• Sonuç bulunamadı

MEHMET RAUF'UN EYLÜL ROMANINDA DÖRT UNSUR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MEHMET RAUF'UN EYLÜL ROMANINDA DÖRT UNSUR"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni TUrk Edebiyat1 Ara~l1rmalar1, 2, Temmuz-Aral1k 2009

MEHMET

RAUF'UN

EYLUL

ROMANINDA

DORT

UNSUR

Baki

Asiltiirk*

c=-· Ozet: Mehmet Rauf'un Eyliil romanmda dort unsur (toprak-su-hava-ate~) 6nemli yer tutar. Dort unsur, hem olay 6rgiisiinde hem de karakterlerin 6zelliklerinin be-lirlenmesinde rol oynar. Ki~ilerin mekiin degi~tirmeleriyle bu dort unsurun etkileri de degi~iklik gosterir. Bag k6~kii "toprak" ile, Bogazi~i "hava ve su" ile, Necip-Su-at a~k1 da "Necip-Su-ate~" ile a~1klanabilir. Ate~ grubu ki~isi olan Necip, toprak grubu olan Suat ve hava-su grubu ki~iligi olan Siireyya arasmdaki ili~kiler romanm temelini olu~turur. Ozellikle de Suat ve Necip arasmdaki platonik a~k, ate~-toprak bulu~ma-smm 6zellikleriyle paraleldir.

Anahtar Kelimeler: Roman, Eyliil; dort unsur, toprak-su-hava-ate~, a~k.

FOUR ELEMENTS IN MEHMET RAUF'S EYLUL

Abstract: Four elements (earth-water-air-fire) occupy an important place in Mehmet Ra-uf's novel, "Eyliil (September)". They take roles in both patterns of situation and persona-lities within the novel. They show various effects on people when they change their locati-ons. Vineyard can be explained with "earth signs", the Bosphorus with "air and water signs", and also platonic love between Necip and his friend's wife Suat can be explained with 'fire signs". This novel is based on interactions between Necip, Suat, Siireyya who be-long to fire, earth and air-water group relatively. Especially the platonic.love between Suat and Necip shows same characteristics of the meeting of fire and water.

Keywords: Novel, Eyliil (September), four elements, earth-water-air-fire, love. GiRi$

iyi yazilm1~, c;ahs1 iyi kurulmu~ romanlar, hemen her donemde degi~ik okumalara ac;1k eserlerdir. Yeni zamanlarm zihin atmosfe-rinden dogmu~ yeni kuramlan, yeni okuma bic;imlerini boyle ro-manlara uygulamak mi.imki.in olur.

Servet-i Fi.inun donemi yazan Mehmet Rauf'un Eyliil'i.i degi~ik

okumalara ac;1k romanlardandir. "(Once) Servet-i Fu.nun dergisinde

(2)

BAKI AS1LT0RK

tefrika edilen, hemen ardmdan da 1901' de kitap olarak yayimlanan" 1

Eyliil, duygusal planda kalm19, ya9anamarm 9 yasak bir a9k1 anlahr ve

edebiyahm1zm ilk psikolojik romam olarak degerlendirilir.

Eyliil romanmda dogrudan ya da dolayh olarak "toprak, su,

ha-va, ate 9" gibi dart ana unsura ili9kin verilerin romandaki olay ge-Ii9imini yanlendirmesi ya da karakterlerin. azellikleriyle ili9ki i<;e-risinde dii 9iiniilebilmesi bu romanm "dart unsur" <;er<;evesinde

okunmasma imkan verir. Eyliil' de Mehmet Rauf'un iislubu;;.un

9e-killenmesinde anlahmda kullamlan unsurlarm biiyiik anemi var-dir. $erif Akta 9, bir romanda anlahm azelliklerini ortaya koyan gastergeleri 9ayle degerlendirir: "Bir gastergenin kar 9ilad1g1 objeyi veya kavram1 biitiin olarak anlatmad1gm1, onun baz1 aymc1 azel-liklerini ifade ettigini anlamak gii<; degil."2 Akta 9, ilgin<; bir tesadiif

olmak iizere, <;e9itli ifadelerin metinde kazand1klan gandergesel anlamlan "su" sazciigiiyle arneklendirir ve farkh ciimle baglamla-rmda bu sazciigiin kazand1g1 anlamlan, farkh gandermeleri ele

ahr.3 Eyliil' de yazarm s1khkla yer verdigi dart unsurun

ganderge-sel azellikleri dii 9iiniildiigiinde "toprak-su-hava~ateg'' unsurlan-nm okuru romaunsurlan-nm alt anlam katmanlarma ve roman karakterleri-nin azelliklerini belirlemeye gonderdigi fark edilir. Olaya dayah olmayan romanlarda yazar karakter tahlili, mekan, zaman vs. gibi noktalara odaklanarak eserinin kurgusunu yapar: "Olay argiisiin-de yer alan kahramanlann i<; diinyalanm okuyucuya aktarma ar-zusunun dogurdugu i<; <;aziimleme / tahlil, bir tiir tahkiye

anlat-madir. Ancak bu tarz anlahmda anlaticmm yaphg1, olaylan 1

naklet-mek degil, kahramanlarm duygulanm, dii 9iincelerini, korkulanm, sevin<;lerini; k1sacas1 onlarm ruh ve psikolojik diinyalanm okuyu-cuya aktarmak ve de 9ifre etmektir. Okuyucunun dikkati olay

argii-siine degil, kahramanm i<; diinyasma yaneltilir." 4Bilindigi gibi,

Ey-lul aksiyona degil, ki9ilerin psikolojik durumlarma odaklanan bir

romandir. Dolay1s1yla Eyliil' de olay orgiisiinden \Ok karakter

tah-lili, mekan tasviri, durumlarm \oziimlenmesi agir basar. Ozellikle karakterlerin ve bu karakterler arasmdaki ili9kinin one <;1kanlma-s1, romamn <;ahsm1 kurar.

Eylul' de ii<; temel karakter vardir: Kalemde memur olarak \ah-9an ve otuzlu ya 9lanm siiren Siireyya, be9 yild1r evli oldugu kans1

Smit ve hem Siireyya'mn halasmm oglu hem de bu <;iftin aile dostu

Necip. Yaz mevsimini Siireyya'nm babasmmbag ka 9kiinde biitiin aileyle (Siireyya'nm annesi ve babas1, k1z karde 9i Hacer ve Hacer'in kocas1 Fatin, hizmet\iler, dad1) birlikte ge<;iren \ift, bu durumdan

(3)

HNI TORK EDEBiYATI ARASTIRMALARI

<_;:ok s1k1lmakta ve Bogaz' da bir yah kiralamay1 arzulamaktad1r.

Si.i-reyya'mn imkanlan k1s1thd1r, bir ti.irli.i para denkle 9tiremez. Suat,

kocasma si.irpriz yapmak i<_;:in babasmdan para ister, babasmm

yol-lad1g1 parayla Bogaz' da bir. yah kiralar, yaz1 ge<_;:irmek i.izere buraya

ta9m1rlar. Necip ko9ki.in oldugu gibi yalmm da devamh misafiridir.

ilk gi.inlerde genellikle ii<_;:i.i bir aradadir. Sonralan Si.ireyya

zamam-nm <_;:ogunu ev d19mda, denizde sandalla eglenerek ya da bahk

tuta-rak ge<_;:irir. Suat ise evde Necip'e piyano <_;:alar. Kapah bir mekanda

ortak bir zevki payla 9makla, mi.izikle ba 9layan bu yakmla 9ma za-manla Necip tarafmda a9ka doni.i9i.ir. Kocasmm ilgisizligi Suat'ta yalmzhk hissi yarathgmdan o da zamanla Necip'e baglamr. Bunun-la birlikte, araBunun-larmdaki derin a9k duygusal pBunun-landa kahr, tensel ili9-kiye doni.i9mez; duygulanm "lekesiz" tutmak i<_;:in bi.iyi.ik <_;:aba sarf ederler. Hacer, kendisi evli olmasma ragmen, Necip'i otekilerden

kiskand1g1 i<_;:in Necip'in yahya s1k s1k gidi 9i:ti.i dedikodu malzemesi

yapar. Bu dedikodulardan rahats1z olan Necip, ozellikle Suat'm in-cinmesini istemediginden, yahya daha seyrek gitmeye ba 9lar.

Yal-mz kald1g1 ya da Beyoglu'na <_;:1khg1 zamanlarda ise hep Suat'1

di.i-9i.ini.ir, onu gorme istegiyle yamp tutu 9ur. Necip, ailenin yaz1 ge<_;:ir-digi ko 9ke ni.isafir oldugu bir gi.in hastalamr ve yi.iksek ate 9le yata-ga di.i9er. Tifoya yakalanm1 9hr. Yahdan aynhrken gizlice ald1g1 at'm eldivenlerinden biri de yashgmm altmdadir, eldiven tekini Su-at'tan bir hahra olarak saklamaktadir. Yashgm altmdaki eldiv~ni

goren Hacer i<_;:in yeni bir dedikodu konusu <_;:1km19hr. Necip

eldive-nin sahibieldive-nin bir madam oldugunu soyleyerek Hacer'in

9i.ipheleri-ni gidermeye <_;:ah9ir. Hacer ise N~cip'i hasta yatagmda ziyarete

ge-len Suat' a say1klama ve eldiven hikayesini alayc1 ifadelerle anlahr, hatta eldiveni gosterir. Bu durum kar 91smda Necip sapsan kesilir ve adeta donup kahr. Kendi eldivenini tamyan Suat ise once sars1-hr, soma memnuniyetle korku aras1 duygular ya 9ar. Necip'in asil duygularma ve a9km1 gizleyi 9ine hayranhk duyar.

Hastahg1 atlatan Necip, Si.ireyya'mn da ISrarh davetleri kar 91sm-da, yahya tekrar gelip gitmeye ba 9lar. Bunun i.izerine Suat ile Necip

birbirlerinden ka<_;:ma~ veya birbirlerine yakla 9mak arasmda

karar-s1z gi.inler ge<_;:irirler. Duygulanm baki 9 ve tav1rlanyla sezdirseler de

soze dokmeyi erdemsizlik sayarlar. imkans1z a9km ac1sm1 mi.izikle

hafifletmeye <_;:ah91rlar. A9k ate 9iyle yanan, hatta umutsuz a9k1

yi.i-zi.inden intihan di.i9i.inen Necip uzun karars1zhklardan,

tereddi.it-lerden sonra duygulanm Suat'a a<_;:1klar, Suat'm cevab1 ise <_;:aresiz

(4)

BAKi ASiLTORK

Eyli.il geldiginde, Suat yaz1 da yahda ge<;irmelerini ister; ama Si.i-reyya'nm ISranyla k191 ge<;irmek i.izere konaga inerler. Aile de ko 9k-ten konaga inmi 9tir. Bir yandan Hacer'in dedikodulanmn verdigi rahats1zhk, bir yandan kalabahk konak hayah Suat ile Necip'in s1k gori.i9melerini engeller. Necip'in de bulundugu bir gece konakta yangm <;1kar. Herkes d19an f1rlar, sadece Suat i<;eride kalni.19hr. Si.i-reyya ve Necip birlikte i<;eri ko 9arlarsa da Si.iSi.i-reyya yangmm 9iddet-lenmesi i.izerine odaya girip Suat'1 kurtarma cesaretini gosteremez. Necip alevlere aldirmadan odaya ko 9ar, tavan <;oker ve Suat'la Ne-cip i<;eride kahrlar.

Gori.ildi.igi.i gibi, romanda okuru si.iri.ikleyecek hareketlilik,

aksi-yon orgi.isi.i yok denecek kadar azdir. Eyliil, bu yoni.iyle, d19a dogru

geni 9leyip a<;ilan degil, i<;e dogru derinle 9en bir yap1ya sahiptir. Dort unsurun, "toprak, su, hava, ate 9"in romanda tuttugu yeri tes-pit ederken bu derinle 9meye dikkat etmek gerekecektir. Her biri ay-n ayay-n ya da hepsi birlikte di.i9i.iay-ni.ildi.igi.iay-nde bu dort uay-nsur, romaay-nm i<; yap1s1m diizenleyen ve karakterlerin ki 9ilik ozelliklerini belirle-yen ana motifler olarak degerlendirilebilir.

1. DORTUNSUR: TOPRAK, SU~ HAVA, ATE$

"Dort element", "dort unsur" ya da eskilerin deyi 9iyle "anas1r-1 erba' a" kavram1 varhgm ve hayahn esas kaynag1 kabul edilen dort ana ogeyi (toprak, su, hava, ate 9) ifade eder. Bu unsurlar <;e9itli mi-. tolojilerde kimi zaman benzer, kimi zamansa farkh anlamlar

kaza-narak yer tutar. Bah ki.ilti.iri.inde varhgm merkezinde duran element

tarh 9malan

M.O.

VII. yi.izyilda ba 9lam19hr. ilk doga bilgini ve ilk

fi-lozof kabul edilen Tales "su"yu tek element saymaktayd1 ve ona go-re, evrende var olan her 9ey sudan dogmu 9tu, suyun i.iri.ini.iydi.i, su-ya donecekti. Anaksimenes'in temel element onerisi, ti.im di.insu-yay1 kaplamas1 nedeniyle "hava"yd1. Ksenophanes temel element ola-rak "topola-rak"1 kabul etmi 9 ve "her 9eyin topola-raktan gelip topraga gi-decegini" soylemi 9ti. Herakleitos, hayatm ve evrenin temel elemen-tinin "ate 9" olabilecegini ileri si.irmi.i9ti.i. Ona gore, ate 9ten

meyda-na gelmi 9ti.5 Empedokles ise Tetrasomia (Dort Element) adh eserinde,

kendisinden sonrakiler tarafmdan genel kabul gorecek bir senteze ula 9m19 ve evrende "toprak, su; hava, ate 9" olmak i.izere dart temel

element bulundugunu iddia etmi 9ti.6 .

Evrendeki varhgm ozi.i olan elementler meselesi Dogu' da da me-rak. uyand1ran bir konuydu. Rupp, elementler meselesinin Dogu'

(5)

da-YEN! TORK EDEBiYATI ARAFIRMALARI

ki geli§im a§amalanm ele ahrken Bah ve Dogu arasmdaki bulu§ma noktalarma odaklamr: Arap simyac1 El-Cabir, IX. yi.izy1lda bazi kim-yasal tepkimeledn ardmdaki si.ire<;leri kavramaya <;ah§rrken bi.iilin metallerin iki elementten, ki.iki.irt ve c1vanm bile§iminden meydana geldigini di.i§i.ini.iyordu. Katalizor olarak da, kimsenin ke§fedemedi-gi "iksir"i gosteriyordu. El-Cabir'den soma iranh El-Razi onurt te-mel elementlerine "tuz"u eklemi§ti.7 Dogu felsefelerine "dart un-sur" anlay1§1mn antik Yunan di.i§i.incesinden geldigini belirten ara§-hrmac1 Karhga, Tales'in "arkhe" kavram1yla belirttigi elementten yola <;1karak Bah' da ve Dogu' da elementler konusundaki a§amalan aktanr, Dogu' da dart unsuru kar§Ilayan kavramlar hakkmda geni§ bilgi verir.s Eski Ti.irk mitolojisinde de dart unsur <;e§itli simgesel an-lamlara sahipti. Sozgelimi Ti.irk-Mogol topluluklanmn inan<;larmda

ate§ kutsal say1hrd1.9 $amanist Ti.irklerde §Ha ayinlerinde sonradan

sondi.iri.ilmek i.izere ate§ yak1hr; $aman, agzma ald1g1 suyu dart

ri.iz-gar yoni.inde egilerek pi.iski.irti.irdi.i.10 K1p<;ak Ti.irklerinde de

ozellik-le CO§kun akan rrmaklara kutsalhk atfedildigi bilinmektedir.11

Bilindigi gibi, Divan §iirinde "anasrr-1 erba' a" s1khkla kullamlan mazmunlardand1r. Beyitlerde bazen tek tek bazen de birlikte yer alan "anasrr-1 erba'a"ya §airler <;e§itli anlamlar yi.iklemi§lerdir:

"Varhk alemi bu dort ana ogeden ibarettir. Divan edebiyatmda tenasiip yo-luyla c;:okc;:a kullarnlm1~hr. Bu dort oge, insanlarm karakter ve mizac;:larma ha-kim olarak kabul edilirdi. Buna gore ate~in tabiah s1cakhk, suyun ya~hk, hava-nm sogu'.duk ve topragm da kuruluktur. Eski musiki ve astronomi gibi ilimle-re de uygulanan anas1r-1 erba'a"dan her birinin edebiyatta ayn ayn arnld1g1 yerler de c;:oktur. Sevgiliye ait giizellik unsurlarmdan a~1gm gozya~larma dek birc;:ok bak1mdan kullarnm alarn bulan toprak, hava, su ve ate~ ogeleri bir.ara-da dii~iiniildiigiinde diinya ve kainattan kinayedir." 12

Mitolojilerin <;ogunda ortak olan yanlara bak1larak yaprlacak bir degerlendirmede "ate§'' gi.i<;, iktidar ve erkekligin, ya§ama CO§ku-sunun; "hava" bag1ms1zhgm; "toprak" ve "su" ise dogurganhgm,

ana<;hk ve di§iligin simgesi olmaktad1r. Fabre'm Kimya Sirlarzmn

Ozeti

kitabmdaki §U tespit bu belirlemelerin ozeti olarak okunabilir:

"Kadmlar erkeklerden daha kuvvetsiz, daha iirkek ve daha cesaretsizdir-ler; c;:iinkii kuvvet, cesaret ve eylem etkin unsurlar olan ate~ ve havadan ileri gelir, bu yiizden onlara erkek unsurlar denir; oteki unsurlar olan su ve toprak ise edilgin ve di~i unsurlardir."13

Dort unsurun Eyliil romanmda kullamh§ma ili§kin tespitleri

(6)

gerekir ki, dart unsurun bir arada bulundugu doga, Eyliil

romanm-da vazgei;ilmez bir agedir. Romanm romanm-daha ii<_;:iincii paragraf1 su,

ha-va ve topragm ciimlelere serpi 9tirildigi bir doga tasviri bi<_;:iminde olu9turulur:

"Bu nisan giiniiniin saat on birde ba§layan yagmuru yanm saat sonra din-mi§, nem-nak bir hadaretin fevkinde §imdi zerrin incileriyle lacivert bir sema titriyordu, topraktan, aga<;lardan inti§ar eden ratip nefehatta miiessir bir niifuz vard1." (s. 11)14

Eyliil' de hareketlilik ta91yan olaylar olmad1g1 i<;in yalmzca

yaza-rm tasvirlerinde degil, karakterlerin konu 9malayaza-rmda da dart unsur kar 91m1za s1khkla 9kar. Siireyya, Suat ve Necip'in s1k s1k "hava, su,

toprak, riizgar, yagmur, aga<_;:lar, dakiilmii 9 yapraklar, mevsimler" .

iizerinde konu 9tuklan tespit edilir. D19 doga, romandaki ii<; ana ka-rakterin belki de tek ortak sohbet konusudur. Ozellikle de ya 9anan zaman ve mekanm bu dort unsurla i<; ii;e 0Imas1 romana ba 9tan so-na bu unsurlarm yayilmasm1 saglam19hr. Hava degi 9imleri, karak-terlerin mekan veya ortam degi 9tirmeleri, mevsim degi 9ikligi okura neredeyse her zaman dort unsurla ili9kili olarak sunulur. Ozellikle Bogaz' da ge<;en zamanda olan bitenler ayle anlatihr ki okuyucu

ba-z1 sayfalarda kendisini dart temel unsurun <_;:evreledigi bir ortamda

ya91yormu9 gibi hisseder. Necip'in yahya geldigi bir gun, Bogaz'm gariinii 9ii Necip'in baki 91yla tasvir edilir. Burada saz konusu unsur-lar, manzaranm ana hatlanyla <;izilmesinde rol oynar. Bu tasviri ya-pan sanki yazar degil de o anda manzaray1 seyreden roman ki9isidir ve yazarla Necip'in duyulan birle 9mi9 gibidir:

"Balkonun kenarma kadar ilerlemi§ti; hafif bir nevazi§-i riizgar ile dalgacrk-lar piiskiiren geni§ sath-1 ab giine§in altmda baygm, miitenevvir, bftab serilmi§, miizab bir vadf-yi sfmfn gibi tele'iiv ediyor; sevahilin iistiinde imtidad-1 nazan siiriikleyip ufuklarda yoran tepelerin her biri ba§ka golgeler, dumanlar altmda, havasmm ate§ten titredigi hissedilen eflatun, kur§unf, hutut-1 cibal, en nihayet vasi' bir denizin ziyalar i<;inde ufka dokiilen hayalf adalan gibi miiphem, ner-min bir ate§-i beyaz iizerinde lerzende esdad-1 ehval teva.Ji ediyordu." (s. 48)

Romanda geni 9 yer tutan Bogaz manzaralarma, Bogaz'm roman ki9ilerinin hayatlarmda tuttugu yere odaklanarak yapdacak belirle-melerde hava, su, toprak ve ate9 unsm;larma bagh kalmak neredeyse

ka<_;:1mlmaz olmaktadir:

"Romanda, Bogazi<;i'nin degi§en renk ve saat!eri, Bogaz manzaralanmn gii-zelligi canh bir §ekilde tasvir edilir. Biz Suat ve Siireyya' clan Bogaz sabahlannda

(7)

uyanmarun giizelligiru, alq;am piyasalannm insana tathrd1gi hazlan, 'kopiir~ ko-piire esen Bogaz riizgan'run letafetini, Kavaklar'dan Marmara'ya kadar uzanan engin maviligin fark11 goriiniimlerini dinleriz. Romanda Bogaz, sade ya~amlan bir mekan olmarun otesine gec;erek, her giin fark11 bir yonii tad1lan -veya tad1l-maya c;ah~1lan-bir zevk ve tahassiis iklimi haline gelir. Bogaz'm bahanm, yazrm, sonbaharm sert riizgarlarrm takip eden ki~1m ve bu siirelerde meydana gelen de-gi~imi tadar1z."15

1. a. Toprak

Eylill' de "toprak' unsuruyla baglanhh olarak oncelikle, kogkiin bulundugu yer, yani bag diigiiniilmelidir. Bagm tasvirinde "toprak" adeta nefes ahp verir ve nefesiyle <;evredeki her geyi etkiler. Yalruzca bagda degil, Bogaz' da da toprak unsuru karg1m1za <;tkar. Necip, Suat ve Siireyya'run birlikte <;1khklan gezintilerde "toprak" onlart bu1ug-turan, bir arada tutan unsurlardandir. Toprak, bu kisunlarda canhh-gm, yagama sevincinin bir simgesi gibidir; <;iinkii romanda ii<; insan arasmdaki iligkinin birlegtirici ayagi say1hr. Baz1 tasvirlerde toprakla havarun (riizgar) birlegmesi ise bu iki do gal unsurun insanlar

arasm-daki yakmhg1 simgelemesi olarak yorumlanabilir:

"Onlar <;Ikhgi halde Siireyya c;Ikmiyor, ilk hevesle sandalcrya yardun ediyor-. du. Suat'la Necip nhtundan onlara bakiyordu. Soma ii<;ii de beraber c;aym1_ iler-lediler. Evvela riizgar onlara c;ayrrdan nefhalar getirmeye ba~lad1; bu birc;ok <;i-c;eklerin, otlarm miirekkeb bir nefhas1, serin, taze, rabb rayihas1 idi. Biraz soma c;aymn bir kismrm gordiiler. Uzaktan buras1 san c;ic;eklerle bir fulya tarlas1 gibi idi. herledikc;e otesinde berisinde krrmiz1, mor, beyaz <;ic;ekler de £ark edildi. Mebzul ye~illiklerin arasmda mebzul renkler, <;i<;ekler ki tarladan ta~1yorlar, riiz-garla dalga_laruyorlard1. Riizgar, parc;a par<;a her dalgadan bir buse-i rayiha ile mahmul estikc;e koylarda ko~u~an nefhalann su iistiinde hastl ettigi titremeler gibi peri~an temevviicler esiyordu." (s. 69)

<.

Bag kogkiiniin aileyi toplamas1 da, topragm birle§tiriciligi olarak yorumlanabilir; <;iinkii topraktan (bagdan) uzakla$an Siireyya, Bo-gaz' da "havai" denebilecek bir duyars1zhkla hareket eder. Ayru ge-kilde, bir topraga (mekana) belli bir baghhgi olmayan Necip de ser-seri hayah ya§amaktadrr. Mekanlann belirlenmesinde toprak (bag kogkii) romanm baglannda aileyi birle§tiren bir unsurdur. Bogaz' da da zaman zaman topragm bulugturucu ozelligi sezilir; fakat roma-mn sonlarma dogru topraga bagh olarak sadece Suat'1 goriiriiz.

Topraga bagh ogeler olarak 9<;ek ve aga<;lann solgunlagmas1, yaklagtlan sonu 4,aret eder. Su {deniz) mevsimi olan yaz bitip

(8)

Bhi ASiLTURK

giinii duygu ortakhg1yla, miizikle zenginle 9en ve birlikte gec;::en

gii-zel yazdan soma Necip'le Suat, sonbaharda, "eyliil" de aynlacaklar-dir. Sonbaharla birlikte Suat ve Siireyya yahdan konaga ta9macak-lardir. Konakta, eskisi gibi miizigi ba 9 ba 9a payla 9malan, duygula-nrn bak191anyla anlatabilmeleri bile miimkiin olamayacaktir. Ro-manm sonlarmda, "toprak" unsuruyla sonbaharm dogada yarathg1

c;::iiriime ve tiikeni 9 yans1hhr; ama hie;:: 9iiphesiz asil belirtilmek

iste-nen, Suat ile Necip'in platonik birlikteliklerinin sona eri9idir. Ne-cip'in 6Iiip topraga (belki de Suat' a) kan 9mak arzusu dikkat c;::eker:

"Eylul! ... Henilz renk ve rayiha bitmemi~, fakat bahann mebzuliyet-i elva-m o kadar gayr-1 elva-mahsus bir surette, o kadar tekrar avdet etelva-meelva-mek hirelva-maelva-m ile, avdet eder gibi gorilnse bile hemen yine solup kararan hm;m, bo~ arzularla o kadar ac1 ac1 c;:ekilmi~ ki bir giln i~te ruh-1 tabiat birden uyamp gorilyor; yap-raklannm nas1l sararm1~, birc;:oklannm dil~ilp c;:amurlar ic;:inde c;:ilrilmil~ oldu-gunu gorilyor; ve ~imdi hava ne kadar gilzel olsa, obilr iki gilniln verdigi aci-hkla bu gilzel havalarm ne kadar fani, bu renk ve rayihanm ne vefas1z, ne ar-hk ele gec;:mez, elde iken k1ymeti bilinmemi~, oylece istihlak edilmi~ bir hazine oldugunu aci ac1 gorilyor. i~te artik ne bir c;:ic;:ek, ne bir rayiha kalm1~ ... Arhk onlara tahammill bile·kalmam1~, hepsi c;:ilrilmil~. Evvelden yagmur yagsa bile lakayt kahrlard1, daha taravet, daha hayat gelirdi, ~imdi. .. $imdi i~te yagmur, i~te kl~ hepsini c;:ilriltilyor; her ~ey c;:ilrilyor, her ~ey ... " (s. 183)

1. b. Su

Eyliil'de "su" unsuru bir yandan doga parc;::as1 olarak bir yandan da olaylarm geli 9imi ve karakterlerin tammlanmas1 ac;::1smdan 6nemlidir. "Su" genellikle "toprak"la ya da "hava"yla birlikte kul-lanilm19tir. Romanm ba 91armda Bogaz' da yah kiralama arzusunun dogu 9unda su, hava ve ate9 birlikte rol oynar: Bag k69kii civarmda

dogarnn giizel olu 9una ragmen, ortamm havaszzl1g1, hareketsizligi

ve bir siire soma gittikc;::e ilerleyen stcaklzk bilhassa Siireyya'y1

bu-naltmaya ba 9Iar. Siireyya'nm istedigi, hava ve ortam degi9ikligidir.

Kapah bag evinden kurtulup Bogaz' a ac;::ilmak ve biitiin yaz1

deniz-de, temiz havayla dolu bir ortamda gec;::irmek ister. Siireyya'nm

oz-giir bir tatil arzusu, "ate§''ten uzak "su" ve "hava" unsurlanyla be-lirlenmi9 olur.

"Su" .romanda c;::ogunlukla kendi anlam1yla, mecazdan uzak

bi-c;::imde "yagmur, deniz, su birikintisi ... " gibi doga unsurlanm

belirt-meye yonelik olarak kullanilm1 9tir. Yine de, sonuc;::ta ki9ilerin ruh durumlarmm anla 9ilabilmesinde, "ki~ile9tirme" yoluyla kullamld1-g1 yerler de vardir:

(9)

YENI TORK EDEBiYATI ARAFIRMAlARI

"Yagmur ince, soguk, ~imdi oradan, ~imdi buradan kiii;:iik helecanlarla ko~u-~an riizgarlann elinde i;:rrpmarak, muannit, muazzep sukut ediyordu; bir kl~ yag-muru denilecek inat, renksizlik, ne~esizlik vard1. ince potinlerini yumu~abp ezen i;:amurlar ii;:inde orada burada birikmi~ sulara batarak, gi:imleginin, fesinin ISlan-masmdan bfhaber kalarak diinyadan gafil gi:iriiniiyor, i:iyle yiiriiyordu." (s. 169)

Su, hpki toprak gibi, Siireyya-Suat-Necip ii<_;liisiinii zaman za-man da olsa birle 9tiren unsurdur. Genelde aym havay1 bile tene[fiis

etmezler ama II

su11

da beraberdirler, 11

su" da olmak onlar i<_;in ortak bir zevktir:

"Deniz mevsimi iii;:iiniin de hayatma yeni bir ne~e serpti; i:inlerinde bir de-niz hamam1 vard1 ki, evin sahibi burada kendi otururken i;:athrm1~, soma y1k-hrmam1~t1. Yalmz bir kwm tahribini tamir etmek icap ediyordu. Siireyya deni-ze bay1hyordu, Necip zaten pek severdi, Suat iptidalan pek tela~ ve heyecan gei;:irmi~se de arhk ah~m1~h." (s. 117)

Karakterlerin ortak psikolojilerinin belirlenmesinde de "su",

iizerinde durulmas1 gereken unsurlardand1r. U<; kahramam bir ara-da tutan "kay1k" ve onun iizerinde yiizdiigii 11

deniz" bulu 9turucu-dur: 11

Dalgalar a<_;1klarda biiyiimeye ba~lam19h. Sandal bfperva bir

tehaliikle bunlann iizerine ahhp tevali eden sularm iistiinde

temev-viic ettik<_;e Suat'm gozlerinde bir bulut, bir endi 9e ve 1shrap buluhl.

sebat ediyordu; fakat dubadan Serviburnu'na dogru biikiip riizga-n pupaya ald1klariizga-n zamariizga-n sallariizga-nh kesildi. Siireyya gibi hepsiriizga-niriizga-n de keyfine arhk nihayet yoktu. Sandalm etrafmdan der-agu~ eden <_;1r-pmh sesleri, muttarit bir musiki gibi terenniim eden re~a~e-i ma on-Ian i9gal etti." (s. 68) Burada 11

su11

rahathk ve payla 9mad1r; ii<_;iiniin nadiren birlikte mutlu oldugu deniz ortam1 rahathk ve huzur verir. Bir ama<_; ger<_;ekle9mi 9 ve ozellikle gen<_; <;ift bunun ger<_;ekle~mesin-den dolay1 mutlu olmu 9tur. Necip de bu mutluluga ortakhr.

Bogaz' da ge<_;irdikleri zamanlarda yazarm tasvirlerinde deniz ile kadm motiflerinin birle 9tirilmesi de ilgin<; hoktalardan biridir.

Yahya ta 91mlmasmda Siireyya'yla ama<_; birlikteligi i<_;inde dii

9iine-bilecegimiz Suat, ba 91ang1<_;ta hem Siireyya ile hem de Necip'le

de-nizi payla~1r:

"Bazen geceleri de i;:1k1yorlard1; Suat diimene gei;:er, erkeklerden biri kiirek i;:ekerdi. Ekseriya birkai;: si:izle bozulan bir siikfrtun deva1'1 ettigi bu seferlerde denizin, semanm, ehval-i sevahilin arasmda, bazen mehtabm nurlarma, bazen zulmetin dalgalarma gi:imiilerek, denizin bir kadm sinesi gibi piir-rayiha ve ba-kir viicudunda, Biiyiikdere'ye kadar inerler, soma avdet ederlerdi." (s. 124)

(10)

BAKI AS1LT0RK

Su (deniz), romarun ba 9larmda Suat ile Siireyya'yi kalabahktan uzak bir mekana, yahya ta91yan, onlarm ba9 ba 9a kalmasm1 sagla-yan unsurdur. Kan-kocanm kalabahk aileden uzakta zaman gec;fr-mesinde onemli rol oynar. Ne var ki, ilerleyen zamanda tam tersi bir durum gerc;ekle9ir ve "su" onlan ayiran, aralanna giren bir oge durumuna gelir. Siireyya'nm deniz tutkusu, ozellikle de sandalm . kiralanmasmdan soma s1k s1k tek ba 9ma yelken ac;1p bahga c;1kma-s1, zamanmm c;ogunu "deniz"de gec;irmesi, kans1 Suat'm evde yal-ruz kalmasma ya da zamaruru Necip'le gec;irmesine neden olur. Boylece Siireyya ile kansmm arasma giren "su" dolayh ofauak Su-at'la Necip'in yakmla 9mas1ru saglar. Su (deniz) Siireyya'ya kahrken Suat'm zamanlan Necip'e vakfedilmi 9tir. Bunun bir belirtis(olarak "deniz" yalruzca Siireyya'nm tutkusu olarak romanda yerini ahr. Siireyya, denizdeµ soz ederken c;ok sevdigi bir insandan bahseder gibidir: "Deniz kopiikler ic;inde ... Riizgar etrafta fi9ek gibi c;atlar .. . Yelkenlet c;irpmir ... Sandal dalgalarm gogsiine mestane yaslanm1 9 .. . Uc;mak da degil, yiizmek de degil... Bir ha.I ki ... " (s. 64) Yazann hem kendi tasvirlerinde hem de Siireyya'nm konu 9malarmda deniz-ka-dm benzetmesine ba 9vurmas1 bir anlamda, Suat'm suyla ayru para-lelde dii 9iiniilebilecegini gosterir.

Necip yokken, yahda dadiyla birlikte kaldiklarmda Suat'm akl1 fikri denizdeki Siireyya' dadir. Onun ba 9ma bir 9ey gelmesinden kor-kar. Bir yandan kocasrm "su"yla payla 9marun ve "su"ya giiveneme-menin verdigi huzursuzluk, bir yandan da onu rahat birakma istegi Suat'ta bir duygu karma 9as1 yarahr:

"Tekrar ba§rm kaldmp denize bakh. Gi:izleriyle uzun uzun sandah arad1 ve onu nihayet orada, dalgalarm arasmda, ki:ipiiklere bulanarak, bir tarafa egihni~ yahru§, kmmzr bayragr riizgarla <;rrpmarak, o tarafa dogru geliyor gi:iriince tek-rar kalbi liopladi. Ve Siireyya'ya ~ikayet edemiypr, onu men etmek istemiyordu, kendisi anlasayd1, ah Suat'm kalbinde ne elemler, ne hasretler oldugunu anlasa da i:iyle hareket etseydi..." (s. 84)

Siireyya'run denize ilgisinin · tutku derecesine c;1kmas1, kansrm ihmal etmesikari-koca arasmdaki uytf'mu ve dengeyibozar. Yahda dadis1yla ve Necip'le kalan Suat'm deniz korkusu ya 9amas1, onu "deniz tutmas1" da. ilginc; bir durumdur. Kocasma e9lik edebilmek amacryla onunla birlikte denize ac;tlmay1 dii 9iinen hatta zaman za-man bunu gerc;ekle9tiren Suat, "deniz tutmas1" nedeniyle c;ogun-hµ<la yahda kalmayi tercih eder. Bu durum, kan-koca arasmdaki mekan ve zaman payla 91mrm azalttr. Bir siire soma Suat'm denize gitmeme tercihlerinde deniz korkusunun yam sira Necip'in varhgi

(11)

ml TORK EDEBIYATI ARAPIRMALARI

da rol oynar. Yazar, burada Suat'm deniz korkusunu kas1th olarak yaratrmg gibidir. Belki Suat da denizi (suyu) Siireyya kadar sevse ve kocas1yla siirekli denizde olabilse yalmzhk durumu ortaya <;1kma-yacak, Necip'in devreye girmesi de bu kadar kolay olmayacakb.

Giizel havalarda Siireyya hep denizdedir. Bu durum, "su" ile "hava" unsurlanmn kan-kocanm birbirinden uzaklagmasmda.bir-likte rol oynad1klanm diigiindiiriir. Onceleri, yelken a<;an Siirey-ya'y1 merak eden, havanm birazc1k bozulmasmda tedirgin bakigla-nm, merak11 gozlerini denizden ayiramayan Suat, giderek yahda kalmaya: ahgir, hatta bundan hognut olur; <;iinkii arbk yahda zama-mm Necip'le piyano bagmda ge<;irmektedir. Bu paylag1zama-mm Suat'a daha cazip gelmeye baglamas1, "su" ve "hava"nm Suat'la Siirey-ya'y1 birbirinden ayirmas1 sonucunu dogurmugtur:

"Ve d1~anda kopiiren riizgarla perdeler oynarken giine~in verdigi 1hk mah-remiyet i~inde, boyle asude ve mesut bu musiki sermestligi i~inde unutuyor, kendini, diinyay1, her ~eyi unutuyordu. Siireyya'mn avdeti onlar i~in bir i~aret gibi olurdu ... " (s. 93)

ilgin<; bir bi<;imde, Suat ile Siireyya'y1 ayiran "su", romandaki bir sahnede Necip'le Suat arasmda birlegtirici olur. Sadece "su"yun de-gil, "su"ya yayilan kokunun sevkiyle olur bu birlegme. Bachelard'm, "Koku en sinsi veya en can s1kic1 gekilde var olarak kendini kabul et-tiren, zorlay1c1, temel bir niteliktir. Ger<;ekten mahremiyetimize teca-viiz eder."16 tespiti habrlanacak olursa, Necip'in Suat'm

mahremiye-tine neden koku yoluyla girdigi daha iyi anlag1iir. Necip, bir gun tek bagma denize girer. Onun denize girdigi yerde daha once Smit yiiz-miig oldugundan gen<; kadmm kokusu kaybolmam1g ve sanki ·ctal-galara yayI1m1gbr. Normal siire<;te Suat'la ten temasmda bulunama-yan, duygulanm platonik surette yagayan Necip, "su"yun birlegtiri-ciliginde adeta Suat' a dokunur, onu koklar. Suyun yaratbg1 heyecan, iki viicudun suda bulugmas1 ilgin<; bir noktadir:

"O kadar emsalsiz, o kadar samimi bir rayiha idi. Bunda Suat'm biitiin ha-faya-y1 mahremiyeti, biitiin neseviyeti piir-halecan bulunurdu, o kadar kadm-dan, o kadar Suat'tan nebean ediyordu; ve ~imdi, denizde bu rayiha, ona bir vii-cut hararetiyle memzuc geliyordu. Tahassiis o kadar ~edid oldu ki viicudu tit-reyerek bitab kald1. / Bu nereden geliyordu? Ondan evvel denize girmi~

oldu-gu i~in mi kalm1~h? Denizin, riizgarm telatumu bunu nas1l dag1tmam1~h? Ve

suyun i~ine girdigi zaman, ~imdiye kadar bunu dii~iinmedigine istigrab ederek, onun da burada, bu su i~inde y1kand1grm dii~iinmek biitiin ihtiyanm helak ve zebun eden bir zaaf-1 rehavete sevk ediyordu." (s. 125)

(12)

BAKi ASiLTURK

Once ii<;iiniin birlikte vakit ge<;:irmesini saglayan, soma Suat ile Siireyya'y1 aymp Suat ve Necip'i yakmla 9hran "su", nihayet, her 9eyi <;:iiriiten bir unso.r olarak yer ahr romanda. Bir zamanlar hayat veren, yeni heyecanlan miimkiin kilan su arhk hemen her 9ey gibi yok olu 9un, <;:iiriiyii9iin yolunu a<;:maktadir. Siireyya'nm deniz (su) tutkusu nas1l kan-kocarnn evliligini <;:iiriitmii9se 9imdi de yagmur her 9eyi <;:iiriitmektedir: "Arhk onlara tahammiil bile kalmam1 9, hepsi <;:iiriimii9. Evvelden yagmur yagsa bile lakayt kahrlard1, daha taravet, daha hayat gelirdi, 9imdi ... $imdi i9te yagmur, i9te k19 hep-sini <;:iiriitiiyor; heqey <;:iiriiyor, her 9ey ... " (s. 183)

1. c. Hava

Eyliil' de hem dogaya ait bir oge olan, hem de insanlarm

ili9kile-rine yans1yan "hava" romanm dokusunu olu 9turan dart temel un-surdan biridir. Yazar hpk1 "deniz" gibi "hava" dan da doga tasvirle-rinde s1k s1k soz eder. Gerek bag ko9kiinde, gerekse yahda ge<;:irilen zamanlarda karakterlerin i<;:inde bulunduklan durum, havanm du-rumuyla birlikte ele almir. Havaya ili9kin olarak s1k s1k "riizgar, fir-hna, havas1zhk. .. " kelimeleri de kullarnhr.

Siireyya'nm arzulad1g1 hava degi 9imi olaylann ba 9lang1c1 kabul

edilmelidir. Bagm havas1 Siireyya'y1 s1kar, onun istedigi a<;:1khk,

ge-ni9lik, deniz havas1d1r. Yani Bogazi<;:i! "Bir cehennem" dedigi, "ha-vas1zhktan boguldugu" ko9kteyken Bogaz gecelerinin hayalini ku-rar, yumu 9ak havalarda yapacaklan sandal gezilerini hayal ederek

bu hayallerini Suat'a anlahr.17 Bagdan bahsederken Necip'in,

"Ba-husus ben .buranm as1l sabahm1 severim. $ehrin hanlhs1 i<;:inde

ya-9ad1k<;:a insana biraz siikCm, biraz kir, bir iki ku 9 sesi pek ho 9

geli-yor." (s. 25) demesine kar 91hk, Siireyya bagda bir giizellik bulmaz,

bagm havasmdan s1k1ld1gm1, boguldugunu her firsatta dile getirir:

Daha sonra Bogazi<;:i'nin havasmdan bahsederken 9unlan soyleye-cektir: "May1s Bogazi<;:i mevsimidir, azizim, Bogazi<;:i! Sade may1s degil, biitiin sene ... Zannederim ki, oralan k19m bile latiftir. Bir riiz-gan var, aman yarabbi, bir riizriiz-gan var, Necip! 0 temiz riizgar ba 9-ka nerede bulunabilir? Sizin adarnza gelen riizgar biitiin Bogaz'm iistiinden ge<;:ip kirlendikten soma size gelir." (s. 44)

Yahya ta 9md1klan giinlerde Siireyya s1k s1k havanm giizelli-ginden, letafetinden, temizlik ve geni 9liginden bahsederek mem-nuniyetini orta:ya koyar; Ko9kteyken s1kilan, bunalan, bogulan

(13)

YENi TORK EDEBiYATI ARAFIRMALARI

hayatmda k1sa donemde iki farkh durum yaratan unsur ise "ha-va" du: "Hava sabahleyin o kadar parlak, o kadar nefis idi ki, Su-at, 'Bugiin Necip Bey belki gelir.' dedi ... Ah, sabahlan erkenden buradaki letafeti, ciyadeti bilmem ki soz bulam1yorum, denizin nezaketini, taravetini, yegilligini, nihayet gU Bogazii;i sabahi:nm bekaretini gormeli, Necip ... " (s. 47)

Siireyya ile Necip'in bak1glanndaki z1thk, daha soma Bogaz ha-vas1 arac1hg1yla farkh bir gerilime doniigiir. Siireyya'y1 ozgiir k1lan Bogaz havas1, Necip'in yak1c1 bir agka diigmesine yol ai;acakhr. De-yig yerindeyse, "hava"yla surekli temas halinde olan Siireyya hu-zurlu ve mutlu, "hava" dan uzak kalan Necip ve Suat ise s1kmt1hdu ve aray1g ii;indedirler. Havanm d1gadoniikliik yaratmas1 karg1smda "hava" sizl1k iki ag1kta ii;edoniikliige neden olmugtur. D1gans1 ile ii;erisi arasmdaki bu tezat, Bachelard'm deyigiyle "d1gan ve ii;erinin

gel-git diyalektigi" 18 Siireyya ile Suat arasmdaki karakter z1thgm1

da ortaya koyar. Sirf bu mekan degigikligi bile roman kigileri arasm-daki iligkilerin kaosa doniigmesinde 6nemli rol oynar.

Yazar doga tasvirlerinde "hava" ve "toprak" unsurlarma i;ogun-lukla birlikte yer verir. Siireyya, Suat ve Necip Bogaz' da s1k s1k gezin-tiye i;1karlar. Bu gezintiler, dogamn biitiin canhhg1yla goriilebildigi, kigilerin dogayla neredeyse biitiinlegebildigi mekanlarda geri;eklegir:

"Ve bu may1s sabah1, bentler seferi, ii<;iine de bir hayalf seyahat ~iir ve mes-tisini verdi. Sabahm ciyadeti, may1sm son giinlerindeki mebzuliyet-i hadaret i<;inde, yolun etrafmdaki <;ay1rlarm, baglarm heniiz riizgars1z serin havadaki rilkud i<;inde inti~ar i<;ih nefhalar bekleyen rayihalan arasmda gittikleri ye~il golgeler, daha ilerledik<;e ormanlar, aztm aga<;larm birbirine sanlm1~ dallan, uzakta birikmi~ golgeleriyle ye~il birer zulmet halinde goriindiigii korulann si-neleri, hep bu siikuH, bu tenhahk, bu parlak siikut i<;inde, ~urada burada oyna-yan iltimaat-1 ziyaiye arasmda ku~larm huzme-i elham, arabadan indikleri va-kit i<;inde kaybolacaklarm1~ vehminin verdigi hiss-i tevahhu~ ile biiyilk orman nihayet havuzlar, insana bir ra' ~e-i hiras ile hayattaki rab1talara takarriib his ve ihtiyac1 veren mehib havuzlar ve sonra avdet..." (s. 63)

Kogk ve Bogaz diigiiniildiigiinde Siireyya ii;in s1kmtidan huzura ge<;igte arac1 "hava" Suat'm ve Necip'in hayatmda dogrudan etkili degildir; <;iinkii onlar daha i;ok kapah mekanlarda vakit gei;irirler.

1. d. Ate§

Mehmet Rauf, Eylul'deki doga tasvirlerinde "ateg''i o kadar s1k

(14)

B.i.KI ASILTURK

"Ate 9" bazen tek ba 9ma bazen de oteki ii<; unsurla birlikte belirleyi-ci bir karakter kazamr. Romamn ba 9mdan sonuna dek hava ve ate 9 birlikte titrer, ate 9 havay1 yakar.

Eylill'de "ate 9" esasen a9km simgesidir. Necip ve Suat

arasmda-ki yakmla 9ma zamanla yak1C1 bir a9ka donii 9iir. Romanda "ate 9"in . kendi anlam1yla ilk kez amlmas1 da Necip ve Suat dolay1s1yla olur. Havanm soguk oldugu bir ak9am, bag ko9kiinde sobanm yakilma-s1 gerekir ve sobay1 Necip'le Suat birlikte yakarlar: "(Hacer,) Ne-cip' e dondii: - Sen korkma nafile, dedi, onlar hep sozdiir,,. Biz o sozleri hep dinledik. .. $imdi senin as1l yapacagm 9ey sobay1 yaktir-makhr. / Necip sobay1 yaktumak i<;in me 9gul oluyordu; Suat dedi ki: - Durun Necip Bey, 9imdi hizmet<;iler onu bir saat yakamazlar, b1rakm bana ... Siz yalmz soyleyiniz de ate 9 getirsinler. ( ... ) $imdi soba alev alm19, odunlar tela 9h bir <;ahrh ile yanmaya ba 9lam19h." (s. 20) Buradaki ilgin<; nokta, Necip'le Suat'm "ate 9"i birlikte yak-mas1d1r. Bachelard, mitoloji iizerine <;ah9malanyla tamnan XX. yiizy1l isko<; sosyologlarmdan Frazer'in Altm Dal (The Golden

Bo-ugh) adh eserine dayanarak verdigi bilgide ilkel kabile

9enliklerin-de varofan bir gelenekten bahse9enliklerin-der. Bu gelenege gore, 9enlik ate 9i-ni bir gen<; adam ve bir gen<; k1z birlikte yakarlar. Mehmet Rauf'un <;izdigi bu sahnede de, ate 9in kadmla erkegi bulu 9turucu ozelligin-den soz edebiliriz. Evde genellikle ba 9kalarmm yakhg1 ate 9i bu sahnede Suat'la Necip'in birlikte yakmas1 romanm kurgusunda ozel bir anlama sahiptir. Necip'le Suat'm beraber yakhklan "ate 9"e Hacer'in arac1hk etmesi de bir ba 9ka ilgin<; noktadu: Hahrlanacag1 iizere, romamn ilerleyen boliimlerinde Necip ile Suat arasmdaki a9k, Hacer tarafmdan dedikodu malzemesi yap1lacak, bu dediko-dular Suat' a kadar ula 9acakhr.

ilk baki 9ta fark edilmesi zor bir ayrmh gibi goriinen; fakat "ate§'' unsurunun Necip'le Suat'1 birle 9tirmesine ilgin<; bit ornek olan bu olay, romamn sonundaki yangmm hazirhg1 olarak dii 9iinii-lebilir. Burada sobay1 birlikte yakan Necip ve Suat, hem imkans1z bir a9kin ate 9inde hem de romanm sonundaki biiyiik yangmda ger-<;ek bir ate 9te birlikte yanacaklardu. Burada, Bachelard'm deyi 9iyle

"ate 9, dogal varhk olmaktan <;1k1p toplumsal varhk" 19 olmaya

evril-mi9, ki 9ilerin kaderini belirleyen bir unsura d6nii 9mii 9tiir.

Az ileride yazar, hava durumu tasvirinde yine "ate§''e ba9vu-rur: "$imdi s1cak gittik<;e ate 9lenerek, bir fmn olur, aga<;s1z, riiz-gars1z bir kiilhan gibi her taraf yanmaya ba 9Iar." (s. 25-26) "Ate§'' burada s1cakhk kavram1yla birle 9erek bag ko9kiinden Bogaz' a

(15)

ka-YENI TORK EDEBIYATI ARAFIRMALARI

t;l!;,1 gerektiren bir unsurdur. Yine, dolayh yonden de olsa, Suat ile

Necip'in yakmlagmasma yol ai;acak ortamm hazulay1c1s1 olarak "ateg" onemlidir.

Necip'in hastahk "ateg''i Suat'la onu bulugturan bir bag olur. Onun ategler it;inde yanarak yatt1gm1, neredeyse oliime yaklagttg1-ru ogrenen Suat da ategli bir meraka ve onu gorme istegine kapthr: "Her an 'Old ii!' haberini almalan muhtemel oldugunu dii~iindiik<;e son de-rece miiteellim, endi~-nak, mustarip oluyorlard1. Siireyya tekrar gitmemek fik-rinde oldugu halde Suat kadmlara mahsus bir mihribanhkla hemen baga ko~-mak, belki bir i~e yaramak ate~iyle yamyor ve zevcinin o karan oniinde bu ar-zusunu sbyleyemiyordu. ( ... ) Bu bir elim ve miiz'i<; hafta oldu, bir miicadele ve eza haftas1, ate~li, hummah bir tereddiit ve ~iiphe haftas1 oldu." (s. 140) ·

Necip-Suat agkmm dile getirildigi neredeyse butiin cumlelerde "ate!;,'' yazarm vazgei;emedigi bir unsurdur. Aralanndaki duygu or-takhgt dtga vurulamad1g1 it;in bu gizleme onlann kalbinde bir taz-yik yarahr. Bu taztaz-yik ategin yak1c1hg1 ile birdir:

"(Necip, Suat'a) haykirmak, kanlarma bogularak, oniinde olerek haykir-mak istiyordu ve onun ayaklarmm altmda kanlar i<;inde i:ilmekte bir intikam vah~eti var gibi geliyordu. Evvela bu fikre meftun oldu, ne olursa olsun onun oniinde kendini oldiirecekti, ona miifteris bir adavetle, 'Biliyor musun, sen de, sen de onlardansm. Bense bir ~ey zannetmi~tim .. .' diyebilerek, ona kendi kal-binin kuvvet ve azametini gosterip nadim etmek, harap etmek kendisini mest ediyordu. / Ve yemekten soma, bir bahane ile, ellerinden kurtulup sokaga hr-lad1g1 zaman, bu ate~le yamyordu; o kadar yamyordu ki..." (s. 254-255)

Bazen de "ateg'' ve "su" birlegir, birbirinin varhk nedeni olur. Normalde "su"yun "ateg''i sondiirmesi gerekir ama agktan ve i;are-sizlikten kaynaklanan "gozyagt"nda ategle su bir aradadu:

"O dakika Suat'm gozlerinin ate~ ve ~iikranla kendisine insib.abm1 gordii, soma bu gozlerin parlakhg1 siiziiliip hirer katre oldular; onun en gizli, en mt:i-kaddes emeli bu idi, bunun boyle kendine teklif edili~i onu son derece mem-nun ve minnettar ediyordu. Kalbinin <;1rpmarak ona tehaciim ettigini hissetti ve gozlerinden bu iki yegane katre agir ag1r sukut ederken ikisine de a~klan-mri en mesut ve cansuz dakikasm1 ya~1yoruz gibi geldi." (s. 206)

Anlattmdaki bu.tun bu hazuhklar ilerledikt;e "ateg", Suat ile

Necip arasmda kopmaz bir bag yarattr. Bilindigi gibi Eylill

roma-ru, hit; beklenmedik bir bit;imde, bir yangmla sona erer. Bu

yan-gm, Suat ve Necip it;in bir kurtulug yoludur. Birlegmelerine im-kan olmayan iki ag1k, ategte (yangmda) bulugur ve oliime

(16)

birlik-BAKI ASiLTORK

te gider. Burada "atef' hem a9km, hem de birbirini seven iki in-samn yok olu 9ta bulu 9masmm simgesidir. Bachelard, D'

Annun-zio'nun Oliimiin Tema§asz romanmdan soz ederken "a 9k, ate 9 ve

oliim"iin bulu 9masina deginir ve bu bulu 9manm neredeye "her 9eyi kazanmak i<;in her 9eyi kaybetmek"le e9 anlamh oldugunu

duyumsatir. 20 Bachelard'm bir ba 9ka tespiti ise "atet'in

anndm-c1hg1yla ilgilidir: "Ate 9Ie annma ilkesinin ikinci bir sebebi <;ok da-ha bilgi<;<;e, dolay1s1yla da psikoloji a<;1smdan dada-ha az etkili bir sebep olan, ate 9in maddeleri aym;nas1 ve maddi kirleri yok etme-sidir. Bir ba 9ka deyi9le ate9in smavmdan ge<;en, tiirde9lik yani

anhk kazanm.1 9 olur."21 Mehmet Rauf'un Suat ve Necip' e uygun

buldugu "son"da da aym durumun varhgma i9aret etmek gere-kir. Aym ate 9te yanarak oliimde bulu 9an iki a91k bu yolla bir bak1ma armm1 9 olur. Ger<;i, armmay1 gerektirecek bir kirlilige bu~ la 9mam1 9Iardir; ama yine de yazarm onlan bu yolla annd1rmas1 anlamhdir. Belki burada a9k ate 9inin cezalandmc1 yak19mdan da

soz etmek gerekecektir: "Mehmed Rauf, Eyliil' de, her ne kadar

bir ihanet vuku bulmami 9 ve iki a91k evlilik kurumunun kutsalh-g1 anlay1 91 ile a9klanm gizlemi9lerse de, Suat'la Necip'in yasak a9klanm adeta cezalandmr, geleneksel edebiyatm

mesnevilerin-deki mum-pervane mazmununu tedai ettirecek surette, ko 9kte

<;1-kard1g1 yangmda iki a91k1 yakar." 22

Yazar, sanki her 9eyi bitirmek i<;in ate9i <;agmr, ondan yard1m bekler. Necip'le Suat'm i<;ine dii 9tiikleri <;Ikmazm <;oziime kavu 9-mas1 ate 9in yard1m1yla olacakhr. Mecazi anlamda iki a91g1 otekile-rin yamnda zor durumda b1rakan "a 9k ate 9i"ne kar 91hk, ger<;ek ate 9 adeta birbirlerini herkesten gizli seven Necip'le Suat'm kur-tuhi9u olur:

"A 9ag1daki merdiven heniiz ate 9ten masun idi, sade muharrib bir duman boguyor, \ahrhdan hararetten buna!Iyorlard1, hayk1rarak merdivenin iist ba-9mda bulundular. Selam!Ik tarafma giden koridor ate§ i\inde idi. Harem so-fas1 kesif bir dumanla kaymyor, Siireyya'nm odas1 ko 9ede duman i\inde kay-boluyordu. 0 zaman Siireyya orada, i<;eri girmeye cesaret edemeyerek, "Su-at! Su"Su-at!" diye haykird1. Necip kapmm oniine kadar ko 9mu 9tu, deh 9etli bir hararetle boguluyorlard1, tekrar Necip: "Suat!" diye inledi. ikisine de bir inil-ti i9iinil-tiyoruz gibi geldi, fakat ses muharri 9 bir \ahrh ile boguldu, bir fmndan

fr9k1ran alev gibi yakarak, eriterek hiicum eden duman i\inde evvela bir

sa-niye ikisi de tereddiit ettiler, fakat sonra Siireyya, Necip'in vah 9etle hayk1ra-rak i\eri ahld1g1m gordii, "Necip!" diye ko 9mak istedi, fakat deh 9etli bir \a-hrh ile tavanm oda kap1smm ate 9 i\inde kayboldugunu gorerek deli gibi ge-ri dondii." (s. 288)

(17)

YENi TORK EDEBiYATI ARAFIRMALARI

2. ROMANDAKi ANA KARAKTERLERDE DORT UNSURUN YANSIMALARI

Bir bilim dah olarak kabul edilmese de astroloji gerek Dogu gerekse Bah klilti.irlerinde ilgi <;ekmi9 alanlardandir. Y1ld1z fah, yI1d1zlardan insanlarm kaderlerini okumaya dayamr. Dort ele-ment de insanlann ki 9ilik ozelliklerinin belirlenmesinde onemli gori.ilmi.i9ti.ir:

"Astrolojinin dort elementi (ate§, toprak, hava, su) ti.im maddesel yap1lann ve organik biitilnlerin temel yap1 ta§land1r. Her element hepimizin i<;:inde i§le-yen temel bir enerji ve bilirn;: tilriinii temsil eder. Modern fizik enerjinin de oldugunu gosterdigine gore, bu dort element de ii;: ii;:e gei;:ip birle§erek mad-deyi olu§tururlar. Ya§am k1v1lc1m1 oliimde insan bedenini terk ettiginde, dort element aynlarak onceki durumlanna donerler. Organize, ya§ayan bir biitiln-de dort elementi bir arada tutan sabiitiln-dece hayathr."23

Dort unsurun ki 9ilikler i.izerindeki etkileri insanlarm davram 9la-nm ve olaylara bak19 a<;Ila9la-nm yans1tma ozelligine sahiptir. Bunlar her zaman kesinkes belli olmamakla beraber genel bir belirlemeyle

9oy le ozetlenebilir:

-"Hava buri;:lan zihnin (ozellikle geometrik dii§iince formlanyla baglantih) duyumsamas1, alg1lamas1 ve ifade etmesi ile ili§kilidirler. Ate§ buri;:lan (heves, sevgi veya ego olarak goriinen) IS1tan, yay1lan, enerji veren ya§am prensibini gosterir. Su buri;:lan serinleten, iyile§tiren, yatl§tlran hassashk prensibini ve duygu tepkisini sembolize ederler." 24

Bachelard, ate 9, toprak, su ve hava ki9ilikleri arasmdaki ili9ki-yi ele ahrken ii<;li.i birlikteliklerin neredeyse hi<;bir zaman soz ko-nusu 0Iamayacagm1, ancak ikili bulu 9malardan soz

edilebilecegi-ni soyler: "Hi<;bir zaman, hi<;bir dogal imgede, sozgelimi su, toprak

ve ate 9 arasmda i.i<;li.i bir rnaddesel birlik ger<;ekle9mez. Haliyle,

hi<;bir imge dart unsuru birden kabul edemez." 25 Necip, Suat ve

Si.ireyya'nm birbirinden farkh ki9iliklere sahip olduklan hahrla-mrsa ii<;i.ini.in beraber uyumlu ve si.irekli bir birliktelik ya 9amas1-nm ne kadar zor oldugu anla 91hr. Nitekim, kan-koca ba 9 ba 9a ol-duklannda aslmda <;ok iyi anla 91rlar, ozellikle romanm ba 9Iarmda bunu gori.iri.iz. Necip ve Suat arasmdaki yakmla 9ma ikili ili9ki ola-rak di.i9iiniildi.igi.inde paralel ve uyumlu gori.ini.ir. Necip ve Si.irey-ya arasmda da ikili arkada 9hk-akrabahk a<;1smdan aslmda bi.iyi.ik

bir. sorun yoktur. Esas uyumsuzluk, ii<;i.ini.in bir araya geldigi

(18)

BAKi AS1LT0RK

Dort unsurun, romandaki ana karakterlerin kigilik ozellikleri iizerindeki etkileri belirgindir. U9 ana karakterin her biri belli lik ozelliklerine sahiptir. Arada zaman zaman ge<;igler olsa da kigi-ler, genellikle kendi kigilik ozelliklerine uygun davranular. ··

2. a. Ate~ Ki~iligi: Necip

Ate§ grubu insanlanm "aktif ve kendini ifade edici" 26 olarak niteleyen Arroyo'ya gore, "Ate§ elementi evrensel 1s1 ve I§m

ya-yan enerjiyi; kolay heyecanlanan, hevesli" ve 1g1g1 kanahyla

diin-yaya renk getiren enerjiyi anlatu. (Ate§ bur9lan) bazen o kadar is-tekli, hatta zorlay1c1 olurlar ki farkma varmadan y1k1ma neden olup, digerlerinin duygulanm incitirler." 27 Arroyo, 90k ilgin<; bi-9imde, ate§ ozelliklerinin bir insanda 90k baskm oldugu durum-larda o kiginin diger insanlarla iligkilerinde sorunlar yagayacag1-m, hatta "kendisini yakabilecegini" belirtir. 28 Bachelard, simyac1-larm atege yiikledikleri anlam1 a91klarken sadece erkekle ate§ ara-smda bag kurmakla kalmaz, bu erkegin bekar oldugunun alhm 9izer: "Simya ateginin (bu gekilde) cinsellegtirilmesini ve tohu-mun i9indeki erkek atege a91k9a deger verilmesini anlamak i9in, simyanm yalmzca erkeklerin, bekarlarm, kadms1z erkeklerin, er-kek toplumuna kahlmak i<;in insan birliginden 9ekilmi§ ergenle-rin bilimi oldugunu unutmamak gerekir." 29 Rupp ise, "Dort ele-mentin i9erisinde neler yapabileceginin kestirilmesi en zor olam · ate§tir."30 ve "Ate§, teorik olarak toplumsallaghnlm1g olsa da, her zaman i9in 9ilduma egilimi gostermi§tir." 31 diyerek ate§ grubu

ki-giliklerinin cogkusunu, hareketliligini, ele avuca s1gmazhgm1,

ga-§Irt1C1hgm1 ortaya koyar. Rupp'a gore, "Ate§, tutkularm

elementi-dir; bizi heyecanlanduan her geyi alevler, 1s1 ve k1v1lc1mlarla tarif

ederiz. Ate§, agk ve gehvetin dilidir."32

Necip romanda tam anlam1yla bir "ate§" grubu kigiligidir. Ne-. cip'in 6zellikle "kadms1z, bekar" bir erkek 0Imas1 onun ate§i temsil edebilecek ki§i 0Imas1 sonucunu dogurur. Romanda "ate§'' in ger-9ek anlamda kullamld1g1 yerlerde 9ogunlukla bu varhgm Necip'le ilgili bir durum 9er9evesinde soz konusu edildigi goriiliir: Soba yakma, alkole diigkiinliik, ategli hastahk ve romamn sonundaki yangm. Bunlar, romanda kimi zaman ger9ekle simgenin it i9e ge<;-\tigi durumlard1r ve Necip'in kigiligini yans1tu. Hastahgmm

anlat1I-d1g1 yerde ate§, onu kendinden ge9iren ve hayalinde ya§athg1 agka ula§hran vas1tad1r: "iki giindiir hi<; kendini bilmiyor, kimseyi tam-m1yor, ate§ i9inde yahyordu." (s. 139)

(19)

YENi TURK EDEBIYATI ARAPIRMALARI

Yazar, Necip'in i~inde buiundugu psikoiojiyi aniahrken s1k s1k "ate§" kavramma bagvurur. Hayahndaki kadms1zhg1 ve agks1zhg1 ate§ metaforuyia diie getirir: "Onden Suat gemsiyesine dayanarak bir aheng-i reftar iie yiiriirken zevcinin koiuna yasianan viicudunu goriiyor, her yerde daima, daima aym i§tiyak ve vefa ile sizin oian bir kadm hiisran ve ategiyie titreyerek iniemek, dii§iip oimek isti-yordu." (s. 70) Yam s1ra, yukandaki ilgili boiiimde gordiigiirp.iiz iizere, Suat' a duydugu agk1 aniahrken de s1khkia "ate§'' metaforu-na yer verir. Suat'm agkmdan emin 0Iamad1g1 zamaniarda Necip "bir azab-1 ategin i~inde yanmaya bagiar" (s. 99), "§iiphenin zehirli hmakian dokunduklan yerleri ate§ gibi yakar" (s. 99), "merhamet-siz bir ate§'' (s. 101) onu sarar, "i~i yand1g1 i~in arzusuna mukave-met edemeyerek" (s. 103) gizli gizli Suat'a bakmaktan kendini aia-maz, "agkm1 haykirmak i~in yamp tutugur" (s. 112), yasak a§k duygusunun verdigi su~Iuiukia "u~urumun karanhk ate§ine"

dii-ger (s. 113 ), "her

gun

ateginin biraz daha ~ogaid1gm1" hissederek bu

ate§ karg1smda ~aresiz kahr (s. 123), Suat'a "binierce ate§li hitapia" sesienmeyi arzuiar (s. 125), "kendini a§k ate§inden kurtaramayaca-gm1" aniayarak ~aresizlik i~inde kahr (s. 129), Suat'1 hasta yatagm-daki "ate§li saatlerinin miinevver perisi" oiarak goriir (s. 143), "tut-kunlugunu son ate§ derecesine ~1karan bir 1zhrab" (s. 160) hisseder, "i~inde onun ate§Ierini ~ogaihp olerek yagamak ister" (.s. 160). Bun-Iara daha bagkaian da eklenebilir.33

imkans1z bir agkm ate§inde kivranan, adeta bir semender gibi bu ate§ i~inde yagayan Necip, sondfuiiimesi imkans1z arzu ate§ini an-cak topraga (Suat' a) kar1garak hafifletebilecegini diigiiniir. Burada, toprak ate§in §iddetini eriten bir kurtanc1, anndmc1dir: "Hakikat-i ha.Ide bir ga:leyan-1 havass arasmda haykirarak bu odiara kangmak,

ihtiyac-1 mukavemet-suzuyia muazzep oiuyordu. Kendini en ~ok

medhu§ b1rakan mehasin huzurunda daima hissettigi ezilmek, oI-mek arzusu §imdi daha §edit ve takat-§iken bir taanniitie onu zebun ediyordu." (s. 70)

Biitiin bu ger~ek ve mecazi "ate§''ler sanki Necip'in romanm so-nunda i9ne dalacagi §iddetli ate§i hazirlayan ifadelerdir. Arro-yo'nun ifadesiyie, iligkilerde ~oziilmez sorunlarm ortaya ~1kmasm-da ve sonu~a kurtulamayacagim bilerek ate§e ahp "kendisini yak-masmda" bu durumun belirleyiciligi soz konusudur.

Necip'in, Suat'a kar§I olan yogun duygulanmn yol a~hgi

sonu~-lar, hayata ili§kin bir bakl§ a9s1yla degerlendi_rildiginde,

hi~

de

(20)

olur-BAKi AS1LT0RK

sak, "incitici ve y1k1c1" d1r. Hem Necip'in hem de Suat'm

hayatlan-nm alt iist olmasma zemin hazirlar. Be9 y1Ihk evliliginde kocasma

a9kla degilse bile sadakatla bagh olan Suat, Necip'in duygulanrn an-lad1ktan soma masumiyetini, tense! ytinden olmasa da, yitirir. Koca-sma olan baghhg1 zedelenir. Suat tiyle bir noktaya gelir ki, kocas1 Sii-reyya' dan nefret etmeye ba 9lar, hayattan sogur, manevi intihar deni-lebilecek bir davram 9 i<;ine girer. Romanm sonundaki yangmda tite-kiler d19an ka<;arken belki de bilin<;li olarak i<;erde kalan Suat'1

kur-tarmak i<;in konaga giren Necip, kurtulamayacaklanm bile bile

yan-gmm i<;ine dalar. Bu, ikisi i<;in de bir <;e9it intihar say1hr:

"Romanda ai;1k ai;1k yer almaz, ama belli ki Suat ii;inden pkilmaz bir du-rumda oldugu ii;in, hayat i;ekilmez getmeye ba~lad1g1 ii;in, isteyerek yanan ev-de kahm~tlr. A~k ate~iyle k1vranan Necip ev-de hii; duraksamadan kendini, Suat'1 kurtarmak ya da Suat' a kavu~mak ii;in alevlerin ii;ine atm1~tlr. Iki gizli a~ak, ro-manda ancak bi:iyle birle~ir!"34

2. b. Toprak Kifiligi: Suat

Toprak grubu insanlan, genellikle olaylar kar 91smda kararh tu-tum takm1rlar. Oreticilik ve 1srar bu insanlann temel tizelliklerin-dendir. Toprak grubu insanlanm "kendini bask1 altmda tutan ki9i-lik" (s. 124) olarak niteleyen Arroyo'nun "toprak" insanlanyla ilgi-li genel tespitleri 9oyledir: "Toprak elementi pasif veya ahc1 ele-mentlerden biri olmasma ragmen, su gibi, bu element de dayamk-hhk ve karardayamk-hhk giiciine sahiptir. Bu sayede kendisini kollar. Ate 9in ya 9amdan <;ok h1zh ve gii<;lii bir firtma gibi ge<;erek toprag1 kavu-rup kurutacagm1 hissederler."35 Ger<;ekten de Suat'm en biiyiik en-di9esi kocas1yla siirdiirdiigii diizenli hayatm sars1lmas1d1r, bu dii-zen ve dengeyi kaybetmekten korkar. Kocasma tutkuyla bagh ol-masa da hayatlannm diizeninden memnundur. Sirf Siireyya mem-nun olsun, sorun <;1kmasm diye yah kiralayacak paray1 babasmdan temin eder. Necip'e olan duygulan belirginle 9tikten soma ise bu umutsuz a9k nedeniyle hayatmdaki denge tamamen kaybolur:

"Ii;ine dii~tiigii umutsuz a~k kar~1smda ne yapacagm1 ~a~mp bocafayan Su-at, romanm sonuna dogru bunahmdan bunahma siiriiklenir. HaySu-at, onun ii;in artlk i;ekici olmaktan i;1kar. Hayattan fazla, daha fazla bir ~ey beklemez olur. Sakin ve hi<; olmazsa rahat bir hayat' siirmekten umudunu biisbiitiin keser."36

Suat ve Necip aslmda zit tizelliklere sahiptirler; ama bu tizellik-ler bir araya geldiginde biitiinle 9tirici olur. Birindeki ate 9,

(21)

titekin-YENi TORK EDEBiYATI ARA5TIRMALARI

deki dayarnkhhg1 smar. Bachelard baz1 simya kitaplarmdan

yaph-g1 aktarmalarda "ate 9Ie topragm evliligi"nden, 37 birbirlerini

ta-mamlamalanndan soz eder. Yukanda ac;:1klad1g1m1z nedenlerle

ate 9 karakteri Necip ile toprak karakteri Suat'm birle 9ememesi fe-lakete neden olur; yazar, onlan oliimde birle 9tirebilecek bir yang1-na gereksinim duyar.

Bilindigi gibi, yeryiiziindeki topragm derinlerinde ate 9 tabakas1

vardu. Volkan 9eklinde yiizeye c;:1kmad1kc;:a o ate 9in varhg1 kolay

ko-lay fark edilmez. Bunun gibi, toprak grubu ki9iligi olan Suat'm kal-binm derinlerindeki ate 9i Necip ortaya c;:1kanr. Ba9Iarda Suat'~n ate9 grubu ki9iligi olan Necip'e kar 91 dayamkh tavn dii 9iiniiliirse onda-ki toprak grubu ozelligi daha iyi anla 91hr. Suat, yerle 9ikligin, kok sal-manm, dogurganhgm temsilcisidir. Bag ko 9kiindeyken orada kal-mayi ister, Bogaz'a ta9md1ktan soma ise yahdan hie; aynlmamak ar-zusundadu. Necip'le olan ozel yakmhg1 onu buraya baglar. Ayr1ca, bir c;:ocuk sahibi alma istegini dile getirmesi onun annelik tarafm1 or-taya koyar ki bu da topraktaki dogurganhkla aym paraleldedir.

Suat, bir ba 9ka ac;:idan bakild1gmda suyu c;:ekilmi9 toprak gibidir. Ozellikle Necip'le duygusal yakmhklarmdan itibaren (su ki9iligi olan) Siireyya'nm uzakhg1 ·onu boy le bir yalmzhga, kuruluga itmi 9-tir. Siireyya onun hayatmdan c;:ekilen su gibidir. Toprak, o kadar ku-rur ki ula 9acag1 tek sonuc;: Necip'in ate9iyle yanmak olacakhr.

2. c. Hava ve Su Ki§iligi: Siireyya

Hava grubu insanlan belli noktalarda 1srar etmeleri yoniiyle toprak grubu insanlarma benzerler. Bununla birlikte hava grubu ki9ilikleri hpk1 havanm kendisi gibi ac;:1khktan yanad1r, d19ado-niiktiir, "havai" dir. Suyun ve su ki 9iliklerinin ortak yam, ani

degi-9imlere ac;:1k olmalandu. Burada, hava ve su grubunun topraktan

uzakla 9hg1 goriihir. Ate 9 grubu insanlan gibi hava grubu insanla-nrn da "aktif ve kendini ifade edici"3B 9eklinde niteleyen

Arro-yo'nun hava grubu insanlarma ili9kin baz1 belirlemeleri

Siirey-ya'nm ki9iligi ile ortii 9iir: "Hava burc;:lan enerjilerini heniiz ger-c;:ekle9memi9 belirli dii 9iinceler iizerine odaklarlar ve -bu dii 9iin-celere konsantre olarak- sonuc;:ta isteklerinin gerc;:ekle9mesini sag-larlar."39 Yam s1ra, Arroyo'ya gore hava grubu "uygulamadan yoksun" dur. Yalmm kiralanmas1 konusunda Siireyya'nm inad1; fakat kendisinin bunu "uygulayamay1p" Suat sayesinde gerc;:ek-Ie9tirmesi hahrland1gmda onun karakter bak1mmdan hava grubu

(22)

Bhi ASiLTURK

ozellikleri ta~ad1g1 daha iyi anla 91hr. Denizde vakit ge<;irmekteki ISran, Necip'i hasta yatagmda tekrar ziyarete gitmeme inad1 ve onceleri Bogaz'm k19m bile giizel olacag1m soylerken giiz yakla 9- · hgmda yahdan ani bir kararla konaga donii 9te ISrar etmesi buna

ili9kin ornekler olarak hahrlanabilir. "Su" ile bu kadar ha 9u ne 9ir

olan Siireyya' da, <;ok iddiali olmamakla birlikte, benmerkezci bir ki 9iligin izle.ri oldugu soylenebilir. Her 9eyden s1kI1mas1, bu s1km-hyla mekan degi 9ikliginde 1srar etmesi, kendi istedigi 9eyi ger<;ek-le9tirirken kansmm isteklerine kulak asmamas1 onun

benmerkez-ciliginin gostergelerindendir. C,::ok iddiah olmamakla beraber,

su-daki yans1masma hayran olan bir Narkissos (Nergis) tutumu sezi-lir Siireyya' da. 40 Suat'm goziinde kocas1 i<;in bir tehlike say1labile-cek "su" biiyiileyici bir varhk gibidir Siireyya i<;in. Yahya ta 9md1k-tan sonra Siireyya "su"yun biiyiisiine kapI1m19, "su"yla biiyiilen-mi9 gibidir. Siireyya'nm yogun duygulardan yoksun bulunmas1, neredeyse biitiin duygusunu "su"ya vakfetmesi, iradesini "su"ya terk etmesi onu bu grubun insam olarak dii 9iinmemizde etkilidir. Bu,·ak19kan bir ozellik gosteren "su"yun da bir ozelligidir:_Yazar, Siireyya'y1 romandaki tek gerilim unsuru olan ya:sak a9ktan tama-men bihaber b1rakm19 gibidir. Kansmm duygula:rmdan haberdar olmamas1, Siireyya'y1 adeta denize terk edilmi 9 bir sandal gibi olaylann d19mda tutmu 9tur. Bu durum, su ki9iligiyle aym paralel-de dii 9iiniilebilir.

Arroyo'nun "hava" grubuna ili9kin olarak, "diger insanlarm endi 9eleri ve duygulanyla yogun 9ekilde ugra 9mak zorunda

his-setmezler, yogun duygulardan yoksundurlar" 41 tespiti,

Siirey-ya'nm Suat'a kar 91 olan duyars1zhgm1 a<;1klayan bir tespittir. Ozel-likle de Suat'm, kocasmm kendisini anlamasm1 beklemesi; fakat ondan bekledigi anlay191 gorememesi hahrland1gmda bu paralel-lik daha ilgin<; hale gelir: "Tekrar ba 9m1 kaldmp denize bakh. Gozleriyle uzun uzun sandah arad1 ve onu' nihayet cirada, dalga-lann arasmda, kopiiklere bulanarak, bir tarafa egihni 9 yatm1 9, k1r-rmz1 bayrag1 riizgarla <;upmarak, o tarafa dogru geliyor goriince · tekrar kalbi hopladi. Ve Siireyya'ya 9ikayet edemiyor, onu men et-mek istemiyordu, kendisi anlasayd1, ah Suat'm kalbinde ne elem-ler, ne hasretler oldugunu anlasa da oyle hareket etseydi ... " (s. 84) · Yine Arroyo'nun belirlemesiyle "hava bur<;lari topragm

kis1tlany-la hapsolmak, ozgiirliiklerini yitirmek istemezler." 42 Siireyya'nm

deniz zevkinden vazge<;memesi, piyanoyu bir cendere gibi gor-mesi ve uzak durmas1 bu ozelligiyle a<;1klanabilir. Kerman, bu

(23)

hu-YENI TURK EDEBiYATI ARASTIRMALARI

susu gayle belirler: "Bu arada Siireyya'nm kotra merak1 had dere-ceye; kansm1, her geyi ihmale kadar vanr. Kendisine sitem eden kans1yla arkadagma hodkam bir tav1rla gayle der: 'Ben sizin

p1ya-nonuza kang1yor muyum? Siz de beni rahat birakm."' 43

6te yandan, Siireyya'nm karakteri "ateg"lilikten uzakhr. Nite-kim Necip agk ategiyle yanarken, sevdigi kadmm kocas1 olan Sii-reyya'y1 "derin ve ategin olmayan tabiah" (s. 122) nedeniyle k1s-kamr, onun huzurlu ve rahat oldugunu diigiiniir. Gen;ekten de Siireyya genellikle kendi havasmdadir, <;evresinde olup bitenleri anlamaktan, olanlara kafa yormaktan uzakhr. Suat onun bu azel-ligine hog bakmaz, kocasmm kendisini anlamasm1 ister: "Fakat

hayir, o bu gazlerdeki meal-i endigeye, bu dudaklan kurutan

ateg-i istirhama bigane, sade kendi fikri ile meggul idi." (s. 132) Su kigiliginin ateg ve toprak karg1smdaki etkisizligini, Bachelard .

gu ciimlelerle anlahr: "Suyun maddesel imgelemi her zaman

teh-like altmdadir, topragm ya da ategin maddesel imgelemleri igin

i<;ine kanghgmda yok olup gidebilir." 44 Ger<;ekten de Necip (ateg)

ve Suat (toprak) bir araya geldiginde Siireyya neredeyse tama-men unutulur, silinir.

SONUC::

Eylill romam iizerinde "dart unsur" kuramma gore yapilan oku-mada "toprak, su, hava ve ate 9"in eserde <;ok genig yer tuttugu go-riilmektedir. Bu yer tutu 9, yazarm iislubu iizerinde etkin olmu 9,

olaylarm kurgulanmasmda, mekanlarm olaylarla iligki i<;erisinde

gasterilmesinde, karakterlerin <;iziliginde biiyiik rol oynam1ghr. Ba-zen yazarm, baBa-zen rle roman kahramanlarmm gaziinden yapilan tasvirlerde bu dart unsura <;ok yer verilmesi, bu unsurlarm dogada-ki hayahn temeli olmas1 kadar, karakterlerin azellikleriyle iligdogada-kili ol-mas1yla da baglanhhd1r.

Romanda hem ger<;ek hem de temsili anlama sahip dart unsur, bir biitiiniin dort ayn ka 9esinde durdugu gibi, bu biitiiniin ortak noktalarda bulugmas1m da saglamaktadir. Necip ile Suat

arasmda-ki yakmla 9mada ategin iletkenligi bariz bi<;imde hissedilir. Ayrn

ge-kilde, Siireyya ile Suat'm zamanla birbirinden kopmasmda da ara- · ya "su" ve "hava" girmi 9tir.

"Toprak, su, hava ve ateg'' unsurlan romanda ya9anan hayatm siirdiiriiciileri gibidir. Her bir karakterin ya9anhsmda,· mekanlann romanda ya 9anan canh yerler olabilmesinde bu unsurlarm etkisi saz

(24)

BAKi AS1LT0RK

konusudur. Bogazi<;i, "Toprak, su, hava ve atei;,"le i;,ekillenir ve ii<; ka-rakterin hayahrnn belki de en onemli donemini i;,ekillendirir. Sadece mekan ve karakterler degil, romanda <;ok az yer tutan aksiyonel du-rumlar da bu unsurlarla belirlenir. Necip'in hastahgmda "atei;,"in, Su-reyya'rnn sandal sefalannda "su ve hava"run, Suat'm yerlei;,ikliginde

ve durgunlugunda "toprak"m devreye girmesi bu nedenledi.r::

DiPNOTLAR

1 Rahim Tanm, Mehmet Rauf Hayalt, Sanat,, Eserleri, Tilrkiye i§ Bank. Yay., Ankara, 1992, s. 27.

2 Prof. Dr. gerif Akta§, Edebiyatta Qslup ve Problemleri, Ak,ag Yay., Ankara, 1998, s. 18.

3 Age., s. 17.

4 Prof. Dr. ismail <;:eti§li, Metin Tahlillerine Girif/2, Ak,ag Yay., Ankara, 2004, s. 107. 5 Rebecca Rupp, Dort Element, Profil Yay., istanbul, 2007, s. 17.

6 Age., s. 13.

7 Age., s. 31-32.

8 Bekir Karhga, "Anasir-1 Erba'a", TDV js/am Ansiklopedisi, c. III, istanbul, 1991. 9 Ya§ar <;:oruhlu, Turk Mitolojisinin Anahatlarz, Kabalc1 Yay., istanbul, 2002, s. 49.

10 Age., s. 87.

11 Bahaeddin Oge!, Turk Mitolojisi-II, MEB Yay., istanbul, 2001, s. 140.

12 iskender Pala, Ansiklopedik Divan $iiri Sozlagu; L&M Yay., istanbul, 2003, s. 33. 13 (Aktaran) Bachelard, Atefin Psikanalizi, Baglam Yay., istanbul, 1995, s. 47.

14 Mehmet Rauf, Eylal, Ak Kitabevi, istanbul, 1980, s. 11 (Sabahattin <;:agm'm haz1rlad1g1 bu

bask.J, Eylal'iln orijinaline sad1k kalmarak yap1Ian, sadele§tirmeye ba§vurulmayan, anlam a,,klamalarmm parantez i,inde verildig:i, giivenilir bir yaymd1r. Bu bak.Jmdan, Eylal'den yap1Ian almhlarm bu yayma dayandmlmasmda sak.Jnca goriilmemi~tir. Bundan sonraki sayfa numaralan, dipnotta gosterilmeyecek, metin i,inde verilecektir.)

15 Dr. Murat Ko,, Yeni Turk Edebiyatmda Bogazi,i ve Bogazi,i Medeniyeti, Eren Yay., istanbul, 2005,s. 162

16 Bachelard, Age., s. 94.

17 Zeynep Kerman, Siireyya' daki sikmh, bunahm ve ka9§ duygusunu devrin ahnosferiyle ve

Servet-i Filnt'.in neslinin gene! psikqlojisiyle baglanhh oldugu dil§ilncesindedir. (Bk. Zey-nep Kerman, "Mehmet Rauf: Hayah ve Eserleri", Yeni Turk Edebiyat1 h1celemeleri, Dergah Yay., istanbul, 2009, s. 226). Handan inci de bu psikolojiyi §6yle a9klar:·"K6§kiin.kendisin-de yaratt1g1 i, s1k.Jnhsm1 ',opliik', 'ta§ ocag1', ',amur', 'bostan kuyusu' gibi benzetmelerle yans1tan Silreyya her yaz mevsiminde artan bir tutkuyla Bogaz' da bir yahya ka,manm ha-yallerini kurar. Onun, bu dag ba§mdan, bu ',61' den gitmek, mavi bir rilya gibi goriilen Bo-gaz'm sularmda ozgilrce ya§amak hayalinde tipik bir Servet-i Filnt'.in duygusu vard1r: Ha-lihazmn §artlarmdan §ikayet ve bunu ba§ka bir mekana ka,arak a~ma dii§ilncesi." (Han-dan inci El,i, Roman ve Mekan: Turk Romamnda Ev, Arma Yay., istanbul 2003, s. 115).

l8 Gaston Bachelard, Mekanm Poetikasz, Kesit Yay., istanbul, 1996, s. 225. •

19 Age., s. 15. 20 Age., s. 22.

21 Age., s. 94.

22 M. Fatih And,, Roman ve Hayat, Tilrk Edebiyah Vakf, Yay., istanbul, 2004, s. 40.

23 Stephen Arroyo, Astroloji, Psikoloji ve Dort Element, ilhan Yay., istanbul, 2000, s. 101. 24 Age., s. 104.

25 Gaston Bachelard, Su ve Dufler, YKY., istanbul, 2006, s. 110.

26 Arroyo, age., s. 124.

27 Age., s. 125-126. 28 Age., s. 148.

Referanslar

Benzer Belgeler

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih

Şaşkın şaşkın bakışmıı sezdiler: — Göztepemiz eskisi gibi değil, şimdi çarşısında kuş sütünden mâda- sı, iğneden sürmeye kadar herşey

Bu araĢtırmada, Gaziantep niversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji kliniğine baĢvuran, MS tanısı almıĢ 93 hasta ile nörodejeneratif herhangi bir hastalığı

Rahmi parayı istediği zaman Talât afalla- şıyor ve bunu bir münakaşa takip ediyor ve Talât kardeşini memnun etmek için bir yolcu­ dan 5 lira çalıyor,

Psikofizik testler koku kaybının klinik değerlendirmesi için kullanılırken, elektrofizyolojik testler öncelikli olarak araştırma amaçlı kullanılmaktadır.. Koku

Tefrikanın başlangıç tarihi ve süreli yayının sayısı: Nisan 1341 (1925), cilt 2, sayı 3 Tefrikanın bitiş tarihi ve süreli yayının sayısı: Ağustos 1926, cilt 3, sayı

Yazar; oyun içerisinde oyun, karakterler arasında oyun, karakterin kendisi ile oynadığı oyun, okuyucu ile oyun, çeşitli dil oyunları gibi yönelimlerle post- modern bir unsur

Çok değişik yemekler sunan lüks bir kuruluş: Sheraton &#34;Le Mangal’.. S heraton Otelinin «Le Mangal» lokantası, İs­ tanbul'un en ‘lüks’ yerlerinden ve en