ispat etmifltir. Ker-vandaki davran›fllar›, zindandaki tutumu ve M›s›r’a aziz oldu¤u zaman yapt›-¤› icraatlar› onun ne kadar dürüst ve güvenilir bir kiflilik sahibi oldu¤unu gös-termektedir. Hamdullah Hamdi bu eserinde hikâye kahramanlar›ndan dürüst davrananlar› övmüfl, do¤ruluk kavram›na m›sralar›nda vurgu yapm›flt›r:

1021 Âfl›kun çünki ›flk› sad›k ola

Kanda isterse dilberini bula

Vefa: Bir de¤er olarak vefan›n kültürümüzde çok büyük bir önemi ve yeri

vard›r. Bu k›ssada Yusuf’un di¤er faziletlerinin yan›nda vefas› da anlat›l›r. A¤abeyleri Yusuf’u bafllar›ndan savarcas›na çok ucuz bir fiyata kervanc› Ma-lik’e satmalar›na ra¤men Yusuf onlara veda etmek ister. Onun bu vefas›n› Hamdullah Hamdi dokunakl› bir flekilde dile getirir:

1755 Dinleyüp an› tanlad› Malik Anda gey flefkat anlad› Malik

Didi anlarun ifli sana cefa Senün iflün olara mihr ü vefa

Yusuf’un M›s›r azizine olan vefas› da önemlidir. Zeliha’y› reddederken flöyle söyler:

3981 Beni ald› ale’l-husus Aziz Ta olam ana menfa’at-engiz

Beni ferzend idüp o ferzane Bana virdi emanet-i hane Çün anun murg-i ab ü danesiyem Hareminde emin hanesiyem

Ucbdan Kaç›nmak: Ucb, yani kendini be¤enmifllik, Hamdullah Hamdi’nin

k›nad›¤› hâl ve tav›rlardan biridir. ‹ddia ve gurur vesilesi olursa üstün vas›f-lar, güzel davran›fllar bile insan için Hakk’a ulaflmada engel teflkil ederler. Dolay›s›yla bu olumsuz duygunun k›r›lmas› laz›md›r. Aksi takdirde insan ilahî güzelliklere ulaflamayacakt›r:

1325 Açmay›nca hicab-› da’vay›

Görmediler cemal-i ma’nay› de¤erlere¤itimi

(22)

Günah iflleyip de tövbe eden kiflinin, ibadetiyle gururlanan kifliden daha ha-y›rl› oldu¤u kabul edilmektedir:

1326 Ucb-›la va’z-gû-y› menber-i arfl Old› matrud-› ka’r-› esfel-i ferfl

F›sk›na i’tiraf eden miskin Yegdür andan ki ola ta’at-bin

Ucb tevazunun, yani alçakgönüllülü¤ün, z›dd›d›r. Kifli alçakgönüllü olmal›, hatta hiçli¤ini kabul etmelidir:

1068 Varl›¤ anun ki var› terk itdi Dost mihrin gönülde berkitdi 1610 Görüp ayine içre suretüni

Yok sanurdun cihanda k›ymetüni 1612 Asl› ol nesnenün ki ola hebâ

Asl› yok kendüzine görse bahâ

Olmaya alem içre bundan kem Ki özine vücud vire ’adem

Kibir ve Riyay› Terk Etmek: Kibirli insanlar hep çevrelerindekilere tepeden

bakarlar ve baflkalar›n› küçümserler. Riya ise ikiyüzlülüktür, riyakâr insan-lar her ifli gösterifl için yaparinsan-lar. Tasavvuf terbiyesi kibir ve riya gibi kötü va-s›flar› ortadan kald›r›p onlar›n yerine tevazu ve ihlas gibi de¤erleri getirmeyi amaç edinir. Hamdullah Hamdi de bu amaca yönelik m›sralar yazm›flt›r:

1065 Olma hodbin gönül Hudabin ol Gözleme faniyi bakabin ol,

Her ki nefsinde anlamaya adem Zahir olmaz ana cemal-i k›dem 1072 Ol ki kibr ü riyaya ede nigâh

Hazret-i Kibriyaya bulmaya rah 1708 fiecer-i gül gibi büyükligi ko

Ta ki gül gibi olas›n hofl-bû

Nice bir kendüni ögüp satas›n Belki âhir çürük koza katas›n

Kendini Hesaba Çekmek: Bu mesnevide kiflinin kendini hesaba çekmesi de

bir de¤er olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. ‹nsan bir musibetle karfl›laflt›¤› za-man baflka sebepler aramak ve baflkalar›n› suçlamaktan önce kendini hesaba çekmeli “Acaba ben nerede yan›ld›m?” diye kendi söz ve davran›fllar›n› göz-den geçirmelidir. Hamdullah Hamdi, bu de¤eri vurgulamakta ve kendini he-saba çekmeyen kiflileri tenkit etmektedir:

de¤erler e¤itimi

(23)

1865 Didi Malik ki bu belaya sebeb Kank› fler ehli old› ola acep

Aceba kank›muz günah etdi Ki bu dem bize bu bela yetdi Aferin Malikün kemaline

Vak›f old› günah› haline

Bu zamanda nice fülaneddin Hali halk aras›nda da’vâ-y› din Bin bela gelse bafl›na nâgâh

Bir dem anup günah›n eylemez ah Tuymaz irse bafl›na yüz tomruk Bes-iken arife tokuz yumruk

‹bret Almak: Hamdullah Hamdi mesnevisinde kendisine, dolayl› olarak

oku-yucusuna, hitap ederken çevreye ibret nazar›yla bakmak ve olaylardan ders ç›karmak gerekti¤ini söylemektedir:

37 Nazar eden cihana ibret-ile Gördi her fley’i niçe hikmet-ile

Hamdullah Hamdi, Yusuf’u görmek için kuyunun içinde y›llarca bekleyen, Yusuf kardeflleri taraf›ndan oraya at›l›nca onu teselli eden bir âlimi anlat›r ve okuyucuya bundan bir ders ç›kar›r:

1052 Var k›yas it ki taleb-i Halik Sâd›k olsa neye olur lây›k

‹nsan›n yaflad›klar›ndan ibret alarak do¤ruya ve güzele ulaflmas› içinse kalp temizli¤ine önem vermesi gerekir:

3674 Hamdi ayineni mücella k›l Kalbüni nur-› Hakka mecla k›l

Ta ki ahlak› sende zahir ola Nur› canun yüzinde bahir ola Her kime kim sirayet ede bu nur Zahir ü bat›n›n k›lur ma’mur

S›r Saklamak: A¤z› s›k› olmak da bir de¤erdir. Hamdullah Hamdi s›r

sakla-man›n önemini de¤iflik vesilelerle dile getirmifltir: 609 Açma raz› ki zar olmayas›n

Mihnet ü derde yar olmayas›n Sakla s›rr› ki ser selamet ola S›rr› izhar eden melamet ola Fikrini zikr iden figâr old›

Âflkâre olan flikâr old› de¤erlere¤itimi

(24)

614 Dil kafes râz mürg-i vahflidür Mürg-i vahfli kafesde yahflidür

Hamdullah Hamdi’ye göre dürüst insan gerekirse bafl›n› vermeli, ama s›rr›n› fafl etmemelidir:

1310 S›nsa peymane gibi kâse-i ser S›ma peyman› sad›k-isen e¤er

2.2.4. Sosyal De¤erler

Hamdullah Hamdi hikâyesini anlat›rken devrinin sosyal hayat›na ve toplum-sal de¤erlerine iliflkin ipuçlar›n› da bize vermifltir. Hikâyede hükümdarlar ve hükümdarl›kla ilgili bölümleri anlat›rken devlet adam›nda olmas› gereken vas›flar›, al›m sat›mla ilgili bölümlerde ise bir tüccar›n sahip olmas› gereken nitelikleri anlatm›flt›r. Hamdullah Hamdi’nin, yaflad›¤› dönemin yöneticileri-ni, ilim adamlar›n› ve zenginlerini yak›ndan tan›mas› ve özellikle devlet adamlar›yla iliflkisinin iyi olmamas› çevresine elefltirel gözle bakmas›na se-bep olmufltur. Yaflad›¤› ailevi problemler ise Yusuf’un ailesiyle ilgili olaylar› anlat›rken onun tarafs›z olmas›n› engellemifl, yazd›klar›na flahsi duygular›n› da katarak kad›n, aile ve akrabal›k konular›nda olumsuz ifadeler kullanma-s›na sebep olmufltur.

Hamdullah Hamdi hem medrese hem de tekke e¤itimi alm›fl oldu¤undan sosyal de¤erlere dinî/tasavvufî bak›fl aç›fl›yla yaklaflm›flt›r. Bunun sonucu ola-rak sosyal hayatta dindar bir kiflinin nas›l olmas› gerekti¤ini ortaya koymufl-tur. Eserinde liyakatsiz insanlar›n makam sahibi olmalar›ndan duydu¤u memnuniyetsizli¤i belirtmifl, yüzeyde kalan sofular› tenkit ederek, derin gö-rüfllü olmayan kiflilerin dini temsil edemeyeceklerini savunmufltur.

Adalet: Hamdullah Hamdi bir sosyal de¤er olarak adalet kavram›na bu

ese-rinde önemli bir yer vermifltir. Özellikle Yusuf’un devlet adaml›¤› söz konu-su olunca adalet onun ayr›lmaz bir parças› olarak anlat›lm›flt›r. Afla¤›daki m›sralarda Yusuf’un (as) flahs›nda ideal devlet adam› tan›t›lm›flt›r:

5646 M›sra Yusuf çü flehr-i yâr old› Adl ü insaf› âflkâr old›

Old› alemde dâd-›la meflhur ‹tdi etraf› ‘adl-ile ma’mur

fiair, mazlumun hakk›n› savunmak için zalimle savaflan hükümdar› ise flöy-le övmüfltür:

5208 Âferîn ol emîr-i hofl-dâda Ki elin sunsa ana üftade

de¤erler e¤itimi

(25)

Dest-gîr ola ana itmeye neng Zalim-ile anunçün eyleye ceng

Zulüm Yapmamak: Hamdullah Hamdi, adaletten bahsetmesinin yan› s›ra

onun z›dd› olan zulümden de eserde bahsetmifl, ondan kaç›nman›n gerekli-¤i vurgulam›flt›r:

1085 ‹tme zulmi nedenlü kemter-ise Can-› zalim egerçi mermer-ise

Derd-ile çünki ah ide mazlum Eridür ahir an› nite ki mum

Hamdullah Hamdi zalimlerin eninde sonunda yapt›klar›n›n karfl›l›¤›n› bula-caklar›n› ifade etmifltir:

5285 Zalimün hayf› sanma yirde kalur Ak›bet belki hanüman›n alur

Nice zalim ki bilmez-idi eman Gitdi bed-nam› kald› dilde heman

Liyakat: Devlet adam› için gerekli olan vas›flardan biri de liyakattir.

Hamdul-lah Hamdi liyakatli devlet adam› ile liyakatsizi flöyle karfl›laflt›rmaktad›r: 5638 Çün ola flehr-i yâr devlet-mend

‹rmez iklimine belâ vü gezend Cümle tedbirini dürüst eyler Kime düflmen olursa süst eyler 5642 Eger olmasa baht u devlet-i flah

Ne ra’iyyet mutî’ olur ne sipâh Kurd› koyunlara çoban eyler U¤r›y› burca pâsbân eyler Hükmi hakimlerün müzevver olur Zulmi zalimlerün mukarrer olur

Niçe ser pâ vü niçe pâ ser olur Kanda bî-server-ise server olur

Vukuf Sahibi Olmak: Kifliler ve olaylar hakk›nda sathi hüküm vermemek,

de-rin ve nitelikli düflünmeyi gerektirir. Hamdullah Hamdi’ye göre bu özellik insan›n sahip olmas› gereken bir de¤erdir. Kiflileri sadece d›fl görünüfllerine göre de¤erlendirmek do¤ru de¤ildir:

671 Zahir ahvalini gözetme erün Bât›n›n gözle var›sa nazarun

de¤erler e¤itimi dergisi

(26)

D›fl görünüflün aldat›c› bir niteli¤i vard›r, dolay›s›yla buna dikkat etmek gerekir: 3719 Gözleme zahirümde zer-keflümi

Gelegör bat›numda ateflümi

Zahirin görme flem’-i handanun Bat›n›n görince yanar anun

‹nsanlar› de¤erlendirirken dikkat edilecek di¤er bir husus, kiflinin yafl›n› de-¤il iflini ölçüt kabul etmektir:

1125 Yafl› ço¤ olsa ademün hazer et Yafl›na bakma ifline nazar et

Kiflilerin yan› s›ra olaylar hakk›nda da sathi düflünüp derinlik ve inceliklere vâk›f olamayanlar ve kendi eksikliklerini göremeyenler kendilerini din ön-cüsü saymamal›d›rlar:

1868 Bu zamanda nice fülaneddin Hali halk aras›nda da’vâ-y› din

Bin bela gelse bafl›na nâgâh Bir dem anup günah›n eylemez ah Tuymaz irse bafl›na yüz tomruk

Bes-iken arife tokuz yumruk

fiair, kiflili¤ini gelifltirmeyen yüzeyde kalm›fl dindarlar› ise ac› ac› tenkit et-mektedir:

3476 Kâfir-iken o dem ol ehl-i temiz Etdi bunca haramdan perhiz

Niçe sufi ki büyüdür bafl›n Bulsa satar yer-idi kardafl›n

Fakiri Gözetmek: Hamdullah Hamdi bu eserinde devlet erkân›n›n ve

zengin-lerin fakirlere ikram ve ihsanda bulunmalar› gerekti¤ine örneklerle iflaret eder: 5243 M›sr ulular› bi-hesab ü flümar

Her birisi tutar elinde nisar

Kimisinün tabak tabak gevher Tabla tabla kimisinün anber Fukara bir tarafda hem-nigeran Ki kaçan tola sim ü zer daman

Yakub’un anlat›ld›¤› bir bölümde miskinleri (fakirleri) doyurup sadaka ver-mek teflvik edilmifltir:

5990 Bu beflâret demine flükrâne Sen de miskinleri doyur hâna

de¤erler e¤itimi

(27)

5991 Niçe kurban demin ak›td› revan Niçe hemyân tasadduk itdi heman

Toylama (Ziyafet Verme): Eserde yemek verme (toylama) ve misafire

ikram-da bulunma önemli de¤erler olarak görülmüfltür. Hikâyenin çeflitli yerlerin-de fakirlere, gariplere, yolculara yemek yedirmek peygamberli¤in vas›flar›n-dan biri olarak anlat›lm›fl ve övülmüfltür:

5762 ‹tdi üç gün eyü ziyafetler Yidürüp gûne gûne ni’metler

Dü¤ün sofras›n›n zengin-fakir herkese aç›k olmas› da önemli bir göstergedir: 2957 Hayme kurd› pilav sahraya

Verdi hazz›n fakire vü baya

Ticarette Dürüstlük ve Tokgözlülük: Hikâyenin içinde Yusuf’un sat›lmas› ve

onunla ilgili olaylar›n bulunmas›, ticaret bahsine genifl bir yer verilmesine ve-sile olmufltur. Hikâyeye göre Kervanc› Malik, Yusuf’un gerçek kimli¤i ve de-¤eri ortaya ç›kt›ktan sonra bile azizin verdi¤i yüksek fiyat› kabul etmemifltir:

3477 Etmedi Malik ol bahay› kabul Belki dedi Aziz’e redd edüp ol

Buna ben vermiflem yigirmi direm An› ver bana gayr›s›n n’iderem

Bu örnek sayesinde ucuza mal al›p fahifl fiyata satman›n çirkinli¤i ortaya ko-nulmufl, dürüst ve tokgözlü tüccar övülmüfltür. Hamdullah Hamdi’nin bu olay› yorumlay›fl› ve getirdi¤i sosyal tenkit flöyledir:

3478 Kâfir-iken o dem ol ehl-i temiz Etdi bunca haramdan perhiz

Niçe sufi ki büyüdür bafl›n Bulsa satar yer-idi kardafl›n

Arkadafll›k: Derin dostluklar›n, iyi günde de kötü günde de devam ettirilen

sa¤lam arkadafll›klar›n toplum için ne kadar önemli bir de¤er oldu¤unu be-lirtmek için Hamdullah Hamdi, araya bir kurt hikâyesi s›k›flt›rm›flt›r. Yu-suf’un a¤abeylerinin “Yusuf’u bu yedi” diye yakalay›p Yakub’a getirdikleri kurt, huzurda dile gelir ve bafl›ndan geçenleri anlat›r. Buna göre o, çok sev-di¤i bir arkadafl›n› ziyaret için çok uzaklardan gelmifltir:

1403 Hem iflitmifl-idüm ululardan Sinesi ilm-ile tolulardan

Seyr iden kardafl› ziyaretine

‹riflür can› Tanr› rahmetine de¤erlere¤itimi

(28)

1407 Bu sebebden turup sefer k›ldum An› görmege derd-i ser k›ldum

Yine kurdun anlat›m›na göre o bölgenin hükümdar› arkadafl›n› yakalayarak köpeklere parçalatmak istemektedir ve kurt bu sebeple çok üzgündür:

1411 Yidi gündür ki yatup uy›madum Gussas›ndan anun yimek yimedüm

Yürürem hasretüyle avare Yatmazam rahat-ile bir pare Karanu old› gözlerüme cihan K›luram her tarafda ah ü figan

Bu küçük k›ssada, arkadafl›n›n derdiyle dertlenen sad›k dostlar›n var olma-s›n›n insanlar için ne büyük nimet ve arkadafll›¤›n ne kadar önemli bir de¤er oldu¤u vurgulanm›flt›r.

Gammazl›ktan Kaç›nmak: Hamdullah Hamdi, mesnevinin içine konuya

uy-gun bir flekilde yerlefltirdi¤i kurt hikâyesinin sonunda ko¤uculu¤un, gam-mazl›¤›n insan için afla¤›lay›c› bir fley oldu¤unu belirtir:

1429 Didi bilsem de açman ol raz› Bilmemisin günah-› gammaz›

Eger olsa melek dahi gammaz ‹demez evc-i rahmete pervaz Old› gammaz zâ¤-› vadi-yi nâr Old› gammaz düflmen-i Cebbar

Aile ve Akrabal›k: Yusuf’un (as) k›ssas›nda aile iliflkileri genifl ve önemli bir

yer tutar. Hamdullah Hamdi de eserinde baba sevgisi, anne sevgisi ve evlat sevgisi gibi duygular› anlatarak aileye sosyal bir de¤er olarak yer vermifltir. Fakat küskün ve duygusal karakteri icab› tenkitten de geri durmam›flt›r:

556 Hazer eyle gönül akaribden Gafil olma sak›n ‘akaribden 557 Dâr-› dünyada olmasa âfât

Cana illet yeter benu’l-allât

Belki hasmun-durur h›s›m didügün Zehr içürür sana gam›n yidügün

Kendisi ile Yusuf (as), babas› Akflemseddin ile de Yakub (as) aras›nda bir pa-ralellik kuran Hamdullah Hamdi kardefllerinden çekti¤i eziyeti anlatm›flt›r.

Kad›n Telakkisi: Bu eserde genel olarak kad›nlar hakk›nda olumlu bir

de¤er-lendirme yoktur. Kad›nlar hilekâr, güvenilmez ve sözlerine inan›lmaz

mah-de¤erler e¤itimi

(29)

luklar olup fleytan›n ipleridirler. Çünkü onlar da¤ gibi güçlü erkekleri ken-dilerine ba¤layabilirler:

392 Er isen inanma avrata ahi Avrat al itdi enbiyaya dahi 4430 Hazret-i tâb-dâr-› habl-i rahîm

Didi zenler-dürür hibâl-i recîm

Ne belâdur ne fitnedür bu hibâl Bend iderler ricali olsa cibâl

Fakat Hamdullah Hamdi, hikâyenin bir yerinde Allah’a ba¤lan›p herfleyini bu u¤urda erkekçesine feda eden bir kad›n› da övmekten geri durmay›p onu erkeklere örnek göstermifltir:

3576 ‹y gönül erlik ö¤ren ol zenden Er-isen zenli¤i gider senden

Yine de bu mesnevide erkeklik üstün bir vas›f, kad›nl›k ise düflük bir vas›f olarak de¤erlendirilmektedir.

Sonuç

On beflinci yüzy›l›n önemli bir edebî eseri olan Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha mesnevisini de¤erler aç›s›ndan incelemek üzere ele ald›k. Dönemin dinî-ahlaki de¤erlerini, de¤erleme biçimlerini bu eser üzerinden tan›maya çal›flt›k. Çok okunan eserler yüzy›llar boyu insanlara tesir eder. Halk vicdan›nda bir tak›m içtimai, dinî, ahlaki de¤erlerin oluflmas›nda bu eserlerin katk›s› bü-yüktür. Kur’an’dan nakledilen k›ssalar, insanlara dinî-ahlaki de¤erlerin ka-zand›r›lmas›nda güzel birer vesile olmufltur. Bunlar›n aras›nda Yusuf Sure-si’nde geçen Yusuf k›ssas›n›n kendine mahsus bir önemi ve tafl›d›¤› birtak›m de¤erler vard›r. Hamdullah Hamdi de bu k›ssay› anlatan mesnevisinde gerek bu de¤erleri gerekse yaflad›¤› devirden, ailesinden ve çevresinden gelen baz› de¤erleri okuyucusuna ve bize aktarm›flt›r.

Hamdullah Hamdi’nin yazd›¤› Yusuf ve Zeliha mesnevisi yüzy›llarca okunmufl, sevilmifl ve insanlara tesir etmifltir. Bu eserde sadece bir hikâye nakledilme-mekte, ayr›ca hikâye vesile k›l›narak okuyucuya baz› mesajlar verilmektedir. Yani burada k›ssan›n kendisi kadar Hamdullah Hamdi’nin bu k›ssay› yorum-lamas›, daha do¤rusu bu k›ssay› ifllerken bize aktarmaya çal›flt›¤› de¤erler önemlidir. Hamdullah Hamdi hikâyeyi anlat›rken arada s›rada konuyu yar›da keserek flahsi düflüncelerini belirtmekte, ö¤üt verici m›sralarla okuyucuya

çev-resine ibret gözüyle bakmay› ö¤retmektedir. fiair bunu yaparken elefltirel bir de¤erlere¤itimi

(30)

dil kullanm›fl, bir taraftan olumlu kabul etti¤i de¤erleri överken di¤er taraftan olumsuz gördü¤ü de¤erleri de ortaya koymufl ve onlar› yermifltir.

Hamdullah Hamdi çok bilinen bu k›ssay› hem çok güzel bir dil ve üslûpla anlatmak, hem de halka bu vesileyle bir tak›m de¤erler kazand›rmak istemifl-tir. Di¤er bir deyiflle dinî, ahlaki ve sosyal de¤erlerin yan›nda halk›n edebî kültür seviyesini de yükseltmek; insanlara ince duygular, derin anlay›fl ve es-tetik zevk kazand›rmak istemifltir.

Kaynakça

Ad›var, A. A. (1954). ‹stanbul’un fethi s›ras›nda Bizans ve Türk kültür vaziyeti. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, 4 (9), 1-14.

Ahmed Ziya. (1930). Yusuf ve Zeliha. Yay›nlamam›fl mezuniyet tezi, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, ‹stanbul.

Âfl›k Çelebi, Pîr Mehmed (1971). Meflâirü’fl- fiuarâ. Terc: Owens Meredith). Cambridge: E.J.W. Gibb Memorial.

Büyük Türk Klasikleri (1985). C.I, (Yay›na haz›rlayanlar: A. Bican Ercilasun, Fahir ‹z, Gü-nay Kut, Nevzat Köso¤lu), ‹stanbul: Ötüken-Sö¤üt Yay›nevi.

Çelebi, A. H. (1940). Molla Câmî. ‹stanbul: Kanaat Kitabevi.

Deniz, R., & Karabulut, A. R. (1983). fieyh ‹brahim Tennûrî Divan› Gülflen-i Niyaz’dan seç-meler. Kayseri: Kayseri’de Müz. Eski Eserleri.

Edirneli Sehî. (1325). Tezkire-i Sehî. ‹stanbul: Matbaa-i Âmidî.

Erencan, C. (1940). Hamdullah Hamdi hayat› flahsiyeti eserleri ve eserlerinin yazmalar›n›n tavsifi. Yay›nlanmam›fl mezuniyet tezi, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, ‹stanbul. Ertaylan, ‹. H. (1948). Türk dilinde yaz›lan ilk Yusuf ve Züleyha. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Dergisi, 3 (1-2), 211-230.

Ettinghausen, E. S. (1999). Hidden messages and meanings: The case of the infant wit-ness tetifies to Joseph’s innocence. Ars Orientalis, 29, 141-145.

Gelibolulu Mustafa Ali (tarihsiz). Künhü’l-Ahbar (Yazma Eser). Süleymaniye Kütüphane-si, Murat Molla, Hamidiye. No. 911-914, c. IV, yk. 153a.

‹brahim Hakk› Erzurumî. (1330). Marifetnâme. ‹stanbul: Ahmed Kâmil Matbaas›. Johns, A. H. (1981). Joseph in the Quran: Dramatic dialogue, human emotion and prop-hetic wisdom. Islamochristiana, 7, 29-45.

Karabulut, A. R., & Y›ld›z, R. (1978). Gülzar-› ma’nevî ve ‹brahim Tennûrî. Ankara: Elif Matbaas›.

Kastamonulu Latifî. (1314). Tezkire-i Latifî. ‹stanbul: ‹kdam Matbaas›. de¤erler

(31)

Kaz›c›, Z. (1997). XV ve XVI. yüzy›llarda Osmanl› Devleti’nde ilmî hayat. XV ve XVI. as›r-lar› Türk asr› yapan de¤erler içinde (259-287). (Editör: Abdülkadir Özcan). ‹stanbul: En-sar Neflriyat.

K›nal›zade Hasan Çelebi. (1978). Tezkiretü’fl- fluarâ (Haz. ‹. Kutluk). Ankara: TTK Bas›-mevi.

Kocatürk, V. M. (1970). Türk edebiyat› tarihi. Ankara: Edebiyat Yay›nevi.

Kugel, J. L. (1994). In Potiphar’s House: The Interpretive Life of Biblical Texts. Harvard Uni-versity Press.

Levend, A. S. (1988). Türk edebiyat› tarihi I. cilt. Ankara: TTK Bas›mevi.

Öztürk, Z. (1993). Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha mesnevisinde tipler ve motifler. Ya-y›nlanmam›fl doktora tezi, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiya-t› Bölümü Eski Türk EdebiyaEdebiya-t› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul.

Öztürk, Z. (1997). Hamdullah Hamdi. ‹slam Ansiklopedisi içinde (c. 15, s. 452-454.). ‹s-tanbul: Türkiye Diyanet Vakf› Yay›nlar›.

Öztürk, Z. (2003). E¤itim tarihimizde okuma toplant›lar›n›n yeri ve okunan kitaplar. De-¤erler E¤itimi Dergisi, 1 (4), 131-135.

Turan, fi. (1992). Bayezid II. ‹slam Ansiklopedisi içinde (c. 5, s. 234-238.). ‹stanbul: Tür-kiye Diyanet Vakf› Yay›nlar›.

West, S. L. (1979). Ali’s Qissa-i Yusuf and the teaching of Islamic values. The Turkish Stu-dies Association Bulletin, 3 (2), 1-6.

Ünver, A. S. (1946). ‹stanbul Üniversitesi tarihine bafllang›ç Fatih Külliyesi ve zaman› ilim hayat›. ‹stanbul: ‹stanbul Üniversitesi T›p Fakültesi.

Ünver, A. S. (1947). ‹lim ve sanat bak›m›ndan Fatih devri notlar›. C.I. ‹stanbul: ‹stanbul Belediyesi.

West, S. L. (1983). The Qissa-i Yusuf of Ali: The first story of Joseph in Turkic Islamic li-terature. Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hung, 37 (1-3), 69-84.

Yohannan, J. D. (1968). Joseph and Potifar’s wife in world literature, An Antology of the Chaste Youth and Lustful Stepmother. New York: New Directions.

Yurd, A. ‹., & Kaçalin, M. (1994). Akflemseddin hayat› ve eserleri. ‹stanbul: ‹FAV Yay›nlar›.

de¤erler e¤itimi dergisi

(32)

Cultivated Values in the Yusuf and Zeliha

Masnawi written by the 15th century Poet

Aksemseddin Hamdullah Hamdi



Zehra ÖZTÜRK, Dr.*



Citation/©– Öztürk, Z. (2005). Cultivated values in the

Yusuf and Zeliha Masnawi written by the 15th century poet Aksemseddin Hamdullah Hamdi. Journal of Values

Education- Turkey. 3 (10), 41-72.

Abstract– This article was based on the argument that literary

works written in their times convey some values to society and for this reason, these works should be studied in terms of values that they contain. Among such literary works, masnawis have a very large number stories about the Joseph Parable, which is also iden-tified as “the best story” in the Holy Qur’an. Because of its mes-sage, the Joseph Parable holds an important place in national and world literature. A 15th century Ottoman poet, Aksemseddin Hamdullah Hamdi wrote a masnawi called Yusuf and Zeliha. The main topic of this article contains this work of Hamdullah Hamdi. First, the article explains the importance of values in literary works and then, it explores the common sense of the Yusuf and Zeliha Parable. Next, the article draws attention to Hamdullah Hamdi’s personality and his work. Finally, discussions go around the main point and dial with the reflections of intellectual mind and world ideas of a the 15th century Ottoman intellectual poet in his work. We tried to explore some religious, moral and social values degree to which at his time via relating Yusuf parable in 6278 coupled Yusuf and Zeliha Masnawi.

Key Words– Joseph’s Story, Hamdullah Hamdi, Yusuf And

Zeliha’s Masnawi, Religious, Moral and Social Values

* Address for correspondence: Pazarbafl›, Karamano¤lu Sok. No. 70/6 Kaya Apt. Üsküdar 81150/‹stanbul-Turkey E-Mail: zehraozturkdr@yahoo.com

Turkey-, 2005, 3 (10), 41-72. Education

Referanslar

Benzer Belgeler

Kavramların, bilinen ve görülen şekillerle örneklendirilmesi, düşüncelerin insan zihninde yer edinmesine katkı sağlar. İnsan zekâsı kavramları ne kadar da anlayacak

‹stanbul’un merkezinde yer alan kongre merkezi gerek çevre- deki çok say›da otellere yürüyüfl mesafesinde ol- mas› ve de gerekse ‹stanbul’un tarihi ve turistik

Aç›l›fl konuflmas› Bod- rum Sualt› Müzesi Direktörü O¤uz Alpö- zen’in ‘’Bodrum kalesinden sualt› arkeoloji müzesine’’ isimli slaytlarla

2414 poster, 1160 sözlü bildiri, 10 ana ko- nuflma, 72 simpozyum, 22 uydu simpoz- yum, 10 kurs, 65 workshop, 53 interaktif ve 4 “What’s new?” oturumlar›ndan oluflan bi-

Kongrenin yap›ld›¤› otelin kap›s›ndan girer girmez Kongre Baflkan› Say›n Hamdi R.Me- miflo¤lu ve de¤erli efli Necla Memiflo¤- lu’nun her zamanki gibi

Orta Avrupa’n›n Paris’i olarak tan›mlanan bu güzel flehir de, tarih boyunca her türlü mimar› ak›mdan etkilenen yap›lar›n bir arada görülebildi¤i meydanlar›,

Deniz Yücelten’in 1 poster ve benim de 1 sözlü bildiri ile kat›ld›¤›m›z kongrede Pediat- rik dermatoloji camias›n›n Avrupa ve dünya- daki öncü isimleri ile tan›flma

Kardeşleri her kapıdan ikişerce girince yalnız kalan İbn Yâmin, gördüğü kişilere sultanın sarayının nerede olduğunu sorar, fakat kimse onun dilini bilmediği için cevap