• Sonuç bulunamadı

Atatürk haftası bugün başlıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk haftası bugün başlıyor"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

í)

w

m

w # ç^isPi

m

d P M l

'5 é \ ï « î ^ IÁl t wI! ^ W ë f f lé m

(2)

2

Milliyet

10 KASIM 1983

7

G Ü N

7

Y A Z A R

Orhan

Duru

SOZ ÇİZGİNİN

Turhan Selçuk

I M İ K

I I

| | |

İ |

MACHIAVELLİ'DEN

N

İCCOLO Machiavelli, XV. yüzyılın sonlarıyla XVI. yüzyı­ lın başlarında Floransa’da yaşadı. Floransa Cumhu- rlyeti’n d e ö n e n ll görevler aldı. Rönesans çağının karı­ şık İtalya’sında siyaset yaptı, olaylara karıştı. Hapsedildi, İş­ kence gördü.Sonra köşesine çekilerek kitaplar yazdı. Öne sür­ düğü özgün görüşler çağlar boyunca tartışıldı. Çoğu kez eleş­ tirildi, kuşkulu biçimde ele alındı. Belki de haksızlık yapıldı ona. En ünlü kitabı İktidar sorununu İncelediği "Prens"dlr.

Burada Machiavelli’nln bizde az bilinen “ Dlscorsi” adlı ki­ tabından bazı alıntılar yapacağız:

... Söylediğim gibi, özgür ve yeni kurulmuş bir hükümet ken­ dine dost değil, düşman topluluklarla karşılaşır.

... Kitleleri yönetmeye kalkanlar, yeni düzene düşman olan­ lara karşı kendilerini güven altına almazlarsa, kurdukları yö­ netim kısa sürer. Gerçekten görüyorum ki kendi yönetimlerini güven altına almak için normal olmayan yöntemler izleyenler mutsuzlukla karşılaşıyor, düşmanları az olanlar İse kolayca ve fazla gürültü çıkarmadan kendilerini güven altına alabiliyor. Ama halkı düşman sayanlar güvensiz kalıyor, sertlikleri arttıkça rejimleri zayıflıyor. Bu gibi durumlarda, halkı kendine dost yap­ maktan başka çare yok.

... Toplum olaylarını yakından izleyenler görürler kİ, bir ra­ hatsızlığı giderirken başkasının ortaya çıkmasını önlemek mümkün değildir.

... Önemli bir tartışma da şudur: Acaba hali vakti yerinde olan­ larla dargellrlilerden hangisi daha hırslıdır? Bu iki topluluğun istemleri kolayca karışıklıklara yol açabilir.Gerçekte bu karı­ şıklıkların çoğunun gerisinde varlıklılar bulunur. Sahip ol­ duklarını yitirmek korkusu, onlarda daha çok kazanmak iste- yenlerdekine eşit bir hırs yaratır. Çünkü insanlar sahip olduk­ larını koruyabilmek İçin başkalarınınsırtındandahafazlakazan- mak gerektiğini düşünürler.Bununla beraber varlıklı olanlar bir topluma kısa sürede daha etkili ve hızlı değişiklikler getirebi­ lir.

...Daha dikkatli olacakları için özgürlükleri korumak göre­ vi halka bırakılmalıdır. İktidarı kötüye kullanmayacakları için, başkalarının kötüye kullanmasına engel olurlar.

... Halk cahil olabilir, ancak güvendiği biri çıkıp gerçekleri önüne sererse derhal anlar ve her şeyi kavrar.

... Yozlaşmış bir topluluk özgürlüğünü ancak güçlükle ko­ ruyabilir.

... Bir cumhuriyetin, insanların İyi olduğu ilk dönemlerin­ de yapılmış yasalar, insanlar kötüleştiğinde bir işe yaramaz.

... iyi düzenli cumhuriyetler kamu hâzinesini olabildiğin­ ce zengin, vatandaşları ise yoksul tutmalı...

...Halkın çok fazla özgürlük, soyluların çok fazla yetki is­ temesi tiranlığı doğurur.

... insanlar genel konularda yanılırlar, ama özel konularda hiç yanılmazlar...

... Bir kötü adamm atanmasını önlemek için ya ondan çok daha kötüsünün, ya âa çok soylu ve iyi bir insanın öne sürül­

mesi gerekir.

... Halk çoğunlukla çıkarı olduğunu sanıp kendi yıkımını ha­ zırlar, kolayca vaatlere ve umutlara kapılır.

m m m rn m m m & sm M m m m m m m m â m m m m sm m

KARISI...VE METRESİ!

|:;§

İ l

İli

ğ)ğ)

10 Kasım'larda Atatürk'ü anmanın yanında, yaptıklarını inceleme unsuru

{

j

LJ ağırlık kazanmaya başladı. Bu, Atatürk'e duyguyla yaklaşmanın yanında

akılla da yaklaşmanın işareti. Böylece, Atatürk'ü sevmenin yanında

anlamanın da önemi artmış oldu

A T A T Ü R K 'Ü N BÜYÜK ZAFERİ

V E DEVRİM LER!

s İ

Zeynep Erzurumlu

ile

Mehmet Ölmez

Evlendiler.

9.11.1983 - Kadıköy

1

•fl A B A ’li yıllarda, 10 Kasım | | n y günleri daha çok bir yas günü olarak dü­ zenlenirdi. Zamanla, 10 Kasımlarda yas unsuru bir miktar hafifledi, Ata­ türk’ü, yaptıklarını anmak, incele­ mek unsuru eskisine göre daha bir ağırlık kazanmaya başladı. Bu, Ata­ türk’e duyguyla yaklaşmanın yanın­ da akılla da yaklaşmanın bir işare­ tiydi. Böylece, Atatürk’ü sevmenin yanında anlamanın da önemi artmış oldu. Bu 10 Kasım yazımızda Ata­ türk’ü ve dönemini incelerken göze çarpan ve önemli olduğunu sandığım bazı hususlara değinmek istiyorum.

MİSAK-I MİLLÎ

ŞARTLARINI ELDE

ETMEK İÇİN

1922 yılında Misak-t Millî şartla­ rını elde etmek için iki şey yapmak gerekiyordu. Biri, Sakarya'da eksik kalan zaferi tamamlamak ve Yunan ordusunu Anadolu’dan sürüp çıkar­ maktı. Clausewitz diyor ki: “ Savaş, hasmı irademize boyun eğmeye zor­ lama amacını güden bir şiddet eyle­ midir... Bu amaca tam ulaşmak için de düşmanın silahsızlandırılması ge- rikir...” (Bilindiği üzere, Clausewitz savaş üzerine klasik bir eserin sahi­ bidir.) Yunan ordusunun bir bölü­ mü Anadolu’da, bir bölümü

Trak-Doç. Dr. SİNA AKŞÎN

1959'da İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Fulbrlght bursuyla ABD’ye gitti, Tufts Üniversitesi’ne bağlı Fléc­ her School of La w and Diplomacy’den iki yüksek lisans diplo­ ması aldı. 1961-67 yıllarında Robert Kolej Yüksek Okulu’nda Uy­ garlık tarihi alanında öğretim görevlisi olarak çalıştı. İstanbul Edebiyat Fakültesi'nde tarih doktorası yaptı (1968). 1969‘dan beri Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde görev yapmak­ tadır. 1975'te doçent oldu.

ya’daydı. Yunanlılar bir türlü barı­ şa ulaşamamanın sinir bozukluğu içinde ve TBMM hükümetini banşa zorlamak üzere, İstanbul’u işgal et­ mek için itilâf devletleri nezdinde si­ yasal girişimde bulundular (29 Tem­ muz 1922). Gerçi müttefikler bu is­ teği reddettiler (31 Temmuz), fakat İngiliz Başbakanı Lloyd George, 4 Ağustos 1922 günü Avam Kamara­ s ın d a verdiği söylevde bu isteğear- ka çıktı. Clausewitz’in koymuş oldu­ ğu silahsızlandırma hedefine ulaşa­ bilmek için yalnız Anadolu’daki Yu­ nan kuvvetlerini yenmek yetmiyor­ du. Rumeli’deki kuvvetleri de yenil­ giye uğratmak gerekiyordu. Oysa

Boğazlara itilâf devletleri egemen ol­ duktan için, Rumeli’deki Yunan kuvvetlerine ulaşabilmek, itilâf dev­ letleriyle, en azından İngiltere ile sa­ vaşı göze almaya bağlıydı. Nitekim, İzmir’in kurtuluşundan sonra çıkan Çanakkale bunalımı bunun böyle ol­ duğunu göstermiştir. Demek ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükü­ metinin Anadolu’daki Yunan ordu­ suna karşı kazanacağı zafer ne den­ li büyük olursa olsun, Clausewitz’- in “ düşmanı silahsızlandırma’’ he­ define tamamen ulaşılmış olmaya­ caktı. Bunun içindir ki, hiç değilse Anadolu Yunan ordusunu imha ede­ cek bir zafer kazanmak gerekiyordu. İşte Atatürk, Büyük Taarruzu plan­ larken bunları düşünmüştü - apan­ sız baskın tarzında başlayan bir ta­ arruz ve imha harekâtı-, Dumlu- pınar M eydan M uharebesi ve ardınd an ya p ıla n takip hare­ kâtı bunu g erçek leştird i. B ü­ yük Zafer’in parlaklığına rağmen, itilâf devletlerinin sonraki aylarda zaman zaman TBMM hükümetine karşı Trakya’daki Yunan ordusunu - inandıncı olmasa da - bir koz ola­ rak öne sürebilmiş olmaları, Ana­ dolu’daki zaferin kesin olması zaru­ retinin ayrıca delilidir. Böyle bir ke­ sin zafer için, tabiî, sabırla büyük ha­ zırlıkların yapılması gerekiyordu. (Halbuki, bilindiği üzere, TBMM dahil, birçok çevreler Sakarya’dan sonraki hareketsizlik döneminin uza­ ması karşısında sabırsızlık göstermiş­ lerdir). Misak-ı Millî’yi esas alan Lo­ zan Barış Antlaşması’nın anahtarla­ rından biri olan Mudanya Mütare­ kesi, Büyük Zafer sayesinde elde edildi.

İKİNCİ ANAHTAR

Anuhtarlardan biri dedim, çün­ kü Lozan barışının ikinci bir anah­ tarı vardır ki, o da saltanatın ilgası­ dır. Bilindiği üzere, Mudanya Mü- tarekesi’nden sonra itilâf devletleri barış konferansı için iki davetiye çı­ kardılar. Biri İstanbul’daki padişah hükümetine, öbürü Ankara'daki TBMM hükümetine yönelikti. Bu ikili, Yusuf Kemal'in (Tengirşenk) büyük isabetle teşhis ettiği üzere, si­ yasal temas ve pazarlıklarda Türki­ ye için, zaaf, itilfifçılar için güç kay­ nağı teşkil ediyor, karşı tarafta Misak-ı Miilî’den daha düşük şart­ larla barış yapılabileceği umutları­ nı ayakta tutuyordu. Saray cephesi ile demokratik- ulusçu hareket ara­ sında, 21 Aralık 1918’de Mebusan Meclisi’nin dağıtılmasından itibaren zaman zaman şiddetli bir iç savaş

bo-MADEN DİREĞİ

NAKLETTİRİLECEKTİR

EREĞLİ KÖMÜRLERİ İŞLETMESİ

MÜESSESESİ M ÜDÜRLÜĞÜM DEN

Müessesemizin ihtiyacını teminen Akseki (1106 m3), Bolu (2500 m 3), Çamlıdere (1500 m3), Eskişehir (278 m3), Karaman (400 m3), Dörtyol (64 m 3), Orhane­ li (1100 m3), Nazilli (3100 m 3), orman işletmelerinden satın aldığı ve alacağı maden direklerinin bulundukları orman işletmeleri depolarından alınarak Zonguldak’a nakil ve aynen teslimi işi ile ilgili eksiltme için,

En son teklif verme günü 22 Kasım 1983 Salı gü­ nü saat 14.00’e kadardır.

Bu işlere ait şartname,

Zonguldak’ta, müessesemizin Direk İşleri Şube Mü- dürlüğü’nden,

İstanbul Satınalma Müdürlüğü’nden,

Adana, Antalya, Balıkesir, Bolu, Muğla E,K.İ. Direk Bürolarından temin edilebilir.

Müessesemiz Artırma ve Eksiltme Kanunu’na tâbi olmayıp ihaleyi dilediğine yapıo yapmamakta

serbest-tir‘ (Basın: 27303)

Sami

Kohen

yutuna ulaşan bir kutuplaşma ve cepheleşme ilişkisi vardı. 1921’de Londra Konferansı sırasında Saray cephesi demokratik-ulusçu hareketin çizgisine girer gibi olduysa da, Sakar­ ya Zaferi’ne rağmen, bağımsızlığını korumak ve TBMM hükümetini ta­ nımamak yönünde kararlı bir tutum içine girdi. Atatürk Cumhuriyet’e yani en demokratik rejime bağlı ol­ masaydı da, belki sırf Lozan’da Türkiye iyi bir sonuç elde edebilmek bakımından saltanatın ilgası gerekir­ di. Demek ki, Lozan’daki başarının ikinci anahtarı saray cephesine kar­ şı kesin bir sonuç elde edilmesiydi.

Burada şu noktayı da vurgula­ makta yarar vardır. Yunan ordusu­ nu bozguna uğratmadan saltanat herhalde ilga edilemezdi. 26Ağustos öncesi şartlarında Atatürk ve arka­ daşlarının TBMM’deki gücü böyle bir karar çıkartmaya yetmezdi dene­ bilir. Oysa Dumlupınar galibi ve İz­ mir’in kurtarıcısı için saltanatı kal­ dırma kararını aldırmak çok da zor olmamıştır. Mustafa Kemal, Mudan­ ya’dan sonra Barış Konferansı’na her iki Türk hükümeti çağrılmadan hayli önce ve Türk ordusu İzmir’e girdikten hemen sonra, saltanatın il­ gası işine girişti. 13 Eylül 1922 günü çıkardığı ve “ Asil Türk MUletP’bi- tabesiye başlayan beyannamede şöy­ le diyordu:

“ Eğer Yunan Kralı da bugün esirler meydanında bulunmuyorsa, bu, tacdarların şiarı esasen yalnız milletlerinin saflarına iştirak etmek olduğundan ve muharebe meydanla­ rının felâketli günlerinde onların sa­ raylarından başka bir şey düşünme­ mek tabiatlanndandır... Bu zafer münhasıran senin eserindir. Çünkü İzmir'imizi ihtirasat-ı siyasiye netice­ sinde âdeta memnunen düşmana tes­ lim eden heyetlerle milletin hiçbir münesebeti yok idi. Bursa’mızı isti­ lâ eden Yunan kuvvetleri ise ancak imparatorluğun askerî teşkilâtıyle tevhidi amâl ve tevhidi harekât ede­ rek muvaffak olmuşlardır. Vatanın halâsı, milletin rey ve iradesi kendi mukadderatı üzerinde bilâkaydüşart hâkim olduğu zaman başlamış ve an­ cak milletin vicdanından doğan or­ dularla müsbet ve kati neticelere er­ miştir."

SONUÇ

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Kur­ tuluş Savaşı’mızın zorluğu, Yunanlı­ larla olduğu kadar, saray cephesine karşı da keskin bir iç mücadele yü­ rütme zorluğundan ileri geliyordu. Başka bir deyişle, zorluk, iki cephe­ de birden savaşmanın zorluğu idi.

D IŞ P O L İT İK A D A D A

K O L A Y G E L S İN !

2A ZAL hükümetinin dış politikası nasıl olacak?

Seçimlerden sonra yabancı diplomatların ve gazeteci­ lerin merak ettiği başlıca konulardan biri de bu. Anavatan Partisi’nin programında ve Özal’ın seçim konuş­ malarında dış politikaya ayrılan çok kısa ve genel ifadeler, ne yazık kİ, bu soruyu çeşitli yönleri ile açık bir şekilde yanıtla­ ma olanağını vermiyor.

Genel hatları ile ö z a l’ın dış politika kavramının, şimdiye kadar izlenen politikadan pek farklı olmadığı söylenebilir. Ge­ çen cumartesi günkü bir yazımızda belirttiğimiz gibi, tem el­ de aynı olan bu politikanın belki tek farklı tarafı, yaklaşımda ve üslûpta olabilir.

ö zal’ın Dışişleri Bakanlığı’na atayacağı kişi kim olursa ol­ sun, yeni yönetim, kuşkusuz Türk diplomasisinin son yıllar­ da izlediği gerçekçi, dengeli ve çok yönlü politikayı sürdüre­ cektir. Bu “ millî polltika” nın esaslarında değişiklik beklene­ mez.

Özal’ın seçimleri kazanmasının dışardaki tepkilerine bakıl­ dığında, bunun genelde memnunluk yaratmış olması, bundan kimsenin herhangi bir rahatsızlık veya kaygı duymaması, se­ vinilecek bir olaydır. Unutmamalı ki, Özal dışarda sadece fi- nans çevrelerinde değil, fakat politik ve diplomatik çevreler­ de de tanınan ve sempati kazanmış olan bir kişidir. Bu ünü ve itibarı VVashlngton’dan Moskova’ya, Paris’ten Riyad’a ka­ dar uzanıyor.

★ ★ ★

Y

ENİ iktidar daha işe başlar başlamaz, içteki meselele­rin ağır yüküne rağmen, dışarıya da bakmak ve bazı ko­ nularda açık bir tutum almak zorunda kalacaktır. Bu sorunlar İki grupta toplanabilir.

Birincisi genel dünya sorunlarıdır. Hemen yandaşım ızda­ ki bölgede gerilimin artması, büyük tehlikeler yaratıyor. Lüb­ nan’daki olaylar artık iç savaş boyutlarını aşmış ve bölge İçin­ deki ve dışındaki güçleri de bir sıcak çatışmaya sürükleyecek noktaya gelmiş bulunuyor. Suriye giderek bölgenin ve Arap dünyasının en etkili, söz sahibi ülkesi oluyor. Amerikan filo­ su, Doğu Akdeniz’de bir hareket hazırlığı İçinde. İsrail manev­ ralar yapıyor. Suriye yedekleri silah altına çağırıyor. Moskova sert uyarılarda bulunuyor. Ve bu arada İran da, Irak’a iyice yük­ leniyor ve bizim sınırlardan çok uzak olmayan bir bölgeyi ya­ vaş yavaş ele geçiriyor. Irak’ın yeni aldığı silahlarla karşılık ver­ mesinden ve bu takdirde İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma­ sından korkuluyor. Bu da bir "savaş nedeni" olabilir...

Diğer bir gerginlik alanı da, Avrupa ve NATO müttefikleri­ mizin bulunduğu bölge. Önümüzdeki haftalarda Batı Avrupa’-, da orta menzilli füzelerin yerleştirilmesine geçiliyor. Sovyet-' ler, Batı’yı bundan vazgeçiremezse, o da Doğu Avrupa’ya ye­ ni tip füzeler sevkedecek ve bütün bunlar dünyayı yeniden so­ ğuk savaşın eşiğine getirecek. Bu arada hasta olduğu anla­ şılan Andropov’un ölmesi halinde Kremlin’in başına kimin ge­ leceği, bunun Sovyet siyasetini ne şekilde değiştireceği de şimdiden kaygı uyandıran sorular.

Birde Türkiye’yi direkt olarak ilgilendiren sorunlar var: En başta KTFD’nin bağımsızlık ilân etme konusundaki kararlılı­ ğı, yeni hükümetin belirli bir tutum almasını gerektirecektir. Ozal’ın İstanbul mitingindeki “ Kıbrıs Türk toplumunun alaca­ ğı kararları destekleyeceğiz” tarzındaki ifadesi, yeni iktidarın, KTFD’nin bağımsızlık isteğini ne ölçüde destekleyeceği an­ lamını taşır, henüz bilemiyoruz. Seçim meydanlarında söyle­ nen hararetli sözler, her zaman diplomasinin soğuk kalıpları­ na girmez. Aynı şey AET ile ilişkiler için de söylenebilir...

★ ★ ★

S

EÇİMLERDEN sonra, özellikle son zamanlarda olum­ suz bir tutum alan AvrupalI dostlarımızın bu davranış­ larını değiştirmelerini beklemek hakkımızdır. Gerçi bir kısım Batı gazetelerinde seçim sonuçlarının ge­ ne bazı önyargılarla değerlendirilmiş olması üzücüdür. Ama bunun üzerinde gereğinden fazla durmamak gerek. Genelde dışarda aklı başında herkes (ve kuşkusuz bütün hükümetler) bu seçimlerle Türkiye’nin demokrasi yoluna girdiği kanısın­ da. Hele ö z a l’ın her şeye rağmen “ halkın iradesi ile” tek ba­ şına iktidara gelmesi, bu kanıyı güçlendirmiştir de...

Acaba Avrupa Konseyi, bundan sonra Türk parlamenter­ lerinin Avrupa topluluğuna yeniden katılmalarına karşı mı çı­ kacak? Umarız çıkmaz. Herhalde yeni yönetimin ilk yapması gereken işlerden biri de, Meclis üyeleri mazbatalarını alır al­ maz, Avrupa Parlamentosu'na seçilecek olanları hemen Stras- bourg’a göndermek olmalı. Bu, Avrupa’nın sivil ve parlamen­ ter rejime dönen Türkiye’ye karşı nasıl bir tavır alacağının "ilk sınavı” olacaktır...

uluğ bey'den hava

ÇEŞİTLİ KENTLERDE HAVA

^ \d an a: ^ Ankara: ^ Diyarbakıı ^ hrzurum: | İstanbul: ^ İzmir: t , Samsun: I ______ ^ Ne» York: | Paris: ^ Londra: ^ Tokyo: ^ Frankfurt: ı — Dün Bugün 21°, Sğ. Y. 29° Sğ. Y. 12°, b. Y. 10° çok B. Y. 18°, b. Sğ. Y. 16° Sğ. Y. 8°, çok B. Y. 6° çok B. Y. 14°, çok B. Y. 15° çok B. Y. 17°, p. az B. 19° p. az B. 14°, çok B. Y. 13° çok B. Y. 12° çok B. Y. 10° çok B. Y. 11° p. çok B. 12° p. çok B. 8° si. vc sa. 9°, si. ve sa. 14° Sğ. Y. 12°, çok B. Y.

5° si. vc sa. 4°, si. ve sa.

YÜKSEK KESİMLERDE KAR VAR

Yine alçak basınç merkezinin et- f

kisindeyiz!.. Ancak, bugün yurdun f yüksek kesimlerindeki yağışlar kar | şeklinde görülecek. Evet, Marmara, | Karadeniz, iç Ege, Göller Bölgesi, İç | Anadolu ile Doğu A nadolu’nun do- | ğusu yağışlı geçecek. Sıcaklıklar ^ ise, azalmaya devam edecek.

Sğ: Sağanak, Y: Yağmurlu, p: Parçalı, a: Açık, B: Bulutlu, si: Sisli,

Dünkü rakamlar, Yeşilköy Meteorolo: ji Müdürluğu'ndcn alman sonuçları, bu­ günküler de tahminleri gösterir. Sıcaklık­ lar (C°)’dir.

p sa: Sakin. IJr 11 ' ulr'

Gülau

Yeşildirek İbrahimoğlu Han. No. 2 Tel: 520 79 83 İSTANBUL

A

r

a

b

a

k

V

S ELEKTROLİTİK BAKIR ve MAMULLERİ A.Ş.

PAY SAHİPLERİNE

Şirket sermayesinin 700 milyon liradan 2.1 milyar liraya yükseltilmesi dolayısıyla ortaklarımızın tamamına yakın bir kısmı (% 98,25) rüçhan haklarını kullanmış ve geriye ka­ lan cüz'i miktardaki hisse senedimiz de halka arzedilmiş ve çok kısa bir zamanda tamamı satılmıştır.

Bütün ortaklarımıza ve halkımıza, şirketimize karşı gös­ termiş oldukları büyük teveccühten dolayı şükranlarımızı arz etmeyi borç biliriz.

Sermaye artışı ile ilgili olarak yeni hisse senetlerimiz bas­ tırılmıştır. Ortaklarımızın ellerindeki muvakkat hisse sene­ di ilmühaberleriyle 14 Kasım 1983 Pazartesi gününden iti­ baren, haftanın aşağıda belirtilen gün ve saatlerinde şir­ ket merkezinde hisse senetleriyle değiştirilmesi işlemine başlanacaktır.

Bilgilerinize arz olunur.

Saygılarımızla İDARE MECLİSİ Pazartesi

: günleri:

(3)

67 Ekran

NORDMENDE

12.000 TL. peşin

12.000 TL. taksit

Beta sistem

TOSHIBA Video

19.000 TL. peşin

1 9 .0 0 0 T l taksi»

M i İ l i y e İ 't e n

YILIN R

IO LA Y

RENKLİ TELEVİZYONLAR,VİDEOLAR

, « ...

- ÇİFTE ŞANS İÇİN

BEKO-HITACHI

1 1 .0 0 0 T L . p eşin

11.000 TL. taksit______ ______________________

M illiyet Gazetecilik A Ş. adına sahibi

A Y D IN D O Ğ A N

Genel Koordinatör TARHAN ERDEM

İdari İşler Genel M üdürü... YEKTA OKUR Yazı İşleri M ü d ü rü ...DOĞAN HEPER Araştırma M ü d ü rü ...ALTAN ÖYMEN Spor Sorumlu M ü dürü...NAMIK SEVİK Magazin M üdürü...YENER SÜSOY

B A S IL D I Ğ I Y E R : M İL L İ Y E T O F S E T T E S İS L E R İ

S O N 2 G Ü N

Hemen katılın, kazanın.

Kampanya ile ilgili açıklam a 11. sayfada

iM t M iM lM M g

Milliyet

M E R K E Z VE Y U R T İÇ İ B Ü R O L A R I mm vtj A K V i M

İSTANBUL:

Nuruosmaniye Cad. No: 65 Tel: 522 44 10 (10 hat)-

528 04 50 (5 Hat)

İZMİR:

Ş

ehit Fethi Bey Caddesi ezayirli Işhanı 79/A Tel: 25 43 93 (3 hat)

ANKARA:

İzmir Caddesi Sipahioğlu Han Kat: 4 Yenişehir

Tel: 17 41 8 0 - 1 7 43 46— 13 87 03

ADANA:

Atatürk Caddesi Tören Ap. Kat: 3 ^ Tel: 175 3 4 -1 5 1 90

Vakit Güneş ûgie İkindi Akşam Yatsı İmsak

Vasati 7.38 12.52 15.33 17.58 19.20 6.10

Ezani 1.42 7.01 9.42 12.00 1.34 12.02

0 Kasım 1983 Perşembe

H icri 1404 Rumî 1399 | YIL; 34. SAYI: 12932. 40 LİRA Sa,er 5 Ekim 28

Atamızı

anıyoruz

Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder A tatürk, ölümünün 45. yıldönümü olan bugün tüm yurtta, KTFD’de ve dış temsilciliklerimizde törenlerle anılacak. A nıtkabir’de düzenlenecek törene Cumhurbaşkanı Kenan Evren, MGK üyeleri, Başbakan Biilend Ulusu, bakanlar, askerî ve mülkî erkân ile siyasî parti liderleri katılacaklar.

Cumhurbaşkanı Evren’in

10 Kasım mesajı

"Partilerin Atatürk

ve inkılâplarının

korunmasında

büyük sorumluluğu

bulunuyor"

Ana muhalefet lideri HP Genel Başka­ nı Necdet Calp, dün saat 09.30’da Cum­ hurbaşkanı Evren’i ziyaret ederek bir sü­ re görüştü. Evren, ilk duta politikaya atıl­

masına rağmen kazandığı başarıdan do­ layı Calp’i överek, partilerin bundan böy­ le “kısır çekişmelerden uzak" çalışacak­ larına inandığını belirtti.

( Haberleri 6. Sayfada

M i l l i y e t 10 Kasım geleneğini 1954’ten beri sürdürüyor Büyük Atatürk'ün ölüm yıldönümünde iki yazı dizisi birden

ATATÜRK'E VERİLEN ARMAĞANLAR ■

ATATÜRK KRONOLOJİSİNDE YANLIŞLAR

SADİ BORAK'ın araştırmaları

«HP'nin başarısı övgüye^ değer»

«MDP'nin aldığı

netice^ küçümsenen^

Evren yapıcı

muhalefet istedi

Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i ziyaret ederek yanm saat kadar görüşen MDP Genel Başkam Turgut Sunalp, "Partisi­

nin hâli büyük, ancak aldıkları sonucun

küçük olduğuna inandığını" söyledi. Su­ nalp, Köşke giriş ve çıkışta gayet neşe­

li göründü.

"Basın

Fotoğraflarında

Cumhurbaşkanımızla

Bir Y ıl" sergisi

Cumartesi açılıyor

ANKARA, UBA Orhan Topçuoğlu’nun “ Basın Fotoğraflarında Cumhurbaşkanı­ mızla Bir Yıl” sergisi cumartesi gü­ nü açılacak.

Sergi Iş Bankası Genel Müdürlü- ğü’nün sergi salonunda açılacak.

■ = H M * | J İ

SSäSsflSSSÄliilgŞİŞ!;

22 bankerin tasfiye kararı kaldırıldı

Bankeızedderin 12 milyar

liralık alacağı reddedildi

CH£

İli

TAKVİMİN YAPRAKLARI

H

İÇ aksamadan ilerleyen demokrasiye geçiş takviminin

önümüzdeki yaprakları, 1982 Anayasası’nm madde­

leri içinde sıralanmaktadır.

Takvimin bundan sonraki ilk yaprağı, Yüksek Seçim Ku-

rulu’nun milletvekili kesin listesini açıklaması ile

tamamlanacaktır.

Anayasa’nın 94. maddesi uyarınca, toplanacak olan

TBMM’nin ilk işi,“ Başkanlık Divam” m seçmek olacaktır.

Yine 94. maddeye göre, Başkanlık Divanı, “ Meclis üye­

leri arasından” seçilen Meclis Başkanı, Başkan vekilleri, kâ­

tip üyeler ve idare âmirlerinden oluşur.

TBMM başkan adayları, Meclis’in toplandığı günden iti­

baren on gün içinde bildirilecektir. Başkan seçimi gizli oyla

yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunlu­

ğu aranır. Üçüncü oylamadan başlayarak, salt çoğunluk ye­

ter. Eğer üçüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa,

dördüncü oylamada adaylardan en fazla oy alan Meclis Baş­

kanı seçilir.

Görüldüğü gibi, demokrasi takviminin bundan sonraki

en önemli yaprağı, TBMM Başkammn seçimi ile tamamla­

nacaktır.

Meclis Başkanı, Anayasa’nın 106. maddesine göre, Cum-

hurbaşkanı’na da vekâlet edeceği için, seçimi sade İdarî de­

ğil, siyasî önem de taşıyacaktır.

Ayrıca, TBMM’de hiçbir partinin üçte iki çoğunluğu bu­

lunmadığı düşünülürse, ilk oylamalarda bir başkan seçilme­

si istenildiği takdirde, belki partisiz bir aday üzerinde görüş

birliği aranacaktır.

Başkanlık Divanı oluştuğu gün, Anayasa’mızın geçici mad­

deleri işlemeye başlayacak ve “ Millî Güvenlik Konseyi” nin

yasama yetkileri sona ererken, “ Cumhurbaşkanlığı Konseyi”

çalışmaya geçecektir.

Başkanlık Divam’nın oluşması, bu şekilde, 1982 Anaya­

sasının tam olarak devreye girmesi için şarttır. Ayrıca Ana-

yasa’nın 109’uncu maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanının ata­

yacağı yeni başbakan, ancak TBMM Başkanlık Divanı ku­

rulduktan sonra, Bakanlar Kurulu listesini Meclis’e verebi­

lecektir.

Anayasa’nın 110. maddesine göre, listenin verilmesi ile

bir hafta içinde program okunacak ve iki gün geçince de gü­

ven oylaması yapılacaktır.

Demek ki, demokrasiye geçiş takviminin tamamlanması

için önümüzde 20 güne yakın bir süre vardır. Bu sürenin en

önemli olayı, Meclis Başkanı’nın seçimidir. Son yaprak ise,

Bakanlar Kurulu’nun güvenoyu alması ile çevrilecektir.

MEHMET BARLA

m

M

# B aşbakanlık Bankerlik Koordinasyon Kurulu, 230 bankerden talep edilen 64 milyar liralık alacaktan 52 milyar lirasını kabul etti

Başbakanlık Bankerlik Koordi­ nasyon Kurulu’nun yürüttüğü çalış­ malar sonucunda, bugüne dek top­ lam 233 bankerden 230’unun alacak­ lıları ile ilgili sıra cetvellerinin açık­ landığı, 230 bankere alt alacaklılar­ dan yüzde 20’sinin reddedildiği bil­ dirildi.

Bu arada, Türkiye genelinde fa­ aliyet gösteren 35 bankerlik tasfiye kurulunun gösterdiği listelere göre 1024 satış ilânı verildiği ve 11 milyar liralık banker mahnın satışa çıkartıl­ dığı belirtildi.

• HP liderini kabul ederek bir süre görüşen Evren, “İlk defa politikaya atılmış bir arkadaşımızın böyle bir başarıyı ilk seçimde ka­ zanmış olmasından dolayı kendisini kutlarım” dedi • “6 Kasım bir son değil,

başlangıçtır” diyen Calp, bundan sonra partilerin dem okrasiyi yaşatm ak için büyük sorumluluk ve görevleri olacağını söyle­ di

• MDP lideri Sunalp, Evren’- le görüşmesinden sonra

“ Büyük partimin kü­

çük kaldığı fakat homojen durumu ile istikbal vaat et­ tiği inancımı muhafaza ediyorum” dedi

Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal’dan sonra dün de mu­ halefet parti liderleri olan H P Genel Başkanı Necdet Calp ile MDP Ge­ nel Başkam Turgut Sunalp’i ayn ayrı kabul ederek bir süre görüştü.

Evren, liderlerle yaptığı görüş­ melerde 6 Kasım seçimlerinden son­ ra açılan yeni dönemde iktidar par­ tisi kadar muhalefet partilerine de büyük görevler düştüğünü belirtti.

Necdet Calp, Evren’le görüşmesi sırasında yaptığı konuşmada, “6 Ka- sıra’ın bir son değil, başlangıç olduğunu” söylerken, Turgut Su­ nalp de, “ Büyük parti olduğumuza inanıyorum ancak aldığımız sonuç küçük” şeklinde konuştu.

ÖZAL KENDİNİ AĞLATAN MEMURA NELER

YAPACAĞINI ANLATTI:

EKİMİZİ

BUGÜN

İSTEYİNİZ

c

Haberleri 6. Sayfada

D

Günaydın, bugün

Yayınlanıyor

Günaydın gazetesinin bugün ye­ niden yayınlanmasına izin verildi.

Günaydın, 30E kim ’de 1. Ordu ye İstanbul Sıkıyönetim Komutank- ğı’nca 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasa- sı’na aykırı hareket ettiği gerekçesiyle süresiz kapatılmıştı.

I Haşan Kapukaya adındaki Eskişehirli memur, geçen yıl Turgut özal’a bir mektup göndererek,

ların içler acısı halini anlatmıştı. Bu mektupla özal’ı ağlatan Haşan Kapukaya, Ankara'ya gider­ mem

ur-I

ıarın ıçıer acısı naıını anıaımışıı. ou memupıa u z a r ı agıaıan n a s a n r\a p u n a y a , n n n a ra ya giderek, Ana­ vatan Partisi Genel Başkanı'nı ziyaret etti, özal, kendisini ağlatan memuru karşısında görünce çok se-

j vindi.

I

"Memurlarımızın

gelirini artıracağım"

Z A L . T N M U H T E M E L

KÎİ ’ I I ; İ i m | |

ı

îliiSiş S İS :::x-x-: ':x:::::s

I I

¡ ¡ t :SW:i İ l i i l l Ç Haberi EKONOMl de )

Depremzedelere

150'şer bin liraya

kadar acil iskân

yardımı yapılacak

ANKA RA, ÖZEL im âr ve İskân Bakanı Ahmet Samsunlu dün yaptığı basın toplan­ tısında, deprem bölgesindeki köyle­ re 150’şer bin liraya kadar geçici is­ kân yardımı yapılacağını belirtti. Samsunlu, hazırlanan bir raporun da salı günü hükümete sunulacağım bil­ dirdi.

Bu arada, Horosan ve Nar- m an’da 100’er prefabrik konutun montajı bitti, depremde hasar gören 31 köyün yeni yerleşim yerleriyle İl­ gili çalışmalar da tamamlandı.

Depremzedeler için İskân Daya­ nışma Fonu 500 bin dolar, Avrupa Konseyi İskân Fonu 200 milyon do­ lar Genelkurmay Genel Sekreterliğl’- nde ordu mensuplarından toplanan 13 milyon lira, Ermeni Patriği Ka- lutsyan 10 milyon lira, Simtel yedi kamyon soba ve ısıtma aracı, Sirke­ ci oto yedek parçalan ve oto acen- teları 6 milyon lira, Yeni Karamür­ sel Mağazaları 110 koli ve 10 milyon lira, İGS 45 kolilik giyecek yardımın­ da bulundular.

KAYA ERDEM: Eski maliye baka­ nının g e lir ve gümrük bakanı ol­ ması bekleniyor.

NEJAT ELDEM: Mardin m illetvekili olan Eldam’in adı dev let bakanı olacaklar arasında bulunuyor.

VEHBİ DİNÇERLER: İstanbul m illetvekili Dinçerler'in bir­ leştirilecek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Ba­ kanlığının oluşturacağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na ge- tirllm e si düşünülüyor.

c

RAHMİ GÜMRÜKÇÜOĞLU: Özal kabinesinde adı dışişleri bakanı ola- caklar arasında geçiyor...

H aberi 7. Sayfada__ J )

• 1982’de Özal’ı ağlatan mektubugönderen Haşan Kapukaya’ya, başbakan adayı vaatlerde bulundu • Özal: “Memurlar için üç

şey yapacağım: Masraf­ ları vergiden muaf tutula­ cak, maaşlar enflasyonun altında kalmayacak, hisse senetleri vererek ek gelir sağlayacağız” ( Haberi 7. Sayfada

Batılı

bankacılar,

Özal'ın

seçilmesini

sevinçle

karşıladı

• Bir Ingiliz bankası Özal’ı “ Müthiş bir adam” olarak nitelendirdi

• Citibank yöneticilerinden

Luikart, Batı basınını

Türkiye’ye karşı insafsız davrandığı için eleştirdi

Ç Haberi EKONOMİ’de )

Geri kalmış yörede

çalışan memura

yüksek maaş ve

lojman verilecek

• Terfi, taltif ve ücret sistemi, çalışma­ yı ve başarıyı teşvik edecek şekilde yönlendirilecek

TBMM Başkanlık Divam’mn oluşmasından sonra Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından kabineyi kurmakla görevlendirilmesi beklenen Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal’- ın hükümet programında devlet memurları ile ilgili bölüm önemli bir yer tutuyor.

Bu konuda yapılan ön çalışmalara göre, dev­ let memurlarının yetki ve sorumluluklarına da­ yalı bir ücret sistemi geliştirilecek. Sorumlulu­ ğu büyük olan memurlara fazla ücret verilecek. Memurların satın alma gücünü koruyacak, İktisadî gelişmeye paralel olarak daha rahat ge­ çinebilmelerini sağlayacak bazı önlemler alına­ cak.

(4)

10 KASIM 1983

ABD Grenada

işgalini Batılı

liderlere

anlatıyor

Reagan

müttefiklerin

«acele

yargıya

varmalarından»

hoşnutsuz

DIŞ HABERLER SERVİSİ Reagan yönetiminin Avrupa­ lI müttefiklerin Grenada işgali konusunda “ Acele karar verme­ lerinden hoşnut olmadığı’’ bildi­ rildi.

Grenada işgali konusunda Batılı liderlere ayrıntılı bilgi ver­ mek üzere, Avrupa gezisine çı­ kan ABD Dışişleri Bakan Yar­ dımcısı Kenneth D am ’m Federal Almanya’ Başbakanı Kohl ve Dı­ şişleri Bakam Genscher ile görüş­ tüğü ve Reagan’m Avrupalı müt­ tefiklerin Grenada sorununun karmaşıklığını gözönüne alma­ dan hemen yargıya varmaları karşısında hayal kırıldığına uğ­ radığım bildirdiği kaydedildi.

Bu arada Grenada’daki tet­ kik gezisini tamamlayan Temsil­ ciler Meclisi üyelerinin Reagan’m adayı işgal kararım anlayışla kar­ şıladıkları, ancak Amerikan as­ kerlerinin adadan en kısa süre­ de geri çekilmesini istedikleri bil­ dirildi.

ö te yandan, Grenada Genel Valisi Scoon’un altı ay içinde se­ çimlere gidileceği yolundaki açık­ laması üzerine adadaki çeşitli ideolojik gruplar arasında derhal iktidar mücadelesinin başladığı kaydedildi. Genel Vali Scoon, bu durum a dikkati çekerek, beş yıl­ lık bir aradan sonra seçimi ace­ leye getirmenin yanlış olacağını, demokrasiye geçiş sürecinin uza­ tılmasında yarar gördüğünü be­ lirtti. Amerikan askerlerinin se­ çimlerle orantılı olarak adadan geri çekilmeleri planlanıyordu.

D I Ş

H A B E R L E R

Ateş-kes konusundaki ilke anlaşmasına rağmen

çarpışmalar sürüyor

Arafat: Silahları

bırakmaya hazırız

L

DIŞ HABERLER SERVİSİ ÜBNAN’ını kuzey kesiminde Arafat yanlılarıyla karşıtları arasında ateş-kes sağlanması için ilke anlaşmasına varılmasına rağmen, çarpışmaların sürdüğü bil­ dirildi.

FKÖ içindeki çatışmayı gider­ mek amacıyla görüşmeler yapan al­ tı Arap ülkesinin yetkililerinden Ku­ veyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah el- Ahmed, görüşmeler sonunda taraf­ lar arasında ateş-kes ilânı için bir il­ ke anlaşmasına varıldığını açıklar­ ken, gözlemciler, bu kararın bir haf­ tadır süren çarpışmaları etkilemedi­ ğini kaydettiler.

Suriye, desteğindeki isyancı ge­ rillaların, böyle bir anlaşmanın var­ lığım hiçe sayarak dün A rafat yan­ lısı gerilla mevzilerini yoğun top ve roket ateşine tuttukları bildiriliyor. Lübnan Radyosu, Kuzey Lübnan’da kan gölünü önlemek amacıyla Ara­ fat’ın silahlan bırakma çağrısına kar­ şın, isyana gerillaların açtığı ateş

so-1 FKÖ liderinin Trablusşam ve çevresinde süren çatışma­

lardan sivil halkın zarar görmemesi ve kan akmaması için

ateşkese razı olduğu belirtildi

nucu A rafat yanlılarının son kalesi durumundaki petrol rafinerisinin ye­ niden yanmaya başladığını duyurdu. FKÖ lideri Yaser A rafat, karşı tarafın saldından vazgeçmesi halin­ de, sivil halka zarar gelmesini önle­ mek için silahlarım bırakabilecekle­ rini bildirdi. Gözlemciler, A rafat yanlısı gerillaların ElBeddavîmülteci kampını terkederek Trablusşam’a geri çekildikleri yolundaki haberle­ rin çelişkili olduğunu belirtirlerken, Arafat, Trablusşam’da bazı liderlerle yaptığı toplantılarda, kent halkını ça­ tışmalara karıştırm ak istemediğini söyledi. Bu arada, Lübnan’daki ya­ bancı gözlemciler FKÖ liderinin geleceğinin ne olacağı konusundaki kuşkularının sürdüğünü bildirirler­ ken, bir Fransız uçak gemisinin Ara­ fat’ı götürmek amacıyla pazartesi

Boğaz Köprüsü’nü yapan firma tarafından daha önce aynı sistemle İngiltere’de Güney Galler’de inşa edilen Severn Köprüsü’nün ömrü­ nü uzatmak için yeni önlemler alınıyor. Daha hizmete açıldığı andan itibaren paslanma ve çürüme gibi illetlere uğrayan köprüde en azın­ dan iki hafta süreyle trafik, biri gidiş biri de dönüş olmak üzere tek şerit üzerinden yürütülecek. Köprüde tek şerit uygulaması işe gidiş ve işten çıkış saatlerinde esasen öteden beri yürütülmekteydi. Ara­ balar için 60, kamyonlar için 120 TL olan geçiş ücretinin iki buçuk kat artırılması yönündeki önerinin ise erteleneceği sanılıyor.

ANADOLU ÇİMENTOLARI T.A.Ş.

idare Meclisi Başkanlığından

Ş irk e tim iz in ola ğ a n ü stü Genel K urul T o p la n tısı, 2 A ralık 1983 C um a günü saat 10.00'da Y unus, Kartal İs­ ta n b u l adresinde, aşağıdaki gü ndem i m üzakere etm ek üzere yapılacaktır.

T o p la n tıy a k atılm ak isteye n ortaklarım ızın h isse s e n e tle rin i veya h isse senedi m ü lk iy e tin i te v s ik e d ici b ir be lg e yi to p la n tı ta rih in d e n en az 7 gün ön ce Ş irket M erkezine tevdi ederek g iriş kartı alm aları lâzım dır.

T o p la n tıya bizzat katılam ayacak o rtaklarım ız, yuka rıda ki h u su sla rı ye rin e g e tird ik te n sonra, sair pay sa­ h ip le rin e veya başka şa h ısla ra aşağıda m e tn i su n u la n vekâ le tnam eyi ve re b ilirle r.

İDARE M ECLİSİ

GÜNDEM:

1. D ivan he yeti s e çim i ve se çile n divana zaptı im za etm e y e tk is i ve rilm e si hu su su n d a m üzakere ve karar. 2. Y eniden değerlem e fo n u n u n serm ayeye kalbi ile ş irk e t esas m u kavelesin in 7’ nci m addesin in ta d ili h u su ­

su n d a m üzakere ve karar.

3. Eski orta kla ra da ğ ıtı'a ca k be delsiz h isse senedi m ikta rın ın te s b iti hu su su n d a müzakere ve karar.

ESKİ METİN: Madde-7

Ş irk e tin serm ayesi 100.000.000.— TL. olup, be heri 500.— TL İtib a rî k ıym e tle 200.000 adet h a m ilin e yazılı h is ­ se senedi İle te m s il e d ilm e kte d ir.

Bu kerre, artırılan 60.000.000.— liranın 48.000.000.— lira lık kısm ı fevkalâde ih tiy a t akçesinden sarm eyeye dev­ re d ilm e k su re tiyle , bakiye 12.000.000.— lira lık kısm ı ise o rta k la r ta rafın dan ta a h h ü t e d ile c e k tir. A rtırıla n 12.00.000.— lira lık serm ayenin yüzde y lrm ib e ş l pe şin olarak, bakiye yüzde ye tm iş b e ş i ise idare m e c lis in c e bu h u s u s ta alınacak karara gö re ö d e n e ce ktir.

Eski serm ayeyi te ş k il eden 40.000.000.— T L 'n in tam am ı ö d e n m iştir. YENİ METİN:

Madde—7

Ş irketin serm ayesi 358.977.500.— TL. (UçyOzellisekizm ilyondokuzyüzyetm işyedibinbeşyüz) o lup, beheri 500.— (B eşyü zjT L. İtib a rî kıym e tte 717.955 adet h a m iline yazılı h isse sen edi ile te m s il e d ilm ekted ir.

Ş irk e t serm ayesin in 100.00.000.— (Yüzm ilyon) TL.’lik kısm ı tam am en ve nakden ö d e n m iştir.

Ş irket, 1983 yılında yapm ış o ldu ğu serm aye tezyidiyle 100.000.000.— (Y üzm ilyon) T L .'lik eski serm ayesini 2791 sayılı k a n u n la d e ğişen V ergi Usul K anu nu’nun g e çici 11 ’in ci m addesi h ü k ü m le rin e göre a m ortism a na tâbi İktisa d î kıym e tle rin yeniden de ğ e rle n d irilm e si sonucu oluşan 258.977.500 (İkiyüzeilisekizm ilyondokuzyüzyet- m işye d ib ln b e şyü z) T L ’lik d e ğ e r artışı fo n u n u n ilâvesi ile 358.977.500.— (Ü ç yO ze llise kizm ilyo n d o ku zyü /ye r - m lş yedib inbe şyüz) T L ’ sın a İblâğ e d ilm iş tir.

Serm ayeye eklenen bu fo n , e s k i o rta k la ra h isse le ri oranında bedelsiz olarak d a ğ ıtıla ca ktır.

ORTAĞIN ADI BEDELSİZ HİSSE TUTARI

T ra n stü rk H o ld in g A.Ş. Ercan H o ld in g A.Ş. A k ç lm e n to T ica re t A.Ş. A kbank T.A.Ş. S air O rta k la r 150.617.500.— (Y ü ze llîm ilyonaltıyüzon- yedib inbe şyüz) TL.

31.410.000.— (O tu zbırm ilyondö rtyüzo n- bin) TL.

26.175.000.— (Y irm ia ltım ilyo n yü zye tm iş- beşbln) TL.

6.615.500.— (A ltım ilyo n a ltıyü zo n b e şb in - beşyüz) TL.

44.159.500 (K ırkd ö rtm ilyo n yü ze llid o - kuzbinbeşyüz) TL.

VEKÂLETNAME ÖRNEĞİ: ___

M a liki b u lu n d u ğ u m v e ...a it (...) a d e t payımdan doğan b ilc ü m le haklarım ı, m ezkûr şirk e tin 2 A ralık 1983 ta rih li o la ğ a n ü stü Genel K uru l to p la n tıs ın d a nam ve hesabım a kullan m aya , ö z e llikle oy verm e­ ye ve bu h u su sla rd a başkalarını dahi te vkile y e tk ili ve s e lâ h iye tli olm ak üzere S a y ın ... vekil nasp ve ta yin e yle d im .

V ekâleti veren: İmza:

G iriş ka rtı verile cek adres: Y unus, K a rta l-lstanb ul

M illiy e t

gününden beri Trablusşam açıkların­ da beklediği ve bu yolda görüşmele­ rin sürdürüldüğü kaydedildi. Fran­ sız hükümeti ise, bu yöndeki söylen­ tiler karşısında bir açıklama yapa­ rak, A rafat’tan herhangi bir siyasal sığınma talebi almadıklarını duyur­ du ve Flanjist Radyonun A rafat’ın uçak gemisine binmek üzere helikop­ terle hareket ettiği biçimindeki habe­ rini yalanladı.

Öte yandan, Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne bağlı John Kennedy uçak gemisinden olağan bir görev uçuşu için havalanan bir F-14 uça­ ğının Akdeniz’de düştüğü, iki kişi­ lik mürettebatının da kayıp olduğu açıklandı. Deniz Kuvvetleri sözcüsü, uçağın Kıbrıs’ın 100 mil güneyine düştüğünü bildirdi.

Arens’in çağrısı

Lübnan’daki son gelişmeler karşısında İsrail Savunma Bakanı Moşe Arens, Batı Şeria ve Gazze’de- ki Filistinlilere, A rafat’ı terkederek İsrail’le barış yapmaları çağrısında bulundu. Dün parlamentoda yaptı­ ğı konuşmasında, Trablusşam’daki vahşi ve çılgın savaşın terörist örgüt­ lere yakınlık duyan ve destek sağla­ yanlara ders vermesini umduğunu belirten Arens, İsrail işgali altında­ ki topraklarda yaşayan Arapların, “ İsrail topraklarında Yahudi ve Arapların birarada yaşaması yolunu seçmeleri gerektiğini” söyledi.

Bu arada, New York Post ga­ zetesine bir demeç veren İsrail eski savunma bakanı Ariel Şaron, Su­ riye’yi, Lübnan’ı kontrolü altına al­ masından yalnızca ABD’nin bir as­ kerî müdahalesinin durdurabileceğini söyledi. İsrail’in geçen yıl Lübnan’ı işgalini planlayan Şaron, Reagan’ın Şamir ile bu ay sonu yapacağı görüş­ meden önce ABD’nin bölgede bir as­ kerî girişimde bulunmasını istedi. BM Genel Sekreteri'nin 1983 raporu yayımlandı

De Cuellar:

Büyük b ir

uluslararası

fırtına kopabilir”

NEW YORK, UBA Birleşmiş Milletler Genel Sekre­ teri Perez de Cuellar’m son 12 ayın bir değerlendirmesini içeren yıllık ra­ poru açıklandı. De Cuellar raporun­ da “ Büyük bir uluslararası fırtına kopabilir” dedi.

Raporunda uluslararası gerilim- lere geniş yer ayıran BM Genel Sek­ reteri De Cuellar, çok taraflı diplo­ masinin kuşkuyla karşılandığı ve uluslararası kuramların istenilen bi­ çimde işlemediği bir dönem geçiril­ diğini belirtti. Bu soranların bir an önce çözümlenememesi halinde bü­ yük bir uluslararası fırtına kopabi­ leceğine işaret eden Perez de Cuel­ lar, “ Bunda başarıya ulaşamazsak kopacak yeni ve dayanamayacağımız ölçüde büyük bir uluslararası fırtı­ naya hazırlıksız yakalanabiliriz” de­ di.

Perez de Cuellar dünyanın belli başlı sorunlarına yeni kolektif yak­ laşımlar gerektiğini vurguladığı rapo­ runda, Doğu-Batı gerginliğinin böl­ gesel çatışmalarla kendini gösterdi­ ği bir dönemde ortaya çıkan tehlike­ ler konusunda uyanlarda bulundu.

Reagan Asya

gezisinin ilk

durağı Tokyo'ya

geldi

Dört günlük resmî bir ziyaret nedeniyle Tok­ yo’ya gelen ABD Başkanı Ronald Reagan, Japonya Başbakanı Yasuhiro Nakasone ile yaptığı görüşmede, “Dlinya barışı ve güven­

liği açısından ABD ve Japonya arasındaki ilişki kadar önemli hiçbir ilişki yoktur"' de­

di. Reagan, iki ülke arasındaki ticarî konu­ ların çözümündeki bir yanılgının politik iliş­ kilere yapacağı etkiye değinerek, ABD- Japonya ilişkilerinin dünya refahı açısın­ dan da son derece önemli olduğunu vurgu­ ladı, Asya ve Pasifik bölgelerini “dünyanın

yeni keşif bölgesi” olarak niteledi.

A t

I

i , ■ 1 i l

D Ü N Y A S I

M İSEL PERLM AN

Kremlin’in

hasta adamı

11

D

ÜNYANIN dört köşesindeki medialar büyük bir telâş içinde:Sov- yetler Birliği’nin “ Bir numaralı adam ’T Yuri Andropov, “ Ekim Devrimi” nin kutlanış törenlerine katılmadığı için.

Bir başka deyişle, resmî Sovyet yetkilileri ve bizzat kendisi tarafın- daıı"soğuk algınlığı” olarak nitelenmiş rahatsızlığının, “ ciddî bir hastalık” olmasından kaygılanıyor çeşitli çevreler.

Doğal olarak, böylesine bir hava içinde, ortaya çıkan, öne sürülen çeşitli spekülasyonların, tabir caizse, bini bir paraya...

Önce, Parkinson hastalığı dendi, sonra böbreklerinden rahatsız ol­ duğu söylendi, bunları şeker hastalığı ve de beyin düzeyindeki dam arla­ rın kısmen zedelenişine dair söylentiler izledi. Ancak, birçok gözlemci­ nin kanısınca, ağır basan asıl soru, iktidara geldikten tam bir yıl sonra, hastalığı yüzünden, Andropov’un yönetime hâlâ egemen olup olmadı­ ğıdır.

Lenin’den bu yana, bir 7 Kasım günü, Moskova’nın “ Kızıl Mey­ d a n ın d a , “ bir numaralı” Sovyet liderinin ilk kez yerini almayışı, kuş­ kusuz önemli ve göze vurucu bir olay, özellikle, ölümünden sonra sa­ dece üç gün önce, hasta Brejnev’in geçitresminde hazır bulunduğu anım- sanırsa, gerçekten ciddî bir hastalığın A ndropov’un gelişini engellediği düşünülebilir.

Bununla birlikte, verilen demeçler, yayınlanan resmî belgeler, hiç olmazsa şimdilik ortada bir, “ iktidar boşluğu” bulunmadığını kanıtla­ mak çabasında.

İkinci önemli soru ise, Sovyet parti ve devlet liderinin olası “ düşün­ sel yeteneksizliği” nin, gerek kendi ülkesini, gerekse uluslararası duru­ mu ne şekilde etkileyebileceği.

Önce, uluslararası ilişkilere göz atm akta yarar var. Fıkır fıkır kay­ nayan dünyamızda, çıban başlarıyla, duyarlı problemler az değil. Doğu- Batı ilişkilerinin giderek gerginleştiği bir sırada, Avrupa’daki nükleer fü­ zeler sorunu bir heyula gibi çeşitli ilgili devletlerin karşısında dikiliyor. Tehditlerden yoksun olmayan Washington-Moskova pazarlığı ise, âde­ ta bir pankreas güreşine dönüştü.

Bunların yanı sıra, Lübnan etrafındaki durum olsun, orta Amerika veya Karayipler olsun, iki süper devletin korkunç kuvvet denemesi içine girmekte.

İşte, böyle bir ortam içinde, çok kısa bile olsa, Kremlin’deki bir “ ik­ tidar boşluğu” ortaya sıçrayabilecek bir “ kıvılcım” ın etrafı ateşe ver­ mesine yetmez mi? Kimi Batılı gözlemciler, olasılık çerçevesine giren bu soruyu yöneltirken, bir hususu daha anımsatıyor. O da şu: Uzakdo­ ğu’da Sovyetler tarafından düşürülmüş Güney Kore yolcu uçağına iliş­ kin “ kesin iz a h a f’a varmadan önce, Moskova’nın çeşitli aşamalardan geçtiği gözlendi. Andropov’un, başkentten uzak, ülkenin güneyinde — herhalde hastalık nedeniyle— bulunduğu bir sırada...

“ Kötümserler” e karşılık “ iyimser” gözlemciler ise, Sovyet lideri hasta olsa da, olmasa da, yönetimin bir

ABD yönetimi,

Andropov’ un

hastalığının ciddî

olduğu inancında

WASHINGTON, AP Kremlin’deki beklenmedik geliş­ meler karşısında ABD yönetiminin, Yuri A ndropov’un ciddî bir şekilde hasta olduğu konusundaki kuşkuları giderek artıyor.

Beyaz Saray’da dün toplanan Re­ agan hükümetinin araştırmacıları, Sovyet liderinin sağlık durumu hak­ kında bazı bilgileri değerlendirdiler. Bir Amerikalı yetkili, “ Bu durumun, ortada ciddî bir sorun olduğunu gös­ terdiğini, ancak Andropov’un yaşam durumunun ne denli tehlikede oldu­ ğunu bilemeyeceğini” söyledi.

Öte yandan, Ingiltere’nin önde gelen böbrek uzmanlarından biri, bir Doğu Alman meslektaşının yakın za­ manda Andropov’u tedavi ettiğini açıkladı. “ Guardian” gazetesi de, Sovyet liderinin dokuz aydır böbrek rahatsızlığı çektiğini ve bu yüzden kendisine böbrek nakli yapıldığını öne sürdü.

ekiptarafındanuygulandığmı vur­ gulayarak ve de Brejnev’in hasta­ lıklı son yıllarını örnek göstererek “ kaza” olasılığını dikkate almıyor. Soyyetler Birliği çerçevesinde Yuri Andropov’un, şu veya bu ne­ denlerle sahneden ayrılması halin­ de, gelişmelerin ne olabileceği ko­ nusu da elbette gündemde.

Her şeyden önce bir olgu: Par­ tinin en güçlüleri, Politbüro ve Sekreterya üyesi görevlerini şahıs­ larında birleştirmiş olabilenler. Ya­ ni,Genel Sekreterve Politbüro üye­ si Andropov’un dışında 3 kişi: Konstantin Çernienko, Mihail Gorbaçev ve Grigori Romanov.

işte, bu veriye dayanarak, ba­ zı gözlemciler, “ olası halefler” tahmininde iki isim üzerinde duru­ yor: Tarım problemlerinden so­ rumlu 52 yaşındaki, Merkez Ko­ mitesi sekreterlerinden Gorbaçev ile sanayi problemleri sorumlusu, 60 yaşındaki Sekreter Romanov. Bir ara, geçtiğimiz yıl, Brejnev’in halefi olacağı sanılan ve bugün için partinin “ iki numaralı adam ı” olan Çernienko ise, yine en üst dü­ zey için safdışı sayılmakta.

Ama, bütün bu görüşlerin sa­ dece tahminden ibaret olduğunu ^ da kesinlikle unutmamak gerekir.

Denktaş: «Rumlar eşit statüde masaya

oturmazlarsa iki mini devlet oluşur»

A K A Y C E M A L LEFK O ŞA ) KTFD Başkanı Rauf Denktaş,

bağımsız Kuzey Kıbrıs Devleti’nin ku­ rulması amacıyla çıkılan yolda iler­ lemeye devam edildiğini belirtti. Denktaş, bugün gelinen noktadan Türk toplumunu bir adım geriye ata­ rak, görüşme yoluyla, federasyonu oluşturmanın Rum toplumu liderle­ rinin elinde olduğunu söyledi.

Devlet Başkanı, Yazarlar Birliği’­ nin düzenlediği bir toplantıda konu­ şurken, “ Bugün ulaştığımız nokta, öyle bir noktadır ki, ya federal dev­

let oluşturmak için Rumlar bizimle eşit statüde masaya otururlar veya Kıbrıs'ta iki mini devlet oluşur” de­ di.

G Ü N E Y

BİRACILIK VE MALT SANAYİİ A .Ş. den

-D U Y U R U

---U L ---U S L A R A R A S I T İC A R E T

Şîrketimizce ihraç edilmiş ve tasfiyeye tabi bankerlik kuruluşlarınca pazarlanmış olan VII. tertip tahvillerimizin Adana 2. Noteri'nce 29.9.1983 tarihinde yapılan itfa çekilişinde kur’a isabet eden kupürlerinin anaparalarının ödenmesine halen faiz ödemelerine de aracılık eden

E N D Ü S T R İ V E B A N K A S I A .Ş .

Şubelerinde 30.11.1983 tarihinden itibaren aşağıdaki esaslar dahilinde başlanacaktır.

Anapara ödemeleri, tasfiyeye tabi bankerlerle ilgili Ka­ nun Hükmündeki Kararnameler ve Tebliğler gereği es­ kileri ile değiştirilen yeni basımlı tahviller karşılığında yapılacaktır. İtfaya uğramış kupürlerin anaparalarının tam olarak ödenebilmesi için bu kupürlerin itfa tarihin­ den sonrasına ait faiz kuponlarını tam olarak ihtiva et­ mesi gerekmektedir. İtfa tarihinden sonrasına ait faiz kuponlarından bir veya birkaçının eksik olması halinde bunların tutarı anaparadan tenzil edilerek ödeme yapıla­ caktır.

Sayın tahvil sahiplerine saygıyla duyurulur.

anaparaları ödenecek VII. tertip itfa kur'ası neticesinde

tahvillerin numaraları : Kupür numarasının olan tahviller.

son rakamı 5 (beş) ve 6 (a ltı)

M illiy e t

5

2

IrF

\

D Ü N Y A ' D A N

K ı s a ...

K ı s a ...

• LÜBNAN

BÜYÜKELÇİSİNİN

«A TA TÜ R K » KİTABI

Lübnan’ın Ankara Büyükelçisi Mustafa Zein’in Atatürk hakkında yazdığı kitap büyük bir ilgi görün­ ce, ikinci basımım yaptı. Arapça ola­ rak Beyrut’ta yayınlanan kitabın Türkçe basımı için hazırlıklar sürdü­ rülüyor. Zein, “ Bir İnsanın İçinde Bir Ulus” adlı kitabiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “ Gerçek bir da­ hinin ne olduğunu gösterm ek istedim” dedi.

• ECEVİT, BRANDT'I

ZİYARET E n i

İngiltere’den sonra Federal Al­ m anya’ya geçen Bülend Ecevit, bu­ rada eski başbakanlardan Wiliy Brandt’ı ziyaret etti. Ecevit’in Al­ m anya’ya özel bir ziyaret için geldi­ ğini belirten bir sözcü, bu arada Brandt, ile yapılan görüşmenin de resmî bir nitelik taşımadığını kaydet­ ti.

• ZIMMERMAN,

CARLOS'UN

TEHDİDİNİ

DOĞRULADI

Federal Almanya İçişleri Bakam Freidrich Zimmermann “ Çakal” lâ-kabıyla tanınan uluslararası terörist Carlos’un kendisini öldürme tehdi­ dinde bulunduğunu doğruladı. Zim­ mermann, Carlos’un geçmişine da­ yanarak tehdidini hafife almadığını açıklarken, Federal Alman Haberal- ma Servisi Carlos’un şu anda Suri­ ye ya da Irak’ta bulunabileceğini öne sürdü.

• REAGAN'IN

SAVUNMA BÜTÇESİ

Amerikan Senatosu, Başkan Ronald Reagan’ın istediği 1984 yılı savunma bütçesini 9 milyar dolar ek­ siği ile, 253 milyar dolar olarak onay­ ladı. Savunma bütçesi, Senato’da 6’ya karşı 86 oyla kabul edildi. Ay­ nı metin, daha önce kimyasal silah­ ların üretimi ile ilgili ödenekler ha­ ricinde Temsilciler Meclisi’nde onay­ lanmıştı.

• LONDRA'DA TÜRKÇE

İKİNCİ SIRADA

Londra Eğitim Dairesi tarafın­ dan yapılan bir inceleme, Londra’­ daki okullarda, İngilizce’den başka 147 değişik lisanın konuşulmakta ol­ duğunu gösterdi. Londra’da en çok konuşulan yabancı dil Bengalce, bu­ nu, ikinci sırada Türkçe izliyor. Da­ ha sonra İspanyolca, ve Portekizce geliyor, uzmanlar, dünyada, bu ka­ dar çok lisanın bir arada konuşuldu­ ğu bir başka kentin daha bulunma­ sının çok zor olduğunu belirtiyorlar.

• HEİNEKEN

BİRASININ BAŞKANI

KAÇIRILDI

Dünyaca ünlü “ Heineken” bi­ ralarının başkanı Freddy Heineken, dün gece Amsterdam’daki bürosun­ da silâhlı kişilerce kaçırıldı. 60 yaşın­ daki Heineken, şoförüyle birlikte bü­ rosundan çıkarken dört ya da beş ki­ şinin saldırısına uğradı. Silahlı kişi­ ler Heineken’i bir otomobile koya­ rak uzaklaştılar.

• WALESA'NIN

PULLARI

Bugüne kadar Nobel sahibi P o­ lonyalIların pullarını basan Polonya hükümeti, Walesa için böyle bir gi­ rişim de bulunmuyor. Kapatılan Bağımsız Dayanışma Sendikası Ye­ raltı Posta Teşkilâtı, üzerlerinde Wa- lesa’mn değişik portrelerinin bulun­ duğu, yasadışı altı pulluk serileri ha­ zırlıyor.

• SERAMİK KEMİK

AvustralyalI bilim adamları, nak­ ledildiği yerde, zamanla, organik ke­ mik oluşmasını sağlayan, seramik bir bileşim ürettiler. Profesör Sydney Nade ve Profesör McCartney, bu konudaki çalışmalarını parlamen­ toya sundular.

y

Sınaî

Türkiye

Kalkınma Bankası A.S/nden

\

Bankamızın IX. tertip tahvillerinin faiz oranı

3.11.1983 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere

Sermaye Piyasası Kurulu’nun 24.10.1983 tarih ve

İDİD/1873/3070 sayılı izni ile

% 4 5 ’e

YÜKSELTİLM İŞTİR

/

Karbokimya Lastik Kimyasalları A.Ş. tarafından düzenlenen

ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sakıp Sabancı

başkanlığındaki

*‘Lastik ve Lastik Kimyasalları Sanayii”

konulu panel, 17 Kasım 1983 Perşembe günü İstanbul Hilton Oteli

Balo Salonu’nda yapılacaktır. Davetiyeler, aşağıdaki adresten

şahsen veya telefonla istenebilir.

K

KMBOKİNM

“sanayie can veren sanayi”

M e r k e z : H ü d a v e n d i g â r C a d . S e r d a r S o k a k , G ö k m e n l e r îş H a n ı N o : 6, K a t: 3 , S i r k e c i - İ S T A N B U L T e l : 5 2 7 0 8 0 5 - 5 2 8 0 8 7 0 - 5 2 8 0 9 9 9 - 5 2 6 51 7 1 ; T e l e k s : 2 2 6 2 7 i s t g t r B o x 19 6

T e l g r a f : K a r b o k i m y a - İ S T A N B U L ; P .K . 1 0 7 5 K a r a k ö y F a b r i k a : Ş i le A s f a l t ı ü z e r i , Ö m e r l i K ö y ü , İ s t a n b u l ; T e l : 3 3 - 6 6

Referanslar

Benzer Belgeler

Olguların ilaç uyumlu ya da uyumsuz olması ile hizmet alınan bölüm ve daha önce hastaneye yatma durumu arasında bir fark saptanmaz iken, düzenli sağlık

O, yaratıcısına her bakımdan bağlı ve onun varlığı ile var olan bir tiptir, işte bu bakımdan da, tiyatro kahrama­ nı ile sinema kahramanı birbirlerinden

Madde 36- İl, ilçe kongrelerinin toplantı dönemi MKYK tarafından belirlenir. İl kongresinde ili temsil edecek büyük kongre için belirlenen sayıda asıl, bu sayının

Ankara Şube evsahipliğinde gerçekleşen İç Anad- olu Bölgesi İftarına Eski Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi, ATO Başkanı Gürsel Baran, ASO Başkanı

Sakarya'nın Kocaali ilçesi’nde fındık taban fiyatının açıklanmasından sonra aralarında 2B nedeniyle fındıklarını TMO’ya teslim edemeyenlerin de oldu ğu bin kadar

DİSK BASIN-İŞ: Greif emekçileri ve basın emekçilerine yönelik saldırıyı kınıyor, gözaltına alınan herkesin serbest bırakılmasını istiyoruz.. Provokatif

[r]

Journal of Materials Processing Technology, Materials Science and Engineering A, Makale Materials & Design, Metallurgical and Materials Transactions A, Journal of