BALIK
HASTALIKLARI
PATOLOJĠSĠ
Prof.Dr.Ahmet GÜLÇUBUK İ.Ü.Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim DalıKaralar ve Denizlerin Oranı
Yeryüzündeki toplam su hacminin %97’si denizlerde, %0,0093’ü tatlı su gölleriyle akarsularda bulunur. Geri kalanın büyük bir kısmı buz ve çok azı daatmosferde gaz olarak bulunur.
Modern balık türlerinin %58’i denizlerde,
%41’i tatlı sularda yaşar, %1’i de
diyadromdur, yani iki ortam arasında göçler yaşanır.
Tüm balık türlerinin yalnızca %13’ü açık
denizlerde yaşar. Balıkların çoğu kıta sahanlığı üzerine rastlayan 200m’den
BALIKLAR
Omurgalılar arasında türü en fazla olan
balıklardır. Üst kambriyende (paleozoik zaman) 500 milyon yıl önce var olmuşlardır.
Cyclostomata (yuvarlak ağızlı balıklar):50-55 tür Chondrichthyes (kıkırdaklı balıklar): 600-700
Osteichthyes (kemikli balıklar): 20.000 Amphibia’lar: 2500
Reptiller: 6000
Aves (Kuşlar): 8600 Memeliler: 4500
SINIFLANDIRMA
A- Memeliler
I- Foklar (Phocidae)
II- Balinalar (dişli ve dişsiz balinalar) III- Yunuslar (Delphidae)
B- Balıklar
I- Agnatha (Çenesiz Balıklar)
II- Chondrichthyes (Kıkırdaklı Balıklar) III- Osteichytes (Kemikli Balıklar)
I- AGNATHA (Çenesiz Balıklar) Üst Sınıfı
Çene ve çift yüzgeç yok, vücut balık benzeri ve tek yüzgeç, 2 sınıfa ayrılır
1. Sınıf: Ostracodermi (Zırhlı Balıklar): 3 takım
içerir
II- CHONDRĠCHTHYES (Kıkırdaklı Balıklar)
Çeneleri ve çift yüzgeçleri
var. Her biri ayrı ayrı dışarıya açılan 5-7 çift solungaçları var. 2 alt sınıfa ayrılır.
1. Altsınıf: Holocephali
(Kedi Balıkları)
2. Altsınıf: Elasmobranchia
III- OSTEĠCHYTES (Kemikli Balıklar)
İskeletleri kemikten yapılmış, pulları ve hava keseleri vardır. Yaşayan balıkların bir çoğu bu gruba girer. Bir çok alt sınıfa ayrılır.
1. Altsınıf: Actinopterygii, ışın yüzgeçliler
1. Üsttakım: Polypteri (Brachyopterygii) yüzgeçli turnalar 2. Üsttakım (chondrostei): Kıkırdak pullular, mersin balıkları 3. Üsttakım (Holostei): Kemik pullular, kemikli turna, çamur
balığı
4. Üsttakım: Telostei: Gerçek kemikli balıklar, som balığı
1. Üsttakım: Polypteri (Brachyopterygii) yüzgeçli
2. Üsttakım (chondrostei): Kıkırdak pullular, mersin
3.Üsttakım (Holostei): Kemik pullular, kemikli turna,
2. Altsınıf: Sarcopterygii: Saçak yüzgeçliler, et yüzgeçliler
1.Üsttakım:Crossopterygii: Püskül yüzgeçliler, Latimeria
Balıkların Vücut ġekilleri
Balıklarda Vücut Bölümleri
BaĢ Gövde Kuyruk
Pektoral Kaudal / Kuyruk Dorsal Anal Pelvik Adipoz Yüzgeçler
ORGANLAR (Ağız)
Cyclostomatadan daha yüksek
balıklarda görülür Ağız biçimi ve ağız
büyüklüğü balıkların beslenme
alışkanlığına ve
yaşama biçimine göre değişir
Ağız ġekilleri
Terminal (alt üst çene eĢit)
Kızılkanat (Rutilus rutilus)Dorsale dönük
Ventrale Dönük
Vantuz Biçiminde
Lampetra fluviatilis (Petromyzonidae)Ördek Gagası Biçiminde
Beslenme
Balıklar enerji kaynağı olarak genellikle
proteinleri kullanırlar. Proteinlerin
maliyetinin yüksek olması nedeniyle, kültür balıkçılığında enerji kaynağı olarak yağlar, özellikle de maliyeti ucuz olduğu için
karbonhidratlar kullanılır, proteinlerin yalnızca büyüme için kullanılması
öngörülür. Balıklar fazla yağlı diyetle beslenirlerse karaciğer yağlanmasına bağlı olarak ölebilirler.
ALABALIK YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ
Ülkemizde de 1967'den beri soğuksu balıkları yetiştiriciliğinde baskın tür olarak gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yetiştirilmektedir.
8333 km kıyı uzunluğuna,
Yaklaşık 25 milyon hektar kullanılabilir su
ürünleri üretimine uygun alana,
200 adet doğal, 243 adet baraj ve 750 adet
sulama göleti olmak üzere toplam 1193 adet iç su kaynağına
177.714 km uzunluğunda nehirlere sahip
Ülkemizdeki su ürünleri yetiştiriciliğin toplam
yıllık üretimi 600.000-650.000 ton arasında değişmektedir.
Üretimin büyük bir kısmı (% 85.4) denizlerden ve
iç su balıkları avcılığından, %14.6’sı yetiştiricilikten sağlanmaktadır.
Alabalık YetiĢtiriciliği
Ülkemizde tek tür yerli alabalık (Salmo trutta) bulunur. 4 alt türü vardır.
1- Salmo trutta labrax
(Deniz alabalığı, Karadeniz alabalığı)
Kırmızı benekli alabalıklardır Beneklerin boyu küçüktür.
2- Salmo trutta makrostigma
(Büyük benekli alabalık, Batı Anadolu Dağ Alası)
Yanal çizgi üzerinde bulunan kırmızı benekler büyükçe
Salmo trutta abanticus 3- Salmo trutta fario
(Dere alabalığı,Ġç Anadolu, Anadolu Alası)
Benekler seyrekçe ve kısmen iricedir.
Abant gölü çevresinde izole olmuĢ formuna Salmo trutta abanticus denilir.
4- Salmo trutta caspius
(Kafkas alası)
Doğu Anadoluda görülür,benekler küçük, birörnek yapılı ve vücudun her tarafında görülür.
GökkuĢağı Alabalığı
Alabalık yetiĢtiriciliğinde kullanılacak su
kaynağının orijini ve kalitesinin yüksek nitelikte olması gerekir.
Kaynak Suları
Dere veya Irmak Suları Yeraltı Suları
Tesislerinin Miktar Olarak Dagılımı Alabalık Sazan Alabalık ve Somon Çipura ve levrek Midye Tür (2004 Yılı sonu itibariyle) Tesis
(Adet) Üretim Miktarı Ton/yıl) Ġçsu Balıkları Alabalık 960 43.432 Sazan 60 683 Deniz Balıkları Alabalık ve Somon 11 1.650 Çipura ve levrek 222 46.732 Midye 1 1.513 Diğerleri *Süs ve akvaryum
balıkları 6 10 milyon adet/yıl
*Kuluçkahane (Çipura ve levrek b.) 11 182 milyon adet/yıl *Kuluçkahane (Alabalık) 120 160 milyon adet/yıl Toplam 1.254 94.010
Bölgeler Sazan Alabalık Alabalık Çipura Levrek Midye Toplam (Ġç su) (Deniz) Akdeniz 72 6.379 0 689 686 0 7.826 Doğu 47 1.559 0 0 0 0 1.606 Ege 107 12.039 0 19.621 24.577 0 56.344 Güney Doğu 142 412 0 0 0 0 554 Ġçanadolu 95 6.646 0 0 0 0 6.741 Karadeniz 62 9.240 1.650 0 513 0 11.465 Marmara 158 7.157 0 125 521 1.513 9.474 Toplam 683 43.432 1.650 20.435 26.297 1.513 94.010
Ülkemizde Kültür Balıkçılığı
Yetiştiricilik yoluyla üretilen su ürünlerinin önemli bir kısmı ihraç edilerek yılda 350 milyon USD civarında bir döviz girdisi sağlar. 10 bini çiftliklerde olmak üzere paketleme, işleme ve ihracat
sektörüyle birlikte 25 bin kişiye iş imkanı sağlaması, diğer sektörlere de dolaylı olarak iş olanakları sağlaması nedeniyle ülke ekonomisi içinde yarattığı toplam parasal değer yaklaşık olarak bir milyar dolar civarındadır.
Su ürünleri sektörü, dıĢ ticaret gelirimize % 4 civarında bir katkı sağlamakta olup, pozitif bir dıĢ ticaret dengesi bulunmaktadır.
Katma değeri yüksek ve pahalı su ürünleri ihraç edilmekte, buna karĢılık balık yemi gibi ucuz hammadde girdileri ithal edilmektedir.
Avrupa Birliğine ihraç edilebilen tek hayvansal ürün su ürünleridir. Pazar sorunu bulunmamaktadır, üretim Pazarın talebini karĢılayamamaktadır.
Türkiye’de 80.000 Tonluk Pazar Çipura-levrek üretimi yapan firma sayısı 350, alabalık üreten firma sayısı 1.100 adet
2005 çipura-levrek ihracatı 10.000 ton (%90 levrek). Ġtalya,
Ġspanya, Ġngiltere, Fransa baĢlıca ihracat pazarları. KiĢi baĢı toplam balık tüketimi 5-6 kg Ülkemiz su ürünleri sektörü tarım sektörünü oluĢturan grupların içinde AB uyum sürecini tamamlama aĢamasına gelmiĢ tek
2003 Yılı FAO Verilerine Göre Yıllar Ġtibariyle Dünya Su Ürünleri Üretimi (Bin ton)
Ülkeler Avcılık % Ülkeler YetiĢtiricilik %
Çin 17.051 18.23 Çin 38.636 70.3 Peru 6.089 6.75 Hindistan 2.215 4.00 ABD 4.986 5.52 Filipinler 1.447 2.64 Endonezya 4.675 5.24 Japonya 1.326 2.42 Japonya 4.596 5.21 Endonezya 1.227 2.2 Hindistan 3.688 4, 08 Vietnam 937 2.21 Şili 3.929 4, 35 Bangladeş 856 1.56 Rusya 3.313 3, 67 Tayland 772 1.40 Tayland 2.817 3, 12 Norveç 582 1.04 Norveç 2.550 2, 99 ŞİLİ 632 1.15 Filipinler 2.169 2, 40 ABD 544 0.99 İzlanda 1.948 2, 21 MISIR 445 0.81 Vietnam 1.666 1.84 Kore 387 0.70 Kore 1.652 1.83 İspanya 313 0, 57 Türkiye 507 0.56 Türkiye 79 0, 0144 Diğer Ülkeler 28.583 32.00 Diğer Ülkeler 4.387 8.00
Cyprinus carpio Sazan balığı
Dairesel Dikdörtgen Kare
Kuluçkahane havuzları
Yumurta sayma- ayıklama makinesi
Canlı Balıkların Muayenesi
Bu muayeneye
balıkların su içindeki davranışları ve dış görünüşleri dahildir. -Balık yorgun, uyuşuk
ve bitkin durumda mı?.
-Kaçma refleksi var mı?. -Yem alıyor mu?.
Yüzerken yan, sırt üstü mü sersem vaziyette başı aşağıya doğru mu
duruyor?.
-Yüzgeçleri yapışmış halde mi?.
-Suyun yüzeyinde mi kalıyor?.
-Çabuk ve sık mı solunum yapıyor?. (Bir dakikada yapılan solunum hareketi, operkulumun açılıp
kapanma sayısıdır). -Sudan dışarıya mı
-Yüzgeçler parçalanmış mı?.
-Beyaz noktacıklar yada çıplak gözle görülebilen parazitler var mı?.
-Solungaç kapağı kısa veya delik mi?. -Omurgada deformasyonlar var mı?. -Balığın karnı şiş mi?.
-Zayıflamış mı?.
-Deri üzerinde lezyonlar var mı?.
Balıkların DıĢ GörünüĢü
Balık sudan çıkarıldıktan sonra kısa bir süre içinde gözle ve gerektiğinde
büyüteçle bakılarak dikkat edilmesi gerekli
başlıca noktalar şunlardır; -Vücut rengi
-Deri üzerinde beyazımsı veya grimsi pamuklaşmış veya benzeri lekeler,
kanamalar, kızarıklıklar var mı?.
Ölü Balıkların Muayenesi
-Balıklar, diseksiyon tahtası
üzerine yerleştirilir ve makroskobik olarak dış yüzey, ağız boşluğu, solungaçlar, gözler, yüzgeçler incelenir.
- Küçük balıklar için stereo mikroskop kullanılır.
-Deri smearleri; lam üzerine yaş preperat hazırlanarak, mikroskop altında incelenir. Solungaçlar; operkulum uzaklaştırılır ve solungaçlar incelenir. Renk ve aşırı mukus salgısı, yapışma, büyük parazitlere bakılır.
Solungaç filamentlerinden bir parça alınır ve petri kutusuna koyularak (saline içeren) streo
Balıkların postmortem (ölümden sonra) muayeneleri
Balıklar öldürüldükten veya
öldükten hemen sonra
aradan zaman geçmeden dıştan ve içten dikkatlice incelenmeli ve gerekli marazi maddeler
alınmalıdır.
Gerek içten gerekse dıştan
gözle yada büyüteçle yapılan muayeneler ne kadar dikkatlice uygulanırsa uygulansın hastalıkları tanımlamak her zaman mümkün değildir.
Bu nedenle, gözle yapılan
sistematik muayeneler bittikten sonra doku ve organlardan aseptik koşullarda alınacak
örneklerden bakteriyolojik, virolojik, mikolojik ve
parazitolojik olarak gerekli incelemeler yapılmalı, elde edilen sonuçlar klinik ve nekropsi bulguları ile birleştirilerek, tanı
Balıklarda nekropsi tekniği
Ölen veya öldürülen balıklar
dıştan gözle ya da büyüteçle dikkatlice muayene edilir, eğer lezyonlar varsa buralardan
yeteri kadar marazi madde alınır.Ağız, solungaçlar, deri, yüzgeçler, gözler, anüs ve diğer organlar incelendikten sonra balık temiz bir tahta veya sünger üzerine, başı sol tarafa gelmek üzere yatırılır.
Nekropsi aşamaları aşağıdaki gibidir.
1. Sağ elde tutulan sivri uçlu keskin bir makasla anüsün önünden
ensizyon yapılır. Buradan öne doğru ilerlemek suretiyle karnın altından,
solungaçların altına veya pektoral
yüzgeçlerin hizasına kadar karın açılır.
2. Bu ensizyondan sonra, yine anüsün
önünden başlamak üzere sırta doğru, yan çizgiye paralel ve solungaçların üstüne kadar kavisli bir ensizyon yapılır
3. Bundan sonra sol elde tutulan pensle deri kaldırılır ve sağ eldeki makasla (1. ve 2. ensizyonun uçlarından) kesilerek kaldırılır. Böylece iç organlar açığa çıkarılmış olur.
4. Operkulum pensle
kaldırılır ve makasla ya da büyük balıklarda kostatomla kesilerek atılır ve
solungaçlar ortaya çıkarılmış olur.
5. Beyni ortaya çıkarmak için de,
gözlerin hizasından ve önden arkaya doğru bistüri ile kesit yapılır
Koi balığı-operkulumun açılması ve solungaçların muayenesi
Koi balığı-karın boĢluğu organları
ve gonadları
Koi iç organlar, testisler, hava
kesesi
1 2 3
4
1-heart 2-lıver 3-pyloric caeca 4-spleen 5-intestine 6-ovaries7-fat 7 6 5 4 3 2 1
1-liver, 2-gall bladder, 3-heart, 4- spleen 4 1
3
KIDNEY, 1-anterior kidney, 2-posterior kidney
Dış muayene
Balık vücudu mukuslu ve kaygan olduğundan dolayı, kolay muayene için kağıt havlu veya ince bir sünger tabaka üzerine yerleştirilir.
Vücut bozuklukları, gelişme durumu ve genel
görünümü değerlendirilir. Bunun için yağlanma ya da zayıflama, iskelet bozuklukları, anomaliler, tümöral oluşumlar, karın şişkinliği, solungaç ve yüzgeçlerde renk ve morfolojik değişiklikler ve pullarda dikleşme ya da dökülme olup olmadığı dikkatlice muayene
Göz muayenesi
Bulanık derin sularda yaşayan balıkların gözleri küçük, berrak sularda yaşayanların ki büyük, karanlık su balıklarında ise körelmiştir. Balıklarda göz yaşı bezi ve göz kapakları yoktur. Balıklarda göz,
enfeksiyonlara çok fazla yakalanan bir organdır
Ekzoftalmus
Gözün bulbus oculi’den
dışarıya doğru çıkmasıdır.
Meydana geldiği durumlar:
Tümörler
Göz civarındaki yangısal
olaylar
Bakteriyel böbrek hastalığı Parazitler
(Ichthyosporidium,
Diplostomum spathaceum)
Beslenme bozuklukları Viral hemorajik septisemi
Enfeksiyöz pankreatik
nekroz
Sazanların ilkbahar viremisi karında ve göz civarında su
toplanması
Enoftalmus (çukur göz): Gözün içeriye doğru çökük oluşu. Açlık Anemi Metabolizma bozuklukları Parazit (Cryptobia) Kötü bakım ve beslenme İç organ hastalıkları
Göz Mantarı: Korneada oluşan yaralara
sonradan saprolegnia mantarlarının
yerleşmesi gözün kör olmasına kadar gidebilen bozukluklara yol açar.
Katarakt; Genellikle travmatik ve paraziter orijinli olur. Travmatik kataraktta göz beyaz-gri görünümündedir. Paraziter katarakta genellikle Diplostomum spathaceum neden olur.
Ağız tıkanması; tümörler,
parazitler, mantarlar, karnabahar hastalığı.
Ağız kenarında yangısal
reaksiyonlar; viral ve bakteriyel hemorajik septisemi Yutak şişmesi ve kızarması; tiroid tümörü Dişlerde bozukluklar;
Solungaçların Muayenesi
Sağlı sollu olmak üzere 5-7 çift
solungaç yaprağından (lamina) oluşur.
Solungaçlar, solungaç kapağı
(operkulum) ile kapatılmıştır. Solungaçlar lameller arasından su geçerken içinde erimiş
halde bulunan oksijeni epitel hücreleri aracılığı ile alarak, kana verirler böylece gaz alışverişi devam eder.
Kemikli balıklarda en hassas
Basit yapısı nedeni ile zararlı etkilere karşı sınırlı
reaksiyon gösterirler.
Solungaçların koyu kırmızı renk alması (hiperemi);
kimyasal maddelerin iritasyonu, solungaç parazitleri.
Şiddetli solgunluk; anemi, oksijen azalması, düşük ısı,
kimyasal maddeler, deterjanlar.
Fazla mukoid salgı; deterjanlar, asitler, solungaç
parazitleri.
Solungaçlarda harabiyet; kimyasal maddeler, serbest
klor, mantarlar, asidoz, alkaloz, kolumnaris hastalığı, bakteriyel solungaç hastalıkları.
Filamentlerde şişme; Bakteriler, parazitler, vitamin
noksanlığı
Sarı toplu iğne başı büyüklüğünde kabartılar;
Myxosporidia
solungaçlar
Kolayca kalkan uzunca beyaz noktalar; Parazitler örneğin;
Dermocystidium in gills
Kalkmayan uzunca beyaz noktalar;
Dermocystidium kistleri.
Pamuk benzeri görünüş;
Kahverenkte görünüĢ; Branchyomyces mantarları
Costia
Mavimsi-beyaz bulanıklık görünüş; Oodinium, Costia, Chilodonella, Trichodina, Dactylogyrus parazitleri. Operkulumda aralık; tiroid büyümeleri, parazitler, kapak anomalileri ve bozuklukları
Solungaçların arasında
Trichodina sp., kesitleri (Solda-A) ve sekonder lamellerde ödem ve dökülmeler, Ichthyophthirius
multifilis (sağda B)
Solungaçta hiperemi
Özellikle Ege denizi’nde ağ kafeslerde kültürü yapılan levrek balıklarında başlıca parazit
sorunu haline gelen balık kenesi olarak adlandırılan Ceratothoa oestroides en sık
görülen isopod türüdür ve büyük ekonomik kayıplara neden olur.
Derinin muayenesi
Balıklarda deri diğer vertebralılarda olduğu gibi vücut
dışı deri ile kaplıdır ve dıştan gelecek zararlı etkilere karşı balıkları korur.
Histolojik olarak; dermis ve epidermisten oluşur.
Balıklarda hipodermis tabakası hemen hemen hiç
bulunmaz
Epidermis üstünü canlı hücreler örter.
Bu tabakada; balığın vücudunu saran mukoid salgı
çıkaran hücrelerle, pigment içeren hücreler bulunur.
Mukus balıkları karakteristik koku ve kayganlığını
sağlar
Sürtünmeyi azaltır.
Balığın su içinde kolayca hareket etmesini sağlar Suyun ozmozla deriden girişini zorlaştırır.
Pullar ve diğer oluşumlar kökenini dermisten alır. Pullar dermisten epidermise kadar uzanır.
Balıkların çoğunda deri pullar ile örtülüdür. Bazı balıklarda pul bulunmaz
Bazılarında ise pulların yerini kemik plaklar ve
dikenler almıştır.
Balık yavruları yumurtadan çıktıklarında pulsuzdur. Gelişmenin belirli safhasında belirli bölgeden
pullanma başlar (örneğin alabalıklarda 3-4 cm iken anteriordan başlar).
Pullar epidermisi bir kiremit gibi örterek, dış
etkilerden korur.
Koruyucu görevi yanında; balıkların
klasifikasyonunda, yaşlarının tayininde, ve
Balığın deri renginde değişiklikler; enfeksiyöz hastalıklar,
örneğin tüberkülozda balıkların deri renginde açılma, dönme hastalığı, birçok infeksiyöz hastalıklarda ise deri renginde koyulaşma görülür.
Deride yaygın kızarıklık; dış parazitler, enfeksiyonlar,
çevresel koşullar
Fazla mukoid salgı; deri zedelenmesi, ektoparazitler, toksik
maddeler.
Pamuk ipliği gibi beyaz üremeler; Saprolegnia mantarı.
1 mm büyüklüğüne kadar beyaz noktalar; Ichthyophthirius Deri altında hava kabarcıkları; gaz kabarcığı hastalığı.
Pulların dikleşmesi; enfeksiyöz hastalıklar Pulların dökülmesi; enfeksiyöz hastalıklar.
Mavimsi beyaz bulanıklık; Kimyasal maddeler, Costia,
Vücut boşluğunun genel muayenesi:
a) Vücut boşluğunda sıvı (sero-hemorajik)
gözlenmesi: Viral ve bakteriyel septisemiler, ilkbahar viremisi, vibriosis, bakteriyel böbrek hastalığı, tüberkülozis, metabolizma
bozuklukları
b) b) İç organlarda hiperemi ve kanamalar:
Sero-hemorajik sıvı oluşumuna neden olan hastalıkların yanısıra, kimyasal toksik
maddeler, fenol, amonyak v.s
c) İç organlarda solgunluk: Viral hemorajik septisemi, bakteriyel böbrek hastalığı
Ġç organların muayenesi
Karaciğer ve safra
kesesi: Karaciğer
kırmızımtrak kahve renkte olup, damardan çok zengindir. Karın boşluğunun ön kısmına yerleşmiştir.Genellikle büyüktür. Bazı balıklarda vücut ağırlığının %20’sini oluşturur.
Midenin üzerinde ya da o’nu sarar tarzda yer alır, ırklara göre tek
parça olabildiği gibi iki veya üç parçalı olabilir. Safra kesesi, balıkların
çoğunda bulunur ve
karaciğere yapışmış bir durumdadır.
Karaciğerde görülen genel lezyonlar
1. Karaciğerde kırmızımsı solgunluk: Viral
hemorajik septisemi (VHS), lipidozis,
furunkolozis, bakteriyel böbrek hastalığı, enfeksiyöz pankreatik nekroz
2. Yeşilimsi karaciğer: safra imbibisyonu, safra
stazı
3. Kahverengi lekeler: VHS, karaciğer nekrozu,
4.Karaciğerde kistler: Triaenophorus larvaları
5. Toplu iğne başı büyüklüğünde nodüller:
Ichthyosporidium, tüberkülozis,nematod kistleri
6.Karaciğerde yağlanma: karaciğerde uygun olmayan diyetle beslenme sonucu meydana gelir.Histolojik olarak, çoğu olayda hepatositlerin tek büyük yağ globülü ile şiştiği, hücre duvarının bozulduğu, makrofaj infiltrasyonu ve seroid ya da lipofuksin birikimi görülür.
Pankreas:Balıklarda genellikle karaciğer içine girmiş durumdadur (intrahepatik pankreas veya hepatopankreas), benzer şekilde dalağın içinde de bulunabilir
(intralienales pankreas). Bu yapıya özellikle
cyprinidae familyasında (sazangillerde) rastlanır
Ancak, Salmonidae (alabalık), Esocidae (turna), Percidae (sudak, levrek) ve diğer familyalarda ekstrahepatik olarak ayrı bir organdır.
Pankreasta kültür balıklarının enfeksiyöz
pankreatik nekroz ve enfeksiyöz hematopoietik nekroz gibi viral hastalıklarda ekzokrin
Laboratuara marazi madde
gönderilmesi
Tedavi görmemiĢ balıklardan alınmalıdır.
Balıkçılık ünitesinin yerleĢim planı, su giriĢ ve
çıkıĢlarının nasıl sağlandığı bilgisi (kaynak suyu, ya da artezyen suyu), atık suların nereye gittiği
Üretim dönemi
Rutin yapılan koruyucu ilaçlama ve aĢılamalara
Beslenme durumu ve kullanılan yemler
Hastalık çıkmadan önce yem değiĢikliği yapılıp
yapılmadığı
Su ısısında ve ortam ısısında değiĢiklik olup
olmadığı,
Hastalıkların yağmurdan sonra mı görüldüğü
Önceki yıllarda hastalıkların hangi zamanda
Mevcut problemin ne olduğu
Hastalık semptomları
Tedavi yapılıp yapılmadığı
Ve ölüm sıklığı (insidensi)
laboratuara gönderilen marazi maddelerle birlikte bilgi notu olarak mutlaka gönderilmelidir.
Ölen balıklarda hangi belirtiler varsa laboratuara
gönderilecek balıklarda da aynı belirtilerin olması gerekir.
DeğiĢik semptom gösteren ve farklı
büyüklükteki balıklar mutlaka ayrı torbalar içine konularak gönderilmelidir.
Doğru tanı için hastalık belirtisi olan canlı
Gönderilecek laboratuarın mesafesi uzaksa
durumu çok ağır olan ve yolda ölme ihtimali olan balıklar tercih edilmemelidir. Çünkü ölü balık, bulunduğu suyun kimyasal özelliklerini değiĢtirerek, diğer balıklarında çabuk ölmesine sebep olur.
Bu nedenle de mümkün olduğu kadar ayrı
Balıklardaki patojen bakteriyel ve mikotik
etkenlerin pek çoğu normal su florasında
bulunabildiği gibi, aynı zamanda mide-bağırsak ya da deri ve solungaçlarda da bulunabilir. Bu nedenle de bakteriler, balıklar öldükten sonra izolasyonun yapılabildiği organlara ulaĢarak,
Canlı Balığı Lab. göndermek
Canlı bir balığı laboratuara gönderirken oksijen
verici bir sistemle donatılmıĢ bir tank yoksa, en uygun yöntem, canlı balığın 1/3’üne kadar su ile doldurulmuĢ, 5-10 litrelik naylon torbalar içinde gönderilmelidir.
Torba içerisine kesinlikle ağızla üflenerek hava
doldurulmamalıdır. Çünkü üflenen havada ki zengin karbondioksit balıkların ölümünü
Balığın taĢındığı naylon torbanın içindeki suyun
ısısının düĢürülmesi için, torbanın etrafına buz yerleĢtirilerek metabolizmanın yavaĢlatılması ve oksijen tüketimi azaltılarak uzun süreli taĢımalara olanak sağlanmıĢ olur
Ancak canlı balığın bulunduğu torbanın içine
kesinlikle buz konulmamalıdır. Çünkü balıkların Ģok’a girerek ölmesine sebep olur.
Eğer viral bir hastalıktan Ģüpheleniliyorsa,
6cm’den küçük balıkların tamamı, daha büyüklerin de dalak ve böbrekleri virüs
izolasyonu için kullanılır. Toplanan hasta balıklar virolojik inceleme için, canlı ya da antibiyotik
ilave edilmiĢ, pH 7-7.8’e ayarlanmıĢ doku kültürü içerisinde de gönderilebilir.
Ölü balıkların lab.’a gönderilmesi
Patolojik muayene için %10’luk tamponlu
formalin (formaldehit) içerisinde henüz yeni ölmüĢ balıklar gönderilmelidir.
Balıklar çok çabuk kokuĢtuğu için, önceden
ölmüĢ balıklar kesinlikle formole konulup
gönderilmemelidir. Çünkü kokuĢma ile birlikte muayene edilecek organların histolojik yapıları değiĢmektedir.
Su örneği gönderilmesi
Kimyasal analiz için gönderilecek su örneği, pet
ĢiĢeler içinde, en az 2 litre, ağzı sıkı kapatılmıĢ olmalı.
Suyun havuza girdiği ilk yerden alınmalı
Suyun alındığı saat ve ısısı yazılmalıdır.
Alınan su ve balıklar, etrafı buzla doldurulmuĢ
kutu içerisinde en çabuk Ģekilde laboratuara gönderilmelidir.
BAKTERĠYEL HASTALIKLAR
1. Furunkulozis (Furunculosis):Balıklarda septisemi ve vücutta çeşitli büyüklükte furunküllerin oluşması ile
karakterize bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır.
Etkeni Aeromonas salmonicida olup, hasta
balıkların doku, organ ve kan damarlarında fazla miktarda bulunur
Alabalık ve atlantik salmonları en duyarlı, gökkuşağı alabalıkları ise en dirençli türler
japon balıkları, sazan ve yılan balıklarında da bildirilmiş
Alabalık yetiştirilen yerlerde furunkuloz
epidemilerine çok sık rastlanmakta ve büyük ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Bazı
uygun olmayan koşullar, su ısısının yükselmesi
(15 oC’nin üstü) veya düşmesi (1-5 oC),
oksijen azlığı, suların kirli ve alg’li olması,
bakım beslenme noksanlıkları, suyun kimyasal ve fiziksel kalitesindeki değişmeler ve nakiller ile traumalar enfeksiyon oluşumunun
Hastalık etkeni sağlam görünüşlü (klinik
semptom göstermeyen balıkların)
bağırsaklarında latent enfeksiyon şeklinde bulunabilir.
Bulaşma; doğrudan sağlam balıkların, hasta veya infeksiyon sonu ölmüş balıkları ya da etkenle bulaşık taze yemleri yemeleri sonucu olabileceği gibi, endo veya ektoparazitlerin
açmış oldukları portantrelerden solungaç veya vücuttaki diğer yaralardan da ileri gelebilir.
Patogenez:Vücüda muhtelif yollarla giren
bakteriler kana geçerek kısa sürede ürerler ve kan yoluyla bütün doku ve organlara yayılırlar (septisemi). Daha sonra damar duvarlarında
zedelenmeler meydana getirerek subkutan dokularda ve kas fibrilleri arasında kanama odakları oluştururlar. Bunun sonucunda
dokularda dejenerasyon ve nekroz sonucu
ve içleri koyu kırmızı irin (kan, lökosit, etken,
doku artıkları) ile dolu olan furunküller
meydana gelir.
Oluşan bu furunküller zamanla delinerek açılır ve yerlerinden kenarları kalkık, içlerinden
irinli eksudat gelen ülserler meydana gelir.
Hastalığın çabuk yayılmasında, etkenin kuvvetli lökositolitik etkiye sahip olan
furunkuloz
akut subakut kronik
daha çok genç balıklarda görülür
klinik belirtiler görülmeden ölümler başlar.
Bazen yüzgeçlerin tabanında, vücudun yanlarında,
Ve kaslar arasında Peteşiyel ve ekimotik Kanamalara rastlanabilir
Ölümler yavaş başlar ve gittikçe artar
Ölümler yavaĢ baĢlar ve gittikçe artar
Nekropsi Bulguları:
-Baş ve boyun bölgesinde içi kan ve irin dolu koyu
kabartılar gözlenir. Bu kabartıların içinde çok sayıda etken vardır ve hastalığın bulaşmasında çok
önemlidir.
-Karın boşluğunda kanlı bir sıvı ve bağırsaklarda hemorajik yangısal değişiklikler bulunur.
-periviseral dokuda peteşiler görülür
- dalakta büyüme ve koyu kırmızı görünüm
- karaciğerde büyüme ve üzerinde nekrotik odaklar - akut olaylarda yüzme kesesinde kanamalar
Histopatolojik bulgular
Furunkulozda bakteri kümeleri dermisin içinde
fokal, nadirende epidermisin içinde lokalize
olurlar.Dermis ve hipodermiste yaygın nekroz, fibrinöz ödem, yoğun nötrofil lökosit ve
makrofaj infiltrasyonları ile ilerlemiş olaylarda erime nekrozları gözlenir. Yangı hücrelerinin sitoplazmalarında melanin pigmentinin
görülmesi (melanomakrofaj) endotoksik septiseminin bulgusudur.
Ayrıca kalpte, özellikle atriumda bakteri
toksinlerine bağlı toksik kardiak nekroz ve kas lifleri arasında bakteri kümeleri, böbreğin
hemopoietik dokusunda ve solungaçlarda
bakteri kümeleri mevcuttur. İskelet kasında da yangı hücreleri ve nekroz gözlenir.
Korunma ve Kontrol: Balıkları hastalıktan
Kaslarda nekroz Sağlıklı kas dokusu
Korunmada dikkat edilmesi gereken önemli noktalar
1. Enfeksiyonun girişine engel olmak
2. Hastaları ve portörleri ayıklamak
3. Uygun olmayan çevresel koşulları düzeltmek
4. Dezenfeksiyon
5. İmmunizasyon
ÜLSER HASTALIĞI
Balıkların vücut yüzeyinde açık ülserlerin
oluşması ile karakterize bulaşıcı bir hastalıktır.
Etkeni; Haemophilus piscium’dur .
En çok alabalıklarda daha az olarak da sazanlarda görülür.
Ergin balıklar arasında sporadik seyretmesine rağmen yavrularda enzootik karakterde
Bulaşma deride bulunan
portantrelerden
etkenin direkt olarak girmesiyle olur.
Mikroorganizmalı sular, yemler, hasta balıklar veya portorler devamlı enfeksiyon kaynağı olurlar ve hastalığı yayarlar.
Ülser hastalığı
Hastalığın inkübasyon süresi 13 oC’nin altındaki sularda 10-15 gün arasında değişir. Patogenez: Etken, epidermisteki portantrelerden (yara, çizik, ektoparazit lezyonları, ısırıklar) içeri girdikten sonra üremeye başlar. Deride önceleri küçük ve
beyazımsı, gözle
görülebilecek büyüklükte kabarcıklar meydana gelir.
Bunlar zamanla büyür,
sayıları artar ve birleşirler ve sonrada üzerlerinde deri
nekroze olarak açılır ve 1-3cm çapında yüzeysel
ülserler meydana gelir.
Bu ülserlerden meydana
gelen eksudat da suları sürekli kontamine eder.
Lezyonların altındaki kas tabakası genellikle
sağlam kalır.
Vücudun değişik yerlerinde, özellikle baş, yanlar, sırt ve yüzgeçlerin
tabanındaki deri
üzerinde, yüzeysel, gri-beyaz, kenarları kabarık ve düzensiz ülserler
görülür.
Enfeksiyonun şiddetli
seyrettiği olaylarda alt ve üst çenede aynı şekilde lezyonlara rastlanabilir.
Bazı durumlarda lezyon ilerleyerek çene kemiğinin görünmesine neden olabilir. Yine yüzgeçlerin yumuşak dokuları tahrip olur ve yüzgeç radiusları
ortaya çıkar. Hastalık bu haliyle yüzgeç
hastalığına benzer ve onunla karışabilir.
Bazı alanlarda
epidermal ülserasyon, bazı alanlarda da
epidermal spongioz hiperplazi görülebilir Ülser hastalığı klinik
belirtiler yönünden en çok furunkuloz’a
benzer. Ancak Furunkuloz’da
lezyonlar derinlere ve kas tabakasına kadar
yayılır ve iç organlarda bozukluklar meydana getirir.
Septisemi nedeniyle etkeni iç organlardan izole etmek kolaydır, ülser hastalığında iç organlarda nekroz ve dejenerasyon yoktur.
Deride meydana gelen ülserlere, özellikle
Saprolegnia cinsi mantarlar yerleşerek
hastalığın seyri ve prognozunu kötüleştirirler.
Bu gibi olaylarda antibiyotik tedavisi mümkün
değildir, ancak mantar tedavisi yapıldıktan sonra tedavi, edilebilir.
Kolumnaris Hastalığı
Baş
Solungaç Yüzgeçler
Dorsolateral bölgeler Etrafı kırmızı bir hale ile çevrili yuvarlak veya oval kirli beyaz lekelerle
karakterize bir hastalıktır. Etken: Flexibacter
Epizootoloji: Hastalık daha çok ısının
yükseldiği havuzlarda, ılık sularda yaşayan balıklarda özellikle de sıcak yaz aylarında görülür.
Su ısısının 18-25 οC’ye çıkması, suların organik maddelerle fazla kirlenmesi, kalabalık havuzlar. 15 ºC ’nin altında nadiren ölümlere neden olur. Sudaki çözünmüş oksijen ve azot miktarının artması ölümlerin yükselmesine neden olmaktadır
Etken normal balıkların vücut yüzeylerinde
ve solungaçlarında bulunabilmektedir. Enfeksiyon, lezyonlardan dışarı çıkarak sulara karışan etkenler tarafından
meydana getirilir.
En çok alabalık ve sazanlarda görülür,
bununla birlikte diğer birçok türde görülmektedir.
Mikroorganizma vücuda epidermiste
oluşan portantrelerden girer, dermise
kadar iner ve burada çoğalır. Epidermis genellikle sağlam görünür
Etken çoğaldıkça dermis ve bağ dokuda
dejenerasyona neden olduktan sonra kas tabakasına kadar ulaşır.
Damar duvarlarındaki yıkımlanmaya bağlı
kanamalar şekillenir.
Deri altında gri-beyaz renkli lekeler
Makroskobik bulgular
Perakut olgularda özellikle gençlerde
herhangi bir bulgu görülmeden ölüm
Solungaç, yüzgeç, dorsolateral bölge,
baş ve ağız çevresinde kırmızı hale ile çevrili beyaz lekeler
Histopatolojik bulgular
En çok deri ve solungaçlar etkilenir.
Solungaçlar konjesyonlu olup deride ülseratif
değişiklikler dikkati çeker. Solungaç epitellerinde proliferasyon ve kalınlaşma yoktur ve bu haliyle solungaç hastalığından ayrılır.
Deri altı bağ doku ve kas tabakasında
Sağlıklı solungaç dokusu
Enfeksiyona bağlı yangısal değişiklikler ve nekroz
PEDUNKUL HASTALIĞI
(Soğuk su hastalığı)
Bu hastalık baharın başlangıç döneminde su
sıcaklığının 10 °C’nin altında olduğu alabalık havuzlarında görülür. Ancak bazı çiftliklerde 15 °C’ye kadar da görülebilmektedir.
Etken Flexibacter psychrophila’dır.
Yavru ve genç alabalıklar etkilenir
Fazla kalabalık, akıntısız ve oksijensiz
havuzlarda hastalığa bağlı yıkımlar daha çoktur
Etken adipoz yüzgeç ve derideki
portantrelerden girer, dermiste çoğalır ve nekroza neden olur.
Adipoz yüzgeçte beyaz gri leke şeklinde başlar, daha sonra kaudal yüzgecin tamamen nekroze
olması sonucu omurga açığa çıkar ve ölümler başlar.
Kas tabakasına kadar inen geniş
nekrozlar,
damar duvarlarında yıkımlanma
deri altı kanama
Solungaç, kalp, karaciğer ve böbrekte
KarıĢabileceği hastalıklar:
Kolumnaris hastalığı ile karışır, ancak
kolumnaris tam tersine suyun ısısının yükseldiği zamanlarda görülür.
Bakteriyel solungaç hastalığı ile karışabilir,
ancak bahsedilen hastalıkta solungaç
epitellerinde hiperplazi ve kalınlaşma
vardır.
Yüzgeç hastalığında ise yüzgeçlerin dış
kenarlarında kalın gri-beyaz bir çizgi
Nekropside, özellikle adipoz ve kaudal
yüzgeçlerin tahrip olması, iç organlarda nekrotik odakların bulunması hastalığı tanımaya yardımcı olabilir.
Kuyruk yüzgeci yumuĢak dokuları tamamen tahrip olmuĢ ve yüzgeç ıĢınları açığa çıkmıĢ
BAKTERĠYEL SOLUNGAÇ HASTALIĞI ()
Bakteriyel solungaç hastalığı salmonidlerde, sazan yılan balığında solungaçların konjesyonu, epitel hücrelerinin hiperplazisi, solungaç dejenerasyonu ve
nekrozu ile ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir enfeksiyondur.
Epizootiyoloji
Hastalığa her yaştaki balıklarda
rastlanılmasına karşın genç ve yavrular daha duyarlıdır. Kırmızı som balığı bu hastalığa karşı en duyarlı türdür. Hastalığın ortaya çıkışı som balıklarının yavru döneminde artış gösterir. Bakteri balıkların solungaçlarında ve vücut yüzeyinde bulunur. enfeksiyon sırasında sayılarında artış saptanır. enfeksiyona 2 °C ve 20 °C sıcaklıklarda rastlanılmaktadır.
Patogenez
Solungaç üzerine yerleşmiş olan bakterilerin aşırı
üremesi sonucu oluşan irritasyon, epitel
hiperplazisine ve aşırı mukus salgısına neden olur.
Mukus artışı lamellerin birbirine yapışmasına
devamında gaz alışverişinin engellenmesine ve filamentlerin nekrozuna neden olur.
Balıklarda pantotenik asit noksanlığı, sularda
iyonize olmamış asit ve diğer nedenler predispoze faktörlerdir.
Bulgular
İnkubasyon süresi 3-7gün
Klinik olarak, balıklarda yavaş ve
yüzeyde yüzme, durgunluk, solunum güçlüğü ve suyun geldiği yöne doğru yüzme isteği gözlenir.
Nekropside, solungaçların
üzerinde fazla miktarda
mukoid salgı birikimi ve buna bağlı olarak operkulumun
kapanmadığı gözlenir.
Solungaçlar hiperemik,
şişkin, flament ve lameller birbirine yapışmış, ileri
olgularda flament ve
lamellerde nekrozlar görülür. Mantar enfeksiyonlarına
(özellikle Saprolegnia türleri) zemin oluşturur.
Bulgular
Histopatolojik olarak, solungaç
epitellerinde distal uçlardan başlayıp
tabana yayılan hiperplazi,
damarlarda dolgunluk,
flament ve lamellerde nekroz.
Hiperplazi distal uçlardan başlayıp
VĠBRĠOSĠS (Kızıl Hastalığı)
Vücudun ventral kısmının ve anüs civarının kızarıklığı, vücutta kabarcık ve ülserlerin oluşması ile karakterize bulaşıcı bir hastalıktır.
Etkeni Vibrio anguillarum’dur. Genellikle tuzlu ve acı
sularda yaşayan (nadiren de tatlı sularda) balıklarda (özellikle yılan balıkları ve bunun dışında salmonid ve nonsalmonidlerde) vücudun ventral bölgesinde ve yanlarında kızarıklıklar, hemorajiler, kabarcıklar ve ülserlerle karakterize bir hastalıktır.
Hastalık daha çok suların ısındığı, kirlendiği ve
oksijenin yetersiz kaldığı zamanlarda görülmektedir.
Patogenez: Vücuda giren
etkenler, buradan kas doku ve damarlara kadar ulaşarak üremelerine devam ederler. Damar duvarlarının
zedelenmesi ile özellikle ventral bölgede kanamalar meydana gelir.
Etken kan yoluyla bütün vücuda yayılır. Hastalığın ilerlediği olaylarda vücut
yüzeyinde, içleri eritrosit, lökosit ve
mikroorganizmalardan oluşan eksudat ile dolu kabarcıklar meydana gelir. Bunlar büyür ve
olgunlaşarak açılır. Yerlerinde kenarları oval ya da yuvarlak ülserler meydana gelir.
Vücut yüzeyinde ve kaslarda peteşiyel ve ekimotik kanamalara rastlanır
Vibriosis deniz balıklarında % 40-60 oranında
ölümlere neden olurken salmonid balıklarında bu oran % 90’a kadar ulaşabilmektedir.
Hastalık akut, subakut ve kronik seyirli
olmak üzere üç ayrı formda görülebilir.
Akut formda ölümler septisemi kökenli
olduğu için balıklarda hastalığa ilişkin lezyonlara pek rastlanmaz.
Ölümlerin ilk bulgu kararma tablosudur
Periorbital ve/veya abdominal su toplanması
Nekropsi
Karaciğer,böbrek, dalak ve bağırsaklarda
kanama ve nekrotik odaklar gözlenir
Dalakta büyüme ve erimiş bir hal alması
dikkat çekicidir.
Böbreklerde erime (likefaksiyon)
Viseral ve parietal peritonda peteşiler
Kalp yüzeyinde ve solungaçlarda fokal