• Sonuç bulunamadı

Türkiyede kamu harcamaları ve özel tüketim ilişkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiyede kamu harcamaları ve özel tüketim ilişkisi"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye’de Kamu Harcamaları ve Özel

Tüketim İlişkisi

Mehmet DURKAYA

*

Özet

Bu çalışmada, Türkiye’de kamu harcamaları ile özel tüketim arasındaki ilişkiler 1980-2010 dönemine ait yıllık verilerle analiz edilmiştir. Uzun dönem ilişkileri araştırmak amacıyla Engle-Granger ko-entegrasyon testi, kısa dönem ilişkileri araştırmak amacıyla hata düzeltme modeli kullanılmıştır. Tahmin sonuçları iki değişkenin ko-entegre olduğunu ve uzun dönemde kamu harcamalarındaki %1’lik artışın özel tüketim harcamalarını %0,52 birim artırdığını göstermektedir. Çalışmanın bulguları kamu harcamaları ile özel tüketim arasında tamamlayıcılık ilişkisini içeren Keynesyen yaklaşımı destekler niteliktedir.

Anahtar Kelimeler: Kamu Harcamaları, Özel Tüketim, Maliye Politikası The Relationship Between Public Expenditure and Private Consumption in

Turkey Abstract

In this study, the relationship between public expenditure and private consumption is analyzed by using annual data for the period 1980-2010 in Turkey. Engle-Granger co-integration test and error correction model are used to investigate the long and short term relationships, respectively. The estimated results show the two variables are cointegrated and in the long run, a 1% increase in public expenditure raises the private consumption by 0.52%. The findings of the study provide evidence to support the Keynesian approach that public expenditure and private consumption have a complementarity relation with each other.

Key Words: Public Expenditure, Private Consumption, Fiscal Policy JEL Classification Codes: E21, E62, H30

(2)

Türkiye’de Kamu Harcamaları ve Özel

Tüketim İlişkisi

Mehmet DURKAYA

*

Özet

Bu çalışmada, Türkiye’de kamu harcamaları ile özel tüketim arasındaki ilişkiler 1980-2010 dönemine ait yıllık verilerle analiz edilmiştir. Uzun dönem ilişkileri araştırmak amacıyla Engle-Granger ko-entegrasyon testi, kısa dönem ilişkileri araştırmak amacıyla hata düzeltme modeli kullanılmıştır. Tahmin sonuçları iki değişkenin ko-entegre olduğunu ve uzun dönemde kamu harcamalarındaki %1’lik artışın özel tüketim harcamalarını %0,52 birim artırdığını göstermektedir. Çalışmanın bulguları kamu harcamaları ile özel tüketim arasında tamamlayıcılık ilişkisini içeren Keynesyen yaklaşımı destekler niteliktedir.

Anahtar Kelimeler: Kamu Harcamaları, Özel Tüketim, Maliye Politikası The Relationship Between Public Expenditure and Private Consumption in

Turkey Abstract

In this study, the relationship between public expenditure and private consumption is analyzed by using annual data for the period 1980-2010 in Turkey. Engle-Granger co-integration test and error correction model are used to investigate the long and short term relationships, respectively. The estimated results show the two variables are cointegrated and in the long run, a 1% increase in public expenditure raises the private consumption by 0.52%. The findings of the study provide evidence to support the Keynesian approach that public expenditure and private consumption have a complementarity relation with each other.

Key Words: Public Expenditure, Private Consumption, Fiscal Policy JEL Classification Codes: E21, E62, H30

* Doç.Dr., Giresun Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, mdurkaya3@hotmail.com

Giriş

Kamunun harcamalar kanalıyla ekonomiye doğrudan ve dolaylı etkileri iktisat politikasının temel tartışma alanlarından birisini oluşturmaktadır. Ekonomik büyüme, tam istihdam, fiyat istikrarı, kaynak ve gelir dağılımının düzenlenmesi gibi birçok içerikle yürütülen harcama politikaları, özel kesimin ekonomik davranışları üzerinde oluşturduğu etkiler ve sonuçlar bakımından da oldukça önemlidir.

Toplam talebin önemli bileşenleri içerisinde yer alan kamu harcamaları bir yandan çarpan etkisi ile milli gelir ve istihdam üzerinde belirleyici olabilmekte diğer yandan özel tüketim harcamaları gibi diğer toplam talep unsurlarını da etkileyebilmektedir. Bu çerçevede, kamu harcamalarının özel tüketim harcamaları ile ikame veya tamamlayıcılık ilişkisi içerisinde olup olmadığı yönündeki tartışmalar güncelliğini korumaktadır. Kamu harcamalarındaki artışın (azalışın) özel tüketimi azaltıcı (artırıcı) etkisi ikame ilişkisinin varlığına işaret emekte ve dışlama etkisinden söz edilmektedir. Ayrıca, kamu harcamalarındaki artışlar harcama bileşenlerinin de etkisi ile özel tüketimi teşvik edici içerik kazanabilmekte ve bir tamamlayıcılık ilişkisi ortaya çıkarabilmektedir.

Maliye politikalarının etkinliği bağlamında yapılan analizler genellikle iki noktada yoğunlaşmaktadır. Birincisi, maliye politikalarının kullanılabilir gelir üzerinden özel tüketim ile üretim ve istihdamı aynı yönlü etkilemesine dayalı Keynesyen analizlerdir. İkincisi ise bütçe açıkları ve borçlanmanın olası etkileri karşısında maliye politikalarının etkinliğini belirleyen Ricardo Denklik Teoremi ve genişletici mali daralma hipotezi gibi Keynesyen olmayan etkiler içeren yaklaşımlardır.

Kamu ve özel kesimin birbiriyle rakip ya da tamamlayıcılık ilişkisi içinde olup olmadığının analiz edilmesi maliye politikasının etkinliği ve sınırlarının belirlenebilmesi açısından oldukça önemlidir. Ayrıca süreç, kaynakların kamu ve özel kesim arasında etkin dağılımı açısından da önem arz etmektedir.

Bu çalışmada, Türkiye’de kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasındaki ilişkiler 1980-2010 dönemine ait yıllık verilerle analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkilerin incelenmesi için Engle-Granger (1987) ko-entegrasyon testi, kısa dönem ilişkileri araştırmak amacıyla hata düzeltme modeli kullanılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde, kamu harcamaları ile özel tüketim arasındaki ilişkileri ortaya koyan teorik yaklaşımlara ve literatüre yer verilmiştir. İkinci bölümde, çalışmada kullanılan veri seti, devam eden bölümde ise yöntem tanıtılmıştır. Dördüncü bölümde, analiz sonucunda ulaşılan bulgulara yer verilmiş ve yorumlanmıştır. Sonuç ve değerlendirme bölümünde ise genel anlamda çalışmanın bulguları doğrultusunda değerlendirmeler yapılmış ve kamu harcamalarının özel tüketim üzerinde bir politika seçeneği olarak kullanılabilmesi yönünde öneriler sunulmuştur.

1. Teorik Yaklaşım ve Literatür

Kamunun ekonomik etkinlik alanının belirlenmesi özellikle Klasik ve Keynesyen yaklaşımların temel tartışma çerçevesini oluşturmaktadır. Klasik yaklaşıma göre kamu harcamaları vazgeçilmez nitelik gösteren kamu hizmetlerini karşılamak üzere yapılmalı ve bu yönüyle en düşük seviyede tutulmalıdır. Kamunun ekonomiye müdahalesinin en aza indirilmesi gerektiğini savunan klasik görüş, düşük kamu harcamalarına bağlı olarak vergilerin de düşük düzeyde oluşacağını,

(3)

dolayısıyla vergiler ve kamu harcamalarının ekonomik birimlerin tüketim, tasarruf ve yatırım kararları üzerinde tarafsız olması gerektiğini öne sürmektedir. Küçük ve müdahalesiz devlet anlayışına dayalı bu yapılanma, bütçe denkliğini esas almaktadır. Bütçe açığı durumunda, özel sektörün kullanabileceği kaynaklar borçlanma mekanizması ile kamu sektörüne aktarıldığı için kaynaklar verimsiz kullanılmaktadır. Bütçe fazlası geçerli ise ekonomiden yapılan fazla kaynak transferi nedeniyle likidite daralması ortaya çıkmaktadır (Ulusoy, 2007:45-48-265).

Keynesyen yaklaşım ise ekonomilerin efektif talep yetersizliği nedeniyle eksik istihdam seviyesinde dengede bulunmasından dolayı devlet müdahalesini gerekli görmektedir. Özellikle derin durgunluk dönemlerinde kamu harcamaları ve transfer ödemelerinin artırılıp vergi oranlarının azaltılması ile uygulanacak genişletici maliye politikası, efektif talebi artırarak ekonomiyi tam istihdam denge seviyesine ulaştırabilecektir (Bocutoğlu, 2012:68). Keynesyen teorinin toplam talep orijinli yaklaşımına göre kamu harcamalarında ortaya çıkan artışlar çarpan mekanizması vasıtasıyla üretim ve gelir artışı ile birlikte tüketimi teşvik ederek tamamlayıcılık ilişkisi oluşturmaktadır. Ekonomik canlanmayı genişletici maliye politikasına dayandıran geleneksel Keynesyen düşünce kamu harcamalarındaki artışın özel tüketimi artırdığı (crowding in) yönündedir (Ambler vd., 2008:1).

Yurt içi tasarrufların azalmasına bağlı olarak ülkenin dış kaynak kullanımına yönelmesi sonucunda cari işlemler açığının ortaya çıkacağını savunan ikiz açık hipotezine göre ise kamunun vergileri azaltarak veya harcamaları artırarak açık bütçe politikası izlemesi yerleşiklerin bazı ek gelirlerini kullanmasına, bu yönüyle ulusal tasarrufların azalmasına ve tüketimin artmasına neden olmaktadır. Bu hipotezin dayandığı varsayım, mali açıklar ile özel tüketim arasındaki ilişkinin pozitif yönlü olduğuna dayanmaktadır. Buna göre Keynesyen modelde de önerildiği gibi bütçe açıkları özel tüketimi artırmaktadır (Nickel ve Vansteenkiste, 2008:6).

Literatürde bu yönde bulgular içeren çalışmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Blanchard ve Perotti (2002), savaş sonrası dönemde A.B.D. için yaptıkları analizde, kamu harcamaları ve vergilerin ekonomik faaliyetler üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Buna göre kamu harcamalarındaki artış üretim, reel ücretler ve tüketim üzerinde anlamlı ve önemli büyüklükte artış sağlarken özel yatırım harcamalarında ise azalışa neden olmaktadır. Bu paralelde, kamu harcamalarında yaşanan artışlar özel tüketim harcamalarını artırarak geleneksel Keynesyen yaklaşım ile uyumluluk göstermektedir. Maliye politikasının özel tüketim üzerindeki etkisini 40 ülke üzerinden test eden Schclarek (2007)’in çalışması da paralel bulgular içermektedir. 1970-2000 dönemi yıllık verileriyle analiz yapan yazar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde kamu tüketim şoklarının Keynesyen etkiler bir başka ifade ile tamamlayıcılık ilişkisi yansıttığını ortaya koymuştur. Fatás ve Mihov (2001) da kamu harcamalarındaki artışın özel tüketim üzerinde kalıcı ve anlamlı artışlar sağladığı, çarpan etkisi ile genişletici sonuçlar ortaya çıkardığı bulgusuna ulaşmışlardır. D’Alessandro (2010), panel ko-entegrasyon analizi ile yirmi İtalyan bölgesi için yaptığı çalışmada, kamu harcamalarının özel tüketim üzerinde pozitif yönlü etkisinin olduğunu belirlemiştir. Karras (1994), Hjelm (2002), Okubo (2003), Nieh ve Ho (2006), Gali vd. (2007) tarafından yapılan çalışmalar da kamu harcamaları ile özel tüketim arasında tamamlayıcılık ilişkisinin varlığı yönünde bulgular içermektedir. Erdoğan (2007), Türkiye için 1987-2006 dönemi verileri ile yaptığı analizde, kamu harcamalarındaki artışın özel tüketimi artırarak dışlama etkisi

(4)

dolayısıyla vergiler ve kamu harcamalarının ekonomik birimlerin tüketim, tasarruf ve yatırım kararları üzerinde tarafsız olması gerektiğini öne sürmektedir. Küçük ve müdahalesiz devlet anlayışına dayalı bu yapılanma, bütçe denkliğini esas almaktadır. Bütçe açığı durumunda, özel sektörün kullanabileceği kaynaklar borçlanma mekanizması ile kamu sektörüne aktarıldığı için kaynaklar verimsiz kullanılmaktadır. Bütçe fazlası geçerli ise ekonomiden yapılan fazla kaynak transferi nedeniyle likidite daralması ortaya çıkmaktadır (Ulusoy, 2007:45-48-265).

Keynesyen yaklaşım ise ekonomilerin efektif talep yetersizliği nedeniyle eksik istihdam seviyesinde dengede bulunmasından dolayı devlet müdahalesini gerekli görmektedir. Özellikle derin durgunluk dönemlerinde kamu harcamaları ve transfer ödemelerinin artırılıp vergi oranlarının azaltılması ile uygulanacak genişletici maliye politikası, efektif talebi artırarak ekonomiyi tam istihdam denge seviyesine ulaştırabilecektir (Bocutoğlu, 2012:68). Keynesyen teorinin toplam talep orijinli yaklaşımına göre kamu harcamalarında ortaya çıkan artışlar çarpan mekanizması vasıtasıyla üretim ve gelir artışı ile birlikte tüketimi teşvik ederek tamamlayıcılık ilişkisi oluşturmaktadır. Ekonomik canlanmayı genişletici maliye politikasına dayandıran geleneksel Keynesyen düşünce kamu harcamalarındaki artışın özel tüketimi artırdığı (crowding in) yönündedir (Ambler vd., 2008:1).

Yurt içi tasarrufların azalmasına bağlı olarak ülkenin dış kaynak kullanımına yönelmesi sonucunda cari işlemler açığının ortaya çıkacağını savunan ikiz açık hipotezine göre ise kamunun vergileri azaltarak veya harcamaları artırarak açık bütçe politikası izlemesi yerleşiklerin bazı ek gelirlerini kullanmasına, bu yönüyle ulusal tasarrufların azalmasına ve tüketimin artmasına neden olmaktadır. Bu hipotezin dayandığı varsayım, mali açıklar ile özel tüketim arasındaki ilişkinin pozitif yönlü olduğuna dayanmaktadır. Buna göre Keynesyen modelde de önerildiği gibi bütçe açıkları özel tüketimi artırmaktadır (Nickel ve Vansteenkiste, 2008:6).

Literatürde bu yönde bulgular içeren çalışmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Blanchard ve Perotti (2002), savaş sonrası dönemde A.B.D. için yaptıkları analizde, kamu harcamaları ve vergilerin ekonomik faaliyetler üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Buna göre kamu harcamalarındaki artış üretim, reel ücretler ve tüketim üzerinde anlamlı ve önemli büyüklükte artış sağlarken özel yatırım harcamalarında ise azalışa neden olmaktadır. Bu paralelde, kamu harcamalarında yaşanan artışlar özel tüketim harcamalarını artırarak geleneksel Keynesyen yaklaşım ile uyumluluk göstermektedir. Maliye politikasının özel tüketim üzerindeki etkisini 40 ülke üzerinden test eden Schclarek (2007)’in çalışması da paralel bulgular içermektedir. 1970-2000 dönemi yıllık verileriyle analiz yapan yazar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde kamu tüketim şoklarının Keynesyen etkiler bir başka ifade ile tamamlayıcılık ilişkisi yansıttığını ortaya koymuştur. Fatás ve Mihov (2001) da kamu harcamalarındaki artışın özel tüketim üzerinde kalıcı ve anlamlı artışlar sağladığı, çarpan etkisi ile genişletici sonuçlar ortaya çıkardığı bulgusuna ulaşmışlardır. D’Alessandro (2010), panel ko-entegrasyon analizi ile yirmi İtalyan bölgesi için yaptığı çalışmada, kamu harcamalarının özel tüketim üzerinde pozitif yönlü etkisinin olduğunu belirlemiştir. Karras (1994), Hjelm (2002), Okubo (2003), Nieh ve Ho (2006), Gali vd. (2007) tarafından yapılan çalışmalar da kamu harcamaları ile özel tüketim arasında tamamlayıcılık ilişkisinin varlığı yönünde bulgular içermektedir. Erdoğan (2007), Türkiye için 1987-2006 dönemi verileri ile yaptığı analizde, kamu harcamalarındaki artışın özel tüketimi artırarak dışlama etkisi

oluşturmadığı yönünde sonuçlar elde etmiştir. İlgün (2010), 1987-2009 dönemi için Türkiye’de hem kısa hem de uzun dönemde kamu ve özel tüketim harcamaları arasında pozitif ve anlamlı ilişkiler belirlemiş ve Keynesyen etkiler yönünde sonuçlara ulaşmıştır.

Kamu harcamaları ile özel tüketim arasındaki pozitif yönlü ilişkileri içeren maliye politikasının özel tüketim çarpanına ait yaklaşım, reel konjonktür teorisi ve yeni Keynesyen modeller tarafından açıklanamamaktadır. Bu modellerde daha yüksek kamu harcamasını finanse etmek için ihtiyaç duyulan daha yüksek vergiler özel servet ve tüketimi olumsuz yönde etkilemektedir (Ganelli ve Tervala, 2009:5). Bu modellerde kamu harcamalarındaki artışın özel tüketimi dışlaması negatif servet etkisine dayandırılmaktadır (Ambler vd., 2008:1). Kamu harcamalarındaki artışın özel harcamaları dışlayacağını öne süren Neo klasik yaklaşım ise aksine kamu harcamalarındaki azalışın özel sektörün genişlemesine yol açacağı ve ekonomi üzerinde sürükleyici etkide bulunacağı önermesine sahiptir (Wang ve Gao, 2011:60). Kamu tüketiminde kısıtlamaya gidilmesinin özel tüketim üzerindeki genişletici etkisi özel servetin artmasıyla ilişkilendirilmektedir (Perotti, 1999:1400).

Kamu harcamaları ile özel tüketim arasındaki tamamlayıcılık ilişkisini içeren yaklaşımlar Ricardo Denkliği Teoremi ile de uyuşmamaktadır. Barro (1974)’nun kamu tahvillerinin net servet etkisi oluşturup oluşturmadığı yönündeki çalışması ile tartışma alanı içinde kalan teoreme göre kamu harcamalarının finansmanında vergi yerine borç seçeneğinin kullanılması bireylerin tüketim kararlarını etkilememektedir. Kamunun artan harcamalarına bağlı olarak vergilere yönelmeyip borçlanma yoluna başvurması rasyonel bireylerde gelecek dönemlerde borç anapara ve faiz ödemeleri açısından yeni veya ilave vergiler yönünde beklenti oluşturmakta ve bu yönüyle özel kesim gelir ve harcamaları üzerindeki olası etki nötr kalmaktadır.

Kamu harcamalarının özel tüketim üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmanın bir başka boyutu da genişletici mali daralma hipotezi üzerinden yapılmaktadır. Bu yaklaşıma göre büyük bir mali daralma gelecekte kamu harcamaları ve vergilerde kalıcı düşüşler yönünde beklenti oluşturacaktır. Bunun sonucunda da ekonomide genişletici etkiler ortaya çıkabilecektir (Bergman ve Hutchison, 2010:72). Kamu harcamalarındaki azalışa bağlı olarak gerçekleşen daralma sürecinin özellikle bütçe açıkları ve borçlanmanın azalması yönünde iyimser bir yön oluşturması daha düşük vergilerle genişletici etkiler ortaya çıkaracaktır. Kamu tüketim harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında negatif yönlü ilişkinin varlığını ortaya koyan Giavazzi ve Pagano (1990)’ya göre mali daralma, özel sektör tarafından kamu harcamalarının GSYİH içindeki payının sürekli azaldığı yönünde bir sinyal olarak algılanırsa bireyler sürekli gelirlerini yukarı yönde yeniden düzenleyerek cari ve planlanmış tüketimlerini artıracaklardır. Bu süreç, azalan kamu harcamalarına bağlı olarak gelecek dönemlerde vergi yükünün de azalabileceği yönündeki beklentilerin ortaya çıkardığı gelir artışına dayandırılmaktadır. Daraltıcı maliye politikasının bu kanallarla özel tüketimi teşvik edeceği yönündeki benzer nitelikli sonuçlar McDermott ve Westcott (1996), Zaghini (2001), Afonso (2006) çalışmalarında da öne çıkmaktadır.

Kamu harcamalarının özel tüketimi dışladığını ve aralarında ikame derecesini öne süren Bailey (1971)’in çalışması genellikle öncü olarak gösterilmektedir. Barro (1981) ise bu düşünceyi, kamu mal ve hizmet satın alımlarını tüketim fayda fonksiyonuna doğrusal olarak ekleyerek açıklamıştır. Buna göre kamu

(5)

harcamalarında ortaya çıkan artışlar tüketim harcamalarını azaltmaktadır. A.B.D. ekonomisi için Kormendi (1983), maliye politikasının özel sektör davranışları, Aschauer (1985) ise özel tüketim ve toplam talep üzerindeki etkilerinin ikame boyutlu olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Dahmardeh vd. (2011), gelişmekte olan on üç Asya ülkesi için yaptıkları çalışmada, 1990-2006 dönemi yıllık verileriyle iki model üzerinden analiz yapmış ve kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında dışlama etkisinin varlığını ortaya koyan sonuçlara ulaşmışlardır. Kwan (2006), 1960-2002 dönemini kapsayan verilerle dokuz Doğu Asya ülkesi açısından yaptığı çalışmada, kamu harcamaları ve özel tüketim arasında Endonezya ve Singapur dışında, Malezya ve Tayland’da güçlü olmak üzere farklı derecelerde ikame ilişkisinin geçerli olduğu yönünde sonuçlara ulaşmıştır. Garcia ve Ramajo (2005), 1955-2000 dönemine ait İspanya için yaptıkları araştırmada, kamu ve özel tüketim arasında ikame derecesine bağlı olarak önemli düzeyde dışlama etkisinin varlığı yönünde bulgulara ulaşmışlardır. Benzer biçimde, İngiltere için Ahmed (1986), 24 OECD ülkesi açısından Ho (2001) ve Tayvan verileri ile Chiu (2001), kamu harcamaları ile özel tüketim arasında ikame derecesinin varlığını doğrulayan bulgular elde etmişlerdir. Düzgün ve Bilgili (2008), Orta Asya ülkeleri üzerinde yaptıkları panel veri analizinde kamu tüketimi ile özel tüketim arasında ters yönde anlamlı ilişkiler bulmuş ve dışlama etkisinin varlığını ortaya koymuşlardır. Berument ve Doğan (2004), 1987-2001 dönemi üçer aylık verilerle Türkiye açısından yaptıkları analizde genişletici kamu harcama şokları karşısında özel tüketim ve yatırımın azaldığı yönünde sonuçlara ulaşmışlardır. Türkiye’de kamu harcamaları ile özel tüketim arasında ikame ilişkisinin geçerli olduğunu gösteren bu çalışmanın bulgularıyla örtüşen bir başka çalışma ise Düzgün (2007) tarafından yapılmıştır. 1988-2005 dönemi üçer aylık verilerle analiz yapan yazar, kamunun tüketim ve transfer harcaması ile özel tüketim arasında ikame, kamu yatırım harcaması ile özel tüketim arasında ise tamamlayıcılık ilişkisi olduğu yönünde bulgulara ulaşmıştır.

Bazı çalışmalar ise maliye politikası aracı olarak kamu harcamalarının tüketim üzerinde oluşturduğu etkileri konjonktür evresine bağlı olarak açıklamaktadır. Tagkalakis (2008), 19 OECD ülkesi için 1970-2002 dönemini kapsayan analizinde, kamu harcamaları ve vergi temelli maliye politikasının özel tüketimi teşvik edici etkisinin ekonominin resesyon döneminde genişleme dönemine nazaran daha güçlü olabileceğini ortaya koymuştur. Bergman ve Hutchison (2010) ise Danimarka’da 1983’den sonra uygulanan mali reformların etkilerini marjinal değişimlerin yaşandığı normal dönem ve büyük mali daralmanın yaşandığı normal olmayan dönem olarak ayırarak analiz etmiştir. Yapısal VAR modelinin uygulandığı çalışmanın bulguları normal zamanlarda üretim ve tüketim üzerinde Keynesyen nitelikli, büyük ölçekli mali daralma sürecinde ise özel tüketimi ve toplam üretimi artırdığı yönündedir. Ergün (2005), Türkiye’de gelir artırıcı maliye politikasının izlendiği dönemlerde özel tüketimin olumsuz, mali stres altında ve mali uyum dönemlerinde ise olumlu etkilendiği yönünde bulgulara ulaşmıştır. Bir başka ifade ile yazar, normal dönemlerde kamu tüketimindeki artışın özel tüketim üzerinde Keynesyen, mali uyum dönemlerinde ise Keynesyen olmayan etkiler oluşturduğunu ortaya koymuştur.

(6)

harcamalarında ortaya çıkan artışlar tüketim harcamalarını azaltmaktadır. A.B.D. ekonomisi için Kormendi (1983), maliye politikasının özel sektör davranışları, Aschauer (1985) ise özel tüketim ve toplam talep üzerindeki etkilerinin ikame boyutlu olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Dahmardeh vd. (2011), gelişmekte olan on üç Asya ülkesi için yaptıkları çalışmada, 1990-2006 dönemi yıllık verileriyle iki model üzerinden analiz yapmış ve kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında dışlama etkisinin varlığını ortaya koyan sonuçlara ulaşmışlardır. Kwan (2006), 1960-2002 dönemini kapsayan verilerle dokuz Doğu Asya ülkesi açısından yaptığı çalışmada, kamu harcamaları ve özel tüketim arasında Endonezya ve Singapur dışında, Malezya ve Tayland’da güçlü olmak üzere farklı derecelerde ikame ilişkisinin geçerli olduğu yönünde sonuçlara ulaşmıştır. Garcia ve Ramajo (2005), 1955-2000 dönemine ait İspanya için yaptıkları araştırmada, kamu ve özel tüketim arasında ikame derecesine bağlı olarak önemli düzeyde dışlama etkisinin varlığı yönünde bulgulara ulaşmışlardır. Benzer biçimde, İngiltere için Ahmed (1986), 24 OECD ülkesi açısından Ho (2001) ve Tayvan verileri ile Chiu (2001), kamu harcamaları ile özel tüketim arasında ikame derecesinin varlığını doğrulayan bulgular elde etmişlerdir. Düzgün ve Bilgili (2008), Orta Asya ülkeleri üzerinde yaptıkları panel veri analizinde kamu tüketimi ile özel tüketim arasında ters yönde anlamlı ilişkiler bulmuş ve dışlama etkisinin varlığını ortaya koymuşlardır. Berument ve Doğan (2004), 1987-2001 dönemi üçer aylık verilerle Türkiye açısından yaptıkları analizde genişletici kamu harcama şokları karşısında özel tüketim ve yatırımın azaldığı yönünde sonuçlara ulaşmışlardır. Türkiye’de kamu harcamaları ile özel tüketim arasında ikame ilişkisinin geçerli olduğunu gösteren bu çalışmanın bulgularıyla örtüşen bir başka çalışma ise Düzgün (2007) tarafından yapılmıştır. 1988-2005 dönemi üçer aylık verilerle analiz yapan yazar, kamunun tüketim ve transfer harcaması ile özel tüketim arasında ikame, kamu yatırım harcaması ile özel tüketim arasında ise tamamlayıcılık ilişkisi olduğu yönünde bulgulara ulaşmıştır.

Bazı çalışmalar ise maliye politikası aracı olarak kamu harcamalarının tüketim üzerinde oluşturduğu etkileri konjonktür evresine bağlı olarak açıklamaktadır. Tagkalakis (2008), 19 OECD ülkesi için 1970-2002 dönemini kapsayan analizinde, kamu harcamaları ve vergi temelli maliye politikasının özel tüketimi teşvik edici etkisinin ekonominin resesyon döneminde genişleme dönemine nazaran daha güçlü olabileceğini ortaya koymuştur. Bergman ve Hutchison (2010) ise Danimarka’da 1983’den sonra uygulanan mali reformların etkilerini marjinal değişimlerin yaşandığı normal dönem ve büyük mali daralmanın yaşandığı normal olmayan dönem olarak ayırarak analiz etmiştir. Yapısal VAR modelinin uygulandığı çalışmanın bulguları normal zamanlarda üretim ve tüketim üzerinde Keynesyen nitelikli, büyük ölçekli mali daralma sürecinde ise özel tüketimi ve toplam üretimi artırdığı yönündedir. Ergün (2005), Türkiye’de gelir artırıcı maliye politikasının izlendiği dönemlerde özel tüketimin olumsuz, mali stres altında ve mali uyum dönemlerinde ise olumlu etkilendiği yönünde bulgulara ulaşmıştır. Bir başka ifade ile yazar, normal dönemlerde kamu tüketimindeki artışın özel tüketim üzerinde Keynesyen, mali uyum dönemlerinde ise Keynesyen olmayan etkiler oluşturduğunu ortaya koymuştur.

2. Veri Seti

Çalışmanın verileri 1980-2010 dönemi yıllık kamu harcamaları ve özel tüketim harcamalarından oluşmaktadır. Özel tüketim harcamaları Devlet Planlama Teşkilatı, kamu harcamaları ise Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü web sayfasından derlenmiştir. 1980-2005 dönemi kamu harcamaları konsolide bütçe giderlerini, 2006-2010 dönemi kamu harcamaları ise merkezi yönetim bütçe giderlerini kapsamaktadır. Ayrıca, her iki değişken GSYİH deflatörü (1998=100) ile reel hale dönüştürülmüştür. Çalışmadaki tüm değişkenlerin doğal logaritmaları alınmıştır. Değişkenlerin önündeki “L” harfi ilgili değişkenin doğal logaritmasının alındığını, “∆” işareti ise ilgili değişkenin birinci devresel farkının alındığını göstermektedir.

3. Yöntem

3.1. Birim Kök Testi

Çalışmada, birim kök sınaması Dickey ve Fuller (1979) tarafından geliştirilen genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) testiyle gerçekleştirilmiştir. Genişletilmiş Dickey-Fuller sınaması için aşağıdaki (1) ve (2) numaralı (sabitli ve sabitli+trendli) modeller tahmin edilmiştir.

t i t k i i t t

x

x

x

 

1 1 1 0 (1) t i t k i i t t

x

trend

x

x

 

1 2 1 1 0 (2)

Yukarıdaki regresyon denklemlerinde xt, ele alınan seriyi; k, denkleme ilave edilen bağımlı değişken gecikmelerini;  ile  parametreleri; trend, doğrusal zaman trendini ve  , hata terimini temsil etmektedir. Tahmin edilen (1) ve (2) t

numaralı regresyon denklemlerinde ele alınan serinin durağan olup olmadığını belirlemek için  parametresi kullanılır. Tahmin edilen denklemde110 şeklinde

ifade edilen sıfır hipotezinin reddedildiği düzeyde xt serisinin durağan olduğuna karar verilir.

3.2. Engle-Granger Ko-Entegrasyon Testi

Çalışmada kullanılan değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkilerini araştırmak amacıyla Engle ve Granger (1987) tarafından geliştirilen çift aşamalı ko-entegrasyon testi kullanılmıştır. Engle-Granger ko-entegrasyon testinin ilk aşaması, ko-varyans durağan değişkenlerin bir alt seviyelerinde en küçük kareler yöntemine göre tahmin edilerek hata terimlerinin tespit edilmesini içermektedir. İki değişken arasındaki uzun dönem denklemi olarak da ifade edilen ilk aşama, aşağıdaki (3) ve (4) numaralı modellerce gösterilmektedir.1 Çalışmada (3) ve (4) numaralı modellerin sağ

tarafında doğrusal zaman trendi içeren uzun dönem denklemleri de tahmin edilmiştir. t t t

lkh

lot

0

1

1, (3)

1(3) ve (4) numaralı modellerce bağımlı ve bağımsız değişken ayrımı yapılmamasının nedeni Enders

(2004:347)’de işaret edilmiştir. Bu gerekçeye göre büyük örneklemlerde (3) ve (4) numaralı modellerce ifade edilen uzun dönem denklemlerinin aynı bulguya ulaşması gerekir. Bu gereklilik ko-entegrasyon analizinde Engle-Granger yönteminin kullanılıp kullanılamayacağı noktasında bir kriter oluşturmaktadır.

(7)

t t

t

lot

lkh

0

1

2, (4)

İkinci aşamada, tahmin edilen (3) ve (4) numaralı denklemlerden elde edilen hata terimleri için birim kök sınaması yapılmaktadır. Aşağıda verilen Genişletilmiş Dickey-Fuller sınamasında (sabitsiz ve trendsiz versiyonu) eğer birim kökün varlığı reddediliyorsa iki değişken arasında uzun dönem ilişkinin olduğu kabul edilmektedir.

  

m j it j t t i t i 1 , 1 , ,



, (İ=1, 2) (5)

3.3. Hata Düzeltme Modeli

Uzun dönem ilişkisi içinde olan iki değişken arasındaki kısa dönem neden-sonuç ilişkilerini araştırmak amacıyla hata düzeltme modelleri tahmin edilmiştir. Granger (1988), ko-entegre olan değişkenler arasındaki nedensel ilişkiyi standart Granger (1969) nedensellik testiyle araştırmanın sakıncalı olacağını belirtmiştir. Bu nedenle uzun dönem ilişki içinde olan iki değişken arasındaki nedensel ilişkileri araştırmak amacıyla aşağıdaki hata düzeltme modeli tahmin edilmiştir:

t t r i i t i l i i t i t t

u

lot

lkh

lot

1 1 1 1 , 1 11

     (6) t t s i i t i k i i t i t t

u

lkh

lot

lkh

2 1 1 1 , 2 12

     (7)

Hata düzeltme modelinde nedensel ilişkiler belirlenmesi için (6) numaralı modelde r 0 1 i i

  ve 110, (7) numaralı modelde 0 s 1 i i

  ve 120

hipotezlerin test edilmesi gerekir. Bu hipotezlerden

0

1

r i i

ve s 0 1 i i

  için F testi ve 110 ve 120 içinse t testi uygulanır. Yukarıda ifade edilen bu iki test

(F ve t testi) kısa dönem Granger nedensellik testi ve uzun dönem Granger nedensellik testi olarak adlandırılmaktadır. Literatürde gecikme parametrelerinin testi ( r 0 1 i

i   ve s 0 1 i

i

 ) kısa dönem nedensel etkinin, hata düzeltme terimlerinin testi (110 ve 120) ise uzun dönem nedensel etkinin göstergesi

olarak yorumlanmaktadır (Khan, 2004:10). 4. Bulgular

Kısa ve uzun dönem ilişkileri incelemeden önce değişkenlerin birim kök taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi gerekir. Çalışmada, birim kök testi Dickey ve Fuller (1979) tarafından geliştirilen genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) testiyle gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo sonuçları incelendiğinde hem kamu harcamalarının hem de özel tüketim harcamalarının seviyesinde birim kök taşıdıkları görülmektedir. Değişkenlerin birinci devresel farklarını ifade eden büyüme oranlarında ise iki değişkenin de birim kök taşımadığı

(8)

t t

t

lot

lkh

0

1

2, (4)

İkinci aşamada, tahmin edilen (3) ve (4) numaralı denklemlerden elde edilen hata terimleri için birim kök sınaması yapılmaktadır. Aşağıda verilen Genişletilmiş Dickey-Fuller sınamasında (sabitsiz ve trendsiz versiyonu) eğer birim kökün varlığı reddediliyorsa iki değişken arasında uzun dönem ilişkinin olduğu kabul edilmektedir.

  

m j it j t t i t i 1 , 1 , ,



, (İ=1, 2) (5)

3.3. Hata Düzeltme Modeli

Uzun dönem ilişkisi içinde olan iki değişken arasındaki kısa dönem neden-sonuç ilişkilerini araştırmak amacıyla hata düzeltme modelleri tahmin edilmiştir. Granger (1988), ko-entegre olan değişkenler arasındaki nedensel ilişkiyi standart Granger (1969) nedensellik testiyle araştırmanın sakıncalı olacağını belirtmiştir. Bu nedenle uzun dönem ilişki içinde olan iki değişken arasındaki nedensel ilişkileri araştırmak amacıyla aşağıdaki hata düzeltme modeli tahmin edilmiştir:

t t r i i t i l i i t i t t

u

lot

lkh

lot

1 1 1 1 , 1 11

     (6) t t s i i t i k i i t i t t

u

lkh

lot

lkh

2 1 1 1 , 2 12

     (7)

Hata düzeltme modelinde nedensel ilişkiler belirlenmesi için (6) numaralı modelde r 0 1 i i

  ve 110, (7) numaralı modelde 0 s 1 i i

  ve 120

hipotezlerin test edilmesi gerekir. Bu hipotezlerden

0

1

r i i

ve s 0 1 i i

  için F testi ve 110 ve 120 içinse t testi uygulanır. Yukarıda ifade edilen bu iki test

(F ve t testi) kısa dönem Granger nedensellik testi ve uzun dönem Granger nedensellik testi olarak adlandırılmaktadır. Literatürde gecikme parametrelerinin testi ( r 0 1 i i

  ve s 0 1 i

i

 ) kısa dönem nedensel etkinin, hata düzeltme terimlerinin testi (110 ve 120) ise uzun dönem nedensel etkinin göstergesi

olarak yorumlanmaktadır (Khan, 2004:10). 4. Bulgular

Kısa ve uzun dönem ilişkileri incelemeden önce değişkenlerin birim kök taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi gerekir. Çalışmada, birim kök testi Dickey ve Fuller (1979) tarafından geliştirilen genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) testiyle gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo sonuçları incelendiğinde hem kamu harcamalarının hem de özel tüketim harcamalarının seviyesinde birim kök taşıdıkları görülmektedir. Değişkenlerin birinci devresel farklarını ifade eden büyüme oranlarında ise iki değişkenin de birim kök taşımadığı

diğer bir ifadeyle durağan oldukları tespit edilmiştir. Bu sonuçlar sabitli ADF sonuçlarının yanında trendli ve sabitli ADF sonuçlarınca da doğrulanmaktadır.

Tablo 1: ADF Birim Kök Testi Sonuçları

Değişkenler Seviyesinde (ADF-t) Birinci Farkında (ADF-t)

Sabitli Trendli Sabitli Trendli

LKH -0.217 [0]

(-2.621) -2.282 [0] (-3.218) -5.906 [0] (-2.622) -5.792 [0] (-3.218)

LOT -0.178 [0]

(-2.621) -3.111 [0] (-3.218) -5.632 [0] (-2.622) -5.529 [0] (-3.221)

Not: Tabloda köşeli parantez içindeki veriler Schwarz bilgi kriteri vasıtasıyla belirlenen

gecikme uzunluklarını, normal parantez içi değerleri ise %10 anlamlılık seviyesindeki MacKinnon (1996) tablo kritik değerlerini göstermektedir.

Yukarıdaki birim kök sonuçları değişkenler arası uzun dönem ilişkilerin tespit edilebilmesi için gerekli koşulların mevcut olduğunu göstermektedir. Ko-entegrasyon testi, Engle ve Granger (1987) tarafından geliştirilen çift aşamalı ko-entegrasyon testi vasıtasıyla yapılmıştır. Testin ilk aşamasında testin tutarlı sonuçlar vermesi açısından özel tüketimin yanında kamu harcamaları da bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Birinci aşamada elde edilen tahminlerden elde edilen hata terimlerine ait durağanlık test sonuçları Tablo 2’de sunulmuştur.

Tablo 2: EngleGranger Ko-entegrasyon Testi Sonuçları

Bağımlı Değişken m Sabitsiz ve Trendsiz ADF-t

LOT 0 -2.020 (-1.610)

LKH 0 -1.981 (-1.610)

Not: Tabloda m, gecikme uzunluğunu; parantez içi değerleri ise %10 anlamlılık seviyesindeki

MacKinnon (1996) tablo kritik değerlerini göstermektedir.

Tablodan elde edilen bulgular bağımlı değişkene bağlı olmaksızın birim kökün reddedildiği yönündedir. Dolayısıyla özel tüketim harcaması ile kamu harcaması arasında uzun dönem ilişkinin (ko-entegre ilişkisinin) varlığı belirlenmiştir. İki değişken arasındaki ko-entegre ilişkisinin varlığı Engle ve Granger testinin ilk aşamasında tahmin edilen denklemin uzun dönem denklemi olarak kullanılabileceğini ifade etmektedir. Literatürdeki yaklaşıma uygun olarak özel tüketimin bağımlı değişken olduğu uzun dönem denkleminden elde edilen sonuçlar kamu harcamalarındaki %1’lik artışın özel tüketim harcamalarını %0,52 birim arttırdığını ve bu katsayının 0,01 istatistiksel anlamlılık seviyesine göre anlamlı olduğunu göstermektedir.

Değişkenler arasında ko-entegre ilişkisinin varlığı tespit edildikten sonra neden sonuç ilişkileri hata düzeltme modeli vasıtasıyla tespit edilmiştir. Tablo 3’de verilen bu sonuçlar iki yönlü nedensel ilişkinin varlığını ortaya koymuştur. Kamu harcamalarının açıklayıcı değişken olarak kullanıldığı modelde F-testi vasıtasıyla kamu harcamalarından özel tüketim harcamalarına doğru kısa dönemli nedensel ilişki tespit edilmiştir. Özel tüketim harcamalarının açıklayıcı değişken olarak yer aldığı modelde ise hata düzeltme katsayısı vasıtasıyla özel tüketim harcamalarından kamu harcamalarına doğru uzun dönemli nedensel ilişki tespit edilmiştir.

(9)

Tablo 3: Hata Düzeltme Modeli Sonuçları

Nedenselliğin Yönü m F-testi HDK Karar

∆LOT→∆LKH 2 2.078 -0.202*** Evet

∆LKH→∆LOT 2 3.457** -0.130 Evet

Not: Tabloda verilen m, açıklayıcı değişken için tespit edilen optimal gecikme uzunluğunu;

**,*** simgeleri ilgili istatistiğin sırasıyla %5 ve %10 anlamlılık seviyesinde istatistiksel olarak anlamlı olduğunu; → nedensel ilişkinin yönünü; F-testi açıklayıcı değişken gecikme veya gecikmelerinin bir bütün olarak sıfır olduğunu ifade eden boş hipotez için elde edilen F istatistiğini ve HDK hata düzeltme terimine ait t- istatistiğini göstermektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

1980-2010 dönemi yıllık verileriyle analiz yapılan bu çalışmada, kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Çalışmanın bulguları, kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında pozitif yönlü ilişkinin varlığı yönündedir. Buna göre kamu harcamalarındaki artış, özel tüketim harcamalarını artırmaktadır. Bu durum, Türkiye’de dışlama etkisini içeren ikame ilişkisinin değil tamamlayıcılık ilişkisinin geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, sonuçlar Türkiye için genişletici mali daralma hipotezinin geçersizliğine de işaret etmektedir. Bu bağlamda kamu harcamaları, özellikle durgunluk dönemlerinde ekonomik büyüme ve istihdam artışı sağlama gibi temel makroekonomik hedefler açısından önemli bir politika değişkeni olarak kullanılabilir.

Çalışmanın neden-sonuç ilişkilerini yansıtan bulgularına göre ise kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında çift yönlü nedensel ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Kamu harcamalarından özel tüketim harcamalarına doğru ortaya çıkan nedensel ilişki, kamunun özel kesim ekonomik kararlarında özellikle gelir yönünden belirleyici bir unsur olmasına dayandırılabilir. Kamu harcamalarının GSYİH içindeki payının büyüklüğü ve kamu harcama bileşenlerinin de bu süreçte etkili olabileceği dikkate alınmalıdır. Özel tüketim harcamalarından kamu harcamalarına doğru ortaya çıkan nedensel ilişki ise refah olgusu ve Wagner Yasası bağlamında açıklanabilir. Özel tüketim harcamalarındaki artış bir refah göstergesi olarak kullanıldığında, ekonomik gelişme ile birlikte kamudan beklenen hizmet talebi artarak kamu harcamaları uyarılabilmektedir. Wagner Yasasına göre ekonominin gelişmesi özellikle eğitim ve sağlık gibi alanlarda kamunun kültürel ve refah harcamalarını artırmaktadır (Afzal ve Abbas, 2010:12). Bir başka ifadeyle reel gelir artışları uzun dönemde kamu harcamalarının milli gelir içindeki payını yükseltmektedir (Narayan vd., 2008:297).

Türkiye’de kamu harcamaları üzerinden uygulanan maliye politikasının Keynesyen etkiler içermesi ekonomik istikrar açısından kamunun rolünü ve etkinliğini artırmaktadır. Özellikle durgunluk dönemlerinde mali genişleme ile birlikte toplam talep, üretim ve istihdam artışları ortaya çıkabilecektir. Bu bağlamda sonuçlar daralan özel sektör hacminin genişletilmesi açısından kamu kontrollü ve destekli kriz politikalarının önemine işaret etmektedir. Kamu harcamalarının ekonominin hangi alanlarında genişletici etkiler oluşturabileceği ise ayrı bir tercih gerektirmektedir. Bu anlamda, üretim ve istihdam artışı sağlayan alanların öne çıkarılması oldukça önemlidir. Bununla birlikte artan kamu harcamalarının finansman zorlukları ile faiz oranı artışlarının ekonomiyi baskı altına alması sürecin

(10)

Tablo 3: Hata Düzeltme Modeli Sonuçları

Nedenselliğin Yönü m F-testi HDK Karar

∆LOT→∆LKH 2 2.078 -0.202*** Evet

∆LKH→∆LOT 2 3.457** -0.130 Evet

Not: Tabloda verilen m, açıklayıcı değişken için tespit edilen optimal gecikme uzunluğunu;

**,*** simgeleri ilgili istatistiğin sırasıyla %5 ve %10 anlamlılık seviyesinde istatistiksel olarak anlamlı olduğunu; → nedensel ilişkinin yönünü; F-testi açıklayıcı değişken gecikme veya gecikmelerinin bir bütün olarak sıfır olduğunu ifade eden boş hipotez için elde edilen F istatistiğini ve HDK hata düzeltme terimine ait t- istatistiğini göstermektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

1980-2010 dönemi yıllık verileriyle analiz yapılan bu çalışmada, kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Çalışmanın bulguları, kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında pozitif yönlü ilişkinin varlığı yönündedir. Buna göre kamu harcamalarındaki artış, özel tüketim harcamalarını artırmaktadır. Bu durum, Türkiye’de dışlama etkisini içeren ikame ilişkisinin değil tamamlayıcılık ilişkisinin geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, sonuçlar Türkiye için genişletici mali daralma hipotezinin geçersizliğine de işaret etmektedir. Bu bağlamda kamu harcamaları, özellikle durgunluk dönemlerinde ekonomik büyüme ve istihdam artışı sağlama gibi temel makroekonomik hedefler açısından önemli bir politika değişkeni olarak kullanılabilir.

Çalışmanın neden-sonuç ilişkilerini yansıtan bulgularına göre ise kamu harcamaları ile özel tüketim harcamaları arasında çift yönlü nedensel ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Kamu harcamalarından özel tüketim harcamalarına doğru ortaya çıkan nedensel ilişki, kamunun özel kesim ekonomik kararlarında özellikle gelir yönünden belirleyici bir unsur olmasına dayandırılabilir. Kamu harcamalarının GSYİH içindeki payının büyüklüğü ve kamu harcama bileşenlerinin de bu süreçte etkili olabileceği dikkate alınmalıdır. Özel tüketim harcamalarından kamu harcamalarına doğru ortaya çıkan nedensel ilişki ise refah olgusu ve Wagner Yasası bağlamında açıklanabilir. Özel tüketim harcamalarındaki artış bir refah göstergesi olarak kullanıldığında, ekonomik gelişme ile birlikte kamudan beklenen hizmet talebi artarak kamu harcamaları uyarılabilmektedir. Wagner Yasasına göre ekonominin gelişmesi özellikle eğitim ve sağlık gibi alanlarda kamunun kültürel ve refah harcamalarını artırmaktadır (Afzal ve Abbas, 2010:12). Bir başka ifadeyle reel gelir artışları uzun dönemde kamu harcamalarının milli gelir içindeki payını yükseltmektedir (Narayan vd., 2008:297).

Türkiye’de kamu harcamaları üzerinden uygulanan maliye politikasının Keynesyen etkiler içermesi ekonomik istikrar açısından kamunun rolünü ve etkinliğini artırmaktadır. Özellikle durgunluk dönemlerinde mali genişleme ile birlikte toplam talep, üretim ve istihdam artışları ortaya çıkabilecektir. Bu bağlamda sonuçlar daralan özel sektör hacminin genişletilmesi açısından kamu kontrollü ve destekli kriz politikalarının önemine işaret etmektedir. Kamu harcamalarının ekonominin hangi alanlarında genişletici etkiler oluşturabileceği ise ayrı bir tercih gerektirmektedir. Bu anlamda, üretim ve istihdam artışı sağlayan alanların öne çıkarılması oldukça önemlidir. Bununla birlikte artan kamu harcamalarının finansman zorlukları ile faiz oranı artışlarının ekonomiyi baskı altına alması sürecin

olası olumsuzlukları arasında gösterilebilir. Ayrıca, kamu harcamalarının özel tüketim üzerindeki etkileri ekonomik karar birimlerinin beklentileri ile de yakından ilişkilidir. Özellikle artan kamu harcamalarının bütçe dengesi, faizler ve yatırımlar üzerinden tüketim davranışlarını etkilemesi tartışmanın boyutlarını genişletmektedir.

Kaynakça

Afonso, A. (2006), “Expansionary Fiscal Consolidations in Europe New Evidence”,

European Central Bank Working Paper Series, 675.

Afzal, M. ve Abbas, Q. (2010), “Wagner’s Law in Pakistan: Another Look”, Journal

of Economics and International Finance, 2(1), 12-19.

Ahmed, S. (1986), “Temporary and Permanent Government Spending in an Open Economy: Some Evidence for the United Kingdom”, Journal of Monetary

Economics, 17(2), 197-224.

Ambler, S., Bouakez, H. ve Cardia, E. (2008), “The Effect of Public Spending on Consumption: Reconciling Theory and Evidence”, The Center for Interuniversity

Research in Quantitative Economics (CIREQ), Cahier 16.

Aschauer, D.A. (1985), “Fiscal Policy and Aggregate Demand”, The American

Economic Review, 75(1), 117-127.

Bailey, J.M. (1971), National Income and the Price Level: A Study in

Macroeconomic Theory, McGraw-Hill, New York.

Barro, J.R. (1974), “Are Government Bonds Net Wealth?”, The Journal of Political

Economy, 82(6), 1095-1117.

Barro, J.R. (1981), “Output Effects of Government Purchases”, Journal of Political

Economy 89(6), 1086-1121.

Bergman, M.U. ve Hutchison, M.M. (2010), “Expansionary Fiscal Contractions: Re-evaluating the Danish Case”, International Economic Journal, 24(1), 71-93. Berument, H. ve Doğan, B. (2004), “The Asymmetric Effects of Government

Spending Shocks: Empirical Evidence from Turkey”, Journal of Economic and

Social Research, 6(1), 33-51.

Blanchard, O. ve Perotti, R. (2002), “An Empirical Characterization of the Dynamic Effects of Changes in Government Spending and Taxes on Output”, The

Quarterly Journal of Economics, 117(4), 1329-68.

Bocutoğlu, E. (2012), Karşılaştırmalı Makro İktisat Teoriler ve Politikalar, 5. Baskı, Murathan Yayınevi, Trabzon.

Chiu, L.R. (2001), “The Intratemporal Substitution Between Government Spending and Private Consumption: Empirical Evidence from Taiwan”, Asian Economic

Journal, 15(3), 313-23.

Dahmardeh, N., Pahlavani, M. ve Mahmoodi, M. (2011), “Government Spending and Private Consumption in Selected Asian Developing Countries”,

International Research Journal of Finance and Economics, 64, 140-146.

D’Alessandro, A. (2010), “How can Government Spending Affect Private Consumption? A Panel Cointegration Approach”, European Journal of

Economics, Finance and Administrative Sciences, 18, 40-57.

Dickey, A.D. ve Fuller, A.W. (1979), “Distribution of the Estimators for Autoregressive Time Series with a Unit Root”, Journal of the American

(11)

Düzgün, R. (2007), “Türkiye’de Kamu Harcaması ve Özel Tüketim”, Ekev Akademi

Dergisi, 32, 321-333.

Düzgün, R. ve Bilgili, E. (2008), “Kamu Tüketim Harcaması ve Özel Tüketim: Orta Asya Ülkeleri Üzerine Panel Veri Analizi”, Sosyoekonomi Dergisi, 2, 75-88. Enders, W. (2004), Applied Econometric Time Series, 2nd Edition, John

Willey&Sons, USA.

Engle, R. ve Granger J.W.C. (1987), “Co-integration and Error Correction: Representation, Estimation and Testing”, Econometrica, 55(2), 251-276. Erdoğan, L. (2007), “Genişletici Mali Daralma Hipotezi: Türkiye Uygulaması”,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), 117-132.

Ergün, M. (2005), Sürdürülebilir Maliye Politikası ve Maliye Politikasının

Ekonomik Aktivite Üzerine Etkileri: AB Uyum Sürecindeki Türkiye Örneği ve AB Ülkeleri Deneyimleri, DPT Uzmanlık Tezleri, 2684, 1-134.

Fatás, A. ve Mihov, I. (2001), “The Effects of Fiscal Policy on Consumption and Employment: Theory and Evidence”, CEPR Discussion Paper, 2760, Centre for Economic Policy Research.

Gali, J., Salido, L.D.J. ve Valles, J. (2007), “Understanding the Effects of Government Spending on Consumption”, Journal of the European Economic

Association, 5(1), 227-270.

Ganelli, G. ve Tervala, J. (2009), “Can Government Spending Increase Private Consumption? The Role of Complementarity”, Economics Letters, 103, 5-7. Garcia, A. ve Ramajo, J. (2005), “Fiscal Policy and Private Consumption Behaviour:

The Spanish Case”, Empirical Economics, 30, 115-135.

Giavazzi, F. ve Pagano, M. (1990), “Can Severe Fiscal Contractions be Expansionary? Tales of Two Small European Countries”, NBER Working Paper

Series, 3372, National Bureau of Economic Research, Cambridge.

Granger, J.W.C. (1969), “Investigating Causal Relations by Econometric Models and Cross-Spectral Methods”, Econometrica, 37(3), 424-438

Granger, J.W.C. (1988) “Some Recent Development in a Concept of Causality”,

Journal of Econometrics, 39, 199-211.

Hjelm, G. (2002), “Is Private Consumption Growth Higher (Lower) During Periods of Fiscal Contractions (Expansions)?”, Journal of Macroeconomics, 24(1), 17-39.

Ho, T. (2001), “The Government Spending and Private Consumption: A Panel Cointegration Analysis”, International Review of Economics&Finance, 10(1), 95-108.

İlgün, F.M. (2010), “Genişletici Mali Daralma Hipotezinin Temelleri ve Türkiye Ekonomisi Üzerine Bir Uygulama”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesi Dergisi, 35,233-253.

Karras, G. (1994), “Government Spending and Private Consumption: Some International Evidence”, Journal of Money, Credit, and Banking, 26(1), 9-22. Khan, M.H. (2004), “Defence Expenditure and Macroeconomic Stabilization:

Causality Evidence from Pakistan”, State Bank of Pakistan Working Paper, 6. Kormendi, R.C. (1983), “Government Debt, Government Spending, and Private

(12)

Düzgün, R. (2007), “Türkiye’de Kamu Harcaması ve Özel Tüketim”, Ekev Akademi

Dergisi, 32, 321-333.

Düzgün, R. ve Bilgili, E. (2008), “Kamu Tüketim Harcaması ve Özel Tüketim: Orta Asya Ülkeleri Üzerine Panel Veri Analizi”, Sosyoekonomi Dergisi, 2, 75-88. Enders, W. (2004), Applied Econometric Time Series, 2nd Edition, John

Willey&Sons, USA.

Engle, R. ve Granger J.W.C. (1987), “Co-integration and Error Correction: Representation, Estimation and Testing”, Econometrica, 55(2), 251-276. Erdoğan, L. (2007), “Genişletici Mali Daralma Hipotezi: Türkiye Uygulaması”,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), 117-132.

Ergün, M. (2005), Sürdürülebilir Maliye Politikası ve Maliye Politikasının

Ekonomik Aktivite Üzerine Etkileri: AB Uyum Sürecindeki Türkiye Örneği ve AB Ülkeleri Deneyimleri, DPT Uzmanlık Tezleri, 2684, 1-134.

Fatás, A. ve Mihov, I. (2001), “The Effects of Fiscal Policy on Consumption and Employment: Theory and Evidence”, CEPR Discussion Paper, 2760, Centre for Economic Policy Research.

Gali, J., Salido, L.D.J. ve Valles, J. (2007), “Understanding the Effects of Government Spending on Consumption”, Journal of the European Economic

Association, 5(1), 227-270.

Ganelli, G. ve Tervala, J. (2009), “Can Government Spending Increase Private Consumption? The Role of Complementarity”, Economics Letters, 103, 5-7. Garcia, A. ve Ramajo, J. (2005), “Fiscal Policy and Private Consumption Behaviour:

The Spanish Case”, Empirical Economics, 30, 115-135.

Giavazzi, F. ve Pagano, M. (1990), “Can Severe Fiscal Contractions be Expansionary? Tales of Two Small European Countries”, NBER Working Paper

Series, 3372, National Bureau of Economic Research, Cambridge.

Granger, J.W.C. (1969), “Investigating Causal Relations by Econometric Models and Cross-Spectral Methods”, Econometrica, 37(3), 424-438

Granger, J.W.C. (1988) “Some Recent Development in a Concept of Causality”,

Journal of Econometrics, 39, 199-211.

Hjelm, G. (2002), “Is Private Consumption Growth Higher (Lower) During Periods of Fiscal Contractions (Expansions)?”, Journal of Macroeconomics, 24(1), 17-39.

Ho, T. (2001), “The Government Spending and Private Consumption: A Panel Cointegration Analysis”, International Review of Economics&Finance, 10(1), 95-108.

İlgün, F.M. (2010), “Genişletici Mali Daralma Hipotezinin Temelleri ve Türkiye Ekonomisi Üzerine Bir Uygulama”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesi Dergisi, 35,233-253.

Karras, G. (1994), “Government Spending and Private Consumption: Some International Evidence”, Journal of Money, Credit, and Banking, 26(1), 9-22. Khan, M.H. (2004), “Defence Expenditure and Macroeconomic Stabilization:

Causality Evidence from Pakistan”, State Bank of Pakistan Working Paper, 6. Kormendi, R.C. (1983), “Government Debt, Government Spending, and Private

Sector Behavior”, The American Economic Review, 73(5), 994-1010.

Kwan, K.Y. (2006), “The Direct Substitution Between Government and Private Consumption in East Asia”, NBER Working Paper, 12431, National Bureau of Economic Research, Cambridge.

Mackinnon, G.J. (1996), “Numerical Distribution Functions for Unit Root and Cointegration Tests”, Journal of Applied Econometrics, 11(6), 601-618.

McDermott, J.C. ve Wescott, F.R. (1996), “An Empirical Analysis of Fiscal Adjustments”, IMF Staff Papers, 43(4), 725-53.

Narayan, K.P., Nielsen, I. ve Smyth, R. (2008), “Panel Data, Cointegration, Causality and Wagner's Law: Empirical Evidence from Chinese Provinces”,

China Economic Review, 19, 297-307.

Nickel, C. ve Vansteenkiste, I. (2008), “Fiscal Policies, the Current Account and Ricardian Equivalence”, European Central Bank Working Paper Series, 935, Germany.

Nieh, C.C. ve Ho, T. (2006), “Does the Expansionary Government Spending Crowd out the Private Consumption? Cointegration Analysis in Panel Data”, The

Quarterly Review of Economics and Finance, 46, 133-148.

Okubo, M. (2003), “Intratemporal Substitution Between Private and Government Consumption: The Case of Japan”, Economics Letters, 79(1), 75-81.

Perotti, R. (1999), “Fiscal Policy in Good Times and Bad”, Quarterly Journal of

Economics, 114(4), 1399-1436.

Schclarek, A. (2007), “Fiscal Policy and Private Consumption in Industrial and Developing Countries”, Journal of Macroeconomics, 29(4), 912-39.

Tagkalakis, A. (2008), “The Effects of Fiscal Policy on Consumption in Recessions and Expansions”, Journal of Public Economics, 92, 1486-1508.

Ulusoy, A. (2007), Maliye Politikası, 5. Baskı, Eflatun Matbaası, Trabzon.

Wang, L. ve Gao, W. (2011), “Nonlinear Effects of Fiscal Policy on Private Consumption: Evidence from China”, China&World Economy, 19(2), 60-76. Zaghini, A. (2001), “Fiscal Adjustments and Economic Performing: A Comparative

Şekil

Tablo 3: Hata Düzeltme Modeli Sonuçları

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmada biber tohumlarına ait hücre süspansiyon kültürlerine değişik konsantrasyonlarda (0,1 M; 0,2 M ve 0,4 M) ve sürelerde (24, 48 ve 72 saat) uygulanan çinko sülfat

Analiz bulgularına göre, kamu harcamaları ile cari, yatırım ve transfer harcamalarından ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu

Sigara, tütün ürünleri ve alkollü içeceklerin vergilendirilmesine ve vergilendirmede yürürlüğe konulacak bir vergi indiriminin devlet gelirleri açısından yaratacağı

Sayigtay Bagkanligimn diizenlemig oldugu Birinci Oturumu agarken hepinizi saygiyla seliimlarim. Konu, bildiginiz gibi, son derece onemli. Saym Sayigtay Bagkam ve sayin

Bunun için Türkiye'ye da- vet edilen Macar Ar~iv Uzman~~ Fekete Lajos, Ba~bakanl~k Ar~ivi için rapor haz~rlarken, Sa- ray ar~ivi için de bir rapor haz~rlam~~t~r.. Eldeki defter ve

Sınır testi yaklaşımı bulgularına göre; merkezi yönetim bütçe harcamaları ile gayrisafi yurt içi hasıla arasında eş bütünleşme ilişkisinin varlığına

Collaboration between the government and exporters from Indonesia, regulations for multinational companies from other countries that set up factories or companies in Indonesia to

Malzemelerin mekanik özellikleri üzerinde yapılan çalışmalarda ise genel olarak, KD oranı arttıkça eğilme dayanımının ve kırılma enerjisinin arttığı,