• Sonuç bulunamadı

Vefa semti ve tarihçesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vefa semti ve tarihçesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-TP 5*1 YJL3

« u a Sahife

î

4

a

— -

a

, " ^g^llgl, •—•—---■

—■

---İSTANBULU DOLAŞIRKEN

• Vefa semti ve

#

tarihçesi

Vefa 27 ağustos 1918 da baştan aşağı gangın

gördü, 800 den fazla ev gandı, doğup büyüdü­

ğümüz yerlerin külleri savruldu

Yazan; Sermet Muhtar A LO S

Şeyh M uslihiddin M ustafa

K o n y a d a doğm uş, F atih in oğlu

İkinci B eyazıt d ev rin d e, l 4 9 0 yı­

lın d a İstan b u ld a ölm üş. D in v e

te k v a ehillerinden, veli m erteb eli b ir zati şerif. T a sav v u fa d a ir ri­ saleler v e şiirler d e yazm ış.

Bir riv ay ete göre, annesinin

a d ı V e fa o lduğu için İbni V'efa, b ir riv ay ete gö re d e oğlununkin- d e n d o lay ı E bül V e fa diye şöh­ retlid ir. V e fa S ultan diye d e anı­ lırdı.

B ilhassa sıbyan b ab ası sayılır, g eb e k ad ın lar, h azırlad ık ları k u n ­ d a k takım larını sandukasının üs­ tü n d e b irk aç gün b ırak ırlar, m a­ sum u o ray a b a ğ larlard ı.

Ç ocuk d o ğ d u k ta n sonra sen e­ d e b ir iki kere türbesine götürü- ü p tü rb e d a r efendiye nefes ettiri­

lir, teşbihten geçirtilir, boncuk

(y â n i h av ale illeti) görm em esi; tıpış tıpış yürüm esi, sere serpe b ü yüm esi için ad a k la r, m u m lar a d a ­ nır, pam u k iplikleri ilm eklenirdi. İşte B ozdoğan kem erile Süley- m aniye arasın d ak i o sem te V efa denilm esi bu d e v letlid en ötü rü ...

H avali, o ld u m olasıya en k a ­ tıksız m üslüm an m uhitidir. V efa lisesi, fi tarih in d e m ütercim M eh­ m e t R üştü P a şa konağı imiş.

H a z re te M ütercim lâkabının

verilm esi, v a k tile k ay m ak am lık

v e m iralaylık zam a n ın d a bazı as­ k e rî talim n am eleri fransızcadan tü rk çey e tercü m e etm esi.

Paşanın, d ö rt p ad işah d e v rin ­ d e b eş d e fa sadrazam lığı var.

F ren k çey e âşinâ o lad u rsu n , a- la fra n g a m eşreplikten uzak, so­ fu mizaç, m ensupları v e ağalarile kafile h alin d e y ak ın ın d ak i Ş ehza­ d e cam iine g idip gelirm iş.

G ay et m u h afazak âr, idarei

m aslah atçı ve etliye, sütlüye k a ­ rışm azlard an k en , hem A b d ü lâzi- zin, hem d e Beşinci M u rad ın ta h t ta n indirilm esi gibi m ühim işler­ d e sa d a re tte bulunuşu, g arib eler­ d en d ir.

C iv a rd a b a şk a k ü b e ra k o n a k ­ ları çoktu. M ey d an a karşı Sikke- kenbaşı A b d ü lfe tta h E fendininki,

tütüncübaşm m ki, so n ra m ünec-

cim başı, M usul V alisi, b a b a d o s­ tum uz H acı R eşit P a ş a ; k ö şed e

b ah çe için d e M an astır V alisi A b - d ü lk erim P aşa d a oralı,.

Sikkeken, sikke, y â n i p a ra k a ­ lıbı k a z a n kişi d e m e k , A b d ü lfe t­ tah E fendi, h e sap ve h en d ese ta h ­ silde b e ra b e r sülüs, nesih, tâlik, d iv an î celi gibi y a z ıla rd a n d a ica­ zetli b ir h a tta t.

S elânikte V ali vekili ve M al­

m ü d ü rü iken, peygam berim izin

M ed in ed ek i h arem i şerifine h edir

ye edilen şa m d a n la ra m u v affa­

kiyetle â y etler h ak k etm esi üzeri­ n e 1854 de çıkarılan k aim e p a ra ­ ların k alıp larım k a z m ıy a m em ur e dilm iş. H ırk a isa a d e t dairesinin, İs ta n b u l v e ta şra d a k i b irço k cam i­ lerin, tü rb elerin , çeşm elerin, pu-

şidelerin h a ra p o lan yazılarını,

tu ğ raların ı yenilem iş. O sm an î n i­ şanının, m ü te a d d it m ad aly aların , H am id iy e altın ların ın suretlerini çizen v e y a p a n d a o.

B abıâli ca d d e sin d e k i eski (M a lû m a t) m a tb a a v e idarehanesile V e fa ’d a diğeı bir k o n ak , V an ik ö - y ü n d e b ü y ü k b ir yalı, Selânikte iken aldığı çok zengin ikinci h a ­ rem inin m ü lküydü.

V e fa n ın b ozasile m eşhurluğu, zan n ed ild iğ i k a d a r eski değildir.

İh tiy arlar b u n u h a tırla m ıy o rla r;

kış geceleri m ahalle m ah alle d o ­ laşan, (m ırm ın k b o z a !) diye b a ­ ğ ıran sey y ar satıcıların pekm ezli bozasını söyleyip d u ru y o rlar.

B u n d an 35, 4 0 yıl e v v e l iki

A rn a v u t b ira d e rin o ra d a k i bal

d ö k yala d ü kkânçığı m ü şterid en taşard ı. İkisi d e saçlı sakallı ol­ duğu h a ld e civ an lar gibi y a n a k ­

ları apal, b a şla rın d a sakız gibi

tak k e, sırtla rın d a güller gibi te ­ miz, p â k kazeki, d illerin d e b e s ­

m ele, k olları sıvalı, b a rd a ğ ı 20

p a ra y a , küçük k o v a şeklindeki

tenekeyi kuruşa d a y a rla rd ı. H ele kış sa b ah ları kıtır k ıtır susam lı si­ m it b a n ılan sahleplerine uy ar mı v a rd ı?

V efa, 27 ağustos 1918 d e b a ş ­ tan aşağı yangın g ö rd ü ; 8 0 0 den fazla ev y a n d ı; d o ğ u p b ü y ü d ü ğ ü ­ m üz yerlerin külleri savruldu.

B ugüne bug ü n V efa, eski ve

m aru f futbol klü p lerim izd en b i­ rine d e ad ın ı verm iştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Selmek Taksim, Segâh Taksim, Mahur Şar­ kı, Mahur Taksim, Hüzzam Gazel (Hafız Kemal'e eşlik), Hüseyni Taksim, Nihavend Taksim, Hicazkâr Taksim (Piyano ile),

Din ve toplum ilişkilerinin belirleyici aktörü “dindar” karakteridir. Genel olarak “di- nine bağlı kimse” olarak tanımlanan dindar kavramı, bireyin din ile kurduğu

timi gerektirir ve özel kişiler elin­ de tekele uğramak tehlikesini gösterir, ya da genel bir gerek­ sinimi karşılar, o işi devlet üze­ rine alabilir...

Dolayısıyla donma sıcaklığının ne kadar düşeceğini belirleyen çözünmüş parçacık sayısı olduğu için MgCl 2 , NaCl’ye göre daha etkin bir buz çözücüdür.. Bir

Altı sene arkadaĢları (Ebu Bekir ve Ömer) tarafından belirlenmiĢ yolu takip etti. Fakat derece olarak onların altındaydı. Son altı yılda ise öyle bir yol takip

Yapılandırmacı yaklaşımla hazırlanan program, öğrencilerin yeni karşılaştığı bilgileri önceki bilgileriyle ilişkilendirerek öğrenmesini, böylece daha

Demirel'in Çankaya'ya çıkmasıyla birlikte boşalacak Başbakanlık ve DYP Genel Başkanlığı koltuğuna kimin yerleşeceği DYP Grubu için de SHP Grubu için de

Pazartesi gecesi, Ruhi Su dönüşünde düşümde gördüm.. TV vermiş