I
I
i
I
I
!
Cüda: “Resmin etkileme gücü, estetik değeri oranındadır,,
• Sayın Mahmut Cüda, Ankara ve İzmir'de sergiler açtınız. Son yıllarda sayıları giderek ar tan galerilerin üstlendikleri görevi kısaca tanım layabilir misiniz?
Her iş ve girişim bir emek ürünüdür. Özel likle sürekli bir gideri olan emeğin de nesnel ve tinsel karşılığı olması gerekir. Bu bakımdan ga lerilerin önce gelir ve giderlerini saptamak gere kir. Yoksa üstesinden gelemedikleri görevlerini belirlemek neve yarar?
® Gelişen Türk resmi, yetkinleşme sürecini eleştirilerle değerlendirme olanağı bulabilmiş mi dir? Bu bağlam içinde eleştirmenin işlevini açık lar mısınız?
Resim, BatTdan alınıp Akademi’ye tıkıldığı. topluma ulaşmadığı İçin «yetkinleşme süreci» düşüncede kalmıştır Böyle bir ortamda, hiç kuş kusuz, eleştiri de gelişemezdi. Yine bu bağlam içinde eleştirmenin işlevine gelince- Ulusal kül türümüz adına gönlünden geçenleri varsayan e- leştırmenier, bu özellikleri yandaşlarına bağışla mışlardır
h «Bir Bardak Yağmur Suyu İçiverin Gitsin» adlı kitabınızda Güz San. Akademisi’nl eleştiri yorsunuz. Ulusal beğeni ve duyarlığın oluşumun da orta öğretime düşen sorumluluk bu kurumdon daha önemli değil midir?
Bilinçlenmemizi sağlayan en önemli duyu or ganları gözle kulaktır. Ne var kl, bakmak görme ye. işitmek de duyup arılamaya yeterli değildir Bu becerilerin kazanılması belirli alıştırmalarla gerçekleşir ilk ve ortaokullara bu nedenle resim - müzik dersleri konulmuştur; Akademi öncesi resim çalışmaları niteliğinde değildir Bu bakım dan Akademi öncesi çalışmaların bu kuruma göl ge düşürdüğü söz konusu olamaz. Ama tersi sa vunulabilir. çünkü öğrencileri koşullandırdığı ¡cin doktrlner akımlar bile sakıncalı sayılırken Aka demi, okula karşıt bir eğilimi öğretme özentisi İle öğretmen yetiştirmektedir Bövlece orta öğre timin etkinliği geniş ölçüde zedelenmektedir.
• izlenmesi öngörülen kültür siyasasında
çeşitli sanat kurumlarmın özerkliği Kültür Bakan lığımın önemle eğildiği konular arasında. Bu yön deki çalışmaların kültürümüze katkısı ne olacak tır?
Güz. Son. Genel Müdürlüğü kurulduğunda sanat öğretimi ile sanat propagandası İşini ayı ran yeni bir politika uygulanocak. sanatçılar da Akademi'nin aracılığından kurtulacak sanmıştık. Gecen zaman yanıldığımızı ortaya koydu.
, Akademi'nln çağdaşlaşma sürecine henüz girmediği, olanaklarını gereğince değerlendire mediği açıkça gözleniyor. Yüksek uzmanlık ku rulularının dokunulmaz özerkliği sanatçıları uydu olmaya götürebilen esnek bir konu. Günümüze dek bu olanaklar çarpık yaklaşımlarla yörüngesinden uzaklaştırıldı.
• Dönüşüm sürecindeki bir toplumda duyar lığın politik eğilime bağlı yönsemelerl ne gibi sorunlarla karşılaşır?
Sanatçı, geçimi sağlanmış kişi değildir. Ça lışmak. emeğini değerlendirmek zorundadır. Bu bakımdan «arz ve talep» kuralına uyarak, kişili ğinden ödün vermeksizin, albenisi olan konulan seçmesi gerekir. Ayr'ca ısmarlanırsa İstenen ko nuyu da lşleyebllmelldir Böyle bir çalışma, usta lığı belgeler, yozlaşmayı ya da toplumdan kopuk luğu değil. Elbet İdeolojik konular da çalışmala rına ağabilir, ne var, özgünlüğü politik eğilime götürme güçsüzlüğü örtmez. Sanatçıda coşku uyandıran etkenler estetik ve teknik öğelerde te mellenir Kişilerin, akımların, okulların, dönemle rin tanımlanmasında, değerlendirilmesinde teknik ve estetik öğeler cayılmaz ölçüyü oluştururlar.
Konuya gelince; Boyadan, tuvalden sonra yine sanatçının teknik becerisi ile estetik duyar lığını göstermesine varavan bir araçtır. O kadar. Sunu da ekleveyim resim oropaganda aracı ola rak kullanıldığında içerdiği teknik ve estetik de ğeri oranında etkiler Yoksa zaman zaman örnek lerini gördüğümüz İlkel çalışmalarla alay konusu
olur. MAHMUT CÜDA
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi