• Sonuç bulunamadı

Ne yaptımsa Mahmud Yesari'yi söyletemedim!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ne yaptımsa Mahmud Yesari'yi söyletemedim!"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ne Yaptımsa Mahmud

Im ıyacak h iç b irşey kalm adığına im an ed en bir adam ım .

B iz e b ir k ü tü b h a n e v e re n , v e b u n u n h e r cildiyle, ayrı ayrı, gözyaşı, bıçkı» rık, v e kâh k ah k aha, so n su z n eş e, fa k a t h ep v e sad e ( E s e r ) v e re n M a h m u t için , daha d ü n ( A r t ı k o d a b i t t i ) d iy en ler, şim di, b ir b aseb ad elm evtin şahit» leri h alin d e (hayır, başlıyor ) diyorlar.

T a n rın ın gü n ü tek zip edile ed ile b ayatlam ış, p aram p arça olm uş b ir lâ f am -m a, işte , M a h -m u d u n h avasın d a, bir taze n ağ-m e gibi d u d ak tan d ü ş m iy o r: Y u v a y ı yapan dişi k u ş...

V e Y e s a rin in y en i bir ça re b u ld u ğu bu m e su t y u v a da iki kazancın sevin» çile d olu yo ru r.

O na, ' son eserin i nasıl yazdığını sord u ğu m zam an, sevgi ışıld ayan bakış» ların ı eşi C a h it U ç u k ta n bana ç e v ir e r e k : •

— İki kış evvel, sen in le S irk e ci o te lle rin d e kaldığım ız gün leri d ü şü n , d iyor.

D ü şü n ü y o ru m . E n uzak ço cu k lu k h a tıra la rı gibi u n u tu lm u ş o gecelerin soğuk karanlığı te k ra r içim e d olar gibi o lu yor.

— A k şam ları S irk ecid en çık ar, tram v ay y o lu n u takib en S u lta n a h m e t par* Jkınm ön ü n d en Ç e n b e rlita ş a d oğ ru u z a n ır ve o rad a T u ra n k a h v esin d e bir m ola v erird ik ... H a tırla rsın .. bu k ald ırım larda sü rtü k le re rasgelm ez m iydik? H a tta b u n ların arasın d a b ir d e âsarıatik ad an b ir yosm a yok m u y d u ? V e bun»

e ry ü zü n ü n b ü tü n m ü n eccim başıları b ir araya gelip de, iki se n e ? ** ö n ce baDa d eselerd i ki: “1 9 3 7 yılında p ro fe sö r F u a t K ö p rü lü Di= van ed eb iy atın a m illîdir» d iyecek, Ista n b u la on m ilyon seyyah gele­ cek, S ara y b u rn u n d a n Ü sk ü k ü d ara k ö p rü kuru lacak , A d a la rd a şarıl şarıl şelâleler akacak, g ü n eş d ö rd e b ölü n ecek , g ök ten altın yağacak, b a tta , h a tta .. İsta n b u l sokakları b aştan b aşa asfaltla d öşen ecek , kim bilir, belki: (h ik m etin d en su al olunm az), d er de inanırdım .

F a k a t bu m ü n eccim b aşılar kara kaplı m ukaddes k itap ların a el

basarak, an d içerek v e k ellelerin i bahse koyarak d eselerd i ki : « Y in e 1 9 3 7 de aziz d o stu n M a h m u t Y e s a ri, v ak tin d e y atıp kalkan, gün d e d ö rt ö vü n yem ek y iy e n , alkolden tik sin en , tü tü n d e n iğren en bir adam * olacak....»

in an ın ız bana, sözlerini b itirm elerin i bile beklem eden, bir lâhza

te re d d ü t etm iyerek , d ünyayı kafese koyan bu m ü n eccim başıların t o» p u n a b ird en kahkahayı b asar ve b ir : “i ş t e şim di h a ll e t ti n iz !..» d er d e g eçer giderdim .

E v e t , benim için, inanılm ıyacak, asla inanılm ası ihtim ali olm ıyan

m ü jd elerd en biri de b u idi.

F a k a t, h ey (o lm az o lm a z ) d iyen d âh ilerin dâhisi..

S im di bu m ucize ile karşı karşıya, artık , şu" fan ı dü n yad a, in an

ı-*

Yazarı'.

RANDEM/R

* * *

Cahit Uçuk ve Mahmud Yesari- tıin en son resimleri.

(2)

Yesariyi Söyletemedim!

la r arasıra şaşkın, ü rk ek , y ollarım şaşırm ış gibi ü zerim ize g elerek bizden sig a ra ­ ların ı yakm ka iste rle rd i.

O an latırk en hafızam y o ru lu y o r. V e ıslak k ald ırım lard a m ak satsız, em elsiz, gayesiz, b itk in ... kolkola giden, so n su z y olu n bir ç ift y o lcu su n u n , ta şla rın kirli ay nasın d a titre y e n g ölgelerini te k ra r g ö rü r gibi o lu yorym .

— İş te (S ü rtü k ) le ilk aşinalığım ız b u rad an başlar. — Y a son te lâ k i...

— (Ç a m tırtılla rın ı) yazıyordum . O gün sab ah tan akşam a k ad ar fasılasız

çalışm ış, y o ru lm u ş, bitap y atağ a u zan m ıştım . D alm ışım , rü y am d a k olu m u d ü rt-tü le r, v e : «B ak , sen in için hazırladığım ız ş u p iyesi se y re t» ded iler. O yn ad ılar. B u , rü y ad a se y re ttiğ im ü ç p erd e, işte , iki se n e so n ra yazdığım , daha d oğ ru su rü yam d an k op ye e ttiğ im (S ü rtü k ) d ü .

U y a n ır u yanm az, h em en kâğıda kalem e d avran m ış n o tla r alm ıştım . S o n ra n e old u bilm em , bu n o tla rı k a y b ettim . V e yeni b ir nakli m ekânda bu d e fte rle r te k ra r elim e g eçti. F a k a t bir tü rlü bu piyesi yazm ağa başlıyam adım - N ih a y e t, b irk aç d efa b u lu p k ay b ettiğ im n o tla r, son defa Y a k a cık san ato ry o m u n d a, k âğıt-larım ı k a rıştırırk e n C ah id in elin e geçti.

G ü lü m siy e re k b irib ırlerin e bakışıyorlar. M a h m u t, neşeli n eşeli anlatm ağa devam e d iy o r :

— N o tla r ele geçm iş, b a tta Sebı'r T iy a tro s u m ecm u asın da bu p iyesin

ilânı da ço k tan b aşlam ıştı am m a, ben b u n u yazm ak tan üm idi k esm iştim . Ç ü n ­ k ü sigarayı b ırak m ıştım , sigarasız nasıl yazı yazabilirdim .

F a k a t san atoryo m d a yan gelip y a ta ­ cak hald e değildim . H em istira h a t ed e­ cek, lıem çalışacak tım . B u seb ep le iste r istem ez, yavaş y avaş işe başladım .

C a h it U ç u k ta tlı bir teb essü m le sözü n ü kesiyor:

— A m m a, o k adar yavaş k i...

Cahit Uçuk Cahit Uçuk, Kaya Uçuk ve Yesari yazıcımızla konuşuyor, — K ağnı gibi.. — B e te rd i. — D o ğ ru ... Y ü rü m iy o rd u b ir tü rlü .

— B e n , h a fta d a iki gün san ato ry o m a, M a h m u d u ziy a re te gid iyor­ dum . V e h e r gidişim de (S ü rtü k ) n e old u , diye so rard ım . N ih a y e t bak­ tım ki ü çü n cü p e rd e b ir tü rlü açılm ıyor, a rtık dayanam adım :

H a fta y a S ü rtü ğ ü tam am bulm azsam , bir daha ben d e sana uğram am , dedim .

Y e s a ri de d ay an am ıy o r:

— O sırada, d iyor, A lla h razı olsun d o stla rd a n ... K arım d an başka arayan soran ım y o k tu . O da ( b ir daha sana u ğram am ) d eyin ce, eh akan su lar d u ru v erd i.

B e n de d ay a n a m ıy o ru m : — T e h d id e yenildin d em ek ?

— G u r b e tte kalm am ış biri gibi k o n u şu y o rsu n ... A lim allah öyle yazıyor ki adam.

İki sen ed e m eyd ana g etird iği eserin i, san atoryo m d a kaldığı için sahn ed e görm eyen Y e s a riy e , ilk tem sil g ecesin i, u zak ta nasıl geçirdiğini so rd u m . — S a n a to ry o m d a yem ek y iy orsu n , y em ek ten so n ra bir re v a b a ttir çök ü yor, yine kalkıyor, yin e y iy or, yin e y atıyo rsan , h eyecan a n e m a-hal, n e v ak it var., fa k a t...

(3)

Ne Yaptımsa Mahmut Yesariyi Söyletemedim!

Başı 1 0 uncu s a y f a d a

iddia ederim . S ü rtü ğ ü yazm am , benim için yeni bir ü m it kapısı oldu. B u eserin | m u v affak iy eti, bana, kafam ın içindeki I bir bayii m evzu ları can lan d ırıp sah n eye

atm am ı te şv ik ediyor.

H iç bu k ad ar canlı, bu k ad ar genç, b u k ad ar ateşli görm ediğim M ah m u d a yen i h azırlık ların ı so ru y oru m .

B ir hayli, ( S u n a ) v e ( A y rılış) m ,

| a rtık görm iyen genç v e çok değerli

j

b estek ârı N e cip C elâld an

bahsediyoruz-— iş te , onu n la, d iyor, yeni bir

o p e re t h azırlıyoru m . B u o p e re t

hak-J

k ında çok şey söyliyebilirim . F a k a t bir çok m u h arrirlerim izin , san atk ârlarım ı-zın - en te re sa n , sü rp riz, orijinal, y e n i­ lik gibi - y ıllardan b eri te m cit pilâvı

gibi ısıtıp ısıtıp o rtay a sü rm ek ten

usan m ad ık ları sakızları çiğnem iyeceğim . Ç ü n k ü halk, daim a fare d oğu ran dağ­ larla k a rşıla ştı ve a rtık öğü n ü len bağ­ lara k ü çü k se p e tle gitm eği öğren d i.

— Y a n i n e dem ek istiy o rsu n ?

M an alı m analı yüzü m e bakarak

sö y liyo r :

— I?eklâm cılığın bu asırd a b ir zekâ eseri old u ğu m u h ak k ak tır. F a k a t, halkın da a p ta l old u ğu n u k ab u l etm em ek , bir zekâ eserid ir.

— Y a n i ? ..

E lle rim i t u t u y o r :

— Y a n i ? .. N a file , n e yapsan beni fazla sö y letem ezsin !

töS

wfı»ıl,a

ü '■ L İN İA K e m e r i is tir a h a tı

** te m in , y a ğ la n m a y ı m en e d e r ve h a r e k e tin iz e g e n çlik v e rir.

Y a l ı n ı z :

J . R O U S S E L d e s a t ı l ı r . İSTANBUL : Tünel Meydanı No. 12.

20 Numerolu katalogumuzu İsteyiniz, bedava gönderilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

In conclusion, acute red yeast rice gavage suppressed hepatic and cardiac CoQ10 levels in rodents; furthermore, the inhibitory effect was responsive to the

[r]

After 56-day olanzapine treatment, subjects had significant increases in body weight, insulin resistance, -cell function and the levels of triglyceride and low-density

Intracerebroventricular infusion of angiotensin II caused significant increases in urine flow, electrolytes excretion, osmolar clearance, and free water reabsorption rate of

(2015) döviz kurunun tüketici fiyatlarına ve ithalat fiyatlarına geçişini kur hareketlerinin yönüne, kurun oynaklığına ve iş çevrimlerine göre rejimlere

On binlerce tarihseverin, adım yıllardanberi saygı ve sevgi ile anageldi- ği Ahmed R efik; her eseri üçer beşer kere basılıp kapışa kapışa alınmış ve

Taşkışla, M açka ve Gümüşsü­ yü binalarının İT Ü ’nün kent içi öğretim merkezleri olduğu ve bu binaların çevresine bilim ve kültüre ağırlık verecek

Sonra sırasıyla Nazım’dan Ahmet Güvenç'in bestelcdiği“Yaşamak”şiirini, Aslıgül Ayaş’ın bestelediği “Seviyorum Seni” şiirini, Aslıgül Ayaş’la