• Sonuç bulunamadı

Bir Yunan gizli cemiyeti: Kordos

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir Yunan gizli cemiyeti: Kordos"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Dünyası Araştırmaları Sayı: 207 Aralık 2013

BİR YUNAN GİZLİ CEMİYETİ: KORDOS

Arş. Gör. Dr. Ö. Kürşad KARACAGİL*

Öz

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmasıyla uy-gun bir ortam bulan Rumlar, Megali İdea çerçevesinde Osmanlı Devleti’ni parçalamak için harekete geçmiştir. Bunu gerçekleştirmek üzere Patrikha-ne ve Yunanistan tarafından desteklePatrikha-nen birçok cemiyet kurulmuştur. Bu cemiyetlerden birisi de Kordos Komitesi (Rum Muhacirleri Merkez Komis-yonu)’dir. Komitenin amacı yurtdışından gelen tetkik heyetlerine Trakya’-da, Batı Anadolu’da ve Doğu Karadeniz bölgelerinde Rum nüfusunun ço-ğunlukta olduğuna inandırmak ve bu bölgelerdeki Rum nüfusunu arttır-mak üzere Rusya ve Yunanistan’dan Rumları buralara göç ettirmektir. Ayrıca komite çeteler kurarak Türkleri katletmek, mal ve mülklerine el koymak ve kurduğu izci teşkilatlarıyla da Rum gençleri Müslüman ahali-ye karşı kışkırtma gibi birçok faaliahali-yetlerde bulunmuştur. Komite faaliahali-yet- faaliyet-lerini gizlilik içerisinde, Yunanistan ve Patrikhaneyle ortak yürütmüştür.

Bu çalışma; Kordos Komitesi’nin kuruluşu, yürüttüğü faaliyetler ve komiteye karşı alınan tedbirler Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden temin edilen yeni belgeler ışığında ve konuyla ilgili kaynaklar da incelenerek kaleme alınmıştır.

Anahtar kelimeler: Kordos Komitesi, Rum, Osmanlı Devleti, İstanbul. Abstract

A Greek Secret Committee: Kordos

Having found favourable circumstances after the Ottoman defeat at the First World War, the Anatolian Greeks (Rum) endeavored to dismem-ber the Ottoman Empire along the lines of the Megali Idea. In order to ac-hieve their goal, the Rum established several societies that were suppor-ted by Greece and the Patriarchate. One of these societies was the

(2)

dos Committee (Greek Immigrants Central Commission). The Committee transported Greeks from Russia and Greece to Thrace, Western Anatolia and Eastern Black Sea Region in order to increase the Greek speaking population and convince foreign commissions, whose the task was to in-vestigate the ethnic distribution of the population in these regions, that Greeks were the majority of the population. Moreover, the Committee en-gaged in other activities such as massacring Muslims, confiscating Mus-lim property and provoking the Rum youth against the MusMus-lim populace by the scout organizations that they established. The Committee underto-ok all these activities in secret cooperation with Greece and the Patriarchate. In this study, the foundation of the Kordos Committee, its activities and the precautions that the Ottoman Government took against it by rel-ying on hitherto unexplored primary documentation from the Prime Minis-try’s Ottoman Archives in Istanbul are researched.

Key words: The Committee Of Kordos, Greek, Ottoman Empire, Istanbul. Giriş

Rumlar, Osmanlı Devleti sınırları içerisinde geniş bir coğrafyaya yayıl-mış olmakla birlikte, yoğun olarak Mora, Teselya ve Ege adalarında ya-şamaktaydılar. Osmanlı Devleti'ndeki Rumların diğer gayr-ı Müslim un-surlara göre ayrıcalıklı bir durumları vardı. Devlet hizmetleri gayr-ı Müs-lim unsurlara kapalı olduğu halde, Rumlar, Divan-ı Hümayun Tercü-manlığı, Eflak-Boğdan Beylikleri gibi yüksek ve önemli görevlere getiril-mişlerdir. Osmanlı’da yaşayan Rumlar 19. yüzyılda ekonomik ve sosyal açıdan oldukça iyi durumda olmasına karşın Osmanlı Devleti’nin hemen hemen her alanda zayıf bir durumda bulunması ve Rus Çarlığı’nın des-teği gibi birçok sebep, Yunan isyanının çıkması ve başarıya ulaşmasında en önemli etkenler arasındadır.1 Bunun arka planında ise Rumların

kur-dukları gizli cemiyetlerin rolü oldukça büyüktür. Bu çerçevede 1814 yı-lında Odesa’da, kurulan Filiki Eterya yani Dostlar Cemiyeti çok önemli-dir. Cemiyet’in kurucuları, Athanasisos Tsakaloph (Çakalof), Nikolaos Skuphas ve Emmeneul Ksanthos adlı bir masondur. Cemiyet’in amacı Rumları, Osmanlı yönetimine karşı ayaklandırmak ve mümkün olduğu takdirde bu ayaklanmaya diğer Hıristiyan Balkan uluslarını da dâhil et-mekti.2 Filiki Eterya’nın nihai amacı ise merkezi İstanbul’da olan bir

Yu-nan Devleti kurmaktır. Filiki Eterya, Avrupa’da buluYu-nan benzer cemiyet-ler gibi faaliyetcemiyet-lerini gizlilik içerisinde yürütüyor ve üye olmak isteyenle-rin Büyük Yemin dedikleri bir ant içmeleri gerekiyordu. Cemiyet,

1 Zekeriya Türkmen, “Girit Adasını Osmanlı İdaresinden Ayırma Çabaları: Yunan İsyanını Takip Eden Dönemdeki Gelişmeler (1821-1869)”, OTAM, Sayı: 12, s. 221-222, Ankara 2001. 2Barbaba Jelavich, Balkan Tarihi I (18. ve 19. Yüzyıllar), (Çev: İhsan Durdu-Haşim Koç-Gül-çin Koç), s. 229, İstanbul 2006; M. Murat Hatipoğlu, Yunanistan’daki Gelişmeler Işığında Türk-Yunan İlişkilerinin 101 Yılı (1821-1922), s. 8-10, Ankara 1988.

(3)

duktan kısa bir süre sonra Rusya’nın da desteğini almış ve 1818 sene-sinde merkezini İstanbul’a taşımıştır. Filiki Eterya, yürüttüğü gizli ve açık faaliyetleriyle Mora isyanının çıkması ve bunun sonucunda da Yu-nanistan’ın bağımsızlığını kazanmasında önemli bir görev üstlenmiştir.3

1821 senesinde Mora’da başlayan Rum isyanı Rusya’nın yanı sıra İn-giltere ve Fransa’nın da desteğini alarak devam etmiş ve Yunanistan’ın bağımsızlığını kazandığı 14 Eylül 1829’de yapılan Edirne antlaşmasıyla son bulmuştur. Yunan isyanına Anadolu, Rumeli, Balkanlar ve adalarda da destek gelmiş ve bu bölgelerde ayaklanmalar olmuş ancak isyan bas-tırılmıştır. Yunan isyanında Rum Patriği V. Grigorios ve üç Rum metro-politinin bu isyanı desteklemelerinden dolayı yargılanarak idam edilmiş-tir. Bu durum Osmanlı Devleti nazarında Rumlara karşı büyük güven-sizliğe sebep olmuştu.4

Yunanistan bağımsızlığını kazandıktan sonra Rumlar faaliyetlerine

Megali İdea5 çerçevesinde devam etti. Megali İdea’nın fikrini başbakan J.

Kolettis’in Yunan Meclisi’nde 15 Ocak 1844 tarihinde yaptığı konuşmada resmî bir ağızdan çıkan ilk tanımı yaptı. Bu tanıma göre, “Yunanistan

Krallığı Yunanistan değildir; sadece Yunanistan’ın en küçük, en fakir par-çasıdır. Yunanlı yalnız krallıkta oturan değil, Yanya veya Selanik veya Se-rez veya Edirne veya İstanbul veya Trabzon’da veya Girit veya Saron ve-ya Yunan Tarihine veve-ya ırkına” ait olan ve herhangi bir memlekette ve-

yaşa-yandır. Megali İdea hedef ve fikrinin oluşmasında bir diğer unsurda 1863 senesinde Yunan tahtına oturan I. George’a 1864 anayasasıyla da kendi-sine Helenlerin Kralı unvanı verilmiş olmasıdır.6

Rumlar arasında yavaş yavaş Megali İdea fikri oluşmasıyla birlikte Yunanistan tarafından kurulan ve desteklenen birçok cemiyet ortaya çıktı. Bunlardan en dikkat çekeni Etniki Eterya Cemiyeti (Millî Cemiyet)’-dir. Bu cemiyet Megali İdea’yı7 gerçekleştirmek üzere 12 Kasım 1894’te

gizli olarak ve “her şeye kadir Tanrı’nın ve büyük Yunanistan adına...” sloganıyla Atina’da 14 genç subay tarafından kuruldu. Amacı; Batı Trak-ya, Selanik, Ege adaları, On İki Ada, Girit, Batı Anadolu, İmroz, Bozcaa-da ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı ayrıca İstanbul’un işgaliyle birlikte Doğu Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmaktı.8 Etniki Eterya’nın

bö-lücü faaliyetleri Birinci Dünya Savaşı’na kadar devam etmişse de,

3Barbaba Jelavich, a.g.e., s. 230-239; M. Murat Hatipoğlu, a.g.e., s. 10-23. 4Hülya Toker, Mütareke Döneminde İstanbul Rumları, s. 9, Ankara 2006.

5 Megali İdea, Yunanca “büyük ülkü” anlamına gelmektedir. Buna göre İstanbul başkent ol-mak üzere Bizans İmparatorluğunun geniş sınırlarıyla yeniden dirilterek büyük Yunanistan kurma fikridir. Bkz. Seyfi Yıldırım-Adnan Sofuoğlu, Siyasi Faaliyetleriyle Osmanlı’dan Cum-huriyet’e İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi, s. 40-41, İstanbul 2010.

6Hadiye Yılmaz, Arşiv Belgeleri Işığında Pontus Meselesi, s. 48-49, Ankara 2010. 7Seyfi Yıldırım-Adnan Sofuoğlu, a.g.e., s. 40-41.

(4)

şın başlamasıyla zorunlu olarak kesintiye uğramıştı. Ancak Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması ve Mondros Müta-rekesi’yle birlikte Etniki Eterya Cemiyeti yıkıcı faaliyetlerine tekrar başla-mıştı.9

Bu bağlamda Mondros Mütarekesiyle birlikte bazı cemiyetler, Osman-lı Devleti sınırları içinden göç eden Rumları tekrar eski topraklarına dön-mesini sağlamak ve Osmanlı Devleti sınırları dışında yaşayan Rumların bir kısmını da Batı Anadolu ve Kuzeydoğu Karadeniz bölgelerine yerleş-tirmek için büyük bir çaba içerisine girmişlerdir.10 Bununla amaçlanan

Anadolu’ya gelecek Avrupalı ve Amerikan heyetlerine Rum nüfusunun bu bölgelerde çoğunlukta olduğuna inandırmaktı.11 Nihai amaç ise

Wil-son ilkelerinde yer alan “Osmanlı İmparatorluğu dâhilindeki azınlıklar,

ço-ğunlukta oldukları bölgelerde müstakil devlet kurabileceklerdir.”

şeklinde-ki on işeklinde-kinci maddeye dayanarak Türşeklinde-kiye topraklarında Megali İdea çer-çevesinde bir Rum Devleti kurmaktı.12 Bunun için Yunanistan ve Rum

Patrikhanesi birlikte hareket etmiş, Osmanlı Devleti sınırları içinde çalış-malarda bulundu. Bu çalışmalar; gizli cemiyetler vasıtasıyla ihtilaller planlamak, isyanlar çıkarmak, sabotaj faaliyetinde bulunmak, Ermeni komiteleriyle işbirliği yapmak, Osmanlı toprakları içerisinde yaşayan Rumları askere almak, izci örgütleri vasıtasıyla Rum gençleri eğitmek ve örgütlemekti. Ayrıca Osmanlı Devleti içerisinde bulunan veya gelecek olan yabancı tetkik ve araştırma heyetlerini yanlış bilgilendirerek Rum nüfusunun Batı Anadolu ve diğer bazı bölgelerde çoğunlukta olduğuna inandırmak için çeşitli çalışmalar planlamak ve yapmadı.13 Bu amaçları

gerçekleştirmek için faaliyette bulunan bazı Rum cemiyetleri şunlardır: Mavri Mira Cemiyeti (Kara Baht) Mondros Mütarekesi’nden sonra Fener-Rum Patrikhanesi’nin desteğiyle 1919 senesinde kurulmuştur. Amacı; Osmanlı Devleti içinde karışıklık çıkartmak üzere çeteler kurmak ve pro-paganda faaliyetlerinde bulunmaktır.14 Rum Muhacirin Cemiyeti; Mavri

Mira Cemiyeti’nin kontrolünde mütarekeden sonra kurulmuştur. Amacı I. Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’a göç etmiş Rumları eski yerlerine döndürmekti. Rum Salibi Ahmer Cemiyeti, doğrudan Atina’dan kontrol edilen Mavri Mira’ya bağlı bir cemiyettir. Cemiyetin amacı her ne kadar muhacirlere yardım etmek gözükse de diğer Rum cemiyetleriyle ortak hareket ederek çeteler teşkil etmek, Rumlara silah ve cephane ve

9Seyfi Yıldırım-Adnan Sofuoğlu, a.g.e., s. 123.

10Ali Güler, İşgal Yıllarında Yunan Gizli Teşkilatları, s. 62-63, Ankara 1988.

11 Mustafa Turan, Yunan Mezalimi (İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923), s. 32-33, An-kara 1999.

12Ali Güler, a.g.e., s. 62-63.

13BOA, (Meclis-i Vükela Mazbataları) MV, 216/5; Ertuğrul Zekai Ökte, “Yunanistan’ın İstan-bul’da Kurduğu Gizli Cemiyeti “Kordus”, BTTD, Sayı: 40, s. 20, Ocak 1971.

(5)

zat temin etmek gibi birçok vazifeyi ifa ediyordu.15 Bu cemiyetlerin

dışın-da faaliyet gösteren bazı cemiyetlerde şunlardır: Rum Müdışın-dafaa-i Milliye Cemiyeti, Asya-yı Suğra Cemiyeti (Küçük Asya Cemiyeti), Rum-Yunan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti ve Rum-Yunan İttihat-ı Milliye Cemiyeti’dir.16

1. Kordos Komitesi’nin Kuruluşu

Filiki Eterya ve Etniki Eterya gibi cemiyetlerle aynı amaca hizmet eden kuruluşlardan birisi de Kordos17 Komitesi (Rum Muhacirleri

Mer-kez Komisyonu)’dir. Komite’nin ne zaman kurulduğu hakkında kesin bil-gi olmasa da, Başbakanlık Osmanlı Arşivinden ulaştığım belgede18;

Kor-dos Komitesi’nin Yunanistan’ın bağımsızlığından önce Mora’da ihtilal çı-karmak maksadıyla Kordos isminde Yunanlı bir ser-kerde yani haydut tarafından teşkil edildiği ve Komite’nin o zamandan beri faaliyette olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca Kordos Komitesi Girit, Yanya, Adalar ve Make-donya’daki ayaklanmalarda aktif olarak görev almış, Balkan Savaşları’n-da ve Birinci Dünya Savaşı’nSavaşları’n-da birçok faaliyette bulunmuştu.19 Aynı

bel-geye göre; Kordos Komitesi, Filiki ve Etniki Eterya cemiyetlerinin deva-mıdır.20 Ayrıca Kordos Komitesi’nin merkezinin Atina olduğu, birçok

şu-besinin bulunduğu, üye sayısının binleri bulduğu, cemiyetin gizlilik esa-sına göre faaliyet yürüttüğü bu çerçevede komiteye üye olmak için dini-ne, vatanına ve komiteye sadık kalacağına dair yemin ettikten sonra bu kişiye resimli bir vesikanın verilerek üyeliğe kabul edildiği ve komitenin Teşkilat-ı Mahsusa görevi yürüttüğü de ifade edilmiştir.21

Kordos Komitesi, Trakya ve Anadolu’daki faaliyetlerine Mondros Mü-tarekesi’nin imzalandığı tarihin hemen akabinde Venizelos’un talimatıy-la22 ve Rum Muhacirleri Merkez Komisyonu resmi adıyla23 İstanbul,

15Hülya Toker, a.g.e., s. 138-139.

16Ayrıntılı bilgi için bkz. Ali Güler, İşgal Yıllarında Yunan Gizli Teşkilatları, Ankara 1988. 17 Ertuğrul Zekai Ökte, “Yunanistan’ın İstanbul’da Kurduğu Gizli Cemiyeti “Kordus” maka-lesinde cemiyetin ismi “Kordus” olarak yazılmışsa da Başbakanlık Osmanlı Arşivi Hariciye Nezareti Siyasi tasnifi içerisinde dosya numarası 2709, gömlek numarası: 14 ve Lef numara-ları: 17-20 arası olan 18 Haziran 1919 tarihli ve Fransız olarak kaleme alınan ve Fransız, İtalyan ile İngiltere askeri komiserliklerine cemiyetin faaliyetlerini bildiren belgede “Kordos” ismi açık bir şekilde yazılıdır. BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef 17-20.

18Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Sadaret Müteferrik Evrakı tasnifi içersin de 313 dosya ve 61 gömlek numarasıyla yer alan belge Ertuğrul Zekai Ökte’nin “Yunanistan’ın İstanbul’da Kur-duğu Gizli Cemiyeti “Kordus” adlı makalede kullandığı (Meclis-i Vükela Mazbataları 216/5) belgeden daha farklı ve fazla bilgi içermektedir. Bu belge Polis Müdüriyeti Umumiyesi tara-fından Harbiye Nezaretine 14 Haziran 1919 tarihinde gönderilmiştir. BOA, Sadaret Mütefer-rik Evrakı, A.M., 313/61.

19BOA, A.M., 313/61.

20 Bu ifadeler Filiki Eterya’nın veya Etniki Eterya Cemiyetlerinin belki de başka bir adının Kordos olabileceğini akla getirmektedir. Veya bu cemiyetlerin bir alt şubesi olduğu söylenebilir. 21BOA, A.M., 313/61.

22Mehmed Ali Ayni, Milliyetçilik, s. 316, İstanbul 1943.

(6)

ta’da bulunan Minerva Han’ının üçüncü ve dördüncü katlarında açtığı şube ile faaliyete başlamıştır. Şubenin İstanbul’da açılmasının en önemli sebebi Anadolu ve Trakya’ya gönderilmesi planlanan çeteleri daha yakın-dan ve organize bir şekilde idare ederek istenilen bölgelere yollamaktır.24

Komitenin başkanı Yunanlı Manol Jozukas (Manol Zevkas)’dır. Resmî yazışmalarda, Santralikoz takma adını kullanmıştır.25 Kordos

Komitesi’-nin, Rum Muhacirileri Merkez Komisyonu adını almasının sebebi gizli amaçlarını yürütmek için bu ismi paravan olarak kullanmaktı.26

Cemi-yet’in esas ünitesi Patrikhane Merkez Milli Komitesi olmakla birlikte Etni-ki Eterya’nın bir kolu olan Mavri Mira ile de birlikte çalışmıştır.27

2. Kordos Komitesi’nin Faaliyetleri

Kordos Komitesi, Rum Muhacirleri Merkez Komisyonu adıyla faaliyete geçtikten kısa bir süre sonra Patrik Vekili başkanlığında bir toplantı ya-parak Rum muhacirlerinin yerlerine iadesi, maddi yardımda bulunulma-sı ve tazminat talepleri gibi konuları görüşmek üzere toplanmış ve şu ka-rarları almıştır:

“1. Muhtelif metropolitler tarafından Rumların teb’id ve takibi hakkın-da verilen müteaddit raporların tedkiki ve bunların istihsal olunacak diğer malûmat esası üzerine teb’id ve takibatın tarihçesi ile mufassal bir istatistik tertip ve neşri. Bu tetkikat dört komisyon tarafından on beş gün zarfında hazırlanacak, sonra tedkikat-ı mezkûre esas ittihaz olunarak bir kitap neşredilecektir.

2. Müstacelen iane cem’ ve memleketlerine avdet edecek olanlara tevzi olunacaktır.

3. Memleketlerine avdet edeceklere teshilat-ı lâzımenin ifası için hu-susî bir komisyon teşkil edilecektir.

4. Burada bulunan muhtelif mahaller muhacirlerinden mensup bu-lundukları metropolitlerin riyaseti altında komisyonlar teşkil oluna-cak ve bunlar patrikhane ile temasta bulunaoluna-caktır.

5. Daireleri dâhilinde muhacir bulunan metropolitlere işbu mukarre-rata tevfikan hareket etmeleri için talimat verilecektir.”28

Komite’nin aldığı bu kararlara rağmen asıl görevi ve yürüttüğü faali-yetler oldukça farklıdır. Kordos Komitesi’nin faalifaali-yetleri; Amerika’dan ge-len tetkik heyetlerine Trakya’da ve Anadolu’nun belirli bölgelerinde

24 BOA, DH. KMS, 49-2/34, Lef 6; BOA, A.M., 313/61; BOA, MV, 216/5; BOA, (Hariciye Ne-zareti Siyasi) HR.SYS, 2709/14, Lef 20.

25 BOA, A.M., 313/61; BOA, MV, 216/55; BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 4 ve 6; Ertuğrul Ze-kai Ökte, “a.g.m.”, s. 22. Kordos Komitesi’nin başkanı olarak Manol Zevkas ismi Fransızca bir belgede geçmektedir. Bkz. BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef, 20.

26BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 6. 27BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 5. 28Mehmed Ali Ayni, a.g.e., s. 316-317.

(7)

ların çoğunlukta olduğunu göstermek için Rumları, Trakya ve Anadolu’-nun değişik yerlerine sevk etmek, Anadolu’da isyan çıkarmak için çeteler oluşturmak, Müslümanları katletmek, mal ve mülklerine el koymak bu-nun için de cemiyete üye kaydederek Anadolu’ya sevk etmekti. Komite, bu amaçlarına hız kazandırmak ve daha düzenli bir şekilde yürütmek maksadıyla Girit’in meşhur eşkıyalarından ve Yunan Başbakanı Venize-los’un da yakın arkadaşlarından, Girit, Yanya ve Makedonya’da uzun süre faaliyette bulunmuş Polinis (Polanis) ve Nikolozi (Nicolosis) İstan-bul’a getirmek için çaba harcamıştır.

Kordos Komitesi istihbarat faaliyetlerinde de bulunmuştur. Komite bu faaliyetinde Yunan Büyükelçiliği ile işbirliği yapmıştı. İyi derecede Türk-çe bilen Rumları seTürk-çerek bunlara Osmanlı subay, asker, komiser ve polis elbisesi giydirerek cami, kulüp ve Müslümanlara ait özel mekânlara yol-layarak casusluk faaliyetlerine girişmişti.29

Kordos Komitesi, Avrupa basınında yer alan İstanbul’un Osmanlı Devleti’ne bırakılacağı yönündeki haberlerden memnun olmamıştır. Ko-mite, İstanbul’un Yunanistan tarafından olmasa bile İtilaf Devletleri ta-rafından kalıcı olarak işgalini istemekteydi. Bu amaçla Paris Sulh Kong-resi’nin vereceği karara göre İstanbul’da isyan çıkarmak ve katliamda bulunmak için hazırlıklar yapmıştır. Bu bağlamda Yunanistan’dan Yu-nan torpido ve gemileriyle gizlice, yüklü miktarda silah ve cephane İstan-bul’a getirilmiş, bunlar otomobillerle Patrikhane ve kiliselere nakledil-miştir. Bu malzemeler Yunanlı subaylar ve Kordos Komitesi yöneticile-rince güvenilir bulunan Rumlar ve Yunanlılara dağıtılmıştır.30 Komite

ta-rafından gizlice nakledilen bu silahlardan bir kısmı Kumkapı civarında polis tarafından yakalanmıştır.31

Komite İzmir’in işgalinden yaklaşık dört beş ay önce Nurettin Paşa’nın valiliği esnasında isyan çıkararak şehrin işgalini kolaylaştırmak üzere ba-zen kıyafet değiştirerek baba-zen de Kızılhaç kıyafeti giydirdiği elemanları ara-cılığıyla binlerce Rum’u Aydın sahiline çıkarmıştır. İzmir’in işgali sırasında ise burada Müslüman halka karşı yapılan saldırı ve katliamlarda Kordos Komitesi’nin de sorumluluğu vardır.32 Örneğin, 1919 senesinin Haziran

ayı içerisinde komite tarafından düzenlenen seyahat belgesiyle 130 kadar fedai, Rumları teşkilatlandırmak ve katliamlarını daha organize bir şekilde sürdürmek için Romanya vapuruyla İzmir’e getirilmiştir.33

Komite, Karadeniz bölgesinde de yoğun bir faaliyette bulunmuştur. Özellikle Trabzon ve Samsun bölgesini kendisinin faaliyet alanı olarak

29BOA, A.M., 313/61; BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef 19-21. 30BOA, A.M., 313/61; BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef 19-21.

31BOA, MV, 216/55; BOA, DH.KMS, 49-2/ 34, Lef 6; Ertuğrul Zekai Ökte, “a.g.m.”, s. 22. 32BOA, A.M., 313/61; BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef 19-21.

33 Bülent Atalay, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Siyasi Faaliyetleri (1908-1923), s. 170, İstanbul 2001.

(8)

görmüş ve birçok Rum’u bu bölgeye sevk edilmiştir. 1919 Temmuz son-larına kadar Trabzon’a çoğunluğu silahlı olmak üzere 8000’den fazla Rum getirilmiştir.34 Ayrıca Edirne’nin değişik bölgelerinde vuku bulan

iş-galler ve hırsızlıklar da yine bu komitenin gönderdiği çeteler tarafından yapılmaktaydı.35

Kordos Komitesi, Trakya ve Anadolu’ya sevk edilen çetelere maddi destek sağlama ve propaganda yapma çabası içerisine de girdi. Bu amaçla komite merkezince Vasiliyadi Emmanoel (Vassiliadi Emmanoel) adlı bir Yunanlı Albay sivil olarak İstanbul’a yolladı.36 Bu bağlamda,

ko-mite, konserler de düzenledi. 8 Haziran 1919 tarihinde Taksim Belediye bahçesinde, Yunan Kızılhaç Cemiyeti adına düzenlemiş olduğu konser-den elli bin lira kadar gelir elde etti. Bunun yanında, 10 Haziran 1919’da Beyoğlu’nda Topçular caddesinde bulunan Ellinikos Filologikos Sillogos (Helen Filoloji Derneği)’da37 Yunan hükümetinin resmî temsilcileri ve

Patrikhane yetkililerinin de hazır bulunduğu bir toplantı yaparak veril-mesi planlanan ikinci konser hakkında bir görüşme yaptı.

Komite, bütün bu faaliyetlerinin yanında, Avrupa kamuoyunu Müslü-manlar ve Osmanlı Hükümeti aleyhine çevirmek için muhtelif dillerde ki-tap ve resimler yayınlayarak Avrupa’ya ve Amerika’ya göndermekten geri durmamıştır.

Ermeni ve Rumların göç ettirilmesine yönelik bir kitap yazmak için bütün vilayetlerden çağrılan 20-30 rahipten oluşan bir komisyon kura-rak Patrikhane’de bu kitabın yazılmasını istedi. Kordos Komitesi, İstan-bul’daki İtilaf Devleti temsilciliğine de başvurarak Yunanlı subayların si-vil elbise temin edilinceye kadar askerî kıyafetleriyle dolaşmalarına izin verilmesini istemiştir. Bununla amaçlanan Osmanlı kamuoyunu rencide etmekti. İstanbul’da Yunan askerlerinin sayısının gittikçe artması şehir-deki İtalyan Kumandanı Caprini’nin dikkatinden kaçmamış Polis Müdü-riyeti’nde katıldığı toplantıda bu durumu açıkça ifade etmişti.38

Yunan izci teşkilatları, Mavri Mira Cemiyeti tarafından teşkil edilmiş ise de39 Kordos Komitesi de Mavri Mira Cemiyeti gibi genç yaştaki

Rum-lardan oluşan, izci alayları kurmuştur.40 Komite, bu alaylara

34Sabahattin Özel, Millî Mücadele’de Trabzon, s. 133, Ankara 1991. 35BOA, A.M., 313/61; BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef 19-21.

36BOA, A.M., 313/61; BOA, HR.SYS, 2709/14, Lef 19-21.

37 1861’de kurulan ve Rum kültür hareketlerinin öncüsü olarak kabul edilen dernek, Os-manlı Devleti’nde yaşayan Ortodoks Rum toplumun kültür çalışmalarının koordinatörlüğü-nü üstlenir. Venizelos’u ebedi başkanlığa seçerek siyasete girişen cemiyet Türkiye Cumhuri-yeti’nin ilanıyla kapatılmıştır. Bkz. Seyfi Yıldırım-Adnan Sofuoğlu, a.g.e., s. 114.

38BOA, A.M., 313/61.

39Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, Cilt: I, s. 3, Ankara 1927; Hülya Toker, a.g.e., s. 130. 40 Hülya Toker, Mütareke Döneminde İstanbul Rumları adlı kitabında Yunan İzci Teşkilatını Mavri Mira kontrolünde faaliyet gösteren müesseseler arasında göstermektedir. Ancak Kor-dos Komitesi de kendi içerisinde izci teşkilatı meydana getirmiş ve faaliyette bulunmuştur.

(9)

tan’dan temin etmiş olduğu askerî elbiseleri, Rum mahalle muhtarları ve papazlar vasıtasıyla ulaştırmıştır. İzci alayları 16-20 yaş arası gençlerden oluşmaktaydı. Bu gençlerden 19-20 yaşlarında olanlar bir ay süreyle ta-lim için Yunanistan’a gönderilirken yaşları daha küçük ve öğrenci olan-lar okulolan-larında, bir işte çalışanolan-lar ise jimnastik salonolan-ları, kiliseler ve Rum kulüpleri gibi kuruluşlarda İstanbul’a gizlice gelen Yunanlı subay-lar tarafından eğitilmiştir.41 Kordos Komitesi’nin düzenlemiş olduğu

faa-liyetlere katılmak serbestti. Ancak Rum ileri gelenleri ve din adamlarının yaptığı propagandalarla faaliyetlere katılmak için psikolojik bir baskı oluşturuyordu. Komitenin yürüttüğü izcilik faaliyetleri sadece İstanbul’-da sınırlı kalmamış şartların uygun olduğu vilayetlere de yayılmak isten-miştir. Örneğin, komite, İzmir’in işgalinden önce izci teşkilatı kurarak bölgede faaliyette bulunmuştur.42 25 Haziran 1919 tarihinde Polis

Mü-düriyetince, Dâhiliye Nezareti’ne yollanan bir yazıda İstanbul’daki Rum okullarında gençlerinin talim ve terbiyesi için Yunan subaylarının görev-lendirildiği ve bu gençlere askeri eğitimin yanında Megali İdea çerçeve-sinde ideolojik eğitim de verildiği, bu işleri yürütmek üzere Yunan Ordu-sunda görevli Yüzbaşı Yorgi’nin görevlendirdiği ifade edilmiştir. Yüzbaşı Yorgi’ye Patrikhane tarafından 4500 lira para verilmişti.43 İstanbul’da

eğitime tabi tutulan bu gençler bazen 50-100 kişilik gruplar halinde Beyoğlu’nda İstiklâl Caddesi’nde Zito Venizelos diye bağırarak Rumları heyecana getirmek, buna karşın Türkleri de tahrik etmek girişiminde bulunmuşlardır.44

Kordos Komitesi sağladığı maddi destek sayesinde; Osmanlı Devleti sınırları dışına göç etmiş Rumları tekrar Osmanlı topraklarına göç ettir-me faaliyetine de girişti.45 Komite maddi olarak Yunan İstihbarat

teşkila-tınca da desteklenmiştir. Müslüman halkın emlak ve arazilerinin Rumlar tarafından satın alınması için yoğun bir çaba içerisine girmiştir. Bu çer-çevede Atina ve Selanik’teki Yunan bankaları da yardımda bulunmuş-tur.46

Bütün bu yardımların yanında başta İngiltere olmak üzere İtilaf Dev-letleri de, Rum göçmenleri konusunu, Ermeni göçmenlerin iadesi ile aynı çerçevede değerlendirmekteydi. İngiliz Komutan R. Webb 1 Ocak 1919 tarihli raporunda “Yurtsuz Rumların yurtlarına iadeleri meselesi hemen

Esasında Hülya Toker’in BOA, DH.KMS, Dosya No: 49-2, Gömlek No: 34 Lef 7 numarasıyla kitabında da kullandığı belgede açık şekilde Kordos Komitesi’nin bu faaliyeti yürüttüğü ifade edilmektedir. Bkz. Hülya Toker, a.g.e., s. 130-132.

41BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 7. 42BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 7. 43BOA, DH.KMS, 49-2/35, Lef 4.

44BOA, DH.KMS, 49-2/35, Lef 6; Bülent Atalay, a.g.e., s. 108-109. 45BOA, DH.KMS, 49/2, 38.

(10)

hemen Ermeni meselesi kadar önemlidir. Bunların yurtlarına iadelerini

kü-çük mikyasta ele aldım.”47 sözleriyle ifade etmekteydi.

Komite, Rumları Anadolu’ya göç ettirme politikasını büyük bir düzen çerçevesinde ve sistematik olarak yapmaktaydı. Bunu yaparken, Metropo-litlikler Anadolu’da ve İstanbul’da çoğunluğu sağlayabilmek için nereye ne kadar Rum göç ettirilmesi gerektiğini hesaplıyor ve bunları doğrudan doğ-ruya Yunanistan’da bulunan komite merkezine aktarıyordu.48 Kordos

Ko-mitesi, Anadolu’dan başta Konya, Ankara, Kastamonu, Bursa vilayetlerin-de oturan Rumlardan malı mülkü olmayanlarını İstanbul’a iskân etmeye çalışmıştır. Böylece İstanbul’da ekonomik, eğitim ve demografik olarak ço-ğunluğu oluşturan Türklere karşı üstünlük sağlamak amaçlıyordu.49 Yine

komite Karadeniz Bölgesi ve Batı Anadolu’daki Rum nüfusunu artırmak için Rusya’dan dahi Rumları göç ettirme ve yerleştirme çabasına girdi.50

Kordos Komitesi’nin bu faaliyetleri sonucu Mondros Mütarekesi’nden sonra İstanbul’a yerleşmiş Rumların sayısının iki yüz bin kadar olduğu tahmin edilmektedir.51 Komite, Anadolu’ya gelecek olan Amerikalı ve

Av-rupalı heyetlere Rumların çoğunlukta olduğunu inandırarak bölgenin Rumlar tarafından işgal edilmesini bekliyordu.52

Kordos Komitesi, patrikhane vasıtasıyla “Rum İskân Muhacirin

Cemi-yeti” adıyla sahte vesikalar düzenleyerek Osmanlı Devleti’nde huzur ve

asayişi bozmak amacıyla Yunanistan’dan gönderilen çeteleri çeşitli yerle-re sevk etmiştir.53 Kordos Komitesi’nin bu faaliyetleri hakkında İstanbul

Polis Müdüriyet-i Umumiyesi’nden 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal Paşa’ya “mahrem ve müstaceldir” (gizli ve acele) ibaresiyle bir telgraf çeki-lerek Samsun ve civarına asayişi bozmak üzere üç yüz elli erkek ve yet-miş kadından oluşan bir fedai grubunun sevk edileceği bildirilyet-miştir.54

Bu çerçevede Samsun Mutasarrıflığı’na gönderilen gizli belgede Mustafa Kemal Paşa’ya yollanan telgrafı doğrular niteliktedir. Belgede asayişin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması istenmekteydi.55 Kordos

Ko-mitesi aynı zamanda silahlı çeteler kurmak, Millî Mücadele’ye karşı yapı-lacak eylemleri organize etmek, Osmanlı tebaası Rumları askere alarak Yunan ordusu saflarında savaşa hazırlamak ve gizli olarak gelen Yunan subaylarını korumakla da görevliydi.56

47Ali Güler, a.g.e., s. 69. 48Ali Güler, a.g.e., s. 67. 49BOA, DH.KMS, 49/38.

50“Nurettin Paşa Pontusçuları Anlatıyor”, Yakın Tarihimiz, Cilt: II, s. 225, İstanbul 1962. 51Yusuf Gedikli, a.g.e., s. 99.

52BOA, MV, 216/55; BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 6; Ertuğrul Zekai Ökte, “a.g.m.”, s. 22. 53BOA, MV, 216/55; BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 6; Ertuğrul Zekai Ökte, “a.g.m.”, s. 22. 54Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı: 5, Belge No: 99, Eylül 1953.

55BOA, DH.KMS, 49/2, 29.

(11)

3. Kordos Komitesine Karşı Alınan Tedbirler

Kordos Komitesinin yürüttüğü faaliyetler İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyyesi’nce yakından takip edildi. Bunun sonucunda komiteye ait bol miktarda silah ve cephane ele geçirildi. Ayrıca Hariciye ve Dâhiliye Nezaretlerine yazılan yazılarla da komitenin faaliyetleri dikkate çekil-di.57

Kordos Komitesinin zararlı faaliyetlerinin engellenmesi için 25 Hazi-ran 1919 tarihli Meclis-i Vükela’ da bazı kararlar alınmıştır. Bu kararla-ra göre Rum izci teşkilatlarının kaldırılması, Yunan Hükümetinin ve Pat-rikhanenin Osmanlı Devletindeki fesad hazırlık ve tahrikleri hakkında İtilaf Devletleri temsilcilerinin haberdar edilmesi ve Trakya’da Yunan ta-burlarının ortadan kaldırılması gerektiğidir.58

Komite’nin yıkıcı ve bölücü çalışmalarına 1922 senesine kadar devam etmiş, Millî Mücadele’nin kazanılmasıyla birlikte bu faaliyetlerine son vermek zorunda kalmıştır.59

Sonuç

I. Dünya Savaşı’nın sonucunda imzalanan Mondros Mütarekesi’yle birlikte Osmanlı Devleti’nde Rumlar Megali İdea’yı gerçekleştirmek için uzun süredir bekledikleri uygun ortam bulmuşlardı. Bu amaçlarını ger-çekleştirmek için Yunanistan Hükümeti ve patrikhanenin de desteğiyle birçok Rum cemiyeti faaliyete geçmiştir. Bu cemiyetler arasında gizlilik esasına göre faaliyette bulunan cemiyetlerden birisi de Kordos Komitesi (Rum Muhacirin Merkez Komitesi)’dir. Komitenin merkezi Atina’dadır. Faaliyet alanı ise Batı Anadolu, Doğu Karadeniz, İstanbul ve Trakya böl-geleridir.

Kordos Komitesi yürüttüğü faaliyetlerinde Rum Patrikhanesi ve Yuna-nistan hükümetinden açık destek almış ve bu faaliyetlerini Etniki Eterya Cemiyeti’nin çatısı altında sürdürmüştür. Komitenin temel amacı Ana-dolu’da ve Trakya’da Rum nüfusunu artırmak için Yunanistan ve Rus-ya’dan bu bölgelere göçmen yollamaktır. Komite bu faaliyetinin yanında Osmanlı Devleti’nde yaşayan Rum tebaayı gerek askerî ve gerekse propa-ganda amaçlı örgütleme çabası içine girmişti. Bunun için Kordos Komi-tesi Yunanistan’dan getirdiği silah ve cephaneyi de gizlice Rumlara dağıt-mış ayrıca kurduğu izci teşkilatlarıyla yaşları 16-20 yaş arasındaki genç-lere askeri eğitim yanında propaganda amaçlı eğitim de vermiştir. Komi-te faaliyetlerini 1922 senesine kadar devam etmişse de Millî Mücadele’-nin kazanılmasıyla birlikte Kordos Komitesi de diğer Rum cemiyetleri gi-bi Türk topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır.

57BOA, DH.KMS, 49-2/34, Lef 6. 58BOA, MV, 216/55.

(12)

Kaynaklar Arşiv Belgeleri

Başbakanlık Osmanlı Arşivi.

Kitaplar ve Süreli Yayınlar

Atalay, Bülent, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Siyasi

Faaliyetle-ri (1908-1923), İstanbul 2001.

Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk, I, Ankara 1927. Ayni, Mehmed Ali, Milliyetçilik, İstanbul 1943.

Gedikli, Yusuf, Pontus Meselesi, (Yay. Hazırlayan), İstanbul 2002. Güler, Ali, İşgal Yıllarında Yunan Gizli Teşkilatları, Ankara 1988.

Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı: 5, Belge No: 99, Eylül 1953.

Hatipoğlu, M. Murat, Yunanistan’daki Gelişmeler Işığında Türk-Yunan

İlişkilerinin 101 Yılı (1821-1922), Ankara 1988.

Jelavıch, Barbaba, Balkan Tarihi I (18. ve 19. Yüzyıllar), Çev: İhsan Durdu-Haşim Koç-Gülçin Koç, İstanbul 2006.

“Nurettin Paşa Pontusçuları Anlatıyor”, Yakın Tarihimiz, Cilt: II, s. 225-226, İstanbul 1962.

Ökte, Ertuğrul Zekai, “Yunanistan’ın İstanbul’da Kurduğu Gizli Cemi-yeti “Kordus”, BTTD, Sayı: 40, s. 20-23, Ocak 1971.

Özel, Sabahattin, Milli Mücadele’de Trabzon, Ankara 1991.

Saydam, Abdullah, “Millî Mücadele’de Trabzon”, Türk Dünyası

Araştır-maları Dergisi, Sayı: 79, s. 21-55, İstanbul, Ağustos 1992.

Toker, Hülya, Mütareke Döneminde İstanbul Rumları, Ankara 2006. Turan, Mustafa, Yunan Mezalimi (İzmir, Aydın, Manisa, Denizli

1919-1923), Ankara 1999.

Türkmen, Zekeriya “Girit Adasını Osmanlı İdaresinden Ayırma Çaba-ları: Yunan İsyanını Takip Eden Dönemdeki Gelişmeler (1821-1869)”

OTAM, Sayı: 12, s. 219-244, Ankara 2001.

Yıldırım, Seyfi - Sofuoğlu, Adnan, Siyasi Faaliyetleriyle Osmanlı’dan

Cumhuriyet’e İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi, İstanbul 2010.

Yılmaz, Hadiye, Arşiv Belgeleri Işığında Pontus Meselesi, Ankara 2010.

(13)
(14)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çok değişkenli regresyon analizinde en küçük kareler yöntemine alternatif olarak kullanılan yöntemlerden biri olan ridge regresyon yöntemi, çoklu bağıntı

It was observed that plant viability were decreased with increasing NaCl concentration in the medium At the end of six weeks, plants were evaluated for the

Galata Köprüsü’nde uzun yıllardır sürdürülen olta balıkçılığının yapısını incelemek amacıyla gözlem ve görüşmelere dayanan bir araştırma tasarlanmış,

laktasyonlar için oluşturulan MARS modellerinin tahmin gücünün yüksek olduğunu açıklamaktadır Çalışmada siyah alaca ineklerde kontrol günü, sağım süresi,

Dolay~s~yla Alevili~in d~~~ tarihi diyebilece~imiz (burada ~illi~in tarihini Alevili~in tarihi olarak de~erlendirmenin çok yanl~~~ oldu~unu bir kere daha vurgulayal~m), siyasal

“ Hiçbir şeye bağlayamıyoruz. Ama hep bu­ nu konuşuyoruz. İlginç bir şey anlatayım. Fi­ zik bitti, metafiziğe geldik galiba. Bu filmi Ya­ şar Kemal’le çok konuştuk.

The ratios of log-transformed AUC(subscript 0-t), AUC(subscript 0-∞), and C(subscript max) values of the plasma β -hydroxyacid simvastatin between two tablets were within the range

Point overrelaxation codes would give more sensitive results in shorter times if they uses flux distributi­ ons obtained by IBD-1L code as input flux for large