• Sonuç bulunamadı

SEREBRAL PALSİLİ ÇOCUKLARDA KALÇA EKLEMİNİN DEĞERLENDİRİMİ: KALÇA ULTRASONOGRAFİSİNDE YENİ UFUKLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SEREBRAL PALSİLİ ÇOCUKLARDA KALÇA EKLEMİNİN DEĞERLENDİRİMİ: KALÇA ULTRASONOGRAFİSİNDE YENİ UFUKLAR"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SEREBRAL PALSÝLÝ ÇOCUKLARDA KALÇA EKLEMÝNÝN DEÐERLENDÝRÝMÝ:

KALÇA ULTRASONOGRAFÝSÝNDE YENÝ UFUKLAR

HIP EVALUATION IN CHILDREN WITH SEREBRAL PALSY: NEW HORIZONS IN

HIP ULTRASONOGRAPHY

N. Kutay Ordu Gökkaya1, Aslý Mete1, Fügen Oktay1, Didem Cömert1, Halil Uçan1

1 Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Ankara, Turkey

SUMMARY

Aim: Cerebral palsy (CP) describes a group of

perme-nant disorders of the development and posture, causing activity limitation, that are attributed to non progressive disturbances that occured in the developing fetal or infant brain. Hip displacement is one of the most common musculoskeletal problems in children with CP.

Materials and methods: The purpose of our study is to

assess hip displacement in CP patients using a combinati-on of clinical, radiographic and ultrascombinati-onographic scre-ening and discuss the importance of these in the light of literature. Our study group was consisted of 40 children with a diagnosis of CP for inpatient rehabilitation. All pa-tients were underwent a detailed assessment concerning demographic and clinic datas. Standardized anteroposteri-or radiographs and the ultrasonographic examination of the hips were obtained. Reimer's index (radiographic), la-teral head distance (LHD), anterior head distance (AHD) and anterior capsular distance (ACD) (ultrasonographic) were measured.

Results: According to our radiological results, Gross

Motor Functional Classification System (GMCFS) levels were closely related to the displacement of the hips whe-re higher level of patients have mowhe-re dislocated or risky hips (p=0.001). Although ultrasonographic measure-ments were highly correlated with Reimers migration per-centages (r=0,504, p=0.02).

Conclusion: Hip displacement is closely related to

to-pographic type and GMFCS Level. Diagnosis should be made by radiologically and routine follow up should be done with strict observation. It is our belief that hip US may be an alternative tecnique as one of the assessment methods detecting displacement of hips with its safe , non- invasive, radiation free and practical imaging charac-teristics in the daily routine of CP patients follow up.

Key words: Serebral palsy, hip, ultrasonography

ÖZET

Amaç: Serebral palsi (SP), geliþimini sürdüren beynin

non progresif hasarýna baðlý olarak ortaya çýkan ilerleyici hareket ve postür bozukluklarýna sebep olabilen ve aktivi-te limitasyonuna yol açan bir grup hastalýk olarak taným-lanmaktadýr. Kalça subluksasyonu/dislokasyonu SP'de en sýk rastlanan muskuloskeletal problemlerden biridir. Çalýþ-mamýzýn amacý, serebral palsi rehabilitasyonu sürecinde kalça ekleminin deðerlendirilmesinin yanýnda klinik, rad-yografik, ulrasonografik deðerlendirmelerin bu alandaki önemini vurgulayarak literatürün ýþýðýnda tartýþmaktýr.

Materyal ve method: Çalýþmamýza hastanemizde

yata-rak rehabilite edilmekte olan 40 SP'li çocuk dahil edildi. Hastalarýmýzýn tüm demografik ve klinik parametreleri kaydedildi. Kalça ekleminin radyolojik deðerlendirilmesi amacýyla her iki kalça anteroposterior radyografileri ve ul-trasonografileri çekildi. Reimers yüzdesi (radyografik) ve anterior kapsül uzaklýðý (AKU), anterior ile lateral aseta-bular kenar ile femur baþý uzaklýðý (AFU, LFU) (ultraso-nografik) ölçüldü.

Bulgular: Sonuçlarýmýza göre, Kaba Motor Fonksiyon

Seviyesi ile riskli/disloke kalça arasýnda iliþki mevcuttu. Seviyesi düþük olan hastalarýn normal kalça yüzdesinin da-ha fazla olduðunu yüksek seviyedeki da-hastalarýnsa dada-ha yüksek oranda disloke veya riskli kalçaya sahip olduðunu tespit ettik (p=0.001). Kalça USG'si ile ölçülen AKU ve LFU uzaklýðý Reimer indeksi ile iliþkili bulundu (r=0,504, p=0.02).

Sonuç: Kalça subluksasyonu/dislokasyonu SP'de taný

konduðu anda takibine baþlanmasý zorunlu problemler-den biridir. Klinik topografik tipi ve kaba motor düzeyi ile yakýn iliþkilidir. Taný direkt radyografik deðerlendirme ile konmalý, dikkatli izlenmelidir. Klinik izlemde kalça USG'si de deðerlendirme yöntemleri içinde güvenilirliði, noninva-ziv olmasý, radyasyon maruziyetinin olmamasý, uygulana-bilme kolaylýðý gibi özellikleri nedeniyle alternatif bir met-hod olarak yer alabilir düþüncesindeyiz.

Key words: Serebral palsy, hip, ultrasonography Yazýþma Adresi / Correspondence Address:

N. Kutay Ordu Gökkaya, Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Ankara, Turkey

(2)

41

GÝRÝÞ

Serebral palsi (SP), geliþimini sürdüren beynin non

-progresif hasarýna baðlý olarak ortaya çýkan ilerleyici hareket ve postür bozukluklarýna sebep olabilen ve ak

-tivite limitasyonuna yol açan bir grup hastalýk olarak ta

-nýmlanmaktadýr (1). Tanýmda yer alan non progresif hasar ifadesi sadece beyin lezyonu için kullanýlmýþ olup hýzlý geliþim dönemleri bulunan çoçuklarda kas iskelet sisteminde progresif olabilen bir çok probleme neden olur. Bunun yanýnda anormal kas tonusu, yetersiz kas kuvveti, buna baðlý ortaya çýkan kaldýraç kolu dengesiz

-liði, istemli kas kontraksiyonu bulunmamasý gibi prob

-lemler de tablonun farkllýlaþmasýna ve her çocuða ait özel klinik tablolara neden olur (2,3). Bu çocuklarda en sýk gözlenen problemlerden biri de kalça subluksasyo

-nu/dislokasyonu ve bunun neden olduðu oturma, ayak

-ta durma ve yürüme bozukluklarý yanýnda aðrý, kon

-traktür ve hijyen problemleridir (4). SP'de kalça dislo

-kasyonun korunabilir olduðu fikri elli yýl kadar önce li

-teratüre geçmiþ olsa da önleme yollarý olarak genellikle cerrahi tedavi prosedürleri ön plana çýkarýlmýþtýr (5). Günümüzde ise bu durumun erken taný ve koruyucu önlemler ile cerrahi tedavi olmaksýzýn takip edilebil

-mektedir . Erken taný yöntemleri içinde en geçerli ka

-bul edilen muayene yöntemlerinin yanýnda uygun ve doðru pozisyonda çekilen kalça grafisi oldukça fazla önem taþýr. Direkt radyografide ölçülen kalça migras

-yon oraný (Reimers indeksi ve Reimers yüzdesi) en önemsenen takip kriteridir (6,7).

Pediatrik hasta grubunda kas iskelet sistemi olduk

-ça kolay, pratik, ve zararsýz þekilde deðerlendirebilen yöntemlerden biri de yüksek rezolusyonlu ultrasonog

-rafidir. En dikkat çeken kullaným alaný kalça eklemidir. Kalçadaki patolojinin kompleks olmasýna karþýn ultra

-sonografinin (USG), direkt radyografiye göre daha ta

-nýmlayýcý olmasý nedeniyle, displazide kullanýlmaya baþ

-lanmasý ve standardizasyonun sað-lanmasýyla ciddi geli

-þimler elde edilmiþtir (8). Bu hastalýk grubundaki hasta

-larda erken dönemde altýn standard olarak kullanýlma

-sýnýn yanýnda pediatrik romotaloglar ve ortopedistler tarafýndan spesifik olmayan artralji ve sinovit tanýsýnda da sýklýkla kullanýlmaktadýr (9). Ultrasonografinin kolay uygulanabilmesi, sedasyon gerektirmemesi, sýk tekrarla

-nabilmesi, dinamik olarak da uygulanabilmesi sonucu daha etkili sonuçlar elde edilebilmesi ve radyasyona ma

-ruziyetin olmamasý avantajlarýdýr.

Çalýþmamýzýn amacý, SP rehabilitasyonu sürecinde kalça eklemi problemlerini deðerlendirilmek, klinik, radyografik, ve ultrasonografik deðerlendirmelerin bu alandaki önemini vurgulamak ve literatür ýþýðýnda tar

-týþmaktýr.

MATERYAL VE METOD

Çalýþmamýza Mart 2007 ile Temmuz 2007 tarihleri ara

-sýnda hastanemizde yatarak rehabilite edilmekte olan yaþlarý 2 ile 12 arasýnda deðiþen, 40 çeþitli klinik topog

-rafik tiplendirmede SP'li çocuk dahil edildi. Çalýþmaya dahil olma kriterleri, 2 ile 12 yaþ arasýnda olmasý, ciddi düzeyde kalça kontraktürü (kalça abduksiyon düzeyinin 40°'nin altýnda olmasý) bulunmamasý, kalça eklemlerine ait herhangi bir giriþim (Botulinum toksin, cerrahi gev

-þetme) uygulanmamýþ olmasý, geliþimsel kalça displazi

-si tanýsý konmuþ olmamasý ve kalça bölge-sinde geçiril

-miþ infeksiyon veya aseptik nekroz hikayesinin olma

-masý olarak tanýmlandý. Bu kriterlere uymayan ve çalýþ

-maya dahil olmayý kabul etmeyen hastalar çalýþma dýþý býrakýldý. Hastalarýmýzýn tüm yaþ, taný zamaný ve cinsi

-yet gibi demografik,ve topografik tiplendirme, pelvik obliklik, femoral anteversiyon ve tibial torsiyon varlýðý, W oturma süresi, alt ekstremite eklem hareket açýklýk

-larý ve özel testler, ambulasyon düzeyleri ve Kaba Mo

-tor Fonksiyon Seviyesi gibi klinik ve Reimers yüzdesi ile ultrasonografik ölçümler gibi radyolojik ölçümler kaydedildi. Hastalarýmýzýn demografik ve klinik özellik

-leri Tablo I'de gösterilmiþtir. Kalça deðerlendirilmesi amacýyla kuadriplejik, diplejik, diskinetik ve hipotonik tip olan hastalarýn her iki kalçasý deðerlendirmeye alý

-nýrken hemiplejik grubun etkilenen taraftaki kalçasý de

-ðerlendirmeye alýndý. Hastalarýn kalça anteroposterior

SEREBRAL PALSÝ VE KALÇA ULTRASONOGRAFÝSÝ, Ordu Gökkaya

Tablo-I

Hastalarýmýzýn demografik, klinik ve radyolojik özelliklerinin ortalama ve standard sapma deðerleri ile yüzdeleri (n:40)

Ortalama±standard sapma Yaþ (yýl) 6.17±2.7 (min:2.5, max:12) Taný zamaný (ay) 18.74±14.51 (min:2, max:60) Sað Reimers yüzdesi 23.53±12.9 (min:0, max:60) Sol Reimers yüzdesi 22.83±12.4 (min:2.6,

Sayý %

Cinsiyet Erkek 26 65

Kýz 14 35

Klinik tipi Kuadriplejik 23 57.5

Diplejik 12 30 Hemiplejik 2 5 Diskinetik 1 2.5 Hipotonik 1 2.5 Mix 1 2.5 KMFS Seviye II 8 20 Seviye III 21 52.5 Seviye IV 9 22.5 Seviye V 2 5 Ambulasyon düzeyi Tekerlekli iskemle 12 30

Cihaz ile ayakta 8 20 Cihaz ile ambule 18 45

(3)

direkt radyografileri ve yüksek rezolusyonlu ultraso

-nografileri çekildi. Çekilen direk radyografiler hasta su

-pin pozisyonda kalçadan nötral pozisyonda ve rotas

-yon/adduksiyona zorlamadan bacaklarý birbirine para

-lel þekilde çekildi. Çekilen radyografilerde Reimers in

-deksi ve pelvik obliklik ölçüldü. Lateral dislokasyon kalça migrasyon düzeyi Reimers Ýndeksi ve yüzdesi ile deðerlendirildi. Reimers yüzdesi % 20 ile 32 arasýnda olanlar riskli kalça olarak tanýmlanýrken % 33'ün üstün

-deki kalçalar disloke kalça olarak deðerlendirildi. Kalça migrasyon yüzdesi % 33'ün altýnda olan hastalar "loke" yerinde kalçalar olarak tanýmlandý (6,7). Reimers yüzde

-si düþük olan hastalar takibe alýnýrken yüksek olan has

-talar klinik ciddiyet düzeyine göre konusunda uzman bir ortopedist ile deðerlendirildi. Pelvik obliklik sað ve sol taraftaki pelvik kemiklerin en alt noktasýndan geçen çizgi ile ufuk çizgisi arasýndaki açý olarak kabul edildi. Ultrasonografik incelemeler Siemens cihazý ve 5 mHz lineer probu kullanýlarak yapýldý ve görüntüler sýrasýnda ölçümler yapýldý. Ölçüm metodu olarak Terjesen meto

-du kullanýldý (10). Hasta supin pozisyonda kalça ve diz

-ler ekstansiyonda nötral pozisyonda durur þekilde ya

-pýldý. Ölçümler lateral ve anterior olarak ya-pýldý. Öl

-çümlerde anterior kapsül uzaklýðý (AKU, PKU) ile an

-terior ve lateral asetabular kenar ile femur baþý uzaklýðý (AFU, LFU) ölçüldü. Ölçüm sýrasýnda görüntülenen anatomik yapýnýn görünümü þekil 1'de verilmiþtir. Rad

-yolojik deðerlendirmeler hasta kliniðinden habersiz olan ve kas iskelet sisteminin deðerlendirimi konusun

-da tecrübeli bir radyolog tarafýn-dan yapýldý. Çalýþma öncesi hastanemiz Eðitim Planlama Koordinasyon Ku

-rulu'nda ve deðerlendirme öncesi hastadan sorumlu ebeveyninden izin alýndý.

Elde edilen verilerin istatistiksel olarak deðerlendi

-rilmesi için SPSS 11.0 kullanýldý. Demografik datalarýn tespiti için frekans testleri, kategorik deðiþkenlerin bir

-biri ile iliþkisini açýklayabilmek için ki-kare testi, sürekli deðiþkenlere sahip iki grup arasýndaki farklýlýlarýn araþ

-týrýlmasý için Independent Student t-testi, üç grup ara

-sýndaki farklýlýklarýn araþtýrýlmasý için Analysis of Vari

-ance ve farklýlýðýn hangi gruptan kaynaklandýðýný bula

-bilmek için postHoc Tukey testi uygulandý. Non para

-metrik deðiþkenlerin birbirleriyle ve para-metrik deðiþ

-kenler ile iliþkisini belirlemek amacýyla Spearman, para

-metrik deðiþkenlerin birbiriyle iliþkisini belirlemek ama

-cýyla Pearson korelasyon testi ve kalça migrasyon yüz

-desi ile iliþkili faktörlerin incelenebilmesi için lineer reg

-resyon testi backward modeli kullanýlarak uygulandý. Ýs

-tatistiksel anlamlýlýk için p<0.05 kabul edildi.

BULGULAR

Çalýþma grubumuzu oluþturan hastalarýmýzýn yaþ orta

-lamasý 6,13±2,6 (min: 2,5 ve max:12) yýldý. Klinik to

-pografik tiplendirmede 40 hastanýn 23 (%57.5)'ü kuad

-riplejikken, 12 (%30)'si diplejikti. Hemipleji formdan 2 (%5) hasta, diskinetik, hipotonik ve mix formlardan 1(%2.5)'er hasta mevcuttu. Hastalarýn 20 (% 50)'si ci

-hazla veya cihazsýz ambule iken, ambule olmayan 20 (%50) hastanýn 9'unde femoral anteversiyon, 6'sýnda ti

-bial torsiyon ve 4'ünde pelvik obliklik mevcuttu. Am

-bule olan grup ile olmayan grup arasýnda alt ekstremi

-te patolojilerinin tüme yakýnýn mevcudiyeti açýsýndan belirgin farklýlýk gözlendi ancak bu farklýlýk sadece fe

-moral anteversiyon açýsndan istatistiksel olarak anlam

-lýydý (p=0.033). Çalýþmaya dahil edilen 40 hastanýn top

-lam 78 kalçasý (hemiplejik hastalarýn tek kalçasýnýn da

-hil edilmesi nedeniyle) incelemeye alýndý. Hastalarýn Reimers yüzdesi sað kalça için % 23.5, sol kalça için % 22.8 olarak tespit edildi. Reimers yüzdelerinin kategorik olarak deðerlendirilmesine göre ise 78 kalçanýn 20 (%25.6)'si disloke kalça olarak, 27 (%34.6)'si riskli kal

-ça olarak tespit edildi. Kuadriplejik grupta 10 (%12.82) diplejik grupta sekiz (%10.25) kalça disloke kalça ola

-rak deðerlendirildi. Riskli kalça ve disloke kalçalarýn tü

-me yakýný kuadriplejik ve diplejik hastalardan oluþuyor

-du. Bu farklýlýk istatistiksel olarak anlamlýydý (p<0.001). Hastalarýn topografik tiplendirilmesine göre Reimers yüzdeleri de en yüksek grup gene kuadriplejik ve diple

-jiklerdi. Özellikle ambule diplejikler tüm hastalara göre en yüksek deðerlere sahipti. Kuadriplejik ve diplejik tu

-tulumda her iki kalçanýn disloke kalça olabileceði yö

-nünde bir bulguya rastlanmadý. Disloke kalça tanýmla

-masý yapýlan 7 kuadriplejik hastanýn sadece 3'ünde bila -A.Þematik görünüm B.Ultrasonografik görünüm

Þekil 1. Kalçanýn ultrasonografik deðerlendirimi sýrasýndaki görünümü

AKU: Anterior kapsül uzaklýðý, AFU: Anterior asetabular kenar ile femur baþý uzaklýðý, LFU: Lateral asetabular kenar ile femur baþý uzaklýðý

(4)

43

SEREBRAL PALSÝ VE KALÇA ULTRASONOGRAFÝSÝ, Ordu Gökkaya

TARTIÞMA

SP'de taný konduðu anda takibine baþlanmasý zorunlu musculoskeletal problemlerden biri kalça subluksasyo

-nu/dislokasyonudur. Bu problem genellikle SP ile ilgi

-lenen hekimlerin haberdar olduðu bir durumdur. Taný

-nýn konduðu dönemde gözlenmeyebilirken zorlu hasta

-lýk süreci sýrasýnda gözlenebildiði için taný ve tedavi sü

-resi boyunca sýký takibe alýnýrsa farkedilebilir. Terjer

-sen'in yaptýðý bir çalýþmasýnda sadece kuadriplejik ve diplejik çoçuklardan oluþan serebral palsili hastalarý yaklaþýk beþ yýl kadar takip etmiþ, ilk radyografik deðer

-lendirmede migrasyon yüzdesinin % 25 olduðunu en son deðerlendirmede bu oranýn % 51'e yükseldiðini bulmuþtur. Prospektif ve kesitsel bir çalýþma olan çalýþ

-mamýzda, dahil olan hastalarýmýzýn migrasyon yüzdele

-ri Terjesen'in çalýþmasýndaki deðerler ile benzeþiyordu. Bunun da çalýþmalarýmýzýn benzer yaþ grubu benzer to

-pografik tiplendirmeye sahip hastalardan oluþtuðu için olduðunu düþündük (7).

Geliþimsel kalça displazisinden (GKD) biraz farklý olsa da serebral palsideki kalça dislokasyonunun etyolo

-jisi multifaktöryeldir. Kalçanýn adduktor ve internal ro

-tator kaslarýnýn ve hamstring kaslarýnýn aþýrý spastik ak

-tivitesi, artmýþ femoral anteversiyon, yürüme sýrasýnda ortaya çýkan agonist antagonist kas imbalansý ve spasti

-sitesi, olayýn ortaya çýkýþýndan ve geliþiminden sorumlu olabildiði gibi özellikle beþ yaþýna kadar asetabular ve kalça geliþiminin stabilitesinin saðlanmýþ olmasý gerek

-lidir (11). Ayrýca özellikle femurun lateral yer deðiþtir

-mesi sonrasý asetabular problemlerin görüldüðü aslýnda astabuluma ait patoloji olmadýðý bilinmektedir (12).

Hastalarýmýzýn klinik bulgularý ile Reimers yüzdesi arasýndaki iliþkiyi incelediðimizde femoral anteversiyon, tibial torsiyon, popliteal açý ve silverskiöld testi ile iliþ

-kisine rastlanmadý. Bu sonuç klinik izlemden çok rad

-yolojik takibi öneren Hääglund'da Terjesen gibi özellkle teral tutulum mevcuttu bu durum diplejik hastalar için

-de geçerliydi. Reimers yüz-desine göre -deðerlendirildi

-ðinde kuadriplejik grupta yedi hastanýn 10 kalçasý dislo

-ke olarak deðerlendirilir-ken diplejik grupta beþ hastanýn 7 kalçasý disloke kalça olarak deðerlendirildi.

Geliþim basamaklarý düzeyine göre deðerlendirildi

-ðinde disloke kalça olarak kabul edilen hastalarýn % 12.5'u ambule iken normal kalça deðerlendirmesine sa

-hip çocuklarýn % 37.5'u ambuleydi ve ancak bu fark is

-tatistiksel olarak anlamlý deðildir (p=0.28). Hastalarýn ambulasyon seviyeleri ile riskli/disloke kalça olmasý arasýnda bir iliþkiye rastlanmadý. Ancak Kaba Motor Fonksiyon Seviyesi ile riskli/disloke kalça arasýnda iliþ

-ki mevcuttu. Seviyesi düþük olan hastalarýn normal kal

-ça yüzdesinin daha fazla olduðunu yüksek seviyedeki hastalarýnsa daha yüksek oranda disloke veya riskli kal

-çaya sahip olduðunu tespit ettik (p<0.001). Bunun ya

-nýnda W tipi oturma süreleri ile de riskli/disloke kalça, femoral anteversiyon, tibial torsiyon mevcudiyeti iliþki

-sine rastlanmadý

Kalça USG'si ile ölçülen lateral kapsül uzaklýðý (LKU) ile disloke olan ve olmayan kalçalar açýsýndan fark bulunmazken anterior ve lateral femur baþý uzaklý

-ðý (AFU, LFU) açýsýndan istatistiksel olarak oldukça an

-lamlý iliþkili bulundu (sýrasýyla r:0.547, r: 0.736 ve p=0.001, p=0.001). Sað Reimers yüzdesi ile iliþkili fak

-törlerin (yaþ, tip, AFU, LFU, KMFS) linear regresyon backward modeli ile incelenmesi sonucunda LFU pa

-rametresi ile iliþkili bulundu (R²:0.578, p=0.000). Sol Reimers yüzdesi ile iliþkili faktörlerin (yaþ, tip, AFU, LFU, KMFS) linear regresyon backward modeli ile in

-celenmesi sonucunda AFU ve LFU parametreleri iliþ

-kili bulundu (R²:0.597, p=0.000). Direkt radyografik ve ultrasonografik ölçümler Tablo II'de özetlenmiþtir.

Tablo-II

Hastalarýmýzýn normal, riskli ve dislike kalça gruplarýna ait Reimers yüzdesi ve ultrasonografik ölçümlerinin ortalama (Ort) ve standard sapma (SD) þeklindeki deðerleri (n:40)

Normal kalça Riskli kalça Disloke kalça

Ort±SD Ort±SD Ort±SD

Sað

Reimers yüzdesi 12.63±4.9 22.13±5.4 33.73±15.2*

Lateral femur baþý uzaklýðý 2.78±0.6 3.08±0.9 3.41±0.9*

Anterior femur baþý uzaklýðý 2.17±0.9 3.02±2.72 8.84±6.1*

Anterior kapsül geniþliði 2.8±1.11 3.12±1.08 3.9±0.7*

Sol

Reimers yüzdesi 13.15±3.4 18.52±6.8 34.66±12.5*

Lateral femur baþý uzaklýðý 2.9±0.4 3.03±0.9 3.413±0.9*

Anterior femur baþý uzaklýðý 2.18±1 2.62±2.4 7.98±6.48*

Anterior kapsül geniþliði 3.02±1 3.28±1.15 3.99±0.6*

(5)

radyolojik takiplerin önemli olduðunu takiplerde ölçü

-len pasif eklem hareket açýklýklarýnýn dahi radyoloji ka

-dar hassas olmadýðýný tanýmlamýþtýr (13).

Kalça problemleri, hastanýn yaþý, klinik topografik tipi ve kaba motor fonksiyon seviyesi ile oldukça yakýn iliþkilidir (2, 3, 11, 14). Bizim çalýþmamýzda da yapýlan lineer regresyon analizinde hastalarýmýzýn yaþýnýn ve kli

-nik topografik tiplendirmesinin önemli olduðunu bul

-duk. Bu sonuç da Presedo ve Hääglund'un çalýþmalarý ile uyum göstermekteydi. Özellikle diplejik ve kuadrip

-lejik tipteki ambule cocuklarda takiplerde dikkatli olun

-malý eðer migrasyon yüzdesinde bir artýþ gözlenirse mutlaka yýlda bir olan takibin daha sýk aralýklarla yapýl

-masý önerilmekteydi. Bizim de diplejik hastalarýmýzýn migrasyon yüzdeleri diðer gruplara göre yükseklik gös

-termekteydi ve onlarý kuadriplejikler izlemekteydi (2,3). Kaba Motor Fonksiyon Seviyesi ile kalça dislokas

-yonu iliþkisinin araþtýrdýðýmýzda seviyesi düþük olan hastalarýn daha yüksek oranlarda normal kalçalara sa

-hip olduðunu ve yüksek seviyedeki hastalarýn daha yük

-sek oranda disloke veya riskli kalçaya sahip olduðunu tespit ettik. Bu sonucumuz Soo ve arkadaþlarýnýn çalýþ

-masý ile uyum göstermekteydi (15). Hääglünd, Ýsveç'te serebral palsili çocuklar için 1994'te baþlatýlan saðlýk programramýnda klinik ve topografik tiplendirmeye gö

-re radyolojik muayene yapýlýrken 2007'te geliþtirilen programýnda Kaba Motor Fonksiyon Sýnýflama Sistemi Seviye'lerine göre radyolojik muyene yapýlmaktadýr

(Tablo 3 ve 4). Bu takip sürecinde hastalarýn Kaba Mo

-tor Fonksiyon Seviyesi arttýkça takip sýklýðý artmaktadýr (13).

Çalýþmamýzda kullandýðýmýz Terjesen yöntemi esas olarak GKD'de kullanýlan yöntemlerden biri olmasýnýn yanýnda ileri yaþ grubu GKD'lerde kullanýlan bir yön

-temdir. GKD'de kabul görmüþ yöntemlerin baþýnda ge

-len Graf yönteminden bazý farklýlýklar gösterir. Graf yöntemi özellikle standard plan elde etme üzerine daya

-lý bir yöntemdir ve femur baþýnýn kemikleþme süreciyle beraber özellikle gerekli olan ilium alt ucunun görülme

-sinin zorlaþmasýyla kullanýþlý olmayabilir (16). Terjesen methodu femur baþý kýlýfýnýn deðerlendirimi için ossifi

-ye femur baþýnýn lateral tanjantý ile asetabulumun ke

-miksi lateral kenarý arasýndaki uzaklýðý ölçerek özellikle lateral kapsül uzaklýðý olarak tanýmlanan bir deðerlen

-dirme methodu geliþtirmiþtir. Bu method özellikle 2-12 yaþ arasý grupta kullanýlabilmekte ve bu sebeple Graf methodundan ayrýlmaktadýr (10). Çalýþmamýzda kullan

-dýðýmýz Terjesen methodunun Reimers yüzdesi ile iliþ

-kisini incelediðimizde bulduðumuz ultrasonografik de

-ðerler bu çalýþma ile benzer özellikler göstermekteydi. Özellikle latrak kapsül uzaklýðý deðerleri Reimers yüz

-desi ile yakýn iliþkiliydi. Bu da Reimers'in radyografik olarak tanýmladýðý femur baþý - asetabulum iliþkisini ol

-dukça iyi tanýmlayan ultrasonografik bir yöntem oldu

-ðunu düþünmekteyiz. Ancak özellikle Türk çocuklarý ile yapýlmýþ geçerlilik güvenirlik çalýþmalarý sonrasý da

-ha net ifadeler kullanabileceksek de bu yöntemin sereb

-ral palsili çoçuklarýn takibinde yeni, kolay uygulanabilir ve zararsýz bir yöntem olacaðý için dikkate deðer olarak nitelendirmekteyiz.

Bu tanýmýn ardýndan varlýðýnda ya da yokluðunda takiplere önem verilmeli ve gerekli aralýklarla muayene ve grafilerle takip yapýlmalýdýr. Bu takipler sýrasýnda radyasyona maruziyetin azlýðý, yapýlýþ kolaylýðý, tekrarla

-nabilmesinin sakýnca yaratmamasý, pratikliði ve ucuz oluþu gibi avantajlarý sebebiyle yüksek rezolusyonlu ul

-trasonografi tetkikinin takiplerde yeralmasý önemlidir düþüncesindeyiz.

Tablo-III

Tablo 3. Radyolojik tarama ve koruma programý 1994-2006 (13) Spastik hemipleji SP 4 yaþýnda radyografik muayene*

Ataksik SP

Spastik diplejik SP Tanýda mutlaka ragyografik muayene ardýndan 8 yaþýna kadar en azýndan yýlda bir ve ardýndan hastaya baðlý olarak deðiþebilir.

Spastik kuadriplejik SP Diskinetik SP

Sýnýflandýrýlamayan SP

* Eðer migrasyon yüzdesi % 33’ten fazlaysa ya da takiplerde kalça abduksiyonu progresif olarak azalýyorsa daha sýký takip edilmelidir.

Tablo-IV

Radyolojik tarama ve koruma programý 2007 (13) GMFCS I Radyografik muayeneye gerek yok GMFCS II 2. ve 6. yaþta radyografik muayene* GMFCS III-V Tanýda mutlaka ragyografik muayene

ardýndan 8 yaþýna kadar en azýndan yýlda bir ve ardýndan hastaya baðlý olarak deðiþebilir.

Saf ataksik SP Radyografik muayeneye gerek yok

* Eðer migrasyon yüzdesi % 33’ten fazlaysa ya da takiplerde kalça abduksiyonu progresif olarak azalýyorsa daha sýký takip edilmelidir.

(6)

REFERANSLAR

1. Rosenbaum P, Paneth N, Leviton A, Goldstein M, Bax M, Damiano D, Dan B, Jacobsson B. A report: the defi-nition an dclassification of cerebral palsy April 2006. Dev Med Child Neurol 2007;49:8-14.

2. Hägglund G et al. Prevention of dislocation of the hip in children with CP. J Bone Joint Surg [Br] 2005;87:95-101.

3. Presedo A, Oh CW, Dabney KW, Miller F. Soft tissue re-leases to treat spastic hip subluxation in children with ce-rebral palsy. J Bone Joint Surg; 2007;87:832-41. 4. Letts M, Shapiro L, Mulder K, Klassen O. The

wind-blown hip syndrome in total body cerebral palsy. J Pedi-atr Orthop 1984;4:55-62.

5. Tachdjian MO, Minear WL. Hip dislocation in cerebral palsy. J Bone Joint Surg (Am) 1956;38:1358-64. 6. Reimers J. The stability of the hip in children. A

radiolo-gical study of the results of muscle surgery in cerebral palsy. Acta Orthop Scand Suppl. 1980;184:1-100. 7. Terjesen T. Development of the hip joints in unoperated

children with cerebral palsy: a radiographic study of 76 patients. Acta Orthop 2006;77:125-31.

8. Graf R. The use of ultrasonography in developmental dysplasia of the hip. Acta Orthop Traumatol Turc 2007;41:6-13.

9. Kallio P, Ryöppy S, Jäppinen S, Siponmaa AK, Jääskeläinen J, Kunnamo I. Ultrasonography in hip dise-ase in children. Acta Orthop Scand 56:367-71.

10. Tegander A, Terjesen T. Reliability of ultrasonography in the follow-up of dysplasia in children above two years of age. Acta Radiologica 1999;40:619-24.

11. Hääglund G, Andersson S, Düppe H, Lauge Pedertsen, Nordmark E, Westborn L. Prevention of severe contrac-tures might replace multilevel surgery in cerebral palsy: results of a population based health care programme and new techniques to reduce spasticity. J Pediatric Orthop B 2005;14:269-273.

12. Farj S, Atherton WG, Stot NS. Inter and intra measures error in the measurement of Reimer's hip percentage J Bone Joint Surg 2004;86:37-47.

13. Hääglund G, Lauge-Pedersen H, Wagner P. Characteris-tics of children with hip displacement in cerebral palsy. BMC Musculoskelet Disord 2007;8:101.

14. Parrott J, Boyd RN, Dobson F, Lancaster A, Love S, Oa-tes J, Wolfe R, Nattrass GR, Graham K. Hip displace-ment in spastic cerebral palsy: repeatability of radiologic measurement J Pediatric Orthop 2002;22:660-667. 15. Soo B, Howard JJ, Boyd RN, Reid SM, Lanigan A,

Wol-fe R, Reddihough D. Hip displacement in CP. J Bone Surg 2006;88:121-9.

16. Ömeroðlu H, Kaya A, Güçlü B. Geliþimsel kalça displa-zisinin radyolojik taný ve izleminde kanýta dayalý yeni gö-rüþler Acta Orthop Traumatol Turc 2007;41:14-18.

Referanslar

Benzer Belgeler

GKD ANATOMİ Articulatio coxae Sferoid Eklem Hareketli Acetabulum Kranial kenar Dorsal kenar Kaudal kenar Eklem kapsülü Zona orbicularis... STANDART VD GERGİN BACAK

 Kalça protezi veya Kollum ve kaput femorisin eksizyon artroplastisi en hızlı ve fonksiyonel yaşama dönmek için olası yöntem olarak görülmektedir. Collum ve Caput

 Eller ensede, bacaklar fikse, hasta gövdeye fleksiyon ve rotasyon yaptırarak bir dirseğini karşı dize değdirmeye çalışır..

Bu iki eksenin kesişmesinden femur baş ve boynun anatomik ekseni ile femur şaftının anatomik ekseni arasında açıklığı mediale bakan FEMORAL İNKLİNASYON AÇISI oluşur..

gluteus maximus, piriformis, deep external rotator muscles..  Nordin M, Frankel VH.: Basic biomechanics of

• Dört barlı kalça eklemleri internal-eksternal stoplu ve fleksör yaylı kalça ekleminde fleksiyon-ekstansiyon, abduksiyon-adduksiyon ve rotasyon ayar opsiyonu vardır •

Ülkemiz koşullarında bunun maliyeti düşünül- düğünde, en azından riskli yenidoğanların ve pozitif fizik bakı bulgusu bulunan bebeklerin kalça eklemleri

Trokanter majör, femur başı, kıkırdak taban (asetabular , kemik çatı üzeri), kıkırdak tavan (asetabular köşe ile labrum arasında) ve Y kıkırdağı US