• Sonuç bulunamadı

MEÂRİC SURESİNDE İNSANIN OLUMLU VE OLUMSUZ ÖZELLİKLERİ ( Positive and Negative Trits of Human ın Surah Al-Ma’arij )

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MEÂRİC SURESİNDE İNSANIN OLUMLU VE OLUMSUZ ÖZELLİKLERİ ( Positive and Negative Trits of Human ın Surah Al-Ma’arij )"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

89

Öz

İnsan, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilme kabiliyetine sahip olmakla birlikte, güzele ve çirkine de yönelebilmektedir. Böylelikle doğasında mevcut olan ve nefsinin telkin ettiği olumsuz davranışlara ilgi göstermektedir. Kur’an’da bildirilen ideal müminin özellikle-rine uygun davranışlara yönelmek inanmanın gereğidir. İnsanın özelliklerinden, taşıması gereken ulvî hasletlerinden bahseden Meâric suresi, bu hususlara çok veciz bir şekilde değinmiştir. Allah’ın varlığı, birliği ve yüceliği inancının yerleştirilmesinden sonra su-renin en büyük hedefi; insanların kalplerini sabırsızlık, tatminsizlik, cimrilik gibi onun kişiliğinde tahribata yol açan kötü huylardan arındırmaktır. Bu makalede, Meâric suresi ekseninde, insanın iki farklı yapısına, müspet ve menfî özelliklerine işaret eden ayetler incelenirken surede dolaylı olarak zikredilen olumlu özellikler de tespit edilmeye çalışıl-mıştır.

Anahtar Kelimeler: Kur’an, Tefsir, Meâric, İnsan, Olumlu/Olumsuz Özellik.

*) Bu makale; Prof. Dr. Hüseyin Yaşar danışmanlığında hazırlanmakta olan “Meâric Suresinde Cennetle Müjdelenenlerin Özellikleri” isimli yüksek lisans tezinden üretilmiştir.

**) DİB, Kur’an Kursu Öğreticisi, Yüksek Lisans Öğrencisi, Uşak Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri, Tefsir Ana Bilim Dalı (e-posta: bskarakas@outlook.com) ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-5994-3113 ***) Prof. Dr., Öğretim Üyesi, Uşak Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri,

Tefsir Ana Bilim Dalı

(e-posta: huseyin.yasar@usak.edu.tr) ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-1043-3729

MEÂRİC SURESİNDE

İNSANIN OLUMLU VE OLUMSUZ ÖZELLİKLERİ (*)

(Araştırma Makalesi)

Beyza Sümeyye KARAKAŞ TUĞRUL (**)

Hüseyin YAŞAR (***)

EKEV AKADEMİ DERGİSİ • Yıl: 24 Sayı: 83 (Yaz 2020) Makalenin geliş tarihi: 13.07.2020

1. Hakem rapor tarihi: 03.08.2020 2. Hakem rapor tarihi: 18.08.2020 Kabul tarihi: 25.08.2020

(2)

EKEV AKADEMİ DERGİSİ 90 / Beyza Sümeyye KARAKAŞ TUĞRULProf. Dr. Hüseyin YAŞAR

Positive and Negative Trits of Human in Surah Al-Ma’arij Abstract

Human being has the ability to distinguish between good and evil, can also turn towards beauty and the ugly. Thus, he can show interest in the negative behaviors that are present in his nature and instilled by his desires. It is the necessity of believing to turn to behavior that is appropriate to the characteristics of the ideal believer as revealed in the Qur'an. Surah Al-ma'arij, speaks of the characteristics of human being and his lofty features, has addressed these matters very briefly. After the establishment of the belief in the existence, singularity and glory of Allah, the greatest goal of the Surah is to purify the hearts of people from bad habits that lead to destruction in his personality such as impatience, dissatisfaction, stinginess. In this article, while examining the verses of Surah Al-Ma'arij that point to two different structures of Man, positive and negative traits, the positive traits mentioned indirectly in the surah were also tried to be identified.

Keywords: Qur’an, Qur’anic Exegesis, Al-Ma’arij, Human, Positive /Negative Traits.

1. Giriş

Mekke döneminin ortalarında nazil olan ve 44 ayetten oluşan Meâric suresi, ismini 3. ayette geçen “Meâric/

2

Öz

Ġnsan, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilme kabiliyetine sahip olmakla birlikte, güzele ve çirkine de yönelebilmektedir. Böylelikle doğasında mevcut olan ve nefsinin telkin ettiği olumsuz davranıĢlara ilgi göstermektedir. Kur‟an‟da bildirilen ideal müminin özelliklerine uygun davranıĢlara yönelmek inanmanın gereğidir. Ġnsanın özelliklerinden, taĢıması gereken ulvî hasletlerinden bahseden Meâric suresi, bu hususlara çok veciz bir Ģekilde değinmiĢtir. Allah‟ın varlığı, birliği ve yüceliği inancının yerleĢtirilmesinden sonra surenin en büyük hedefi; insanların kalplerini sabırsızlık, tatminsizlik, cimrilik gibi onun kiĢiliğinde tahribata yol açan kötü huylardan arındırmaktır. Bu makalede, Meâric suresi ekseninde, insanın iki farklı yapısına, müspet ve menfî özelliklerine iĢaret eden ayetler incelenirken surede dolaylı olarak zikredilen olumlu özellikler de tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Kur‟an, Tefsir, Meâric, Ġnsan, Olumlu/Olumsuz Özellik.

Positive and Negative Trits of Human ın Surah Al-Ma’arij Abstract

Human being has the ability to distinguish between good and evil, can also turn towards beauty and the ugly. Thus, he can show interest in the negative behaviors that are present in his nature and instilled by his desires. It is the necessity of believing to turn to behavior that is appropriate to the characteristics of the ideal believer as revealed in the Qur'an. Surah Al-ma'arij, speaks of the characteristics of human being and his lofty features, has addressed these matters very briefly. After the establishment of the belief in the existence, singularity and glory of Allah, the greatest goal of the Surah is to purify the hearts of people from bad habits that lead to destruction in his personality such as impatience, dissatisfaction, stinginess. In this article, while examining the verses of Surah Al-Ma'arij that point to two different structures of Man, positive and negative traits, the positive traits mentioned indirectly in the surah were also tried to be identified.

Keywords: Qur‟an, Qur‟anic Exegesis, Al-Ma‟arij, Human, Positive /Negative Traits.

1. Giriş

Mekke döneminin ortalarında nazil olan ve 44 ayetten oluşan Meâric suresi, ismini 3. ayette geçen “Meâric/جسبعِ ” kelimesinden almıştır. Meâric, “Yüksek yerlere çıkma vasıtası, yükselme dereceleri”

” kelimesinden almıştır. Meâric, “Yüksek yerlere çıkma va-sıtası, yükselme dereceleri” anlamlarına gelmektedir.1 Genel olarak Meâric ismiyle

anı-lan sureye; Seele, Seele Sâilûn ve Mevâkı’ isimleri de verilmektedir.2 Mushaf-ı Şerif’teki

sıralamaya göre Hâkka suresinden sonra Nûh suresinden önce 70. sırada yer almaktadır.3

Nüzul sıralamasına göre ise Hâkka suresinden sonra Nebe suresinden önce 79. sırada bulunmaktadır.4 Surenin konularını; ahiret inancı, Allah’ın azameti, Peygamber’in davet

1) Bu bilgiler, tefsir literatürü içerisinde yer alan hemen hemen her eserde bulunmaktadır. Örnek olarak bk. Râzî, Ebû Abdillâh (Ebü’l-Fazl) Fahrüddîn Muhammed b. Ömer b. Hüseyn, Mefâtîhü’l-Gayb, Beyrut, Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1990/1411, C. 15, s. 108.

2) Bahsi geçen bilgiler, tefsir kaynakları içerisinde yer alan neredeyse her eserde yer almaktadır. Örnek olarak bkz. Suyûtî, Ebü’l-Fazl Celâlüddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayrî, El-İtkân Fî Ulûmi’l Kur’ân, Çev. Sakıp Yıldız ve Hüseyin Avni Çelik, İstanbul, Hikmet Neşr., 1987, C.1, s.132; Ayrıca bkz. Yazır, Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul, Eser Kitapevi, trs., C. 8, s. 5347.

3) Ateş, Süleyman, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri, İstanbul, Yeni Ufuklar Neşriyat, 1991, C. 10, s. 57; Suyûtî, Tenâsükü’d-dürer fî tenâsübi’s-süver, Çev. Mustafa Karakoç, İstanbul, Rağbet Yay., 2004, s. 129-130.

4) Kuşeyrî, Ebü’l-Kāsım Zeynülislâm Abdülkerîm b. Hevâzin b. Abdilmelik Abdulkerîm, Letâifu’l-İşârât, Çev. Mehmet Yalar, İstanbul, İlk Harf Yayınları, 2013, C. 6, s. 420; Suyûtî, El-İtkân, C. 1, s. 4-5.

(3)

91 MEÂRİC SURESİNDE İNSANIN OLUMLU VE OLUMSUZ ÖZELLİKLERİ

esnasında gösterdiği metaneti ve hassasiyeti, bunların yanında insanın ruhî yapısı, ah-lakî özellikleri, imtihan sahasında takındığı tutum ve davranışları oluşturmaktadır.5

Ayrı-ca surede güzel ahlak sahipleri cennet ile müjdelenirken kötü ahlak sahiplerinin pişman ve mahzun olacakları bir akıbete uğratılacakları bildirilmiştir.6 Kısa fakat muhteva yönü

oldukça zengin olan bu sure, insan ekseninde dönmektedir. Ancak burada mühim olan surenin insanı hangi konumda değerlendirdiği, ona nasıl bir rol yüklediği, hangi karakter ve niteliklere bürünmüş olarak görmek istediği, insanın hangi özelliklerine değindiğidir. Bununla beraber insanın olumsuz özelliklerden, zaaflarının tedavi edilmesinin gereklili-ğinden bahsettiği gibi, tedavi yöntemlerinden de surede söz edilmektedir. Çünkü kişi bun-ları idrak ettiği ve içselleştirdiği takdirde sorumlulukbun-larının paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir.

Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelen-diği;8 batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde

hayıf-landığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi

aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mal-larında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde

5) Sâbûnî, Muhammed Ali, Safvetü’t-Tefâsîr, Beyrut, Dârü'l-Kur'âni'l-Kerim, 1981/1402, C. 3, s.441-442.

6) Mevdûdî, Ebu’l A’lâ, Tefhîmü’l-Kur’ân, Çev. Muhammed Han Kayanî ve diğer, İstanbul, İnsan Yay., 1987, C. 7, s. 417.

7)

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7 َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10

ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34.

11 ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع

َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7 َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10

ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34.

11 ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı solundan verilene gelince o, şöyle söyler, “Keşke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilme-seydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8)

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8 batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7

ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ

َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10 ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع

َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35;

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8 batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7

ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ

َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10 ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع

َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7 َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9 ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10

ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21. 9)

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7 َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9 ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10 ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع

َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Haktan yüz çevirip uzaklaşmak isteyeni ve mal toplayıp üstü-ne oturanı (cehenüstü-nem) kendiüstü-ne çağırır.” 70/Meâric/17-18; -

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7

ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ

َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10

ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34.

11 ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7 َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9 ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10

ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateşe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10)

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7 َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9 ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10

ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11)

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8

batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7

ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ

َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10 ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34.

11 ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع

َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Günahları yüzünden tufanda boğul-dular, ardından ateşe atıldılar, kendilerini Allah’a karşı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

(4)

EKEV AKADEMİ DERGİSİ 92 / Beyza Sümeyye KARAKAŞ TUĞRULProf. Dr. Hüseyin YAŞAR

kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan ve zıt özelliklere

sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

Art arda gelen bu üç surede de, insanın imtihan aşamasında hayır ve şerri, hak ve batılı seçmede serbest bırakıldığı haber verilmiştir. Bununla beraber bireysel ıslah ve toplumsal düzen için mücadele edenlerin, dünyada ve ahirette mükâfatlandırılacağı,14 bireysel ve

toplumsal bozulmaya sebep olacak tavır sergileyenlerin ise ilahî azap ile karşılaşacakları bildirilmiştir.15 Adalet, erdem, doğruluk gibi güzel hasletleri menfaat ve çıkarları uğruna

yok ederek yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar yerilerek tehdit edilmiş; nefsini tezkiye ederek Kur’an’ın belirlediği ölçülere göre hayat sürenler ise övülmüş ve müjdelenmiş-tir.16 Ayrıca bahsi geçen surelerde, Allah’ın insanlara bu yolları ayırt etme ve doğruyu

seçme yönündeki yardımlarına da dikkat çekilmektedir.17 Bir bakıma Meâric suresi,

ken-disinden önceki ve sonraki surelerin de özeti mahiyetinde olup, insanların karakteristik özelliklerine yer vererek sorumluluklarını izah etmektedir.18

Meâric suresinin nüzul sebepleri arasında ise şu rivayetler yer almaktadır: Hz. Mu-hammed insanlara Kur’an’ı tebliğ ediyor ve kıyamette gerçekleşecek olan azaptan ha-berler veriyorken müşriklerden bazıları birbirlerine: “Sorun bakalım Muhammed’e bu azap kimedir, kimler için vuku bulacaktır?” dediler. Bunun üzerine de Meâric suresinin ilk ayetleri inzal oldu.19 Diğer bir rivayete göre ise, Nadr b. Haris: “Allah’ım, eğer şu

(Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir”20 deyince “Birisi inkârcıların başına gelecek olan ve

kim-senin savamayacağı azabı istedi”21 ayetleri nazil oldu.22

12)

4 paralelinde hareket edecek ve dünyaya gönderiliş gayesi etrafında kendini konumlandıracaktır.

Kur’an’daki sıralamaya göre Meâric suresinden önce yer alan Hâkka suresinde de, iki farklı insan tiplemesine rastlanılmakta7 ve

insanın sorumluluğu gündeme getirilmektedir. Yine iki surede de haktan, güzelden, iyiden, doğrudan yana olanların cennetle müjdelendiği;8 batıldan, çirkinden, kötüden, yanlıştan yana saf tutanların ise ceza gününde hayıflandığı, pişman olduğu ve cehenneme sevk edildiği bildirilmiştir.9

Ayrıca Meâric suresinde vurgulanan toplumsal yükümlülüklere Hâkka suresinde de yer verilmiştir.10 Meâric suresinden sonra gelen Nûh

suresinde ise, zulüm ve inkârda haddi aşanların, hile ve tuzaklarla müminleri hayırlı işlerden uzaklaştırmaya çalışanların, mallarında bulunan muhtaçların haklarını ödemeyenlerin yerlerine; infak ederek toplumsal adaleti tesis edenlerin, kardeşlik hukukunu sağlayanların ve aklıselim sahibi kimselerin getirileceği beyan edilmiştir.11 Böylelikle

Nûh kavminin helak edilişi, Meâric suresinde kâfirlerin yerlerine Allah’ın daha iyilerini getireceğine güç yetireceği12 ayetinin delilini

teşkil etmektedir.13 Yine bu surede de iman ve inkâr cephesinde yer alan

ve zıt özelliklere sahip iki farklı insan yapısından bahsedilmiştir.

7

ُٚا َِْٓ بََِّاَٚ

َْٗيِثبَزِو َد ُٚا ٌَُْ يَ۪ٕزْيٌَ بَي ُيُٛمَيَف ٌِ۪ٗبَِّشِث َُٗثبَزِو َيِر - َْٗيِثبَزِو ا ُؤَشْلا َُ ُُ۬ؤبََٓ٘ ُيُٛمَيَف ِ۪ٕٗي َّ۪يِث َُٗثبَزِو َيِر ُٚا َِْٓ بََِّبَف َْٗيِثبَسِح بَِ ِسْدَا ٌََُْٚ “Kitabı sağından verilen kimse der ki “Alın kitabımı okuyun” Kitabı

solundan verilene gelince o, Ģöyle söyler, “KeĢke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!” 69/Hâkka/19-25, 26.

8 ََُِْٛشْىُِ ٍدبََّٕج ي۪ف َهِئَٓ ٌ ُُ۬ٚا “ĠĢte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.” 70/Meâric/35; ٍخَشي ۪ع ي۪ف ََُٛٙف ٍخَيِظاَس “Artık o, hoĢnut olacağı bir hayat içindedir.” 69/Hâkka/21.

9

ى عَْٚبَف َعََّجَٚ - ى ٌََّٛرَٚ َشَثْدَا َِْٓ اُٛعْذَر “Haktan yüz çevirip uzaklaĢmak isteyeni ve mal toplayıp

üstüne oturanı (cehennem) kendine çağırır.” 70/Meâric/17-18; - ٍُُُّٖٛغَف ُُٖٚزُخ َُي ۪حَجٌْا َُُّث

ٍَُُّٖٛص “Onu yakalayıp bağlayın; Sonra onu alevli ateĢe atın!” 69/Hâkka/30-31. 10 ِٓي۪ىْسٌِّْا َِبَعَغ ى ٍَع ُّطُحَي َلََٚ “Yoksulu doyurmaya teĢvik etmezdi” 69/Hâkka/34. 11

ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ

ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25-26.

12 َيِّذَجُٔ َْْا ىَٓ ٍَع

َٓي۪لُٛجْسَِّث ُْٓحَٔ بََِٚ ُُِِْْٕٙ ًاشْيَخ - َُْٚسِدبَمٌَ بَِّٔا ِةِسبَغٌَّْاَٚ ِقِسبَشٌَّْا ِّةَشِث ُُِسْلُا ََٓلََف “Doğuların

ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13 Suyûtî, Tenâsükü‟d-dürer, s. 130.

“Doğuların ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerlerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” 70/Meâric/40-41.

13) Suyûtî, Tenâsükü’d-dürer, s. 130. 14)

5

Art arda gelen bu üç surede de, insanın imtihan aşamasında hayır ve şerri, hak ve batılı seçmede serbest bırakıldığı haber verilmiştir. Bununla beraber bireysel ıslah ve toplumsal düzen için mücadele edenlerin, dünyada ve ahirette mükâfatlandırılacağı,14 bireysel ve

toplumsal bozulmaya sebep olacak tavır sergileyenlerin ise ilahî azap ile karşılaşacakları bildirilmiştir.15 Adalet, erdem, doğruluk gibi güzel hasletleri menfaat ve çıkarları uğruna yok ederek yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar yerilerek tehdit edilmiş; nefsini tezkiye ederek Kur’an’ın belirlediği ölçülere göre hayat sürenler ise övülmüş ve müjdelenmiştir.16 Ayrıca bahsi geçen surelerde, Allah’ın insanlara bu

yolları ayırt etme ve doğruyu seçme yönündeki yardımlarına da dikkat çekilmektedir.17 Bir bakıma Meâric suresi, kendisinden önceki ve sonraki

surelerin de özeti mahiyetinde olup, insanların karakteristik özelliklerine yer vererek sorumluluklarını izah etmektedir.18

Meâric suresinin nüzul sebepleri arasında ise şu rivayetler yer almaktadır: Hz. Muhammed insanlara Kur’an’ı tebliğ ediyor ve kıyamette gerçekleşecek olan azaptan haberler veriyorken müşriklerden bazıları birbirlerine: “Sorun bakalım Muhammed‟e bu azap kimedir,

kimler için vuku bulacaktır?” dediler. Bunun üzerine de Meâric suresinin

ilk ayetleri inzal oldu.19 Diğer bir rivayete göre ise, Nadr b. Haris: “Allah‟ım, eğer Ģu (Kur‟an) senin katından inmiĢ hak (kitap) ise hemen

üzerimize gökten taĢ yağdır veya bize elem dolu bir azap getir”20 deyince

14 خَئِاَد بَُٙفُٛطُل - ٍخَيٌِبَع ٍخََّٕج ي۪ف “Meyveleri kolayca devĢirilebilir yüce bir cennettedirler.” 69/Hâkka/22-23.

15 ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25.

16 69/Hâkka/19, 20-31, 34; 70/Meâric/15-18; 71/Nûh/21-24. 17 71/Nûh/13-20.

18 Bilmen, Ömer Nasuhi, Kur‟an‟ı Kerim‟in Türkçe Meâli Âlîsî ve Tefsîri, İstanbul, Bilmen Yayınevi, 1966, C. 8, s 3832.

19 Râzî, Mefâtîhü‟l-Gayb, C. 15, 107. 20 8/Enfâl/32.

“Meyveleri kolayca devşirilebilir yüce bir cennettedirler.” 69/Hâk-ka/22-23.

15)

5

Art arda gelen bu üç surede de, insanın imtihan aşamasında hayır ve şerri, hak ve batılı seçmede serbest bırakıldığı haber verilmiştir. Bununla beraber bireysel ıslah ve toplumsal düzen için mücadele edenlerin, dünyada ve ahirette mükâfatlandırılacağı,14 bireysel ve

toplumsal bozulmaya sebep olacak tavır sergileyenlerin ise ilahî azap ile karşılaşacakları bildirilmiştir.15 Adalet, erdem, doğruluk gibi güzel

hasletleri menfaat ve çıkarları uğruna yok ederek yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar yerilerek tehdit edilmiş; nefsini tezkiye ederek Kur’an’ın belirlediği ölçülere göre hayat sürenler ise övülmüş ve müjdelenmiştir.16 Ayrıca bahsi geçen surelerde, Allah’ın insanlara bu

yolları ayırt etme ve doğruyu seçme yönündeki yardımlarına da dikkat çekilmektedir.17 Bir bakıma Meâric suresi, kendisinden önceki ve sonraki

surelerin de özeti mahiyetinde olup, insanların karakteristik özelliklerine yer vererek sorumluluklarını izah etmektedir.18

Meâric suresinin nüzul sebepleri arasında ise şu rivayetler yer almaktadır: Hz. Muhammed insanlara Kur’an’ı tebliğ ediyor ve kıyamette gerçekleşecek olan azaptan haberler veriyorken müşriklerden bazıları birbirlerine: “Sorun bakalım Muhammed‟e bu azap kimedir,

kimler için vuku bulacaktır?” dediler. Bunun üzerine de Meâric suresinin

ilk ayetleri inzal oldu.19 Diğer bir rivayete göre ise, Nadr b. Haris:

“Allah‟ım, eğer Ģu (Kur‟an) senin katından inmiĢ hak (kitap) ise hemen

üzerimize gökten taĢ yağdır veya bize elem dolu bir azap getir”20 deyince

14 خَئِاَد بَُٙفُٛطُل - ٍخَيٌِبَع ٍخََّٕج ي۪ف “Meyveleri kolayca devĢirilebilir yüce bir cennettedirler.” 69/Hâkka/22-23.

15 ًاسبَصَْٔا ِ ّاللّ ُِْٚد ِِْٓ ٌَُُْٙ اُٚذِجَي ٍََُْف ًاسبَٔ اٍُِٛخْدُبَف اُٛلِشْغُا ُِِْٙربَ ـي َ۪ٓطَخ بَِِّّ “Günahları yüzünden tufanda

boğuldular, ardından ateĢe atıldılar, kendilerini Allah‟a karĢı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25.

16 69/Hâkka/19, 20-31, 34; 70/Meâric/15-18; 71/Nûh/21-24. 17 71/Nûh/13-20.

18 Bilmen, Ömer Nasuhi, Kur‟an‟ı Kerim‟in Türkçe Meâli Âlîsî ve Tefsîri, İstanbul, Bilmen Yayınevi, 1966, C. 8, s 3832.

19 Râzî, Mefâtîhü‟l-Gayb, C. 15, 107. 20 8/Enfâl/32.

“Günahları yüzünden tufanda bo-ğuldular, ardından ateşe atıldılar, kendilerini Allah’a karşı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.” 71/Nûh/25.

16) 69/Hâkka/19, 20-31, 34; 70/Meâric/15-18; 71/Nûh/21-24. 17) 71/Nûh/13-20.

18) Bilmen, Ömer Nasuhi, Kur’an’ı Kerim’in Türkçe Meâli Âlîsî ve Tefsîri, İstanbul, Bilmen Yayınevi, 1966, C. 8, s 3832.

19) Râzî, Mefâtîhü’l-Gayb, C. 15, 107. 20) 8/Enfâl/32.

21) 70/Meâric/1-2.

(5)

93 MEÂRİC SURESİNDE İNSANIN OLUMLU VE OLUMSUZ ÖZELLİKLERİ

Meâric suresinin nüzul sebepleri olarak bilinen bu rivayetler de inkâr edenlerin psi-kolojik yapılarını ve davranış biçimlerini gözler önüne sermektedir. Yanlışta direttikleri, acele bir şekilde başlarına musibet gelmesi için dua edecek kadar gözlerinin karardığı, düşünce yetilerini kullanamaz hale geldikleri de yadsınamaz bir gerçektir.

Meâric suresi inkâr ve iman cephelerine yer veren, insanın olumlu ve olumsuz özel-liklerini açıklayan bir suredir. Dünyaya ve ahirete dair mesajlar içermektedir. Böylelikle kişi dünyada iken ahirete nasıl hazırlanması gerektiği bilincine sahip olmaktadır. Biz de bu bilincin oluşmasında bir etken oluşturabilmek için Meâric suresini çalışmamıza konu edindik. Bu makalede, insanda potansiyel olarak bulunan özelliklere değinen ve insan-ların yerine getirmesi gerektiği sorumluluklara vurgu yapan ayetler üzerinde duracağız. Ayrıca surede dolaylı olarak zikredilen olumlu özellikleri de tespit etmeye gayret sarf edeceğiz.

2. Araştırma Etiği

Bu makale, bilimsel disiplinin çalışma ilkelerine uygun olarak hazırlanmıştır. Çalışma sürecinde yayın ilkelerinin prensiplerine riayet edildiği gibi evrensel etik değerlere yöne-lik sorumluluklar da yerine getirilmiştir.

3. Olumsuz Özellikler: İnkâr, Alay, Kibir, Hırs (Sabırsızlık), Şikâyet ve Cimrilik

Kamil bir insan ve gelişmiş bir toplum oluşumunu hedefleyen Meâric suresi, insan yapısını şu ayetler ile açıklamıştır: “Gerçekten insan pek tahammülsüz bir tabiatta yaratılmıştır. Başına bir fenalık geldi mi sızlanır durur. Ama ona bir nimet nasip olur-sa kendisinden başkasını yararlandırmaz.”23 Bu ayetler grubunda bütün insanlara hitap

edildiği görülürken; hemen akabinde gelen ayetler ile insanın iki farklı grupta kategorize edildiği ortaya çıkmaktadır. Ayette zikredilen “insan” kelimesi ile kimlerin kastedildiği hakkında müfessirler farklı görüşler beyan etmiştir. Bazılarına göre burada kastedi-lenler; kâfirler ve müşriklerdir.24 Mukâtil b. Süleymân’a (ö. 150/767) göre ise ayetteki

insan, Ümeyye b. Halef’dir (ö. 2/624).25 Bazı müfessirler ise buradaki “insan”

ifadesi-nin bütün insanları içine alan bir kavram olduğu görüşünü benimsemişler ve buna delil olarak Meâric suresinin: “Ancak namaz kılanlar başka”26 mealindeki ayetini

getirmişler-23)

6 “Birisi inkârcıların baĢına gelecek olan ve kimsenin savamayacağı azabı istedi”21 ayetleri nazil oldu.22

Meâric suresinin nüzul sebepleri olarak bilinen bu rivayetler de inkâr edenlerin psikolojik yapılarını ve davranış biçimlerini gözler önüne sermektedir. Yanlışta direttikleri, acele bir şekilde başlarına musibet gelmesi için dua edecek kadar gözlerinin karardığı, düşünce yetilerini kullanamaz hale geldikleri de yadsınamaz bir gerçektir.

Meâric suresi inkâr ve iman cephelerine yer veren, insanın olumlu ve olumsuz özelliklerini açıklayan bir suredir. Dünyaya ve ahirete dair mesajlar içermektedir. Böylelikle kişi dünyada iken ahirete nasıl hazırlanması gerektiği bilincine sahip olmaktadır. Biz de bu bilincin oluşmasında bir etken oluşturabilmek için Meâric suresini çalışmamıza konu edindik. Bu makalede, insanda potansiyel olarak bulunan özelliklere değinen ve insanların yerine getirmesi gerektiği sorumluluklara vurgu yapan ayetler üzerinde duracağız. Ayrıca surede dolaylı olarak zikredilen olumlu özellikleri de tespit etmeye gayret sarf edeceğiz.

2. Araştırma Etiği

Bu makale, bilimsel disiplinin çalışma ilkelerine uygun olarak hazırlanmıştır. Çalışma sürecinde yayın ilkelerinin prensiplerine riayet edildiği gibi evrensel etik değerlere yönelik sorumluluklar da yerine getirilmiştir.

3. Olumsuz Özellikler: İnkâr, Alay, Kibir, Hırs (Sabırsızlık), Şikâyet ve Cimrilik

Kamil bir insan ve gelişmiş bir toplum oluşumunu hedefleyen Meâric suresi, insan yapısını şu ayetler ile açıklamıştır: “Gerçekten insan

pek tahammülsüz bir tabiatta yaratılmıĢtır. BaĢına bir fenalık geldi mi

sızlanır durur. Ama ona bir nimet nasip olursa kendisinden baĢkasını

yararlandırmaz.”23 Bu ayetler grubunda bütün insanlara hitap edildiği

21 70/Meâric/1-2.

22 Râzî, Mefâtîhü’l-Gayb, C. 15, 107.

23 ًبعَُِٕٛ ُشْيَخٌْا َُّٗسَِ اَرِاَٚ - ًبعُٚضَج ُّشَّشٌا َُّٗسَِ اَرِا - ًبعٍَُٛ٘ َكٍُِخ َْبَسِْٔ ْلَا َِّْا 70/Meâric/19-20-21. 70/Meâric/19-20-21. 24) Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd el-Âmülî, Câmiü'l-beyân fî tefsiri'l-Kur'ân, Beyrut,

Dârü'l-Fikr, 1984, C. 29, s. 78.

25) Mukâtil b. Süleymân, Tefsiru Mukâtil b. Süleymân, thk. Abdullah Mahmûd Şehhate, Kahire, el-Hey'etü'l-Mısriyyetü'l-Âmme li'l-Kitâb, 1979, C. 4, s. 437.

26)

7

görülürken; hemen akabinde gelen ayetler ile insanın iki farklı grupta kategorize edildiği ortaya çıkmaktadır. Ayette zikredilen “insan” kelimesi ile kimlerin kastedildiği hakkında müfessirler farklı görüşler beyan etmiştir. Bazılarına göre burada kastedilenler; kâfirler ve müşriklerdir.24 Mukâtil b. Süleymân’a (ö. 150/767) göre ise ayetteki

insan, Ümeyye b. Halef’dir (ö. 2/624).25 Bazı müfessirler ise buradaki “insan” ifadesinin bütün insanları içine alan bir kavram olduğu görüşünü

benimsemişler ve buna delil olarak Meâric suresinin: “Ancak namaz

kılanlar baĢka”26 mealindeki ayetini getirmişlerdir.27 Buradan namaz

kılanların istisna edilmesiyle bütün insanların kastedildiği anlaşılmaktadır. Böylelikle istisna, umum için bir ölçü oluşturmuştur.

Bununla beraber “insan” olarak genel ismi söylenen varlık; vahyi hiçe sayan, Peygamber’in tebliğinden hoşlanmayan, kendi zararına olacağını bildiği için ahiretin ve ahirette gerçekleşecek olan hesabın olacağını kabul etmeyen insandır. İstisnadan da anlıyoruz ki hitap özellikle bu karakteredir.

Ayette geçen (بعٍَُٛ٘) “Helûa” kavramı sözlükte “sabırsız, bir Ģeye

aĢırı derecede düĢkün” manalarını taşıyan bir sıfat olup; yetinmemek,

acelecilik, doyumsuzluk, sabırsızlık, yılgınlık, tahammülsüzlük gibi insanın yapısında bulunan birtakım olumsuz vasıfları ifade eder.28 Bu

ayeti en veciz bir şekilde kendinden sonra gelen iki ayet açıklamaktadır.29

Zikredilen ayetler bu tip kimselerin şartlara ve koşullara göre nasıl

24 Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd el-Âmülî, Câmiü'l-beyân fî

tefsiri'l-Kur'ân, Beyrut, Dârü'l-Fikr, 1984, C. 29, s. 78.

25 Mukâtil b. Süleymân, Tefsiru Mukâtil b. Süleymân, thk. Abdullah Mahmûd Şehhate, Kahire, el-Hey'etü'l-Mısriyyetü'l-Âmme li'l-Kitâb, 1979, C. 4, s. 437.

26 َٓيٍَّ۪صٌُّْا َّلَِا 70/Meâric/22.

27 Örnek olarak bkz. Taberî, Câmiü'l-beyân, C. 29, s. 79; Râzî, Mefâtîhü‟l-Gayb, C. 15, s. 113; en-Nesefî, Ebü'l-Berekat Hafızüddin Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd,

Medârikü't-tenzîl ve hakaikü't-te'vîl, Thk. Yusuf Ali Bedîvî, Dârü’l-Kelimi’t-Tayyib,

Beyrut 1998, C.3, s.538; İbn Kesîr, Ebü'l-Fida İmâdüddin İsmail b. Ömer,

Tefsîrü‟l-Kur‟âni‟l-Azîm, Thk. Mustafa es-Seyyid Muhammed ve diğer, Kahire, Müessesetu

Kurtuba, 1421/2000, C. 14, s. 132-133; Sâbûnî, Safvetü‟t-Tefâsîr, C. 3, s. 444.

28 Karaman, Hayrettin ve diğer, Kur‟an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, Ankara, DİB Yay., 2017, C. 5, s. 458.

29 Nesefî, Medârikü't-tenzîl, C. 10, s. 390. 70/Meâric/22.

Referanslar

Benzer Belgeler

yasal spor bahis hizmetlerinin, 13 Şubat 2019 „‟İddaa İhalesi‟‟ sonrasında katılımcıların beklentilerini karşılamadığı, bu nedenle yurt dışı merkezli

In section 3, the characteristics of National Flood Insurance (NFIP), California Earthquake Authority (CEA), Catastrophes Naturelles (CATNAT), Turkish Natural

Araştırma bulgularına göre, öğrencilerin başarı algılarıyla en yüksek puan aldıkları başarı amaç yönelimi alt ölçeği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

Bahia eyaletinin Jacobina ve Nazare mınta- kalarından, Amazonas nehrinin kuzeyinde bulunan ve günden güne önem kazanan Amapa mıntakasındaki Serra do Uavio ya­ taklarından

Nitekim ömrü tükenmiş olan Balya, Ortakonuş kurşun yataklarına geniş yer verildiği halde yurdu­ muzun biricik büyük kükürt işletmesi olan Keçiborlu madeninden (Sayfa

Çinli tüketicilerin düşük düzeyde düşmanlık hissettiği Amerika’ya ve yüksek düzeyde düşmanlık beslediği Japonya’ya yönelik düşmanlık hislerinin,

86/1-d hükmünün dikkate alınması gerektiği ve 2020 yılı için 2.600 TL’den az -tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan- menkul veya gayrimenkul sermaye iradı

Tablo 1. Silsile geleneğinin sınıflandırılması.. silsilenâme adı verilen bu türün İslam tarihinde iki önemli dayanağı bulunmaktadır. Bunlardan ilki İslami