• Sonuç bulunamadı

Başlık: Polykrates’in Dipteros’undan Hermogenes’in Pseudodipte-ros’unaYazar(lar):BİNGÖL, OrhanSayı: 38 Sayfa: 017-027 DOI: 10.1501/Andl_0000000391 Yayın Tarihi: 2012 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Polykrates’in Dipteros’undan Hermogenes’in Pseudodipte-ros’unaYazar(lar):BİNGÖL, OrhanSayı: 38 Sayfa: 017-027 DOI: 10.1501/Andl_0000000391 Yayın Tarihi: 2012 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

POLYKRATES’ùN DùPTEROS’UNDAN HERMOGENES’ùN

PSEUDODùPTEROS’UNA

Orhan BùNGÖL*

Anahtar Kelimeler: Magnesia • Hermogenes • Pseudodipteros • Pteroma

Özet: Magnesia kazılarının en büyük amacı Hermogenes'in yapılarını incelemek olmasına karûın 1984'den bu yana sürdürülen kazılarda bu amaç doørultusunda fazla yol alındıøı söylenemez. Buna karûın ortaya çıkarılan yeni yapılar üzerinde yapılan çalıûmalarla önemli sonuçlara ulaûılmıûtır. Hermogenes yapı-larıyla olmasa da ona baølanan yapılarda bu varsayım irdelenmiûtir. Vitruvius’tan edindiøimiz verilere göre Hermogenes “pseododipteros” olarak tanımlanan tapınaøı ilk planlayan ve uygulayan mimardır ve bu yapı Vitruvius’a göre Magnesia’daki Artemis Tapınaøı’dır. Çalıûmalarımızda elde ettiøimiz veriler doørultusun-da, Hermogenes’in bu tapınak tipini belirleme nedenleri konusunda ûimdiye kadar çeûitli bilim adamların-ca çeûitli yorumlar ortaya koyulmuû ve bu uygulama genellikle ıûık/gölge karûıtlıøının uygulanmasına da-yandırılmıûtır. Bu makalede de aynı nedenler sorgulanmakta ve ıûık/gölge karûıtlıøının geçerli bir varsayım olamayacaøı gösterilmeye çalıûılmaktadır. Gerçek zamana dayanan üç boyutlu görüntülerde tapınaøın hiç-bir zaman ve hiçhiç-bir ûekilde varsayıldıøı kadar ıûık/gölge üretecek hiç-bir özelliøe sahip olmadıøı gösterilmekte-dir. Bu durumda Vitruvius’un sözlerinden de anlaûılan “pteronu güzelleûtirmek” konusunda Hermogenes’in neler yaptıøı konusu üzerinde durulmakta ve pseudodipteros tapınak planının bulunuû ve uygulanıû nedeni bu sonuca baølanmaktadır.

VOM DIPTEROS DES POLYKRATES ZUM PSEUDODIPTEROS DES HERMOGENES Keywords: Magnesia • Hermogenes • Pseudodipteros • Pteroma

Zusammenfassung: Man nähert sich dem 40. Jubiläum der Grabungen in Magnesia mit Ergeb-nissen von vielen neuentdeckten Bauten, ohne aber Wesentliches für die Erforschung von Hermogenes zu leisten. Es wurden nur einige Hypothesen aufgestellt, die sich auf seine Errungenschaften beziehen (s. Anm.). In diesem Artikel wird zum ersten Mal seine gepriesene Leistung, nämlich Licht und Schattenef-fekt zu erzielen, abgelehnt. Das Argument dafür sind die dreidimensionalen Real Time Rekonstruktionen des Tempels, durch die man einwandfrei sehen kann, dass der Tempel nie dem Gedanken entsprechend durch das Sonnenlicht beleuchtet wird. Das Hauptaugenmerk seines Schaffens wird nun bei der weiten Pteroma des neuen Tempeltypus, des Pseudodipteros und seiner reichen Gestaltung der Bauglieder ge-sucht.

* Prof. Dr. Orhan Bingöl, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coørafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı, TR- 06100 / ANKARA, e-posta: obingöl@ankara.edu.tr

(2)

1984 yılında baûlayan Magnesia ka-zılarının ilk amacı1, her ûeyden önce Hermogenes’e ait oldukları varsayılan ya-pıları yeniden ele alarak somut ve kesin bilgilere ulaûmaktı2. Kazıların baûlamasın-dan birkaç yıl sonraki Klasik Arkeoloji Kongresi kapsamında yapılan Hermoge-nes Kolokyumu’nda da bu amaç dile geti-rilmiû ve bu tür çalıûmalar için yeterli ola-naklara sahip olunmadıøından Hermoge-nes çalıûmalarının ilerleyen yıllarda ele alınacaøı belirtilmiûti3

. Aradan geçen yıl-larda çalıûmalar yeni bulunan bir yapı ka-lıntısı olan Theatron’da yoøunlaûtırıldı4. Ar-temision ve çevresindeki diøer yapılarla

agorada yapılan çalıûmalardan özellikle Ar-temis Tapınaøı konusunda bilgilerimiz ar-zu edildiøi kadar yenilenemedi, güncelle-nemedi fakat yine de bazı sonuçlar ve gözlemler bilim dünyası ile paylaûıldı5

. Önceleri Magnesia’da Artemis Ta-pınaøı dıûındaki diøer bazı yapıların da Hermogenes’e ait oldukları varsayılmak-taydı6. Bu görüûler her ne kadar çeûitli bi-limsel yayınlarla geçerliklerini yitirmiû ol-salar da söz konusu yapılardaki çalıûma-larla gerek tarihlendirmeler, gerekse mi-mari ayrıntılar yeniden ele alınarak deøer-lendirildiler. Örneøin Artemis Sunaøı’nın alt yapısının ilk kez deøerlendirilmesi so-nucu ulaûılan bilgiler, bir doktora teziyle sonuçlandırıldı7. Artemision’ un batı yarı-sında, iki uzun kenarda yer alan stoalarda



1 Bu makalenin ùngilizce sürümü Lothar Haselberger tarafından yayınlanacak olan “Der Pseudo-Dipteros des Hermogenes in Magnesia. Zur Bau- und Kunsttheorie in hellenistisch-römischer Zeit” baû-lıklı kitapta yer alacaktır.

2 Bingöl 2007. 3 Bingöl 1990, 63-68. 4 Bingöl 2005.

5 Bingöl 1990; Bingöl 1993; Bingöl 1996; Bingöl 1999; Bingöl 2012.

6 Gerkan 1929, 25. 7 Çetin 2003.

ve stylobatlar kaidesinde çalıûmalar devam etmektedir. Sunaøın batısında ise Kurban Alanı, Kutsal Kaynak, Toplantı Alanı,

Exedralar ve Anıt Heykel Kaideleri ortaya çıkartılmıûtır8. Propylonda yapılan çalıûma-ların sonuçları da bir doktora tezi kapsa-mında ele alındı9. Agoranın doøu stoasında hiç beklenmeyen sonuçlara ulaûıldı10. Bu çalıûmalardan çıkan sonuç, eøer Hermo-genes 2. yy ikinci yarısının bir mimarı idiyse, bunların hiçbirinin onunla çaødaû olmadıklarıdır. Artemision’un batı yarı-sındaki güney ve kuzey stoa ile agoranın hiç olmazsa doøu stoası, Propylon ile birlik-te Magnesia’da MS 1. yüzyıldaki yoøun yapılaûmanın önemli bir bölümünü oluû-turmaktaydılar.

Artemis Tapınaøı’nın tarihi konu-sunda göreceli bir deøerlendirme, Propylon baûlıkları ile yapılan karûılaûtırmalar sonu-cunda ileri sürülmüûtür11

. Augustus Dö-nemi’nde, Arkaizm ve Klasisizm gibi, “Neo-Hellenizm” olarak tanımlanan uygu-lamalarda, bu dönemlerin stilleri kopya ya da taklit edilmeselerdi, Propylon baûlıkları ile Artemis Tapınaøı baûlıkları arasında iki yüz yıla yakın bir süre olduøunu savun-mak çok güç olacaktı12. 19. yüzyıldan beri tartıûılan en önemli konu olan Hermoge-nes’in ve dolayısıyla Artemis Tapınaøı’nın tarihlendirme sorununa yanıt bulmak için ûimdiye dek baûvurulan yöntemlerin ye-tersiz kaldıkları, hiçbir kesin sonuca ulaûı-lamamasından anlaûılmaktadır. Bu neden-le geriye baûvurulmaları kaçınılmaz olan iki yöntem kalmaktadır. Bunlardan birin-cisi, dönemler arasında elemanlardaki

 8 Bingöl 2007a.

9 Kökdemir 2004; Kökdemir 2009; Kökdemir 2011. 10 Bingöl 2006a; Bingöl 2006b.

11 Bingöl 2012.

12 Örnek: Hellenistik Dönem Sardes Artemis Tapınaøı baûlıklarının Roma Dönemi’nde aynı yapıda yine-lenmeleri. Bkz. Gruben 1961.

(3)

teknolojik ve yazıtların paleografik ayrın-tıları gözlemleyerek zaman farklarını sap-tamaya çalıûan yöntemler geliûtirmektir. ùkinci yöntem olarak geriye, sondajlarla elde edilecek buluntuların deøerlendiril-mesi kalmaktadır13. Böyle bir araûtırma Artemis Tapınaøı’nın tarihini daha geç bir döneme indirecek midir, ûimdiden bir ûey söylemek için çok erken gibi görünmek-tedir. Böyle bir olasılık bu kez de Hermo-genes’i, Vitruvius’un Grek tipi planıyla Magnesia Tiyatrosu’nun da mimarı olarak görmemize neden olabilir mi? Bunun yanı sıra böyle bir varsayımın, Hermogenes'in de, Pytheos gibi kenti de planlayan bir te-orisyen olabileceøi görüûünün ileri sürü-lebilmesine neden olabileceøi de gözden uzak tutulmamalıdır14.

Zaman zaman tapınaøa ve eleman-larına iliûkin çeûitli varsayımlar ileri sü-rülmektedir15. Tapınaøın planı konusunda tartıûmaya yol açacak bir durum olup ol-madıøını sorgulamak ya da henüz hiç bi-linmeyenlere ulaûabilmek ancak tapınaøın

stylobatının ve elemanlarından arındırılma-sından sonra yapılacak araûtırma sonu-cunda ortaya çıkacaktır. Bu amaçlar doø-rultusunda yapılacak ilk uygulama, tapı-naøın, planının dahi algılanıp anlaûılması-na olaanlaûılması-nak tanımayan bir yıkıntı halindeki görüntüsünden kurtarılmasıdır. úimdiye dek tapınaøın batı alınlıøı kazı alanı dıûına taûınarak bir anastylosis oluûturulmuû, ayrı-ca batı cephesine ait baûlıklar da kazı ala-nının dıûına taûınmıûlardır16.

Hermogenes Antik Çaø’ın en fazla tartıûılan mimarlarından biridir. Yukarıda deøinilen 1. Hermogenes

Kolokyu- 13 Gruben 1961.

14 Koenigs 1984, 89-94. 15 Haselberger 2012, 123-136. 16 Bingöl 2007b, 113-118.

mu’ndan17 otuz yıl sonra yapılan son ko-lokyumda da varsayımlardan öteye gidi-lememiûti18. Bu varsayımların en öncelik-lisi ve önemöncelik-lisi her zaman olduøu gibi Vitruvius’un, Hermogenes’in pseudodipteros planı yaratmasının nedenlerini sıralarken yazdıklarının yorumlanmasıdır19. Bu satır-ların Schlikker’in ifadesinde yer bulan ıûık-gölge, siyah beyaz çeliûkisi ûeklinde yorumlanmasıyla baûlayan görüû, Drerup‘tan sonra neredeyse tüm bu ko-nuda çalıûanları içine alan dalgalar halinde büyüdü ve benimsendi20. Wesenberg ise bu görüûü benimsemediøini son makale-sinde açıkça ortaya koydu21. Bu görüûe göre geniûleyen pteroma, sütunların cella duvarına yansıyan gölgeleri ile bembeyaz mermer sütunların yarattıøı ıûık ve gölge; karanlık ve aydınlık çeliûkisi Vitruvius’un

“bir öøenin yokluøunu hissettirmeden…. tüm yapının asaletini bu yeni düzenleme ile

korumuû- 17 Hoepfner – Schwandner 1990 (ed.). 18 Schulz 2012 (ed.).

19 Vitruvius “ De Arctitectura” III, 3. 8: (Çev. Güven 1993) “Roma’da bu türden bir örneøimiz yoktur. Ancak Küçükasya’da Teos’da Bacchus’a ithaf olunan bir hexastilos bulunmaktadır. Bu bakıûım kuralları, aynı zamanda dipte-rosun bakıûımını oluûturan iç sıralardaki otuz sekiz sütunu kaldırıp, masraf ve iûçiliøi de azaltarak gerçekleûtirmiûtir. Böylece genel görünümden taviz vermeden ve zaten fazlalık oluûturan bir ögenin yokluøunu hissettirmeden, sütunlarla cel-lanın duvarları arasında daha geniû bir yürüyüû alanı elde edip tüm yapının asaletini bu yeni düzenleme ile korumuû-tur.”

Vitruvius “ De Arctitectura” III, 3. 9: “Çünkü

ptero-ma düûüncesi ve tapınaøın etrafındaki sütun düzeni, sütun aralıklarının bir yüksek kabartmanın etkileyici görüntüsünü vermesi amacıyla tasarlanmıûlardı. Bunun yanında, çok sa-yıda yaømura yakalanan olduøunda bunların tapınakta ve sella çevresinde bekleyebilecekleri geniû bir yer bulunuyordu. Bu düûünceler, daha önce anlattıøım gibi pseudodipteros tapı-nak düzeninde geliûtirilmiûtir. Görülüyor ki, Hermogenes in-ce bir yaratıcılık gösteren sonuçlar elde ederek ardıllarının öø-retici ilkeler edinebilecekleri kaynaklar bırakmıûtır.”

20 Drerup 1964. Öz. 15; Gruben 1991, 423-431, “Die-se Disposition ist deshalb erfunden worden, damit die Ansicht durch den Kontrast (asperitas) der In-tercolumnien (mit den Säulen) wirkungsvoll sei…” 21 Wesenberg 2012, 81-94.

(4)

tur.”sözleriyle ifade ettiøi bir sonucun or-taya çıkmasını saølamıûtı. Bu görüûleri benimsemesine karûın Drerup da ıûık göl-ge karûıtlıøının sadece güney uzun tarafta gerçekleûmiû olabileceøine dikkat çekmiû-ti22.

Kaldı ki tapınaøın güney uzun kena-rının bu kadar gölge olduøu süreç, sadece yaz aylarında yaûanmaktaydı. Yazın çok daha dik gelen ıûınlar, güney cella duvarı-nın tamamen gölgede kalmasına ve böy-lece mermer sütunlarla bir koyu açık kar-ûıtlıøı oluûmasına neden oluyordu. Kıûın ise eøik gelen ıûınlar cella duvarını da ay-dınlattıøından böyle bir etki söz konusu olmuyordu. Konutlardaki güneye açık mekânlara güneû ıûınlarının ulaûımının saølanması ûeklinde bir uygulamanın söz konusu olamayacaøı gibi amacın sadece güney pteromayı ısıtmak olamayacaøı orta-dadır. Bu olumsuz durum, diøer uzun ke-narın güneûle hiçbir iliûkisi olmadıøı dü-ûünülürse daha da olumsuzlaûmaktadır. Bu uygulamanın, öølene kadar doøu cep-he, öøleden sonra bir süre uzun güney cephe ve güneû batıncaya kadar da batı cephe için bulunmuû dâhiyane bir fikir olduøunu söylemek hiç de kolay olmaya-caktır.

Hermogenes’in buluûunu sadece belli bir zaman aralıøı için ve havanın gü-neûli, güneûsiz, yaømurlu, puslu gibi ko-ûullara baølı olarak sürekli deøiûkenlik gösterecek bir ıûık kaynaøına dayandırmıû olabileceøini varsayamayız (Res. 1). Bu nedenle Hermogenes’in yapının neredey-se tek bir tarafı için geçerli olabilecek bir uygulamaya giriûmiû olduøunu varsaymak, en azından bu mimara haksızlık yapıldıøı anlamına gelir. Ayrıca bu etki, ıûık

gölge- 22 Drerup, 1964.

de aranıyorsa ya Drerup’un garipsediøi ûekilde dıûarıdan bakarak ya da genel ola-rak kabul gördüøü ûekilde içinde dolaûır-ken algılanmıû olduøu varsayılan bir etki olacaktır. Hermogenes böyle bir etkinin peûinde olsaydı, cella duvarlarındaki sütun gölgelerine de yansıyacak “eustylos” bir dü-zenlemeyi tercih etmez miydi? Fakat bili-yoruz ki yine Vitruvius’a göre sütun arala-rının sütun yüksekliklerine oranları konu-sunda da kurallar getirmiû olan Hermo-genes, bunların içinde en güzel aralık de-diøi (eustylos) ölçüyü bu ünlü tapınaøında kullanmamıûtır23

. Bu varsayım için getiri-lecek diøer bir çekince de, konunun oda-øını oluûturan iç sütun sırasının uygulan-mamıû olmasının, bu tür bir etkiye yapa-caøı katkının o kadar da abartılacak bir boyutta olmayacaøı ûeklindedir. Artemis Tapınaøı’nda sarı ve gri-mavi mermer kullanılmıû olması ayrıca genelde bilindiøi ûekilde tapınaøın boyanmıû olması da bu tür bir etkinin beklentisi içinde olunama-yacaøının diøer göstergeleridir.

Öyleyse Hermogenes iç sütun sıra-sını neden kaldırmıûtır? Bu uygulamasıyla neden büyük ün kazanmıûtır. Bunun ne-denlerini yine Vitruvius’un satırlarında bulabiliriz gibi görünüyor24. Bu satırlar arasından “sütunlarla cellanın duvarları

ara-sında (çok) daha geniû bir yürüyüû alanı”

özel-likle çekip çıkarılmalı ve yaratıldıøı belirti-len etkinin, tapınaøın dört bir tarafı için de geçerli olan bir uygulamanın sonuçla-rında aranmalıdır.

Hellenistik Dönem’de ziyaretçiler,

stoacılık felsefesinin getirdiøi bir uygula-manın sonucu olarak da görebileceøimiz doørultuda, kendilerini stoalarda buldular. Hermogenes bu uygulamayı, planladıøı

 23 Haselberger 1990, 81-84.

24 Vitruvius, “ De Arctitectura” III (Çev. Güven 1993).

(5)

tapınak tipinde kullanmak amacıyla bir

stoa olarak da düûünebileceøimiz pteromayı geniûletti ve çok geniû, ferah bir ortam ya-rattı. Geniûletilmesinden ötürü bir çekim merkezine dönüûen pteromanın çekiciliøini daha da artırmak amacıyla Hermogenes, orada gezenlere, dolaûanlara görkemli bir sergi de sunmanın kaçınılmaz olduøunu da görmüû olmalı.

Hermogenes pteromayı geniûleterek – Vitruvius’un sözleriyle “Böylece genel

gö-rünümden taviz vermeden ve zaten fazlalık oluû-turan bir ögenin yokluøunu hissettirmeden, sü-tunlarla cellanın duvarları arasında daha geniû bir yürüyüû alanı elde edip tüm yapının asaletini bu yeni düzenleme ile korumuûtur” – görkemli

bir sergi sundu. Bu sergi pteromanın bir ta-rafında kalan cella duvarındaki örgü bantlı

toichobatlar ve üstündeki meander bantlı podyum tacıyla baûlayıp yukarıda yine Hellenistik Dönem’in en önemli özellikle-rinden olan bitkisel bezeklerin oluûturdu-øu duvar friziyle sürüyordu. Pteromanın diøer tarafını, Anadolu için bir ilk olan Attika kaideler tarafından taûınan sütun-larla sınırlamıûtı. Bu sergiyi çok daha il-ginç bir görünüme kavuûturabilmek için kullanabileceøi en uygun yüzeylerden biri de yüzyıllardır ihmal edilmiû tekdüze be-zemelerle geçiûtirilmiû polsterlerdi. ùki yan-daki bu dekorasyon zenginliøi yukarıda da bezemeli ahûap kasetlerle taçlandırılıyor-du.

Bu görsel ûölen MÖ 6. yüzyılda Samos’da Polykrates Tapınaøı olarak ta-nıdıøımız 2. Dipteros’ta ilk kez fakat sade-ce pronaosta sunulmuûtu (Res. 2)25

. Pronaos iç duvarlarında hem podyumda hem de duvar tacında kullanılmıû frizler, anta baû-lıkları, çarkta çevrilmiû sütun kaideleri ve

anthemion bezemeli sütun boyunları ile

ek- 25 Gruben 1991, Abb. 274.

hinus baûlıklar bu ûölenin kuûkusuz ahûap kasetleriyle birlikte en önemli öøelerini oluûturmaktaydılar. Hermogenes bu uy-gulamayı cellanın dıûına taûıyarak tüm ya-pıyı çevreleyen bir uygulamayı yeøledi. Phidias, Hermogenes’in geniû pteroma uy-gulamasını Parthenon için düûünebilse ve bunu Iktinos’a uygulattırabilseydi, frizle-rini görmeleri için ilgilileri iskelelerin üs-tüne çıkartmasına gerek kalmayacak, ge-niû pteromada dolaûanlar bu nefis sergiyi gayet rahat bir ûekilde izleyebileceklerdi (Res. 3).

Bu uygulama ùktinos’un da pek ho-ûuna gitmemiû olacak ki Hephaisteion’da yeniden kullanılmasına karûın, onu Bassai Apollon’da naosun içine aldı. Onu izleyen örneklerde, örneøin Tegea Athena Alea’da friz hep naosun içinde kullanıldı26.

Didymaion naosundaki plaster baûlık ve frizlerin içeride yer almasını da geniû mekân nedeniyle kolayca görülebilir ol-malarıyla açıklayabiliriz. Hermogenes’in getirdiøi bu uygulama ise, kendinden son-rakiler tarafından özellikle pseudodipteros tapınaklarda örnek alındı. Bunların baûın-da Ankara Augustus Tapınaøı, Aizanoi Zeus Tapınaøı ve Lagina Hekate Tapınaøı gelmektedir27.

Humann’ın tapınak kasetlerine ver-diøi ahûap örneøin pteromanın görselliøine yapmıû olduøu olumlu katkı düûünülürse, Hermogenes’in aradaki sütun sırasının kaldırılmasıyla yarattıøı etkinin ne kadar olumlu ve çarpıcı olduøu ortaya çıkacak-tır28. Erechtheion gibi örneklerden bilinen ya da rekonstrüktif çizimleriyle tanıdıøı-mız kaset kullanımının geniû pteromadaki

 26 Gruben 1991, 129-132; Hoepfner 2012.

27 Ankara Augustus Tapınaøı. En son: Görkay 2012, 203-218; Hekate Tapınaøı. En son: Tırpan ve diø. 2012, 181-202; Naumann 1979.

(6)

görünümünün, ahûap iûçiliøinin de katkı-sıyla hayran bırakacak nitelikte olduøun-dan kuûku duymamak gerekir.

Vitruvius’a göre Hermogenes, her ne kadar ismini vermese de ùon baûlıøına da son görünüûünü kazandıran mimardır. Yazdıkları her ne kadar onun ùon baûlıøı-nın proporsiyonlarını düzenleyen bir tasa-rımcı olduøunu gösterir bir içerik taûısa da pteromadaki bu görsel ûölene baûlıkların

polsterlerinin de katkısının çok fazla oldu-øundan kuûku duyulamaz. Çok uzun bir süredir savunageldiøimiz ûekilde Hermo-genes,ùon baûlıklarının polsterlerindeki At-tika, Samos, Ephesos ve Attika-Anadolu tiplerinin hegemonyasına son vermekle kalmamıû; bir tapınakta birbirinden farklı

polster bezemesinin bir yapıda birlikte kul-lanılmasının ilk örneøini Magnesia Arte-mis Tapınaøı’nda sergilemiûtir. Polsterler boyutlarının da erken dönemlere göre çok daha artmıû olmasından ötürü bitkisel be-zemenin kullanılmasına çok uygun yüzey-leri oluûturmaya baûlamıûlardır. Yarattıøı “zengin bezemeli” polster tipleri tüm Hel-lenistik ve Roma Dönemi baûlıklarına ön-cülük etmiûlerdir29. Atlamalı olarak sırala-nan farklı polster dekorasyonları yukarıda deøinilen görsel ûölenin gerçekleûmesinde büyük pay sahibi olan çok önemli ayrıntı-lardır. Ziyaretçi ya da izleyicinin pteroma-nın içine çekilmesiyle birlikte polsterlerle olacak bir göz temasına yanıt sadece onla-rı zengin bir ûekilde süslemekle deøil, bir-birlerinden farklı dekorasyon ûemalarının kullanılmasıyla da fazlasıyla güçlendirdi, tekdüzelikten kurtardı. Geniûletilmiû

pte-roma, çok da yüksek olmayan sütunlar, araları fazla açık olmasa da polsterlerin görselleûtirilmeleri için en uygun ortamı saølıyordu. Hermogenes bu görüntünün

 29 Bingöl 1980.

görkemini tavandaki bezemeli ahûap ka-setlerle doruøa ulaûtırmıû olmalıydı. Bu uygulaması ile tapınaøın dört tarafı için de geçerli bir sunum, uygulama ve yenilik ya-ratmıû; bu buluû ve uygulamaları Vitru-vius tarafından takdir ve övgüyle kaleme alınmıûtı.

Bu görüû ûimdiye dek savunulan ve Hermogenes’in bir özelliøi olduøu varsa-yılan ıûık/gölge uygulamasını yok saymak anlamına gelmemektedir. Tam tersine Hermogenes, ıûık/gölge uygulamasını be-zemelerin, elemanların daha iyi görünüp seçilip algılanabilir olmasını saølamak ve böylece serginin çok daha ûölensi olması-nı saølamak için uygulamıûtır. úimdiye kadar birçok kez deøindiøimiz gibi; volüt silmelerinin yarım yuvarlaktan köûeli pro-file dönüûmesi, ùon kymationlarının ara-sındaki derin boûluklar, Lesbos kymation-larının neredeyse ayrıntısız veriliûleri, gö-rünmeyenin yarı iûleniûi ya da hiç iûlen-meden sunumu, O’nun, etkiyi ıûık/gölgeyi kullanarak saølamasından zi-yade, yukarıda deøinilen görkemli serginin çok daha iyi algılanabilir olmasını saøla-mak için kullanmıû olduøu bir yol olsa ge-rektir30. Drerup’un31 “Hermogenes bir ge-liûimin baûlangıcı deøil, zirvesidir” görü-ûünü desteklerken, ûimdiye dek savundu-øumuz düûüncelerimizi burada vurgulaya-rak yeniden gündeme getiriyoruz. Sözü bu düûünceleri canlandıran bir görsele bı-rakıyor ve üç boyutlu canlandırmalarıyla bu sonuçların görselleûtirilmesine yaptıøı katkıdan ötürü Mert Ulutaû'a teûekkür ediyoruz (Res. 4)32.

 30 Bkz. dn. 3.

31 Drerup 1964, 19. 32 Bkz. dn. 3.

(7)

Resimler Listesi:

Resim 1. Magnesia Artemis Tapınaøı’nın, günün üç farklı saatindeki aydınlık ve karanlık bölümlerini gösteren, virtual reality ortamında hazırlanmıû modeli (Mert Ulutaû).

Resim 2. Samos, Polykrates, Dipterosunun

pronaosunun görünüûü, Gruben 1991, Abb 274.

Resim 3. Pheidias’ın dostlarına Parthe-non’un frizlerini gösterdiøi sahne (Sir Lawrence Alma-Tadema 1868).

Resim 4. Magnesia Artemis Tapınaøı’nın uzun kenarı, pteroma (Mert Ulutaû).

(8)

KAYNAKÇA

Bingöl 1980 O. Bingöl, Das ionische Normalkapitell in hellenistischer und römischer

Zeit in Kleinasien. IstMitt Beiheft 20 (1980).

Bingöl 1990 O. Bingöl, “Zu den neueren Forschungen in Magnesia am Mäander,

içinde: W. Hoepfner – E.-L. Schwandner (ed.), Hermogenes und die hochhel-lenistische Architektur. Rahmen des 13. Internationalen Kongresses für klassische Archäologie Berlin (1990) 63-68.

Bingöl 1993 O. Bingöl, “Vitruvische Volute am Artemis-Tempel von Hermogenes in

Magnesia am Mäander”, Festschrift für Peter Neve, IstMitt 43, 1993, 399-415.

Bingöl 1996 O. Bingöl, “Zu Säule und Gebälk bei Hermogenes”, içinde: E.-L.

Schwandner (ed.), Säule und Gebälk, DiskAB 6, 1996, 148-152.

Bingöl 1999 O. Bingöl, “Epiphanie an den Artemistempeln von Ephesos und

Mag-nesia am Mäander”, 100 Jahre Österreichische Forschungen in Ephesos. H. Friesinger – F. Krinzinger (ed.), Akten des Symposion Wien 1995 (1999) 233-240.

Bingöl 2005 O. Bingöl, Theatron. Magnesia on the Meander. Magnesia ad Maeandrum

Monografileri 1 (2005).

Bingöl 2006a O. Bingöl, “Stoa Poikile in Magnesia am Mäander”, içinde: R. Biering,

V. Brinkmann, Udo Schlotzhauer, F. Berthold Weber (ed), Maiandros: Festschrift für Volkmar von Graeve (2006) 25-30.

Bingöl 2006b O. Bingöl, “Die Agora von Magnesia am Mäander”, içinde: W.

Hoep-fner – L. Lehmann (ed.), Die griechische Agora: Bericht über ein Kol-loquium am 16. März 2003 in Berlin (2006) 59-65.

Bingöl 2007a O. Bingöl, Magnesia ad Maeandrum / Magnesia on the Meander (2007).

Bingöl 2007b O. Bingöl, “Die Westseite des Artemistempels von Magnesia”, E.

Özte-pe – M. Kadıoølu (ed.), Patronus. C. Özgünel’e 65. Yaû Armaøanı (2007) 113-118.

Bingöl 2012 O. Bingöl, “Neue Erkenntnisse am Tempel der Artemis Leukophryene

in Magnesia”, BYZAS 12, 2012, 113-122.

Çetin 2003 C. Çetin, Magnesia ad Maeandrum Artemis Tapınaøı Altarı Altyapısı ve

Çevresiyle iliûkisi (Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayım-lanmamıû Doktora Tezi, 2003).

Drerup 1964 H. Drerup, “Zum Artemistempel von Magnesia”, MarbWProg (1964)

13-21.

Gerkan 1929 A. von Gerkan, Der Altar des Artemis-Tempels in Magnesia am Mäander,

(1929) 24-35.

Görkay 2012 K. Görkay, “The temple of Augustus and Roma in Ancyra: A

Reas-sessment”, T. Schulz (ed.) Dipteros und Pseudodipteros. Bauhistorische und archäologische Forschungen. Internationale Tagung 13-15.11.2009

(9)

an der Hochschule Regensburg BYZAS 12, 2012, 203-218.

Gruben 1961 G. Gruben, “Beobachtungen zum Artemis-Tempel von Sardis”, AM 76,

1961, 155ff.

Gruben 1991 G. Gruben, Die Tempel der Griechen (1991).

Haselberger 1990 L. Haselberger, “Der Eustylos des Hermogenes”, içinde: W. Hoepfner –

E.-L. Schwandner (ed.), Hermogenes und die Hochhellenistische Architektur. Rahmen des 13. Internationalen Kongresses für klassische Archäologie Berlin (1990) 81-84.

Haselberger 2012 L. Haselberger, “Zur Ratio des hermogenischen Pseudodipteros: Die

Säulenhöhe des Artemistempels in Magnesia”, BYZAS 12, 2012, 123-136.

Hoepfner 2012 W. Hoepfner, “Vom Dipteros zum Pseudodipteros”, BYZAS 12, 2012,

5-18. Hoepfner –

Schwandner 1990

W. Hoepfner – E.-L. Schwandner (ed.), Hermogenes und die hochhellenisti-sche Architektur. Internationales Kolloquium in Berlin vom 28. bis 29. Juli 1988 im Rahmen des XIII. Internationalen Kongresses für Klassische Archäologie (1990)

Humann 1904 C. Humann – J. Kohte – C. Watzinger, Magnesia am Mäander (1904).

Koenigs 1984 W. Koenigs, “Pytheos, eine mythische Figur in der antiken

Baugesc-hichte”, içinde: Bauplanung und Bautheorie der Antike, DiskAB 4, 1984, 89-94.

Kökdemir 2004 G. Kökdemir, “The Augustan Typological and Stylistic Features in

An-themion Decorations on Sacrifical Tables”, Anadolu 27, 2004, 63-96.

Kökdemir 2009 G. Kökdemir, Menderes Magnesiası-Propylon (Ankara Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamıû Doktora Tezi, 2009).

Kökdemir 2011 G. Kökdemir, “Menderes Magnesiası – Propylon Mimari Bezemeleri”,

Anadolu/Anatolia 37, 2011, 93-141.

Naumann 1979 R. Naumann, Der Zeustempel zu Aizanoi (1979).

Schulz 2012 T. Schulz, “Vergleich der Pseudodipteroi – Aufbau und Konstruktion”,

BYZAS12, 2012, 165-180.

Schulz 2012 (ed) T. Schulz (ed), “Dipteros und Pseudodipteros. Bauhistorische und

archäologische Forschungen”, BYZAS 12, 2012. Tırpan ve diø.

2012

A. Tırpan – Z. Gider – A. Büyüközer, “The Temple of Hekate at Lagi-na” BYZAS 12, 2012, 181-202.

Vitruvius De Architectura (Çev. S. Güven, Vitruvius. Mimarlık Üzerine On Kitap)

(1993).

Wesenberg 2012 B. Wesenberg, “Der Pseudodipteros in Vitruvs Architekturtheorie”,

(10)

      Kuzeybatı Güney Resim 1 Resim 2

(11)

 

 Resim 3

Referanslar

Benzer Belgeler

Introducing into the unbinned likelihood the expected signal contribution for a given axion mass coming from the total exposure time of the 3 Micromegas detectors, and introducing

Measured differential four-jet cross section for R = 0.4 jets, in bins of Σp central T , along with the uncertainties in the measurement. Measured differential four-jet cross

But when actuators suffer ”serious failure”– the never failed actuators can not stabilize the given system, the standard design methods of reliable H ∞ control do..

To create an administrative body that offers services to meet the general, daily needs of practicing Islam may be justifiable as ‘public service’ where a majori- ty of the

Bu çalı mada, kamu gelir ve harcamalarına ilave olarak tahmin edilen modellere teoride bütçe sürecini belirlemek için potansiyel ili kisi ileri sürülen reel GSMH ve

Polonya edebiyatında çok önemli bir yere sahip olan, hatta Polonya’nın bugüne değin en büyük yurtsever şairi olarak kabul edilen Adam Mickiewicz de söz

State Research Center of Russian Federation, Institute for High Energy Physics of NRC “Kurchatov Institute”, Protvino, Russia 110 National Research Tomsk Polytechnic University,

The ratios of the simulations to the data (MC/Data) are also shown, where the shaded band indicates the total experimental uncertainty in the data.. Vertical lines drawn on the