• Sonuç bulunamadı

Türk sineması 50. yılına bastı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk sineması 50. yılına bastı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahife : Z O o o o o © © o o o S) © © © o © ©

Türk Sineması 50.

Y IL IN A B AS T I

Osmanlı devletinin ilk Dünya Savaşına girişinden 3 gün sonra, 14.Kasim.1914 tarihinde amatör bir sine­ macının eliyle ilk eserini veren Türk sineması ellinci yılma bastı.

Ayastafanos’daki Rus âbidesinin yıkılışı» adı­ nı taşıyan bu 300 metrelik film olağanüstü şartlar al­ tında çevrilmişti. «İttifak devletleri» nin yanı başın­ da «itilâf devletleri »ne karşı savaşa katılan Osman­

lI devleti, en yakın ve en büyük hasmı saydığı Rus­

ya’ya karşı millî duyguları kızıştırmak amacıyla ilk iş olarak 1293 (1876 - 77) Osmanlı - Rus savaşında yenilgiye uğramamız üzerine Ayastafanos’da (Yeşil­ köy) dikilmiş olan Rus anıtım yıkmak için harekete geçmişti. Bu tarihî olayın film üzerinde de tesbiti istenmiş, bunun için önce müttefikimiz olan Avus­ turya - Macaristan’ın «Sacha» adlı film şirketine mü racaat edilmişti. Fakat sonradan müttefik de olsa yabancıların bu işe karıştırılmaması, filmin mutlak bir Türk tarafından çevrilmesi uygun bulundu. Ama o vakit ortada bir Türk sinemacısı yoktu. Bununla birlikte, kısa bir yoklama sonunda, savaşla birlikte yedek subay olarak silâh altına alınmış olan Fuat Bey (Uzkınay) adında bir genç ortaya çıktı. Fuat Uzkınay 1910 yılında İstanbul Sultanisinde Dahiliye Müdürlüğü yaparken sinemayı ilk defa olarak okula sokmuş, öğrencilere sürekli olarak film gösterileri yapılmasını sağlamıştı. Daha sonra da, «Kemal Film» in kurucuları olan Şakir ve Kemal (Seden) Beylerle birlikte «Ali Efendi Sineması» ve «Kemal Bey Sine­ ması» gibi salonların açılmasına ön ayak olmuştu. Fakat Fuat Uzkınay projeksiyon makinasını kullan­ makla birlikte kamerayı (Film çekme makinesi) hiç kullanmamıştı. «Sacha» şirketinin teknisyenleri bir­ kaç saat içinde kameranın nasıl çalıştırılacağım Fu­ at Uzkmay’a öğrettiler ve genç yedek subay 14 Ka­ sım Cumartesi günü Yeşilköy’deki Rus anıtı dinamit­ le havaya uçurulurken kamerasını çalıştırarak 300 metre uzunluğundaki dökümanter filmi çekti.

Bu kısa filmin çevrilişiyle ilk adımını atan sine­ mamız, iki yıl sonra, Orduda bir «Merkez Ordu Sine­ ma Dairesi» nin kuruluşuyla yeni bir hız kazandı. Bugünkü «Ordu Foto - Film Merkezi» nin çekirdeği olan «Merkez Ordu Sinema Dairesi», bütün savaş bo­ yunca birçok askerî dökümanter film meydana getir­ di. Kurumun başında, sinemayı yurdumuzda ilk defa tanıtan Polonya asıllı Romen uyruklu Sigmund We­ inberg bulunuyordu. Fuat Uzkınay da onun yardım­ cısı tâyin edilmişti.

Savaşın bitiminde yarı - resmî bazı kurumların çalışmasından sonra 1922 yılında ilk özel film şir­ keti olan «Kemal Film» kurulunca, sinemamızın gü­ nümüze kadar devam eden gelişmesi başlamış oldu.

N. özön (A.A.)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sevin, Arkeolojik Kazı Sistemi El Kitabı, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 1999, s.. Sevin, Arkeolojik Kazı Sistemi El Kitabı, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul,

b) Göreli yoksulluk ise; ülkedeki ortalama gelirin altında gelire sahip olma şeklinde tanımlanır.  Dünya bankasının 1990 yılında. yayımladığı raporda

belirlemek üzere bir arazi çalışması yapılır ve sonrasında bunların gösterimlerini içeren bir sunum yapılır.. • Bununla birlikte kullanıcı gereksinimlerini

Yeni iletişim teknolojileri ise kitle iletişim teknolojilerinden farklı özelliklere sahiptir ve bu özellikleri dolayımıyla iletişim sürecine yeni olanaklar detirmiştir..

• 28 Şubat 1962 yılında, liderliğini Alexander Kluge’nin yaptığı 26 sinemacı Oberhausen’de, Alman kısa film günleri sırasında bir araya gelmiş ve Oberhausen

BİR SIRA TAŞ BİR SIRA AHŞAP OLMAK ÜZERE MÜNAVEBELİ/ALMAŞIK DUVAR TEKNİĞİ İLE İNŞA EDİLEN YAPININ YÜKSEKLİĞİ 18 ZİRAYA ÇIKARILIR.. KUZEY-BATI CEPHE ESKİ

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından derginin yayın politikasının ve bilimsel içeriğinin belirlenme yetkisi bütünüyle derginin Yayın Kurulu ve Danışma

Özellikle Mardin Artuklu Sultanı Melik Said ve oğlu Muzafferüddin döneminde Hülagu ile yaşananlar, savaşlar ve antlaşmalar ile İlhanlılarla olan ilişkiler