• Sonuç bulunamadı

Ne Lüzum Vardı Millî Folklor Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ne Lüzum Vardı Millî Folklor Dergisi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

İÇİNDEKİLER

NE LÜZUM VARDI? ..

M İL L Î F O L K L O R D E R G İ S İ : Ne L üzum V ardı? ... 1 Y O Z G A T L I H Ü Z N î’N İN H İZ B î M A H L A S L I B İR Ş İİR İ... 3 P R O F . D R. S A İM S A K A O Ğ L U : Bazı Aydınlarımıza Bir T ürlü Scvdiremediği-miz H alk Edebiyatım ız... 4 Prof. Dr. D U R SU N Y IL D IR IM : Sözlü Gelenek K ü ltü r ü ... ... 6 T Ü R K E R E R O Ğ L U : Sahnelenen H alk Oyunlarının Çoğu Uydurma

mı?...8

M U ST A FA T A T Ç I: İslâm î Türk Edebiyatında Türlerle İlgili Bazı Problemler... 11 M . Ö C A L O Ğ U Z : Y unus Em re Neden K a lıc ıd ır? ... ...14 A Lİ R A H M A N î’D E N B İR Ş İİR : Y ar Aşkıdır Bar A şkıdır... 16 M U R A T K A R A B U L U T : Kıbrıs Folkloru M u Kıbrıs Türk Folkloru M u ? ... 17 Y E N E R ALTUNTAŞ: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Giyim -K uşam ... R E Y H A N ı’D EN B İR Ş İİR : 19

20

T ek ellüm :... H A L İL K A R A B U LU T T A N B İR Ş İİR : V a h d e t. ... 20 A H M E T Ç A K IR : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Halk O y u n la rı... 21 N A CİY E Y IL D IZ : Folklor Derlemele­ rinde Dikkat Edilmesi Gereken

Hususlar... ...23 E M İN E K IR C I: Bilinmeyen Bir Halk Şairi: Âşık H Ü S E Y İN ... 25 D E R T L İ’D EN B İR Ş İİR ... 26 K A T İBEDEN B İR Ş İ İR ... 26 H ATİC E OKTAY: Samsun’un

Aydoğdu Köyünde Derlenen

M aniler... ... 27 Ş E K Ü R TURAN: Uygur H alk Koşak-ları...: ...29 ALİ Y A K IC I: I. Milletlerarası Türk Halk Edebiyatı ve Folklor Kongresinin A rdında n... 30

"Türkiye’de folklor çalışmaları -Cumhuriyetin ilk yıllarıyla kıyas­ landığında- günüm üzde daha teknik cihazlarla ve İlmî metotlarla yapıl­ maktadır. A ncak bu çalışmaların yayımlandığı d 2I'g>ve kitap sayısı o yılların çok gerisindedir."

Piyasada çeşitli konularda yayım, yapan

:rce dergi varken ve bunların en

ağırbaşlıları, en im kânları fazla olanları tiraj­ larını 2500’ün üzerine çıkaramazken "doymuş bir toplum"da yeni bir dergiye ne lüzum vardı?. . .

Bu soruyu kendimize cninc-boyuna

sorup düşündükten sonra, elinizde bulunan ilk sayımızla yayım hayatımıza başladığımıza göre, okuyucularımızı ilk önce "lüzum um uza” inandırm am ız varolmaya devam edebilmemiz için asgarî şarttır:

Folklor, dünyada ve bizde geçen asrın ortalarından itibaren şekillenen yeni bir ilim ­ dir ve geçen zaman içerisinde cide edilen malzemelere bakılarak alanı ve mahiyeti kav­

ranmaya çalışılmaktadır. Geçen asırda

folklorla meşgul olanlar işe; türkü, masal, hikâye. . . gibi sözlü edebiyat mahsullerinden

başlamışlar, bu hareket noktası onları,

folklorun "sözlü edebiyat m ahsulleri" olarak

kavranması ve tarif edilmesi neticesine

götürmüştür. Bir kısım folklorcu ise, bu kav­

ramın "folk? ve umc kelimelerinden

meydana gelmiş olmasını hareket noktası alarak, onu ."halkın ilm i" şeklinde tarif etmişler; böylccc, halk’a ait her türlü maddî-

manevî pratik, folklorun faaliyet alanı

içerisine alınmıştır. Bu tarif "halk" kav­ ramının da tarifini zarurî kılmış, yapılan tarifler ise, müştereken kabul edilmediği gibi,

folklorun alanı konusunda da -şiddetli

tartışmalara yol açmıştır. 1

(2)

Türkiye’de yakın zamana kadar bazı çev­ relerde halk kavram ından "cahil, fakir,

köylü" gibi sıfatların sahibi gelir seviyeleri diişük in san lar anlaşılm ış, folklor da b u n ­ ların hayatlarını -edebiyatları, inançları, maddî-ıııanevî k ü ltü r unsurlarıyla- inceleyen ilim ve ilm e ait malzeme olarak d ü şü n ü lm ü ştü r. Bu halk ye folklor anlayışı

bazı siyasî çevrelerde istismar konusu olarak ele alınmış; eşeğinin sırtında tabakasından tütün saran köylü, kucağında bebeğiyle tar­ lada çalışan kadın, inşaatlarda çalışan amele folklora malzeme vermeye hak sahibi olarak görülürken; arabasında filtreli sigara içen şöfor, bürosunda daktilo yazan memurc, ameleye iş veren taşaron veya müteahhit, haik kavramının dışında telakki edilerek, çarpık bir folklor anlayışı iie sun’i bir

tabakalaşma körüklenmeye çalışılmıştır.

Hatta bu hususta daha ileri fikirler ortaya konularak, folklor mahsullerinin en dikkate değer özelliği olarak din, millet hududu tanımayan beşerî unsurlar taşıması gösteril­ miştir.

Bunun yanında, folklor, m illî k ü ltü r kav­

ram ı içerisinde kaba-saba, kültürel yönden yetişmemiş grup ların ortaya Voyduğu alt k ü ltü r malzemeleri olarak da d ü şü nü lm üş, F u zu lî’nin Leyla ve M ecnuıı’u karşısında Şah İsm ail m asalının, Baki’nin şiiri karşısında D adaloğlu’nun, Ebussuud karşısında bektaşî babaların ın tutunaıııayacağı gibi fikirler,böyle bir bakış

açısının ncticesi olarak ortaya

atılmıştır.-Folklor, ve folklor mahsulleri hakkındaki bu kanaatler, folklorun m illî k ü ltü r denilen

pekçok unsurdan oluşan birik im in gelişim içinde bir m illetin çeşitli grubları tarafından farklı ölçülerde yaşanılan verilerinin varyantlarına' ve bu verileri in ­ celeyen ilme verilen isim 3 olduğunu farkedememekten kaynaklanmaktadır. Eğer bu nokta farkedilnıiş olsaydı, m illî kültürü

tarif ederken Baki ile D ad a lö ğlu ’yu

karşılaştırmaya ‘ ve birinin diğerine

üstünlüğünü iddia etmeye hiç lüzum ol­ mayacaktı.4

Folklorun mahiyeti ve lüzum u

Türkiye’de yeterince kavranamamıştır.

Folklora -detayların içerisinde kaybolmada ı.

bütünü görerek- yukarıdaki taril

çerçevesinde bakan ilim adam larının sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdır. Bu derginin varoluş maksatlarından biri olarak, bu ilim adam larının da fikirlerin­ den istifade ile folklordan asıl anlaşılması

gerekeni, folklor araştırıcılarına ve bu

konuya sempati duyanlara iletme zarureti de ğözden uzak tutulm am alıdır.

Cumhuriyetin kuruluşundan - sonra,

başta Halkevleri olmak üzere, H alk Bilgisi Derneği v.b. gönüllü teşekküller ve şahıslar folklor malzemelerinin derlenmesinde büyük hizmetler görmüşler; birçok vilayetimizde çıkarılan Halkevleri dergilerinde kıymetli malzemeler yayımlamışlardır. D ah a sonraki yıllarda çıkan T ürk Folkloru A raştırm aları,

Sivas Folkloru, T ürk Folkloru, . . .(Burada

folklor konusunda yayım yapmış bütün der­ gileri saymamız yersizdir.) gibi dergiler folklor malzemelerini yayımlamaya devam etmişlerse de bugün bu dergiler de yayım hayatlarını doldurm uşlardır.

Türkiye’de folklor çalışmaları -Cum­ huriyetin ilk yıllarıyla kıyaslandığında- günüm üzde daha teknik cihazlarla ve daha ilm i metodlarla yapılmaktadır. Ancak, bu çalışmaların yayımlandığı dergi ve kitap sayısı o yılların çok gerisindedir.

Bugün, çok mahdut im kânlarla birkaç vilayetimizde uzun aralıklarla çıkarılarak yaşatılmaya çalışılan ve folklora da yer veren birkaç dergi hariç tuîuiursa, büyük ek­ seriyetle folklor malzemeleri, M illî Folklor araştırma Dairesi’nin yılda bir veya azam î iki defa çıkardığı "Türk Folkloru 'Araştırmaları'' ve "Türk Folklorundan Derlemeler" adlı yıllıklarda yayımlanabilmektedir.

İşle, yukarıdan beri sayageldiğimiz bu ve benzeri sebepler, bizi bu mesuliyetli vazifeye

şevketti. Bu derginin yayım hayatına

başlamasıyla, istismar edilen folklorun milli kültürle bütünleştirilmesi, sağduyu sahibi aydınların yukarıdaki tarifte ifadesini bulan bir folklor anlayışında birleştirilmesi ve folklor malzemelerinin derli toplu ve uzun soluklu bir dergi vasıtasıyla ilgililerine

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmada ikinci olarak TU algısı boyutlarından yapı esnekliği boyutunun yordanan beş büyük kişilik yapıları envanterinin boyutlarının yordayıcı

Bu sonuç, çeviri edincinin alt bileşenlerinden iki dil (KD, ED) edincinin diğer edinçlerin üzerinde ve olmazsa olmaz bir koşul olmasından ileri gelmektedir. Çünkü,

Barış Bıçakçı’nın roman ve hikâyelerinde Ankara sadece anlatı kişilerinin üzerinde bulunduğu çevresel bir mekân olmakla kalmaz, bireylerle duyusal ve duygusal bir

Demak yuqorida tilga olingan inoyatnomalar va ulardagi xonlar uchun xos bo’lgan muhrdan quyidagi xulosalarga kelish mumkin: - Shohruxxon taxt uchun kurash olib borar ekan

İşletmelerin %56’sında mevcut envanter yönetim sistemi, sipariş zamanlarını, miktarlarını ve stok miktarını sağlıklı olarak belirlemeye olanak vermektedir,

Buna göre; negatif yükler pilin “–” kutbundan “+” kutbuna doğru akmasına karşın elektrik akım yönünün pilin “+” kutbundan “-” kutbuna doğru olduğu

Bu hedefle Gazi Üni- versitesi Türk Halk Bilimi Bölümü ve Altındağ Belediyesi işbirliğinde oluş- turulan Ankara’nın Somut Olmayan Kültürel Mirası isimli katalog

temelen ada halkı arasında bilinen bir menkıbeye yer verir (Pîrî Reis, 2002: 159). Ada isimlerine dair bu sözlü ri- vayetler dışında, bir şekilde Osmanlı