• Sonuç bulunamadı

Nur içinde yat Duygu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nur içinde yat Duygu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G

üncel

Ayşe’nin

Gözlüğü

Ayşe A rm an

fa x :(0 2 1 2 )6 7 7 0 4 2 1 E-m ail: aarman@hurriyet.com.tr

bendigonimhi@hurriget.com.tr

rahatlıyomm.

Kitabı parmaklarımın arasına alıyorum, göğsüme bastınyorum, bir

LİSEDEYİM...

Öğle teneffüsü... Okuldan fırlıyorum, bir kitapçıya koşuyorum, tezgâhın arkasındaki adama neredeyse fısıldayarak, “Kadının Adı Yok var m ı?” diyorum.

“V ar” diyor,

iki saniye öylece duruyorum. Parasını ödüyorum, hızlı adamlarla yüksek duvarlı okuluma geri dönüyorum. Üzerimde gri etek, pötükare gömlek, okul forması koşuştururken şöyle düşünüyorum:

“B en şu anda Tarsus’ta, Bir Anadolu kasabasındayım, am a ne önemi var? İstanbul’da bir yerlerde beni anlayan bir kadın var. V e bir gün mutlaka ben onunla tanışacağım ...”

k ir k

Annem bile anlayamazdı beni o yıllarda.

Bir tek Duygu Asena. Sevgilim vardı, sevişmeyi

keşfetmeye başladığımız yıllardı ama gizlemem gerekiyordu; çünkü o yıllarda kötü kızlar sevişirdi, “hafif olanlar”, “mal olanlar”.

İyi kızlar cennete giderdi; çünkü onlar sadece el ele tutuşurdu.

B en onlardan değildim ve kesinlikle cehennem e gidecektim.

Ama kendimi suçlu da hissetmiyordum.

Hangi cesaretle bilmiyorum ama ben bekâret meselesini iplemiyordum.

Kaybedilen bir şey varsa, karşılıklıydı.

Bu iş bu kadar şefkat dolu, ağnsız, sızısız nasıl olurdu, ikimiz de

şaşkındık. Ama olmuştu. Benim 7 yıl süren ilk aşkım, hayat boyu sekse bakışımı belirledi, seks benim için aşk demekti. Ve seks çok ama çok güzel bir şeydi. Ama yine de bütün bunlar sır olarak kalmalıydı. Çünkü o yıllarda bir erkekle yattın mı, bitti, o seni kullanmış oluyor, yoluna devam ediyordu; ama sen ayvayı yiyordun, damgayı yiyordun, hayatın kayıyordu, ya çürük oluyordun ya mal.

İşte bütün bu geri anlayışın ortasında şahane bir kadın ayağa kalkıp, “Öyle değil beyler ve hanım lar...” diyordu; aşkı, seksi, ilişkiyi başka türlü tarif ediyor, bir de üstüne kadınlann orgazm olma hakkı gibi icatlar çıkanyordu.

Ama daha da önemlisi, esas olarak kendi ayaklannın üzerinde

durmamızın şart olduğunu

anlatıyordu. Ekonomik özgürlüğün olacaktı. Kimselere muhtaç olmayacaktın. Kendine bir hayat yaratacaktın. O öyle yapmıştı. Kimbilir belki ben de yapabilirdim...

irk ir

İşte bu kadın, beni gaza getirdi. Yazdığı kitap, çıkardığı dergi, söyledikleri, anlattıklan, satır arasına sıkıştırdıktan, hayata bakışı...

Duygu Asena hiçbir zaman ısıran feministlerden olmadı.

Onun feminizmi içgüdüseldi. Erkeklere savaş filan açmadı, onun kadar erkekleri seven bir başkasına da az rastlanırdı.

Sadece haklannı kabul ettirmek için uğraştı.

İstanbul’a gelince, daha önce

Nur içinde

yat Duygu

kafama koyduğum şeyi

gerçekleştirmeye karar verdim. “Ne kaybederim ki, tanışacağım onunla, hem belki beni işe bile alır” dedim ve Gelişim Yayınlan'na gittim.

“Geleceğinizi biliyor mu Duygu Hanım? Randevunuz var mı? Kim diyelim?”

“Beni tanımıyor. Geçerken uğradım, bir hayranıyım, Basın Y ayınd a okuyorum, kendisine bir mektup yazdım, elden getirdim.”

“Basın toplantısındaymış; am a sekreteri Ünzile Hanım diyor ki, işinin bitmesini yukarıda

bekleyebilirmişsiniz

Körün istediği bir göz, Allah sana veriyor iki göz.

Heyecanla yukarı çıküm, bir köşeye oturup olan biten her şeyi izlemeye başladım. Duygu A sena’nm odasının kapısı açıktı. İşte sonunda hayran olduğum kadını, canlı görebiliyordum. Çok neşeliydi. Kitabı muazzam bir patırtı koparmıştı. Flaşlar patlıyordu, Duygu Asena altın çağlannı yaşıyordu. Salonun bir tarafı Kadınca’ya ayrılmıştı, diğer tarafı da Nokta D ergisine. Birden öyle salak salak otururken, salonun içinde dolaşmakta olan lacivert takım elbiseli, çok havalı bir adam karşımda dikiliverdi, “Siz de

kimsiniz?” dedi. Kadınca’nın önemli isimlerden Tülin Kolukısa benim yerime cevap verdi: “Duyguya gelmiş, stajyer olarak çalışmak istiyor, Basın Yaym ’da okuyor, 2 de dil biliyor.”

Meğer o lacivert takım elbiseli adam, Gelişim Yayınlan’nın sahibi Ercan Anklı’ymış. O gün Duygu A sena’yla tanışamadım; am a kadere bakın ki, Nokta Dergisi’nde stajyer muhabir yamağı olarak işe alındım.

irk ir

Birlikte çalışma şansımız olamadı... Ama Duygu A sena’nın

hayatımdaki yeri apayndır. B ana o küçük yaşımda cesaret verdi, umut verdi.

Hayatta sadece bir tek bakış açısı olmadığını gösterdi.

“Yapabilirsin” diye fısıldadı yazılanyla kulağıma.

V e benim maceram öyle başladı. Kendisini rahmetle anıyorum. V e huzurlannızdan aynlmadan, şunu söylemek istiyorum:

O, onunla birlikte düşünmeyi tercih eden milyonlarca kadına, adam gibi sevişmeyi öğretti. Suçluluk duygusu olmadan. Vicdan azabı hissetmeden. Sorumluluk altında ezilmeden. Bir hak olarak sevişebilmeyi...

Bundan daha büyük bir sevap var mıdır?

Yoktur.

Nur içinde yat Duygu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sabah yedide başucunda çalan cep telefonuna dokundun. Gözlerini açmadan ‘Ne olur biraz daha,’ dedin sol tarafına dön- dün. Beş dakika ertelemeye ayarladığın telefonun

Second group consists of couples who were sent by the family law court for marital counselling (n=50) and the cont- rol group consists of persons who have no contact with a

TCMB parasal tabanı belirlerken ve/veya Para Politikası Kurulu faiz kararları alırken, temel amacı olan fiyat istikrarını sağlamak görevini birincil olarak dikkate

Öncelikle bu sayı palindromik, yani tersten yazdığımızda da kendisini elde ediyoruz.. İkincisi bu sayının 9’a bölündüğünü

Radiofrequency Ablation for Inferior Turbinate Hypertrophy: Different Application

Langerhans hücreli histiyositoz (LHH) genç, sigara içen hastalarda daha sık görülmektedir.. Kadınlarda yaşamın ileri dönemlerinde görülür

geliştiren yöneticilerin tam zamanlı iş deneyimi süreleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Demokratik liderlik tarzı boyutuna

Pew Research Center araştır- ması bu eğilimin özellikle 18-29 yaş arası kullanıcılarda belirgin olarak ortaya çıktığına ve son 2 yılda bu kesi- min sabit geniş bant